Matematik Felsefesi Leibniz’in Matematik Düşüncesi Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) Bende o kadar fikir var ki, benden daha iyi görmesini bilenler bir gün onları daha da derinleştirecek ve benim zihin emeğime kendi kafalarının güzelliğini katacaklardır. G.W. LEIBNIZ MATEMATİK –FELSEFE İLİŞKİSİ Matematik olmaksızın felsefenin derinliklerine inemeyiz, felsefe olmaksızın matematiğin derinliklerine inemeyiz. Her ikisi olmaksızın herhangi bir şeyin derinliğine inemeyiz/ herhangi bir şeyi anlayamayız. Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) Ünlü bir Alman filozofu, bilim dünyasının en önemli sistemci düşünürlerinden biridir. Matematik, metafizik ve mantık alanlarında ileri sürdüğü yeni düşünce ve görüşleriyle tanınır. Leibniz, Leipzig'de doğdu, 15 yaşında Leibzig Üniversitesi'ne girdi. Almanya'da felsefe tarihinin kurucusu sayılan Jakob Thomasius'tan felsefe okudu. Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) Leibniz 1672 yılında, 26 yaşında ileri modern matematik çalışmalarına başladı. Bundan 3 yıl sonra Isaac Newton'dan bağımsız olarak Calculus'un temel teoremini keşfetti (Fundamental Theorem of Calculus). Pek çok yıl Leibniz ve Isaac Newton taraftarları arasında kimin Calculus'u keşfettiğine dair bir tartışma olsa da şuan Leibniz ve Isaac Newton Calculus'un babaları olarak kabul edilmektedir. Leibniz’in Felsefesi Leibniz, duyusal verilerin zihin ya da akıl sayesinde bilgiye dönüştüklerini belirtir. Duyulardan geçmemiş hiç bir şey zihinde bulunmaz. Deney ile akılı birleştirmeye yönelik bir teori kurmaya çalışmıştır. Leibniz’in Felsefesi Felsefesinde Descartes'in töz kavramından hareket eder. "Tözü düşündüğüm zaman var olmak için kendinden başka hiçbir şeyin varlığına muhtaç olmayan bir şeyi düşünüyorum. Açık söylemek gerekirse böyle olmayan yalnız Tanrıdır.“ Leibniz’in Felsefesi Leibniz'in töz olarak adlandırdığı şeyler monadlardır. Leibniz'e göre monadlar önceden belirlenmiş bir düzen içinde bulunurlar. Buna önceden düzen kuramı denir. Characteristica Universalis Leibniz, siyasi veya felsefi tartışma ve araştırmaların da matematiksel bir yöntem izlemediğinin bilincindeydi. Leibniz’e göre, matematikçilerin de hata yapma ihtimali vardır ama bu hataları keşfetmeye yarayacak araçları da vardır; bu araçlardan yoksun felsefeciler ise daha fazla hata yapabilirler. Felsefede Aristocular veya Platoncular olduğu halde, matematikte Öklitçiler veya Arşimetçiler yoktur . Characteristica Universalis Leibniz’e göre, doğruluktan ziyade hislerin egemen olduğu fikir kavgalarının son bulması için düşüncenin matematikselleştirilmesi gerekmektedir: Düşüncenin önemli bir kısmını biçimselleştirmek için, matematikte karşımıza çıkan türden simgeler ve kurallar gereklidir. Characteristica Universalis Characteristica Universalis sayesinde düşüncemizin alfabesi ortaya çıkacak, temel kavramların analizi yapılacaktır ve bunlara dayanarak bütün her şey hesapsal olarak kesin bir şekilde yargılanacaktır. Böylece iki farklı görüşü savunan filozofların çatışmalarına gerek kalmayacaktır; yan yana oturup calculemus yani “buyrun hesaplayalım” diyerek düşüncelerinin doğruluğunu hesaplayabileceklerdir! Characteristica Universalis Bu düşünce, temel veya indirgenmez düşüncelerle asal sayıları eşleştirmeye dayanıyordu. Yani her temel düşünceyi nitelendiren bir sayı olacaktı: karakteristik sayı. Leibniz’in Karakteristik Sayılara Örnekler başlıklı yazısında verdiği bir örneği aktaralım. “İnsan, düşünen canlıdır” önermesindeki “düşünen” ve “canlı” temel kavramlarına sırasıyla (13, – 5) ve (8, – 7) sayı çiftlerini verelim, o zaman “insan” kavramını nitelendiren yani onun karakteristiği olan sayı (13·8, –5·7) yani (104, –35) olacaktır. Characteristica Universalis Bu fikre göre, sonsuz sayıda birbirine asal sayı olduğundan, bütün temel veya indirgenemez kavramlara karşılık gelen bir sayı veya bir sayı çifti veya bir sayı üçlüsü atanabilir; böylece, diğer bileşik kavramlar asal sayıların çarpımı olarak elde edilebilir ve bütün bir dil haritalanabilir. İkili Sayı Sistemi İkili sayı sistemi Leibniz’den önce de biliniyordu, fakat Leibniz bunu ilk defa sistematik ve olgun bir şekilde kayda geçirmiştir. Leibniz bir mektubunda her şeyin yokluktan yaratılması konusu ile ikili sayı sistemi konusunu birlikte ele almıştır. Leibniz, yaratılış ve ikili sistem üstüne metal bir madalya tasarlamıştır. Madalya şu ifadeleri taşıyacaktır: Imago creationis (Yaratılışın sureti), Omnibus ex nihilo ducendis sufficit unum (Her şeyi yoktan türetmek için birlik yeterlidir) ve Unum est necessarium (Bir, zorunludur). İkili Sayı Sistemi Leibniz, Pisagorcu öğretiyi izleyerek, her şeyin aslının veya özünün sayı olduğunu iddia etmiştir. Bilindiği üzere, ikili sayı sisteminde bütün sayılar 0 ve 1 kullanılarak ifade edilebilir. 0’ı “yokluk”, 1’i ise “Tanrı” olarak yorumlayan Leibniz, böylece, ikili sayı sisteminin yaratılışı simgelediğini, dolayısıyla bu sistemde her şeyin ifade edilebileceğini iddia etmiştir. Leibniz için, her şey 0 ile 1’in karışımıdır. Burada, Leibniz’in Yeni-Eflatuncu ve sayısal gizemci öğretileri izlediği ifade edilmelidir; buna göre, her şey Bir’den yani Tanrı’dan sudûr etmiştir (taşmıştır). Leibniz & Sayılar Leibniz’in sayı gizemciliğinin sonu gelmez; “Tanrı tek sayıları sever” vs. gibi birçok söz sarfeder. Bu konuyu uzatmak istemediğimizden son bir örnekle yetineceğiz: Leibniz, Tanrı’nın dünyayı altı günde yaratması meselesi üzerine birçok sayısal benzetme yaptıktan sonra, yedinci günün ikili sistemde 111 gibi sıfırsız (“mükemmel”) bir sayı olduğunu söyler. Ayrıca 111’in üçlemeye (teslis) işaret ettiğini ifade eder . Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) 1671 yılında Gottfried von Leibniz, zaman alıcı ve rutin aritmetiksel işlemleri kendisinin yerine yapacak bir makine tasarlamıştır. Leibniz’in geliştirmiş olduğu araç, tekrarlı toplama işlemlerini yaparak, iki sayının çarpımını bulabiliyordu. Bunun dışında çıkarma, bölme ve karekök alma işlemlerini de gerçekleştirebiliyordu. Gottfried Wilhelm von Leibniz 1671 - Step Reckoner Derecelendirilmiş bir tekerleğin, çeşitli pozisyonları, farklı basamaklara karşılık geliyordu. Tekerleğin gerektiği kadar döndürülmesi ile, sonuçlar elde ediliyordu. Leibniz’in “Step Reckoner”ı (daha sonra “Leibniz Wheel” olarak adlandırılan ve 4 işlem yapabilen hesaplama aracı) Modern İspat Kavramı Bir ispat içeriğinden değil, biçiminden dolayı geçerlidir. Buna göre, ispat, belli özdeşliklerden başlayarak kimi cümlelerin belli mantık kurallarına göre sonlu sayıdaki bir dizilişidir. Descartes yeni bir şey elde ederken sezgiye büyük önem atfediyordu, oysa Leibnizci bir ispat algısında asıl olan, eldeki cümlenin “mekaniksel” bir ispatını bulmaktır. Analitik Yüklemi, özneyle özdeş olan ya da yüklemin özne tarafından içerildiği önermelere analitik denir. Örneğin, “bütün insanlar, canlıdır” ifadesini söylediğimizde, Leibniz’e göre şunu kastederiz: ‘canlı olma’ kavramı, ‘insan olma’ kavramının içerisindedir, dolayısıyla bu önerme analitiktir. Leibniz’e göre tüm matematiksel doğrular analitiktir. Leibniz için Gerçek Monadoloji adlı eserinde iki tür gerçekten söz eder Leibniz: 1) Akıl yoluyla elde edilen gerçekler, ki bunlar başka türlü olamayacaklarından zorunlu olarak gerçektirler ve kanıtları vardr. 2) Olgudan kaynaklanan, yani bir anlamda tersini düşünebileceğimiz ama sadece olgu oldukları için doğru olan rastlantısal (olumsal/mümkin/contingent) gerçekler. Leibniz’in Felsefi İlkeleri Felsefenin yedi temel ilkesi : Özdeşlik/karşıtlık :Eğer bir önerme doğruysa, o zaman tersi de yanlıştır. Ayırt edilemeyeceklerin özdeşliği: İki farlı şeyin tüm özellikleri ortak olamaz. Eğer x’in olan her söylem aynı zamanda y’nin ise, x ve y özdeşlerdir; iki şeyin farksız olduğunu varsaymak, tek bir şeyin iki ismi olduğunu varsaymaktır. Leibniz’in Felsefi İlkeleri Modern mantık ve felsefede sıklıkla başvurulan "ayırt edilemeyeceklerin özdeşliği" genellikle Leibniz’in yasası olarak bilinir. Büyük tartışmalara ve eleştirilere yol açmıştır, özellikle de parçacık felsefesi ve quantum mekaniği konularında. Yeter neden:"Bir şeyin var olması, bir olayın gerçekleşmesi veya bir doğrunun ortaya çıkması için yeterli bir neden olmalıdır." Leibniz’in Felsefi İlkeleri Ön-verili harmoni: "Her maddenin düzgün doğası gösterir ki birine olan hepsine olana tekabül eder, yalnız, birinin diğeri üzerinde doğrudan bir etkisi olmaksızın.“ Örnek, düşen bir bardak kırılır, yerin etkisinin bardağı parçalanmaya zorlamasından dolayı değil de, bardağın yere düştüğünü “bilmesi”nden dolayı. Leibniz’in Felsefi İlkeleri Süreklilik yasası: "Doğada atlamalar olmaz". Optimizm: "Tanrı her zaman en iyisini seçer.“ Çokluk: Leibniz özgün olan ihtimalleri, tüm ihtimallerin dünyasından en iyisinin hayata geçireceğine inanmıştır ve Théodicée’de bu tüm ihtimallerin dünyasının en iyisinin tüm ihtimalleri içerdiğini, sonsuzluk içerisindeki sonlu deneyimlerimizin doğanın mükemmeliyetine karşı çıkamayacağını öne sürmüştür. Leibniz & Genel Mantık Leibniz bizim şu an telafuz ettiğimiz; bağlaşım, ayrışım, olumsuzlama, özdeşlik, içinde bulunma ve boş küme gibi temel ilkeleri ortaya attı. Leibniz’in mantık ilkeleri ve tüm felsefesi muhtemelen ikiye indirgenir : 1. Tüm fikirlerimiz insan düşüncesinin alfabesini oluşturan çok küçük sayıda basit fikirlerden oluşur. 2. Karmaşık fikirler aritmetik çarpmaya benzer olarak, basit düşüncelerin homojen ve simetrik kombinasyonuyla oluşur. Leibniz, Kısa Kısa Leibniz matematiği nerdeyse kendi kendine öğrenmiştir. Bu konuda yol göstericisi ve akıl hocasının Hollandalı fizikçi Christian Huygens olduğunu söyleyebiliriz. Leibniz iki tabanında mistisizm bulmuştur: 0 yokluk, 1 ise Tanrı’ydı, dolayısıyla iki tabanı yaratılışı temsil ediyordu. Matematiksel anlamda “fonksiyon” terimini ilk kez Leibniz kullanmıştır. Leibniz’in fonksiyonlarının kalkış kümesi bir eğriydi. Örneğin bir eğrinin bir noktadaki eğimi Leibniz’in ele aldığı fonksiyonlardan biriydi. Leibniz, Kısa Kısa Leibniz Cramer’den 50 yıl önce determinant kavramını kullanmıştır. Varlığın parçalanmayan “monad”lardan oluştuğuna ama hareketin ve değişimin sürekli olduğuna inanırdı. “Filozof olarak başladım ama teolog olarak noktalıyorum” diyen Leibniz’in matematiksel felsefesini anlamak isteyen herkesin yüzleşmesi gereken en önemli mesele, Leibniz’de matematikle felsefe, metafizik ve teoloji arasındaki ilişkilerin içeriğidir. Gottfried Wilhelm Leibniz Başlıca Eserleri Metafizik üstüne konuşmalar İnsan zihni üzerine yeni denemeler Theodise Monadoloji Leibniz Ödülü, Alman Araştırma Topluluğu'nun Alman bilim adamlarını desteklemek amaçlı verdiği ödüldür. Gottfried Wilhelm Leibniz Sözleri: Gerçek doğru olanı algılamaktır. Felsefe göklerden inerek, beş duyu ile kavranan konularla ilgilenmelidir. Sevmek, mutluluğumuzu bir başkasının mutluluğuna bağlamaktır. Erdem biɾ zorunluluktur şu halde erdemsizlik mümkün değildir. Düşünce, içimizdeki şeye yöneldiğimiz dikkattir. Ruh, yok edilmez bir evrenin aynasıdır. Bana mükemmel bir lisan ver, sana büyük bir millet kurayrım. KAYNAKLAR http://www.matematikdunyasi.org/arsiv/PDF/05_3_91_9 6_LEIBNIZ.pdf https://tr.wikipedia.org/wiki/Gottfried_Leibniz http://www.yeniakademya.org/yazarkonu-49mahmud_e__duru-520leibniz_dusuncesinde_yaratici_ve_matematik.html http://felsefekulubu.pau.edu.tr/filozoflar/88.html http://www.sozkimin.com/a/1317-gottfried-wilhelmleibniz-kimdir-sozleri-ve-hayati.html http://slideplayer.biz.tr/slide/2541928/ www.cihaddemirli.com/DersDokumanlari/BVBS/3.ppt SON