Urantia`n*n Kitab*

advertisement
Urantia’nın Kitabı
155. Makale
Kuzey Celile Boyunca Kaçış
155:0.1 (1725.1)
BU BÜYÜK öneme sahip Pazar günü, Keresa’ya varmalarından kısa bir süre sonra, geceyi
Bethsayda-Yulias’ın güneyindeki güzel bir parkta geçirmiş oldukları yer olan, kuzey yönünde birazcık
ilerlemişlerdi. Onlar, çok önceden burada günler boyunca konaklamış olarak, bu konaklama yerine
aşinaydılar. Gece için istirahata çekilmelerinden önce Üstün takipçilerini etrafına toplamış, onlar ile
birlikte Batanea ve Kuzey Celile’den Fenike sahiline olan tasarlamış bulundukları hareketleri üzerine
konuşmuştu.
1. Başka İnanca Sahip Olanlar Neden Kin Duymaktadır?
155:1.1 (1725.2)
İsa şunu söylemişti: “Hepiniz, şunu söyleyen bir biçimde, Mezmur’un bu türden dönemler için
söylediklerini hatırlamalısınız: ‘Neden başka inanca sahip olanlar kin duymakta ve insanlar nafile bir
biçimde kumpas kurmaya çalışmakta? Yeryüzünün kralları karara varıp, insanların yöneticileri
Koruyucu’ya ve onun kutsamış olduğu kişiye, şunları söyleyen bir biçimde, karşıt taraf aldılar: “Haydi,
bağışlamanın zincirlerini kıralım, ve haydi, sevginin bağlarını koparalım.”
155:1.2 (1725.3)
“Bugün sizlerin bunun gözlerinizin önünde gerçekleşmiş olduğunu görmektesiniz. Ancak,
sizler, Mezmurun kehanetinin geride kalan kısmının gerçekleşeceğini görmeyeceksiniz; zira, o, İnsan
Evladı ve onun yeryüzü üzerindeki görevine dair yanlış düşünceleri beslemişti. Benim krallığım derin
sevgi üzerine inşa edilmiş, bağışlama içinde duyurulmuş ve fedakâr hizmet tarafından kurulmuştur.
Benim Babam cennette, başka inanca sahip olanları ciddiyetsiz bir biçimde görerek onlara
gülmemektedir. O, büyük bir hoşnutsuzluk içinde kindar halde değildir. Gerçektir ki, Evlat, miras olarak
tarafınızdan-adlandırıldığı-biçimiyle başka inanca sahip olanları (gerçekte ise bilgisiz ve eğitilmemiş
kardeşlerini) almaktadır. Ve, ben bu diğer inançta olanları, bağışlamanın ve şefkatin açık kolları ile kabul
edeceğim. Tüm bu sevgi dolu iyilik, tarafınızdan-adlandırıldığı-biçimiyle başa dine sahip olanlara
gösterilecektir, her ne kadar utgun Evlad’ın ‘onları demirden bir çubuk ile böleceği ve bir çömlekçinin
testisi gibi parçalara ayıracağını’ ön gören kaydın talihsiz duyurusuna rağmen. Güçlü bir biçimde Mezmur
sizden ‘Koruyucu’ya korku ile hizmet etmenizi’ talep etti — ben sizden, inançla kutsal evlatlığın
yüceltilmiş ayrıcalıklarına girmenizi istiyorum; o sizlerin titremeden keyif duymanızı emrediyor; ben
sizlerin tarafınıza verilmiş olan güvenceden. O, ‘Sinirlenmesin diye Evladı öpün, yoksa onun kini bir ayağa
kalktığı zaman hepiniz yok olursunuz.’ Ancak, benimle birlikte yaşamış olanlar, kızgınlığın ve kinin,
insanların kalplerinde cennetin krallığının kuruluşunun bir parçası olmadığını çok iyi bilirler. Ancak,
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
1
Mezmur, bu güçlü talebini bitirirken, gerçek ışığı az da olsun görmüştü, o şunu söylemişti: “Güvenlerini bu
Evlada vermiş olanlar kutludurlar.”
155:1.3 (1725.4)
İsa, şunu söyleyen bir biçimde, yirmi dörtlüye öğretimde bulunmayı sürdürmüştü: “Başka
dinden onlar bizlere kin duyduğunda, onların bahanesi yoktur. Onların ufku küçük ve dar olduğu için,
enerjilerini coşkulu bir biçimde odaklamaya yetkindirler. Onların hedefleri yakın, az çok görünür
niteliktedir; bu nedenle onlar arzularını, cesur ve etkili bir yerine getiriş ile gerçekleştirmektedir.
Cennetin krallığına girmeyi duyurmuş olan sizler, öğretim davranışınızda fazlasıyla değişken ve kesin
olmayan konumda bulunmaktasınız. Diğer dinden olanlar amaçlarını doğrudan bir biçimde yerine
getirmeyi amaçlamaktadırlar; sizler, gerçekleşmesi çok uzun bir süre olacak şeyi arzulamaktan suçlu
konumdasınız. Eğer sizler krallığa girme arzusu duyuyorsanız, diğer inancı benimseyenler kuşatmış
oldukları bir şehri alırlarken, neden ruhsal saldırıdan alınmaktasınız? Sizler; hizmetiniz oldukça büyük
bir ölçekte, geçmişten pişmanlık duyar, şimdiki andan şikâyet eder ve nafile bir biçimde gelecekten umut
bekler bir tutumdan meydana geldiğinde, krallığa neredeyse hiçbir biçimde layık değilsinizdir. Neden
başka inanca sahip olanlar kin duymaktadır? Çünkü, onlar gerçekliği bilmemektedirler. Neden sizler
nafile bir arzu içinde boş yere vakit geçirmektesiniz? Çünkü, sizler gerçekliğe itaat etmiyorsunuz.
Gelecekten beklemekte olduğunuz gereksiz arzularınıza son verin ve cesur bir biçimde krallığın kuruluşu
için ne gerekiyorsa onu yapmaya gidin.
155:1.4 (1726.1)
“Yapmış olduğunuz hiçbir şeyde, tek taraflı ve haddinden fazla özelleşmiş hale gelmeyin.
Bizlerin yok olmasını arzulayan Ferisiler gerçekten de Tanrı’nın hizmetini yerine getirmekte olduklarını
düşünmektedir. Onlar gelenek tarafından o kadar dar görüşlü hale gelmişlerdir ki, ön yargı ile gözleri
görmez hale gelmiş ve korkudan hissetmez olmuşlardır. Din olmadan bir bilime sahip olan Yunanlıları
düşünün; bir yandan da, bilim olmadan dine sahip Musevileri. Ve, insanlar bu şekilde, gerçekliğin dar
görüşlü ve kafası karışık bir parçalanışını kabul eden bir biçimde yanlış yönlendirildiğinde, onların tek
kurtuluş umudu — inancını değiştiren bir biçimde — gerçeklik tarafından eşgüdümsel hale gelmektir.
155:1.5 (1726.2)
“Sizlere duygudaş bir biçimde şu ebedi gerçekliği ifade etmeme izin verin: Eğer sizler,
gerçeklik eşgüdümü ile, yaşamlarınız içerisinde doğruluğun bu güzel bütünlüğünün örneği haline gelmeyi
öğrenirseniz, akran insanlarınız sizlerin elde etmiş olduğunuz bu şeyleri kazanabilmeleri için peşinize
düşeceklerdir. Gerçeği arayanların sizlere duymuş olduğu çekimin ölçüsü, doğruluğunuz olarak, gerçeklik
bahşedilmişliğinizin düzeyini temsil etmektedir. İnsanlara iletiniz ile gitmek zorunda oluşunuzun düzeyi,
bir ölçüde, gerçeklik tarafından eş-güdümsel hale gelmiş olan yaşam olarak, bütüncül veya diğer bir
değişle doğru yaşamı yaşamadaki başarısızlığınızı göstermektedir.”
155:1.6 (1726.3)
Ve, Üstün havarilere ve öğreti-yayıcılarına, onların kendisine iyi geceler demelerinden ve
yastıklarında dinlenmeye çekilmelerinden önce, birçok başka şeyi öğretmişti.
2. Çorazin’deki Öğreti-Yayıcıları
155:2.1 (1726.4)
Pazar sabahı, Mayıs’ın 23’ü, İsa Petrus’dan, on iki öğreti-yayıcısı ile birlikte Çorazin’e
uğramalarını istemişti; bir yandan da kendisi, on birli ile birlikte, Ürdün Vadisi’den Şam-Kapernaum
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
2
yoluna uzanan doğrultudan geçen, buradan Kaesarea-Filippi yoluna bağlanan kuzey doğu doğrultusundan
hareket eden ve sonra da buradan şehre giren bir biçimde, Kaesarea-Filippi için ayrılmıştı; onlar burada
iki hafta boyunca vakit geçirmiş ve öğretimde bulunmuşlardı. Onlar buraya, Mayıs’ın 24’ü, Salı öğleden
sonrası varmışlardı.
155:2.2 (1726.5)
Petrus ve öğreti-yayıcıları, krallığın müjdesini küçük ancak içten inananlardan meydana
gelmiş bir kafileye duyuran bir biçimde, Çorazin’de iki hafta boyunca ikamet etmişlerdi. Ancak, onlar, çok
sayıda yeni kişiyi inançlarına kazanmaya yetkin olamamışlardı. Celile’nin tümü içinde hiçbir şehir,
Çorazin kadar krallık için az sayıda ruh sağlamamıştı. Petrus’un yönergeleri doğrultusunda on iki öğretiyayıcısı, cennetsel krallığın ruhsal gerçekliklerini artan bir güçle duyurur ve öğretirken, fiziksel olan
şeyler halinde — iyileşme hakkında daha az şey söylemişlerdi. Çorazin’deki bu iki hafta, bu zamana kadar
kariyerleri içinde en zor ve en verimsiz dönemi meydana getiren bir biçimde on iki öğreti-yayıcısı için
yararlı bir karşıtlık deneyimini oluşturmuştu. Krallık için ruhları kazanma memnuniyetinden bu şekilde
mahrum olan bir biçimde, onların her biri, daha içten ve gönüllü bir biçimde ruhlarını ve onların yeni
yaşam içindeki ruhsal doğrultuda ilerleyişini gözden geçirmişlerdi.
155:2.3 (1726.6)
Daha fazla sayıda kişinin krallığa girme arzusu duymama niyetinde olduğu ortaya çıkınca,
Petrus, Haziran’ın 7’si, Salı günü, birlikteliklerini bir araya toplayıp, İsa ve havarilere katılmak için
Kaesarea-Filippi için ayrıldı. Onlar Çarşamba günü öğle üzeri buraya varmış olup, bütün akşamı
Çorazin’deki inanmayan kişiler arasında sahip oldukları deneyimleri anlatmayla geçirmişlerdi. Bu akşam
konuşmaları boyunca, İsa, tohum eken çiftçinin anlamlı hikâyesini anlatmış olup, onlara fazlasıyla,
yaşamda girişilen şeylerin görünür başarısızlığının içerdiği anlama dair öğretide bulunmuştu.
3. Kaesarea-Filippi’de
155:3.1 (1727.1)
Her ne kadar İsa Kaesarea-Filippi yakınındaki iki haftalık konukluk boyunca hiçbir kamu
görevinde bulunmamış olsa da, havariler şehir içinde birçok sessiz akşam toplantısı düzenlemiş olup,
inananların çoğu Üstün ile konuşmak için şehrin dışındaki kampa gelmişti. Çok az sayıdaki kişi, bu
ziyaretin bir sonucu olarak inananların topluluğuna katılmıştı. İsa havariler ile her gün konuşmuş olup,
cennetin krallığını duyurma çalışmasında yeni bir fazın bu aşamada başlamakta olduğunu daha da açık
bir biçimde görmüştü. Onlar, “cennetin krallığının yiyecek ve içecek olmadığını, kutsal evlatlığı kabul
etmeden doğan ruhsal neşenin farkındalığı olduğunu” kavramaya başlamaktaydı.
155:3.2 (1727.2)
Kaesarea-Filippi’deki konukluk on bir havari için gerçek bir sınav olmuştu; o, yaşanılması zor
olan iki haftalık bir süreçti. Onlar neredeyse tamamen ümitsizliğe kapılmış olup, Petrus’un coşkun
kişiliğinin dönemsel gerçekleşen itkisini aramışlardı. Bu süreç boyunca, İsa’ya inanmak ve onu takip
etmeye atılmak gerçekten de büyük ve zorlayıcı bir serüvendi. Her ne kadar onlar bu iki hafta boyunca az
sayıda yeni kişiyi inanışlarına kazanmış olsalar da, Üstün ile olan günlük konuşmalarından fazlasıyla
yarar sağlayan bir biçimde fazlasıyla şey öğrenmişlerdi.
155:3.3 (1727.3)
Havariler, gerçekliği, bir mezhepsel inanışa dönüştüren bir biçimde katılaştırmaları nedeniyle
Museviler’in ruhsal olarak ilerlemez halde ve ölmekte olan bir konumda bulunduklarını öğrenmişlerdi;
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
3
gerçekliğin, ruhsal rehberlik ve ilerleyiş için ana göstergeler biçiminde hizmet vermesi yerine, haklılığını
yalnızca kendinden alan ayrımcılığın bir taraf belirleme aracı biçimde formülleştirildiğinde, bu türden
öğretilerin yaratıcı ve yaşam-veren gücünü yitirdiğini ve nihai olarak yalnızca korunan ve fosilleşen hale
geldiğini.
155:3.4 (1727.4)
Artan bir biçimde onlar İsa’dan, insan kişiliklerini onların zaman ve mekân içindeki
olasılıkları gözünden değerlendirmeyi öğrenmişti. Onlar birçok ruhun görülemez olan Tanrı’yı derinden
sevmeye en iyi bir biçimde, ilk olarak görebildikleri kardeşlerini derinden sevmek ile götürülebileceğini
öğrenmişlerdi. Ve, bununla ilişkili olarak şu yeni anlam Üstün’ün bir kişinin akranları için fedakâr
hizmetine dair şu duyurusuna eklenmiş hale gelmişti: “Kardeşlerimin en arkada kalanlardan biri için ne
yapmışsanız, onu benim için yapmışsınızdır.”
155:3.5 (1727.5)
Kaesarea’daki bu konukluğun büyük derslerinden bir tanesi; bir kutsallık duygusunun, kutsal
olmayan şeylere, ortak düşüncelere veya günlük olaylara bağlanmasına izin verişin taşıdığı büyük tehlike
olarak, dini geleneklerin kökeni ile ilişkiliydi. Bir konuşmadan onlar; gerçek dinin, insanın, taşımış olduğu
en yüksek ve gerçek yargılarına olan içten bağlılığı olduğuna dair öğretiyle çıkmışlardı.
İsa inananlarını; şayet dini arzuları yalnızca maddi bir nitelikte olursa, doğaya dair artan
155:3.6 (1727.6)
bilgilerinin, şeylerin varsayılan doğa-üstü kökeninin ilerleyici bir biçimde saf dışı bırakılması ile, nihai
olarak kendilerini Tanrı’ya olan inançlarından mahrum bırakan konuma getireceği konusunda uyarmıştı.
Ancak, şayet dinleri ruhsal nitelikte olursa, fiziksel bilimin ilerleyişinin ebedi gerçekliklere ve ruhsal
değerlere dair onların inancını hiçbir zaman rahatsız etmeyeceğini.
155:3.7 (1727.7)
Onlar; din, güdüsü bakımından tamamen ruhsal hale geldiğinde, yaşamı daha yüksek
amaçlarla dolduran, aşkın değerlerle onu soylulaştıran, muhteşem amaçlarla onu ilham verici kılan ve
tüm bunlar gerçekleşirken insan ruhunu ulvi ve hayatta kılan bir umutla rahatlatan bir biçimde yaşamın
bütününü değerli kıldığını öğrenmişlerdi. Gerçek din, mevcudiyetin gerilimini azaltmak için
tasarlanmıştır; o inanç ve cesareti, günlük yaşam ve fedakâr hizmet için sağlamaktadır. İnanç, ruhsal
canlılığı ve doğru üretkenliği sağlamaktadır.
155:3.8 (1727.8)
İsa tekrar eden bir biçimde havarilerine, herhangi bir medeniyetin dini içinde iyi olan şeyleri
kaybettikten uzun süre sonra hayatta kalamayacağını öğretmişti. Ve, o hiçbir zaman, dini deneyimin
yerine dini simgeleri ve törenleri kabul etmenin taşıdığı büyük tehlikeye işaret etmekten yorulmamıştı.
Onun yeryüzü yaşamının tamamı tutarlı bir biçimde, dinin katılaşmış türlerini, aydınlanmış evlatlığın sıvı
özgürlüklerine dönüştürmenin görevine adanmıştı.
4. Fenike’ye Olan Yol Üzerinde
155:4.1 (1728.1)
Perşembe sabahı, Haziran’ın 9’u, krallığın ilerleyişi haberinin Bethsayda’dan gelen Davud’un
ileticileri tarafından alınmasından sonra, gerçekliğin yirmi beş öğretmeninden meydana gelen bu
topluluk Kaesarea-Filippi’den, Fenike sahiline olan yolculuklarına başlamak için ayrılmışlardı. Onlar, Luz
üzerinden, balçık şehir çevresi etrafından Mecdel-Lübnan Dağı patika yolunun birleşme noktasına,
oradan da, Sidon’a giden yola geçerek bu şehre Cuma öğleden sonrası ulaşmışlardı.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
4
Luz yakınında, üzerlerinde asılı bir kaya parçasının gölgesi altında öğlen yemeği için
155:4.2 (1728.2)
dururlarken, İsa, havarilerinin kendisi ile olan ilişkilerinin tüm bu yılları içinde o zamana kadar duymuş
bulundukları en dikkat çekici konuşmalardan bir tanesinde bulunmuştu. Yemeğe başlamak için oturur
oturmaz Şimon Petrus İsa’ya şu soruyu sormuştu: “Üstün, cennet içindeki Baba her şeyi biliyorsa, ve onun
ruhaniyeti yeryüzü üzerinde cennetin krallığının kurulumunda bizlere destek oluyorsa, neden bizler
düşmanlarımızın tehditlerinden kaçıyoruz ki? Neden bizler, gerçekliğin düşmanları ile yüzleşmeyi
reddediyoruz?” Ancak, İsa Petrus’un sorusuna cevap vermeye başlamadan önce, Tomas, şunu söyleyen
bir biçimde, araya girmişti: “Üstün, ben gerçekten de, Kudüs’de bulunan düşmanlarımızın sahip olduğu
dinde tam olarak neyin yanlış olduğunu bilmek istiyorum. Onların dini ile bizlerin dini arasındaki gerçek
fark nedir? Hepimiz aynı Tanrı’ya hizmet etmeye adanmışken, neden inanışta bu kadar çeşitlilik
içerisindeyiz?” Ve, Tomas sözünü bitirdiğinde, İsa: “Her ne kadar Petrus’un sorusunu görmezden
gelmesem de, tam da bu türden bir dönemde Museviler’in yöneticileri ile açık bir çatışmaya girmekten
kaçınmaya dair nedenlerimi yanlış anlamanın ne kadar kolay olduğunu oldukça bütüncül bir biçimde
bilmeme rağmen, Tomas’ın sorusuna cevap vermenin hepiniz için daha yararlı olacağını düşünmekteyim.
Ve, ben, yemeğinizi bitirdiğinizde bunu gerçekleştireceğim.”
5. Gerçek Din’e Dair Söyleşi
155:5.1 (1728.3)
Çağdaş kavramsallaşmalar içinde özetlenmiş ve yeniden ifade edilmiş olan bu büyük öneme
sahip söyleşi, şu gerçekliklere işaret etmişti:
155:5.2 (1728.4)
Her ne kadar dünya dinleri — doğal ve açığa çıkarımsal olarak — çifte bir kökene sahip olsa
da, her bir zaman zarfında be her bir insan topluluğu içinde dini bağlılığın üç farklı türü bulunacaktır. Ve,
dini itkinin bu üç dışavurumu şunlardır:
155:5.3 (1728.5)
1. İlkel din. Gizemli enerjilerden korkma ve üstün kuvvetlere olan ibadet biçiminde yarı-doğal
ve içgüdüsel uyarım, başlıca fiziksel doğaya ait bir din, korkunun dini.
155:5.4 (1728.6)
2. Medeniyetin dini. Aklın dini olarak — medenileşen ırkların gelişen dini kavramsallaşmaları
ve uygulamaları, kurumsallaşmış dini geleneğin yönetim gücünün içinde barındırmış olduğu ussal dinkuramı.
155:5.5
(1728.7)
3. Gerçek din — açığa çıkarılışın dini. Doğa-ötesi değerlerin açığa çıkarılışı, ebedi
gerçekliklerin kısmi bir biçimde kavranılışı, insan deneyimi içinde sergilenen haldeki ruhaniyetin dini
olarak — cennet içindeki Baba’nın sahip olduğu sonsuz karakterin iyiliğine ve güzelliğine küçük bir bakış.
155:5.6 (1729.1)
Fiziksel hislerin dini ve doğadan gelen insanların hurafesel korkularıyla Üstün uğraşmayı
reddetmişti, her ne kadar o ibadetin bu ilkel türünün oldukça büyük bir kısmının insanlığın daha ussal
ırklarının dini türleri üzerinde varlığını sürdürüşü gerçeğinden büyük üzüntü duymuş olsa da. İsa, aklın
dini ve ruhaniyetin dini arasındaki büyük farklılığı açık bir biçimde ortaya sermişti; ilki din adamlığı
kurumunun sahip olduğu yönetim gücü ile korunurken, diğeri tamamiyle insan deneyimine
dayanmaktaydı.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
5
155:5.7 (1729.2)
Ve, bunun sonrasında Üstün, öğretim saatinde, şu gerçeklikleri daha da açıklığa kavuşturmayı
sürdürdü:
155:5.8 (1729.3)
Irklar oldukça ussal ve daha bütüncül bir biçimde medeni hale selene radar, ilk ve geri kalmış
toplulukların evrimsel dini uygulamalarını oldukça doğrudan bir biçimde nitelemekte olan bu çocuksu ve
hurafesel törenlerin çoğu varlığını sürdürecektir. İnsan ırkı, ruhsal deneyimin gerçekliklerinin daha
yüksek ve daha genel bir tanınışının düzeyine ilerleyene kadar, erkek ve kadınların geniş sayıları, yalnızca
ussal rızayı gerektiren dini yönetimin bu dinleri için kişisel bir tercihi göstermeye devam edecektir; bu,
ruhaniyetin dinine tezat olan bir durumdur; ruhaniyetin dini, ilerleyici insan deneyiminin canlı
gerçeklikleri ile bütünleşmenin inan serüveni içinde aklın ve ruhun etkin katılımını içine almaktadır.
155:5.9 (1729.4)
Geleneksel dinlerin yönetim yetkisinin kabul edilişi, insanın ruhsal doğasının sahip olduğu
arzuların tatminine dair içinden gelen itki için kolay bir çıkış yolu sunmaktadır. Yönetim yetkisine sahip
kurulu, katılaşmış ve oluşumunu tamamlamış olan dinler, korkuyla rahatsız edildiğinde ve belirsizlikten
acı çektiğinde kaçabilecek olan insanın şaşkınlık içindeki ve üzgün ruhu için kolay bir sığınak
sağlamaktadır. Bu türden bir din sadık inananları gerektirmektedir; onun tatminlerinin ve güvencelerinin
yerine gelmesi için, yalnızca katılımcı olmayan ve tamamen ussal nitelikteki bir rızanın bedeli
ödenmelidir.
155:5.10 (1729.5)
Ve, uzunca bir sure boyunca, dini tesellilerini bu şekilde teminat altına almayı tercih edecek
olan bu ürkek, korku dolu ve gönülsüz bireyler yeryüzü üzerinde yaşamaya devam edecektir; ve, bu,
yönetim gücüne sahip olan dinlerle kader ortaklığı yaparak, özünde kişiliğin egemenliğinden taviz
vermekte, bireyin kendisine duymuş olduğu saygının soyluluğunu alçaltmakta ve olası insan
deneyimlerinin tümü içindeki en heyecan verici ve en fazla ilham kaynağı plan şu deneyimlere katılma
hakkını tamamen teslim etmektedir: gerçeklik için kişisel arayış, ussal keşfin taşıdığı ciddi tehditler ile
karşılaşmanın verdiği heyecan, kişisel dini deneyimin gerçekliklerini keşfetmenin kararlılığı, insanın
Tanrı’yı, kendisi için ve kendi bireysel mevcudiyeti olarak, arayışı ve onu buluşu biçimindeki — tüm insan
mevcudiyetinin en yüce macerası içinde dürüstçe kazanılmış olarak ruhsal inancın ussal kuşku üzerindeki
zaferinin mevcut gerçeklişimini kişisel utgunluk olarak deneyimlemenin vermiş olduğu en yüksek
düzeydeki tatmin.
155:5.11 (1729.6)
Ruhaniyetin dini; çaba, mücadele, çatışma, inanç, kararlılık, sevgi, bağlılık ve ilerleme
anlamına gelmektedir. Yönetim yetkisine sahip din-kuramı olarak — aklın dini, resmi inananlarından bu
türden güçlü taleplerin çok azını veya hiçbirini gerektirmemektedir. Gelenek; ilerleyici insan aklı
tarafından keşfedilebilecek ve evrimleşen insan ruhu tarafından deneyimlenebilecek olan, ruhsal
gerçekliklerinin daha da uzak kıyılarını arayan bir biçimde keşfedilmemiş gerçekliğin büyük denizlerine
olan cüretkâr serüvenin bu inanç yolculuğu ile ilişkili haldeki ruhaniyet mücadelelerinden ve zihinsel
belirsizliklerinden içgüdüsel olarak kaçınmakta olan bu korku dolu ve yarı-gönüllü ruhlar için güvenli bir
sığınak ve kolay bir yoldur.
155:5.12
(1729.7)
Ve, İsa konuşmasına şöyle devam etmişti: “Kudüs’deki dini önderler, geleneksel
öğretmenlerine ve başka dönemlerin tanrı-elçilerine ait çeşitli inanç-savlarını, yönetim gücüne sahip bir
din olarak, ussal inanışlardan meydana gelmiş kurulu bir sisteme doğru formülleştirmiştir. Bu türden
dinlerin tümünün etkisi büyük ölçüde akıla hitap etmektedir. Ve, şimdi bizler, bu türden bir din ile
ölümcül bir çatışmaya girmek üzereyiz; zira, bizler yakın bir süre içinde, kelimenin bugünkü anlamıyla bir
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
6
din olmayan, başlıca etkisini insan aklında ikamet eden Babam’ın kutsal ruhaniyetine yapmakta olan bir
din olan — yeni bir dinin cüretkâr duyurusuna başlayacağız; yönetim gücünü, gerçekten ve gerçek
anlamıyla Tanrı ile olan bu daha yüksek ruhsal bütünlüğün gerçekliklerinin inananları haline gelenlerin
tümünün kişisel deneyiminde oldukça kesin bir biçimde ortaya çıkacak olan, kabulünün meyvelerinden
alacak bir din.”
155:5.13 (1730.1)
Yirmi dört kişinin her birine işaret eden ve onların hepsini isimleri ile teker teker çağıran
biçimde İsa şunları söylemişti: “Ve, şimdi, hanginiz, cennetin krallığının ebedi gerçeklikleri ve yüce
ihtişamları içinde yaşayan ve kişisel bir deneyimin gerçekliklerinin taşımakta olduğu güzellikleri kendiniz
için keşfetmekten doğan memnuniyeti gerçekleştirirken, insanlara kurtuluşun daha iyi bir yolunu
duyurma göreviyle beraber gerçekleşmekte olan zorluklardan ve idamlardan muzdarip olmak yerine,
Ferisiler tarafından Kudüs’de savunulmakta olan, kurumsallaşmış ve fosilleşmiş bir dine olan bağlılığın
bu kolay yolunu tercih edecek? Kendisinin evlatları olan, gerçekliğin Tanrısı’nın ellerine geleceklerinizi
emanet etmekten korku mu duymaktasınız? Kendisinin çocukları olarak, Baba’ya güvenmiyor musunuz?
Geleneksel yönetim gücüne sahip olan dinin kesinliği ve ussal oturmuşluğunun kolay yoluna mı
gideceksiniz? Yoksa, benimle birlikte kendinizi, insanların kalplerindeki cennetin krallığı olarak
ruhaniyete ait dinin yeni gerçekliklerini duyurmanın belirsiz ve sıkıntılara gebe geleceğine ileri atılmaya
mı hazırlanacaksınız?”
155:5.14 (1730.2)
Dinleyicilerinden yirmi dördü de, İsa’nın o zamana kadar gerçekleştirmiş olduğu birkaç
duygusal etkiden biri olarak, buna birleşik ve sadık karşılıklarını göstermeyi amaçlayan bir biçimde,
ayağa kalkmışlardı; ancak, İsa elini kaldırmış ve, şunu söyleyen bir biçimde, onları durdurmuştu: “Şimdi,
her birinizin Baba ile beraber gideceği biçimde, bireysel olarak dağılın; ve, orada, benim soruma duygusal
olmayan bir cevabı bulacaksınız; ruhun bu türden gerçek ve içten bir tutumunu bulmuş olarak, sahip
olduğu sınırsız derin sevgi yaşamının duyurmakta olduğumuz dinin tam da ruhaniyetini oluşturduğu,
benim Baba’m ve sizin Baba’nızla özgürce ve hiçbir şeyden korkmadan konuşun.”
155:5.15 (1730.3)
Din-yayıcıları ve havariler, kısa bir süreliğine birbirlerinden ayrıldılar. Onların ruhları
canlanmış, akılları ilham duymuştu, ve onların duyguları İsa’nın söylemiş olduğu şeyler karşısında
oldukça güçlü bir biçimde etkilenmişti. Ancak, Andreas onları bir araya topladığında, Üstün yalnızca şunu
söylemişti: “Yolculuğumuza devam edelim. Bizler bir süreliğine vakit geçirmek için Fenike’ye gideceğiz,
ve hepiniz Baba’nın, akıl ve beden duygularınızı aklın daha yüksek sadakatlerine ve ruhaniyetin daha
tatmin edici deneyimlerine dönüştürmesi için dua edeceksiniz.”
155:5.16 (1730.4)
Onlar aşağı doğru inerlerken, yirmi dörtlü sessizdi; ancak, yakın bir süre içinde onlar
birbirleri ile konuşmaya başlamıştı, ve öğleden sonra saat üç gibi onlar artık ilerleyememişlerdi; onlar bir
durma noktasına varmışlardı, ve Petrus, İsa’ya varan bir biçimde, şunu söylemişti: “Üstün, sen bizlere
yaşamın ve gerçekliğin sözlerini verdin. Bizler daha fazlasını duymak isteriz; güçlü bir biçimde bizler
senden bu hususlar hakkında ilave şeyler söylemeni rica ediyoruz.”
6. Din’e Dair İkinci Söyleşi
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
7
155:6.1 (1730.5)
Ve, böylece onlar, tepe kenarındaki bir gölgelikte dururlarken, İsa, özünde şunu söyleyen bir
biçimde, ruhaniyetin dinine dair şunları öğretmeye devam etmişti:
155:6.2 (1730.6)
Sizler, güvenceyi derinden arzulayan ve uyumu tercih eden aklın bir dini ile tatmin olmayı
seçmekte olan akranlarınız arasından geldiniz. Sizler, yönetim gücüne sahip kesinliği, macera dolu ve
ilerleyici inanca ait ruhaniyetin güvenceleri için değiştirmeyi seçtiniz. Sizler, kurumsal dinin iflah olmaz
esaretine karşı duymayı ve şimdi Tanrı’nın sözü olarak görülmekte olan tarihsel anlatılardan meydana
gelen kaydın taşıdığı otoriteyi reddetmeye cüret ettiniz. Babamız gerçekten de Musa, İlyas, İşaya, Amos ve
Hosea vasıtasıyla konuşmuştur; ancak, o, eskinin bu tanrı-elçileri sözlerini bitirdikleri zaman dünyaya
gerçekliğin sözlerini hizmet etmeyi sonlandırmamıştır. Babam, gerçekliğin sözünün bir çağda hediye
edilip, diğerinde saklandığı biçimde, herhangi bir ırkı veya nesli ayırmamaktadır. Tamamiyle insani olan
şeyi kutsal olarak adlandırma akılsızlığına girişmeyin, ve varsayılan vahiyin geleneksel kehanetlerinden
gelmemekte olan gerçekliğin sözlerini kavrayamazlık etmeyin.
155:6.3 (1731.1)
Ben sizlerden, ruhaniyetten doğan bir biçimde, yeniden doğmanızı istedim. Ben sizleri; dini
otoritenin karanlığından ve geleneğin uyuşukluğundan, kendiniz için, kendiniz içinde ve kendinize ait bir
biçimde, Tanrı’yı bulmanın ulvi deneyimi ve bütün bunları kendi kişisel deneyimiz içinde bir gerçek
olarak gerçekleştirme halindeki — kendinizi insan ruhunun yapacağı en büyük keşif için hazırlama
potansiyelini gerçekleştirmenin taşıdığı aşkın ışığa çağırdım. Ve, böylece sizler, geleneğin otoritesinden
Tanrı’yı bilmenin deneyimine gerçekleşen bir biçimde, ölümden yaşama geçebilirsiniz; böylece sözler,
miras olarak alınmış ırksal bir inançtan, mevcut deneyimle elde edilmiş kişisel bir inanca doğru
gerçekleşen bir biçimde, karanlıktan ışığa doğru ilerleyeceksiniz; ve, böylelikle, atalarınız tarafından
sizlere verilmiş olan aklın bir din-kuramından, ruhlarınızda ebedi bir bahşedilmişlik olarak inşa edilecek
ruhaniyetin bir dinine ilerleyeceksiniz.
155:6.4 (1731.2)
Dininiz, geleneksel otoriteye olan salt ussal inanıştan, Tanrı’nın gerçekliğini ve Baba’nın
kutsal ruhaniyeti ile ilişkili olan her şeyi kavramaya yetkin olan, yaşayan inancın mevcut deneyime
dönüşecek. Aklın dini sizi ümitsiz bir biçimde geçmişe bağlamaktadır; ruhaniyetin dini, ilerleyici açığa
çıkarılıştan meydana gelmekte olup, sürekli bir biçimde sizlere, ruhsal idealler ve ebedi gerçeklikler
içindeki daha yüksek ve daha kutsal olan kazanımlara işaret etmektedir.
155:6.5 (1731.3)
Dini otorite istikrar içindeki bir güvenceye dair mevcut bir hissi aktarırsa da, sizler bu türden
geçici bir tatmin için, ruhsal özgürlüğünüz ve dini bağımsızlığınızı kaybedişinizin bedelini ödemektesiniz.
Benim Babam sizden cennetin krallığına girmenin bedeli olarak; ruhsal olarak çirkin, kutsal olmayan ve
gerçek dışı şeylere duyulmakta olan bir inanışa bağlanmaya zorlamasını istememektedir. Sizlerden, öz
bağışlama, adalet ve gerçeklik duyuşunuza tezat bir biçimde dini biçimlerin ve törenlerin eskimiş bir
düzenine bağlılık istenmemektedir. Ruhaniyetin dini sizlerin, ruhaniyetin yönlendirmeleri sizleri nereye
götürürse oraya sonsuza kadar özgür bir biçimde takip etmenize izin vermektedir. Ve, bu ruhaniyet diğer
nesillerin duymayı reddetmiş olduğu bir şeyi aktaracak şeye sahipse — kim yargıda bulunabilir ki?
155:6.6 (1731.4)
Aç ruhları karanlık ve uzak geçmişlere sürükleyen ve orada onları bırakan bu sahte dini
öğretmenler utanmalıdırlar! Ve, gerçeğin her yeni açığa çıkarılışı tarafından kafa karışıklığına düşerken,
her yeni keşif ile ne yapacağını bilmez ve korkuya kapılan tahlisiz insanlar. “Aklı Tanrı’da kalmaya devam
eden kişi kusursuz huzurda tutulmaya devam edecektir” demiş olan tanrı-elçisi, otoritesel din-kuramının
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
8
yalın bir ussal inananı değildi. Bu gerçeği bilen insan Tanrı’yı keşfetmiş haldeydi; o sadece Tanrı hakkında
konuşmamaktaydı.
Ben sizleri, eskinin tanrı-elçilerinin söylemiş oldukları sözlere sürekli bir biçimde atıfta
155:6.7 (1731.5)
bulunma ve İsrail’in kahramanlarını övme alışkanlığını bırakmanız konusunda uyarıyorum; ve, bunun
yerin sizler, En Yüksek Unsur’un yaşayan tanrı-elçileri ve yaklaşmakta olan krallığın ruhsal kahramanları
haline gelmeyi amaç edinmelisiniz. Geçmişin Tanrı-bilen önderlerini onurlandırmak gerçekten de değerli
bir şey olabilir; ancak, neden, bunu gerçekleştirirken, insan mevcudiyetinin şu yüce deneyimini feda
edesiniz: kendiniz için Tanrı’yı bulmak ve onu kendi öz ruhunuzda bilmek?
155:6.8 (1732.1)
İnsanlığın her ırkı, insan mevcudiyetine dair kendi zihinsel bakış açısına sahiptir; bu nedenle,
aklın dini sürekli olarak bu çeşitli ırksal bakış açılarına uyumlu olmak zorundadır. Otoritenin dinleri
hiçbir zaman bir bütün hale gelmeye yetkin değildir. İnsan birliği ve fani kardeşlik yalnızca, ruhaniyetin
dininin aşkın bahşedilmişliği tarafından ve onun vasıtasıyla elde edilebilir. Irksal akıllar farklılık
gösterebilir; ancak, insanlığın tümü, aynı kutsal ve ebedi ruhaniyet tarafından ikamet edilmektedir. İnsan
kardeşliğinin umudu yalnızca, kişisel ruhsal deneyimin dini olarak — ruhaniyetin birleştirici ve
soylulaştırıcı dini tarafından aşılandığında, ve onun egemen gölgesi altında, gerçekleşebilir.
155:6.9 (1732.2)
Otoritenin dinleri sadece insanları bölmekte ve onları birbirlerine karşı vicdani kamplara
ayırmaktadır; ruhaniyetin dini ilerleyen bir biçimde insanları birbirine yaklaştırmakta ve onların anlayış
dolu bir biçimde birbirlerine duygudaş hale gelmesine neden olmaktadır. Otoritenin dinleri tek olarak,
inancın çeşitliliğine bütüncül müsamahayı göstermek için — nihai sonun tek-tipliği halinde — deneyimde
birliği istemektedir. Ruhaniyetin dini yalnızca kavrayıştaki tek-tipliği istemektedir, görüş ve bakış
açısındaki tek-tipliği değil. Otoritenin dinleri içinde yaşam olmayan inanç ilkelerine doğru kalıplaşır;
ruhaniyetin dini, sevgi dolu hizmetin ve bağışlayıcı yardımın soylulaştırıcı eylemlerinden doğan artan
neşe ve özgürlüğe doğru büyümektedir.
155:6.10 (1732.3)
Ancak, herhangi biriniz bile, geleneksel kuraklığın bu kötü nitelikli günlerine düşmüş
oldukları için İbrahim’in çocuklarına olumsuz gözle bakma hatasına düşmesin. Atalarımızın kendileri,
Tanrı’yı aramak için kalıcı ve tutkulu bir arayışı sürdürmeyi bırakmışlardır; ve onlar Tanrı’yı, kendisi bir
Tanrı Evladı olarak bu hususta birçok şeyi bilmekte olan, Âdem döneminden beri insan ırklarının
herhangi bir üyesinin tamamı tarafından bilinenden daha fazla bir konumda bulmamışlardı. Benim
Babam, Musa’nın döneminden beri bir kez olsun, Tanrı’yı bulma ve Tanrı’yı bilme biçimindeki, İsrail’in
uzun ve bitmek bilmez mücadelesine işaret etmede başarısız olmadı. Bitkin nesiller boyunca Museviler,
tümünü Tanrı’ya dair gerçekliğin keşfine biraz olsun yaklaşabilmek için gerçekleştirmiş olarak, emek
vermede, terlemede, acı çekmede, zorlanmada ve yanlış anlaşılmış ve hor görülmüş bir insan
topluluğunun sıkıntılarına ve deneyimlerine maruz kalmada bir an olsun yokluk çekmedi. Ve, İsrail’in tüm
bu başarısızlıklarına ve kusurlarına rağmen, atalarımız ilerleyen bir şekilde, Musa’dan Amos ve Hosea
dönemlerine kadar, ebedi Tanrı’nın gittikçe artan bir biçimde daha açık ve daha gerçekçi bir resmini tüm
dünya için artarak açığa çıkarmıştı. Ve, böylece, ortam, sizlerin paylaşmak için çağrılmış olduğunuz,
Baba’nın daha da büyük açığa çıkarılışı için hazırlanmıştır.
155:6.11 (1732.4)
Yaşayan Tanrı’nın iradesini keşfetmeye girişmekten daha tatmin ve heyecan verici olan
yalnızca tek bir serüvenin bulunduğunu hiçbir zaman unutmayın; bu, kutsal iradeyi dürüst bir biçimde
gerçekleştirme deneyişinin olası en yüce nitelikteki deneyimidir. Ve, Tanrı’nın iradesinin herhangi bir
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
9
yeryüzü mesleğinde yerine getirilebilecek oluşunu hatırlayamazlık etmeyin. Bazı meslekler kutsal,
diğerleri ise din-dışıdır. Ruhaniyet tarafından yönlendirilmekte olanların yaşamlarındaki her şey
kutsaldır; bu, gerçekliğe tabi olma, derin sevgi tarafından soylulaştırılma, bağışlamanın egemenliği altında
bulunma ve — adalet olarak — hakkaniyet tarafından kısıtlanmaktır. Babam ve benim dünyaya
göndereceğimiz ruhaniyet, yalnızca Gerçekliğin Ruhaniyeti değil aynı zamanda idealist güzelliğin
ruhaniyetidir.
155:6.12 (1732.5)
Sizler, Tanrı’ya dair sözü yalnızca din-kuramsal otoriteye ait eskinin kayıtlarında aramaya
bir son vermek zorundasınız. Tanrı’nın ruhaniyetinden doğanlar, doğdukları andan itibaren, hangi
kökenden kaynağını alır görünürse görünsün Tanrı’nın sözünü algılayacaklardır. Kutsal gerçeklik,
bahşedilme biçiminin görünürde insani olması nedeniyle bir kenara itilmemelidir. Kardeşlerinizin çoğu,
Tanrı’ya dair din-kuramını kabul ederken Tanrı’nın mevcudiyetin ruhsal olarak farkında bulunmada
başarısız olan akıllara sahiptir. Ve, tam da bu, cennetin krallığının en iyi, içten bir çocuğun ruhsal
tutumuna sahip olmakla farkına varılacağını oldukça sık bir biçimde öğretmiş oluşumun nedenidir. Ben
sizlere, çocuğun zihinsel olgunsuzluğunu önermiyorum; ben size, kolayca inanan ve bütünüyle güvenen
bu türden ufaklığın ruhsal basitliğini öneriyorum. Tanrı’nın mevcudiyetini hissetme yetisine erişen bir
biçimde giderek büyümenize kıyasla Tanrı’ya dair gerçeği bilmeniz çok da önemli değildir.
155:6.13 (1733.1)
Tanrı’yı ruhunuz içinde bir kez hissetmeye başladığınızda, onu diğer insanların ruhlarında ve
nihai olarak çok büyük bir evrenin tüm yaratılmışları ve yaratılanlarında keşfetmeye başlayacaksınız.
Ancak, bu türden ebedi gerçekliklerin üzerine irdeleyici düşünüşe çok az veya hiçbir zaman ayırmayan
insanların ruhlarında Baba’nın, yüce sadakatlere ve kutsal ideallere sahip bir Tanrı olarak ortaya
çıkmasının olasılığı ne kadar fazladır? Akıl, ruhsal bir doğanın oturağı değilse de, kesin bir biçimde onun
kapısıdır.
155:6.14 (1733.2)
Ancak, Tanrı’yı bulmuş olduğunuzu diğer insanlara ispat etmeye çalışma hatasına düşmeyin;
sizler, bu türden gerçek bir kanıtı bilinç dâhilinde gerçekleştirmezsiniz; bu böyleyken, orada Tanrı-bilen
oluşunuzun gerçeğine dair şu iki olumlu ve güçlü gösterim biçimi bulunmakta olup, onlar şunlardır:
155:6.15 (1733.3)
1. Gündelik olağan yaşamınızda Tanrı’nın ruhaniyetine ait meyveleri açığa sermek.
155:6.16 (1733.4)
2. Sizlerin bütüncül yaşamınızın; zamanın içinde mevcudiyetini az da olsa tatmış olduğunuz
ebediyetin Tanrısı’nı bulma umuduna dair arayışınız içerisindeki ölümden varlığınızı sürdürerek çıkma
serüveninizde benliğinizi ve sahip olduğunuz her şeyi koşulsuz bir biçimde tehlikeye atmış olduğunuzu
olumlu bir şekilde kanıtlayış gerçeği.
155:6.17 (1733.5)
Şimdi, Babamın her zaman, inancın en küçük bir kıvılcımına bile cevap verecek oluşunuzda
yanılmayın. O, ilkel insanın fiziksel ve hurafesel duyguları gözlemlemektedir. Ve, inancı, otoritenin
dinlerine olan onayın etkin olmayan bir tutumuna gerçekleştirilen ussal rızadan ancak bir daha fazlası
olan düzeydeki dürüst ancak korku içindeki ruhlarla olan ilişkisinde Baba her zaman, kendisine ulaşma
çabasında bulunan tüm bu cılız girişimleri bile onurlandırmaya ve desteklemeye her zaman hazırdır.
Ancak, karanlıktan ışığa çağrılmış olan sizlerin, bütüncül bir kalple inanması beklenmektedir; inancınız,
bedenin, aklın ve ruhaniyetin bir bütün haline gelmiş tutumları üzerinde egemenlik kurmalıdır.
155:6.18 (1733.6)
Sizler benim havarilerimsiniz, ve sizler için din, ruhsal ilerleyişin ve idealist serüvenin çetin
gerçeklikleri ile karşılaşma korkusu içinde kaçabileceğiniz bir din-kuramsal sığınak olmamalıdır; ancak,
bunun yerine sizlerin dini, Tanrı’nın sizi ideale sahip, soylulaşmış ve ruhsallaşmış olarak buluşuna, ve
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
10
sizlerin, sizleri bu şekilde bulmuş ve evlatsal bütünlüğe almış olan Tanrı’yı bulmanın ebedi serüvenine
yazılışınıza şahitlik eden gerçek deneyimin kanıtı haline gelmelidir.
155:6.19 (1733.7)
Ve, İsa konuşmasını bitirdiğinde, şunu söyleyerek, Fenike’nin batısını gösteren bir biçimde,
Andreas’a işarette bulunmuştu: “Haydi yolumuza çıkalım.”
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
11
Download