Dil-Konuşma Güçlüğü Nedir - Ne Yapılabilir

advertisement
Dil-Konuşma Güçlüğü
Nedir - Ne Yapılabilir
Adapazarı Rehberlik ve Araştırma
Merkezi

Bu sunumun amacı: Dil ve konuşma güçlüğünü
ana hatlarıyla tanımlayıp okullarda dil konuşma
güçlüğü yaşayan öğrencilerin öğretmenler
tarafından doğru tanımlanması sağlamak ve
artikülasyon bozukluğu olan öğrencilere yönelik
okul içersinde alınabilecek önlemler konusunda
öğretmenlerimize yardımcı olmaya çalışmaktadır.
 Dil ve konuşma sorunlarının son derece
yaygın olmasından ve erken dönem dil ve
iletişim sorunlarının genel gelişimi olumsuz
olarak etkileyeceğinden erken tanılama ve
eğitim son derece önemlidir. Ayrıca erken
dönem iletişim sorunlarının giderilmesi ileri
yaşlarda ortaya çıkabilecek akademik
başarısızlık ve duygusal sorunların da önüne
geçebilmekte ya da en azından
hafifletebilmektedir
 Dünya sağlık örgütünün verileri dikkate
alındığında, özür gurupları içersinde en yüksek
oranı dil ve konuşma güçlüğü yaşayan
çocuklar oluşturmaktadır. Başbakanlık
özürlüler idaresi ve devlet istatistik
enstitüsünün birlikte yürüttükleri araştırmada
ülkemizde engelli çocuk oranının 12.95 olduğu
ifade edilmektedir. Dil konuşma güçlüğü olan
ve yaşları 0–18 yaş arasında olan çocuklar bu
oranın 3,5 ini oluşturmaktadır.
 Konuşma dilin sözlü anlatımı olup kişinin kendisi
ve çevresiyle dengeli ilişkiler kurma ve
sürdürmesine yarayan, geleneksel sesli
sembollerin yer aldığı ve tüm bedensel tepkiye
dayalı bir iletişim dizgesidir. Konuşma için özel tek
bir organ yoktur. Konuşma birçok organın birlikte
eşgüdüm içersinde çalışmasıyla oluşan bir iletişim
sürecidir ve zamanla otomatik duruma gelir.
İnsanın sonradan kazandığı, öğrendiği bir
beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla olur.
Bu nedenle çocuklar genellikle yakınlarından ve
özellikle annelerinden konuşmayı öğrenirler.
Konuşma; Düşünleri ifade etme aracı olarak
kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dilin,
akciğerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun
yolunda şekillenmesi sonucunda oluşan seslere
dönüştürülerek karşımızdaki insan(lar)ın
kulakları tarafından alabilecekleri bir biçime
dönüştürülmesi işlemidir.
 Dil ve konuşma güçlüğü; Dil gelişiminde
beklenen aşamalarda gecikmeler olması,
konuşmanın dikkati konuşana çekecek kadar
normalden farklılık göstermesi ve iletişimin
bozulduğu, koptuğu durumlardır. Konuşma
bozukluklarında konuşmanın akışında, ritminde,
tizliğinde, sesbilimlerinin çıkarılışında ve
anlaşılmasında bozukluk görülebilir.
Dil konuşma güçlüğü nedenleri;

Yapısal nedenler: Konuşma bozukluklarının
bazıları; konuşma organlarının yeteri kadar işlevsel
olmamasından ve bazı yetersizliklerden kaynaklanır.
Örneğin; dudak damak yarıklığı, diş problemleri, dilaltı
bağının uzun olması, çene kasları, sinir sistemi
zedelenmeleri (CP) , görme ve işitme yetersizliği,
zihinsel yetersizlik… Vb

Sosyal ve Psikolojik Nedenler: Bazen konuşma
bozukluklarında, konuşma organları normal gelişimde
olduğu halde konuşma görevlerini gereği gibi
yapamamaktadırlar. Bunun nedenleri arasında; evde
konuşulan dilin niteliğinin bozuk olması, yabancı dil
kullanılması, model olacak kişilerin azlığı, uyaran
yetersizliği, yanlış öğrenmeler ve alışkanlıklar, aile içi
şiddetli çatışmalar, uyum problemleri, içe kapanıklık,
ekonomik ve göç sorunları… Vb

 Dil ve Konuşma Güçlüğü Türleri:
 Gecikmiş Konuşma: Çocuğun bebeklik döneminde
geçirmesi gereken konuşma evrelerinden birine takılması
veya o aşamalardan birine geri dönüşü sonucunda oluşan,
takvim yaşı ile konuşma gelişimi arasındaki ciddi farkla
ifade edilebilir. Gecikmiş konuşmada hiç konuşmama veya
sözcük darcığının birkaç kelimeden oluşması, ifade
güçlüğü, anlamlı cümleler kuramama… Vb özellikler
görülebilir. Gecikmiş konuşma genellikle zihinsel ve işitme
yetersizlikleri, ciddi sağlık problemleri ve şiddetli aile içi
çatışmalarla beraber görülür.
 Ke-ke-me-lik : Kişinin tekrar kekeleme endişesi ile
konuşma sesi, hece, sözcük ve deyimlerde irkilme,
duraklama, uzatma, patlama, tekrarlama ve bazen bunların
yanında bir takım el, kol, yüz ve vücut hareketlerinin de
eşlik ettiği, konuşmanın ritim ve akıcılığında meydana
gelen bozukluktur. Çoğunlukla genetik yatkınlık ve/veya
psikolojik ve sosyal travmalar sonucunda oluşur.

Artikülasyon bozukluğu:
 Artikülasyon: Konuşma seslerini çıkarma işlemine denir.
 Artikülasyon bozukluğu: Konuşma seslerinin çıkarılış yeri,
biçimi, hızı, zamanlaması ve basıncının hatalı üretimine dayalı
sorunlar. Örneğin kaş yerine kaç, kız yerine kıs, resim yerine
yesim, balık yerine bayık, … Vb
Not: Artikülasyon bozukluğunda bir sesin hiçbir kelimede
kullanılamaması söz konusudur.
 Fonoloji bozukluğu: Konuşma temelini oluşturan dil kurallarına
ait bilgiyi – ses bilgisini – edinme güçlüğüdür. Fonolojik
bozuklukta ses birimlerin doğru motor devinimi yoluyla
artikülasyonu üretim yönünden bozuk değildir. Ses birimlerin dil
kullanımına uygun dizilememesi söz konusudur. Örneğin çocuk:
Çiçek kelimesini doğru söyleyebiliyorken( Ç sesi başta ve ortada)
saç yerine saş, havuç yerine havuş diyor. Burada ‘Ç’ sesi sadece
kelime sonunda söylenememektedir.
Not: artikülasyon bozukluğu ve fonetik bozukluk, konuşma
bozuklukları içersinde en sık rastlanan iki bozukluktur.
Artikülasyon bozukluğu ve fonetik bozukluk yaşayan
öğrencilerin öğretmenlerine (okul içersinde yapılabilecekler
konusunda) öneriler:
* Çocuktaki bozukluk türünün doğru tespit edilmesi ve bozuk olan
seslerin belirlenmesi gerekir. Öğretmen bu tespitler için rehberlik
araştırma merkezi dil ve konuşma güçlüğü biriminden yardım alabilir.
* Organik – biyolojik nedenlere bağlı konuşma bozukluklarında, çocuk
gerekli tıbbi müdahaleler için sağlık kuruluşlarına yönlendirilmelidir.
* Öğrenci ile birebir konuşup bozuk olan seslerin ona fark ettirilmesi ve
yapılacak çalışmalardan öğrenciyi haberdar edip, çalışma programını
beraber hazırlamak bozukluğun giderilmesi için yaralıdır.
* Bozukluğu giderilmesinde; dil, dudak, çene, yanak kaslarını geliştirme
ve nefes egzersizleri uygulanabilir
 a.-Dil egzersizleri: Dili hızlı bir şekilde sağa sola hareket
ettirme,
 —Dili burna ve çeneye doğru uzatma,
 b.-Dudak egzersizleri: İki dudağı ağız içine alma,

- Ruj dağıtır gibi dudakları birbirine sürtme,
 c.- Yanak egzersizleri: İki yanağı aynı anda şişirme,
 —Dil ile sağ ve sol yanağı şişirme,
 d.-Çene egzersizleri: Çeneyi sağa sola hareket ettirme,
 —Çeneyi gergin tutup ağız açma- kapama
 e.-Nefes egzersizleri: Mum söndürme,
 —Balon şişirme, üflemeli bir enstrüman çalma…
 Not: Burada verilen egzersizler örnek egzersizlerdir. Her
konuşma bozukluğu olan bireylere bu egzersizlerin
uygulanması uygun olmayabilir. Egzersiz programının
ayrıntılarını ve uygulama şekillerini merkezimizden
sağlayabilirsiniz.

* Bozuk olan sesin orijinal halini çocuğun duyabilmesi ve
hafızasında yer edinmesi için doğadan yansıma sesler
kullanılabilir. ( örneğin : ‘G’ sesini çıkaramayan çocuğa, ilk
olarak ^ gı gı gı ^ sesi verilir ardından tavuk nasıl ses
çıkarır diye sorularak ^ gıt gıt gıdak ^ söylenebilir.)
 * Tespit edilen bozukluk konuşma terapisi
gerektirmeyecek düzeyde hafifse yani öğrencinin
konuşmasının anlaşılabilirlik düzeyi yüksekse bozuk olan
ses veya seslere yönelik egzersiz programları
hazırlanabilir. ( bozuk sesin hece başında, ortasında,
sonunda kelime ve cümle içerisindeki kullanımlarını
kapsayacak egzersiz programları)








* İyi bir dinleyici olunuz, konuşma bozukluğu olan çocukları dinlemek ve
sınıfta dinlenilmesini sağlamak eğitimleri açısından önemlidir.
* Çocukların konuşmasını sağlayınız. Sınıf içinde ve dışında kasıtlı
durumlar oluşturarak çocuğun konuşturulmaya çalışılması yararlıdır.
Çünkü çoğu zaman bu çocuklarda çekingenlik sorunu vardır ve kendileri
iletişim başlatamazlar. Bu konuşturma çabasında çocuğun iyi olduğu
alanlarda konuşturulması önemlidir.
* Çocuğa iyi bir model olun; öğretmen konuşma tarzı, tonu ve dili etkili
kullanma becerisi ile öğrenciye iyi bir örnektir.
* Çocuğun konuşması ile asla alay etmeyin; bu durum çocuğun sosyal
olarak içe kapanmasına ve diğer öğrencilerin alay etme davranışı
sergilemesine neden olur.
* Sabırlı olun; konuşma bozukluklarının sağaltımı çoğunlukla uzun
zaman alır.
* Öğrencinin yanlış söylediği kelimelerin doğrusunu söyleyin ve
çocuğun tekrarlamasını isteyin.(bu süreci sevenlikle yapmak önemlidir).
Öğrenci bir iki seferde doğru telaffuzu yapamazsa ısrarcı olmayın.
* Okuma parçaları okutulabilir veya öğretmen kendisi okuyarak,
çocuğun bozukluk gösterdiği sesi bilerek çocuk gibi okur ve öğrenciden
hatalı okumaları bulmasını isteyebilir.











* Çalışmalarda okul psikolojik danışmanı ve aile ile iş birliği sağlanması, çalışmalar
hakkında bilgi verilerek onların da yardımlarının alınması iyileştirme sürecini
hızlandırır.
* Konuşma bozukluğu olan çocuğa sınıf içerisinde çeşitli sorumluluklar verilerek,
çocukta öz-güveninin gelişmesi sağlanabilir.
Not: Unutulmaması gereken bir nokta; konuşma terapistliği bir uzmanlık alanıdır;
psikolojik danışman veya sınıf öğretmeni sınırlı seviyede çalışmalar yapabilir, ileri
düzey konuşma bozukluğu olan çocukların uzmanlara yönlendirilmesi önemlidir.
Kaynakça:
Topbaş, S.S. (2005). Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara: Kök Yayıncılık
Topbaş, S.S. (2005). Sesletim Sesbilgisi Testi Kullanım Yönergesi. Ankara:4.Akşam
Sanat Okulu Matbaası
Özgür, İ.(2004). Engelli Çocuklar ve Eğitimi Özel Eğitim. Adana: Karahan Kitapevi
Enç, M., Doğan, Ç.,Özsoy,Y.(1987). Özel Eğitime Giriş. Ankara: Ankara Üniversitesi
Basımevi
Bilir, Ş. (1986). Özürlü Çocuklar ve Eğitimleri. Ankara: Ayyıldız Matbaası
Karatepe, H. (2003). Okul Öncesi Dönemde Konuşma Bozukluğu Olan Çocuklar.
Ankara: Karatepe Yayınları
Toğram, B. Dil ve İletişim Becerilerinin Öğretiminde Kullanılan Yaklaşımlar
KATKI VE İLGİNİZE TEŞEKKÜR
EDERİZ
Adapazarı Rehberlik ve Araştırma
Merkezi Müdürlüğü
Download