1 YANLIŞ OLAN; MESLEKLER ARASI SAVAŞ !.. 10 Aralık 2011 Genellikle elektrik mühendisleri, bilir bilmez herkesin PV panelci geçindiğinden şikayetçiler.. Bazı uygulama yanlışları, halkın nezdinde güneşe ilişkin teknolojileri caydırıcı hale getirmek üzere diyorlar.. Fakat bu gidişi durdurmanın yöntemi; sorunu, bir meslekler arası savaşa çevirmek değildir.. Böyle bir yaklaşımın yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum.. Kötü uygulamaları, çanak antencilerin bile yapabildiğini söylüyorsak, sorun meslekte değil ticari ahlaktadır.. Ve ifade edildiği gibi, teknik eleman seviyesinde bir uygulama hatasından bahsetmekteyiz genellikle. Sadece elektrik mühendisleri mi yaşar sanıyorsunuz bu sıkıntıyı ?.. Üç apartman dikmiş ve kendisini müteahhit sanan eski emlak komisyoncusunun ya da daha da ileri giderek, o yapıların inşaat kalfasının, kendisini mimar zannettiğine en az 45 yıldır şahidim.. Çizgisini aşarak mimari projeye karışan diğer meslek grupları da cabası.. Ama çarenin onları suçlayıp, “kendimi aklamak” olduğunu hiç düşünmedim.. Biz neyi eksik yaptık diye düşündüm daima.. Kendi varlığını kanıtlayıp toplumu ikna edememiş tüm mesleklerin derdidir bu yakınmalar.. Doktora, avukata bile mecburiyetten gider insanlar.. Sevdiğinden değil.. O yüzden eleştirilerimin hedef noktası daima kendi meslek odam ve eğitim kurumları olmuştur, başkaları değil.. Keşke doktorlar koruyucu hekimliğe ağırlık verse ve bizleri hasta olmaktan korusa, hukukçular da suçtan sonra son çare olarak değil, insani münasebetlerde suçu önleyen adil önerileri ile gündeme gelseler ve mesleklerini hak etseler.. O yüzden, iğneyi önce kendimize batırabilmeli, ne işe yaradığımızı topluma anlatabilmeli ve ardından bunu ispat edebilmeliyiz. Doğru örnekler, tarafımızdan ortaya konamadıkça, “tüm yapılanlar yanlış !” demek ikna edici ve inandırıcı olamaz.. ISI SORUNU !.. PV panellerin ısı problemine ancak makine ve elektrik mühendisleri müştereken çözüm üretebilir, tek başına değil demiştim bir ara.. Bir enerji sempozyumunda da bu konuyu tartıştık. 1 derece ısı artışının % 0.4 verim düşürdüğü söylendi. Isı giderilmesinin %0.4 ile % 1 arası verim artışı sağlayabileceği de ileri sürüldü.. Eee o zaman ?.. Elalemin %1 verim artışı için dünya genelinde göbeği çatlarken, niçin bir mekanikçi ile bir elektrikçi bir araya gelip bu sorunu çözmeye çalışmaz da, “sen misin, ben misin” tartışmaları ile vakit geçirir anlayamam.. Alın size ucu açık bir araştırma konusu.. Isınan havanın mekana transferi sağlanabildiğinde ise konu birden mimari hale gelir.. O sırada neden bir meslektaşımın yani bir mimarın da devreye girmesi düşünülmez de “sen ne anlarsın !” diyerek küstürülmeye çalışılır onu da anlayamam.. Daha anlayamadığım çok şey var, mutlaka öğreneceğim daha da çok şey var.. Dilerim hepimiz benzer talepleri kendi mesleklerimiz adına hem odalarımıza ve eğitimini aldığımız kurumlara, hem de bir nebze “özeleştiri” adına kendimize yöneltelim. Yani iğnenin ucu biraz da kendimize değsin.. İçinde bulunduğumuz ülkede bir sorun yaşanıyorsa, bizim de aynı ülkenin vatandaşı yani sorumluluk paydaşı olduğumuzu hiçbir zaman unutmayalım.. O yüzden, iğneyi önce kendimize batırabilmeli, ne işe yaradığımızı topluma anlatabilmeli ve ardından bunu ispat edebilmeliyiz. Doğru örnekler, tarafımızdan ortaya konamadıkça, “tüm yapılanlar yanlış !” demek ikna edici ve inandırıcı olmayacaktır. 2 AT GÖZLÜĞÜ.. Meslek penceresinde ısrar, at gözlüğü takmakta ısrar etmektir... Örneğin fotovoltaik neden ısıyı sevmez ?.. Çünkü kendisi de ısı üretir ondan... Yani bal gibi ısıtır ortamı.. O yüzden de verimi düşer .. Bu enerjiyi mekana yönlendirip kullanmak ve böylece kendisine zarar veren, verim düşüren ısıyı “kullanarak bertaraf etmek” bir mühendislik sorunudur.. Mühendislik denen şey; bir temel disiplindir aslında. Elektrik, elektronik, mekanik gibi ayrımlar, temelde doktorluğun da çeşitli ihtisas dallarına bölünüp, kalitesinin ve teşhis doğruluğunun tehlikeye düşürülmesi benzeri bir zaaftır.. “Böbreği bir tek ben bilirim” diyen zavallı uzman doktorun, karaciğerin içine etmesi benzeri gerçek trajedileri bilenler bilir.. İnsanın zihinsel kapasitesini fazla zorlamamak için bulunmuş bir tedbirdir yalnızca bu ayrımlar. Ama maalesef, bütüncül bilgiden uzaklaştıkça, hata yapma ihtimali de yükselmektedir.... Eğitim vermenin kolaycılığından doğar sadece bu etiketler.. Keşke hepimiz matematikle başlasak eğitime, fizikle devam etsek, kuantum mekaniğinden haberdar olsak, sonra da ihtisaslaşmaya çalışsak derim.. Birlikte çalışmayı ve bilgilenmeyi trajik bulan genç arkadaşların, sanal olarak bile olsa, bilgide tekrar birleşmeyi ya da bir arada eğitilmeyi, en azından böylesi platformlarda birbirlerinden bir şeyler öğrenmeyi üzücü değil sevimli fırsatlar olarak görmeleri tavsiye olunur. Malumunuz, meşhur deyiştir: “İlim bir nokta idi, cahil onu çoğalttı…” O “noktada” bir gün buluşabilmek dileği ile… Çelik Erengezgin [email protected] www.erengezgin.net