Bilgisayar Yazılım Sektörü Araştırması

advertisement
TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.
SEKTÖR ARAŞTIRMALARI
BİLGİSAYAR YAZILIM SEKTÖRÜ
GENEL İNCELEME RAPORU
SA-02-4-12
MEHMET HARMANCI
K.UZMAN
ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ
AĞUSTOS 2002
ANKARA
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Matbaasında basılmıştır.
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
GİRİŞ ....................................................................................................................................
0
1. BİLİŞİM SEKTÖRÜ .......................................................................................................
1.1. Bilgi Üretimi ...............................................................................................................
1.2. Beşeri Sermaye ...........................................................................................................
1.3. İçerilmiş Bilgi .............................................................................................................
1.4. Devlet Teşvikleri .........................................................................................................
1.4.1. Türkiye’de Bilim ve Teknoloji Politikası .........................................................
1.4.2. Devlet Teşviklerinin Alt Yapısı ve Destek Kuruluşlar .....................................
1
2
7
9
10
12
13
2. BİLİŞİM SEKTÖRÜ ARZ DURUMU ..........................................................................
2.1. Elektronik Sanayi Sektörü ..........................................................................................
2.1.1. Bileşenler Alt Sektörü .......................................................................................
2.1.2. Tüketici Elektroniği Alt Sektörü .......................................................................
2.1.3. Profesyonel ve Endüstriyel Cihazlar Alt Sektörü .............................................
2.1.4. Askeri Elektronik Cihazlar Alt Sektörü ............................................................
2.1.5. Telekomünikasyon Cihazları Alt Sektörü .........................................................
2.1.6. Bilgisayar Cihazları Alt Sektörü .......................................................................
23
24
28
29
29
30
31
42
3. YAZILIM SEKTÖRÜ .....................................................................................................
3.1. Sektörün Tanımı ..........................................................................................................
3.1.1. Hizmet ve Destek Programları ..........................................................................
3.1.2. Kontroller ..........................................................................................................
3.1.3. Bankacılıkta Yazılım Uygulaması ....................................................................
3.2. Türkiye’de Yazılım Sektörü Arz Durumu ..................................................................
3.3. İnternet ve Elektronik Ticaret .....................................................................................
3.3.1. Ticaret Noktaları ...............................................................................................
3.3.2. Türkiye’de İnternet ...........................................................................................
3.3.3. İnternet Alt Yapısı .............................................................................................
3.3.4. Yatırım Teşvik Belgeleri ...................................................................................
3.4. Yazılım Sektörümün Geleceği ....................................................................................
55
55
57
59
61
64
71
77
78
80
81
81
4. TALEP ..............................................................................................................................
4.1. Talebi Belirleyen Etmenler .........................................................................................
84
87
5. DIŞ TİCARET ..................................................................................................................
5.1. Elektronik Sanayi Dış Ticareti ....................................................................................
5.1.1. İhracat ................................................................................................................
5.1.2. İthalat ................................................................................................................
5.2. Bilgisayar Cihazları Dış Ticareti .................................................................................
89
89
89
90
92
6. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ...................................................................
93
Ek-1. Bilgisayar Alt Sektöründe Yazılım Alanında Faaliyet Gösteren Belli Başlı Firmalar .
97
Ek-2. Türkiye’de Elektrik –Elektronik Sektöründe Faaliyet Gösteren Belli Başlı Firmalar .
98
KAYNAKÇA ........................................................................................................................
99
i
GİRİŞ
Günümüzde teknolojide ve iletişim ağlarında meydana gelen ilerlemelerle birlikte yaşanmaya
başlanan Bilgi Çağı’nın, önümüzdeki yüzyıl boyunca tüm dünyada yaygınlaşarak gelişmesi
beklenmektedir. Bilgi teknolojileri ve iletişim ağlarındaki bu gelişmeler; internet
bağlantılarını doğurmuş, bilgi iletişim ve bilgi işlemin günlük hayatımıza yansıtılmasıyla
küresel bilgi akışı sağlanmış ve bilgi evrensel bir kimliğe dönüşmüştür.
Dünya ülkelerinin bir çoğunda günlük yaşamın her alanında bilgisayar kullanımının çağın
gereği olduğu bilincinin yerleşmesi, diğer taraftan sayısal biçime dönüştürülmüş yazılı metin,
ses, video görüntüleri ile interaktif bağlantıların sağladığı kolaylıkların fark edilmesi
elektronik işlemlere stratejik bir önem kazandırmıştır.
Bu kapsamda bilgisayar yazılım sektörünün öncelikle incelenmesi gerekmektedir. Yazılım
sektörünün çağdaş gelişmeler ışığında yeterli olarak anlaşılabilmesi için bilişim alanından,
elektrik-elektronik sektörlerindeki gelişmelere kadar geniş kapsamlı bir çalışma yapılması
gerekli olmuştur. Bu çalışma, bilişim sektöründe yapılacak incelemeler için
oluşturacaktır.
bir
taban
1. BİLİŞİM SEKTÖRÜ
Yirminci yüzyılın son on yılına damgasını vuran en önemli iki gelişme, ekonomide
küreselleşme ile bilgi teknolojilerindeki gelişme ve yaygınlaşmadır. Yirmi birinci yüzyılın
başları ise ağırlıklı olarak küçük birimlerde ve intranet’lerde yaşam bulan iletişim ve bilgi
teknolojilerindeki gelişmeleri, iş dünyasına ve ulusal/uluslararası ticarete yansıtan elektronik
ticaretin ve güvenliğin taşınmasına tanık olmaktadır. İçinde yaşadığımız “Bilgi Çağında”
doğru, güncel ve zamanında erişilebilen bilgiler, karar alma süreçlerinde büyük önem
taşımaktadır. Günümüzde bilgi, kalkınma ve milli gelirin artışı için enerji kadar değerli bir
kaynak durumuna gelmiştir.
Bilişim ürünü, bir çözümün raftan sağlanan donanım, malzeme ve yazılımlarından oluşan
parçalardır. Ürün alıcıya özel olarak üretilmemiştir; alıcının değerlendireceği ve karar
vereceği ölçütleri içermektedir. Bilişim hizmetleri ise çözüm beklenen bir amaca hizmet
etmesi için gerekli olan ve özellikle bu çözüm için başlatılan insan gücüne dayalı
çalışmalardır. Hizmet alıcıya özel olarak sağlanır; alıcının değerlendirmesi ancak hizmet
verme-alma süreci başladıktan sonra olanaklıdır.
Bilgi teknolojilerinin (bilgi ve iletişim teknolojileri) en çarpıcı özelliği, teknolojik
yeteneklerin sürekli artması ve maliyetlerin de sürekli düşmesidir. Bu ilişkiyi belirten üç kural
vardır.
1. Moore Kuralı: Bir mikroçipin fiyatı artmadığı halde, işlem hızı her 18 ayda ikiye
katlanmaktadır.
2. Gilder Kuralı: İletişim sistemlerinin birim fiyatları değişmediği halde, toplam bant
genişliği (bilgi iletişim kapasitesi), her 12 ayda üçe katlanmaktadır.
3. Metcalfe Kuralı: Bir iletişim ağının değeri, ağdaki düğüm (node) sayısının karesi ile doğru
orantılıdır; dolayısıyla bir ağa bağlı olmanın değeri üssel olarak artarken kullanıcı başına
fiyatı sabit kalmakta, hatta azalmaktadır.
Gerçekten de daha önce ağırlıkları tonla ölçülebilen ve çok sınırlı işlemler yapabilen
bilgisayarlar günümüzde cepte taşınabilmekte ve saniyede milyonlarca işlem yapabilmektedir.
Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin birleştirilmesiyle insanın yetenekleri ilk kez
milyonlarca kat artmaktadır.
1
Kişisel bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketicilerin de satın alma eğilimleri
değişmekte, sanal mağazalardan alış-veriş olanakları doğmaktadır. Bu tür alışveriş ülke
çapında yayıldıkça uluslararası düzeyde de uyumlu karşılığını bulabilmektedir. Bu amaçla;
malların dağıtımında (gümrük işlemleri, iade ve satış sonrası hizmetler) olduğu kadar, mallara
ait fikri mülkiyet haklarının da bu alışverişlerde (copyright, trade-mark, site adresi ve yazılım
olarak) korunması gerekmektedir. İnternet dünyasında, iş yerlerinin vergilendirilebilmesi için
uluslararası ticari işlemlerin standartlara bağlanarak izlenmesi ve internet’e göre yerleşim
yerlerinin yeniden tanımının yapılması düşünülmektedir. Global dünya gerçeği göz önüne
alındığında gelecekte ekonomideki temel etkenin; internet tarafından belirlenen bilgi
teknolojisindeki bilgi toplama, bilgi işleme ve bilgi iletişiminde yaşanan gelişmeler olacağı
görülmektedir. Kısacası gelecek, bilgi toplumu yada ekonomisi olacaktır. Bunu temin için
tüm ülkeler, yurt içindeki alt yapı yatırımlarına paralel olarak yurt dışında da benzer alt
yapının hazırlanması için çalışmaktadır.
1.1. Bilgi Üretimi
Bilgi hizmetlerinin odak noktasını bilgi oluşturmaktadır. Nerede kim tarafından hangi
“format”ta ve ayrıntıda üretilmiş olursa olsun, önemli olan bilgiye erişim sağlamaktır.
Gelişmiş ülkeler hem kendi ülkelerinde üretilen bilgileri denetim altına almakta ve bu bilgileri
diğer ülkelere pazarlamakta, hem de ülkeleri dışındaki bilgilere erişim için gerekli
düzenlemeleri yapmaktadırlar. Ülkemizde ise ulusal bilgi birikimi tam olarak denetim altına
alınamamıştır. Yurt dışındaki bilgilere daha kolay ulaşıldığından bir çok kuruluş mali
kaynaklarının çoğunu dışarıda üretilen bilgilere erişmek için sarf etmektedir.
Ulusal bilgi altyapısının en önemli bileşenlerinden birisi içeriktir. Ulusal bilgi alt yapısı ancak
söz konusu alt yapı aracılığıyla erişilebilen bilgi kaynakları ve bilgi hizmetleri varsa
anlamlıdır. Geleneksel anlamda araştırma-geliştirme çalışmalarını destekleyen kütüphaneler;
bilgi merkezleri; arşivler ve müzeler; veri bankaları; bilgi analizi, derleme ve yorumlama
merkezlerinin yanı sıra; sinema ve televizyon arşivleri; sağlık, polis, ve adalet sistemiyle ilgili
kayıtlar; coğrafi bilgi sistemleri veri tabanları (tapu sicilleri vb.); eğitim; bankacılık,
sigortacılık ve diğer bilgi ile uğraşan sektörler, içerik üreten ve yöneten kuruluşlar arasında
yer almaktadır. Ulusal bilgi alt yapısı aracılığıyla bu tür bilgilerin en kısa zamanda bilim
insanlarının iş istasyonlarına, televizyon izleyicisinin alıcısına, banka müşterisinin ATM’sine,
2
polis görevlisinin terminaline, öğrencinin
dershanesinde ve yatakhanesindeki bilgisayar
ucuna iletilmesi amaçlanmaktadır.
Ulusal bilgi altyapısından bir başka beklenti de, tüm bireylerin bilginin ve bilgi hizmetlerinin
aynı zamanda hem tüketicisi hem de üreticisi olabilmeleridir. Türkiye’de içerik yönetiminden
sorumlu olan Milli Kütüphane, üniversite, halk ve okul kütüphaneleri, arşivler ve diğer
kuruluşlarımız bilgi teknolojisinin ürünleriyle yeterince donatılabilmiş değildir. Bu kuruluşlar,
henüz bilgisayarla birbirine bağlanamadığından, internet gibi bilgi ağlarıyla erişilebilen bilgi
kaynakları ve hizmetleri son derece sınırlıdır. ABD’de halk kütüphanelerinin yüzde 84’ü
internete bağlıdır. Bir ülkede bilgilerin yayılması, paylaşılması ve çoğaltılması, halkın ihtiyaç
duyduğu anda doğru ve yararlı bilgilere erişim olanakları ölçüsünde belirlenmektedir. Gerek
kamu kuruluşlarının gerekse özel kuruluşların internete bağlanması durumunda dahi, “web”
sayfalarının bilgi içeriğinin zengin olması gereklidir. Ülkemizde, elektronik ortamdaki
bilgilerin, biyografik denetim altına alınması ve gerekli araştırma sistemleri kurulması henüz
başlangıç aşamasındadır.
Teknoloji, özellikle bilgi ve iletişim teknolojisi, yeniden yapılanma için en önemli etkendir.
Bu sayede, ürün başına en düşük maliyet sağlanarak, optimum üretim düzeyi
düşürülebilmektedir. Yine bunun sayesinde gerek insan ve gerekse girdiler üzerinde denetim
ve izleme kapasitesi artırılırken, ekonomik ilişkiler yumağını oluşturan şirketler arasında yeni
işbirliği ve alış veriş araçları ortaya çıkmaktadır.
Ekonomik kalkınma nicelik kadar nitelik artışı anlamına da gelmektedir. Ekonominin
kalitesini insan kaynakları, miktarını ise fiziki sermaye belirler. GATT, General Agreement
on Tariffs and Trade (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) tarafından hazırlanan
ve Türkiye’nin de kabul ettiği, 1994 Uruguay nihai senedine göre; hükümetler verecekleri
teşviklerde bu anlaşma hükümlerine uymayı kabul etmiştir. Sınai araştırma ve geliştirmede
giderlerin % 50-75’ine kadar olan Ar-Ge harcamalarının devletçe karşılanabilmesine olanak
sağlanmaktadır.
Teknoloji üretenler, ürün tasarımlarıyla üretim faktörleri ikamesi olanaklarını geliştirirler.
Rekabet güçlerini artırabilenler, maliyet ve fiyatı düşürürken kaliteyi yükseltebilmektedirler.
Uluslararasındaki ticaret bunun bir göstergesidir. Çalışanlar başına AR/Ge harcamaları, Ar/Ge
yoğunluğu, milli gelirdeki Ar/Ge harcaması payı bu türden göstergelerdir.
3
Bilgi teknolojisi ve malzemeleri sektöründeki içerilmiş yatırımlar (embodied investment)
yıllara göre sürekli artış içindedir. Ar/Ge ve içerilmiş yatırım harcamalarının yarısına yakını,
bu sektöre ayrılmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) ile yüksek teknoloji birlikte en
fazla imalat, iletişim ve finansman hizmetlerine yönelmektedir. Öyle ki Amerika’da bilgi
teknolojisi ürünlerinin % 80’i hizmet sektörüne satılmaktadır. Özellikle ulaştırma,
telekomünikasyon, parça ve toptan ticaret, sağlık, bankacılık ve sigortacılık sektörleri başta
gelmektedir. 1980’lerden bu yana, yüksek yetenek ve bilgi gerektiren işler sürekli artarken, az
bilgi ve beceri gerektiren işlerde azalma olmaktadır. Üretimde çalışan işçi sayısı azalırken,
bilim adamları ve profesyonellerin sayısı gittikçe artmaktadır.
Verimlilik artışı sağlanması dünya ölçeğinde rekabet edebilmek için gereklidir. Bu amaçla
kimi sektörler işçi atarken, kimileri de daha kaliteli eleman almakta; içerilmiş yatırımları ve
teknolojisi yüksek alanlara kayarak, yapı değişimini sağlamak üzere üretimlerini artırma
yolları aramaktadır. Serviste verimlilik için kurumsal, yasal ve teknolojik unsurlar önem taşır.
Aşırı yasal düzenlemeler, etkinlik ve yaratıcılığı kısıtlamaktadır. Teknolojik icatlar ise kalite
artışının garantisidir.
Bu gelişmeler sonucunda, imalat sanayii ile servis sektörü arasındaki ayrım gittikçe
azalmaktadır. Servis türünden niteliklere ağırlık verildikçe (kalite arayışı, kişisel talepleri
karşılama, zamanında teslim, örnek üretim işlemleriyle büyük stokların azaltılması gibi),
imalat ile servis sektörü benzeşmeye başlamıştır. Ayrıca, imalat sektöründe yeni istihdamın
tamamına yakını, beyaz yakalı denilen yüksek bilgi ve beceri sahibi elemanlardır. Öte yandan,
servis sektörü de imalat sanayi gibi ekonomik yapıdaki dalgalanmalardan, maddi olmayan
varlıklara yapılan yatırımlardan (intangible investments), uluslararası ticaretten ve verimlilik
artışlarından etkilenmektedir. Bilgi işlem ve iletişim teknolojileri geliştikçe bu ayrım daha da
azalacaktır.
Örneğin, finansman alanında program alış-verişi, ilaç sektöründe tele-sağlık hizmetleri ve
hukuk alanında uzmanlık sistemleri gibi uygulamaların başlamasıyla birlikte hizmetlerin
uluslararası niteliğe kavuşmasına ve ticaretine olanak doğacaktır. Ayrıca, servis ve imalat
sektörleri arasındaki katma değer zinciri iletişim ağlarını genişletecektir. Tüm ekonomik
faaliyet alanlarında verimlilik artışı sağlama çabasına giren şirketler için global bir iletişim ağı
kendiliğinden doğacak demektir. Sonuçta, hizmetler ve imalat sektörü arasındaki ayrım
4
tamamen ortadan kalkacaktır. Öte yandan, servis sektöründeki verimlilik artışları önemli
düzeyde yeniden yapılanma ve örgütlenme gerektirmektedir. Bunun yanı sıra, finansal ve
ekonomik baskılar, uzun vadeli Ar/Ge yatırımlarını kısıtlamaktadır.
Eskiden buluş ve yenilikler tek boyutlu (linear) olarak algılanmaktaydı. Bu doğrunun bir
ucundan Ar/Ge olarak giren icatların, öte yandan pazarlanabilir ürün olarak ortaya çıkmakta
olduğu varsayılmaktaydı. Oysa, icat süreci çok boyutludur. Bilgi işlem ve iletişim teknojileri
(BT), sanayileri etkilediği kadar bilimi de etkilemekte ve sınırlarını genişletmektedir. Bilimsel
yöntem ve teknikler, bilim adamlarının çabalarıyla beklenen niteliklerini
sürekli
değiştirmektedir. Bu nedenle, daha önceden birbirinden ayrı olduğu düşünülen bilim ve
iletişim politikalarının artık bir bütün oluşturduğu ortaya konmuştur. Gün geçtikçe ya yeni
bilgi yoğun ürünler ortaya çıkmakta ya da mevcut ürünler daha akıllı (bilgi yoğun) duruma
getirilmektedir. Örneğin, basıncın düştüğünü bildiren lastikler, ıslaklık durumunu renk
değişikliğiyle belirten alt bezleri, satıcılara stokların durumunu ve yeniden sipariş zamanını
bildiren yazar kasalar imal edilmektedir. Yeni ürün döngüsü denilen bu süreçte, bir şirket
mevcut bir işlemi daha verimli
duruma getirmek için bilgi teknolojilerinden
yararlanmaktadır. Bunun sonucunda, ürün kalitelerinde gözle görülür bir ilerleme
sağlanmaktadır. Bu aşamada yepyeni bir ürünün dahi, geliştirilebilecek yönleri olduğu ortaya
çıkmaktadır. Kısacası hiçbir ürün tam geliştirilmiş sayılmamaktadır.
Klasik örnek, Amerikan hava yollarının geliştirdiği SABRE rezervasyon sistemidir. Önceden
biletlerin rezervasyonu amacıyla kurulan bu sistem, öteki hava yollarının da kullanabilmesi
için değiştirilmiştir. Hizmetten sağlanan kazanç, uçuş servisini dahi geçmiştir. Bunun üzerine
şirket, sistemi otel ve araba kiralama rezervasyonu alanına da yaygınlaştırmıştır. Turizm
alanında bağlantılı hizmetleri de kapsayan bu sistem, günümüzde artık sigortacılık ve hava
limanı yönetimi alanlarında da kullanılmaktadır.
BT şirketlerindeki yeniden yapılanma ve ekonomilerdeki globalleşme eğilimi sonucunda
geleneksel politik öncelikler değişmiştir. Bilim, teknoloji ve sanat politikalarının imalat ve
hizmet sektörüne karşı olan üstünlüğü son bulmuştur. Artık her ikisinin de birlikte
düşünülmesi gerekmektedir. Ekonomide çeşitli sektörlerin bütünleştirilmesini sağlayan
ulaştırma, iletişim ve eğitim altyapısı öncelik kazanmıştır. Özellikle kamu kesiminde bu
sektörlere el atılmıştır.
5
Rekabet piyasalarına dayanan çağdaş teşvik politikalarında; şirketlere yönelik özendirmeler
yerine, genel altyapının geliştirilmesine önem verilmeye başlanmıştır. Ancak, teknoloji olarak
yenilikçi olan ve büyüme potansiyeli taşıyan küçük ve orta ölçekli işletmeler için pek çok
ülkede risk sermayesi finansmanına katkı sağlanmaktadır. Bu katılım fonlarına, yatırım tutarı
kadar vergi iadesi verilmektedir. Amerika’da Sanayi Kalkınma Kurulları, halka vergiden
muaf bonolar satarak yatırımlara finansman sağlamaktadır. Her alanda şirketlerin yüksek
teknolojiden yararlanmaları için yeni olanaklar hazırlanmaktadır. Sanayi siteleri, en gelişmiş
altyapı olanakları sunmakla yüksek teknolojinin gelişebilmesi için ortam sağlamaktadır.
Aşağıda sektörlerin en fazla teşvik edilmeye değer bulunan sektörlerden, daha az teşvik
edilene doğru bir sıralaması (ya da yüksek bilgi içerme dizimine göre karşılaştırması)
verilmektedir.
TABLO 1. SANAYİLERİN AR/GE YOĞUNLUKLARI
1970-1980
1980-1995
İleri teknoloji
1.Uzay-havacılık
2.Bilgisayar, ofis makineleri
3.İlaçlar
4.Elektronik-iletişim
5.Bilimsel ölçüm araçları
İleri teknoloji
1.Uzay-havacılık
2. Bilgisayar-ofis makineleri
3. Elektronik-iletişim
4. İlaç
Orta Teknoloji
6.Motorlu araçlar
7.Kimyasallar
8.Elektriksiz makineler
9.Kauçuk-plastik gereçler
10.Öteki imalat
Orta Teknoloji
Düşük Teknoloji
Orta-Düşük Teknoloji
11.Çeşitli ulaştırma gereçleri
12.Taş, kil ve cam
13.Petrol rafinerisi
14.Gemi yapımı
15.Demir-dışı metaller
16.Demirli metaller
17.Metal eşya
18.Kağıt, baskı
19.Gıda-içki
20.Kereste ve mobilya
21.Tekstil-giyim
10.Gemi yapımı
11.Kauçuk-plastik gereçler
12.Öteki ulaştırma gereçleri
13.Taş, kil ve cam
14.Demir-dışı metaller
15.Öteki imalat
16.Metal eşya
5.Bilimsel ölçüm araçları
6.Elektronik makineler
7.Motorlu araçlar
8. Kimyasallar
9.Elektriksiz makineler
Düşük Teknoloji
17.Petrol rafinerisi
18.Demirli metaller
19.Kağıt-basım
20.Tekstil-giyim
21.Kereste ve mobilya
22. Gıda-içki
Kaynak; World Bank, World Development Report 1999, p. 15
6
1.2. Beşeri Sermaye
İnsan kaynakları, mevcut insan gücünün nicelik, nitelik ve meslek-iş kompozisyonundan
oluşur. Buna kısa dönemde dış dünyadaki yerli ve yabancı işgücünden gelebilecek katkılar
eklenebilir ve işgücü göçleri çıkarılabilir. Bu stok, normal yenileme yani, işgücüne yeni
katılımlar, ölümler ve emeklilik dışında kısa dönemde nicel ve nitelik olarak değişmez. Kısa
dönem sanayi politikasında, mevcut fiziksel kapasiteyi en iyi üretim pratiğine ulaştırmak için
işgücü niteliğinde bazı yaş–cinsiyet kompozisyonu değişiklikleri, meslek kursları vb. ile
marjinal de olsa belli bir verimlilik artışı sağlayacak önlemler alınabilir. Bu stok ancak uzun
dönemde
nicel
ve
nitel
olarak
önemli
değişikliklere
uğrayabilir.
(Boratav
ve
Türkcan,1993,72)
Bilgi teknolojisinin yaygınlaşması, bilim toplumuna dönüşüm için hedeflenmektedir.
Çağımızda toplumun kamu ve özel ayrımı yapılmaksızın her kesiminde; eğitim, araştırma,
sağlık, refah, kütüphane ve idari işlerde bilgi teknolojisi zorunlu hale getirilmektedir.
Elektronik iletişimle; bilginin artırılması, izlenmesi ve tanımlanması, düzenlenebilmesi ve
kullanılması kolaylaşır. Kamu kesiminde (Sigorta, emeklilik, tapu ve vergi gibi) belgelerin
elektronik ortamda düzenlenmesine çalışılmaktadır. “Multimedya” denilen; ses, görüntü ve
“data” nın birlikte işlenmesi ve iletişim aşaması hedeflenmektedir. Tüm bu teknoloji
gereçlerinde ortak işletim ya da uyumluluk denilen (interoperability) için standardizasyon
uygulanması da gereklidir. Bilgi toplumunda bilim sistemi, bilgi araştırma ve üretiminde
olduğu kadar, yayılmasında da (eğitim ve öğretim yoluyla) etkin bir rol oynar. Ayrıca
ekonomik ve sosyal gruplara aktarılarak işletmelerce bu bilgilerin kullanılabilmesine olanak
sağlar.
İsviçre’de teknik ve meslek okullarının ihtisaslaşmış üniversite düzeyinde kurumlar haline
getirilmesine çalışılmaktadır. Avusturya, özel teknik okullar açılmasını teşvik etmektedir.
Norveç’te
şirketlerin
en
uygun
teknolojiye
geçebilmesine
sağlayacak
kolaylıklar
hazırlanmaktadır. İşletmeler, teknoloji odaklı yönetim yoluyla çalışmakta; yeni teknoloji
olanaklarının tartışılması ve yaygınlaşması için eğitim vermektedir. Çalışanlara yüksek eğitim
ve doktora olanakları verilmektedir. Üniversitelerde uzaktan eğitime başlanmıştır. Yüksek
eğitimin
ve
akademik
çevrenin
çalışma
yaşamı
ve
çalışanlarla
bütünleştirilmesi
hedeflenmektedir. Çalışanlara ve akademisyenlere birbirlerinin alanlarında “interdisipliner”
7
araştırma yapabilmeleri için fonlar sağlanmaktadır. Profesyonellerle araştırmacıların ve bilim
adamlarının işbirliği, sonuçta üniversite/sanayi bütünleşmesini sağlamaktadır.
Japonya’da üniversiteler, özel işletmelerle kontrat yaparak ya da ortaklık kurarak birlikte
araştırma projeleri yürütmektedirler. Teknisyen ve bilim adamlarına sanayi içinde kısa süreli
işler verilmektedir. Yeni iş olanakları ve sektörler birlikte belirlenmektedir. Çevre projeleri,
çevre sektörüyle ilgili enerji (kullanımı ve sakınımı) ve atık dönüştürme sanayilerinin
finansmanı teşvik edilmektedir. Örneğin, Fransa’da eski arabaların fabrikalara geri satılması
halinde, elektrikle çalışan otomobillerin satılması primle teşvik edilmektedir. Hükümetler özel
sektörle işbirliği ve ortaklık kurarak belirli hedeflere ulaşmaya çalışmaktadır. Bu projeler
arasında Amerika’da temiz otomobil ve internet ağı bulunurken, İngitere’de biyoteknoloji
konusu öne geçmektedir.
Bu kamu-özel kesim temsilcileri, işbirliği içinde çalışarak; ilaç, havacılık-uzay, inşaat ve
çevre sanayilerinde rekabeti engelleyici sorunlarını saptamakta ve çözüm önermektedirler.
Avrupa’da IT (bilgi teknolojisi) konusunda tüm bakanlıklar ve kamu kuruluşları (sanayi,
bilim, teknoloji, telekomünikasyon, eğitim, ticaret, yargı ve bölgesel kalkınma örgütleri gibi)
işbirliğine girmektedir.
Bilginin yaygınlaştırılması “diffusion”, tüm sektörlerin birlikte gelişimi için katkı ve yardım
sağlanmasının tek yoludur. Tüm sektörlerde rekabet avantajı sağlanmasıyla, ölçek
ekonomisinden yararlanılmış olacaktır. Sektörlerin bütünleştirilmesi için doğrudan teknoloji
ağları kurulmakta; teknoparklar ve bilgi teknolojisinin katkılarıyla araştırma kurumları bir
araya getirilmektedir. Ulusal teknoloji danışmanlık servisleri verimlilik artışları için teknoloji
darboğazındaki işletmelere destek sağlamaktadır. Kanada ve İngiltere’de sanayi ve imalat ile
ilgili sorunların tespiti ve en uygun araçlarla yardım sağlanması için bölgesel teknik bilgi
merkezleri kurulmuştur.
Uluslararasında çok yönlü işbirliğine dayanan bilimsel projeler; uzay araçları araştırmaları,
enerji ve çevre ile ilgilidir. Uzay istasyonu deneme programına Rusya, ABD, Japon ve
Avrupa ülkeleri dahildir. Füzyon enerjisi, insanın genetik yapısını araştırma (Genom) projesi
de böyledir.
8
Tüm bilim, teknoloji araştırma ve eğitim kurumları birbirleriyle bağlanmaktadır. Şirketlerin
talepler doğrultusunda insan gücü yetiştirmeleri çok önemlidir. Endüstri-araştırma kontratı
(CIFRE) programı bu amaçla hazırlanmıştır. Bir işletmenin ilgili alanda belli bir gereksinimi
karşılamak üzere bir doktora tezine finans sağlaması, vergi indirimiyle özendirilmektedir.
Fransa’da, araştırma personelince üniversitelerde part-time (yarı-zamanlı) ders verilmektedir.
Doktora talebelerine araştırma laboratuarlarından part-time yararlanma olanağı sağlanmıştır.
Yüksek teknolojiyi başka yönlerden teşvik etmenin yolları; vergilendirme, ödüllendirme ve
gönüllü işbirliğidir. Yeni vergiler kadar eskilerinden indirim yapılması da bir özendirmedir.
Örneğin, içecek ambalajlarına konan ve miktarı geri dönüşüm oranında belirlenen vergiler,
çevre teknolojisini teşvik için kullanılmaktadır. Düz ekran TV ve bilgisayar, süper
bilgisayarlar, sayısal TV, biyoteknoloji projeleri, akıllı otoyolları, hayat bilimleri alanında
bitki-hayvan-insan genom’u projesi, makro molekül mühendisliği, hücre üretim teknolojisi ve
konut sorunlarına yeni çözümler üretilmesi, öncelikli projelerdir. Ayrıca, biyoteknoloji, hayat
bilimleri alanında bitki-hayvan-insan “genom”u projesi ve süperiletken gibi konuları öne
çıkmaktadır. Akaryakıtlarda egzos gazlarının azaltılması, enerji santrallerinde baca gazlarının
süzülmesi, çevre güvenliği (ulaştırma ve inşaat) atık su ve çöplerin ıslahı ya da geri kazanımı
gibi öncelikler, çevre hassaslık limitleri artırılarak özendirilmektedir. İş adamlarının eğitimi,
sanayinin
standardizasyon
testlerinde
firmaların
laboratuarlardan
yararlandırılması
gündemdedir.
Bilgi toplumunun ön koşulu olarak, fikri eserlerin korunması ve patentlerin güvenceye
kavuşturulması gelmektedir. Kaçak ve kayıt dışı ekonominin kontrolünün sağlanması,
ulusal/uluslararası ortamda hayati bir öncelik taşımaktadır.
1.3. İçerilmiş Bilgi
Bilgi sermayesini ölçmek çok zordur. Eski değerini yitiren teknolojilerin ölçülmesi de
gereklidir. Ar/Ge yıllık harcamalarının toplamının amortize edilmesi bir yöntem olarak
düşünülmektedir. Böylece Ar/Ge stokunun üretim içindeki payı Ar/Ge yatırımlarının
verimliliğini gösterecektir. Ayrıca patent stoklarının kullanım sürelerinin dolması da esas
alınabilir. Belli bir süre zarfındaki bilgi akışını ölçmek için; yeni teknoloji içeren makine ve
ekipmanların üretimde uygulamaya konulması (embodied investment) esas alınabileceği gibi
9
patent, lisans ve know-how şeklindeki bilgi, teknik uzmanlık ve teknolojinin aktarılması da
esas alınabilir.
İçerilmiş bilgi “embodied knowledge” akışı, “input-output” teknikleriyle de belirlenebilir.
Sektörler arasındaki teknoloji akışı böylece ölçülebilir. Sektörler arası bilgi akışı “diffusion”
uluslararasında farklılıklar göstermektedir. Örneğin, İsviçre ve İspanya’da ileri teknolojiler
tüm imalata uygulanırken; Almanya ve İtalya’da yüksek teknolojiler öncelikle motorlu araçlar
ve mekanik-mühendislik sektörlerine uygulanmaktadır. Amerika sanayiinde yüksek teknoloji
uygulaması en çok bilgisayar temeline dayanan mühendislik alanındadır. Özellikle bilgisayar
destekli tasarım ve mühendislik (CAD/CAE), bilgisayarla bütünleştirilmiş imalat (CIM),
esnek imalat sistemleri, robotlar, otomatik kontrol ekipmanları ve yapay zeka sistemleri bu
alanları oluşturmaktadır.
1.4. Devlet Teşvikleri
Bilgi teknolojileri ekonomik ve toplumsal etkileri nedeniyle neredeyse bütün dünyada kritik
bir yatırım alanı olarak görülmekte ve yaygın olarak kullanılması devletlerce teşvik
edilmektedir (TUENA, 1999). Tekelci telekom piyasalarında rekabetin teşvik edilmesi ve
devamlılığının sağlanması, haberleşmede adil fiyatlarla iletişimin sağlanması, piyasaların
yabancı yatırımcılara açılması ve anti-tröst uygulamalarının etkinleştirilmesi istenmektedir.
Sürekli ve kesintisiz bir ekonomik büyüme için OECD ülkeleri bazı öncelikler üzerinde görüş
birliğine varmışlardır. İstihdamın artırılması, verimliliğin geliştirilmesi, daha açık ve rekabetçi
pazarların oluşturulması, yüksek teknoloji yatırımlarına geçilmesi ve işgücünün niteliğinin
artırılması bu öngörülerdendir. Globalleşme ve serbestleştirmeden azami kazanç sağlarken
bununla birlikte doğabilecek olumsuzlukları ya da maliyetleri asgariye indirmek
gerekmektedir. Örneğin, finans pazarları rekabete açılırken döviz kurlarının ve faiz
oranlarının ani değişikliklerinden pazarların korunması zorunludur. Pazarlarda güven
bunalımına yol açılmamalıdır.
Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusa bağlı olarak emeklilik harcamalarındaki artışa
karşı, bütçe açıklarının kapatılması önerilmektedir. “Maastrich” ilkesine göre bu açık,
GSYİH’nın % 3’ünü geçememektedir. Bu amaçla kamu harcamalarında kısıntıya gidilirken,
özelleştirme ile devlet sektörü küçültülmektedir. Gelir tarafında ise, vergi tabanı
10
genişletilmekte, vergi kaçaklarının önlenmesi için önlemler alınmaktadır. İşgücü ve ürün
pazarlarında esneklik sağlanmaktadır. İşsizliğin azaltılması için uygun girişimcilik ortamının
sağlanması ve yüksek teknolojinin yaygınlaştırılması önerilmektedir.
Ülkelerin, rekabet yasalarını ve iş dünyasına yönelik düzenleyici kurallarını yeniden gözden
geçirmeleri
beklenmektedir.
Üretken
kaynakların
en
etkin
kullanımı
için
ticaret
kısıtlamalarının kaldırılması istenmektedir. Bu kısıtlamalar, hükümet politikalarından
kaynaklanabileceği gibi şirketlerin tekelci anlaşmalarından da ortaya çıkabilmektedir.
Girişimcilerle ilgili olarak lisans, beyan ve kayıt işlerinin basitleştirilmesinin yanı sıra bu
tekelci eğilimler de önlenmelidir.
Bu yönde yoğun çaba harcayan ülkeler örnek oluşturmaktadır. İngiltere, hükümet nezdinde iş
dünyasını etkileyen tüm düzenlemelerin bir envanterini çıkarmıştır. Acilen değiştirilmesi
gereken 1000 düzenleme belirlenmiştir. Bunlardan 500 kadarı 1995 yılına dek değiştirilmiştir
bile. Amerika’da ise kamu düzenleme kurumlarını inceleyen “Ulusal Performans Revizyonu”
çalışması
sonucunda,
yasalar
düzenlenirken
hem
kamuoyunun
daha
yakından
bilgilendirilmesi hem de pazar ağırlıklı bir yaklaşımın benimsenmesi kararlaştırılmıştır. Bu
deregulasyon eğilimleri, tüm dünya ülkelerinin ekonomi yönlendirme amacıyla yaptıkları
kendi düzenlemelerini revize etmeleri anlamına da gelmektedir. Bu süreç, Türkiye’de Avrupa
Birliği ile bütünleşme amacıyla yapılan uyumlaştırma yasalarında kendini göstermektedir.
İş dünyasında rekabeti önleyici uygulamaların izlenmesi ve önlenmesi için özel yasalar
çıkarılmaktadır. Tüm dünyada, ekonominin performansını artırmanın yolu olarak, rekabet
ortamının tesis edilmesi ön plana çıkmaktadır. “Merger”lerin yasaklanmasının yanı sıra;
fiyatlar, üretim miktarları ve ürünlerin coğrafik dağılımına ilişkin kurallar getiren anlaşmalar
engellenmektedir. Alt yapı yatırımları olan gaz, elektrik, su, telekomünikasyon ile hava ve
demiryolu ulaştırma hizmetlerinin serbestleştirilmesi de esas alınmaktadır. Buna ek olarak
özelleştirme dalgasının da tüm ülkeleri sarmakta olduğu görülmektedir.
Rekabeti artırmak için gümrük-ticaret korumaları kaldırılan sektörlerin desteklenmesi olağan
karşılanmaktadır. Portekiz ve Avustralya’da tekstil–giyim, Meksika’da otomobil sektörü,
Norveç’te balıkçılık–gıda sektörü bunlar arasındadır. Destek amacıyla çeşitli yöntemler
geliştirilmektedir. Önce, kalkındırma hedefi olarak belirli bir sektör seçilmektedir. Bu
sektördeki işletmelerin sırasıyla üretim, ticaret ve finans dallarında (yatay-dikey ve çapraz
11
bağlantıları) olan sektörlerle bütünleştirilmesi yoluna gidilmektedir. Bu seçilen hedef
topluluğun tümüyle kalkındırılmasına çalışılırken, endüstrinin performansı da artırılmış
olmaktadır.
Örneğin Portekiz, çevre teknolojilerindeki gelişim hedefini, yatırım malları sektörüyle
bütünlük içinde gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Hükümetler, kalkınma amacıyla; ülke
ekonomisinde anahtar sayılan yani en fazla sektörle girdi–çıktı bağlantısı olan sektörlerin
teşvik edilmesini benimsemektedirler. Bu yöntemle tüm ekonomide çoğaltan “multiplier”
etkisi sağlanmış olmaktadır.
1.4.1.Türkiye’deki Bilim Teknolojisi Politikası
Türkiye’de elektrik-elektronik ve bilgisayar alanında öğretim veren 42 kurum bulunmaktadır.
Toplam öğrenci sayısı yaklaşık olarak 25 000 ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı
50’dir. Üniversite giriş sınavlarında ilk bin içine giren öğrencilerin yaklaşık yarısı bu dalları
tercih etmektedir. Dolayısıyla, Türkiye enformatik sanayii insan kaynağının temel nitelikleri
bakımından olağanüstü şanslıdır. Son 15 yılda Türkiye’deki üniversitelerden yaklaşık 25 000
elektrik-elektronik mühendisi ve 5000 bilgisayar mühendisi mezun olmuştur. İlerde
telekominikasyon, yazılım ve donanım ağırlıklı bir eğitim verecek bilgi ve İletişim
Teknolojileri Mühendisleri yetiştirilmesine daha fazla özen gösterilecektir.
Türkiye elektronik sanayi altyapısı, kullandığı üretim teknolojileri ve ürünlerinin nitelikleri
bakımından uluslararası standartları yakalamıştır. Dolayısıyla sanayiden kaynaklanacak
araştırma konularının uluslararası bilim dünyasının araştırma standartları ile uyumlu düzeye
yükselmiş olması gerekir. Bu konuda sanayi kuruluşlarının kendi araştırma-geliştirme
etkinliklerinin güçlendirilmesinin yanı sıra, üniversitelerle sanayi arasında eksik olan
etkileşimin kurulması konusunda girişimin üstlenilmesi gerekmektedir. Son beş yıl içinde
üniversitelerimizde disiplinler arası eğitimin önemi anlaşılarak bilgi teknolojileri alanında
lisans üstü programlar başlatılmaktadır. ODTÜ’deki Bilim ve Teknoloji Politikası çalışmaları
Programı (Tek-Pol) ve Enformatik Enstitüsü örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca, Türkiye’de
tümdevre tasarımı konusunda yedi sanayi kuruluşuna bir araya getirmiş olan İTÜ-ETA Vakfı
özgün bir örnektir.
12
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) kararına göre, 1993-2003 döneminde Türk
Bilim ve Teknoloji Politikası olarak; bilgisayar, mikroelektronik ve telekomünikasyon
teknolojilerinin bir bileşimi olarak açıklanan bilişim teknolojileri (bilgi teknolojileri),
öncelikli alan gösterilmektedir. Mevcut eğilimler ve pazar tercihleri irdelenmeden, katma
değer oranı, teknolojik düzeyi ve gelecek dönemdeki sürdürülebilirliği göz önünde
bulundurulmadan, sadece üretim ve ihracat büyüklüğü esas alınarak ayrıcalıklı destek
verilmesi, sektörde istenen büyümeyi sağlayamamaktadır. Bu sektörlerin geleneksel olarak
üretimi yapılan bir mal grubu yerine daha hızlı gelişen ve daha yüksek katma değer yaratan
telekomünikasyon (yeni ağ teknolojileri, mobil telefon ve uydu bileşenleri gibi) ve internet
tabanlı tüketici cihazları (sayısal TV, Web-TV gibi) alanına yönlendirilmesi daha rasyonel
bulunmaktadır. TUENAN raporunun TESİD yorumuna dayanarak on yıl içinde, yaşam
biçimine en etkin olacakları düşünülen; özel şebekeler, uç birimleri (internet modemleri,
telefon, fax vb.), yönetim şebekesi ve erişim ağları (kısaca internet teknolojisi) üzerinde
yoğunlaşmak öncelikli alan olarak belirmektedir.
1.4.2. Devlet Teşviklerinin Altyapısı ve Destek Kuruluşları
Dünyada bilim ve teknolojilerde değişme ile, küreselleşme yoğunlaşan düzeyde belirleyici
olmaya başlamıştır. Yüksek katma değerli bilgi yoğun mal ve hizmetler üretimi, pazar
değerlendirmelerinde öne geçmeye başlayan bireyin farklı tercihlerine hızla yanıt
verebilmekte, özgün tasarımların önemini artırmaktadır. Küresel rekabet gücünü elde
edebilmek için bir ülkenin hem teknolojik birikiminin, hem de onu yönlendiren bir pazar
sisteminin olması gereklidir. Başka bir deyişle yerli sektörleri teknoloji üretmeye, yenilikler
getirmeye özendirmesi, bir anlamda desteklemesi gerekmektedir. Bununla birlikte, sektörler
için yerli pazar belirleyici olmamalı, hedeflenen büyümenin sağlanması için dünyadaki eğilim
de dikkate alınmalıdır. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye pazarı, teknoloji ağırlıklı olmasa bile yerli
sektörü destekleme eğilimi içine girmiştir. Ancak içinde bulunduğumuz son on yılda hızlı bir
biçimde teknoloji dış alımına başlayan Türkiye pazarı, yeterli önlemler alınmadığı takdirde,
2000’li yıllarda bu yönelimini yitirebilecektir. Türkiye’de bilim teknoloji alanındaki devlete
ait destek ve teşvik kuruluşları aşağıda belirtilmektedir.
Türk Akreditasyon Kurumı (TÜRKAK): Laboratuar, belgelendirme ve muayene hizmetleri
yürütecek yurt içi ve yurt dışındaki kuruluşları akredite etmek, bu kuruluşların belirlenen
ulusal ve uluslararası standartlara göre etkinliklerde bulunmalarını ve bu suretle ürün/hizmet,
13
sistem, personel ve laboratuar belgelerinin ulusal ve uluslararası alanda kabulünü temin etmek
amacıyla, merkezi Ankara’da olmak üzere Başbakanlıkla ilgili, özel hukuk hükümlerine tabi,
tüzel kişiliği haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Türk Akreditasyon Kurumu, kısa adı
TÜRKAK kurulmuştur. Akredite edilmek üzere başvuruda bulunan; laboratuar, ürün/hizmet,
sistem, personel ve benzeri belgelendirme konularında etkinlik gösteren özel ve/veya kamu
kurum ve kuruluşlarının ilgili standartlara ve kriterlere göre değerlendirmesini yapmak ve bu
değerlendirme sonucunda kuruluşun akredite edilip edilmemesine karar vermek, akredite
edilen kuruluşları izlemeye almak ve gerektiğinde geçici ya da devamlı olarak akreditasyon
kararını durdurmak, bu alanlarda etkinlikte bulunacak tüm kuruluşlar arasında koordinasyonu
sağlamak üzere çalışmaktadır.
Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı (TİDEB): Türk sanayiinde Ar-Ge
etkinliklerini artırmak amacıyla TÜBİTAK’ın yükleneceği görevleri yürütmek üzere, 3
Haziran 1995 tarihli Bilim Kurulu Kararı ile Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı
(TİDEB) kurulmuştur. Desteklemeye değer görülen proje harcamalarının TL bazında % 50’ye
varan kısmı hibe olarak ödenmektedir. Ödeme, TÜBİTAK’ın incelemesi sonucu Dış Ticaret
Müsteşarlığı’nın uygun görüşü üzerine TC. Merkez Bankası Destekleme ve Fiyat İstikrar
Fonu’ndan karşılanmaktadır.
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV); Türkiye sanayi kuruluşları tarafından
gerçekleştirilen Ar-Ge’ye destek veren ilk kuruluş olan Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
TTGV, 1991’de kurulmuştur. TTGV’nin kurulduğu 1991 yılından bu yana sanayi
kuruluşlarının Ar-Ge etkinliklerinde kullandırılması için devlet tarafından tahsis edilen tutar,
46,3 milyon dolardır. TTGV aynı zamanda “The Association for Technology Implementation
in Europe” (TAFTIE), kuruluşunun bir üyesidir. 1999 yılı sonlarında Hazine Müsteşarlığı ile
Dünya Bankası arasında imzalanan anlaşma ile Endüstriyel Teknoloji Projesi (ETP)’nin
desteklenmesi için 155 milyon dolarlık bir ikraz sözleşmesi imzalanmış olup bunun 60 milyon
dolarlık bölümü TTGV tarafından yönetilmektedir. Ayrıca, DTM tarafından her yıl sanayide
Ar-Ge desteklenmesi amacıyla 15-20 milyon dolar tutarında fon tahsis edilmektedir.
TTGV, uygun bulduğu ileri teknoloji alanındaki projelere toplam bütçelerinin en fazla %
50’si oranında destek verir. Destek süresi 24 ay olup, 2 milyon dolar kadar destek
sağlanmaktadır. Faizsiz olarak verilen finansal destek, projenin sona ermesinin ardından dört
yıl içinde dolar kuru karşılığında geri alınır.
14
TTGV, destek verdiği Teknoloji Hizmet Merkezleri aracılığıyla sanayinin ihtiyaç duyduğu,
teknolojik ve endüstriyel araştırma, geliştirme, ölçme, eğitim ve danışmanlık hizmetlerini
sunmak üzere kurulacak A.Ş. statüsündeki kuruluşlara da kaynak sağlar. Ayrıca, teknopark
projesi başına en fazla 2,5 milyon dolar tutarında destek sağlanmaktadır. Bu kapsamda
desteklenen şirketlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir.
•
Gate Elektronik A.Ş.(1992); Arıza bulma cihazlarının yanı sıra başta F-16 savaş ve
C-130 nakliye uçaklarının radar kartları gibi elektronikle ilgili olan ünitelerin
bakım ve onarım hizmetlerini yürütmektedir. Ayrıca, NATO’ya da bakım ve
onarım hizmeti veren firma; tekstil makineleri, gemi elektronik sistemlerinin
elektronik beyinleri ile birlikte tıbbi cihazların elektronik modüllerinin bakım ve
onarımını, arıza teşhis işlemlerini de yapmaktadır. Şirket, “bilgisayar destekli test
ve ölçüm sistemleri” projesini yürütmektedir. Bu proje, sayısal hafızalı osiloskop,
fonksiyon üretici, frekans sayacı, dijital voltmetre, güç kaynağı, programlanabilir
analog çıkışları ve kapasitansmetre özelliklerine sahip cihaz ölçümleme ünitesi ve
bu ölçü aletlerini simüle eden bir yazılımdan oluşmaktadır.
•
Verpark
Ltd.,(1988);
İnternet
bankacılığının
yazılımlarını
yapmaktadır.
Geliştirdikleri “e-branch” programıyla interaktif olarak bir çok bankacılık işlemleri
yapılabilmektedir.
•
Teknobil A.Ş. (1997); Enformasyon teknolojisi konusunda çözümler geliştirmek
üzere kurulmuştur. Şirket, uzaktan okunan GSM tabanlı akıllı sayaçlar, GPRS araç
takip sistemleri ve uydu iletişimi projeleri üzerinde çalışmaktadır.
Elektronik Sanayi İhtisas Merkezi (ESİM); Küçük ve Orta ölçekli sanayinin ihtiyaç duyacağı
yüksek nitelikli elektronik test ve ölçü aletleri parkının sanayinin yararına sunulması,
elektronik sanayi için gerekli dokümantasyon biriminin oluşturulması, malzeme kontrol,
standartlara uyumluluk ve kalite kontrol, belgelendirmeye yönelik hizmetler, sanayinin
ihtiyaç duyduğu danışmanlık ve Ar-Ge ürün geliştirme hizmetlerini vermek ya da koordine
etmek amacıyla Elektronik Sanayi İhtisas Merkezi (ESİM) Vakfı, Kasım 1995 tarihinde
KOSGEB; TESİD; İTÜ; KalDer tarafından kurulmuştur.
KEMA–ESİM AŞ; Düşük voltajla çalışan teçhizat için EN45001 koşullarına uygun, akredite
edilmiş bir test ve belgelendirme merkezi olmak; böylece sanayicilere, ürünler ve CE (Avrupa
Birliği Standartları) işareti uygulamalarında destek; test belgelendirme ve teknik dosya
15
hazırlığı için danışmanlık hizmeti; kalite yönetim sistemleriyle ilgili danışmanlık hizmeti; ArGe ve üretim için danışmanlık hizmeti vermek amacıyla 1998 yılında bir Hollanda firması
olan KEMA ile ESİM Vakfı ortaklaşa TEMA-ESİM AŞ’yi kurmuştur.
Türk Patent Enstitüsü (TPE); Türk Patent Enstitüsü 24.6.1994 tarih ve 544 sayılı KHK ile
Türkiye’de sınai mülkiyet haklarının yönetimi için idari ve mali özerkliğe sahip Sanayi ve
Ticaret Bakanlığına bağlı özel bir kamu kuruluşudur. Türkiye’nin teknolojik ilerlemesine
katkıda bulunmak, ülke içinde serbest rekabet ortamını oluşturmak ve Ar-Ge etkinliklerinin
gelişmesini sağlamak üzere çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile diğer
kanunlarla düzenlenen sınai mülkiyet haklarına ilişkin yurtiçinde ve dışında var olan bilgi ve
dokümantasyonun kamunun yararına sunulabilmesi amacıyla kurulmuştur. Sınai mülkiyet
hakları, buluşların ve yeniliklerin yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları
adına ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerlerindeki üreticisinin ya da satıcısının
ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin, sahipleri adına kayıt edilmesini ve böylece bu kişilerin
ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan gayri maddi bir
hakkın tanımıdır.
Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME); Ülke içinde yapılan ölçümlerin uluslararası alanda
tanınmasını sağlamak için her türlü uygunluğun onaylanmasını ve organize bir belgelendirme
sistemini yürütecek bir ulusal ölçüm (metroloji) sistemi oluşturmak üzere, 1992 yılında
TÜBİTAK bünyesinde kurulmuştur. UME, ülkede yapılan her türlü ölçüme referans oluşturan
en üst düzey uzman kuruluş olup, ülke içindeki tüm ölçümleri güvence altına almak,
kullanılan ve yeni ölçüm teknolojilerini geliştirerek Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik
gelişimine katkıda bulunmak, dolayısıyla Türk endüstriyel ürünlerinin kalitesini artırmak ve
uluslararası ticarette karşılaşılan teknik engellerin aşılmasında Türk endüstrisine yardımcı
olmaktadır. UME, bünyesindeki uluslararası seviyedeki 21 laboratuarıyla şimdiden Türkiye
gereksiniminin % 40’ını karşılamaktadır.
UME, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca verilen yetkiyle, Ocak 1995 tarihinden itibaren
akreditasyon başvurularını yanıtlamaya başlamıştır. Akredite olan laboratuarlar, UME
bünyesinde kurulmuş bulunan Türk Kalibrasyon Servisi’ini (TKS) oluşturur. UME, TKS
sistemini 1999 sonunda TÜRKAK’a devredecek ama teknik desteğini sürdürecektir. Enstitü,
akredite olmayanlara da laboratuar yeterlilik belgesi vermektedir.
16
Elektrik, Elektronik, Enformatik Araştırma Grubu (EEEAG); TÜBİTAK tarafından elektrik,
elektronik ve enformatik alanlarında desteklenecek Ar-Ge çalışmalarının programlanması,
yönlendirilmesi, desteklenmesi ve izlenmesi amacıyla 1991’de kurulmuştur. Üniversiteler,
kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel kuruşlarla belirli bir alanda mevcut Ar-Ge potansiyelinin
daha verimli hale getirmek, o alandaki gelişmeleri izlemek ve ülkemize aktarmak, o alanda
yeni bilgiler üretmek, çözümü gereken konu ve sorunları araştırmak ve yeni araştırıcılar
yetiştirmek üzere, kısmen ya da tümüyle destekleyerek bir mükemmeliyet merkezi olarak
değerlendirilen araştırma ünitelerinin kurulmasını sağlar.
1999 yılı içerisinde EEEAG’nin önerilecek temel ve uygulamalı Ar-Ge projelerine öncelik
tanıdığı alanlar:
•
Bilişim ve İletişim Teknolojileri,
•
Biyomedikel Teknolojiler,
•
Enerji (Enerjide Verimlik Artırıcı Yöntemler, Alternatif Enerji Kaynakları, Çevre
Dostu Enerji Uygulamaları),
olarak tanımlanmaktadır.
Ulusal Elektronik Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE); TÜBİTAK Marmara Araştırma
Merkezi’nin Gebze’deki tesislerinde 1995 yılında kurulmuştur. Enstitünün temelini oluşturan
Elektronik ve Yarı iletken Teknolojileri Araştırma Bölümü (YİTAL), aynı merkeze bağlı
olarak 1972 yılından beri ilgili alanlarda çalışmalarını sürdürmektedir. UEKAE, çalışmalarını
özellikle bilgi güvenliği ve mikroteknoloji alanlarında yoğunlaştırmıştır. Mikroelektronik
teknoloji Ar-Ge çalışmaları kapsamında kurulan YİTAL’ de tümüyle özgün bir süreç
geliştirilerek bir silisyum tümdevre üretim hattı oluşturulmuştur.
Bugün, 3 mikro mm. kritik boyutlu tek polisilisyum tek metal katmanlı CMOS tümdevreler
üretebilmektedir. 1,5 mikro mm. kritik boyut ve çift polisilisyum, çift metal katmanlı
teknolojilerin geliştirilmesi için gerekli mali destek, NATO-SfS (Science for Stability)
Programı çerçevesinde sağlanmış olup çalışmalar sürmektedir. Her türlü özel amaçlı CMOS
tüm devrelerin tasarımı ve üretimi yapılabilmektedir.
Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü (BİLTEN); TÜBİTAK ile ODTÜ
arasında 1984’de bir protokol imzalanmış ve bu protokol ile TÜBİTAK’a bağlı ODTÜ alanı
içinde bir enstitünün kurulması kararlaştırılmıştır. Bilgi teknolojileri, her türlü verinin
17
oluşturulması, işlenmesi, düzenlenmesi, saklanması, iletilmesi ve bu verilere erişilmesini
konu alan teknolojileri kapsamaktadır. Enstitünün ilgi alanlarına elektrik, elektronik ve
bilgisayar mühendisliği konuları girmektedir. Bu kapsamda, Enstitüde bilgisayar donanımı ve
yazılımı, elektronik, haberleşme, işaret işleme ve kodlama, iletişim ortamları,
bilgi
teknolojileri ve bunlara ilişkin kontrol-güç sistemleri vb. konularda çalışmalar yapılmaktadır.
Bu amaçla proje grupları oluşturulmuştur.
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD); Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle,
Türk elektronik sanayini yönlendirerek sektörün sürekli rekabet edebilirliğinin sağlanması,
ülke ekonomisine katkının artırılması amacıyla elektronik sanayi kuruluşlarının ve
üniversitelerimizin elektronikle ilgili öğretim üyelerinin girişimi sonucunda 24 kurucu üyeyle
1989 tarihinde kurulmuştur. Bugün 72 ayrı sanayi kuruluşundan 140 üyesi olan TESİD’e,
Türkiye’de yerleşik elektronik, bilgi teknolojileri ve bunlarla ilgili hizmet sektörlerinde
etkinlik gösteren tüm kuruluşlar üye olabilmektedir.
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV); Bilgi toplumuna dönüşmüş bir Türkiye için bilgi toplumuna
geçiş sürecini hızlandırmaya amaçlayan TBV’nin hedefleri:
•
Bilim yatırımlarının genel ekonomi içindeki payının Avrupa Birliği ülkelerinin ortalama
düzeyine çıkarmak,
•
Devletin yeniden yapılanması için gerekli bilgi ve iletişim teknolojileri desteğinin
sağlanması (2000 yılına kadar Ulusal Birey Kayıt sistemine geçilmesi),
•
Toplumun bütün kesimlerine bilişim kültürünün yayılması, toplumun bilgisayar okur
yazarlığının artırılması,
•
Türkiye’ye bilginin özgürce dolaşım ve paylaşımı için gerekli altyapının oluşturulması,
olarak sıralanabilir.
Bilimsel Teknik Araştırma Vakfı (BİTAV); Belli başlı amaçları;
•
Türkiye’de bilimsel ve teknik Ar-Ge etkinliklerine katkıda bulunmak ve bu amaçla
kurulmuş TÜBİTAK çalışmalarına destek olmak,
•
Teknoloji geliştirme yönünde çalışmalar yapmak isteyen özel girişimcilere destek vermek,
bu yönde özellikle teknopark’ların ve benzeri organizasyonların geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak,
•
Uluslararası düzeyde bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izlemek, projelere katılmak,
18
•
Bilim adamlarının ve araştırıcıların yetiştirilmesi ve geliştirilmesi için gereken olanakları
hazırlamak,
olarak özetlenebilir.
Elektronik Ticaret Koordinasyon Kurulu (ETKK); Ülkemizde elektronik ticaretin
yaygınlaştırılması için dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak ulusal bir strateji
belirlenmesi amacıyla Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararıyla (1997) Dış Ticaret
Müsteşarlığının koordinasyonunda ve TÜBİTAK’ın sekreterliğinde, ilgili kurumların
katılımıyla Türkiye’de ve dünyada elektronik ticaretin durumunu, bu konuda kamu ve özel
sektörde yapılan çalışmaları ve hukuki-teknik düzeyde yapılması gereken çalışmaları ve
yatırımları incelemek üzere bir Kurulun kurulması ve çalışmalarının sonuçlarını BTYK’ya
sunması kararlaştırılmıştır.
TTNet Projesi; Türk Telekom A.Ş. tarafından başlatılan ve Mayıs 1999 itibarıyla test amaçlı
olarak faaliyete başlamış olan TTNet projesi, Türkiye’nin haberleşme alt yapısına çok önemli
katkıda bulunacak bir çalışmadır. Sistemin ana omurgası İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir,
Diyarbakır, Kayseri ve Samsun arasında kurulacak 155 Mbps’lik (megabyte per second bilgi
iletişimi) ve diğer iller için öngörülen 34/2 Mbps’lik ATM ve toplam 110 Mbps‘lik yurt dışı
bağlantısı oluşturmaktadır. Ttnet yurt dışı bağlantıları, gelişkin temeli, kullanılan teknoloji ve
servisleriyle ülkemize 21. yüzyılın bilgi iletişim teknolojisi uygulamalarını da ileriye
taşıyacaktır. Toplam proje maliyeti 35 milyon dolar olarak belirlenmiştir. Sistem; ses,
görüntü, veri ve çoklu-ortam uygulamalarına uygun olacaktır.
Kalite Derneği (Kal-Der); Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması ya da
yaygınlaştırılması amacıyla 1991’de kurulmuştur. Toplam kalite yönetimini uygulayan ve
uygulamak hazırlığına giren kuruluşları çatısı altında toplamaktadır. Dünyadaki gelişmelere
koşut olarak ülkemizde her geçen gün değişik sektörler, konuya ilgi göstererek topluluğa
katılmaktadır. Endüstrinin hemen her sektöründen üyesi olan Kal-Der’e; bankalar, sigorta
şirketleri, sağlık kuruluşları, eğitim kurumları, yerel yönetimler ve silahlı kuvvetlerden de
katılımlar olmaktadır. Bu uygulamaları özendirmek amacıyla Kal-Der ve TÜBİTAK
tarafından her yıl Kalite Ödülü verilmektedir.
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme Başkanlığı (KOSGEB); 12 Nisan 1990 tarihinde
kurulmuş olup, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ilgili kuruluşudur. KOBİ denilen küçük ve
19
orta ölçekli işletmeler, gerek istihdam olanakları gerekse yarattıkları katma değerle ülke
ekonomisinde önemli bir yer işgal ederler. Öyle ki toplam imalat sanayi sektöründe,
işletmelerin % 99 gibi çok büyük bir bölümünü oluştururlarken, istihdamın da % 54’ünü
temsil etmektedirler. Gümrük Birliği ile ortaya çıkan uluslararası pazarlara açılma
zorunluluğu, KOBİ’lerin ayakta kalabilmelerini zorlayacak rekabet koşullarını da beraberinde
getirmektedir. KOBİ’lerde enformasyon teknolojilerinin yaygınlaşabilmesi için öncelikle bir
altyapının oluşması gerektiği açıktır.
Başkanlıkça, küçük ve orta çaplı işletmelerin küreselleşme ve teknolojik gelişme sürecinde
karşılaştıkları sorunlarına çözüm getirmek ve rekabet gücünü artırıcı destek sağlamak
hedeflenmektedir. KOSGEB, bu amaçla kurduğu KOBİ-Net sistemiyle abonelerine ücretsiz
elektronik
ticaret
olanağı
sunmaktadır.
Ayrıca
Teknoloji
Geliştirme
Merkezleri
(Teknoparklar) kurulması için de yedi üniversiteyle işbirliğine girmiştir. Böylece bilgi yoğun
üretimin gerek duyduğu nitelikli alt yapı koşullarına sahip çalışma ortamında, ileri teknoloji
ve Ar-Ge yönelimli girişimciliğin desteklenmesine çalışılmaktadır.
ODTÜ Geliştirme Merkezinde kurulmuş bulunan Bilgisayar Yazılım Esaslı İleri Teknoloji
Şirketleri, kuruluş yılları ve faaliyet alanlarına göre aşağıda sunulmuştur.
Beta-Biyomedikal Elektronik Sistemler; (1997), Bilgisayarlı “uroflow” metre cihazı yazılımı,
donanımı, tasarımı, üretimi ve danışmanlık hizmetleri.
Dizge-Analitik; (1996), Test ölçüm cihazları için veri işleme sistemleri; Kromotografi veri
işletme sistemi yazılımı ve donanımı; Beton test presi için bilgisayarlı veri işleme sistemi
yazılımı; Bilgisayarlı poligraf cihazı projeleri; Analitik cihazların bakım, onarım, eğitim ve
metot geliştirme hizmetleri.
Ebi-Elektronik, Bilgisayar ve İnşaat Pazarlama;(1992), EOC-04 endeks okuma cihazları,
“etp.128 thermal” yazıcı; (Elektrik-su-doğalgaz sayaçlarını okumak için Türk mühendis ve
teknisyenlerince tasarlanmış EOC-04 imalatı).
Egis-Elektronik Sistemler; (1996), Endüstriyel, tıbbi, güvenlik ve trafik denetleme alanlarında
donanım ve yazılımı ile görüntü işleme sistemlerinin projelendirilmesi ve kurulması; izleme
20
ve kontrol amaçlı veri toplama ve değerlendirme sistemleri; kapalı devre görüntülü ve/veya
ses haberleşme sistemleri.
Elektra-Bilgisayar Yazılım; (1994), Otel yönetimi; Restoran otomasyon sistemi; Hastane
otomasyonu; Pos. sistemleri; Güvenlik geçiş kontrol sistemleri.
Elimko; (1993), Sıcaklık, basınç, ağırlık, seviye gibi process paramatrelerinin ölçü, kontrol ve
kayıt cihazları; Elektronik çeviriciler, tarayıcılar, aritmetik işlem birimleri, sürücüler; Elimko
PLC’leri ve diğer mikro işlemci donanımlı cihazlar; bant kantarları, dosaj bantları ve diğer
katı debi ölçüm üniteleri; Termokulp, reziztans, termometre, rutubet ve konum sensörleriyle
transmitterleri; Seviye anahtarları; Komple otomatik kontrol sistemleri donanımı ve
yazılımları.
Emse-Mühendislik; (1992), Elektronik döviz panosu, elektronik sıra çağırma sistemleri; Özel
test cihazları, proximity kart kontrol sistemleri; Giriş kontrolü için turnike.
Forbis Bilgi teknolojisi Hizmetleri ; (1996), Yurt dışı pazarlar için özel yazılım çözümleri
üretmek; Euro para birimine geçiş gibi mevcut yazılım sistemlerinin adaptasyonu ve bakımı,
kurumsal kaynak planlaması ve yönetim danışmanlığı.
Gate-Elektronik Sanayi; (1991), Elektronik kart, test ve arıza bulma sistemleri; Askeri, sivil,
endüstriyel elektronik sistemlerin ve cihazların/kartların bakım, onarım ve otomasyonu,
Kardiosis-Kardiolojik Tanı Sistemleri; (1992), Bilgisayarlı EKG sistemi; Otomatik manuel
kontrollü koşu bandı; Geç potansiyel EKG ve nabız değişkenliği analiz sistemi; PC’ler için
EKG eklenti kartı.
Karuzel-Atikus Elektronik; (1994), Ultrasonik buhar makinesi,; thermal yazıcı kontrol kartı;
“Microplate” temizleyici; Dijital okuma birimi,
Nisan-Bilgisayar; (1993), Medikal cihazların VCR çıkışından elde edilen görüntülerin hasta
veri tabanı içerisinde saklanmasını sağlayan bir yazılım geliştirilmesi.
21
On-Elektronik Sanayi; (1993), LED’li skor bord, nümerik, alfanümerik ve grafik göstergeleri;
Bilgisayar ve mikroişlemcili telekomünikasyon kontrol sistemleri,
Orta Doğu-Yazılım; (1992), PC ve OEM ürünleri, yazıcılar, çevre birimleri, yazılım ve güç
kaynağı üretimi.
Ortana-Elektronik; (1992), Bilgi akış sistemleri, LED’li göstergeler; Dış alan saat-sıcaklık
göstergeleri; Merkezi saat sistemi; opto kart; Bilbordlar; Elektronik kart test ve arıza bulma
sistemleri; Elektronik çoklayıcılar.
Polar-Mühendislik ve Danışma; (1995), Çok “process”li yazılımlar veri iletişim protokolları
ve telekomünikasyon yazılımları, bilgisayar grafiği ve üç boyutlu bilgisayar animasyon
yazılımları; Firmalar için mikroişlemcili kontrol sistemleri, veri iletişim sistemleri, baskı
devre geliştirme hizmetleri; Yazılım donamın ve elektronik harp alanlarında danışmanlık
hizmetleri.
Powex; (1967), Otomasyon sektöründeki uygulamaların iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
beton iş santralları.
STB-Tasarım; (1994), Bilgisayar destekli endüstriyel, grafik, mimari tasarım ve danışmanlık.
Turmap; (1996), “Paper plus” belge sistemi yazılımı, belge yönetim ve arşivleme çözümleri,
Veritek-Bilişim Hizmetleri; (1996), Hasta takip sistemi sürüm 2.0; TÜGMED poliklinik
otomasyonu; KGF bilgi sistemi; RTM fizik tedavi hasta bilgi sistemi; TMMOB Metalürji
Mühendisleri Odası tahribatsız muayene; Personeli sertifikalandırma otomasyonu ve soru
bankası yazılımı, MMPI Türkiye psikolojik değerlendirme yazılım sürüm 1.0.
22
2. BİLİŞİM SEKTÖRÜ ARZ DURUMU
Elektronik sanayii sektörü içinde yer alan ürünler, Standart Uluslararası Ticaret
Sınıflandırması (Standart International Trade Classificatiın-SITC) numaralarına göre SITC
751 ile 774 arasında belirlenmektedir.
TABLO 2. ULUSLAR ARASI TİCARET SINIFLANDIRMASI
Ürün Adı
Ofis Makineleri
Otomatik Bilgi İşlem Makineleri
Ofis Makineleri Aksam ve Parçaları
Televizyon Alıcıları
Radyo Alıcılar
Ses Kayıt Cihazları
Telekomünikasyon Ekipmanları
Elektrikli Güç İletim Ekipmanları
Elektrikli Devre Ekipmanları
Elektrik Dağıtım Ekipmanları
Tıbbi Alet ve Cihazlar
Transistörler,Valfler
Kaynak: DİE. Dış Ticaret İstatistikleri
SITC No
751
752
759
761
762
763
764
771
772
773
774
776
Bilgisayar ve otomatik bilgi işlem makineleri faslı olan(752) ile ofis makineleri ve gereçleri
faslına (751) giren her türlü aksam ve parçalar içine, bilgisayar yazılımı da girmektedir. Bu
nedenle, bilgisayar yazılımı ISIC–752 faslında gösterilmektedir.
TÜNBA-TÜBİTAK-TTGC (1995) arasında oluşturulan bilim, sanayi, teknoloji platformu,
bilgi teknolojilerini enformatik (bilgi) olarak değerlendirmektedir. Enformatik (bilgi) ise;
enformasyonun
belli
amaçlar
çerçevesinde
toplanmasını,
iletilmesini,
işlenmesini,
saklanmasını, enformasyonu veren ve alan kaynaklar arasındaki iletişimini ve bu işlevleri
yerine getirecek yöntem, aygıt ve sistemlerin gerekli yazılımları ile birlikte konu alan mesleki
ve akademik disiplin olarak tanımlanmaktadır. Genel anlamda, enformasyon teknolojisi;
enformatiğin kapsamındaki enformasyonun toplanılması, iletilmesi, işlenmesi, saklanması,
enformasyonu veren ve alan kaynak arasındaki iletişim teknolojilerinin toplamı ve
tümleşimidir.
Ulusal enformasyon altyapısının kurulmasında, ülkemizin alacağı küresel ve ulusal payda,
yerel sanayinin bu alandaki yeteneği belirleyici önemdedir. Enformasyon teknolojisi
alanındaki imalat yeteneğinin değerlendirilmesi, sanayinin kapsadığı alan, sanayii oluşturan
23
alt sektörler arasındaki yapısal değişiklikler nedeniyle oldukça zordur. Öncelikle enformasyon
teknolojisinde değer zincirini oluşturan;
•
Elektronik Sanayi (cihaz ve malzeme üretimi),
•
İletişim Altyapısı Kurulması/İşletilmesi (ağ işletimi),
•
İçerik Üretimi/Sunumu (bilgi hizmetleri ve içerik sanayi),
alanlarına yönelik olarak inceleme yapılması gerekmektedir. İçerik üretimi ve sunumu daha
önceki bölümlerde işlenmiştir. İletişim altyapısı ise elektronik sanayi içinde işlenecektir.
2.1. Elektronik Sanayi Sektörü
Ülkemizde elektronik sanayi sektörü teknik ve yapısal olarak aşağıda belirtilen alt sektör
başlıkları altında incelenmektedir.
1. Bileşenler Alt Sektörü,
2. Tüketici Elektroniği Alt Sektörü,
3. Profesyonel ve Endüstriyel Cihazlar Alt Sektörü,
4. Askeri Elektronik Alt Sektörü,
5. Telekomünikasyon Alt Sektörü
6. Bilgisayar Alt Sektörü.
Bilgi teknolojileri; telekomünikasyon, bilgisayar, mikroelektronik ve bunlara gömülü yazılım
birimlerinden oluşmaktadır. Bu alan, bir bilginin toplanmasını, işlenmesini, saklanmasını,
gereğinde herhangi bir yerden iletimini ya da her hangi bir yerden bu bilgilere erişilmesini
bugün için elektronik, optik vb. tekniklerle otomatik olarak sağlayan tüm teknolojilerin
bütünlüğünü gerektirmektedir.
Bileşenler alt sektörünün içine; devre elemanları, resim tüpleri, bobin ve transformatörler,
akustik elemanlar, bağlantı elemanları, elektronik röleler ve baskılı devreler girmektedir.
Tüketici elektroniği alt sektörünün içine; renkli televizyon, audio cihazları, video player,
yazar kasa, elektronik hesap makineleri, audio video kasetler, radyo ve TV alıcıları için anten
ve anten santralleri, elektronik tartı ve cihazlar ile aksam ve parçaları girmektedir.
24
Telekomünikasyon alt sektörü, telekomünikasyon kabloları, transmisyon cihazları, telefon
santralleri, telsiz telefon/telsiz telgraf alıcı/verici cihazları, alıcı/verici uydu antenleri ve uç
cihazlardan (telefon, telefax vb.) oluşmaktadır.
Profesyonel ve endüstriyel cihazlar alt sektörünü oluşturan ürünler; ses ve görüntü sistemleri,
endüstriyel elektronik cihazları, tıbbi elektronik, test ve ölçü aletleri ile otomotiv elektroniğin
ürünleridir.
Askeri Elektronik Alt Sektörü; sivil sektörün dışında kalan ve savunma sanayinin içine giren
her türlü elektronik sanayi ürünlerini kapsamaktadır.
Türkiye’deki elektrik ve elektronik sanayi sektörü içinde yer alan ve en büyük ilk 500 şirket
sıralamasına giren firmaların dağılımı ve cirolarına göre mali sıralamaları Ek-2’ de tablo
halinde sunulmuştur.
Dünya çapında elektronik sanayi sektörünün 2010 yılına kadar 2 trilyon dolarlık bir
büyüklüğe ulaşacağı tahmin edilmektedir. Telekomünikasyon sektöründe dünya çapındaki bu
muazzam pazardan en çok payı alabilmek için ülkeler arasında yoğun bir rekabet
yaşanmaktadır. Gelecekteki global pazarın düzeyini şimdiden hedeflemek gerekmektedir. Çok
yüksek büyüme potansiyeli taşıyan bu sektörde her ülkenin kendi ulusal önceliklerini
gerçekleştirmesi beklenmelidir.
Türk Elektronik Sanayi Üreticileri Derneği (TESİD) verilerine göre, Türkiye’nin Elektronik
Sanayi kesimine ait üretim istatistikleri aşağıda belirtilmektedir.
TABLO 3. ELEKTRONİK SANAYİNİN ALT SEKTÖRLERE GÖRE ÜRETİMİ (BİN$)
ÜRETİM
Bileşenler
Tüketim Cihazları
Telekom Cihazları
Prof. Ve End. Cih.
Askeri Elektronik
Bilgisayar
Toplam
Kaynak, TESİD
1997
130 000
1 025 000
665 000
195 000
165 000
110 000
2 290 000
1998
127 152
1 216 280
624 372
205 000
168 500
148 000
2 489 304
25
1999
165 000
1 134 600
641 550
250 000
210 450
160 000
2 561 600
2000
136 000
1 480 025
624 120
255 000
215 500
200 000
2 910 645
TESİD verilerine göre, Türkiye elektronik sektörünün 1998 yılı üretimi 2,48 milyar ABD
doları olmuştur. Elektronik sanayinin üretim yeteneği açısından bakıldığında 1998 yılı toplam
üretimi, 1997 yılına göre % 8,6’lık bir büyüme göstermiştir. En yüksek yıllık artış % 34.5’lik
oranla bilgisayar cihazlarında gözlenmiştir. Daha sonra % 18,6’lık artışla tüketici cihazları alt
sektörü gelmektedir. 1994 yılı ekonomik kriziyle önemli ölçüde düşen toplam üretim miktarı
1996 yılında oldukça artmıştır. On yıl öncesine baktığımız da; 1998 yılı elektronik sanayi
toplam üretimi, 1989 yılına göre % 116,5’lik bir artışla 1,125 milyar dolardan 2.49 milyar
dolara yükselmiştir.
1999 yılında Türkiye’nin elektronik sanayi toplam üretimi 2.4 milyar dolar olarak
gerçekleşmiş, telekomünikasyon cihazları, askeri elektronik, profesyonel ve endüstriyel
cihazlar ve bileşenler alt sektörlerinin aynı yıl üretim değerleri sırasıyla; 1.13 milyar dolar,
641 milyar dolar, 210 milyar dolar, 250 milyon dolar ve 165 milyon dolar olmuştur.
Elektronik sektörü, düşük yerli hammadde oranına sahiptir. Sektöre hammadde temin eden
Bileşenler ise, aynı zamanda yüksek orana ithalat yapan bir alt sektördür.
2000 yılı itibarıyla yıllık artış toplamı elektronik sektöründe % 13.6 olmuştur. Bunu içinde en
yüksek artış oranı, % 30 ile tüketim cihazları alt sektöründe gerçekleşmiştir. Hemen ardından,
bilgisayar sektörü % 25 artışla en dinamik alt sektör olarak görülmektedir. Elektronik sektörü
içinde en yüksek payı % 50,8 ile tüketici cihazları alt sektörü alırken, bilgisayar sektörünün
payı % 6.8’de kalmıştır. Son yılda yaşanan krizle birlikte, 2001 yılındaki üretimin elektronik
sektöründe de sekteye uğradığı görülmektedir. Sektörde faaliyet gösteren şirketlerin
tahminlerine göre üretim azalışı en az % 50 oranındadır.
DİE’nin imalat sanayi istatistiklerine göre, sektörde 1996 yılı itibarıyla 416 adet firma faaliyet
göstermektedir. Bunların sadece 86’sı TESİD üyesidir. Sektörde çok sayıda küçük ölçekli ve
kayıt dışı işletme faaliyet göstermektedir. Elektronik sektöründe 102 adet elektronik ürünler
üreticisi firma ise yabancı sermayeli olup, bu firmaların toplam yabancı sermaye içindeki payı
% 1,3 oranındadır.
Elektronik sanayi ürünlerinin de geleneksel bileşenlerin payı gitgide azalmaktadır.
Günümüzde elektronik sanayi ürünleri içindeki en önemli bileşenler tüm (entegre) devreler
ve gömülü baskılı yazılımlardır. Güçlü ve dış engellerden etkilenmeyecek bir elektronik
sanayinin bu iki alanda güçlü olması gerekmektedir. Mikro elektronik ürünlerinin tasarımı ve
26
yazılım tasarımı büyük ölçüde nitelikli beyin gücüne dayanmaktadır. Tasarımı yapılan tüm
devrelerin (chip) üretimlerinin yurtdışında yaptırılması mümkündür. Ancak stratejik alanlarda
kullanılacak tümdevrelerin (örneğin, “kripto chip”lerin) yurt dışında yaptırılması ürünün
stratejik niteliğini tümüyle ortadan kaldırır. En azından bu nedenle Türkiye’de en ileri
teknolojik düzeyde üretim yapabilen bir ulusal mikro elektronik üretim merkezinin bulunması
zorunludur.
Günümüzde TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü bünyesinde, “kripto
chip”lerinin ve benzeri stratejik nitelikli tümdevrelerin üretildiği bir birim (YİTA) vardır. Bu
birimin teknoloji düzeyinin bu alandaki en üst teknolojiyi izleyerek gelişmesi ve üretim
kapasitesinin artırılması gerekmektedir. Kapasitenin artırılması, stratejik tümdevreler yanında,
ülke elektronik sanayinin ihtiyaç duyacağı başka chip’lerin de üretilmesine ve böylece
ekonomik üretim hacimleriyle çalışmasına olanak vermektedir. Böylece mikroelektronik
alanında ağırlıklı bir gelişme için gerekli olan yazılım, donanım ve üretim bütünlüğünün,
üniversitelerde bu alandaki öğretim ve araştırma etkinliklerinin geliştirilmesine ve nitelikli
gençlerin bu çok önemli alana daha çok yönelmelerine de yardımcı olacaktır. Ayrıca,
işletmede başarılı olamadığı için ODTÜ’ye devredilen TESTAŞ’ın mikroelektronik
tesislerinin, mikrosensor üretimi için kullanılmak üzere modernize edilmesi de elektronik
sanayinin gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Elektronik sektörü yeteneklerinin yeni ürün yaratma açısından ele alınması gelecekteki
rekabet gücü açısından önem taşımaktadır. Türkiye, elektronik sanayindeki üretim yetenekleri
açısından şu noktalarda kendini göstermektedir:
•
Uluslararası düzeyde elektronik sanayiinde en ileri yöntem olarak uygulanan yüzey
montaj tekniği (SMT) ve kullanılan baskılı devre (PCB) oranı, büyük firmalarda
oldukça yüksektir.
•
Sektörün uluslararası düzeydeki önemli analiz yöntemlerinden olan termal analiz,
titreşim analizi, EMI/EMC analizi, klimatik testler, titreşim testleri, EMI/EMC testleri,
kalıp tasarımı konularında firma içerisinde yetenek olup olmadığı önem taşımaktadır.
Tüm büyük firmalar klimatik testleri firma içinde gerçekleştirebilmektedirler.
•
Elektronik sektöründe en çok yeni ürünün tüketim cihazları alt sektöründe olduğu
görülmektedir. Yeni ürünlerin cirodaki payı KOBİ’ler için ortalama % 38,6, büyük
firmalar içinse % 34,2’dir.
27
•
Büyük firmalarda proje planlama ve izleme daha etkili bir biçimde yapılmaktadır.
Büyük firmalar, yeni ürün geliştirme projelerinin planlamasında hemen her zaman,
proje planlama yöntemi kullanmaktadırlar. Bu yöntemin kullanımı KOBİ’lerde daha
düşüktür. Bu saptamalar, sektörün yenileme yeteneğinin önemli bir potansiyele sahip
olduğunu göstermektedir.
Küçük ve orta boy işletmelerle karşılaştırıldığında, büyük firmaların kalite çalışmalarına daha
çok önem verdiği görülmektedir. Yeni ürün geliştirme sürecinde, büyük firmalarda teknik
beceri ve yetenekler KOBİ’lere göre tartışmasız daha iyi durumdadır. Bilgisayar destekli
tasarım (CAD), gerek mekanik ve gerekse elektronik alanlarında büyük firmalarda % 100
oranında kullanılmaktadır.(DPT, ÖİKR)
2.1.1. Bileşenler Alt Sektörü
Elektronik sanayii ürünleri üretiminde iç pazardaki talep darlığı sonucu bileşen sektöründeki
satışlar daha çok dış pazarlara yönelik olmaktadır. Dünya piyasalarında rekabetin esas tuttuğu
devre elemanları (diyot, transistör, entegre devre vb.) konularında büyük kapital kullanılarak
ciddi yatırımlara girilebilecektir. Dünyada ancak birkaç ülkenin tutunabildiği ve bileşen
teknolojisinin sürekli değiştiği bu alanda başarı sağlamak için, büyük teknoloji ve mali
birikim gerekmektedir. Bununla birlikte özellikle savunma sistemlerinde kullanılan
algılayıcılar veya bu amaçla üretilen ve kritik teknolojiler grubuna giren mikroelektronik
elemanların, ülkemizde üretilmesinin rasyonel olacağı düşünülmektedir. Entegre devre
teknolojisi ile yapılabilen sensörlar, entegre devre ile birlikte yapılıp, bir sistemin tek bir
yonga üzerinde gerçekleşmesine olanak sağladığından bu tip sensörlere genel anlamıyla
Mikro Elektronik Mekanik Sistemler (MEMS) denilmektedir. 1996-2002 tahminlerine göre
mikrosensörlerin 1996 yılındaki pazar payı 14 milyar dolar iken, 2002 yılında 38 milyar
dolara ulaşacaktır ve yıllık artış % 18 olacaktır. (DPT, ÖİKR)
Mikrosensörlerin Türkiye’de ilk aşamada kullanılabileceği sanayi beyaz eşya sanayidir ve bu
teknolojiyle; basınç, sıcaklık, buzlanma, nem sensörleri yapılabilecektir. Ayrıca MEMS
teknolojisiyle jiroskop, soğutmasız kızıl ötesi detektör gibi askeri sanayi için kritik sayılan
sensörler de yapılabilir. Bu amaçla, ODTÜ devraldığı TESTAŞ mikroelektronik tesislerini
mikrosensör üretmek için modernize etme çalışmalarına başlamıştır. Bugün, ülkemizde
baskılı devreler, elektronik cihazların üretiminde kullanılan bobin ve transformatörler,
28
elektronik röleler ve bağlantı elemanları sektörün gereksinimini karşılayacak nitelik ve
nicelikte üretilebilmektedir.
2.1.2. Tüketici Elektroniği Alt Sektörü
Bu sektör de, bilgi toplumuna geçişin en önemli araçlarından biridir. Sektörün ürünleri için
gerekli donanım ve yazılımlar, uluslararası standartlarda ve rekabetçi olarak üretilmek
zorundadır. Dijital ve IP yayıncılığının elektronik sektörüne etkileri yeni iş fırsatları
yaratmaktadır. Türk elektronik sektörü yabancı firmalarla işbirliği yaparken kendi markasını
üretmek ve nihai müşteriye sunmak yönünde strateji geliştirme çabası içindedir.
Bu amaçla tüketici elektroniği ürünlerinin imalatı için; uluslararası pazarlarda
rekabet
gücünün kazanılması ve katma değer artışına katkı açısından rekabet üstü ortaklık anlayışı
geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu alanda örnek olarak, monitor ve görüntü ekranları (düz veya
tüp display) üretimi gösterilebilir. Rekabet üstü ortaklık anlayışında, display kullanan iki veya
daha fazla yerli üreticinin display konusunda dünya çapında üretim yapan bir yabancı şirket
ile ortaklığı ve işbirliğine gitmesi anlaşılmalıdır. Yüksek teknoloji yatırımlarında, Avrupa
ülkelerinde de teşvikler uygulanmaktadır. Bu tür ortaklıklara en ucuz tarifeden su, elektrik ve
doğal gaz sunulurken; 10 yıl kadar vergi muafiyeti uygulanabilmekte, ortaklığın yaptığı
yatırımın döviz karşılığı tutarında devlet katkısı sağlanmaktadır.
2.1.3. Profesyonel ve Endüstriyel Cihazlar Alt Sektörü
Bu sektörü diğer sektörlerden ayıran önemli özellikler bulunmaktadır. Bunlardan ilki, büyük
üretim mekanizmalarında ve işletmelerde bu sektöre ait cihaz ve sistemlerin önemli bir yer
tutmasıdır. Hatta, bilişim (enformatik) sanayileri ile birlikte, üretim süreçlerinin denetimini
elinde tutmakta ve bu çerçevede bunların teknolojik düzeyini büyük ölçüde belirlemektedir.
Özellikle de üretimde otomasyon ve esnekliğin giderek yaygınlaştığı günümüzde bu sektör
kilit konumuna gelmiştir. Ayrıca, bilgi toplumu ve bilgi teknolojilerinin ana kaynağını
oluşturan Ar-Ge faaliyetlerinin, bilimsel test ve deneylerin tümünün alt yapısını ve araçlarını
bu sektör sağlamaktadır.
Diğer bir önemli husus ise bu tür cihazların en büyük alıcısının halen devlet olması ve
devletin bu alımlarının çoğunu dış krediye dayalı olarak yapmasıdır. Dış krediye dayalı
29
alımlarda daha uygun fiyatlarla olsa bile yerli sanayinin bir ürün vermesi olanak dışı
olmaktadır. Bu noktadan hareketle, yerli sanayinin engellenmemesi için aynı fiyata yerli
üretim olanağı bulunan ürünlerin dış kredi kapsamından çıkartılması için çaba
gösterilmektedir.
Profesyonel ve endüstriyel cihazlar alt sektörünün iç pazarı büyük ölçüde diğer üretim
sektörleri ve tesisleriyle sınırlıdır. Sektörün tüm elektronik sektörü üretimi içindeki payı son
derece düşüktür. Sektörde yer alan firmaların çoğunluğu küçük ölçekli firmalardır.
2.1.4. Askeri Elektronik Cihazlar Alt Sektörü
Türkiye’de son yıllarda çok sayıda büyük savunma projesi gündeme gelmektedir. Gelişen
bilgi teknolojileri nedeniyle genellikle ileri teknoloji içeren modern silahlar söz konusudur.
Bunlar arasında modern ana muhabere tankları, helikopter, insansız hava araçları, mayın
tarama gemileri ve savaş destek birimleri bulunmaktadır.
Türkiye’de bilim, teknoloji ve sanayileşme yeteneğinin yükseltilmesi temel olmak üzere
oluşturulan savunma sanayi politikasında; dışsatım potansiyeline sahip ve uluslararası rekabet
olanağı bulunan, yeni teknolojilere adapta olmakta güçlük çekmeyen ve teknoloji üretebilen,
teknolojik gelişmeler karşısında kendini yenileme yeteneği bulunan, değişen politik
durumlardan en az düzeyde etkilenen, eldeki olanakları en yüksek düzeyde kullanan,
yinelenen yatırımlardan arındırılan ve çift amaçlı üretim yapabilen bir savunma sanayi
altyapısının oluşturulması amaçlanmıştır.
Bu politika çerçevesinde savunma araştırma teknolojileri ile ilgili olarak, eldeki kaynakların
uygun biçimde kullanımı açısından savunma sistemlerini ve bunlara bağlı teknolojilerin
aşağıda belirtilen üç ana grupta ele alınması benimsenmiştir.
•
Milli olması zorunlu sistemler/teknolojiler; Bunların uzun dönemde kesinlikle yurt
içinde geliştirilmesi ve üretilmesi amaçlanmaktadır.
•
Kritik Sistemler/Teknolojiler; Bunların uzun dönemde yurt içinde geliştirilmesi
amaçlanmakta ve mümkün olmayanlar için ortak üretim esas alınmaktadır.
•
Diğer Sistemler/Teknolojiler; Bu kategoriye girenlerin, çok kaynaktan tedarik
politikasına uygun olarak, en ekonomik devir maliyetini sağlayan kaynaktan
tedarik edilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, tedarik etkinlikleriyle ilgili olarak,
30
tedarikin tek elden yürütülmesi, milli olması zorunlu ve kritik ihtiyaçların ArGe’ye dayalı olarak uygun milli tesis güvenlik belgesi bulunan sanayi tesislerinde
geliştirilip üretilmesi, seçilen alt sektörlerde milli ana yüklenici uygulamasına
geçilmesi, yurt dışından satın alınmasına karar verilen sistemlerde offset’in bir
yöntem olarak uygulanması, zorunlu olmadıkça yurt dışından alım yapılmaması ve
yerli firmalar lehine % 15’e kadar fiyat farkı avantajı sağlanması yönünde bir
strateji belirlenmiştir.
Bugün ve gelecekte Silahlı Kuvvetler tarafından gereksinim duyulan, tümüyle elektronik
teknolojisine dayanan haberleşme, komuta kontrol, atış kontrol, algılayıcılar ve benzeri
sistemler yanında, bu teknoloji uçak, tank, helikopter, gemi, füze gibi savaş araçlarında da
yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Genellikle, elektronik teknolojisinin kullanılmaya başlandığı sistemlerin ulusal strateji
gerektirdiği ve bu teknolojilerin kritik teknoloji olduğu kabul edilmektedir. Savunma
politikasında belirlenen öncelikli alanların büyük bir bölümünün elektronik teknolojisine
yönelik alanlarda etkinlik göstereceği ve seçilecek ulusal ve kritik sistem teknolojilerinin yurt
içinde geliştirilmesinin hedeflendiği göz önüne alındığında, ülkemizin savunma elektroniği alt
yapısında ve elektronik sistem tasarım yeteneğinde önemli gelişmeler sağlanması ve bunun
sonucu olarak, ekonomimize katma değeri yüksek ürün ve beceri kazandırılması
beklenilmektedir.
2.1.5. Telekomünikasyon Cihazları Alt Sektörü
Ulusal Ağ İşletme Yeteneğini, telekomünikasyon alt yapısı belirlemektedir. Ulusal ağ
işletmecisi olan Telekom A.Ş.; hat kapasitesi, hizmet çeşitliliği ve çalışanlar sayısı açısından
dünya çapında bir işleticidir. Türkiye, 1965 yılından sonra bir devlet politikası olarak
telekomünikasyon alanında üretici olmayı ve ulusal teknoloji yetenekleri geliştirmeyi
seçmiştir. Kamu kurumu olarak o zamanki adıyla PTT, telekomünikasyon alt yapısı
yatırımlarını,
yerel
telekomünikasyon
üreticilerinden
kamu
satın
almaları
yoluyla
gerçekleştirmiş ve üreticilerin gelişmesine destek olmuştur. TÜBİTAK ve PTT Araştırma
laboratuarları, ulusal teknolojik birikimlere yönelik politikalar çerçevesinde, hem Ar-Ge
çalışmaları yapmış hem de yapılanları desteklemiştir. Firmaların ulusal teknoloji yeteneğinin
devamlılığı için mülkiyet yapılanmalarında, yerli ortakların çoğunlukta olduğu bir yapı
31
yeğlenmiştir. Bu yapı, 21. yüzyılın küresel alt yapısının oluşturulması aşamasında çağdaş
dünya ile yeniden uyumlandırılacaktır. Bu çalışmaların sonucunda, Türkiye’nin yeterli
düzeyde bir telekomünikasyon deneyimi oluşmuştur. Türkiye, % 85’ini iç kaynaklardan
sağladığı telekomünikasyon alt yapısı yatırımlarını GSYİH’nın yüzde biri düzeyinde
tutabilmektedir. Sayısallaşma düzeyinde pek çok Avrupa ülkesinin önüne geçmiştir. Kendi
ürettiği sayısal santralleri Orta Asya ülkelerine satmaya başlamıştır.
Türk Telekom A.Ş., 1997 yılında dünyadaki ilk 50 işletici arasında yer almıştır. Gelirlerin ve
iş gücünün dağılımı açısından dünyadaki benzerleri gibi ana hizmet hattını, geleneksel
telekom hizmeti oluşturmaktadır. Sayısal teknolojideki kullanıcı sayısının artışından önce; hat
bekleyenlerin sayısındaki yükseklik dolayısıyla Kurumun temel görevi, telefon hizmetlerini
yaygınlaştırmak olarak konmuştur. Kendi gelişmişlik düzeyindeki ISDN, (IN) akıllı ağ ve
diğer hizmetleri de kapsayan temel telekomünikasyon altyapısı üzerinden verilecek ulusal
enformasyon altyapısı hizmetlerinin getirdiği ve getireceği kullanıcı beklentileri, nitelikli
insan gücü gereksinimi ve esnek yapılanma konularında kuruluşun göreceli olarak yetersiz
kaldığı söylenebilir.
Günümüzde iletişim, dünyayı ortak bir çatı altında toplamıştır. İletişim teknolojilerinde
sağlanan gelişmeler büyük bir hızla sürmektedir. Daha önceleri bir ülkenin gelişmişlik düzeyi
ağır sanayi potansiyeli ile ölçülürken, günümüzde bu ölçüt yerini bilgi üretimi, bilgisayar
kullanımı
ve
iletişim
teknolojilerinde
ulaşılan
düzeye
bırakmıştır.
Ülkemizde
telekomünikasyon alanında gerçekleştirilen yatırımlarda büyük ölçüde yerli sanayiye yer
verilmiştir. Türk Telekom A.Ş. telekomünikasyon teçhizatı gereksiniminin önemli bir
bölümünü iç kaynaktan karşılamaktadır. Türkiye’nin bu sektörde yaşadığı evrimi gösteren
tablo aşağıda sunulmuştur. Bilgi iletişimi olmadan bilgi işlenmesi de olanaksızdır. Çağın bilgi
iletişim ağları bilgisayarla bütünleşmiştir. Bu nedenle telekom sektörünün alt yapısı olmadan
bilgisayar sektörü ve yazılım sektörünün rahat gelişebilmesi çok zordur.
32
TABLO 4. TÜRKİYE TELEKOMİNİKASYON CİHAZLARI
ALT SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER
YIL
FAALİYET ALANI
1954
Manuel Teleks Santrali Tesisi,
1958
120 kanallı radyo link sistemi tesisi,
1964
Krosbar otomatik telefon santralinin kurulması,
1968
Krosbar otomatik telefon santralinin yerli üretimi,
1970
1800 kanallı radyo link sistemi tesisi,
1972
Telgraf transportör sisteminin Türkiye’de üretimi,
1972
3 ve 12 kanallı havai kranportör sisteminin üretimi,
1973
1800 kanallı telefon multipleks sisteminin üretimi,
1974
Elektromekanik otomatik teleks santralinin kurulması,
1975
Milletlerarası denizaltı koaksiyel kablo tesisi,
1982
İl düzey PCM üretimin başlaması,
1983
Elektronik teleks santralinin kurulması,
1983
1800 kanallı analog radyo-link sisteminin tesisi,
1984
Dijital otomatik telefon santralinin kurulması,
1984
94 telefon kapasiteli kırsal radyolink sistemin tesisi,
1984
İkinci yer istasyonunun (EUTELSAT) kurulması,
1984
Koaksiyel kablo imalatının başlaması
1985
140 Mbit fiber optik kablo üretimi
1985
Dijital otomatik telefon santralinin üretimine başlanması,
1985
Şehirlerarası kablo sisteminin hizmete verilmesi,
1989
Deniz uydu yer istasyonu,
1989
Akıllı data şebekesi (Turpak),
1989
Kredili ücretsiz arama,
1990
Videotext,
1990
IBS projesi,
1991
Alo Bilgi,
1993
Mobil Telefon Hizmeti-GSM,
1994
TÜRKSAT 1B uydusu yörüngede,
1994
IBS (uydu üzerinden ses bağlantısı sağlayan küçük uydu yer terminali),
1995
VSAT (uydu üzerinden data bağlantısı sağlayan küçük uydu yer teminali),
1996
TURNET (ulusal internet alt yapı ağı),
1997
No.7 İşaretleşme sistemi,
1998
Küresel kart sistemi
Kaynak; Eşiyok, Bayram Ali (1999)
Telekomünikasyon cihazları alt sektörünün imal ettiği ana ürün gruplar;
-Kamu ve özel santral ekipmanı, radyo haberleşmesi ve kamuya yönelik yayın
malzemeleri,
-Faks, teleks, mobil telekomünikasyon ve veri iletişimi telefonları gibi uç cihazları,
-Kablo, fiber, mikrodalga, uydu vb. haberleşme türlerine yönelik transmisyon
ekipmanlarıdır.
Telekomünikasyon cihazları; stratejik öneme sahip bir sektördür ve elektronik bileşenleri,
bilgisayar, uydular, yazılım, televizyon ve basın yayın gibi sektörlerle sıkı bağlar
oluşturmuştur.
33
Sektörde faaliyette bulunan başlıca firmalardan; Alcatel Teletaş; PTT gibi santraller, EPAX
(özel büro santralleri), seri telefon sistemleri, telefon makineleri, analog, sayısal multipleks
cihazlar, radyo sistemleri, fiber optik hat teçhizatı, data-modern ve sabit tesisler üretmektedir.
Aselsan, EPABX ve mobil sabit telsizler, geoteknik, seri telefon santralleri; Hes, bakır
telekom kabloları Hes fiber, İska-Rabak; bakır telekom kabloları; Karel, EPABX, kavel bakır
kablo; Kumtel, seri telefon sistemleri ve telefon makinaları, multitek, EPABX; Netaş, PTT
tipi santraller, EPABX, seri telefon santralleri, telefon, analog, sayısal multipleks cihazları;
Telesis, EPABX, Türk Kablo; bakır telefon kabloları; Türk Simens Kablo, bakır telekom
kabloları ve fiber optik kablolar; Üniversal, EPABX; Yılmaz Kablo, bakır telekom kabloları
üretmektedir.
Türkiye’de yurt dışı iletim kapasitesinin % 62’ si Batı Avrupa ülkelerindedir. Deniz aşırı
ülkeler için, yurt dışı iletim teknolojilerinde % 68 F/O (denizaltı fiber optik kabloları), % 24
oranında ise uydu kullanılmaktadır. Yurt içi iletim kapasitesinin % 93’ü sayısal, % 7’si analog
ortamdadır. 1994’de GSM 900 Türkcell abone sayısı 64 000; Telsim, 18 000 iken; 2000
yılında sırasıyla 9 210 000 ve 5 760 000 olmuştur.
-Teknolojik Gelişmeler:
1980’li yılların ortalarına kadar kullanılmakta olan ve gelişmelere açık olmayan analog
teknoloji ürünü, anahtarlama, iletim ve erişimin büyük ve hantal yapısından kaynaklanan
yatırım maliyetlerinin fazla olması, uzun montaj süresi ve özel montaj mahalli gerektirmesi
nedeniyle temel telekomünikasyon ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntılar yaşanmış, ayrılan kıt
kaynaklar ile sadece büyük yerleşim yerlerindeki taleplerin karşılanmasına yönelik yatırımlar
gerçekleştirilebilmiştir. Üstelik ülkemizin coğrafik yapısı ve iklim koşulları da özellikle
analog iletim (transmisyon) sistemlerinin kurulma ve işletme maliyetlerini artırıcı bir rol
oynamıştır.
1980’li yılların ikinci yarısından itibaren sayısal anahtarlama ve iletim sistemlerinin yaygın
olarak kullanılmaya başlamasıyla, maliyetler önemli ölçüde azalmaya başladığından
beklemekte olan talepler mevcut kaynaklar ölçüsünde daha kısa sürelerde karşılanabilir hale
gelmiş ve telefon abone sayısında önemli artışlar sağlanmıştır.
34
Sayısal haberleşmenin tam olarak sağlanmasından söz edilebilmesi için uçtan uca iletişimin
sayısal ortamda yapılması gerekmektedir. Bu yapılabildiği takdirde verilen hizmet çeşitleri de
artmakta, özellikle tek bir bağlantı ile aboneye farklı servisler verilebilmektedir. Bunun
sağlanabilmesi için iletim ve anahtarlama sistemleriyle birlikte erişim sistemlerinin da
sayısallaştırılması gerekmektedir. Ancak, uçtan uca sayısal bir iletişim ortamının yaratılması
için daha fazla yatırım gerekmektedir. Ülkedeki sınırlı kaynakların daha etkin olarak
kullanılması ve bekleyen taleplerin kısa sürelerde karşılanmasına öncelik verilmesi nedeniyle,
bu alana yönelik yatırımlar yeterince yapılamamıştır.
Sayısal teknolojinin şebekede yaygınlaştırılması, yazılım ağırlıklı santrallerin geliştirilmesi
ses ve veri iletişiminin tümleştirilmesi ve işletme bakımının uzaktan kontrol edilebilmesine
ilişkin gelişmeler, No.7 İşaretleme sisteminin kullanılması ile sağlanmıştır. No 7 İşaretleme
sistemi,
akıllı
şebekelerin
de
alt
yapısını
oluşturmaktadır.
Santraller
arasının
sayısallaşmasından sonra abone-santral arasının sayısallaşması ISDN (ses, data ve görüntü
sistemlerinin entegre edilmesi) servisleriyle sağlanır hale gelmiştir. ISDN hizmetine sahip
abonelerde arayan abonenin numarasın görülebilir, çağrı yönlendirme, meşguldeki aboneyi
bulabilme, konuşma ücretinin görülmesi sağlanır ve terminal cihazları tanınabilir. ISDB’nin
kullanılmasıyla görüntülü iletişim, dosya transferi, tele-pazarlama, tele-danışmanlık, tıp,
turizm, eğitim, borsa ve bankacılık gibi alanlarda çeşitli hizmetler verilebilir.
Akıllı şebekeler ile evrensel numara, ücretsiz arama gibi tamamlayıcı servislerin tek bir
merkezden hızlı, kolay ve ekonomik olarak gelişmelerine uygun esneklikte ve tüm ülke
çapında yeni katma değerli hizmetler sunulabilecektir. Akıllı şebekelerde, santral tipinden
bağımsız olarak ilave servis olanaklarının sağlanması mümkün olup, hizmetler servis
sağlayıcılar tarafından tanımlanarak geliştirilebilecek özelliklere sahip olacaktır.
Santraller arası “trunk” (gövde) ve diğer “data” (kiralık kanal, paket anahtarlamalı ve devre
anahtarlamalı data, Frame relay, ATM, vb.) bağlantıları için meydana getirilmiş olan iletim
şebekesinde kullanılan fiber optik kablo ve sayısal R/L teçhizatı ile sayısallaşma % 95’e
çıkarılmıştır. Şehir içi, şehirlerarası ve uluslararası fiber optik linklerinde PDH sistemlerinin
yanı sıra SDH sistemleri de kullanılmaya başlanmış yeni gelişmekte olan WDM (Dalga Boyu
Paylaşımlı Çoklama) ve DWDM (Yoğun Dalga Boyu Paylaşımlı Çoklama) sistemlerinin
uygulanması için temel bir alt yapı oluşturulmuştur. Kırsal alan transmisyonunda da fiber
optik kablo sistemleri ve düşük kapasiteli sayısal R/L sistemleri yaygın olarak kullanılmaya
35
başlanmış, bu durum özellikle iletme maliyetlerini düşürmüş ve kaliteyi artırmıştır. İnsanların
bulundukları yere bağlı olmadan bilgiye erişme ve iletişim sağlama istekleri sonucu mobil
şebekeler doğmuş ve hızla gelişmiştir.
-İkinci Nesil Cep Telefonları:
Analog sistemlerden sonra ortaya çıkan dijital sistemler, 2. nesil olarak adlandırılmaktadır. Üç
tane önde gelen 2. nesil hücresel cep telefonu standardı bulunmaktadır. Bunlar; GSM, CDMA
ve D-AMPS’dir. D-AMPS, IS-136 TDMA olarak da bilinmektedir. Bu üç rakip standart
arasında en yaygın olanı GSM’dir. Yaklaşık % 60 pazar payına sahiptir. CDMA sisteminin
gelecekte GSM karşısındaki en büyük rakip olması beklenmektedir. CDMA, Amerikan
kökenli bir sistem olup daha ziyade Kuzey Amerika’da yayılmıştır. Tıpkı GSM’ de olduğu
gibi HSCSD (High speed Circuit Switched Data) ve paket anahtarlama teknolojilerine
geçmek için çalışmalar sürdürülmektedir.
-GSM (Global System for Mobile Comunications); İkinci kuşak mobil standardının kurucusu,
GSM ile Batı Avrupa olmuştur. Analog selefi gibi 10 yılda ve milyarlarca dolarlık harcamayla
oluşturulabilen GSM, 1987 yılında, 30 Avrupa ülkesi tarafından standart olarak kabul
edilmiştir.
1989
yılından
itibaren
çalışma
grubunun
yükünü
ETSI
(European
Telecomunications Standart Institute) üstlenmiş ve birkaç yıl sonra da ilk GSM standartları
yayınlanmıştır. Bir Avrupa standardı olarak başlamasına rağmen, GSM kısa sürede
benimsenerek bir dünya standardı haline gelmiştir. ABD’de bu standartların kullanılabilmesi
için ANSI (Amerikan National Standarts Institute) devreye girmiş ve GSM standartları BSD’
de yayınlanarak uygulamaya konulmuştur.
Ülkemiz 1998 yılında GSM MoU2’suna dahil olmuştur. İlk etapta Türkcell ve Telsim
şirketleriyle 1993’te
lisans verilmek üzere gelir paylaşımı esaslı mobil telefon sistemi
sözleşmesi imzalanmıştır. 2000’li ilk yıllarda Aria ve Aycell şirketleri de pazara girmişlerdir.
Bu sözleşmelere göre tüm yatırım masrafları ilgili şirketlerce karşılanmaktadır. Gelir
paylaşım ücretleri; konuşma ücreti, aylık sabit ücret ve tesis ücretinden oluşmaktadır. İlgili
sözleşmede elde edilen gelirin % 67,1’i Türk Telekom’a ve % 32’u firmalara pay edilmiştir.
Lisans koşullarının oluşması ile 1998’de 500 milyon dolar karşılığında lisans imtiyaz
sözleşmesi imzalanmış ve ilk defa Telekom dışında işletmeler faaliyete geçmiştir.
36
Türk Telekom tarafından programlı biçimde gerçekleştirilen aşamalar, sırasıyla şu şekilde
belirlenmiştir.
•
GSM (Faz-1); İlk tasarlandığı yıllarda sadece ses iletişimi için düşünülmüştür.
Doğal olarak Faz-1 temel telefon uygulamalarını içermekten ibarettir. Ancak Faz-1
döneminin getirdiği en büyük iki yenilik; dijital teknolojiye geçiş ve uluslararası
dolaşımdır (global roaming). Bu sistemin özellikleri; çağrı yönlendirme, tüm
aramalar, cevapsız çağrılar, konferans görüşmeleri, çağrı engelleme, çıkan arama
başarılı, giren arama başarılı ve “roaming” (dolaşma) olmaktadır.
•
GSM (Faz-2); En son içinde bulunduğumuz aşama olup, en önemli özelliği SMS
(Short Message Service) ve faks uygulamalarının GSM’ye entegre edilmiş
olmasıdır. Diğer özellikleri; SMS kısa mesaj servisi, konferans görüşmesi, çağrı
alma ve bekletme, mobil data servisi, mobil faks servisi, aranan numaranın
gözükmesi, detaylı ücretlendirme,
hücresel haberleşme, çağrı ve faks
yönlendirmedir.
•
Ttnet şebekesi; ses, veri ve multimedya iletişim taleplerini karşılayacak şekilde
ATM tabanlı olarak tasarlanmıştır. ATM (Asynchronous Transfer Mode)
teknolojisi; Cell Relay şebeke standardında olup hızlı erişim imkanı sağlayan ses,
video, data, image ve multimedya uygulamalarına yönelik çalışır. Ttnet şebekesi,
140 POP noktası ile Türkiye genelinde küresel erişim imkanı sağlayan ve kişisel
internet amaçlı olarak MAIL, WEB, NEWS ve PROXY gibi hizmetler sunabilen
bir yapıdadır.
•
TDM şebekesiyle yurt sathında geniş bir ağ ile Leased line data hizmeti
verilmektedir. Kablo TV şebekelerinde; Pay TV, PPV, IPPV, VOD, NVOD, DMX
uygulamaları, Cable-phone, Video oyunları, uzaktan etkileşimli eğitim, Video
konferans, telemetre ve uygulamaları, teleteks hizmeti, “voice over IP”, evden
alışveriş, bankacılık internet erişimi (kiralık devreler) hizmetleri verilir. İnternet
üzerinden telefon hizmeti, internet üzerinden telefon çağrılarının taşınması ile
yapılan bir iletişim seklidir. PC veya normal telefon üzerinden gerçekleştirilebilir.
•
XDSL (Digital Subscriber Line); sayısal abone hattında, servis sağlayıcı ile son
kullanıcı arasındaki bakır tel üzerinden yüksek hızla data iletişimi sağlanmaktadır.
XDSL internet erişimi;
uzaktan yerel alan ağına erişim, uzaktan çalışma,
enformasyon hizmetleri, masa üstü video konferans uygulamaları, isteğe bağlı
video, etkileşimli eğlence, uzaktan eğitim, uzaktan tıp uygulamaları gibi
37
gruplandırılabilir. ADSL (asymetrik DSL), ile bant genişliği asimetrik olarak ikiye
bölünebilir. Daha geniş olan bölümü giden trafiğe (downstream) diğer bölüm ise
gelen trafiğe (upstream) ayrılır. Band genişliği 9 Mbps “downstream” ve 16 Kbps640 Kbps “upstream” oranları arasında
değişir. Video ve client/ server gibi
uygulamalarda kullanılır. VDSL (Very High Rate DSL), ADSL’nin daha yüksek
hızlarda çalışıp daha kısa mesafeleri destekleyen uygulamasıdır. “Downstream”
olarak 52 Mbps hızına kadar destekler. Tıbbi görüntüleme, gerçek zamanlı video
uygulamalarında kullanılır.
•
IP over ATM, internet erişimi için çok yüksek hızlara erişebilen hızlı anahtarlama
sistemidir. Uydu haberleşmede VSAT sistemlerinde veri iletişimi sağlanmaktadır.
TÜRKSAT, INTESAT ve EUTELSAT uyduları üzerinden data devreleri kurma olanağı
mevcuttur. Ayrıca, yüksek kapasiteli uydu data devreleri kiralayabilecek durumdadır. Türksat
Sayısal Uydu Platformu (TSUP) kapsamında yürütülen veri iletişim projesi kapsamında
sayısal TV, etkileşimli video konferans, internet erişimi gibi servisleri için gerekli sistemler
işletmeye verilmek üzeredir. Bir VSAT sistemi olan TES, şu anda yalnız ses iletişimi için
kullanılıyor olmakla birlikte, yüksek hızlı veri iletişimi için de kullanılabilir bir seçenek
durumundadır. TELEDISC geniş bant, gerçek zamanda internet erişimi amaçlı alçak
yörüngeli uydu sistemidir.
WAP (Wireless Application Protocol); WAP, kablosuz bilgi ve dijital mobil telefonlar
üzerindeki servislerin henüz resmi olmayan bir standardizasyonudur. WAP; TCP/IP ve
hücresel transmisyon arasında yer alır. Buna karşın, taşıma mekanizmasından bağımsız
olmaktadır. Standartlar; ITTP (Ericson), “smart messaging” (Nokia) ve HDML (Unwired
Planet) içerir.
Dünya pazarına üretim yapan % 75’in üzerindeki imalatçı firma, WAP sistemini destekleyen
cihazlar çıkarmaktadır. Ayrıca, dünya çapında 100 milyona yakın aboneyi temsil eden
“taşıyıcılar” WAP’a destek olmuşlardır. Bu destek, on milyonlarca WAP browser uyumlu
cihazın 2000’li yıllarda tüketicilerle buluşacağı anlamına gelmektedir. Taşıyıcılar tarafından
abonelere sunulan servislerin güçlendirilmesi için WAP istenilen ve gerek duyulan bilgileri
sağlayacaktır.
38
WAP forumu, wireless şebekeleri için kullanılan XML (Extended Mark-up Language) ve IP
gibi internet standartlarına dayalı “global wireless protocol”ünü yayınlamıştır. WAP tabanlı
servisler, 2000’li yıllarda yaygın olarak verilmeye başlanacaktır. WAP, WEB sayfalarının
daha basit bir şekilde hazırlanmasını ve mobil telefonlardan erişilmesini sağlamaktadır.
WML ( Voice Mark-Up Language); Mobil telefonlarda ses ile kumanda edilen WEB
tarayıcıları olacaktır. Bu şekilde kullanıcılar, cep telefonlarına konuşarak internette sayfalarda
dolaşabileceklerdir. Mobile e-commerce, bilgisayar ağı kullanarak finans bilgilerinin
transferlerinin yapılmasına olduğu kadar; sanal alışverişin, pazarlama, satış, satın alma,
ödeme, teslimat ve müşteri hizmetlerinin de gezgin sistem (cep telefonu) içerisinde
yapılmasına olanak sağlamaktadır.
HSCSD (High Speed Circuit Switched Data); 28.8 Kbps’ nin üzerindeki hızlara ulaşmayı
sağlayan yeni bir GSM standardı olan HSCSD, 64Kbps’e kadar iletişim hızı sunacaktır.
HSDCSD bugüne kadar yalnızca ses kanalları için kullanılan radyolink protokolünde
modifikasyon yapılmasına ihtiyaç duymaktadır. GSM, her 200 KHz’lik taşıyıcıyı sekiz eşit
zaman bölmesine (time slot) ayıran TDMA teknolojisine dayanmakta ve tek bir kullanıcı için
bir zaman bölmesi tahsis edilmektedir. Hızlı data iletişimi yapmak isteyen aboneler birkaç
abonenin kullandığı kanal genişliğini tek başlarına kullanacaklardır. Başta internet olmak
üzere sabit telefon hatlarıyla yapılabilen her türlü iletişim, HSCSD sayesinde GSM üzerinden
yapılabilecektir. Bu yaklaşımın temel kazancı, mevcut GSM şebekesi üzerinden tesis
edilebilmesidir. GSM servis sağlayıcıları, HSCSD’yi kolayca ve etkili bir biçimde
şebekelerine ekleyebilirler. HSCSD’nin mevcut şebekeye entegrasyonu büyük masraflar
gerektirmemektedir. Ancak, kullanıcıların yeni cep telefonu cihazı almaları gerekecektir.
GPRS (General Packet Radio Services); GPERS, mobil telefon teknolojisinde en önemli
aşamalardan birisidir. Şu anda mevcut olan devre anahtarlamalı sistemlerden
paket
anahtarlamalı sisteme geçiş GPRS ile başlayacaktır. Devre anahtarlamalı sistemde, karşılıklı
konuşan veya data aktarımı yapan mobil kullanıcılara bir frekans hattı tahsis edilmektedir.
Doğal olarak gerçek anlamda data veya ses trafiğinin bulunmadığı atıl zamanlarda dahi bu hat
meşgul edilmekte ve mevcut kapasite değerlendirilmemektedir. Bu nedenle bu sisteme hat
tahsisli sistem de denilmektedir. Halbuki GPRS sisteminde, hiçbir şekilde hat tahsisi
yapılmamakta, data gönderileceği zaman, ilgili adrese paketlenmiş olarak gönderilmektedir.
39
Paket anahtarlama sistemine geçilmesi üç büyük yeniliği beraberinde getirecektir. Telefon
sisteminin sadece data gönderileceği zamanlarda kullanılması, telefon tarifelerinde devrim
niteliğinde değişikliğe sebep olacaktır. İnternet kullanımında atıl geçen süreler, konuşma
sırasında sessiz kaldığı zamanlar ve kelimeler arasındaki boşluklar artık telefon faturalarına
yansımayacaktır (Pay-Per-Bit).
Tahsisli sistemde tek bir kullanıcı tarafından işgal edilen bir veya daha çok zaman (time slot),
bu sistem sayesinde yüzlerce kullanıcıya hizmet verecektir, GPRS sisteminin getireceği en
önemli yeniliklerden bir tanesi de konuşmak ve data iletişimi yapmak isteyen kullanıcıların
hat almak zorunda kalmamasıdır. Bir başka deyişle kullanıcılar sisteme her an bağlı
olacaklardır. GPRS teknolojisinin kullanılmaya başlamasıyla, cep telefonu konuşma
tarifelerinde radikal düşüşler olacaktır. Hatta büyük ihtimalle, konuşma ücretleri sabit telefon
konuşma ücretlerinin altına düşecektir. GPRS sisteminin en büyük dezavantajı, ilk
kuruluşunun ciddi
yatırımlar gerektiriyor olmasıdır. Bu sistemin, mevcut sistemin
çalışmasında bir kopukluğa sebep olmadan işletilmeye başlanabilmesi için, mevcut şebekeye
neredeyse paralel bir şebeke kurma ihtiyacı vardır.
EDGE ( Enhanced Data Rates for Global Evolution); Bu teknolojiyle, farklı bir modülasyon
yöntemi kullanarak data iletişim hızı 384 Kbps’e çıkarılmakta, hem paket anahtarlama hem de
tahsisli hat sistemine uygun olarak kurulabilmekte ve yüksek data iletişim hızı sayesinde, pek
çok multimedia uygulaması GSM üzerinden gerçekleştirilebilmektedir. Yüksek data iletişim
sayesinde hizmet verebilecek kullanıcı sayısı da artacaktır. Buna karşın, GSM sisteminin
özelliklerinden olan 200 KHz bant genişliği muhafaza edilmekte ancak, iletişim hızı, faz
farklarından daha fazla istifade edilerek 384 Kbps’a çıkarılmaktadır. Sadece yoğun
kullanıcıların bulunduğu bölgeler EDGE’nin kapsamı içinde olacaktır. EDGE teknolojisinde
farklı bir modülâsyon kullanıldığı ve tüm GSM alanları kapsama alanı içine dahil edilmediği
için, bu teknolojiden istifade ederek yüksek hızlarda data iletişimi yapmak isteyenler dualmode cep telefonları almak zorunda kalacaklardır.
-Üçüncü Nesil Cep Telefonları:
UMTS (Universal Mobile Telecomunications Systems); GSM teknolojisinin üzerine inşa
edilecek UMTS çok farklıdır. ETSI (European Telecomunications Standart’s Institute), 1998
yılının Ocak ayında UNMTS’i üçüncü nesil cep telefonu standardı olarak seçmiştir. Ticari
40
olarak 2002-2204 yıllarında piyasaya sürülecektir. Yaklaşık 2G Hz taşıyıcı frekansı üzerinde
çalışacak olan UMTS’in, belirlenen standartlara göre çalışabilmesi için HSCSD ve GPRS
teknolojilerinin, GSM üzerinde başarılı uygulamalarının gerçekleştirilmesi ve ULTRA baz
istasyonlarının devreye girmesi ve uydu sistemlerinin faaliyete geçmesi gerekecektir.
2 Mbps data iletişim hızı ve IP’ yi destekleyen standartları sayesinde UMTS, ikinci nesil
sistemlerin oldukça ilerisindedir. UMTS’nin bu iki özelliği, interaktif multimedya servisleri,
görüntülü telefon ve video konferans gibi geniş band uygulamaları için yeterli alt yapıyı
oluşturmaktadır. Mevcut GSM şebekeleri, data iletişimi için dahi hat tahsisli sistemi
kullanmaktadır. UMTS sistemi, GSM şebekelerinde önümüzdeki yıllarda uygulamaya
başlayacak GPRS paket anahtarlama ile hat tahsisli sistemi entegre etmek suretiyle
kullanıcıların sisteme sürekli bağlı kalmasını sağlayacak “virtual connectivity” kavramını
getirecektir. Ayrıca, “pay per bit” ücret ve arama başına ödeme gibi alternatif ücretlendirme
sistemlerine, asimetrik band genişliği uygulamasına ve kullanıcının ihtiyacına bağlı hızlara
olanak sağlayacaktır.
Tüm UMTS servisleri, ortak kabiliyetlerle donatılacaktır. Bir kullanıcı, kendi iletişim ağından
başka bir operatörün sahasına geçtiği zaman tümüyle aynı servis olanaklarıyla karşılaşacak
yani kendisini evinde hissedecektir. Dünyanın başka bir yerinde aldığı servis, evinde aldığı
servisten farklı olmayacaktır. Bu kavrama VHE denmektedir. VHE kavramı, ticari
kullanıcıları da kapsamaktadır. Uydu ve karasal hangi erişim sisteminin kullanıldığı fark
etmeksizin, ticari ve kişisel kullanıcılara tam servis düzeyine erişebilmek VHE kavramını
amacıdır. Uydu sistemleri karasal sistemlerden farklı olarak tüm dünyayı kapsama alanı içine
almaktadır. Bu itibarla, UMRTS karasal sistemlerin yanı sıra uydu sistemlerini de içermekte
ve iki sistemin kapsam alanları arasında kesintisiz ve kolay dolaşımı temin edebilecek şekilde
standartlaştırılmaktadır. Kullanıcılar, multi-mode telefonlar sayesinde mikro bölgelerden 2.
nesil telefonların kullanıldığı bölgelere ve hatta uydu kapsama alanlarına geçebileceklerdir.
İlk uygulamaya geçildiği dönemlerde kapsama alanını sınırlı olması doğaldır. Bu nedenle,
UMTS aynı veya başka operatör tarafından işletilen GSM “network”ü ile uyumlu uydu
sistemleri de dahil, diğer 3. nesil sistemlerle “roaming” yapabilecektir. Sistemde, frekans
bandı olarak 1885-2025 ve 2110-2200 MHz aralıkları belirlenmiştir. 1980-2010 ve 321702200 MHz aralığı ise uydu sistemler için ayrılmıştır.
41
Öte yandan tüm dünyada hızla artan bant genişliği alt yapı ile bağlantılıdır. Türkiye’de
internet için yapılan alt yapı yatırımları TURNET ve bunu yenileyen TTNET ile sınırlı
kalmış, bu yatırımlarda gereken hızla tamamlanamamıştır. Bir yandan tekel yapısı, diğer
yandan rekabetsizlik, çağdaş teknolojilerle sağlanabilecek bant genişliklerinin ülkemizdeki alt
yapılara yansımasını engellemektedir. Örneğin, kablo TV üzerinden internet erişimi yeni faal
hale gelmekte, ADSL (Asimetrik Sayısal Abone Hattı) henüz test aşamasına ulaşabilmekte,
uydu üzerinden yurt içi erişimin sözü bile edilememekte, LMDS gibi telsiz erişim teknikleri
pek tanınmamaktadır.
İnternet servis sağlayıcılığı ülkemizdeki tekel ortamında herhangi bir lisans ya da ruhsat
işlemi yapılmadığı halde, kısmen de olsa liberalleştirilmiş tek iletişim uygulaması olma
özelliğini korumaktadır. Başlangıçta yalnızca erişim sağlayıcılığı ile sınırlı kalmış olan İSS
hizmetlerinin, giderek uygulamalı hizmet sağlayıcılığı (Application Service Provider)
içeriğini kazanmakta olduğu da görülmektedir. Sundukları hizmet kalitesi, Telekom’un tekel
olarak sunduğu alt yapı kalitesiyle sınırlıdır. Bu kısıtlar, İSS’lerin abonelerine
hizmet
verebilme yeteneğini yavaşlatmakta ve kalite gelişimi engellenmektedir. Öte yandan, büyük
holdinglerin prestij ve reklam amacıyla maliyetlerinin dahi altındaki ücret tarifeleriyle İSS
hizmeti vermeye girişmeleriyle, Türk Telekom’un esasen sınırlı olan hat kapasitesi daha da
kısıtlanmaktadır.
2.1.6. Bilgisayar Cihazları Alt Sektörü
Temel anlamda bilgisayar, önceden tanımlanmış olan biçimde verileri kabul edebilen, verileri
işleyen ve işlem sonuçlarını önceden tanımlanan bir şekilde bilgi veya işaret olarak diğer
ortamlara aktaran makinedir. Bilgisayar dünyası özellikle 80’li yıllardan sonra hemen her gün
inanılmaz gelişmelerin yaşandığı son derece dinamik bir endüstri dalı haline gelmiştir.
Yaşanan bu hızlı gelişme, organizasyonlarda kullanılan bilgisayar sistemlerinin de her geçen
gün daha karmaşık bir hal almasına neden olmaktadır. Açık sistemler, uzman sistemler ve
yapay sinir ağları, bu yeni ve karmaşık yapının karşımıza çıkardığı değişik kavramlardan
sadece bir kaçıdır. Bilgisayar endüstrisindeki hızlı büyüme sonucu bugün için en ileri sayılan
sistemler bile altı ay gibi kısa bir sürede demode olmaktadır. Bilişim devriminin temelinde,
yonga (chip) denilen, silikondan yapılmış elektronik mesajları ileten bir yarı iletken ya da
mikro işlemci bulunmaktadır. Bu mikro işlemciler bir araya gelerek bir bilgisayar veya ayrı
42
bir beyin, alet ve sistem oluşturmaktadır. Ana hatları ile bilgisayarın temel işlevlerini
açıklayalım.
-Veri Girişi (Input)
Veri girişi, işlemlerin kayıtlanmasında ilk ve en önemli süreçtir. En yaygın veri giriş yöntemi
manuel sistemdir. Ancak günümüzün bütünleşik sistemlerinde çoğu zaman bir sistemin çıktısı
başka bir sistemin girdisi olarak kullanılmaktadır. Bu süreç genellikle insan aracılığı
olmaksızın otomatik olarak gerçekleşmektedir.
Önceleri veri girişi sadece bilgilerin kağıt ortamından mekanik olarak okunabilecek biçime
dönüştürülmesi olarak tanımlanmaktaydı. Günümüzde veri girişi birbirinden farklı birçok
yöntem ve araç vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Ancak verilerin kaynağından bilgisayarlara,
dolayısıyla uygulama programlarına aktarılması olan temel amaç asla değişmemiştir.
Veri girişinde kullanılan tekniklerden bazılarını aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür.
a)Terminaller:
Terminaller
genellikle
veri
girişi
dışında
başka
hiç
bir
işlem
gerçekleştiremeyen birimlerdir. Ana bir bilgisayar sistemine bağlı olarak işlem yaparlar.
Terminaller yoluyla kullanıcıya genellikle her türlü veri, bilginin sisteme girilmesi ve bu
bilgilerin ekranda gözden geçirilmesi konusunda yetki tanınmaktadır.
b) Görüntü Süreçleme (image processing): Kağıt görüntü üzerindeki bilgilerin taranma
(scanning) işlemi ile bilgisayar girdisi biçimine dönüştürülmesidir.
c)Ses Tanıma: Bu sistem henüz gelişme aşamasındadır. Sistemin özü konuşmaların otomatik
olarak bilgisayar girdisi haline dönüştürülmesine dayanır. Şu an bilgisayar tarafından yaklaşık
olarak 2000 kelime anlaşılabilmektedir. Ancak bir çok hata ile karşılaşılmaktadır.
d)Kalem Temelli Giriş: Bu sistem özel kalemlerin dokunmaya duyarlı ekranlar üzerinde veri
girişi için kullanılması mantığından oluşur.
e)Bar Kod Sistemi: Önceden belirlenmiş şablonların kullanılarak genellikle ürün bilgilerinin
bilgisayar ortamına taşınmasına olanak sağlar.
43
f)Uygulamaların Bütünlüğü (Application Integration): Bu veri girişi yönteminde, bir
sistemdeki bilgilerin diğer bir sisteme entegre olması sağlanmaktadır. Başka bir deyişle veri
girişi, otomatik olarak başka bir sistemin veri tabanı veya çıktısı kullanılmak suretiyle
sağlanmaktadır.
g)Elektronik Veri Değişimi (EDI): Uygulamaların bütünlüğü sistemi ile aynı mantık
içerisinde çalışmaktadır. Farkı, işletmeler arasında uygulanıyor olması ve bu amaç için özel
olarak geliştirilmiş programlara ihtiyaç duyulmasıdır. Bankalar arasındaki elektronik fon
transfer (EFT) uygulamaları, EDI sistemlerine örnek olarak gösterilebilir.
Veri girişleriyle ilgili olarak birçok farklı ortam, süreç ve kontrol söz konusudur. Bu nedenle
veri girişlerini bir önemlilik sırasına sokmak oldukça zordur. Bununla birlikte bir sıralama
yapmak gerekirse, güncelleştirme, dosya korunması, sorgulama ve hata doğrulama amaçları
ile yapılan veri girişleri ve bu işlemlerin kontrollerinin daha ön planda olması gerektiğini
söylemek yanlış olmayacaktır.
Kontrol açısından baktığımızda verinin hangi kaynaktan sisteme girildiğinin bilinmesinin, en
az verinin sisteme nasıl girildiğinin bilinmesi kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Sisteme
işletme içerisinden elde edilmiş bir veri girilebileceği gibi işletme dışından elde edilmiş bir
veri de girilebilir. Veya veriler tek tek veya bir yığın halinde sisteme girilebilir. Veri, sisteme
doğru bir şekilde girilmelidir. Bu daha sonraki tüm işlemlerin doğruluğunu ve bütünlüğünü de
etkileyecekti.
Zira,
sonraki
tüm
süreçlerde
işlemler
bu
veriler
esas
alınarak
gerçekleştirilmektedir. Ayrıca çoğu hatanın bu evrede oluşması sebebiyle veri girişleriyle
ilgili kontroller büyük önem taşımaktadır.
-Veri İşleme Süreci
Veri işleme süreci, bilgisayar tarafından yürütülen her türlü işlemi kapsar. Bu işlemleri
aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür.
a)Düzenleme (Editing): Düzenleme, sisteme girişi yapılan bilgilerin sistem tarafından
önceden tanımlanmış belirli kriterlere uygun olup olmadığının kontrol edilmesidir. Genellikle
geçerlilik, doğruluk, biçim ve uygunluk kontrollerinden oluşmaktadır.
44
b)Hesaplama (Calculating): Bilgiler üzerindeki aritmetik hesaplamaların gerçekleştirilmesidir.
Aynı veri üzerinde birden fazla hesaplama yapılabilir. Hesaplama yapma bilgisayarın en
temel özelliklerinden biridir. Hesaplamaların bilgisayara önceden girilen esaslara göre
yürütülmesi zaman bakımından büyük üstünlük sağlamaktadır.
c)Özetleme (Summarizing): Genellikle düzenlenme ve hesaplama işlemlerinden sonra
toplamların alınması sürecidir. Örnek olarak; işçi başına yapılan ödemelerin haftalık bazda
toplamlarının alınarak aylık bazda yapılacak hesaplamalara veri oluşturması gösterilebilir.
Bilgisayar, aylık toplamlar istendiğinde, daha önce hesaplamış olduğu haftalık değerleri tekrar
hesaplamayarak, bu bilgileri aylık toplamın alınmasında kullanacaktır.
d)Sınıflandırma (Categorising): Sınıflandırma, çeşitli dosyalarda özetlenmiş toplamların
gruplandırılması temeline dayanmaktadır. Yukarıda belirtilen örneğe devam edecek olursak
bölümlere ait ücretlerin belirlenmesi ve/veya analiz edilmesi sınıflandırma işlemidir.
e)Güncelleştirme (Uptdating): Sistem içinde halihazırda bulunan bilgiler üzerinde yapılan
ekleme, değiştirme veya silme faaliyetleriyle, söz konusu bilgilerin içeriklerinde veya
biçimlerinde gerçekleştirilen düzenlemeleri ifade eder. Bu fonksiyon bilgisayarların temel
özelliklerinden birisidir. Zira, çoğu zaman kullanıcılar tarafından yapılan hatalar bu özellik
sayesinde düzelttirilmektedir.
f)Kaydetme (Recording): Herhangi bir işlemin gerçekleştirilmesinden sonra, bu aşamaya
kadar işlenen verilerin
kaydedilmesi gerekmektedir. Kaydetme işlemi nihai sonuçların
alınmasına kadar sürer.
-Çıktı Süreci (Output)
Bilgisayar sistemine girişi yapılan bilgilerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünler çıktı olarak
isimlendirilmektedir. Çıktılar güncelleşmiş dosyalar, bilgisayar ekranında görünen bilgiler,
basılmış bilgiler, raporlar gibi bir çok biçimde olabilir. Çıktılar birçok işletmenin faaliyetlerini
yürütmek ve analiz etmek için kullandığı temel kaynaklardır. Bu nedenle gerek iç ve gerekse
dış denetim çalışmalarında üzerinde önemli durulması gerekmektedir.
45
Çıktılar çıkış birimleri aracılığıyla kullanılabilir hale gelir. Temel çıkış birimi monitör
olmakla birlikte; yazıcılar, çiziciler, ses çıktı birimleri, disk ve teyp gibi kayıt ortamları da
birer çıkış birimidir.
Denetçi, çıktıların bütünlüğünü ve doğruluğunu test etmelidir. Ayrıca raporların dağıtılması,
çıktı verilerinin kullanılabilirliği ve çıktılar üzerinde güvenlik sağlayıcı yöntemlerin
incelenmesi denetçinin önem vermesi gereken diğer önemli konulardır. Denetçi, sistemi
tanıyabilmek için öncelikle girdilerin kaynağını ve yapısını ve hangi çıktıların hangi süreçler
sonunda elde edildiğini iyi bir şekilde anlamalıdır.
-Temel Bilgisayar Bileşenleri
Donanım Kavramı:
Donanım, bilgisayarların görüp dokunulabilen fiziksel parçalarıdır. Bilgisayarların donanım
yapısı; mantık ve cebir, mekanik ve elektroniğin birbirini bütünleyen biçimde birleşmesiyle
oluşmuştur. Donanım bir merkezi işlem biriminden (CPU) ve bu birimin çalışmasını sağlayan
“çevre birimlerinden” oluşur. Donanım esas olarak üç ana bileşenden oluşur.
•
Giriş Birimleri
•
Merkezi İşlem Birini
•
Çıkış Birimi
Bir bilgisayar sisteminin temel birimi bilgisayarın kendisidir. Bilgisayar esas olarak
elektronik devrelerden oluşan bir araçtır. Bu araç kendisine verilen komut ve verileri saklar,
bunlar üzerinde işlemler gerçekleştirir, bu işlemlerin sonunda elde edilen sonuçları saklar ve
istenildiğinde bir çıkış birimi aracılığıyla kullanıcıya ulaştırır.
Bilgisayarlar, giriş ve çıkışı sağlayan çevre birimleriyle birlikte bir platform oluşturur. Bir
bilgisayar platformu aşağıdaki temel özelliklere göre sınıflandırılabilir.
•
Sistem Mimarisi (Architecture)
•
İşlem Hızı (Processing Speed)
•
Aktif Hafıza Miktarı (RAM)
46
•
Çıkış Birimlerinin hızları
•
Dış Hafıza (External Memory) birimlerinin kapasitesi
•
Bütün bu birimlerin toplam maliyeti
Bilgisayar platformlarının temel birimleri bilgisayarlardır. Bilgisayarlar da yapıları ve
kullanım şekillerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.
•
Mikrobilgisayarlar(Microcomputers)
•
İş İstasyonları (Workstations)
•
Mini Bilgisayarlar (Minicomputers)
•
Ana Bilgisayarlar-Merkezi İşlem Bilgisayarları (Mainframes)
•
Super Bilgisayarlar (Super Computers)
Bir bilgisayar platformu genel olarak donanım (hardware), yazılım (software) ve kullanım
(orgware) bileşenlerinden oluşmaktadır.
-Sektörün Özellikleri;
Bilgisayar teknolojisinde özellikle 1970’li yıllardan sonra hızlı bir gelişme yaşanmış, 1990’lı
yıllardan itibaren ise başta imalat ve hizmet olmak üzere tüm sektörlerin vazgeçilmez bir
birleşimi olmuştur. Bilgisayarlarda 1940’larda, bir milyon işlem yapmak için bir ay zamana
ve 1000 dolar harcamaya ihtiyaç duyulurken, 1990’lara gelindiğinde aynı işlemler saniyenin
onda birinden az bir sürede ve onda biri maliyetle gerçekleştirilebilmektedir.
Bilgisayar sektörü ülkemizde henüz gelişme safhasındadır. TESİD verilerine göre 1999 sonu
itibariyle, dünyadaki 387 milyon adet dolayındaki bilgisayar parkının yaklaşık % 0.55’i (2
milyonun biraz üstünde) ülkemizdedir. Türkiye’de her bin kişiye 33 adet, ABD’de 520 adet,
Avrupa Topluluğunda 250 ve dünya genelinde ise bin kişiye 60 adet bilgisayar düşmektedir.
Türkiye’de bilgisayar satışları ve artış oranları yıllara göre aşağıda sunulmuştur.
47
TABLO 5. TÜRKİYE BİLGİSAYAR PAZARI
Yıllar
Satış (adet)
Artış (%)
1995
183 925
1996
240 487
30
1997
315 500
31
1998
400 000
26
1999
500 000
25
2000
660 000
32
2001*
250 000
-62
*Tahmindir
Kaynak: TESİD verilerinden hareketle belirlenmiştir.
Tablodan görüldüğü gibi, bilgisayar pazarında ortalama yüzde 30 dolayında artış
gözlenmektedir. Bilgisayar pazarı, 2001 yılı ekonomik krizinden etkilenerek düşüş
göstermiştir. Türkiye’de bilgisayar piyasasının alt ürünler itibarıyla satış gelirlerini göstermek
üzere aşağıdaki tablo hazırlanmıştır.
TABLO 6. TÜRKİYE BİLGİSAYAR PAZARI SATIŞ GELİRLERİ (MİLYON$)
ÜRÜN
1995
Donanım
693,9
Yazılım
114,2
Hizmet
123,5
Tüketim Malz.
25,4
Toplam
957,1
Kaynak. TESİD (2001).
1996
888,7
152
135,6
29,6
1205,9
Artış(%)
28,1
33
9,8
16,4
26
1999
1 775,3
307,8
457,7
82,9
2 623,7
2000
2 278,9
462,8
500,5
155,6
3 397,8
Artış(%)
28,3
50,4
19,3
9,3
29,5
1995-1996 döneminde 693.9 milyon dolar olan donanım gelirleri, % 28,1 artarak 888,7
milyon dolara çıkmıştır. Pazar gelirlerinde en yüksek artış, yazılım ürünlerinde (% 33)
gerçekleşmiştir. 1999 yılında bilgisayar pazarında ürünlerin payları sırasıyla; donanım olarak
% 67,7, yazılımın % 11,7, hizmetlerin % 17,4 ve tüketim malzemelerinin ise % 3 olmuştur.
2000 yılında ise donanımın bilgisayar pazar payı % 67,1, yazılımın payı % 13,6, hizmetin
payı % 14,7 tüketim malzemelerinin payı % 4,5 olarak gerçekleşmiştir. Son beş yıllık süre
içinde donanımın yıllık artışı sabit kalırken (% 28 dolayında), yazılımın artışı hızı % 50’ye
çıkmıştır. Alt ürünler itibarıyla, beş yıllık bir karşılaştırma yapılacak olursa, 1995-96
döneminde bilgisayar pazarında donanımın payı % 73,7 iken, 1999-2000 döneminde % 67,7’
ye düşmüştür. Buna karşın yazılımın payı göreceli olarak aynı kalırken, hizmet ve tüketim
malzemelerinin payı artmıştır.
1990’larda başlayan ve son birkaç yıldır da internete dayalı olarak gelişen bu büyüme dönemi,
en çok PC kullanımını etkilemektedir. Türkiye’de bir zamanlar çok sınırlı olan PC Pazar payı
48
gelişmesi, son yıllarda hızla artmaktadır. Dünyanın önde gelen yatırım bankacılarından M.
Lynch tarafından yapılan tahminlere göre ; Türkiye’de yıllık PC satışı ortalama 950 bin adet
dolayındadır (Capital 12, 2000). Türkiye’ye ilk yatırım yapan firmalar IBM, Compaq, H.
Packard gibi dünya devleri olmuştur. Ardından dünyanın dört bir yanından orta ölçekli
şirketler akın etmiştir. Önümüzdeki dört yıl içinde (2004’e kadar) PC sayısının 7 milyona
çıkacağı beklentisinden hareketle, Escort gibi yerli büyük üreticiler ve bir çok küçük–orta
ölçekli yerli üretici ortaya çıkmıştır.
Ayda birkaç adetten 100 adete kadar üretim kapasitesine sahip bu şirketler Anadolu’nun
çeşitli illerine dağılmış durumdadırlar. Bu şekilde faaliyet gösteren 688 adet şirket
belirlenmiştir (Capital 12, 2000). İstanbul’da bulunan üretici sayısı 365’e ulaşmıştır.
Ankara’da 125 üretici firma, İzmir’de ise 65 firma belirlenmiştir. Türkiye’de yabancı
üreticilerin yanı sıra bir yanda; Vestel, Escort, Beko, Datateknik ve Casper gibi büyük yerli
şirketler, öte yanda ise İstanbul’dan Gaziantep’e kadar yayılmış “merdiven altı” denilen
küçük işletmeler bulunmaktadır. Escort ve Vestel gibi büyük yerli üreticilerle yabancılara
dışındaki küçük ve orta ölçekli yerli üreticilerin aylık üretim miktarlarını gösteren istatistik
aşağıda sunulmuştur.
TABLO 7. TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 30 BİLGİSAYAR (PC) ÜRETİCİSİ (2000)
SIRA
1
FİRMA ADI
Anadolu
İLİ
Ankara
AYLIK ÜRETİM(Ad.)
579
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
Sentim
PC Gold
Arı
Emre
İndeks
Penta
Aidata
Belya
MTS
Eksen
Sürat
Granit
Medya
Sebil
ATG
ADK
GEN
HOBİM
Denge
EMS
ENES
Epdata
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Ankara
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Konya
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Ankara
İzmir
İstanbul
İzmir
İstanbul
İstanbul
İzmir
İstanbul
Ankara
524
425
388
343
267
212
197
196
182
174
148
132
122
122
109
104
95
93
86
84
83
77
49
Tablo 7’nin Devamı
SIRA
FİRMA ADI
İLİ
AYLIK ÜRETİM(Ad.)
24
Albim
İstanbul
70
25
SMC
Ankara
70
26
General
İstanbul
69
27
Yönsis
İstanbul
67
28
Petran
İstanbul
66
29
Nisan
Ankara
65
30
Atak
İstanbul
62
*Escort,Vestel gibi büyük üreticiler ve yabancılar dahil değildir.
Kaynak: Capital, 12, 2000.
PC (personel computer), pazarı giriş engellerinin en düşük olduğu pazarlardan birisidir.
Minimum sermaye ve teknik bilgi ile PC üretmek ya da daha doğru bir tanımla toplamak
mümkündür. Yan sanayi bakımından Türkiye, bu yüzden dünyanın en zengin pazarlarından
biridir. Bileşenlerin üretimi konusunda dünyada faaliyet gösteren 100 000 adet firma sürekli
üretim ve Ar-Ge faaliyetleriyle teknolojinin daha da gelişip yaygınlaşmasını sağlamaktadır.
Ancak uluslararası markalar, marka olmanın
gücünü ve müşteriye sunduğu çekiciliği
kullanarak daha avantajlı maliyet ve doğrudan satış (çağrı merkezleri ve internet gibi) daha iyi
ve ucuz ürün sunabilmektedirler. Büyük markalar para kaybettikleri ev pazarlarına yönelmek
yerine kurumsal pazarda büyümeyi yeğlerlerse, yerli ve küçük üreticiler büyüme olanağı
bulabilecektir. Pazar payı dağılımı son iki yıl içinde yerli üreticiler lehine gelişmiştir. Tüm
dünya pazarının yüzde 60’dan fazlasına uluslararası markalar egemen iken, Türkiye’de 1999
yılında yapılan belirlemeye göre yerli üreticilerin pazar payı oranı % 60 dolayındadır.
Anadolu’da faaliyet gösteren öteki küçük ve orta ölçekli firmaların dağılımı aşağıda
gösterilmiştir.
Küçük üreticiler uzun süre kayıtlı ekonomik sistem içine girememişlerdir. Önemli bölümü,
yazılımlarını bir anlamda korsan kullanmışlardır. Tüm dünyada korsan ya da kaçak üretimin
engellenmesi yönünde çabalar yoğunlaşmaktadır. Bu koşullar altında, üreticiler de giderek
daha bilinçli ve dikkatli olmaya başlamışlardır. Telif haklarına ve orijinal yazılıma para
vermeyen bir müşterinin, kendi servis ve hizmetlerine de değer vermeyeceğini anlamaya
başlamışlardır. Mevcut durumda
küçük firmaların ancak % 10-15 kadarı lisanssız ürün
vermektedir. Mikrosoft gibi üreticiler bu konuda sürekli takip ve eşgüdüm sağlamaktadır.
Küçük firmalar da lisanslı üretim sistemi ile toplanmamış bir bilgisayarın, hata ve sorun
olasılığının daha fazla olduğunu görmektedirler. İşletim sistemiyle test edilmeyen bir
bilgisayarın parçalarının bile uyumlu çalışıp çalışmadığının anlaşılması olanaksızdır. Bu
zararların giderilmesi için firmalar, lisans altında kayıtlı çalışmanın ve personel eğitiminin
50
avantajını görmektedirler. Mikrosoft, bu tür firmalarla ortak pazarlama yapılması amacıyla;
kendi markalarının yerleştirilmesi ve mikrosoft sertifikasyonu sağlanarak müşteriye daha
güvenilir bir ürün olduğu mesajının verilmesi konularında işbirliği yapmayı yeğlemektedir.
Bu yerli üreticilerin tamama yakını ile Mikrosoft ilişki kurmaktadır. Bunlardan markalanmış
ürün yapan 5 büyük üretici ile doğrudan çalışmaktadır. Ürün geliştirme, test, sertifikasyon, iş
ve ev pazarları kullanıcıları için özel ürünler ve çözümler geliştirilmesi alanlarında ortak
çalışma yapılmaktadır. Daha da küçük ve markasız üreticiler için teknik eğitim, pazarlama ve
satış desteği sağlanarak, markalarını duyurma olanağı verilmektedir. KOBİ’lere yönelik ortak
seminer ve satış kampanyaları da yürütülmektedir. Konya, Ankara, İzmir ve Erzurum’da bu
çalışmalar oldukça gelişmiştir. Öteki illere de (Kayseri başta olmak üzere) erişilmesi
planlanmaktadır.
TABLO 8. ANADOLU’DA BİLGİSAYAR ÜRETEN KÜÇÜK ÖLÇEKLİ
FİRMALAR (2000)
Sıra Şirketler
1
Belya
2
Maya
3
İntercom
4
Asteknik
5
Biosis
6
Sektör
7
Bilda
8
AGB
9
Botürk
10
Master
11
Aybis
12
Demirezen
13
Doğ-Pa
14
Burcu
15
Genç
16
Alamaç
17
Getek
18
Belsan
19
Kasapoğlu
20
Analiz
21
Vip
22
Malatya Çözüm
23
Güneş
24
Akbim
25
Tuluklar
Kaynak: Capital, 12, 2000.
İl
Konya
Adana
Adana
Adana
Konya
Antalya
Konya
Bursa
Bursa
Kayseri
Balıkesir
Antalya
Çanakkale
Kayseri
Aydın
Konya
Bursa
Balıkesir
Kayseri
Trabzon
Samsun
Malatya
Gaziantep
Antalya
Antalya
51
Üretim Ad/ay
196
61
50
49
47
46
43
40
38
35
25
24
18
16
15
14
13
12
11
10
10
9
9
9
8
Türkiye’de son beş yıl içinde faaliyet gösteren şirketlerin içinde ilk ona girenlerin satış
gelirleri aşağıda gösterilmiştir. Şirketlerin Pazar payları ve Türkiye’de bilgisayar üreten
firmalar arasında en baştaki 100 şirket içindeki payı da belirtilmiştir.
TABLO 9. TÜRKİYE’DE BİLGİSAYAR ÜRETEN BÜYÜK ÖLÇEKLİ
FİRMALAR (1998)
Firma
BİN USD
PAYI (%)
IBM
H.PACKARD
KOÇ SİSTEM
ARENA
KARMA
ESCORT
MİKROSET
İNDEKS
NCR
İNTEL
İlk On Toplam
İlk 100 Toplamı
İlk On/ İlk 100
Kaynak: Interpro (1998)
193 205
136 005
112 520
110 239
108477
80150
68300
58556
53267
51000
971719
2 083 375
9,28
6,53
5,4
5,29
5,21
3,85
3,28
2,81
2,56
2,45
46
Tablodan izleneceği gibi IBM, satış gelirleri sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Türkiye’de faaliyet gösteren bilgisayar şirketlerinden ilk onunun 100 şirket içindeki payı %
46 olmaktadır. Geri kalan %54 oranındaki payı ise öteki 688 adet tahmin edilen KOBİ’ lere
ait olmaktadır.
-Uluslararası Karşılaştırma
Türkiye 1996 yılında 45 dünya ülkesi sıralamasında 1000 kişiye düşen bilgisayar sayısı göz
önüne alındığında, 41. sırada yer alabilmiştir. 1999 yılı itibarıyla dünyada bin kişiye düşen
bilgisayar sayısı karşılaştırmalı olarak aşağıda sunulmuştur.
52
TABLO 10. DÜNYADA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN BİLGİSAYAR SAYISI
(1999) (bin kişiye düşen bilgisayar sayısına göre sıralama)
Ülke adı
BS Sayısı Sıra No. Ülke Adı
BS Sayısı
ABD
538,9
1
İtalya
245,0
İsveç
510,4
2
Kore
181,3
Finlandiya
507,8
3
İspanya
178,7
İzlanda
507,3
4
Portekiz
156,3
Norveç
506,8
5
Macaristan
142,5
Avustralya
492,0
6
Çek Cum.
131,3
Danimarka
476,6
7
Yunanistan
108,4
Kanada
475,8
8
Malezya
94,5
Y.Zellanda
416,9
9
Polonya
88,0
İsviçre
408,3
10
Şili
70,2
Hollanda
400,6
11
Arjantin
59,9
Singapur
390,9
12
Meksika
57,8
İngiltere
379,0
13
Venezuela
54,7
H.Kong
360,2
14
G.Afrika
54,1
İrlanda
352,6
15
Brezilya
52,9
Avusturya
344,0
16
Rusya
50,2
Belçika
343,8
17
Kolombiya
42,0
Japonya
325,5
18
Tayland
40,4
Fransa
318,9
19
Türkiye
29,7
Almanya
317,4
20
Filipinler
19,5
Lüksemburg
300,0
21
Endonezya
13,4
İsrail
296,2
22
Çin
9,7
Tayvan
260,1
23
Hindistan
5,0
Slovenya
250,0
24
Kaynak: IMD,The World Competetiveness Yearbook (2000).
Sıra No.
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
Türkiye bu sıralamada; Brezilya, Rusya, Kolombiya ve Tayland’ın ardından gelmektedir.
Dünya sıralamasında 47 ülke arasında 43. duruma düşmüştür. Bu durumda, ancak, Çin,
Hindistan, Endonezya ve Filipinleri geçebilmiştir. Bin kişi başına İnternet bağlantısı göz
önüne alındığında ise yine 47 ülke arasında
Türkiye’nin durumu aşağıdaki tabloda
gösterilmektedir.
TABLO 11. DÜNYA ÜLKELERİ İNTERNET BAĞLANTISI SIRALAMASI
(bin kişi başına düşen) (2000)
ÜLKE ADI
ABD
Finlandiya
İzlanda
Norveç
Kanada
H.Kong
İsveç
Danimarka
Avustralya
Y.Zellanda
İNTERNET
SAYISI
136,6
117,2
93,6
76,7
66,5
66,4
64,9
54,9
50,3
47,8
SIRA NO
ÜLKE ADI
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Macaristan
Çek Cum.
İspanya
İtalya
Portekiz
Yunanistan
Kore
G. Afrika
Polonya
Arjantin
53
İNTERNET
SAYISI
10,7
8,9
7,4
7,0
6,2
6,1
6,0
4,2
4,1
3,1
SIRA NO.
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
Tablo 11’in Devamı
ÜLKE ADI
İNTERNET SIRA NO
ÜLKE ADI
SAYISI
Hollanda
44,7
11
Malezya
Avusturya
36,3
12
Şili
İsviçre
32,1
13
Meksika
İngiltere
28,4
14
Brezilya
Belçika
27,1
15
Rusya
İsrail
25,5
16
Venezuela
Singapur
22,2
17
Türkiye
Lüksemburg
22,1
18
Kolombiya
Tayvan
20,0
19
Tayland
Almanya
17,6
20
Filipinler
Japonya
16,6
21
Endonezya
İrlanda
15,9
22
Çin
Fransa
11,4
23
Hindistan
Slovenya
11,0
24
Kaynak: IMD, World Competetiveness Yearbook, (2000).
İNTERNET
SAYISI
2,8
2,6
2,4
1,9
1,3
1,1
1,0
0.8
0,5
0,2
0,1
0,05
0,02
SIRA NO.
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
Dünya ülkelerinin internet bağlantılı bilgisayar sayısı açısından sıralamasına bakıldığında;
Türkiye, Rusya ve Meksika’nın ardından gelmektedir. Ancak, altı
ülkenin önüne geçebilmiş ve 47 ülke arasından 41. olmuştur.
54
3. YAZILIM ALT SEKTÖRÜ
3.1. Sektörün Tanımı
Bilgisayarların çalıştırıldığı programlara, yazılım (software), çalıştığı ortama donanım
(hardware) denilmektedir. Yazılım bilginin kendisi, donanım ise bilginin saklandığı ve belirli
işlemlere tabi tutulduğu ortama denir. Sistem yazılımları, uygulama yazılımlarının
kullanılmasını ve işleyişini sağlayan programlardan oluşur. Bunlardan işletim sistemi,
uygulama programlarının çalışmasına yardım eder. Uygulama programları ise, bordro,
muhasebe ve tablo ve grafikler gibi özel uygulamalar için hazırlanır. Bilgisayarları işleten ve
yönlendiren uygulama ve uyumlandırma programlarının anlaşılabilmesi için
bazı temel
bilgilerin açıklanması gereklidir.
-Yazılım Kavramı:
Bilgisayar yazılımı, bilgisayarın bilgi işleme işlevini yerine getirmesini sağlayan her tür
programı, yordamı, kuralları ve belgelendirmeyi içeren bir kavramdır. Bir anlamda donanıma
yaşam veren öğe, yazılımdır. Bu nedenle, donanım ve yazılım birbirinden ayrı düşünülemez.
Bilgisayarlara iş yaptırabilmek için verilen komutlara veya bu komutlar zincirinden oluşan
bilgisayar programlarına yazılım adı verilmektedir. Diğer bir deyişle, yazılım ile program
kelimeleri birbirleriyle eş anlamlıdır. Bu nedenle bilgisayar açıldığında ekranda görülen tüm
programlar, çözümler, tasarımlar, bilgisayar dilleri, derleyiciler ve işletim sistemleri yazılım
olarak adlandırılmalıdır.
Yazılımları genel özelliklerine göre üç kategoride incelemek mümkündür. Bunlar sistem,
uygulama ve hizmet (destek) yazılımlarıdır.
-Sistem Yazılımları:
Sistem yazılımı, bilgisayar sistemindeki, işlemleri destekleyen ve kontrol eden programları
içerir. Sistem yazılımı, işletim sistemi (operating system) programlarını oluşturur. İşletim
sistemi ise, ana işlem birimindeki işlemleri denetleyen programlar bütünüdür. İşletim sistemi,
55
bilgisayar sisteminin giriş-çıkış ve bellek işlevlerini kontrol ederek çeşitli destek hizmetleri
sağlar.
Sistem yazılımları içinde; bilgisayarın genel yönetim ve işletimini gerçekleştiren işletim
programları, derleyici (compiler) programlar, çevirici programlar, hata belirtme programları
ve veri kullanım programları bulunur. Sistem yazılım programları bilgisayarın yardımcı
belleğinde saklanır.
Bilgisayarda değişik işletim sistemler kullanılabilir. Bu nedenle her iletim sisteminin kendine
özgü yapısı vardır. Örnek olarak, DOS, UNIX, XENİX farklı işletim sistemleridir. Ayrıca,
bunlara ait sistem yazılımları da birbirlerinden farklıdır. Sistem programları, bilgisayarın
açılmasıyla devreye girer ve kapanıncaya kadar bellekte kalır.
-Uygulama Programları:
Bilgisayarın belirli bir amaca yönelik olarak çalışmasını sağlayan programlardır. Bu
programlar genellikle kişi veya firmalarca paket programlar halinde piyasaya sürülür.
Bilgisayar ortamında veri yığınların işlemek için veri tabanı programlarına, yazı yazmak için
kelime işlem programlarına, grafik çizimleri için grafik çizim programlarına ve bir işyerinde
depo kontrolü için stok kontrol programlarına ihtiyaç vardır.
Uygulama programları, bilgisayar programlama dillerinden biri veya birkaçı ile yazılır. Belirli
bir alanda işlem yapabilmesine karşın, değişik kesimlerde aynı amaçla kullanılabilmesi, bu tür
programların genel özelliğidir. Bu nedenle paket program olarak da anılmaktadır. Başlıca
uygulama programları şunlardır.
1. Veri tabanı programları,
2. Grafik Çizim Programları,
3. Kelime İşlemcileri,
4. Hesaplama tabloları,
5. Muhasebe Programları,
6. Stok Kontrol Programları,
7. İstatistik Programları vs.
56
Uygulama yazılımları kullanıcının kendi program ve dosyalarını (files) oluşturmasında
kolaylık sağlar. Bu tür programlar genel olarak şu bölümlerden oluşur.
•
Veri Girişi,
•
Veri İletişimi,
•
Veri Tabanı Yönetimi,
•
Raporlama.
Uygulama yazılımı, işletim sisteminden farklı olarak özel uygulamaları yürüten ve işleyen
programlardan oluşur. Uygulama yazılımları ile işletim yazılımları arasındaki en önemli fark,
işletim sistemlerinin donanım üereticileri tarafından sisteme yerleştirilirken, uygulama
yazılımlarının daha sonra sisteme yüklenmesidir. Bu nedenle de işletim sistemlerinin gelişimi,
bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak ilerleme göstermektedir.
3.1.1. Hizmet Veya Destek Programları
Bilgisayar ortamında program izleme, sıralama, listeleme, dosya silme vs. gibi bazı işlemler
sık tekrarlanmaktadır. Örneğin, bir program yazılırken hataların daha kolay bulunması için
izleme (tracing) programlarına, verileri sıralamak için sıralama (sorting) programlarına veya
bilgileri yedeklemek (back up) programlarına ihtiyaç duyulur. Bu işlemleri yapabilecek
programlar, uygulama yazılımlarının bir alt sistemi olarak entegre bir biçimde
tasarlanmaktadır. Bu tür yazılımlara hizmet, destek veya yardımcı yazılımlar adı
verilmektedir.
-Bilgisayar Ortamında Bilgi İşleme Yöntemleri:
Bilgisayar sistemleri sahip oldukları özelliklere göre birbirinden ayrı bazı farklılıklara
sahiptir. Temel olarak bilgi işlem yöntemlerini aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür.
•
Yığın İşleme Sistemleri (Batch Processing Systems),
•
Çevrimiçi-Gerçek Zamanlı Sistemler (Online-Real Time Systems),
•
Veri Tabanı Sistemleri (Data Base Systems),
•
Dağıtılmış Süreçler (Distributed Systems),
57
•
İletişim Sistemleri (Communication Systems),
•
Zaman Bölüşümlü Sistemler (Time sharing).
Çevrimiçi-gerçek zamanlı Sistemler ; birimlerin veriyi uzaklık tanımadan ve belirli bir zaman
aralığı gözetmeden anında işleyerek çıktı alabilmelerini, anlık işlem yapabilmeyi yani gerçek
zamanda çalışmayı olanaklı kılmaktadır. Bu nedenle çevrimiçi ve gerçek zamanlı terimleri
birlikte kullanılmaktadır.
Yığın işleme sistemleri; temel olarak (1) işlemlerin meydana geldikçe belgelere aktarılması,
(2) bu belgelerin belirli bir zaman aralığı için biriktirilmesi, (3) biriktirilmiş ve
gruplandırılmış belgelerdeki verilerin bilgisayar ortamına aktarılması ve (4) bilgisayar
ortamına aktarılan veriler üzerinde gerekli işlemlerin yürütülmesi adımlarından oluşmaktadır.-
Yığın işleme sistemi, özellikle şubeleri veya bağlı şirketleri olan ve aralarında doğrudan
terminal bağlantısı bulunmayan işletmeler için kullanılmaktadır. Çevrimdışı (Off-line) bir
terminalde işlenen ve şube verilerini içeren bir manyetik bant veya disket, haftada bir şirket
bilgi işlem merkezine gönderilerek ana işlem biriminde kütükleri güncellemede kullanılabilir.
Dağıtılmış Süreçlerin temeli, işlem görme sorumluluklarının merkezi işlemci yerine, belli
sayıdaki
mikrobilgisayara
aktarılmasına
dayanmaktadır.
Dağıtılmış
süreçler
veri
kaynaklarının daha etkili ve verimli bir şekilde kullanımına imkan tanımaktadır. Söz konusu
sistem ile verinin çeşitli birimler arasında daha rahat paylaşımı sağlanmaktadır. Daha başka
bir deyişle dağıtılmış sistemler, bir işletmede bilgisayar hizmetine gereksinim duyan çeşitli
birimlerin ayrı
bilgisayar kullanarak kendi bilgi işlem faaliyetlerini kendi sistemlerinde
yürütmeleridir.
Bu sistemlerin dışında işletme içerisinde veriler ve bilgiler açısından bütünlük sağlayan ve
tekrarları önleyen veri tabanı sistemleri, birden fazla bilgisayar sisteminin veri alış verişi
gerçekleştirmesine imkan tanıyan iletişim sistemleri ve çok sayıda kullanıcının işlerini aynı
anda gerçekleştirmelerini sağlayan zaman bölüşümlü sistemler kullanılan öteki bilgi işleme
sistemleridir.
58
3.1.2. Kontroller
Günümüzde organizasyonların bünyesinde bulunan bilgisayarlar her türlü faaliyetlerde yoğun
olarak kullanılmaktadır. Bilgisayar teknolojilerinin gerek kullanımlarının artması gerekse söz
konusu teknolojilerde yaşanan hızlı değişime paralel olarak bilgisayar temelli sistemlerin
kontrol altında tutulması ve denetlenmesi ihtiyacı da hızla artmaktadır. Bilgisayar
yazılımlarında ve donanımlarında meydana gelen değişmeler, bilgi sistemlerinin yönetiminde
ve uygulama süreçlerinin kontrollerinde kullanılan tekniklerde önemli değişikliklere neden
olmaktadır. Elle yürütülen faaliyetler ile bilgisayar ortamında yürütülen
faaliyetlerin
kontrollerinde ve denetiminde karşımıza çıkan en önemli değişiklik, kullanılan araçlar ve
tekniklerin farklı olmasıdır.
Günümüz bilgisayar sistemleri gerek yazılım gerekse donanım olarak daha etkili kontrol
sistemlerine sahiptir. Dağıtılmış bilgisayar süreçleri gibi karmaşık bilgi sistemleri,
birbirleriyle iç içe geçmiş çok sayıda donanım, yazılım ve iletişim unsurlarını içermektedir.
Bu sistemlerin bütünlüğünün, yürüttükleri işlemlerin yoğunluğunun ve performanslarının
devamlılığını sağlamak için özellikle otomatikleşmiş, en az sistemlerin sahip olduğu
karmaşıklık düzeyine uygun, geliştirilmiş kontrol mekanizmalarına ihtiyaç vardır.
Bilgi BT kontrollerini amaçlarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür.
•
Yürütme Kontrolleri: yeni kurulan veya geliştirilen sistemler ve programlanmış
sistemler için programlanmış süreçlerin uygun olup olmadıklarını ve söz konusu
sistemlerin kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verip vermediklerimi test etmek
amacıyla tasarlanan kontrollerdir.
•
Muhafaza Kontrolleri: yönetim tarafından, programlanmış süreçlerde yapılan
değişikliklerin doğru olduğundan, uygun bir şekilde test edildiğinden, yetkili
makamlarca onaylandığından ve doğru bir şekilde yürütüldüğünden emin olmak
amacıyla oluşturulmuş kontrollerdir.
•
Bilgisayar Faaliyetlerinin Kontrolleri; Bilgiişlem faaliyetleri için kesinlikle
yetkililer
tarafından
onaylanmış
ve
önceden
programlanmış
süreçlerin
kullanılmasını ve bilgi dosyalarının en son güncelleştirilen biçimlerinin dikkate
alınmasını sağlamak amacı ile oluşturulan kontrolleri içermektedir.
59
•
Program Güvenlik Kontrolleri: Programlar ve yazılımlar üzerinde politikalara ve
standartlara uygun şekilde yetkilendirilmemiş ve onaylanmamış herhangi bir
değişikliğin gerçekleşmesini önlemek amacıyla kullanılan kontrollerdir.
•
Bilgi Dosyaları Güvenlik Kontrolleri: Bilgi dosyaları üzerinde yetkilendirilmemiş
ve onaylanmamış hiçbir değişikliğin yapılmaması ve erişimin engellenmesi
amacıyla kullanılan kontrollerdir.
•
Sistem Program Kontrolleri: Uygun sistem programının kullanılmakta
ve
yetkilendirilmemiş değişikliklere karşı etkili bir biçimde korunmakta olduğu
konularında güvence yaratmak üzere oluşturulmuş kontrol süreçleridir.
•
Biçim Değiştirme Kontrolleri: Tüm bilgilerin eski sistemlerden yeni sistemlere
dönüşüm sürecinin bütün olarak ve doğru bir şekilde tanımlanmasına yardımcı
olmak için kullanılan kontrol teknikleridir.
Kontroller çok boyutlu kavramlardır. Organizasyonların amaçlarına ulaşmasını sağlamak için
yönetim tarafından desteklenen, yönetilen ve izlenen her türlü faaliyettir. Faaliyetler
üzerindeki kontrollerin belirlenmesi ve izlenmesi, söz konusu faaliyetleri yürüten yönetim
birimlerinin sorumluluğu altındadır. Kuruluş amacına göre örgüt yapısını belirleyen her
işletme; bu amaca uygun iş akışını, birimlerin iş tanımlarını ve norm kadrosunu oluşturur.
Kuruluşların amaç ve araçları kadar performansları da iç ve dış kontrol ve denetimlere
tabidir. Çağımızda tüm bu aşamalardaki bilgi akışı ve bilgi işlenmesi bilgisayar ortamında
gerçekleştirilmektedir.
Yönetim, kontrolleri “etkinlik” ve “maliyet” kavramlarını dikkate alarak kendisi
belirlemektedir. Denetim ise çok temel olarak söz konusu bu kontrollerin ne kadar etkin ve
verimli bir şekilde yürütüldüklerinin bağımsız bir gözle değerlemesinin yapılmasıdır. Bazı
kontrollerin amaçları, işletmenin her türlü kaynaklarını olası risklere karşı korumak iken,
bazılarınınki ise ortaya çıkan olumsuzlukları araştırmak, düzeltmek ve/veya kurtarmaktır.
Kontrollerin denetçi açısından etkinliği ise finansal tablolarda yer alan bilgilerin gerçeği
yansıtıp yansıtmadığı ile ölçülür. Finansal tablolarda yer alan bilgilerin doğru olmamasının
nedenleri; gerek yönetim gerekse çalışanlar nezdindeki hata veya yolsuzluktur.
60
Bu genel kontroller; yeni programların ve sistemlerin geliştirilmesi ile ilgili olabileceği gibi
mevcut programlar ve sistemler üzerinde yürütülen değişiklikler le ilgili olabilir. Bunun yanı
sıra; bilgisayar işlemleriyle ya da programlara ve verilere erişim ile ilgili kontroller de vardır.
Bütünlük kontrolleri içeriğe bakmaksızın sadece kayıtların kendisiyle ilgiliyken, doğruluk
kontrolleri bu kayıtlar içerisindeki dosyalar ve bilgilerle ilgilidir.
3.1.3. Bankacılıkta Yazılım Uygulamaları
Örneğin bir bankada; elektronik fon transfer sistemleri (EFT) bankalar ve müşteriler arasında
yapılan fon transferlerinde tercih edilen bir yöntemdir. EFT sistemlerini iki ana grupta
toplamak mümkündür. Bunlar büyük miktarlardaki işlemlerin gerçekleştiği “Toptan EFT” ve
daha küçük tutarlarda işlemlerin yapıldığı “Perakende EFT”dir. EFT herhangi bir tutarın bir
hesaptan bir başka hesaba elektronik terminaller (ATM), telefon araçları (telefon bankacılığı),
bilgisayarlar (ev ve ofis bankacılığı) veya manyetik aklama araçları (maaş disketlerinin
hazırlanıp ödeme için bankaya gönderilmesi) ve verilen talimatlar (yazılı talimat) yolu ile
aktarılması işlemleri olarak tanımlanabilir. Bankaların bu hizmeti gereği gibi sağlayabilmesi
bilgisayar ve iletişim konusunda sahip olduğu altyapının kalitesine yakından bağlıdır.
Ödeme sistemleri; SWİFT, Telex ve banka içi veri iletim terminalleri gibi çok çeşitli
elektronik mesaj ağlarıyla desteklenmektedir. Ödeme talimatları da telefon, faks, mektup, email veya not gibi elektronik veya manuel kaynaklarla verilmektedir. Özellikle EFT ile ilgili
olarak kullanılan şifrelerin üzerinde; saklama, teslim etme ve kullanım aşamalarında kontrol
ve güvenlik çok önemlidir.
Donanım seçimi; Donanım seçiminde üzerinde durulması gereken önemli husus edinilecek
makinelerin kapasite ve performanslarıdır. Bankanın bilgi işleme kapasite ihtiyacı, bilgi
sistemlerinde gerçekleştirilmesi planlanan uygulamaların çeşitliliğine göre belirlenmelidir.
Yazılım Seçimi; Eldeki bilgisayar sistemlerinin verimli bir şekilde çalışmasını sağlayabilmek
için yerine getirilmesi gereken en önemli husus, yapılan ile ilgili her faaliyet alanı için uygun
bir yazılımın seçilmesidir. Mikrobilgisayar sistemleri için piyasada aynı fonksiyonu gören
birçok benzer yazılım mevcuttur. Bu nedenle en iyi seçimi yapabilmek için yazılım seçim
kılavuzlarını hazırlanması gerekmektedir. Bir yazılım seçim kılavuzunda aşağıdaki sorular
cevaplanmalıdır;
61
•
Otomatikleşmiş uygulamalar hangileridir?
•
Lisanslı yazılımların uygun kullanımları nasıldır?
•
Yazılım içerisinde hangi erişim kontrolleri bulunmalıdır?
•
Banka içerisinde geliştirilen yazılımlar nasıl kontrol altına alınmalıdır?
•
Yazılımın seçim süresine ne kadar ve hangi nitelikteki kullanıcılar katılmalıdır?
Bankanın teknolojiden sorumlu genel müdür yardımcısı ve bilgi işlem yöneticisi yazılım
alımları için gerekli uygun kriterin hazırlanması sürecinde bizzat yer almaktadır. Yönetimin
sağlam ve güçlü bir yazılım satın alma politikası oluşturma ve bu oluşturulan politikayı taviz
vermeden izleme yönünde göstereceği kararlılık, tüm yazılım alımlarında bankanın en uygun
kazancı sağlamasına yardımcı olacaktır.
Bazı bankalarda son kullanıcı bilgisayar sistemleri küçük ölçekli bir bilgi işlem merkezi
olarak faaliyet gösteren, bankanın tüm faaliyetleri için gerekli işlemleri yürütebilecek çevresel
donanımlara sahip, orta boy ve mini bilgisayarlardan oluşabilir. Genellikle donanım üreticileri
veya yazılım sayıcıları bütün sistemlerle ilgili olarak sistem oluşturulması, kurulması ve
gerekli tüm donanım, yazılım ve dökümantasyon ihtiyacının karşılanması sorumluluğunu
üstlenmektedir. Bütün sistemlere genelde anahtar teslim sistemler adı verilir. Anahtar teslim
sistemler için kullanılan uygulama yazılımları genellikle donanım üreticilerinden veya
bağımsız yazılım satıcılarından sağlanır.
Bankalarda yukarda belirtilen özelliklere sahip küçük sistemler, bünyesinde kullanılan
mevduat, yatırım ve büyük defter uygulamalarını yürütecek yazılım paketleri satın alma veya
kiralama yoluyla edinilebilir. Bir çok durumda söz konusu bu yazılım paketleri merkezi bilgi
dosyalarını da içerir
Yazılım satıcılarından sağlanan yazılımlar genellikle standart programlardan oluşmaktadır.
Programlar
üzerinde
katlanılan
ilave
maliyetler
sonucunda
istenilen
değişiklikler
gerçekleştirilebilir. Ancak genelde bu değişiklikler zamanında ve istenilen şekilde
olmamaktadır.
Standart programların çoğu kullanıcılara raporlama, hesap türleri, faiz oranları ve ücret
seçenekleri gibi bir çok konuda çeşitli olanaklar sunmaktadır. Bu seçenekler genellikle bir
62
tablo şeklinde kullanıcılara verilmekte ve bankanın uzmanları tarafından, program üzerinde
değişiklik yapılmasına ihtiyaç duyulmadan değiştirilebilmektedir.
Banka, yazılım satıcılarından bir alım yaptığında bir bakım sözleşmesi düzenlenmelidir. Bu
anlaşma ile banka, anlaşma konusu olan yazılımların yeni versiyonlarının piyasaya çıktığında
elinde bulunan versiyonu çok düşük bir ücretle yenileme hakkını edinmektedir. Ayrıca yeni
sistemin kurulması ve kullanılmaya hazır getirilmesi
hizmetini de ücretsiz olarak
sağlamaktadır.
Programlama kapasitesinin çok düşük veya hiç bulunmadığı bankalarda yazılım seçim süreci,
alternatif yazılım paketleri içerisinden kar/maliyet analizlerini de kapsayan bir seri analiz
sonrasında en doğru seçimin yapılmasına imkan verecek şekilde oluşturulmalıdır. Yazılım
paketlerinin seçiminde aşağıdaki noktalara dikkat gösterilmelidir;
•
Yazılım, bankanın şu andaki ve gelecekteki ihtiyaçlarına cevap veriyor mu?
•
Bankanın ne türde raporlara ve kayıtlara ihtiyacı vardır?
•
Yazılım otomatik olarak denetim raporları yaratacak niteliğe sahip midir?
•
Yazılım ne tür bir veri işleme sürecine uygundur. Bu bankanın ihtiyaçları ile
uyuşmakta mıdır?
•
Veri bütünlüğünü sağlamayı amaçlayan uygun program kontrolleri var mıdır?
•
Yazılım belirli uygulamalar için şifreli koruma gibi erişim kontrol yordamları
içermekte midir?
•
Şifreler nasıl yaratılmaktadır? Şifrelerin birimi ve uzunluğu sınıflandırılabiliyor
mu?
•
Sistem düzenli şifre değişikliklerini gerektirecek şekilde düzenlenebilmekte midir?
•
Şifreler kodlanmış biçimde saklamakta mıdır?
•
Yazılımın maliyeti nedir?
•
Yazılımın çoklu terminal ortamında kullanılması için gereken ilave bir maliyet söz
konusu mudur?
•
Yazılım, satıcı programlama desteği sağlamakta mıdır?
•
Satıcı yazılımla ilgili bankaya destek verebilecek yeterliliğe ve altyapıya sahip
midir?
•
Satıcı uzun dönemli destek sağlayabilecek finansal kapasiteye sahip midir?
63
•
Yazılım ile ilgili süreçler yazılı hale getirilmiş ve bankaya yazılımla beraber teslim
edilmekte midir?
•
Banka sözleşme ile kaynak programlar ve belgeler edinmekte midir veya edinme
hakkına sahip midir?
•
Banka yazılım üzerinde değişiklik yapma hakkına sahip midir?
•
Yazılım ile ilgili satın alma ve kullanma anlaşmaları her iki tarafında haklarını
yeterince korumakta mıdır?
•
Yazılım bankanın sahip olduğu diğer sistemlerle uyumlu mudur?
•
Yazılım diğer bankalara hizmet vermek için de kullanılabilecek nitelikte midir?
•
Yazılım kullanımı basit midir?
•
İşletim ve kullanıcı kılavuzları içerik olarak yeterli midir? Açık ve kolay anlaşılır
bir dille hazırlanmış mıdır?
•
Satıcı firma tarafından tatmin edici bir ölçüde banka içinde kullanıcı eğitim desteği
sağlanmakta mıdır?
Özellikle yurt dışı uygulamalarında aynı programı kullanan bankalar kullanıcı grupları
oluşturarak çeşitli platformlarda kullanım ile ilgili karşılaştıkları sorunları tartışmaktadırlar.
Eğer bu gibi gruplara ulaşmak mümkün olabilirse, bu bankaya gerek alım kararının verilmesi,
gerekse alımdan sonra ortaya çıkabilecek sorunların aşılmasında önemli bir katkı
sağlayacaktır.
3.2. Türkiye’de Yazılım Sektörü Arz Durumu
Bilgi teknolojileri deyince hemen akla yabancı BT firmalarının yerli distribütörleri
gelmektedir. Oysa, bu firmalar kendilerin öne sürdüğü gibi VAR ‘Value Added Reseller”
denilen katma değer yaratıcı işletmeler değildir. Yabancı ülkelerin ürünlerinin aracılığını ve
pazarlamasını yapmaktadırlar. Bu durumda satılan ürüne bir değer katılması söz konusu
değildir. Gerçek yazılım firmaları, yerel talebe göre işletim ve uygulama (ya da
uyumlandırma) programları araştırmakta ve geliştirme çabası içindedirler. İnternet
kullanımının yayılması, yeni ve küçük firmalar için bu bağlamda yeni olanaklar
getirmektedir.
64
Devlet tarafından, içinde yazılımı da barındıran bilişim sektörünün teşvik için hedef alınması,
bu yönden anlamlıdır. Örneğin, serbest çalışan programcıların geliştirdikleri yazılım
satışlarından vergi alınmamaktadır. KOSGEB, KOBİ’lere “bilgisayar yazılım kullanım
desteği” adına 10 000 dolar geri ödemesiz yardım sağlamaktadır. Ancak bu özendirmede; ofis
yazılımı ve ticari yazılım destek kapsamı dışında tutulurken, yönetim bilgi sistemi, bilgisayar
destekli tasarım, üretim planlaması, proje izleme, kurumsal kaynak planlaması (ERP), lojistiktedarikte zincir sistemi yöntemi, stok envanter kontrolü, toplam kalite yönetimi, ve
simulasyon gibi yazılımlar destek kapsamına dahil edilmektedir.
Ülkemizde pek çok dalda yazılım ihtiyacı bulunmaktadır. Otomotiv, finans, perakende ticaret,
imalat sanayi, turizm, sağlık, reklam, medya, tekstil, mobilya, ve iletişim alanlarında
yazılımlara ihtiyaç vardır. Bu yazılımları şöyle özetlemek mümkündür; insan kaynakları
yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), üretim takibi, mağaza yönetimi, kalite kontrol,
arıza takibi, risk izleme, stok takibi ve faturalama, lojistik yönetimi, kurumsal kaynak
planlaması (ERP), entegre rezervasyon sistemi, hasta izleme programı, pazar analiz programı,
arşivleme ve dökümantasyon sistemleri, cihazlar arasında kablosuz iletişimi sağlayan
teknolojilere dayalı yazılımlar (bluetooth), her türlü internet sayfa ve web sitesi hazırlama
işleri.
Sektörü destekleme konusunda ilk somut adım Yalova’da atılmıştır. Türk Telekom’un pilot
bölge olarak seçtiği Yalova’da Türkiye’nin ilk “Bilişim Organize Sanayi Bölgesi”
kurulmuştur. Proje kapsamında, şehir içinde pilot bir bölge
tahsis edilmiştir. Yalova
Belediyesi, Valilik ve Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle yürütülen “Bilişim Şehri Yalova
Projesi”, yazılıma yönelik teşvik vermektedir. Uludağ Üniversitesinin üç Bilişim Bölümü
tarafından, Cisco NA ve Sun (Solaris JAVA) eğitimleri verilmektedir. Yazılım Sanayicileri
Derneği ve Türkiye Bilişim Vakfı ile birlikte Avrupa Birliği’ne de kredi için başvurulmuştur.
Ayrıca İhracatçı Birlikleri; yurtiçi ihtisas fuarları, yurt dışı fuar ve sergilere katılım, pazar
araştırması yardımı ve yurt dışında ofis, mağaza açma, işletme ve marka tanıtımı gibi
konularda yardımcı olmaktadır. Firmalara eğitim yardımını ise, İGM (İhracatı Geliştirme Etüt
Merkezi) vermektedir. Sektörel Dış Ticaret Şirketi konumundaki yazılım evlerinin
yararlanabileceği yardım çerçevesinde, bir yönetici ve iki uzmanın ücretleri ödenmektedir. En
fazla bir yıllık verilen bu yardım, 1000-1500 dolar arasındadır. DTM, ayrıca, Türk ürünlerinin
yurt dışında markalaşması, tanıtımı ve tutunması için 50 000 ile 200 000 dolar arasında
değişen destekler vermektedir. Şirketlere proje sermaye desteğini TTGV (Türkiye Teknoloji
65
Geliştirme Vakfı) sağlamaktadır. Yazılım şirketleri; Kurumlar vergisi muaflığı, vergi resim ve
harç istisnası, Gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnasından da yararlanmaktadır.
TABLO 12. YAZILIM SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ
(milyon USD)
YIILAR
YAZILIM
1986
8
1990
63
1995
114
2000
417
2001*
393
*Tahmindir.
Kaynak: Ekonomist,9, 12, 2001
PAYI (%)
3,3
9,4
11,9
12,7
15,1
Yazılım sektörü, 2000 yılı itibarıyla 417 milyon dolarlık bir katma değere ulaşmıştır. Ancak
2001 yılında yaşanan ekonomik kriz, yazılım sektörünü de olumsuz yönde etkilemiştir. Bu
nedenle 2001 yılı satış gelirinin azaldığı tahmin edilmektedir. Buna karşın sektörün gelişim
potansiyeli kendini kanıtlamakta ve bilişim sektörü içindeki göreceli ağırlığını sürekli olarak
artırdığı (%15,1 ile) görülmektedir.
Yazılım, emek yoğun bir iş olduğu için büyük bir istihdam kapasitesine sahiptir. Genç nüfus
için potansiyel iş olanakları sunmaktadır. Ancak, yazılım sektörünün önünü açan ve yardım
eden devlet politikaları olmadığı sürece, bu potansiyeli kullanmak bir yana yetişmiş insan
kaynakları süratle yurt dışına kaçmaktadır. Potansiyelini kullanmaktan aciz bir sektörün
strateji üretip, marka yaratması da olanaksızdır. Kalıcı politikalar üretilmesinin temelinde,
insan kaynağı ve ekipman konusunda genç girişimcilerin teşvik edilmesi gelmektedir.
Türkiye’de “Yazılım Üretimini ve Teknopark Kurulmasını Teşvik Kanunu” bu konudaki
kararlığın devlet düzeyinde önemli bir kanıtıdır. İleride devlet öncülüğünde, global projeler
üreterek dünyaya proje satılması aşamasına geçilebilecektir. Bu teşvikler kapsamında yazılım
şirketlerinin ‘geliştirme merkezleri’ kurmaları da özendirilecektir. Örneğin Dubai’de
İnternetcity IT Serbest Bölgesinde, Microsoft ve Oracle geliştirme merkezleri açmıştır.
Hazırlanan ortam sayesinde Gentek firması; Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika
ülkelerine, Merlin Bilgisayar ise Çin’e yazılım ihraç etmektedir. Aka Yazılım, “Spexor”
pazarlama sistemini 2002’de Avrupa, 2003’de Avrupa pazarına sunacaktır. “Tikle YBS
İletişim”, ağırlıklı olarak mobil internet uygulamaları olan GOLDMobil, Kart Mobil,
AJANDA Mobil, HABER MOBİL ve KENTMOBİL yazılımlarını; “Probil” kuruluşu olan
66
“Biritek” ise CRM (Müşteri İlşikileri Yönetimi) yazılımını yurt dışına ihraç etmektedir.
“Obase”, Mağaza Yönetim sistemlerini Rusya ve Eski Doğu Bloğu ülkelerine satmaktadır.
“KETS” tarafından geliştirilen “Fax Router” yazılımı, ABD’li “Kaptaris” firması ve IBM’in
“Content Manager Document” Yönetim Sistemi ile entegre olarak bir çok ülkede kullanım
bulmaktadır. Uzmanlık alanı satış, dağıtım sistemleri ve insan kaynakları sistemleri olan
“Merlin Bilgisayar”; benzer kuruluşlarla işbirliğine giderek; Ukrayna, Çin ve Yugaslavya’ya
ihracat yapma hazırlığı içindedir.
“Oracle” gibi şirketler, yerel firmalarla temas ederek; onlara pazarlama desteği, teknolojik
bilgi birikimi, know-how, teknik destek ve yurt dışında pazar yaratma gibi konularda
yardımcı olmaktadır. Ayrıca, iş ortaklarınca geliştirilmiş ürünlerin KOBİ’lere satılması
konusunda aracı olmaktadırlar. Yerel yazılım şirketlerinin geliştirdikleri yazılım ürünlerini
“Oracle” teknolojileriyle birleştirerek Doğu Avrupa ülkelerine pazarlanmasında öncü rol
oynamaktadırlar. İstenen hedef, öncelikle Türkiye iç pazarını harekete geçirmek ve
genişletmektir. Ardından bu firmaların daha da güçlenerek dünya çapında pazarlanabilecek
ürünler üretebilmeleri mümkün olacaktır. “Cisco Systems” Türkiye’de yetişmiş eleman
açığını kapatmak için bir program başlatmıştır. “Cisco Networking Akademisi Programı”
(CNAP), 16 yaşın üzerindeki her yaştan katılımcıya yeni iş olanakları sağlamak üzere
düşünülmüştür. Bu program dünyanın en geniş eğitim uygulamalarından biridir. Mecutlara ek
olarak, Marmara üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ege
Üniversitesi de CNAP’a dahil olmuştur. CNAP’ın uygulandığı yerel akademilerin eğitmenleri
ise
CNAP
uygulamasıyla
kazanılmış
deneyimlerini
birbirleriyle
paylaşmaktadırlar.
Katılımcılara uluslararası geçerliliği olan bilgi ve beceriler kazandırılmaktadır.
Mikrosoft da özel sektör olarak yazılım konusunda aktif bir rol üstlenmiştir. Örneğin, 280
kurumsal kullanıcısının yazılım geliştirme yöneticilerine eğitim seminerleri vermektedir.
Mirosoft uzman danışmanları tarafından anlatılan Microsoft.NET teknolojileri yazılım
geliştiricilerin teknik ekiplerine yönelik eğitim olanakları sunmaktadır. Her yıl çeşitli
üniversitelerden bilgisayar mühendisliği öğrencileri seçerek Microsoft Yaz okullarında
yazılım eğitimi verilmektedir. Lunix firması da kendi deneyimlerinden yerli firmaları
yararlandırmak için ortak çalışmalar düzenlemektedir. Örneğin, dünyanın her yerindeki
kullanıcı ve program geliştiriciler kendi çalışmalarını tüm dünya ile paylaşarak Lunix işletim
sisteminden yararlanmaktadırlar. Lunix
ve Java gibi, yazılım geliştirme yazılımları
67
hazırlayan firmalar, yerel yazılım firmalarının kendileriyle entegre olması ve gelişebilmeleri
için her türü kolaylığı sağlama yarışı içindedirler.
Türkiye’de faaliyet gösteren bilişim sektörü şirketlerinin İnterpro AŞ. tarafından yapılan
anket sonuçlarına göre belirlenen ilk on şirket sıralaması 1999 ve 2000 yılları için aşağıda
sunulmuştur.
TABLO 13. TÜRKİYE DE BİLGİ İŞLEM SEKTÖRÜNDE FAALİYETTE
BULUNAN BÜYÜK FİRMALAR
ÜRÜNLER
Bilgisayar Donanımı
İşlem Donanımı
Bilgi İletişimi Donanımı
İşletim Yazılımlar
Uygulama Yazılımları
İnternet Yazılımları
Telekom Ağ Donanımı
Telekom Son Kullanıcı Donanımı
Dağıtıcı Hizmetler
Tüketim Malzemeleri
Kaynak: Ekonomist 9, 12, 2001
1999
IBM Türk
Tekofaks
Cisco Systems
Microsoft
Havelsan
IBM Türk
Alcatel/Teletaş
Ericson
Türk Telekom
HP
2000
Arena
Bilgitaş
Cisco Systems
Microsoft
Microsoft
IBM Türk
Ericson
KVK
Türk Telekom
HP
Türkiye’de bilgisayar sektöründeki firmaların alt ürünler itibarıyla sıralamasında bakıldığında
1999 ve 2000 yıllarında işletim yazılımında; Microsoft
baştadır. Uygulama yazılımında
Havelsan ve Microsoft, İnternet yazılımında ise IBM Türk baştadır. Türkiye’deki önemli
bilgisayar firmalarının dağılımı ve adresleri Ek-1’de sunulmuştur.
Yazılım ürünlerinin önünde duran en önemli sorunlardan birisi; korsan kopyalamadır.
Ülkemizde her on yazılımdan yedisinin korsan olduğu belirlenmiştir. Böyle bir durumda
yazılım sektörünün gelişmesi olanaksızdır. 2000 yılında Türkiye’de kopya yazılım kullanma
oranı ancak yüzde beş oranında düşürülebilmiştir. Lisanssız yazılım kullananlar iki-altı yıl
hapis, lisanssız yazılım başına 10-150 milyar lira arasında para ve üç yıl meslekten men
cezaları verilmektedir. Ancak yaptırımların kararlı olarak uygulanmasıyla kayıt dışı
ekonominin kontrol altına alınabileceği unutulmamalıdır.
Yazılım korsanlığının ülke ekonomisine verdiği zararın büyük olduğu belirtilmektedir. 1999
yılında toplam orijinal yazılım cirosunun 310 milyon dolar dolayında gerçekleştiği göz önüne
alındığında, bu zararın boyutu daha kolay anlaşılabilir. Yazılım sektörüne 5854 kişilik
68
istihdam ve 90 milyon dolarlık vergi kaynağı yaratılmaktadır. Kopya yazılım kullanma
oranının yüzde 25’e gerilemesi (dörtte üç azaltılması) durumunda; 16 476 kişilik ek istihdam
ve 230 milyon dolar dolayında ek vergi yaratılmasının ülke ekonomisine sağlayacağı
avantajlar ihmal edilemez düzeydedir. İstikrarlı bir ekonomik büyümenin gerçekleştiği bir
ortamda kayıtlı ekonomideki bu gelişmelerin sonucunda, önümüzdeki beş yıl içinde yazılım
sektörünün 42 910 kişilik istihdam ve 700 milyon dolarlık vergi kaynağı ya da katma değer
yaratacağı ortaya çıkmaktadır.
Bu aşamaya kadar, Türkiye’de önümüzdeki dönemlerde yazılım pazarının yüzde 60-70
oranında yabancı çözümler oluşturacaktır. Hindistan örneğinde olduğu gibi fason iş yapmak
ve İsrail örneğinde olduğu gibi marka yaratmak bu sektörde katma değer üreten en akılcı
yöntemlerdir. Türkiye’nin bu ülkelerin düzeyine gelmesi, risk sermayesi ve uzun vadeli bir
planlamayı gerektirmektedir. İrlanda’da yabancı sermaye sayesinde çok hızlı gelişme olanağı
yaratılmasının ardında, 30 yıllık bir stratejik plan olduğu unutulmamalıdır. Marka yaratma
çabası kadar, var olan yazılım yetenekleri ve güçlerin birleştirilip pazarlama çalışmalarına
ağırlık vermek ve ivme kazandırmakla da yazılım ihraç eden bir ülke konumuna
gelinebilmektedir.
İhracat yapabilmek için ortak örgütlenme; sermaye yapılarını
güçlendirmek, insan kaynaklarına önem verip iyileştirmek gereklidir. Yabancı sermayeyi
ülkeye çekmek, bu çabalara rekabet ve know-how sağlayacaktır. İsrail ve Hindistan karışımı
özgün bir model geliştirilebilmelidir. Türkiye, İsrail gibi girişimci bir nüfusa sahiptir. Eğitime
önem verdiği takdirde Hindistan gibi yetişmiş insan gücü de yaratabilir. Türkiye, nitelikli
istihdam bekleyen Avrupa’nın en genç ve geniş nüfusa sahip bir ülke olması yanısıra bölgenin
de en girişimci toplumudur.
Sektörde girişimde bulunacakların gelişebilmeleri, belirli noktalara özen göstermeleriyle
mümkündür. Yazılım eğitim programlarına katılarak kendilerini geliştirmelidirler. Sürekli
araştırma yaparak piyasanın ihtiyaçlarını belirlemelidir. Başarıya ulaşanların deneyimlerinden
yararlanmak gereklidir. En fazla katma değer yaratan ürünler belirlenmelidir. Özgün bilgiye
sahip kişileri arayan risk sermayesi sahipleriyle tanışmalıdır. Yurt dışı kurumlarla sürekli
temas edilmelidir. Teknolojik gelişmeler yakından izlenmelidir. Ayrıca devletin teşvik
olanakları izlenmeli ve yararlanma yolları bulunmalıdır.
Sektörün katma değer oranı % 90’nın üzerindedir. Ürettiğimiz demir-çelik ürünlerinin kilo
bazındaki değeri yaklaşık yarım dolar, otomobillerin kilo fiyatı modeline göre 6-15 dolar
69
arasındadır. Bilgisayar işlemci disketinin kilosu ise 50 000 dolardır. Öyle ki, satın alınan
bilgisayar programlarının kilo ile hesaplanması bile anlamsız olmaktadır. Bilgi yoğun
ürünlerin katma değer düzeyi olağan üstü boyutlardadır. Yazılımı bir kere geliştirdikten sonra,
sadece hizmet satılır. Hiçbir doğal kaynak kullanmadan çoğaltılıp satılabilir. Yazılım
sektörünün temel girdisi, bir bilgisayar ile beyin gücüdür. Büyük sabit yatırım
gerektirmemesi, enerji ve hammadde ihtiyacının fazla olmamasından kaynaklanmaktadır.
TABLO 14. TÜRKİYE’YE YAZILIM PAZARI (Milyon dolar)
ÜRÜN
1999
2000
2001
93
106
98
Uygulama yazılımları
214
311
294
Toplam Yazılım
307
417
393
BT Pazarı içindeki Payı
11,1
12,7
15,1
Sistem Yazılımları
Kaynak: Ekonomist, 9, 12, 2001.
Türkiye’de toplam yazılım pazarının hacmi, 1999 yılında 307 milyon dolar iken, 2000 yılında
417 milyon dolara çıkmıştır. Buna karşın 2001 yılındaki kriz nedeniyle Pazar hacminin 393
milyon dolara inmesi beklenmektedir. Tüm olumsuz gelişmelere karşın yazılım sektöründeki
düşüş öteki ürünlerden daha azdır. Öyle ki göreceli sağlam konumu nedeniyle yazılım alt
sektörü, Bilgi Teknolojileri sektörü içindeki payını 2001 yılında yüzde 12,7’den yüzde 15,1’e
yükseltmiştir.
TABLO 15. BİLGİ TEKNOLOJİSİNDE İLK 10 ŞİRKETİN YAZILIM
GELİRLERİ VE PAYLARI (1998)
ŞİRKET ADI
IBM
LİNK HOLDİNG
LİKOM
ARENA
SAP
ORACLE
KOÇ SİTEM
İNTERTEK
METAKSAN
SAYISAL GRAFİK
TOPLAM (İLK ON)
İLK 100 TOPLAMI
İLK ON/İLK 100 PAYI
Kaynak; Interpro,1998
BİN DOLAR
36,6
14,9
9,3
9,0
7,0
6,7
5,9
5,2
4,1
3,7
106,1
142,6
70
PAY (%)
25,7
12,8
6,5
6,3
4,9
4,7
4,2
3,6
2,8
2,6
100
0,74
Türkiye’de faaliyet gösteren ilk on büyük şirketin içinde en ön sırada IBM bulunmaktadır.
Sektördeki yoğunlaşmayı göstermesi bakımından ilk on şirketin toplam 100 şirket içindeki
payına bakmak gerekmektedir. Bu oran, yüzde 74 ile oldukça yüksektir. Bu açıdan
bakıldığında, sektörün tam rekabet ve yazılım sektördeki girişim kolaylıklarından henüz tam
yararlanamadığı görülmektedir.
3.3. İnternet ve E-Ticaret
Elektronik ticaret, elektronik yöntemler (fax, teleks, EDI, İnternet, telefon vb.) kullanılarak
ticaret ve ticaretle ilgili her türlü bilgiye ilişkin işlemin yapılmasıdır. E-ticaretin en önemli
teknolojik amacı, iş dünyası ve hükümet kurumları ağlarının her birinin diğerleri ile
haberleşebileceği şekilde güvenli tek bir ortamda birleştirilmesidir. Bu yolla, doğrudan
fiziksel bağlantı kurmaya ya da fiziksel değiş tokuş işlemine gerek kalmadan taraflar arasında
elektronik olarak iletişim kurulabilmektedir. Etkileşimli çoklu ortam hizmetlerinin gelişmesi
ve bilgisayar, haberleşme ve televizyon yayımcılığı yanı sıra piyasaların küreselleşmesi ve
serbestleştirilmesi, bu olanakları daha da artırmıştır.
İnternetin gelişi, ilgili sektörleri de dahil edersek, şirketlerin müşterileri ve sunum
zincirleriyle ilişkilerini ve örgütleme yöntemlerini de etkilemektedir. Eski ekonominin
temsilcisi olan dev şirketlerden GE, kendi özel on-line ağı sayesinde şirket içinde bir pazar
yeri oluşturmuştur. Sadece 2001 yılında iş piyasasındaki alış-veriş hacmi, 20 milyar dolar
tahmin edilmektedir. Bu hacim, tüm bağımsız B2B (işten işe) çalışan pazar yerlerinin
toplamından fazladır. Oysa, GE ancak 1990’ların sonuna doğru kendi B2B (işten-işe) işini
kurabilmiştir. Dünyanın en büyük şirketi olmasına karşın GE, teknolojiyi yaratıcı şekilde
kullanma konusunda çekingendir. Geleneksel yatırım politikalarında, karsız yeni girişimlerin
desteklenmesi ve risk yüklenilmesi oldukça zordur.
1980’lerin başında 1995’e kadar, e-işler (e-business) internet olarak değil elektronik bilgi alışverişi (Elektronik Data Interchange-EDI) olarak bilinmektedir. Formatlanmış alım
talimatlarının ve diğer belgelerin elektronik olarak alış-verişi (EDI işlemleri), hizmet sunan
üçüncü bir tarafın özel ve güvenilir iletişim ağları kiralanması telefon hatlarıyla
yapılmaktaydı. GEIS bunların en büyükleridir. Emekli askeri teknisyenlerce çalıştırılmakta
olan işletme, 100.000 şirketin yıllık bir milyon alış-verişini düzenlemekteydi. Şirketler kendi
71
iç sistemlerini otomatikleştirdikçe, daha çok şirket arasında elektronik ortamda iş yapma
olanağı doğmaktadır.
Aynı zamanda internetteki büyüme sürmekteydi. Tam bir EDI bağlantısı istemeyen orta ve
küçük ölçekli işletmelerde ucuza EDI bağlantıları oluşturmak için GEIS atağa geçmiştir.
Küçük sunumcular daha çok büyük şirketlerin bağlantı ağlarına sığınmak zorundadırlar.
Küçük şirketler için EDI sunucu, sağlanacak tasarruf maliyetlerini karşılamamaktadır. Internet
sayesinde pahalı özel iletişim ağları yerine ucuz kamu ağı kullanılmaktaydı. GEIS bir web
sitesi kanalıdır. Sunulan EDI türünden hizmetleri kendi özel telefon ağından GEIS’in büyük
müşterilerine ileten bir hizmet sağlamaktaydı.
Yirmi yıla yakın süredir işten-işe (B2B) işlemlerde, EDI üzerinde uzlaşılan tek ortak standart
olmuştur. Oysa EDI, gerçekte makine tarafından okunabilen bir elektronik mesaj
bildiriminden ibarettir. İnteraktif olmadığından, çağrı ve cevap arasında çok gecikmeler
yaşanmaktaydı. İnternetin gelişiyle bu durum değişmiştir. Böylece mevcut işlemler ve ilişkiler
dijital hale gelirken, yeni işler için açık artırma ve aracısız doğrudan satış olanakları
doğmuştur.
İşletmeler arası alışveriş olanağı sağlayan şirketler, belirli sektörlerdeki alıcı ve satıcıları bir
araya getirerek çöp-çatanlık yaparlar. Bu hizmet karşılığında belirli bir komisyon alırlar. İş
dünyasıyla tüketiciler arasındaki web siteleri para kazanmak için didinirken işten işe şirketler
süratle yayılmaktadır. Pek çok yeni şirket kurulmuş ve hisse senetlerinin fiyatları ise çok
artmıştır. Ancak 2000’de işler bozulmuştur. Kaliforniya’daki Vitro şirketi bir örnektir. Bu
şirket, biyo bilimler ve sağlık gereçleri sanayilerinde, işten işe pazarlar oluşturmaktadır.
Ayrıca risk sermayesi alabilen ilk şirket olmuştur. Temmuz 1999’da hisse senedi ihracına
gittiğinde hisse senedi fiyatları 15 dolardan 240 dolara çıkmıştı. Oysa, 2000 yılında iflasın
eşiğine gelmişlerdir. Yeni bir sektör oluşu nedeniyle yatırımcıların beklentileri gerçek üstü
tutulmuştur. Bu nedenle gerçek durumdan çok farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu deneyimler
de göz önüne alınarak e-ticaretin gelişimi beş ayrı aşamada olacağı düşünülmektedir.
•
Başlangıç ve Yükseliş; Başlangıç ilginin yoğun olduğu dönemdir. Kitlelerde bu konuda
bilincin oluşmaya başlamasıdır.
72
•
Öğrenme ve Denemeler; Bu dönem, şirketlerin müşteriyle e-ticaret dönemine başlayarak
nasıl hizmet vereceklerini öğrendikleri, gerekli yatırımı yaptıkları, denemelere ve testlere
başladıkları aşamadır.
•
İleri teknoloji Ürünleri; Bu aşamada, internetin geliştirilmiş WEB televizyon ile evlere
girmesi yeni yayına başlayan dijital televizyonların, bir dizi evden alış-veriş kanallarına
yayın yapma fırsatı tanıması beklenmektedir. Ayrıca akıllı telefonlar ve PC telefonların
keşfiyle birlikte ürünlerin daha da ucuzlaması beklenmektedir.
•
Teknik Alt Yapının Tamamlanması; Bu aşamada şirketlerin ortaya çıkan fırsatların
boyutunu tahmin edebilmesine, tüketici taleplerine uygun hizmet vererek talepte artış
sağlamasına ve dolayısıyla pazarın genişlemesine fırsat tanınmaktadır. Etkili ve yaygın bir
biçimde evlere dağıtım organizasyonları kurularak, evlerde kullanıma göre tasarlanmış
kablo ağları genişletilerek, TV-uydu iletişiminin zenginleşmesi gerçekleşecektir.
•
Kitlesel Pazarlama; Ekipmanların hem kullanıcıya yakın hem de fiyatları düşük internet
bağlantılı PC, TV ya da telefon ile birlikte paketin bir parçası olarak satılmasıyla,
pazarlama yaygınlaşacak ve internet erişimli cihazlar her evde bulunan cihazlar haline
gelecektir.
Elektronik ticaret özellikle bilginin önemli katma değer eklediği mal ve hizmetlere
uygulanmaktadır. Kitap, bilgisayar, seyahat hizmetleri, yazılım ve elektronik mallar; özellikle,
bunlarla ilgili temel bilgilere de yer verilmesi durumunda internet yoluyla en çok satışı
yapılan ürünlerdir. Fiziksel malların internet üzerinden satışı daha düşük düzeyde
gerçekleştirilmektedir. Bunun istisnası; açık artırmalar, barter ve ticari taleplerin duyurulduğu
“Bulletin Board Systems” (açık satış sistemleri) olmaktadır.
Pek çok sanayi ürünü ve mal, internet üzerinden doğrudan satışa uygun değildir. Bunun
nedenleri; satıcının web sayfasına ulaşacak alıcı sayısının az olması, ürünün fizik içeriği,
ürünün spesifik olması veya pazarlama ile ilgili bazı kısıtlamalardır. Fimaların geleneksel
pazarlama ve dağıtım yöntemlerini kullanmaya devam edeceği düşünüldüğünde; Web’de
olmak, rehberlerde yer almak, ticari fırsatlar sistemine katılmak ve sunum zincir ağlarına
katılmak ticareti destekleyici hizmetler olarak değerlendirilebilir.
Elektronik ticaret, kullanılan teknoloji ve uygulamalar benzer olmasına karşın taraflarına
göre dört ana bölüme ayrılır.
73
•
Firma-Firma arasında; Elektronik veri değişimi (EDI), Ürün Veri Değişimi (PDI),
danışmanlık veri tabanları, talep üzerine bilgi vermek gibi.
•
Firma-Tüketici arasında; Tele-shopping (elektronik alışveriş), bilgilendirme
hizmetleri, ücretli TV, elektronik ödeme, elektronik bankacılık ve sigortacılık gibi.
•
Firma-Devlet arasında; Vergiler, sosyal güvenlik, istatistik ve izinlerin elektronik
yoldan takibi ve düzenlenmesi, kamu ihalelerinin elektronik ortamda duyurulması
ve gerçekleştirilmesi gibi.
•
Vatandaş-Devlet arasında; Amerika’da “On-Line Government” kavramı artık
yasalara girmiş durumdadır. Gelecekte, vatandaşların devletle olan ilişkilerinin
elektronik ortamda sürdürülmesi beklenmektedir. Sosyal güvenlik ödemeleri,
kişilerin hesapladığı vergi türleri, doğrudan yasama sürecine katılım (direct
democracy) gibi.
Elektronik ticaret, Singapur Trade Net denilen EDI bazlı sistemin kurulmasında
örnek
oluşturmuştur. Elektronik ortamda (dijital bilgilerle) tek bir belgenin firmadan başlayarak
onay kurumları arasında aktarımını, onaylanmasını, liman ve havayolu taşımacılığı otoriteleri
ve firmalarına iletilmesini, firma ve muhasebe kayıtlarının tutulmasını ve gümrükler ile
bankalarca tahsilini mümkün kılmaktadır.
Dış ticaret önderi olma yarışındaki Singapur ve H.Kong birbirlerine karşı rekabet üstünlüğü
sağlayabilmek için en son olanakları değerlendirmektedirler. Çağdaş olanaklar içinde en fazla
umut veren teknoloji, elektronik bilgi
alanındadır. Serbest ticaret bölgelerinde öncelikle
bürokratik
yoluna
engellerin
kaldırılması
gidilmektedir.
Ticaretin
basitleştirilip
kolaylaştırılması en öncelikli konudur. Öyle ki dış ticarette otomasyona girmenin ancak dış
ticaret belgelerinin sayısının
azaltılması (yetkili otoritelerin sayısının azaltılarak bir
koordinatör kuruluşuna havale edilmesiyle) ve basitleştirilmesi sonrasında mümkün
olabileceği ortaya çıkmıştır. İlk reform çalışmaları, yapısal değişim kapsamında teknik
olmaktan çok, siyasi mutabakat alanında beklenmektedir. İlk aşamada, firmalar on-line olarak
kendi PC’lerinden veya açılan terminallerden ticari formları doldurarak onaylama sürecine
otomatik olarak geçebiliyorlardı. Dış ticarette 1980’lerden itibaren başlatılan atakla, beş yıl
içinde bu koordinasyon çalışmaları sonuçlanmıştır. Dış ticaret işlemlerinin on-line olarak
yapılabileceği ve belge sayısının çok indirilebileceği ortaya çıkmıştır.
74
Böylece, 1986’da IBM tarafından trade net kurulmasına karar verilmiştir. Sistemin yazılımı
için Singapurlu bir firma görevlendirilmiştir. 1989’da Trade –net üzerinden ilk işlem
yapılabilmiştir. Bir deniz taşımacılığı belgesi, internet yoluyla gönderildikten sonra
onaylanmış belge olarak 10 dakika içinde firmaya geri dönmüştür. 1991’e gelindiğinde ticaret
işlemlerinin % 95’i trade net ile yapılmaktaydı.
Trade net maliyeti bu işlemlerde şu düzeydedir.
İlk bağlantı ücreti; 750 $
Aylık tele-bağlantı ücreti; 30 $
Sistemde 1 KB bilgi işleminin maliyeti; 0.5 $ (Ortalama ücret 35 $)
(ortalama bir belge 7 KB bilgi içerir.)
Minimum bilgisayar donanımı tutarı; 4000 $
EDFACT’a uyumlu yazılım ücreti; 1000-4000 $
Taşımacılık firmalarının maliyetleri % 25-30 düşerken, işlem süresi 1-4 günden 15 dakikaya
indirilmiştir. Sonradan onaylanmak yerine önceden onaylama uygulamasına geçilmiştir.
Gümrük ve vergi idaresi bu sistemden oldukça yarar görmüştür. Yanlış beyan halinde
firmalara hem maddi cezalar, hem de gelecek işlemlerinde olağanüstü bir kontrol uygulamaya
konulmaktadır. Ticari belgelerin kayıt, işlem ve arşiv görevini yürüten Ticaret Kurulu’nun
maliyetleri tam otomasyon sonucunda % 20 düşmüştür.
Dış ticarette kara, deniz ve hava işletmeleriyle yapılacak işlemler, taşıma şirketleri, ihracat ve
ithalat şirketleri, banka ve sigorta kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayacak bir Ticaret
Kurulu tarafından yürütülür. Belgelerin sunumu ve kabulündeki hatalar azaltılmıştır. Ticaret
Kuruluna kayıt ve kontroller kadar bilgi istatistikleri de otomatikleştirilmiştir. Ticari kodlama
işlemi, kontrol sonrası (ticari sicillerden ve oda kayıtlarından) şirket bilgilerinin teyidi,
belgelerde sunulan bilgilerin mevzuata göre teyidi, komisyon ve ücretlerin kesilmesi,
otomatik olarak hesaplardan ödeme ve hesapların kontrolü, belgelere vergiye tabi malların
işlenmesi, gümrük belgelerinin tek bir e-belgesiyle doğrulanması ve farklı kurumlara
iletilmesi sonucunda, kontrol ve onay belgelerinin elektronik ortamda tescil edilmesi
tamamlanmaktadır.
75
Uluslararası ticarete konu olan ilgili bilgiler elektronik ortamda çok hızlı bir biçimde
halledilip işlenebilirken, fiziki dağıtım ve işlem kanallarının da buna ayak uydurması ve
hızlandırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. İmalatta başlayan gelişmeler, CAD-CAM
sistemleri siparişe göre anında üretim ile sınırlı kalmamıştır. Stokların en aza indirilmesi ve
tam zamanında sipariş “just on-time” yaklaşımı her alana yaygınlaştırılmaktadır. Bununla
ilgili olarak tüketiciler ve girdi sunucularının aralarındaki ilişkiler de aynı ortama yani aynı
düzeye getirilmektedir.
Verimliliği etkileyen ya da verimsizlik kaynağı olan bürokratik engellerin aşılması, e-ortamın
global dünyasında yine ancak elektronik ortamda gerçekleştirilebilecektir. E-işlem hızına tüm
işlemleri eriştirmedikçe darboğazlar oluşacaktır. Bürokrasi ve politikanın da mutabakatıyla
önce gümrüklerde; taşımacılık ve gümrük işlemlerinin azaltılması, basitleştirilmesi, elektronik
veri değişimi ve gümrük verilerinin düzenli bir biçimde temini önem taşımaktadır. Çoklu
taşıma (konteyner) olanakları malların dağıtımıyla ilgili yönetim bilgilerinin karşılıklı
değişimi, uydu-yer saptama iletişimi ile e-ticaretin öncelikleri sağlanmaktadır.
Elektronik ticaretin gelişebilmesi için kullanıcıların ve iş çevrelerinin elektronik ortamda
yapmış oldukları işlemlerin değiştirilmeyeceğinden ve engellenmeyeceğinden emin olmaları
gerekir. Bu nedenle elektronik ticarette güven ve güvenilirliği sağlayacak teknolojiler
getirilmektedir. Bunların kullanımı ve kabul görmesi için yasal ve kurumsal düzenlemeler de
yapılmaktadır. Uluslararası şifreleme teknolojileri ve ürünlerinin, kamu güvenliği
gerekçelerini de göz önüne alarak uygulanmalarını garantilemek, sayısal imzanın ve
sertifikasyonun esas alınması, sözleşmelerin ve veri tabanının korunması için yasal çerçeve
gerekmektedir.
Yazılı, imzalı belge ve orijinal belge şartları birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Belgenin orijinali
verinin değişmemiş olduğunu kanıtlamak için istenir. Kıymetli evrak, konşimento veya
hakların devrini gerçekleştiren öteki belgelerde mülkiyet ve haklar fiziki olarak bir belgeye
sahip olmakla kanıtlandığı için orijinal belgenin iddia sahibinde olması önemlidir. Elektronik
ticaretin uluslararası ticaret belgelerine uygulanması en zor konulardan biridir. Tüm tarafların
güvenebileceği merkezi bir kayıt/elektronik noter sistemi kurulması önem kazanmaktadır.
Böylece hakların el değiştirmesi, elektronik sistemlerle sağlanabilecektir.
76
3.3.1. Ticaret Noktaları
Ulusal ticarette standartlar özgün olabilirse de sınır ötesinde geçerli olmayabilir. Uluslararası
ticaret bu nedenle tüm sistemlerin karşılıklı uyum içinde olmasını gerektirir. Elektronik bir
ortamda yapılan ticari bir işlemin yapıldığı zamanın ve yerinin tespiti de önemli bir sorun
olarak ortaya çıkmaktadır. Elektronik sözleşmenin oluştuğu anın tespiti mülkiyetin el
değiştirmesi, kayıp veya zarar görme durumlarında önem taşımaktadır. Bir işlemin yapılış
zamanı, elektronik ortamda teklifi gönderen kişinin bilgisayar sistemine kabul mesajının
geldiği andır. UNCTAD, bu alanda evrensel bir standart oluşturulmasına katkı sağlamaktadır.
UNCTAD’ın 1992’deki konferansıyla başlatılan projeye göre, gelişmekte olan ülkelerin
uluslararası ticarete katılma düzeylerinin artırılması hedeflenmektedir. Ticari yöntemlerin
basitleştirilmesi
ve
uyumlaştırılması
ile
bilgi
ağlarına
girmenin
kolaylaştırılması
sağlanmaktadır. Bu amaçla;
Gümrükler; (Automated System For Customs Data) ASYCUDA
Taşımacılık; (Advance Kargo Information System) ACIS
Ticari Bilgi; (Elektronik Data Interchange for Administration, Customs and Transport)
EDIACAT
Haberleşme; (Global Trade Points Network) GTP Net
gibi uluslar arası standartlar oluşturulmasına çalışılmaktadır.
Geleneksel ticari finansman yöntemlerini, spesifik finansman ve risk yönetimi araçlarıyla
desteklemek için danışmanlık hizmetleri de verilmelidir. Bu global ticaret ağı standartlarının
ilk aşaması olarak 1991’de Ticaret Noktaları fikri ortaya atılmıştır. 1992-94 yılları arasında 16
ülkede ticaret noktası kurulmuştur. İkinci aşamada ise World Wide Web de yer almak için
gerekli teknik donanım oluşturularak TN’lerin birbirlerine bağlanmasına geçilmiştir. Üçüncü
aşamada ise karşılıklı ödeme ve sözleşmelerin yapılabilmesine olanak verecek olan güvenli
elektronik ticaret ortamının kurulmasına geçilmektedir. Ticaret Noktası aracılığıyla GTP
Net’e açılmak ve öteki ülke TN’lerinin sunduğu bilgiler aracılığıyla potansiyel ticaret
ortaklarına; alım-satım, yatırım, ortaklık teklifi ve diğer elektronik ticaret olanaklarının
güvenlik ortamında sunulması mümkün olacaktır.
77
Ticaret noktaları programı, uluslararası ticarette ortaya çıkan sorunlara çözüm bulabilmek için
UNCTAD tarafından başlatılan “Ticarette Etkinlik Girişimi” programının önemli bir
aşamasıdır. Bu alanda tüm potansiyel taşıyan firmaların, basitleştirilmiş ve kabul gören iş
süreci ve pratiklerini kendilerine baz almaları ve dünya genelinde uluslararası ticari işlem
maliyetlerini düşürmek için modern teknolojilerden mümkün olduğunca yararlanmaları
gerekmektedir. Ticari etkinliği artıran teknik yasal çerçevenin yanı sıra, uluslararası
standartların aktarılması, kullanımlarının teşvik edilmesi ve uygulanması da işbirliğini
gerektirmektedir.
Ticaret noktalarında verilen hizmetler; gelişmiş bilgi, pazar araştırması hizmeti, ihracat
prosedürleri konusunda eğitim, firma web sayfası ve ürün katalogları hazırlanması, iş
mektubu ve sözleşme hazırlama yardımı, çeviri hizmetleri, toplantı düzenleme/yardım etme,
taşımacılık konusunda danışmanlık, gümrük işlerinde yardım, ticari sertifikaların verilmesi,
EDI hizmetleri, sigorta ve finans hizmetlerinin verilmesi, seminer ve eğitim programları,
elektronik kimlik belgesi düzenlenmesi ve onaylatılması gibi gayet geniş kapsamlıdır. Bu
elektronik ticaret olanakları içinde % 80’ nin üzerindeki payı; e-mail hizmeti, internet erişimi,
internet sayfası hazırlanması almaktadır. Bu sistem, e-ticaret olanakları dışında, bilgi
kaynağıdır ve bilgi ağlarına erişim noktasıdır. Ticari bilgiler; pazar bilgileri, diş ticaret
mevzuatı ve firma profilleri sunar. Firma ve ürün bilgilerinin izlenmesi, web sayfası
hazırlama ve ev sahipliği işlemlerine yardımcı olur.
3.3.2. Türkiye’de İnternet
Ülkemizde Türk telekomünikasyon A.Ş. tarafından ulusal internet alt yapısı ağı olarak
planlanan TTNET, internet servis sağlayıcılarına, içerik sağlayıcılara, kurumsal ve bireysel
kullanıcılara, Türkiye’nin her yerinden sağlıklı, güvenilir ve hızlı internet erişimi sağlamak
amacıyla kurulmuştur. Ses, veri ve görüntünün bir arada, yüksek hızlarda ve aynı ortamda
iletimine olanak sağlayan ATM teknolojisinin kullanıldığı TTNET ağının ülke genelinde
yaygınlaştırılması ve tüm illerde kurulması planlanmıştır. TTNET 140 erişim noktası ile tüm
il merkezlerini ve trafiği yoğun ilçe merkezlerini kapsamaktadır. Büyük iller 155 Mbps
hızında, diğer iller ise 34 veya 2 Mbps hızıyla birbirine bağlıdır. Yurt dışı hat kapasitesi ise
113 Mbps olarak planlanmıştır.
78
TÜRKSAT uyduları üzerinden TV ve steoro radyo yayınlarına küçük çaplı antenlerle erişim
mümkündür. TÜRKSAT uyduları sayesinde ülkemizin dağlık ve engebeli bir arazi yapısına
sahip olan bölgelerinde de TV, telefon, faks ve data hizmetleri verilebilecektir. Bu bölgelerde
yüksek güçlü aktarıcılar (transponders) sayesinde halen kullanılmakta olan IBS uydu
istasyonlarına ek olarak uydu yer istasyonları kurulabilecek ve iletişim en iyi şekilde
sağlanabilecektir. Silahlı kuvvetlere ve güvenlik kuruluşlarına yüksek kalitede ses ve veri
(data) devreleri tahsis edilmek suretiyle iletişim hizmeti verilebilecektir. Bu şekilde kurulacak
olan çok küçük çaplı antenlerle, komuta ve kontrol düzeyinde iletişim sağlanabileceği gibi,
yine benzer sistemlerle hava alanları, limanlar ve kara sınır kapıları bir bilgi merkezine
bağlanarak giriş ve çıkış yapanlar hakkında anında bilgi sağlanabilecektir. TÜRKSAT
uyduları sayesinde kurulacak bir özel şebeke ile Orta Avrupa, Orta Asya ve komşu
ülkelerdeki elçilik ve konsoloslukların şifreli ses ve veri iletimiyle doğrudan doğruya
bağlantıları kurulabilecektir. Üniversiteler arsında daha hızlı internet erişimi sağlamak için
İnternet–3 projesi desteklenmektedir. Kamu sektöründeki sağlık, eğitim, eğlence, elektronik
ticaret vb. uygulamalar desteklemek için Yeni Kuşak İnternet (NGI) projesi yürürlüğe
konacaktır. Üniversitelerimizin internete bağlanması için yaklaşık 100 noktadan erişim
sağlayan Ulusal Akademi Ağı (ULAKNET) 1997’de kurulmuştur. ULAKNET’in yurt dışı
çıkış kapasitesi 10 Mbps dolayındadır. Ayrıca, bazı kamu ve vakıf üniversitelerinin
kendilerine ait yurt dışı çıkış hatları bulunmaktadır.
Ülkemizde B2B modelinin ilk örneğini, beyaz eşya üreticisi olan Arçelik firması
gerçekleştirmiştir. Bu uygulama ile birlikte, bayiler siparişlerini Arçelik’in pazarlama şirketi
olan Atılım Pazarlaşma’ya İnternet üzerinden verebilecek bir yapıya geçmiştir. Bu yeni iş
modeli sayesinde sistem, satış bölümünün yükünü % 25 oranında azaltmıştır. Böylece, satış
personeli diğer bazı hizmetler için daha fazla zaman ayırmaya başlamış ve teslimat süreleri
kısaltılmıştır. Migros’ ta 1999 yılı sonunda İstanbul’un Avrupa yakasında başlayan
uygulamanın ardından Anadolu yakası, daha sonra ise İzmir kent merkezinin bütünleşmeşi
sağlanmıştır. Tüm kentler Migros Sanal Market hizmet alanı içine alınmıştır. Ancak ödemeler
internet üzerinden gerçekleştirilememekte, bir Migros görevlisi ödemeleri kabul etmektedir.
TEBA firması da 1998’de WEB sitesi açarak Türkiye’de internet üzerinden beyaz eşya
siparişi
almaya
başlamıştır.
İnternet
üzerinden
verilen
siparişlerde
%25
indirim
uygulanmaktadır. Nakliye için de her hangi bir ücret talep etmeksizin hizmet verilmektedir.
TEBA, sanal mağazasının ziyaretçi sayısını artırabilmek için Süperonline sayfasına da
“banner” denilen reklam linklerinden koymuştur. İnternet üzerinden yapılan satışların
79
ödemesi havale yoluyla yapılmaktadır. Bankacılık sektöründeki gelişmelere paralel olarak
kredi kartıyla ödeme olanakları da sağlanacaktır.
3.3.3. İnternet Alt Yapısı
Elektronik bilgi teknolojileri kullanımının yaygınlaşması ile; küreselleşme yapısı içinde
uluslararası işler ve işbirliği olanaklarının değerlendirilmesi, uluslararası pazarlama
olanaklarının irdelenmesi, kalite yönetim sistemleri ve toplam kalite (kontrol) yönetiminin
uygulanabilmesi açısından insan kaynaklarının geliştirilmesi, know-how transferi ve tersinemühendislik uygulamaları mümkün olacaktır. Önümüzdeki yirmi yıl içinde bilgi teknolojisine
bağımlılığını artıran şirketler varlığını sürdürebileceklerdir. Bugüne kadar ucuz işgücü,
enflasyonist politikalar, teşvikler gibi faktörlerin de yardımıyla dış satım yapmak mümkün
olmuştur. Ancak bunlar uzun vadeli teknikler değildir. Maliyetleri düşürmek için elektronik
bilgi teknolojilerini verimli kullanmak zorunludur. Ayrıca yarının dış ve iç ticaret işlemlerinin
bu elektronik ortamda yapılacağını bilmek ve ona göre hazırlanmak gerekmektedir.
Elektronik bilgi teknolojileri zincirinin üç halkasını oluşturan donanım, yazılım, ve iletişim
temellerinden hiç birisinin zayıf bırakılmaması gerekmektedir. Özellikle yazılım sektörünün,
bu bilgi teknolojilerinde ilerlemek için en önemli halkayı oluşturduğu unutulmamalıdır.
Yazılımın desteklenmesi, sektördeki dışa bağımlılığın kontrol altında tutulabilmesi için çok
yararlı olacaktır. İletişim ana planı doğrultusunda, mevcut iletişim alt yapısının da sürekli
olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
2005 yılında 26 milyon sabit, 40 milyon mobil telefon abonesinin olacağı tahmin
edilmektedir. 2001 yılından itibaren GSM 1800 sisteminde en az iki operatörün daha lisans
almasıyla birlikte, internetin yaygınlaşması, interaktif bankacılık uygulamaları, Kablo
TV’deki gelişmeler, kamu ve özel sektör iletişim projelerindeki artışlar, ülkemizde yüksek
kapasiteli ve güvenilir bir iletişim alt yapısının kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Artan
taleplerin karşılanması
ve yüksek iletişim kalitesi için, kentler arası ve kırsal alan
haberleşmesinde fiber-optik kabloya ağırlık verilmesi ve havai hat yerine yer altı hatlarıyla
kesintisiz bir hizmet sunulması gündemdedir.
İnternet gelecekte daha da yaygınlaşacaktır. Web tasarımları daha da etkileşimli (interaktif),
anında kullanılabilir, kişiye özel düzenlenebilir, farklı platformlarda çalıştırılabilir, zengin
80
içerikli ve kullanımı kolay hale gelecektir. Bu niteliklerle, şirketlerin hem ürünlerini hem de
hizmetlerini tasarlama, oluşturma, teşvik etme, satma, teslim etme ve destek hizmeti verme
biçimleri köklü değişiklikler geçirecektir. Tahminlere göre 2005 yılına kadar elektronik
ticaretin dünyadaki cirosu bir trilyon dolara ulaşacaktır.
3.3.4. Yatırım Teşvik Belgeleri
Bilişim sektörünün elektronik ürünleri itibariyle verilen teşvik belgelerinin bölgelere göre
dağılımı aşağıda tablo olarak gösterilmiştir.
TABLO 16. ELEKTRONİK SEKTÖRÜ YATIRIM TEŞVİK BELGELERİ
BÖLGESEL DAĞILIMI (1995-2000)
BÖLGELER
ADET
SABİT YATIRIM
(MİLYAR TL.)
Marmara
64
İç Anadolu
21
Ege
18
Karadeniz
3
Toplam
106
Kaynak; Elektronik Sanayi ÖİKR.
DÖVİZ TAHSİSİ
(BİN DOLAR)
61 114
14 359
9958
2158
87 589
162 976
82 987
27 437
5 949
279 349
İSTİHDAM
(KİŞİ)
2617
1384
112
99
5212
Elektronik sanayi için toplam 97 adet yatırım belgesi düzenlenmiştir. Toplam sabit sermaye
yatırımı 87 589 milyar Tl, döviz tahsisi ise 279 349 bin dolar olmuştur. Yürürlükteki mevzuat
çerçevesinde, sektörde yapılacak komple yeni yatırımların gelişmiş yörelerde de teşvik
ediliyor olması nedeniyle, yatırımların sürekli artma eğiliminde olduğu bilinmektedir.
3.4.Yazılım Sektörünün Geleceği
Bilişim sektörünün temel alt yapısını oluşturan Telekom yatırımlarını geleceği aşağıdaki
tabloda gösterilmektedir.
TABLO 17. İLETİŞİM HİZMET KAPASİTESİNDEKİ GELİŞMELER
Hizmet
Tel.San. Kap (1000 Hat )
Tel.Abonesı (1000 Ad. )
Tel. Ab. Yoğ. (Ab./100 Kişi)
Tel.Trafiği (Ml.Kontür)
Kırsal Tel. (Ad.)
1995
14550
13227
21,8
64057
46500
1999
19679
18054
28,0
115318
51381
81
2000
21129
19510
29,9
120000
60529
2005
28220
26000
37,0
205000
76000
VII. BYKP
7,7
8,1
6,5
13,4
5,4
VIII.BYKP
6,0
5,9
4,4
11,3
4,7
Tablo 17’nin Devamı
Hizmet
1995
Ankasörlü Tel.Sayısı (Ad.)
58125
Sehiriçi Tel.Dağıtımı (1000 Çift/Ad.)
Ana Şebeke
22392
Lokal Şeb.
30886
Fiber Optik Kablo Şeb. (Km.)
28300
Mobil Tel. Abonesi
Analog
103833
Sayısal (Bin Ad.
332
Kablo-Tv Ab. ( Bin Ad.)
403,9
İnternet Kullanan (Bin Ad.)
30
Kaynak;VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT
1999
78086
2000
101166
2005
190863
VII. BYKP
11,7
VIII.BYKP
13,5
30050
42740
58770
32173
46054
76656
39700
58650
103000
7,5
8,3
22,1
4,3
5,0
6,1
121517
7500
750,3
900
126000
12000
1300
1650
149000
30500
4600
15000
3,9
104,9
26,3
122,9
3,4
20,5
28,8
55,5
İletişim sektöründeki gelişmeler oldukça dikkati çekicidir. Şebekelerde kullanılan fiber optik
kablo uzunluğu, 1995 yılında 28 300 km. iken 2000 yılında 126 000 km.’ye ulaşmıştır.
Sayısal mobil abone sayısı ise; 1995’de 404 000 iken, 2000 yılında 1300 000’e çıkmıştır.
İnternet kullanıcılarının sayısı aynı şekilde çok yüksek bir artış göstererek; 1995’de 30 000
adetten, 2000’de 1 650 000 adete yükselmiştir.
Yedinci plan sonundan (2000 yılı), Sekizinci Plan Döneminin sonuna dek (2005) öngörülen
tahminlerle; fiber kablo uzunluğu 103 000 km’ye, sayısal mobil telefon abonesi sayısı 30 500
000’e, internet kullanıcıları ise 15 milyona yükselecektir. 1995-2000 döneminde bu ürünlerde
sırasıyla yıllık % 22,1, % 104,9 ve % 122,9 olmuştur. Telekom altyapı yatırımlarının
kısıtlılığı nedeniyle bu yüksek artış oranlarının 2005 yılına kadar sürdürülemeyeceği
öngörülerek sırasıyla; % 6,1, %20,5 ve %55,5 olacağı varsayılmıştır.
Yeni hizmetlerin kurulu ağlardan ve bunların kısıtlayıcı özelliklerinden etkilenmeden ve
bağımsız olarak ortaya konulabilmesi için etkin bir standartlaşmaya gerek vardır. Bu alanda
izlenmesi gereken ETSI ve ITU gibi uluslararası kuruluşlardaki ülke etkinliği artırılmalıdır.
Bu kuruluşların standartlarını, gerektiğinde ülkeye özgü uygulamaları belirleyerek
uyumlaştıracak olan ülkemizin düzenleyici kurumunun yeterince etkin bir işlev göstermesi
gerekmektedir. Aksi halde, elektronik ticaret gibi uygulamalar, bilgi iletişim teknolojileri
sektöründe para akışı yolu ile katma değer bırakacak olan gelişmeleri geciktirmektedir.
İşletmeciler arasındaki rekabet, kullanıcılara akıllı davranan hizmetler sunulmasına yol
açmıştır. Çeşitli hizmetlerin yarı özelleştirilmesi ile ülkemizde de akıllı hizmet uygulamaları
yaygınlaşacaktır. Arayan numaranın gösterilmesine ilk olarak GSM’de başlanmıştır.
82
Akıllılığın ağırlıklı olarak ağda mı yoksa uç birimlerinde mi yer alacağı konusunda belirsizlik
vardır.
Gerek coğrafik olarak dağınık bir yapıya yönelen şirketlerin intranetleri, gerekse kişisel olsun
kurumsal olsun kamuya açık ağlar üzerinden özellikle de internet üzerinden aktarılan
bilgilerin güvenliğinin sağlanması bu sektörde gelişimin ön koşulu olmaktadır. Ulusal
çıkarların ve bilgi güvenliğinin bilgi güvenliği sağlayan kuruluşlara karşı da sağlanabilmesi
için, ulusal algoritmalar üretilerek bunların kullanılması ve yazılımlarının özendirilmesi ulusal
bir önem taşımaktadır.
Önümüzdeki beş yıl içinde, standartlaştırma çalışmalarının tamamlanmasıyla, kullanıcılar
üçüncü kuşak gezgin iletişimle tanışacaklardır. Evrensel Gezgin İletişim Sistemi UMTS
ağının sunduğu hizmetler ve yaratılacak uygulamalar açısından gerçek bir devrim
niteliğindedir. Bu noktada ülkemizin de teknolojik, ekonomik ve yönetimsel açıdan hazırlıklı
olması gerekmektedir.
Gelecekte iletim omurgasının SDH temelli olacağı düşünülmektedir. Fiziksel ortam olarak,
Fiber optik öne geçmektedir. Gelecekte geniş bant ile darbant hizmetlerinin yakınsamasıyla,
tek bir omurga (geniş
bant); hem anahtarlamanın (swithing) hem de yönlendirmenin
(Routing) birlikte birbirlerini tamamlayacakları bir yapı oluşturacaktır.
Ülkemizin sahip olduğu uydular yakın gelecekte ömürlerini doldurup gelişmiş yeni kuşak
uydular ile değiştirildiklerinde, bugün olduğu gibi yayın hizmeti vermeyi sürdüreceklerdir.
Önümüzdeki
yıllarda atılacak uydular, ağırlıklı olarak internet ve türevi çoklu ortam
hizmetlerine ayrılmıştır.
Alt yapı kısıtlaması nedeniyle tüm bilişim sektöründeki gelişmenin de sekizinci beş yıllık
kalkınma planlarında öngörüldüğü şekilde gerçekleşeceği kabul edilmektedir.
83
4. TALEP
Bilgi ve iletişim teknolojileri, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan
gelişmelerle ülkelerin ve firmaların rekabet üstünlüğü sağlamak üzere kullandıkları en önemli
araç haline gelmiştir. Diğer tüm sektörleri etkilemesi ve değiştirmesi bilgi ve iletişim
teknolojilerinin temel bir sektör olarak kabul edilmesinin ana nedenidir. Bilgi teknolojileri
ürünlerinde performans artışı ve teknolojinin ucuzlaması ile kullanıcı sayısı artmıştır.
Bilgisayarın yaygın ve kişisel kullanıma uygun hale gelmesi, bilgi teknolojileri pazarında
donanım ve yazılım alanlarının hızla gelişmesini sağlamıştır. Kullanıcı sayısının artması,
kullanıcıların birbirleriyle olan iletişim konusunu gündeme getirmiş, sonuçta da internetin
ortaya çıkmasıyla küresel ölçekte bir elektronik ağ kurulmuştur. Telekomünikasyon sektörü
tüm bu gelişmelerde kilit rolü oynamaktadır. Sabit telefon şebekesi üzerinden verilen yeni
hizmetler ve kullanıcı istekleri, bu sektörün teknolojik kapasitesinin hızla artmasını ve mobil
iletişimin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Geleneksel tanımların ortadan kalkması anlamına
taşıyan ve yakınsama olarak tanımlanan gelişmeler, bilişim teknolojileri, telekomünikasyon
ve yayıncılık alanlarının birbirleriyle etkileşimlerini ve bunun sonucu olan uygulamaları
ortaya çıkarmıştır. Elektronik sanayi, bu teknolojilerin üretiminde bilgi ve iletişim
teknolojileri sanayine dönüşerek gelişmiştir.
Genel olarak bilgi ve iletişim teknolojileri olarak adlandırılan sektörün OECD ülkeleri ve
milli gelir içindeki ağırlığı ortalama olarak %2,5-%4,5 düzeyindedir. Bilişim sektörünün
ekonomideki yerini belirtmek için temel alınan bir başka gösterge, bu sektörlerde yapılan
harcamaların milli gelire oranıdır. Bu oranın OECD ortalaması, 1997 yılında % 7,7 olmuştur.
Türkiye için BİT harcamalarının milli gelire oranı 1997 yılı itibarıyla % 2,4 dolayındadır.
Bunun en büyük bölümünü iletişim oluşturmaktadır. Bilgi ve iletişim sektörünün 1990-1997
yılları arasında yıllık büyüme oranı da % 7,7 olmuştur. Büyüme artışı yönünden ilk beş sırayı;
Polonya, G.Kore, Macaristan, ABD ve Çekoslovakya almaktadır. Türkiye ise 27 OECD
ülkesi arasında büyüme hızı olarak 13. sıradadır.
Bilişim sektöründe durum saptaması yaparken, bilgi üretimi, bilgi iletişimi ve bilgi işlemenin
birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinden tam kapasitede
yararlanabilmek için bir ülkedeki ulusal bilgi alt yapısının kurulmuş ve her türlü bilgi
hizmetinin örgütlenmiş olması gerekmektedir. Bir ülkenin ulusal bilgi alt yapısı, mevcut
bilgilerin işlenmesine, depolanmasına, bir yerden bir yere iletilmesine ve bu bilgilerin
84
gerektiğinde erişilmesine olanak sağlayan teknolojileri, kuralları, standartları ve politikaları
kapsar. Son yıllarda ülkemizde ulusal bilgi alt yapısının kurulmasına yönelik önemli adımlar
atılmıştır. Türkiye Ulusal Enformasyon Ana Planı (TUENA) çalışmaları sırasında Türkiye’de
2010 yılında isteyen herkesin ulusal bilgi alt yapısına erişebilmesinin toplam maliyeti 35
milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Bu tutarın, 14 milyar doları alt yapı için, 21 milyar doları
da bilgisayar, Web, TV gibi uç birimler için harcanması öngörülmektedir.
Ülkemizde, ulusal bilgi alt yapısının kurulmasında fiili ve kısmi sorumluluk yüklenmiş olan
Türk Telekom A.Ş, TBMM Bilgi Teknolojileri Komisyonu, İnternet Üst Kurulu, Elektronik
Ticaret Koordinasyon Kurulu, Kamu-Net, Okul-Net, ULAKNET, KOBİNET, vb. gibi kurum
ve kuruluşlar arsında halihazırda bir eşgüdüm olduğunu söylemek zordur.
Ulusal düzeyde, bilgi üretimi, yönetimi, ve örgütlenmesinden sorumlu olan üniversiteler,
kamu sektöründeki ve özel sektördeki araştırma-geliştirme kuruluşları, TÜBİTAK, DİE, Türk
Patent Enstitüsü, Türk Standartlar Enstitüsü, Milli Kütüphane, Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü, kurum arşivleri, bilgi merkezleri ve müzeler arasında işbirliği ve eşgüdümün de
bir an önce sağlanması zorunludur.
Bilişim sektöründe ülkenin boyutları, Türkiye nüfusunun yeni iletişim ve enformasyon
teknolojilerine erişim ve bu teknolojileri kullanım yeteneği açısından değerlendirilmelidir.
TESİD anket çalışmalarına göre, 1999 yılında bilişim araçlarının aile düzeyinde kullanım
dağılımına bakıldığında; evlerde bilgisayar sahiplik oranı, % 6,5, internet bağlantısı ise % 1,2
olmaktadır. İşyerlerinde bilgisayarı olanların oranı % 11,3, internet bağlantısı olanların oranı
ise %1,9 olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlar özellikle ulusal enformasyon alt yapısının ana
oluşturanları açısından yeni iletişim ve enformasyon teknolojilerinin yeterli yaygınlıkta
olmadığını göstermektedir. Bilgisayar ve internet aboneliği oranı oldukça düşüktür. Ancak,
gelecekte kurulacak ulusal enformasyon altyapısı üzerindeki iletişim hizmetlerine her kesim
tarafından yoğun ilgi duyulmaktadır ve beklentiler oldukça yüksektir. Kent nüfusunda
bulunan bilgisayarların % 52,5’si en üst gelir grubundadır. Üst ve en üst gelir grupları göz
önüne alındığında, Türkiye’deki bilgisayarların yaklaşık % 80’inin bu üst kesim grubunda
toplandığı görülmektedir. Bir başka deyişle nüfusun % 40’ı bilgisayarların % 77,5’ini;
nüfusun % 60’ı ise bilgisayarların % 22,5’ini kullanmaktadır.
85
Erişim açısından dengesizliğin ortaya çıkması yanında, kullanım yeteneği de büyük önem
taşımaktadır. Bu nedenle en yaygın teknolojilerden olan telefonun kimi ileri hizmetlerine
ilişkin kullanım yeteneği temel alınmıştır. Sadece tuşlara dokunarak yararlanılan bazı ileri
özellikler en alt düzeyde kullanım yeteneğinin göstergesi olarak alınabilir. Telefon hizmetleri
içinde zorunlu olarak kullanılması gereken arıza bildirme işlemi, beklendiği gibi % 48,6 ile
en yoğun kullanılan bir hizmettir. Banka işlemleri dışında, yukarıdaki hizmetleri
kullanabilmek için yalnızca telefona sahip olmak yeterli olmasına karşın, özellikli kullanım
hizmetlerinin düşük oranda kaldığı görülmektedir. Enformasyon altyapısı açısından
çıkarılacak sonuç, hane halkı bazında telefonun özelliklerini kullanma yeteneğinin düşük
olduğudur. Bu düşüklük, en alt gelir gruplarına doğru gidildikçe artmakta, üst gelir gruplarına
doğru azalmaktadır. Telefon gibi bilgi altyapısının eşiği sayılan bir teknolojideki bu kullanım
düşüklüğü, daha gelişkin enformasyon alt yapılarının kullanımında da sorunlara yo
açabilecektir. Bu açıdan, özellikle hizmetlerin kullanımı konusunda gerekli eğitimin verilmesi
bir alt yapı sorunu kadar özenle gerçekleştirilmelidir.
Geleceğin, haberleşme altyapısına erişim için önemli ölçü olan bilgisayar sahipliğinin toplum
içindeki dağılımı dengesizdir. Geleceğin, bilgi toplumunun yeni kesimleri dışlamaması için
alım gücünü yükseltecek uygun ekonomi ve toplum politikaları geliştirilmesi öncelik
kazanmaktadır.
Bilgisayar sektörü, OECD ülkelerinde 1997 yılında donanım pazarının parasal büyüklüğü,
298 milyar dolar olmuştur. Yıllık ortalama artış hızı 1990’ dan beri % 7,3 dolayındadır.
Büyümenin ana nedeni kişisel bilgisayarlar ve iş istasyonları ile veri iletişim cihazlarıdır.
Bilgisayar ağlarının ve internet kullanımının artmasıyla birlikte veri iletişim cihazlarının
Pazar payı 1990-1997 yılları arasında iki katına çıkmıştır. 27 OECD ülkesinde donanım
pazarı içinde de kişisel bilgisayarların ve iş istasyonlarının payı 1990-1997 arasında % 37’
den % 49’ a yükselmiştir. 1992-1997 yılları arasında tüm OECD ülkelerinde kişisel bilgisayar
sahibi olan nüfus, 100 kişide 10 kişiden 24 kişiye çıkmıştır. Türkiye’de bilgisayar pazarı
donanım ağırlıklıdır. Ev pazarı gelişmemiştir. Donanım ürünlerinde rekabet koşullarının
doğurduğu zorluklar ve karlılığın düşmesi sonucunda bilişim teknolojisi ürünlerinin arz
edenlerin
mali yapısı bozulmaktadır. Ülkemizde donanıma yatırım yapan ilk on şirket
bankalardır. Elektronik ticaret ve internet bankacılığı alanlarında yaşanan hızlı gelişmeye
paralel olarak artış gerçekleşmektedir.
86
OECD ülkelerinde 1997 yılında paket yazılım pazarının parasal büyüklüğü 108 milyar dolar
olmuştur. Bu tutar, dünya yazılım pazarının % 94’ ünü oluşturmaktadır.
4.1. Talebi Belirleyen Etmenler
Bilgi ve iletişim sektörlerinde büyümenin temel etkenleri şu şekilde belirlenmektedir.
Hizmetlere Geçiş; Tüm sektörlerde bilgi teknolojileri kullanımı, hizmet ekonomisine geçişte
doğrudan sorumlu olmasa da yapısal değişimi güçlendiren bir etkendir. OECD ülkelerinde
hizmetler sektörünün milli gelir içinde ki payının üçte iki oranında olduğu unutulmamalıdır.
Şirketlere ve iş hizmetlerine yönelik ürünler, bilişim sektörünün en önde gelen alanlarıdır.
Araştırma-Geliştirme; Ar-Ge harcamalarına göre dünyanın en önde gelen 15 şirketinden
dokuzu, elektronik–elektrikli makineler alanında faaliyet göstermektedir. BİT firmaları artan
ölçüde, sofistike ürünler üretmek için Ar-Ge harcamalarının ağırlığını artırmaktadırlar. 1997
yılında OECD ülkelerindeki Ar-Ge harcamaları, işle ilgili toplam Ar-Ge’nin dörtte biridir. Bu
harcamaların büyük kısmı yazılım geliştirme ile ilgilidir.
Maliyet ve Fiyatlarda Düşüş; Kişisel ve geniş ölçekli bilgisayarlarım fiyatı teknoloji süreci
içinde düşmekte ve daha kolay karşılanabilir duruma gelmektedir. Ancak, yazılım ve hücresel
telefon hizmetleri göreceli olarak daha yavaş düşüş göstermektedir. İnternet servis
sağlayıcılığı (ISS) abone ücretleri de düşüş göstermektedir.
Ticareti
Düzenleyici
Kurallardaki
Değişim;
1990’ların
başından
itibaren
yapılan
deregulasyonlar BİT sektörünün gelişmesini ve internetin büyümesini sağlamıştır. Kamu
telekom işleticilerinin tekelindeki temel hizmetlerin, özel sektöre aşamalı olarak devri ile bilgi
hizmetleri sağlayan yeni katma değerli hizmet sağlayıcıları ortaya çıkmıştır. Örneğin, 1996’da
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi ülkeler Bilgi Teknolojisi Anlaşması imzalamıştır. Bu
anlaşmayla, yarı-iletkenler, bilgisayar malzemeleri, yazılım ve diğer iletişim araçlarında 2000
yılında itibaren gümrüklerin indirilmesi öngörülmektedir.
Daha hızlı ve geniş banttan internet erişimi, gelişmiş Web içeriği, web sitesi (hosting), geniş
özel intranet, extranet ve elektronik ticaret için dünya çapında bir alt yapıya yönelik yeni
piyasalar doğurmaktadır. Sektörde internete erişim, daha uzun süreli aramalar, evlere ikinci
87
hat, yüksek hızda ve kalitede hizmetler ve kiralık hatlarla ilgili hizmet olanakları için talep
yaratmaktadır.
Risk Sermayesi; BİT firmalarına yapılan yatırımlar hızla sürmektedir. Amerika’da 1995-1998
yılları arasında bu sektördeki risk sermayesi yatırımları % 45 oranında artmıştır.
Yüksek Hızda Büyüyen Alanlar; Yazılım sektörü ve hizmetler en hızlı büyüyen BİT
alanlarıdır. Yerel ağları da içeren alt yapı ve internet yazılımları istemci-sunucu (client-server)
uygulamaları ve kişisel–ana bilgisayar bütünleştirmeleri için sürekli yeni yazılım ürünleri
gerektirmektedir.
Talepte Kurumsal Alt Yapı; Eğitim politikası çerçevesinde yürütülmekte ve planlanmakta
olan çalışmalar, sistemde bilgisayarların okullarda artmasını ve bunların geniş bant
enformasyon alt yapısı ağlarıyla yaygınlaştırılmasını öngörmektedir. Tüm ülkeler eğitimdeki
enformasyon alt yapısı ile ilgili bilim stratejilerini; kendi ülkelerinin bilişim teçhizat, hizmet
ve içerik üreticilerinin dünya çapındaki rekabetinde öne geçmesi için sıçrama platformu
olarak kullanmaktadırlar. Ülkemizde de sayısı 75 000’e yaklaşan okul sayısı ile bilgi alt
yapısı yatırımları, üretici kuruluşlarla işbirliği içinde yürütülecektir. Öğretmenlerin bilgisayar
yada bilişim eğitimi alanlarında uygulayıcı olmaları
için eğitimin geniş tabanlı tutulması
gerekmektedir. Bu amaçla eğitim sisteminin de ezberci sistemden öğrenci merkezli (bilgiyi
bulan,
sorgulayan,
yaşantıya
aktaran
ve
yeni
bilgiler
üreten)
sisteme
geçmesi
düşünülmektedir. İnternet kullanımını dolayısıyla bilgi paylaşımını artırmak amacıyla Mili
Eğitim Bakanlığı ülkemizin en büyük ağ yapısı olacak MEBNET’i kurmaktadır. İlk etapta,
ülke çapında 2500 ilköğretim ve lise düzeyinde okula internet erişimi sağlanacaktır.
Sağlık Sektörünün Potansiyeli; Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık sektörü sürekli
büyümektedir. Ortalama yıllık 6 milyar dolarlık bir pazarın, yüksek teknolojilerin yanı sıra
bilgi ve iletişim teknolojilerini de yoğun biçimde kullanma eğiliminde olduğu bilinmektedir.
Yaklaşık, 160 000 yatak kapasiteli toplam 1200 hastane, 5700 sağlık ocağı, yaklaşık 3000
özel poliklinik, 18 000 eczane, 3000 dolayında özel laboratuar ve görüntüleme merkezi,
evlerinden sisteme bağlanmayı bekleyen 80 000 doktor, 20 000 eczacı, 15 000 diş hekimi
vardır. Tümünün yüksek bant genişlikli bir ulusal ağ içinde entegre edilmesi gündeme
gelmektedir. Sağlık personelinin eğitimi ve meslek okullarının düzenlenmesi de bu alt yapı
yatırımlarıyla birlikte düşünülmelidir.
88
5. DIŞ TİCARET
5.1. Elektronik Sanayi Dış Ticareti
5.1.1. İhracat
En son teknolojik ürünlerin Avrupa ile aynı zamanda
piyasaya sunulduğu Türkiye’de
elektronik sanayi 2000 yılı ihracatı, 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Elektronik
sektörü ihracatında en büyük pay, tüketim cihazları alt sektörüne aittir. Genellikle Avrupa
Birliği (AB) ülkelerine yapılan tüketim cihazları alt sektörü ihracatı, 2000 yılında 866,9
milyon dolar değerindedir. En önemli ihracat kalemleri renkli televizyon ile boş ve dolu video
bantlarıdır. Türkiye, 2000 yılında 829 milyon dolar tutarında 7 milyon adet renkli TV
ihracatının yanı sıra 16,5 milyon dolar tutarında boş ve dolu video bant ihracatı
gerçekleştirmiştir. İkinci önemli alt sektör, telekomünikasyon cihazları sektörüdür ve 2000
yılı ihracatı, 298 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Telekomünikasyon alt sektör ihracatının
en büyük kalemini oluşturan telekomünikasyon kabloları 2000 ihracatı, 197 milyon dolar
olarak gerçekleşmiştir.
Elektronik sektörü ihracatının ağırlıklı olarak gerçekleştiği ülkeler sırasıyla; Almanya,
İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda, Rusya, Azerbaycan, Romanya ve Cezayir olarak
sıralanmaktadır. Potansiyel pazarlar ise; İrlanda, Özbekistan, Avusturya, Bileşik Arap
Emirlikleri, Brezilya, Fas, İsrail, Ukrayna, Gürcistan, Kazakistan, Polonya, Romanya,
Bulgaristan, Macaristan, Tunus, Ürdün ve Mısır’dır.
TABLO 18. ELEKTRONİK SANAYİ İHRACATININ ALT SEKTÖRLERE
GÖRE DAĞILlMI (milyon dolar)
Sektör
1995
1996
Bileşenler
38,4
71,3
Tüketim Cihazları
293,5
365
Telekom Cihazları
113,7
168,8
Prof.ve Endüs. Cihaz,
15,8
28,8
Bilgisayar Cihazları
5,6
22,9
Toplam
502,2
687,4
Kaynak, DİE, Dış Ticaret Verileri
1997
62,4
551,1
137,8
31,3
30,6
849,2
19998
74,3
884,9
151,8
34,8
48,7
1256,9
1999
87,1
728,9
228,9
48,3
64,7
1158,1
2000
70,1
866,9
298
46,3
59,7
1350.2
Elektronik sektöründe en büyük ihracat kalemi, 2000 yılı itibarıyla yine tüketim cihazlarıdır.
Bilgisayar cihazları ihracatı azalarak, 59,7 milyon dolarda kalmıştır.
İhracatın ülkelere göre dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
89
TABLO 19. TÜRKİYE’NİN İHRACATININ ÜLKELERE GÖRE
DAĞILIMI (milyon dolar)
ÜLKE
1995
1996
Almanya
315,3
393,6
İngiltere
55,2
78,8
Fransa
64,0
30,5
İtalya
33,9
35,1
İspanya
9,1
13,1
Hollanda
29,2
20,1
Rusya
87,9
75,8
Azerbaycan
12,6
27,6
Romanya
18,8
20,3
Cezayir
12,7
20,1
Danimarka
11,2
13,1
Portekiz
7,5
10,7
Avusturalya
10,5
10,2
İsrail
7,4
10,9
Kazakistan
14,3
15,8
Belçika-Luk
11,7
13,0
İsveç
5,0
3,8
İrlanda
1,7
9,9
Malezya
17,4
11,1
ABD
11,7
17,8
Kaynak; DİE, Dış Ticaret Verileri
1997
393,7
121,3
90
49,1
32,7
33,9
78
20,8
15,7
22,6
22,8
19,6
22,4
12,1
17
17,3
10,6
15,1
33,9
25,7
1998
559,3
192,6
129,9
82,6
67,2
50,3
47,4
39,7
31,3
27,7
27,6
25,4
22,4
21,5
20,4
18,9
18,9
18,8
18,5
15,6
1999
434,8
170,8
151
77
84,4
35,9
20,9
17,9
11,4
18,9
21,2
19,4
21,5
27,2
15,0
22,2
13,7
21,7
4,9
14,8
2000
390,8
237,5
236,9
83,2
78,3
36
38,8
24,8
18,4
20,7
24,4
16,4
24,7
37,9
21,5
21,1
10,5
24,5
3,1
32,7
Türkiye’nin elektronik sanayi ürünleri ihracatında son yıl itibarıyla bakıldığında, en başta
gelen ülkeler arasında Almanya’ya 390,1 milyon dolarlık, İngiltere’ye 237.5 milyon dolarlık
ve Fransa’ya 236,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Diğer AB ülkelerine yapılan
toplam ihracat 259,5 milyon dolardır. Bu arada Orta Asya Cumhuriyetlerinden Azerbaycan’a
24,8 milyon dolarlık Kazakistan’a ise 21,5 milyon dolarlık, Romanya’ya 18,4 milyon dolarlık
ihracat yapılmıştır. Doğu Avrupa ülkelerinden Rusya’ya 38,8 milyon dolarlık ihracat
yapılmıştır. Bu arada İsrail ve Avustralya’ya ihracat olanakları artırılmıştır.
5.1.2. İthalat
Elektronik sanayi sektörünün ithalatı 1994 yılında 1,6 milyar dolar değerindeyken, 2000
yılında 6,9 milyar dolara çıkmıştır. Türk elektronik sanayi bileşenler alt sektörünün gerçek
önemi elektronik sanayi içinde stratejik konumundan kaynaklanmaktadır. Sektörde üretilen
mamuller, diğer alt sektörlerin girdisidir. Elektronik sanayi alt sektörü içinde en düşük paya
sahip olan bileşenler alt sektörü, ithalatta büyük paya sahiptir. Bu ithalatın önemli kalemleri,
devre elemanları, resim tüpleri, bobin ve transformotorlar, akustik elemanlar, bağlantı
elemanları, elektronik röleler, baskılı devreler ve aksam parçalarıdır.
90
TABLO 20. ELEKTRONİK SANAYİ İTHALATININ ALT SEKTÖRLERE
GÖRE DAĞILIMI (milyon dolar)
Sektörler
1995
1996
Bileşenler
533,6
678;,3
Tüketim Cihazlar
230,4
281,4
Telekom Cih.
455,2
603,7
Prof. Ve End. Cih.
496,5
757,9
Blgisayar Cih.
519,6
685,7
Toplam
2235,4
3017,2
Kaynak; DİE, Dış Ticaret Verileri.
1997
943,4
386,4
835,2
910,2
810,7
3886,0
1998
944,4
389,0
1200,1
954,5
909,7
4398,7
1999
1076,1
561,3
2096,2
968,4
1039,7
5741,9
1200
1186,1
733,2
2606,6
979,2
1436,2
6941,3
Elektronik sektöründen 2000 yılı itibarıyla, en yüksek ithalatı telekom cihazlarında 2 606
milyon dolarla görmekteyiz. Toplam 6941,3 milyon dolar olan ithalat hacmi içindeki payı %
37,5 olmuştur. Bir önceki yıla göre artış oranı ise % 24,3 olmuştur. Buna karşın ikinci sırada
gelen bilgisayar cihazları toplam içinde % 20,7 oranında pay alırken, yıllık artış oranı %
38,2 olmuştur.
Toplam ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2000 yılı itibarıyla, % 19,4 olmaktadır. 2000 yılı
itibarıyla bilgisayar cihazları alt sektöründe ise bu oran % 4’ dür. 1995 yılına bakıldığında bu
oranlar sırasıyla % 22.5 ve % 1 olmuştur.
İthalatın ülkeler itibarıyla yine 1995-12000 yılları arasındaki devre için dağılımı aşağıdaki
tabloda sunulmuştur.
TABLO 21.TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE ELEKTRONİK
SANAYİ İTHALATI (milyon dolar)
Ülke
1995
1996
Almanya
612,1
697,3
İsveç
164,5
243,1
İtalya
227,0
303,7
İngiltere
178,6
221,5
Fransa
161,8
195,2
ABD
190,0
203,4
Çin
48,5
135,3
Finlandiya
22,6
39,5
Japonya
117,3
107,7
Hollanda
40,4
85,3
G.Kore
86,1
106,0
Bel-Lux
40,8
63,6
İspanya
24,0
43,1
Tayvan
46,1
59,9
Avusturya
23,9
31,5
Kaynak; DİE, Dış Ticaret Verileri.
1997
715,9
324,5
369.9
294,6
258,2
264,7
197,5
89,1
144,3
155,0
155,5
85,3
71,5
88,3
55,6
91
1998
770,4
560,9
399,4
354,5
349,0
285,3
190,5
170,3
166,7
149,9
135,5
90,5
89,6
85,0
82,0
1999
721,5
1056,0
441,4
458,2
411,6
282,8
206,6
262,2
139,4
141,5
99,2
111,9
87,2
71,9
79,3
32000
874,9
969,7
454,2
601,0
438,6
282,2
309,3
443,4
154,4
113,0
154,4
149,1
111,9
111,6
55,2
En fazla ithalat yapılan ülke, 2000 yılı itibarıyla İsveç, Almanya ve İngiltere’dir. Buna karşın,
İtalya Fransa ve Finlandiya da önde gelen potansiyel menşe ülkelerdir.
5.2. Bilgisayar Cihazları Alt Sektörü Dış Ticareti
Bilgisayar ve ofis makineleri alt sektörü aşağıdaki ürünleri karşılamaktadır. Büyük, orta ve
küçük EDP (electronic data processing) elektronik veri işleme sistemleri; Yazıcı, ekran,
klavye ve disk sürücüleri gibi EDP donanımları; veri iletişim ekipmanları; Daktilo, hesap
makinesi, yazar kasa, posta ve para makineleri.
1980’ lerden itibaren otomasyon artışıyla birlikte bilgisayar ve ofis makineleri sektörü, hızlı
bir gelişim içine girmiştir. 1980-1984 döneminde ithalatın hızlı artış göstermesiyle dış ticaret
açığı büyümüş, bu eğilim 1990’larda da devam etmiştir. AB piyasalarında dış ticaret
rekabetinin büyümesiyle, son teknolojiye sahip kaliteli ürünlerin düşük fiyatlarla
pazarlanabilmesi önem kazanmıştır. Dünya bilgisayar ve ofis makineleri pazarlarında AB
üreticilerinin çok uluslu olmayı başardıkları görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda ABD ve
Japonya’nın ciddi rekabetine karşın uluslararası piyasalarda büyümeye devam edecekleri
anlaşılmaktadır. Bu durumda Türkiye’nin AB pazarındaki yerini koruması için yoğun çaba
göstermesi gerekecektir.
TABLO 22. YAZILIM VE BİLGİSAYAR DIŞ TİCARETİNİN KARŞILAŞTIRMASI
(1999-2000 YILLARI)
FASIL NO
ÜRÜN
85.24
Yazılım
85.24.91
Ses ve görüntü
85.24.91.10 Otomatik bilgi işlemle ilgili
85.24.99.90 Manyetik kayıtlar
Toplam
Bilgisayar ve yazılım alt sektörleri
Toplam
Yazılımın Payı(%)
Kaynak. DİE, Dış Ticaret Verileri
DIŞ ALIM (bin dolar)
1999
2000
17 991
68 431
12 548
9 829
1 101
6 978
4 342
51 624
1 172 679
1 451 224
1,5
3,5
DIŞ SATIM (bin dolar)
1999
2000
9031
1 179
8 564
699
30
79
437
401
64 994
55 040
13,9
2,1
Tablodan görüldüğü gibi, yazılım ürünleri dış alımının, bilgisayar sektörü dışalımı içindeki
payı oldukça önemsiz görünmektedir. Bunun nedeni kimi zaman bilgisayar değeri içinde
yazılımın da içerilmiş olmasıdır.
2000 yılı için yazılımın oranları toplam bilgisayar
makineleri ve aksamı dış alımı içinde % 3,5 iken dış satımında % 2,1 dolayında kalmıştır
92
6. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Bilgi toplumuna adım atmış gelişmiş ülkelerde alt yapının oluşturulması için, var olan
öğelerin bilgiye ilişkin olarak yeniden düzenlenmesi, ağ altyapısı, yaygın bilgisayar ve buna
bağlı olarak internet kullanımının sürekli geliştirilmesi hedeflenmektedir. Çeşitli ülkeler süper
bilgi ağları veya küresel bilgi altyapısı konusunda kendi özgün politikalarını oluşturmakla
birlikte bu politikaları oluştururken bazı temel ilkeleri esas almaktadırlar. Tüm toplumun
kullanımına açık servislerin sağlanması, diğer bir deyişle servislerin yeterli olanaklarla, makul
ve eşit ücretlerle toplumun tüm kesimlerine açık olması; yaygın erişim ve kullanım kolaylığı,
kullanıcı platformundan bağımsız açık erişim; gerekli güvenlik özelliklerini sağlanması ve
kişisel hakların korunması; fikri mülkiyet ve telif haklarının korunması ve bilişim pazarının
oluşturulması bu ilkelerden en önemlileridir. Bu ülkelerde serbest rekabet ortamında ucuz,
verimli, süratli, kaliteli ve güvenli hizmetler sunan, kullanıcıya alternatif seçim olanakları
tanıyan telekomünikasyon, radyo TV ve bilgi ağlarının kurulması temel amaç sayılmaktadır.
Bilgi toplumunu oluşturabilmek amacıyla, üretilen bilginin yaygın olarak kullanımına olanak
veren bir enformasyon alt yapısının kurulabilmesi ve bu ağın küresel bilgi ağlarıyla
bütünleştirilmesi
için
gerekli
standartlara
uyum
sağlayacak
bir
yapı
değişimi
gerçekleştirilmektedir.
Alt yapı için günümüzde ATM (Asynchronous Transmisson Mode) teknolojisi yaygın olarak
kullanılmaktadır. Giderek büyüyen çoklu ortam uygulamalarının ağ üzerindeki hareketi için
ses, görüntü ve veriyi ortak taşıyabilecek geniş bantlı tümleşik sayısal hizmet ağı modeli
(broadband ISDN) ortaya atılmış ve bu ağın anahtarlama ve iletişim işlevini yürütmek üzere
ATM teknolojisi seçilmiştir. İnternete adını veren ve paket anahtarlama ilkesine dayanan IP
teknolojisi, yeni kuşak internet (NGI) ve İnternet 2 gibi projeler geliştirilerek geleceğin alt
yapısını hazırlamaktadır. ATM ve IP teknolojileri birbirlerine paralel hızda geliştirilmektedir.
Gelişmiş ülkelerdeki yapı değişikliklerinde, telekomünikasyon sektöründe tekelci yapının
kaldırılıp serbestleştirilmesi ve özelleştirmenin gerçekleştirilmesi, gerçek rekabet ortamının
sağlanması ve tüketici haklarının korunması için bağımsız bir düzenleyici kurum
oluşturulmaktadır. Böylece, telekomünikasyon, elektronik yayıncılık ve bilişim sektörlerinin
teknolojik gelişmeler sonucunda bütünleşmesi dolayısıyla bu hizmetleri düzenleyen
kurumların herhangi bir yetki çatışmasına girilmesi söz konusu olmayacaktır.
93
Öte yandan, bilgisayar üretiminde yerli katkıyı maksimum düzeye getirmek yönünde uygun
özendirici araçlar geliştirilmelidir. Ekonomide katma değerin yüksek olduğu tasarım, knowhow, lisans gibi bilgiye dayalı konulara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Üniversitelerin bilgi
iletişim alt yapısı tamamlanmalıdır. Bu amaçla üniversiteler yüksek kaliteli ve yüksek bant
genişliği olan bağlantılarla birbirlerine bağlanmalıdır. Bilgi teknolojisi ürünleri tasarruf
tedbirleri genelgesi kapsamı dışında tutulmalıdır. Bilgi teknolojisi ürünlerine uygulanan KDV
oranları azaltılmalıdır. Kişisel bilgisayarlarda KDV oranları en azından önümüzdeki üç yıl
için, zorunlu ihtiyaç maddeleri düzeyine indirilmelidir. Türkiye’nin her yanı tekelci olmayan,
hızlı ve ucuz internet erişimine kavuşturulmalı ve tarifeleri sembolik düzeyde tutulmalıdır.
Gençlerimizin okul dışında da bilgi teknolojisi olanaklarından yararlanmaları için lise ve
üniversite öğrencilerine veya velilerine bir defaya mahsus olmak üzere devlet bankaları
önderliğinde düşük faizli kredi sağlanabilir. Bütün okullara ve dersliklerine internet bağlantısı
sağlanmalıdır. Üniversitelerimizde bilgisayar veya terminal sayısı en azından üç öğrenciye bir
adet düşecek şekilde düzenlenmelidir. Bilgi teknolojisi olanaklarının toplumda olabildiğince
eşit bir biçimde dağılmasına özen gösterilmeli, “bilgi zengini” ve “bilgi yoksulu” kesimlerin
oluşması engellenmeli ve dijital uçurumlar yaratılmamalıdır. Bilişim toplumunda kritik
kütlenin aşılabilmesi için bilginin toplumun her kesimine yaygınlaştırılması gereklidir. Bu
bakımdan düşük gelirli kesimlerin okullar, kütüphaneler ve ucuz tarifeli bağlantılar yoluyla
internete erişimleri sağlanmalıdır.
Günümüzde bilgisayar üretimi, yurdumuzda bir çok ana aksamın (monitör, main board, HDD,
memory) ithal edilerek burada birleştirilmesi şeklinde yapılmaktadır. Oysa, bu aksamın
ülkemizde üretilebilmesi ile bilgisayar üretiminde ciddi
bir katma değer artışı
sağlanabilecektir. Yurt dışında yaygın üretim yapan main board, HDD, memory, kasa
üreticileri ile işbirliği yapılması sonucu ülke içinde müşterek üretim için yatırım yapılabilir.
Dünya çapındaki firmalar, alım garantisiyle ortak yatırıma davet edilebilir. Bu amaçla yerel
firmalar aralarında işbirliği yaparak ortak alım yapabilecekleri gereçleri ve firmaları
belirleyebilirler. Bu üretim AB ülkelerini de kapsayabilir.
Yazılım üretimi ülkenin stratejik destek verecek olduğu konular arasına alınmalıdır. Özellikle
yazılım geliştirme ile uğraşacak kişi ve kurumları destekleyecek politikalar uygulanmalıdır.
Yazılım üretimini özendirecek tedbirler bir an önce yürürlüğe konmalıdır. Uluslararası
yazılım geliştiricilerin Türkiye’de pazarladıkları ürünlerde Türkçe desteği (karakter, komut,
94
döküman vb.) şart koşulmalı ve Türkçenin Uluslararası Yazılım Dili Standartları arasına
girmesi sağlanmalıdır. İnternet adresleri dahi Türkçe karakterleri kabul etmemektedir. Yaygın
olarak kullanılan genel amaçlı yazılım ürünleri ve diğer uluslararası yazılımlar Türkçeye
çevrilmeli ve Türkçe içerik geliştirilmelidir. TSE uluslararası yazılım standartlarını Türk
Standartlarına kazandırmalıdır. Bu amaçla TSE’ nin öteki yazılım Vakıf ve Dernekleriyle
eşgüdüm içinde çalışması gerekmektedir. Yazılım pazarlarında Türkiye, Doğu ile Batı
arasında köprü görevi üstlenmelidir. Batıda geliştirilen yazılımlar için Avrasya pazarına
destek
hizmeti vermek
üzere yerelleştirme ve ara üretim mekanizmaları kurulmalıdır.
Yazılım telif hakları ile ilgili mevzuat düzenlenmeli ve yürürlüğe konulmalıdır.
Patent
dairesi, TSE ve öteki kamu kuruluşlarının eş güdümünün sağlanması önem kazanmaktadır.
Ülke çapında yazılım geliştirme ve satın alma konularında danışma ve uzmanlık kurulları
oluşturularak,
standartlaşma
ve
teknolojik
anlamda
yönlendirme
sağlanmalıdır.
Üniversitelerde sertifika programları açılarak istihdam fazlası nitelikli işgücü yazılım
sektörüne kazandırılmalıdır.
Son yıllarda Bilişim sektöründe yoğunlaşan ilgi ve tartışmalar ortak bir anlayış getirmiştir;
Türkiye bilgi teknolojileri üretmelidir. Dünya ile rekabet eden bir ekonomi, ancak yoğun ArGe ve bilgi teknolojileri üretimiyle mümkündür. Bu nedenle yatırım alanlarında gerekli teşvik
ve planlamalar bu yönde oluşturulmalıdır. Başta yazılım olmak üzere tüm bilişim sektöründe
geniş bir yelpazede ve genelde kritik teknolojilerde üretim yapılması düşünülmektedir.
Ülkede ekonominin kayıt altına alınması ve denetimi ile fikir ve patent hakları konusu ne
kadar önemliyse, kişisel bilgi güvenliği ve gizliliği yada bilgi teknolojileri kullanımında
kişisel bilgilerin mahremiyetinin korunması da o derece önem taşımaktadır.
Üniversite ve araştırma kurumlarının yerli ve yabancı sanayi kuruluşlarıyla işbirliği içinde
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri oluşumuna olanak sağlayacak faaliyetlere girmeleri
özendirilmektedir. Ulusal ve uluslararası bilgi ağlarının kullanımının düzenlenmesinde,
güvenliğin sağlanması gerekmektedir. Bu ağ-yoluyla yapılan haberleşmede Ar-Ge’ye yönelik
olanların teşvik edilmesi, teknolojilerin sektör bazında geliştirilmesi ve ticarileştirilmesiyle,
girişimciliğin özendirilmesi beklenmektedir.
95
Bilişim çağı ülkelerde yeni bir yapı değişikliğini gündeme getirmiştir. Ancak ülkemizde de
öncelikli olarak başlatılan bu süreçte, gerek denetim gerekse işletmeler düzeyinde kurumlar
arasında eşgüdüm noksanlığı ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte verimlilik ve etkinliğin
sağlanabilmesi için eşgüdüm büyük önem taşımaktadır. Aynı biçimde ülkenin bilişim sektörü
politikası olarak, bu sektöre yönelik yatırımların finansmanı aşamasında da bu eşgüdüm
noksanlığı göze çarpmaktadır. Risk sermayesi kapsamında değerlendirilecek, dünya
düzeyinde rekabet gücüne sahip ve ülkenin bilişim politikasını gerçekleştirecek; yeni
elektronik, bilgi işlem ve yazılım projelerinin tasarlanması, geliştirilmesi ve yatırımlarının
finansmanı aşamalarında TÜBİTAK yanı sıra EXİM Bank, Kalkınma Bankası ile öteki Vakıf
ve Derneklerin eş güdüm içinde çalışması için uygun bir ortam sağlanabilmelidir.
96
EK-1
BİLGİSAYAR ALT SEKTÖRÜNDE YAZILIM ALANINDA FAALİYET GÖSTEREN BELLİ BAŞLI
FİRMALAR
FİRMA
ABAKUS
Bilgi İşlem Danış. Ve Tic. A.Ş.
ANDERSEN
Consulting Dan.Ltd Şti.
ADRES
Rıhtım Cad. No.207 Nesli
han Kat3 Karaköy İst.
Büyükdere Cad. Beytem
Han. Kat.2
80220 Şişli-İstanbul
BYTE VE MUHSİNOĞLU
Bağdat Cad. No.497
Bilgisayar Tic. San.Ltd. Şti.
Suadiye-İstanbul
ETA
Samanyolu Sok. No.811
Bilgisayar San. ltd.Şti.
A-3-4
Şili –İstanbul
FORBİS
ODTÜ-KOSGEB
Bilgi Teknol. Hizmetleri Ltd. Sti.
ANKARA
HALICI
Meşrutiyet Cad. Kök Han
Bilgi işlem Elekt.
No.2 Kat:4
06640 Kızılay-Ankara
İLEİTİŞİM
Tophane Cad. Ayçetin
Bilgisayar Ltd. Şti
Apt. No:7/5
16040 Bursa
İST
Florya İş Merkezi, Beş
Bilgisayar San ve Tic. A.Ş.
Yol Londra Asfaltı
34630 Sefaköy-İstanbul
LİKOM
SedatSimavi
Yazılım Hizmetleri ve Tic. A.Ş.
Sok.No.20/4-5-6
06680 Çankaya –Ankara
LİNK
BüyükdereCad.No: 157/24
Bilgisayar Sistemleri Yazılım ve Donanımı San. 80300Zincirlikuyuİstanbul
Ve Tic. A.Ş.
LOGO
MühürdarCad.İlter
Bilgisayar Hizmetleri Paz. San. Tic. A.Ş.
Ertüzün Sok. No:2/11
Kadıköy-İstanbul
MİKRO
Büyükdere Cad. Ejder
Yazılımevi
Apt. No: 63/13-14
80310 Mecidiköy-İstanbul
MNG
Köroğlu Cad. No:88
Bilgisayar, Programlama, Müh, Danışman A.Ş. 16700
GaziosmanpaşaAnkARA
ORACLE
Büyükdere Cad. polat Han
Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şti.
Kat:6 No.87
Mecidiköy –İstanbul
ÖZER
Atakan Sok No:11/2
Elektronik San. Tic. A.Ş.
80300 Esentepe-İstanbul
POLAR
ODTÜ-KOSGEB
Müh. ve Dan.Ltd. Şti.
ANKARA
SOFTWARE
Haberler Sok. No:11/2
Bilgisayar Sstemleri A.Ş.
80300 Esentepe-İstanbul
TAM
Ergenekon Cad. Setat Sok.
Bilgisayar Hizmetleri A.Ş.
No:100/203
Feriköy-İstanbul
TES
Rıhtım Cad. Nesli Han
Bilgisayar A.Ş.
No:207/3
80030 Karaköy-İstanbul
Kaynak: TESİD
97
TEL.NO.
212/2522304
FAKS NO.
212/2450793
212/2321210
212/2303132
216/3631230
216/36362099
212/2328013
212/2483013
312/2101587
312/2101309
312/4258326
312/4258332
224/2241496
224/2241492
212/5993062
212/5993059
312/4408313
312/4403736
212/2757141
212/2754136
216/3452256
216/3471290
212/2745892
212/2667114
312/4363000
312/4376347
212/2729940
212/2729943
212/2759922
212/2671698
312/2101453
312/2875372
212/2745954
212/2745958
212/2343243
212/2302275
212/2520516
212/2441628
EK-2
TÜRKİYE’DE ELEKTRİK-ELEKTRONİK SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN
BELLİ BAŞLI FİRMALAR
(Milyar TL)
Şirket adı
İli
Arçelik
Vestel
Peg Profilo
BHS Profilo Elektrik.
Beko
Profilo Telra Elektronik
Netaş
Simko
Aselsan
Alcatel Teletaş
T.Siemens
Merloni
Alstrom
FNSS Savunma Sis.
Bosch Isıtma
ABB Elekt.
Hes Hacılar
Tusaş
İhlas EV alet.
Raks Elektrik
Umur Bilgisayar Hassas Kağıt
TDATA teknik Bilgisayar
Ütüsan Elektr.
Klimasan
Emek Elektrik
BSH Küçük Ev alet.
Rask Ev alet.
Best A.Ş.
İstanbul
Manisa
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Tekirdağ
İstanbul
İstanbul
Ankara
İstanbul
Bursa
İstanbul
Kocaeli
Ankara
Manisa
İstanbul
Kayseri
Eskişehir
İstanbul
Manisa
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Ankara
İstanbul
Manisa
Balıkesir
Satış
Kar
569 304
312 452
199 678
159 023
132911
99 140
96 226
90 555
82 053
74 300
53 886
48 467
46 447
35 000
31 508
29 802
26 418
21 367
21 069
14 766
9 618
8 969
8 674
8 591
7 645
7 395
7 225
6 784
83 998
33 217
11 960
12 294
5 115
1 453
15 396
3 511
9 133
5 990
4 168
1 495
5 380
11 190
361
2 530
417
6 324
818
-32 498
696
988
174
2 699
-283
101
-9 595
719
Kaynak: Capital 500 Özel Sayı. 12.2002.
98
İhracat
(bin dolar)
248034
484490
30 900
69 119
164051
118820
51 735
32 700
22 807
14 700
35 717
17 108
49 887
21 715
49 791
10 000
16 474
44 627
1 195
26 507
72
15 482
643
13 283
6 331
5 342
-
Aktif
406 603
283 782
148 067
140 992
102 553
55 292
84 373
77 550
122 234
70 224
44 093
31 475
45 856
32 704
15 533
29 180
15 178
24 398
16 005
34 504
3 907
5 223
7 810
8 607
12 583
981
6 066
4 241
Öz Çalışan
Sermaye
204 037
3828
72 695
4 650
31 608
2 788
3 523
3 141
25 946
1 865
8 760
1 400
35 766
1 256
14 573
2 495
36 256
2 850
21 010
658
17 129
9 971
489
13 298
902
6 247
378
5 754
506
5 372
750
3 956
612
1 000
524
810
600
-14 139
1 470
731
491
14
130
1648
550
5 395
300
2 088
294
1 137
200
-6 802
1 470
369
280
KAYNAKÇA
Cash, J. I., “Building the Information Age Organisation: Structure, Control and Information
Technologies”, Third Ed. Burr Ridge, Ill: Irwin, 1994.
Davenport, Thomas H. “Informatıon Ecology: Mastering the Information and Knowledge
Environment”, New York: Oxford University Press, 1997.
Dönmez, Recai. “Vergi Hukuku Açısından Küreselleşme ve Elektronik Ticaret”, Anadolu
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 14, no.1-2 (1998): 415-452.
Erkan, Hüsnü. “Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme”, Ankara: Türkiye İş Bankası, 1993.
Ersoy, Zeynep. “Elektronik Ticaret ve Ticaret Noktaları”, Ankara: İGEME, 1999.
Kepenek, Yakup. “Ekonomik Yönleriyle Elektronik Ticaret”, Türkiye İçin Elektronik Ticarete
Geçiş Durum Değerlendirmesi ve Pilot Uygulama Projesi, Ankara: TÜBİTAK-BİLTEN ve
İGEME, 1999.
OECD. Directorate For Science, Technology and Industry, Comitteee for Information,
Computer and Communications Policy. Working Party on the Information Economy.
Information Technology Outlook 2000. Paris: OECD, 1999.
“Turkey: Informatics and Economic Modernization.” Washington, D.C.: The World Bank,
1993.
Webster, Frank. “The Information Society: Conceptions and Critique”, Encyclopedia of
Library and Information Science, ed. Allen Kent. New York: Marcel Dekker, 1996, Vol. 58.
Supp. 21: 74-112
“Yeni Öğrenme Modeli ve Eğitimde Bilişim Teknolojileri”, TBV-BDE Çalışma Grubu:
Ahmet Şimşek, Tınaz Titiz, Fuat İnce, Fulya Sarı, Tuncer Üney, Zafer Kurdakul, Tijen
Mergen, Cengiz Ultav, Seniz Ciritçi, Eylül 1998.
99
Eşiyok, Bayram Ali. “Bilgi Toplumuna Doğru - Türkiye Bilgi Teknolojileri”, Türkiye
Kalkınma Bankası,Araştırma Müdürlüğü, Ankara, 1999.
IMD (2000), “The World Competetiveness Report 2000”, World Economic Forum. New
York. 2000.
World Bank, “World Development Report”, Oxford Press, New York, 1999.
TÜBİTAK, “Türk Bilim ve Teknoloji Politikası (1993-2003), Ankara, 1993.
Saka, Tamer. “Türk Bankacılık Sektöründe Bilgi Teknolojilerinin Denetimi”, Türkiye
Bankalar Birliği Yayın No.224. İstanbul, 2001.
Taylan,Tolga. “Türkiye Elektrik ve Elektronik Sanayi İhracat İmkanları” İGEME, Ar/Ge
Başkanlığı, Ekim 2000.
Arıcı, Esmahan. “Elektronik Ticaret”, Orta Anadolu İhracatçılar Birliği, Temmuz 2000.
100
GİRİŞ
Günümüzde teknolojide ve iletişim ağlarında meydana gelen ilerlemelerle birlikte yaşanmaya
başlanan Bilgi Çağı’nın, önümüzdeki yüzyıl boyunca tüm dünyada yaygınlaşarak gelişmesi
beklenmektedir. Bilgi teknolojileri ve iletişim ağlarındaki bu gelişmeler; internet
bağlantılarını doğurmuş, bilgi iletişim ve bilgi işlemin günlük hayatımıza yansıtılmasıyla
küresel bilgi akışı sağlanmış ve bilgi evrensel bir kimliğe dönüşmüştür.
Dünya ülkelerinin bir çoğunda günlük yaşamın her alanında bilgisayar kullanımının çağın
gereği olduğu bilincinin yerleşmesi, diğer taraftan sayısal biçime dönüştürülmüş yazılı metin,
ses ve video görüntüleri ile interaktif bağlantıların sağladığı kolaylıkların fark edilmesi
elektronik işlemlere stratejik bir önem kazandırmıştır.
Bu kapsamda bilgisayar yazılım sektörünün öncelikle incelenmesi gerekmektedir. Yazılım
sektörümün çağdaş gelişmeler ışığında yeterli olarak anlaşılabilmesi için bilişim alanından,
elektrik-elektronik sektörlerindeki gelişmelere kadar geniş kapsamlı bir çalışma yapılması
gerekli olmuştur. Bu çalışma, bilişim sektöründe yapılacak incelemeler için bir taban
oluşturacaktır.
i
ii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
GİRİŞ ....................................................................................................................................
İ
1. BİLİŞİM SEKTÖRÜ .......................................................................................................
1.1. Bilgi Üretimi ...............................................................................................................
1.2. Beşeri Sermaye ...........................................................................................................
1.3. İçerilmiş Bilgi .............................................................................................................
1.4. Devlet Teşvikleri .........................................................................................................
1.4.1. Türkiye’de Bilim ve Teknoloji Politikası .........................................................
1.4.2. Devlet Teşviklerinin Alt Yapısı ve Destek Kuruluşlar .....................................
1
2
7
9
10
12
13
2. BİLİŞİM SEKTÖRÜ ARZ DURUMU ..........................................................................
2.1. Elektronik Sanayi Sektörü ..........................................................................................
2.1.1. Bileşenler Alt Sektörü .......................................................................................
2.1.2. Tüketici Elektroniği Alt Sektörü .......................................................................
2.1.3. Profesyonel ve Endüstriyel Cihazlar Alt Sektörü .............................................
2.1.4. Askeri Elektronik Cihazlar Alt Sektörü ............................................................
2.1.5. Telekomünikasyon Cihazları Alt Sektörü .........................................................
2.1.6. Bilgisayar Cihazları Alt Sektörü .......................................................................
23
24
28
29
29
30
31
42
3. YAZILIM SEKTÖRÜ .....................................................................................................
3.1. Sektörün Tanımı ..........................................................................................................
3.1.1. Hizmet ve Destek Programları ..........................................................................
3.1.2. Kontroller ..........................................................................................................
3.1.3. Bankacılıkta Yazılım Uygulaması ....................................................................
3.2. Türkiye’de Yazılım Sektörü Arz Durumu ..................................................................
3.3. İnternet ve Elektronik Ticaret .....................................................................................
3.3.1. Ticaret Noktaları ...............................................................................................
3.3.2. Türkiye’de İnternet ...........................................................................................
3.3.3. İnternet Alt Yapısı .............................................................................................
3.3.4. Yatırım Teşvik Belgeleri ...................................................................................
3.4. Yazılım Sektörümün Geleceği ....................................................................................
55
55
57
59
61
64
71
77
78
80
81
81
4. TALEP ..............................................................................................................................
4.1. Talebi Belirleyen Etmenler .........................................................................................
84
87
5. DIŞ TİCARET ..................................................................................................................
5.1. Elektronik Sanayi Dış Ticareti ....................................................................................
5.1.1. İhracat ................................................................................................................
5.1.2. İthalat ................................................................................................................
5.2. Bilgisayar Cihazları Dış Ticareti .................................................................................
89
89
89
90
92
6. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ...................................................................
93
Ek-1. Bilgisayar Alt Sektöründe Yazılım Alanında Faaliyet Gösteren Belli Başlı Firmalar .
97
Ek-2. Türkiye’de Elektrik –Elektronik Sektöründe Faaliyet Gösteren Belli Başlı Firmalar .
98
KAYNAKÇA ........................................................................................................................
99
i
Download