No Slide Title - Google Groups

advertisement
BÖLÜM VIII
ÖRGÜTLERDE DAVRANIŞ VE
BAŞLICA SÜREÇLER
YÖNETİM LABİRENTİ
Yöneticinin içinde bulunduğu ilişkiler topluluğunu, bu ilişkilerin kendi başarısını,
etkilemesini işletme dışı etki ve baskılarla işletme içi ve aile içi etki ve baskıların yarattığı stresi ve
en önemlisi sürekli değişim içinde olan bu ilişkilere göre yöneticinin durumunu esas almaktadır.
Yöneticinin ilişki içinde bulunduğu bu tüm çevre ve gruplarının amaçlarının, amaçlara ulaşma
yollarının, bekleyişlerinin ihtiyaçlarının, kültürlerinin, kişilik özelliklerinin vb. farklı oldu aşikardır.
Yöneticide bu içinde bulunduğu duruma göre bir rol oynayacaktır.
YÖNETİCİNİN İŞİN ÖZELLİKLERİ
İLE İLGİLİ ALGISI
YÖNETİCİNİN
MESLEKTAŞLARINDAN
BEKLEDİKLERİ
MESLEKTAŞLARININ
(PEERS) YÖNETİCİDEN
BEKLEDİKLERİ
DAVRANIŞ
YÖNETİCİ
ÜSTLERİN YÖNETİCİDEN
BEKLEDİKLERİ
DAVRANIŞ VE PERFORMANS
ASTLARIN VE GENEL
OLARAK ÇALIŞANLARIN
YÖNETİCİDEN
BEKLEDİKLERİ
YÖNETİCİNİN ASTLARINDAN BEKLEDİĞİ
DAVRANIŞ VE PERFORMANS
Yönetici ve İlişkileri
ANNE-BABA
ÜSTLER
EŞİ
ÇOCUKLARI
EĞİTİM
GÖREV YETKİ/
SORUMLULUK
MESLEKTAŞLAR
YÖNETİCİ
YÖNETİCİ
BİR ŞAHIS
OLARAK
YÖNETİCİ
KARDEŞLER
DİĞER
DEPARTMANLAR
ASTLAR
BEKLEYİŞLER
SENDİKA
1- Yönetici ve Aile Çevresi
3- Yönetici ve Örgütiçi Çevre
KANUNLAR
SOSYAL
DEĞİŞİM
EKONOMİ
YÖNETİCİ
DERNEKLER
POLİTİKA
SOSYAL
SORUMLULUK
2- Yönetici ve Örgütdışı Çevre
BÜTÜN BU DURUMLAR
YÖNETİCİNİN
İŞ VE AİLE HAYATINI
ETKİLEYECEĞİ KESİNDİR
Pek çok yönetici labirentin özelliklerini kavramadan ya emekli olmakta veya
organizasyondan organizasyona geçmektedir. Emekli olur veya organizasyondan organizasyona
geçer yada geçmeme gibi bir şansı olmayabilir. Yönetici o zaman aynı organizasyon içinde küskün,
şikayetçi, katkı ve bilgisinden yeterince yararlanılmadığına inanan, kayıtsız veya yabancılaşmış bir
kişi olmaktadır. Pek çok konunun yönetici tarafından sezilmesi, algılanması vs. gerektirir.
FORMAL ORGANİZASYON
(İŞ TANIMLARI, DEPARTMANLAR AYIRMALAR,
ÖRGÜTSEL HİYERAŞİ, PLÂN VE PROGRAMLAR,
ÜRETİM VE ETKİNLİK ÖLÇEKLERİ VS…)
INFORMAL ORGANİZASYON
(GÜÇ VE ETKİLEME, GRUPLAR VE ÖZELLİKLERİ,
AÇIKLIK VE GÜVEN KONUSUNDAKİ ALGILAR,
ROL ALGILAMALARI, İHTİYAÇLAR, HİSLER,
ARZULAR, YÖNETİCİYE DUYULAN GÜVEN,
KİŞİLERARASI İLİŞKİLER, VS…)
Örgütsel Buzdağı
Esasında
formal
olarak
belirlenen her şey bir buzdağının
görünen kısmı gibidir. Bu kısım
görülebilir,
değiştirilebilir
ve
organizasyon yapısı ile yakından
ilgilidir. Oysa yöneticinin dikkate almak
zorunda olduğu pek çok husus, buzdağı
örneğindeki gibi suyun altındadır.
1. Yönetim Labirentinin Başlıca Unsurları
1. İş’ e ilişkin ekonomik, teknik , sosyal özellikler ve gerekler
Her yönetici, işlerin teknik yönlerinin ağır bastığı, örgütün alt
kademelerinden başlayarak, basamak basamak yukarıya yükseldikçe
beşeri (insancıl), kavramsal becerilerini ve ekonomik getirilerini
artırmak zorunda kalacaktır.
•
Kademe yükseldikçe
değişmektedir
•
Yönetici yükseldikçe yönetim tarzı önem kazanmakta ve iş ile olan
ilgisi azalmaktadır
•
İşle ilgili teknik, ekonomik, sosyal özellikler ve gerekler bir yandan
yöneticinin sahip olduğu bilgi ve yetenekleri, diğer yandan
yöneticinin, işini ekonomik ve sosyal değişme ve gelişmelerle ilişkisini
içermektedir
bu
bilginin
oranı
yükselmek
olarak
2. Üstler
• Yöneticinin üstleridir. Çünkü her kademede bir üst yönetici vardır
• Ast ile üst arasındaki her ilişki, ast’ın çeşitli konulardaki bilgi, tutum, alışkanlık ve bekleyişlerini
değiştirici yönde etkilenmektedir. Üst eğitmeli, yetiştirmelidir.
• Her üst yükseldikçe iş ile olan bağlantısı azaldığından kendine güvenilir bir ast bulmalıdır
• İlk üst astını değerlendirecek ilk yer olduğundan, üstün diğer üstler ile olan ilişkileri de önemlidir
3. Meslektaşlar
Yönetici ile aynı düzeyde (aynı departman içinde veya başka departmanlarda) olan ve
bir üst kademeye yükselmek üzere birbiri ile rekabet halinde olan yöneticiler grubudur.
• Üst kademeler için seçim, normal olarak, bir alt kademede bulunanlar arasından veya işletme
dışından yapılacaktır.
• Üst kademeler e yükselerek daha büyük projeler gerçekleştirmek isteyen yöneticinin bu isteği,
meslektaşlarından birisinin bu kademeye atanması ile sönebilir.
• Yönetim labirenti içinde bir yöneticinin kendisini göstermesi gerekir. Kendi değerinin
anlaşılmasını pasif bir şekilde bekleyen yönetici, sonunda beklediğini bulamaz duruma gelir ve
çeşitli baskılar altında kalmaya başlar.
4. Astlar
Ast başkaları vasıtasıyla işgören, başkaları ile birlikte amaca ulaşmaya çalışan kişidir.
• Her yöneticinin öğrenmesi gereken ilk ders, kendi başarısının astlarının çaba ve
başarılarına bağlı olduğu hususudur
• Yönetici astlarından gelen bilgi ve verileri, raporları inceleyen, işleyen, değerleyen bir
kişidir. Bunun sonucu olarak yönetici karar verir ve bu kararlar yine astlar kanalı ile
uygulamaya aktarılır. Bu sebeple gelen bilgiler tam ve net olmalıdır.
• Yöneticinin otorite kullanımı konusundaki anlayışı ile astların bu konudaki bekleyişleri,
kendisinin başarısı için son derece önemlidir. Bu konuda kültür ve kişilik yapısı devreye
girmektedir.
• İki tür ast olabilir yöneticiye yakın ve yakın olmayan şeklindedir. (İç kabine) Burada
önemli olan yakın olan astlar ile yöneticinin nasıl bir paylaşımda bulunduğudur (İletişim,
motivasyon, kültür vs)
• “ Eşitler arasında birinci ” uygulaması ise her yönden (teknik, yetenek vs.) eşit olan
kişilerin içlerinden birinin lider olarak ön plana çıkmasıdır
5. Yöneticinin Benlik (Self) Anlayışı
Benlik kavramı, “kişinin ihtiyaçlarını, değer yargılarını, yetenek
ve psikolojik özelliklerini uyumlu bir şekilde birleştiren ve kişi için belli
bir anlam ifade eden bir bütün” olarak tanımlanabilir.
Yöneticinin benlik kavramının, yönetim labirentinin bir unsuru
olarak oynadığı rol şöyledir: Kişinin zaman içinde geliştirdiği benlik
kavramı, gerek kendisini ve çevresini algılamasında, gerek kendisinin ve
çevresindekilerin etkinliğini değerlenmede bir "süzgeç" rolü
oynayacaktır. Kişi kendi paradigmalarına ve benliğine aykırı düşmeyen
düşünce ve davranışları kabul eğilimi gösterecek, aykırı gelenleri ise
değiştirmeye, görmemeye ya da reddetmeye çalışacaktır.
Kişinin benliği o kadar önemlidir ki kişi bunu yönetim labirenti
içinde iyi uyarlaması gerekir. Bunların yanında kişinin inanç ve yargıları
da (mesleğe, ücrete, sendikalara, işe) önemlidir. Kişi benliğine göre nelerin
doğru ve yanlış olduğuna karar verir.
Johari Penceresi
Kişinin gerek kendisini anlamada ve başkalarına kendini tanıtmada yararlanabileceği
araçlardan birisi "Johari Penceresi" olabilir.
Açık bölge : Kişiler arasındaki ilişkilerdeki uyum ile orantılıdır
Kör bölge : Kişinin başkalarından kendisi hakkında bilgi sağlaması ile bölge küçülecektir
Gizli bölge : Başkalarına bilgi vermek yolu ile küçülebilir
6. İnformal Gruplar
Organizasyon içinde farklı grupların oluşmasıdır. Grup üyeleri birbirlerini
destekleyip birliktelik sergilerken diğerlerini red edici, organizasyon dışına itici
davranışlar göstermeleri organizasyonlarda gruplaşmaların önemini gösterir. Bu
gruplara göre yönetici yönetim tarzı sergileyecektir.
BÖLÜM IX
İLETİŞİM
İLETİŞİM
İletişim bir şahıstan diğer bir şahısa olan veri, bilgi ve anlayış aktarmasıdır
İLETİŞİM SÜRECİNİN UNSURLARI
1. Gönderici
Kendine ulaşan bilgi ve verilere göre haber olarak iletilecek bir fikir oluşturur,
bu fikri formüle eder ve bir kanal aracılığı ile mesajı alıcıya gönderir.
2. Algı (Filtre)
Algı Tüm duyu organlarıyla beyine iletilen ve bir hisse karşı
beyinde oluşan görüntü olarak tanımlanır. Duyum uyarıcıların duyu
organları tarafından alınıp beyne iletilmesidir.
• Kişiler kendilerine ulaşan mesajları değerlemeye yani algıya tabi tutar
• Algılama süreci kişi önem derecesine, tecrübelerine, bilgisi, kişinin
sahip olduğu değerler, amaç ve hedefleri, ihtiyaçları, kültürleri, fiziksel
özellikleri gibi durumlardan etkilenmektedir.
• Üstün vereceği bir mesaj bu sebeplerden dolayı kişilerce farklı
algılanabilir
• Algılama davranışı etkileyecektir
• Algılama bir çeşit filtre görevi görmektedir
3. Mesaj
Göndericinin fikir, düşünce, arzu, istek ve verilerini belirten
sembollerdir. Bunları alan alıcı bunlara bir anlam verir. Güler yüz,
bayrak vs. gibi şeyler semboldür.
• İşletmelerde ortak dil derken herkesin anlayabileceği semboller
ve işaretler söz konusudur
• Düşük içerikli kültürlerde mesajı alan veya verene göre bir anlam
ifade etmez. Her iki taraf aynı anlamı çıkarır. Bu nedenden yazılı
kontrat önem taşır
• Yüksek içerikli kültürlerde mesajı veren yada algılayanın kim
olduğu önemlidir. Farklı şekillerde algılanabilir
4. İletişim Kanalı
Mesajın göndericiden alıcıya doğru aktığı yoldur
• Sözlü ve yüz yüze görüşmede hava, telefonla görüşmede telefon bir iletişim
kanalıdır. Telefon hattındaki bir sorun iletişimi bozacaktır.
• İletişim kanalları resmi (yazışma, ilan tahtası, e-mail vs.) ve resmi olmayan
(dedikodu, söylenti, iş dışındaki sosyal birliktelik, gruplaşma vs.) şeklindedir.
5. Çevre Koşulları
Gürültü, radyo dalgaları veya bir çalışana olumsuz bir geri besleme
çalışanda motivasyon, kızgınlık gibi olumsuzluk yaratacak çevre koşullarıdır
6. Alıcı
Mesajı alan kişidir. Mesaja göre bir davranış gösterir.
7. Geriye Bilgi Akışı
Göndericinin mesajının alıcı tarafından anlaşılıp anlaşılmadığının göstergesidir.
• İletişim sürecinin etkinliğini artırır
• Bir çeşit kontrol mekanizmasıdır
• Motivasyon ve ödül aracıdır
Etkin bir geri besleme;
• Kişiye yardımcı olmayı amaçlar
• Belirli ve ayrıntılıdır
• Zamanında gelir
• Konuyu vurgular
• Davranış üzerinde durur
• Geçerlidir
İnformal iletişim
Organizasyonlarda formal yapının eksik kalması nedeniyle, işgörenlerin
ihtiyaçlarını karşılamada doğal grupların oluşturduğu genellikle dedikodu ve söylenti
şeklinde gerçekleşir Organizasyon içinde informel ilişkiler kendiliğinden bir iletişimin
doğmasına yol açmaktadır
ETKİN İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER
1. Kişisel faktörler : Algı, güven inan. vs etkiler
2. Fiziksel faktörler : Çevresel faktörler. Örnek gürültü, teknik bozukluk
3. Semantik faktörler : Bazı sembollerin bazı kişilerce anlaşılmaması.
Örneğin doktorun yazısı
4. Zaman Baskısı : Kısa zamanda iletişim için, alıcıya ulaşılmak istenmesinden sebep bazı
kişiler devre dışı bırakılabilir
5. Algılamadaki seçicilik : Kişi, her an çok sayıda uyarıcı ile karşı karşıya kalmakta,
ancak bunlardan birkaçını belirgin olarak algılamaktadır. Kişilik yapısı gereği gelen
mesaj ya hiç algılanmayacak yada yanlış algılanacaktır.
Etkin dinleyici olma faktörleri
• Karşı taraf konuşurken susunuz
• Konuşana rahat bir ortam hazırla
• Karşıyı dinle
• İletişimi bozan faktörleri uzaklaştır
• Konuşmacıya empati göster
• Sabırlı ol
• Hakim ve sakin ol
• Soru sor
Yöneticinin başarısı
iletişim sürecini
kullanmadaki
başarısına bağlıdır
BİR İLETİŞİM SÜRECİ OLARAK ORGANİZASYON VE ORGANİZASYONLARDA İLETİŞİM
İLİŞKİLERİ
• Sözsüz ve yazısız iletişimde beden dili hakimdir. Bir yönetici giyim tarzı, çalışma odası, görüntüsü
ile de mesaj verebilir
• İletişim teknolojilerinde bilgisayar, internet ve yazılımlar devreye girmektedir
• Organizasyonlarda iletişim; aşağıdan yukarıya – yukardan aşağıya ve çapraz iletişim şeklindedir
• Bilgi çağı yaklaşımı anlamında iletişim olayı, mesajın sadece kimler arasında ve nasıl iletileceğinin
ötesinde, tüm karar verme, davranış, düşünce ve yaşam tarzını değiştiren bir olaydır
Otorite ve karar
alma inisiyatifinin
örgütün en üst
yöneticisinde
toplanmasını
temel alan
Önderlik tatmini,
merkezileşme derecesi ve
hız çok yüksek, kişisel
tatmin ve doğruluk
derecesi yüksek, grup
tatmini ile haberleşme
kanal sayısı ise düşüktür
Grupta
belirgin bir
lider yoktur.
Bireylerin
herhangi biri
iletişimi
başlatabilir
Üyelerin birbirine
yakınlık derecesine göre
işlendiğinden, grubun
bazı üyeleri izole
durumda kalabilir
Tüm haberleşeme
kanallarının her
zaman ve herkese açık
olduğu, herkesin
herkese hiçbir
kısıtlama olmadan
iletişimde bulunduğu
bu model demokratik
bir modeldir
ÖRGÜTLERDE İLETİŞİMİN İYİLEŞTİRİLMESİ
• Sonucu izleme :Feedback ile ilgilidir
• Haber akışının yönetimi : Standartların dışında iletişimin önüne geçilip
ilgili birimlere ilgili bilgiler gitmelidir
• Empati : Mesajı gönderen olayları mesajı alan açısından inceleyebilmelidir
• Tekrar : Mesajın tekrarı iletişime katkı sağlayacaktır
• Kullanılan dilin sadeleştirilmesi : Mesajın herkesçe anlaşılması önemlidir
• İletişim kanallarının artırılması : İlan tahtaları, bültenler, toplantılar vs
artırılması
• İletişim teknolojisi ve bilgisayar kullanımının artırılması :E-mail, server,
yazılım vb . kullanılması
BÖLÜM X
YÖNETİMDE GÜÇ,
OTORİTE VE
ETKİLEME
Yöneticinin bulunduğu konum otorite ile donatılmış olabilir. Ancak
yöneticinin başarısı gücünü ve etkilemesini iyi kullanması gerekir.
Organizasyonların şematik bir ibare şeklinde kalmaması için;
• Organizasyon sürekli canlı tutulmalı
• Yönetici etkileme olayını kullanmalıdır ( davranışları ve astını sevk etmesi ile )
• Yöneticiliğe yeni
zorlanmaktadırlar
başlamış
kişiler
kişiler
arası
ilişkilere
uymakta
Güç
Bir kimsenin başkalarını kendi istediği yönde davranışa sevk edebilme
yeteneğidir. Kişinin kimleri (güç alanı), hangi konularda(güç konusu), ve
nasıl(Güç kaynağı) etkilediğinin de belirtilmesi gerekir.
Etkileme
Bir kimsenin, başka birinin öneri, istek, arzu, talimat veya emirlerini
yerine getirmesidir
Otorite
Belirli bir organizasyon mensuplarının istekli ve şartsız olarak üstlerinin talimatına
uymalarıdır. Otorite kişiye örgüt tarafından verilen karar verme ve başkalarının (astlarının)
davranışlarını belirleme hakkıdır. Bu hak o kişiye o mevkiyi işgal ettiği için verilmiştir.
C. Barnard’ın “Kabul Teorisi"
Bir kimsenin otoriteye sahip olması, üst kademenin o kimseye belirli hakları vermesi
ile değil, fakat o kişinin astlarının, verilen emirlere uyup uymamaları ile belirlenir.
Formal otorite, başkalarını etkilemenin yasallaştırıldığı bir güç şeklidir.
Bir yöneticinin, formal otoritesi dışındaki güç kaynaklarını kullanarak çalışanlarını
etkilemesi "informal otorite" veya "gayri resmi otorite" olarak da adlandırılmaktadır
Kuvvet
Kuvvet, gücün uygulanış şekli, yaptırımıdır. Güç ile arasındaki fark; Güç'te,
yöneticinin istek ve talimatına riayet edilmektedir. Güç’ te A’ nın verdiği talimat uyarınca B
davranış göstermektedir. Oysa kovvetde B,A’ nın talimatına uymamakta fakat A’ nın fiiline
uyguladığı önlemler (kuvvet), yaptırım karşısında uymak zorunda kalmaktadır
GÜÇ KAYNAKLARI
Zorlayıcı Güç : Korkuya dayanmaktadır. Fiili güç, işten çıkarma, terfi
ettirmeme vs.
Yasal Güç : Kaynağını bu güçten alan birey gücünü hiyerarşik
pozisyonundan veya formel otoritesinden almaktadır. Bu güç, seçimle
veya atamayla belirli kadrolarda bulunan kimselere verilmiş olan
biçimsel bir yetkidir
Ödüllendirme Gücü : Ücret artışı sağlama, terfi ettirme, daha fazla
sorumluluk verme, daha iyi iş verme, statüyü değiştirme, övme vs. gibi
ödüllerin güç kaynağı olarak kullanılmasıdır
Benzeşim Gücü ve Karizmatik Güç : Önderin kişiliğinin izleyicilere
ilham verebilmesi, onların arzu ve ümitlerini dile getirebilmesi bu
kaynağın temelidir. Bu da daha çok önderin kişisel özellikleri ve
davranışları ile ilgilidir
Uzmanlık Gücü : Bu güç kaynağı önder veya yöneticinin sahip olduğu
bilgi ve tecrübe ile ilgilidir. Burada da yine astların (izleyicilerin) algısı
önemlidir. Eğer bir yönetici bilgili veya tecrübeli olarak algılanıyorsa, o
yönetici astlarını kolaylıkla etkileyebilecektir. Organizasyonlarda
kurmay personel bu tür güce bir örnektir
Bu güç kaynaklarına ek olarak;
Politik manevralar veya örgüt de politika yapmak : Koalisyon, birliktelik
vs kurarak otoritesi olan mevkilere gelmek
Örgütsel kaynaklar : Kişinin örgüt içindeki yeri, karar merkezleri veya
yetkili kişilere yakınlığı
Kişisel kaynaklar : Uzmanlık ve benzeşim gücü ile ilgilidir
Grup kaynakları : Belli gruplara üye olma, hatta önemli kişiler ile dost
olma ile ilgilidir
Yöneticilerin, güç ile ilgili olarak kendilerine
soracakları sorular
• Sahip olduğum güç kaynağı nelerdir?
•Sahip olabileceğim başka kaynaklar var mıdır?
•Varsa, bu kaynakları nasıl elde edebilirim?
•Sahip olduğum kaynaklar kimleri ilgilendirir?
• Beni, sahip olduğum kaynakları kullanmaktan
alıkoyacak unsurlar nelerdir?
ÖRGÜT İÇİ GÜÇ MÜCADELELRİ VE POLİTİKA
Organizasyon adı verilen yapı içinde kişiler (örgüt
üyeleri) çeşitli yol ve metotlarla birbirlerini etkilemek ve
belirli yönde davranışa sevk etmek çabası içindedirler.
İşte örgüt üyelerinin güç kazanma ve güç kullanma
yönündeki bu çabaları örgüt içi politikayı oluşturur.
Örgüt içi politika: bir örgüt içinde çalışan çeşitli
açılardan farklı (otorite, amaç, kişilik vs.) fakat başarı
açısından birbirine bağlı kişi veya grupların, amaçların,
yol ve yöntemlerin ve süreçlerin belirlemesinde
kullanılan örgütsel karar mekanizmasına kendi
görüşlerini hâkim kılmak için, sahip oldukları gücü
kullanarak birbirlerini etkileme sürecidir
DuBrin'e göre yöneticilerin güçlerini artırmak üzere kullandıkları
başlıca yollar şunlardır;
• Daha güçlü kişilerle dostluk ve iş ilişkileri (koalisyonlar) kurmak
• Benimse ve parçala
• Parçala (böl) ve yönet
• Gizli ve önemli bilginin manipülasyonu
• Çabuk ve önemli bir sonuç göstermek
• Başkalarına yardım etmek ve onlardan da aynı karşılığı beklediğini
hissettirmek
• Fabianism kesin olarak herhangi bir tarafa bağlanmaktan kaçınma
• Kademe kademe ve sonuç alarak ilerleme
• Durumun iyileşmesi için önce kötüleşmesi gerekir yolu
• Önerileri dikkatli ve tedbirli (caution) olarak değerlemek
N. Martin ve J. Simms'e göre pek çok yönetici aşağıdaki güç taktiklerini kullanmaktadır;
• Önerileri dinlemek, fakat dikkatli bir şekilde değerlemek
• Organizasyonun üst ve alt kademelerindekilerle koalisyonlar (birlik, grup) oluşturmak
• Manevra yeteneğini korumak, dolayısıyla, herhangi bir konuya kendini tam olarak yöneltmemek
• Haberleşmeyi kontrol etmek,
• Tavizci davranmak,
• Olumsuz zamanlama yapmak.
• Kendine güvenini göstermek
• Daima bir amir olarak davranmak
Örgüt içi rekabet; yöneticinin bilerek uygulamaya koyduğu işletmeyi esnek tutup
katılıktan kurtarmak için bir yoldur. (Ekip çalışması, dış rekabete hazırlık vs için )
Kıskançlık, düşmanlık, korku, çekişme, çekememe, sabote etme, körü körüne koruma,
benim adamım-senin adamın vb. durumlar organizasyonlardaki güç mücadelelerinin en çok
rastlananlarıdır.
Bir organizasyonda, insanlar arasında uzun vadede herkes için en uygun ve geliştirici
karşılıklı ilişki, her iki tarafın da birlikte kazançlı olacağı kazan kazan türü ilişkilerdir. Bu tür bir
kişilerarası ilişki esasında bir yaşam felsefesidir. Özellikle lider, mentor, koç, kolaylaştırıcı gibi
yönetici kavramı yerine kullanılmaya başlanan kavramların ana fikri bu kazan kazan anlayışıdır.
BÖLÜM XI
LİDERLİK
LİDER ve LİDERLİK
Belirli durum ve koşullar altında amaca ulaşmak için
başkalarının davranış ve eylemlerini etkileme sanatına liderlik,
başkalarını belirli bir amaç doğrultusunda davranmaya sevk eden,
etkileyen kişiye lider denilir.
Liderlik formal organizasyonlara has bir özellik olmayıp
herhangi bir gönüllülük ve ya çete kurma gibi gruplarda da
olabilir. Belirli bir grubun belirli bir kişinin arkasından belirli
amaçları gerçekleştirmek üzere gitmesi ile liderlik süreci oluşur.
Yönetici mevcut koşullar altında organizasyonun en iyi
sonucu üretmesini sağlar. Lider işletmelerin değişmelere
uyabilmesi için gerekli değişim ve yenilikleri, dönüşümleri yapmak
organizasyona yeni bir vizyon vermekle ilgilidir.
Lider ile yönetici arasındaki kişisel özellikler, benlik anlayışları, iş
anlayışları ve iş yaptırma usulleri, kullandıkları güç kaynakları, olaylara
bakış ve risk almaları açısından farklılıklar bulunur.
Yönetici ve lider arasındaki farklar;
• Yöneticilik bir meslek, liderlik insanları etkileme ve harekete geçirmedir
• Yöneticilik için formal organizasyon gerekir, liderlikte buna gerek yoktur
• Yöneticilik hedeflere en etkin şekilde varmayı, liderlik hedef ve yapılacak
işlerin belirlenmesidir
• Yöneticinin görev tanımı vardır, liderin yoktur
• Yönetici “işleri doğru yapan”, lider “doğru işleri yapan” durumundadır
• Yönetici iç yapı dinamiklerine, lider dış yapı dinamiklerine bakar
Liderliğin temel taşları
• Takipçileri arasında (cinsiyet) ayrım yapmama
• İletişimci olma
• Amaç ve hedefler belirleme
• Demokratik ve Eşitlikçi olma
• Yönetimsel bazda duyarlı ve seçici olma
• Yönetimsel süreçte insani değerlere bağlı olma
• Sabırlı ve kararlı olma
• Ekip çalışmasına önem verme
Liderin Güç Kaynakları
• Zorlayıcı güç
• Yasal güç
• Ödüllendirme gücü
• Uzmanlık gücü
• Karizmatik güç
LİDERLİK TEORİLERİ
1. Özellikler Teorisi
İnsanlar "lider olarak doğarlar, sonradan lider haline
gelemezler“. Bu teoriye göre lider fiziksel ve kişilik özellikleri
açısından izleyicilerinden farklıdır. Bu konuda yapılan
araştırmalar sonucunda üç tip etkin liderlik özelliği bulunmuştur :
• Kişisel özellikler (samimiyet, Kararlılık, öz-güven, dürüstlük)
• Fiziksel özellikler (boy, kilo, görünüş, yaş)
• Yetenekler (zeka, iş başarma, deneyim, bilgi)
Grupta bu kişiler önceden belirlenirse lider önceden
belirlenebilir veya bu özellikler o kişiye kazandırılabilir. Grup
içinde bu özellikleri fazlasıyla taşıdığı halde başkalarının lider
olarak ön plana çıkması bu teoriye eleştiri getirmiştir.
2. Davranışsal Liderlik teorisi
İnsanları lider yapan liderlik özelliklerinden çok davranışlarıdır. Kişinin
iletişim şekli, karar verme tarzı, çözüm şekli, olaylar içinde gösterdiği
davranışlar, liderliği belirler.
Ohio Üniversitesi Çalışmaları
Araştırmanın amacı, liderlik biçiminin grup üzerindeki etkilerini
belirlemeye çalışmaktır. Araştırmacılar, liderliği değişik organizasyonlarda
“Lider Davranışını Tanımlama Anketi” aracılığıyla incelemeye çalışmışlardır.
Sonuç olarak 2 faktör üzerinde durmuştur;
• Kişiyi dikkate alma : Liderin davranışlarında izleyicilerine ağırlık vermesini
göstermiş olup; liderin kişiyi dikkate alan davranışları arttıkça personel devir
hızı ve devamsızlığı azalma göstermiştir.
• İnisiyatif : Liderin iş ve işin tanımlanmasına verdiği ağırlığı ifade eder. Liderin
inisiyatifini esas alan davranışları arttıkça grup üyelerinin performansının
arttığı görülmüştür.
Michigan üniversitesi Çalışmaları
Grubun performansını artırmakta en etkili liderlik davranışını
belirlemektir. Verimlilik, performans, maliyet, motivasyon gibi
kavramlara değinilmiştir. Lider davranışlarını 2 faktör üzerinde
toplamıştır;
1. İşe yönelik lider : Grup üyelerinin önceden belirlenen ilke ve
yöntemlere göre çalışıp çalışmadıklarını yakından kontrol eden, büyük
ölçüde cezalandırma ve mevkiye dayanan resmi otoritesini kullanan bir
davranış gösterir
2. Kişiye yönelik lider : Yetki devrini esas alan, grup üyelerinin tatminini
artıaracak çalışma koşullarının geliştirilmesine çalışan, izleyicilerin
kişisel gelişme ve ilerlemeleri ile yakından ilgilenen bir davranış gösterir
Çalışmanın ulaştığı temel sonuç kişiye yönelik lider davranışının
daha etkin olduğudur.
Blake ve Mounton’ un Yönetim Tarzı Matriksi Modeli
İnsana
Dönüklük
19
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
99
55
11
0
1
91
2
3
4
5
6
7
8
9
Yöneticilerin davranırlarken
ağırlık verdikleri faktörleri 2 grupta
toplamıştır. Bunlar üretime yönelik
olma ve kişiler arası ilişkilere yönelik
olma şeklindedir.
Şekilde 9.1 tipi bir yönetici
üretime ve işe son derece önem veren
fakat kişiye önem vermeyen bir
anlayıştır.
Üretime (işe) Dönüklük
Mc Gregor’ un X ve Y Teorisi
Yöneticileri davranışları itibari ile X ve Y Teorileri adı altında toplamıştır.
X Teorisine göre;
• İnsan çalışmaktan hoşlanmaz, işten kaçar, ve güvenliğini her şeyin üstünde tutar
• İnsana iş yaptırabilmek için sıkı denetim gerekir ve gerekirse cezalandırmak gerekir
Y Teorisine göre ;
• Çalışmak insan için dinlenmek kadar doğaldır
• İnsan tembel değildir. Gerekli ortamın oluşturulması ile çalışmak, sorumluluk almak, ve
öğrenme zevk haline getirilebilir.
• İnsan kendi kendini yöneterek ve kontrol ederek organizasyon amaçlarına katkı sağlar
Buna göre X teorisindeki yöneticiler daha çok otoriter ve müdahaleci bir
davranış gösterirken, Y teorisindeki kişiler demokrat ve katılımcı bir davranış gösterir
Likert’ in Sistem 4 Modeli
Sistem 3 ve 4 de verim yüksek iken 1 ve 2 de verimlilik düşüktür
Iova Iowa Üniversitesi Çalışmaları
Üç değişik lider tarzıyla idare edilen çocuk kulüplerinin arasındaki farklılıkları
ve incelemiştir. Üç değişik liderlik şeklinde çeşitli durumlar altında meydana gelen
başarı, hüsran, karar gibi durumlar gözlemlenmiş ve demokratik liderlik davranışının
otoriter liderlik davranışından daha iyi sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir
3. Liderlikte Durumsallık Teorisi
Liderlik olayının oluştuğu durumları dikkate alır. Teorilerin genel yaklaşımı değişik
koşulların değişik liderlik tarzlarını (İşe yönelik ve kişiye yönelik ) meydana getirdiği ve
önemli olduğu şeklindedir.
Fred Fiedler’ in Etkin Liderlik Modeli
Liderlerin davranışlarının etkinliğini belirleyen üç önemli durumsal değişken vardır.
Aşağıdaki 3 durum lider için olumlu ve olumsuz bir bir ortam yaratarak gösterilmesi gereken
liderlik davranışını etkileyecektir.
1. Lider ile izleyiciler arasındaki ilişkiler (İyi/Zayıf)
Liderin izleyiciler tarafından sevilip sevilmediğini ortamın buna göre olduğudur
2. Başarılacak işin niteliği (Planlanmış/Planlanmamış)
Lider ve izleyicilerinin ilişkisinin iyi ve zayıf olduğu durumlarda işin niteliği
planlanmış yada planlanmamış olabilir
3. Liderin mevkiye dayanan otoritesinin derecesi (Güçlü/Zayıf)
Ödüllendirme, cezalandırma gibi sahip olunan durumlar yetkinin derecesini ifade
eder. Bu yetkilerin fazla olması olumlu, az olması olumsuz bir ortama işarettir
Fiedler durumu şöyle açıklamaktadır.
“En olumlu durumda grup önetilmeye hazırdır ve
liderin
ne
yapılması
gerektiğini
söylemesini
beklemektedir” “en olumsuz durumlarda ise liderin
kişiye yönelik bir davranış göstermesi hiç sonuç
alamaması ile sonuçlanacaktır” Bu nedenle doğrudan
yapılacak işe ağırlık veren bir davranış göstermesi
kendisini daha başarılı yapacaktır.
Amaç – Yol Teorisi
Bu teoriye göre insanın davranışını etkileyen iki faktör bulunmaktadır.
1- Kişinin belirli davranışların belirli sonuçlara
inancı (bekleyiş)
ulaştıracağı konusundaki
2- Bu sonuçlara kişinin verdiği değer
Lider için bu faktörlerin anlamı şudur. Grup üyeleri lider tarafından 2 hususta
motive edilebilir.
YOL -Liderin izleyicilerin bekleyişlerini etkileme derecesi
AMAÇ- Liderin izleyicilerin valensini etkileme derecesi
Kısaca liderin en önemli işi izleyiciler için önemli sayılacak amaçlar
belirlemek ve izleyicilerin bu amaçları gerçekleştirecekleri yolu bulmaktır.
Lider izleyicilere daha ilginç ödüller vererek güdülenmelerini artırıp
verimliliklerini yükseltebilir. Böylece amaca ulaşmanın değeri artırılır.
Bu teoriye göre lider şu liderlik davranışlarını gösterir;
• Otoriter liderlik
• Destekleyici liderlik
• Katılımcı liderlik
• Başarıya dönük liderlik
Bu davranışın uygunluğu ise;
• İzleyicinin kişisel özellikleri
• İzleyiciler üzerindeki zaman ve çevre baskısı
• İşin niteliği
Örneğin
kişi
geleceğini
kendi
kararlarının
belirleyeceğine inanıyorsa katılımcı liderlik tarzına göre
davranış gösterecektir.
BÖLÜM XII
ORGANİZASYONLARDA
GRUPLAR
GRUP
İki veya daha fazla kişinin belirli bir fonksiyon görmek
üzere ve karşılıklı bağlı olarak bir araya gelmesi burada ki
kişilerin
belirli roller oynaması ve oynanmasını sağlayan
normlardır. Eğer şu grup özellikleri varsa takım olur.
• Liderliğin paylaşılan bir faaliyet olarak mevcudiyeti
• Grubun kendine has amaç ve misyonunun varlığı
• Sorun çözmenin grubun yaşam tarzı olduğu
• Etkinliğin grubun ortak ürünleri ve çıktısı ile ölçülmesi
• Grup faaliyetlerinin geçici nitelik taşıması
Yönetici çalışanların oluşturacağı gruplar ile beraber
çalışacak, karar verecek, onların verdiği kararlardan etkilenecek,
zaman zaman gruplar arası çatışmayı yönetecek, çözümleyecek,
gruplar ile çatışacaktır. Grup organizasyonun başarısında ve
başarısızlığında rol oynar.
GRUP TİPLERİ
Formal gruplar : Bilinçli ve bir plana bağlı Organizasyonlar tarafından oluşturulur
Emir-Komuta Grupları : Organizasyondaki bölüm ve departmanları ifade eder.
Görev grupları : Belirli amacı gerçekleştirmek için bir araya gelirler
İnformal gruplar : Bilinçli ve bir plana bağlı olmadan kendiliğinden oluşan gruplardır
Birincil gruplar : Birbirlerine destek sağlayan aynı yolun yolcusuymuş gibi
(Akademisyenler)
İkincil gruplar : Bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen, geçici olma niteliği ağır
basan tipdedir. Mesleki grupları buna örnek verebiliriz
Referans gruplar : Kişi üyesi olmadığı halde kendi davranışlarını kıyasladığı gruplardır
Kendi kendini yöneten grup : Planlamayı kendi yapan gruplardır
Çapraz takımlar : Üyeleri çeşitli meslek gruplarından meydana gelen gruplardır.
Mühendislik, finans, pazarlama vs. dallarından gelen kişilerin oluşturduğu gruplardır.
GRUPLARIN OLUŞMA NEDENLERİ
Formal gruplar organizasyonun amaçlarına göre yine organizasyon tarafından bilinçli bir
planlama ve tercihle oluşturulan gruplardır.
İnformal grupların oluşma nedenleri ise;
• İhtiyaçların tatmini :
Bir gruba mensup olmak kişinin güvenlik,sosyal, ve benlik ihtiyaçlarını karşılayabilir.
• Görülen işlerin gerektirdiği kişiler arası ilişkiler :
işin yapısı yada teknolojisi gereği iş görenler sürekli yakın bir ilişki içindedirler
• Grup amaçlarını benimseme : Basketbol oynamayı sevenlerin bir araya gelmesi
• Ekonomik yarar sağlama
• Aynı siyasi görüş, kültür, coğrafyada yaşama, okuldan mezun olmadan dolayı gruplaşmalar
Performansı yüksek bir takımın ana özellikleri;
• Katılımcı liderlik
• Paylaşılan sorumluluk
• Ortak amaç
• Yüksek iletişim
Geleceğe dönüklük
Yaratıcı yetenek
Çabuk reaksiyon
Amaç odaklılık
GRUPLARIN ÖZELLİKLERİ
Bir organizasyonda grupların ne yönde nasıl davranacaklarını anlayabilmek için
grupların özelliklerini bilmek gerekir.
1. Yapı : Üyeler arasında yaş, statü, uzmanlık, güç, vs
farklılıklar çıkar
2. Rol ilişkileri : Grup tarafından üyeye verilen
davranış “beklenen rolü”,
üyenin kendisinden
nasıl bir davranış beklenildiğini gösteren davranış
“algılanan rol”, grup üyesinin gerçekte gösterdiği
davranış ise “gerçekte oynana rolü” ifade eder.
Grup üyeleri şu rolleri oynayabilir;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İşe yönelik olanlar
Hayırcılar
Evet efendimciler
Aşırı ilgililer
Kayıtsızlar
Eskiler
Yeniler
Yükselmekte olanlar
Hareketsizler
gibi çoğaltılabilir
3. İlke ve Normlar : Grup üyeleri ve grup faaliyetleri ile
ilgili olan ve grup mensupları tarafından paylaşılan
standartlardır. Grup üyelerinin bu ilke ve normlara
uyması gerekir. Mesela işletme içinde bir ustabaşının
önlük rengi
4. Grup İçi Dayanışma : üyeler arasındaki yakınlık,
tutum, davranış, grup içinde kalma yada beraber karar
alınan bir konudaki kararlılık grup içi dayanışmayı
gösterir. Eğer bu yüksek ise kararlı bir gruptan yoksa da
düşük bir gruptan bahsedilebilir. Yönetici açısından ise
yöneticinin yüksek dayanışmalı bir grup ile eğer ters
düşerse başa etmesi zor olacaktır.
5. Liderlik
GRUPLAR ARASI İLİŞKİLER VE ÇATIŞMALAR
1. Grup içi değişmeler
•Grup içi dayanışmanın artması
(Başka bir grup ile çatışmada olabilir…)
•Otoriter önderlik türüne kayma
(Çatışmanın şiddetli olması halinde…)
•Bağlılığın vurgulanması
(Çatışma durumunda…)
2. Gruplar arasındaki ilişkilerde değişmeler
•Algılamaların sapması
(Çatışmada algılama sürecide bozulacaktır…)
•İletişimin azalması
(Çatışan gruplar iletişimi azaltmaktadır…)
•Olumsuz kalıplaştırma
(Çatışan grup karşıyı olumsuz bir kalıba dahil edecek…yalancı gibi)
BÖLÜM XIII
YÖNETİCİLİK VE
MOTİVASYON
Motivasyon bir amaca ulaşmak için gösterilen
çabaların toplamıdır. Motivasyon performans açısından
önemlidir ve yönetici için önemli olan kişileri
organizasyonun amaçları doğrultusunda davranmalarını
sağlamaktır. Motivasyon konusu itibari ile şunlarla
ilgilidir;
• Kişilerin bekleyiş ve ihtiyaçları
• Amaçları
• Davranışları
• Kendilerine performansları hakkında bilgi verilmesi
Motivasyon kişilerin davranışlarının yorumlanması ile
anlaşılır. Motivasyonun iki önemli özelliği kişisel olması (kişiden
kişiye motive edici faktörlerin değişmesi) ve insanların davranışları
ile gözlenebilmesidir. Motivasyon kişinin iş yapma arzusu ile
ilgilidir ve dolayısıyla kişinin özellikleri ve bekleyişleri arasında bir
ilişki vardır. Yapılan iş, iş yapan kişi açısından değişik anlamlar
taşır.
• İşin ekonomik değer ve anlamı
• İşin sosyal statü ve prestij değeri ve anlamı
• İşin psikolojik-k değeri ve anlamı
Kişi için iş önemli ise iş içinde kişi önemlidir. İşlerin
başarılması kişiye bağlı olduğundan organizasyonlarda başarı bu
şekilde sağlanır.
BAŞLICA MOTİVASYON TEORİLERİ
Teoriler; yöneticilere kişileri motive eden faktörleri belirlemek,
motivasyonu sürdürmek konularında yardımcı olmak iddiasındadır.
1. Kapsam (İçsel) Teoriler
Yönetici personelini belirli şekillerde davranmaya zorlayan
faktörleri anlar ve kavrarsa bunlara hitap edip personeli daha iyi yönetir.
1.1. İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı
Bu yaklaşımın iki ana varsayımı vardır.
a)Kişi ihtiyacını gidermek için belirli yönlerde davranır
b)Alt kademe ihtiyaçlar giderilmeden üst kademeye geçilmez
Yönetici açısından önemi ise; personelinin hangi ihtiyacını tatmin
etmek istediğini anlayabilirse, o ihtiyaçlarını tatmin edeceği ortamı
oluşturup o yönde davranmalarını sağlar.
Maslow’ un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidi
1.2. Alderfer ERG Yaklaşımı
Maslow’ un basitleştirilmiş halidir. Önce alt düzey ihtiyaçlar tatmin edilmeli
sonra üst düzey amaçlar tatmin edilmelidir.
Varolma İhtiyacı
Aidiyet – İlişki Kurma İhtiyacı
Gelişme İhtiyacı
Alt Düzey
Üst Düzey
1.3. Çift – Faktör Teorisi (Herzberg)
Herzberg yaptığı çalışmada kişilerin işte ne zaman kendilerini iyi yada kötü
hissettiklerini araştırmış, kavram ve terimleri 2 grup altında toplamıştır
 Birincisi Kişinin iş ile ilgili etkenleri (İşin kendisi, başarısı, taktir edilme, terfi,
sorumluluk vs.)
 İkinci faktör işin içeriğinin dışındaki faktörler (Hijyen faktörler) (çalışma
koşulları, ücret, iş güvenliği vs.) Hijyen faktörler Motive unsurları olmayıp,
motivasyonun sağlanması için gereklidir
1.4. Başarma İhtiyacı Teorisi
Kişi üç grup ihtiyacın etkisi altında davranış gösterir. Bunlar;
1. İlişki ( Diyalog ) kurma ihtiyacı
2. Güç kazanma ihtiyacı (Başkalarını etki altında tutma, gücünü koruma)
3. Başarma ihtiyacı (Kişi ulaşılması güç ve anlamlı şeyleri seçip başaracaktır)
Yönetici personelinin bu 3 ihtiyaçtan hangisi olduğunu tespit ederse buna
göre personeli seçip uygun işe yerleştirir.
2. Süreç Teorileri (Dışsal Faktörler)
Belirli bir davranışı gösteren kişinin bu davranışı tekrar edip etmemesi nasıl
sağlanır sorusunu araştırır.
2.1. Davranış Şartlandırması Yaklaşımı
Klasik şartlandırma : Davranışlar belirli uyarıcılar tarafından harekete geçirilmektedir.
Sonuçsal şartlandırma : Kişi herhangi bir nedenle bir davranış gösterecek ve bunun
sonucu olarak ceza yada ödül alıp bu davranışı tekrarlayacak yada tekrarlamayacaktır.
Örneğin personelin işe geç kalmasından, göreceği yaklaşım onu şartlandıracaktır.
Etki kanunu : Kişi kendine haz veren davranışları tekrarlar fakat acı verenlerden
kaçınır. Ödüllendirme veya şarlandırma bunun en önemli unsurlarıdır.
 Cezadan çok ödüllendirici durumlar etkili olmaktadır
 Personelin hangi durumlarda cezalandırılacağı ve ödüllendirileceği belirlenmelidir
 Ödül ve cezaların derecesi önemlidir
 Ödül ve cezalar personele önceden bildirilmelidir
2. 2. Bekleyiş Teorileri
Vroom Bekleyiş teorisi
Kişinin belli bir işi için gayret sarf etmesi iki faktöre bağlıdır.
1.Valens (Kişinin ödülü arzulama derecesi)
2.Bekleyiş (Belirli bir gayretin belirli bir ödül ile ödüllendirileceğidir)
Motivasyon = Valens x Bekleyiş
Bu modelin 3 temel kavramı bulunmaktadır.
1. Valens
2. Bekleyiş
3. Araçsallık (Kişi bir amaca ulaşmak için birinci kademe sonucu ikinci, kademeye
ulaşmak için bir araç olarak görebilir. Örneğin birinci kademe maaş ve bu kademeyi
kullanıp ikinci kademe olan terfi yada iyi bir yaşam sağlama)
Yönetici kişi için ödülün önemini, organizasyon için ne tür bir
davranış ve
performansın arzulandığını ve performans ile ödül arasında ilişki kurmayı iyi
yapmalıdır.
Lawler – Porter Modeli
Kişinin yüksek bir gayret göstermesi otomatik olarak yüksek bir
performans ile sonuçlanmaz. Araya iki yeni değişken girmektedir.
Bunlardan birisi kişinin gerekli bilgi ve yeteneğe sahip olmasıdır.
Örneğin muhasebe bilgisinden yoksun bir kişi ne kadar gayret sarf
ederse etsin bir bilanço düzenleyemeyecektir. İkinci ilave değişken,
kişinin kendisi için algıladığı rol ile ilgilidir. Organizasyon her
mensubundan belirli roller beklediği gibi, üstler de astlarından belirli
rolleri beklemektedir. Gayret, Bilgi ve yetenek ve Algılanan Rol
değişkenlerine göre gösterilen performans ödüllendirilecektir.
Bu modeli motivasyon aracı olarak kullanmak isteyen yönetici, ek olarak
aşağıdaki hususlara dikkat etmek zorundadır:
• Personel, kendilerinden beklenen performansa göre eğitim ve yetiştirilmeye tabi
tutulmalıdır.
• Rol çatışmaları mümkün olduğu ölçüde azaltılmalıdır.
• Personelin fiilen aldığı ödül tutarından çok, aynı düzeyde performans gösteren
meslektaşlarının aldığı ödül düzeyine dikkat ettiği hatırlanmalıdır.
• Kişilerin içsel ve dışsal ödül türlerine farklı önem verdikleri bilinmelidir.
• Nihayet sürekli bir kontrol ile personelin performans, ödül ve aralarındaki ilişkiler
konusundaki anlayışı izlenmeli ve elde edilen bulgulara göre modelin işleyişinde
gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
Bekleyiş teorilerine yöneltilen en önemli eleştiri bu teorilerin çok kompleks
oldukları dolayısıyla test edilmelerinin güçlükler arz ettiği hususudur. Diğer bir
eleştiri de, bu teorilerin iddia ettiği gibi, kişilerin belirli bir davranış göstermeden
önce ayrıntılı mantıki aritmetik hesaplamalara giriştikleri konusundaki şüphedir.
2.3. Eşitlik Teorisi
Kişinin iş başarısı ve tatmin olma derecesi çalıştığı
ortamla ilgili olarak algıladığı eşitlik (veya eşitsizliklere)
bağlıdır. Kişi, kendisinin sarf ettiği gayret ve karşılığında elde
ettiği sonucu aynı iş ortamında başkalarının sarf ettiği gayret
ve elde ettikleri sonuç ile karşılaştırır. Bu karşılaştırma
genellikle kişinin, gayret ile sonucu içeren bir çeşit oran
oluşturması ile olur.
Bu teorinin motivasyon açısından kullanılışı şöyledir.
Karşılaştırma sonucu bir eşitsizlik algılayan kişi bu eşitsizliği
giderici bir şekilde davranacaktır. Bu davranışın yönü
algılanan eşitsizliğin derecesine, kişinin olanaklarına ve
göstereceği davranışın kolaylık derecesine bağlıdır.
Eşitsizliği
gidermek
için
kişinin
davranışları şöyle gruplamak mümkündür;
gösterebileceği
• Sarf edilen gayretin değiştirilmesi (Ücretinin artırılması veya
azaltılması, daha az etkin çalışma)
• Sonucun değiştirilmesi (Daha yüksek ücret veya ödül talebi)
• Gayret ve Sonuç tanımlarının mantıki
değiştirilmesi, böylece eşitsizliğin azaltılması,
tanımlarının
• İşi terk etme (istifa, işyeri içinde değişiklik talebi, devamsızlık)
• Başkalarını, sarf ettikleri gayreti azaltmaya zorlama
• Karşılaştırmanın dayandığı temel faktörleri değiştirme
Bu teoriyi personelini motive etmek için kullanmak isteyen bir yönetici
aşağıdaki hususları dikkate almak zorundadır;
• Eşit gayretin eşit şekilde ödüllendirilmesi gerektiği üzerindedir. Bizdeki "testiyi
kıran da bir, getiren de" deyiminin ifade ettiği anlam, bir eşitsizliğin ifadesinden
farklı değildir.
• Eşitlik veya eşitsizlik personelin işletme içinde ve işletme dışında yaptıkları
karşılaştırmaların bir sonucu olarak algılanır.
• Eşitsizliğe karşı gösterilecek tepki değişik şekillerde olabilir.
2.4. Amaç – Yol Teorisi
Kişilerin belirlediği amaçlar, onların motivasyon derecelerini de
belirleyecektir. Erişilmesi zor ve yüksek amaç belirleyen bir kişi, elde edilmesi
gayet kolay olan amaçlar belirleyen bir kişiye oranla daha yüksek performans
gösterecek ve daha fazla motive olacaktır. Yönetici açısından önemli olan,
yönetimin öngördüğü amaçlar ile kişinin belirleyeceği amaçlar arasındaki
uygunluktur. Bu ise amaç belirlemede astların da katkısını gerektirmektedir.
BÖLÜM XIV
ÇATIŞMA
YÖNETİMİ
ÇATIŞMA VE YÖNETİMDEKİ YERİ
İki veya daha fazla grup arasındaki çeşitli kaynaklardan
doğan anlaşmazlıktır.
• Klasik, neo klasik ve kapalı sistem anlayışına göre
organizasyonlarda çatışma olmamalıdır ve kaçınılmalıdır.
Yönetimin görevi çatışmayı ortadan kaldırmaktır.
• Modern yönetim ve açık sistem anlayışına göre çatışmalar
kaçınılmazdır ama organizasyonların etkinliği için belirli bir
düzeyde olmalıdır.
• Çatışmanın olması yenilik, değişim, yaratıcılık olmayacağı gibi
sürekli çatışmaların olduğu bir işletmede ise kararların gecikmesi
ve verilememesi, tavizlerin olması hatta organizasyonun tehlikeye
düşmesi söz konusudur.
ÇATIŞMA SÜRECİ
Potansiyel
durum ve
Uyuşmazlık
Bilinç ve
Kişiselleştirme
Amaçlar
Davranış
Sonuç
ORGANİASYONDAKİ BAŞLICA ÇATIŞMA TÜRLERİ
1. Fonksiyonelliğine göre çatışmalar
• Fonksiyonel olan çatışma işletmeyi amaçlarından uzaklaştıran çatışmalar olup klasik ve
neo klasik yaklaşım bunu ele almıştır. Buna göre çatışmanın varlığı yetersizliğe işarettir.
• Fonksiyonel olan çatışmalar ise işletmenin amaçlarına ulaşmasına katkıda bulunan ve
sorunlara işaret edip yöneticilerin dikkatine getiren çatışmalardır.
2. Ortaya çıkış şekline göre çatışmalar
• Potansiyel çatışma : Çatışmayı ortaya çıkarabilecek nedenleri ifade eder. Kaynakların
kıtlığı, amaç farklıkları gibi
• Algılanan çatışma : Çatışmaya konu olan tarafların çatışma ortamını algılama tarzları
ile ilgilidir
• Hissedilen çatışma : Çatışma halindeki tarafların konusundaki hisleridir. Kızgınlık,
endişe, gerginlik,
• Açık çatışma : Fiilin gösterilen davranışlardır. Karşılıklı tartışma, fiziki müdahale, ağır
sözler, karşıya bilgi göndermeme
3. Taraflarına Göre Çatışmalar
Beş tür çatışma olabilir
Kişilerin kendi içindeki çatışma : Kişinin kendisinden farklı ve çelişkili
şeyler beklediği düşüncesi olmasındadır
Kişiler arası çatışma : Kişinin örgüt içinde bulunduğu rol ve iki veya
daha fazla kişinin anlaşmazlığa düştüğü durumdur.
Kişiler ve gruplar arası çatışmalar : Kişilerin grup tarafından belirli
normları kabulüne zorlanması
Gruplar arası çatışmalar : Organizasyonlarda en çok rastlanan
durumdur. Yöneticinin bu anlamda işi zordur.
Organizasyonlar arası çatışma : Yukarıdaki durumlar buna örnektir
4. Organizasyon içindeki yerlerine göre çatışmalar
Dikey çatışma : Ast – üst arası çatışmayı ifade eder
Yatay çatışma : Aynı organizasyon kademesinde bulunanlar arasındaki çatışma
Emir komuta – Kurmay çatışması :
5. Amaç, Rol, Kurumsallaşmış ve beliren çatışma ayrımı
Amaç çatışmaları :
Rol çatışması : Kişilerin organizasyonda oynamak istedikleri rol ile oynamaları
beklenen rol arasındaki uyumsuzluklardır.
Kurumsallaşmış Çatışma : Çatışmanın derece, şiddet, doğacağı koşullar ve
çözüm yollarının kurum tarafından belirlenmesidir. İşçi – işveren ilişkileri buna
örnektir. Grev, lokavt vs.
Beliren çatışma : Emir komuta – Kurmay çatışması buna örnek olup, iş dışı
sosyal ve kişisel faktörlerdir.
ÇATIŞMA NEDENLERİ
1. İşlerarası fonksiyonel karşılıklı bağlılık : Bazı işlerde karşılıklı
bağlılık vardır.
2. Belirli kaynakların paylaşılması : Karlarını artırmak ve rekabet
avantajı için çıkar, Uzlaşma, empati, paylaşmanın olmadığı
kültürlerde hakimdir.
3. Amaç farklılıkları :
4. Algılama farklılıkları : Kişi veya grupların belirli olay ve
gelişmeleri farklı algılamalarından olur
5. Yönetim alanı ile ilgili belirsizlik : Kimin hangi konuda kime
karşı sorumlu olduğu durumlar
6. İletişim sorunları : Mesaj akışı, algı yanlış anlaşılma
7. Statü farklılıkları : Kişilerin kendisinin yada başkasının bulunduğu
yeri kabul yada reddidir.
8. Yöneticilik tarzı arasındaki farklar : Yöneticilerin kendine has
yönetim şekli vardır bu astlar tarafından kabul edilmemesi çatışma
nedenidir
9. Çıkar farklılıkları : Kişi yada gruplar farklı çıkarlara sahip olabilir
10. Kişilik farklılıkları : Kişilerin farklı amaç, tutum, değer gibi
nedenlerden dolayı çatışması
11. Değişen koşulların öngördüğü yeni nitelikler : Yeniden yapılanma, el
değişme , birleşme, bir yöneticinin üst kademeye geçmesi
12. İşçi – işveren arasındaki kutuplaşmalar : Grev, lokavt vs.
13. Örgüt içi Güç mücadelesi : Üye çeşitli nedenlerden dolayı gücünü
artırmak isteyecektir.
BAŞLICA ÇATIŞMA ÇÖZÜMLEME VE YÖNETİMİ YOLLARI
Çatışmayı işletme amaçlarına uygun ve yararlı şekilde çözmek için 4 safha izlenebilir.
1. Mevcut çatışmanın tanımı
2. Çatışmanın neden ve köklerinin tanımı
3. Çatışmayı yönetecek alternatiflerin belirlenmesi ve birisinin uygulanması
4. Sonucun izlenmesi
1. Çatışma ve kişisel tepkiler
Çekilme ve kayıtsız kalma : Kişinin ortamdan fiziki olarak çekilebilir (İstifa, katılmama
vs.) ve konulara kayıtsız gözükebilir. Bu durum iletişimin azalması, güvensizlik gibi
durumlara yol açtığından çatışmayı artırıcı bir durum olabilir.
Saldırgan olma : Çatışma ve baskı kişileri saldırgan olmaya sevk edebilir. Bu duygu
hislerle de şiddetlenebilir.
Rasyonelleştirme : Çatışma yaratan durumları başkalarına yüklemek. (yeterli makine
olmadığı, performans yetersizliğini başkalarına yüklemek gibi)
Olgun olmayan davranışlar gösterme : Baskı altındaki kişiler bazen kişiye yakışmayan
hareketler sergileyebilirler. Küsme, acındırma vs.
2. Örgütsel çatışma yönetim yolları
Kaçınma ve bağlanmama : Çatışmayı görmezden gelmedir. Kısa vadede
yararlı olsa bile uzun vadede sorunlara neden olabilir. Zaman, enerji ve
çatışmanın önemsiz olduğu durumlarda işe yarayabilir.
Problem çözme yaklaşımı :
Yumuşatma : Biz bir aileyiz şeklindeki yaklaşım
Güç kullanma : yöneticinin otoritesini kullanması ile çözülür. Bir kişi haklı
görülür.
Daha önemli ve kapsamlı amaçlar belirleme : Çatışan tarafların
amaçlarından daha önemli bir amaç bularak çatışanların dikkatini oraya
çekmektir. Mesela kriz zamanında çatışan kişilerin yönünü krize çevirmek
Taviz verme : Çatışanların gücüne bağlı olarak amaçlarından fedakarlık
göstermeleridir.
Çatışmaya taraf olan kişileri değiştirme : Çatışan kişilerin bölümünü değiştirme şeklide
yada çatışan kişileri eğitime tabi tutup algılamalarını değiştirmek yönündedir.
Örgütsel ilişkileri değiştirme : İş tanımları, kaynakların ayrılması yada bir birimin başka
bir birime bağlanması şeklinde olabilir.
Çoğunluk oyu : Çatışmanın çözümü için çoğunluğun oyu esastır.
Çatışma kaynağının ortadan kaldırılması : Çatışmaya neden olan kaynakların ortadan
kaldırılmasıdır. Finansal durum bir yerin(Oda, masa) işgali vs.
3. Çatışma yönetiminde kullanılabilecek bir durumsallık modeli
Bir diğer çözüm yolu da durumsallık modelidir.
Yardımlaşma : Sonuca varıncaya kadar tartışma esasına dayanır. Başarı kişilerin birbiri
ile olan samimiyet, güven vs bağlıdır.
Güç gösterisi : Kişi çatışmayı kendi lehinde çözmek için elindeki etkileme bölgelerini
kullanabilir.
Pazarlık yolu : Güç gösterme ve yardımlaşma yolunun ortasını bulma şeklindedir.
ÇATIŞMANIN YARARLARI
• Örgüt kendine çeki düzen verebilir üretim eylemlerini ön plana çıkarma gibi
• İş görenler arasındaki dayanışma artabilir
• Örgüt işlevsel hedefler peşinde koşabilir
• Yenileşmenin önemli bir kaynağı olabilir
• Çatışmaya yol açan kararsızlık ve uyuşmazlıklar ortadan kaldırıldığında örgütü
bütünleştirebilir
• Örgüte yeni amaçlar kazandırabilir
• Kaynakların daha dengeli dağılımına yol açabilir
• orunların açığa çıkmasına böylece sorunlara eğilimi artırabilir
ÇATIŞMANIN ZARARLARI
• Örgütsel çatışma , bireylerin ruh ve beden sağlıklarını bozabilir
• Düşmanlık ve saldırganlık hislerinin yoğunlaşmasına ve somutlaşmasına sebep olabilir
• Yıpratıcı mücadeleler örgüte zaman ve kaynak kaybettirebilir
• Çatışma , örgütü amaçlarından saptırabilir
• Tarafların kendilerini diğerlerinden amaçlarını da örgütün amaçlarından üstün
görmelerine yol açabilir
• Çatışma , bireylerin morallerini ve iş tatminlerini düşürerek örgütün etkinliğine ve
verimliliğine olumsuz etki edebilir
• Çatışma , insanların güven duygularının kaybolmasına sebep olabilir
BÖLÜM XV
ORGANİZASYONLARDA
DEĞİŞİM VE YÖNETİMİ
DEĞİŞİM
Herhangi bir şeyi bir düzeyden başka bir düzeye getirmeyi ifade eder.
Özellikleri
Kişisel ve örgütsel olarak 2 çeşittir.
Kişisel düzeyde kişilerin sürekli yeni iş yapma usulleri geliştirmeleri, zihni olarak
kendilerini devamlı farklı davranmaya alıştırmaları ve değişime karşı gösterdikleri direnç
noktalarında toplanabilir. Bunlardan birincisi yaratıcılık ve yenilikle ilgilidir. Çalışanlar
yaratıcılıklarını geliştirmek için;
• Yaratıcılığı destekleyen ve özendiren bir ortam olmalı
• Otokrat yönetim tarzından uzaklaşılmalı
• Yeni fikirlere olumsuz yaklaşılmamalı
• Çalışanların hata yapma korkusu giderilmeli
• Açık ve samimi iletişimin olduğu bir ortam olmalı
• Çalışanlara kendilerini geliştireceğini hissedecek işler verilmeli
Değişimin 2. önemli özelliği de çalışan ve organizasyon arasındaki ilişkileri
etkilemesidir. Bu ilişkiler formal, psikolojik ve sosyal yön olmak üzere 3 yönlüdür.
Değişimin başarılı olması için bu yönleri ve altındaki soruları dikkate alması gerekir.
Formal yön : Çalışanın organizasyonda yaptığı iş konusunda kendisi ve
organizasyon arasındaki ilişkisidir. Organizasyon çalışana işi tarif etmiş ve hedefler
vermiştir.
• Organizasyon benden ne bekliyor, ne yapmalıyım, organizasyon bana nasıl
yardımcı olacak, performansımı kim nasıl ölçecek, bu iş beni nereye götürür ?
Psikolojik yön : Kişinin hissettiği, kişiyi organizasyona bağlı ve sadık, onunla
özdeşleşmiş hale getiren ilişkilerdir.
• Ne derecede az veya çok çalışmalıyım, sarf edeceğim gayret için ne ödül alacam ?
Sosyal yön : Bir bütün olarak organizasyonun kültürü ile çalışanın kişisel kültür ve
değer yapıları arasındaki ilişkilerdir.
• Örgüt kültürünün özellikleri nelerdir, organizasyonda kimin nereye ne kadar
gideceğini belirleyen faktörler nelerdir.
Çeşitleri
Planlı değişim : Sistemi daha iyiye götürmek için değişme uzmanının yardımı ile
bilinçli olarak gerçekleştirilmek istenen değişmedir.
Plansız değişim : Değişimin amacının, yönünün ve süreçteki safhalarının
önceden düşünülmediği, hazırlıksız yakalandığı hiç düşünmediği önlemleri
almaktan başka çaresinin olmadığı değişimdir.
Makro değişim : Organizasyonun tamamının değişime konu olmasıdır
Mikro değişim : Organizasyonda alt ve üst düzeyde herhangi bir konuyla ilgili
değişimdir
Zamana yayılmış değişim :
Ani değişim :
Proaktif değişim : Tahmin edilen çevre koşullarına göre organizasyonun iş,
faaliyet ve prosedürlerinin değiştirilmesini; dolayısıyla tahmin edilen şartlar
gerçekleştiğinde organizasyonun hazır olmasını ifade eder.
Reaktif değişim : Karşılaşılan koşullara uyum için değişim
yapmaktır.
Geniş kapsamlı veya dar kapsamlı değişim : Organizasyonda
değiştirilmek istenen hususların sayı ve yaygınlığına göre değişimin
söz konusu olmasıdır.
Pasif değişim : Organizasyonun dış çevresinde gelişen koşullara
uyumu içindir
Aktif değişim : Organizasyonun yenilik yaparak dış çevresini
etkilemesi ve değiştirmesidir.
İyileştirme şeklinde adım adım : Kaizen teorisi olarak ta bilinir
Radikal (Köklü) değişim : Süreç geliştirme olarak ta bilinir
DEĞİŞİM NEDENLERİ
1. Dışsal nedenler : Teknoloji, rekabet, ekonomik koşullar, sosyal, kültürel ve demografik
koşullar olup, işletmeler çeşitli tahmin, teknik ve metotlarla tahminler yapıp işletmenin
input ve output sürecindeki akışı ve organizasyon üzerinde değişiklikler yapacaklardır.
2. İçsel nedenler : İşletme içindeki durumlardır. Örneğin düşük verimlilik, satışların
düşmesi, düşük motivasyon gibi.
DEĞİŞİM KONULARI
Organizasyon, amaç, hedef, sosyal faktörler her şey bir değişim konusudur.
DEĞİŞİM MODELİ VE SÜRECİ
1.Uyun yöntemle mevcut durum bozulur (değişime karşı ve katı kişilere, değişimin
gerekli olduğuna ikna etmek ve inandırmak gerek)
2. Yumuşatılmış bu duruma yeni bir şekil verilir (Değişim konuları ve özelliklerine bağlı
olarak değişim fiilen gerçekleştirilir)
3. Yeniden dondurulup katılaştırılır (Yeni durum tüm durumları dikkate alıp devamlılığı
sağlayacak şekilde katılaştırılır)
Kurt Lewin geliştirdiği Kuvvet-alan analizi de; sosyal sitemler
daima bir denge içindedir ve bu dengeyi korumak ister. Değişim bu dengeyi
bozmakta ve değişim bir yandan “değişime zorlayan kuvvetlerin” bir
yandan da “değişime karşı koyan” kuvvetlerin etkileşiminden ortaya çıkar
DEĞİŞİME DİRENÇ
Değişime direnç bilinenden uzaklaştırmayı gerektirmesi, alışılandan
vazgeçmeyi öngördüğü için rahatsız edici bir durum olarak görülür.
İnsanlar değişime neden direnç gösterir konusunda 3 kademede cevap verir;
1. İş ile ilgili nedenler
• Teknolojik işsizlik korkusu
• İş yükü artış korkusu
• Teknik bilgi yetersizliği korkusu
• İş – Ücret – Ödül ilişkisinde değişiklik korkusu
• Değişimi teknik olarak imkansız görme
• Maliyet yükseleceği düşüncesi
2. Kişisel nedenler
Bilinmeyen korkusu
Başarısız olma endişesi
Güvenlik ihtiyacı
Çıkar kaybı
Alışkanlıklardan vazgeçme korkusu
Yeni şeyler öğrenme zorunluluğu
Değişim hakkında bilgi sahibi olmama
Dar görüşlülük
Daha önceki kişisel tecrübeler
Kendine güvenememe
3. Sosyal nedenler
• Değişim amaçları ile grup norm ve hedefleri arasındaki farklar
• Değişimi önerenlere karşı tutum
• Yakın çevresinin değişime karşı olumsuz tutumu
• Mevcut sosyal ilişkilerden vazgeçmeme arzusu
• Değişim çalışmalarının dışında kaldığı inancı
• Dışarıdan yönlendirmeden hoşlanmama
• Değişimin sadece belirli bir grubun çıkarı şeklinde algılanması
Değişime direnç ölçeği
Değişime Direncin Olumlu Yönleri
• Değişiklik önerilerini yeniden gözden geçirmeye yöneltir.
• Değişim sırasında ve sonrasında problem olabilecek konuları önceden teşhise yarar.
• Değişimi gerçekleştirmek için daha etkin bir iletişim sistemi kurmaya yarar.
• Ciddi sorunlar çıkmadan önce önlem almaya imkan sağlar.
• Önerilerin uygunluğunu irdelemeye sevk eder.
• Değişim öncesi değişime uygun kültür oluşturmaya sevk eder
DEĞİŞİME DİRENCİN ORTADAN KALDIRILMASI
Katılım: Değişimden etkilenecek çalışanların değişimin dizaynı ve uygulanmasında görev
almaları değişimin bu kişilerce anlaşılmasını sağlar, kontrol duygusunu arttırarak
belirsizliği azaltır ve sahiplenme duygusu oluşturur.
İletişim ve Eğitim : İletişim ve eğitim çalışanların değişimin sebeplerini nasıl
gerçekleşeceğini ve olası sebeplerini anlamalarını sağlar.
Pazarlık : Değişime direnç gösteren güçlü kişi ya da gruplarla yapılan pazarlık ihtiyaç ve
çıkarları değerlendirerek direncin ortadan kaldırılmasını sağlar.
Açık veya Kapalı Zor Kullanma : Bu yöntem direnci ortadan kaldırmaktan ziyade direnç
göstermeyi önlemeye yönelik zor kullanma, tehdit etme ve şantaj yapmayı kapsar.
Manipülasyon : Direnç gösterebilecek kişilere olay olduğundan farklı gösterilir ancak
direnç başlangıçta azalsa da ileride sorunlar çıkabilir.
Kooptasyon : Direnç gösteren kişiler değişimle ilgili sorunların ve bu sorunların
çözümünün bir parçası haline getirilerek sorun üzerine düşünmeleri ve çözün aramaları
sağlanır. Böylece değişimde aktif rol oynaması sağlanarak direnç azaltılır.
Download