CLARK L. HULL(1884-1952) İlk eğitimi mühendislik üzerine Amerikan psikologu Çalışmaları 3 farklı türde değerlendirilebilir; Yeteneğin ölçülmesi Hipnoz süreci Öğrenme süreci 1943 “Davranış ilkeleri” adlı kitabı 1952 “Bir Davranış Sistemi” Öğrenmeyi matematiksel bir yaklaşımla açıklamıştır. İdeal bir öğrenme önerme ve teoremlerden kurulan mantıksal bir yapıya sahip olmalıdır. Öğrenme organizmanın ihtiyaçlarını karşılamak için çabalarının tür ve alanını genişletmesine izin veren bir araçtır. Thorndike’ın etki ilkesini oluşturan pekiştirme ilkesine dayanır. Bir uyarıcı-tepki ilişkisi ile beraber bir ihtiyaç azalıyorsa bu uyarıcı sonraki durumlarda aynı tepkiyi uyandırır. Önerme 1. Dışsal uyarıcı ve uyarıcı kalıntısı Dışsal uyarıcının duyu sinirleri üzerindeki etkisinin uyarıcı yok olduktan birkaç saniye sonra sürmesi uyarıcı izi olarak adlandırılmaktadır. Uyarıcı –Uyarıcı kalıntısı-Tepki Hull’ a göre bağlaşım uyarıcı kalıntısı ile tepki arasında olmaktadır. Uyarıcı kalıntısı, açık tepkiyle sonuçlanan hareket sinirlerinin uyarılmasını sağlamaktadır. Uyarıcılar çok ve çeşitlidir. Hangi uyarıcının hangi davranışı meydana getireceğini tahmin etmek güçtür. Çoğu zaman davranış birçok uyarıcının etkileşimlerinin bir sonucudur. (uyarıcı kalıntısının) Organizmanın sahip olduğu içsel tepki biçimleri ihtiyaçları karşılamada yeterli değilse o zaman öğrenme gereklidir. Pekiştirme dürtüyü azaltmadır. Pekiştireç ise dürtüyü azaltabilen uyarıcılardır. Genellenmiş alışkanlık gücü Transferde benzer ögeler teorisi- Thorndike Yoksunluk- dürtüyü meydana getirir. Pekiştireç sunulduğunda dürtü ortadan kaybolmaz. Dürtü belirtileri kaybolur. Öğrenilmiş tepkinin meydana gelmesi için, dürtünün ortaya çıkması ve alışkanlık gücünün harekete geçmesi gerekir. Hayvanın yiyeceği alması için kapıyı açma davranışı göstermesi aç olmasına bağlıdır. Tepkide bulunma, çalışmayı gerektirir. Çalışma da yorgunluğa neden olur. Yorgunluk ise organizmayı tepkide bulunmaktan alıkoyar. Buna tepkisel engelleme adı verilmektedir. Yorgunluk olumsuz bir dürtü durumudur. Bu durumda tepkide bulunmama pekiştirici bir etkiye sahiptir. Tepkide bulunmamayı öğrenme koşullu engellemedir. Bazı faktörler orta düzeyde engellerken, bazen çok az, bazen çok fazla engel teşkil edebilmektedir. Önerme 11. anlık etkili reaksiyon gücü reaksiyon eşiğini geçmelidir Önerme 12. Öğrenilmiş tepkilerin gücü, etkili reaksiyon gücü, salınım etkisi ve reaksiyon eşiğinin birleşik fonksiyonudur Önerme 13. Anında gösterilen etkili reaksiyon gücünün değeri uyarıcı ve tepki arasındaki gecikme zamanı kısaldığı ölçüde artar Önerme 14. Anında gösterilen etkili reaksiyon gücünün değeri sönmeye karşı direnci belirler Önerme 15. koşullu tepkinin gücü, doğrudan anlık etkili reaksiyon gücünün ölçüsüne göre değişir Önerme 16. aynı durumda birden fazla tepki meydana getirilebiliyorsa anlık reaksiyon gücü de o kadar fazladır. Hull’un öğrenme kuramında üç tür değişken vardır. 1. Deneyi yapan kişi tarafından sistematik olarak manipule edilen uyarıcılar olan bağımsız değişkenler 2. Doğrudan gözlenemeyen, organizmanın içinde yer alan düşünme süreçleri olan ara değişkenler. 3. Manipule edilen bağımsız değişkenlerin, üstünde herhangi bir etki yaratıp yaratmadığı belirlenmeye çalışılan; bağımlı değişkenler. Bilimsel ve sistematik bir davranış kuramı olarak psikolojiye önemli bir katkıda bulunmuştur. Ancak laboratuar koşulları dışında davranışı açıklama yetersizliği nedeniyle eleştirilmektedir. Kuramının son halinde de tutarsızlıklar olduğuna ilişkin iddialar vardır. Yetersizliklerine rağmen, Hull’ın kuramındaki pekiştirme, dürtü, sönme ve genellemeye ilişkin açıklamaları bugün bu kavramların açıklanmasında büyük ölçüde kullanılmaktadır. Spence, Mowrer, Miller, Sears çalışmalarında Hull’ın fikirlerinden yararlanmışlardır. Hull’ın kuramını dürtüyü ya da dürtü belirtilerini azaltma olarak görmek mümkündür. Okulda yer alan ögeler öğrencinin ihtiyaçlarını karşılayıcı (dürtüyü azaltıcı), tatmin edici nitelikte ve ilgilerine uygun olarak düzenlenmelidir. Belirli düzeyde kaygı kişiyi harekete geçirir. Öğrenilen davranışa yapılan pekiştirecin etkili olabilmesi için pekiştirecin organizma için önemli olması gerekmektedir. Davranış pekiştirelene kadar, başlangıçta sıkça pekiştirilmeli, daha sonra pekiştirme sıklığı azaltılmalıdır. Uyarıcı genellemesi önermesi Öğretme- öğrenme ortamı düzenlenirken, çocuğun ön öğrenmelerini kullanmasını, bunların transferlerini gerçekleştirmesini ve ilişkiler kurmasını sağlayacak benzer nitelikte öğeleri kapsamasına özen göstermelidir. Öğrenme birimi üzerinde sürekli çalışma yorgunluğa neden olmakta; yorgunluk ise organizmayı tepkide bulunmaktan alıkoymakta; tepkide bulunmayı engellemektedir. Bu nedenle dinlenme araları verilmelidir. Aralıklı tekrarla performansın gelişimi sağlanmalı; ayrıca aynı konu alanı bütün gün değil, belli saatlerde yer almalıdır. Uyarıcı yoğunluğu dinamizmi Uyarıcı yoğunluğu ne kadar artarsa öğrenilen tepkinin ortaya çıkma olasılığı o kadar artacaktır. Verilecek uyarıcı sayısı ve çeşidi öğrenciyi harekete geçirecek ve yorgunluğa neden olmadan beklenen davranışın kazanılmasını sağlayacak nitelikte olmalıdır. Öğrenilen tepkinin ortaya çıkmasını engelleyen birçok faktör vardır ve bu faktörlerin engelleyici özellikleri bir durumdan diğerine değişmektedir. Bir durumda engelleyici olmayan başka bir durumda engelleyici olabilir ya da tam tersi bir durum oluşabilir. Öğretmenlerin bu durumu göz ardı etmemesi gerekebilir. Öğrenme-öğretme ortamında öğrenme birimine duyulan ihtiyaç, güdülenme, uyarıcı yoğunluğu, pekiştirilen tepki sayısı ne kadar arttırılır; yorgunluğun meydana getirdiği engellemelerle, diğer öğrenmeyi engelleyici faktörlerin etkisi ne kadar azaltılırsa o kadar etkili bir öğrenme meydana gelir.