Beceri sahibi olmak önemlidir, dahi olmak ise olağanüstüdür

advertisement
“Beceri sahibi olmak önemlidir, dahi olmak ise olağanüstüdür. Ancak
hepsinden daha değerli olanı doğru ilişki kurmaktır.”
BEDEN DİLİ
Beden dili duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. İnsanların yüz
yüze kurdukları ilişkide, kelimeler %10, ses tonu %30, beden dili %60
önem taşır. Bu yüzden de Sözel mesajlardan daha çok beden dilimizle
iletişim kurarız.
Tüm insanlık tarihinin iletişim başlangıcı olan beden dili, zaman
içerisinde yabancı bir dile dönüşmüştür. Kültürden kültüre farklılıklar
gösterse de dünya üzerinde en geçerli olan dil diyebiliriz beden dili için.
Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde bir sosyal bilim disiplini
şeklinde olan ve bütünüyle özerk olarak incelemelerde bulunan beden dili
alanı, batılı bilim adamlarınca etkin ve verimli bir biçimde kullanılmakta ve
sunduğu veriler çerçevesinde yabancı devlet adamları ve ilişki kurulan
devletler değerlendirilip kritiğe tabi tutulmaktadır. Bu ise, mercek altına
getirilen objenin, farklı bir perspektiften daha incelenmesine imkan
vermektedir.
Günümüzde dünyanın en çok konuşulan dili olan İngilizcede beden
ve ruh ilişkisini açıkça vurgulayan sözcükler vardır. Örneğin, bu dilde
“birisi” anlamına gelen “somebody” ve “hiç kimse” anlamına gelen
“nobody” sözcüklerin her ikisinde de bulunan “body” sözcüğü “beden”
anlamına gelmektedir.
BEDENİN DURUŞU
İnsanın kendini dış dünyaya karşı ortaya koyuş biçiminin temeli
göğüs açıklığını, bir başka deyişle merkezini kullanma biçimidir. Başka
hiçbir özelliğine bakmaksızın, sadece göğüs açıklığına bakarak bir insanin
kişilik yapısı ve içinde bulunduğu durum konusunda bilgi sahibi olmak
mümkündür.
İnsanın merkezini kullanma biçimini ve temel beden duruş özelliğini
tanımanın sağladığı en önemli yarar, yalnızca çevredeki kişileri doğru
değerlendirmek değildir. Bu özelliklerin farkında olmak, kişinin kendi
hayatında çok temel değişikler yapar. İnsanlar büyük çoğunlukla içlerinden
geldiği gibi davrandıklarını düşünürler. Oysa yakın zamanda yapılan
araştırmalar, “İnsanların hissettikleri gibi davranmaktan çok, davrandıkları
gibi hissettiklerini” ortaya koymuştur.
1
Canı sıkılan bir insanın kaşları çatık, yüzü asık, omuzları düşük ve
merkezi kapalıdır. Hepimiz sık sık sebepsiz bir can sıkıntısı yaşarız. Oysa
çok kere kaşlarımızı çattığımız, yüzümüzü astığımız ve omuzlarımızı
düşürüp, merkezimizi kapattığımız için canımızın sıkıldığını düşünmeyiz.
İnsan hangi davranışı sergilerse, bir süre sonra beden kimyasında
meydana gelen değişikler sebebiyle o yönde duygular yaşamaya başlar.
Sıkıntılı bir insan gibi davranmak iç sıkıntısının artmasına sebep olur.
İletişimde İlk Dakika Önemlidir
Karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin
önemli bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler, karşılaşan kişilerin
beden dilinden, kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün
aksesuarlardan, içinde bulunduğu fiziksel ortam nesnelerine kadar geniş
bir dağılım gösterir. İşte bütün bu faktörlerin bileşkesi “algılayan kişinin”
değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içerisinde yorumlanır. Algılayanın
kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar,
etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir “karar” verdirir ve
insan karşısındaki kişiye zihninde bir etiket yapıştırır. Bu karar olumlu
veya olumsuz olabilir.
Kişi bunları bilinç düzeyine çıkartsa da, çıkartmasa da, ilk
algılarımızın oluşturduğu yargının, iletişim biçimimizde ve o kişiye
atfettiğimiz değerde önemli bir rol oynadığı bilinir.
Kültür Beden Dilini Etkiler
Farklı kültür gruplarına girdikçe sözsüz iletişim mesajlarının
ayrıntılarını değerlendirmek zorlaşır. Grupların sessiz dillerini anlamak için
önemli ölçüde bilgilenmeye ihtiyaç vardır. Bunun için o insanların
kültürünü, ilişkilerini, iletişimlerini ve dünyaya bakışlarını tanımak gerekir.
Kültür, tarih boyunca insanın doğayla ve insanla ortaya çıkan
problemlerinin ve zorlanmalarının çözüm biçimidir.
Beden dili ilişkilerimizde kültürel farklar arttıkça, yabancı bir ülkede
çevremizdeki insanların duygu ve düşünce akışını değerlendirmemiz
oldukça güçleşebilir. Örneğin, Washington’da büyük bir markette, ne
olduğunu anlamadığımız bir malı rahatça çevirip incelemek isterken, bir
market görevlisi yakınımıza gelip orada bir başka işle uğraşsa, bundan
huzursuzluk duyarız. Çünkü ülkemizde böyle bir durumda, bulunduğumuz
yere gelen bir market görevlisi paketleri karıştırdığımızı görünce bize “Ne
arzu etmiştiniz?” diyerek müdahale edebileceği gibi “Her şeyi
karıştırmayın!” gibi bir uyarıda da bulunabilir. Ya da dünyanın öbür
ucunda, Japonya’da alış-veriş merkezine giren bir Türk bu kez, göze göze
geldiği her mağaza görevlisinin önünde yerlere kadar eğilmesini hayretle
2
izler ve belki de bir süre kendisiyle nasıl bir ilişki kurulmak istendiğini
anlayamaz.
İletişim mesajlarını biraz daha ayrıntılı incelersek, insanın kendi
kültüründen kopmasının ne kadar zor olduğunu görürüz. İletişimde
vericinin mesaja yüklediği anlam içinde, kendi kültürünün dünyayı algılayış
biçimi ve o kişiye ait bireysel bütünlük vardır. İnsanın bireysel ihtiyaçlarını,
yani beden dilini kullanımı ifade biçimi içinde yaşadığı ailenin ve toplumun
değerleri ile etkileşim içindedir.
Beden dilindeki en benzer ifadeler canlılığı ve iç dengeyi korumaya
dönük temel psikolojik durumlarla ilgilidir. Korku, kızgınlık, hüzün, nefret,
mutluluk, dikkat, ilgi, uyku, gerginlik, şiddet bu durumların en belirgin
olanlarıdır. Bu genel durumların dışında kültüre özgü ve o toplumu
belirleyici beden dili özelliklerinin bir başka toplum tarafından kısa bir
sürede benimsenmesi mümkün olmaz.
Bu konuda yabancı ülkelerle ilgili bazı örnekler verebiliriz; Avrupa’ya
veya Uzak Doğu’ya yapılan turistik gezilerde, bazı iletişim biçimleri bu
ülkeyi gezen insanlarda etki yaratıp takdirle karşılanır ve yapılan
sohbetlerde, karşılaşılan insanların belirli özelliklerinden övgü ile söz edilir.
Ancak övgü ile söz edilen bu iletişim biçimini kendi toplumunda
uygulamasını kimse önermez. Gerçekten de böyle değişimler beğenilse ve
istense de gerçekleşemez. Çünkü bir başka topluma ait geleneksel kültür,
ödünç alınarak yaşanamaz.
Jestler Ve Mimikler
Jestler ve mimikler diğer kişilere görsel sinyaller gönderen
hareketlerdir. Bizim bir jestten söz edebilmemiz için yapılan hareketin bir
başkası tarafından görülmesi ve yaşadığımız duygu ve düşünceyle ilgili bir
bilginin karşımızdaki kişiye iletilmesi gereklidir.
Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri; baş, el, kol, ayak,
bacak ve bedenin kullanım de jestleri oluşturur.
Jest ve mimikler "esas" ve "ikincil" olarak ayrılır. Esas jest ve
mimikler, düşünce ve duygularımızı destekleyen, onları somutlaştıran
hareketlerimizdir. Örneğin, sohbet sırasında göz kırpma, baş sallama,
kolları açma gibi işaret ve hareketler iletmek istediğimiz ve
programladığımız bir mesajı içeren jestlerdir.
Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi
yakalayan esneme ve hapşırma gibi durumlarda bile jest söz konusudur.
Esas olarak anlatıma katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak
ortaya çıkan bu hareketlere ikincil jest ve mimik denir.
3
MEKAN KULLANIMI
Bölge, kişinin kendi vücudunun uzantısıymış gibi benimsediği bir
alan veya boşluktur. Her birimizin çitlerle çevrili evi, arabasının içi, yatak
odası veya sandalyesi vardır. Vücudun etrafındaki bu boşluğa müdahale
edildiğinde insanlar tepki verir.
Kişisel Alan
Çoğu hayvanın vücudunun etrafında kendi kişisel alanları olarak
sahip çıktıkları belli bir boşluk vardır. Bu boşluğun büyüklüğü temelde
hayvanın yetiştiği alanın ne kadar sıkışık olduğuyla ilişkilidir. Afrika´nın
uzak bölgelerinde yetişen bir aslanın bölgesindeki boşluk, o bölgedeki
aslan popülasyonunun yoğunluğuna bağlı olarak elli kilometre veya
üzerinde bir çapa sahip olabilir. Öte yandan esaret altında yetiştirilen bir
aslanın kişisel alanı sıkışık koşulların doğal bir sonucu olarak sadece birkaç
metrelik bir büyüklüğe sahip olabilir.
Diğer hayvanlar gibi insanın da kendisiyle taşıdığı portatif bir ´HAVA
KABARCIĞI´ vardır ve bu kabarcığın büyüklüğü yetiştiği bölgedeki nüfus
yoğunluğuyla ilişkilidir. O halde bu kişisel bölge mesafesi kültürel olarak
belirlenir. Japonlar gibi bazı kültürler kalabalığa alışıkken bazı başka
kültürler ´geniş açık alanlara´ alışıktırlar ve mesafeyi korumayı severler.
4
Bölge Mesafeleri
1- Mahrem Bölge
Kişiler bu bölgeyi kendi mallarıymış gibi benimsedikleri için tüm
bölgeler arasında en önemli olanı "mahrem bölge"dir. Sadece kişiye
duygusal olarak yakın olanların bu bölgeye girmesine izin verilir. Mahrem
bölge içerisinde bir de sadece fiziksel temas sırasında girilebilen ve
vücuttan uzaklığı 15 cm olan bir alt-bölge vardır. Bu da yakın mahrem
bölgedir.
2 - Kişisel Bölge
Bu bölge kokteyllerde, ofis partilerinde, sosyal etkinliklerde ve
arkadaş toplantılarında başkalarıyla aramızdaki mesafedir.
3 - Sosyal Bölge
Yabancılarla, örneğin evimizde tamirat yapan tesisatçı veya
doğramacı, postacı, bakkal, işyerindeki yeni eleman ve çok iyi
tanımadığımız kimselerle aramızdaki mesafedir .
4 - Ortak Bölge
Kalabalık bir gruba hitap ettiğimizde paylaştığımız mesafe ortak
bölgedir
Bölge Mesafelerinin Pratik Uygulaması
Normal olarak mahrem bölgemize başka birisi aşağıdaki iki nedenle
girer. Birincisi yakın bir akraba veya arkadaştır. İkincisi ise karşımızdakinin
saldırgan olması ve bize saldırmak üzere olmasıdır. Kişisel ve sosyal
bölgelerimize yabancıların girmesine dayansak da bir yabancının mahrem
bölgemize girmesi vücudumuzda fizyolojik değişikliklere neden olur. Kalp
kanı daha hızlı pompalar, adrenalin salgısı yoğunlaşır ve olası bir ´kaç
veya saldır´ durumuna hazırlık yapılırken beyin ve kaslara daha fazla kan
gider.
Konserler, sinema, asansörler, tren veya otobüslerin kalabalık olması
başka kişilerin mahrem bölgelerine girilmesini kaçınılmaz kılar. Batı
kültürlerinde insanların sıkışık bir asansör veya toplu taşıma aracı gibi
kalabalık ortamlarda katı bir şekilde uydukları bir dizi yazılı olmayan kural
vardır.
*
Tanıdığınız birisi dahil olmak üzere kimseyle konuşmamalısınız.
*
Asla başkalarıyla göz teması kurmamalısınız.
*
Poker suratı takınmalısınız, duygularınızı belli etmemelisiniz.
* Elinizde kitap veya gazete varsa ona gömülmüş görünmelisiniz.
* Kalabalık ne kadar fazlaysa o kadar az hareket edebilirsiniz.
5
Algılama;
Özellikle kadınların küçük ayrıntıları fark eden bir göze sahip
oldukları için kadın sezgisi diye adlandırdığımız bir yeteneğe sahip
oldukları düşünülür. Oysa onlara bunu kazandıran küçük detaylara önem
verip dikkat etmeleri ve bunu sonucu olarak da sözel olmayan davranışları
yakalama
ve
onları
daha
iyi
yorumlama
yeteneğidir.
Algılama gücü, özellikle çocuk yetiştirmiş kadınlarda daha belirgindir.
Çünkü bebeğin yaşamının ilk bir kaç yılında anne, çocuğu ile daha çok
sözlü olmayan bir iletişim kurmak zorundadır. Bir çok bilim adamı
kadınlardaki
sezgi-algılama
gücünün
erkeklerden
daha
kuvvetli
olmasını
işte
bu
temel
olaya
bağlamaktadırlar.
Algılama yeteneği güçlü olan bir öğretmen sınıfta ders anlatırken, bir
öğrencisinin başının aşağıya doğru olduğunu ve kollarını kavuşturduğunu
görünce ona ulaşamadığını hisseder. Buna karşılık algılama yeteneği zayıf
olan bir öğretmen hiçbir şeyle ilgilenmeden dersini işlemeye devam eder.
Hareketler;
Yapılan araştırmalara göre hareketlerimizin bir bölümü doğuştan,
genetik olarak gelmekte, bir bölümü ise sonradan kazanılan, öğrenilen
kültürümüzle ilgili hareketlerdir. Bebekler doğar doğmaz emme becerisine
sahiptir. Ya da doğuştan sağır ve dilsiz olan bir kişinin gülme gibi bir yüz
hareketi ne sonradan öğrenilmiştir ne de taklide dayalıdır.
Sözel olmayan hareketlerimizin çoğunu sonradan öğreniriz ve
bunların bir çoğu dünyanın her yerinde aynı anlama gelen hareketlerdir.
Açık avuçlar, hafif kamburlaştırılmış omuzlar, kalkık kaşlar ile omuz
silkme: "bilmiyorum" anlamına gelir ve bahsedilen şeyden haberiniz
olmadığını göstermek ya da konuyla ilgilenmediğinizi göstermek için
kullanılır.
Göz okuma ustalığı
Birisi dürüst değilse veya bir şeyler gizliyorsa bakışları bizimkilerle
toplam zamanın üçte birinden daha az oranda karşılaşacaktır.
Hayranlık mı Saldırganlık mı?
Bakışlarınız, karşınızdakinin bakışlarıyla toplam zamanın üçte
ikisinden daha uzun süreyle karşılaşıyorsa, bunun anlamı şunlardan biridir;
birincisi sizi çok ilginç veya çekici buluyordur; ikincisi de size karşı
saldırgan bir tavrı vardır.
6
Sessizce Meydan Okuyanlar:
Buna ek olarak gözbebekleri de büzüşüyorsa sözel olmayan bir meydan
okumada bulunuyor olabilir.
Bakışlarla İyi İlişki Kurmak İçin:
Başka birisiyle iyi bir ilişki kurmak için toplam zamanın yüzde 60-70´inde
onunla göz göze gelmeniz gerekir.
Göz Hareketlerinin Dili
Gözler yalan söylemez… Gözler yalan söyleyemez!… Vücudun odak
noktası olduklarından ve gözbebekleri de bağımsız hareket ettiğinden
gözler tüm insan iletişim işaretleri arasında en açıklayıcı ve doğru bilgileri
verir.
Gözbebekleri
Belli ışık durumları, kişinin ruh hali ve tavrı olumludan olumsuza
veya olumsuzdan olumluya geçerken gözbebekleri küçülür veya büyür.
Heyecanlanan birisinin gözbebekleri dört katına çıkabilir.Tam tersine
kızgın, olumsuz bir ruh hali gözbebeklerinin ´minik boncuk gözler´ ya da
´yılan gözler´ olarak bilinen şekilde küçülmesine yol açar.
Flört ve Gözbebekleri
Flört sırasında gözler oldukça fazla kullanılır. Kadınlar gözlerini
vurgulamak için göz makyajı yaparlar. Bir kadın bir erkeği severse ona
bakarken gözbebeklerini büyütecek ve erkek da farkında olmadan bu
bilgiyi doğru yorumlayacaktır. Bu nedenle romantik buluşmalar
gözbebeklerinin büyümesine neden olan loş yerlerde gerçekleşir.
Birbirlerinin
gözlerine
bakan
aşıklar
farkında
olmadan
gözbebeklerinin büyüyüp büyümediğine bakmaktadırlar. Her biri diğerinin
gözbebeklerinin büyümesinden heyecanlanır.
Çocuklar ve Gözbebekleri
Bebekler ve çocukların gözbebekleri yetişkinlerinkinden daha
büyüktür ve yetişkinlerin yanındayken onlara olabildiğince çekici
görünerek sürekli olarak dikkatlerini çekme çabasıyla gözbebekleri sürekli
olarak büyür.
7
Kumarbazlar ve Gözbebekleri
Uzman kağıt oyuncularıyla yapılan deneylerde rakipleri koyu renk
gözlük taktığında oyuncuların daha az el kazandıkları görülmüştür.
Örneğin, bir poker oyununda rakibine dört as gelmesi durumunda, uzman
onun gözbebeklerindeki hızlı büyümeyi bilinçli olmadan fark edecek ve bu
elde oyunu yükseltmemesi gerektiğini hissedecektir.
Ticaret ve Gözbebekleri
Gözbebeği takibi fiyat pazarlığı sırasında alıcıların gözbebeği
büyümesini izleyen eski Çinli mücevher tacirleri tarafından kullanılırdı.
Beden Dilinin Yorumlanmasına Örnekler;
El, Kol ve Avuçlar
Saldırgan avuç konumu
'Elimde tam size göre bir yer var!!!' 'Ne kadar heyecanlı değil mi?
8
Kol ve Bacak Engelleri
Ayakta dururken ayak kilitleme
Otururken ayak kilitleme
Herkesi dışarıda bırakma
Karşıdakinin bakışını denetleyebilmek için kalem kullanımı
9
Duman yukarıya: kendine güvenen, üstün olumlu
Duman aşağıya: olumsuz, kapalı, şüpheli
Vakit kazanmaya çalışmak
Saldırgan, Gözlüklerin Üzerinden Bakmak
Yumruklar saldırgan bir tavır anlamına geliyor
Standart kol kavuşturma
10
Üstünlük tavrı gösteriliyor
Bir görüşme veya konuşmayı sona
Kısmi kol engeli
Hazır: sandalyeyi kavrayarak öne eğilmiş
erdirmeye hazır olma: eller dizlerde
11
Download