15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla DİNİ DURUM 1. HZ MUHAMMED’İN PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLDİĞİ ORTAM 1.6 Dini Durum Yahudilik Hıristiyanlık Mecusilik Sabiilik Putperestlik Haniflik Eski Araplarda Din 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Arabistan'a giren semâvî dinlerden en önemlisi ve eskisi Yahudiliktir. Bu din, Filistin'den Suriye-Hicaz arasındaki yerlere sığınmak zorunda kalan Yahudiler vasıtasıyla gelmiş ve Yesrib'e kadar girmiştir. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Milâttan önce VI. yüzyılda Babil Kudüs’ü işgal edip Yahudileri sırada bunlardan bazılarının Hayber, Vâdi’l-Kurâ ve Fedek kesimlerine yerleşmişlerdir. Kralı Buhtunnasr’ın Babil’e götürdüğü kaçarak Medine, gibi Hicaz’ın bazı 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Medine çevresi ile Yemen hâriç tutulursa, Yahudiliğin Araplar arasında pek fazla ilgi görmediği müşahede edilmektedir. Mevcut Yahudiler de Filistin kökenli idiler. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Milâttan sonra II. veya III. yüzyılda Yesrib’e yerleşen Evs ve Hazrec ile Yahudiler arasında meydana gelen sürtüşmeler bu dinin bölge Arapları üzerinde pek etkili olmamasına yol açmıştır. Bununla birlikte Evs ve Hazrec’den bazı Arapların Yahudi din adamlarına gelerek bu dini kabul ettikleri de söylenmektedir 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Yemen’de ise Yahudilik sınırlı da olsa yayılmıştı. Himyerî hükümdarı Zûnüvâs’ın Yahudiliği kabul edip Hristiyanlara hücum ettiğini daha önce belirtmiştik. Yahudiliğin Araplar arasında ilgi görmemesinde, onların kendilerini Allah’ın seçilmiş halkı olarak görmelerinin rolü vardır. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Çünkü Araplar, kendilerini alt bir seviyede kabul eden bir dine girmeye kolay kolay yanaşmazlardı. Yahudiler mal temin etmeye verdikleri önem kadar dinlerini yaymak için çalışmamışlardır. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Bunun yanısıra o dönemde Yahudilerin; vefasız, fitne çıkaran ve mal düşkünü olarak şöhret bulmaları Arapların hoşuna gitmiyordu. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Yemen’de Zûnüvâs’ın Hristiyanlara yaptığı zulümler ve Medine’deki Yahudilerin Evs ve Hazrec’e karşı olumsuz tutumları da Arapları onlardan soğutmuş olmalıdır. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Öte yandan Yahudiliğin birçok hükmünün bedevîlerin hayat tarzlarına uygun olmamasının da bu dinin Araplar tarafından kabul görmemesine sebep olduğu söylenebilir. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Himyer, Benî Kinâne, Benî Hars b. Ka'b, Kinde isimli kabileler yahudi idi. Medine-i Münevvere'de yahudüer tamamen hakimiyet kurmuş ve Tevrat'ı öğretmek için Beytü'l-Midrâs dedikleri okullar tesis etmişlerdi. Hayber kalesinin bütün halkı yahudi idi. Îmreu'l-Kays'ın çağdaşı meşhur şair Samuel b. Adiyâ bir yahudi idi. Onun vefakârlığı bugün bile Arabistan'da dar-ı mesel olarak söylenir. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.1 Yahudilik Kitab ehli olanların yaptıkları rivayetler Mekke-i Mükerreme'de o kadar yayılmış, o kadar yaygınlık kazanmıştı ki, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimize Kur'ân-ı Kerîm nazil olduğu sıralarda inen âyetlerde İsrailoğullarına ait olaylar anlatılırken, kâfirler Hz. Peygamber'e, yahûdî veya hıristiyanlar öğretiyorlar diye şüpheye düşmüşlerdi. "Şüphesiz biz onların 'Kur'ân'ı O'na ancak bir insan öğretiyor' dediklerini biliyoruz." (Nahl, 16/103) 1.6 DİNİ DURUM - HIRISTİYANLIK 1.6.2 Hırıstiyanlık Hristiyanlık Arap Yarımadası'nın kuzey bölgesinde, özellikle Gassânîler ve Hîreliler arasında yayılmıştı. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6 DİNİ DURUM - HIRISTİYANLIK 1.6.2 Hırıstiyanlık Gassaniler, Hirelilerden çok önce Hristiyanlaşmışlar ve Ya’kûbî mezhebini kabul etmişlerdi. Çünkü Gassânîler Bizans imparatorluğu ile sıkı ilişki içinde bulunuyorlardı. Ya’kûbîlik Suriye’deki Arap kabileleri arasında da yayılmıştır. Irak bölgesinde ise Hristiyanların çoğu Nastûrî mezhebini benimsemiş ve Hîre’de bir Hristiyan Arap topluluğu oluşmuştu. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6 DİNİ DURUM - HIRISTİYANLIK 1.6.2 Hırıstiyanlık Hristiyanlık, Irak ve Suriye’de Gassânîler ve Hîreliler yanında, Tenûh, İyâd, Lahm, Cüzâm, Tağlib ve Bekir gibi birçok Arap kabilesi arasında da geniş bir şekilde yayılmıştır. 1.6 DİNİ DURUM - YAHUDİLİK 1.6.2 Hırıstiyanlık Hristiyanlığın Yemen ve Güney Arabistan'daki durumuna gelince, bu dinin mensupları Necran’da yoğun bir şekilde bulunuyorlardı. 1.6.2 Hırıstiyanlık Buraya Hristiyanlık Habeş hakimiyeti döneminde girmiştir. Bizans imparatorları da nüfuzlarını ve ticaretlerini genişletmek için Hristiyanlığı bir araç olarak kullanmışlar, bu amaçla Necran’a papaz göndermişler ve buraya Necran Kâbesi diye anılan bir de manastır yaptırmışlardır. 1.6.2 Hırıstiyanlık İkinci Habeş hakimiyeti döneminde de başta Ebrehe olmak üzere Habeş valileri Hristiyanlığı yaymak için büyük çabalar sarfetmişlerdir. Fil Olayı bu teşebbüsleri açık bir şekilde göstermektedir. 1.6.2 Hırıstiyanlık Hristiyanlık Hicaz bölgesinde Mekke, Medine ve Tâif’te, yayılmamakla birlikte, biliniyordu. Hristiyanlık Orta Arabistan’daki putperestler üzerinde önemli bir etkide bulunmamıştır. 1.6 DİNİ DURUM - HIRISTİYANLIK 1.6.2 Hırıstiyanlık "Rebîa ve Gassân kabileleri hıristiyandı ve bunun Kudâ'a kabilesinde de etkisi görülüyordu. Hıristiyanlık oldukça gelişmiş ve yayılmıştı ki, bizzat Mekke'de -Varaka b. Nevfel gibi- ibranî diliyle İncil'i okuyabilen kişiler bulunuyordu. Mekke'de, Suriye'ye giderek Hıristiyanlık eğitimi görmüş başka insanlar da vardı. Kilab Zühre Abduddar Kusay Abdul-Uzza Abd-i Menaf Esed Nevfel Varaka Haşim (Şeybe) Abdulmuttali b Hüveylid El-Avvam Hz Hatice Hz Abdullah Ez-Zubeyr HZ HATİCE’NİN SOYU Hz Muhammed (s.a.v) 1.6 DİNİ DURUM - MECUSİLİK 1.6.3 Mecusilik Arap Yarımadası'nda bulunan Mecusîlerin büyük çoğunluğu Bahreyn, Yemen ve Umman’da oturan İranlılardan ibaretti. 1.6.3 Mecusilik Mecusiler; Ateşe taparlar. 1.6.3 Mecusilik Mecusiler; İneğe taparlar. 1.6.3 Mecusilik Mecusiler; timsaha taparlar. 1.6.3 Mecusilik Mecusiler ölülerini gömmezler, hususi yaptırılan kulelerde saklarlar ve akbabalara yedirirler . 1.6.3 Mecusilik İslâm'ın doğduğu sırada; Sâsânî imparatorluğunun resmî dini olan Mecusîlik, Araplar arasında pek itibar görmemiştir. . 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Sabiîler; En tercih edilen rivayete göre, bi'setten önce kavimlerinin puta tapmasından hoşlanmayarak, gönüllerine hitap eden ve samimiyetle bağlanabilecekleri bir itikat arayan Araplardır 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Sâbiîler Kur'an-ı Kerim'de, Araplar tarafından Ehl-i kitap olarak bilinen Yahudiler ve Hristiyanlarla birlikte anılmışlardır. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Bunlardan, Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için Rab'leri katında mükâfat bulunduğu, korkularının olmayacağı ve üzüntü çekmeyecekleri bildirilmiş; ayrıca Arapların yaşadığı çevrede bulunan diğer gruplarla birlikte Sâbiîler de zikredilmiş, Allah'ın kıyamet günü bunlarla ilgili hükmünü vereceği belirtilmiştir. Bakara 62. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Sâbiîler Yüce varlık inancı (hayat kültü), Yaratıcı Güç, gibi temel inanç esaslarına sahiptirler. Kutsal metinleri vardır. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Kendilerine özgü dua, vaftiz, oruç, kurban kesme, kutsal günler, bayramlar ve kendine has işlevleri olan mabetleri vardır. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK VAFTİZ 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik • Sarhoşluk veren alkollü maddelerin içilmesini haram sayarlar, • Heykel ve suretlere tapınmayı büyük günah kabul ederler. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Sâbiîler dinlerinin Hz. Âdem'le başladığını iddia ederler. Onlara göre Sâbiîlikte mevcut olan vaftiz, âyin yemekleri ve ibadetlerin prototipleri Âdem'e, yaratıldığında öğretilmiş, uygulaması yaptırılmıştır. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Sâbiîler kutsal kitaplarında Hz. Yahya'ya büyük önem verir, onu ışık peygamberi ve gerçek peygamber olarak tavsif ederler. Ahir zaman ve ahiret inancına sahiptirler. 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Kur'an-ı Kerim'de olmalıdır. işaret edilen Sâbiîler bunlar 1.6 DİNİ DURUM - SABİİLİK 1.6.4 Sabiilik Diğer yandan Araplar; Kavminin dinini terk edip başka bir dine giren kimseye de Sâbiî derlerdi. Bu ikinci anlamda olmak üzere Mekkeliler Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ve ilk Müslümanlara da Sâbiî demişlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Câhiliye Dönemi Araplarında güneşe tapanlar da vardı. Güneş, güney Araplarında dişi, Tedmürlülerde ise erkek tanrı olarak kabul edilirdi. Meşhur putlardan Lât, Menât ve Uzzâ, güneşi temsil eden tanrılar olarak kabul edilirdi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK Menat Uzza Lat LAT – MENAT – UZZA (ALLAH’IN KIZLARI) 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Güneşin kutsal kabul edilmesi ve tanrı olarak algılanması dolayısıyla, İslâm’dan önce Abdüşems (güneşin kulu) adı yaygın olarak kullanılmaktaydı. Abdüşems adı kullanılıyordu. Kureyş kabilesi arasında da Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Harb Ebu’l Asl Ebu Sufyan Affan Hz Abdullah Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Ö:625 Uhud Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Kusem Dırar Mukavvim Hacl Yezid Hz Osman Ö:656 Mervan Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) HAŞİMİLER VE EMEVİLER’İN SOYU 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Güneşe tapanlar, güneşi temsil eden putun bulunduğu tapınakta güneşin doğuşu, zevâli ve batışı sırasında günde üç vakit dua ederlerdi. Bu üç vakit, güneşe tapanlara muhalefet için İslâm’da kerahet vakti kabul edilmiştir. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Güneş’in dışında daha başka yıldızların da kutsal sayıldığı görülmektedir. Lahm, Himyer ve Kureyş kabileleri tarafından şi’râ yıldızı (Sirius) takdis ediliyordu. Kur’ân-ı Kerim’de, bu yıldıza işaret edilerek “Doğrusu, şi’râ yıldızının Rabbi O (Allah)’dır” buyrulur. Şİ’RA YILDIZI 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kuzey Arapları, yani Hz. İsmail ve nesli, başlangıçta tevhid inancına sahiptiler. Kâbe, tevhid inancının simgesi idi. Putperestlik onlar arasına dışarıdan sokulmuş ve daha sonra Allah’a şirk koşmayı âdet haline getirmişlerdir. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Putperestliğin doğal sonucu olarak put evleri şeklinde çok sayıda tapınak yapılmıştır. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Tapınaklara genellikle ev (beyt) denilir, küp şeklinde olanlara da kâbe adı verilirdi. Bunun dışında herkes bir tapınak sahibi olmak ister, buna gücü yetmeyenler Kâbe’nin veya diğer tapınaklardan birinin önünde hoşuna giden bir taş diker ve bu taşın etrafında tapınağı tavaf eder gibi dönerlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Bedevîler çadırdan tapınak yaparlardı. Ayrıca her aile bir put edinip evine koyarak ona tapardı. Ev halkından birisi bir yolculuğa çıkacağı zaman elini ve yüzünü bu puta sürerdi. Bu, onun yola çıkmadan önce en son yaptığı iş olurdu. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Yolculuktan döndüğü zaman da yine o puta elini yüzünü sürer, bu da o kişinin yolculuktan döndükten sonra ailesini görmeden yaptığı ilk iş olurdu. Dolayısıyla her ev bir tapınak gibiydi. Bunun dışında kabilelerin ortak olarak kullandıkları tapınaklar da vardı. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Taif şehrinde oturan Sakîf kabilesinin “Lât” adlı putu vardı. Sakîfliler Lât için bir de tapınak yapmışlardı. Bu tapınağı Kâbe’ye rakip görürlerdi. “Uzzâ” adlı puta Kureyş ve Kinâne kabileleri tapardı. Bu put Mekke dışında Batn-ı Nahle denilen yerde bulunuyordu. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Medine’deki Evs ve Hazrec ile çevresindeki bazı müşrik kabilelerin putu olan Menât, Kızıldeniz kenarında el-Müşellel’de, Kudeyd adlı yerde idi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK Menat Uzza Lat 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kur'an-ı Kerim'de bu putların adları şöyle geçmektedir: "Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ'yı? Ve üçüncüleri olan ötekini, Menât'ı"? (Necm 19-20) Bütün bu tapınaklar, Kâbe’nin itibar görmesini asla engelleyememişti. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kâbe’de 360 put vardı. Bunların en büyüğü ve önemlisi Hübel’di. Bu, aslen Kuzey Arabistan tanrılarından olduğu halde, daha sonra Mekke'ye getirilmiştir. Hübel’in, Mekke'ye, Huzâalı Amr b. Luhay veya Huzeyme b. Müdrike tarafından getirildiği söylenmektedir. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Esasında puta tapma âdetini de Hicaz’a Suriye’den Amr b. Luhay getirmiştir. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Amr, yakalandığı bir hastalıktan kurtulmak için Belkâ denilen yere giderek orada bir su pınarında yıkanmıştır. Burada insanların bir takım putlara taptığını görmüş, bunlara niçin taptıklarını sorunca onlar “Bunlara taparız, yağmur istesek yağdırırlar, yardım istersek yardım ederler” demişlerdir. Amr, onlardan aldıkları putlardan birkaç tanesini getirip Kâbe’nin yanına dikmiştir. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Daha sonra yerleştirmiştir. Kusay Hübel’i Kâbe’nin içine Kureyşliler Amr b. Luhay’ı taklit ederek edindikleri putları Kâbe’nin çevresine yerleştirmeye ve bu putların önünde fal okları çekmeye başlamışlardır. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Hübel'in önünde yedi adet fal oku vardı. Araplar; yolculuğa çıkmak, ticaret yapmak, evlenmek, nesebi şüpheli bir çocuğun babasını belirlemek, diyet ödetmek, su kuyusu açmak gibi işleri yapmak istediklerinde bu fal oklarını çekerler, ona göre hareket ederlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kureyş mensupları hac için Kâbe'yi ziyarete gelen kabilelerden istifade etmek ve ilgilerini çekmek amacıyla başka kabilelerin putlarını da Kâbe'nin çevresine dikiyorlardı. Ayrıca Safâ’da bulunan İsâf ile Merve’de bulunan Nâile, Kâbe çevresinde yer alan diğer putlardı. Müşrikler bunların yanında kurban keserlerdi. MERVE Naile Putu SAFA Mekke’nin Tarihi: Kendisine peygamberlik görevi verilmiş ve peygamberliğinin de on üç İsaf Putu yılını burada geçirmiştir 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kur’ân-ı Kerim’de müşriklerin Vedd, Süvâ’, Yeğûs, Yeûk ve Nesr adlı putlarından bahsedilmektedir: “İnsanlara:'Sakın tanrılarınızı bırakmayın. Vedd, Süvâ’, Yeğûs, Yeûk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin' dediler”. (Nuh 23) Vedd 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK Süva’ Vedd: Kelb kabilesinin putu idi. Dûmetülcendel’de bulunuyordu. Yeük Nesr Yeğus Süvâ’: Kadın şeklindeydi. Hüzeyl kabilesinin putuydu. Vedd 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK Yeğûs: Aslan görünümünde idi. Yemen’deki Mezhic ve Cüreş kabileleri buna taparlardı. Süva’ Yeük Nesr Yeğus Yeûk: At şeklinde idi. San’a’ya Mekke yönünde iki gecelik mesafede bulunan Hayvân adlı bir köyde bulunuyordu. Vedd 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK Süva’ Yeük Nesr Yeğus Nesr: Himyerîlerin Yahudiliği kabul etmeden önce taptıkları put idi. Bu put, Hicaz’ın bazı bölgelerinde de tanınmakta idi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Aslında putperestliğin yayılmasından sonra da Araplar diğer tanrı ve putların yanında Allah’ı tanıyorlar, • O’na putlara tanıdıklarından daha üstün sıfatlar veriyorlar, • O'nun adına yemin ediyorlardı. • Müşrikler, putlardan ayrı olarak kendilerini, gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğunu biliyorlardı. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Kur’ân-ı Kerim’de bu hususa işaret eden pek çok âyeti kerime vardır. Bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Andolsun ki, onlara ‘Gökleri ve yeri yaratan kimdir?’ diye sorsan ‘Allah’tır’ derler“. (Zümer 38) 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Yağmur yağdıran ve onunla toprağı canlandıranın Allah olduğuna inanıyorlardı. Bir âyet-i kerîmede “Andolsun ki, onlara ‘Gökten su indirip onunla, ölümünden sonra yeri dirilten kimdir?’ diye sorsan şüphesiz ‘Allah’tır’ derler.” (Ankebut 63) buyrulur. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik • Yeminlerini Allah adına yaparlar, • Meleklerin Allah’ın kızı olduğuna inanırlar, • O’na oğullar ve kızlar isnat ederlerdi. • Ancak müşrikler putların kendileri için Allah’a birer şefaatçi olduğunu düşünürler ve onlara kendilerini Allah’a yaklaştırmaları için taparlardı. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Bununla ilgili olarak Kur'an'da şöyle buyrulur: “O’nu bırakıp da putlardan dost edinenler ‘onlara, bizi Allah’a yaklaştırsın diye kulluk ediyoruz’ derler...”.(Zümer 3) 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Cahiliye döneminin başlıca tapınma şekillerine gelince, müşrikler put evlerinde; • Dua, • Secde ve • Tavaf ederler, • Adakta bulunurlar, • Kurban keserler, • Sadaka verirlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Bu tür ibadetlerin başlıca gayeleri ise; • Sağlık, • Afiyet, • Servet kazanmak, • Savaşlarda zafer elde etmek, • Erkek çocuk sahibi olmak için putların ilgi, yardım ve şefaatine nâil olmaktı. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Görüldüğü gibi putlara karşı bu tapınmalar ve saygılar dünyevî maksatlara yöneliktir. Çünkü; müşrikler ahirete inanmazlardı; yeniden dirilmeyi “eskilerin masalları” sayarlardı. Bu yaygın inkara rağmen sayıları az da olsa ahirete inanan kimseler vardı. 1.6 DİNİ DURUM - PUTPERESTLİK 1.6.5 Putperestlik Hz. İbrahim’den intikal eden bazı ibadet ve gelenekler yerine getirilmeye devam ediliyordu. Mesela Yesribli hacılar Kâbe'yi tavaf edip, Arafat’ta vakfe yaptıktan ve Mina’daki görevlerini de ifa ettikten sonra Menât’a gider, onun yanında tıraş olur ve ta’zimde bulunurlardı. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Cahiliye döneminde Allah’ın birliğine inanan, putperestliği reddeden ve Kureyş'in yanlış âdet ve inançlarına karşı çıkan bazı kimseler vardı. Bunlara Hanîf (çoğulu hünefâ, ahnâf) denilmektedir. Tevhit inancına sahip olan Hanifler Hz. İbrahim’in dinini yaşatmaya çalışırlar, 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Yahudilik ve Hristiyanlıktan putperestlikle mücadele ederlerdi. uzak kalırlar, Bunlar okur-yazar kişilerdi. Bir kısmı İbrânîce ve Süryânîce gibi dilleri bilirdi. Bunlardan bir kısmının Hz. İbrahim dinine en yakın din kabul ettikleri Hristiyanlığı benimsedikleri görülmektedir. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Hanîfler topluca bir birlik oluşturamadıkları gibi müşterek bir ibadetleri de yoktu. Bireysel olarak dinî hayat yaşayan zahid kimselerdi. Kaynaklarda Hanîf olarak adlandırılan bir kaç kişinin isminden bahsedilmektedir. • Varaka b. Nevfel, • Ubeydullah b. Cahş, • Osman b. Huveyris ve • Zeyd b. Amr 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Bunlar bir defasında bir araya gelerek putperestliğin bâtıl olduğunu, dedeleri İbrahim’in dininin tevhit esasına dayandığı kanaatinde birleşmişler ve bu dinin esaslarını tesbit etmek üzere çeşitli ülkelere dağılmışlardı. Varaka b. Nevfel, Şam’a giderek Hristiyanlığı benimsemiş, Tevrat ve İncil’i öğrenmiştir. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Ubeydullah b. Cahş tereddüt içinde kalmıştır. Osman b. Huveyris Bizans imparatorunun yanına giderek Hristiyanlığı benimsemiş ve orada kalmıştır. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Zeyd b. Amr ise ne Hristiyanlığı ve ne de Yahudiliği benimsemiştir. • O, putlara tapmaz, • Putlar adına kesilen kurban etinden yemezdi; • Kız çocukların toprağa gömülmesine karşı çıkardı. Şiirlerinde hep Allah’ın birliği konusunu işlerdi. Arabistan’da bu dört kişiden başka, Allah’ın bir olduğuna ve ahirete inanan başka Hanîfler vardı. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik • Güçlü bir hatip olan Kus b. Sâide ve • Taifli şair Ümeyye b. Ebü’s-Salt bunlar arasında yer almaktadır. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Hz. İbrahim'den (as) beri Arabistan'da yaşayan Hanif dinin temel prensibi tek Allah (=tevhid) inancı idi. Zaman aşımı ve cahilliğin yaygınlaşmasından dolayı, her ne kadar bizzat Allah'ın evi Kabe'de putlara tapılacak kadar şirk ile içice girmişse de, tevhid inancı tamamen yok da olmamıştı. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Arabistan'da yer yer bu inancın güçlükle seçilebilen izlerine rastlanıyordu. Akıl, iz'an ve basiret sahibi olan insanlar; akıllı insanların cansız ve akılsız varlıklar karşısında boyun eğişlerini ve tapınmalarını gördükçe iğreniyor, bunlara muhalefet ediyorlardı. Bu yüzden putperestliği kötüleme düşüncesi bir çoğunun içinde doğmuşsa da bu hareketin başlangıç tarihi Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in peygamber olarak gönderilmesinden kısa bir süre öncedir. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik İbn îshâk şöyle der: "Bir keresinde put festivaline Varaka b. Nevfel, Abdullah b. Cahş, Osman b. Huveyris ve Zeyd b. Amr b. Nufeyl de katılmış ve yapılanları duymayan, görmeyen, hiç kimseye fayda veya zarar veremeyen bir taşın önünde eğilmeyi anlamsız ve ahmakça bir hareket olarak değerlendirmişlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Bunların hepsi Kureyş kabilesindendi. • Varaka, Hz. Hatice'nin amcasının oğluydu. • Zeyd, Hz. Ömer'in amcasıydı. • Abdullah b. Cahş, Hz. Hamza'nın kızkardeşinin oğluydu. • Osman, Abdüluz-za'nın torunuydu. Kilab Zühre Abduddar Kusay Abdul-Uzza Abd-i Menaf Esed Haşim (Amr) Nevfel Varaka (Şeybe) Abdulmuttali b Hüveylid El-Avvam Hz Hatice Hz Abdullah Ez-Zubeyr VARAKA’NIN SOYU Hz Muhammed (s.a.v) Fihr (Kureyş) Muharib Ğalib Lüey Ka’b Ka’b Amr El-Hattab Mürre Husays Temim Yakaza Zeyd Sehm Mahzum Ebu Kuhafe Hz Ömer Cumah ZEYD SOYU Hz Ebu Bekr Ö:634 Kilab Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Harb Ebu’l Asl Ebu Sufyan Affan Hz Abdullah Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Ö:625 Uhud Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Kusem Dırar Mukavvim Hacl Yezid Hz Osman Ö:656 Mervan Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) HAŞİMİLER VE EMEVİLER’İN SOYU 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Zeyd, İbrahim dinini araştırmak üzere Suriye'ye gitti. Orada yahudi ve hıristiyan din adamlarıyla görüştü. Yaptığı görüşmeler ve araştırmalar sonucunda: "Ben İbrahim (as)ın dinini kabul ediyorum" dedi. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Ebu Bekir es-Sıddîk‘ın kızı Esmâ'dan (ra) şöyle bir rivayet vardır: "Zeyd'i, Kabe'ye sırtını dayamış, insanlara şöyle derken gördüm: 'Ey Kureyşliler! Benim dışımda sizlerden hiç biri İbrahim'in dini üzere değildir." 'Araplar, kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. Bu âdete ilk karşı çıkan Zeyd'dir. Bir kişi böyle bir şey yapmaya niyetlenince Zeyd gider, adamın kızını alır, kendisi beslerdi. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Hz. İbrahim'in dinine neden hanîf dini dendiğini tam olarak bilmiyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'de bu kelime geçmektedir, ama anlamı üzerinde farklı görüşler vardır. Tefsirciler: "Putperestlikten dönüş olduğundan dolayı bu dine hanîf denmiştir, çünkü 'hanef'in anlamı dönmektir" demektedirler. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik İbranî ve Süryanî dillerinde hanîf'in mânâsı münafık ve kâfir demektir. Bu ismi putperestler Allah'ın birliğine inanan muvahhidlere bir lakab ve isim olarak takmış, onlar da şerefle kabul etmiş olabilirler. 1.6 DİNİ DURUM - HANİFLİK 1.6.6 Haniflik Arabistan'da özellikle Mekke ve Medine'de, çeşitli kişilerin putperestliği reddettikleri ve putlara tapmaktan vazgeçerek İbrahim dininin ne olduğunu araştırdıkları birçok rivayette açıkça belirtilmiştir. Onların bu araştırmaları, İbrahim dininin yenileyicisi, Muhammed sallallahu aleyhi vesellem'in ortaya çıkışının yaklaşmış olduğunu yahudi ve hıristiyanlardan duymalarından kaynaklanıyordu. 1.6 DİNİ DURUM – ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din Bilinen Dinlerin Araplar Üzerindeki Etkileri Yukarıda anlatıldığı gibi, bütün semavî ve bilinen dinler Arabistan'da mevcuttu. • Yahudilik, • hıristiyanlık, • mecusîlik ve • hanîflik olduğu gibi, • aklın en yüksek noktalara ulaşacağına, herşeyi çözeceğine inanan dinsizlik (=ateizm) de vardı. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din Eski Araplar'da; • İnsanlar putlara kurban olarak adanırdı. • Babanın nikahladığı kadın, oğullarına miras düşerdi. • Bir kişi iki-üç kızkardeşle aynı anda evlenebilir ve bu caiz görülürdü. • Çok kadınla evlenmenin bir sınırı yoktu. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din • Kumar, içki, zina, her tarafta yaygındı. • Arsızlık öyle bir noktadaydı ki, aynı zamanda bir şehzade olan meşhur şair Îmreu‘l-Kays yazdığı kasidede dayısının kızıyla yaptığı ahlâksızlıkları büyük bir zevkle anlatabilmekte ve bu kaside Kabe'nin duvarına asılabilmekteydi. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din • Savaşlarda insanları diri diri yakmak, • Kadınların karınlarını yarmak, • Hiç bir suçu olmayan günahsız çocukları kılıçtan geçirmek, genellikle caiz görülen şeylerdi. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din Hıristiyanların anlattığına göre islâm Öncesi Araplar, bütün dinler içinde en çok hıristiyanlıktan etkilenmişlerdi. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din Sonuç olarak Arabistan'a din açısından bakarsanız, bu geniş coğrafyada hristiyanların zayıf çabalarının Araplar üzerinde etkisiz kaldığını görürsünüz. Yahudiliğin de ara sıra büyük bir kasırga gibi estiğini fakat küçük kalıntılardan başka geride bir birikim bırakmadığını görürsünüz. 1.6 DİNİ DURUM - ESKİ ARAPLARDA DİN 1.6.7 Eski Araplarda Din Özetle, Arabistan'da putperestlik ve Ismailoğullarının saçma inançlarının ırmağı her taraftan coşup gelerek ibrahim dininin ve hanîfliğin tek abidesi olan Kabe'nin duvarlarına çarpıyor, fakat nüfuz edemeden geri dönüyordu." 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Araplar arasında islâm'dan önce çeşitli inançlar da vardı. • Bazılarının inanç ve düşüncesi ise tamamen inkâra dayanmaktaydı. Bunlar, "Kâinatta varolan sadece zaman ve tabiat kanunudur, Allah diye birşey yoktur" derlerdi. 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din İşte bu kişiler buyurmaktadır: hakkında Kur'ân-ı Kerîm şöyle "Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helak eder." (Câsiye, 45/24) 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din • Bazıları Allah'a inanıyor, ama kıyamet gününe ve ceza ile mükâfata inanmıyorlardı. Buna karşılık Kur'ân'da Kıyametin varlığı ve gerçekliği üzerinde şu şekilde delil gösterilmektedir: "De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecektir." (Yasin) 36/79) 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din • Bazıları Allah'a, ceza ve mükâfata da inanıyor, ama peygamberliği kabul etmiyordu. Bunları da Kur'ân-ı Kerim şöyle anlatıyor: "Onlar -bir de- şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber? -Bizler gibi- yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor." (Furkân, 25/7) "Allah peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" (îsrâ, 17/94) 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Onlar, eğer bir peygamber gelecekse beşerî gereksinmelerden arınmış bir melek olmalıdır şeklinde düşünmekteydiler. Fakat halk genelde putperestti. Putları Allah kabul etmiyorlar, aksine Allah'a ulaşmak için birer aracı görüyorlardı. Kur'ân, bunların halini de şöyle ifade ediyor: "-O putlara- sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler." (Zümer, 39/3) Yemen'de yaşayan Himyer kabilesi, Güneş'e tapardı. Kinâne kabilesi ise Ay'a tapardı. 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din • Benî Temîm kabilesi Debr'an denen yıldıza tapardı. Aynı şekilde Kays kabilesi Şi'râ denen yıldıza 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din • Esed kabilesi Utarid yıldızına, • Lahm ve Cezzam kabileleri ise Müşteri yıldızına taparlardı. 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Meşhur putlar ve onlara tapan kabileler aşağıda sıralanmıştır: Putun Adı Kabile Yeri Bu Puta Tapan Lât Tâif Sakîf Uzzâ Mekke Kureyş ve Kinâne 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Putun Adı Kabile Yeri Bu Puta Tapan Menât Medine Evs, Hazrec ve Gassân Vedd Devmetu'l-Cendel Kelb 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Putun Adı Kabile Yeri Bu Puta Tapan Süvâ‘ - Huzeyl Yeğûs- - Mezhic ve bazı Yemen kabileleri Ye'ûk - Hemedan 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din En büyük put Kabe'nin tepesine dikilmiş olan Hübel putuydu. Arabistan'da dikilen en eski ve ilk put ise Menât'tı. 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din 1.6.7 Eski Araplarda Din Allah İnancı Her ne kadar Araplar îslâm öncesinde tamamen putperest bir millet idiyse de, bu putlardan başka gerçek bir ilahın varlığı ve bütün varlıkların ve kainatın yaratıcısının O olduğu inancına sahiptiler. Bu inanç, onların gönüllerinden hiçbir zaman silinmemişti. Bu en büyük yaratıcıya "Allah" diyorlardı. Andolsun Onlara; "Gökleri “Ve Yeri Yaratan, “Güneşi ve Ayı buyruğu altında tutan kimdir ? diye sorsan, Mutlaka ‘’ ALLAH’’ derler. 1.6 DİNİ DURUM – Eski Araplarda Din O halde nasıl -haktan- çevrilip döndürülüyorlar?" (Ankebût, 29/61) "Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak -ihlâslaAllah'a yalvarırlar. Fakat onları salimen karaya çıkarınca bir bakarsın ki, -Allah'a- ortak koşmaktadırlar." (Ankebût, 29/65)