Yrd. Doc. Dr. Sertel ALTUN-ÖĞRETİM MODEL VE İLKELERİ ÖDEV

advertisement
Yrd. Doc. Dr. Sertel ALTUN-ÖĞRETİM MODEL VE İLKELERİ
ÖDEV-2 (Mecit CÜCÜ)
YAPILANDIRMACILIK SÜRECİNDE TÜRKİYE: BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ
DERS PROGRAMI ÖRNEĞİ
Tarih, insanoğlunun hayatında yaptığı değişikliklerle şekil almıştır. Dünya hep bu reform ve
rönesansların etkisi ile bir yerlere ulaşmıştır. Bugün kabul edilen bilimsel bilgiden ortaçağ
Avrupa’sında bahsetmek çok da mümkün gözükmüyor. Toplumu bugüne taşıyan sebeplerin
bu değişiklikler olduğu herkesçe kabul edilebilir bir gerçekliktir. Ülkemiz de çeşitli
değişiklikler yaşamıştır. Özellikle eğitim sisteminin her gelen yeni hükümet tarafından çeşitli
politikalara göre şekillendirildiği ifade edilebilir. Bu değişikliklerden en önemlisi belki de
2004 yılında yapılandırmacı anlayışa geçişimiz olarak söylenebilir. Osmanlı Devletinden
kalma müktesebatımız ve ardından belki de bütün cumhuriyet tarihi sürecindeki eğitim
sistemimizdeki kabullerimizin değişmesini öngören anlayışın hızlı bir şekilde sınıflarımıza
girmesi sağlanmaya çalışıldı. Bu süreç artıları ve eksileri ile eleştiriye açıktır ve çeşitli
yorumlar da gün geçmiyor ki yapılmasın. Fakat biz bu çalışmada farklı bir açıdan
ülkemizdeki
yapılandırmacı
anlayışı
irdeleyeceğiz.
Öncelikle
yapılandırmacılığın
kabullerinden bahsedip daha sonra bir disiplini bu kabuller ışığında analiz edeceğiz.
Yapılandırmacı anlayış, bir öğrenmeyi öğrenme süreci olarak ifade edilebilir. Yani birey yeni
bilgiyi, kendisinde daha önce var olduğu kabul edilen bilgi yapılarına inşa ederek öğrenir. Bu
anlamda öğrenen pasif değil aktiftir. Öğreten ise öğrenmede profesyonel bir rehberdir. Fakat
öğrenmeyi öğrenen gerçekleştirir. Bu noktada öğreten yol gösterirken bile belli sınırların
dışına çıkmamalı öğreneni edilgen hale getirmemelidir. Bilgiye öğrenen ulaşmalıdır.
Yapılandırmacı anlayışı benimseyen kuramcıların bilginin edinilmesinde iki farklı görüşe
ayrıldıkları ifade edilebilir. Bunlardan ilki Piaget’ in görüşlerinden hareket eden bilişsel
yapılandırmacılar, ikincisi ise Vygotsky’in düşünceleri merkezli sosyal yapılandırmacılardır.
Hangi görüşe sahip olursa olsun yapılandırmacı anlayışa göre;
▪ Bilgi, birey tarafından aktif bir şekilde yapılandırılır, çevreden pasif olarak alınmaz.
▪ Birey, sahip olduğu eski bilgilerle yeni bilgiler arasında etkileşim kurarak bilgiyi
yapılandırır. Bireylerin ön bilgileri farklı olduğu için her birey bilgiyi kendine özgü bir
şekilde yapılandırır.
▪ Öğrencilerin öğrenmelerinde tecrübeleri, inançları, tutumları ve kültürleri etkilidir.
▪ Öğrenme, hem bireysel hem de sosyal bir süreçtir. Bilgi, bireyin diğer insanlarla olan
iletişimi neticesinde yapılandırılır.
▪ Öğrenme, öğrencilerin öğrendiklerini başka problemlere de uygulayabilme becerisi
kazanmalarını gerektirir (Simon, 2004; aktaran Salman, 2006).
Bu bilgiler ışığında dilerseniz ülkemizde 6,7 ve 8. sınıflara okutulan Bilişim Teknolojileri
Dersi Programını inceleyelim. Bu noktada programı öğelere dönük bir değerlendirmeye tabi
tutmanın
ve ölçüt olarak
yapılandırmacı
anlayışı
temel
almanın uygun
olduğu
düşünülmektedir.
Öncelikle programın bir basamağını ve bu basamaktaki ünitelerden bir tanesini rastgele
seçelim. Basamağımız 7. basamak olsun ve ünitemizi“on parmak” ünitesi olarak tespit
edelim. Ünite Eylül, Ekim ve Kasım aylarını kapsayan toplam dokuz haftadan oluşan bir
bölümü içermektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki, bu çalışmada tam bir program
değerlendirmesi yapılmayacaktır. Sadece programı iddia edildiği gibi yapılandırmacı anlayışa
uygun şekilde hazırlanıp hazırlanmadığı yine kuramın kabullerinden hareketle irdelenecektir.
Program genel olarak kazanımlar, açıklamalar, etkinlikler ve ölçme ve değerlendirme olmak
üzere dörde ayrılmıştır.
Kazanımlar kısmına bakıldığında “parmaklarını klavye üzerine doğru biçimde yerleştirir”, “
parmak yerleşim düzenine uygun olarak verilen bir metni doğru biçimde yazar” ve “klavyeye
bakmadan verilen metni hatasız bir biçimde yazar” şeklinde üç ifade gözükmektedir.
Hatırlanacağı üzere yazma, söyleme vb. ifadeler davranışçı anlayışın sözleridir. Davranış
kelimesi yerine “kazanım”diyerek ve yüklemin zamanını geniş zaman yaparak bir bölümün
davranışçı kuramdan yapılandırmacı anlayışa geçildiğini savunmak ciddi eleştirilere sebebiyet
vereceği açıktır. Şurası kabul edilmelidir ki, tam anlamı ile yapılandırmacı anlayışa uygun bir
program geliştirme modeli günümüz eğitim bilimlerinde görülememektedir. Kabul gören
Taba ve Tyler modelleri davranışçı kuramdan hareketle geliştirildikleri söylenebilir. Tabi ki,
yapılandırmacı anlayışta da bir hedef ve kapsam olmalıdır. Fakat tam manasıyla bunu
gerçekleştirebilmiş bir model söz konusu değildir. Bu açıdan programın hedef ve kapsam
kısımlarında yapılandırmacı anlayışa uygun bir program olmaması kabul edilebilir bir
gerçektir. Fakat eğitim durumları ve değerlendirme bölümlerinde bu anlayıştan ciddi şekilde
istifade edilebileceği söylenebilir.
Ele aldığımız ünitemizin açıklamalar kısmında “her bir parmağın kullanılması gereken
tuşlarla ilgili alıştırma çalışması yaptırılır” ve “bir on parmak yazma programı kullandırılır”
ifadelerine yer verilmiştir. Etkinlikler kısmında ise “öğrencilere bir hikaye verilerek belirli bir
sürede bu hikayeyi kelime işlemcide on parmak kullanılarak yazmaları istenir” denilmiştir. Bu
iki bölüm eğitim durumlarını ilgilendirmektedir. Yapılandırmacılık bilindiği üzere işbirlikli
öğrenme, problem çözme, proje ve tartışma gibi birçok yöntem ve tekniği içine alan bir
anlayıştır. Buna karşın, görüldüğü üzere bu kısımda da kazanınlar kısmında olduğu gibi
davranışsal yöntemler benimsendiği ve uygulanması için planlama yapıldığı fark
edilmektedir. Öğretmen kitabı incelendiği ise öğrenme öğretme süreci olarak ele alınan
bölümde dikkat çekme ve işleniş kısımlarına yer verilmiştir. Bu kısımlarda da yine programda
verilen çalışmalar anlatılmaktadır. Bilindiği üzere yapılandırmacı anlayış bu bölümde 5E veya
şimdilerde 7E olarak ifade edilen yöntemin tercih edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Fakat
bu yöntemden programda ve kitapta hiç bahsedilmemiştir.
Değerlendirme kısmına gelindiğinde ise “metni yazmayı en kısa sürede ve en az hata ile
bitiren öğrenciyi belirleyiniz ve ödüllendiriniz” ifadesine yer verilmiştir. Yapılandırmacı
anlayışta bilindiği üzere süreç değerlendirme çok önemli bir yer tutmaktadır. Fakat programa
dikkat edildiğinde ise davranışsal anlayışa dönük bir değerlendirme ve ödüllendirme stratejisi
kullanıldığı fark edilmektedir.Oysaki yapılandırmacılık bir olay sonucu değerlendirme yerine
süreçte birçok değerlendirmeye yer verilerek nihai değerlendirmenin yapılmasından
bahsetmektedir. Davranışçı anlayışa göre değerlendirme yapılıp, yapılandırmacı bir program
hazırlamaktan bahsetmek oldukça güç gözükmektedir.
Yapılandırmacı anlayışın bir eğitim programının eğitim durumları ve değerlendirme
bölümlerini ciddi etkileyebilecek düşüncelere sahip olduğu söylenebilir. 5E yöntemi ve süreç
değerlendirme ile yapılandırmacı anlayışın temel düşünceleri bir eğitim sistemine katkıları
kabul edilebilir bir gerçektir. Fakat bu düşünceleri ve yöntemleri işe koşmanın ancak bahsi
geçen katkıyı sağlayacağı ifade edilebilir.
Yukarıdaki ifadelerin ışığında bu yıl sekizinci yılını yaşadığımız yapılandırmacı eğitim
programımızda kazanımlar, işleniş ve değerlendirme kısımlarında eksiklikler olduğu
söylenebilir. Bu açıdan bazı önerilerden bahsetmek mümkündür;
1. Yapılandırmacı anlayış günlük yaşantıya etkileyecek kazanımlardan bahsetmektedir.
Bu açıdan kazanımlar kısmına günlük yaşama uygun ifadeler dahil edilebilir.
2. Dersin işleniş kısmı tamamen 5E yöntemi vb. yöntemlere göre tasarlanabilir. Ders
tasarımları bu yönteme göre alt başlıklar halinde hazırlanabilir.
3. Farklı sosyo-kültürel ve ekonomik bölgenin öğrencilerine hitap edecek şekilde aynı
konuya ait alternatif tasarımlar hazırlanabilir.
4. Değerlendirme için süreç değerlendirme yöntemi işe koşulabilir.
5. Değerlendirme için öğretmenlere farklı ölçekler hazırlanabilir.
Download