Psikoterapi Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar 19. yüzyılda, histeri ve benzeri psikosomatik hastalıklarda görülen; körlük, sağırlık, duygusuzluk ya da felç gibi bazı semptomları (belirtileri) tüm tıbbi tekniklere rağmen sadece organik olarak açıklamak mümkün değildi. Bunları somatik ve klasik psikiyatri yöntemleriyle tedavi etmek de olanaksızdı. Paris’te böyle bir histeri hastasını Jean Charcot hipnoz yaparak terapi ettikten sonradır ki (1885), S. Freud ve ardılları (takipçileri/ardından gelen bilim adamları) bu günkü psikoterapi’nin temellerini atarak tıp bilimine kazandırdılar. Psikoterapi Nedir? Günümüzde, psikoterapi’nin otuza yakın yorum ve tarifi vardır. Her tarifin kendine özgü doğru yanları bulunmaktadır. Bu nedenle psikoterapi’nin ne olmadığını açıklamayı daha uygun buluyorum. Yine de psikoterapi’nin ne olmadığını açıklamadan önce, çoğunluk tarafından kabul gören tarifini özetleyeyim: Psikoterapi ruhsal sorunların psikoloji bilimi ve tekniğiyle sağaltım sürecidir. (bir başka deyişle: Belirli psikolojik tekniklerle, psikoterapi eğitimi görmüş uzman terapistlerin, kişide görülen ruhsal bozuklukların veya kişilik sapmalarının sağaltımıdır.) Eğer ruhsal sorunlar ya da davranış bozuklukları, şahsın kendi öz çabası veya çevresinin yardımıyla çözülemiyorsa, bu şahıs psikoterapi yardımına gereksim duyuyor demektir. İsviçre’de 20 yılı aşan meslek yaşamımdaki deneyimler göstermiştir ki, birçok hasta, danışmanlık, kısa süreli dinamik terapi gibi konuşmalarla sorunlarını çözebildikleri gibi, birçoğu da (örneğin: Panik ataklar, obsessif hastalıklar, depresyon ve benzeri psikiyatrik hastalıklar ) belirli entelektüel düzeylerine rağmen profesyonel yardım, yani psikoterapi olmaksızın sorunlarını tek başlarına çözmekte zorlanırlar. Bu konumdaki şahıslar, yani günlük yaşamlarında dışarıdan aldıkları ya da kendi iç çatışmalarından doğan uyarıları yanlış algılamaları ve muhakeme etmeleri sonucu normal dışı davranış gösterenler, ne kadar erken bir psikiyatra daha doğrusu bir psikoterapiste müracaat ederlerse sorunlarını o kadar kısa zamanda çözebilirler. Psikoterapi ne değildir? Son zamanlarda psikoterapi kavramı, doktorlarla, psikiyatristlerle ya da psikologlarla yapılan konuşmalarmış gibi bir takım yanlış anlamlarda kullanılır oldu. Normalde her hastasını düşünen doktor hastası ile onu rahatlatıcı, bilgilendirici konuşmalar yapar. Örneğin bir çocuğa iğne yapmadan önce, o çocuğun korkusunu gidermek için, konuşmalarıyla çocuğa cesaret verir, onu rahatlatmaya çalışır, kısaca korkusunu gidermeye çalışır. Hatta yaptığı iğnenin fayda ve diğer etkilerini anlatır. Bu doktorun yaptığı konuşma psikoterapi midir? Depresyondaki bir hastaya hekim, şunu yap bunu yapma gibi nasihatler verirse yada onu teselli edici cesaret verici konuşmalar yaparsa, bu bir psikoterapi midir? Eğer cevabınız evet ise, bir annenin ağlayan çocuğunu ya da aldığı kötü neticelerden ötürü üzgün çocuğunu teselli etmesini, cesaretlendirmeye çalışmasını ya da bozulan oyuncağını tamir edip onun üzüntüsünü gidermeye çalışmasını, açlığından dolayı ağlayan çocuğunun karnını doyurmasını ve borcundan dolayı üzgün ve bunalımda olan birine parasal yardımda bulunmasını da psikoterapi olarak adlandırmamız gerekir. Psikoterapi, bir sorun karşısında ruhsal davranış bozukluğu ya da ruhsal endişeleri azaltmak değildir. Psikoterapi, kişinin insanlarla ilişkilerinde ruhsal ve kişilik gelişimini tamamlayıp, kişinin benzer sorunlarla karşılaştığı ve ruhsal sıkıntı veren durumları, psikiyatrist yardımı olmaksızın, kendi kendine çözümlemeyi öğrenme sürecidir. Örneğin, eğer kolumuzu ikinci kez aynı yerden kırarsak, yine doktora gidip kolumuzu tekrar aynı yerden alçıya aldırmak durumundayız. Ama iyi bir psikoterapiden sonra aynı şekilde kırılan ruhumuzu (yani benzer sorunlarla karşılaştığımızda) doktora gitmeden terapi edebiliyorsak, daha önce yapılan terapiye, psikoterapi diyebiliriz. Özellikle yaptığı hatalar sonucu şansızlığa uğramış ya da başarısız olmuş tüm psikolojik sorunlu insanlar, kendi hata ya da eksiklikleri yerine, başkalarının hatalarını görmek isterler. İşte bu tür insanlar, teselli edici yani, “hak verici” konuşmaları memnuniyetle dinlerler. Çünkü böylece, başkaları tarafından da kendi ___________________________________________________________________________________________________________h http://www.defnehastanesi.com E-Mail: d [email protected] © by Dr. med. Mehmet Çelikel Kavaslı Mh. Uğur Mumcu Cd. No:101 Odabaşı Beld. Antakya / HATAY Tel: (0326) 221 11 00_____ Sayfa 1 / 3 hata paylarının görülmediğini düşünerek egolarını tatmin ederler. Hatta bu tür şahıslarla beraber şansızlıklara, haksızlıklara, bozuk düzene kızılıp, küfredilirse daha da mutluluk duyarlar. Psikoterapi, başkasına nasihat, yardım veya teselli dolu moral verici konuşmalar ya da “haklısın” deyip destek vermek değildir. Eğer doktor, hastanın sorununu hastaya çözdürmek yerine kendisi çözerse, zor durumlarda kendi sorununu çözmeyi öğrenemeyen hastayı kendine bağımlı kıldığından, onu psikoterapi etmemiştir. Psikoterapide amaç, derenin kenarında duran ve dereden ayakları ıslanmadan geçemeyeceğini düşünerek yardım isteyen bir çocuğu kucaklayıp dereyi geçirmek değildir. Amaç, çocuğun dereden ıslanmadan geçebilme yollarını bulma yeteneğini geliştirmektir. Kısaca psikoterapiden amaç, hastanın nörotik kişilik bozukluğunu hastaya buldurup, bunu düzeltmesini öğretmektir. Bir başka deyişle, gelişimini tamamlayamamış kişiliğini geliştirtmektir. Psikoterapist olmak için bir eğitim gerekli midir? Evet. Psikoterapi, her şeyden önce, psikoterapistin kendi üzerinde kendi kişiliğini incelemesiyle öğrenilmeye başlanır. Psikoterapi eğitimi Avrupa’da yasalarca belirlenmiştir. Bunun için, Tıp, psikoloji, sosyoloji vb. mezunlar, psikoterapist yetiştiren özel enstitülerde yaklaşık 4-5 yıl eğitim görüp, sınavını vererek o enstitünün o daldaki psikoterapist unvanını alır. Bu, sadece, teorik dersler olmayıp pratiğe de yöneliktir. Yani, psikoterapi eğitiminin temeli uygulamaya ve kontrollü denetime dayanır. Psikoterapistin özel eğitim görmesi, kendisinin eğitimi için bizzat psikoterapiden geçmesi gerekir. Kısaca psikiyatri, tıbbın bir ihtisas/uzmanlık dalıdır. Her doktor ya da psikiyatrist psikoterapi ye ilgi duymak ve psikoterapi eğitimini alarak psikoterapi yapmak durumunda değildir. İlaçla tedavi ve kısa öğütler veren psikiyatristlerin yaptığı konuşmalar, yukarıda da anlatıldığı gibi, psikoterapi olarak değerlendirilmemelidir. Dr. med. M. Çelikel *Psikoterapi Yunanca ψυχοθεραπεία kelimesinden gelmekte ve ruhun sağaltımı anlamını taşımaktadır. Quiz 1- Psikoterapi; mektup, kaset, filim vb. Yollerla da yapılabilir evet Hayır 2- Psikoterapi: Psikoterapist ile hasta arasındaki kişiye özgü interaksiyondur Evet Hayır 3- Psikiyatristlerin ilaçla yaptikları terepilere de Psikoterapi denir Evet Hayır 4- Oteriter ve karizmatik yöntemlerle yapılan sağaltıma psikoterapi denmez Evet Hayır 5- Hastalık ya da davranış bozukluklarına direkt etkisi olmayan; süpervizyon, Balint Grubu, Danışma ve bilgilendirmelerle dini telkin ve yöntemlere psikoterapi denmez. Evet Hayır 6- Esoterik, Parapsikoloji, muska gibi yöntemlerle yapılan sağaltım çalışmalarına psikoterapi denmez. Evet Hayır ___________________________________________________________________________________________________________h http://www.defnehastanesi.com E-Mail: d [email protected] © by Dr. med. Mehmet Çelikel Kavaslı Mh. Uğur Mumcu Cd. No:101 Odabaşı Beld. Antakya / HATAY Tel: (0326) 221 11 00_____ Sayfa 2 / 3 7- Psikoterapide amaç ve hedef mutlaka önceden belirlenmelidir. Evet Hayır 8- Psikoterapi; tıpbi yöntemlerle bilimsel araştırmalar sonucu bulunmuş ve geliştirilmiştir. Evet Hayır 9- Psikoterapi sadece rahatsız edici durumlarla davranış bozukluklarını değil aynı zamanda kişilik gelişimini de sağlar Evet Hayır 10-Türkiye’de Psikoterapi eğitimini yapmayan ve sadece psikiyatri uzmanı olan Doktorlar da Psikoterapist midir? Evet Hayır Evet=E, Hayır=H 1-H, 2-E, 3-H, 4-E, 5-E, 6-E, 7-E, 8-E, 9-E, 10-H ___________________________________________________________________________________________________________h http://www.defnehastanesi.com E-Mail: d [email protected] © by Dr. med. Mehmet Çelikel Kavaslı Mh. Uğur Mumcu Cd. No:101 Odabaşı Beld. Antakya / HATAY Tel: (0326) 221 11 00_____ Sayfa 3 / 3