09.08.2002 - MİSYONERLİK FAALİYETLERİNE DİKKAT EDELİM Al-i İmran,19 Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimiz İslam, başlangıçtan itibaren Hıristiyan, Yahudi ve diğer din mensupları ile iyi ilişkiler kurmayı Müslümanlara tavsiye etmiştir. Müslümanlar da bu tavsiyeye uymuş, asırlar boyunca egemenlikleri altında bulanan bölgelerde yaşayan diğer dinlerin mensuplarına iyi davranmış, onları zorla Müslümanlaştırma gibi bir gayretin içerisinde olmamış ve inanıp inanmama konusunu kendi tercihlerine bırakmışlardır. Bu sayede, uzun süre Müslüman egemenliği altında yaşayan bir çok millet, dini kimliklerinden kopmamışlardır. Çünkü biz, Allah’ın gönderdiği bütün Semâvî Kitaplara ve Peygamberlere inanmakta ve saygı duymaktayız. Hıristiyanlar ise, Kur’an-ı Kerîm’e ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e inanmamakta ve hatta saygısız sözler sarf etmektedirler. Aziz Müminler! Misyonerlik anlayışı ile hareket eden Hıristiyanlar, tarih boyunca gittikleri yörelerde karşılaştıkları insanları Hıristiyanlaştırmayı hedeflemiş, egemenlikleri altında yaşayan farklı din mensuplarını, yerine göre baskı, şiddet ve değişik metotlar uygulayarak kendi inanç ve kültürlerini kabule zorlamışlardır. Günümüzde de misyonerlik faaliyetleri aynı anlayışla sürdürülmekte, özellikle bu faaliyetler, Müslümanların yaşadığı bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Misyonerlerin, çeşitli adlar altında dernekler ve kulüpler kurarak, özel okullar, hastaneler, kütüphaneler, yabancı dil öğretim merkezleri, sığınma evleri, pansiyonlar açarak, buralarda Müslümanların inanç ve kültürel değerlerini yozlaştırmak için çaba sarf ettikleri; çeşitli hastalık ve maddi sıkıntıları istismar ederek, fakir ailelere ve kimsesiz çocuklara dinlerini değiştirmek şartıyla maddî yardımlarda bulundukları; bunun yanında insan ve tabiat sevgisini ön plana çıkaran parasız kitaplar, broşürler, dergiler dağıtarak ve çeşitli kültür-sanat faaliyetleri adı altında, dini ve milli değerlerlerimizi hafife alan yayınlar yaptıkları; bunlarla da, özellikle gençlerimizin dini ve milli değerlerimize olan güvenini sarsarak, kendi fikir ve inançlarını yayabilmek için zemin bulmaya çalıştıkları, yazılı ve görsel basında yer alan haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimize, millî değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Çünkü bunlar, bizi millet yapan yüce değerlerimizdir. Yüzlerce yıl tarih sahnesinde şerefle var olmamızın yegane sebebidir. Yüce dinimiz İslam’ın engin hoşgörüsünü istismar ederek, yüce değerlerimizi yok etmeye çalışan misyonerlik gibi olumsuz faaliyetlere karşı uyanık olalım. Genç nesillerimizi iyi eğitelim, gerekli uyarılarda bulunalım ve Misyonerlik faaliyetleri, Satanizm, Moon tarîkati, Yogo aydınlanma seansları gibi tehlikeli oyunlara ve zararlı akımlara karşı onları bilgilendirelim. Unutmayalım ki Kurân-ı Kerîm’de: “Allah katında hak din İslam’dır”[1]. “Kim İslam’dan başka bir din ararsa, ( bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır”[2] buyurulmaktadır. Hutbemi Bakara suresi 120. ayetinin mealiyle bitiriyorum: ”Dinlerine uymadıkça Yahudi ve Hıristiyanlar asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan; And olsun ki, Allah’tan başka sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır”[3]. -------------------------------------------------------------------------------[1] Al-i İmran, 3/19 [2] Al-i İmran, 3/85 [3] Bakara,2/120 Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimiz İslam, başlangıçtan itibaren Hıristiyan, Yahudi ve diğer din mensupları ile iyi ilişkiler kurmayı Müslümanlara tavsiye etmiştir. Müslümanlar da bu tavsiyeye uymuş, asırlar boyunca egemenlikleri altında bulanan bölgelerde yaşayan diğer dinlerin mensuplarına iyi davranmış, onları zorla Müslümanlaştırma gibi bir gayretin içerisinde olmamış ve inanıp inanmama konusunu kendi tercihlerine bırakmışlardır. Bu sayede, uzun süre Müslüman egemenliği altında yaşayan bir çok millet, dini kimliklerinden kopmamışlardır. Çünkü biz, Allah’ın gönderdiği bütün Semâvî Kitaplara ve Peygamberlere inanmakta ve saygı duymaktayız. Hıristiyanlar ise, Kur’an-ı Kerîm’e ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e inanmamakta ve hatta saygısız sözler sarf etmektedirler. Aziz Müminler! Misyonerlik anlayışı ile hareket eden Hıristiyanlar, tarih boyunca gittikleri yörelerde karşılaştıkları insanları Hıristiyanlaştırmayı hedeflemiş, egemenlikleri altında yaşayan farklı din mensuplarını, yerine göre baskı, şiddet ve değişik metotlar uygulayarak kendi inanç ve kültürlerini kabule zorlamışlardır. Günümüzde de misyonerlik faaliyetleri aynı anlayışla sürdürülmekte, özellikle bu faaliyetler, Müslümanların yaşadığı bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Misyonerlerin, çeşitli adlar altında dernekler ve kulüpler kurarak, özel okullar, hastaneler, kütüphaneler, yabancı dil öğretim merkezleri, sığınma evleri, pansiyonlar açarak, buralarda Müslümanların inanç ve kültürel değerlerini yozlaştırmak için çaba sarf ettikleri; çeşitli hastalık ve maddi sıkıntıları istismar ederek, fakir ailelere ve kimsesiz çocuklara dinlerini değiştirmek şartıyla maddî yardımlarda bulundukları; bunun yanında insan ve tabiat sevgisini ön plana çıkaran parasız kitaplar, broşürler, dergiler dağıtarak ve çeşitli kültür-sanat faaliyetleri adı altında, dini ve milli değerlerlerimizi hafife alan yayınlar yaptıkları; bunlarla da, özellikle gençlerimizin dini ve milli değerlerimize olan güvenini sarsarak, kendi fikir ve inançlarını yayabilmek için zemin bulmaya çalıştıkları, yazılı ve görsel basında yer alan haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimize, millî değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Çünkü bunlar, bizi millet yapan yüce değerlerimizdir. Yüzlerce yıl tarih sahnesinde şerefle var olmamızın yegane sebebidir. Yüce dinimiz İslam’ın engin hoşgörüsünü istismar ederek, yüce değerlerimizi yok etmeye çalışan misyonerlik gibi olumsuz faaliyetlere karşı uyanık olalım. Genç nesillerimizi iyi eğitelim, gerekli uyarılarda bulunalım ve Misyonerlik faaliyetleri, Satanizm, Moon tarîkati, Yogo aydınlanma seansları gibi tehlikeli oyunlara ve zararlı akımlara karşı onları bilgilendirelim. Unutmayalım ki Kurân-ı Kerîm’de: “Allah katında hak din İslam’dır”[1]. “Kim İslam’dan başka bir din ararsa, ( bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır”[2] buyurulmaktadır. Hutbemi Bakara suresi 120. ayetinin mealiyle bitiriyorum: ”Dinlerine uymadıkça Yahudi ve Hıristiyanlar asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan; And olsun ki, Allah’tan başka sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır”[3]. -------------------------------------------------------------------------------[1] Al-i İmran, 3/19 [2] Al-i İmran, 3/85 [3] Bakara,2/120