Koşullu Uyarıcı

advertisement
DAVRANIŞ BİLİMLERİ
ÖĞRENME VE ÖĞRENME
TEORİLERİ
Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT
* Öğrenme Kuramı : Bir çok kapsamlı araştırma sonucuna dayalı
olarak insanların NASIL ÖĞRENDİĞİNİ açıklamak üzere
oluşturulmuş çeşitli genellemeleri ve ilkeleri içeren bir model
ya da sistemdir.
*Öğrenme tekrar veya yaşantı sonucunda davranışta kalıcı
değişiklikler yaparak çevreye uyum sağlama sürecidir.
*Bu bakımdan öğrenme; ihtiyaçları daha iyi karşılayabilmek
için, davranışları düzene koyma veya yeni bir durum karşısında
bunları yeniden örgütleme anlamına gelir.
*Davranışlarda öğrenme sonucu meydana gelen bilinçli
değişmeleri, olgunlaşmayla kazanılan etkilerden ve geçici
2
fizyolojik değişmelerden ayrı tutmak
gerekir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
Bir zihinsel etkinliğin öğrenme sayılabilmesi için şu koşulların
bulunması gerekir:
*Her öğrenme tekrar veya yaşantı sonucu meydana gelir ve davranışta
değişikliğe yol açar.
*Davranışlarda meydana gelen herhangi bir değişikliğin öğrenme
sayılabilmesi için değişikliğin sürekli veya kalıcı olması gerekir.
*Öğrenme süreci sonucunda öğrenilmiş veya kazanılmış davranışların
başkasına transfer edilmesi mümkündür.
*Öğrenme doğrudan gözlenemez. Öğrenilmiş bir faaliyeti gözlerken,
gözlemlediğimiz şey öğrenme değil performanstır.
* Öğrenme sonucu meydana gelen değişimler, doğrudan ya da dolaylı
deneyimlerin sonucudur.
*Öğrenme insan içindir; insanın dışında diğer canlılar öğrenemez.
3
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
* Yaşantı ürünü değişmedir
DEĞİŞEN NEDİR?
Cevap öğrenme kuramlarına göre değişir.
4
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Öğrenme sonucunda kazanılan yeni yetkinlikler ve
beceriler sayesinde insanlar daha sonra karşılaşacağı
durumlara farklı yaklaşım gösterebilirler.
*Öğrenme, davranışın referans çerçevesindeki işaret ve
ipuçlarında değişmeye yol açar.
*Öğrenilmiş davranış ile doğuştan getirilen davranış
farklıdır. Doğuştan getirdiğimiz davranışlara refleks denir.
*Refleks, bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı
tepkidir. İnsan omuriliğinde farklı refleks merkezleri vardır.
*Uyarıcı; öğretimle sunulan içerik, tepki ise kişinin
5
gösterdiği gözlemlenebilen davranıştır.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Öğrenme, yaşantı ürünü nispeten kalıcı izli davranış
değişmesidir.
*Öğrenme, uyarıcı tepki bağı kurulduğunda oluşur.
6
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Öğrenme bilgi edinme ve yeni davranış biçimleri kazanma sürecidir.
Bilgi, bireyin dış dünyadaki olayları algılama, işleme, değerlendirme,
muhakeme etme sonucunda zihninde ürettiği anlamlardır. Bu tanıma
göre, bilginin oluşabilmesi için en az dört unsurun varlığı gerekir.
Bunlar;
*Birey,
*Nesne, olgu veya olay,
*Birey ile nesne, olgu veya olay arasında etkileşim
*Bireyin söz konusu nesne, olgu veya olaya yüklediği kişisel
anlamdır.
*Bu anlamların sonucunda insan yeni bir şey öğrenmiş sayılır.
Öğrenmenin olabilmesi için, bireyin yeni olayları veya olguları
zihninde daha önce öğrendikleri ile7 ilişkilendirmesi gerekir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
DAVRANIŞ
Sonradan kazanılan davranışlar
(Öğrenme ürünü davranışlar)
Doğuştan gelen davranışlar Geçici davranışlar
Alkol, ilaç, hastalık vb.
İçgüdüsel davranışlar
etkisi ile oluşan davranışlar
Refleksif davranışlar
İstenmedik davranışlar
İstendik davranışlar
Planlı eğitim ürünü davranışlar
Olumsuz kültürel koşullar
altında kazanılan davranışlar
Plansız eğitim ürünü davranışlar
8
Eğitimin hatalı yan
ürünü olan davranışlar
*Öğrenmenin farklı türleri vardır:
*Algılama yoluyla öğrenme: Bir bireyin dış dünyadaki nesneler
hakkında duyu organları (görme, işitme, dokunma, koklama ve
tat alma) yoluyla edindiği mesajların beyinde yorumlanması ve
anlam kazandırılması sonucunda gerçekleşir.
*Gözlem ve taklit yoluyla öğrenme: Basit olarak bireyin
çevresinde gelişen bir olayı veya davranışı gözlemesi ve onu
olduğu gibi taklit etmesi ile oluşur.
*Model alma yoluyla öğrenme: Bu öğrenmede, bireyin kendi
çevresinde değer bulan bir tutumu veya davranışı örnek alarak
sergilemesi söz konusudur.
9
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Öğrenme aktif bir eylemdir.
*Öğrenme, kavramsal bir değişmeyi içerir.
*Öğrenme, özneldir.
*Öğrenme, durumsaldır.
*Öğrenme sosyaldir.
*Öğrenme, duygusaldır.
10
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
ÖĞRENME
Çağrışımlı Öğrenme
Bilişsel öğrenme
Klasik koşullama
Sosyal öğrenme
Edimsel koşullama
Nörofızyolojik öğrenme
Duyuşsal öğrenme
11
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Öğrenmenin doğasına ışık tutmaya çalışan çeşitli
öğrenme kuramları geliştirilmiştir.
*Bu kuramlar, öğrenmeyi daha çok davranışçı bir temele
oturtan; klâsik koşullanma, edimsel koşullanma ve sosyal
öğrenme kuramları ile
*öğrenmeyi zihinsel bir süreç olarak açıklayan bilişsel
kuramlar ile duyuşsal ve beyin temelli öğrenme kuramları
şeklinde gruplandırılabilir.
12
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
KOŞULLAMADAN ÖNCE
Koşullu Uyarıcı
(Işık)
Tepki yok
Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı
(Et)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
KOŞULLAMA SÜRECİNDE
Koşullu Uyarıcı
(Işık)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı
(Et)
KOŞULLAMADAN SONRA
Koşullu Uyarıcı
(Işık)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
13
*Koşulsuz Uyarıcı: Varlığı, bir organizmanın değişmez olarak
belirli bir şekilde tepki vermesine neden olan uyarıcıdır. Yani,
hiçbir koşula bağlı olmadan tek başına verildiğinde organizmada
bilinen bir tepkiye yol açan uyarıcıdır. Bu uyarıcıya doğal uyarıcı
da denir. Pavlovun deneyinde salyaya yol açan et,kaygıya yol açan
başarısızlık, korkuya yol açan yüksek ses gibi uyarıcılar koşulsuz
uyarıcıdır.
*Koşulsuz Tepki: Bir koşulsuz uyarıcının her ortaya çıkışında
organizmanın verdiği tepkidir. Pavlov’un deneyinde etten sonra
oluşan salya, başarısızlık sonucu oluşan kaygı, yüksek ses sonrası
korku birer koşullu tepkidir.
14
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Nötr Uyarıcı: Canlıda bilinen herhangi bir tepkiye yol açmayan
uyarıcıdır. (Başlangıçta köpekte hiçbir tepkiye yol açmayan ışık,
okula gitmeyen çocuk için hiçbir tepki oluşturmayan matematik
dersi, hiçbir tepkiye yol açmayan oyuncak tavşan).
*Koşullu Uyarıcı: Başlangıçta nötr olduğu halde, bir koşulsuz
uyarıcıyla eşleştirilen ve bunun sonucunda tek başına sunulduğu
zaman organizmada istenilen tepkiyi ortaya çıkartma gücünü
kazanan uyarıcıdır. (köpeğe salya salgılatan ışık, çocuğa kaygı
yaşatan matematik dersi).
*Koşullu Tepki: Koşullama gerçekleştikten sonra organizmanın
sadece koşullu uyarıcıya gösterdiği tepkidir. (Işığı gören hayvanın
salya salgılaması, matematiğe karşı kaygı).
15
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Genelleme: Belli bir problem duyumu karşısında başvurulan
herhangi bir davranış, istenilen başarılı sonucu verirse, çeşitli
benzer hallerde tekrarlanır. Örneğin, evindeki kedi ile oynayarak
buna “kedi” dendiğini öğrenen çocuk, bütün hayvanlara “kedi”
diyebilir.
*Geçiş:
Genellemeye çok yakın bir kavramdır. Belli bir alanda
kazanılan bilgilerden diğer alanlarda da faydalanılacak olursa,
buna geçiş yoluyla öğrenme denir. İnsanlar, genelleme ve geçiş
yollarıyla edindikleri bilgilerden çeşitli alanlarda yararlanırlar. İki
durum arasında benzer öğe ve ilkeler ne kadar çoksa geçiş o kadar
kolay olur. Örneğin, otomobil kullanmayı bilen bir kimse traktör
kullanmasını kolay öğrenir.
16
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Bitişiklik-Yakınlık: Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının birbirine
çok yakın aralıklarla sunulmasıdır. Klasik koşullama ile öğrenmenin
en uygun düzeyde gerçekleşebilmesi için bu iki uyarıcı arasındaki
aralığın bir ya da yarım saniye olması gerekmektedir. İki uyarıcı
arasındaki süre daha uzun olduğunda öğrenme istenildiği gibi
gerçekleşmemektedir. (Işık ile et arasındaki zamanın kısa olması)
*Habercilik: Klasik koşullama ile öğrenmenin gerçekleşebilmesi için
koşullu uyarıcının esas tepkiye yol açan koşulsuz uyarıcıdan önce
verilmesidir. (Işığın etten önce verilmesi sonucu hayvanın etin haber
vericisi koşuluyla ışığı görünce de salya tepkisi göstermesi)
*Pekiştirme: Tüm davranışçı yaklaşımlarda olduğu gibi klasik
koşullama yoluyla öğrenmede de davranışın öğrenilmesi için
17
pekiştirme önemlidir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Genelleme: Öğrenme sonucu belirli bir uyarana verilen
tepkinin, koşullama olmadan bu uyarana benzer uyaranlara
da verilmesidir. (Işığa karşı salya tepkisi veren hayvanın
ışığa benzer diğer uyarıcılara da salya tepkisi; çocuğun
babasına benzeyen diğer erkeklere de olumlu tepkiler
vermesi).
*Ayırtetme: Koşullu uyarıcıyı, koşullanmamış benzer diğer
uyarıcılardan ayırt etmeyi öğrenmektir. (Matematik
dersinde başarısızlık yaşayan çocuğun yaşadığı kaygıyı
matematiğe benzer istatistik dersine de genellemesi)
18
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Sönme: Bir davranış bir kez koşullandıktan sonra koşullu
uyaranın uzun süre tek başına verilmesi, pekiştirecin
verilmemesi durumunda canlının koşullu uyarana artık
tepki vermemesidir. (Uzun süre et olmadan ışığın
verilmesi durumunda hayvanın ışığa salya salgılamaması)
*Kendiliğinden geri gelme: Sönme meydana geldikten
sonra belirli bir ara verildiğinde pekiştirme olmadan
canlının koşullu uyarana tekrar tepki vermesidir.
(Hayvanın ışığa salya tepkisi vermemesinden bir süre
sonra tekrar ışık gördüğünde salya salgılaması)
19
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Edimsel veya araçsal koşullanmada, birçok öğrenme
durumu, klâsik koşullanmadan ayrılabilmektedir.
*Deneysel çalışmalarla herhangi bir davranışın
öğrenilmesinde her zaman uyarıcının tepki yaratmadığı,
çoğu zaman kendiliğinden yapılan davranışlar olduğu ve bu
deneme-yanılma türündeki davranışlar sonucunda
tekrarlamaların yapıldığı belirtilmiştir.
*Bu tür koşullanmaya edimsel (çevre üzerindeki etkisi
nedeniyle) veya araçsal koşullanma denilmiştir.
20
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Klasik koşullamadaki tepkisel davranışın tersine, edimsel
davranış insanın çevresindeki olaylara verdiği duygusal
tepkiler değildir.
*Edimsel davranışta, birey ihtiyacını karşılamak için
çevredeki olanakları kullanır. (Bisiklete binme, tiyatroya
gitme, resim yapma, arkadaşını ziyaret etme vb edimsel
davranış örnekleridir.)
*Klasik koşullanma otonom sinir sistemi tarafından
yönetilen davranışlarla; edimsel koşullanma istemli
kaslarla yapılan bilinçli ve istekli davranışlarla ilgilidir.
21
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
Edim (Operant)
Davranış
Tepki
Ödül
Organizmanın gelişi güzel,
hangi uyarıcıya dönük
olduğunu belirleyemediğimiz
tepkisi
Ceza
22
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
Etki Yasası
Davranışlar sonuçlarından etkilenir.
Olumlu Pekiştirme (Olumlu davranış-Olumlu uyarıcı)
Olumsuz Pekiştirme (Olumsuz durumu ortadan kaldıran
davranış-Olumlu uyarıcı)
Ceza
1. Tip (Olumsuz davranış-Olumsuz uyarıcı)
2. Tip (Olumsuz davranış-Olumlu uyarıcının
ortamdan çekilmesi)
23
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Edimsel koşullanma kuramının daha iyi anlaşılması için bu
kavramların açıklanması gerekir:
*Pekiştirme: Edimsel koşullamada, istenen davranışın ortaya çıkma
sayısını arttıran her uyarıcıya pekiştirme adı verilmiştir. Olumlu ve
olumsuz olmak üzere iki tür pekiştirme vardır. Olumlu pekiştirmede,
belli bir davranış kendiliğinden meydana geldiği zaman bunu ileride
davranışın tekrarlanması olasılığını artıran haz verici bir olay izler.
Buna günlük dilde ödül teknik terim olarak “olumlu pekiştireç” denir.
Olumsuz pekiştirmede, belli bir davranış, kişiyi üzen rahatsız edici
bir durumun ortadan kalkması izlerse, o zaman gene bu davranışın
tekrarlanması olasılığı artar.
24
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Operant (edimsel) şartlanma: Tepkiler belirli çevresel uyarıcılara
karşılık yapılan hareketlerdir. Edimler ise, gözlenebilir çevresel
uyarıcılardan bağımsız, içten gelerek kendiliğinden yapılan
hareketlerdir.
*Motor öğrenme: Motor öğrenmede söz konusu olan, bir şeyin nasıl
daha iyi yapılacağının öğrenilmesidir. Basit edimsel öğrenme, belli
bir amaca varmak için ne yapılması gerektiğinin öğrenilmesidir.
Bazen psikomotor öğrenme de denen motor öğrenmede söz konusu
olan, bir şeyin nasıl daha iyi yapılacağıdır. Gündelik hayat, motor
öğrenme gerektiren faaliyetlerle doludur. Bunlar arasında çatalkaşıkla yemek yemeyi, konuşmayı, yazı yazmayı, araba kullanmayı,
topu hedefe atmayı, bir müzik âletini çalmayı sayabiliriz.
25
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Kaçınma koşullanması: Kaçınma koşullanması sönmeye son derece
dirençlidir. Bazı hayvanlarda ve durumlarda binlerce tekrardan sonra
bile sönmeyebilir. Bu durum, örneğin, zil sesini duyunca bir
bölmenin üzerinden atlamayı öğrenen köpeklerde gözlenmiştir.
*Şekillendirme: Pekiştireçle öğrenilecek davranış, hem klâsik, hem
de edimsel koşullanmada temel bir gerekliliktir. Şekillendirme tekniği
evcil hayvanlara ve çocuklara bazı şeylerin öğretilmesinde de çok
etkilidir. Bir köpeğe iki ayağı üzerinde durmasını öğretmek için,
eğitici, hayvanın sadece yaklaşmasını ödüllendirmekle işe
başlayabilir; daha sonra sırasıyla, sakin durmasını, havadaki yiyeceğe
doğru uzanmasını, bir anlık kalkışlarını ve son olarak da istenen
pozisyonda daha uzunca bir süre kalmasını ödüllendirir.
26
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Söndürme: Söndürme bir işlemdir. İşlemin kritik öğesi, söndürmek
istediğimiz davranışı artık pekiştirmemektir. Söndürmenin sonucu,
öğrenilmiş davranımın zayıflamasıdır. Öğrenme konusundaki
çalışmalar sadece davranımları öğrenilmesi ve kazanılması ile değil,
daha önce öğrenilmiş davranmaların zayıflaması ile de ilgilidir. Bu,
oldukça önemli bir konudur; çünkü gündelik hayatta, öğrenilmiş
davranmaların zamanla zayıfladıkları çok sık görülen bir olaydır.
*Bastırma: Bir davranımı zayıflatmanın diğer bir yolu “bastırma”dır.
Bu işlem yolunda daha önce öğrenilmiş bir davranımın her
yapılışında ceza uygulanır. Bastırma aslında, daha önce koşullanmış
davranımı zayıflatan bir edilgen kaçınma öğrenmesidir. Genellikle
ceza, davranımı geçici olarak bastırır, fakat sürekli olarak ortadan
kaldırmaz.
27
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Sosyal öğrenme, başkalarını gözlemleyerek çevreden öğrenme
olarak tanımlanabilir. İnsanlar sadece kendi deneyimlerinden
öğrenmezler, başkalarının yaptıklarını gözlemleyerek de öğrenirler.
Bu şekilde öğrenmeye ‘model alma’ ya da ‘gözlem yoluyla’
öğrenme denilmektedir.
*Sosyal öğrenme kuramı öğrenmeyi, uyarıcı olaylar ve insanların bu
olaylara verdiği tepkiler ya da bu tepkilerin gözlenmesi sonucunda
oluşan düşünce ve zihinsel süreçlerle açıklamaktadır.
*Model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel özellikler:
*Yaş
*Karakter
*Cinsiyet
*Benzerlik
*Statü
28
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Sosyal öğrenme kuramı, insanın pek çok davranışım
çevresinde bulunan insanların yaptığı davranışları
öykünerek öğrendiğini savunur.
*Öykünme, örnek alman bir insanın davranışlarının olduğu
gibi veya benzerlerinin yapılmasıdır. İnsanın öykünerek
yaptığı davranış bir ihtiyacın doyurduğu ve çevresiyle
beğenildiğinde ödüllendirilmiş olur.
*Ödüllendirme öykünülen davranışa insanı koşullandırır.
İnsan koşullandığı bu davranışı yeri ve zamanı geldiğinde
yineler.
*Bu yüzden öykünme bir koşullanmadır.
29
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Bilişsel öğrenme, öğrenmenin zihinsel süreçler sonucunda
öğrenildiğini ileri sürmektedir.
*Duyuşsal öğrenme ve nörofizyolojik öğrenme bilişsel öğrenme
kuramlarını oluşturmaktadır.
*Davranışsal ve bilişsel kuramları arasında önemli fark,
davranışçıların öğrenmenin bir takım ön şartlarının sonucu
mekanik olarak meydana geldiğini ileri sürmeleridir.
*Bilişsel (zihinsel) kuramlar ise öğrenmenin amaçlı ve dinamik
bir süreç olduğunu ileri sürmektedir. Bu psikologlar, öğrenmeyi,
organizmada homeo statik denge durumu bozulduğunda,
eksikleri karşılamak ve amaca ulaşmak için en uygun edimleri
30
bulma çabası olarak nitelemişlerdir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Duyuşsal kuram, öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ve doğasının
nasıl olduğundan çok, onun sonuçlarıyla ilgilidir. Bu kuram,
kişinin sağlıklı benlik algısı ve ahlâkî gelişimi gibi duyuşsal
sonuçlarıyla ilgilenir. Bu nedenle öğrenmenin zihinsel, duyuşsal
ve davranışsal sonuçlarının birbirinden ayrılmasının mümkün
olmadığını ileri sürer. Kurama göre kişi çevresinden sürekli olarak
kendisine ulaşan duyu uyaranlarını değerlendirir ve düşünsel,
duyuşsal veya davranışsal tepkide bulunur. Bu kurama göre
öğrenme, davranışçıların belirttiği gibi, yalın anlamda bir uyarıcıtepki ilişkisi değildir; tepkide bulunma sürecinde organizmanın
yani beynin bilgi işleme fonksiyonu devreye girer. Bilgiyi işleme
kuramında bilgiler öncelikle duyusal belleye duyusal kayıt yoluyla
31
kaydedilir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Kısa süreli bellek, sınırlı miktardaki bilgiyi, yine sınırlı bir zaman
diliminde depolayan bellektir. Kısa süreli belleyin diğer bir işlevi
de, depolanmış bilgilerle zihinsel işlemleri gerçekleştirmektir. Bu
işlemlerden biri de bilginin yeniden organize edilerek ve uygun
şekilde kodlanarak uzun süreli belleğe gönderilmesidir. Uzun
süreli bellek, öğrenilmiş ve özümsenmiş bilginin uzun süreli
olarak depolandığı bellektir. Kısa süreli bellekte bilginin
korunması, zihinsel tekrar yapılmasına bağlıdır. Kısa süreli
bellekte duyusal uyarıcılar nöronları uyardığı sürece bilgi korunur.
Uyarıcıların nöronları uyarımı sona erdiğinde bilgi kaybolur.
Bilginin, uzun süreli bellekte korunması ise, nöronlar arasındaki
bağlantılarda (sinapslarda) morfolojik (yapısal) değişme olarak
32
saklanır.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Duyuşsal kurama göre öğrenmeyi sağlayan süreçler şu şekilde işler:
*Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla
duyumsanması,
*Bilginin işlenerek duyusal kayıt altına alınması,
*Duyusal kayda alman uyaranların dikkat ve seçici algı yoluyla kısa
süreli belleğe geçirilmesi,
*Bilginin kısa süreli belleye kaydedilmesi,
*Bilginin tekrarlar yapılma yoluyla uzun süreli bellekte depolanması,
*Bilginin uzun süreli bellekten işleyen belleğe çağrılması veya
hatırlanması,
*Bir davranışta bulunmak için bilginin işleyen bellekten tepki üreticisi
olan kaslara gönderilmesi.
33
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Duyuşsal öğrenme aşağıdaki süreci izler:
*Algılama: Belirli bir fikir, olay ya da uyarıcıya dikkat etme, bunlara
karşı hoşgörülü olma ve belirli uyarıcıları diğerlerinden ayırarak
seçme anlamına gelir.
*Tepkide bulunma: Uyarıcılarla ilgilenme, onlara tepkide bulunmayı
kapsar
*Değer verme: Bir davranış, olay ya da olguya önem verme; bir
değeri diğerlerine tercih etme ve bir değere kendini adama.
*Örgütleme: Farklı değerleri tutarlı bir değerler sistemi oluşturacak
şekilde örgütleme.
*Bütünleştirme: Özümsenen değerlerle tutarlı bir yaşam felsefesi ya
da dünya görüşü geliştirmedir.
34
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Kurama göre çocuk karmaşık bir nöron ağı donanımı dünyaya gelir.
Nöron ağları, duyusal yaşantılar yoluyla organize olur. Çevre ile
etkileşim sırasında, nöronlar arasında rastgele bağlantılardan oluşan
ağ şekillenerek, ağ sistemine yeni bağlantılar eklenir. Nörofizyolojik
kurama göre, öğrenme beyinde limbik sistem adı verilen bölgede
gerçekleşir. Beyin temelli öğrenme beyinde meydana gelir;
dolayısıyla beynin genel yapısını ve öğrenme tarzını kavramak
gerekir. Beyin sağ ve sol yarı kürelerden oluşur. Bu yarı kürelerin
görevleri aynı değildir. Farklı işlevler görürler; ancak bunlardan
birinin diğerinden bir üstünlüğü yoktur. Beyin işlerken her iki yarı
küre bir- biriyle etkileşim halindedir. Örneğin bir konuşma
etkinliğinde dil için sol yarım küre, anlamak için de sağ yarım küre
önem taşır.
35
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Nörofızyolojik kuramın öğrenme ilkeleri aşağıdaki gibi sıralanabilir;
*Beyin paralel bir işlemcidir. İnsan beyni düşünce, duygu ve imgeleme
gibi farklı işlevleri eş zamanlı olarak işleme sokabilir.
*Öğrenme fizyolojik bir olaydır. Kalp, akciğer, mide veya böbrek gibi
beyin de fizyolojik kurallara göre çalışır. Öğrenme nefes alıp-verme
kadar doğal bir işlevdir ve onu engellemek veya kolaylaştırmak
mümkündür. Etkin bir öğrenmenin sağlanabilmesi için, beynin
yenilik keşif, problem çözme gibi alıştırmalarla zorlanması gerekir.
*Anlam yükleme, örüntüleme ile olur. Örüntüleme, elde edilen duyu
verilerinden yararlanarak bilginin anlamlı biçimde organize
edilmesidir.
*Duygular örüntülemede önemli yer tutar. Öğrenme; beklenti, ön
yargı, ilgi, öz saygı, eğilim, iletişim ve sosyal etkileşim ihtiyacı gibi
36
duygulardan etkilenir.
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
*Beyin parça ve bütünü aynı anda algılar. Sağlıklı bir insanın
matematik, müzik veya sanat öğretiminde beynin her iki yarı küresi,
etkileşim halindedir. Bir konunun öğretilmesinde konunun parçaları
ve bütünü karşılıklı etkileşimde bulunur.
*Öğrenme amaçlı ve amaçsız süreçlerden oluşur. Öğrenme ortamında
kişi bilinçli olarak ve farkında olduğu şeylerden daha fazlasını
öğrenir. Uyarıcılardan aldığı sinyallerin çoğu beyne farkında olmadan
girer ve bilinçaltında yeni örüntüler kurarak öğrenmeyi başlatır.
*Öğrenme yeteneği zihni zorlayan faaliyetlerle artar, tehditle ketlenir.
Beyin uygun düzeyde zorlandığında öğrenme de en uygun düzeye
(optimum) ulaşır.
*Hiçbir beyin öğrenmesi diğerine benzemez. Öğretim, farklı beyin
yapılarına hitap etmelidir.
37
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
38
M. AKBOLAT-SAU İşletme Fakültesi- Davranış Bilimleri Ders Notları
Download