HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ MALİYE BÖLÜMÜ AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE MALİ İLİŞKİLERİ DERSİ GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ YRD.DOÇ.DR ÖZGÜR EMRE KOÇ HAZIRLAYANLAR: ÖZLEM GÜNEŞ KÜBRA ZORLU ELİF GÜLŞEN Çorum 2014 1 İÇİNDEKİLER 1. GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ 1.1.GÜMRÜK BİRLİĞİ 1.2. GÜMRÜK BİRLİĞİNİN TÜRKİYE İLE TARİHSEL GELİŞİMİ 1.2.1.HAZIRLIK DÖNEMİ(1964-1973) 1.2.2.GEÇİŞ DÖNEMİ(1973-1995) 1.1991-1995 DÖNEMİ 2.1980-1990 DÖNEMİ 1.2.3.SON DÖNEM(1996) 1.1996-SONRASI 2.1997 LÜKSEMBURG ZİRVESİ 3. 1998 AB’NİN YENİ BİR GİRİŞİMİ 4. 1999 KÖLN ZİRVESİ 1.3TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI 1.1980 ÖNCESİ 2. 1980-1990 DÖNEMİ 3. 1990 SONRASI 2.GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ 1.STATİK ETKİLER 1. 1.Üretim Etkisi 1.1.1. Ticaret yaratıcı etki 1.1.2.Ticaret saptırıcı etki 2 1.2.Tüketim etkisi 1.3.Ticaret hadlerine etkisi 1.4.Kamu gelirleri etkisi 2. DİNAMİK ETKİLER 1. Rekabet etkisi 2.Ölçek ekonomileri etkisi 3.Dışsal ekonomiler etkisi 4.Teknolojik ilerleme etkisi 5.Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi 3. DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ EYLÜL 2014 4. SONUÇ 3 1.GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’YE ETKİLERİ 1.1.GÜMRÜK BİRLİĞİ Gümrük birliğinde üye ülkeler arasındaki ticaretin tamamen serbest bırakılması; birliğe üye olmayan ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesinin uygulanması söz konusudur. Gümrük birliğinde üye ülkelerin serbest bir dış ticaret politikası uygulanması sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, gümrük birlikleri serbest ticaret bölgesine göre daha ileri bir iktisadi bütünleşme aşamasını temsil eder. TR-AB arasındaki iktisadi bütünleşme türü bir gümrük birliğidir. 1.2.GÜMRÜK BİRLİĞİNİN TÜRKİYE İLE TARİHSEL GELİŞİMİ 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması, tam üyeliğe giden yolu 3 aşamada gerçekleştirmeyi amaçlamıştır: 1. Hazırlık dönemi(1964-1973) 2. Geçiş dönemi(1973-1995) 3. Son dönem(1996’dan tam ekonomik entegrasyona kadar) 1.2.1.HAZIRLIK DÖNEMİ(1964-1973) Bu dönemde topluluk Türkiye’ye ticari kolaylıklar sağlamış, mali yardımlar yapmış, krediler vermiştir. Anlaşmaya göre 5 yıl olarak öngörülen fakat görüşmelerin uzaması nedeniyle 8 yıl sürerek 1 Aralık 1964 – 31 Aralık 1973 tarihleri arasını kapsayan bu dönemde, Topluluk üstleneceği tek taraflı yükümlülüklerle Türk ekonomisini güçlendirmeyi ve Gümrük Birliği’ne geçişe hazır duruma getirmeyi taahhüt etmiştir. Topluluğun Geçici Protokol ile saptanmış bazı tarım ürünlerine ithal kolaylıkları tanımasının ve I. Mali Protokolün etkileri, 1958-64 döneminde düşmekte olan AET’nin Türkiye’nin dış ticaretindeki payının 1964-72 dönemindeki artışı ile görülür. 1.2.2.GEÇİŞ DÖNEMİ(1973-1995) Topluluk 1971 yılında bazı petrol ve tekstil ürünleri dışında Türkiye’den ithal ettiği tüm sanayi mamullerine uyguladığı gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarını tek taraflı olarak sıfırlamıştır. 1970lerin ilk yarısı karşılıklı olarak gümrük ve benzeri vergi kolaylıklarının sağlandığı; ikinci yarısı ise, Türkiye’nin iç ve dış etmenler nedeniyle ekonomik güçlüklerle uğraştığı bir 4 dönemdir. Dış etmenler Avrupa Topluluğu kaynaklı olup ilişkileri olumsuz yönde etkilemiştir. 1.1980-1990 DÖNEMİ Haziran 1980 de TR-AT ilişkilerini canlandırma kararı alınsa da 12 eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra ilişkiler yeniden soğumuştur. Kasım 1983’de kurulan, serbest piyasa yanlısı yeni hükümetin çabalarıyla, ilişkiler 1986 sonlarından itibaren normalleşmeye başladı. Türkiye gümrük indirimine ilişkin programı yeniden uygulamaya koydu. 1987’de Avrupa Topluluğu’na tam üyelik başvurusunda bulunuldu. AT; Türkiye’nin tam üyelik talebine karşı, yapısal farklılıklar, Türkiye’deki yüksek enflasyon ve işsizlik, sanayide yüksek koruma oranları, sosyal güvenlik farkı gibi nedenlerle olumsuz görüş bildirdi (1989). 2.1991-1995 DÖNEMİ 1992 ve 1994 arasında yapılan Ortaklık Konseyi toplantılarında politik karar ile; gümrük birliğinin 1995’de gerçekleşmesi kararı alındı. 1994 yılına girerken taraflar arasında tartışılan konuların başlıca anti-damping kararları, tekstil politikaları ve fikri haklar sorunuydu. 1995 yılı başında, Katma Protokol’de öngörülen 22 yıllık geçiş dönemi sona erdi. 6 Mart 1995’de Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği Protokolü imzalandı. Bu belge «Ortaklık Konseyi Kararı» adını taşır. Anlaşma, Türkiye’nin-AB’nin ortak gümrük tarifesine ve tercihli ticaret anlaşmalarına uyum sağlaması, Türk tekstil ürünlerine uygulanan kotaların kaldırılması koşulları, gümrük birliğiyle ilgili yasaların Topluluk mevzuatına uydurulması ve Türkiye’ye yapılacak mali yardım konularıyla ilgili hükümler içeriyordu. 1.2.3.SON DÖNEM(1996) 1.1996-SONRASI Türkiye’ye yardımın durdurulması(1996): Avrupa Parlamentosu 19 eylül 1996 tarihli toplantısında Türkiye’ye yapılan yardımlar durdurma kararı aldı. En az 6 ayda bir toplanması gereken Ortaklık Konseyi 1997 sonları itibariyle henüz toplanmamış bulunuyordu. 2.1997 LÜKSEMBURG ZİRVESİ AB’nin genişleme esasların belirlendiği, 12 Aralık 1997 Lüksemburg Doruğu Türkiye’nin tam üyelik umudunu iyice kırdı. Bu Dorukta AB; Türkiye ile ‘’Yakınlaşma Stratejisi’’ kapsamında, Kıbrıs ve Ege sorunların çözülmesini, azınlıklara saygı gösterilmesi ve 5 Türkiye’nin Lahey Adalet Divanının yetkisini kabul etmesini şart koştu. Doruğun kararlarının Türkiye ile ilgili bölümlerin Gündem 2000 Raporu ile paralellik taşır. 3.1998 AB’NİN YENİ BİR GİRİŞİMİ AB Komisyonunca Mart 1998 de açıklanan Avrupa Stratejisi çerçevesinde ilişkilerini düzeltme istediğini Türkiye’ye bildirdi. Ankara iki koşulla görüşmeyi kabul etti: İş birliğinin mali kaynakları açıklanmalıdır; yani,Yunan vetosu nedeniyle bir türlü alınamayan mali yardımların yapılması güvence altına alınmalıdır. Bürüksel de toplanacak olan Ortaklık Konsey’inde siyasi konular görüşülmemelidir. Ne var ki AB mali yardımlar konusunda güvence vermemiştir. 4.1999 KÖLN ZİRVESİ Haziran 1999 da Köln de yapılacak olan AB Doruğu; hem Türkiye hem AB açısından son şanslardan biri olarak görülüyordu. Ancak Doruk bildirgesindeki şu ifadeden, AB’nin Türkiye’ye yönelik ‘’oyalama politikası’ ndan’’ hala vazgeçmemiş olduğu anlaşılıyordu: ‘’ Türkiye’yi AB üyeliğine hazırlama çabalarımızı sürdüreceğiz. Hazırlamak içinde bir takvim belirleyeceğiz. Aday ülkeler toplantısına davet edilmesi için çaba göstereceğiz.’’Sonuç olarak aralık 1999 da yapılan Helsinki Doruğunda Türkiye aday ülke statüsüne alındı. 1.3.TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI 1.1980 ÖNCESİ Türkiye 1970’li yılların ortalarında ithalatının ancak %40’nı libere etmiştir. Türkiye; az gelişmiş sanayi, sağlam kurumlardan yoksun piyasası ve dış rekabete kapalı ekonomisiyle,1980’e kadar uyum konusunda bir gelişme gösterememiştir. Avrupa’ya ekonomik uyum açısından zorlanan Türkiye siyasal, toplumsal ve kurumsal koşulları yerine getiremedi. 2.1980-1990 DÖNEMİ 80’li yıllara girerken, özellikle uluslararası finans kurumlarından gelen yoğun baskılar sonucunda bir değişim başladı. Serbest piyasa ekonomisi ve dışa dönük ekonomik büyüme çerçevesinde, uyumun gerçekleşmesi hedeflendi. 1984-1991 de daha serbestleştirilmiş bir ithalat rejimine geçildi. 6 Gümrük vergileri %76’dan %49’a düşürüldü. İthalatta bürokratik kontroller, miktar kısıtlamaları ve ithalattan alınan fonlar azaltıldı. İhracata vergi iadesi uygulaması kaldırıldı. KDV uygulaması başladı(1985) 1988-89 Ortak Gümrük Tarifesi’ne uyumu kolaylaştıracak olan yeni gümrük tarife giriş cetveli uygulamaya konuldu. Döviz ve altın piyasaları kuruldu. Sermaye işlemleri serbest bırakıldı. Döviz kuru piyasada belirlenmeye başladı. 3.1990 SONRASI 1993-94’te ithalatta tek vergi sistemine geçildi. Yeni tarife indirimleri yapıldı. İthalattan alınan Toplu Konut Fonu oranı düşürüldü. 1995’te AB ülkelerine uygulanan gümrük vergileri %75-90 arasında düşürülmüş bulunuyordu. Ortak gümrük tarifesine ise %85-90 arasında uyum sağlanmıştır. 1997 yılı itibariyle gümrük duvarları, sanayi ürünlerinden tümüyle kaldırılmıştır. Nisan 1999 itibariyle Türkiye; ekonomik performansını etkileyecek gümrük, bankalar, sosyal güvenlik, özelleştirme, anti-damping mevzuatı gibi uyum yasalarını henüz çıkarmamış bulunuyordu. 2.GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Statik etkiler • Üretim etkisi • Ticaret yaratıcı etkisi • Ticaret saptırıcı etki • Tüketim etkisi 7 • Ticaret hadlerine etkisi • Kamu gelirlerine etkisi Dinamik etkiler • Rekabet etkisi • Ölçek ekonomileri etkisi • Dışsal ekonomiler etkisi • Teknolojik ilerleme etkisi • Yatırımları özendirme ve sermaye etkisi 1.STATİK ETKİLER Faktör donanım, teknolojik seviye ile talep yapısı gibi parametrelerin sabit kaldığı varsayımı altında gümrük birliğinin,birlik içinde kaynakların yeniden dağılımı sebebiyle ortaya çıkan etkilerine denir. 1.1.Üretim Etkisi Ticaret yaratıcı etki: GB dolayısıyla yüksek maliyetli üretimin yerini, birlik içinde daha verimli ülkelerin almasıdır. Birliğe üye olan ülkeler arasındaki ticarete uygulanan tarife ve kotaların kaldırılması sonucu, ticarete konu olan malların fiyatı düşer. Birlik içinde ticaret yaratılmasına bağı olarak birlik üyeleri, daha ucuz kaynaktan daha fazla tüketim yapma imkanına kavuşur. Böylece üyeler arasındaki ticaret hacmi yükselmiş olur. Ticaret saptırıcı etki: Üçüncü ülke mallarına karşı konan ortak tarife sonucu bu ülkelerin mallarının pahalı hale gelmesi ticaretin birlik içine kaymasına neden olur. Ticareti birlik dışından birlik içine kaydıran bu etkiye ‘’ticaret saptırıcı etki’’ denir. Bu etki sonucu birlik dışında kalan ülkelerle yapılan ticaret hacminde daralma ortaya çıkar. Türkiye’nin AB dışındaki diğer ülke ve ülke grupları ile de ikili ilişkileri olduğu için ticaret saptırıcı etkinin belirli bir şekilde ortaya çıkmamıştır. 1.2.Tüketim etkisi 8 GB sonucunda gümrükler indirilince nispi olarak daha ucuza gelen mallar daha fazla talep edilir. Birlik içinde pahalı üreten üye ülkelerin ve OGT sonucu ürünü pahalı hale gelen birlik dışı ülkelerin üretimi azalır.Üretim etkisindeki bu değişikliğe bağlı olarak birlik içi fiyat herhangi bir ülkenin fiyatının altında kalırsa, bu ülke vatandaşlarının satın alma güçleri artacağından birlik içi ithalat artacaktır. 1.3.Ticaret hadlerine etkisi Gümrük birliği sonucu ticaretin artması birlik içi üretim ve geliri arttırırken, birlik dışında bunun tersi ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte birlik içinde ucuza üreten üye ülkenin üretim ve geliri artarken, pahalıya üreten ülkenin üretim ve geliri de azalmaktadır. Dolayısıyla gelir bir yandan birlik dışından birlik içine, diğer yandan pahalıya üreten ülkeden ucuza üreten ülkeye yeniden dağılmaktadır. Ayrıca birlik içi ticaretin serbestleşmesi ile ihracata çalışan sektörlerin geliri nispi olarak artmaktadır. Türkiye’de gelirin sanayi sektörü lehine dağılmasının bir nedenidir. Türkiye’nin sanayi sektörü ithalat miktarının ihracat miktarından daha hızlı artması;bu ürünleri birlik içinde ucuza üreten gelişmiş ülkelerin üretim ve gelirin artığını,gelir dağılımı gelişmiş ülkeler lehine, Türkiye aleyhine geliştiğini gösterir. 1.4.Kamu gelirleri etkisi Üyeler arasında tarifelerin sıfırlanması üye ülkelerin vergi kaybını doğurur. Üçüncü ülkelere karşı uygulanan ortak tarife, üye olunmadan önceki tarifeden küçük olur veya bu ülkeden ithalat önemli ölçüde azalır ise bu durumda vergi kaybı ortaya çıkar. Böylece kamu gelirleri azalmış olacaktır. Eğer, ithalat vergi gelirlerinde bir azalma varsa ve bu başka tür bir vergi ile telafi edilmezse; kamu kesimi borçlanma gereği artar, bu da faiz ve enflasyon oranlarını arttırır. Türkiye’de ithalattan gümrük vergisi ve toplu konut fonun olmak üzere 2 tür vergi alınmaktaydı. GB ile bunların ikisi de kaldırılırken üçüncü ülkelere karşı OGT uygulanmaya başlamıştır. 2.DİNAMİK ETKİLERİ Dinamik etkiler sürekli oldukları, orta ve uzun vadede ekonominin yapısında önemli değişmeler meydana getirdikleri için çoğu kez statik etkilerden daha önemli sayılırlar. 9 1.Rekabet etkisi Kamu teşebbüsleri ve ticari nitelikli devlet tekellerinin, birlik vatandaşları ile Türk vatandaşları arasında ayrım yapmaz hale gelmesi, ticari nitelikli devlet tekellerinin yeniden düzenlenmesi, İhracatta Gözetim ve Koruma Önlemlerinin Değerlendirme Kurulu oluşturularak ithalatta haksız rekabetin önlenmesi ve Rekabet kurulunun kurulması gibi çalışmalarla firmalara eşit rekabet koşulları sağlanarak tekelleşmenin önlenmesi amaçlanmıştır. Özellikle otomotiv ana ve yan sanayi, tarım araçları, elektrikli ve elektronik eşya, makine, metal, ağaç ürünleri, mobilya vb. ürünlerde rekabetin daha da artması beklenilmektedir. GB ile üyeler arasında tarife ve kotalar kalkınca yerli üreticiler dış rekabete açılmış olurlar. Böylece eksik rekabetçi oluşumlar ortadan kalkarlar. 2.Ölçek ekonomileri etkisi Firmaların büyüklüğünden kaynaklanan unsurlar, maliyetlerin düşürülmesi, verimlilik ve üretimin artması ve bunun sağladığı tasarrufların yarattığı olumlu sonuçlara ölçek ekonomileri etkileri denmektedir. İş bölümü ve uzmanlaşma, büyüklükten kaynaklanan makine ve donanım bolluğu, elde edilen yeni satış arttırma teknikleri ve kazanılan yeni pazarlar ölçek ekonomileri yaratmaktadır. 3.Dışsal ekonomiler etkisi Genel anlamda dışsal ekonomi, bir üreticinin diğer bir üreticiye yapmış olduğu karşılıksız yarar ya da kayıplar şeklinde tanımlanabilir. Kitlesel üretim karşısında endüstriye hammadde sağlayan işletmeler ileri teknoloji ve büyük ölçekli üretim yöntemlerini kullanmaya başlarlar. Bu ise hammadde ve ara malların bollaşmasına, kalitenin yükselmesine ve fiyatların ucuzlamasına neden olur. Verimlilik ve büyüme hızı üzerinde olumlu sonuçlar doğuran dışsal ekonomiler, ekonomik bütünleşmeden beklenen en önemli dinamik yararlardan biridir. Piyasanın büyümesi, sanayinin genişlemesi, nitelikli işgücü ve yetişmiş eleman sağlanması ve teknolojik bilginin yayılması gibi tüm endüstrinin yararlanabileceği olumlu bir ortam dışsal ekonomiler sayesinde ortaya çıkmaktadır. 10 4.Teknolojik ilerleme etkisi Gümrük birlikleri, üye ülkelerin teknolojik ilerleme hızlarını yükseltir. Piyasanın genişlemesi, büyük işletmelerin kurulmasına yol açar. Bu da hem yurt dışından ileri tekniklerin aktarılmasına hem de işletmelerin kendi bünyelerinde araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırdıkları kaynakların arttırılmasına yol açar. 5.Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi Gümrük birlikleri, kaynak etkinliğini ve de dolayısıyla milli geliri yükseltir. Milli gelirdeki büyüme de tasarruf ve yatırımları arttırır. Bu da piyasa hacminin genişlemesine, birlik içinde üretimin daha etkin ellerde toplanmasına ve bölgeye önemli ölçüde yabancı sermaye yatırımının çekilmesine neden olur. Birlik içinde yatırımların ve buna bağlı olarak rekabetin artması, bölge içinde kaynakların daha iyi kullanılmasına yol açar. Bu da verimliliği ve refahı yükseltici bir faktördür. Son yıllarda Uzak Doğudan gelen yabancı sermaye artışı bunu doğrular. 3.DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ EYLÜL 2014 İhracat %4,6 arttı, ithalat %0,2 azaldı Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2014 yılı Eylül ayında, 2013 yılının aynı ayına göre %4,6 artarak 13 milyar 660a milyon dolar, ithalat %0,2 azalarak 20 milyar 585 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı %8,4 azaldı Eylül ayında dış ticaret açığı %8,4 azalarak 7 milyar 560 milyon dolardan 6 milyar 925 milyon dolara düştü. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2013 Eylül ayında %63,3 iken, 2014 Eylül ayında %66,4’e yükseldi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %4,8 arttı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2014 Eylül ayında bir önceki aya göre ihracat %4,8 arttı, ithalat %1 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2014 yılı Eylül ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,4 arttı, ithalat %4,1 azaldı. 11 Avrupa Birliği’ne ihracat %7,1 arttı Avrupa Birliği’nin (AB-28) ihracattaki payı 2013 Eylül ayında %42,9 iken, 2014 Eylül ayında %43,9 oldu. AB’ye yapılan ihracat, 2013 yılının aynı ayına göre %7,1 artarak 6 milyar 2 milyon dolar olarak gerçekleşti. En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu Almanya’ya yapılan ihracat 2014 yılı Eylül ayında 1 milyar 321 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla İngiltere (921 milyon dolar), Irak (911 milyon dolar) ve ABD (602 milyon dolar) takip etti. İthalatta ilk sırayı Çin aldı Çin’den yapılan ithalat, 2014 yılı Eylül ayında 2 milyar 318 milyon dolar oldu. Bu ülkeyi sırasıyla Rusya (2 milyar 25 milyon dolar), Almanya (1 milyar 859 milyon dolar) ve ABD (1 milyar 71 milyon dolar) izledi. Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3,4 oldu Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.3 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Eylül ayında ISIC Rev.3’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,4, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise %32’dir. Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ithalatı içindeki payı %14 oldu İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %77,5’tir. Yüksek teknolojili ürünlerin 2014 Eylül ayında imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %14, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise %41’dir. SONUÇ Statik etkiler açısından GB’ nin Türkiye’nin aleyhine ya da lehine olduğunu söylemek güçtür. Dinamik etkiler göz önünde bulundurulduğunda, GB ‘nin uzun dönemde Türkiye lehine olacağı söylenebilir. Çünkü doymamış iç pazarın, genç nüfusu doğal zenginlikleri ve stratejik coğrafi konumu,uzun vadede GB’yi Türkiye’nin lehine çevirebilecektir. GB’nin dinamik etkileri diye adlandırılan ölçek ekonomileri etkisi, rekabet etkisi, yabancı sermayeyi ve yatırımları teşvik etkisi Türkiye’ye bu şansı verebilecek güçtedir. 12 KAYNAKÇA AHIN, Bahri. (1996).Avrupa Birliği-Gümrük Birliği ve Türkiye.Ankara:Nobel Yayın Dağıtım SEYİDOĞLU, Halil. (1999). Uluslararası İktisat. Güzem Yayınları, İstanbul:Siyasal Kitabevi KILIÇ,R.(2002).Türkiye-AB İlişkileri ve Gümrük Birliği.Ankara:Siyasal Kitabevi DURA,C ve ATİK,H (2007). Avrupa Birliği,Gümrük Birliği ve Türkiye. Ankara:Nobel Yayın Dağıtım http://avrupa.info.tr/tr/abde-ticaret-ve-ekonomi/guemruek-birligi.html http://www.ekodialog.com/makaleler/gumruk_birlik.html http://www.21yyte.org/arastirma/avrupa-birligi-arastirmalarimerkezi/2013/04/08/6938/yeniden-gumruk-birligi-meselesi Dura, Cihan- Atik, Hayriye (2000), “Avrupa Birliği Gümrük Birliği”, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara. 13