Slayt 1

advertisement
HAYAT BİLGİSİ
Hayat Bilgisi Dersi Hayatın Kendisiyle
Başlar
• Bir bebek hayatın ilk günlerinden başlayarak
dış dünyadaki nesnelerle ve diğer insanlarla
etkileşmeye, bu etkileşmeler sonucunda da
kendisini, dünyayı ve bir anlamda da hayatı
tanımaya başlar.
Fiziksel Gelişim
Toplumsal Gelişim
Zihinsel Gelişim
Duygusal Gelişim
• Bebeği hayatı genellikle aile ortamında
devam ederken, hayata dair dersler de
yine aile ortamında kesintisiz bir biçimde
devam etmektedir.
• Hayat Bilgisi ders içeriğinin, çocuğun
hayatında yer alan çok özel ve eşsiz bir
çevre olan aile ile sıkı sıkıya ilişkili olması
beklenir.
Hayat Bilgisi Dersi ve Yöntem
• Birey, ilk hayatta dersini anne-baba ve aile
bireylerinden alır.
• Birey, sevmeyi ilk olarak ailesinden
kendisinin sevilmesi olarak öğrenir.
• Hayat Bilgisi ders içeriği, çocuğun
hayatında çok önemli ve etkili olan ve
büyük bir heyecanla başladığı okul ile
ilişkili olmalıdır.
• Hayat Bilgisi ders içeriği, hayatın her
alanındaki değişimlerle doğru orantılı
olmalıdır.
• Öğretmen, öğrencilerinin her birinin
kendine özgü özellikler barındıran farklı
bireyler olduğunu asla aklından
çıkarmamalıdır.
• Öğrenme-öğretme ortamı ve yaşantısı
öğretmen ve aile işbirliği içerisinde
düzenlenmelidir.
• Çocuğun kendi çalışmalarının Hayat
Bilgisi dersi için büyük önemi vardır.
Çünkü çocuk Hayat Bilgisi dersiyle
karşılaşıncaya kadar da hayatı öğrenmek
için bir çok yaşantıyı tecrübe etmiş
olacaktır.
• Öğrenilen bilgilerin kaynağı hayatın
kendisi olduğunda Hayat Bilgisi dersinde
öğrenilen bilgilerin hayata aktarılması gibi
bir çabaya da gerek kalmayacaktır.
• BAŞARIYI TATMAK
– Öğrenci öğretmen tarafından
ihtiyaç duyulduğu zamanlarda
desteklenmeli ve başardığında da
ödüllendirilmelidir.
• MUTLULUK
– Okula başladığı yılın ilk derslerinde
biri olan Hayat Bilgisi dersinde
öğrencinin mutlu olması gelecek
öğrenim hayatı için büyük önem
taşımaktadır. Eğer öğrenci okulu
severse bu öğrencinin bütün
öğretim hayatını olumlu yönde
etkileyecektir.
• Mutlu birey sözünün programda sembolik
bir söz olarak kalmasına asla izin
verilmemelidir.
• Çocukların kafalarındaki kavramlar
yetişkinlerden çok farklıdır. Bu durumda
bu kavramları içeren cümleler
kurduğumuzda onların kafalarında neler
kurabileceklerini düşünmeliyiz.
• Hayat Bilgisi dersi kitaptan okunacak,
ezbere konuşma ile geçirilecek söz dersi
değil; gözlem, inceleme, deney, iş ve
yaşama dersidir.
• Hayat Bilgisi dersi, bireyin
karşılaşabileceği çeşitli
sorunlara karşı en uygun
seçenekleri ortaya
koyabilmesi için onu hayata
hazırlamayı amaçlar.
• Hayatın içinden olaylar ele
alarak, bu olaylardan hangi
sonuçları çıkarması
gerektiğini, sosyal insan
ve vatandaş olarak
görevlerini, sorumluluklarını
hatırlatır, öğretir.
• Ve tabii ki doğa…
– Doğal çevreyi tanıma,
– Doğal çevreye ayak uydurma,
– Doğal çevreye değer verme, korumak için
istekli olma…
• Olmak istemiyorum
öyle olmamı istediğiniz gibi.
Siz olmak istemiyorum
öyle olmamı istediğiniz gibi.
Sizin gibi olmak istemiyorum
öyle olmamı istediğiniz gibi.
Sizin olduğunuz gibi olmak
istemiyorum
• Olmamı istediğiniz gibi değil
olmak istediğim gibi olmak
istiyorum.
Olmamı istediğiniz gibi değil
olduğum gibi olmak istiyorum.
Olmamı istediğiniz gibi değil
kendim gibi olmak istiyorum.
öyle olmamı istediğiniz gibi.
Olmamı istediğiniz gibi değil
Sizin olmak istediğiniz gibi olmak
istemiyorum
ben ben olmak istiyorum.
öyle olmamı istediğiniz gibi.
Olmamı istediğiniz gibi olmak
istemiyorum
Benim Şarkım/Ernst Jandl - çev.Emre Özdi
ben olmak istiyorum.
• TANIM (lar):
– Hayat bilgisi dersi; doğal ve toplumsal
gerçekle kanıtlamaya dayalı bir bağ kurma
süreci ve bu sürecin sonunda elde edilen
dirik bilgiler (Sönmez, 2005).
– Çocuğun çevresine, başarılı, etkin ya da
olumlu bir biçimde uyum sağlamasını
sağlayan ilk derstir (Binbaşıoğlu, 2003).
• TANIM (lar):
– Çocuğun çevresindeki doğal ve toplumsal anlayışı,
onun anlayış derecesine göre, bir bütün olarak
kavratmaya çalışan bir derstir (Taner ve Örs, 1952).
– Bilgi temelini sosyal bilimlerle doğa bilimlerinden alan,
çocuk gelişimine uygun bir şekilde oluşturulmuş,
olabildiğince yaşama dönük ve somut bir şekilde
işlenerek öğrencilerin daha etkin bireyler ve
vatandaşlar olarak yaşam sürmelerine zemin
hazırlayan ilk derstir (Baysal, 2006).
• Bu tanımlar göz önüne alındığında; Hayat
Bilgisi dersi, öğrencilerin içinden geldikleri
toplum hayatının ve doğal çevrenin onlarla
ilgili olan tüm yönlerinin gerçek
ortamlarındaki doğallığı içerisinde ele
alındığı ve onların gelişim düzeylerine
uygun bir biçimde düzenlendiği ilgilerine,
meraklarına ve ihtiyaçlarına hitap eden bir
derstir.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Öğrencinin İçinde Yaşadığı Ortam;
– Hayat bilgisi dersinde öğrencinin en
yakınında olan olaylardan, daha geniş ve
ayrıntılı olanlara doğru bir gidiş söz
konusudur.
– Öğrencilerin yakın çevresinden başlayarak
öğrendiklerini yaşama geçirmesi, kendi
yaşantısında kullanması ve yeni durumlara
uyarlayabilmesi önemlidir.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Hazırbulunuşluk Düzeyi;
– Dersi etkileyen en önemli değişkenlerden bir
tanesidir.Üç tür hazırbulunuşluktan
bahsedebiliriz;
• bilişsel,
• duyuşsal ve
• psikomotor hazırbulunuşluk.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Kazanımlar;
– Bilgi, beceri, tutum ve değerleri de içeren
kazanımların gerçekleştirilmesinde,
öğrencinin düzeyine uygun olarak hazırlanan
etkinlikler büyük bir önem taşımaktadır.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Eğitim Biliminin Özellikleri;
– Bu dönemde çocuklar, olay ve olguları ayrı
ayrı değil, bir bütün olarak görür ve
anlamlandırırlar. Çocuklar parça parça verilen
bilgileri bağlantılı bir şekilde düşünemezler. .
Parçaların özelliklerine takılıp kalırlar.
– Bu sebeple, hayat bilgisi dersi disiplinler arası
yaklaşıma göre düzenlenir.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Eğitim Biliminin Özellikleri;
– Bu yaş çocukları, eşya ve olayları
sınıflandıramaz. Ancak,
nesnelerin somut olması halinde
sınıflama ve sıralama yapabilirler.
Yani çocuklar, somut işlemler
dönemindedir. Kendilerine özgü
düşünme biçimlerine sahiptir.
– Bu sebeple hayat bilgisi dersi,
çocuğun ruhuna göre işlenmelidir.
Etkili bir hayat bilgisi dersi için;
• Peki ne yapabilirler?
– Somut, duyu organlarıyla algılanabilir objeler,
olay ve kişiler üzerinde mantıklı düşünmeye,
bağlar kurmaya yeni yeni başlarlar.
– Deneyler yapabilir, mantık kurallarına uygun
açıklama ve tahminlerde bulunabilirler.
– Oyun topluca oynanan bir biçime dönüşür.
• 1., 2. ve 3. sınıf öğrencilerinin hem
kendilerini hem de içinde yaşadıkları
toplumu ve dünyayı tanımalarını
amaçlayan Hayat Bilgisi dersi, 1926,
1936, 1948, 1968 ve 1998 ilköğretim
programlarında yer almıştır.
• Hayat Bilgisi dersi 2005 programında da
aynı adla yer almaktadır. Bu ders, toplu
öğretime dayalı olarak oluşturulmuş bir
derstir.
• 1926 programından 2005
programlarına kadar hayat
bilgisi dersi “mihver ders”
olarak okutulmuştur.
• Toplu öğretim, birer bütün olan hayat
konularının, bütünlüklerini bozmadan,
öğrencilerin duyu organlarıyla doğal ya da
fiziksel ve toplumsal çevrelerini
inceleyerek, gözlem, yaşama, iş ve deney
yöntemleriyle, bilgi, beceri ve daha çok
alışkanlık kazanmalarını sağlayan bir
öğretim sistemidir.
Batı Ülkelerinde Hayat Bilgisi
Dersi
• Hayat Bilgisi dersi için kesin bir başlangıç
belirlemek oldukça zordur. Hayat Bilgisi
dersinin düşünce temelleri Eflatun
(Platon)'a kadar dayanmaktadır.
• Eflatun öğrenen kişinin eşyaya
yaklaştırılması, ona eşyanın gösterilmesi
ve onu kullanmasını istemiştir. Aristo
öğretimde genel bilgiye varmak için,
gerçek hayattan başlamak gerektiğini
belirtmiştir.
•
“Eşya dersi" öğretiminin asıl kurucusu 17. yüzyıl eğitimcilerinden
Johann Amos Comenius (1592-1670)'dir. Comenius 1658'de
yazdığı "Orbic Pictus" adlı eserinde Hayat Bilgisi dersinin
konularını ortaya koymuş ve öğretiminin gerekliliğini vurgulamıştır.
•
Jean Jacques Rousseau (1712-1778), "Emile" adlı kitabında
günümüz eğitimcilerinin düşüncelerine yaklaşmıştır.
•
Çocuğun tabiatının merkeze alınması ve onun iyi tanınarak eğitimin
bu tabiata uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Çocuğa
çevresindeki eşyayı göstermeli, bizzat inceleme yoluyla öğrenmesi
sağlanmalıdır.
• Emile (Jean Jacques Rousseau)
•
İnsanın kendi kendine öğrendiği bilgiler, başkalarından duyarak
öğreneceklerinden çok daha anlamlı ve çok daha kesindirler.
•
Öğrenci, başkası tarafından kendisine verilmiş ya da yapılması
emredilmiş bir işi yaptığı zaman gerçek anlamda aktif değildir.
•
Çocuğa bilgileri hazır vermek değil, ona öğrenme yollarını öğretmek
gerekir.
•
Çocuklara uzun nutuklar atmayınız! Siz kelimelere gereğinden fazla
önem veriyorsunuz. Halbuki kelimelerin anlattıkları şeyleri
gösterseniz daha iyi öğrenirler.
• Emile (Jean Jacques Rousseau)
•
Bir günlük çalışma (iş), bir günlük anlatmalardan daha değerlidir.
•
Eğitimin en büyük sırrı fiziksel aktiviteler ile düşünsel çalışmaları
daima birbirleriyle yardımlaştırmaktır.
• Johann Heinrich Pestalozzi'ye (1746-1827) göre;
eğitim ve öğretim çocukların ruhi ve fiziki
özelliklerine göre yapılmalı; bunlara aykırı hiçbir şey
yapılmamalıdır. Çocukta bulunan enerji çok iyi
değerlendirilmeli, bu enerjiyi nasıl kullanacağı
çocuğa öğretilmelidir. Bu sayede çocuk doğuştan
getirdiği ilgi ve yeteneklerinin gelişmesine engel
olabilecek dış etkenlere karşı koyma yeterliliğini de
kazanmış olacaktır.
• Friedrich Herbart (1776-1841), Öğretimde çocuğun
ilgisine önem verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü,
ilgi çocuğu etkinlikte bulunmaya götürür.
• Ayrıca öğrenilen konuların birbiriyle ilişkilendirilmesinin
önemi üzerinde durmuştur. Türkiye’de de kabul gören
toplu öğretim sisteminin kurucusudur.
• Böylece öğrencinin çağrışım, birleştirme ve
karşılaştırmalar yaparak sonuçlar bulup kurallara
ulaşabileceğini belirtmiştir.
• J. Dewey (1859-1952)
öğretimi toplulaştırmada
daha ileri bir adım
atmıştır. Dewey, "okul
hayatın bir benzeri değil
hayatın bizzat
kendisidir" demektedir.
• Dewey'in öğretim yaklaşımı ile yapılandırmacı
öğretim yaklaşımı bir biri ile bir çok benzerlik
göstermektedir. Yapılandırmacı yaklaşıma
uygun Hayat Bilgisi dersi öğretimi yapacak
öğretmenlerin Dewey'in öğretim ile ilgili fikirlerini
ayrıntılı bir şekilde incelemeleri gerekmektedir.
• O. Decroly (1871-1932), 1907 yılında
"hayat ile ve hayat için" sloganı ile eğitimöğretim yapacağı bir uygulama okulu
açmıştır. Daha önceleri bilinmesine
rağmen pek kullanılmayan "toplu öğretim"
fikri bu okulla "Decroly Usulü" olarak
adlandırılacak kadar gelişmiştir.
• Decroly'nin uyguladığı "toplu öğretim"
anlayışında sadece öğretim yapılmamakta
aynı zamanda eğitime de gereken önem
verilmektedir.
• 19. yüzyılda Almanya, Avusturya ve
Rusya'da "Eşya Tedrisi", "Hayat ve Yurt
Bilgisi" gibi değişik adlarla bizdeki Hayat
Bilgisi dersi içeriği okutulmuştur.
• Programları ile model alınan
ülke genellikle Amerika
olmasına rağmen Hayat
Bilgisi Dersi Öğretim
Programı için örnek alınan
ülke daha çok Almanya
olarak görülmektedir.
Almanya'da okutulan
"sachunterricht“ adlı ders
Türkiye'de okutulan "Hayat
Bilgisi" adlı ders ile benzerlik
göstermektedir.
Ülkemizde Hayat Bilgisi Dersi
• Cumhuriyet döneminin ilk programı İlk
Mektep Müfredat Programıdır. 1924
programının önceki programlardan tek
farkı birkaç dersin eklenmesi ve bazı
derslerin Cumhuriyet yönetimine uygun
hale getirilmesi olarak görülebilir.
•
1924'te Dewey'in ülkemizi ziyareti Hayat Bilgisi dersinin
şekillenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Toplu öğretim
anlayışı benimsendikten sonra ülkemizde Hayat Bilgisi dersi bu
adla ilk olarak 1926 programında yer almıştır. Tabiat tetkiki, sağlık
koruma bilgisi, tarih başlangıcı, coğrafya, ahlak söyleşileri ve yurt
bilgisi gibi derslerin içeriği, birinci devrede hayat bilgisi dersinde
toplanmıştır.
• Hayat Bilgisi dersi mihver ders özelliği
kazanmıştır. Birinci devredeki bütün
dersler Hayat Bilgisi dersi etrafında
düzenlenmiştir. Hayat Bilgisi dersi,
programın belkemiği olmuş ve diğer
derslerin bu ders ekseninde işlenmesi
önerilmiştir.
• 1926 programında toplu öğretim
vurgulanmasına rağmen başarıyla
uygulanamamıştır. 1930 yılında köyler,
1936 yılında ise şehirler için geliştirilen
programlar uygulamaya girmiştir.
• 1936 programında, öğrencilerin gelişim
özelliklerine daha fazla önem verilmiş ve
"yakın çevreden hareketle uzak çevreyi
kavratma" ilkesi programda yer almıştır.
1936 programında ikinci devre için de
toplu öğretim benimsenmiştir.
• 1948 yılından itibaren uygulanan programda Hayat
Bilgisi dersi ülkenin her yerinde aynı şekilde
uygulanacak bir özellik taşımaktaydı. 1936
programından farklı olarak 1948 programında ünite
sonlarına "Eğitsel Sonuçlar" paragrafı eklenmiştir.
• 1948 Hayat Bilgisi Dersi Programı'nın konu ve
ünitelerinin çok olması, konuları için yeterli zaman
verilmemesi, konularının öğrencilerin zihinsel
gelişim düzeylerinin üzerinde olması, bilgiye yönelik
olduğu için beceri ve alışkanlık kazandırmaya fırsat
vermemesi, esnek olmaması ve bireysel farklılıklara
yer vermemesi gibi yetersizliklerinden dolayı yeni bir
programın geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
• 1968 programı altı yıllık bir geliştirme döneminden
sonra uygulamaya girmiştir. 1968 programında
toplu öğretimin ilkokulun bütün sınıflarında
uygulanması bir ilke olarak kabul edilmiştir. Böylece
Hayat Bilgisi dersine ek olarak 4. ve 5. sınıflarda
okutulan sosyal bilgiler ve fen bilgisi dersleri de
mihver ders olma özelliği kazanmışlardır. 1968
programı, değerlendirme ile ilgili olarak sınıf içindeki
öğrencileri birbirleri ile karşılaştırmak yerine
öğrencinin başarısının kendi gelişimi içerisinde
değerlendirmesi gerektiğini vurgulamıştır. (Tertemiz,
2000). Bu program 30 yıl uygulamada kaldıktan
sonra bazı değişiklikler yapılması ihtiyacı
duyulmuştur.
• 1998 programında 1968 programından
farklı olarak derslerle ilgili genel hedefler,
sınıf düzeyindeki hedefler ve ünitelerin
özel hedefleri ile davranışları
bulunmaktadır. 1924'ten başlayarak
1998'e kadar bu programda dahil olmak
üzere yaparak yaşayarak öğrenme
vurgulanmasına rağmen bunun tam olarak
sağlanabildiği söylenemez.
• 2005 Hayat Bilgisi Dersi Programı'nda insan, biyolojik,
psikolojik, sosyal ve kültürel yönleriyle bir bütün içinde
değişimin hem öznesi hem de nesnesi olarak ele
alınmıştır.
• Bu noktadan hareketle "birey", "toplum" ve "doğa" olmak
üzere üç ana öğrenme alanı belirlenmiş, değişim de
bütün bu öğrenme alanlarını kuşatan daha genel bir
boyut olarak düşünülmüştür. Gerçek yaşamda bu
öğrenme alanlarının içerikleri ve değişim iç içedir; bunlar
sadece eğitim-öğretim amacıyla yapay olarak
birbirinden ayrılabilir.
• Hayat Bilgisi dersi için özellikle benimsenen toplu
öğretim yaklaşımının da bir gereği olarak, bu öğrenme
alanlarını aynı anda kuşatabilen üç tema belirlenmiştir.
Programda yer alan tema adları; "Okul Heyecanım",
"Benim Eşsiz Yuvam" ve "Dün, Bugün, Yarın" olarak
kararlaştırılmıştır.
“Bilginin en önemli özelliği insanların kendileri
tarafından yapılandırılmasıdır.”
“Bir şeyi bilen onu açıklayabilendir”
53
YAPILANDIRMACILIK NEDİR?
• Bu terim bilginin öğrenci tarafından
yapılandırılmasını ifade eder. Her öğrenci
öğrenirken, anlamı, bireysel ve sosyal
olarak yapılandırır.
• Esasen öğrenme dediğimiz şey, bu
anlamlandırma ya da anlam yapılandırma
sürecidir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
nedir?
Saban,
(2000)
55
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIMIN TEMEL
ÖZELLİKLERİ

Öğretme değil öğrenme ön plandadır.
 Öğrencinin özerkliği
cesaretlendirilir.
ve
 Öğrencide öğrenme
yaratmak önemlidir.
istek
 Öğrenci bilgiyi sorgulamalıdır.
girişimciliği
ve
amacı
Öğrenmede yaşantı önemli yer tutar.
Öğrencinin doğal merakı desteklenmelidir.
Öğretmen öğrencinin sadece NE öğrendiği
ile değil, NASIL öğrendiği ile de
ilgilenmelidir.
Öğrenmede tahmin etme, yaratma ve
analiz önemli yer tutar.
57
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM
İLKELERİ
1. ÖĞRENME AKTİF BİR SÜREÇTİR
• Öğrenme, dışarıda var olan bilginin pasif
bir şekilde kabullenişi değildir.
• Öğrenci sürekli bir şeyler yapma
ihtiyacındadır ve öğrenme, öğrencinin
sürekli çevresi ile meşgul olmasını
gerektirir.
2. İNSANLAR ÖĞRENİRKEN, ÖĞRENMEYİ
ÖĞRENİR
• Öğrenme hem anlam yapılandırmayı hem
de anlama sistemlerinin yapılandırılmasını
içerir.
Örneğin:
tarihsel
olayların
kronolojisini öğrendiğimizde aynı zamanda
kronolojinin anlamını da öğreniriz.
• Yapılandırdığımız her anlam, benzer bir
duruma uyan diğer durumlara daha iyi bir
anlam verebilmemizi sağlar.
3. ANLAM OLUŞTURMANIN EN ÖNEMLİ
EYLEMİ ZİHİNSELDİR
• Anlam yapılandırma, akılda meydana gelir.
Fiziksel hareketler deneyimler özellikle
çocuklarda, öğrenme için gerekli olabilir
fakat yeterli değildir.
• Ellerimizi olduğu kadar zihnimizi
meşgul edecek etkinlikler yapmalıyız.
de
4. ÖĞRENME VE DİL İÇ İÇEDİR
• Kullandığımız dil, öğrenmeyi etkiler.
Araştırmacılar insanların öğrenirken kendi
kendilerine
konuştuklarını
işaret
etmişlerdir.
5. ÖĞRENME SOSYAL BİR ETKİNLİKTİR
• Geleneksel eğitim öğreneni bütün sosyal
etkileşimlerden
ayrı
tutarak
eğitimi
öğrenenle öğreniler materyaller arasında
bire bir ilişki olarak görmektedir.
• Yapılandırmacı görüş, öğrenmenin sosyal
yönünü kabul etmektedir. Etkileşimi ve
bilginin kullanımını öğrenmenin önemli
öğeleri olarak görür.
6. ÖĞRENME BAĞLAMSALDIR
• Öğrendiklerimiz hayatımızın geri kalan
kısımlarından kopuk olarak soyut bir
düzlemde gerçekleşmez. Bildiklerimiz,
inançlarımız,
korkularımız
ve
önyargılarımız
öğrenmemizi
etkiler.
Öğrenmemizi
yaşantılarımızdan
ayrı
tutamayız.
7. ÖĞRENMEK İÇİN BİLGİYE İHTİYAÇ
DUYARIZ
• Yeni bilgiyi, üzerine inşa edeceğimiz
önceki bilgilerden geliştirdiğimiz bazı
yapılar olmaksızın özümsemek mümkün
değildir.
Ne kadar biliyorsak o kadar öğreniriz.
• Bu nedenle öğrenmesini istediğimiz
kişilerin
ön
öğrenmesini
harekete
geçirerek işe başlamalıyız.
8. ÖĞRENME ZAMAN ALIR
• Anlamlı öğrenme için fikirleri yeniden
gözden geçirmeye, üzerinde iyice düşünüp
taşınmaya, onlarla oynamaya ve onları
kullanmaya gereksinim duyarız ve bu da
zaman alır.
YAPILANDIRMACILIK EĞİTİM DURUMLARINI
YENİDEN DÜZENLER
• Bilgi ve bilmenin doğasına ilişkin
bildiklerimiz
eğitim
durumlarını
düzenlememiz için bir temel sağlar. Eğer
öğrencilerin pasif olarak bilgiyi aldıklarına
inanırsak öğretimde öncelik bilginin
aktarımı olacaktır.
• Eğer öğrencilerin bilgiyi alırken kendi
bilgisini de ürettiğini düşünürsek anlama
ve anlam geliştirme üzerine odaklanırız.
• Yapılandırmacı
öğrenme
yaklaşımı
geleneksel eğitim anlayışından radikal bir
şekilde ayrılmaktır.
• Amaç, kişinin bilgiyi özümsemede aktif rol
oynayarak onu kendi zihinsel şemalarında
yerli yerine oturtabilmesidir.
• Öğrencinin okulda aldığı bilgileri gerçek
hayata uyarlayabilmesi, bir takım bilgi
parçalarını
ezberlemesinden
daha
değerlidir.
• Öğretmenlerin öğretim programlarını sabit
değişmeyen yapılar, kendilerini de bilginin
yegane kaynağı olarak görmeleri yerine
hem öğretim programlarını hem ders
işleme
yöntemlerini
sürekli
analiz
etmelerini gerektirir.
Konuyu özetlersek, Yapılandırmacı Kuram ve
Öğrenme;
• Aktif olarak bilginin
yapılandırılmasıdır,
• Şu anki ve geçmiş
bilgiye dayalı
kavramların ya da
fikirlerin inşa
edilmesidir.
• Birey tarafından bir
etkileşime girilen
dünyanın
70
• Öğrenenin etkin rol aldığı yapılandırmacı
öğrenmede,
okumak ve dinlemek yerine
tartışma, fikirleri savunma, hipotez kurma,
sorgulama ve fikirleri paylaşma gibi katılım
yoluyla öğrenme gerçekleşir.
71
• Yapılandırmacı öğrenme, öğrenen merkezli
olduğu
için, öğrenciler tüm öğrenme
süreçlerine etkin biçimde katılarak, yani
konuşarak,
yazarak,
tartışarak,
geçmiş
yaşantılarıyla bağlantı kurarak, edindiği bilgileri
günlük yaşama uygulayarak, sorun çözerek ve
bağımsızca düşünerek öğrenirler.
72
Yapılandırmacı anlayışa bir örnek
Tarla 1
Tarla 2
• Yandaki 3 tarlayı bölmeden 2
kişi arasında nasıl
paylaştırırız?
• Bu soru karşında öğrencilerin
aklına genelde teori olarak
öğrendikleri ve
anlamlandıramadıkları “PİSAGOR
TEORİSİ “( a²+ b² = c²)
gelmez.
• Ancak yapılandırmacı öğretimde
ders bu tür örneklerle işlenip,
öğrencilerin bilgiyi yapılandırması,
daha anlamlı ve kalıcı kılmaları
(1
73
ve 2 nolu tarlayı birisine, 3 nolu
HER İKİ PROGRAM
ANLAYIŞLARI
ARASINDAKİ FARKLAR
Davranışçı Yaklaşım
(Eski Yaklaşım)
Yapılandırmacı Yaklaşım
(Yeni Yaklaşım)
74
Davranışçı Yaklaşım
• Sınıflar, dersler, üniteler
ve konular arasında
güçlü ilişkiler yoktur.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Konuların farklı sınıflarda,
daha üst düzey hedefler
göz önüne alınarak
öğretilmesi (sarmallık
ilkesi) esas alınarak konu
ve üniteler arasındaki
ilişkiler güçlendirilmiştir.
75
Davranışçı Yaklaşım
• Ölçme ve
değerlendirmede sonuç
ve ürüne ağırlık verilir.
Geleneksel ölçme ve
değerlendirme yöntemleri
esastır.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Ölçme ve
değerlendirmede
sonuçtan öte sürece de
ağırlık verilir.
76
Davranışçı Yaklaşım
• Doğrudan gözlenebilen
ve ölçülebilen
davranışlar temel alınır.
Genellikle bilgi
gelecekte kullanılmak
için verilir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Bilgiyi kendisinin
yapılandırması esas
alınır. Bilgi yeni bilgi
üretmek için kullanılır.
77
Davranışçı Yaklaşım
• Programın amacı
doğrudan gözlenebilen ve
ölçülebilen hedefler ve
davranışlar şeklinde ifade
edilmiştir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Programın amacı, bireyin
doğrudan gözlenebilen
davranışlarının yanı sıra
dolaylı olarak
gözlenebilen tutumlarını,
değerlerini ve becerilerini
de kapsayan
“kazanımlar” şeklinde
ifade edilmiştir.
78
Davranışçı Yaklaşım
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Öğrencinin bakış açısı
temel alınmamıştır;
yetişkinlerin bakış açısı
egemendir.
• Program öğrencinin
bakış açısı temel
alınarak hazırlanmıştır.
• Öğrencilerin dünyasında
yer almayan olgular
sunulmaktadır.
• Öğrencinin dünyasında
yer alan olgular
sunulmuştur.
79
Davranışçı Yaklaşım
• Yoğun bir bilgi aktarımı
söz konusudur;
• Öğrenciler aktarılan
bilgileri anlamak yerine
ezberlemeye
yönlendirilmektedir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
•
Öğrencinin günlük
hayatında kullanabileceği
ve kendisine gerekli olan
temel bilgiler, kendi
deneyimleri sonucunda
yine kendisi tarafından
yapılandırılmaktadır.
80
Davranışçı Yaklaşım
• Bilgi yoğunluğu nedeniyle
öğrenciler ve öğretmenler
mekanik bir biçimde
programı yetiştirme
stresi yaşamaktadır.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Öğrencilerin temel
yaşam becerilerini
kazanmaları esastır.
• Öğrenciler bir yandan
bilgileri yapılandırırken bir
yandan da temel yaşam
becerilerini kazanmaları
üzerinde duran esnek bir
programdır.
81
Davranışçı Yaklaşım
• Düşünme, problem
çözme, yaratıcılık gibi üst
düzey zihinsel
süreçlerden çok,
gözlenebilen somut
davranışlar ön plana
çıkarılmıştır.
• Süreçten çok, sonuç
(ürün) vurgulanmakta ve
değerlendirilmektedir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
•
Araştırma, inceleme,
sorgulama, plan yapma,
eleştirel düşünme, karar
verme gibi üst düzey
zihinsel süreçler
vurgulanmaktadır.
• Sadece ürün değil süreç
de değerlendirilmektedir.
82
Davranışçı Yaklaşım
• Çeşitli disiplinlere ait
mevcut bilgi birikimi konu
merkezli olarak
öğrencilere statik bir
yaklaşımla ve birbirinden
kopuk bir biçimde
öğretmen tarafından
aktarılmaktadır.
Dolayısıyla da
öğrencilerden çok
öğretmen merkezlidir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Öğrenciler bilgiye ulaşma
yollarını kullanarak
bilgilerini sürekli
güncelleyebilme fırsatına
sahiptirler. Program,
öğretmen değil öğrenci
merkezlidir. Öğretmen
sadece bir rehberdir.
83
Davranışçı Yaklaşım
• Bütün öğrenciler aynı
yöntemlerle öğrenmeye
yönlendirilmektedirler.
Öğrenme stillerindeki
farklılıklar dikkate
alınmamaktadır.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Bireysel farklılıklar
nedeniyle her öğrencinin
farklı zeka alanlarında ve
fraklı öğrenme stillerini
kullanarak daha iyi
öğrenebileceği varsayımı
benimsenmiştir.
84
Davranışçı Yaklaşım
• Öğrencilerin kişilik
gelişiminden çok,
bilişsel/zihinsel gelişimi
öne çıkarılmıştır.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Bireyde aranan temel
değerler ve kişisel
nitelikler (öz saygı ve öz
güveni yüksek, sabırlı,
hoşgörülü, yardımsever,
yeniliğe açık)
vurgulanmıştır.
85
Davranışçı Yaklaşım
• Ünite yaklaşımlarının
benimsenmiş olması
nedeniyle çeşitli
disiplinler (Türkçe,
matematik, müzik) ve ara
disiplinlerle (kariyer
bilinci geliştirme,
girişimcilik, vb.)
doğrudan bağlantı
kurulmamıştır
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Çeşitli disiplinler (Türkçe,
matematik, resim, müzik) ve
ara disiplinlerle (afet
eğitimi, insan hakları ve
vatandaşlık, kariyer bilinci
geliştirme, özel eğitim,
rehberlik ve psikolojik
danışma, sağlık kültürü,
spor kültürü ve olimpik
eğitim, girişimcilik gibi)
doğrudan bağlantılar
kurulmuştur.
86
Davranışçı Yaklaşım
• Öğrencinin “eğlenme”
ihtiyacı dikkate
alınmamaktadır.
• Bu nedenle de okullar
öğrencilerin zevkle
gittikleri ve orada
bulunmaktan keyif
aldıkları yerler değillerdir.
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Öğrencinin “eğlenme”
ihtiyacını göz önünde
bulundurmaktadır.
• Eğitim-öğretim sürecine
aktif olarak katılmanın,
oyun kadar eğlenceli ve
keyifli olduğunu
öğrencilere yaşatmayı
amaçlamaktadır.
87
Davranışçı Yaklaşım
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Çocuk özgün bir “birey” • Her çocuğun “özgün”,
olarak değil, “toplumun
“biricik” ve
bir üyesi” olarak
“saygıdeğer” bir birey
görülmektedir. Bu
olduğu gerçeğine
nedenle de bireysel
dayanmaktadır.
farklılıklar arka planda
Dolayısıyla da bireyin
kalmaktadır.
kendini tanıması ve
bireysel farklılıklarını fark
etmesi için
çalışılmaktadır.
88
Davranışçı Yaklaşım
• Öğrenciler trafik eğitimi
ve çevrenin korunması
gibi konularda kendilerine
sunulan bilgileri aynen
ezberlemektedir
Yapılandırmacı Yaklaşım
• Öğrenciler, çevreyi
kendilerinin de içinde yer
aldıkları bir bütün olarak
algılamaları ve korumaları
gerektiğini kavrarlar.
89
Davranışçı Yaklaşım
• Sınıfın yıldızları ve
yalnızları, mutlulukları ve
mutsuzları vardır.
Yapılandırmacı Yaklaşım
•• Sınıfta
Sınıfta psiko-sosyal
psiko-sosyal
doyum
doyum oranı
oranı yüksektir.
yüksektir.
90
SONUÇ
91
Öğretim programlarının hazırlanmasında esas alınan
yeni yaklaşımlar ile eğitim anlayışında köklü
değişiklikler
olmuştur.
Bu değişiklikler ;
•
•
•
•
•
•
Yapılandırmacılık
Aktif öğrenme (Dinamizm)
Öğrenci merkezcilik
Bilgi beceri, değer ve davranış dengesi
Öğrencilerin sürece dayalı olarak değerlendirilmesi
Kronolojik düşünme, sorgulamaya dayalı araştırma
becerileri
• Farklı zeka düzeylerine göre kazanımlar
• Biçim ve uygulama
ana başlıkları altında özetlenebilir.
92
Teşekkürler…
Download