TAF Preventive Medicine Bulletin www.korhek.org DOI: 10.5455/pmb.1-1417459055 Araştırma / Original Research Eskişehir bölgesi’ndeki kadınlarda human papillomavirus (Hpv) DNA pozitifliği ve olası risk faktörlerinin değerlendirilmesi The positivity for human papillomavirus (HPV) DNA and evaluation of probable risk factors among women in Eskişehir region Ferhat Gürkan Aslan1, Tercan Us2, Nilgün Kaşifoğlu2, Sabit Sinan Özalp3, Yurdanur Akgün2, Tufan Öge3, Müge Aslan1 ÖZET Amaç: Bu çalışmada, Eskişehir Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) tarama amaçlı başvuran, 30-65 yaş arası kadınlarda, HPV DNA prevalansının belirlenmesi ve olası risk faktörlerinin HPV DNA pozitifliği üzerine etkisinin araştırılması hedeflenmiştir. Yöntem: Araştırmaya, Eskişehir Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) tarama amaçlı başvuran, 30-65 yaş arası 1081 kadın dahil edildi. Demografik bilgilerin ve olası risk faktörlerinin sorgulandığı anket uygulanan tüm katılımcılardan, üreticinin talimatları doğrultusunda, servikal sürüntü örneği alındı. Alınan örneklerde HPV DNA varlığının araştırılması, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda, HybridCapture 2 (HC 2; Qiagen, Hilden, Almanya) kiti kullanılarak gerçekleştirildi. Moleküler yöntem sonuçları ve anket verilerinin istatistiksel analizleri SPSS 20.0 paket programları ile yapıldı. Bulgular: Araştırmaya dahil edilen kadınlarda yüksek riskli ve düşük riskli HPV varlığı ayrı ayrı araştırılmış ve toplam 32 (%3.0) örnekte, HC 2 testi ile HPV varlığı saptanmıştır. Risk faktörlerinin değerlendirilmesi için katılımcılara uygulanan anket sonuçlarının istatistiksel analizinde ise; doğum sayısının fazla olması, oral kontraseptif (OKS) yöntemi ile korunmak ve sigara içmek gibi değişkenlerin HPV DNA pozitifliği üzerinde anlamlı etkisi olduğu belirlenmiştir. Sonuçlar: Servikal kanserin önlenmesinde tarama programlarına ek olarak HPV enfeksiyonundan korunmak da önemlidir. Bu konuda yapılabilecek uygulamalar, olası risk faktörlerinin belirlenmesi ve bunlara yönelik önlemler alınması olarak düşünülebilir. Ülkemizde, HPV enfeksiyonları ile sosyal gruplar arasındaki ilişkiler araştırılmalı, HPV enfeksiyonunun sıklığı, sonuçları, takibi, tedavisi, kontrolü ve önlenmesi konusunda daha detaylı çalışmalar yapılmalı; toplumumuz bu konuda eğitilerek bilinçlendirilmelidir. ABSTRACT Aim: The aim of this study was to define the prevalence of HPV DNA in females aged 30-65 years who presented for scanning at Eskişehir Training Centre for Early Cancer Diagnosis and Scanning (KETEM) and to research the effect of potential risk factors on HPV DNA positivity. Method: The study comprised 1081 females aged 30-65 years who presented for scanning at Eskişehir Training Centre for Early Cancer Diagnosis and Scanning (KETEM). All participants completed a questionnaire with demographic information and data on potential risk factors then cervical smear samples were taken according to the kit manufacturer’s instructions. The testing to determine the presence of HPV DNA in the samples was applied at the Microbiology Laboratory of Eskişehir Osmanagazi University Medical Faculty using the Hybrid Capture 2 kit (HC 2: Qiagen, Hilden, Germany). The SPSS 20.0 statistical software was used for the molecular method results and the statistical analysis of the questionnaire data. Results: The high risk and low risk subjects included in the study were examined separately for the presence of HPV. In a total of 32 samples (3.0%), HPV was determined to be present with the HC 2 test. In the statistical analysis of the results of a survey applied to the participants for evaluating the risk factors; significant effection HPV DNA positivity was determined on the variables such as, a higher number of births, protection with oral contraception (OCS) method and smoking. Conclusions: In addition to the prevention of cervical cancer, scanning programs are also important in protection against HPV infection. Applications which could be implemented on this subject can be considered as defining the potential risk factors and taking precautions against them. More detailed studies should be conducted in Turkey to research the relationship between HPV infections and social groups, the frequency of HPV infection, results, follow-up, treatment, control and prevention. Communities must be made aware of this subject through public health education. GİRİŞ Human Papillomavirus (HPV) Papillomaviridae ailesine ait, zarfsız, 55 nm çapında, ikozahedral kapside sahip, yaklaşık 8000 baz çiftinden oluşan, çift iplikli çembersel DNA virusudur. Neredeyse her zaman cinsel ilişki ile bulaşan HPV, başta serviks olmak üzere, birçok anatomik bölgede yerleşmekte, deriyi ve mukozal 222 Yozgat Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Yozgat. 2 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Eskişehir. 3 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Eskişehir. Yazışma Adresi/Address for correspondence: Ferhat Gürkan Aslan, Yozgat Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Yozgat, [email protected] Anahtar Kelimeler: Eskişehir, hpv dna, HC 2, risk faktörleri, serviks kanseri Key Words: Eskişehir, hpv dna, HC 2, risk factors, cervical cancer Gönderme Tarihi/Received Date: 10.01.2015 Kabul Tarihi/Accepted Date: 15.05.2015 Yayımlanma Tarihi/Published Online: 30.06.2015 1 epitelyal yüzeyleri enfekte ederek çeşitli benign ve malign lezyonların gelişmesine neden olmaktadır [1,2]. HPV enfeksiyonu dünyada, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, cinsel temasla bulaşan hastalıklar içerisinde en sık görülenidir. Asemptomatik enfeksiyon prevalansı çalışmanın yapıldığı bölgeye ve popülasyonun özelliklerine göre %2-44 arasında değişmektedir [3,4]. TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 Aslan, et al., The positivity for hpv dna and risk factors Erken yaşta cinsel ilişki, çok sayıda cinsel partner veya partnerin çok partnerle ilişki öyküsü, diğer seksüel geçişli hastalıklar HPV enfeksiyonu için en önemli risk faktörleridir. Bunların dışında; yaş, yüksek parite, sigara kullanımı, uzun süreli oral kontraseptif (OKS) kullanımı, immün baskılanma, enfeksiyon ve kansere ilerleme riskini artıran diğer faktörlerdir [1, 2, 3, 5]. Günümüzde 200’den fazla HPV genotipi tanımlanmış olup 40’dan fazlasının anogenital bölge epiteli ve diğer mukozal alanları enfekte ettiği bilinmektedir. Bu genital HPV tipleri onkojenik potansiyellerine göre; düşük riskli tipler, muhtemel yüksek riskli tipler ve yüksek riskli tipler olarak gruplandırılırlar. İnvazif servikal kanserlerin %99.7’sinde, servikal kanser, prekürsör lezyonların ise %95’inde yüksek riskli HPV DNA varlığı saptanmıştır. Bu nedenle genital HPV enfeksiyonlarının ve risk gruplarının tespiti servikal kanser taramalarında çok önemlidir [1, 2, 4, 6]. HPV’nin geleneksel metodlarla in vitro kültürü yapılamamaktadır. Enfeksiyon sonrası humoral immun cevabın çok değişken olması nedeniyle tanı için HPV spesifik antikor testi de kısıtlı olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle HPV enfeksiyonunun tanısında HPV DNA genomunu saptayan moleküler testler kullanılmaktadır [1]. Bu çalışmada, Eskişehir Bölgesi’nde, 30-65 yaş arası kadınlarda HPV DNA prevalansı ve olası risk faktörlerinin HPV DNA pozitifliği üzerine etkisi araştırılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmaya, Eskişehir Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) tarama amaçlı başvuran, 30-65 yaş arası 1081 kadın dahil edildi. Demografik bilgilerin ve olası risk faktörlerinin sorgulandığı anket uygulanan tüm katılımcılardan, üreticinin talimatları doğrultusunda, eş zamanlı iki adet servikal sürüntü örneği alındı. Moleküler çalışmada kullanılmak üzere alınan örnekler ise ESOGÜ Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’na getirilerek çalışılıncaya kadar -20 ºC’de en fazla 3 ay olmak üzere saklandı Servikal örneklerde HPV DNA varlığı; 13 yüksek risk (16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59 ve 68) ve 5 düşük risk (6, 11, 42, 43, 44) olmak üzere, 18 HPV tipini belirleyen bir sinyal amplifikasyon yöntemi olan hybrid capture 2 (HC 2) testi ile, Hybrid Capture 2 kiti (HC 2; Qiagen, Hilden, Almanya), üretici firmanın talimatları doğrultusunda kullanılarak, semikantitatif olarak saptandı. Luminometre ile ölçülen rölatif ışık ünitesi (RLU) değeri sınır değerine (sınır değer: 1.0 RLU = 1 pg HPV-DNA=5000 genom) eşit veya yüksek olarak ölçüldüğünde örnek, HPV DNA yüksek riskli ya da düşük riskli olarak belirlendi. Bilindiği gibi bu yöntem, HPV-DNA varlığını gösteren ancak, HPV genotip adını belirlemeyen ve servikal kanserin saptanmasındaki klinik yararından dolayı en yaygın kullanılan moleküler yöntemdir. Moleküler yöntem sonuçları ve anket verilerinin istatistiksel veri analizleri SPSS 20.0 paket programları ile yapıldı. Sürekli nicel veriler; n, ortalama ve standart sapma olarak, nitel veriler ise n, ortanca değer, 25’inci ve 75’inci yüzdelik değerler olarak ifade edildi. Bağımsız ölçümlerden oluşan ve normal dağılım göstermeyen verilere Mann-Whitney U testi, kategorik yapıdaki veri setlerine ise Chi-sqare testleri uygulandı. P<0.05 olasılık değerleri önemli olarak kabul edildi. BULGULAR Araştırmaya dahil edilen kadınların evlilik yaşları 1243 yıl arasında değişmekle birlikte ortalama evlilik yaşı 20.26 ± 3.79 yıl olarak hesaplanmıştır. Evlilik yaşları açısından gruplandırıldığında katılımcıların büyük kısmının 20 yaş altında (529 kadın/%48.9) evlenmiş oldukları görülmektedir. Bir kez evlenen 1030 kadın cinsel partner sayısını da tek; birden fazla evlilik yapmış olan 51 kadın ise, cinsel partner sayısını evlilik sayısı ile uyumlu ve birden fazla olarak belirtmiştir. Kadınların; sigara kullanımı, öğrenim süreleri, yaşadıkları bölge ve doğum kontrol yöntemi kullanma oranları ile ilgili diğer veriler de Tablo 1 ’de görülmektedir. Kadınların 32 (%3.0)’sinde HC 2 testi ile HPV varlığı saptanmış olup; örneklerden 22 (%68.8)’si yüksek risk HPV, 9 (%28.1)’u düşük risk HPV, 1 (%3.1)’i hem yüksek risk hem düşük risk HPV tipiyle pozitif olarak belirlenmiştir (Tablo 2). Bu sayıların tüm kadınlar içerisindeki oransal dağılımları ise; yüksek risk HPV ile pozitiflik %2.0, düşük risk HPV ile pozitiflik %0.8, hem yüksek risk hem düşük risk HPV tipiyle pozitiflik %0.1 şeklindedir. HC 2 test sonucuna göre HPV DNA pozitif ve negatif olan kadınların bazı demografik bilgileri ve olası risk faktörü verileri Tablo 3’te gösterilmiştir. Buna göre HC 2 pozitifliği; daha genç yaşta olan kadınlarda (30-39 yıl 6 kadın %3.4), dullarda (8 kadın %6.3), evlilik yaşı daha erken olanlarda (12-19 yıl 20 kadın %3.8), evlilik sayısı veya partner sayısı 1’den fazla olanlarda (2 kadın %3.9), öğrenim süresi 12 yıl ve altında olanlarda (30 kadın %3.0), menopozda olanlarda (16 kadın %3.1) ve TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 223 Aslan, v.d., Hpv dna pozitifliği ve risk faktörleri ilde yaşayanlarda (32 kadın %3.0) oransal olarak daha yüksek saptanmış; fakat istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). çağdaki 565 kadının HC 2 testi ile HPV pozitiflik oranı ise %2.8 (16 kadın) olarak belirlenmiş olup aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). Tablo 1. Araştırma grubunda değişkenlerin dağılımı Tablo 2. HC 2 testi ile HPV DNA pozitif 32 servikal sürüntü örneğinin grup içi dağılımı Değişken Sıklık (n) Medeni durum Evli 953 Bekar 128 Evlilik yaşı 12-19 yıl 529 20-24 yıl 430 25 yıl üzeri 122 Evlilik sayısı Tek 1030 Birden fazla 51 Partner sayısı Tek 1030 Birden fazla 51 Sigara Kullanıyor 829 Kullanmıyor 252 Öğrenim Süresi 12 yıl ve altı 985 12 yıl üzeri 96 Yaşadığı yer Kırsal 31 İl 1050 Kullanmakta olduğu korunma yöntemi Menopoz 516 Üretken çağ 565 Yok 102 Var 463 Oran (%) 88.2 11.8 48.9 39.8 11.3 95.3 4.7 95.3 4.7 76.7 23.3 91.1 8.9 2.9 97.1 47.7 52.3 9.4 (18.1) 42,9 (81.9) Buna karşılık; sigara içen grupla (13 kadın %5.2) sigara içmeyen grup (19 kadın %2.3) arasında, HC 2 testi ile HPV DNA pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05). Gebelik sayıları 0-14 arasında değişmekte olup kadınların çoğunda gebelik sayısı 2 (276 kadın %25.5) olarak saptanmıştır. Doğum sayısı ise 0-11 arasında olup kadınların çoğunda doğum sayısı da 2 (544 kadın %50.3) olarak belirlenmiştir. Gebelik ve doğum sayılarının ortanca değeri Tablo 3’te görüldüğü gibi olup doğum sayısı fazla olanlarda HC 2 testi ile HPV DNA saptanması istatistiksel açıdan anlamlıdır (p<0.05). Kadınların 516 (%47.7)’sı menopozda olduğu i ç i n h e r h a n g i bi r d o ğ u m k ont ro l y önt e m i kullanmamaktadırlar. Menopozdaki kadınlar arasında HC 2 testi pozitiflik oranı %3.1 (16 kadın) iken, üretken 224 HC 2 sonucu Sıklık (n) Oran (%) Yüksek risk 22 68.8 Düşük risk 9 28.1 Yüksek/Düşük risk 1 3.1 Toplam 32 100 Üretken çağdaki kadınlardan 102 (%18.0)’sinin herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulamadıkları saptanırken 131 (%23.2) kadının uyguladığı koitus interruptus en fazla uygulanan doğum kontrol yöntemi olarak belirlenmiştir. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanımına bakıldığında, 124 (%21.9) kadının kullandığı yöntem olan kondom üretken çağdaki kadınlar arasında en çok kullanılan etkili doğum kontrol yöntemi olarak görülmektedir. Üretken çağda olup herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmayan 102 kadından HC 2 testi ile pozitif saptananların sayısı 6 (%5.9) iken herhangi bir yöntemle korunan 463 kadından HC 2 testi ile pozitif saptananların sayısı 10 (%2.2) olarak belirlenmiştir. Üretken çağdaki kadınlarda HC 2 ile en yüksek HPV DNA pozitiflik oranı oral kontraseptif (OKS) kullanan (3 kadın %11.1) kadınlarda saptanmıştır. Üretken çağdaki kadınlardan, herhangi bir korunma yöntemi kullanmayanlar veya OKS dışında bir yöntemle korunanlarla, OKS yöntemi ile korunanlar arasında HC 2 ile saptanan HPV DNA pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 3). TARTIŞMA Genital HPV enfeksiyonunun insidans ve prevalans oranları; seçilen popülasyonun sosyokültürel özellikleri, kullanılan yöntemler, çalışma için alınan örneğin kalitesi gibi değişkenlere bağlı olarak farklılıklar gösterebilir. Yapılan çalışmalarda da, farklı ülkelerde, hatta ülkemizin farklı bölgelerinde HPV DNA pozitiflik oranları değişiklik göstermektedir. En yüksek prevalans oranları, HPV DNA tespiti için PCR’a dayalı yöntemleri kullanan çalışmalarda bildirilmiştir. İyi alınamamış, az hücre içeren servikal sürüntü örneklerinde, ekstraksiyon sırasında DNA kaybı gibi durumlarda, hemoglobin gibi bazı inhibitör proteinlerin varlığında DNA TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 Aslan, et al., The positivity for hpv dna and risk factors Tablo 3. HC 2 testi ile HPV DNA pozitif saptanan kadınların anket sonuçları HC 2 pozitif *n (%), **Ortanca (%25 %75) HC 2 negatif *n (%), **Ortanca (%25 %75) * Yaş 30-39 yıl 6 (%3.4) 169 (%96.6) 40-49 yıl 10 (%2.6) 368 (%97.4) 16 (%3.0) 512 (%97.0) 24 (%2.5) 929 (%97.5) 8 (%6.3) 120 (%93.8) 12-19 yıl 20 (%3.8) 509 (%96.2) 20-24 yıl 9 (%2.1) 421 (%97.9) 3 (%2.5) 31.0 (23.0 37.0) 1.0 (1.0 1.0) 119 (%97.5) 28.0 (20.0 35.0) 1.0 (1.0 1.0) p>0.05 p>0.05 30 (%2.9) 1000 (%97.1) p>0.05 2 (%3.9) 49 (%96.1) 30 (%3.0) 955 (%97.0) ≥ 50 yıl *Medeni durum Evli Dul P p>0.05 p˃0.05 *Evlilik yaşı ≥ 25 yıl **Evlilik süresi **Evlilik sayısı *Partner sayısı Tek ˃1 *Öğrenim süresi 12 yıl ve altı p>0.05 p>0.05 12 yıl üzeri *Sigara kullanımı Kullanan 2 (%2.1) 94 (%97.9) 13 (%5.2) 239 (%94.8) Kullanmayan 19 (%2.3) 810 (%97.7) ** Gebelik sayısı 4.0 (3.0 5.0) 3.0 (2.0 4.0) p>0.05 ** Doğum sayısı 3.0 (2.0 3.0) 2,0 (2.0 3.0) P<0.05 *Menopozda olanlar *Üretken çağ korunma yöntemi Yok 16 (%3.1) 500 (%96.9) p>0.05 6 (%5.9) 96 (%94.1) RIA OKS Koitusinterraptus 3 (%2.7) 3 (%11.1) 2 (%1.5) 110 (%97.3) 24(%88.9) 129 (%98.5) Kondom 2 (%1.6) 122 (%98.4) Diğer *Yaşadığı yer Kırsal 0(%0.0) 68 (%100) İl * Ki Kare 0 31 32 1018 P<0.05 P<0.05 p>0.05 ** Mann Whitney U saptama olasılığı düşebilir. Ayrıca çalışılan yöntemlerin duyarlılıklarındaki farklılık da sonuçları etkileyebilir [2, 7, 8]. HPV prevalansının belirlenmesi için farklı popülasyonlarda farklı yöntemlerle araştırmalar yapılmıştır. Dünya genelinde yapılan, 78 çalışmanın verilerinin kullanıldığı bir meta analizde, normal sitolojiye sahip kadınlar arasında HPV prevalansı %10.4 olarak bulunmuş ve bölgeler arasında değişiklikler saptanmıştır. En yüksek prevalans %22.1 oranıyla Afrika’da saptanırken sırasıyla, Orta Amerika ve Meksika’da %20.4, Kuzey Amerika’da %11.3, Avrupa’da %8.1 ve Asya’da %8.0 olarak belirlenmiştir. Avrupa ülkelerinde 18 çalışmanın verilerinin kullanıldığı meta analizde, 30-64 yaş arası kadınlarda yüksek riskli HPV prevalans aralığının, İspanya’da %2 iken Belçika ve Fransa’da %12’ye kadar yükseldiği belirlenmiştir [9, 10]. Finlandiya’da Leinonen ve arkadaşları 2003-2004 yılları arasında, 25-65 yaş arası 16.895 kadında HC 2 testi ile yaptıkları çalışmada yüksek riskli HPV prevalansını %7.5 olarak saptamışlardır. Rusya, Belarus ve Litvanya’yı kapsayan bölgede Kulmala ve arkadaşlarının 2007 yılında yaptıkları çalışmada, tarama grubunda HPV prevalansı %27.2 olarak bildirilmiştir. Nijerya’da Ojiyi ve arkadaşları, 2004-2012 yılları arasında, Imo State Üniversitesi Tıp TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 225 Aslan, v.d., Hpv dna pozitifliği ve risk faktörleri Fakültesi Jinekoloji ve Obstedri Kliniğine başvuran, rastgele seçilen ve seksüel olarak aktif 445 kadında yaptıkları prospektif çalışmada HPV prevalansını %10.3 olarak belirlemişlerdir [11, 12, 13]. Ülkemizde yapılan çalışmalarda HPV insidansının %2.1-16.4 arasında değiştiği bildirilmiştir. Bu konuda ilk çalışmalardan birini 1994 yılında Vardar ve arkadaşları yapmış olup benign servikal lezyonu olan 176 hastanın %16.4’ünde HPV pozitifliği saptamışlardır. İnal ve arkadaşlarının Türkiye’de 2002-2005 yılları arasında, HC 2 testini kullanarak yaptıkları ve servikal intraepitelyal lezyon ile HPV ilişkisinin araştırıldığı, 1353 kadını içeren çalışmada HPV DNA pozitifliği % 2.1 oranında saptanmıştır. Özalp ve arkadaşları 2011 yılında Eskişehir’de 615 poliklinik hastasında yaptıkları araştırmada 26 (%4) hastada HPV DNA pozitifliği saptamışlardır [14, 15, 16, 17]. Eskişehir ile benzer sosyo kültürel özellikler gösteren Manisa’da, Akcalı ve arkadaşları, Jinekoloji polikliniğine başvuran 410 hastada yaptıkları çalışmada, hastaların HPV pozitiflik oranını %8.5 olarak belirtmişlerdir. Bizim araştırma grubumuzda, HC 2 yöntemi ile HPV DNA varlığı %3.0 (32 kadın) iken; sadece yüksek riskli HPV pozitif olan kadınların oranı ise %2.1 (23 kadın) olarak belirlenmiştir. Bölgemizdeki düşük HPV oranının hijyen, sosyokültürel özellikler ve kadınlarda tek eşliliğin yaygın olmasından kaynaklandığı düşünülebilir. Günümüzde cinsel yaşam geçmişinin HPV enfeksiyonu ile ilgili olduğu bilinmektedir. Kadınların hayatları boyunca birlikte oldukları cinsel partner sayısı arttıkça, özellikle yüksek riskli, HPV enfeksiyonu oranı da artmaktadır. Belçika’da az riskli ve çok riskli kadınlardaki HPV prevalansının araştırıldığı bir çalışmada, az riskli olarak kabul edilen genel toplumda HPV prevalansı %14.3 iken, çok riskli olarak kabul edilen seks işçilerinde ise bu oran %34.4 olarak bulunmuştur. İspanya’da Sanoje ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada da birden fazla partner sayısının HPV DNA pozitifliği için bir risk faktörü olduğu desteklenmektedir. Ojiyi ve arkadaşlarının Nijerya’da yaptıkları çalışmada çok sayıda seksüel partner varlığı ve cinsel ilişki sıklığı ile genital HPV enfeksiyonu gelişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur [2, 13, 18, 19]. Toplumumuzda cinsel hayatı sorgulamak kolay olmamakla birlikte anket sonuçlarımızda partner sayısı ve evlilik sayıları eşit olarak saptanmıştır. Bizim araştırma grubumuzdaki kadınlarda partner sayısı birden fazla olanlarda HC 2 ile HPV varlığı daha yüksek oranda (1’den fazla olanlarda %3.9; tek olanlarda %2.9) saptanmış olmakla birlikte partner sayısının tek olması ile birden fazla olması arasında HPV DNA pozitifliği açısından anlamlı fark 226 bulunamamıştır (p>0.05). Bazı araştırmalarda HPV enfeksiyonu risk faktörleri arasında, erken yaşta evlenme veya ilk cinsel ilişki yaşının küçük olması yer alırken; bazı çalışmalarda ise ilk cinsel ilişki yaşının küçük olması ile HPV enfeksiyonu gelişimi arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır [19, 20, 21, 22]. Ülkemizde bireyler ilk cinsel deneyimlerini daha çok evlenme ile yaşadığından ve yine bunun sorgulanması kolay olmadığından; araştırma grubumuzdaki kadınlarda evlilik yaşı ilk cinsel ilişki yaşı olarak değerlendirilmiştir. Evlilik yaşı daha erken olanlarda (12-19 yaş 20 kadın %3,8) HC 2 ile HPV DNA varlığı daha yüksek oranda saptanmakla beraber istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Castle ve arkadaşları, risk faktörlerini değerlendirdikleri çalışmalarında sigara kullanımının HPV enfeksiyonu riskini artırdığını vurgulamışlardır. Bahmanyar ve arkadaşlarının çalışmasında da sigara kullanımı ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Ülkemizde, Akcalı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada ise sigara kullanımı ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Çalışmamızda sigara kullanımı da risk faktörü olarak sorgulanmış ve sigara kullanan kadınlardan 13 (%5.2)’ü, sigara kullanmayan kadınlardan ise 19 (%2.3)’u HC 2 testi ile HPV pozitif saptanmıştır. Sigara içen grupla sigara içmeyen grup arasında HC 2 testi HPV pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05) [17, 21, 23]. Yapılan çalışmalarda doğum sayısı ile HPV DNA pozitifliği arasında değişik sonuçlar elde edilmiştir. Tuncer ve arkadaşları yaptıkları çalışmada HPV DNA pozitifliği ile parite sayısı arasında bir korelasyon tespit edemediklerini bildirmişlerdir. Yine Manisa’da, Akcalı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada da parite sayısı ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Buna rağmen Pereira ve arkadaşları ise, Brezilya’da 201 kadın üzerinde yaptıkları bir çalışmada, üç ya da daha fazla parite sayısının genç kadınlarda HPV infeksiyonu pozitifliğinin artışı yönünde bir etkiye sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine Ojiyi ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, multiparite ile genital HPV enfeksiyonu gelişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulmuşlardır. Benzer şekilde bizim araştırmamızda da, HC 2 testi ile HPV DNA pozitif saptananlarda doğum sayısının fazla olduğu belirlenmiş olup istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05) [13, 17, 24, 25]. İspanya’da Sanjose ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada boşanmış kadınlarda evli kadınlara göre HPV DNA prevalansı 6.7 kat daha yüksek bulunmuştur. Stacy ve arkadaşlarının ABD’de 57 - 85 yaş arası kadınlarda yaptıkları bir çalışmada ise yüksek risk HPV prevalansı TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 Aslan, et al., The positivity for hpv dna and risk factors evli olanlarda % 3.6 iken boşanmış olan kadınlarda % 13.6 olarak bulunmuştur. Bizim araştırmamızda ise boşanmış/ dul kadınlarda (8 kadın %6.3) HPV DNA pozitifliği evli (24 kadın %2.5) olanlara göre daha yüksek oranda saptanmış fakat iki grup arasında HPV DNA pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05) [19, 26]. Akcalı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada eğitim düzeyi ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Smith ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada, 12 yıl ve daha az eğitim süresine sahip 48 hastanın %16.7’sinde HPV pozitifliği saptanmış, 12 yıl üzeri eğitim almış olan 57 hastanın ise %17.3’ünde pozitiflik görülmüştür. Arjantin’de Matos ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada ise eğitim durumu genç kadınlar arasında HPV enfeksiyonu için risk faktörü olarak gösterilmiş; üniversite mezunlarında, HPV DNA pozitifliğinin daha az olduğu bildirilmiştir. Bu durumun eğitimli kadınlarda partner seçim kriterleri veya cinsel hijyenin göstergesi olabileceği belirtilmiştir. Araştırma grubumuzdaki kadınlar, eğitim süreleri açısından 12 yıl veya altı ve 12 yıl ve üzeri olmak üzere iki gruba ayrılarak değerlendirilmişler ve HPV DNA pozitifliği, 12 yıl ve altı eğitim süresine sahip kadınlarda (30 kadın %3.0) 12 yıl ve üzeri eğitim süresine sahip kadınlara (2 kadın %2.1) göre daha yüksek oranda saptanmıştır. Ancak aralarında HPV DNA pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05) [17, 27, 28]. Yapılan bazı yayınlarda yaşın HPV prevalansında en önemli etkiye sahip olduğu belirtilmiştir. En düşük HPV prevalansının 14-19 yaş arası kadınlarda, en yüksek prevalansın ise 20-24 yaş grubu kadınlarda saptandığı ortaya konmuştur. Bazı çalışmalarda postmenopozal kadınlarda HPV prevalansında ikinci bir pik oluştuğu bildirilmiştir. HPV prevalansı 14-24 yaş arasında her yıl artmakta, sonraki yaşlarda ise giderek azalmaktadır. De Sanjose ve arkadaşlarının 2007 yılında yaptığı, 70 ülkeden 346.000 kadının değerlendirildiği geniş çaplı bir çalışmada, yaşa bağlı HPV prevalansında bölge ve popülasyona göre farklılık saptanmıştır. Bölgelerin çoğunda HPV sıklığı 25 yaş civarında artmakta, daha yaşlı gruplarda azalma gözlenmektedir. Bazı bölgelerde ise yeni edinilmiş enfeksiyona bağlı veya reaktive olmuş latent enfeksiyona bağlı ileri yaşlarda bir yükseliş gözlenmiştir. Akcalı ve arkadaşları yaptıkları çalışmada yaş ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı ilişki saptamadıklarını belirtmişlerdir. Bizim araştırmamızda da istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamakla birlikte Smith’in araştırmasındaki gibi, HPV DNA pozitifliğinin daha genç yaş grubundaki kadınlar arasında (30-39 yaş 6 kadın %3.4) en yüksek oranda olduğu saptanmıştır. Sonrasında (40-49 yaş 10 kadın %2.6) HPV pozitiflik oranının azaldığı fakat daha ileri yaş grubunda (≥50 yaş 16 kadın %3.0) yeni bir yükselme görüldüğü belirlenmiştir (p>0.05) [2, 3, 9, 17]. Oral kontraseptifler (OKS) servikal ektopiyi dolayısıyla hücresel ektopiyi ve hücresel proliferasyonu artırarak HPV’nin viral ekpresyonunu sağlamakta ve tespitini kolaylaştırmaktadır. Ojiyi ve arkadaşlarının Nijerya’da, rastgele seçilen seksüel olarak aktif 445 kadında yaptıkları çalışmada, kontraseptif kullanımı ve kontraseptif kullanım süresi ile genital HPV enfeksiyonu gelişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Diane ve arkadaşları yaptıkları çalışmada ise HPV ile OKS kullanımı arasında anlamlı bir ilişki saptamadıklarını bildirmişlerdir. İtalya’da 503 asemptomatik kadının katıldığı bir çalışmada da OKS kullanımı ile HPV enfeksiyonu arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı bildirilmiştir. Ülkemizde, Akcalı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada ise OKS kullanımının multiple HPV enfeksiyonu sıklığını, anlamlı düzeyde artırdığı belirlenmiştir. Araştırma grubumuzda üretken çağdaki kadınlarda HC 2 ile en yüksek HPV DNA pozitiflik oranı OKS kullanan (3 kadın %11.1) kadınlarda saptanmış ve üretken çağdaki kadınlardan, herhangi bir korunma yöntemi kullanmayanlar veya OKS dışında bir yöntemle korunanlarla, OKS yöntemi ile korunanlar arasında HC 2 ile HPV pozitifliği açısından istatistiksel olarak fark bulunmuştur (p<0.05) [13, 17, 29, 30, 31]. Servikal kanserin önlenmesinde tarama programlarına ek olarak HPV enfeksiyonundan korunmak da önemlidir. Toplumda olası risk faktörlerine yönelik farkındalık yaratacak; eğitim programları, medya, çeşitli eğitime yönelik kılavuzlar veya broşürler kanalıyla kadınların bilinçlendirilerek eğitilmesi, bu konuda yapılabilecek ilk akla gelen uygulamalardır. Ancak gene de HPV, bulaşıcılığı çok yüksek bir virüs olduğundan; bu enfeksiyondan korunmada, bütün bu korunma önlemlerinin yanı sıra rutin jinekolojik muayeneler ihmal edilmemeli ve özellikle A.B.D.’de 11-12 yaş kız çocuklarına rutin olarak uygulan HPV aşısı akla gelmelidir. Sonuç olarak, toplumdaki tüm bireyler, HPV enfeksiyonu sıklığı, sonuçları, takibi, tedavisi, risk faktörleri ve korunma yöntemleri konusunda bilinçlendirilmeli; aşı ve servikal kanser taraması, uygun popülasyonlara, önerilen programlar doğrultusunda en etkin şekilde yapılmalıdır. DESTEKLEYEN KURUM Bu çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından 201111011 no’lu proje olarak desteklenmiştir. TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3 227 Aslan, v.d., Hpv dna pozitifliği ve risk faktörleri KAYNAKLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. Ergünay K. İnsan Papillomavirusları. Eds.: Ergünay K, Us AD. In: Moleküler, Klinik ve Tanısal Viroloji. Bilimsel Tıp Yayınevi, Ankara; 2011. p. 591-605. Erickson BK, Alvarez RD, Huh WK. Human papillomavirus: what every provider shhould know. American Journal of Obstetrics & Gynecology. 2013; 208(3): 169-75. Murphy J, Mark H. Cervical cancer screeningin the era of human papillomavirus testing and vaccination. Journal of Midwifery & Women’s Health. 2012; 57(6): 569-76. Fernandes JV, Carvalho MGF, de Fernandes TAAM, Araujo JMG, Azevedo PRM, Azevedo JCV, et al. Prevalence of human papillomavirus type 58in women with or without cervical lesions in northeast brazil. Annals of Medical and Health Seciences Research. 2013; 3 (4): 504-10. Keen EF, Aldous WK. Genital infections and sexually transmitted diseases. Eds: Mahon CR, Lehman DC, Manuselis G. In: Textbook of Diagnostic Microbiology. 4th edition. Saunders Elsevier Missouri; 2011. p. 901-926. Bhatla N, Singla S, Awasthi D. Human papillomavirus deoxyribonucleic acid testing in developed countries. Best Practice & Research Clinical Obstetrics and Gynaecology. 2012; 26(12): 209-20. Scheurer ME, Tortolero G, Adler K.Human papillomavirus infection: biology, epidemiology and prevention. International Journal of Gynecological Cancer. 2005;15(5): 727-46. Schrader C, Schielke A, Ellerbroek L, Johne R. PCR inhibitorsoccurence properties and removal. Journal of Applied Microbiology. 2012;113(5): 1014-26. de Sanjose S, Diaz M, Castellsague X, Clifford G, Bruni L, Munoz N, et al. Worldwide prevalence and genotype distribution of cervical human papillomavirus DNA in women with normal cytology: a meta-analysis. The Lancet Infectious Diseases. 2007; 7(7): 453-9. De Vuyst H, Clifford G, Li N, Franceschi S. HPV infection in Europe. European Journal of Cancer. 2009; 45(15): 2632-9. Leinonen M, Talonen LK, Anttila A, Dyba T, Tarkkanen J, Nieminen P. Prevalence of oncogenic human papillomavirus infection in an organised screening population in Finland. International Journal of Cancer. 2008; 123(6): 1344-9. Kulmala SM, Shabalova IP, Petrovitchev N, Syrjanen KJ, Gyllensten UB, Syrjanen SM. Prevalence of the most common high-risk HPV genotypes among women in three new independent states of the former Soviet Union. Journal of Medical Virology. 2007; 79(6): 771-81. Ojiyi EC, Dike IE, Okeudo C, Ejikem C, Nzewuihe AC, Agbata A. Local risk factors in genital human papilloma virus infection in cervical smears. Annals of Medical and Health Seciences Research. 2013; 3 (4): 529-35. Özalp S, Us T, Arslan E, Öge T, Kaşifoğlu N. HPV DNA and Pap smear test results in cases with and without cervical pathology. Journal of the Turkish-German Gynecological Association. 2012; 13(1): 8-14. Vardar MA, Altıntaş A, Doran F, Arıdogan N, Demir C, Burgut R. et al. Human papillomavirus detection in cervical smears and cervical tissue excised by the Loop Electrosurgical Excision Procedure (LEEP). Diagnostic value of cytology, colposcopy and histology. European Journal of Gynaecological Oncology. 1995; 16(6): 494-9. Inal MM, Köse Ş, Yıldırım Y, Özdemir Y, Töz E, Ertopçu K, et al. The relationship between human papillomavirus infection and cervical intraepithelial neoplasia in Turkish women. International Journal of Gynaecological Cancer. 2007; 17(6): 1266-70. Akcali S, Goker A, Ecemis T, Kandiloglu AR, Sanlidag T. Human Papilloma Virus frequency and genotype distributionin a Turkish population. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention. 2013; 14(1): 503-6. Baay M, Verhoeven V, Wouters Kristien, Lardon F, van 228 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. Damme P, Avonts D, et al. The prevalence of the human papillomavirus in cervix and vagina in low-risk and high-risk populations. Scandinavian Journal of Infectious Diseases. 2004; 36(6-7): 456-9. de Sanjose S, Almirall R, Lloveras B, Font R, Diaz M, Munoz N, et al. Cervical human papillomavirus infection in the female population in Barcelona, Spain. Sexually Transmitted Diseases. 2003; 30(10): 788-93. Vet JNI, de Boer MA, van den Akker BEWM, Siregar B, Lisnawati, Budiningsih S, et al. Prevalence of human papillomavirus in Indonesia: a population-based study in three regions. British Journal of Cancer. 2008; 99(1): 214-8. Bahmanyar ER, Paavonen J, Naud P, Salmeron J, Chow SN, Apter D, et al. Prevalence and risk factors for cervical HPV infection and abnormalities in young adult women at enrolment in the multinational PATRICIA trial. Gynecologic Oncology. 2012; 127(3): 440-50. Liu SS, Chan KYK, Leung RCY, Chan KKL, Tam KF, Luk MHM, et al. Prevalence and Risk Factors of Human Papillomavirus (HPV) Infection in Southern Chinese Women – A PopulationBased Study. Open@Access Freely Available Online. 2011; 6(5): 1-4 Castle PE, Schiffman M, Herrero R, Hildesheim A, Rodriguez AC, Bratti MC, et al. A prospective study of age trends in cervical human papillomavirus acquisition and persistence in Guanacaste, Costa Rica. Journal of Infectious Diseases. 2005; 191(11): 1808-16. Tuncer ZS, Başaran M, Ustaçelebi Ş, Mocan G. High-risk Human Papilloma Virus (HPV) İnfection determined by Hybrid Capture II assay in Turkish university hospital outpatient clinic. Gynecology Obstetrics & Reproductive Medicine 2006; 12:129-34. Pereira CR, Rosa ML, Vasconcelos GA, Faria PC, Cavalcanti SM, Oliveira LH. Human papillomavirus prevalance and predictors for cervical cancer among high-risk women from Rio DE Janeiro, Brazil. International Journal of Gynecological Cancer. 2007;17(3): 651-60. Lindau ST, Melinda LD, Gaumer E, Surawska H, Jordan JA.Prevalance of High-Risk Human Papillomavirus Among Older Women. Obstetrics & Gynecology. 2008; 112(5): 979-89. Smith EM, Johnson SR, Ritchie JM, Feddersen D, Wang D, Turek LP, et al. Persistent HPV infection in postmenopausal age women. International Journal of Gynecology and Obstetrics. 2004; 87(2): 131-7. Matos E, Loria D, Amestoy GM, Herrera L, Prince MA, Moreno J et al.Prevalance of Human Papillomavirus Infection Among Women in Concordia, Argentina: A Population -Based Study. Sexually Transmitted Diseases. 2003;30 (8): 593-9. de Villiers EM. Relationship between steroid hormone contraceptives and HPV, cervical intraepithelial neoplasia and cervical carcinoma. International Journal of Cancer. 2003; 103(6): 705-8. Harper DM, Longacre MR, Noll WW, Belloni DR, Cole BF. Factors Affecting the detection rate of Human Papillomavirus. Annals of Family Medicine. 2003; 1(4): 221-7. Centurioni MG, Puppo A, Merlo DF, Pasciucco G, Cusimano ER, Sirito R, et al. Prevalence of human papillomavirus cervical infection in an Italian asymptomatic population. BioMed Central Infectious Diseases. 2005; 5: 77. © GATA. This is an open access article licensed under the terms of the Creative Commons Attribution Non-Commercial License (http://creativecommons.org/licenses/by-nc/3.0/) which permits unrestricted, noncommercial use, distribution and reproduction in any medium, provided the work is properly cited. Source of Support: Nil, Confl ict of Interest: None declared TAF Prev Med Bull ● 2015 ● Vol 14 ● Issue 3