2013 c olağan devresi 18 - Mersin Katolik Kilisesi

advertisement
2013 C OLAĞAN DEVRESİ 18. PAZARI
Akılsız zengin
Kalabalığın içinden biri İsa’ya, «Öğretmenim, kardeşime
söyle de mirası benimle paylaşsın» dedi.
İsa ona şöyle dedi : «Behey adam ! Kim beni üzerinizde
yargıç ya da hakem yaptı ?» Sonra onlara, «Dikkatli olun !»
dedi. «Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın
yaşamı, malının çokluğundan ibaret değildir.»
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı : «Zengin bir adamın
toprakları bol ürün vermiş. Adam kendi kendine, `Ne
yapmalıyım? Ürünlerimi koyacak yerim yok’ diye
düşünmüş. Sonra, `Şöyle yapacağım’ demiş. `Ambarlarımı
yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve
mallarımı oraya yığacağım. Ve kendime, ey canım, yıllarca
yetecek kadar birikmiş bol malın var. Rahatına bak, ye, iç,
yaşamın tadını çıkar diyeceğim.’
«Ama Tanrı ona, `Behey akılsız !’ demiş. `Bu gece canın senden istenecek. Hazırladığın bu şeyler kime
kalacak ?’1«Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.»
(Luk 12, 13-20)
ooo0ooo
Ne anlamsız yaşam!
Zenginlikler ve ölüm… İşte bu Pazar ki Kutsal Yazı metinlerinin bize sunduğu
düşünce! Vaiz Kitabının ve İncil’in sözleri hâlâ günceldir. Genellikle başkalarıyla ilgili
olduğunda uyanık olunuyor. “Tüm kazandıklarını mezarına götürmedi” deniliyor. Fakat bugün
bu soruyu herkes kendine yakıştırabilir. Parayla ilgisiz olduğumuzu diyoruz. Fakat örneğin, son
aile mirası sırasında nasıl davrandık? Kendini başkalarıyla, “şanslı olanlarla” karşılaştırmak
eğilimi güçlüdür.
Diğer bir saptama: daha fazla para kazanmak için kişiler sağlıklarını, ailenin
birliğini, çocukların eğitimini tehlikeye atan yorgunluklara zorlanıyorlar. Çocukların maddi
bakımından eksikleri yoktur. Fakat en önemlisine muhtaçtırlar. Bir çocuğun yaşamı sadece
maddi konfora değil anne ve baba sevgisine bağlıdır. Biricik zenginlik budur. Başka her şey
havadır. Maddi varlıklar iyi hizmetkârlar olabilir, iyi efendiler olamazlar çünkü elleri ve yüreği
bos bırakıyorlar.
Bu nedenle mezmurun nakaratını hatırlamak ivedidir: “Bugün yüreklerimizi
katılaştırmayalım; Allah’ın sözlerini dinleyelim.” Allah’a yakınlaşmamıza ve sesini duymaya
ivedi bir çağrıdır. Allah’a “kayam” deniyor. Çölde su bu kayadan fışkırdı. Biz “onun otlattığı
halkız”. Bu halk çoğu kez yüreğini kapattı ve Allah’a karşı mırıldandı. Fakat tövbe her zaman
olasıdır. Allah bizim ona dönmeye ve onu yaşamımızın merkezine koyma çağrısına hiç son
vermiyor.
İkinci okumada Pavlus bize izlenecek yolu gösteriyor. Israrla aramamız gerekenini
açıkça bildiriyor: “Göklerdeki gerçekleri arayın: orada Mesih, Allah’ın sağında oturarak
bulunmaktadır. Yeryüzünde olanı değil, göklerde olan değerleri düşünüp arzulayın.”
Doğrusunu anlayalım: konu olan bulutlarda yaşamak değil, gerçek bir değeri olanları, adaleti,
sevgiyi, iyilikseverliği aramaktır. İnsanın saygınlığı oradadır. Pavlus’a göre yetkin insan Mesih
İsa’dır. Ona doğru yönelmemiz gerekir.
Bugünkü İncil’de hiçbir şey anlamamış biri vardır. Bir miras konusunda ağabeyiyle
sorunu vardır. Konuyu anlamak için o zamanki geleneklerini bilmemiz gerekir. Mirasta, tarla ve
sürülerin dağılmasından sakınmak için büyük oğul neredeyse tamamına sahip oluyordu. Fakat
baba yadigârını aile yararına çalıştırmalıydı. İkinci oğul ancak geçimlik alıyordu. İsa’dan
ağabeyiyle görüşmesini isteyenin sorunu buydu. Fakat İsa onu sertçe uzaklaştırıyor. Miras
bölme sorunlarımızı çözmeye gelmedi. Bunun için yetkili insanlar vardır.
Gene de çoğu kez olduğu gibi İsa sorunun kökünden halletmesi için fırsattan
yararlanıyor. İşin kötüsü akılsız olan insanların bulunmasıdır: felaket seçimler yapıyorlar.
Kendi kendilerini ve aynı zamanda başkalarını da mutsuz ediyorlar. Sadece kendi yararı
düşünüldüğü ve başkalarınki unutulduğu her kez olan budur. Luka İncilini yazarken YunanRoma dünyasının toplumsal bariz eşitsizliklerini düşünüyor. Bu eşitsizlikler halen de vardır.
Papamız Fransua bize bunu hatırlatıyor: “Yoksullar için yoksul bir Kilise”nin savunuculuğunu
yapıyor.
Dünyanın ve zenginliklerinin Allah tarafından tüm insanların yararına yaratıldığını
unutmamak gerekir. Bu zenginliklerin sahibi hâlâ Allah’tır. Onları tüm çocuklarının yararına
geliştirmemiz için bize emanet verdi. Onlardan yararlanmaya hakkımız var, kötüye kullanmaya
hayır. İsa’nın ağzından onlara tabi olanlarını Allah deli diyor. Altın boğanın önünde diz
çökmekle Allah’ı ve komşuyu sevmeyi unutuyorlar. Sadece kendilerini seviyorlar; kendi
kendilerini mahkûm eden putperestler oluyorlar. Hazinemiz yüreğimizdedir. Bu yaz ve
birçoğumuz için büyük masraflı bugünlerde yaşamın gerçek anlamını düşünme zahmetine
değer.
O halde, her zamandan çok bu dileği benimseyelim: “Bugün yüreklerimizi
katılaştırmayalım; Allah’ın sözlerini dinleyelim.”
ooo0ooo
http://puiseralasource.com
DUA
Açarsın elini Rabbim,
Doyurursun sevdiğin
Tüm yaşayanları.
RAB lütufkâr ve sevecendir,
Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
RAB herkese iyi davranır,
Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.
Herkesin umudu sende,
Onlara yiyeceklerini zamanında veren
sensin.
Elini açar,
Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.
RAB bütün davranışlarında adil,
Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
RAB kendisini çağıran,
İçtenlikle çağıran herkese yakındır.
Download