KÜRESEL TERÖRİZMLE MÜCADELE ÖZET: Küresel terörizmin tüm dünyada yaygınlaşması ve bu olayın tarihsel gelişimi. Buna ek olarak devletlerin kendi çıkarları için bazı terör örgütlerini desteklemesi. Küreselleşmeyle terörizm ilişkisi. Terörizmin dünyada büyük devletlerin istihbarat örgütleri tarafından desteklenmesi buna bağlı olarak terörizmde tanımlama sorunlarının meydana gelmesi. Günümüzde terörizmin hedeflerinin değişmesi daha çok sivil ve güçsüz hedeflere yönelmesi. Terörün sadece bir ülkeyi değil tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun haline gelmesi. Anahtar kelimeler: Modern terörizm, küreselleşme, anarşizm ve terörizm farkı, bireysel ve örgütlü terörizm, uluslararası işbirliği, terör örgütleri, kitle imha silahları Küresel Terörizmin Bütün Dünyada Tanımlanamaması Problemi Terörizm birkaç şekilde tanımlanmaktadır. Terörizm siyasi amaçları gerçekleştirmek için siviller üzerinde güç kullanılmasıdır. Terörizmin ikinci tanımıysa endişe ve dehşet duygusu yaratmak amacıyla bir veya birden fazla kişi tarafından zor kullanma ve şiddete başvurmaktır. Üçüncü tanımıysa terörizm, diğer birey ve guruplara yönelik siyasi hedeflere ulaşmak için şiddet kullanma veya şiddet kullanma tehdidinde bulunarak korkutma eylemidir. Terörizm devletlerin ve bu devletlerin vatandaşlarının akılcı düşünmelerini engellemelerini hedefler. Buna bağlı olarak insanlar devamlı olarak parkta, alışveriş merkezinde, tren istasyonunda, havaalanında veya eğlence merkezinde saldırıya uğrayacakları korkusuyla tedirgin olurlar. 1 Terörizmin bir diğer tanımı ise, mağdurdan sonrasında bir seyirci kitlesi üzerinde etkili olan suç türüdür. Terör örgütleri yeni bir strateji izliyorlar ve hedeflerini gerçekleştirmek için bu bölgelerde ve tüm dünyada ses getirecek eylemler yapmaktadırlar. Bunun nedeni ise bölge halkının, hükümetlerin ve tüm dünyada isimlerinin duyulmasını sağlamak ve ideolojik amaçlarına daha hızlı bir şekilde ulaşacaklarına inanmalarıdır. Terörün bir diğer tanımı ise 1974 yılında İngiliz hükümeti tarafından yapılmıştır. İngiliz Hükümetine göre terör “Siyasi 1 Tayyar ARI Uluslar arası İlişkiler Ve Dış Politika Kitabı 9.Baskı S:555-556 1 hedefleri elde edebilmek için kamu üzerinde şiddeti kullanmak ve kamu üzerinde korkuya neden olmaktır.’’2 Terörizm kavramının ilk örneği dünyada 1914 yılında ortaya çıkmıştır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdının Saraybosna’yı ziyareti sırasında bir Sırp milliyetçisinin düzenlediği suikast sonucu ölmesi ilk terörist eylemdir. Bu provokasyon Birinci Dünya Savaşının çıkmasına neden oldu. Bu savaş sonucunda dünyanın kaderi değişmiştir.3 İkinci olarak size modern terörizm kavramını anlatacağım. Bu terör şekli yüzünden 1970’li yıllardan günümüze kadar çok sayıda masum insan ölmüştür. Buna ek olarak teröristler artık çoğunlukla daha fazla insan kaybına neden olan, iyi korunamayan noktalara saldırmaktadırlar. Terör nedeniyle çok sayıda önemli kişi de ölmüştür. Bu isimlerden bazıları; İtalyan Başbakanı Aldo Moro, Hindistan Başbakanı İndira Gandhi, İsveç Başbakanı Olef Palme ve suikast girişiminde bulunulan Papa II.John Paul 1980’lerde terörün hedefi olmuşlardır. Bunlara ek olarak teröristler, korumasız ve kolay saldırılabildiği için 1972 yılında Münih Olimpiyatlarında İsrail Atletizm takımına saldırmışlardır. Mogadişu, Entebbe, Güney Kıbrıs, Karaçi ve Beyrut terörizm nedeniyle 1970’lerde ve 1980’lerde dünya gündeminde isimlerinden sıkça söz ettirmişlerdir. Modern terörizmin başka bir özelliği ise bu tip eylemlerin hazırlık ve uygulamalarında terör örgütleri çok büyük miktarda para, silah ve patlayıcıya ihtiyaç duyarlar. Terör olaylarının tüm dünyada her geçen yıl artış göstermesi terör örgütlerinin bu güce maalesef 1960’lardan sonra ulaştığının göstergesidir. Terörün tüm dünyada yaygınlaşmasının nedenleri vardır. İlk olarak medya kuruluşlarının bilerek ya da bilmeyerek terörizmin amaçlarının gerçekleşmesi için yardım etmeleri, ikinci olarak da terör örgütlerinin kendi çıkarlarına hizmet etmesi için devlet tarafından finansal, diplomatik ve askeri olarak desteklenmeleridir. Bu durumu size bazı örneklerle açıklayacağım: Terör örgütlerine diplomatik kolaylıklar sağlayarak, pasaport verme buna bağlı olarak sığınma hakkı verme uzmanlık yardımı, eğitim kampları açılmasına izin verme, silah ve patlayıcı yardımı yapma ve bu terör örgütlerinin eylemlerini meşrulaştırıcı ideolojik destek sağlama şeklinde olmuştur. Ayrıca bu sorunu terörün ortak bir 2 (http://www.terrorism-research.com/ Siteye Erişim Tarihi 20.02.2013 3 http://defineterms.com/college-essays/world-terrorism-international-terrorism/ Siteye Erişim Tarihi:28.02.2013 2 tanımının yapılamaması konusunda değerlendirmemiz gerekir. Bir ülke’nin terör örgütü olarak gördüğü bir oluşumu diğer ülkeler özgürlük savaşçıları (Freedom Fighters) veya ulusal kurtuluş savaşçıları (fighters for national liberation) olarak görmektedir. Terörizm iki ana başlık altında incelenmektedir. Bunlardan ilki bireysel terörizmdir. Bu terör şekli genellikle bireysel bir eylem olarak kalır ve genellikle devamlılık göstermez. Bu durum ise psikolojik sebeplerden, herhangi bir nedenle oluşmuş kişilik bozukluklarından, bir etnik guruba veya sosyal sınıfa yaşatılan üzüntüden veya uğranan haksızlık nedeniyle ortaya çıkan intikam duygusundan kaynaklanabilir. Bu terör şekliyle ilgili size geçmiş yıllarda gerçekleşen iki örnek vermek istiyorum. Çakal Carlos tek başına olmasına rağmen 1975 yılında Viyana’da 11 ülke’nin petrol bakanlarını kaçırmıştır. Carlos 1975 yılında yaptığı konuşmada 83 kişiyi öldürdüğü için övünmektedir. İkinci örnek ise 2011 yılı Temmuz ayında Norveç’in Oslo kentinde iktidar partisinin gençlik kampına Anders Behring Beivik adlı Norveç vatandaşı tarafından bombalı saldırı düzenlenmesidir. Bu saldırı sonucunda 77 kişi yaşamını yitirmiş ve saldırganın çok sayıda karaktere sahip bir kişilik olması kimsenin dikkatinde kaçmamıştır. Buna karşılık örgütlü terörizmde terör örgütünün finansal gücünün olması, yerel ve uluslararası irtibatlarının bulunması, diğer terör örgütleriyle eylem ve organizasyon seviyesinde işbirliği yapabilmeleridir. Bunun aksine bireysel terör eylemlerini gerçekleştirenleri büyük finansal olanaklara sahip olmaları ve onlarda örgütlü terör olduğu gibi yabancı istihbarat teşkilatları tarafından desteklenebilirler. Şimdide size örgütlü terörizmden birkaç tane örnek vereceğim. 1995 yılında dünyada terör saldırıları meydan geldi. Bu saldırılar terör örgütlerinin küresel hedeflerinin olduğunu göstermektedir. Terör çağdaş dünya için en büyük tehditlerden birdir. Bir başka deyişle, terörün artık tüm dünyanın sorunu olduğu bir kez daha görülmüştür.4 Yıllarca birçok değerli diplomatımız Asala terör örgütü tarafından nefret duygusuyla katledilmiştir. Diğer acı örnekte ise 2003 yılı Kasım ayında İstanbul’da iki Sinagoga yönelik iki saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu saldırı sonucunda 30 kişi hayatını kaybetmiş ve 300 kişi de yaralanmıştır. Bu saldırının üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra teröristler tarafından İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosluğuna ve İngiliz sermayesiyle kurulmuş olan HSBC bankasına aynı zaman dilimi içerisinde saldırı düzenlenmiştir. Bu saldırılarda başta İngiliz Başkonsolosu olmak üzere 33 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu olaylar El Kaide ve 4 http://defineterms.com/college-essays/world-terrorism-international-terrorism/ Siteye Erişim Tarihi:28.02.2012 3 İbda-c tarafından üstlenilmiştir. 11 Eylül 2001 tarihinde dört Amerikan yolcu uçağı çok büyük çaplı bir eylemle teröristler tarafından kaçırılarak Dünya Ticaret Merkezi kompleksi, Savunma Bakanlığı ve askeri birimlerin bulunduğu Pentagon’a intihar saldırıları yapılmıştır. Bu üzücü olay sonucunda yüzlerce insan yaşamını yitirmiştir. Bu olay terörizmin dünya için artık eskisinden daha büyük bir tehdit olduğunun en büyük kanıtıdır. Bu olaydan NATO’nun terör konusundaki politikasını değiştirmiştir. Bir başka deyişle NATO bu olayı gerçek bir terör saldırısı olarak değerlendirmesiyle birlikte 12 Eylül tarihinde NATO konseyi toplanarak 5.Maddeyi uygulama kararı almıştır. 2004 yılı Mart ayında İspanya’nın başkenti Madrid’de bir tren istasyonu El Kaide tarafından bombalanmıştır. Bu olay sonucunda 198 kişi yaşamını yitirirken 1250 kişi de yaralanmıştı. 5 Terörizmin Başarısı Teröristlerin az da olsa istediklerini elde ettikleri görülmektedir. Örneğin; Arkadaşlarını hapisten kaçırma, fidye karşılığı adam kaçırma, bir bankayı soymak veya bir uçak düşürme terör örgütü üyeleri için taktik başarılar olarak görülmektedir. Bir bölgenin bağımsızlığına ya da özerkliğine kavuşmasını ya da bir hükümetin düşürülmesi için gerekli şartları sağlamaktır. Bu terör örgütleri için taktiksel bir başarı olarak görülmektedir ama terör örgütlerinin bu hedefe ulaşması olanaklı değildir. İdeolojik sebeplere bağlı terörizm amacına ulaşamamıştır. Her şeyden önce Soğuk Savaş Döneminde sol terör örgütleri Batı Bloğu ülkelerinde rejim değişikliği için yoğun faaliyetlerde bulunmuşlardır ama bu amaçlarına ulaşamamışlardır. Terör örgütlerinin hedefleri yalnızca kendi propagandalarını kitle iletişim araçlarını kullanarak yapabilirler. Bu yöntemler kendi amaçlarına ulaşmış sayılabilir. Terör örgütleri bu biçimde terör eylemini gerçekleştirme sebeplerinin duyulmasını sağlamak ve kendi propagandalarını yapma ilanını sağlamış oluyorlar. Terör örgütlerinin hedefleri toplumlar üzerinde bir kaygı oluşturmak, yıldırmak veya tedirginlik yaratmakta olabilir. Terör örgütleri, terörü kullananlar bu hedeflerini rahat bir 5 Tayyar ARI Uluslar arası İlişkiler Ve Dış Politika Kitabı 9.Baskı S:557-564 4 biçimde elde edebiliyorlar. Bunun nedeni ise terör eylemlerinin toplumlar üzerinde baskı ve önemli olumsuz etkiler oluşturmasıdır. Lakin bizim bu konuda genelleme yaparak terör eylemlerinin başarılı ya da başarısız olduğu konusunda bir şeyler söylememiz çok zordur. Bazen devletlerin liderlerinin terör olaylarını durdurmak için terör örgütleriyle müzakere yapmak zorunda kaldıkları hissedilmektedir. Fakat ortaya çıkan sonuçlarda terör örgütlerinin bu sonuca olan etkisi tartışılmaktadır. Size bu durumu birkaç örnekle açıklayacağım; Quebec ‘in özerkliğinde Quebec Kurtuluş Cephesinin etkisi nedir? İkinci örnekte ise Filistin’deki FKÖ’nün gayretleri ne kadar etkilidir? Filistin’de radikal gurupların eylemleri Filistin’deki sürecin ilerlememesinde bir etkisi olmuş mudur? Bir başka örnekteyse IRA’nın İngiltere hükümetine karşı yaptığı eylemlerin gelişmeler üzerindeki etkisi nedir? Bununla birlikte, terör eylemlerinin demokratik ülkelerde amaçlarına ulaşmada fazla başarılı olamadıkları görülmektedir. Çünkü konuşma ifade ve örgütlenme özgürlüğünün yaygın olduğu ve siyasal katılımın herkese açık olduğu ülkelerde vatandaşlar bu terör örgütlerine destek vermemektedirler. Böylece bu terör örgütleri karşıısnda, batılı ülkelerde kamuoyu hükümeti desteklemektedir. Buna bağlı olarak terör örgütleri marjinal birer örgüt olarak görülmektedirler.6 Size, bu terör örgütlerinin bazı eylemleri başarı saymasını bir örnekle açıklayacağım. 1983 yılı Ekim ayında Beyrut Uluslararası Havaalanı Deniz Tabur İniş Takım Karargahı Ortadoğulu teröristler tarafından bombalandı. Burada 241 Amerikan askeri bulunmaktaydı. Bu eylemde teröristlerin asıl hedefi Amerikan halkı ve bu tarihte gerçekleşecek olan Amerikan kongresiydi. Bu şiddet eylemi ABD’nin Beyrut’tan çekilme kararını etkilemiş. Bir başka deyişle ABD bu eylemden sonra Beyrut’tan çekilmiştir.Bu olayı da kendisi açısından bir başarı olarak göstermiştir. 7 6 Tayyar ARI Uluslar arası İlişkiler Ve Dış Politika 9.Baskı S:572-574 7 (http://www.terrorism-research.com/ Siteye Erişim Tarihi 20.02.2013 5 terör örgütü Terörizm ve Anarşizm Farkı Terörizmin uluslararası hukukta tanımlanmasında önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Terörizm günümüzde küresel bir sorundur. Çünkü tek bir ülke’nin sınırları içerisinde kalan terörist bir eylem düşünülemez. Terörizm ideolojik ve askeri olarak küresel bir örgütlenme içindedir. Şimdi de size çoğu zaman birbirine karıştırılan terörizm ve anarşizm kavramlarını açıklayacağım. Anarşizm devletin kurallarına uymamak, otoriteyi tanımamak demektir. Devletin kurumlarını tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlar ama bu amacına ulaşmak için mücadele ederken şiddeti kullanmaz. Gandhi’nin Hindistan’da İngilizlere karşı yaptığı sivil itaatsizlik eylemleri tarihte bu kavrama örnektir. Terörizmdeki hedef ise bir devleti politik ve anayasal olarak parçalamaktır. Anarşizmden farkı ise terör örgütleri bu hedefe ulaşmak için şiddeti bir araç olarak kullanırlar. 8 Bir başka deyişle anarşizm otoriter yönetimleri kabul etmez. Bu görüşü savunanlar insanın doğal hak ve özgürlüklerini savunmak için anarşizmin en doğru yol olduğuna inanıyorlar. Anarşizm kelimesi Yunancada ‘’archos’’ kelimesinden türeyen anarşist kelimesi herhangi bir devleti veya düzeni tanımamak anlamına gelmektedir. Anarşizm şiddeti kabul etmez. Terörizm ise amacına ulaşmak için şiddeti bir araç olarak kullanmaktadır.9 Kitle İmha Silahları Ve Küresel Terörizm Günümüzde, kitle imha silahları da kullanılabilir durumdadır. Çoğu ülke, bu silahlara sahip olmak için çaba harcamaktadır. Bu durum, dünyada tehlikeli olaylara sebep olabilir. Kitle imha silahlarının azaltılması için, devletler tarafından siyasi tedbirler alınmaktadır. Bu silahların, terör örgütlerinin eline geçmesini önlemek içinde ayrıca tedbirler alınmaktadır. 8 9 Yrd. Doç. Dr. Emre ÖKTEM Uluslar arası Hukukta Terörizm Makalesi S:140 http://www.ditext.com/woodcock/anarchism.html Siteye Erişim Tarihi 01.03.2013 6 Ben, bu kitle imha silahlarının terör örgütlerinin eline geçmesinin insanlık için büyük bir tehdit olacağı inancındayım.10 1 Temmuz 1968 tarihinde ABD, SSCB, Birleşik Krallık ve 99 ülke NPT ‘yi imzalamıştır. Buradaki amaç, soğuk savaşın yumuşama dönemine girmesi ile Nükleer Silahların üretilmesini ve yayılmasını önlemektir. 5 Mart 1970 Tarihinde yürürlüğe girmiştir. NPT 1995 yılında 25 yıllığına uzatıldı. Buna bağlı olarak 2010 yılında antlaşmayı imzalayan ülke sayısı 168 olmuştur. Hindistan Pakistan, Fransa ve Çin bu antlaşmaya imza atmamıştır.11 Kuzey Kore 2003 yılında antlaşmadan çıkmıştır. NPT maddelerinde genel olarak Nükleer silahlarının yapımının ve bu silahların yapımına katkı sağlayan teknolojinin diğer ülkelere satılmaması ile ilgili kararlar alınmıştır. Bu antlaşma ile ilgili 11 Madde bulunmaktadır.12 Bu antlaşmayı İran imzalamasına karşın uzun yıllardır, nükleer silah yapımında önemli olan, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürmektedir. İlk olarak, İran’ın nükleer faaliyetlerine göz yumuldu. Benim düşünceme göre, bu durumun değişmesi ABD yanlısı olan Şah Rıza Pehlevi’nin 1979 İran İslam Devrimi sonucunda Humeyni tarafından devrilmesidir. Bununla beraber, İran’daki dış politika, batı karşıtlığına dönüşmüştür. ABD Ortadoğu’da büyük bir üssünü kaybetti.13 İran daha sonra nükleer faaliyetlerini hızlandırdı. Bu durum başta ABD olmak üzere bazı Batılı güçleri tedirgin etti. Onlarda İran’a karşı BM gözetiminde yaptırımlar uyguladı. UAEA İran’a karşı, bazı yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlara Rusya ve Çin, karşı çıkmaktadır. Buna ek olarak ABD ve diğer batılı güçler İran doğalgazının ihracatını engellemektedirler. Buradaki amaç İran’ın ekonomik yönden güçsüz bırakılmasıdır.14 İran’ın nükleer silaha sahip olabilmesi için, elinde olan %20 oranındaki uranyum miktarını %90 oranına çıkarması gerekmektedir.15 Dünya liderleri ve Barack Obama, ülkelerin nükleer faaliyetlerini küresel güvenlik için büyük bir tehlike olarak algılamaktadırlar. CIA ve ABD enerji danışmanı Lorf Mowatt Larssen bu konuyu üç başlık altında topladı: 10 http://pages.gseis.ucla.edu/faculty/kellner/essays/globalizationterroraftermath.pdf S:9 Siteye Erişim Tarihi:03.03.2013 11 http://www.indianexpress.com/news/india-says-wont-sign-npt/521152/ Siteye Erişim Tarihi:04.03.2013 12 Bkz http://www.state.gov/t/isn/trty/16281.htm Siteye Erişim Tarihi:04.03.2013 13 http://news.bbc.co.uk/2/shared/spl/hi/pop_ups/04/middle_east_the_iranian_revolution/html/1.stm Siteye Erişim Tarihi:05.03.2013 14 http://topics.nytimes.com/top/news/international/countriesandterritories/iran/nuclear_program/index.html Siteye Erişim Tarihi:05.03.2013 15 Prof. Dr. Nurşin ATEŞOĞLU GÜNEY 28.08.2012 tarihli Nükleer Enerji Ve Türkiye Semineri Bilgesam 7 ‘’Pakistan’daki kayıp nükleer silahlar terör örgütlerinin eline geçti. Terör örgütleri Kuzey Kore’den Nükleer silah talep etti. El Kaide Nükleer saldırı başlattı.’’ Bu haberlerden anladığım kadarı ile, terör artık küresel bir problem haline geldi. En tehlikelisi de, bu terör örgütlerinin kitle imha silahlarını ele geçirmeleridir. Bütün devletler, bu soruna karşı ortak kararlar alarak işbirliği yapmak zorundadırlar. Aksi takdirde bu durum insanlığın felaketi olacaktır.16 Şimdide size, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu hakkında bilgi vereceğim. Bu kurumun görevi, nükleer enerjinin barışçıl amaçlar ile kullanılmasını sağlamaktır. Bir başka deyişle, nükleer silahların yayılmasını önlemektir. Bu görevi devletlerin garantisini alarak yapmaktadır.UAEA bu konuda bazı ilkeleri benimsemektedir. 1. Bütünlük İlkesi: Bütünlük ilkesi, bazı temel anlayışları kapsamaktadır. Bu görevi yürütmek için, üye devletlerin uyguladığı yöntemler, EAEA’nın ilkeleri ile çatışmayacaktır. Üyeler kurumda almayacaklardır. karar alırken, başka Bir kişisel deyişle, çıkarlarını üyeler evrensel dikkate çıkarı düşüneceklerdir. Kurumun çıkarlarını geliştirmek için, Profesyonelce ve ahlaki olmayan davranışlarla, araştırmalar yapmaktadırlar. hızlı ve etkili bir biçimde çalışmaktadırlar. 2. Profesyonellik İlkesi: Onlar, uluslararası topluma hizmet etmektedirler. Bu yüzden onların dikkatli olmaları zorunludur. Profesyonellikte, yüksek standartlar ulaşmak hedefindedirler. 16 http://news.bbc.co.uk/2/hi/americas/8615484.stm Siteye Erişim Tarihi:05.03.2013 8 3. Çeşitliliğe Saygı İlkesi: Kurumlarında, farklı kültürlerden insanların olmasından onlar gurur duymaktadırlar. Saygı, hoşgörü tüm personelin rahat bir ortamda çalışması için gereklidir. Çeşitlilik ilkesi, bazı temel anlayışları kapsamaktadır: Onlar, bütün çalışanlara karşı yapıcı olmaya çalışmaktadırlar. Herkese karşı, eşit bir şekilde davranmaktadırlar. Bütün fikirlere karşı, anlayışlı davranmaktadırlar. Bir başka deyişle, onlar bütün çalışanlarının fikirlerine saygı göstermektedirler. Herhangi bir, birey veya kuruma karşı ayrımcılık yapmamaktadırlar.17 Küreselleşmenin Küresel Terörizm Üzerindeki Etkisi Kürselleşme ve terörizmin tüm dünyaya yayılması arasında önemli bir bağlantı vardır. İlk olarak küreselleşmeyle birlikte ulaşım ve bilgi teknolojilerinde gelişmeler artış gösterdi. Uçak teknolojisindeki gelişmelerin artmasıyla birlikte insanlar bir ülkeden diğer ülkelere çok rahat ve kısa zamanda ulaşabilmektedirler. Bu durumun olumsuz yanı teröristlerin istedikleri ülkedeki hedeflerine hızlı ve rahat bir biçimde ulaşabilmeleridir. İkinci olarak da medya, internetin kısaca bilgi teknolojileri tüm dünyada yaygınlaştı. Özellikle internet üzerinde terör örgütleri tarafından kurulan siteler aracılığıyla bu örgütlerin propagandalarının yapılması, bununla beraber terör örgütlerinin kendilerine ait televizyon kanalları kurarak propagandalarını yapmaları ve bu kanallarda tüm dünyaya meydan okumaları çok büyük sorunlar oluşturmaktadır. Üçüncü olarak siyasi ve ideolojik ve siyasi çıkarların geniş olmasıdır. Bir başka deyişle yüzlerce farklı düşünceyi gerçekleştirebilmek için terör eylemleri meydana gelmektedir. Norveç’te çok sayıda masum insan Anders Behring tarafından katledildi.18 11 Eylül terör eylemlerinde küreselleşmenin temeli olan mal, hizmet ve teknoloji akışının olumsuz etkisi görülmektedir. Bununla beraber, terör örgütlerinin benimsediği ideolojilerde; bilgi teknolojisi geliştiği için internet ve diğer yayın organları aracılığı ile tüm dünyada sesini 17 18 http://www.iaea.org/OurWork/SV/Safeguards/index.html Siteye Erişim Tarihi:07.03.2013 John VOGLER The Environment and Inernational Relations Kitabı Terörizm Bölümü 9 duyurmaktadır. Bunlar anti-batıcılık fikrinin Ortadoğu, Asya ve Afrika’da bulunan ülkelerde yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Bu ülkelerde yaşayan insanların zengin olması ve batıda yaşayan insanların fakir olması nedeni fakir insanlar tarafından küreselleşmeye bağlanmaktadır. 19 Buna ek olarak Demokrasi, küreselleşmede önemli bir kavramdır. Demokrasi özgür düşünceyi güçlendirir. Bununla beraber, bazı demokrasi türleri bireylerin ve grupların kuvvetleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Küreselleşme zayıf devletlerin vatandaşlarına büyük zararlar verirken güçlü devletlerin vatandaşlarına büyük ekonomik fırsatlar vermektedir. Anladığım kadarıyla bu durum bazı eşitsizliklere neden olmakta, buna bağlı olarak terör örgütleri için iyi bir propaganda malzemesi olmaktadır.20 Avrupa Birliğinde Terör Tanımı Terörizm günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Terörizm 200 yılı aşan bir süredir dünyada devam etmektedir ve bu uzun süreç içerisinde başarılar sağlamıştır. İnsanlık 21.Yüzyılı büyük sevinç ve olumlu düşüncelerle karşılamıştır.11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de ikiz kulelere El Kaideli Teröristler tarafından uçaklar kaçırılarak saldırılar düzenlenmiş ve bu olay sonucunda çok sayıda insan yaşamını yitirmiştir. 2003 yılında El Kaide İstanbul’da ve 2004 yılında ETA, Madrid’de bombalı saldırılar gerçekleştirmiştir. Buna ek olarak 2004 yılında Beslan’da bir okul Çeçen teröristler tarafından basılarak çok sayıda insan katledilmiştir. AB ekonomik entegrasyonu büyük bir oranda tamamlamıştır ama iç ve dış güvenlik konularında birliği sağlayamamıştır ve bu alanlarda birçok problemle mücadele etmektedir. 11 Eylül saldırıları AB’de küresel terörizmle mücadele etmek için yeni bir dönemin 19 http://pages.gseis.ucla.edu/faculty/kellner/essays/globalizationterroraftermath.pdf S:9 Siteye Erişim Tarihi:03.03.2013 20 http://repub.eur.nl/res/pub/993/ERS%20062.pdf S:6 Siteye Erişim Tarihi:03.03.2013 10 başlamasına neden olmuştur. Esasen, ikiz kuleleri vuran saldırıların bununla beraber AB’nin iç ve dış güvenlik sahasındaki dogmaları bitirdiği söylenebilir. Devletlerin egemenliği terörle mücadele konusunda hassas bir anlayışa sahiptir. Bu konuya AB’nin iç yapısında birçok alanda müdahale edilmiştir.11 Eylül sonrasında AB terörizmi bitirmek için mücadelenin alanını genişletmiştir. ht 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırılarla ABD önceki yıllarda karşılaşmadığı bir terör saldırısını yaşamıştır. Bu olay süper güç olan ABD’nin üzerinde olumsuz etkiler bırakmıştır. Bununla beraber uluslararası politikada bazı farklılıklar meydana gelmiştir. Kendi ülkesinde böyle ağır bir saldırıya uğrayan ABD, bu saldırıdan dolayı Usame Bin Ladin ve örgütü El Kaideyi sorumlu tutmuştur. Bununla beraber ABD yönetimi önce Irak’a daha sonrada Afganistan’a askeri müdahalede bulunmuştur. 11 Eylül saldırıları devletlerin güvenlik anlayışlarını değiştirmiştir. Bununla beraber dünya düzeni de bu tarihten sonra tekrar şekillenmiştir. Düşman, artık bizi kendi ülkemizde vurabilmektedir. Bir başka deyişle ,terör örgütleri terör eylemlerini bizim ülkemize çok uzaklardan gelerek yapabilmektedirler. Dünyanın refah seviyesi en yüksek ve en güvenli toplumları, bu saldırılara karşı kendilerini koruyamamaktadırlar. Bu durumdan dolayı, ulus devlet tek başına ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamada yetersiz kalmaktadır. Bu fikirler bütün Avrupa ülkeleri üzerinde etkili olmuştur. Buna ek olarak 11 Eylül sonrasında tüm dünyada teröre karşı bakış açısı farklılık göstermektedir. Günümüzde terör 20.Yüzyıl Uluslar arası politikasında olduğu gibi devletler tarafından kullanılamaz. Çünkü terörizm artık tüm insanlığın ortak ve uygar değerleri için çok büyük bir tehdittir. Bunun nedeniyse küreselleşmenin tüm dünyada etkisini hissedilir derecede göstermeye başlamasıyla beraber terör örgütlerinin daha rahat hareket edebilmeleri, sınırların ötesine geçebilmeleri; teknoloji, ulaşım ve iletişim alanındaki hızlı gelişmelerden en iyi şekilde faydalanabilmeleridir. Şimdide size AB’nin terör tanımını açıklayacağım;’’Bir ülke’nin halkını ciddi şekilde korkutmak veya sindirmek bir hükümeti y ada uluslararası bir kuruluşu bir şey yapmaya veya 11 yapmamaya zorlamak ve bir kuruluşun politik, sosyal, ekonomik, anayasal temel yapısını yıkmak veya işlemez hale getirmek amacı ile bir ülkeyi ya da uluslar arası bir organizasyonu ciddi zarara uğratan kasıtlı eylemleri yapmaktır. Bu eylemler; 1)Bir insanın ölümüne sebebiyet verme, 2)Bir insanın bedensel bütünlüğüne zarar verme, 3)Adam kaçırma veya rehin alma, 4)Kamuya ait mülkiyette veya özel bir mülkiyette altyapı sisteminden bilgi sistemine kadar insan hayatını tehlikeye sokacak şekilde aşırı kayba yol açma veya ekonomik zarar verme, 5)Uçak, gemi veya diğer taşımacılık araçlarını kaçırma, 6) Silah, patlayıcı, kimyasal, nükleer veya biyolojik her türlü silah üretme, geliştirme, elde etme, taşıma veya kullanma, 7) İnsan hayatını tehlikeye sokacak patlama, sel veya yangına sebep olma veya tehlikeleri maddeleri yayma, 8) İnsan hayatını tehlikeye sokacak şekilde su, enerji veya diğer doğal kaynaklara müdahale etme veya şeklini bozma, 9)Bu eylemleri yapma tehdidinde bulunma, olarak tanımlanabilir. 21 Terörizm kavramı AB için yeni değildir. İngiltere ve İspanyada çok sayıda insan IRA ve ETA’nın gerçekleştirdiği terör saldırıları yüzünden yaşamını yitirmiştir. AB ülkelerinde insan,fikir ve teknoloji rahat bir şekilde hareket edebilmektedir. AB, terörle mücadelede düşüncede işbirliğine önem vermektedir. Bu yöntemle, ortak amaç için hareket edilmiştir.Buna bağlı olarak Avrupa da birçok terörist saldırı önlenmiş ve çok sayıda terörist tutuklanmıştır.Terörle mücadele, dört temel amaç üzerinde toplanmaktadır.Bunlar 21 terör http://www.e-akademi.org/makaleler/mozcan-1.htm Siteye Erişim Tarihi : 21.02.2012 Paragraf 1-2-6-7-45. 12 saldırılarını önlemek,terör saldırılarından korunmak, terör örgütleri ile mücadeleyi sürdürmek ve terör örgütü üyelerine yakalayarak onlara cevap vermektir.22 NATO Yeni Stratejik Konsepti II.Dünya savaşından sonra, dünyada çok önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Avrupa bu savaştan büyük hasar alarak çıkmıştır. Bununla beraber toplumlarda savaş nedeniyle çok büyük acılar yaşanmıştır. Birleşmiş Milletler, evrensel düzeyde egemen – eşitliği temel alan uluslararası bir organizasyondur. BM’ni nezdinde düşünceler daha çok ABD ve SSCB yönünde şekil almaktaydı ve günümüzde BM’nin birtakım yönleri tartışılsa da varlığını sürdürmektedir. Evrensel organizasyonların yanında bölgesel organizasyonların da oluşturulması BM anlaşmalarınca desteklenmektedir. NATO, Avrupa devletleriyle ABD’nin güvenliklerini sağlamak için işbirliği yaptıkları bölgesel bir organizasyondur. SSCB komünist ideolojiyi, tüm dünyaya yaymak istiyordu. NATO bu ideolojinin tüm dünyaya yayılmasını engellemek için, 1949 yılında kurulmuştur. Soğuk savaş süresince NATO bu misyonunu konusunda başarılı olmuştur. 1991 yılında SSCB parçalandığı için, soğuk savaşta bitmiştir. Bununla beraber NATO’ya karşı oluşturulan Varşova Paktının dağılmasıyla birlikte NATO görevini bitirdi mi? Sorusunu akıllara getirdi. Bu soru uzun bir süre boyunca tartışıldı. Özellikle 28-29 Kasım 2006 tarihinde yapılan Riga Zirvesinde ABD teklifleri NATO’nun ileriki yıllardaki durumuna ilişkin bazı tartışmalarında gündeme getirmiştir. Varşova Paktına üye olan ülkeler 5-6 Temmuz 1991 tarihlerinde Avrupa ile entegrasyon protokolüne imza atarak 1955 yılında kurdukları Varşova Paktını bitirmişlerdir. Avrupa ülkelerinde olan genel düşünce NATO’nun kuruluş hedefine ulaşması sebebiyle dağıtılması gerektiğidir. Fakat, tüm dünyada karışıklıkların ve huzursuzlukları sürmesi ve daha büyük 22 http://www.consilium.europa.eu/policies/foreign-policy?lang=en Siteye Erişim Tarihi:28.02.2012 13 tehditlerin meydana gelebileceği düşüncesinden dolayı NATO’nun yapısı, görevi ve sorumlulukları tekrar sorgulanmaktadır. NATO devamlılığını sürdürmek istiyorsa, sorumlulukları değişmeli ve SSCB’yi temel alan politikaları bitmeli, tüm dünyada yeni ekonomik ve sosyal işbirlikleri güçlendirilerek ortak savunmanın güçlü olması sağlanmalıdır. Gerçekten de 1990’lı yıllarda Kosova, Bosna ve Balkanlarda etnik ve bölgesel çatışmaların başlaması, SSCB’nin nükleer gücünün günümüzde devam etmesi, Ortadoğu’da stabil bir ortamın olmaması nedeniyle enerji kaynaklarının değerli olması ve bunların kontrolü, Orta Asya ve Kafkaslarda istikrarın olmaması nedeniyle NATO, varlığını sürdürmek zorundadır. Bu yüzden NATO, kendini değişen uluslararası ortama adapte etmiştir. Çünkü günümüzde NATO’nun karşısında görünen bir düşman, devlet veya ideoloji yoktur. Günümüzde etnik ve bölgesel çatışmalar, göç olayları, uyuşturucu ticareti, aşırı milliyetçilik, kitle imha silahlarının yaygınlaşması, küresel terörizm ve suç olaylarının daha organize bir hale gelmesi güvenlik ortamının yeni problemleri olmuştur. Bu sorunlar küresel barışı, küresel ekonomiyi ve küresel istikrarı tehdit etmektedir. Bu gelişmelerden dolayı NATO konsept değişikliği yapmak zorunda kalmıştır. Değişime 1990 ‘da yapılan Londra zirvesinde karar verilmiştir. Hemen ardından 7-8 Kasım 1991’de Roma’da yapılan zirveyle “yeni strateji kavramı’’ onaylanmıştır. Buna ek olarak yeni strateji konsepti; Avrupa’nın yakın bir askeri çatışmanın tehdidi altında olmadığını da vurgulamıştır. Eski Doğu Bloğu ülkelerinin NATO’nun günümüzde bir tehdit olduğu doğrultusundaki endişelerini ortadan kaldırmak için ve bu ülkelerde demokratikleşme hareketlerini teşvik etmek amacıyla NATO’nun 10 – 11 Ocak 1994 tarihlerindeki Brüksel Zirvesi’nde BİO (Barış İçin Ortaklık) projesi uygulamaya konulmuş ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesine hız verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yeni strateji konseptinin getirilmesi ise daha sonra, kurumsallaştırılması, somut hale 1999 yılındaki Washington zirvesinde oldu. NATO’nun Soğuk Savaş sonrasında, görevini değiştiren ve bu konuda en önemli kararlar üzerinde konsesusun sağlandığı ve bu kararların tümünün ayrı bir öneme sahip olduğu NATO zirveleri de bir hakikattir. Her şeyden önce, 1990 sonrasında yapılan ve devrim özelliği taşıyan; 11 Ocak 1994 Brüksel Zirvesi, Temmuz 1997 Madrid zirvesi, 1999 Washington, 2002 Prag ve 2004 İstanbul, 2006 Riga Zirveleri NATO için tarihi dönüm noktaları olmaktadır. 14 Bir Savunma ve bölgesel organizasyon olan NATO, evrensel bir güvenlik örgütü olma hayali mi taşıyor? Gerçekten şu andaki duruma baktığımızda, yirmi altı üye devlet, yirmi BİO devleti, yedi Akdeniz Diyalogu devleti, dört İstanbul İşbirliği Girişimi, devletlerini de ilave edersek altmış devlet devlet olmaktadır. Dünya askeri gücünün hemen hemen dörtte üçü NATO ile ilişki içerisindedir.. Bu koşulda bölgesellikten evrenselliğe bir geçiş olmuştur diyebiliriz. Genişleme konusunda en önemli tartışmalardan birisi de, Rusya’nın İttifak üyeliğinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve NATO için öncelik verilen bölge olarak Kafkaslara ve Orta Asya’ya nasıl varacağı problemidir. Küresel güç dengelerinin 1995’ten beri doğuya doğru kaymasıyla da uluslararası alanda Rusya, Çin, Japonya, Almanya gibi büyük devletler tarafından çok kutuplu bir platform oluşturulmuştur. Bu açıdan NATO Soğuk Savaştan sonraki dönemde pratiğe geçirdiği stratejik konsepti bu ülkelerin nükleer stratejilerini, politikalarını temel alarak sağlam adımlarla oluşturmuştur. Bu sebeple NATO sağlamış olduğu stabilizasyonu ve düzeni korumak için çaba harcamaktadır. Gerçekten NATO buralara erişmek için çok yararlı ve uygulanabilir seviyede politikalar oluşturmalıdır. NATO’nun hedefine çalışmalarına coğrafi sınırlama getirmeyen yeni stratejik konsept Güney Kafkasya Cumhuriyetlerinin üyeliklerine olumsuz değerlendirmezken yalnızca bu ülkelerin üyelik süreçlerini uzun süreye yaymaktadır. Bundan başka, küresel terörizmle mücadele 11 Eylül 2001’den itibaren NATO zirvelerine de yer almış, ayrıca NATO’nun büyüme politikasının da öneminin yitirmesine neden olmuştur. NATO üyeleri 2002 yılındaki Prag zirvesinde terörizme karşı Ortak eylem planını, bir başka deyişle, terörizme karşı işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir.Bu ülkeler, Akdeniz Diyaloğu içindelerdir ve bu planı benimsemişlerdir. İstihbarat paylaşımı ve sınır güvenliği konusu önem kazanmıştır. Daha sonra yapılan 2004 İstanbul Zirvesi’nde de, terörizmin her çeşidiyle Uluslararası Hukuk hükümlerini dikkate alarak mücadele edileceği söylenmiştir. 2006 Riga Zirvesinde de özellikle, Afganistan’daki Taliban güçleriyle mücadele bağlamında birçok konu tartışılmıştır. Terörizmle mücadele konusunun ön plana çıkarılması için çaba harcanmıştır. Buna ek olarak, terörizme karşı NATO askeri güçlerinin caydırma, engel olma, saldırıya karşı koyma çalışmalarına devam edeceği konularına katılan ülkeler tarafından vurgu yapılmıştır. Bunların hepsi bilhassa da Irak ve Afganistan için istikrarlı politikalar, verilen sözler; yeni doğrultusundadır. Bu politikalar, NATO’nun transatlantik birliğinin gerçekleşmesi Avrupa dışına taşınmasını ve İttifak’ı operasyonlar konusunda güçlü olmasını sağlamaktır. Gerçekten, günümüzde 11 Eylül 15 saldırıları, Atlantik’in iki tarafında da güvenlik tedbiri almanın çok zor olduğunu ortaya çıkarmıştır. Soğuk Savaş yıllarında, caydırıcılığı temel alan NATO stratejileri, günümüzde Soğuk Savaştan sonraki yıllarda, caydırıcılığın sonrasında hemen karşılık verme ve müdahale öğelerini temel alan politikalar üzerine erken müdahaleyi ve sınırlı güç kullanımını anlatan stratejiler üstüne yerleştirilmiştir. 11 Eylülden itibaren ABD’nin güvenlik politikasında ortaya çıkan değişiklikle “asimetrik savaş” konseptinin onaylanması bu durumun işaretidir. İstanbul Zirvesi, buna ek olarak NATO’ya duyulan ihtiyacın giderek artacağını vurgulaması açısından da önemli olduğu bilinmektedir. Bu sebeple, bir bütün olarak müdafaada da bütün dünya için İttifak’ın esas hedefi olmayı sürdürecektir. NATO ileriki yıllarda da, Avrupa Atlantik bölgesinin stabilizasyonunun devam etmesi için yardım etmeyi sürdürecektir. Yukarıda söylenen ifadelerden de ortaya çıkacağı gibi, NATO Soğuk Savaş yıllarının bölgesel örgütü olarak ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaşın bitmesiyle beraber NATO’ya gerek kalmadığı fikri kavram değişikliği ile bitirilmiştir.. Koruma amaçlı bir teşkilata ülkeler mutlaka ihtiyaç duymaktadır. Evrensel veya bölgesel seviyede ortak güvenliği garanti altına alacak bir uluslararası ya da uluslar-üstü teşkilata uluslararası toplum ihtiyaç duymaktadır. Riga zirvesi ABD fikirleri doğrultusunda NATO’nun ileriki yıllarda bölgesel değil, evrensel bir uluslararası teşkilat olarak mevcudiyetini sürdüreceğini onaylanmıştır. Uluslararası hukuk kurallarının oluşturulmasında, hegemonik pozisyonda bulunan gücün son sözü söylemesi uluslararası toplumda eşitlik ilkesine zarar vermektedir.23 Şimdide, size NATO’nun kuruluş felsefesini ayrıntılarıyla açıklayan NATO antlaşması hakkında bilgi vereceğim. 23 http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/7tJmXLMLqy0CBZ1PlNJzMUmX0oMcYB.pdf Siteye Erişim Tarihi:21.02.2013 Prof.Dr.Enver BOZKURT NATONUN GELECEĞİ S:185-186-187 16 NATO Antlaşması 4 Nisan 1949 Kuzey Atlantik İttifakı'nın (NATO) kuruluşuna ilişkin antlaşma, 12 ülkenin katılımıyla 4 Nisan 1949'da Washington'da imzalandı. "Washington Antlaşması" olarak da anılan antlaşma, bütün imzacı devletlerin onayları verildikten sonra 24 Ağustos 1949'da yürürlüğe girdi. Antlaşmayı imzalayan 12 ülke şunlardır: ABD, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İngiltere, Fransa, Portekiz, İzlanda, İtalya. Türkiye ve Yunanistan'ın NATO'ya katılımına ilişkin Kuzey Atlantik Antlaşması Protokolü, 22 Ekim 1951'de Londra'da imzalandı. Türkiye, Kuzey Atlantik Antlaşması'nı 18 Şubat 1952'de onaylayarak (5886 sayılı yasa) NATO'ya üye oldu. Yunanistan da aynı tarihte Antlaşmayı onayladı. NATO'nun üye sayısı, Almanya (6.5.1955), İspanya (30.5.1982), Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya'nın (12.3.1999) katılımıyla 19 oldu. 21-22 Kasım 2002 tarihlerinde gerçekleştirilen NATO’nun Prag Zirvesinde, Soğuk Savaş sonrası ikinci genişleme kararı alındı ve Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, İttifak ile katılım müzakerelerine başlamaya davet edildi. Bu ülkelerle katılım müzakereleri sonucunda hazırlanan Katılım Protokolleri 26 Mart 2003'de Brüksel’de imzalandı. Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya'nın NATO'ya katılımlarına ilişkin protokollerin onaylanmasına ilişkin yasalar, 5 Kasım 2003'de TBMM'de kabul edildi. 17 7 eski Doğu bloğu ülkesi Romanya, Bulgaristan, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Letonya ve Estonya, 29 Mart 2004'de ABD'nin başkenti Washington’da düzenlenen törenle NATO'ya resmen üye oldular. Böylece NATO, tarihinin en geniş kapsamlı ve önemli genişlemesini gerçekleştirdi. NATO'nun üye sayısı, 7 ülkenin katılımıyla 26'ya ulaştı. Fransa İttifak üyesi olmakla birlikte entegre askeri yapıya dahil değildir. Bu Antlaşmanın Tarafları, Birleşmiş Milletler Yasası'nın amaçları ve ilkelerine olan inançlarını ve bütün halklar ve bütün hükümetlerle barış içinde bir arada yaşama arzularını teyit ederler. Demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde bütün halkların özgürlüklerini, Kuzey Atlantik ortak miraslarını bölgesinde ve istikrar uygarlıklarını ve refahın korumakta kararlıdırlar. geliştirilmesini amaçlarlar. Toplu savunma ve barış ile güvenliğin korunması için çabalarını birleştirmekte kararlıdırlar. Bundan dolayı bu Kuzey Atlantik Antlaşması'nı kabul etmişlerdir: MADDE 1 Taraflar, BM Yasası'nda ortaya konduğu üzere, karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM'in amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler. MADDE 2 Taraflar, özgür kurumlarını güçlendirerek, bu kurumların üzerine kurulu olduğu ilkelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak ve istikrar ile refah koşullarını geliştirerek barışçıl ve dostça uluslararası ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı yapacaklardır. Uluslararası ekonomi 18 politikalarında çatışmayı ortadan kaldırmaya yönelecekler ve taraflardan herhangi biri ya da hepsi ile ekonomik işbirliğini teşvik edeceklerdir. MADDE 3 Bu Antlaşma'nın amaçlarına daha etkin biçimde ulaşabilmek için Taraflar, tek tek ve ortaklaşa olarak, sürekli ve etkin öz yardım ve karşılıklı yardımlarla, silahlı bir saldırıya karşı bireysel ve toplu direnme kapasitelerini koruyacaklar ve geliştireceklerdir. MADDE 4 Taraflardan herhangi biri, Taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır. MADDE 5 Taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası'nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerler ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dâhil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldırı ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güven Konseyi'ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir. 19 MADDE 6 (1) Madde 6 açısından, Taraflardan bir ya da daha çoğuna karş silahlı saldın, aşağıdakileri de kapsar: - Tarafların Avrupa ya da Kuzey Amerika'daki topraklarına Fransa'nın Cezayir Bölgesine (2) Türkiye topraklarına veya Taraflardan herhangi birinin egemenliği altında olan ve Yengeç Dönencesi'nin kuzeyinde yer alan adalara yapılan silahlı saldırı; - Bu topraklarda ya da bu toprakların üzerindeki hava sahasında bulunan ya da Antlaşma'nın yürürlüğe girdiği tarihte Taraflardan herhangi birinin işgal kuvvetlerinin üslenrniş bulunduğu herhangi bir Avrupa toprağında veya Akdeniz'de, ya da Yengeç Dönencesi'nin kuzeyindeki Kuzey Atlantik bölgesinde bulunan Tarafların herhangi birine ait kuvvetlere, gemilere, ya da uçaklara yapılan silahlı saldırı. MADDE 7 Antlaşma, BM üyesi olan Tarafların BM Yasası uyarınca sahip oldukları hak ve yükümlülüklerini veya Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması konusundaki temel sorumluluğunu herhangi bir şekilde etkilemez ve etkilediği şeklinde yorumlanamaz. MADDE 8 Her bir Taraf, kendisi ile diğer Taraflar ya da üçüncü bir devlet arasında şu an 20 yürürlükte olan uluslararası sözleşmelerin, bu Antlaşma'nın hükümleri ile çelişmediğini beyan eder ve Antlaşma ile çelişen uluslararası sözleşmelere girmemeyi taahhüt eder. MADDE 9 Taraflar, bu Antlaşma'nın uygulanması ile ilgili konuları ele almak üzere hepsinin temsil edileceği bir Konsey oluştururlar. Konsey, herhangi bir zamanda acil olarak toplanabilecek şekilde düzenlenecektir. Konsey, gerekli gördüğü ikincil organları oluşturacaktır. Özellikle Madde 3 ve Madde 5'in uygulanmasına ilişkin önlemleri önerecek bir savunma komitesi derhal oluşturulacaktır. MADDE 10 Taraflar, bu Antlaşma'nın ilkelerini geliştirebilecek ve Kuzey Atlantik Bölgesinin güvenliğine katkı yapacak durumda olan herhangi bir Avrupa devletini bu Antlaşma'ya katılmaya oy birliği ile davet edebilirler. Davet edilen Devlet katılım belgesini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti'ne vererek bu Antlaşma'ya taraf olabilir. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti aldığı her bir katılma belgesinden tüm Tarafları haberdar edecektir. MADDE 11 Bu Antlaşma Taraflarca kendi anayasal süreçleri uyarınca onaylanacak ve hükümleri uygulanacaktır. Onay belgeleri en kısa zamanda Amerika Birleşik Devletleri Hükümetine teslim edilecek, bu Hükümet de aldığı her belgeden tüm 21 Tarafları haberdar edecektir. Antlaşma, Belçika, Kanada, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere imzacıların çoğunluğu tarafından onaylanır onaylanmaz, onaylayan Devletler arasında yürürlüğe girecektir; diğer Devletler açısından ise onaylarının verildiği tarihte yürürlüğe girecektir. MADDE 12 Antlaşma 10 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra, ya da daha sonra herhangi bir tarihte, Taraflar, içlerinden herhangi birinden talep geldiği takdirde, Kuzey Atlantik Bölgesinde barış ve güvenliği etkileyen faktörleri ve BM Yasası uyarınca uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla yapılan evrensel ve bölgesel düzenlemeleri göz önüne alarak, Antlaşmanın gözden geçirilmesi amacıyla görüşmelerde bulunacaklardır. MADDE 13 Antlaşma 20 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir Taraf, ayrılma bildirimini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti'ne vermesinden bir yıl sonra Taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti aldığı her ayrılma bildiriminden tüm Tarafları haberdar edecektir MADDE 14 İngilizce ve Fransızca metinleri aynı derecede otantik olan bu Antlaşma, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti'nin arşivlerinde saklanacaktır. Onaylı kopyalar, bu hükümet tarafından imzacı diğer hükümetlere iletilecektir. Burada, 5.Maddeye dikkatinizi çekmek isterim.5.Maddede bir NATO üyesine karşı olacak saldırıda diğer NATO üyelerinin de bu saldırıya yapana karşı birlikte 22 hareket etme sözü resmi olarak verilmiştir. 24 Dünyada Gerçekleştirilen Terör Eylemleri Ve bilançoları Terörizmin bütün dünyanın problemi olduğunu yukarıda anlattım. Şimdi de bu görüşümü desteklemek için size bütün dünyada gerçekleştirilen ve çok sayıda masum insanın ölümüne neden olan terör eylemlerini anlatacağım.Bu saldırılar Şunlardır: 1. Aralık 1921 13: Besarabya (modern Moldova) içinde Bolgard sarayının bombalanması (100) 2. 16 Nisan 1925: Sophia katedrali bombalanması, Bulgaristan (160) 3. 18 May 1973: Aeroflot uçağı havada bombalama, Sibirya (100) 4. Aralık 1977 4: Malezya yakınında kaçırılan Malezya uçağı kazası (100) 5. 20 Ağustos 1978: Abadan tiyatrosunun kundaklaması, İran (477) 6. 20 Kasım - 5 Aralık 1979: Mekke'de Ulu Camii de rehin alma, Suudi Arabistan (240) (öldürülen 87 terörist içerir) 7. 23 Eylül 1983: çarpışma Gulf Air uçuş BAE üzerinde havada bombalama (112) takip 8. 23 Ekim 1983: ABD Deniz ve Fransız kışla, Beyrut, Lübnan (301) kamyon bombalamaları 9. 14 May 1985: Anuradhapura, Sri Lanka (150) kalabalığa karşı silahlı saldırı 10. 23 Haziran 1985: İrlanda'nın Air India uçuş havada bombalama ve Kanada ikinci uçuş (331) bombalama teşebbüsü 11. 18 Nisan 1987: karayolunda Alut Oya, Sri Lanka (127) yakınında pusu 12. 21 Nisan 1987: Columbo, Sri Lanka (106) otogarı bombalanması 13. 29 Kasım 1987: Burma yakınındaki Korean Air uçuş (115) ortası hava 24 http://www.nato.int/cps/en/natolive/official_texts_17120.htm) Siteye Erişim Tarihi 21.02.2013 23 bombardımanının 14. 21 Aralık 1988: Pan havada bombalama İskoçya'nın Lockerbie üzerinde uçuş (270) Am 15. 19 Eylül 1989: Bilma yakınındaki Fransız UTA uçuş havada bombalama, Nijer (171) 16. 27 Kasım 1989: Bogota, Columbia Avianca uçuş havada bombalama (110) 17. 3 Ağustos 1990: Kathankudy, Sri Lanka iki cami de silahlı saldırı (140) 18. 13 Ağustos 1990: Eravur, Sri Lanka (122) camisinde silahlı saldırı 19. 2 Ekim 1990: Guangzhou, PRC kaçırılan ÇHC uçağı kazası (132) 20. 12 Mar 1993: Bombay, Hindistan 15 bombalama (317) 21. 22 Eylül 1993: uçağı kazasında Sohum füze ile vurdu, Gürcistan (106) 22. 19 Nisan 1995: Federal bina kamyon bombalama, Oklahoma, Oklahoma, ABD (169) 23. 14-19 Haziran 1996: Budennovsk, Rusya, ve iki başarısız kurtarma girişimi (143) rehin alma 24. 23 Kasım 1996: Komorlar açıklarında kaçırıldı Etiyopya Air uçuş (127) kaza 25. 29 Ağustos 1997: Sidi Moussa ve Hais Rais, Cezayir (238) yapılan saldırıları 26. 22 Eylül 1997: Ben Talha, Cezayir de saldırı (277) 27. 30 Aralık 1997: Ami Moussa, Cezayir (272) de saldırı 28. 4 Ocak 1998: yapılan saldırıları Chekala, Remka ve Ain Tarık, Cezayir (172) Had 29. 11 Ocak 1998: Sidi Hamed, Cezayir (103) de sinema ve camiye saldırı 30. 8 Ağustos 1998: Nairobi, Kenya ABD elçiliklerinin kamyon bombalama ve Dar es Saalam, Tanzanya (303) 31. 13 Eylül 1999: Moskova'da apartmanının bombalanması, Rusya (130) 32. 31 Ekim 1999: pilot tarafından Massachusetts, ABD, kapalı Mısır Air uçuş kasıtlı kaza (217) 33. Ağustos 2001 10: tren Luanda güneyinde, Angola (152) saldırı 34. 11 Eylül 2001: Pennsylvania'da Dünya Ticaret Merkezi, New York, New York, İskenderiye Pentagon ve site, ABD (2.993) içine kaçırıldı uçaklar çökmesini 24 35. 12 Ekim 2002: Kuta, Endonezya gece kulübünün önünde araba bombalama (202) 36. 26 Ekim 2002: rehin, Moskova tiyatro Rusya (öldürülen 41 terörist içerir) (170) kurtarma alma ve teşebbüs 37. 29 Ağustos 2003: Necef, Irak (125) caminin dışında araba bombalama 38. 1 Şubat 2004: Erbil, Irak'taki siyasi parti bürosunun iki intihar saldırılarının (109) 39. 21 Şubat 2004: mülteci kampında silahlı saldırı ve kundaklama, Uganda (239) 40. 27 Şubat 2004: Manila yakınındaki feribot bombalama ve yangın, Filipinler (118) 41. 2 Mar 2004: Kadhimiya ve Kerbela, Irak'ta kutsal anda birden fazla intihar saldırıları (188) 42. 11 Mar 2004: Madrid, İspanya dört tren bombalamaları (191) 43. 24 Haziran 2004: Irak'ta çeşitli şehirlerde (103) birden çok bombalama ve silahlı saldırı 44. 01-03 Eylül 2004: rehin, Beslan'daki okulda Rusya (öldürülen 30 terörist içerir) (366) alarak 45. 28 Şubat 2005: Hilla tıbbi klinik dışında araba bombalama, Irak (135) 46. 14 Eylül 2005: Bağdat'ta birden intihar bombalama ve silahlı saldırılar, Irak (182) 47. 5 Ocak 2006: Ramadi Kerbela, bombalı saldırılar ve Bağdat, Irak (124) 48. 11 Temmuz 2006: Hindistan'ın Mumbai şehrinde banliyö trenleri üzerinde birden fazla bombalama (200) 49. 16 Ekim 2006: Habarana, Sri Lanka yakınında askeri konvoyun kamyon bombalama (103) 50. 23 Kasım 2006: Bağdat'ta birden araba bombalama, Irak (202) 51. 22 Ocak 2007: Bağdat bölgesinde birden bombalama, Irak (101) 52. 3 Şubat 2007: Bağdat'ta pazar yerinde kamyon bombalama, Irak (137) 53. 6 Mar 2007: iki bombalama ve hacılar, Hilla, Irak diğer saldırılar (137) 54. 27 Mar 2007: Tal Afar, Irak (152), iki kamyon bombalama 55. 18 Nisan 2007: Bağdat'ta bombalı saldırılar, Irak (193) 56. 03-10 Temmuz 2007: İslamabad cami rehin alma ve fırtınası müteakip, 25 Pakistan (102) 57. 7 Temmuz 2007: Bağdat ve Armili bombalı, Irak (182) 58. 14 Ağustos 2007: El-Qataniyah ve Al-Adnaniyah birden fazla kamyon bombalama, Irak (520) 59. 18 Ekim 2007: Karachi konvoy bombalanması, Pakistan (137) 60. 17 Şubat 2008: Kandahar'da köpek dövüşü festivali bombalanması, Afganistan (105) 61. 26-29 Kasım 2008: Hindistan'ın Mumbai (174) birden fazla silah ve el bombası saldırıları ve rehin Borçlar 62. 19 Ağustos 2009: Bağdat'ta hükümet sitelerine birden fazla bombalama, Irak (102) 63. 25 Ekim 2009: Bağdat'ta hükümet binaları iki araç bombalama, Irak (155) 64. 28 Ekim 2009: Pakistan içinde pazar yerinde bombalama (118) 65. 8 Aralık 2009: Bağdat'ta beş araba bombalama, Irak (127) 66. 10 May 2010: Hilla, Basra, el-Suwayra, ve diğer şehirlerde, Irak (102), birden çok bombalama 67. 20 Ocak 2012: Kano, Nijerya birden bombalama (178) . Bu saldırılardan da anlaşıldığı gibi terörizm tek bir ülkeyi değil, bütün dünyayı ilgilendiren küresel bir sorundur.25 Küresel Terörizmle Mücadelede İzlenecek Yöntemler 7 Şubat 1992’de imzalanmış ve 1 Kasım 1992’de yürürlüğe girmiştir. İkinci gelişme, siyasi birliği sağlamak için bir adım atılmıştır. Ortak bir savunma politikası yaratan Ortak Dış ve Güvenlik politikasıyla ilişkili kara ve hareketleri içine almaktadır. 25 http://www.johnstonsarchive.net/terrorism/globalterrorism1.html Siteye Erişim Tarihi 07.03.2013 26 ODGP, Maastricht Antlasması’nın yürürlüğe girmesiyle ikinci hükümetlerarası Sütunu meydana getirmiştir. Avrupa Birliği’nin güvenliği konusuyla ilişkili tüm problemleri içermekte ve dış politikanın bütün sahalarını kapsamaktadır. Bu nedenle hâkimiyet alanı oldukça geniştir. ODGP’nin amaçları, Maastricth Antlaşması’nın 11. Maddesinde belirtilmiştir. Bu amaçlar birliğin ortak değerlerini, esas menfaatlerini ve bağımsızlığını korumak, Birliğe üye olan devletlerin güvenliğinin her açıdan güçlü olmasını sağlamak, barışın devam etmesini sağlamak, küresel düzeyde işbirliğini arttırmak, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insanların birbirlerinin temel hak ve özgürlüklerine saygı duyması için bu bilinci geliştirmek ve sağlamlaştırmaktır. ODGP’nin ortaya çıkmasının diğer amacı ise soğuk savaşın bitmesidir. Bir başka deyişle SSCB, dağıldıktan sonra bölgede kaosun ve etnik çatışmaların bununla birlikte saldırıların artacağı korkusuna sebep olmuştur. Kosova ve Yugoslavya’daki sorunlar bu durumun en acı örnekleri olmaktadır. Bir başka önemli konu ise SSCB’nin elinde olan nükleer gücün başka grupların eline geçmesi oldu. Bu durum Doğu Avrupa’da ve SSCB’nin eski Cumhuriyetlerinde ortaya çıkan potansiyel siyasal şiddet (potential political violence), ırkçılık(racism), yabancı düşmanlığı (xenophpbia), kitle imha silahlarının yayılması (spread of weapons of mass destruction), uyuşturucu kaçakçılığı (drug trafficking) kaçak göç (illegal immigration) vb.26 Bu sorunlar dünya barışı içinde çok büyük tehdit oluşturmaktadır. Bunlarla ABD tek başına başa çıkamaz. Bu yüzden tüm ülkeler bu sorunları bitirmek için işbirliği yapmak zorundadırlar. 26 http://www.belgeler.com/blg/18di/avrupa-birlii-nin-ortak-di-ve-gvenlik-politikasi-yaratmaabalari-ve-trkiye-deki-etkisi-european-union-s-efforts-to-create-common-foreign-andsecurity-policy-and-effect-to-turkey Siteye Erişim tarihi 20.02.2013 27 Bununla beraber ABD bu konu ile ilgili bir rapor yayınlamıştır.2711 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere yapılan saldırılar ABD’nin Ortadoğu’daki ülkelerde bulunan bazı İslamcı gruplara karşı politikasını değiştirdi. Bu gruplar bölgede ABD’nin kontrolünden çıkmıştı. 2001 yılında ilk olarak ABD, NATO’nun da desteğini alarak bu ülkeye müdahale etti. Buna bağlı olarak buradaki baskıcı Taliban rejimi yıkıldı. 2011 yılında Usame Bin Ladin öldürüldü.28 Günümüzde Taliban militanları ile NATO güçleri arasındaki çatışmalar sürmektedir. Bu olaydan sonra 19 Mart 2003 tarihinde Irak savaşı başlamıştır. ABD yönetimi bu savaşın gerekçesini Irak yönetiminin elinde kitle imha silahlarının olması olarak göstermiştir. Bu işgalden sonra Saddam Hüseyin’in rejimi devrildi ve Saddam Hüseyin 13 Aralık 2003 tarihinde ABD askerleri tarafından yakalandı. Saddam Hüseyin 5 Ekim 2006 tarihinde idam edildi. ABD uluslararası terörizmi kendi dış politikasında bir tehdit olarak algılamaktadır. İslamcı grupların Ortadoğu’daki ticarete ve barış sürecine zarar vermesi ABD’nin dış politikasını olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu yüzden ABD bu gruplar ile bütün dünyada diğer devletler ile işbirliği yaparak mücadele etmek zorundadır.29 Şimdi, size ilk olarak, küresel terörizmle mücadelede ekonomik çözüm önerilerimi anlatacağım. Uzun vadede geri ödemesi olmayan, belli miktardaki krediler ekonomik açıdan belli standartların oldukça altında kalan bu ülkelere hibe edilmelidir. Bu paraların geri alınmama sebebi ise, bu ülkelerin tekrar borca batmalarının önlenmesidir. Buna bağlı olarak, bu ülkeler ekonomik açıdan bağımsız olacakları için bağımsız bir dış politika izleyeceklerdir. Bu ülkelerin, ekonomik açıdan bağımsız olmaları beraberinde dünya siyasetinde söz sahibi olmalarına sebep olacaktır. Dünyada, terörün Ortadoğu Asya ve Afrika’da yaygın olmasının sebebi bu ülkelerde insanlar arasındaki gelir dağılımı arasında büyük bir uçurumun 27 http://www.fas.org/sgp/crs/terror/RL33600.pdf Crs 2 Siteye Erişim Tarihi:25.02.2013 http://www.bbc.co.uk/news/world-south-asia-13257330 Siteye Erişim Tarihi:25.02.2013 29 http://www.fas.org/sgp/crs/terror/RL33600.pdf S:6 Siteye Erişim tarihi 25.02.2013 28 28 bulunmasıdır. Bu ülkelerin, kendi sanayi tesislerini kurmaları ve bunun içinde gerekli altyapının oluşması şarttır. Bu iki bölgede yaşayan insanlar, büyük devletlerin kendilerini sömürdükten sonra sefalete mahkum ettiğini düşünüyorlar. (Sanayi devriminden sonra artan Pazar yarışı Ortadoğu ve Afrika’nın UK ve Fransa arasında bu bölgeler paylaşılmıştır. Rusya bu paylaşımlarda varken 1917 Bolşevik Devrimiyle 1.Dünya Savaşından çekilmesi gizli anlaşmalarla alacağı yerleri alamamasına sebep olmuştur. İki dünya savaşının da nedeni bu bölgelerin paylaşılamamasıdır.) Kurulan bu sanayi tesisleriyle, bu bölgelerde yaşayan insanlara iş imkânları yaratılacak. Üretilen malın, diğer ülkelere ihraç edilmesi sağlanacak daha sonra bu ülkeler zenginleştikçe gelir dağılımı arasındaki uçurum minimum düzeye indirilecektir. Ülkeler arasındaki ticaret arttıkça, kültürel ilişkilerde artarak farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi anlaması sağlanacaktır. İkinci olarak ise, insanların ekonomik rahatlığa eriştikten sonra insanların ülkelerinde iyi bir eğitim alması sağlanacaktır. Böylece insanlar bilinçlenerek terörü bir kurtuluş yolu olarak kesinlikle görmeyecekler ve onu desteklemekten vazgeçeceklerdir. Bu bahsettiğim konu, infrastructure(altyapı) superstructure (üstyapı) ilişkisidir.30 Küresel terörizmle mücadele etmek için, devletler terörün ortak tanımını koymak zorundadırlar. Çünkü bir devlete göre terör örgütü olan diğer devlete göre özgürlük savaşçısı olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, ortak antlaşmalarda da belirtilerek terörün tüm dünya için tehdit olduğu vurgulanmalıdır. 30 John VOGLER Environment and International Relations Kitabı Terörizm Bölümü 29 İkinci olarak ise, devletler terörizme karşı işbirliği yapmak zorundadırlar. Bu istihbarat paylaşımı, ortak operasyonlar ve yakalanan teröristlerin ülkelere karşılıklı olarak idaresi olmalıdır. NATO, düzenli ordulara karşı savaşmak için kurulmuştur fakat terör örgütleri küçük hücreler biçiminde tüm dünyada örgütlenmektedirler. Buna yönelik olarak, istihbaratın küresel düzeyde güçlendirilmesi ve buna ek olarak, ülkelere giriş çıkışlarda kontrollerin teknolojinin de yardımı ile arttırılması gerekmektedir. Terör örgütlerinin, hızlı hareket etmesi göz önüne alınarak teknoloji yardımıyla tepsi edildiklerinde anlık bu konuda özel eğitim almış birimler tarafından çökertilmelidir. Ülkelerin, zayıf oldukları noktalar toplantılarda tartışılmalı ve bu noktalara yönelik telafi çalışmaları yapılmalıdır. Terör örgütlerinin propaganda yaptıkları kanalların kapatılması ve dünya bankalarındaki hesaplarının bloke edilmesi gerekmektedir. Terör örgütü üyelerine, hiçbir ülke her ne nedenle olursa olsun sığınma hakkı veya ekonomik destek vermemelidir. Şimdi, size BM’nin terörizmle mücadelesi konusunda bilgi vereceğim. BM terörle mücadele konusunda çok yönlü bir bakış açısına sahiptir. BM 2012-2013 Dönemi için Stratejik Çerçeve UNODC terörizmin önlenmesi ile ilgili görevini uyarınca ulaşmak istediği hedefleri belirler. Bu ilkeler şunlardır: Hukukun üstünlüğü ilkesine uyularak, üye devletlerin terörle mücadele edebilmeleri için kapasiteleri geliştirilecektir Üye devletlerin kapasitesi geliştirildikten sonra terörizmle mücadele edebilmeleri için BM Güvenlik Konseyi kararları etkin bir şekilde uygulanacaktır. Buna ek olarak UNODC 2012-2015 dönemi arasında terörle mücadele etmek için bazı hedefler belirlemiştir. Bu hedefler şunlardır: 1. Yasalara ve protokoller yansıyan şekillerde üye devletlerin terörle mücadele 30 edebilmeleri için kapasiteleri geliştirilecektir. Bu maddede benim yorumuma göre; üye devletlerin terör ile nasıl mücadele edecekleri yasalar ile belirlenmiştir ve bu devletler terör ile mücadele ederken bu yasaların dışına çıkmayacaklardır. 2. Kapasite geliştirme programları oluşturularak üye devletlerin terörle mücadelesi desteklenecektir. Burada benim düşüncem üye devletlerin teknolojik olarak destekleneceği yönündedir. Bu devletler arasında kurulacak teknolojik ağ ile terör örgütleri daha rahat izlenebilecek ve onların eylemleri hemen önlenecektir. 3. Terörle mücadele için ülkeler kendi içlerinde yasalar yapacaklar ve bu yasalar yürürlüğe girecektir. Bu yasalar evrensel hukuk kuralları ile çatışmayacaktır. Bu maddeden anladığım kadarıyla üye devletler terörle mücadele konusunda oluşturdukları yasalar evrensel hukuk kuralları ile paralel bir şekilde gidecektir. 4. Terörle mücadelede devletler birbirleri ile işbirliği yapacaklardır. Bu maddedeki yorumum ise üye devletlerin istihbaratları terör örgütlerine karşı işbirliği yapacakları yönündedir. Anlık istihbarat paylaşımı bu konuda çok önemlidir.31 Sonuç Sonuç olarak terör küresel bir sorundur. Ülkeler kendi çıkarları yerine evrensel çıkarı düşünürlerse, bu durumdan uzun vadede hepimiz kazançlı çıkacağız. Terör ile mücadelede genel olarak, ekonomik ve siyasi yöntemler devletler tarafından benimsenmektedir. Ben bu yöntemlerin yanında, kültürün önemli bir konu olduğunu düşünmekteyim. Uluslararası, eğitim programlarına (öğrenci değişim programları) katılan ülkelerin sayısı arttırılmalıdır. Buna ek olarak bütün ülkeleri içine alan daha kapsamlı eğitim programları oluşturulmalıdır. Bu 31 http://www.unodc.org/unodc/en/terrorism/UNODC_Role.html 31 eğitim Siteye Erişim Tarihi 22.02.2013 programlarını oluşturmak için devletler devreye girerek Afrika, Ortadoğu ve Asya ülkeleri ile siyasi,ekonomik ilişkiler kurmak zorundadırlar. Bu eğitim programları ile, farklı kültürler birbirlerini daha iyi tanıyacaklardır. Buna bağlı olarak, bu ülkelerin vatandaşlarının birbirlerine karşı olan önyargıları ortadan kalkacaktır. Hatta bu eğitim programları üniversite seviyesinden ortaokul, lise seviyesine indirilerek bu ülkelerin çocukları arasında barış köprüsü kurulacaktır. Kültürel etkileşim, ileride dünya barışına katkı sağlayarak terör örgütlerini kaynaklarını bitirecektir. Buna ek olarak,birbirlerini daha iyi tanıyan, barış içerisinde saygı,sevgi ve hoşgörü ile yetişen nesiller birbirleri ile çok iyi siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkiler kuracaklardır. Terörün bütün dünyada bitirilmesi, dünya barışının ve refahın bütün dünyada en üst düzeye çıkmasına neden olacaktır. Bu durum,bütün insanlığıa yararına olacaktır. OĞUZ TANER HACIFAZLIOĞLU İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER (İNGİLİZCE) BÖLÜMÜ 32 33