istanbul - Atahan Web

advertisement
İSTANBUL
www.atahanweb.de.tl
İndirdiğiniz için teşekkür ederiz
İstanbul Hakkında
• İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli
şehri.İktisadi büyüklük açıdan dünyada 34., nüfus açısından belediye
sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci
sırada gelir.
• İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı
ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde
kurulmuştur İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki
bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne
ise Anadolu Yakasıdenir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi,
Boğaziçi ve Haliç'in sardığı bir yarım ada üzerinde kurulan İstanbul'un
batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme
sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa
edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları
içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye
bulunmaktadır.
• Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, M.S. 330 - 395 yılları
arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları
arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin
İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı
İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Ayrıca, hilafetin Osmanlı
İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den, kaldırıldığı 1924'e kadar,
İstanbul İslamiyet'in de merkezi oldu.
Genel Tarihi
•
•
•
•
•
•
•
İstanbul, yerleşim tarihi son yapılan Yenikapı'daki kazılarla bulunan
liman doğrultusunda 8500 yıl, kentsel tarihi yaklaşık 3 bin, başkentlik
tarihi 1600 yıla kadar uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği
noktada bulunan bir dünya kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı
uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil
ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit
yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik halini almıştır.
Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda
kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan
İstanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir.
İstanbul'un tarihi ana hatlarıyla beş büyük döneme ayrılabilir:
Tarih öncesi dönemi
Byzantion dönemi
Konstantinopolis dönemi
Konstantiniyye dönemi
İstanbul dönemi
Coğrafya
İstanbul Boğazı'nın Çamlıca'dan görünümü.
İstanbul 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır.
Batıda Çatalca Yarımadası, doğuda Kocaeli
Yarımadası'ndan oluşur. Kuzeyde Karadeniz,
güneyde Marmara Denizi ve ortada İstanbul
Boğazı'ndan oluşan kent,
kuzeybatıda Tekirdağ'a bağlı Saray,
batıda Tekirdağ'a bağlı Çerkezköy,
Tekirdağ, Çorlu, Tekirdağ,
güneybatıda Tekirdağ'a bağlı Marmara
Ereğlisi, kuzeydoğuda Kocaeli'ne
bağlı Kandıra, doğuda Kocaeli'ne
bağlı Körfez, güneydoğuda Kocaeli'ne
bağlı Gebze ilçeleri ile komşudur. İstanbul'u
oluşturan
yarımadalardan Çatalca Avrupa, Kocaeli ise A
sya anakaralarındadır. Kentin
ortasındaki İstanbul Boğazı ise bu iki kıtayı
birleştirir. Boğazdaki Fatih Sultan
Mehmet ve Boğaziçi Köprüleri kentin iki
yakasını birbirine bağlar. İstanbul
Boğazı boyunca ve Haliç'i çevreleyecek
şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında
kurulmuştur.
Önemli
mekânları
İstanbul Surları
• İstanbul Surları, İstanbul'un çevresinde
bulunan, Bizans zamanında yapılmış şehir duvarlarıdır.
İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 5.
yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden
yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS
408'den sonradır.II. Theodosius (408-450) zamanında
İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı
boyuncaAyvansaray'a bu taraftan, ve Marmara kıyısı
boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya,
Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.
DolmaBahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı,
Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil
şeridinin Kabataş ile Beşiktaşarasında kalan bölümünde, Marmara
Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol kıyıda,Üsküdar'ın
karşısında yer alan saray.
Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenilerek yapılan Dolmabahçe
Sarayı, değişik biçimlerin, yöntemlerin öğeleriyle donandığından belirli
bir biçemi bağlanamaz. Büyük bir orta yapıyla iki kanattan oluşan
planında, geçmişte mimari açıdan işlevsel değeri olan öğelerin farklı bir
anlayışla ele alınarak süsleme amacıyla kullanıldığı gözlemlenir.
Taksim Meydanı
•
Taksim semti ve meydanı adını, Osmanlı Devleti'nde zamanında sucuların; suyu,
halka taksim ettikleri yer olduğundan verilmiştir.
• Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan
haline getirilip genişletildikten sonra, zamanla bugünkü görünümünü almıştır.
Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtıve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor
ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. Meydan'ın başlangıcından Tünel'e kadar Nostaljik
tramvay çalışır.Taksim Meydanı’nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan
heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın
yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır.Cumhuriyet dönemi
anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve yeni düzeni anlatan bir
heykeldir.
Topkapı Sarayı
•
Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş
sarayların en eskisi ve genişidir.Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara
denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi
İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla
çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir. Bu özelliği ile
saraydan çok küçük bir şehri andıran Topkapı Sarayı, 500 yılı aşkın bir
süredir kullanılmıştır. Sonradan padişah, yeni yapılan Dolmabahçe
Sarayı'na taşınınca saray, uzun bir süre bakımsız bırakıldı. Saray,
Cumhuriyet Dönemi'nde yapılan restorasyon sayesinde eski görkemine geri
kavuştu. Şu an bir müze olarak kullanılan sarayda padişaha ait eşyalar
segilenir. Müze kolleksiyonunun en değerli parçaları arasındaMuhammed'in
hırkası, dişi, ayak izi ve kılıcı sayılabilir. Bu nesneler, Yavuz Sultan
Selim döneminde Kahire'den getirlmiştir. Başka bir değerli parça ise
dünyaca meşhur Kaşıkçı Elması'dır. Topkapı Hançeri ise müzede sergilenen
başka bir değerli eşyadır.
•
Osmanlı Dönemi
Bu dönem 1453 - 1923 yılları arasını kapsadı. 29 Mayıs 1453'de; Osmanlı İmparatorluğu
padişahı Fatih Sultan Mehmet'in 53 gün süren kuşatması sonrasında; İstanbul Osmanlı'nın
3'üncü ve son başkenti oldu.
• Osmanlının ele geçirmesinden sonra; Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı'nın da kurulması
ardından bir çok okul ve hamam açıldı. Dünya'nın ve İmparatorluğun dört bir yanından
insanların taşındığı şehirde Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların beraber
yaşadığı kozmopolit bir toplum oluştu. Bizans döneminden kalan, eski binalar ve surlar
onarıldı.[35] Fetihten 50 yıl sonra; Dünya'nın en büyük şehirlerinden biri haline gelen İstanbul'da
"Küçük Kıyamet" olarak da adlandırılan; 14 Eylül 1509 İstanbul Depremi sonrasında (8
şiddetinde olduğu ileri sürülmektedir); 45 gün süren artçı sarsıntılarla binlerce bina yıkıldı ve bir
çok insan yaşamını kaybetti.[36]
• 1510 yılında; Sultan II. Beyazıd; 80.000 kişinin çalışmasıyla şehri yeniden kurdu. Günümüzde
de varolan eserlerin büyük bir çoğunluğu bu dönemden kaldı. Mimar Sinan'ın camileri ve diğer
binaları kurduğu Kanuni Sultan Süleyman döneminde; mimari ve sanat konularına önem
verildi. Lale Devri döneminde; Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1718 yılından
itibaren; itfaiye'yi kurdu, ilk matbaayı açtı ve fabrikalar kurdu. 3 Kasım 1839'da ilan
edilen Tanzimat Fermanı sonrasında da batılaşma süreci hızlandığı dönemde bir çok alanda
yenilikler yaşandı.
• 1890lı yıllarda Galata Kulesi'nden manzara.
• Haliç'in üzerine köprü; Karaköy'e tünel, demiryolları, kentin içindeki deniz taşımacılığı, belediye
örgütlerinin, hastanelerin kurulmasıyla modern bir şehir halini alan İstanbul, 1894 yılında
Üçyüzon Depremi ile birlikte tekrar büyük bir zarar gördü. I. Dünya Savaşı'nın sonlarında ise 13
Kasım 1918'de İtilaf Devletleri donanmasınca da işgal edildi. İstanbul'un 2500 yıllık başkentlik
dönemi 29 Ekim 1923'de sona erdi.
• Osmanlı ve Bizans kayıtlarında, 1402'de Yıldırım Bayezıd döneminde İstanbul’un alınması
amacıyla yapılan kuşatma kaldırılırken, yapılan anlaşma gereği Sirkeci’de bir Türk mahallesi
kurulması şartına uygun olarak Göynük ve Taraklı’dan 760 hane Manav İstanbul’a yerleştirildi.
Yani İstanbul’a yerleştirilen ilk yerli Türklerin, bu yöreden giden Manavlar olduğu kaynaklarca da
doğrulanmaktadır. Özellikle Anadolu Yakası'ndaki Türklerin kökeni manavlardır.
Bizi tercih ettiğiniz için
teşekkür ederiz
www.atahanweb.de.tl
Atahan Web Ücretsiz Slayt
Download