HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

advertisement
HİTİT ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
MALİYE BÖLÜMÜ
AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE MALİ İLİŞKİLERİ DERSİ
GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
YRD.DOÇ.DR ÖZGÜR EMRE KOÇ
HAZIRLAYANLAR:
ÖZLEM GÜNEŞ
KÜBRA ZORLU
ELİF GÜLŞEN
Çorum 2014
1
İÇİNDEKİLER
1. GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
1.1.GÜMRÜK BİRLİĞİ
1.2. GÜMRÜK BİRLİĞİNİN TÜRKİYE İLE TARİHSEL GELİŞİMİ
1.2.1.HAZIRLIK DÖNEMİ(1964-1973)
1.2.2.GEÇİŞ DÖNEMİ(1973-1995)
1.1991-1995 DÖNEMİ
2.1980-1990 DÖNEMİ
1.2.3.SON DÖNEM(1996)
1.1996-SONRASI
2.1997 LÜKSEMBURG ZİRVESİ
3. 1998 AB’NİN YENİ BİR GİRİŞİMİ
4. 1999 KÖLN ZİRVESİ
1.3TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI
1.1980 ÖNCESİ
2. 1980-1990 DÖNEMİ
3. 1990 SONRASI
2.GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
1.STATİK ETKİLER
1. 1.Üretim Etkisi
1.1.1. Ticaret yaratıcı etki
1.1.2.Ticaret saptırıcı etki
2
1.2.Tüketim etkisi
1.3.Ticaret hadlerine etkisi
1.4.Kamu gelirleri etkisi
2. DİNAMİK ETKİLER
1. Rekabet etkisi
2.Ölçek ekonomileri etkisi
3.Dışsal ekonomiler etkisi
4.Teknolojik ilerleme etkisi
5.Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi
3. DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ EYLÜL 2014
4. SONUÇ
3
1.GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
1.1.GÜMRÜK BİRLİĞİ
Gümrük birliğinde üye ülkeler arasındaki ticaretin tamamen serbest bırakılması; birliğe üye
olmayan ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesinin uygulanması söz konusudur. Gümrük
birliğinde üye ülkelerin serbest bir dış ticaret politikası uygulanması sınırlandırılmıştır. Bu
nedenle, gümrük birlikleri serbest ticaret bölgesine göre daha ileri bir iktisadi bütünleşme
aşamasını temsil eder. TR-AB arasındaki iktisadi bütünleşme türü bir gümrük birliğidir.
1.2.GÜMRÜK BİRLİĞİNİN TÜRKİYE İLE TARİHSEL GELİŞİMİ
1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması, tam üyeliğe giden yolu 3 aşamada
gerçekleştirmeyi amaçlamıştır:
1. Hazırlık dönemi(1964-1973)
2. Geçiş dönemi(1973-1995)
3. Son dönem(1996’dan tam ekonomik entegrasyona kadar)
1.2.1.HAZIRLIK DÖNEMİ(1964-1973)
Bu dönemde topluluk Türkiye’ye ticari kolaylıklar sağlamış, mali yardımlar yapmış,
krediler vermiştir. Anlaşmaya göre 5 yıl olarak öngörülen fakat görüşmelerin uzaması
nedeniyle 8 yıl sürerek 1 Aralık 1964 – 31 Aralık 1973 tarihleri arasını kapsayan bu dönemde,
Topluluk üstleneceği tek taraflı yükümlülüklerle Türk ekonomisini güçlendirmeyi ve Gümrük
Birliği’ne geçişe hazır duruma getirmeyi taahhüt etmiştir. Topluluğun Geçici Protokol ile
saptanmış bazı tarım ürünlerine ithal kolaylıkları tanımasının ve I. Mali Protokolün etkileri,
1958-64 döneminde düşmekte olan AET’nin Türkiye’nin dış ticaretindeki payının 1964-72
dönemindeki artışı ile görülür.
1.2.2.GEÇİŞ DÖNEMİ(1973-1995)
Topluluk 1971 yılında bazı petrol ve tekstil ürünleri dışında Türkiye’den ithal ettiği tüm
sanayi mamullerine uyguladığı gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarını tek taraflı olarak
sıfırlamıştır.
1970lerin ilk yarısı karşılıklı olarak gümrük ve benzeri vergi kolaylıklarının sağlandığı; ikinci
yarısı ise, Türkiye’nin iç ve dış etmenler nedeniyle ekonomik güçlüklerle uğraştığı bir
4
dönemdir. Dış etmenler Avrupa Topluluğu kaynaklı olup ilişkileri olumsuz yönde
etkilemiştir.
1.1980-1990 DÖNEMİ
Haziran 1980 de TR-AT ilişkilerini canlandırma kararı alınsa da 12 eylül 1980 askeri
müdahalesinden sonra ilişkiler yeniden soğumuştur. Kasım 1983’de kurulan, serbest piyasa
yanlısı yeni hükümetin çabalarıyla, ilişkiler 1986 sonlarından itibaren normalleşmeye başladı.
Türkiye gümrük indirimine ilişkin programı yeniden uygulamaya koydu. 1987’de Avrupa
Topluluğu’na tam üyelik başvurusunda bulunuldu. AT; Türkiye’nin tam üyelik talebine karşı,
yapısal farklılıklar, Türkiye’deki yüksek enflasyon ve işsizlik, sanayide yüksek koruma
oranları, sosyal güvenlik farkı gibi nedenlerle olumsuz görüş bildirdi (1989).
2.1991-1995 DÖNEMİ
1992 ve 1994 arasında yapılan Ortaklık Konseyi toplantılarında politik karar ile; gümrük
birliğinin 1995’de gerçekleşmesi kararı alındı. 1994 yılına girerken taraflar arasında tartışılan
konuların başlıca anti-damping kararları, tekstil politikaları ve fikri haklar sorunuydu. 1995
yılı başında, Katma Protokol’de öngörülen 22 yıllık geçiş dönemi sona erdi. 6 Mart 1995’de
Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği Protokolü imzalandı. Bu belge «Ortaklık Konseyi
Kararı» adını taşır. Anlaşma, Türkiye’nin-AB’nin ortak gümrük tarifesine ve tercihli ticaret
anlaşmalarına uyum sağlaması, Türk tekstil ürünlerine uygulanan kotaların kaldırılması
koşulları, gümrük birliğiyle ilgili yasaların Topluluk mevzuatına uydurulması ve Türkiye’ye
yapılacak mali yardım konularıyla ilgili hükümler içeriyordu.
1.2.3.SON DÖNEM(1996)
1.1996-SONRASI
Türkiye’ye yardımın durdurulması(1996): Avrupa Parlamentosu 19 eylül 1996 tarihli
toplantısında Türkiye’ye yapılan yardımlar durdurma kararı aldı. En az 6 ayda bir toplanması
gereken Ortaklık Konseyi 1997 sonları itibariyle henüz toplanmamış bulunuyordu.
2.1997 LÜKSEMBURG ZİRVESİ
AB’nin genişleme esasların belirlendiği, 12 Aralık 1997 Lüksemburg Doruğu Türkiye’nin
tam üyelik umudunu iyice kırdı. Bu Dorukta AB; Türkiye ile ‘’Yakınlaşma Stratejisi’’
kapsamında, Kıbrıs ve Ege sorunların çözülmesini, azınlıklara saygı gösterilmesi ve
5
Türkiye’nin Lahey Adalet Divanının yetkisini kabul etmesini şart koştu. Doruğun kararlarının
Türkiye ile ilgili bölümlerin Gündem 2000 Raporu ile paralellik taşır.
3.1998 AB’NİN YENİ BİR GİRİŞİMİ
AB Komisyonunca Mart 1998 de açıklanan Avrupa Stratejisi çerçevesinde ilişkilerini
düzeltme istediğini Türkiye’ye bildirdi. Ankara iki koşulla görüşmeyi kabul etti: İş birliğinin
mali kaynakları açıklanmalıdır; yani,Yunan vetosu nedeniyle bir türlü alınamayan mali
yardımların yapılması güvence altına alınmalıdır. Bürüksel de toplanacak olan Ortaklık
Konsey’inde siyasi konular görüşülmemelidir. Ne var ki AB mali yardımlar konusunda
güvence vermemiştir.
4.1999 KÖLN ZİRVESİ
Haziran 1999 da Köln de yapılacak olan AB Doruğu; hem Türkiye hem AB açısından son
şanslardan biri olarak görülüyordu. Ancak Doruk bildirgesindeki şu ifadeden, AB’nin
Türkiye’ye yönelik ‘’oyalama politikası’ ndan’’ hala vazgeçmemiş olduğu anlaşılıyordu:
‘’ Türkiye’yi AB üyeliğine hazırlama çabalarımızı sürdüreceğiz. Hazırlamak içinde bir takvim
belirleyeceğiz. Aday ülkeler toplantısına davet edilmesi için çaba göstereceğiz.’’Sonuç olarak
aralık 1999 da yapılan Helsinki Doruğunda Türkiye aday ülke statüsüne alındı.
1.3.TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI
1.1980 ÖNCESİ
Türkiye 1970’li yılların ortalarında ithalatının ancak %40’nı libere etmiştir. Türkiye; az
gelişmiş sanayi, sağlam kurumlardan yoksun piyasası ve dış rekabete kapalı
ekonomisiyle,1980’e kadar uyum konusunda bir gelişme gösterememiştir. Avrupa’ya
ekonomik uyum açısından zorlanan Türkiye siyasal, toplumsal ve kurumsal koşulları yerine
getiremedi.
2.1980-1990 DÖNEMİ
80’li yıllara girerken, özellikle uluslararası finans kurumlarından gelen yoğun baskılar
sonucunda bir değişim başladı. Serbest piyasa ekonomisi ve dışa dönük ekonomik büyüme
çerçevesinde, uyumun gerçekleşmesi hedeflendi.

1984-1991 de daha serbestleştirilmiş bir ithalat rejimine geçildi.
6

Gümrük vergileri %76’dan %49’a düşürüldü.

İthalatta bürokratik kontroller, miktar kısıtlamaları ve ithalattan alınan fonlar azaltıldı.

İhracata vergi iadesi uygulaması kaldırıldı.

KDV uygulaması başladı(1985)

1988-89 Ortak Gümrük Tarifesi’ne uyumu kolaylaştıracak olan yeni gümrük tarife
giriş cetveli uygulamaya konuldu.

Döviz ve altın piyasaları kuruldu.

Sermaye işlemleri serbest bırakıldı.

Döviz kuru piyasada belirlenmeye başladı.
3.1990 SONRASI

1993-94’te ithalatta tek vergi sistemine geçildi. Yeni tarife indirimleri yapıldı.
İthalattan alınan Toplu Konut Fonu oranı düşürüldü.

1995’te AB ülkelerine uygulanan gümrük vergileri %75-90 arasında düşürülmüş
bulunuyordu. Ortak gümrük tarifesine ise %85-90 arasında uyum sağlanmıştır.

1997 yılı itibariyle gümrük duvarları, sanayi ürünlerinden tümüyle kaldırılmıştır.

Nisan 1999 itibariyle Türkiye; ekonomik performansını etkileyecek gümrük, bankalar,
sosyal güvenlik, özelleştirme, anti-damping mevzuatı gibi uyum yasalarını henüz
çıkarmamış bulunuyordu.
2.GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Statik etkiler
•
Üretim etkisi
•
Ticaret yaratıcı etkisi
•
Ticaret saptırıcı etki
•
Tüketim etkisi
7
•
Ticaret hadlerine etkisi
•
Kamu gelirlerine etkisi
Dinamik etkiler
•
Rekabet etkisi
•
Ölçek ekonomileri etkisi
•
Dışsal ekonomiler etkisi
•
Teknolojik ilerleme etkisi
•
Yatırımları özendirme ve sermaye etkisi
1.STATİK ETKİLER
Faktör donanım, teknolojik seviye ile talep yapısı gibi parametrelerin sabit kaldığı
varsayımı altında gümrük birliğinin,birlik içinde kaynakların yeniden dağılımı
sebebiyle ortaya çıkan etkilerine denir.
1.1.Üretim Etkisi
Ticaret yaratıcı etki: GB dolayısıyla yüksek maliyetli üretimin yerini, birlik içinde
daha verimli ülkelerin almasıdır. Birliğe üye olan ülkeler arasındaki ticarete uygulanan
tarife ve kotaların kaldırılması sonucu, ticarete konu olan malların fiyatı düşer. Birlik
içinde ticaret yaratılmasına bağı olarak birlik üyeleri, daha ucuz kaynaktan daha fazla
tüketim yapma imkanına kavuşur. Böylece üyeler arasındaki ticaret hacmi yükselmiş
olur.
Ticaret saptırıcı etki: Üçüncü ülke mallarına karşı konan ortak tarife sonucu bu
ülkelerin mallarının pahalı hale gelmesi ticaretin birlik içine kaymasına neden olur.
Ticareti birlik dışından birlik içine kaydıran bu etkiye ‘’ticaret saptırıcı etki’’ denir. Bu
etki sonucu birlik dışında kalan ülkelerle yapılan ticaret hacminde daralma ortaya
çıkar. Türkiye’nin AB dışındaki diğer ülke ve ülke grupları ile de ikili ilişkileri olduğu
için ticaret saptırıcı etkinin belirli bir şekilde ortaya çıkmamıştır.
1.2.Tüketim etkisi
8
GB sonucunda gümrükler indirilince nispi olarak daha ucuza gelen mallar daha fazla
talep edilir. Birlik içinde pahalı üreten üye ülkelerin ve OGT sonucu ürünü pahalı hale
gelen birlik dışı ülkelerin üretimi azalır.Üretim etkisindeki bu değişikliğe bağlı olarak
birlik içi fiyat herhangi bir ülkenin fiyatının altında kalırsa, bu ülke vatandaşlarının
satın alma güçleri artacağından birlik içi ithalat artacaktır.
1.3.Ticaret hadlerine etkisi
Gümrük birliği sonucu ticaretin artması birlik içi üretim ve geliri arttırırken, birlik
dışında bunun tersi ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte birlik içinde ucuza üreten üye
ülkenin üretim ve geliri artarken, pahalıya üreten ülkenin üretim ve geliri de
azalmaktadır. Dolayısıyla gelir bir yandan birlik dışından birlik içine, diğer yandan
pahalıya üreten ülkeden ucuza üreten ülkeye yeniden dağılmaktadır. Ayrıca birlik içi
ticaretin serbestleşmesi ile ihracata çalışan sektörlerin geliri nispi olarak artmaktadır.
Türkiye’de gelirin sanayi sektörü lehine dağılmasının bir nedenidir. Türkiye’nin
sanayi sektörü ithalat miktarının ihracat miktarından daha hızlı artması;bu ürünleri
birlik içinde ucuza üreten gelişmiş ülkelerin üretim ve gelirin artığını,gelir dağılımı
gelişmiş ülkeler lehine, Türkiye aleyhine geliştiğini gösterir.
1.4.Kamu gelirleri etkisi
Üyeler arasında tarifelerin sıfırlanması üye ülkelerin vergi kaybını doğurur. Üçüncü
ülkelere karşı uygulanan ortak tarife, üye olunmadan önceki tarifeden küçük olur veya
bu ülkeden ithalat önemli ölçüde azalır ise bu durumda vergi kaybı ortaya çıkar.
Böylece kamu gelirleri azalmış olacaktır. Eğer, ithalat vergi gelirlerinde bir azalma
varsa ve bu başka tür bir vergi ile telafi edilmezse; kamu kesimi borçlanma gereği
artar, bu da faiz ve enflasyon oranlarını arttırır.
Türkiye’de ithalattan gümrük vergisi ve toplu konut fonun olmak üzere 2 tür vergi
alınmaktaydı. GB ile bunların ikisi de kaldırılırken üçüncü ülkelere karşı OGT
uygulanmaya başlamıştır.
2.DİNAMİK ETKİLERİ
Dinamik etkiler sürekli oldukları, orta ve uzun vadede ekonominin yapısında önemli
değişmeler meydana getirdikleri için çoğu kez statik etkilerden daha önemli sayılırlar.
9
1.Rekabet etkisi
Kamu teşebbüsleri ve ticari nitelikli devlet tekellerinin, birlik vatandaşları ile Türk
vatandaşları arasında ayrım yapmaz hale gelmesi, ticari nitelikli devlet tekellerinin
yeniden düzenlenmesi, İhracatta Gözetim ve Koruma Önlemlerinin Değerlendirme
Kurulu oluşturularak ithalatta haksız rekabetin önlenmesi ve Rekabet kurulunun
kurulması gibi çalışmalarla firmalara eşit rekabet koşulları sağlanarak tekelleşmenin
önlenmesi amaçlanmıştır. Özellikle otomotiv ana ve yan sanayi, tarım araçları,
elektrikli ve elektronik eşya, makine, metal, ağaç ürünleri, mobilya vb. ürünlerde
rekabetin daha da artması beklenilmektedir.
GB ile üyeler arasında tarife ve kotalar kalkınca yerli üreticiler dış rekabete açılmış
olurlar. Böylece eksik rekabetçi oluşumlar ortadan kalkarlar.
2.Ölçek ekonomileri etkisi
Firmaların büyüklüğünden kaynaklanan unsurlar, maliyetlerin düşürülmesi, verimlilik
ve üretimin artması ve bunun sağladığı tasarrufların yarattığı olumlu sonuçlara ölçek
ekonomileri etkileri denmektedir. İş bölümü ve uzmanlaşma, büyüklükten
kaynaklanan makine ve donanım bolluğu, elde edilen yeni satış arttırma teknikleri ve
kazanılan yeni pazarlar ölçek ekonomileri yaratmaktadır.
3.Dışsal ekonomiler etkisi
Genel anlamda dışsal ekonomi, bir üreticinin diğer bir üreticiye yapmış olduğu
karşılıksız yarar ya da kayıplar şeklinde tanımlanabilir. Kitlesel üretim karşısında
endüstriye hammadde sağlayan işletmeler ileri teknoloji ve büyük ölçekli üretim
yöntemlerini kullanmaya başlarlar. Bu ise hammadde ve ara malların bollaşmasına,
kalitenin yükselmesine ve fiyatların ucuzlamasına neden olur. Verimlilik ve büyüme
hızı üzerinde olumlu sonuçlar doğuran dışsal ekonomiler, ekonomik bütünleşmeden
beklenen en önemli dinamik yararlardan biridir. Piyasanın büyümesi, sanayinin
genişlemesi, nitelikli işgücü ve yetişmiş eleman sağlanması ve teknolojik bilginin
yayılması gibi tüm endüstrinin yararlanabileceği olumlu bir ortam dışsal ekonomiler
sayesinde ortaya çıkmaktadır.
10
4.Teknolojik ilerleme etkisi
Gümrük birlikleri, üye ülkelerin teknolojik ilerleme hızlarını yükseltir. Piyasanın
genişlemesi, büyük işletmelerin kurulmasına yol açar. Bu da hem yurt dışından ileri
tekniklerin aktarılmasına hem de işletmelerin kendi bünyelerinde araştırma geliştirme
faaliyetlerine ayırdıkları kaynakların arttırılmasına yol açar.
5.Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi
Gümrük birlikleri, kaynak etkinliğini ve de dolayısıyla milli geliri yükseltir. Milli
gelirdeki büyüme de tasarruf ve yatırımları arttırır. Bu da piyasa hacminin
genişlemesine, birlik içinde üretimin daha etkin ellerde toplanmasına ve bölgeye
önemli ölçüde yabancı sermaye yatırımının çekilmesine neden olur. Birlik içinde
yatırımların ve buna bağlı olarak rekabetin artması, bölge içinde kaynakların daha iyi
kullanılmasına yol açar. Bu da verimliliği ve refahı yükseltici bir faktördür. Son
yıllarda Uzak Doğudan gelen yabancı sermaye artışı bunu doğrular.
3.DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ EYLÜL 2014
İhracat %4,6 arttı, ithalat %0,2 azaldı
Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan
geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2014 yılı Eylül ayında, 2013 yılının aynı
ayına göre %4,6 artarak 13 milyar 660a milyon dolar, ithalat %0,2 azalarak 20 milyar
585 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Dış ticaret açığı %8,4 azaldı
Eylül ayında dış ticaret açığı %8,4 azalarak 7 milyar 560 milyon dolardan 6 milyar
925 milyon dolara düştü.
İhracatın ithalatı karşılama oranı 2013 Eylül ayında %63,3 iken, 2014 Eylül ayında
%66,4’e yükseldi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %4,8 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2014 Eylül ayında bir önceki
aya göre ihracat %4,8 arttı, ithalat %1 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye
göre ise; 2014 yılı Eylül ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,4 arttı, ithalat
%4,1 azaldı.
11
Avrupa Birliği’ne ihracat %7,1 arttı
Avrupa Birliği’nin (AB-28) ihracattaki payı 2013 Eylül ayında %42,9 iken, 2014
Eylül ayında %43,9 oldu. AB’ye yapılan ihracat, 2013 yılının aynı ayına göre %7,1
artarak 6 milyar 2 milyon dolar olarak gerçekleşti.
En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu
Almanya’ya yapılan ihracat 2014 yılı Eylül ayında 1 milyar 321 milyon dolar olurken,
bu ülkeyi sırasıyla İngiltere (921 milyon dolar), Irak (911 milyon dolar) ve ABD (602
milyon dolar) takip etti.
İthalatta ilk sırayı Çin aldı
Çin’den yapılan ithalat, 2014 yılı Eylül ayında 2 milyar 318 milyon dolar oldu. Bu
ülkeyi sırasıyla Rusya (2 milyar 25 milyon dolar), Almanya (1 milyar 859 milyon
dolar) ve ABD (1 milyar 71 milyon dolar) izledi.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3,4 oldu
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.3 sınıflaması içinde yer alan
imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Eylül ayında ISIC Rev.3’e göre imalat sanayi
ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat
sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,4, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise
%32’dir.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ithalatı içindeki payı %14 oldu
İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %77,5’tir. Yüksek teknolojili
ürünlerin 2014 Eylül ayında imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %14, orta
yüksek teknolojili ürünlerin payı ise %41’dir.
SONUÇ
Statik etkiler açısından GB’ nin Türkiye’nin aleyhine ya da lehine olduğunu söylemek
güçtür. Dinamik etkiler göz önünde bulundurulduğunda, GB ‘nin uzun dönemde
Türkiye lehine olacağı söylenebilir. Çünkü doymamış iç pazarın, genç nüfusu doğal
zenginlikleri ve stratejik coğrafi konumu,uzun vadede GB’yi Türkiye’nin lehine
çevirebilecektir. GB’nin dinamik etkileri diye adlandırılan ölçek ekonomileri etkisi,
rekabet etkisi, yabancı sermayeyi ve yatırımları teşvik etkisi Türkiye’ye bu şansı
verebilecek güçtedir.
12
KAYNAKÇA
AHIN, Bahri. (1996).Avrupa Birliği-Gümrük Birliği ve Türkiye.Ankara:Nobel Yayın Dağıtım
SEYİDOĞLU, Halil. (1999). Uluslararası İktisat. Güzem Yayınları, İstanbul:Siyasal Kitabevi
KILIÇ,R.(2002).Türkiye-AB İlişkileri ve Gümrük Birliği.Ankara:Siyasal Kitabevi
DURA,C ve ATİK,H (2007). Avrupa Birliği,Gümrük Birliği ve Türkiye. Ankara:Nobel Yayın
Dağıtım
http://avrupa.info.tr/tr/abde-ticaret-ve-ekonomi/guemruek-birligi.html
http://www.ekodialog.com/makaleler/gumruk_birlik.html
http://www.21yyte.org/arastirma/avrupa-birligi-arastirmalarimerkezi/2013/04/08/6938/yeniden-gumruk-birligi-meselesi
Dura, Cihan- Atik, Hayriye (2000), “Avrupa Birliği Gümrük Birliği”, Nobel Yayın Dağıtım,
Ankara.
13
Download