DOLAŞIM SİSTEMİ DOLAŞIM SİSTEMİ • Çok hücreli canlılar, hücrelerin ihtiyacı olan oksijen ve besin maddelerini hücrelere ulaştırmak ve oluşan atık maddeleri hücrelerden uzaklaştırmak zorundadır. • Bu fonksiyon dolaşım sistemi tarafından yerine getirilir. DOLAŞIM SİSTEMİ • Süngerler, hidra, medüz ve yassı kurtlar gibi vücut yüzeyi ince olan hayvanlarda çevreden madde değişimi hücre yüzeyi ile gerçekleşir. • Daha sonra tamamlanır. hücreden hücreye değişim • Bu olay doğrudan değişim olarak adlandırılır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Bu tip hayvanların dışındaki çevreden değişimin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı hayvanlarda taşınma bir dolaşım sistemi ile gerçekleştirilir. • Daha sonra hücreden hücreye değişim tamamlanır. • Bu olay dolaylı değişim olarak adlandırılır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Bu tip iki türlü gerçekleşir: 1. Açık dolaşım: Damarlarda kan yoktur. 2. Kapalı dolaşım: Damarlarda kan vardır. DOLAŞIM SİSTEMİ Açık dolaşıma örnek olarak böceklerdeki dolaşım sistemi incelenecek olursa: Böceklerde kan, kalp tarafından bir damara pompalanır fakat bu damar kısa sürede sonlanır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Kan, sinüs denilen boşluklara ve hemosöl denilen kan boşluklarına dağılır. • Aslında bu bakılabilir. boşluklara damar olarak DOLAŞIM SİSTEMİ • Kan bu boşluklar yolu ile tüm hücrelere dağılır. • Daha sonra geri dönen kan ostium (çoğulu ostia) denilen açıklıklardan kalbe girer. • Bu şekilde devir yapan tarafından tekrar pompalanır. kan, kalp DOLAŞIM SİSTEMİ • Bu yapı tüm arthropodlar için genellenebilirse de omurgasız hayvanlar arasında önemli farklılıklar vardır. • Örneğin annelidler’de (halkalı solucanlar) ve ahtapot gibi kafadan bacaklılarda damarların bulunduğu kapalı sistem, tüplü yapıda kalp ve hemoglobini zengin kan bulunur. DOLAŞIM SİSTEMİ • Kapalı dolaşım • Kan kapalı sistemde açık sistemlerden daha hızlı akar. • Bu durum, aktif hayvan türleri için, yüksek metabolik ihtiyaçların karşılanabilmesi açısından önemli bir evrimsel adaptasyon olarak kabul edilir. DOLAŞIM SİSTEMİ • Fakat tüm hayvanlar içerisinde en aktif olan böceklerde açık sistem bulunmaktadır. • Açık dolaşım sistemi varlığına rağmen böceklerde oksijen kan yolu ile değil, trake solunumu denilen tüpler sistemi ile hücrelere doğrudan ve çok çabuk bir şekilde ulaşır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Kapalı dolaşım • Omurgalı hayvanların tümü kapalı dolaşım sistemine sahiptir ve merkezde yerleşmiş olan kalpleri vardır. • Kalbin yapısı omurgalı sınıflarında önemli farklılık gösterir. DOLAŞIM SİSTEMİ • Balıklarda oldukça basit ve iki odacıklı kalp bulunur. • Kalpte bir artrium (kulakçık) ve bir ventrikül (karıncık) vardır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Kurbağaların hepsinde ve sürüngenlerin büyük bir çoğunda (timsahlar hariç) kalp, üç odacıklıdır. • İki atriumları ve bir ventrikülleri vardır. • Damar sistemleri gelişmiştir. • Kan, pulmoner (küçük) ve sistemik (büyük) dolaşım olarak iki sistemde dolaşır. DOLAŞIM SİSTEMİ • Timsahlar, kuşlar ve memelilerde kalp dört odacıklıdır. • İki atrium ve ventrikül bulunur. iki • Timsahlar hariç temiz kan ile kirli kan birbirinden tamamen ayrılmıştır,karışmazlar DOLAŞIM SİSTEMİ • Timsahlarda ventriküller arasındaki ayrım tam olmasına rağmen sağ ve sol aort köklerinin kalpten çıktıkları noktada foramen panizza denilen delik yüzünden temiz ve kirli kan, az da olsa karışırlar. • Kalbin sol tarafında muhakkak temiz kan, sağ tarafında ise muhakkak kirli kan bulunur. DOLAŞIM SİSTEMİ • Bu sayede sıcak kanlılık diye adlandırılan sabit vücut ısısı ortaya çıkar. • Kuşlar ve canlılardır. memeliler, bu şekilde izotermal • Kalbin yapısından ötürü temiz ve kirli kanın karıştığı tüm canlılar değişken vücut ısısına sahiptir. • Poikilotermal canlılar (soğuk kanlı) olarak adlandırılan hayvanların vücut ısıları çevreye bağlı olarak değişir. DOLAŞIM SİSTEMİ • Dolaşım sistemi kalp ve damarlardan meydana gelmiş, kapalı bir sistem halindedir. • Kanın vücutta dağılabilmesi için gerekli itici güç, bir pompa gibi çalışan kalp sayesinde sağlanır. KALP • Kalbin yapısı şeklindedir. ters çevrilmiş koni • Tepesi aşağıda, tabanı ise yukarıdadır. KALP • Kalp, göğüs boşluğunun merkezinde, iki akciğer arasında perikard (perikardium) denilen torbanın içerisinde yer alır. • İnsanda kalp 5. ve 6. kaburgalar hizasında, sternuma göre 2/3'si solda, 1/3'i sağda yer alır. KALP • Kaba bir ifade ile her insanın yumruğu kadar büyüklükte olan kalp, erkeklerde yaklaşık 250-390 g, kadınlarda 200-275 g ağırlığındadır. • Sağ ve sol olarak birbirinden kesin bir şekilde ayrılmış olan kalpte atrium ile ventriküller de birbirinden birer kapakla ayrılmıştır. KALP • Atrioventriküller kapaklar denilen bu kapaklardan sağda olanına triküspid, solda olanına biküspid veya mitral kapak adı verilir. KALP • Sağ atrium, akciğerler hariç diğer tüm doku, yapı ve organlardan gelen vücut kanının toplandığı yerdir. • Kanı buraya vena cava superior ve vena cava inferior adı verilen iki damar getirir. KALP • Buradaki kan triküspid kapakla sağ ventriküle geçer ve arteria pulmonalis olarak adlandırılan akciğer atardamarı ile akciğere pompalanır. KALP • Sol atrium, pulmonar venler denilen akciğer toplar damarlarıyla gelen oksijenize, temiz kanın bulunduğu yerdir. • Buradan biküspid veya mitral kapaktan sol ventriküle geçen kan ana atar damar olan aort (veya aorta) yardımı ile tüm vücuda pompalanır. KALP • Doğumdan önce çalışmaya başlayan ve durmasının canlılığı sonlandırdığı kalbin devamlı çalışabilmesi için vücuda pompaladığı kanın yaklaşık %10'unu kendi kullanır. • Bu yüzden kalp damarlar yönünden zengindir. • Kalbi besleyen damar sistemi, özel olarak koroner damarlar olarak adlandırılır. KALP • Bilindiği gibi iskelet kası MSS‘inden uyaran almadıkça kasılamaz. • MSS‘ nin kalp üzerindeki bazı etkinliğine rağmen, kalp kası bağımsız olarak kalp atışını başlatan merkezlere (pacemaker) sahiptir. KALP • Kalpte impuls üreten, • sinoatrial (SA) düğüm • atrioventriküler (AV) düğüm olmak üzere iki merkez ile bu uyaranları taşıyan özel iletim demetleri vardır. • http://highered.mcgrawhill.com/sites/0072495855/student_view0/ chapter22/animation__conducting_system _of_the_heart.html • http://highered.mcgrawhill.com/sites/0072495855/student_view0/ chapter22/animation__the_cardiac_cycle_ _quiz_1_.html DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Kardiyovasküler sistemin merkezi kalp olmasına rağmen tüm vücut hücreleri ile kanın irtibatını damarlar sağlar. • Görevi ve yapısı farklı olmakla beraber tüm damarlar uç uca eklenmiş olsaydı yaklaşık 100 bin km‘ lik bir uzunluk ortaya çıkardı. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Vücutta; • arterler • venler • kapiller olmak üzere üç tip damar vardır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Arterler: Kalpten tüm vücut hücrelerine kanın götürülmesini gerçekleştirir. • Tüm vücutta sadece pulmoner arter hariç hepsi oksijence zengin kanı taşırlar. • Vücut arterlerinin adlandırılmaları genellikle kan sağladığı organ veya anatomik yere göre gerçekleşir. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Geniş arterler kalbe yakın damarlardır. • Kalpten uzaklaştıkça arterler daha küçük olan arterlere ve daha da küçük olan arteriollere ayrılır. • Arteriollerin yapısı da aynen arterler gibidir fakat, daha fazla düz kas hücrelerini ihtiva ederler. • Bu sayede arterlere nazaran daha kolay dilate (genişleme) veya konstrikte (daralma) olurlar. Vücudun başlıca arterleri DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Kapillerler: Terminal arterioller, kapiller denilen dallanmalar yaparlar. • Kapillerler arteriol ve venöz sistemleri birbirine bağlayan ağlar oluştururlar. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Vücudun en küçük fakat en bol bulunan damarlarıdır. • Tüm vücuttaki damarların çoğunluğunu oluştururlar. büyük bir • Şayet kapillerler uç uca getirilebilseydi yaklaşık 96 bin km'lik bir uzunluk ortaya çıkardı. • Kapillerlerin çapları bulundukları dokuya göre değişiklik gösterir. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Venler: Venüllerin birleşmesi ile oluşmuştur. • Yüzeysel venler özellikle vücudun yüzeyine yakın yerlerden toplanan kanın bulunduğu alanlar olan kol ve bacaklarda yaygındır. • Venler kalbe yaklaştıkça birleşerek, daha geniş venleri oluştururlar. • Venlerin çoğu, özellikle geniş venler deoksijenize, kirli kanı vücut dokularından kalbe doğru taşırlar. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Çapı bir mm’den büyük olan venlerde genellikle semilunar biküspit kapaklar vardır. • Bu kapaklar kanın venlerde tek yönlü ilerlemesini sağlar, geriye dönmesini engellemeye çalışır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Kapaklı venler, özellikle yerçekimine koymak için bacaklarda bol bulunur. karşı • İnsanın yaklaşık 5 litre olan kan hacminin büyük bir çoğunluğu, kan akışının yavaş olmasından dolayı kan daha çok biriktiği için yaklaşık 3 litre kadarı venlerde bulunur. • 1 litresi arterlerde ve diğer 1 litresi ise kapiler, sinozoidler ve kalpte bulunur. Vücudun başlıca venleri DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Kan Dolaşımı • Deoksijenize kan (kirli kan) tüm vücutta başlıca iki sistem halinde dolaşır. Bunlar; 1. Pulmoner Dolaşım 2. Sistemik Dolaşım olarak adlandırılır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Pulmoner Dolaşım: Deoksijenize kanın akciğerlere götürülerek karbondioksitin uzaklaştırıldığı, oksijence zenginleştirildiği ve oksijenlenen kanın tüm vücuda dağıtılmak üzere kalbe getirildiği dolaşımdır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI • Sadece kalp ile akciğer arasında gerçekleşen ve 4-8 saniye kadar süren bu dolaşıma ayrıca akciğer dolaşımı veya küçük dolaşım da denir. • Kalbin sağ ventrikülünden götürülen kanın kalbin sol atriumuna getirilmesi ile sonuçlanır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Sistemik Dolaşım: Tüm hücre, doku ve organlara oksijenize kanın götürüldüğü, deoksijenize kanın geri getirildiği dolaşımdır. DAMARLAR VE KAN DOLAŞIMI Kalp ile tüm vücut arasındaki 25-30 saniye kadar süren bu dolaşıma ayrıca vücut dolaşımı veya büyük dolaşım da denir. Kalbin sol ventrikülünden pompalanan kanın toplardamarlarla sağ atriuma getirilmesi ile sonuçlanır. Nabız • Kalp kanı tüm vücuda iletebilmek için pompa gibi çalışarak basınçla fırlatır. • Bu basınç, kanın ilerlemesi ile arterler boyunca basınç dalgası oluşturur. Nabız •Bu basınç dalgası etkisi ile arter duvarları genişler. •Bu genişlemenin elle hissedilmesi nabız olarak adlandırılır. •Nabız ancak arterlerin deriye oldukları belli noktalardan alınabilir. yakın •Çünkü genel olarak arterler derindedir. Nabız • Birçok noktadan nabız hissedilebilmesine rağmen en yaygın olarak bileğin dış tarafından (baş parmak tarafında) radial arter ve boyunda soluk borusunun her iki tarafına biraz bastırılarak hissedilen karotid arterlerden nabız sayısı elde edilir. Nabız • Nabız sayısını araştırırken bir dakikaya kadar saymaya gerek yoktur. • Genellikle 15 saniye sayılıp dört ile çarpılarak kişinin bir dakikadaki kalp atış sayısı belirlenir. • Normal erişkinin nabız sayısı dakikada 70-80 arasında (ortalama 72) değişir. • Bu sayı çocuklarda daha yüksek, yaşlılarda, ise daha düşüktür. Nabız • Bu sayı normal olarak uyku halinde düşme, eksersiz sırasında ise artma gösterir. • Şayet nabız dakikada 100'ün üzerine çıkmışsa taşikardi, 60’ ın altına düşmüşse bradikardi olarak adlandırılır. Nabızın en iyi alınabildiği yerler LENFATİK SİSTEM • Kardiovasküler sistem gibi sıvı hareketini sağlayan bir sistem olmasına rağmen merkezi bir pompaya sahip olmayışı ile farklıdır. • Lenfatik sistem ince duvarlı damarlar ağından meydana gelmiştir. LENFATİK SİSTEM • Lenfatik sistemin başlıca üç fonksiyonu vardır: 1. Vücut hücrelerinden ve hücrelerarası sıvıdan proteinler ile fazla suyu toplar. 2. Gastrointestinal sistemden absorbe edilen yağ ve yağda eriyen vitaminleri kan dolaşımına taşır. 3. Vücuda giren yabancı maddeler ile mikroorganizmaları yok eder ve koruyuculuk görevi yapar. LENFATİK SİSTEM • Lenfatik sistem; • • • • • lenfatik kapiller, lenfatikler lenf düğümlerine ve dalak timüs gibi lenfoid organlara sahiptir. • Ayrıca boğaz bölgesinde bulunan üç değişik tipteki tonsiller, lenf dokuları olarak adlandırılırlar. LENFATİK SİSTEM • Tüm lenfatik organlar retiküler hücreler ve retiküler tellerden oluşan bir çatı içerisinde çok sayıda lenfositler ihtiva eder. • Bunlardan başka ince barsağın epitelyal katmanının altında lenfoid düğümlerden oluşan kümeler veya Peyer plakları (agreje lenf düğümleri) vardır. LENFATİK SİSTEM • Lenf • Kalbin ventriküler kontraksiyonu sonucu ortaya çıkan damarlardaki kanın hidrostatik basıncı, su ve albumin gibi küçük proteinler ile diğer bazı maddelerin kapillerden hücrelerarası boşluğa çıkmasına sebep olur. • Bu hücrelerarası sıvı vücut dokularının çevresini sular ve besler. LENFATİK SİSTEM • Vücuttaki lenf miktarı 1-2 litre kadar veya vücut ağırlığının %1-3'ü kadardır. • Lenf kana benzer fakat ondan farklı olarak eritrosit ve çoğu kan proteini yoktur. • Lenf sıvısı hücreleri lökositlerdir ve kandaki aynı fonksiyonları yerine getirirler. LENFATİK SİSTEM • Lenf dolaşımı için merkezi bir pompa olmadığından dolayı lenfin sirkülasyonu: 1. Lenfatik damarlarda dairesel ve bazı boyuna düz kaslarla, 2. Normal vücut hareketleri ve eksersiz sayesinde, 3. Göğüs bölgesinde venöz sisteme paralel giden lenfatik sistemde ise buradaki basınç yardımı ile (yardımcı solunum pompası) sağlanır. LENFATİK SİSTEM • Lenf Düğümleri • Lenfatik damarlar boyunca dağılmış 1-25 mm kadar olabilen küçük, fasulye şekilli lenf dokusu kütlelerine lenf düğümü veya lenf nodu adı verilir. • Lenf düğümleri en çok karın ve kasık bölgesinde, boyunda, koltuk altında, göğüste yer almıştır. LENFATİK SİSTEM • Lenflerin çoğu lenf dolaşımına katılmadan önce en azından bir lenf düğümünden geçerler. • Düğümler, lenften zararlı mikroorganizmaları ve diğer yabancı maddeleri süzerler ve bağışıklık için savunmanın başladığı yerlerdir. • Bunun için gerekli hücreleri ihtiva ederler. LENFATİK SİSTEM • Tonsiller (Bademcikler) • Bağ dokusundan bir kapsülle kaplı olan lenf nodülleri agregatıdır. • Üç ayrı tipte olmak üzere beş tane bademcik vardır. LENFATİK SİSTEM 1.Farinks (pharyngeal) tonsili: Burnun gerisinde, farinksin (nazofarinksin) üst arka duvarında yer alır. Adenoid veya geniz adlandırılır ve tektir. eti olarak da LENFATİK SİSTEM 2. Damak (palatine) tonsilleri: Yumuşak damağın her iki tarafın da yer alır. Üst solunum yolları infeksiyonunun sık sık tekrarlanmasına bağlı olarak operasyonla uzaklaştırılan bademcikler bunlardır. 3.Dil (ligual) tonsilleri: Dilin altında yer alırlar. LENFATİK SİSTEM • Tonsillerin stratejik konumu oldukça önemlidir. • Vücuda mikropların başlıca giriş yeri olan solunum ve sindirim sisteminin giriş yerinde bulunur. • Tonsiller vücuda giren ve infeksiyon yapan mikroorganizmalar için ilk kale vazifesi yapar. LENFATİK SİSTEM • Zararlı mikroorganizmalar lenfositler tarafından hemen yok edilmeye çalışılır ve başlayan yok etme işlemi devam eder. • Ayrıca tonsillerdeki plazma hücreleri de antikor oluşturarak infeksiyöz mikroorganizmaları yok etmeye çalışır. LENFATİK SİSTEM • Dalak • Vücudun en büyük lenfoid organıdır. • Karın boşluğunun sol üst diyaframın altında yer alır. tarafında, • Dalak 100 - 200 g ağırlığında 12 cm boyunda olan morumsu (mavi - kırmızı) renkte olan bir organdır. LENFATİK SİSTEM • Dalağın en önemli fonksiyonu kanı süzmek yani fonksiyon dışı kalmış kan hücrelerini kandan filtre etmek ve bağışıklık sisteminde rol oynayan antikor üreten hücrelerin gelişmesini sağlamaktır. LENFATİK SİSTEM • Dalakta bol miktarda bulunan makrofajlar, dalakta dolaşan kanda ölü veya hasarlı eritrositleri, trombositleri, mikroorganizmaları ve bundan başka hücre enkazlarını yok ederek uzaklaştırır. LENFATİK SİSTEM • Makrofajlar ayrıca eritrositlerden aldıkları hemoglobinin demirini yeniden kullanmak üzere dolaşımla kemik iliğine, geri kalanını yine dolaşımla bilirubinden safra yapım yeri olan karaciğere yollarlar. LENFATİK SİSTEM • Dalak fetal hayatta eritrositlerin üretim yeridir. • Sonradan gerektiği zaman kana vermek üzere kan deposu olarak görev yapar. • Bir dakika içerisinde yaklaşık 200 ml kanı dolaşıma verir. • Bu fonksiyonu kan miktarının gerektiği zaman arttırılması yönünden oldukça önemlidir. LENFATİK SİSTEM • Timus • Daha önce endokrin sistemde açıklandığı gibi göğüs boşluğunun ön üst kısmında, sternumun arkasında, akciğerlerin ortasında yer alır. • Pembe - gri renktedir. LENFATİK SİSTEM • Kapsülle kaplı piramit şekilli iki timik loba ayrılır. • Her bir lob da korteks ve medulla olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. • Korteks kısmı lenfosit, epiteliyal hücreler ve makrofajlardan meydana gelmiştir. • Dolaşımla kemik iliğinden timusa gelmiş olan öncü T lenfositler burada olgun T lenfositlere dönüşürler. LENFATİK SİSTEM • Medullada ise epiteliyal lenfositler daha fazladır. hücreler ve • Epiteliyal hücreler de timik hormonlar salarak T lenfositlerin olgunlaşmasına yardım ederler. LENFATİK SİSTEM • Agrege Lenf Düğümleri (Peyer Plakları) • Bunlar, tonsiller, ince barsak ve appendikste bulunan kapsülsüz lenfoid doku kümeleridir. • Bunlar ayrıca GALT (gut associated lymphoid tissue) olarak da adlandırılırlar. LENFATİK SİSTEM • Bu adlandırma bağırsaktan kaynaklanır. • Ayrıca solunum sistemi bronşlarında da bulunur. • Bu lenf düğümleri bağırsaktaki antijenlere karşı antikor oluşturan plazma hücrelerinin yapımını gerçekleştirir. • Plazma hücreleri bağırsaklardan yayılırlar. SAVUNMA SİSTEMİ • İnsanda bağışıklığı oluşturan savunma mekanizmaları iki genel grupta ele alınır. 1. Nonspesifik savunmalar : Vücuda zarar veren unsurların hepsine karşı onları ayırt etmeden, hangisi olursa olsun direnç gösteren savunma tipleridir. Bunlar; SAVUNMA SİSTEMİ a. Fiziksel engeller: tutmaya çalışır. Zararlıyı vücut dışında Örneğin saçlı kafa derisi sivrisineğin sokması için uygun değildir. b.Fagositler:Patojenleri ve hücre enkazlarını yok eden hücrelerdir. Periferal dokularda makrofajlar, kanda ise mikrofajlar fagositik hücrelerdir. SAVUNMA SİSTEMİ c. Doğal öldüren (katil) hücreler (NK hücreler): Periferal dokulardaki anormal hücreler, bu hücreler tarafından yok edilir. d. İnterferonlar : Viral infeksiyonlara karşı savunmayı koordine eden kimyasal habercilerdir. SAVUNMA SİSTEMİ e. Komplement: Patojenlerin yok edilmesinde yardımcı olan proteinlerden oluşmuş bir sistemdir. f. İnflamasyon: Bir yaralanma veya infeksiyonun yayılmasını sınırlar. g. Ateş: Metabolizma ve savunmanın hızlandığının göstergesidir. SAVUNMA SİSTEMİ 2. Spesifik savunmalar: Lenfositlerin aktivitelerinden kaynaklanır. • Geliştirilen bir savunma mekanizması sadece bir bakteri türüne etkilidir, diğerine karşı bir savunma sağlayamaz. • Spesifik savunma doğumdan sonra gelişmeye başlar. SAVUNMA SİSTEMİ • Bu savunma sistemi bağışıklık spesifik direnç olarak adlandırılır. veya • T lenfositler, hücresel bağışıklığı; • B lenfositler ise antikorlar aracılığı ile humoral bağışıklığı sağlarlar. SAVUNMA SİSTEMİ • • • Bağışıklık Tipleri Kalıtsal (doğal) ve kazanılmış bağışıklık olmak üzere iki genel tipte incelenir. SAVUNMA SİSTEMİ 1. Kalıtsal (doğal) yapıda mevcuttur. bağışıklık: Genetik Doğumla birlikte sahip olunmuştur. Ölünceye kadar sürer. İnsanın bazı hastalıkları hiç geçirmemesinin açıklanması kalıtsal bağışıklıktan kaynaklanır. SAVUNMA SİSTEMİ 2. Kazanılmış bağışıklık: Doğumda yoktur. Sonradan spesifik bağışıklık kazanılır. antijenlere karşı Aktif ve pasif olmak üzere iki şekildedir; SAVUNMA SİSTEMİ a. Aktif bağışıklık: Antijenlere maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan bağışıklıktır. 1. İki yolla gelişir; Doğal kazanılmış aktif bağışıklık: Çevredeki antijenlere maruz kaldıktan sonra gelişen bağışıklık, 2. Yapay kazanılmış aktif bağışıklık: Gelecekte muhtemel bir tehlikeden korunmak için kontrollü şartlarda antikor üretimini uyaran bağışıklıktır. • Aşılarla sağlanan bağışıklık bu tiptir. • Antijenin insana aşı yoluyla verilmesi ile elde edilir. SAVUNMA SİSTEMİ • Ölü veya laboratuar şartlarında üretilmiş diğer antijenlerle zayıflatılmış infeksiyöz organizmalarla vücudun bağışıklığı oluşturularak hazır halde tutulur. • Günümüzde tetanoz, difteri, polio (çocuk felci) gibi bir çok hastalıkta koruyuculuk gerçekleştirilmektedir. SAVUNMA SİSTEMİ b. Pasif bağışıklık: Vücut dışından sağlanan antikor ile kazanılan bağışıklıktır. İki yolla kazanılır; Bunlardan birincisi doğal pasif bağışıklık annenin ürettiği antikorların fetal gelişimde plasenta yoluyla, doğumdan sonra ise süt yoluyla çocuğuna sağladığı bağışıklıktır. SAVUNMA SİSTEMİ • İkincisi olan yapay pasif bağışıklık ise hastalığı önlemek veya enfeksiyonlarla savaşmak için daha önce antikor hazırlamış olanlardan alınan immun serum ile kazanılan bağışıklık tipidir. • Etkisi birkaç saatten birkaç aya kadar değişen sürelerde olmak üzere kısa sürer. SAVUNMA SİSTEMİ • Yılan ve akrep zehirlenmelerine karşı kullanılan immün serum örnek olarak verilebilir. • Ayrıca tetanoz ve botulizmde zehirlenmesinde) de immun kullanılır. (besin serum • http://highered.mcgrawhill.com/sites/0072495855/student_view0/ chapter24/animation__the_immune_respo nse.html • http://bcs.whfreeman.com/thelifewire/conte nt/chp18/1802003.html • http://bcs.whfreeman.com/thelifewire/conte nt/chp18/1804s.swf