18.11.2008 Nükleik asitler Sıcaklıkla öldürülmüş S suşları Canlı R suşlarını canlı S suşuna dönüştürür a) b) c) d) • Deoksiribonükleik asit • Ribonükleik asit R suşunu virulan yapan faktör DNA’dır.Oswald Avery-1944 Isıyla öldürülmüş S suşundaki hücre ekstrelerinde bulunan DNA bozulursa ve bu ekstre R suşuyla karıştırılırsa canlı nonvirulan R suşları fareyi öldürmez Farelere virulan S suşu enjekte edildiğinde ölür R suşu enjekte edildiğinde yaşar Isıyla öldürülmüş S suşu enjekte edildiğinde yaşar Isıyla öldürülmüş S suşu ve canlı R suşu enjekte edildiğinde ölür Frederick Griffith-1928 Streptococcus pneumonia S suşundaki bir faktör R suşunu transforme ederek S haline dönüştürdü 1 2 3 4 DNA’nın YAPISI ve ÖZELLİKLERİ *DNA saf olarak elde edilmiş ve X ışınları kırınımı yöntemiyle molekül yapısı araştırılmıştır. *İngiliz bilim adamı olan MAURİCE H.F. WİLKİNS ve ROSALİND FRANKLİN tarafından X ışınları kırınımı yöntemiyle yapılan araştırmalar sonucunda, DNA’nın daha net ve ayrıntılı bantları elde edilmiştir. *Daha sonra Amerikalı genetikçi JAMES D.WATSON ve bir İngiliz biyofizikçisi olan FRANCİS H.C. CRİCK tarafından bu bulgular değerlendirilerek, DNA’nın sarmal yapılı, yangın merdiveni şeklindeki molekül modeli ileri sürülmüştür. *Watson ve Crick’in 1953’te yayınladıkları DNA molekül modeline göre, DNA molekülü sarmal şeklinde birbiri üzerine kıvrılmış iki iplikten oluşmuştur 5 6 1 18.11.2008 Nükleotidlerdeki bazlar Nükleotidler 7 8 eker-P omurgası ve 3D yapısı Antiparalel zincirler mavi ile gösterilmiştir bazlar arası H bağları A-T arasında 2 G-C arasında 3 bağ bulunur. 3.34nm Helixin bir dönüşü Bazlar arası mesafe 0.334nm (3.34Angstrom) 9 10 eker ve bazdan oluşan birim nükleozid olarak adlandırılır. Fosfodiester bağı iki komşu deoksiriboz arasındadır. 11 Büyük ve küçük oluklar DNA’ya proteinlerin bağlanmasını kolaylaştırırlar. DNA sağa dönümlü heliks yapıdadır. Solüsyondaki form B formudur 12 2 18.11.2008 Hücre çekirdeğindeki DNA molekülleri, hücrenin bölünme evresinde, kompleks katlanmalarla kromozom denen yapılar haline gelirler DNA Canlı hücrelerde genetik bilginin saklandığı kromozomal komponent DNA’da saklı olan genetik bilgi, replikasyon suretiyle kalıtılabilmekte transkripsiyon olayı ile RNA’ya aktarıldıktan sonra translasyon olayı ile protein haline çevrilebilmektedir 13 DNA’nın denatürasyonu ve renatürasyonu 14 RNA (ribonükleik asit) DNA’daki genetik bilgiyi bir fonksiyonel proteine dönüştürmekte aracı rol oynayan nükleik asittir RNA molekülü çift sarmallı değil tek zincir şeklindedir; bazen firkete modeli gibi çeşitli modeller oluşturabilir 15 16 haberci RNA (messenger RNA, mRNA) RNA çeşitleri • haberci RNA (messenger RNA, mRNA) • taşıyıcı RNA (transfer RNA, tRNA) • ribozomal RNA (rRNA) protein sentezi için gerekli genetik mesajı nükleustaki DNA’dan sitoplazmadaki ribozomlara taşıyan RNA’lardır. Protein sentezi için kalıp görevi görür. mRNA üzerindeki, her biri bir amino aside uyan üçlü baz gruplarına kodon denir. 17 18 3 18.11.2008 tRNA (transfer RNA, taşıyıcı RNA) sekonder yapıları yonca yaprağı şeklinde olan RNA’dır protein sentezine girecek amino asitleri sentez yerine taşır. 19 Bir antikodondaki bazlar, protein sentezi için kalıp görevi gören mRNA’nın üzerinde bulunan, tRNA ile taşınan amino aside uyan kodondaki bazların tamamlayıcısıdırlar 20 rRNA (Ribozomal RNA) ribozomların yapısındaki RNA’dır; Ile taşır Svedberg ünitesi (S) olarak belli sedimantasyon katsayılarına sahip olan çeşitli rRNA’lar kombine olarak ribozomları oluştururlar AUC Ile’ne uyar 21 22 Nükleik asitlerin reaksiyonları DNA’nın nükleotid dizisi, organizmanın protein moleküllerinin tümünün sentezinde bilgi kaynağıdır DNA molekülü, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını oluşturur (replikasyon). Bir protein molekülüne ait olarak DNA’da saklanan genetik bilgiler, önce bir RNA molekülünün sentezi suretiyle kopyalanır veya yazılır (transkripsiyon). transkripsiyonla RNA’ya kopyalanmış olan genetik bilgiler daha sonra okunarak bir protein molekülü haline çevrilir (translasyon). Transkripsiyon ve translasyon olaylarının toplamı gen ifadesi (gen ekspresyonu) olarak adlandırılır. 23 24 4 18.11.2008 SANGER METODU Frederick Sanger, Cambridge'de Medical Research Council'de 10 küsur yıllık bir çalışmanın sonucunda, 1955'te insülinin amino asit dizilimini ortaya koyarak 1958 Kimya Nobel'ini almaya hak kazandı. * Sequences, sequences, sequences, Sanger F., Annual Rev. Biochem. 57, 128, 1988 25 *DNA dizi analizinden sık kullanılan yöntem Fred SANGER ve arkadaşlarının geliştirdiği yöntem olan zincir sonlanma yöntemidir(Sanger et al., 1977). *Bu yöntem enzimatik DNA sentezine dayanır ve günümüzün en yaygın kullanılan DNA dizi analizi tekniğidir. *Bu yöntemde dizisi saptanacak olan DNA ipliği yeni sentezlenecek iplik için kalıp olarak kullanılır. *DNA sentezini sağlamak için Taq DNA polimeraz kullanılabilir. *Yöntemin temeli DNA polimerazın dNTP’lerin (deoksiribonükleozittrifosfat) yanısıra deoksiribozun 3’pozisyonunda OH grubu taşımayan ddNTP’leride (dideoksiribonükleozittrifosfat) substrat olarak kullanabilmesine dayanır. *Sentezlenen DNA’ya bir ddNTP’nin katılması 3’pozisyonunda OH grubu olmadığı için sentezi durdurur. 27 26 dATP ddATP 28 *Dizi analizi yapılırken dört ayrı reaksiyon karışımı hazırlanır. *Her bir karışım kalıp DNA zinciri, bir primer, dNTP’lerin dördü ve az miktarda ddNTP’lerden birini içerir. *Özgül zincir sonlanması için her bir reaksiyonda farklı bir ddNTP bulunur. *Reaksiyonların her birinde çok az miktarda modifiye nükleotit kullanıldığı için yeni zincir sentezi rastgele sonlanarak bir dizi DNA fragmenti meydana gelir. *Reaksiyonlar sonucu elde edilen DNA parçalarına elektroforez uygulanarak jel üzerinde yan yana yürütülür. *Uygulanan elektriksel alanın etkisi ile DNA parçacıkları en kısası en önde olmak üzere jel üzerinde bir merdiven görüntüsü oluşturur. *İşaretleme yöntemine göre jel üzerinde, tespit edilen parçacıklar reaksiyon karışımına konulan ddNTP’nin tipine göre okunur. 29 30 5 18.11.2008 UYGULAMA (1) 1-Bençlerde duran buz içerisinde 4 adet ependorf tüpü bulunmaktadır. A tüpünde - izole edilmiş genomik insan DNA’sı B tüpünde – izole edilmiş HIV virüsü DNA’sı C tüpünde – izole edilmiş balık DNA’sı D tüpünde – saf su Sorular 1) DNA bulunan tüpleri tespit etmek için ne yapmanız gerekir? (kantitatif tayin) 2) Bu işlemi nasıl gerçekleştirirsiniz? 3) Tam olarak miktar tayini yapabilir misiniz? 4) Diyelim içinde DNA olan tüpleri buldunuz, saflığını nasıl kontrol edersiniz? 5) Örnekler neden buz içinde? 31 32 33 34 35 36 6 18.11.2008 EtBr Nokta Testi *DNA konsantrasyonunun belirlenmesinde etidium bromür (EtBr) nokta testi basit ama güvenilir sonuçlar veren bir metoddur. *U.V ışığın absorpsiyonu nükleik asit örneklerindeki DNA konsantrasyonunun belirlenmesinde sıkça kullanılmaktadır. *Örnek içerisindeki DNA miktarı ile açığa çıkan U.V floresan ışığın miktarı arasında doğru bir orantı vardır. *Bilinmeyen DNA nokta yoğunluklarının bir bilgisayar yazılımı yardımıyla standart DNA noktaları ile karşılaştırılması esasına dayanmaktadır . *CTAB DNA izolasyon protokolüne göre DNA izolasyonları yapılan örneklerin kantitatif DNA miktar tayinleri EtBr nokta testi ile yapılmıştır. *Uygulanan protokolde şu aşamalar gerçekleştirilmiştir; 37 ●Calf thymus DNA’sı (Sigma D1501) kullanılarak 170 ng/µl konsantrasyonda stok solüsyon hazırlanmış ve 0, 3, 6, 10, 12.5, 21.5, 25, 42.5, 50, 85, 100 ve 170 ng/µl olacak şekilde dilusyona uğratılmıştır. ●10 mg/ml olan stok EtBr solüsyonu 10.000 kat seyreltilerek protokolde kullanılacak olan konsantrasyona (1 ng/µl) getirilmiştir. ●Öncelikle parafilm üzerine aralıklı olarak 10 µl EtBr (1 ng/µl) koyulur. Daha sonra standart DNA ile izole edilen ve miktarı bilinmeyen DNA stoklarından 1’er µl EtBr üzerine eklenir. Örneklere aynı sayıda pipetleme yapılarak EtBr ve DNA’ların karışması sağlanır. ●U.V. jel görüntüleme cihazının içine serilen streç filmin üst kısmına EtBr ile karıştırılmış standart DNA örnekleri konsantrasyonu az olandan çok olana doğru sıralanırken alt kısma da EtBr ile karıştırılmış miktarı bilinmeyen DNA örnekleri pipet yardımıyla koyulur ve fotoğrafları çekilir (ekil 3.2.3). ●Çekilen fotoğraflarda, standart ve miktarı bilinmeyen DNA örneklerinin ışık yoğunluk ölçümleri ImageJ programı (http://rsb.info.nih.gov/ij/download.html.) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. 38 ●Standart ve DNA miktarı bilinmeyen örneklerin ışık yoğunluk ölçüm sonuçları Microsoft Excel’e aktarılmıştır. Standart DNA örneklerinin ölçüm sonuçları doğrultusunda oluşturulan grafikten yararlanılarak miktarı bilinmeyen DNA örneklerinin konsantrasyonları hesaplanmıştır 39 7