BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BANDIRMA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ UNIVERSITY OF FINANCE AND MANAGEMENT IN BIALYSTOK – POLAND ULUSLARARASI SEMPOZYUM - V KÜRESEL KRİZ SONRASINDA EKONOMİNİN YENİDEN YAPILANMASI INTERNATIONAL SYMPOSIUM - V RESTRUCTURING THE ECONOMY AFTER THE GLOBAL CRISIS PROGRAM 27- 29 Mayıs / May 2010 ERDEK ii PROGRAM 26th MAY 2010, WEDNESDAY 18:00 – 20:00 Arriving Hotel and Welcoming Cocktail 27th MAY 2010, THURSDAY OPENING SESSION SALOON 1 09:00- 10:30 Opening Speeches Coffee Break 10:30 – 11:00 11:00 – 12:30 KEYNOTE SPEAKERS: ABOUT THE GLOBAL CRISIS SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Ertan OKTAY Economics and theEconomy: Reminiscences of the Crisis: Prof. Kazimierz MEREDYK Effects of Global Crisis on Emerging Europe and Turkey: Doç. Dr. Kıvılcım Metin ÖZCAN Küresel Kriz ve TCMB Politikaları: Prof. Dr. İlker PARASIZ Lunch 12:30 – 13:30 SESSION 1. ABOUT THE GLOBAL CRISIS I 13:30 – 15:00 SALOON 1 Convener: Doç. Dr. Kıvılcım Metin ÖZCAN 1. The Overcoming Employee’s Resistance to Change in Post Financial Crisis Business Activity: Dr. Dorota FRASUNKIEWICZ 2. Beyond the Financial Crisis: Probable Conflict-Prone Effects at the International Level: Doç. Dr. M. Ercan YILMAZ 3. Financial Crisis and Polish Market of Mutual Fund: Prof. Nina LAPINSKA-SOBCZAK Marta OSTAPOWICZ 4. Global Diversification Opportunities: What Has Changed with the Crises?: Doç. Dr. Jale SÖZER ORAN Yrd. Doç. Dr. Rukiye Ceyda ÖZTÜRK SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Osman AYDOĞUŞ 1. Crisis and Changes in Selected Functional Areas of Polish Enterprises: Doc. Dr. Jerzy PASZKOWSKI Dr. Urszula WIDELSKA I 2. 3. 4. Action and Reaction: Global Financial Crisis and the Restructuring of the International Financial System: Yrd. Doç. Dr. Gökhan ÖZKAN The EU Funds and Their Influence on the Polish Economy at theTime of Global Economic Crisis: Dr. Joanna OMIECIUCH A Cyclical Analysis Of The Turkish Economy: Evidence From New Income Series: Levent KORAP SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU 1. Effects of the Global Crisis on Unemployment, Investments and Economic Growth: Doç. Dr. Sefer ŞENER Yrd. Doç. Dr. Serdar KURT Arş. Gör. Mesut SAVRUL 2. Outplacement: A Strategy for the Restructure of Work Force in Crisis Period: Doç. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU Arş. Gör. Tezcan KAŞMER Arş. Gör. Funda KAYA 3. Nation-States and Social Conflict in Terms of Global Depression: Doç. Dr. A. Baran DURAL Arş. Gör. Emre AKÇAGÜNDÜZ SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Özcan KARAHAN 1. Mergers & Acquisitions of Polish Enterprises in Economic Crisis: Doç. Dr. Edward HOSCILOWICZ 2. Crisis as a Source of Changes in Innovation Strategy of Enterprise: Prof. Józef SZABŁOWSKI 3. Crisis and Confidence: Dr. Urszula GOLASZEWSKA-KACZAN SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER 1. Health Care System in Poland in Crisis Times Dr. Alina WARELIS 2. Management in Conditions of Crisis and New Paradigms of Management: Dr. Joanna M. MOCZYDLOWSKA 3 . Corporate Social Responsibility and Global Crisis: M.A. Anna IWACEWICZ-ORLOWSKA Coffee Break 15:00 – 15:30 SESSION 2. ABOUT THE GLOBAL CRISIS II 15:30 – 17:00 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Ahmet ÖZTÜRK 1. The Fıscal Polıcıes and Publıc Budget’s Performence in Turkey After TheGlobal Crisis: Doç. Dr. A. Niyazi ÖZKER 2. Inflation Targeting, Expansionary Fiscal Contractions and Capacity Utilization Rates: Turkey Case: Öğr. Gör. Dr. Özer ARABACI Öğr. Gör. Dr. Rabihan YÜKSEL ARABACI 3. The Global Financial Crisis and the Developing Countries: Cansın ARSLAN SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Alpaslan SEREL 1. 2008 Krizin Tarım Sektörüne Etkisi: Kriz Öncesi ve Kriz Sonrası Malatya Kayısı İhracatı ve Gelir Örneği: Prof. Dr. Ali Yılmaz GÜNDÜZ II 2. 3. Öncü Göstergeler Yaklaşımıyla Türkiye’de 2008 Krizinin Değerlendirilmesi: Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI Arş. Gör. Ferhan SAYIN Yapılandırılmış Finans ve Küresel Finansal Kriz: SPK Baş Uzm. Yener COŞKUN SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Havva Tunç ÇELEBİ 1. The Determinants of the Interest Rate Margins on Turkish Banking Sector: Yrd. Doç. Dr. Dilek SEVER Yrd. Doç. Dr. Özlem TAŞSEVEN 2. The Need for a New Financial Stability Framework: Yrd. Doç. Dr. M. Kutluğhan Savaş ÖKTE 3. An Empirical Evidence of the Consumption Function for Turkey: Dr. Afşin ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ SALOON 4 Convener: Prof. Dr. Tamer BOLAT 1. Küresel Mali Kriz ve Türkiye: Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU Doç. Dr. Galip ALTINAY 2. Küresel Ekonomik Krizin Anlam ve Niteliği: Prof. Dr. Mehmet BULUT 3. Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Dış Ticaretinin, Endüstri İçi Ticaret ve Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Açısından Değerlendirilmesi: Yrd. Doç. Dr. Ahmet AYDIN SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Ercan BALDEMİR 1. Küresel Kriz ve Bir Para Politikası Stratejisi Olarak Enflasyon Hedeflemesinin Rolü: Doç. Dr. Nadir EROĞLU Yrd. Doç. Dr. İlhan EROĞLU 2. Ekonomik Kriz: Kazananlar ve Kaybedenler: Yrd. Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK 3. Krize Köklü Çözüm Önerisi: Tek Dünya Parası: Dr. Celali YILMAZ Coffee Break 17:00 – 17:30 SESSION 3. KRİZİN NEDENLERİ, SONUÇLARI VE GELECEĞİ 17:30 – 19:00 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Hasan KAZDAĞLI 1. Kriz Sonrası İstihdam Sorunları ve Çözüm Önerileri: Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI Yrd. Doç. Dr. İlkay DİLBER Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN Arş. Gör. Ferhan SAYIN 2. Ekonomik Krizin Dış Ticaret Ödeme Şekillerine Etkileri: Yrd. Doç. Dr. Yavuz SOYKAN Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ Öğr. Gör. Mustafa KAYIK 3. Global Krizin Nedenleri ve Sonuçları: Yrd. Doç. Dr. Aziz BOSTAN Öğr. Gör. Dr. Serap ÜRÜT KELLECİ III SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Ali Kemal GÜRBÜZ 1. 2008 Ekonomik Krizinin Türkiye’nin Dış Ticaretine Yansımaları: Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN 2. 2008 Küresel Finansal Kriz ve Türkiye: Makro Ekonomik Göstergelerin Kümeleme Yöntemi İle Analizi: Yrd. Doç. Dr. Seval MUTLU ÇAMOĞLU Arş. Gör. Gönül YÜCE Arş. Gör. Merter AKINCI 3. Şirketlerin Mali Yapıları Üzerinde Ekonomik Krizlerin Etkileri: 2001 ve 2008 Ekonomik Krizleri Üzerine Bir Araştırma: Yrd. Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU Yrd. Doç. Dr. Ahmet BÜYÜKŞALVARCI Yrd. Doç. Dr. Engin DİNÇ 4. Ekonomik Krizlerde Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin Önemi: Yrd. Doç. Dr. M. Emin AKKILIÇ Öğr. Gör. Mustafa GÜNALAN SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Galip ALTINAY 1. Küresel Ekonomik Kriz Üzerine Değerlendirme: Yrd. Doç. Dr. Erol VİDİNLİOĞLU Ögr. Gör. Buğra ÖZER Ergun KAYA 2. Türk İmalat Sektörünün Etkinliğine Krizlerin Etkileri: 1998-2008 Dönemi: Arş. Gör. Bekir ELMAS Öğr. Gör. Emre YAKUT 3. Kriz Dönemlerinde Sektörler Arası Emek Hareketliliği: Türkiye Örneği: Arş. Gör. Özgür BALMUMCU Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ SALOON 4 Convener: Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI 1. Küresel Finansal Krizin Türkiye'nin İhracati Üzerine Etkilerinin Analizi: Yrd. Doç. Dr. Ali Cüneyt ÇETİN 2. Kriz Sonrası Küresel Dengesizlikler Işığında Kredi Temerrüt Takası Volatilitesinin Modellenmesi: Yrd. Doç. Dr. Dina ÇAKMUR YILDIRTAN Yrd. Doç. Dr. Ayşe Gül BÖLÜKBAŞI 3. Küresel Finansal Krizler ve Gelişmekte Olan Ülkeler: Yrd. Doç. Dr. Metin MERİÇ SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Faysal GÖKALP 1. Küresel Mali Krizin Türkiye Ekonomisine Etkileri: Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL Arş. Gör. Evren İPEK Arş. Gör. Olcay ÇOLAK 2. Finansal Liberalizasyon ve Küresel Krizin Yapısal Nedenleri: Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Dersler: Arş. Gör. Cem Okan TUNCEL 3. 2008 Krizi Mi, Yeniden Dirilen 2001 Krizi Mi?: Arş. Gör. Görkem BAHTİYAR Arş. Gör. Filiz GAYGUSUZ Dinner 20:00– 23:00 IV 28th MAY 2010, FRIDAY SESSION 4. İSTİHDAM VE SEKTÖREL SORUNLAR 09:00- 10:30 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Nalan ÖLMEZOĞULLARI 1. Küresel Finansal Kriz Sonrası İstihdam Piyasası ve Önlemler: Doç. Dr. Nevin YÖRÜK Öğr. Gör. Erdem KANIŞLI 2. Serbest Ticaret, Kriz ve İstihdam: Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP Arş. Gör. Gonca AKGÜN 3. 2001 Ekonomik Krizinin Türkiye’de Büyüme ve İstihdam Üzerindeki Etkisi: Yrd. Doç. Dr. Metehan YILGÖR Dr. Arş. Gör. Suna KORKMAZ SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Erdal KARAGÖL 1. Ekonomik Krizin Türk Çalışma Yaşamına Yansımaları: Yrd. Doç. Dr. Şenol YAPRAK 2. Kriz Sonrası İstihdam Sorunları Ve Yapılması Gerekli Düzenlemeler: Türkiye Örneği: Yrd. Doç. Dr. Burhan AYDEMİR 3. İktisadi Krizler, Finansal Genişleme ve Keynesyen Politikalar: Arş. Gör. Kerim Eser AFŞAR SALOON 3 Convener: Doç Dr. Serap PALAZ 1. Küresel Ekonomik Krız Sürecinde Türkiye’de Alınan Önlem Paketlerinin İstihdam Üzerındekı Etkileri: Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE 2. Küresel Kriz, Küresel Yoksulluk ve İşsizlik Sorunu: Sistem İçi Restorasyon Yeterli Mi?: Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ Doç. Dr. Mehmet DİKKAYA Arş. Gör. Deniz ÖZYAKIŞIR 3. İşsizlerin Bakış Açısıyla Ekonomik Kriz Sonrasında Bursa Özel Sektöründe İstihdam: Doç. Dr. Hamit PALABIYIK Arş. Gör. Sanem BERKÜN V SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Gökhan ORHAN 1. 2008 Global Ekonomik Kriz: Türkiye’de İşgücü Piyasasına Yansımaları: Arş. Gör. Rüya ATAKLI Arş. Gör. Feyza ARICA 2. Türkiye’de 2008 Krizi Sonrası İstihdam Değişiklikleri Analizi: Arş. Gör. Gonca YÜZBAŞI Arş. Gör. Reyhan BAHAR Arş. Gör. Samiye EKİM 3. Küresel Krizin İstihdam Üzerindeki Etkileri: Türkiye’deki Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri: Fatih KONUR Kemal ÇAKICI SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Hacı Mehmet TAŞÇI 1. Türkiye’de Sosyal ve Ekonomik Boyutuyla Sağlık Harcamaları ve Finansmanı: Öğr. Gör. Sinan AYTEKİN Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN 2. Küresel Ekonomik Kriz Döneminde Zeytinyağı Üretim İşletmelerinin Karşılaştığı Pazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri : Edremit Körfezi Örneği: Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM Öğr. Gör. Dr. Ümit ALNIAÇIK Öğr. Gör. Volkan ÖZBEK Öğr. Gör. Fatih KOÇ 3. Küresel Kriz Gölgesinde Türk Tarım Sektörü: Arş. Gör. Ömer Faruk ALTUNÇ Coffee Break 10:30 – 11:00 SESSION 5. EKONOMİ TEORİSİNDE VE POLİTİKALARINDA YENİ YAKLAŞIMLAR 11:00 – 12:30 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Ali Yılmaz GÜNDÜZ 1. Finansal Krizi Önlemede Avrupa Uyum Politikasının Rolü: Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL Arş. Gör. Olcay ÇOLAK Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE 2. Dışsallıkların Ekonomi Üzerindeki Etkileri ve İçselleştirilmesine İlişkin Teorik Yaklaşımlar-Çözüm Önerileri: Yatağan Termik Santrali Analizi: Doç. Dr. Cüneyt Yenal KESBİÇ Doç. Dr. Ercan BALDEMİR Arş. Gör. Mustafa İNCİ 3. Küresel Krizin Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Üzerindeki Etkisi: Arş. Gör. Evren İPEK Arş. Gör. Mine BİNİŞ VI SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER 1. Küresel Kriz Öncesi ve Sonrasında Tarım Kesimine Bakış: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ERÇAKAR 2. Uzlaşmadan Ayrılığa: Küresel Finansal Kriz Makro İktisadın Krizi (Mi)?: Öğr. Gör. Dr. Metin ÖZDEMİR 3. Kriz Sonrası Para Politikasına Yeni Yaklaşım Önerisi: Esnek Enflasyon Hedeflemesi: Yrd. Doç. Dr. Serkan ÇİÇEK Yrd. Doç. Dr. Sinan ALÇIN SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Hakan ÇETİNTAŞ 1. 2008 Yılı Küresel Ekonomik Krizinin Türk Reel Ekonomisi Üzerine Etkileri ve Çözüm Önerileri: Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM 2. Küresel Ekonomiye Katılım Sürecinde Türkiye’de Üretimin Uluslararasılaşması: Dikey Uzmanlaşma: Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP Arş. Gör. Gonca AKGÜN 3. Turizm Talebinin Ekonometrik Olarak Modellenmesi: 1986-2008 Türkiye Örneği: Yrd. Doç. Dr. Sabriye ÇELİK UĞUZ Yrd. Doç. Dr. Ferhat TOPBAŞ SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Muzaffer Ercan YILMAZ 1. Sosyal Piyasa Ekonomisi 2008–2009 Ekonomik Mali Krizini Önleyebilir miydi ?: Doç. Dr. rer. pol. Rıza ARSLAN 2. 2007/08 Küresel Krizin Bir Çözümlemesi ve Yerleşik İktisat Paradigmasında Yeni Arayışlar: Dr. Esra GÜLER 3. Küresel Rekabet Ortamında, Krizlere Karşı Hazır Olmak ve Krizleri Önlemek İçin Değişim Mühendisliğinin Önemi: Yrd. Doç. Dr. Mustafa YÜCEL SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Şakir SAKARYA 1. Küresel Kriz Sonrasında Küresel Finansal Sistemde Yapısal Dönüşümler: Dr. Bora SELÇUK Dr. Naci YILMAZ 2. IMF: Uluslararası Son Borç Verme Mercii Olabilir Mi?: Öğr. Gör. Dr. M. Ozan BAŞKOL 3. IMF'ın Yeniden Yapılandırılması İsmail Cem ÖZKURT Lunch 12:30 – 13:30 VII SESSION 6. FİNANSAL SİSTEM VE BANKACILIK 13:30 – 15:00 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR 1. Küresel Krizin Türkiye Bankacılık Sektörü Üzerine Etkileri: Veri Zarflama Analizi Yöntemiyle Etkinlik Analizi: Prof. Dr. Recep KÖK Didem ÖZTEKİN Filiz ERATAŞ 2. Yeniden Yapılandırma Sonrası Türk Bankacılık Sektöründe Etkinlik:Yerli Yabancı Bankalar Karşılaştırması: Doç. Dr. Tuncay ÇELİK 3. Asimetrik Bilginin Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Finans Sektörü Örneği Öğr. Gör. Şahin ÇETİNKAYA SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM 1. Sigorta Şirketlerinin Yeniden Yapılandırılmasında Solvency-Iı Sistemi ve Türk Sigorta Sektörüne Yansımaları: Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELİKKOL Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ 2. Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’de Ekonomik Karar Birimlerinin Portföy Tercihlerine Yansımaları: Öğr. Gör. Dr. Aydanur GACENER ATIŞ 3. Değişen Finansal Konjonktür İçinde Türk Bankacılık Sektörünün Ücret ve Komisyon Gelirlerinin Belirleyicileri: Selin TEMEL Ömer KARA Cem KILIÇ SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Ahmet Niyazi ÖZKER 1. Türkiye’de Reel Döviz Kuru İle Makro Ekonomik Değişkenler Arasındaki İlişkinin Ekonometrik Analizi: Doç. Dr. Erdal DEMİRHAN Yrd. Doç. Dr. Bülent ALTAY Yrd. Doç. Dr. Ahmet İNKAYA 2. Küresel Ekonomik Krizin Aşılmasında Vergi Politikalarının Rolü: Yrd. Doç. Dr. Hatice YURTSEVER 3. Ekonomik Kriz Dönemlerinde Rekabet Politikasının Önemi: Arş. Gör. Volkan GÜRSEL VIII SALOON 4 Convener: Doç Dr. Rıza ARSLAN 1. Küresel Krizde Ahlaki Sorunlar: Arş. Gör. Zülküf AYRANGÖL Arş. Gör. Burhan KABADAYI 2. Krizin TCK Kapsamında Bazı Suçlarla İcra Takiplerine Etkileri: Halil GÜNER 3. Türkiye’de Neoliberal Siyaset Bağlamında Kriz ve Yoksullaşma: Arş. Gör. Ahmet Bora TARHAN Coffee Break SESSION 7. KRİZ VE İŞLETMECİLİK SORUNLARI 15:00 – 15:30 15:30 – 17:00 SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Cengiz TORAMAN 1. Organizasyonlarda İş Tatmini Uygulamaları ve Örgütsel Bağlılığa Etkisi Üzerine Bir Araştırma: Prof. Dr. Edip ÖRÜCÜ Arş. Gör. Recep KILIÇ Sinem ŞİMŞİR 2. Ekonomik ve Finansal Krizlerin Şirket Birleşmeleri Üzerindeki Etkilerinin 2001 ve 2007-2009 Krizleri Bağlamında Değerlendirilmesi: Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR Arş. Gör. Murat KETEN 3. Küresel Ekonomik Kriz Çerçevesinde İşletmelerde Kriz Yönetimi ve Balıkesir İli Örneği: Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER Gökhan DİKİLİ SALOON 2 Convener: Prof. Dr. İsmail EFİL 1. Özelleştirme Süreci Öncesi Yaşanan Kriz Döneminde Ilıca Şeker Fabrikası Çalışanlarının Mesleki Stres Düzeylerinin İncelenmesi: Doç. Dr. M. Dursun KAYA Öğr. Gör. Betül ÇUBUKÇU Arş. Gör. Dilşad GÜZEL Yrd. Doç. Dr. A. Samet HAŞILOĞLU Öğr. Gör. M. Fatih DEMİRTAŞ 2. Kriz Ortamında Sigorta Şirketlerinin Finansal Yapılarının Değerlendirilmesi: Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ Arş. Gör. Emin ZEYTİNOĞLU Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ 3. Küresel Krizden Çıkışta “Yalın 6 Sigma” Yaklaşımı ve İşletmeler İçin Vaat Ettikleri: Yrd. Doç. Dr. Ali SOYLU IX SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Hüseyin AKAY 1. İşletmelerde Krizlere Karşı Yeni Bir İş Modeli Olarak “İş Sürekliliği Yönetimi” ve Bs 25999 Standartlarının Uygulanması: Yrd. Doç. Dr. Ömer L. MET 2. İşletmelerin Kriz Dönemlerinde Strateji Belirleme Sürecinde Etkili Olan Faktörler ve Uşak İli Örneği: Yrd. Doç. Dr. Ramazan ARSLAN Arş. Gör. Mehtap KARAKOÇ Arş. Gör. Erhan GENÇ 3. Üniversitede Çalışan Personelin Öğrenen Örgüt Kültürüne İlişkin Algılarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma: Balıkesir Üniversitesi Örneği: Arş. Gör. Recep KILIÇ Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN 4. Denizli’de Ekonomik Krizlerin Bireyde Yarattığı Kaygı ve Krizin Atıf Kaynakları: Algılanan Kriz Gerçektir: Yrd. Doç. Dr. Kamil ORHAN 20:00 – 23:00 Gala Dinner th 29 MAY 2010, SATURDAY ERDEK AREA TRIP X XI BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BANDIRMA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ UNIVERSITY OF FINANCE AND MANAGEMENT IN BIALYSTOK – POLAND ULUSLARARASI SEMPOZYUM - V KÜRESEL KRİZ SONRASINDA EKONOMİNİN YENİDEN YAPILANMASI INTERNATIONAL SYMPOSIUM - V RESTRUCTURING THE ECONOMY AFTER THE GLOBAL CRISIS ÖZETLER / ABSTRACTS EDİTÖRLER / EDITORS Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER Yrd. Doç. Dr. Ahmet AYDIN Arş. Gör. Evren İPEK 27- 29 Mayıs / May 2010 ERDEK 1 2 KRİZ SONRASI İŞLETME FAALİYETLERİNDE DİRENME SORUNUNUN ÇÖZÜMLENMESİ ÇALIŞANLARIN DEĞİŞİME Dr. Dorota FRASUNKIEWICZ Küresel finansal kriz tüm dünyada istihdam üzerinde önemli etliler bırakarak küresel ekonomik durgunluğa neden olmuştur. Böyle bir ortamda çalışanlar ya şirket içi örgütlenmede önemli değişiklikler ya da gelecekte işten çıkarılmayı beklemektedir. Her iki durum da şirket çalışanları üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bireyler, doğal olarak iş güvenlikleri ya da statülerini tehdit altında hissettikleri zaman mevcut durumu korumaya çalışırlar. Direnme, herhangi bir değişimin uygulamaları nedeniyle kaçınılmaz sonuçtur. Bir şeyi kaybetme heyecanı, şirketin günlük faaliyetlerine katılmada bir güçlük olarak algılanır. Değişim karşısındaki direnci kırmak değişimin önündeki psikolojik engelleri kaldırma konusundaki en önemli eylemdir. Bu yöndeki girişim kriz sonrası ortamda şirketlerin daha başarılı bir şekilde faaliyette bulunmasını sağlar. Bu makalede, değişime karşı direnişin temel nedeninin bilgi eksikliğinden kaynaklanmakta olduğu gösterilecektir. Araştırmalar, Kuzeydoğu Polonya’daki küçük ve orta ölçekli işletmelerde yapılacaktır. THE OVERCOMING EMPLOYEE’S RESISTANCE TO CHANGE IN POST FINANCIAL CRISIS BUSINESS ACTIVITY The global financial crisis has precipitated a global economic recession with significant impacts on employment around the world. Employees expect either profound changes inner organizations or number of layoffs in the future. Both cases have a great impact on people within companies. Individuals naturally rush to defend the status quo if they feel their security or status are threatened. Resistance is an inevitable response to any major change because of its implications, so an anxiety to lose something what is perceived as value can lead to difficulties to cope in current activity of company. It seems that overcoming resistance to change is the main source to stop psychological barriers of change. It lets companies to function successfully in post-crisis reality. The aim of article is to prove that lack of information is the basic reason of resistance to change. Researches will be done in small and medium firms in northeastern Poland. 3 FİNANS KRİZİNİN ÖTESİNDE: ULUSLARARASI DÜZEYDE OLASI ÇATIŞMA YARATICI ETKİLERİ Doç. Dr. M. Ercan YILMAZ Bu çalışmanın amacı küresel finansal krizin uluslararası düzeyde çatışma yaratıcı etkilerini tartışmak ve ampirik araştırmalarla test edilmeye yönelik bazı hipotezlere ulaşmaktır. Geçmiş tecrübelerimiz ve çatışma teorisi ışığında, küresel krizin ticari sınırlamalar, göç, değişen güç dengesi, kritik yerli endüstrinin yabancılara satılması ve artan Kuzey-Güney eşitsizliği gibi bir dizi çatışma yaratıcı etkiye yol açabileceği varsayılmaktadır. Çalışmayı sonlandırırken, küresel krizin etkilerini minimize edebilmek için kapsamlı bir uluslararası işbirliğinin gerekli olduğu noktasının da altı çizilmektedir. Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Küresel Ekonomik Kriz, Uluslararası Çatışma, Ticari Ayrımcılık, Kuzey-Güney Eşitsizliği. BEYOND THE FINANCIAL CRISIS: PROBABLE CONFLICT-PRONE EFFECTS AT THE INTERNATIONAL LEVEL The purpose of this study is to discuss possible conflict-prone effects of the latest financial crisis at the international level and come up with some hypotheses that need to be tested through empirical research. Combining our past experiences with conflict theory, it is hypothesized that the latest financial crisis is positively related to many conflict-prone phenomena, including, trade discrimination, migration, shift of balance of power, acquisition of critical domestic industries by foreigners, and increasing North-South inequalities. The need for a comprehensive international cooperation is also stressed to minimize the negative effects of the crisis in concluding the study. Keywords: Financial Crisis, Global Discrimination, North-South Inequalities. Economic Crisis, International Conflict, Trade 4 FİNANSAL KRİZ VE POLONYA YATIRIM FONU PİYASASI Prof. Nina LAPINSKA-SOBCZAK Marta OSTAPOWICZ Ekonomik döngü olgusu bütün iktisatçılar tarafından çok iyi bilinmesine karşın, krizler her zaman için beklenmedik dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Daha önceki ekonomik buhranlarla karşılaştırıldığımızda bu krizlerin etki derecelerinin farklı olduğunu ve ekonominin sadece bazı alanlarını kapsadığını gözlemleriz. Bu çalışma, Polonya’daki yatırım fonu piyasalarını, 2005-2007 ekonomik buhran dönemi ve 2008’deki kriz ortasındaki özelliklerini ortaya koyarak tanımlamaktadır. Sonuç olarak önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ekonomik buhranla mücadele ile ilgili öngörü ortaya konulacak ve krizin en iyi hisse yatırım fonları derecelerine nasıl etkiledi gösterilecektir. Derecelendirme yapılırken, PROMETHEE ya da AHM olarak da bilinen çok kriterli aralıklı optimizasyon metodu kullanılmıştır. Analiz belirlenen 8-12 kriter çerçevesinde, Polonya’daki 15 yatırım fonunun 20052009 yılları arasındaki fiyat hareketleri ile ilişkili veriyi kapsamaktadır. FINANCIAL CRISIS AND POLISH MARKET OF MUTUAL FUND Economic cycles phenomena is well known to all the economists, but the crisis is always unexpected. Comparing past economic depressions we can observe that their strength was different every time and concerned only to some branches of economy. This paper describes investment funds market in Poland with its characteristics in period before the depression (2005-2007), and then in the middle of crisis in 2008. Finally, we are going to present vision of coping with depressions in the next few years and we are going to show how crisis influenced ratings of the best stock investment funds. To construction of ranks we use of multicreterial discrete optimization methods as PROMETHEE or AHP. The analysis is based on 812 criteria and covers data related to the activity of 15 mutual funds in Poland from 2005 to 2009. 5 KÜRESEL ÇEŞİTLENDİRME OLANAKLARI: KRİZDEN SONRA NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Jale Sözer ORAN Yrd. Doç. Dr. Rukiye Ceyda ÖZTÜRK Bu araştırmanın amacı, dünyayı etkileyen finansal krizden sonra değişik borsalarda çeşitlendirme yoluyla riskin azaltılmasına ilişkin olanakların ortaya konulmasıdır. Kriz öncesi ve sonrası dönemde yirmi değişik ulusal borsa endeksinin aylık ve haftalık getirileri toplanarak analiz edilip korelasyonlara bakılacaktır. Bundan önceki çalışmalarda, artan finansal entegrasyon nedeniyle borsalar arasındaki korelasyonların yükseldiği belirlenmiştir. Ancak, son finansal kriz, bu yapıyı değiştirmiş olabilir. Daha önceki çalışmalara dayanılarak krizin borsaları en çok etkilediği tarihten önceki ve sonraki veriler “Principal Component Analysis” yöntemiyle analiz edilerek borsaların ne ölçüde birlikte hareket ettiği belirlenecek ve portföy yönetimiyle ilgili spesifik öneriler getirilecektir. Anahtar sözcükler: Risk, risk dağıtma, çeşitlendirme, portföy stratejileri, borsalar, finansal piyasalar, yatırımlar. GLOBAL DIVERSIFICATION OPPORTUNITIES: WHAT HAS CHANGED WITH THE CRISES? The objective of this research is to explore the global diversification possibilities around the world, while stock markets are affected by the recent financial crisis. Weekly returns for 15 stock exchanges’ index values for pre-crisis and crisis periods are analyzed with descriptive statistics, and correlations are calculated. Previous literature researches indicate that correlations between stock markets tend to increase due to high degree of global financial integration. However, the crisis might have changed the degree of co-movement among the stock markets, and influenced diversification opportunities. After the breakpoint of crisis is determined, the further work is conducted on the data using Principal Component Analysis (PCA) firstly and moreover with the Analysis of Moment Structures (AMOS) path diagram in order to offer specific portfolio construction suggestions. Keywords: Risk, diversification, portfolio strategies, stock exchange, financial markets, investment, Principal Component Analysis (PCA), Analysis of Moment Structures (AMOS). 6 KRİZLER VE DEĞİŞİMLER İŞLETMELERDE SEÇİLMİŞ FONKSİYON ALANLARINDAKİ Doc. Dr. Jerzy PASZKOWSKI Dr. Urszula WIDELSKA Makalede, işletmelerde krizlerin sebep olduğu seçilmiş fonksiyon alanlarındaki değişim derecesi problemini ele almaktadır. Ekonomik krizler genellikle işletme yeterlilikleri yönetiminin test edildiği dönemler olarak algılanır. Kriz ortamı işletmelerin gelişmesi için bir şans olmaktan çok zayıflıklarının kaynağını oluşturur ve iç potansiyelleri kullanma düzeyinin sınırlı kalması işletme faaliyetlerinin nedensel ve kısa dönemli olmasına yol açar. Krize tepki, sürekli ve uzun dönemli değişimler yaratma şeklinde sonuçlanmalıdır ve bu da yeniden yapılanma sürecinin rolünü arttır. Bu çalışma iki temel fonksiyon alanı olan insan kaynakları yönetimi ve pazarlama alanlarındaki değişime yoğunlaşmaktadır. Fonksiyon alanı, şirketlerin hedeflerinin gerçekleşmesini sağlayan şirket etkinlikleri alanı olarak tanımlanmaktadır. Krizlerin sebep olduğu çevresel ve büyük dinamik değişimler göz önünde tutulduğunda fonksiyonel alanların verimliliğinin rolü önem kazanmaktadır. Makalenin temel amacı, bahsedilen fonksiyon alanlarındaki önemli değişimleri, özellikle tüketici ilişkileri yönetimi alanındaki değişiklikleri, bağlılık yaratma programları ve yönetici davranışlarını, ayrıca örgütsel yapılarda ve motivasyon sistemlerindeki değişimleri göstermektir. CRISIS AND CHANGES IN SELECTED FUNCTIONAL AREAS OF POLISH ENTERPRISES The article undertakes the problem of the range of changes in chosen functional areas in enterprises, which are caused by crisis. The crisis as an economy occurrence is treated as the kind of test of managing firms’ competences. It is because, the environment is rather the source of weakness than development chances, so level of using internal potential is limited and enforce the activity of enterprises, which is rather short term and casual. The reaction for crisis results should be: the creating constant and long term changes, and that is why the role of restructurisation processes are growing. The composition concentrates on the changes in two main functional areas, which are human resource management and marketing. The functional area is understood as the sphere of enterprise activity, which entirely provide realization of enterprises goals. Taking everything into consideration: an environmental changes and its huge dynamical changes in the crisis cause, that the role of efficiency of functional areas are growing in this situation. The main aim of the article is to indicate major changes in mentioned functional areas, especially: changes in the sphere of consumer relationships management, creating loyalty programs and also changes of managers attitudes, changes in organizational structures and motivation systems. 7 ETKİ VE TEPKİ: KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE ULUSLARARASI FİNANS SİSTEMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Yrd. Doç. Dr. Gökhan ÖZKAN Küresel finansal kriz, birçok ülkeyi resesyona sürüklemiş ve uluslararası finans sisteminin yapısal problemleri olduğunu ortaya koymuştur. Bu bildirinin amacı, küresel finansal krizin uluslararası finans sisteminin yeniden yapılandırılmasına etkilerini araştırmaktır. Bu bağlamda, farklı uluslararası platformlarda yapılan müzakereler ve çalışmalar değerlendirilmiştir. Yapılan analiz ve değerlendirmeler sonucunda, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finans sistemindeki ağırlıklarının arttığı tespit edilmiştir. Ekim 2009’deki G-20 zirvesinde, üye ülkeler, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere IMF kotaları ve Dünya Bankası oy haklarında aktarım yapılmasını kararlaştırmışlardır. Finansal kaynakları 750 milyar dolara çıkarılan IMF’nin ve Finansal İstikrar Forumu’nun nüfuzlarını arttırmaları beklenmektedir. Uluslararası sermaye akışlarını, hedge fonları da içine alan “gölge finans sistemini” (shadow financial system) ve Kredi Derecelendirme Kuruluşları’nı daha etkin bir şekilde düzenlenmek ve denetlemek; Basel II’yi ve bankacılık sektöründeki prim sistemini yeniden dizayn etmek daha istikrarlı bir uluslararası finans sistemi yönünde atılması gereken adımlar olarak görülmektedirler. Uluslararası finans sistemiyle uluslararası siyaset arasındaki karmaşık ilişkiler sebebiyle yeniden yapılandırma sürecinin yavaş ilerleyeceği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Küresel finansal kriz, uluslararası finans sistemi, yeniden yapılandırma, uluslararası siyaset ACTION AND REACTION: GLOBAL FINANCIAL CRISIS RESTRUCTURING OF THE INTERNATIONAL FINANCIAL SYSTEM AND THE The global financial crisis dragged many countries into recession and demonstrated that the international financial system has structural problems. This paper aims to investigate the impact of the global financial crisis on the restructuring of the international financial system. In this connection, negotiations and studies made at different international platforms were evaluated. As a result of analyses and evaluations, it was found that weight of the developing countries in the international financial system has increased. At the G-20 summit in October 2009, member countries agreed upon a shift in IMF quotas and World Bank voting rights from developed countries to the developing countries. It is expected that influence of the IMF, financial resources of which were increased to 750 billion dollars, and the Financial Stability Board will increase. Regulating and supervising the shadow financial system, international capital movements, and the Credit Rating Agencies more effectively; redesigning the Basel II and the bonus system of the banking sector are seen as essential steps towards a more stable international financial system. It was concluded that the restructuring process will proceed slowly because of the complex relations between the international financial system and international politics. Keywords: Global financial crisis, international financial system, restructuring, international politics. 8 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ DÖNEMİNDE AVRUPA BİRLİĞİ FONLARI VE POLONYA EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİSİ Dr. Joanna OMIECIUCH ABD’deki finansal kriz, yüksek faizli ve riskli mortgage kredilerinin 2007 yılı ortasında batmasıyla başlamıştır. ABD’deki finansal kriz daha sonra küresel ekonomik krize dönüşmüştür. Bu son dünya ekonomik krizi ile mücadele etmek için ülkeler birbirinden farklı ekonomik politikalar uygulamışlardır. Bu makale, 2007-2013 yılları arasında Polonya’ya tahsis edilmiş Avrupa Birliği fonlarının kullanım sürecini ve bu fonların ekonomik kriz döneminde Polonya ekonomisi üzerindeki etkisini incelemektedir. 2004-2006 program döneminde yapılan bazı hataların kaçınılmaz olduğu görülmüştür. Önümüzdeki yıllarda Polonya ekonomisi geçmişteki hatalarından ders çıkarmalıdır ve yeni fonları daha verimli ve ekonomiye daha faydalı olacak şekilde kullanmalıdır. GSMH’sı 2008’de %1 artan Polonya, Avrupa’da en hızlı büyüyen ekonomilerden birisidir. THE EU FUNDS AND THEIR INFLUENCE ON THE POLISH ECONOMY AT THE TIME OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS The financial crisis in the United States was triggered by the crash on the subprime mortgage credit market in the mid-2007. The financial crisis in the United States changed in the global economic crisis. Different countries have followed different policies to deal with the latest world economic crisis. The article examines the process of absorbing European Union funds earmarked for Polish economy for 2007-2013 and their influence on Polish economy at the time of global crisis. Some mistakes in the 2004-2006 programming period were inevitable. In the years ahead, Polish economy should be able to learn from their mistakes and absorb new funds in a better way – one that will be more beneficial for the economy. With an increase in 2008 of about 1% GDP Poland is one of the fastest growing economies in Europe. 9 TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ÇEVRİMSEL BİR ÇÖZÜMLEMESİ: YENİ GELİR SERİSİNDEN BULGULAR Levent KORAP Bu çalışmada Türkiye ekonomisi için küçük ölçekli bir iş-çevrimi çözümlemesi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla 1998: 100 temelli yeni gelir serisi verisini dikkate alan reel gelir ve fiyatlar/enflasyon arasındaki çevrimsel bağıntıların bilgisi açığa çıkartılmaya çalışılmakta ve sonra bu büyüklüklerin öncü- veya ters-çevrimsel tanımlayıcı özellikleri incelenmektedir. Tahmin bulgularımız hem deflatör temelli fiyat düzeyinin hem de enflasyonun arz-çekişli iş-çevrimi modellerinin öngörülerini destekleyecek şekilde reel çıktı ile ters-çevrimsel bir ilişkiye sahip olduğunu göstermektedir. Fiyat düzeyi/enflasyon ve reel gelirin çevrimsel bileşenleri arasındaki ilişkilerin yönünü inceleyebilmek için ayrıca genelleştirilmiş etki tepki çözümlemesine başvurulmuştur. Sonuçlar reel çıktı ve fiyat düzeyi/enflasyon arasında veri tutarlı güçlü negatif bir etkileşimin bulunduğunu onaylamaktadır. Bütün bu bulgular dikkate alınarak, duruma-bağlı takepçekişli Keynesgil politikalara Türkiye ekonomisi tarafından tanıklık edilen iş çevrimlerinin etkilerinin istikrar amaçlı olarak denetlenebilmesi için bir günenilirlik bileşeni atfedilmemesi gerektiği ve çıktı ile fiyatlar arasında negatif bir etkileşime yol açacak arz şoklarına olanak sağlayan politikalara, daha ziyade, iktisadi birimler ve politika yapıcılar tarafından önem verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Enflasyon; Çıktı; İş Çevrimleri; Filtreleme/Ayrıştırma; Ters-Çevrimsel Fiyatlar/Enflasyon; Genelleştirilmiş Etki Tepki Çözümlemesi; Türkiye Ekonomisi; A CYCLICAL ANALYSIS OF THE TURKISH ECONOMY: EVIDENCE FROM NEW INCOME SERIES In this paper, a small scaled business cycle analysis is tried to be conducted for the Turkish economy. For this purpose we try to extract the knowledge of cyclical correlations between real income and prices/inflation considering 1998: 100 based new income series data and then examine pro- or counter-cyclical characteristics of these aggregates. Our estimation results indicate that both deflator based price level and inflation have a counter-cyclical relationship with real output in a way supporting what the supply-driven business cycle models bring out. To further examine the direction of the relationship between the cyclical components of price level/inflation and real income, we apply to the generalized impulse response analysis. The results verify that there exists a data consistent strong negative interaction between real output and price level/inflation. Considering all these findings, we conclude that no credibility must be attributed to the discretionary demand-driven Keynesian policies to stabilize the effects of the business cycles witnessed by the Turkish economy and that the policies permitting to supply shocks which will lead to a negative interaction between output and prices, rather, must have been of a special importance in the eyes of economic agents and policy makers. Keywords: Inflation; Output; Business Cycles; Filtering/Decomposing; Counter-Cyclical Prices/Inflation; Generalized Impulse Response Analysis; Turkish Economy; 10 KÜRESEL KRİZİN İŞSİZLİK, YATIRIM VE EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Doç.Dr. Sefer ŞENER Yrd.Doç.Dr. Serdar KURT Arş.Gör. Mesut SAVRUL 2008 yılı dünya ticaret ve ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. 2008 yılında yaşanan küresel durgunluk ve talep daralması, öncelikle ABD ve Avrupa ülkelerini etkilemiştir. Dünya ekonomisinde büyüme oldukça yavaşlamış, 1994-2008 yılları arasında ortalama %3.5 olan dünya GSYİH’sindeki artış, 2008’in son çeğreğinden itibaren düşüşe geçmiş ve 2008 yılında %2’lik bir artış gerçekleşmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütü 2009 yılı sonunda krize bağlı olarak 20 milyon kişinin işlerini kaybedeceğini tahmin etmektedir. Krizin ani etkileri geçmişte kalmıştır. Ne var ki gelişmekte olan ülkelerde toparlanma daha yavaş gerçekleşmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinin finansal sistemleri krizden derin etkilendiği için, bu ülkelerde düzelmenin uzun bir zaman alması beklenmektedir. Çalışmanın amacı krizin, Avrupa ülkelerinde işsizlik ve yatırımlar üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Krizin işsizlik ve yatırımlar arasındaki ilişkilere etkisi panel EGLS, yatay kesit sabit etkiler modeli ve kriz kukla değişkenleri kullanılarak incelenmiştir. Sonuçlar işsizlik ve yatırım oranlarının, kriz öncesi ve sonrası dönemde farklılaştığını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları, işsizlik ve yatırımlar arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak ekonomik büyümenin sağlanması ve emek verimliliğini artıracak sermaye ve teknoloji yatırımlarının yanında yeni istihdam alanları açacak yatırımlar da yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Yatırım, İstihdam, Ekonomik Büyüme EFFECTS OF THE GLOBAL CRISIS ON UNEMPLOYMENT, INVESTMENTS AND ECONOMIC GROWTH 2008 has been a turning point for the world trade and economy. The global stagflation and shrinkage of demand have been affecting primarily USA and European countries. Growth in the world economy slowed severely by the last quarter of 2008 and increase rate of the world GDP which was 3.5% between 1994-2008 on the average slowed down to 2% in 2008.The International Labour Organization predicted that at least 20 million jobs will have been lost by the end of 2009 due to the crisis. Sudden effects of the global crisis linger yet developing countries is expected to have a slower recovery and because financial systems of European countries severely affected by the crisis, their recovery is expected to take a long time. The aim of the study is to discover the effect of the crisis on unemployment and investments in European Countries. The effect of crisis on relations between have been investigated using panel EGLS, cross section fixed effect, and crisis dummy variables. The results have displayed that rates of unemployment and investments have differed pre and post crisis periods. The results of the study put forth significant relation between unemployment and investments. As a result it is suggested that economic growth should be ensured and besides capital and technology investments that boost labour productivity, investments that will create new areas of employment should be made. Keywords: Economic Crisis, Investment, Unemployment, Economic Growth 11 KRİZ DÖNEMLERİNDE İŞGÜCÜNÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA YÖNELİK BİR STRATEJİ: OUTPLACEMENT Doç. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU Araş.Gör. Funda KAYA Araş.Gör. Tezcan KAŞMER Kriz, işletmelerin karşı karşıya kaldıkları belirsizlik derecesini arttıran, bu nedenle işletmelerin strateji ve faaliyetlerini çok yönden etkileyen günümüzün en etkileyici olgularından biridir. Kriz sürecinde, bu durumla başa çıkabilmek adına yeniden yapılanma, küçülme, şirket evlilikleri ve tasarruf için en yüksek maliyet kalemi olan işçi çıkarma gibi rekabet gücünü artırıcı çabalar içerisine girilmektedir. Bu faaliyetler işletmeler için maliyetleri azaltıcı olmakla birlikte, çalışanların aleyhine işlemektedir. Kriz sürecinde, insan kaynaklarını düzenlemeye yönelik, uygulanan en çağdaş stratejilerin başında outplacement (dışa yerleştirme) gelmektedir. Dünyaya baktığımızda outplacement bir insan kaynakları politikası olarak değer bulmaktadır. Outplacement sistemi ile kalan çalışanlara doğru mesajların verilmesinde destek olunmakta, sadece işten çıkartılanlara değil aynı zamanda kalanlara seminerler düzenleyerek işgücü azaltılması sonucu motivasyonun düşmemesi konusunda yardım sağlanmaktadır. Bu doğrultuda, söz konusu stratejinin nerede ve nasıl uygulandığını belirlemek amacıyla özel bir işletme seçilip, bu işletme örnek olay yöntemiyle incelenecek ve işletmenin insan kaynakları yöneticileriyle görüşme (mülakat) gerçekleştirilecektir. Elde edilen bulgulara dayanarak, kriz sonrası istihdam sorunları ele alınacak ve yapılması gereken düzenlemelere yönelik önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Outplacement, İşgücü OUTPLACEMENT: A STRATEGY FOR THE RESTRUCTURE OF WORK FORCE IN CRISIS PERIOD Crisis increases the uncertainty which the organization comes face to face, so it is one of the most turbulent concepts of today affecting the strategies and the activities of the organizations from different ways. During the process of crisis, in order to cope with the contagions of it, efforts such as restructuring the human resource, mergers and layoffs are to be used to increase the competitive force. Outplacement is one of the modern human resource strategies applied by firms that are socially responsible. In the study, the results of a qualitative research about how the outplacement process is performed by holding companies which run business in different industries in Denizli Province, as a “good case” are presented. Results mainly show the laid-off employees get outplacement service in house and from the view of all parties, like outplaced ones, survivors and the company itself, outplacement process concludes positively. Key Words: Crisis, Outplacement 12 KÜRESEL KRİZ KARŞISINDA ULUS-DEVLET VE SOSYAL ÇATIŞKISI Doç. Dr. A. Baran DURAL Arş. Gör. Emre AKÇAGÜNDÜZ ABD’ de mortgage piyasasında ortaya çıkan kredi krizi, önce finans piyasalarını sonra mali piyasaları etkisi altına alarak, küresel ekonominin tamamına yayılmıştır. Kriz her ne kadar başlangıçta bir finansal krizi olarak ortaya çıktıysa da, takip eden süreçte bir likidite krizine dönüşmüş, başta ABD’ de olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde bankaların batmasına, kimi ülkelerin mali iflas kararları açıklamasına, yatırımların azalmasına, piyasalardaki güvensizliğin derinleşmesine, enflasyon oranlarının yükselmesine, enerji fiyatlarının artıp üretim- tüketim dengesinin gerilemesine neden olmuştur. Bu belirlemeler sonrasında dünya kamuoyunda, “Küreselleşmenin sonuna mı gelindi?” sorusunun seslendirilmesine yol açmıştır. Küresel kriz her ne kadar ABD ve gelişmiş Batı ülkelerinden dünyaya yayılmış izlenimi verse de, küreselleşmenin kalıcı ve yıkıcı etkisini özellikle az gelişmiş ülkeler üzerinde gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, küreselleşme- ulus-devlet arasındaki çatışkının önümüzdeki dönemde daha yüksek sesle tartışılacağını ortaya koymaktadır. Ulusalcılık- mikro ulusalcılıktan, küresel işsizlik ve göç sorununa, ulus-devlete yönelik itirazlardan küreselleşme eleştirilerine yürütülen güncel tartışmalar bu çalışmanın ana eksenini oluşturacaktır. Anahtar Sözcükler: Küreselleşme, ulus-devlet, sosyal kırılganlık, mikro milliyetçilik, küresel yoksulluk/yoksunluk. NATION-STATES AND SOCIAL CONFLICT IN TERMS OF GLOBAL DEPRESSION The credit crisis which arose in the mortgage market in the USA first affected fiscal market and then financial market and spread all over the global economy. At first it arose as a financial depression but through the process followed it turned into a liquidity trap causing banks all over the world and in the USA to corrupt, some countries to declare financial bankruptcy, the global investments to decrease, the unreliability in the market to deepen, the inflation rates to rise, the price of energy to increase therefore the balance of supply and demand to deteriorate. The global depression has left an impression to spread throughout the world starting from the USA and developed European countries, but it is apprehended that the permanent and destructive effects have been observed in underdeveloped countries. In this context, the conflict between globalization/ nation- states has been stated expressly to be argued out loud in the following period. The current debates on Nationalism, micro-nationalism, the problems of global unemployment and migration, and on the contradictions against nation-state, and critiques about globalization is the main subject of this article. Keywords: Globalization, poverty/deprivation. nation-state, social fragility, micro-nationalisms, global 13 EKONOMİK KRiZDE POLONYA ŞIRKETLERINDE BIRLEŞME VE SATINALMALAR Doc.Dr. Edward HOSCILOWICS Bu makale, yaşanan ekonomik krizde Polonya şirketlerindeki birleşme ve satın alma sürecini değerlendirmektedir. Firmalar genellikle iç (yatırım ve yenilik) ve dış (birleşme ve satın alma) olmak üzere iki tür büyüme stratejisi uygularlar. Birleşme iki yada daha fazla ekonomik birimin birleşerek yeni bir varlık olarak ortaya çıkması şeklinde tanımlanmaktadır. Şirket satın alma, küçük firmaların daha büyük ölçekli firmalar tarafından satın alınması olarak tanımlanmaktadır. Büyük bir iç pazara sahip olması ve coğrafi konumu Polonya’yı şirket birleşmeleri ve satın almaları açısından yatırımcılar için oldukça cazip kılmaktadır. 1990 -2009 yılları arasındaki özelleştirme sürecinde şirket birleşmeleri ve şirket satın almaları Polonya’da özellikle yeni pazar, teknoloji ve yatırım gerektiren sektörlerin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Yaşanan küresel ekonomik krizle birlikte şirket birleşmeleri ve satın almaları konusunda bir öngörüde bulunmak oldukça güçleşmiştir. Bir tarafta finansal kaynaklarda görülen yetersizlik nedeniyle bu süreçte bir azalma gözlenirken diğer tarafta finansal açıdan zayıf firmalar iyi bir yönetimle daha büyük firmaları kendilerine katabilmişlerdir. Yaşanan küresel krize rağmen Polonya’da 2009 yılında oldukça fazla şirket birleşmesi ve satın alması görülmüştür. Burada daha ziyade, küresel krizden dolayı finansal zorluk içerisinde bulunan firmaların birleşme yönünde hareket ettikleri ve bu şekilde pek çok Polonya ve Doğu Avrupa firmalarının Batılı şirketlere satıldıkları görülmüştür. Satın alınan bu şirketlerin uyguladıkları stratejilerle piyasaları güçlendirici etkileri olduğu saptanmıştır. Gelinen bu noktada şirket birleşmeleri ve satın alma süreci, başarılı yönetim seviyesini, firmaların stratejilerinin ilerlemesini ve aynı zamanda birleşmeden sonraki şirket bütünleşmesi üzerinde olumlu etkileri olmuştur. Bu etki, çok fazla sayıdaki firma bütünleşmelerinde daha da açık görülmektedir. MERGERS AND ACQUISITIONS OF POLISH ENTERPRISES IN ECONOMIC CRISIS This article aims to evaluate mergers and acquisition of Polish enterprises in economic crises. Generally, two types of growth distinguished in firms; so called internal, due to investments and innovations, and external, for an account merger and acquisition. Merger is an association two or more economic subjects, which new economic unit appears as a result of (new legal entity). Acquisition usually refers to a purchase of a smaller firm by a larger one. A large domestic market, as well as the geographical position of Poland has attracted investors, which accelerated the process of mergers and acquisitions. During the privatization period 1990-2009, in Poland, mergers and acquisitions played very important role in the economy, especially in those sectors where new markets and technology, investments and supplies were needed. In connection with the global economic crisis it is difficult to predict developments in the markets of mergers and acquisitions. On the one hand, we can observe the decrease in the rate of these processes, due to lack of financial resources, and on the other hand, competently managed enterprises may be able to absorb the larger ones, in poor financial situations. In Poland, in 2009 there were dozens of acquisitions and mergers. They were primarily forced transactions in which the merging companies were having problems caused by the crisis. There were also finalized the sales of Polish and Central Europe enterprises as an assets to western companies. Acquired enterprises are primarily companies that in their strategy have to consolidate the market. At this stage in the process of mergers and acquisitions significantly grows the level managerial skills, the development of the strategy of enterprises, as well as the integration after the acquisitions, especially, in those companies where the strategy of acquisitions included a large number of enterprises. 14 FİRMALARIN İNOVASYON STRATEJİLERİNİN DEĞİŞİM KAYNAĞI OLARAK KRİZ Prof. Józef SZABŁOWSKI Stratejik analize duyulan ihtiyaç ve stratejide bir kısım değişiklik yapma veya tamamen değiştirme, endüstri yapısındaki değişiklikler, uyumsuzlukların ortaya çıkması, iç ve dış ortamda ortaya çıkan beklenmedik gelişmeler ve üst yönetimdeki değişiklikler gibi pek çok durumda ortaya çıkmaktadır. Bunların yanında kaynağı ne olursa olun, ekonomik krizler strateji değişikliklerinde özel bir etkiye sahiptir. Stratejik yönetimde, şirket stratejisi, iş stratejisi, fonksiyonel stratejiler ve operasyonel stratejiler gibi farklı yönetim seviyeleri için stratejiler hazırlanmıştır. Firmanın inovasyon stratejisi fonksiyonel bir stratejidir. Bu stratejilerin özel rolü bir dereceye kadar firmanın bütün faaliyetlerine, özelliklede yönetim, pazarlama, ürün ve teknolojisine bağlı kalır. İnovasyonun temel amacı ürün hizmetleri sepetini iyileştirmektir. Üretim maliyetini düşürmek pazarın gelişmesini sağlar ve bu da krizden çıkış için bir yol oluşturur. Ekonomilerin inovasyon yeterliliği birbirinden oldukça farklıdır. İnovasyon yeterliliği sunulan ürün ve hizmetlerin rekabet edebilirlik seviyesini belirlemektedir. Firmaların birçok probleminden bir tanesi de zayıf inovasyon yönetimidir. Yeni ürün ve teknoloji tanıtımı, pazar yönetim ve uygulaması ve yeni pazarlar elde etme konusunda dikkat ve çaba azlığı bunlar arasında sayılabilir. Ar-Ge için ayrılan kaynaklar Polonya ve diğer birçok ülkede oldukça azdır. Ar-Ge finansmanının pahalı olması birçok firma için ön yargı olarak gözükür. Inovasyon belirli özelliklere sahiptir ve onların tanıtımı için kullanılan girdiler, onların çıktılarından oldukça öndedir. Bununla birlikte doğru stratejinin seçimi imkan ve yetenekleri ölçüsünde firmanın rekabet gücünü önemli bir şekilde değiştirir. CRISIS AS A SOURCE OF CHANGES IN INNOVATION STRATEGY OF ENTERPRISE The need for strategic analysis and modification or change in strategy appears in many situations, which are: changes in industry structure, occurrence of many discrepancies, unexpected events in outside and inside environment, changes in top management.. Special influence on changes in strategy has economical crisis regardless its sources. In strategic management are prepared strategies for different levels of management which are: corporate strategy, business strategy, functional strategies and operational strategies. Innovation strategy of enterprise is a functional strategy. Their special role rely on that fact that it extends on all activities of enterprise, specially: management, marketing, products and technology. Main aim of innovations is improving of the product services basket, decrease production cost which leads to development of the market, so this is the way to walk out the crisis. Innovativeness of economies is very different. It determines difference in level of competitiveness of offered products and services. One from many problems of enterprise is weak management of innovation, to low attention and efforts in area of new product and technology introduction, organization and enforcement of the current markets and capturing new ones. Financing of the R&D sphere in Poland, and many other countries is to low. Independently from that appears the low bias of many enterprises to higher financing of the development research. Innovation has specific feature which is the inputs used to their introduction are strongly ahead of their outputs, but the choice of the right strategy (from dependent to pioneer) in condition of possibilities and abilities of the enterprise may strongly change their competitive position. 15 KRİZ VE GÜVEN Dr. Urszula GOLASZEWSKA-KACZAN Bir ekonomik krizin olumsuz ekonomik etkilerinin yanında bir takım belirli sosyal sonuçları da vardır. Bu sonuçlardan bir tanesi birçok kişi ve kurumda görülen güven kaybıdır. İşletme alanında bu durum daha çok halkın güven kaybı olarak algılanmaktadır. İşletme faaliyetlerinin güven ve güvenirlik temeline dayandığı göz önünde tutulduğunda bu durum endişe verici bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Alınan kararların toplumsal kabulü ile ilişkili olarak müşteri bağlılığı ve güven birbiri ile yakından ilgilidir ve bu yüzden uzun zamanda şirketin gelişmesinde belirleyici etkiye sahiptir. Sonuç olarak, krizden çıkma süreci içerisinde şirketlerin, sosyal güvenin yeniden oluşması için ne gibi önlemler alınması gerektiği sorusuna yanıt aramaları gerekmektedir. CRISIS AND CONFIDENCE An economic crisis generates not only negative economic effects, but also particular social consequences. One of such effects is loss of confidence by many subjects and institutions. Also widely understood sphere of business the loss of public confidence. This is a worrying phenomenon as every business activity is based on confidence and trustworthiness. Confidence is connected with loyalty of customers, with social acceptance of taken actions, and therefore determines company’s development in the long run. Consequently, during recovery from crisis companies should answer the question: what actions can be taken to rebuilt this social confidence. 16 KRİZ ZAMANINDA POLONYA SAĞLIK KORUMA SİSTEMİ Dr. Alina WARELIS Bazı ekonomistlerin sürekli bir bunalım içerisinde bulunan Polonya Sağlık Koruma Sistemi’ndeki krizin sona erdiği yönündeki iyimser görüşlerine rağmen, küresel krizle birlikte bu kötü durum daha da derinleşmiştir. Sağlık koruma sisteminin kaynakları küresel krizin bir sonucu olarak aşağıdaki nedenlerden dolayı oldukça sınırlanmıştır. - çalışan insan sayısındaki azalma ve işsizlik oranındaki artış - gelirlerdeki düşüş - sağlık ücretlerini ödeyen insan sayısındaki azalma - sağlık ücretlerini alma konusundaki problemler - döviz kurlarındaki dalgalanmaların ilaç ve sağlık gereçlerinin fiyatlarında yapmış olduğu artış - gaz ve elektrik fiyatlarındaki artış Krizin sona erdiğine yönelik tahminlere rağmen, Polonya sağlık sisteminde iyileşme yönünde hiç bir belirti görülmemekte, aksine sistemin büyüyen verimsizliği daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma, küresel kriz sonrasında Polonya sağlık koruma sisteminde iyileşme yönünde hiç bir belirtinin olmadığına işaret etmekte ve kriz dalgasının en etkili olduğu dönemde sağlık finans sisteminin en kötü durumda olduğunu göstermektedir. Konuyla ilgili literatür analizi, aynı zamanda Ulusal Sağlık Fonu finans verileri formüle edilmiş varsayımı doğrulamak için kullanılacaktır. Bunun yanında, yazar sistemdeki durumun doğrulayıcısı olarak Polonya hastanelerinin ekonomik durumunu gösterecektir. HEALTH CARE SYSTEM IN POLAND IN CRISIS TIMES Despite optimistic views of some economists indicating the end of crisis Polish Health Protection System condition can be described as a permanent depression deepened additionally by the results of the global crisis. Limited resources of the health protection system are the consequences of the global crisis and the following reasons: - a decrease in the number of people employed and an increase in unemployment - a fall of salaries dynamics - a decrease in the number of people who pay the fees - problems with exacting the health fees - fluctuation of the exchange rates causing an increase in prices of drugs and medicines - gas and electricity prices increase This shows, despite forecasts of the crisis end, that it is hard to see any symptoms of recovery of Polish healthcare, on the contrary, growing inefficiency of the system is rather clear. This paper is aimed to indicate the symptoms confirming no recovery of Polish health protection system after the global crisis and to show that the waive of crisis is at the maximum level resulting in worse condition of its financial system Subject literature analyses as well as an evaluation of The National Health Fund financial resources will be carried out to verify the formulated hypothesis Additionally the author intends to present economic results of Polish hospitals that confirm the condition of the system. 17 KRİZ DURUMLARINDA YÖNETİM VE YÖNETİMDE YENİ PARADİGMALAR Dr. Joanna M. MOCZYDLOWSKA 2008 yılının ikinci yarısında ABD’de başlayan küresel ekonomik kriz, yönetim teorisyenleri ve uygulayıcılarını bu krizin nedenleri, kısa ve uzun dönem etkileri ve kriz olgusunu önlemenin yollarını bulma konusunda sorular sormaya yöneltmiştir. Bu kriz sadece, ekonominin iyileşmesi için programların hazırlanması için bir fırsat değil, aynı zamanda gelecekte yaşanması olası krizleri önleyici stratejilerin belirlenmesi için de bir düşünme fırsatı vermektedir. Bilim temsilcileri için kriz, yönetim paradigmaları üzerine yansıtmada bulunabilmek için cesaret verici bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu makale, krizle birlikte güncelliğini kaybeden önceki paradigmaların hangilerinin doğru olduğu ve hangilerinin değiştiği sorularına yanıt bulmaya çalışmaktadır. MANAGEMENT IN CONDITIONS OF CRISIS AND NEW PARADIGMS OF MANAGEMENT Global economic crisis, which has begun in the second half of 2008 in the USA, is phenomenon that urges theoreticians and practitioners of management to ask questions about causes, short and long terms effects and ways of preventing the crisis phenomena. It is not only an opportunity to prepare recovery programs but also to think in the ways, which in the future can determine the specific strategy of crisis prevention. For science representatives, crisis is a situation encouraging to reflect over the paradigms of management. This article tries to answer the questions which from previous paradigms should be organizati as particularly accurate and which are changing, since new, crisis organizational reality has revealed that they are out of date. 18 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE KÜRESEL KRİZ M.A. Anna IWACEWICZ-ORLOWSKA Finansal ve ekonomik kriz, işletme faaliyetlerinin de içinde olduğu sosyo-ekonomik hayatın pek çok alanını etkilemektedir. Böyle kriz ortamlarının, işletmelerin sosyal sorumluluk alanındaki faaliyetlerini zayıflattığı yönünde görüşler vardır. Ekonomik açıdan zor dönemlerde girişimciler her şeyden daha fazla üretim maliyetlerinin düşülmesi üzerine odaklanmaktadırlar. Bu varsayım bütünüyle doğru gözükmemektedir çünkü krizin tamamıyla karşı etkileri de olabilmektedir. Ekonomik kriz kurumsal sosyal sorumluluğu (KSS) konu ile ilgili alanlarda arttırabilmektedir. KKS prensiplerinin uygulanması krizin olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilecek veya bu etkileri hafifletebilecektir. KKS prensipleri kamu çıkarlarının dikkate alınarak yapılan uzun dönemli ekonomik hesaplamalar olsa bile, zor ekonomik durumlarda karar alma süreçlerinde de belirleyici olabilmektedir. Polonya’daki işletmelerde, KKS ile ilgili uygulamaların önündeki en büyük engeli, sosyal sorumluluk stratejisinde uygulanan yönetim süreci ve bunda kullanılan araçların yetersizliği oluşturmaktadır. Polonya şirketleri, KKS konusunda bilgi eksikliklerine rağmen, uygulamada KKS’nin bazı prensiplerini kullanmaktadırlar. Örneğin şirketler yerel çevrenin çıkarları doğrultusunda hareket edebilmektedirler. Bununla birlikte Polonya’da faaliyet gösteren uluslararası şirketlerde KKS prensipleri kendi stratejilerinde yazılı olarak bulunabilmektedir. Bu yüzden bu şirketlerin Polonya kolları da bu kurallara uymakla ve kendi prensiplilerine uyumlaştırmakla yükümlüdürler. CORPORATE SOCIAL RESPONSIBILITY AND GLOBAL CRISIS The financial and economic crisis is affecting different elements of the socio-economic life, also including business activity. There are opinions that the crisis is weakening companies activity on the field of the social responsibility. In difficult times entrepreneurs above all are concentrating e.g. on the minimization of production costs. This hypothesis seems not entirely right, because the crisis should have the completely opposite influence. It should contribute to increase in corporate social responsibility (CSR) issues interest. Application of CSR principles can be a way to eliminate or to relieve effects of the crisis. Correct understanding CSR principles is confirming the fact that long-term economic calculus which takes public interests into account, should determine the decision making also in the difficult economic situation. In Poland main barrier for enterprises in CSR issues implementation is underdeveloped system of tools and management procedures in the whole of the strategy of the social responsibility. Polish companies in spite of the lack of the CSR theory knowledge some principles are using in practice (e. g. action in favor of the local community). However international corporations operating in Poland CSR principles may written down into own strategies. Therefore their Polish branches are obliged to warn these rules and to adopt them to own principles. 19 TÜRKİYE’DE KÜRESEL KRİZ SONRASI MALİ POLİTİKALAR KAMU BÜTÇESİ PERFORMANSI VE Doç. Dr. A. Niyazi ÖZKER Küresel kriz sonrası mali politikalar ve cari denge üzerindeki alınan finansal kararlar, geleceğe yönelik olarak hem hedef ekonomik büyüme ve hem de kamu bütçesi açısından son derece önemli olmuştur. İyi bilindiği gibi son yıllara ilişkin kriz sürecindeki ulusal makro ekonomik dengeler son derece kötüydü ve ödemeler dengesindeki sapmalar ve cari dengesizliklerden de doğrudan etkilenen ekonomik büyüme çarpıcı bir şekilde düşmüştü. Bu yüzden Türkiye’nin ihracat ve istihdam seviyeleri göstergeleri, para politikası, dış borçlanma düşük kur ve yüksek faiz sürecinde devam eden ekonomik sapmalarla da ortaya çıkan diğer makro ekonomik değerlerle de bir düşme yaşamıştır. Küresel kriz sonrası kamu harcamaları ve finansal politikalar, dönemsel vergi gelirleri kaybını önleyen bir kamu bütçesini de ele alan pozitif bir sürece dönüşmüştür. Sonrasında da cari denge ihracat gelirleri fazlası konumuna gelmiş, 2009 sonrası yıllarda para transferi sirkülasyonu ve diğer uluslararası mali işlemlerin de dahil olduğu uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve dış ticari işlemler üzerindeki ihracat miktarı artmış, kamu açıkları 2009 yılı civarında kontrol altına alınmaya başlanmıştır. Diğer taraftan bu olgu, son birkaç yıl sonrası uluslararası ticari işlemlere uyum sağlanması ve yurt içi piyasanın canlanması için daha yüksek seviyedeki tüketim limitleriyle de sonuçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: İhracat ve İstihdam Seviyesi; Cari Hesap; Cari Denge; Para Politikası; Para Sirkülasyonu; Dış Borçlanma. THE FISCAL POLICIES AND PUBLIC BUDGET’S PERFORMENCE IN TURKEY AFTER THE GLOBAL CRISIS After the global crisis, the financial politics and financial decision making on account balance has been very important for both targeted economic growth and public budget for the future. As known, national macro economic balances in the crisis process has been very badly and economic growth markedly decreased in the recent years which is directly affected by account unbalances and the reason of payment unbalances. Hence, Turkey’s export and employment indicators have reduced macroeconomics values which are occured by money policy, foreing borrowing and the decreaced sustainability in economic growth in higher interest level with lower foreing currency. After the global crises, the public expenditure and financial politics have changed into the positive process that contains a public budget process which has prevented to loss periodical tax revenue and also regulated public borrowings politics. Then, account balance has come into being export as revenue surples and export on operations of foreing trade and the power of competitions has increased in international markets including another international financial operations and circulations money transfer after 2009 and the public deficits have been brought under control beginning around 2009. On the other hand, the phenomenon has resulted in higher levels of consumptions for refreshing national market and according to international trade operations too. Keywords: Export and Employment Level; Current Account; Current Balance; Money Policy; Money Circulation; Foreing Borrowing. 20 GENİŞLETİCİ MALİ KISITLAMALAR VE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Dr. Özer ARABACI Öğr. Gör. Dr. Rabihan YÜKSEL ARABACI Türkiye’de Aralık 1999 yılında uygulamaya konulan Döviz Kuru temelli stabilizasyon programı Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleriyle sona ermiştir. Bu krizlerin ardından esnek döviz kuru rejimi altında güçlendirilmiş yeni bir program uygulamaya konulmuştur. Türkiye’nin “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” olarak adlandırılan ve Mayıs 2001 yılında IMF ile bir stand by anlaşması olarak imzalanan bu stabilizasyon programının ana hedefi, enflasyonun ve kamu açıklarının baskı altına alınmasıdır. Bu amaçla program sıkı bir para ve maliye politikası üzerine yoğunlaşmıştır. Genişletici mali kısıtlama olarak da adlandırılabilecek bu tip programlarda temel beklenti kısaca şu şekilde özetlenebilir: Hükümet harcamalarında kalıcı bir kısıtlama reel faiz oranlarının düşmesine, istihdam ve GSYİH’nın artmasına yol açar. Böylece uzun dönemde, kalıcı ve daha düşük bir reel faiz oranı, daha yüksek bir sermaye stoku, istihdam ve çıktı düzeyi var olur. Fakat Türkiye için Keynesgil olmayan bu mekanizma tam olarak çalışmamıştır. Bu bakış açısından, bu çalışma aylık kapasite kullanım oranları (1991:01-2009:12) serisini kullanarak, hem 2001 öncesi ve sonrası dönemler arasındaki farklılığı hem de global kriz sonrası yada global krizin geleceğinde istihdam sorunlarını ve yapılması gerekli düzenlemeleri açıklamaya çalışmaktadır. Anahtar kelimeler: Krizler, Genişletici Mali Kısıtlama, Kapasite Kullanım Oranları, TAR, Türkiye. THE RELATIONSHIP BETWEEN EXPANSIONARY FISCAL CONTRACTIONS AND CAPACITY UTILIZATION RATES: TURKEY CASE In Turkey. exchange rate based stabilization program, adopted in December 1999, ended following the November 2000 and the February 2001 crisis. After these crises, a new strengthened stabilization program has implemented under flexible exchange rate regime. The main target of this stabilization program, namely Turkey’s Program for Transition to a Strong Economy, which was a standby agreement, signed with IMF in May 2001, was squeezing inflation and public deficit again. For this purpose, the program focused on contractionary monetary and fiscal policies. The main expectation in that kind of programs (Expansionary Fiscal Contractions) can be summarized as follows: A permanent contraction in government spending leads to fall in the real interest rate and an increase in employment and GDP. Thus, there is a permanently lower real interest rate, and a higher capital stock, employment and output in the long run. However, in Turkey case, that non-Keynesian mechanism has not worked perfectly over the period under consideration. From this perspective, by using monthly capacity utilization rates (1991:012009:12), this paper aims to explain both the differences between two sub-samples (1991-2001 and 2001-2009) and the employment issues, necessary adjustments after (maybe future of) the global crises. Key Words: Crises, Expansionary Fiscal Contraction, Capacity Utilization Rates, TAR models, Turkey. 21 KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER Cansın ARSLAN Küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte finansal krizler giderek daha sık görülmeye başlamıştır. Finansal kriz yeni bir olgu değildir. Ancak, artık sadece ortaya çıktığı ülke ekonomisini etkilemekle kalmayıp diğer ülkelere de yayılmaktadır. Finansal krizlerin her zaman için ekonomik büyüme ve istikrar üzerinde olumsuz etkileri olmuştur. 2007 yılında ortaya çıkan krizin etkileri, patlak verdiği gelişmiş ülkelerde oldukça ağırdır. Ancak, insanların zaten açlıkla boğuştuğu gelişmekte olan ülkelerde bu etkiler daha şiddetli hissedilmektedir. Bundan dolayı, mevcut krizin, gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkilerine çok önem verilmelidir. Mevcut krizin makroekonomik nedenleri ve sonuçları vardır. Krizi farklı boyutlarda değerlendirebilmek için bu ikisini bir çerçevede incelemek gerekir. Bu bildiri, küresel krizi, sadece ekonomik boyutuyla değil sosyal boyutuyla da tartışmaya çalışmaktadır. Bu tartışma, krizin altında yatan problemler aydınlatılarak ve krizin gelişmekte olan ülkelerdeki etkileri incelenerek yapılacaktır. Ayrıca, krizin toplumsal hayat üzerindeki etkilerine de bakılarak bu krizin etkilerinin gelişmekte olan dünyada neden daha ağır olduğu ve bu etkileri azaltmak için uygulanabilecek ekonomik ve sosyal politikalar kısaca açıklanacaktır. Anahtar Kelimeler: Finansal krizler, küresel finansal kriz, gelişmekte olan ülkeler THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND THE DEVELOPING COUNTRIES Financial crises have become increasingly frequent in recent years. Although global financial crises are not a new phenomenon, with the increasing trend of globalization they have not only affected domestic economies but also have spread to other countries. Financial crises have always had negative implications for economic growth and stability. The current global financial crisis is highly challenging for the developed countries in which the crisis broke out. However, its impact is much more severe on the developing world where people have already been suffering from poverty. Therefore, the impact of the current crisis on the latter should be given much more attention. The current crisis has macroeconomic causes and effects. As such, it is necessary to set a framework for linking the two, so as to evaluate different dimensions of the crisis. This paper attempts to discuss not only the economic but also the social dimesion of the crisis on the developing world. It does so by examining the effects of this crisis and explaining why the impact is deeper on the developing world. In addition, the economic and social policies that can be implemented to diminish the disproportionate effects of the crisis on the developing world are provided. Keywords: Financial crises, the global financial crisis, developing countries. 22 2008 KRİZİN TARIM SEKTÖRÜNE ETKİSİ: KRİZ ÖNCESİ VE KRİZ SONRASI MALATYA KAYISI İHRACATI VE GELİR ÖRNEĞİ Prof. Dr. A.Yılmaz GÜNDÜZ Tarım sektörünün krizden etkilenmesi, ülke ekonomisinin de ciddi bir şekilde olumsuz etkilenmesine neden olacaktır. Türkiye nüfusunun %30’una yakının kırsal alanda yaşadığı dikkate alındığında krizin etkisi ülke için çok daha çarpıcı hale gelmektedir. Türkiye ekonomisine sağlamış olduğu katma değer ve istihdam imkânları dikkate alındığında, tarım sektörü ekonominin özellikle kriz dönemlerinde sigortası konumundadır. Aynı zamanda tarım sektörü, diğer sektörlerde üretilen girdiler için pazar konumundadır. Tarım sektöründe yaşanan daralma, hem tarımsal ürünleri işleyen hem de tarıma girdi sağlayan sektörleri de doğal olarak etkileyecektir. Özellikle 2007 yılının sonlarındaki küresel kriz, Türkiye tarım sektörünü çok ağır bir biçimde etkilemiştir. Bu etkilenmeden Malatya ekonomisinin bel kemiğini oluşturan kayısı sektörü de etkilenip kayısı ihracatında %20’nin üzerinde azalmaya yol açmıştır. Bu çalışmada önce 2008 krizinin Türk tarımına olumsuz etkisi incelenecek, daha sonra da kriz öncesi ve kriz sonrası Malatya kayısı ihracatı ve gelir durumundaki dalgalanmalara değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Tarım, Kalkınma, Kayısı, İhracat, Gelir THE EFFECTS OF CRISIS of 2008 on AGRICULTURAL SECTOR: BEFORE AND AFTER CRISIS MALATYA APRICOT AND EXPORT REVENUE CASE STUDY The effects of crisis on agricultural sector will cause a serious damage on the country’s economy. When the fact that Turkey's population live in rural areas is close to 30% of the country is taken into consideration, the impact of the crisis will be seen much more horrible. When we look at agricultural sector’s contributions to Turkish economy, especially in times of crisis, we see that the agricultural sector is insurance of Turkish economy. At the same time the agricultural sector, is the market of inputs of other sector’s productions. The recession experienced in the agricultural sector, will also affect the sectors which process agricultural products or provide input to agriculture. Especially the global crisis which happened at the end of 2007, has affected Turkey's agriculture sector very heavily. This crisis, decreasing 20%, affected the apricot industry which is the major part of Malatya’s economy. In this study, effects of the 2008 crisis on Turkey’s agriculture sector will be examined, and then fluctuation of Malatya’s apricot production will be mentioned. Key Words: Crisis, Agriculture, Development, Apricot, Export, Income. 23 ÖNCÜ GÖSTERGELER DEĞERLENDİRİLMESİ YAKLAŞIMIYLA TÜRKİYE’DE 2008 KRİZİNİN Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI Arş. Gör. Ferhan SAYIN Bu çalışmanın amacı, Kaminsky, Lizondo ve Reinhart (1998) tarafından geliştirilen “Öncü Göstergeler Yaklaşımı”nı esas alarak 2008 krizi öncesi ekonomik göstergelerin nasıl bir değişim içinde bulunduklarını, Türkiye ekonomisi açısından öncü göstergelerle 2008 krizinin öngörülüp öngörülemeyeceğini incelemektir. Bu nedenle çalışmamızda Türkiye ekonomisindeki olabildiğince çok kesimden ipuçları elde etmek amacıyla toplam 10 gösterge çerçevesinde KLR (1998)’in Sinyal Yaklaşımı 2002:01-2009:12 dönemi kriz deneyimleri için sınanmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, analize konu olan göstergeler içerisinde sanayi üretim endeksi doğru sinyal sayısı açısından; yurtiçi kredi hacmi ise krizlere öncülük etme olasılığı ve normal zamanlara göre kriz öncesi dönem boyunca sinyallerin sürekliliği açısından en iyi performans sergileyen öncü gösterge olarak öne çıkmaktadır. Cari işlemler dengesi, reel faiz oranı ve reel GSYİH değişkenleri dışındaki göstergeler ile oluşturulan Bileşik Öncü Göstergeler Endeksi’nin 2008 krizini öngörmede başarılı olduğunu, seçilen öncü göstergelerin bir bütün olarak krizi öngörmede iyi performans sergilediği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik kriz, Erken Uyarı Sistemi, Öncü Göstergeler Yaklaşımı. INVESTIGATION OF 2008 CRISIS IN TURKEY BY USING LEADING INDICATORS APPROACH The objective of this study is to reveal whether 2008 Economic Crisis may be forecast with the leading indicators’ approach along with observation of different economic indicators in the pre2008 Economic Crisis setting with the aid of ‘Leading Indicators Approach’ developed by Kaminsky, Lizondo and Reinhart in 1998. In order to be able to gain a comprehensive set of cues from a wide array of sectors, the proposed work has tested the experiences of the period of 2002:1 extending to the interval of 2009:12 within the framework of 10 indicators by means of KLR Signal Approach (1998). According to the findings of the study, among the analyzed indicators, industrial production index has excelled in terms of correct signaling while domestic credit volume has performed significantly much better as a leading indicator in terms of the probability of continuity of signaling ante-crisis. Moreover, Composite Leading Indicators Index composed of variables current account balance, real interest rates and real GDP respectively, have been successful in foreseeing the 2008 Crisis coupled with the concluding remark that the selected leading indicators have exhibited outstanding performances in forecasting the crisis as a whole. Keywords: Economic crisis, Early Warning Systems, Leading Indicator Approach. 24 YAPILANDIRILMIŞ FİNANS VE KÜRESEL FİNANSAL KRİZ SPK Baş Uzm. Yener COŞKUN 2007 yılının ortalarında ABD eşik altı ipotek kredileri sektöründe ortaya çıktıktan sonra giderek küresel nitelik kazanan finansal kriz 1929 Krizi ile karşılaştırılacak ölçüde önemli tekil/sistemsel finansal başarısızlıkların yaşanmasına neden olmuştur. ABD sermaye piyasalarında 1995 yılı sonrasında ortaya çıkan hisse senedi balonu döneminde de yapılandırılmış finansal ürünlerin etkili olduğu dikkate alındığında, yapılandırılmış finansa ilişkin sorunların yeni olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte resmi disiplin penceresinden düzenleme, denetim ve yaptırım süreçlerinin ve finansal aracılar penceresinden etkin öz disiplin mekanizmalarının hayata geçirilememesi yanında, piyasa katılımcılarının yapılandırılmış ürünlerin risklerini doğru fiyatlayamamaları da krizin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Küresel finansal krize yol açan nedenler arasında yapılandırılmış finansal ürünlerin önemli bir payının bulunduğu genel olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte söz konusu ürünlerin esneklik, finansal yaratıcılık ve finansal piyasalarda akışkanlığın sağlanması gibi önemli işlevleri de bulunmaktadır. Bu nedenle krize yönelik tedbir alınması sürecinde aşırı düzenlemeci bir yaklaşımın benimsenmemesi önem taşımaktadır. Buna karşılık, kriz sürecinde yapılandırılmış finansal ürünlerin hacmi, riskleri ve yapılandırılmış ürünlerden kaynaklanan sorunlar açısından ülkemiz sermaye piyasalarında önemli bir sorun gözlenmediği dikkate alınarak; piyasaya işleyiş engeli oluşturabilecek tedbirlerin alınmasının uygun olmadığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Küresel finans krizi, yapılandırılmış finans, yapılandırılmış ürünler STRUCTURED FINANCE AND GLOBAL FINANCIAL CRISIS After emerging from the U.S. housing, finance and eventually real sectors, financial crisis has gradually become global.The increasing complexity of the financial industry and the range of financial instruments have made risk management more difficult for both firms and also regulators. But the problems of structured finance are not new for the finance industry, taken into account of corporate failures and stock market bubble era of the U.S. economy. Both primary and secondary mortgage market problems in the U.S. are the essential reasons of the current crisis. In this context, structured finance products/transactions, based on extremely optimistic expectations, light regulation and supervision framework and weak valuation and reporting structure, are of particular place in the process of crisis. In this paper, the author argues that global finance industry needs better regulatory framework for structured finance products. On the other hand, despite valuation, accounting, reporting, risk management and systemic risk problems, structured products offer important contributions to increase market liquidity and flexibility. Therefore, overregulation to structured products would be a mistake for market efficiency. Because Turkish financial markets has faced limited problems related to structured products during crisis period, the author considers structured products need no for further regulation in domestic market. Keywords: Global financial crisis, structured finance, structured products. 25 TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE FAİZ ORANI HADLERİNİN BELİRLEYENLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek SEVER Yrd. Doç. Dr. Özlem TAŞSEVEN Bu çalışmada Türkiye’deki bankaların faiz oranı marjlarına etki eden faktörler 2002-2009 arası dönemde mevsimsel sektörel veriler kullanılarak incelendi. Banka faiz oranlarına etki eden faktörleri banka ile ilgili olanlar ve makroekonomik faktörler olmak üzere 2 grupta toplandı. Bu faktörlerin önemini belirlemek üzere analiz yapıldı. Amacımız Türk bankalarında gözlenen yüksek faiz oranı marjlarının makroekonomik temeller ve bankaya özgü faktörler tarafından belirlenip belirlenmediğini incelemektir. Anahtar Kelimeler: Faiz Oranları Haddi, Makroekonomik Belirleyenler, GMM Tahmin Metodu THE DETERMINANTS OF THE INTEREST RATE MARGINS ON TURKISH BANKING SECTOR We examine the determinants of the interest rate margins of Turkish banks by employing a sectoral dataset at quarterly frequency in 2002–2009. We analyze the determinants of bank interest margins in a coherent framework in order to assess the importance of bank related and macroeconomic determinants. Our objective is to identify whether the relatively high bank margins observed in the Turkish banks are primarily driven by macroeconomic fundamentals and bank specific factors. Keywords: Interest Rate Margins, Macroeconomic Determinants, GMM Estimation Method. 26 YENİ BİR FİNANSAL İSTİKRAR MODELİ İHTİYACI Yrd. Doç. Dr. M. Kutluğhan Savaş ÖKTE Finansal sektörün küreselleşmesi, dünya otoritelerine önemli zorluklar sunmuştur. Yerel bir problem, zayıf risk yönetimi, şeffaflık eksikliği ve aşırı kaldıraç nedeniyle küresel bir kriz haline gelmiştir. Finansal sistemin konjonktürü önceleyici yapısı ve köpük- benzeri davranışa maruz kalabilmesi verildiğinde, yeni bir finansal istikrar modeline güçlü bir ihtiyaç doğmuştur. Bu makale, yeni bir finansal istikrar modeli için önerileri araştırmakta ve küresel finans sisteminin iyileştirilmesi için ileri sürülen çeşitli fikirleri tartışmaktadır. Anahtar kelimeler: Küresel finans krizi, finansal istikrar, risk yönetimi, kaldıraç, hava kabarcıkları. THE NEED FOR A NEW FINANCIAL STABILITY FRAMEWORK Globalization of the financial sector presented important challenges to authorities around the world. A local problem became a global crisis because of poor risk management, lack of transparency and excessive leverage. Given the procyclical nature of the financial system and its vulnerability to bubble-like behavior, a strong need emerged for a new financial stability framework. This paper examines the proposals for a new financial stability framework and discusses several arguments for improving the global financial system. Keywords: Global financial crisis, financial stability, risk management, leverage, bubbles. 27 TÜKETİM FONKSİYONU TAHMİNİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Dr. Afşin ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ Bu çalışmanın amacı Hall (1978)’ın sürekli gelir hipotezini Campbell ve Mankiw (1989), Rao (2005) ve Ghali ve Renaud (1971)’de yer alan beş farklı gösterimle küçük-dışa açık ülke, Türkiye için test etmektir. Çalışmada tüketimin kişi başına harcanabilir gelir esnekliği üç model ile tahmin edilmiştir. Bunlar En Küçük Kareler Yöntemi, Enstrüman ile İki Aşamalı En Küçük Kareler Yöntemi ve Enstrüman ile Lineer Olmayan En Küçük Kareler Yöntemidir. Bulgular, Türkiye’deki tüketicilerin yaklaşık %90’ının cari harcanabilir gelirini cari tüketimde kullandığını göstermektedir. Ghali ve Renaud (1971) gösterimleri tahmin sonuçları da Rao (2005) ile tüketimin gelir esnekliği bakımından tutarlıdır. Anahtar Kelimeler: Tüketim; Harcanabilir Gelir; Lineer Olmayan En Küçük Kareler. AN EMPIRICAL EVIDENCE OF THE CONSUMPTION FUNCTION FOR TURKEY The aim of this paper is to test the Hall (1978)’s permanent income hypothesis by the specification proposed by Campbell and Mankiw (1989) and Rao (2005); and five consumption function specifications of Ghali and Renaud (1971) for a small-open economy, Turkey. We used three methods to investigate the per capita disposable income elasticity of consumption. These are Ordinary Least Squares, Two Stage Ordinary Least Squares with instrument variable and NonLinear Least Squares with instrument variable for to estimate the specifications. The results indicate that nearly 90% of the consumers in Turkey use the rule of thumb of current disposable income to determine the current consumption. The estimates for the Ghali and Renaud (1971) specifications are consistent by the Rao (2005) concerning the income elasticity of consumption parameter. Keywords:Consumption; Disposable Income; Non-Linear Least Squares. 28 KÜRESEL MALİ KRİZ VE TÜRKİYE: ALINABİLECEK DERSLER Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU Doç. Dr. Galip ALTINAY Son yıllarda yaşanan hızlı teknolojik gelişme ve küreselleşme süreci ülkeleri birbirine daha bağımlı hale getirmiştir. Artık bir ülkedeki ekonomik ve finansal kriz o ülke ile sınırlı kalmayıp, çok kısa sürede dünyadaki diğer ülkelere de sıçrayabilmektedir. Ülkeler arasındaki bu karşılıklı bağımlılık nedeniyle uluslararası düzeyde yeni ekonomik ve finansal düzene ihtiyaç vardır. Bu sayede dünya ekonomisinde krizlerin ortaya çıkması ve yayılmasının önlenmesi beklenebilir. Bu çalışmada, ekonomik ve finansal krizler gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye üzerindeki etkileri bağlamında irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Küresel mali kriz, serbest piyasa mekanizması, Yeni Uluslararası Finansal Mimari GLOBAL FİNANCİAL CRİSES AND TURKEY: LESSONS TO BE DERİVED Rapid technological progress and globalization process made countries more and more interdependent over a few decades. An economic or financial disturbance in a country is not confined within that particular country but instead spills over to the rest of the world in an amazingly short period of time. This mutual interdependence among countries requires a new international financial and economic order that is expected to contribute to avoid the emergence and spreading of disturbances in the world economy. Economic and financial crises are investigated from the view point of their effects on the developing countries and Turkey in this paper. Keywords: Global financial crisis, free market mechanism, new international financial architecture. 29 KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN ANLAM VE NİTELİĞİ Prof. Dr. Mehmet BULUT Aydınlanma filozofları özgürlük, eşitlik ve kardeşlik vaadleriyle Batı Avrupa’daki insanların desteğini arkalarına alarak krala ve kiliseye karşı iki yüzyıl önce zafer kazandılar. Böylece Batı insanı “yeni çağdan” “yakın çağa” geçmiş oldu. Modernleşmenin vaadlerinin tam olarak gerçekleşememiş olmasına daylı olarak dünyada ekonomik krizler ortaya çıktıkça sistemle ilgili tartışmalar artma eğilimine giriyor. Son zamanlarda dünya ekonomisinde neler oluyor ve bu gelişmelerin temel nedenleri nelerdir? Nerede hata yapıldı? Bu bireylerin hatasından mı yoksa sistemden mi kaynaklanıyor? Liberallere göre yaşananların sorumlusu müdahaleler? Marksistlere göre ise sorunun kaynağı sistemin kendisi? Acaba hangi taraf haklı? Biz hangi tarafın haklı olduğunu düşünür ve tartışırken her gün yeni bir fabrika veya iş yeri kapanıyor, bir çok insan işsiz kalıyor. ABD’de başlayan ekonomik kriz adım adım tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Krizin derinliği ve etkisi hala tam olarak teşhis edilmiş değil. ABD’nin dünya ekonomisindeki merkezi rolü sona mı eriyor? Dubai’den Yunanistan ve İspanya’ya uzanan yeni gelişmeler ekonomi ve finans piyasaları için ne anlam taşıyor? Türkiye için bu krizin anlamı nedir? 1994 ve 2001 krizinden sonra en geniş anlamda ekonomide daralma yaşayan ve işsizliğin rekor düzeylere ulaşmasının anlamı nedir? Uluslararası konut piyasalarında ortaya çıkan ve giderek tüm sektör ve ülkeleri etkisi altına almaya başlayan bu krizin gerçekte anlamı ve niteliği nedir? Bu tebliğde bu soruların cevapları aranacaktır. Anahtar Kelimeler: Küresel ekonomik kriz, ekonomik kriz, küresel krizin anlamı, küresel krizin niteliği THE CONCEPTION AND CHARACTERISTICS OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS Two centuries ago enlightenment philosophers won the victory against the king and church with support of the people of Western Europe by promising freedom, equality and brotherhood. Thus, the Western people " had passed from “new age" to "recent age". Based on the modernity promisses fully unrealized appearing the economic crisses in the world. What is going on lately in the world economy and are the main reasons for these developments? Where mistakes were made? Whether the mistakes come from the individuals or system? According to the liberals, responsible is the interventions. According to the Marxists the source of the problem is the system itself. I wonder which side is right? We discuss which side is right and admit that every day, while a new factory or business closes, many people remain unemployed. The economic crisis in the U.S. start step by step to the whole world is under the influence. Depth and impact of the crisis still not been fully diagnosed. Is the central role of the U.S. economy of the world coming to an end?, Extending from Dubai to Greece and Spain what is the meaning of the new developments ifor the financial markets and economy? What is the meaning of this crisis for Turkey? After the crisses of the 1994 and 2001 what is the meaning of the the recession in the broadest sense of living and unemployment reached record levels? Emerging in the international housing markets and increasingly influence the all the sectors and countries, what is the real meaning and nature of this crisis? In this paper it will be search the answers for these questions. Keywords: The global economic crisis, economic crisis, sense of the global crisis, character of the global crisis. 30 TÜRKİYE’NİN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ (ABD) İLE DIŞ TİCARETİNİN ENDÜSTRİ İÇİ TİCARET VE UYARLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Yrd. Doç.Dr. Ahmet AYDIN Bu çalışmanın amacı, Ülkeler neden dış ticaret yaparlar? sorusunun yanıtını vermeye çalışan dış ticaret teorileri kapsamında, Türkiye’nin dış ticaretinin yapısal analizi olarak da tanımlanabilecek bir yaklaşımla, ABD ile olan dış ticaretinin Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler ve Endüstri İçi Ticaret Teorisi açısından değerlendirilmesidir. 2008 yılının sonlarında Amerika’dan başlayarak, tüm dünyaya yayılan küresel krizin Türkiye-ABD dış ticareti ve dış ticaret biçimleri üzerindeki etkileri araştırılmaktadır. Türkiye, tıpkı AB ve AB-Dışı ülke grupları bakımından olduğu gibi, ABD ile dış ticaretinde de tamamlayıcı ekonomi yapısı sergilemektedir. Küresel krizin doğduğu ülke olan ABD ile Türkiye arasındaki dış ticarette, krizin ticaret hacmini daraltıcı etkilerine rağmen, ileri teknolojinin kullanıldığı endüstriler bakımından EİT oranlarında yükselme gözlenebilecektir. Anahtar Kelimeler: Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (RCA), Endüstri İçi Ticaret, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Küresel Kriz AN EVALUATION OF TURKEY-UNITED STATES OF AMERICA (USA) FOREIGN TRADE IN TERMS OF INTRA INDUSTRY TRADE (IIT) AND REVEALED COMPARATIVE ADVANTAGES (RCA) The purpose of this study is to evaluate foreign trade relations between Turkey and the USA in terms of IIT and RCA approaches. The International Trade Theory tries to answer the crucial question of “Why nations trade?”. The IIT and RCA approaches are trying to provide an answer to this question. This study can be defined as a structural analysis approach on foreign trade between Turkey and the USA. The impacts of the global crisis that starting from the USA at the end of 2008 than spread the whole world are studied on Turkey-USA foreign trade patterns. Just as the EU and the Non-EU countries, Turkey and the USA exhibits complementary economic structure in terms of foreign trade. The most effected and the source country of the global crisis is the USA, as known. Hence it would be reasonable to expect that Turkey’s foreign trade with the USA might have contractionary effects in terms of volume of trade arising from the global crisis. Also, it is expected that the IIT rates of advanced technology industries may get higher. Key Words: Revealed Comparative Advantages (RCA), Intra Industry Trade (IIT), United States of America (USA), Global Crisis. 31 KÜRESEL KRİZ VE BİR PARA POLİTİKASI STRATEJİSİ OLARAK ENFLASYON HEDEFLEMESİ’NİN ROLÜ Doç. Dr. Nadir EROĞLU Yrd. Doç.Dr. İlhan EROĞLU Bretton Woods sistemi, Keynes tarafından gündeme getirildiğinde, sermaye hareketlerinin yasak, kurların sabit ve para politikasının da ülke içindeki ihtiyaçlara dönük olarak, büyük çapta parasal hedefleme ile yönetildiği bir düzenlemeyi savunuyordu. 1973 yılında ise Bretton Woods sistemi çöktü ve Friedman'ın şiddetle savunduğu serbest kur sistemi gündeme geldi. 1990'lı yılların sonunda dünyada yüzde yüz olmasa da büyük çapta bir konsensüs gerçekleşti. Buna göre, sabit kur yerine dalgalı kur, parasal hedefleme yerine enflasyon hedeflemesi ve kambiyo sisteminde sermaye hareketlerinin yasaklanması yerine, sermaye hareketi serbestîsi yeğlendi. 2008 Küresel Finans Krizi süresince yapılan gözlemler, merkez bankalarının uygulamış olduğu para politikalarının farklı farklı tepkiler verdiğini ortaya koymaktadır. Doğal olarak bu durum, merkez bankalarının izlemiş olduğu para politikası stratejisiyle yakından ilgilidir. Bu çalışma, enflasyon hedeflemesi stratejisinin, esnek kur rejimini içermesine bağlı olarak, merkez bankalarına politika uygulamalarında, “esnek davranış” fırsatı sunduğu, döviz kuru hedeflemesi (sabit kur rejimi) ya da parasal hedefleme gibi “katı davranış” gerektiren stratejilere göre, kriz karşısında daha başarılı bir sınav verdiğini ortaya koymaktadır. Anahtar kelimeler: Enflasyon hedeflemesi, esnek kur rejimi, esnek davranış THE GLOBAL CRISIS AND THE ROLE OF INFLATION TARGETING AS A MONETARY POLICY STRATEGY Bretton Woods system brought an arrangement that it was brought up by Keynes prohibition of movements of capital, foreign exchange fixed and, the large-scale monetary targeting to the needs of monetary policy in the country is facing is managed. In 1973, the Bretton Woods system collapsed. The free exchange rate system to defend vigorously the agenda Friedman arrived. At the end of the 1990s, a consensus on a large scale took place inspite of not one hundred percent of the world. Accordingly, instead of fixed exchange rate floating exchange rate, instead of monetary targeting inflation targeting and at exchange system, the freedom of capital movements was preferred rather than prohibition of movements of capital. During 2008 Global Financial Crisis the observations showed that the monetary policy applied of central banks gave different reactions different. Of course, this situation is closely related with, the monetary policy strategy followed of central banks have followed. This study detected that the strategy of inflation targeting, in view of contain flexible exchange rate regime and on the policy practices of the central bank, “flexible behavior” opportunity , gave a more successful test in the face of crisis than strategies such as exchange rate targeting (fixed exchange rate regime) or monetary targeting that requires “solid behavior”. Keywords: Inflation targeting, flexible exchange rate regime, flexible behavior. 32 EKONOMİK KRİZ: KAZANANLAR VE KAYBEDENLER Yrd. Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK Krizler kapitalist sistemin kaçınılmaz olarak ortaya çıkardığı ve içsel olarak değerlendirilmesi gereken durumlardır. Kriz sırasında ve sonrasında ortaya çıkan maliyetler ve kayıplar ise belirli toplumsal sınıflar tarafından karşılanmak durumundadır. Bu maliyetlerin genellikle en kırılgan kesim olan işçiler tarafından ödendiği sermaye sahiplerinin ise bu konuda ortaya çıkan maliyetleri toplumsallaştırarak işçilerin yanı sıra toplumun diğer kesimlerine de ödetmeye eğilimli olduğu görülmektedir. 2007 yılında başlayan ve 2008 yılında tüm dünyada hissedilen küresel ekonomik krizin ortaya çıkardığı maliyetlerin reel ücretlerde düşüş, sosyal harcamalarda azalmalar, kamusal mallarda azalma, işsizlikte artış gibi gelişmelerle genel olarak tüm topluma ve özelde de çalışanlara çıkarılacağı düşünülmektedir. Sonuç olarak ise servetin daha da az sayıda kişi ve şirket elinde birikerek tekelleşme eğiliminin giderek artması beklenebilir. Her kriz sonrasında olduğu gibi bu kriz sonrasında da teknolojide emek tasarruf edici eğilimler de güç kazanacaktır. Böylece finans kapital içinde yeni dengeler kurulabileceği gibi, üretken sermaye içerisinde de güç dengelerinde de değişim ortaya çıkacaktır. Bu bildiride, Dünya ve Türkiye ekonomisinde ortaya çıkacak maliyetlerin kimler tarafından ödenebileceği genel makroekonomik veriler üzerinden tartışılacak ve ortaya çıkacak olası güç odakları üzerinde değerlendirmelerde bulunulacaktır. Anahtar kelimeler: Kriz, Türkiye, Dünya ekonomisi ECONOMIC CRISIS: WINNERS AND LOSERS The crisis of capitalist economies is a general recurring phenomenon inherent in capitalism and it did not arise through the profit expectations of shareholders or manager’s mistakes. The costs during and after which the crisis arisen must be paid by specific classes. In general, these costs are paid by working class whereas capitalists try to leave all the costs both working class and other social groups. The costs of the crisis started in 2007 and felt all over the world will be paid by public in general and working class in particular by low real wages, reduction in social spending and public goods, increasing in unemployment. As a result wealth will be accumulated by a few capitalist and corporates that means increasing in monopolization. We expect that after this crisis labor saving technologies will be used to a greater extend. Therefore, new power relations among capitalist class are expected to be formed. In this study, the main aim is to discuss who will pay the costs of crisis in Turkey and the world using available macro and micro data as well as to evaluate newly forming power relations. Keywords: Crisis, Turkey, World Economy 33 KRİZE KÖKLÜ ÇÖZÜM ÖNERİSİ: TEK DÜNYA PARASI Dr. Celali YILMAZ Dünya ekonomilerinin “1929 buhranından daha derin” bir kriz içinde olduğu hususu giderek kabul görmekte, böylesine derin bir kriz sonucunda uluslararası finansal sistemde bazı köklü dönüşümlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu daha fazla dillendirilmektedir. Önemli dönüşüm, rezerv para birimi (RPB) konusunda olacaktır. Zira krizin derinleşmesinin müsebbibi, mevcut RPB’nin güven ve istikrar gibi temel fonksiyonları sağlamakta zorlanmasıdır. Dolardan sonraki RPB’nin ne olacağı konusunda tartışmalar artmaktadır. Euro’nun veya SDR’ın sonraki RPB olup olamayacağı yanında, Renminbi’nin alternatif olabileceği tartışmalarına rastlanmaktadır. Çalışmanın amacı, mevcut krize köklü çözüm olarak gündeme getirilen Tek Dünya Parası (Single Global Currency, SGC) önerisinin faydalarına dikkat çekmek ve Türkçe literatürde konunun tartışılmasını sağlamaktır. Tek ülkenin milli parası olmayan SGC, SDR’dan daha geniş tabanlı, global dünyayı temsil eden ve uluslarüstü bir merkez bankası tarafından yönetilen RPB’dir. Çalışmalar, SGC’nin yaratılabilmesi halinde büyük faydalar sağlayabileceğini göstermektedir. Uluslararası ticarette açık-fazla kavramı ortadan kalkacağı gibi, ülkelerin rezerv tutma ihtiyacı olmayacaktır. Mevcut 150’ye yakın para birimi arasındaki dönüşüm maliyetlerinden kaynaklanan etkinlik kaybını ortadan kaldıracaktır ki sadece bunun yıllık kazancının dahi 400 milyar dolardan fazla olacağı hesaplanmaktadır. TDP ile uluslararası ticaret ve verimlilikte ciddi artışlar sağlanabilecek, hepsinden önemlisi yaşadığımız türden krizler olmayacaktır. Anahtar Kelimeler: Tek Dünya Parası, para birlikleri, rezerv para A FUNDEMENTAL SOLUTION TO FINANCIAL CRISES PROBLEM: SINGLE GLOBAL CURRENCY It is getting accepted by more people that current financial crises (or Great Recession of 2008) is fundamentally much deeper than the Great Depression of 1929. Such a great crisis will eventually create some fundamental changes in the world’s financial architecture. It seems that one of the major transformations will occur in the world’s reserve currency (RC) system. One of the main reason of current “worldwide contagious” crisis is lack of a trustful reserve currency system, which can provide all functions of a RC properly. As a result of this deficiency, probability of the Euro or SDR as the world’s next RC is become a hot topics among the economists. Even the Renminbi, which is not a convertible currency yet, is on the table as an alternative RC. The aim of this study is to introduce the notion of the Single Global Currency (SGC) system in Turkish financial economics literature. By the end of this global crisis, it is going to be understood by more people that ultimate future of the world’s RC system is a SGC. The studies show that as a supra-national currency, the SGC is beneficiary for all people who need a functioning RC. In that system, there are no CA deficits or trade imbalances and FX fluctuations problems, by definition! It is estimated that only annual transaction cost of current multi FX system is more than USD 400 bn annually. It is obvious that in a world with SGC, not only financial markets but all economies will function more efficiently and the term of international currency crises will be a historic concept, belongs to the “age of financial terror” which starts in the 1970’s, (since collapse of Bretton Woods system) and will last until the replacement of current system with the SGC! Keywords: Single Global Currency, monetary unions, reserve currency 34 KRİZ SONRASI İSTİHDAM SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI Yrd. Doç. Dr. İlkay DİLBER Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN Arş. Gör. Ferhan SAYIN 2008 yılında ABD’de mortgage piyasasında ortaya çıkan kredi krizi, önce finans piyasalarını sonra da mali piyasaları etkisi altına alarak tüm dünya ülkelerine yayılmıştır. Kriz her ne kadar başlangıçta bir mortgage krizi olarak ortaya çıksa da, izleyen süreçte bir likidite krizine dönüşmüş, başta ABD’ de olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ekonomisinde bankaların batmasına, bazı bankacılık modellerinin yok olmasına, hatta bazı ülkelerin iflas kararları açıklamasına neden olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak, gelişmiş ekonomilerin çoğunda emlak piyasası daralmış, konut ve enerji fiyatları aşırı derecede artmış, mali hizmetler alanında sert şoklar yaşanmaya başlamıştır. Kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin artmasına sebep olmuş, bu durum yatırım, üretim ve tüketim düzeyinin gerilemesine, ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve milyonlarca insanın işsiz kalmasına neden olmuştur. Kriz sürecinde pek çok sektörde büyük miktarda daralmaların yaşanması, işçilerin geçici süreli işten çıkarılmalarına ve geniş çaplı istihdam şoklarının yaşanmasına sebep olmuştur. Krizle mücadelede, düşük kredi faizleri, reel sektörün canlandırılması amacıyla alınan vergi düzenlemeleri, cari açık ve reel kur uygulamalarının yeniden değerlendirilmesi, bütçe açıklarının ve kamu kesimi borçlanma gereğinin düzenlenerek istihdam yaratıcı politikaların sağlanması amaçlanmalıdır. Çalışmamızda, bu amaçlara ilişkin çözüm önerileri sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: İstihdam, Kriz, Yatırım, Üretim Darboğazı, Reel Sektör EMPLOYMENT PROBLEMS AND REMEDIES IN A POST-CRISIS SETTING Having emerged in the US mortgage credit markets, the credit crisis has spread all over the international setting by first dominating over the financial markets first and other markets respectively. Being a sole credit market crisis in mortgage sector, the crisis evolved itself into a liquidity crisis leading to the bankruptcies in the US and other western industrialized countries as well as the disappearances of many banking models. Eventually estate markets contracted and accommodation and energy prices have skyrocketed with severe shocks in financial services These shocks experiences in credit markets have led to the contracting of investments and brought a great deal of incredibility to the markets, having caused reduction in consumption and production levels, slowing down of economies coupled with drastic unemployment levels. The contractions in economic performance have also lead to both temporary unemployment of workers and experience of wide scale unemployment In dealing with the crisis, by means of devising low interest credit rates, tax adjustments to booze the real sector and a review of current account deficit and real currencies applications coupled with revisions regarding the arrangements in regard to the public debts and budget deficits, proemployment remedies-centric policies have to be reconsidered. Our study in such respect is to elaborate on the presentation of such remedies indicated before. Keywords: Employment, Crisis, Investment, Production Bottleneck, Real Sector 35 EKONOMİK KRİZİN DIŞ TİCARET ÖDEME ŞEKİLLERİNE ETKİLERİ Yrd. Doç. Dr. Yavuz SOYKAN Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ Öğr. Grv. Mustafa KAYIK Ekonomik krizler; büyüklükleri, nedenleri, çıkış noktaları gibi birçok özellikleri itibariyle farklılıklar göstermektedir. Krizler, ülkelerin dış ticaret verilerinden istihdam verilerine birçok değişime neden olmaktadır. Krizlerin en bariz etkilerinden birisi de likidite sıkışıklığıdır. Bu sıkışıklığın pek çok etkisi yanında, uluslararası ticaret ve uluslararası ticaret kapsamındaki ödemeler ve ödeme şekilleri üzerinde de etkileri olmaktadır. Belirsizlik ve beklentilerin kötüleşmesi hem bankalarda hem de ithalat ve ihracat yapan firmalarda riskten kaçınma kültürünün oluşmasına neden olmaktadır. Araştırmalar, kriz ortamlarında önceden açık hesap veya vesaik mukabili ödeme şekilleri ile çalışan firmaların teyitli akreditife döndüklerini göstermektedir. Bu çalışmada; ekonomik krizin neden olduğu dış ticaret ödeme şekillerinde meydana gelen değişim ayrıntılı bir biçimde incelenmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kriz, Dış Ticaret, Ödeme Şekilleri THE EFFECTS OF ECONOMIC CRISIS ON FORMS OF PAYMENT Economic crises vary according to many characteristics such as dimensions, causes and starting points. Crises result in many changes from employment data to foreign trade data. One of the most apparent effects of crises is liquidity shortage. In addition to many effects of this shortage, economic crises also affect international trade, payments and forms of payment within the scope of international trade. Uncertainty and negative expectations lead to the adoption of the culture of avoiding risks both by banks and export-import companies. Previous studies indicate that the companies which previously used open account or payment against documents in their operations began to use confirmed letter of credit in crisis environment. The aim of the present study is to analyze the changes in foreign trade forms of payment caused by economic crisis in detail. Keywords: Crisis, Foreign Trade, Forms of Payment 36 GLOBAL KRİZİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI Yrd. Doç.Dr. Aziz BOSTAN Öğr. Gör. Dr. Serap ÜRÜT KELLECİ 2007 yılının ortalarından itibaren, ekonomik krizin ilk sinyalleri kendini finans sektöründe göstermiştir. 2008 yılında derinleşen kriz, dünyada ve Türkiye’de reel sektör krizine dönüşmüştür. Çalışmanın amacı, dünyayı ve beraberinde Türkiye’yi de saran global krizin nedenlerini ortaya koyarak, etkilerini tartışmak ve sonuç tespiti yapabilmektir. Bu krizin başlıca nedenleri arasında ABD’de konut piyasasında “Mortgage” uygulamasının ortaya çıkardığı olumsuzluklar yer almaktadır. Çalışmada global krize neden olan Mortgage uygulaması ve sonucunda yaşanan olumsuzlukları tartışılacaktır. Global kriz, ABD ve diğer gelişmiş ülke ekonomilerinin finans kesimlerini büyük zarara uğratmıştır. Finans sektöründeki birçok büyük kuruluş iflas noktasına gelmiştir. Küresel kredi imkanlarının azalması, kredi maliyetlerinin artışı, yurtdışı pazarların daralması gibi daha birçok neden reel sektörün büyük kayıplar yaşamasına yol açmıştır. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyüme, işsizlik ve enflasyon rakamlarında büyük çapta bir daralma yaşanmıştır. Dünyada ve Türkiye’de bu olumsuzluklara karşı hükümetler çeşitli önlemler almasına rağmen krizin etkisi henüz atlatılamamıştır. Anahtar Kelimeler : Global Kriz, Reel Etkileri, Türkiye CAUSES AND CONSEQUENCES OF GLOBAL CRISIS Starting in the middle of 2007, the first signal of economic crisis has shown itself in the financial sector. The crisis which deepens in 2008, has become a real sector crisis in the world and in Turkey. The aim of the study is, by revealing the causes of the global crisis surrounding the world and Turkey, to discuss the effects and determine the results. Mortgage applications in the U.S.A housing market revealed that the negativities are among the main causes of this crisis. In this study, the “Mortgage” application that has caused global crisis and as a result of the negative experience will be discussed. Global crisis has suffered major damage to the financial sectors of the economy in U.S.A and other developed countries. Many large organizations in the financial sector has come to the point of bankruptcy. Decrease of global credit facilities, credit costs increase, contraction of international markets and many other causes has led real sector to experience great losses. Growth, unemployment and inflation figures show that the world and Turkey are facing with a major recession. To resolve these drawbacks Turkey and world governments have taken many measures, but has not been sufficient to resolve the crisis. Keywords: Global Crisis, Reel Effects, Turkey 37 2008 EKONOMİK KRİZİNİN TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİNE YANSIMALARI Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN 2008 Ekonomik krizinin yaşandığı günümüzde, Türkiye’nin ithalatının %70’ini oluşturan ara malı ithalinin yapılamayışına bağlı olarak, ülke ekonomisinde üretim gerçekleştirilememiş ve üretimde ciddi bir daralma olmuştur. 2008 Ekonomik Krizi kapsamında, üretimdeki bu daralma neticesinde, dünya ticaretinin de %12 ile ciddi anlamda bir gerileme göstermesi, dünya ekonomisinde talep daralması yaratmıştır. Türkiye’nin dış ticaretinin yarıya yakın bölümünü gerçekleştirdiği AB ülkelerinin krizden daha fazla ve daha çabuk etkilenmesi, Türkiye’nin ihracatını ve dolayısıyla dış ticaret bilançosunu daraltarak, Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye ekonomisinde 1994, 1999, 2001 ve 2008 kriz dönemlerinde, ithalat ve dolayısıyla dış ticaret hacminde ciddi bir daralma yaşanmıştır. Bu duruma paralel olarak, dış ticaret açığındaki suni düzelmenin etkisiyle, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüksek oranlarda gerçekleşmiştir. Aynı bağlamda, 2008 Küresel krizinin Türkiye ekonomisine en önemli yansımalarından bir tanesi, aşırı değerli Türk Lirası’nın da etkisiyle dış ticaret hacmindeki önemli küçülmedir. Böylece, son yıllarda uygulanan kur politikasının ve küresel krizin de etkisiyle, Türkiye’nin 2008 yılındaki dış ticaret hacmi küçülürken, dış ticaret açığında, önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi suni bir iyileşme görülmektedir. Çalışmada, Türkiye’nin son yıllardaki kriz dönemlerine ilişkin; dış ticaret bilançosu değerleri, ihracatın ithalatı karşılama oranı, milli gelire dayalı olarak hesaplanan dışa açıklık endeksi ve dış ticaretin gelir etkisi hesaplanarak karşılaştırmalı olarak analiz edilecektir. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Dışa Açıklık Endeksi, İhracatın İthalatı Karşılama Oranı, Sanayi Üretimi THE REFLECTION OF THE 2008 ECONOMIC CRISIS TO THE EXTERIOR TRADE OF TURKEY With the effect of economic crisis of 2008 which has been experienced recently, depending on the decrease of the import of intermediate goods which constitutes the 70 % of the economy of Turkey, production has not been operated and there has been a contraction in the economy of the country. As a consequence of this, 12 % of recession in the world trade has created a demand contraction. As the EU countries with whom Turkey carries out nearly half of its foreign trade have been influenced by the crisis more rapidly, export of Turkey and foreign trade balance have been contracted and the foreign trade of Turkey has negatively been affected. In the economy of Turkey there has been a serious contraction of import and foreign trade volume during the period of economic crisis of 1994, 1999, 2001 and 2008. In parallel to this situation with the effect of the artifical improvement, proportion of imports covered by exports occured with high percentage. In this context one of the most important reflections of the global crisis of 2008 is the shrinkage of the foreign trade with the effect of over-valued Turkish Lira. Thereby with the effect of the foreign exchange policy that is enforced recently and economic crisis, the foreign trade volume has shrinked and an artifical improvement is seen in foreign trade deficit as it was seen in the previous depression eras. In this study, foreign trade balance, proportion of imports covered by exports, opennes index that is based on domestic income, income effects of foreign trade will be calculated and comparatively analysed related to the depression era of Turkey in recent years. Keywords: Economic Crisis, Openness Index, Proportion of Imports Covered by Exports, Industrial Production 38 2008 KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE TÜRKİYE: GÖSTERGELERİN KÜMELEME YÖNTEMİ İLE ANALİZİ MAKRO EKONOMİK Yrd. Doç. Dr. Seval MUTLU ÇAMOĞLU Arş. Gör. Gönül YÜCE Arş. Gör. Merter AKINCI Küreselleşme, maddi ve manevi değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin milli sınırları aşarak dünya çapında hızla yayılması anlamına gelmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile soğuk savaşın bitmesi, teknolojik ilerleme ve artan sermaye birikimi sonrasında dışa açılma süreçlerinin ortaya çıkması küreselleşme olgusuna hız kazandırmıştır. Küreselleşmenin önemli bir ayağını finansal piyasalar ve finansal entegrasyon süreci oluşturmaktadır. Bu bağlamda finansal küreselleşmeyi, ulusal finans piyasalarının çeşitli kontrol ve sınırlarını ortadan kaldıran, uluslararası sermaye akımlarını arttıran ve finans piyasalarını uluslararası rekabete yönlendiren bir süreç biçiminde tanımlayabiliriz. Finansal küreselleşme hareketlerine bağlı olarak, sermayenin kısa vadeli karlar ve rantlar elde etmek için ülke ekonomilerine giriş ve çıkışları büyük dalgalanmalar meydana getirmektedir. Bu nedenle dünya ekonomilerinin küreselleşme ile tanıdığı başka bir olgu da, sermaye hareketlerinin anlık geri çekilmelerinden kaynaklanan finansal boyuttaki ekonomik krizlerdir. 2008 yılında dünya konjonktüründe yaşanan finansal kriz, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki gibi Türkiye ekonomisini de önemli ölçüde etkilemiştir. Çalışmamızda, 2008 finansal krizinin Türkiye’nin çeşitli makro ekonomik göstergeler üzerindeki etkileri kümeleme yöntemi ile incelenmiş ve Türkiye ile bazı yükselen piyasa ekonomileri analiz edilmiştir. Türkiye ekonomisinin 2000 sonrası makro ekonomik performansı ile ilgili bulgular bazı değişkenler için bir başarıya ve bazıları içinse başarısızlığa işaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Finansal Kriz, Kümeleme Analizi EFFECTS OF 2008 GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON FINANCIAL MARKETS AND ANALYSIS OF MACRO ECONOMIC INDICATORS WITH CLUSTER METHOD Globalization means the spreading rapidly of the financial and spiritual values and accumulations formed in this context throughout the world by passing beyond national borders The end of the cold-war following the collapse of USSR, the technological improvement and the emergence of the opening process with increasing capital accumulation stimulated the globalization process. Financial markets and the process of financial integration constitutes an important part of the globalization. In this sense, financial globalization could be described as a process which eliminates various controls and restrictions of national financial markets, increases the international capital flows and canalizes the financial markets to the international competition. Depending on financial globalization movement, to obtain the short term capital gains by entry and exit to the national economies leads to great financial fluctuations. Therefore, another issue that world economies has recognized with globalization is financial-based economic crisis caused by sudden attacks and drawbacks of short-term capital movements. In 2008, the financial crisis experienced in the world conjuncture has a considerable influence on Turkish economy as in the developed and developing countries. In this study, the effects of 2008 financial crisis on Turkey’s various macro economic indicators is examined by cluster method and Turkish economy is analyzed with some emerging markets. Findings about the macro economic performance of Turkey after the year 2000, signal an success for some variables and failure for some variables. Keywords: Globalization, Financial Crisis, Cluster Analysis 39 ŞİRKETLERİN MALİ YAPILARI ÜZERİNDE EKONOMİK KRİZLERİN ETKİLERİ: 2001 VE 2008 EKONOMİK KRİZLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Yrd. Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU Yrd. Doç. Dr. Ahmet BÜYÜKŞALVARCI Yrd. Doç. Dr. Engin DİNÇ Bu çalışmanın amacı, ülkemizde yaşanan 2001 ekonomik krizi ile 2008 küresel ekonomik krizinin İMKB imalat sektörüne kote olmuş şirketlerin mali yapıları üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Bu etki şirketlerin 2001 ve 2008 yıllarına ait mali tablolarından hesaplanan finansal oranların ilgili dönemler için karşılaştırılması yapılmak suretiyle ortaya konulmuştur. Ayrıca çalışmada her iki kriz dönemi için İMKB imalat sanayi alt sektörleri itibariyle de mali yapı oranları arasında farklılıkların olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmanın kapsamını imalat sektöründe hem 2001 hem de 2008 yıllarında faaliyet gösteren 131 şirket oluşturmaktadır. Şirketlerin ilgili dönemler arasında finansal oranları açısından farklılıklarının olup olmadığının tespit edilmesinde parametrik (eşleştirilmiş t- testi) ve parametrik olmayan (wilcoxon işaret testi) istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre şirketlerin finansal oranlarından; likidite oranları (cari ve nakit oranı), mali yapı oranları (finansman oranı, faaliyet oranı) faaliyet oranları (duran varlık devir hızı, aktif devir hızı, özsermaye devir hızı) ve borsa performans oranları (piyasa değeri/defter değeri oranı ve tobinq oranı) arasında ilgili dönemler için istatistiksel olarak anlamlı farklılık belirlenmiştir. Şirketlerin karlılık oranlarında ise her iki kriz dönemi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Anahtar Sözcükler: Ekonomik Kriz, İMKB, İmalat Şirketleri, Finansal Oranlar EFFECTS OF ECONOMİC CRİSİS ON COMPANİES’ FİNANCİAL STRUCTURE: A STUDY ON 2001 AND 2008 ECONOMİC CRİSİS The aim of this study is to investigate the effects of 2001 economic crisis in our country and 2008 global economic crisis on financial structures of companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) manufacturing sector. This effect has clearly shown the comparison of financial ratios calculated from financial tables related with these years “2001 and 2008” for companies. Also it has been dealt with whether there is any difference between financial structure ratios for both these crisis periods in consideration of view IMKB manufacturing industry sub-sectors. The scope of the study is 131 companies working in manufacturing sector in 2001 and 2008. Parametric (paired ttest) and non-parametric (wilcoxon signed rank test) statistical methods have been used for determining whether differences are available for the financial ratios of companies in these dates. According to these analytical results, statistical meaningful difference has been made clear between liquidity ratios (current and cash ratio), financial structure ratios (financial ratio, activity rate), activity ratios (fixed asset turnover ratio, asset turnover ratio, equity turnover ratio) and stock market performance ratios (market value/book value ratio and tobinq ratio) for the periods. Any statistical difference is not matter of the subject profit ratios of companies on between both crisis periods here. Keywords: Economic Crisis, ISE, Manufacturing Companies, Financial Ratios 40 EKONOMİK KRİZLERDE FARKLILAŞTIRILMIŞ PAZARLAMA STRATEJİSİNİN ÖNEMİ Yrd. Doç.Dr. M. Emin AKKILIÇ Öğr. Gör. Mustafa GÜNALAN 2008 yılının son aylarında “Lehman Brothers” yatırım bankasının iflasıyla Amerika’da başlayan ve tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz, Türkiye’de de bir çok alanda etkisini göstermiştir. Türkiye’de olumsuz yönde etkilenen alanlardan bir tanesi de otomotiv sektörüdür. Ekonomik kriz dönemlerinde işletmelerin izleyebileceği farklı pazarlama stratejileri vardır. Bu pazarlama stratejilerinden bir tanesi de Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisidir. Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisi; Birden fazla ürün üreten ya da ürünü farklılaştırarak farklı tüketici kitlelerine sunmak amacıyla her pazar ve bu pazara sunacağı ürün için farklı pazarlama karması oluşturulmasıdır. Bu araştırmanın amacı, birinci aşamada, ekonomik krizlerde işletmelerin uygulayabileceği pazarlama stratejilerden bir tanesi olan Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin önemini teorik zeminde ortaya koymaktır. İkinci aşamada, son yaşanan ekonomik krizin, Türk Otomotiv Sektörüne olan etkisini belirlemektir. Son aşamada ise, yaşanan ekonomik krizinin etkisini asgari düzeye indirgenmesinde uygulanan Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin önemi ortaya çıkarmaktır. Araştırma’da gereksinim duyulan veriler; Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv sektöründe, yaşanan kriz sürecinde uygulanan pazarlama stratejilerine yönelik olarak yazılı basında çıkmış (ekonomi haberleri, yapılan reklamlar, uygulanan diğer stratejiler) yazılardan elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Ekonomi, Pazarlama stratejisi. THE IMPORTANCE OF DIFFERENTIATED MARKETING STRATEGY IN ECONOMIC CRISIS The economic crisis which has spread all over the world and starting with the bankruptcy of investment bank of “Lehman Brothers” in America in the last months of 2008 in Turkey has shown effect in many fields. One of the affected area in Turkey is the automotive sector. At the times of economic crisis, business can apply to have different marketing strategies. This marketing strategy is one of the Differentiated Marketing Strategy. The Differentiated Marketing Strategy; producing more than one product or product differentiating, for each market and differentiating product to offer to this market is the creation of different marketing mix. The purpose of this study, the first stage, in the economic crisis, businesses can apply the marketing strategy is one of the Differentiated Marketing Strategies is to examine the importance of the theoretical ground. In this second stage, the last economic crisis, how the Turkish automotive sector was effected was determined. In the final stage, the importance of Differentiated Marketing Strategy which was applied to reduce to the minimum level the impact of the economic crisis will be tried to put forward. Required data are gathered up from articles in press (economic news, advertisements, applied other strategies, etc.) during the economic crisis that are related to applied marketing strategies of automotive industry firms operating in Turkey. Keywords: Crisis, Economy, Marketing strategy. 41 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ ÜZERİNE DEĞERLENDİRME Yrd. Doç.Dr. Erol VİDİNLİOĞLU Öğr. Gör. Buğra ÖZER Ergun KAYA Küreselleşme, ülkeler arasında ki iletişimin giderek artmasıyla ekonomik, politik, entellektüel ve teknolojik bakımdan kapsamlı bir dönüşümdür. Bu çerçevede, ülkeler arasında ekonomik ilişkiler, örneğin, sermaye ve mal değişimi, hızla ve kolaylıkla yapılmaktadır. Eylül-Ekim 2008’de yaşanan mali çöküş, dünyanın büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya olduğunu gösterirken, küreselleşmenin etkisiyle gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkeyi de derinden etkilemiştir. Dünyayı kasıp kavuran ve bir çok bankanın iflasına neden olan ekonomik krizin derinden etkilediği ülkelerden İzlanda, iflasın eşiğine gelmiş durumdadır. Bir çok ülkede etkisi hissedilen ekonomik kriz bazı büyük firmaların iflas etmesine ve binlerce insanın işsiz kalmasına neden oldu. Söz konusu ekonomik krizin ortaya çıkardığı durgunluk devam ettiği sürece, krizin giderek derinleşeceği, önümüzdeki yıl içerisinde daha ağır bir tablo ile karşı karşıya kalınacağı bir çok ekonomist tarafından da ifade edilmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin çözümü için her ülke kendi merkez bankası ve ekonomik kurumlarıyla önlem almaya çalışmaktadır. Ancak küresel ekonomik krizin aşılabilmesinde, ortak uygulanacak para ve maliye politikalarına, alınan kararların uygulanmasında ülkelere yol gösteren ve denetleyen bir dünya merkez bankasına ve ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelime: Kriz, küreselleşme, merkez bankası. EVALUATION OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS Globalization is an extensive transformation in terms of economic, politic, intellectual and technological manners in regard to the gradual escalation of the communication among countries. In this way, economic relationships between countries, for example the exchange of capital and goods, can be swiftly and easily generated. The financial downfall occured in September-October 2008, while the world was facing with a major crisis, has deeply affected many developing and developed countries with the impact of globalization. Iceland one of the countries to be affected by the desperate economic crisis which forced many banks into bankruptcy is on the brink of collapse. The economic crisis with serious consequences for various countries has breeded bankruptcy for some large enterprises and unemployment for thousands of people. As long as the stagnation caused by the crisis continues, there is a common vision stated by economists that we will be faced with a much terrifying stiuation through the next year. In order to find a solution to the global economic crisis, every country is attempting to take precautions in cooperation with their own central banks and financal establishments. Nevertheless, associated money and finance policies and a conducting and inspecting global central bank to apply the decisions are in great demand so as to surmount the global economic crisis. Key Words: crisis, globalization, central bank. 42 TÜRK İMALAT SEKTÖRÜNÜN ETKİNLİĞİNE KRİZLERİN ETKİLERİ: 1998-2008 DÖNEMİ Arş. Gör. Bekir ELMAS Öğ. Gör. Emre YAKUT Günümüz koşullarında artan rekabet ortamı, firmaların etkinliklerini dikkate alarak değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların gerek ulusal gerekse uluslar arası piyasalarda rekabet edebilmeleri ve başarılı olabilmeleri açısından etkinlik ölçümleri önemli olmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren 14 alt sektörün her biri için ve imalat sanayi sektörünün geneli için etkinlik ölçümleri yapılmıştır. 1998-2008 dönemini ele alan çalışmada etkinlik ölçümleri Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda etkin olan ve etkin olmayan sektörler hem kriz dönemlerinde hem de normal dönemlerde tespit edilerek krizlerin firma etkinliklerine etkisi ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Etkinlik Ölçümü, Veri Zarflama Analizi, Kriz, İmalat Sektörü THE EFFECTS OF CRISIS ON THE EFFICIENCY OF TURKISH MANUFACTURING SECTOR: THE 1998-2008 PERIOD In today's increasingly competitive environment, taking into account the efficiency of the firms are required to evaluate. Of companies in the manufacturing sector both national and international competition in the market and they can be successful in terms of measuring effectiveness is important. In this study, efficiency are measured for both each of the 14 sub-sectors and general sectors of the manufacturing industry sector in Turkey. In this study, the measurement of efficiency for 1998-2008 period are made with method Data Envelopment Analysis (VZA). Analysis and inactive as a result of the active sectors, both in times of crisis as well as the normal period to determine the effect of the crisis was put to the company's activities. Key Words: Measuring Efficiency, Data Envelopment Analysis, Crisis, Manufacturing Industry 43 KRİZ DÖNEMLERİNDE SEKTÖRLER ARASI EMEK HAREKETLİLİĞİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Arş. Gör. Özgür BALMUMCU Yrd. Doç.Dr. Sibel CENGİZ Son 30 yılda, dünya ekonomisi birçok krizle karşılaşmıştır. En sonuncusu ABD’de yaşanan Mortgage krizidir ve bu kriz kısa sürede küresel mali kriz haline gelmiştir. Küresel mali krizi talep daralması, resesyon ve deflasyon izlemiştir. Sektörlerin kriz esnasında büyüme hızları göreceli olarak farklılaştığından artan işsizlik ücretleri düşürmekle kalmaz, sektörler arası emek hareketliliğini artırır. Ticarete konu olan ihracatçı sektörler kriz nedeniyle daha fazla küçüldüklerinden ortaya bir işgücü fazlası çıkar. Mevcut işgücü fazlası ticarete konu olmayan sektörlere kayarak yeni iş ve ücret imkanları aramaya çalışır. Sektörler arası emek hareketliliğini ölçmek için Türkiye’de ticarete konu olan sektörlerle konu olmayanlardaki çalışan sayıları regresyona tabi tutulmuştur. Kriz esnasında sektörler arası emek hareketliliğinin boyutunu anlamak için dummy değişken kullanılmıştır. Bu bağlamda Türkiye ekonomisi için 2000-2009 yılları arasında çeyrek dönemler itibariyle yapılan ampirik sınama sonucunda elde edilen bulgular, imalat sanayi ve tarım sektörü arasında işgücü hareketliliğinin olmadığını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Emek hareketliliği, finansal kriz, işsizlik. LABOR MOBILITY BETWEEN SECTORS DURING CRISIS: THE CASE OF TURKEY During the last three decades, the world economy has been facing several financial crisis. The last but not the least one has been mortgage crisis experienced in the USA and it turned out to be a global financial crisis. Global financial crisis was fallowed by demand contradiction, recession and deflation. The growing unemployment due to the relatively charge in sectoral growth rate during the crisis, would increase the labor mobility between industries while, it would be decreasing the wages. There would be an excess supply of labor owing to tradable exporting sectors which are getting smaller during crisis. This existing labor supply would search for a new job and wage opportunities by moving to the nontradable sector. The number of workers in tradable and nontradable sectors in Turkey is subjected to a regression analysis to measure the labor mobility between sectors. One dummy variable is used to understand the size of labor mobility between sectors during the crisis. In the context, the empirical findings which are derived from quarterly data for the period of 2000-2009, indicate that there is no labor mobility between manufacturing industry and agricultural sector. Keywords: Labor mobility, financial crisis, unemployment. 44 KÜRESEL FİNANSAL KRİZİN TÜRKİYE’NİN İHRACATI ÜZERİNE ETKİLERİNİN ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Ali Cüneyt ÇETİN Bu çalışma, 2008 yılının son çeyreğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı saran küresel finansal krizin, Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracat yapısında meydana getirdiği değişmeyi sektörel seviyede analiz etmektedir. Ülkemizde, 2008 yılında çeşitli ülkelere 127,5 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam ihracat değeri, krizin önemli etkileri nedeniyle yaklaşık altı katlık bir düşüşle 2009 yılında 20,9 milyar dolara gerilemiştir. İhracat sektörü küresel krizden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmiştir. Böylece sanayi için işlem görmüş hammaddeler, yarı dayanıklı tüketim malları, sanayi ile ilgili taşımacılık araç ve gereçleri, dayanıklı tüketim malları ve binek otomobil ihracatı krizin şiddetle etkisini gösterdiği 2009 yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre sırasıyla %25.4, %24.7, %56.9, %25.1, %43.8’lik bir azalma göstermiştir. Sonuçta, küresel kriz nedeniyle toplam ihracatta azalışlar meydana gelmiş ve Türkiye’nin ihracat yapısında önemli değişmeler gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, İhracat, Dış Ticaret ANALYSIS OF THE EFFECTS OF GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON TURKEY'S EXPORT This study analyses the pattern of export flows from Turkey to the Europe at sectoral level. The global financial crises occurred in the last quarter of 2008 in USA has been affecting severely all countries’ economy including Turkish export. While Turkish total export to some countries $127,5 billion in 2008, it showed about six fold decrease realizing as $20,9 billion in 2009 due mainly to economic crises. Export industry in Turkish economy has been directly and indirectly affected from the global crisis. Due to severe economic crisis, the export value of processed raw materials for industry, semi-durable goods, industry related commercial vehicles, durable goods and cars respectively 25.4%, 24.7%, 56.9%, 25.1%, 43.8% decreased in the first six months of 2009 compared to previous years’ same period. Consequently, total export showed decline compared to before crisis and global crisis brought about a significant difference on Turkish export structure to the Europe. Key Words: Global Crisis, Export Industry, Foreign Trade 45 KRİZ SONRASI KÜRESEL DENGESİZLİKLER IŞIĞINDA KREDİ TEMERRÜT TAKASI VOLATİLİTESİNİN MODELLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Dina ÇAKMUR YILDIRTAN Yrd. Doç Dr. Ayşe Gül BÖLÜKBAŞI Son yıllarda finans dünyası kredi riskine odaklanmıştır. Kredi türevleri aynı zamanda yatırım portföylerinde oluşabilecek değer kaybına karşılık kullanılmaktadırlar. Bu enstrümanların kullanımı ile bankaların kredi riskini algılamaları, fiyatlamaları ve riskin yönetimi uygulamaları farklılık kazanmıştır. Önceden belirli sınırlara dayanarak kredi verebilen bankalar, kredi türev ürünlerinin çeşitlenmesiyle uygulamada verilen kredi sınırının ötesinde kredi verebilmektedir. Özellikle son yıllarda yaşanan mortgage krizinin tüm dünyaya yayılarak kredi krizine dönüşmesinde kredi türev ürünlerinin hatalı fiyatlanmasının etken olduğunu belirtebiliriz. Bu bağlamda kredi türev ürünlerinin risk yönetimi aracı olarak kullanımlarının önemi ile birlikte doğru fiyatlandırılmalarının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kredi türev ürünleri içinde uygulamada en yaygın olarak kullanılan ürün kredi temerrüt takasıdır. Kredi temerrüt takası (KTT), kredi riskine karşı satın alınan bir finansal sigorta sözleşmesidir. Günümüzde finans dünyasında yatırım kararı alırken ilk bakılan göstergelerden biri de kredi temerrüt takas oranlarıdır. Bu çalışmada kredi temerrüt takası getirisi ve spread (TC. hazinesinin ihraç ettiği TL cinsi gösterge tahvilin getirisi ile kredi temerrüt takası getirisi arsındaki fark) serisi volatilitesi GARCH ve EGARCH ile modellenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kredi, Kredi Riski, Kredi Temerrüt Takasları, Volatilite, Garch, Egarch THE MODELLING OF THE VOLATILITY OF CREDIT DEFAULT SWAP IN THE LIGTH OF GLOBAL IMBALANCES In the past few years the finance sector has been focused on credit risks. Credit derivatives can also be used against value loss that can arise in investment portfolios. The use of these instruments and the way banks now perceive credit risk, it’s pricing and banks’ risk management procedures have reached a different aspect. Whilst previously banks granted credits according to specific limits, with the diversification of the credit derivative products, they can now give credits going beyond the usual credit limit procedures that are in effect. We can specifically express that the mortgage crises which has spread all over the world within the past years to finally become a credit crises, is the result of the wrong pricing of credit derivative products. In this context, the importance of credit derivative products to be used as a risk management product as well as the necessity for their correct pricing has arisen. Amongst the credit derivative products, the most commonly used product is the credit default swap. Credit Default Swap (CDS), is a financial insurance contract that can be purchased against credit risk. Presently, when an investment decision is taken in the financial world, one of the first indicators taken into account is the credit default swap rates. In this study volatility of return of credit default swap and spread (benchmark bonds issued by Turkish Treasury department in TL currency) series, modeled by GARCH and EGARCH. Key Words: Credit, Credit Risk, Credit Default Swap, Volatility, Garch, Egarch 46 KÜRESEL FİNANSAL KRİZİN GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Metin MERİÇ Küresel finansal kriz, birçok gelişmiş ülkede önemli bir yavaşlamaya neden olmaktadır. Dünya etrafındaki hükümetler krizleri kontrol altında tutmaya çalışmakta, fakat birçok görüş henüz en kötüsünün yaşanmadığı şeklindedir. Hisse senedi piyasaları %40 daha aşağı düzeydedir. Yatırım bankaları çökmekte, kurtarma paketleri bir trilyon AB dolarından daha fazlasını içerecek şekilde hazırlanmakta ve ortak bir tepkiye benzer bir şekilde faiz oranları bütün dünyada indirilmektedir. Taşımacılık oranları gibi, küresel ekonomik faaliytin başlıca göstergeleri endişe verici oranlarda düşmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için kriz ne anlama gelmektedir? Birçok gelişmekte olan ülke ekonomisi hala güçlü bir şekilde büyüyor, bu büyümenin ne kadar uzun süre kalıcılığını koruyabileceği bilinmiyor. Krizlerin gelişmekte olan ülkelere yayılması hangi kanallar aracılığıyla olmaktadır ve gelişmekte olan ülkelerde hissedilen etkileri nasıldır? Gelişmiş ülkelerdeki düşüşler sonucunda uluslararası makro ekonomik meydan okumalara gelişmekte olan ülkelerden hangisi dayanabilir ve hangileri en fazla risk altındadır? Kalkınma politikalarının rolü nedir ve gelişmekte olan ülke politika yapıcılarının neyi bilmeye ihtiyaçları vardır? Bu çalışmada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansları, krizden etkilenme açısından en çok riske açık gelişmekte olan ülkeleri etkileyen küresel kriz kanalları ve olası politika tepkileri tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Küresel kriz, büyüme, mali politikalar THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND DEVELOPING COUNTRIES The global financial crisis is already causing a considerable slowdown in most developed countries. Governments around the word are trying to contain the crisis, but many suggest the worst is not yet over. Stock markets are down more than 40% from their recent highs. Investment banks have collapsed, rescue packages are drawn up involving more than a trillion US dollars, and interest rates have been cut around the world in what looks like a coordinated response. Leading indicators of global economic activity, such as shipping rates, are declining at alarming rates. What does the turmoil mean for developing countries? Many developing country economies are still growing strongly, but forecasts have been downgraded substantially in the space of a few months. And for how much longer can growth persist? What are the channels through which the crisis could spread to developing countries and how are the effects being felt in developing countries? Which developing countries will be able to withstand the international macro economic challenges created by the downturn in developed economies, and which are most at risk? What is the role for development policy and what do developing country policy-makers need to know? This note discusses recent growth performance in developed and developing countries, the channels through which the global crisis affects developing countries, which countries might be most at risk, and possible policy responses. Keywords: Global crisis, growth, fiscal policies 47 KÜRESEL MALİ KRİZİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL Arş. Gör. Evren İPEK Arş. Gör. Olcay ÇOLAK Bu çalışmada küresel mali krizin Türkiye ekonomisine etkileri sanayi üretim endeksleri, kapasite kullanım oranları, işsizlik oranları, büyüme ve ihracat gibi göstergeler çerçevesinde incelenmektedir. ABD’de başlayarak Avrupa ve Asya ekonomilerini etkisi altına alan küresel krizin tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de talep ve büyümede daralmaya neden olmuştur. ABD ve Avrupa ülkelerinde kriz dolayısıyla yaşanan durgunluk, bu ülkelere ihraç ettiğimiz ürünlerimizin talebinde ve ihracatımızda düşüşlere neden olmuştur. Sanayi üretim endeksleri ve kapasite kullanım oranlarında görülen düşüşler, küresel mali krizin olumsuz etkilerinin Türkiye’de hissedildiğini göstermektedir. Küresel mali krizin Türkiye’de yarattığı belirsizlik ve güven problemi, reel kesim ve tüketici güven endekslerindeki düşüşlerden görülmektedir. İşsizlik oranlarındaki artış krizin Türkiye ekonomisindeki en olumsuz etkilerinden olmuştur. 2009 yılında ağırlaşan ekonomik daralma devam etmektedir. Anahtar kelimeler: Küresel Mali Kriz, Türkiye Ekonomisi THE EFFECTS OF GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON TURKISH ECONOMY This paper investigates the effects of global financial crisis on Turkish economy in the frame of indicators such as index of industrial production, capacity utilisation rate, unemployment rate, economic growth and export. The global crisis, which started in USA and effected the Europian and Asian economies, has caused a contraction in demand and economic growth both in Turkey and all over the world. The recession in USA and Europian countries, has caused a reduction in the demand of Turkish products that are exported to these countries. The decrease in index of industrial production and capacity utilisation rate indicates that the negative effects of global financial crisis are feeled in Turkey. The problem of uncertainty and confidence, that is created by the global financial crisis, is seen from the reduction in confidence indexes. The economic recession that worsens in 2009, continues. Key Words: Global Financial Crisis, Turkish Economy 48 FİNANSAL LİBERALİZASYON VE KÜRESEL KRİZİN YAPISAL NEDENLERİ: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİN DERSLER Arş. Gör. Cem Okan TUNCEL Bu çalışmanın amacı finansal liberalizasyon ile finansal krizler arasındaki ilişkiyi tarihsel bir süreç içerisinde incelemektir. Yirmi birinci yüzyılın henüz ilk on yılı tamamlanmadan küresel kapitalizm 1929 Büyük Buhranı ile karşılaştırılan yaygın ve derin bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Bu krizin yapısal nedenlerinin anlaşılması için kapitalist dünya ekonomisinin 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşadığı dönüşümler incelenmelidir. Bu bağlamda İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze birbirini takip eden iki temel politik ve ekonomik rejim yaşanmıştır. Büyümenin altın çağı olarak adlandırılan “Keynesyen Rejimde”,toplumsal uzlaşmanın bir göstergesi olarak ekonomi devlet tarafından kontrol edilirken, bunun yanında devlet toplam iç talebin yönetilmesinden de sorumlu olmuştur. Keynesyen dönem 1970’li yıllardaki yapısal krizin etkisiyle piyasa önceliklerinin başat hale geldiği, liberalizasyonun, deregulasyonun, özelleştirmenin ve uluslararası ekonomik bütünleşmenin öne çıktığı “Neo Liberal Rejim” ile yer değiştirmiştir. Temelleri 1980’li yıllarda atılan Neo Liberalizm 1990’lı yıllarla birlikte yaygın etkisini dünya ölçeğinde göstermeye başlamıştır. Günümüz küresel krizinin temel nedeni olarak kabul edilen ve neoliberal dönemin başat görüngüsü olan finansallaşma, ulusal ve uluslar arası ekonomide finansal motiflerin, finansal piyasaların, finansal aktör ve kurumların rolünün giderek artması olarak tanımlanabilir. Bu finansallaşma olgusunu ortaya çıkartan finansal liberalizasyon sürecinde, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke finansal sistemlerini düzenleyici faaliyetlerden vazgeçme yoluna gitmişlerdir. Finansal liberalizasyonun özellikle gelişmekte olan ülkelerde yetersiz düzenleme faaliyetlerine bağlı olarak aşırı risk üstlenen finansal piyasaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Liberalizasyon sonrası dönmede özellikle sermaye giriş çıkışlarının serbest bırakılmasına bağlı olarak birçok ülkede “genişleme-daralma çevrimlerinin” eşlik ettiği finansal krizler gözlenmiştir. Liberalizasyon uygulamalarına bağlı olarak para ve bankacılık krizlerinin birlikte ortaya çıktığı ikiz krizlerin görülme sıklıkları artmıştır. Bu çalışma kapsamında kriz sonrası dönemde sürdürülebilir bir iktisadi büyümeyi sağlayacak politika alternatifleri gelişmekte olan ülkeler perspektifinden de tartışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Finansal Liberalizasyon, Finansallaşma, Finansal Kriz, Gelişmekte Olan Ülkeler FINANCIAL LIBERALIZATION AND THE STRUCTURAL ROOTS OF THE GLOBAL CRISES: LESSONS FOR DEVELOPING COUNTRIES The main aim of this study is to analyze the connection between financial liberalization and financial crises in historical context. The global economy is experiencing crisis which has been hailed as the most devastating crisis of capitalism since the great depression of 1929. Post World War II economic history can be thought of as evolving within two distinct political-economic regimes. The high growth Golden Age or Keynesian Regime was based on socially or politically ‘embedded’ domestic markets, government responsibility for aggregate demand growth, and state control over cross-border economic activity. It lasted until the early 1970s, to be replaced, after a decade of turbulence, by the Neoliberal Regime, built on deregulation, liberalization, privatization, and ever-tighter global integration. The Neoliberal Regime took root in the 1980s and consolidated in the 1990s.Financialization which is a major phenomenon of neoliberal regime, means the increasing role of financial motives, financial markets, financial actors and financial institutions in the operation of domestic and international economies. In this period, many developed and developing countries have liberalized their financial markets. The financial liberalization opens up new opportunity for financial sectors often resulting in excessive risk taking because of lack of adequate regulation particularly emerging economies. After liberalization of period, most countries tend to go though a “boom-bust” cycle especially in the case of external liberalization. As a result, currency and banking crises (twin crises) are closely linked in aftermath of liberalization. In this paper, policy framework is also discussed from developing countries perspective. Keywords: Financial Liberalization, Financialization, Financial Crises, Developing Countries 49 2008 KRİZİ Mİ, YENİDEN DİRİLEN 2001 KRİZİ Mİ? Arş. Gör. Görkem BAHTİYAR Arş. Gör. Filiz GAYGUSUZ Bu çalışmada A.B.D. finans piyasalarından çıkarak bütün dünyayı etkisi altına alan 2008 krizinin temellerinin aslında 2001 resesyonundan çıkmak için uygulanan yanlış müdahalelerde bulunup bulunmadığı incelenecektir . Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman tarafından da dile getirilen bu şüpheyi test etmek için 2001 resesyonu kısaca hatırlandıktan sonra bu resesyondan çıkmak için uygulanan politikalar ele alınacak ve bu politikaların 2008 krizi öncesi ortaya çıkan balonun oluşumunda rolü analiz edilecektir . Her kriz hatalardan ders alıp aynı hataları tekrar etmeme açısından bir fırsat olduğu için , 2001 resesyonuyla mücadele için uygulanan yanlış politikaların tekrar edilmemesi , hem iktisat teorisi ,hem de iktisat politikası için bir kazanç anlamına gelecektir. Anahtar kelimeler: 2008 küresel krizinin temelleri, finans balonu, maliye politikası , karşılaştırmalı analiz, para politikası, 2001 resesyonu 2008 CRISIS OR THE RESURRECTION OF 2001 CRISIS? In this work , the question of whether the foundations of the current global crisis , which originated from U.S. financial markets and has spread to a global scale , lied in the incorrect interventions put in effect in order to overcome the 2001 recession will be investigated and will be tried to be answered . To test this suspicion , which was also mentioned by Nobel prize recipient Paul Krugman , after briefly recapturing the 2001 recession , policies implemented to overcome this recession will be investigated and the role of these policies in the forming of the bubble that emerged prior to the 2008 global crisis will be analysed . Because each economic crisis is an opportunity to learn from not to make the same mistakes again , avoiding to repeat the incorrect policies implemented in the 2001 recession will be a real gain for both economic theory and economic policy fields . Keywords: Foundations of 2008 global crisis, financial bubble, fiscal policy, comperative analysis, 2001 recession, monetary policy 50 KÜRESEL FİNANSAL KRİZ SONRASI İSTİHDAM PİYASASI VE ÖNLEMLER Doç. Dr. Nevin YÖRÜK Öğr. Gör. Erdem KANIŞLI Türkiye, yaklaşık son yirmi yıldır 1990’lı yıllardan itibaren tüm dünyada yaşanan krizlerin özellikle de az gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde etkisinin yoğun görüldüğü ülkelerden biridir. Yaşanan herbir krizin benzer özellikleri olmakla birlikte farklı özellikleri de bulunmaktadır. Son dönemdeki krizler, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi sonucunda hızlanan uluslararası sermaye hareketlerinin ortaya çıkardığı istikrarsızlıkla ilişkilidir. Finansal kriz dönemlerinde, yabancı kısa vadeli fonların ülkeyi hızla terketmeye başlaması sonucunda döviz kurunda, faiz oranlarında ve enflasyon oranında ani sıçramalarla finans piyasalarında başlamaktadır. Krizlerin etkileri, finans piyasalarından reel sektöre ve sosyoekonomik göstergelere ve krizin çıktığı ülkeden diğer ülkelere sıçramakta ve uluslar arası finans sistemini temelden sarsan boyutlara ulaşmaktadır. Üretim ve yatırım düzeyinde azalma gibi reel sektör etkileri sonucunda işgücü piyasalarına, sağlık, eğitim ve sosyal yardım kalemlerine kadar gelir dağılımına ilişkin göstergelere doğru yaygınlaşmaktadır. IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın deyimiyle “krizin üçüncü dalgası”, işgücü piyasalarını vurmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye ve diğer benzer ülkelerin, kriz öncesi ve sonrası ele alınarak, krizin istihdam alanında yarattığı etkiler, istihdam oranları, tarım ve sanayi istihdam göstergeleri, ücret endekleri gibi işgücü piyasası göstergelerindeki değişimler ile incelenmiş ve krizin işgücü piyasaları üzerindeki etkileri olarak, işsizlik ve reel ücret göstergelerinin krizlerden değişik ülkelerde ve değişik kriz dönemlerde farklı derecede ve yönlerde etkilendiği görülmüştür. Kriz sonrasında istihdam alanında yapılması gereken önlem ve düzenlemelere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Finansal Krizler, Etkiler, İstihdam Piyasası. LABOR MARKET AFTER THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND MEASURES Turkey, approximately in the last twenty years, is one of the underdeveloped/developing countries that are especially highly affected from the crises seen in the whole world since 1990s. Even though every crisis has some common properties, they also have some different properties, too. The crises of the last period are related to the instabilities caused by accelerated international capital movements as a result of the liberalization of the capital movements. In the periods of financial crisis, sudden increases in the exchange rates, interest rates and inflation rates arise in the finance markets, since the foreign short term funds start to leave the country rapidly. The effects of the crises jump from finance market to real economy and socio-economic indicators and from the countries that the crisis arise to other countries, and the crises reach to a degree that can shake the foundation of the international finance system. As a result of the real economy effects such as decline in production and investment levels, they expand towards indicators related to income distribution up to labor markets, health, education and social welfare components. In this study, by discussing the before and after crisis status of Turkey and other countries, the effects of the crisis on employment field are analyzed together with the changes in the labor market indicators such as employment rates, agriculture and industry employment indicators, wage indexes, and its been seen that as the effects of the crisis on labor markets, unemployment and real wage indicators are affected from the crisis at different degrees and directions in different countries and in different crisis periods. The precautions and regulations that should be put into practice in the employment field after the crisis are also discussed. Keywords: Financial Crises, Effects, Employment Market. 51 SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP Arş. Gör. Gonca AKGÜN Serbest ticaret politikası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da katkısıyla ülkelerin üretim, ihracat ve istihdam yapılarını değiştirmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisine göre, dışa açılma süreci, ülkelerin bol bulunan üretim faktörlerinin talebini artıracaktır. Bu çerçevede azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bol bulunan vasıfsız emeğin istihdamının artması beklenmektedir. Ancak, beklenenin aksine gelişmekte olan ülkelerde dahi, H-O teoremine aykırı biçimde, vasıflı emek talebi vasıfsız emek talebinden daha fazla artmaktadır. Bu durum, vasıfsız emek yoğun olan azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde vasıfsız emek istihdamını sınırlı tutmaktadır. Vasıflı emek, ticarete konu olan ve büyüme eğiliminde olan sektörlerde istihdam edilirken, vasıfsız emek ticarete konu olmayan sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik konjonktürün uygun olduğu dönemlerde vasıflı emek istihdamının vasıfsız emeğe oranla daha yüksek olması söz konusu iken, kriz dönemlerinde nispeten talep esnekliği ve krizden etkilenme derecesi yüksek olan ticarete konu olan sektörlerdeki vasıflı emek istihdamı, vasıfsız emek istihdamına göre azalmaktadır. Çalışmamızın amacı, Türkiye’de serbest ticaret politikasının istihdam yapısı üzerindeki etkisini ve kriz-istihdam ilişkisini araştırmaktır. Anahtar Kelimeler: Serbest ticaret, kriz ve istihdam, gelir dağılımı FREE TRADE, CRİSİS AND EMPLOYMENT Free trade policy, together with the help of direct foreign capital investments, changes the production, export and employment structures of countries. According to the Heckscher-Ohlin Theory, the process of free trade will increase the demand for factors of production found in great amounts in countries. Within this frame, it is expected to increase the employment of unskilled labour which is plenty in underdeveloped and developing countries. But despite the expectations, even in the developing countries, contrary to the H-O theorem, demand for skilled labour increases more than the demand for unskilled labour. This situation keeps the unskilled labour employment limited in unskilled labur intensive underdeveloped/developing countries. Skilled labour is employed in sectors subject to trade which has a tendency of growth whereas unskilled labour is heavily used in sectors which are not subject to trade. In periods when the economic conjuncture is suitable, skilled labour employment is higher compared to unskilled labour; but in times of crisis, skilled labour employment decreases compared to unskilled labour employment in sectors subject to trade where the demand elasticity and the degree of being influnced by the crisis is high. The aim of our study is to search the influence of the free trade policy on the employment structure in Turkey, and the crisis-employment relationship. Keywords: Free trade, crisis and employment, income distribution. 52 2001 EKONOMİK KRİZİNİN TÜRKİYE’DE BÜYÜME VE İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Metehan YILGÖR Dr. Arş. Gör. Suna KORKMAZ Ülke ekonomileri için uzun dönemli göstergelerden olan büyüme ve istihdam-işsizlik göstergelerinin incelenmesi önemlidir. Krizler bir ülkenin kendi içindeki ekonomik koşullarından kaynaklandığı gibi dış etkilerken de kaynaklanabilmektedir. Bu çalışmada krizin nedenleri, etkileri ve 2001 krizi sonrası büyüme ve istihdam ilişkisi analiz edilecektir. Büyüme ve istihdam arasındaki ilişkiyi belirlemek için 1997-2008 dönemi çeyrek yıllık veriler kullanılarak EKK yöntemi uygulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Kriz, Büyüme, İstihdam, EKK. THE IMPACT OF THE ECONOMIC CRISIS IN 2001 ON GROWTH AND EMPLOYMENT IN TURKEY Growth and employment-unemployment are the long term indicators which are vital to examine for the country’s economy. The source of crisis may arise from both the country’s own internal economic conditions and influence by the external effects. In this study, the causes and the effects of crisis will be analyzed together with the relationship between growth and employment after the 2001 crisis. In order to determine the relationship between growth and employment, OLS method will be applied with obtaining quarterly data for the period 1997 to 2008. Keywords: Crisis, Growth, Employment, OLS. 53 EKONOMİK KRİZİN TÜRK ÇALIŞMA YAŞAMINA ETKİLERİ Yrd. Doç. Dr. Şenol YAPRAK Başlangıçta Amerika merkezli olsa da, yaşanan küresel krizin etkileri artık ülkemizde de her alanda görülmektedir. Krizin etkilediği alanlardan biri de çalışma yaşamıdır. Kriz öncesinde de kronikleşen işsizlik nedeni ile zaten büyük bir sorun yaşayan Türk çalışma yaşamı, kriz nedeni ile daha da yüksek bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. İhracatın azalması, kapasite kullanım oranının düşmesi, iç talebin daralması gibi etkenler nedeni ile bu süreçten çalışma yaşamı da olumsuz etkilenmektedir. İşsizliğin sosyo-ekonomik etkilerinin yaşamın her alanında görülmesi nedeni ile, ortaya çıkacak olumsuzluğun azaltılması için devlet de çeşitli önlemler almak zorunda kalmıştır. İstihdamın desteklenmesi amacı ile işverenlere çeşitli teşvikler getirilmiş, yasalarda işsizliğin etkisini azaltıcı düzenlemeler yapılmış ve işsiz sayısının daha da artmaması için çözüm yolları geliştirilmeye çalışılmaktadır. Krizin nedeni ve kaynağı ne olursa olsun, en fazla etkilenenler çalışanlar olmaktadır. Bu son krizde de, bu durumun değişmediğini görmekteyiz. İşsiz sayısındaki artışlara ve işsizlik sigortasından yararlanmak için başvuranların sayısındaki artışa bakıldığında krizin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkileri somut olarak görülecektir. Ekonomik krizin çalışma yaşamına yansımaları nedeni ile çalışma yaşamında yer alan faktörler de kendilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Bu amaçla en fazla yasal düzenlemeler de çalışma yaşamına yönelik olarak yapılmaktadır. Bu çalışmada kriz sonrası çalışma yaşamında ortaya çıkan gelişmeler değerlendirilerek, analizi yapılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Çalışma Yaşamı, İstihdam, Krizin Etkisi THE EFFECTS OF ECONOMIC CRISIS TO WORKING LIFE OF TURKEY The effects of global crisis can be now seen in every fields of our country, whose first center is USA. One of the field that the crisis affects is working life.Turkish working life that having a big problem about unemployment before the crisis, is faced with a bigger unemployment problem after the crisis. Working life is affected from this process because of these reasons; the decrease in export, the fall of capacity utilisation rate, the decrease in domestic demand,…etc. Also, the government had to take some precautions in order to cut down the complications that occured because of the socio-economic effects of unemployment in every field of life.With the aim of supporting the employment, several provocations were done for employers, arrangements that reducing the effects of unemployment were done in laws, formulas that prevents the increase of the the unemployed person are being developed.It is not important what the reason is or what the source of crisis, the most effected ones from the crisis are the employees.In the last crisis, we can see that the situation is not different.The negative effects of the crisis on the employees can be seen clearly when we look up the increase of the numbers of unemployeed people and the increase of the number of people who applying for unemployment insurance. Factors in the working life have to overview theirselves because of the reflections of economic crisis to the business life. For this reason,mostly legal arrangements about working life have been made. In this study, the developments occured after the crisis in the working life are evaluated and analysed. Keywords: Global crisis, Working life, Employment, Effects of crisis 54 KRİZ SONRASI İSTİHDAM SORUNLARI VE YAPILAN DÜZENLEMELER: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Burhan AYDEMİR Bugünlerde küresel krizin sona ermekte olduğu genel kabul görmekle beraber işgücü piyasalarına olumsuz etkisinin birçok ülkede süreceği beklenmektedir. Bir önceki ekonomik kriz sürecinin istihdam üzerindeki etkisi göz önüne alındığında Türkiye’nin bu ülkelerden biri olacağından endişe etmek için bir çok neden vardır. Türkiye’de 2001 krizinin etkisiyle 2003 yılında %10,5’e çıkan işsizlik oranı 2004–2006 döneminde ulaşılan yüksek büyüme rakamlarına ve aradan yedi yıl geçmesine karşın kriz öncesi değerlere inmemiştir. Bunun bir nedeni 2001 krizi sonrası Türkiye’de hızlanan yapısal dönüşüme bağlı olarak tarımdan kopan işgücünün sanayi ya da hizmetler sektörü tarafından istihdam edilememesi; ikincisi ise krizin işgücü piyasalarındaki etkilerinin çok uzun süreli olması ve yükselen işsizlik oranlarının eski değerlerine dönmesinin zaman almasıdır. Orta Vadeli Program’a göre Türkiye’de İşsizlik oranının yıl sonunda %14,8 olması, 2013’e kadar çok yavaş bir şekilde gerileyerek %13,3’e düşmesi beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: İşsizlik, istihdam, istihdam politikaları EMPLOYMENT ISSUES AND THE REGULATIONS AFTER THE CRISIS: THE CASE OF TURKEY Nowadays, ending of the global crisis has been gained acceptation, although this is expected that unfavorable crisis effects will be continued on employment in many countries. There are many suspicions evidence on that Turkey is one of these countries when previous crisis periods have been observed. Unemployment rate has reached 10.5% in 2003 with effect of the 2001 crisis; this rate has not declined previous rates even high grooving rates of 2004-2006 and with past seven years. The reasons for these are; first was the structural transformation work power after 2001 which was agricultural work force left their works but this work force could not be employed by industry or service sectors. The second was that the crisis effects continuous for long times on the business word, cure of these high unemployment bed effects takes long times. According to the mid term planning, expected unemployment rate is 14.8% for end of this year, and this rate will be slowly declined down to 13.3 % till 2013. Keywords: Unemployment, employment, employment policies 55 İKTİSADİ KRİZLER, FİNANSAL GENİŞLEME VE KEYNESYEN POLİTİKALAR Araş. Gör. Kerim Eser AFŞAR 2. Dünya Savaşı’ndan 1970’li yılların ikinci yarısına kadar kapitalist dinamikleri görece istikrarlı bir konumda tutan Keynesyen politikalar, birikim rejiminin tıkanmasıyla terk edilmiş ve neoliberal politikalar uygulamaya konmuştur. 2007 yılında küresel çapta gelişen kriz dinamikleri, yeniden Keynesyen politikaları gündeme getirmiştir. Bu çalışmanın amacı kapitalist krizlerin çözümü için Keynesyen politikaların etkisini tartışmaktır. Çalışmanın temel savı, 1970’lerden günümüze uzanan kapitalizmin krizinin temel sebebinin aşırı birikim ve aşırı üretim problemi olduğu, bu probleme tepki olarak sermayenin finansal alana kayarak sorunu bir üst boyuta taşıdığını, bu nedenle Keynesyen politikaların bu problemi çözmekte yetersiz kalacağıdır. Aşırı birikim ve aşırı üretim sorunu bulunan ekonomilerde talep yaratan Keynesyen politikalar, aynı zamanda problemin ana kaynağı olan aşırı birikim ve aşırı üretim problemini teşvik etmekte, finansal piyasaları denetim altına alan müdahaleler, durgunluk eğilimini görünür kılmaktadır. Bu nedenlerle çalışmada iktisadi krizlerin çözümü için önerilen Keynesyen politikaların kapitalizmi yeniden istikrarlı kılamayacağı, her kriz sonrası Keynesyen politikaların yeniden gündeme gelmesinin, sistemin meşruiyetini sorgulayacak tartışmaların zeminini saptırmaktan başka bir işlev taşımadığı iddia edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Keynesyen politikalar, finansal genişleme, iktisadi durgunluk, kapitalist birikim ECONOMIC CRISIS, FINANCIAL EXPANSION AND KEYNESIAN POLICIES Abstract: Keynesian policies which held capitalist dynamics a relatively stable position from World War II to second half of the 70’s, were abandoned due to accumulation regime blockings and neoliberal policies were implemented. Globally improving crisis dynamics in 2007 has revived Keynesian policies again. The goal of this essay is to discuss the impact of Keynesian policies in solving capitalist crisis. The main argument of this essay is to show that main reason of crisis of capitalism which run from 70’s to today, has over accumulation and over production problem, to prove that as a reaction to this problem the capital has carried this cause to an upper dimension by sliding financial area and for that reason Keynesian policies will be insufficient to solve this problem. Keynesian policies which create demand in economies that have over accumulation and over production problem, also support over saving and over production which is the main cause of the problem and the interferences that control the financial markets, make recession leverage apparent. For that reason it is claimed that Keynesian policies which are suggested for solving economic crisis, can not stabilise capitalism again and after every crisis, reviving Keynesian policies again has no function other than misguiding the ground of the arguments that question the legitimacy of the system. Keywords: Keynesian policies, financial expansion, economic stagnation, capitalist accumulation 56 KÜRESEL EKONOMİK KRIZ SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE PAKETLERİNİN İSTİHDAM ÜZERINDEKI ETKİLERİ ALINAN ÖNLEM Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE 2008 yılında ABD’de ortaya çıkan kriz bütün dünya ülkelerini etkilediği gibi Türkiye’yi de olumsuz yönde etkilemiştir. Tüm dünyayı etkisi t altına alan küresel ekonomik kriz, ülkeleri arka arkaya bir takım tedbirler almaya zorlamıştır. Önlem paketleri açıklayan ülkelere Türkiye’de katılmış ve bu bağlamda“ Ekonomik Önlem Paketleri“ adı altında 7 adet tedbir paketi açıklanmıştır. Bu çalışmamızda Türkiye’nin almış olduğu ekonomik önlem paketleri göz önüne alınarak, bu önlem paketlerinin zamanlaması ve istihdam üzerindeki etkileri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Alınan önlem paketlerinin dünya ülkeleri ile uyum sağladığı görülmekte fakat yetersiz olmakla birlikte zamanlama açısından da geç kalındığı gözlemlenmektedir. Bu konuda işsizlikle mücadelede kısa sürede başarı elde eden ülke örnekleri ile bir takım önermeler yapılmaktadır. Anahtar Kelimeler: İşsizlik, Küresel Kriz, Türkiye Ekonomisi THE EFFECTS OF PREVENTION PACKAGES, THAT ARE TAKEN IN TURKEY DURING THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS, ON EMPLOYMENT Global economic crises that arise in US in 2008 affected all countries as well as Turkey. As a consequences all countries took some protection measurements to lower the negative affects of the cries. Turkey has also taken some protective measurements named as “Economics Protective Packages” In this study; we study seven Economic Protective Packages in terms of timing and employment. Although these measurements are in parallel in line with other countries in not good enough to compensate the record rate of unemployment in Turkey. Some countries (South Korea, Spain) success in unemployment is examined. Keywords: Unemployment, Global Crisis, Turkish Economy 57 KÜRESEL KRİZ, KÜRESEL YOKSULLUK VE İŞSİZLİK SORUNU: SİSTEM İÇİ RESTORASYON YETERLİ Mİ? Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ Doç. Dr. Mehmet DİKKAYA Arş. Gör. Deniz ÖZYAKIŞIR Küresel krizden çıkışın başladığı günümüzde, kriz sonrası piyasaların istikrarına odaklanılmakta ve çoğu kez küresel yoksulluk ve işsizliğin artması gibi sosyo-ekonomik sorunlar göz ardı edilmektedir. Bu noktada, çoğunlukla kriz sırasında piyasaların canlanması için uygulanan genişletici ekonomi politikalara, ne zaman son verileceği tartışılmaktadır. Diğer yandan krizlerin ağırlaştırdığı; küresel işsizlik ve yoksulluk gibi reel sorunların çözümü ile çözümün sistem içinde mümkün olup olmadığı tartışması daha az gündeme gelmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada, öncelikle küresel krizle birlikte ağırlaşan sosyo-ekonomik sorunlara değinilmekte, ardından küresel kriz nedeniyle açıklanan önlem paketlerinin etkinliği yanında, sosyoekonomik sorunların giderilmesinin/azaltılmasının maliyeti üzerinde durulmaktadır. Ayrıca konunun etik boyutu ve kapitalist sistemin kriz oluşturmaya eğilimli iç dinamikleri altında oluşan sosyo-ekonomik olumsuzlukların sistem içi restorasyonla çözüm imkânı tartışmaya açılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Yoksulluk, İşsizlik, Etik Sorun, Kapitalist Sistem GLOBAL CRISES, GLOBAL POVERTY AND UNEMPLOYMENT PROBLEMS: WILL INTRA-SYSTEMIC RESTORATION BE ENOUGH? Although recovery period has started against global crises, socio-economic problems such as global poverty and increase in unemployment have been generally ignored and have been focused on stabilization of the markets. At this point, policymakers have mostly discussed the right time for ending expansionary economic policies that had been implemented to vitalize markets during the crisis. On the other hand, debates on global poverty and unemployment problems that consisted of real dimension of the crisis have been rarely discussed. In this study, firstly, the main socio-economic problems that increased with the enlargement of the global crisis have been emphasized. Secondly, it has been focused on the efficiency of recovery plans that implemented by the governments. And finally, the cost of eliminating or decreasing socio-economic problems has been discussed. Whether socio-economic problems that flourished in the crisis could be eliminated by the contribution of intra-systemic restoration and the systemic problems in capitalism together with the ethic side of the crisis also debated in this study. Keywords: Global Crises, Poverty, Unemployment, Ethic Problems, Capitalistic System 58 İŞSİZLERİN BAKIŞ AÇISIYLA EKONOMİK KRİZ SONRASINDA BURSA ÖZEL SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM Doç. Dr. Hamit PALABIYIK Arş. Gör. Sanem BERKÜN 2008 yılının son dönemlerinde ortaya çıkan küresel ekonomik kriz, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı yapmaksızın tüm ülkeleri derinden etkilemiştir. Ülkemiz reel kesimi de, küresel krizden etkilenerek önemli kayıplar vermiş ve yaşanan ekonomik krizin istihdam üzerindeki olumsuz etkisi ciddi bir şekilde hissedilmiştir. Türkiye’de sanayileşmiş ve istihdam kapasitesi yüksek kentlerimizden biri de Bursa’dır. Bu araştırmada işsizlerin bakış açısıyla; kriz sonrasında Bursa özel sektöründe istihdam koşulları hakkında bilgi edinmek ve elde edilen bulgulardan hareketle Bursa’da işsizlikle mücadelede önceliklerin belirlenmesine yardımcı olacak ipuçları bulmak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Global Ekonomik Kriz, İstihdam, İşsizlik, Bursa PRIVATE SECTOR EMPLOYMENT IN BURSA WITH PERSPECTIVE OF THE UNEMPLOYED AFTER THE ECONOMIC CRISIS The global economic crisis that occurred in developing and developed countries in last period of 2008 has deeply affected all countries without discrimination. Our country’s real sector also has given important losses by affecting from the global economic crisis and the negative effects on experienced the economic crisis seriously have been felt. Bursa is one of the industrialized countries which have capacity of employment in Turkey. The aim of this study is to obtain the information about employment conditions by using perspective of unemployed person and to find the clues which will help determine priorities in the struggling with unemployment in Bursa. Key Words: Global Economic Crisis, Employment, Unemployment, Bursa 59 2008 GLOBAL YANSIMALARI EKONOMİK KRİZ: TÜRKİYE’DE İŞGÜCÜ PİYASASINA Arş. Gör. Rüya ATAKLI Arş. Gör. Feyza ARICA 2008 yılının son dönemlerinde A.B.D ve diğer batı ekonomilerinde ortaya çıkan finansal krizin ardından diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye de ciddi şekilde etkilenmiştir. Finans piyasalarında başlayan kriz, zamanla reel piyasaları etkisi altına almıştır. Gelişmiş ülkelerde başlayan resesyon, kalkınmakta olan ekonomileri kritik düzeylerde etkilemiştir. Yoğun devlet müdahalelerine rağmen birçok ülke 2008 yılında büyüme oranlarının gerilediği ve işsizliğin arttığı bir süreci yaşamışlardır. Kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin artmasına sebep olmuştur. Bu durum yatırım, üretim ve tüketim seviyesinin gerilemesine, ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve milyonlarca insanın işsiz kalmasına yol açmıştır. Bu çalışmada mevcut kriz sürecinin Türkiye’deki işgücü piyasası üzerindeki yansımaları incelenerek son bir yıllık dönemde işgücü kompozisyonundaki değişimler üzerinde durulacaktır. Anahtar kelimeler: Global kriz, İşgücü piyasası, İşsizlik 2008 GLOBAL ECONOMIC CRISIS: ITS REFLECTIONS TO LABOR MARKET IN TURKEY Following the financial crisis that has broken in the US and other Western economies in the lates 2008, Turkey is also seriously affected as other developing country. The crisis that started in the finance markets has taken the real markets under effect with time. The recession started in developed countries has affected the developing countries which are already in critical levels. Most of countries have lived a process that decreasing growth rate, gross domestic product and increasing unemployment rate in spite of intense government intervention. Shocks that lived credit market have caused decrease investment and increase discredit in market, which triggered decline growth rate and occur millions of unemployed people. In this study, the process of the current crisis on the labor market in Turkey by examining, the reflections in the last one-year period will be focused on changes in labour composition. Key words: Global crisis, Labor market, Unemployment rate 60 TÜRKİYE’DE 2008 KRİZİ SONRASI İSTİHDAM DEĞİŞİKLİKLERİ ANALİZİ Arş. Gör. Gonca YÜZBAŞI Arş. Gör. Reyhan BAHAR Arş. Gör. Samiye EKİM 1929 Buhranı’ndan sonra dünya’nın yaşadığı en büyük kriz olma özelliğini taşıyan 2008 kriziyle kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin artmasına neden olmuştur. Bu durum dünyadaki birçok ülkede yatırım, üretim ve tüketim seviyelerinin gerilemesine, ekonomik büyümenin yavaşlamasına, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına yol açmıştır. Ülkeler arasındaki sosyo-ekonomik yapı ve gelişmişlik düzeylerinin farklı olması nedeniyle her ülkede farklı derecelerde etki doğurmasına karşın, istihdam sorunu her ülke için aşılması gereken problemlerin odağında yer almaktadır. Ekonomik gelişmişlik sıralamasında 17. sırada yer alan Türkiye’de krizin etkileri ve istihdam sorunları 2008 yılı son çeyreğinde kendisini göstermeye başlamıştır. Yüksek oranda var olan kayıt dışı istihdam nedeniyle tahribat net ölçülemese de mevcut verilerle ihracata dayalı üretim yapan tekstil, beyaz eşya gibi sektörlerde çok sayıda işten çıkarmalar gözlemlenmiş, birçok ilimizdeki sanayi tesislerinde üretime ara verenler hatta kapananlar olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’de kriz öncesi ve sonrası dönem itibariyle ortaya çıkan istihdam rakamları karşılaştırılmakta ve yapılması gereken düzenlemelere ilişkin çeşitli öneriler geliştirilmektedir . Anahtar Sözcükler: İstihdam, İşsizlik, Küresel Kriz. ANALYSIS OF UNEMPLOYMENT IN PRE AND POST PERIOD OF 2008 CRISIS IN TURKEY The shocks that have been experienced in world credit markets with financial crisis of 2008, which was the largest in the world after the depression of 1929 that caused a considerable decline in the financial markets. Likewise, the recent crisis resulted in a significant decline in the levels of investment, production and consumption also caused recession in many economies and brought unemployment to millions of workers. Although employment levels varies from country to country, due to differences in socioeconomic structures and level of developments; still, unemployment is placed in the heart of the problems that must be solved by them urgently. Being in the economic development ranking of 17th in the world; the effects of crisis in Turkey and employment issues have begun to show itself in the last quarter of 2008. Because of existing high rate of unrecorded-employment it is hard to measure the real effects of the crisis in Turkey, yet it is possible to measure the extent of job-losses with formal data in sectors such as white goods and textile that work export-oriented. Moreover, many industrial plants in various provinces have either suspended production or completely closed due to the crisis. In this study, employment figures in the pre and post crisis period in Turkey is evaluated and some remedies to the problem is suggested. Keywords: Employment, Unemployment, Global Crisis 61 KÜRESEL KRİZİN İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUM VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Fatih KONUR Kemal ÇAKICI 1929 yılında yaşanan ekonomik bunalımdan sonra 21. yüzyılın başında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ipotekli konut piyasasının (mortgage) çökmesiyle başlayan, dünyanın önemli borsalarının ve finansal kuruluşlarının darboğaza girmesine neden olan küresel ekonomik kriz, tüm dünyada etkisini göstermeye devam etmektedir. Yaşanan küresel krizin nedenleri arasında ipotekli konut piyasası kredilerinin ve faiz yapısının bozulması, konut fiyatlarında yaşanan balon artışlar, menkul kıymetlerin fonlanmasında yaşanan sıkışıklık, kredi türev piyasalarının hacminin genişlemesi ve kredi derecelendirme sürecinde yaşanan sorunlar yer almaktadır. Başlangıçta ipotekli konut piyasasında yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıkan küresel ekonomik kriz, izleyen süreçte reel sektörü de olumsuz etkilemiş ve likidite krizine dönüşmüştür. ABD’de başlayan ve diğer ülkeleri de etkisini altına alan küresel ekonomik kriz Türkiye ekonomisini de etkilemiştir. Türkiye’deki bankaların ve firmaların kullandıkları dış kaynaklı kredi kanalının daralması, dış kaynaklı döviz arzının azalması, gelişmiş ekonomilerin resesyona girmesi sonucunda dış ticaretin daralması, tüketici ve yatırımcı davranışlarının olumsuz yönde gelişmesi krizin etkilerinin birçok makroekonomik gösterge üzerinde görülmesine neden olmuştur. Bu çalışmanın amacı küresel ekonomik krizin Türkiye ekonomisinde istihdam üzerindeki etkilerinin ortaya konulmasıdır. Çalışmada öncelikle kriz ile ortaya çıkan istihdam sorunları belirlenecek, ardından çözüm önerilerinde bulunulacaktır. Anahtar kelimeler: Küresel Ekonomik Kriz, İstihdam, Türkiye Ekonomisi THE IMPACT OF GLOBAL CRISIS ON EMPLOYMENT: THE CURRENT SITUATION IN TURKEY AND RECOMMENDATIONS FOR SOLUTION The Global Economic Crisis that started with the collapse of the mortgage markets in the United States in the beginning of the 21st century and which caused world's major stock exchanges and financial institutions to enter bottleneck, continues to show serious effects all around the world. Some of the causes that are cited for the current global crisis include the degradation of the mortgage credit markets, interest rate structures, the housing market bubble, the credit crunch, the rapid expansion of the credit derivatives market, and the quality of the credit-rating processes. The global economic crisis that started with the developments in the subprime market eventually spilled over and affected the real sector resulting in a liquidity crisis also adversely affected the Turkish economy. Contraction of the foreign investment and credit lines that Turkish banks and firms relied on, the decrease on the demand for foreign currencies, shrinkage of exports as a result of developed economies going into recession, and the development of negative consumer and investor behaviors resulted in crisis showing its impacts in many macroeconomic factors. The purpose of this study is to present the impact of the global economic crisis on Turkish labor market. We will initially identify and present the issues that arose in the labor market due to the global crisis and then provide detailed recommendations for tackling these problems. Keywords: Global Economic Crisis, Employment, Turkey Economy 62 TÜRKİYE’DE SOSYAL VE EKONOMİK BOYUTUYLA SAĞLIK HARCAMALARI VE FİNANSMANI Öğr. Gör. Sinan AYTEKİN Arş. Gör. A. Gamze Çiftçi AYTEKİN Ülkelerin temel amacı olan kalkınma, klasik anlamda gelir dağılımı, alt yapı, sanayileşme gibi sosyal, kültürel ve ekonomik göstergelerden farklı olarak beşeri kalkınma olarak da tanımlanmaktadır. Beşeri kalkınmanın odak noktasını ise eğitim ve sağlık oluşturmaktadır. Bu koşullarda bir ülkenin eğitim ve sağlık harcamalarının kişi başına düşen dilimi ile o toplumun kalkınmışlık düzeyi değerlendirilebilir. Bu bilince ulaşmış batılı ülkeler sağlık harcamalarına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’dan giderek artan oranlarda pay ayırmaya ve bu payı daha etkin kullanmaya başlamışlardır. Toplam sağlık harcamalarının GSYH’ya oranlarına bakıldığında Almanya’da %10,1, Fransa’da %11,1, İspanya’da %8,2, İtalya’da %8,9 iken Türkiye’de bu oran %6,3’tür. Bu ülkelerdeki kişi başı sağlık harcamaları Almanya’da 3 bin 499, Fransa’da 3 bin 800, İspanya’da 2 bin 700 dolar, Türkiye’de ise sadece 880 dolardır. Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2009 yılı bütçe giderlerinin %5,2’si sağlık giderleri için harcanırken sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri giderleri ile bu pay %24’ü bulmaktadır. Buna karşın savunma hizmetleri için katlanılan gider bütçenin %5,6’sı, eğitim hizmetleri için ise %13,3’üdur. Bu noktada Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2009 yılı sağlık bütçesi olan yaklaşık 35 milyar TL’nin %44’ünün eczanelere ilaç ödemesi için ayrılması (ABD %12,6, Japonya %19,6, İngiltere %15,8, Almanya %14,8), Türkiye’deki toplam yatak sayının %9’unu teşkil eden özel hastanelere bu bütçenin %10’unun, toplam yatakların %15’ini teşkil eden üniversite hastanelerine bütçenin %6’sının ayrılması kaynakların dağılım sorunu olduğunun bir göstergesidir. Bu çalışma, Türkiye’de 15.258.608 sosyal güvenlik kapsamında aktif çalışan, 8.746.703 sosyal güvenlik kapsamında aylık alan, 33.198.213 sosyal güvenlik kapsamında bakmakla yükümlü tutulan kişi olduğu göz önüne alınarak yapılan sağlık harcamaları açısından kaynak yönetimi sürecinin ne kadar etkin ve etkili olduğunu göstermeyi hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı, İlaç Harcamaları, Sağlık Harcamaları, Sosyal Güvenlik. HEALTH CARE EXPENDITURES AND FINANCE WITH SOCIAL AND ECONOMICAL DIMENSION IN TURKEY Development, the main goal of the governments, is described as individual advance rather than the social, cultural and economical indicators of income distribution, infrastructure and industrialization in classical terms. The focal point of the individual development consists of education and health. In these circumstances, per capita income of educational and health spendings of a country could be evaluated with the degree of advancement. The western countries possessing this consciousness have initiated to allocate more and more to health spendings from the GDP and use this share in a more efficient manner. Should one scrutinize the ratio of total health spendings / GDP, it is just %6,3 in Turkey while Germany has %10,1, France &11,1, Spain %8,2 and Italy %8,9. Health spendings for one person in these countries illustrates that in Germany the amount spent is 3499, 3800 in France, 2700 in Spain and just 880 US dolar in Turkey. While %5,2 of 2009 Budget expenditures are spent for health expenditures within the principles of functional classification, this amount reaches to %24 with the social security and aid outlays. However the expenditure committed to defence services constitutes %5,6 of the budget while that of the education is %13,3. On the very point, it is an indicator that the distribution of the resources seems to be the source of a problem as it is seen in the case that Social Security Institution (SGK) allocates the %44 of 35 billion TL health budget for the pharmacies to buy drugs (the rate is %12,6 in the US, %19,6 in Japan, %15,8 in the UK, %14,8 in Germany) and %10 of the health budget for the private hospitals and %9 for the university hospitals while the former constitutes %6 of the total hospital beds and the latter does %15.This study aims to indicate to what extent and how effectively the resource administration performs the health expenditure bearing in mind the 15.258.608 people who work actively, 8.746.703 people who obtain aid monthly and 33.198.213 people who are being taken care of. Key Words: Health Care Finance, Medicine Expenditures, Health Care Expenditures, Social Security. 63 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ DÖNEMİNDE ZEYTİNYAĞI ÜRETİM İŞLETMELERİNİN KARŞILAŞTIĞI PAZARLAMA SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ : EDREMİT KÖRFEZİ ÖRNEĞİ Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM Öğr. Gör. Dr. Ümit ALNIAÇIK Öğr. Gör. Volkan ÖZBEK Öğr. Gör. Fatih KOÇ Bu çalışmanın amacı, Balıkesir ili Edremit Körfezi’nde faaliyet gösteren ve en az bir tescilli markaya sahip zeytinyağı üretim işletmelerinin küresel ekonomik kriz döneminde uyguladıkları pazarlama stratejilerini ortaya koymak ve pazarlama sorunlarını irdeleyerek bu sorunlara çözüm önerileri getirmektir. Araştırmanın saha çalışması için öncelikli olarak bölgede bulunan ilçelerin Ticaret Odası kayıtlarından faaliyet gösteren zeytinyağı üreticisi işletmelerin iletişim bilgileri alınmıştır. Bu işletmeler arasından faaliyetleri sürekli olmayan ve en az bir tescilli markaya sahip olmayanlar amaca uygun olmadığı için araştırma kapsamına dahil edilmemiştir. Çiftçiden aldığı zeytini yağa dönüştürüp şişeleyerek ya da satın aldığı zeytinyağını filtreleme ve ambalajlama işlemlerinden geçirerek kendi markasıyla satan işletmeler arasından görüşmeyi kabul edenlerle derinlemesine mülakat yapılmıştır. Zeytinyağı üretiminde iç talebin artırılması ülke ekonomisi ve toplum sağlığı açısından faydalı olacaktır. Ayrıca Türkiye’de üretilen zeytinyağının yaklaşık yarısının ihraç edildiği göz önüne alındığında küresel rekabet açısından zeytinyağı üreticisinin sorunlarını ortaya koymak ve bu sorunlara çözüm önerileri getirmek gerekmektedir. Araştırma kapsamındaki işletmelerin başlıca sorunları arasında iç talebin yetersizliği, zeytinyağının ülkenin belli bölgelerinde tüketilmesi, tüketici algılarından kaynaklanan sorunlar (fiyat, kalite, damak tadı vb.), devletin sektörü yeteri kadar desteklememesi sayılabilir. Araştırmanın sonuç kısmında bu sorunlara yönelik bazı öneriler getirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Zeytinyağı, Pazarlama, Edremit Körfezi, Küresel ekonomik kriz. IDENTIFYING OLIVE OIL PRODUCER COMPANIES’ MARKETING RELATED PROBLEMS DURING THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND SUGGESTIONS FOR SOLUTIONS: THE EXAMPLE OF EDREMİT BAY The objective of this study is identifying what kind of marketing strategies have been used by the olive oil producer companies located in Balıkesir-Edremit region for coping with the global financial crisis. The study also aims to examine marketing related problems of these companies and to offer solutions to those problems. The study comprises a field research on olive oil producer companies functioning in the region. A list of the companies (and their contact information) was acquired from the Chamber of Trade. Noncontinuous companies and companies who were not holding at least one registered trade mark were excluded from the list. Face to face interviews were conducted with the owners/administrators of the remaining companies who produces, bottles and makes trade of olive oil and who admitted to participate the study. Increasing the level of domestic olive oil consumption would be beneficial for the national economy as well as the public health. Because of the the fact that almost half of the domestic olive oil production is exported; defining the problems and providing solutions to olive oil producers is a necessary step to be taken. Findings of this research indicate that inadequate domestic demand, a limited geographical coverage of olive oil demand, consumer misperceptions (about price, quality, taste etc.) and lack of enough government support are the main and most important problems of olive oil producers. Managerial implications of these findings are discussed and recommendations are presented. Keywords: Olive oil, Marketing, Edremit Bay, Global Financial Crisis. 64 KÜRESEL KRİZ SÜRECİNDE TÜRK TARIM SEKTÖRÜ Araş. Gör. Ömer Faruk ALTUNÇ 2007 yılında ABD konut sektöründe başlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan kriz, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeleri derinden etkilemektedir. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye ekonomisinde de krizin etkileri ciddi biçimde görülmeye başlanmıştır. Türkiye’de 1994 ve 2001 yılında yaşanan krizler öncelikle finans piyasalarında başlayıp en çok mali sektörü olumsuz etkilemiş olmasına karşın 2008 yılında ülkemizde etkileri görülmeye başlanan küresel kriz, reel sektörü etkisi altına almıştır. Küresel krizden en az etkilenen sektörün tarım sektörü olduğu iddiaları, sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp tüm dünya için geçerli bir argüman gibi görünmektedir. Küresel kriz aynı zamanda Türk tarım sektörünün daha fazla korunması gerektiği yönündeki görüşleri de beraberinde getirmiştir. Çalışmada öncelikle küresel ekonomik krizin Türk tarım sektörünü doğrudan ve dolaylı etkileme kanalları üzerinde durulacaktır. Tarımsal ürünlere ilişkin korumacılık tartışmaları ve 2000’li yıllarda hızlanan neoliberal politikaların gelişmekte olan ülkelerin tarım sektörü üzerindeki etkilerine Türk tarım sektörüne özel dikkat verilerek değinilecektir. Bu bağlamda tarımsal politikalardaki değişim ve tarım sektöründen diğer sektörlere kaynak transferinin hangi kanallarla gerçekleştiği tartışılacaktır. Anahtar kelimeler: Küresel kriz, Tarım sektörü, Tarımsal politikalar TURKISH AGRICULTURAL SECTOR IN THE PROCESS OF THE GLOBAL CRISES The economic crises which emerged in 2007 in the US housing sector and influenced the whole world has affected both developed and developing countries profoundly. The effects of the crises currently have started to be seen seriously in Turkish economy, which is the 17th biggest economy among the OECD countries. Although the crises which took place in 1994 and in 2001 in Turkey firstly started in financial markets and mostly influenced the financial sector, when the global economic crises started to affect Turkish economy in 2008, it spread to the real sector. The claims that the least affected sector is the agricultural sector seem not only limited to Turkish economy but also true for the whole world economies. In this study we will try to investigate the transmission channels of crises affecting agricultural sector in developed as well as in developing countries. Another aim of this study is to analyze the negative effects of neoliberal policies on agricultural sectors of developing countries with special attention to Turkey’s agricultural sector after the 2000s. In this context, the change in the agricultural policies and the transfer of resources from agricultural sector to other sectors will be evaluated. Keywords: Global crises, Agricultural Sector, Agricultural Policies 65 FİNANSAL KRİZİ ÖNLEMEDE AVRUPA UYUM POLİTİKASININ ROLÜ Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL Arş. Gör. Olcay ÇOLAK Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) konut piyasasında konut kredilerinde yaşanan şişkinliğin sonucunda ortaya çıkan finans krizi kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Söz konusu kriz, Avrupa Birliği’nde (AB) başta likidite krizi olarak İngiltere’de ortaya çıkmış sonra reel kesimi de etkisi altına alarak Birlik geneline ve Euro Bölgesi’ne yansımıştır. Avrupa Komisyonu’nun tahminlerine göre 2009 yılı itibariyle Birlik genelinde ve Euro Bölgesi’nde Gayri Safi Yurtiçi Hasılada (GSYİH) % 4 değerinde bir daralma öngörülmüştür. Bununla birlikte işsizlikte artış, toplam talepte daralma ve mali durumda ciddi bozulmaların da yaşanması beklenmektedir. Söz konusu iktisadi aktivitelerde daralmanın önlenebilmesi için Komisyon, Aralık 2008’de tüm üye devletlerin de onayı ile Avrupa Ekonomik Canlanma Planı’nı (AECP) yayınlamıştır. Bu planın temel amacı piyasalarda kaybolan güveni tekrar tesis etmek, yatırımları arttırarak reel sektörü ve iş piyasasını canlandırmaktır. AECP’nin söz konusu amaçlarına ulaşmada en önemli rolü Avrupa Uyum Politikası araçları üstlenecektir. 2007-2013 bütçe döneminde 347 milyar Euro olarak belirlenen Uyum Politikası araçları, Komisyon’un yenilenmiş Lizbon Büyüme ve İş Stratejisi paralelinde işgücü, firma, altyapı-enerji ve araştırma-yenilik alanlarında bölgesel ve yerel düzeyde kamu yatırımlarını arttırmayı hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Avrupa Ekonomik Canlanma Planı, Avrupa Uyum Politikası THE ROLE OF EUROPEAN COHESION POLICY TO PREVENT FINANCIAL CRISIS The financial crisis which emerged in housing market of The United States of America (USA) in 2007 after the creation of huge bubbles in mortgage credits, affected whole world economics in a short time period. At first, this financial crisis emerged in European Union (EU), as a liquidity crisis which was experienced in England, reflected throughout the Union and Euro Zone by affecting the real sector afterwards. According to the estimates of European Commission, by 2009, Gross Domestic Product (GDP) will be shrunk about 4 % throughout the Union and Euro Zone. Besides this, it is expected that increase in unemployment, contraction in aggregate demand, and serious deteriorations in fiscal position will be experienced as well. In order to prevent this shrinkage in main economic activities, the Commission launched the European Economic Recovery Plan (EERP) by the submission of all member states in December 2008. The main objective of this plan is to restore the confidence in the markets, recover the real sector and labor market by increasing the investment expenditures. In reaching those objectives of EERP, instruments of European Cohesion Policy will undertake the most important role. Instruments of Cohesion Policy which was determined as 347 billion Euros in the budgetary period of 2007-2013, is targeting to increase public investments at regional and local level according to the Commission’s renewed Lisbon Growth and Jobs Strategy, on the areas of labor force, business, infrastructure-energy and research-innovation. Keywords: Financial Crisis, European Economic Recovery Plan, European Cohesion Policy 66 DIŞSALLIKLARIN EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE İÇSELLEŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN TEORİK YAKLAŞIMLAR-ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: YATAĞAN TERMİK SANTRALİ ANALİZİ Doç. Dr. Cüneyt Yenal KESBİÇ Doç. Dr. Ercan BALDEMİR Arş. Gör. Mustafa İNCİ Gerçek veya tüzel kişilerin üretim veya tüketiminden diğer kişi veya kuruluşların fayda ve maliyetlerinin olumlu veya olumsuz etkilenmesine dışsallık adı verilir. Herhangi bir üretim ya da tüketim faaliyeti sonucunda ortaya çıkan olumsuz etkilerin diğer birimleri etkilemesi durumunda dışsal maliyetlerden söz edilebilir. Negatif bir dışsallık olan ekolojik kirlilik dışsal maliyetlere yol açmaktadır. Muğla yöresinde görülen ekolojik kirlilik unsurlarının başlıcası hava kirliliğidir. Ege Bölgesi’nin elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Yatağan Termik Santrali’nin 1982’de devreye girmesinden itibaren yarattığı emisyonların çevre ve halk sağlığı üzerinde etkileri kamuoyunun sürekli tepkisini çekmiştir. Çalışmanın amacı, yöredeki başlıca negatif dışsallık unsuru olan Yatağan Termik Santrali’nin yöre açısından gerçek katma değerini belirlemektir. Bu amaçla negatif dışsallıklara bağlı olarak santralin yörede neden olduğu dışsal maliyetler ele alınacaktır. Söz konusu dışsal maliyetler; yöredeki gayrimenkul fiyatlarının düşüklüğü, tarımsal alanlardaki verimlilik düşüşü, su kaynaklarında görülen kirlilik ve yöre halkının sağlık problemleri şeklindeki örtük maliyetler olarak belirlenmiştir. Ayrıca yaratılan negatif dışsallıkların içselleştirilmesine ilişkin olarak literatürdeki ekonomik yaklaşımlar piyasa ekonomisi ve kamu ekonomisi çözümleri kapsamında incelenerek, dışsallıkların içselleştirilmesi konusunda çözüm önerileri getirilecektir. Anahtar Kelimeler: Dışsallık, Dışsal Maliyetler, Piyasa Ekonomisi Çözümleri, Kamu Ekonomisi Çözümleri. IMPACTS OF EXTERNALITIES ON ECONOMY AND THORICAL APPROACHES TO INTERNALIZING THE EXTERNALITIES – SOLUTIONS: YATAGAN TERMAL POWER PLANT Real or judicial person’s production or consumption decisions affect other individual or establishments utility or costs positively or negatively called as externalities. When negative impacts resulting from any production or consumption decisions affected other decision units, external costs were mentioned. Ecological pollution which is negative externality may cause external costs. The main components of ecological pollution which have been seen in Muğla district was air pollution. When Yatağan Power Plant which provides important part of electricity demand of Ege region was put into use beginnig from 1983, public opinion always make a response for emissions effects on environment and public health. The aim of this paper is to determine the real added value of Yatağan Thermal Power Plant which was the main nagative externality component in the region. For this purpose, depending on negative externalities, external costs which was caused by thermal power plant examines. These external costs determines as sag in price of real estate in region, fall in fertility of agricultural lands, the pollution of water resources and health problems of community in region. Furthermore, relating to internalizing the negative externalities which were created by power plant, economic approaches in literature are analyzing within market economy solutions and public economy solutions and introduce resolution advisories about internalizing externalities. Keywords: Externality, External Costs, Market Economy Solutions, Public Economy Solutions. 67 KÜRESEL KRİZİN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Arş. Gör. Evren İPEK Arş. Gör. Mine BİNİŞ Küreselleşmenin etkisiyle son yıllarda ülkelere gelen yabancı sermayede artış gözlenmektedir. Ülkelerinin kalkınmasında yabancı sermayenin önemini anlayan ülkeler, özellikle doğrudan yabancı sermayeyi, ülkelerine çekebilmek amacıyla çeşitli teşvikler uygulamakta ve buna yönelik özel birimler oluşturmaktadırlar. Gelişmiş ekonomiler sermaye ihraç ederken aynı zamanda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını en çok cezbeden ülkeler olmuşlardır. Dünyadaki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 70’i gelişmiş ekonomilere gitmektedir. Son on yılda, özellikle Çin, Hong Kong, Singapur, Meksika, Brezilya gibi gelişme yolundaki ülkelere gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da önemli artışlar gözlenmiştir. Türkiye de kalkınma sürecinde çok önemli olan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek amacıyla çeşitli uygulamalar denemektedir. Ancak küresel kriz, dünyada ve Türkiye'de, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını olumsuz etkilemiştir. 2007 yılında Türkiye’ye net 22 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapılırken, bu rakam yaşanılan krizin de etkisiyle 18.1 milyar dolara gerilemiştir. Türkiye’de kriz sonrasında doğrudan yabancı yatırımların yeniden artacağı öngörülmekle birlikte küresel ölçekte doğrudan yabancı yatırımların tekrar eski düzeyini yakalaması için, krizin yarattığı ekonomik fırsatların değerlendirilmesi ve ilave tedbirler alınıp güven ortamının yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Yapılan bu çalışmada da küresel mali krizin Türkiye’deki doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki olumsuz etkileri ve bu olumsuz etkilerin giderilmesine yönelik olarak alınan önlemler analiz edilecektir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Küresel Kriz THE EFFECTS OF GLOBAL CRISIS ON FOREIGN DIRECT INVESTMENT ABSTRACT In recent years, foreign direct investment to countries has increased under the influence of globalization. The countries that understand the importance of foreign capital in their development, implement various incentives and constitute special units in order to attract especially foreign direct investment to their countries. Developped economies have been the most attractive countries for foreign direct investment, while at the same time exporting capital. 70 percent of total foreign direct investment in the world goes to developped economies. In the last decade, it has been observed that there are considerable incereases in the foreign direct investment to the developping countries particularly such as China, Hong Kong, Singapore, Mexico and Brazil. Turkey also tries a variety of implementations in order to attract foreign direct investment that is crucial in its developping process. Nevertheless, global crisis has affected the foreign direct investment negatively both in Turkey and in the world. While the foreign direct investment volume to Turkey is 22 billion dollars in 2007, this number declined to 18.1 billion dollars after the impacts of the crisis. Although it is predicted that the foreign direct investment in Turkey will increase after the global crisis, for the return of foreign investment to its old level, it is necessary to evaluate the opportunities that are created by the crisis and to reconstruct the confidence by additional precautions. In this context, the negative effects of global financial crisis on the foreign direct investment in Turkey and the precautions related to eliminate these negative effects will be analysed in this paper. Key Words: Foreign Direct Investment, Global Crisis 68 KÜRESEL KRİZ ÖNCESİ VE SONRASINDA TARIM KESİMİNE BAKIŞ Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ERÇAKAR Tarım sektörü, insanların temel gıda maddelerini sağlamasının yanında iktisadi kalkınmada da öncü sektör olarak kabul edilebilir. Tarım, iktisadi kalkınmada ele alınan üçlü sektör ayrımında oransal değişikliklerle de ifade edildiği gibi, hemen-hemen tüm ekonomilerde temel gıda maddelerinin teminini sağlaması sebebiyle birincil faaliyet sahası olarak kabul edilmektedir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte hem üretim, hem de istihdam olarak insanların uğraşıları noktasındaki bağımlılıkları bu durumun diğer bir ifadesidir. Uluslararası karşılaştırmalar yapıldığında Türk Tarımı potansiyel olarak mukayeseli üstünlüğe sahiptir. Ancak, Türkiye’nin tarımda verimlilik ve teknoloji kullanımı açısından yeterli düzeyde gelişmiş olduğunu söylemek güçtür. Tarımsal üretim bakımından Türkiye, kendi kendine yeterli nadir ülkelerden biri olmakla beraber, iç talep fazlası ürünün dış piyasalara arz edilip gerekli gelirin elde edilmesi açısından yetersiz durumdadır. Türkiye’de tarım sektörünün üretim, istihdam, piyasa ve faktör gibi katkıları dikkate alındığında ekonomide önemli bir ağırlığa sahip olduğu da bir gerçektir. O halde, sektörün ekonomiye katkısının daha fazla arttırılması bakımından mevcut potansiyelin üretime yönelik olarak harekete geçirilmesi konusunda ortaya atılan sorunların tartışılması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Tarım kesimi, tarımsal kalkınma, gıda arzı, ekonomik krizler. A GLANCE TO AGRICULTURAL SECTOR BEFORE AND AFTER GLOBAL CRISIS Apart from forming the main activity field of people, agriculture is also considered as a leader sector in economic development. Agriculture, as stated in proportional changes within three sector disticntion is also regarded as the primary activity area in almost all economies. In transition from agricultural to industrial society, this is an other expression of this situation for both production and employment from the dependency of people for their work. When international comparisons are made Turkey has comparative advantages in agricultural potential. However, it is difficult to say that Turkey's agricultural productivity and use of technology is well developed in terms of sufficieny. Turkey, in terms of agricultural production, is one of the rare self-sufficient countries, but for supplying excessive demand of its domestic production to foreign markets to obtain the necessary income it is rather insufficient. In Turkey, when the production, employment, market and economic factors of agricultural sector are taken into consideration it is also an important factor in economy with its considerable contribution. Thus, the discussion of the issue must be raised as for the sector's contribution to the economy in terms of further increasing production of the existing potential in mobilization. Key Words: Agricultural sector, agricultural development, food supply, economic crisis. 69 UZLAŞMADAN AYRILIĞA: KÜRESEL FİNANSAL KRİZ MAKRO İKTİSADIN KRİZİ (Mİ)? Öğr. Gör. Metin ÖZDEMİR Dünya ekonomisinde, 2000’li yılların başından itibaren yaşanan ve Great Moderation olarak anılan global fiyat istikrarı ve büyüme sürecinin Ağustos 2007’de önce ABD’de başlayan ve daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan küresel bir finansal kriz ile sonuçlandığı gözlenmiştir. Kriz öncesi yaşanan dönemin belirgin bir özelliği olarak, iktisatçıların teorik-akademik çerçeve ve modelleriyle uygulanan iktisat politikaları arasında sağlanan uyuma vurgu yapılmaktadır. Nitekim; söz konusu dönem, konjonktür dalgalanmalarının açıklanması ve optimal politikaların oluşturulmasında Yeni Klasik İktisat/Reel Konjonktür Teorisi çizgisiyle Yeni Keynesgil İktisat arasında hem metodolojik hem de politika uygulamaları itibariyle Yeni Neo-klasik SentezDSGE(Dinamik Stokastik Genel Denge) modelleri çerçevesinde bir uzlaşmayı/yakınlaşmayı simgelemektedir. Bununla birlikte, krizin ardından yapılan ve önceleri iktisatçıların krizi öngörememelerini doğal bir konjonktür tahmin hatasına bağlayan tartışmalar, krizin etkileri ağırlaştıkça Yeni Neo-klasik Sentez-DSGE modellerinin ve buna bağlı olarak iktisatçılar arasında varılan uzlaşmanın sorgulandığı bir içeriğe bürünmüştür. Öyle ki, ekonominin işleyişini açıklamak için üzerinde çalışılacak temel model konusunda anlaşan iktisatçıların, kriz sonrasında uygulanan politikaların ve alınan önlemlerin içeriği/bileşimi açısından farklılaştığı gözlenmiştir. Bu bağlamda çalışma, Yeni Neo-klasik Sentez-DSGE modelleri etrafında varılan uzlaşmanın, krizin ardından hangi düzeyde bir ayrışmayı içerdiğini, krize yönelik politika uygulamaları itibariyle tartışmakta ve mevcut krizin aynı zamanda makro iktisadın da bir krizi olup olmadığını ele almaktadır. Anahtar Kelimeler: Global Finansal Kriz, Makroiktisat, Yeni Neo-klasik Sentez, DSGE Modelleri, Para ve Maliye Politikası FROM CONVERGENCE TO DIVERGENCE: IS CURRENT CRISIS, CRISIS FOR MACROECONOMICS? Since the beginning of 2000’s, there has been a global disinflation and growth period in the world economy which is known as the “Great Moderation”.It is widely accepted view that this period is ended with the current financial crisis which is first started in USA at August 2007.Central bankers and economists are frequently highlighted the accordance between their theoretical framework and models with the policies being implemented as an outstanding feature before the crisis era. As a matter of fact, the so-called Great Moderation period has reflected the methodological and policy convergence( or consensus) between New Classical/Real Business Cycle theory and New Keynesian Economics regarding the analyse of business cycles and the design of optimal policies around the New Neoclassical Synthesis-Dynamic Stochastic General Equilibrium (DSGE) models. However, as the current financial crisis continues and seemingly deepens, there are some contentions that the crisis in 2007–08 have shown that the policy model based on New Neoclassical Synthesis-DSGE models and the convergence in macroeconomics is broken.Moreover, despite a consensus about what constitutes a core of macroeconomic model, macroeconomists are differentiated in consideration of the nature of policies which is implemented for crisis prevention.The aim of this paper is to argue the extent to which such a convergence among macroeconomists is to seem a divergence especially regarding policies which is implemented after crisis and whether the current financial crisis is to mean a crisis for macroeconomics. Keywords: Global Financial Crisis, Macroeconomics, New Neoclassical Synthesis, DSGE Models, Monetary and Fiscal Policy 70 KRİZ SONRASINDA PARA POLİTİKASINA YENİ YAKLAŞIM ÖNERİSİ: ESNEK ENFLASYON HEDEFLEMESİ Yrd. Doç. Dr. Serkan ÇİÇEK Yrd. Doç.Dr. Sinan ALÇIN Küresel finansal kriz, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de para politikasına yönelik sorgulamaların ve soruların artmasına neden olmuştur. Bu sorular genelde iki ana grupta toplanmaktadır. Birinci gruptaki sorular mevcut politika yapısı üzerineyken ikincisi kriz sürecinde ve sonrasında para politikasının nasıl yönetilmesi gerektiği üzerinedir. Bu bağlamda bu çalışmada iki soru tartışılmaya çalışılacaktır: (1) Türkiye’de uygulanan para politikasının, yaşanan kriz sürecinin ortaya çıkmasında veya krizin etkilerinin derinliği üzerinde etkisi var mıdır? (2) Kriz döneminde, özellikle sonrasında, para politikası yönetiminde değişikliğe ihtiyaç var mıdır? Çalışmada yukarıdaki soruların cevabının verilebilmesi için ilk etapta Türkiye’de uygulanan para politikası stratejisinin uygulama çerçevesi incelenmiştir. Sonrasında küresel finansal kriz sürecinin ortaya çıkmasına neden olan faktörler arasında para politikasının yer alıp almadığını konusu tartışılmıştır. Daha sonra aynı analiz Türkiye açısından ele alınmıştır. Yapılan analiz sonucunda krizin ortaya çıkış sürecinde enflasyon hedeflemesi stratejisinin rolü olmadığı, ancak krizinin etkilerinin derinliği üzerinde son derece etkili olduğu tespit edilmiştir. Bu derinliğin azaltılması için özellikle kriz sonrası süreçte para politikasın yönetiminde bir değişikliğin olması gerektiği sonucuna ulaşılmış, esnek enflasyon hedeflemesi stratejisinin benimsenmesinin daha uygun olabileceği önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Para Politikası, Esnek Enflasyon Hedeflemesi, Taylor Kuralı, Phillips Eğrisi A PROPOSAL OF NEW APPROACH TO MONETARY POLICY AFTER THE CRISIS: FLEXIBLE INFLATION TARGETING Global financial crisis has led to an increase in inquiries and questions about the monetary policies in Turkey as in the world. These questions are usually collected in two main groups. While the first group of the questions is on the currency policy structure, the second group of the questions is on the how monetary policy should be managed during and after the crisis. In this context, this study will attempt to discuss two questions: (1) Does the monetary policy implemented in Turkey have an effect on emerging or the depth of financial crisis? (2) Are there any need to change in monetary policy implementation in this crisis period, especially after the crisis? In the first stage, in order to answer the questions above, the framework of the current monetary policy strategy of Turkey has examined. After that whether the monetary policy take place between the factors that led to global financial crisis is discussed. Then the same analysis made for Turkey. As a result of the analysis, in the period of the emergence of the crisis, it is determined that there is no role of inflation targeting strategy but the inflation targeting strategy has an effect on the depth of the impact of the crisis. It is concluded that, in order to reduce the depth of the crisis, there is a need to a change in implementation of the monetary policy, so the adoption of the flexible inflation targeting strategy would be more appropriate. Key Words: Monetary Policy, Flexible Inflation Targeting, Taylor Rule, Phillips Curve 71 2008 YILI KÜRESEL EKONOMİ KRİZİNİN TÜRK REEL EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Dıoç. Dr. Süreyya YILDIRIM Bu bildirinin amacı, ABD ‘de mortgage krizi olarak ortaya çıkan ve 2008 yılında yaygınlaşan küresel ekonomik krizin Türk reel ekonomi kesimi üzerine etkilerini incelemek ve çözüm yollarını göstermektir. Bu çalışmada, ekonomik krizle ilgili olarak yerli ve yabancı kaynaklar taranmış, fakat yerli kaynaklardan daha çok yararlanılmıştır. Kriz finansal sektörde çıkmakla birlikte orada kalmamış reel sektörlere de hızla yayılmıştır. Bu bağlamda dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretim azalmış, işsizlik artmış, yatırımlar yavaşlamış ve dış ticaret hacminde düşüşler görülmüştür. Bu makro ekonomik değişkenlerde meydana gelen olumsuz değişmeler, ekonomik krizin reel kesime yansıdığını açık bir şekilde göstermektedir. Krizin önlenmesi için kısa vadeli ekonomik tedbirlerin yanında, makro ekonomik yapının krize dayanıklı hale getirilmesini sağlayan uzun vadeli tedbirler de alınmalıdır. Örneğin, ekonomik büyüme, sıcak para ve ithalata dayalı değil, üretime dayandırılmalı, sermaye de finansal sektörlerden üretim sektörüne kaydırılmalıdır. İleri teknoloji ile birlikte ara ve yatırım malları ülkede üretilmelidir. Anahtar Kelimeler : Ekonomik kriz, Reel ekonomi, Finansal Sektör. THE EFFECTS OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS ON TURKEY REAL ECONOMY AND SUGGESTIONS ON ITS SOLUTION The aim of this study, is to analyze the effects of global economic crisis which broke out under the name of mortgage and spreaded in the year 2008 on Turkey real economy and to show the ways of its solution. In this study, as regards to the economic crisis both domestic and foreign resources were searched; However, we mostly made use of domestic resources. This crisis broke out in financial sector and later on it spreaded in real sector rapidly. In this context, both in the world and in our country, the production decreased, unemployment increased. Investments slowed down and there have been decreasing in total foreign trade . It shows that the negative changes in macro economic variables, effected the real sector clearly. To prevent the crisis, besides short term precautions we should also have long term precautions that enables macro economic structure strong. For instance, not only depending on economic growth, hot money and import but it should depend on production. Capital should move from financial sectors to the production sector with modern technology intermedia goods and investment goods should produced within the country. Keywords: Economic crisis, Real economy, Financial sector. 72 SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP Arş. Gör. Gonca AKGÜN Serbest ticaret politikası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da katkısıyla ülkelerin üretim, ihracat ve istihdam yapılarını değiştirmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisine göre, dışa açılma süreci, ülkelerin bol bulunan üretim faktörlerinin talebini artıracaktır. Bu çerçevede azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bol bulunan vasıfsız emeğin istihdamının artması beklenmektedir. Ancak, beklenenin aksine gelişmekte olan ülkelerde dahi, H-O teoremine aykırı biçimde, vasıflı emek talebi vasıfsız emek talebinden daha fazla artmaktadır. Bu durum, vasıfsız emek yoğun olan azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde vasıfsız emek istihdamını sınırlı tutmaktadır. Vasıflı emek, ticarete konu olan ve büyüme eğiliminde olan sektörlerde istihdam edilirken, vasıfsız emek ticarete konu olmayan sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik konjonktürün uygun olduğu dönemlerde vasıflı emek istihdamının vasıfsız emeğe oranla daha yüksek olması söz konusu iken, kriz dönemlerinde nispeten talep esnekliği ve krizden etkilenme derecesi yüksek olan ticarete konu olan sektörlerdeki vasıflı emek istihdamı, vasıfsız emek istihdamına göre azalmaktadır. Çalışmamızın amacı, Türkiye’de serbest ticaret politikasının istihdam yapısı üzerindeki etkisini ve kriz-istihdam ilişkisini araştırmaktır. Anahtar Kelimeler: Serbest ticaret, kriz ve istihdam, gelir dağılımı FREE TRADE, CRISIS AND EMPLOYMENT Free trade policy, together with the help of direct foreign capital investments, changes the production, export and employment structures of countries. According to the Heckscher-Ohlin Theory, the process of free trade will increase the demand for factors of production found in great amounts in countries. Within this frame, it is expected to increase the employment of unskilled labour which is plenty in underdeveloped and developing countries. But despite the expectations, even in the developing countries, contrary to the H-O theorem, demand for skilled labour increases more than the demand for unskilled labour. This situation keeps the unskilled labour employment limited in unskilled labur intensive underdeveloped/developing countries. Skilled labour is employed in sectors subject to trade which has a tendency of growth whereas unskilled labour is heavily used in sectors which are not subject to trade. In periods when the economic conjuncture is suitable, skilled labour employment is higher compared to unskilled labour; but in times of crisis, skilled labour employment decreases compared to unskilled labour employment in sectors subject to trade where the demand elasticity and the degree of being influnced by the crisis is high. The aim of our study is to search the influence of the free trade policy on the employment structure in Turkey, and the crisis-employment relationship. Keywords: Free trade, crisis and employment, income distribution. 73 TURİZM TALEBİNİN BELİRLEYİCİLERİ: 1990-2008 TÜRKİYE ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Sabriye ÇELİK UĞUZ Yrd. Doç. Dr. Ferhat TOPBAŞ Günümüzde, ülke ekonomilerinde ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm, Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir. 1990'li yıllarda Türkiye'ye yönelik turizm talebinin sürekli bir gelişme gösterdiği ve buna paralel olarak da turizm gelirlerinin arttığı görülmüştür. Bu noktadan hareketle çalışmanın temel amacı, Türkiye için bir turizm talep modeli oluşturmak ve bu model çerçevesinde politika önerileri geliştirmektir. Bu çalışmada, 1990-2008 yıllarına ait istatistiklerle 11 Avrupa ülkesinden (Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan) Türkiye’ye yönelik turizm talebi ekonometrik olarak analiz edilmiştir. Satın alma gücü paritesine göre gelir, işsizlik, enflasyon gibi ekonomik değişkenlerin turizm talebi ile ilişkisi, panel nedensellik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Turist gönderen ülkenin satın alma gücüne göre gelirinin turizm talebinin istatistiksel olarak anlamlı bir nedeni olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm talebi, Panel nedensellik, Türkiye’de turizm sektörü THE DETERMINANTS OF TOURISM DEMAND: CASE OF TURKEY FOR THE PERIOD 1990-2008 Today, tourism has an important place in the national economy and social development and tourism has become an indispensable sector for Turkey's economy. In the 1990s, the demand of tourism for Turkey showed a continuous development and tourism incomes increased in parallel was seen. Therefore, the basic aim of this study, to create a model of tourism demand for Turkey and within the framework of this model is to develop the policy proposals. In this study, with the statistics on the period 1990-2008, tourism demand coming to Turkey from the eleven European countries have been analyzed as the econometric. The relationship between tourism demand and economic variables such as income according to purchasing power parity (ppp), unemployment, inflation have been examined by panel causality analysis. İncome by purchasing power parity of the tourist generating country has been identified as a significanse cause for the istatistical of tourism demand. Keywords: Tourism demand, Panel causality, Tourism sector in Turkey. 74 SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ 2008–2009 EKONOMİK MALİ KRİZİNİ ÖNLEYEBİLİR MİYDİ? Doç. Dr. rer. pol. Rıza ARSLAN Yaşanan mali krizin ardından önemli siyasi ve ekonomist çevrelerden, bir daha böyle bir krizin yaşanmaması için, önlemler alınması gerektiği yönünde talepler yükselmektedir. Bu çevrelerin önerdikleri önlemler ise farklılaşmaktadır. Benzer krizleri önlemek açısından bazı çevreler kısıtlı devlet kontrolü talep ederken, diğerleri serbest piyasa koşullarından taviz verilmeden böyle bir denetimin söz konusu olabileceğini dile getirmektedirler. Ancak bu önlemlerin neler olabilecekleri konusunda fikir birliği sağlanmış değildir. Çalışma ise böyle bir krizin tekrar yaşanmaması için bir alternatif çözüm olarak Sosyal Piyasa Ekonomisini tartışmaya açmaktadır. Çalışma kapsamında, Sosyal Piyasa Ekonomisi tanımlanmakta, nasıl işlediği irdelenmekte, Serbest Piyasa Ekonomisinden farkı açıklanmakta ve söz konusu krizleri önleyici yönlerinin olup olmadığı tartışılmaktadır. Ardından Sosyal Piyasa Ekonomisinin uygulandığı ülkelerdeki başarıları ele alınmakta ve sonuçları hakkında bazı bulgular sunulmaktadır. Sonuç itibariyle çalışma, yaşanmakta olan küresel mali krizin faturasının gelecekte de vergilerini düzenli ödeyen ve sınırlı gelire sahip vatandaşlara çıkarılmaması için önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaparak bu tür önlemlerin neler olabilecekleri konusunda çözüm aramaktadır. Özetle, sadece Serbest Piyasa Ekonomisine önem verilerek ve vurgu yapılarak kurumsal kontrolleri reddeden bir anlayışın, finansal sistem tepetaklak olduğunda da devletten yardım ve destek bekleyen ve böylece krizlerin faturasını vatandaşa ödetmek isteyen bir yapının değişiminden bahsedilmektedir. Bu nedenle Sosyal Piyasa Ekonomisi araştırması, serbest piyasadaki aktörlerin sorumsuz hareketlerinin ve kararlarının yarattığı sıkıntıyı gidermek için değil, aynı zamanda, kapitalizmin yapısal sorunlarına nihai çözümler üretmek için de katkı yapmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Mali Kriz ve Sosyal Piyasa Ekonomisi SOCIAL MARKET ECONOMY: COULD IT AVOID 2008–2009 FINANCIAL CRISIS? Following the recent economic crisis, there are warnings from some political and economic figures concerning the precautions to be taken in order not to confront another one. The precautions suggested by these authorities differ from each other. To avoid similar crisis, while some experts think there should be a limited state control, others think state control can be achieved without any concessions from free market economy. But there is not a single consensus about what these precautions should be. This study discusses Social Market Economy as an alternative solution. First, the term Social Market Economy is defined, then the process of this system is explained, finally the study discusses the difference between Social Market Economy and Free Market Economy and exhibits whether Social Market Economy has a preventive capability or not. The study ends with findings of results of the Social Market Economy and successes of some countries where Social Market Economy is applied. As a result, this study seeks solutions concerning what precautions should be taken in order that citizens who pay their taxes regularly and have limited incomes don’t pay for the results of the present crisis in the future. To summarize, the change of a concept only valuing the Free Market Economy and calling for the help from the government in case of a crisis, but ignoring institutional controls is discussed. Consequently, not only does the research of Social Market Economy aim to eliminate the irresponsible policies of the actors in the market, but also it aims to contribute to bring ultimate solutions to the structural problems of Capitalism. Keywords: Financial Crisis and Social Market Economics 75 2007/08 KÜRESEL KRİZİN BİR ÇÖZÜMLEMESİ VE YERLEŞİK İKTİSAT PARADİGMASINDA YENİ ARAYIŞLAR Dr. Esra GÜLER 2007 yılında ABD’nin ipotekli emlak piyasasında (mortgage) patlak veren ve kısa denebilecek bir sürede küresel boyuta taşınan krizin, 1929 Büyük Bunalım’ından bu yana yaşanan en ciddi küresel kriz olduğu aşikardır. Kriz, finansal temelli olmakla birlikte reel piyasalara da yansıyarak küresel bir resesyona dönüşmüştür. Bu noktada iktisatçılar arasında tam bir fikir birliği olmakla birlikte, kapitalizmin tarihi boyunca yaşanan tüm diğer krizlerde olduğu gibi bu krizde de olgunun ele alınış tarzı ve çözümlemeler birbirinden oldukça farklıdır. Bu durum doğal olarak farklı bakış açılarını yansıtan farklı çözümlemeleri de beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki; sözkonusu krizin kapitalizmin geçmişteki krizleri içerisinde en ayırtedici özelliklerinden biri de –belki de ilk kez- yerleşik iktisat paradigmasının ciddi derecede sorgulanmasının önünü açmasıdır. Bu sorgulamaların bizzat hakim paradigma sözcüleri tarafından da açık bir şekilde dile getiriliyor olması (kimi zaman itiraf kimi zaman tespit niteliğinde) bu açıdan çarpıcıdır. Çalışmanın ilk bölümünde, kapitalizmin tarihsel gelişimi içinde -özellikle de 19.y.y.dan itibarenyaşanan küresel ölçekteki krizlerin sistem çerçevesinde değerlendirilmesine çalışılacaktır. Bu değerlendirme, 2007/08 küresel krizinin kapitalist sistemin nitelikleri ve bugün itibarıyla ulaştığı boyut açısından daha net bir şekilde anlaşılmasına zemin hazırlayacaktır. İkinci bölümde ise yine tarihsel süreç bağlamında mevcut krizin dinamikleri ortaya konarak “yeni global düzen” olarak da adlandırılan 21. y.y. dünya ekonomisinin belirleyicisi yerleşik iktisat paradigmasında sözkonusu krizin etkileri incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Yerleşik İktisat, Küresel Ekonomik Kriz AN ANALYSIS OF THE 2007/08 GLOBAL CRISIS AND NEW QUESTS IN THE PARADIGM OF MAINSTREAM ECONOMICS 2007/08 global crisis, which broke out in the mortgage market of the USA, the center of the world finance’s capital in August 2007 and affected the whole world in a relatively short period, has taken its place in the economics literature as one of the most severe crises of the capitalist system since the 1929 Great Depression. In the process which we are experiencing, besides being the most severe crisis seen since the Great Depression, the most distinctive characteristic of this last crisis is that it has triggered the serious discussions about whether the capitalist system, as a whole, has reached its limits. Another remarkable detail at this point is that the criticisms against the system are, for very first time, also articulated by economists and policy-makers who have the ideology of the mainstream economics. While the system has tried to bring solution for the crises with various methods up to this point in time, an axis shift has never been occurred and, on the contrary, (although each crisis has different characteristics) crises have been handled as temporary malfunctions (deviations) within the system. However, this last crisis broke out after an period of growing and stability which has been experienced in the world economy as of 2000’s and has been called “Great Moderation”. At the same time, this crises which broke out in the period in which the financial capital has been swiftly scaled up has been appeared directly as a product of financialization process of the capitalism. At this point, the aim of this study is to present it is whether a crisis that is intrinsic to the capitalist system or a temporary deviation that occurs in the system like the previous crisis. Presenting this analysis, this study also aims to give a viable foresight about the developments that might occur in the paradigm of mainstream economics. Keywords: Financial Crisis, Mainstream Economics, Global Economic Crisis 76 KÜRESEL REKABET ORTAMINDA, KRİZLERE KARŞI HAZIR OLMAK VE KRİZLERİ ÖNLEMEK İÇİN DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN ÖNEMİ. Yrd. Doç.Dr. Mustafa YÜCEL Günümüz küresel rekabet ortamında, krizlere karşı hazır olabilmek ve karşı koyabilmek için değişimi öğrenmek, planlamak ve uygulamak işletmelerin uzun vadede yaşamını sürdürebilmesi ve başarısı için en önemli önceliklerden biri olarak görülmektedir. Kriz; beklenmeyen bir anda gelen, geldiğinde hızlı ve mantıklı kararlar almayı gerektiren, aksi takdirde işletmeyi felç edebilecek güce sahip bir durumdur. Krizi önlemek için her şeyden önce işletmenin ihtiyaçlarını ve yönetim değerlerini tanımlamak, belirlenecek amaçlarda bu ihtiyaç ve değerleri göz önüne almak gerekmektedir. İşletmenin nereye gittiğini bilmek, yönetimin temel alanlarında bilgi ve değerleri paylaşma, yönetimin felsefesini kavramak, krizden kaçınmak için önemlidir. İşletmelerin kriz dönemleri sırasında, organizasyonel yapılarında da bir takım değişikliklere gitmeleri gerekebilmektedir. Değişim mühendisliği uygulamaları ile işletme süreçlerinin yeniden tasarlanması ve daha sonra yeni süreçlerin uygulamaya konularak krizlere kaşı koyabilecek ya da krizlerden hızlı bir şekilde en az bir zararla çıkabilecek değişim faaliyetlerinin gerçekleştirmesi öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Kriz Yönetimi, Değişim Mühendisliği, Toplam Kalite Yönetimi IN GLOBAL COMPETITIVE ENVIRONMENT, READY TO BE AGAINST CRISIS AND THE IMPORTANCE OF REENGINEERING TO PREVENT CRISIS In today’s globally competitive enviroment, can be prepared against attack and to resist change to learn, to plan and implement business in the long term to continue life and most important priority for he success is seen as one. Crisis at an unexpected moment comes, it comes fast and rational decisions that require, otherwise you have the power to paralyze a business situation. To prevent the crisis first and foremost the needs of business and management to define the values, needs and values that will be determined in order to take into consideration is required. To know where the business is going, in key areas of management to share information and values, to understand the philosophy of management, it is important to avoid crisis. Businesses during the crisis period, a team of the organziasyonel structure changes may be required to go. Reengıneerıng and redesing of business processes and applications, new processes implemented later in the crisis or crises that may put scratches quickly with the least harm will come to perform activities of change is envisaged. Keywords: Crisis, Crisis Management, Reengineering, Total Quality Management 77 KÜRESEL KRİZ DÖNÜŞÜMLER SONRASINDA KÜRESEL FİNANSAL SİSTEMDE YAPISAL Dr. Bora SELÇUK Dr. Naci YILMAZ ABD’de konut kredileri piyasasında subprime mortgage sözleşmelerine yönelik olarak başlayan sıkıntılar kısa zamanda küresel bir kriz haline dönüşerek küresel finansal sistemi tehdit eder hale gelmiştir. Küresel krizin olumsuz etkileri küresel finansal sistemin işleyişini sorgular hale getirmiştir. Küresel krizin çıkış süreci kadar uygulanan müdahale yöntemleri de bu süreçte ilgi çekmektedir. Kriz öncesi dönemde özellikle gelişmekte olan ülkelerde uygulanması hakim iktisadi görüşlerce olumsuz karşılaşılan yöntemlerin neo-liberal iktisadi politikaların kalbi olan ülkelerde uygulanması bu açıdan önemlidir. Bu süreçte finansal piyasalarda yaşanan değişim ve bu değişime paralel daha fazla karşımıza çıkan küresel finansal mimari kavramı ekonomik ve politik aktörler tarafından sıklıkla tartışılır bir kavram halini almıştır. Küresel finansal mimari tartışmalarının merkezini ise IMF, Dünya bankası gibi uluslararası finansal kurumlar oluşturmaktadır. Yukarıda belirtilen süreç göz önüne alındığında hazırlanacak sempozyum bildirisinde ABD’de konut piyasalarında yaşanan bir dizi sorunun nasıl küresel bir krize dönüştüğü incelenecek. İlgili ülkelerin küresel finansal krize müdahale yolları, regülasyonlara yöneliş çabaları sorgulandıktan sonra yeni küresel mimari kavramı etrafında küresel finansal sistemin geleceği tartışılacaktır. Küresel krizin ülkemiz finans sistemine olası etkilerine değinilecek ve ek önlemlere, atılacak adımlara yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Küresel Finansal Mimari, Müdahale Yöntemleri, Regülasyon, THE STRUCTURAL CHANGES IN GLOBAL FINANCIAL SYSTEM AFTER THE GLOBAL CRISIS The problems started in the subprime mortgage contracts in US housing credit market have become a threat to the global financial system by its quick conversion to a global crisis. The negative effects of the crisis have made questioned the functioning of the global financial system. The methods of intervention applied to the crisis have drawn attention in this process as much its emergence process. In this respect, it is very important that some methods, especially their application to the developing countries have been seen negatively before the crisis by the leading economic views, have been applied in the countries so called “the heart of the neo-liberal economic policies”. The notion “financial architecture”, emerged from the change seen in financial markets, has become one thing being argued more often by the economic and political actors in this process. International Institutions such as IMF and the WB have been center of the debates on the financial architecture. As taking into consideration the process mentioned above, it will be reviewed by us in our symposium presentation how a series of problems seen in US housing markets conversed into a global crisis. After questioned the ways of intervention to global crisis and the efforts to the regulations in the interested countries, it will be debated the future of global financial system around the notion of “new financial architecture”. It will be also argued the possible effects of the crisis to the Turkish financial system and dealt with the additional measures to be taken and steps to be put forward. Keywords: Global Financial Architecture, Intervention Methods, Regulation. 78 IMF: ULUSLARARASI SON BORÇ VERME MERCİİ OLABİLİR Mİ? Öğr. Gör. Dr. M. Ozan BAŞKOL Uluslararası finansal mimarinin yeniden yapılandırılmasına yönelik önerilerden birisi de bir uluslararası son borç verme merciinin oluşturulmasıdır. Son borç verme mercii (lender of last resort) kavramı, likidite sıkıntısı çeken fakat ödeme gücü bulunan mevduat kuruluşlarına, ortaya çıkacak bir finansal kriz karşısında kredi açmaya hazır durumdaki kuruluşu yani merkez bankasını işaret eder. Tıpkı merkez bankaları gibi uluslararası düzeyde de bir son borç verme merciinin oluşturulmasının finansal krizlerin önlenmesinde etkili olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda literatürdeki çalışmalarda özellikle IMF’nin şu anki yapısıyla uluslararası son borç verme mercii işlevini etkin bir şekilde yerine getirip getiremeyeceği konusu tartışılmaktadır. Bazı iktisatçılar IMF’nin merkez bankaları gibi sınırsız likidite yaratamadığını için uluslararası son borç verme mercii olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmektedir. Bazı iktisatçılar ise, IMF’nin ek rezerv kolaylığı ve olağanüstü kredi kolaylığı gibi finansman olanaklarını genişletici yeni düzenlemelerinin IMF’ye bir son borç verme mercii niteliği kazandırdığını söylemektedirler. Bu çalışmanın amacı, tüm bu tartışmalar ışığında IMF’nin bir uluslararası son borç verme mercii olarak kabul edilip edilemeyeceğini analiz etmektir. Anahtar Kelimeler: Son borç verme mercii, Finansal kriz, Uluslararası Para Fonu CAN THE IMF BE AN INTERNATIONAL LENDER OF LAST RESORT? One of the proposals to restructure the international financial architecture is to form an international lender of last resort. The concept of the lender of last resort points deposit institutions, which are in liquidity trouble but have the ability to pay, to the institution which has the ability to open credit against a financial crisis, that is, the central bank. It is believed that forming a lender of last resort, just like central banks, at the international level will be effective in preventing financial crises. In this respect, the issue of whether the IMF would be able to fulfill the function of international lender of last resort with its current structure is discussed in the literature. Some economists argue that the IMF can not be considered to be an international lender of last resort since it is unable to create unlimited liquidity as can a central bank. Some economists, on the other hand, advocate the idea that the new regulations to expand its financial capabilities such as the supplemental reserve facility and the Contingent Credit Lines render the IMF a lender of last resort. The aim of this study is to analyze whether the IMF can be considered to be an international lender of last resort via discussing all these opposing arguments. Keywords: Lender of last resort, Financial crisis, IMF 79 IMF’İN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İsmail Cem ÖZKURT 1944 yılında Dünya Bankası ile birlikte kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF) o zamandan itibaren dünyadaki ekonomik düzenin işlemesinde çok önemli roller üstlenmiştir. Gelişimin ve değişimin çok hızlı olduğu günümüzde IMF’nin de günün şartlarına uygun olarak yeniden yapılanması gerekliliği kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı IMF politikalarının yanlışlarını tespit etmek ve günün şartlarına uygun yeni bir yapılanmanın nasıl olacağını tespit etmektir. Bu amaçla IMF’nin özellikle kriz zamanlarında üye ülkelere sunduğu politikalar incelenerek yapılan yanlışlar belirlenecek daha sonra daha etkin bir IMF nasıl olabilir konusu üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: IMF, Yeniden Yapılanma RECONSTRUCTION OF IMF International Monetary Found (IMF) established together in 1944 with World Bank are very important role of functioning world economic order. At the present day; development and alternation is so fast, necessity of reconstruction of IMF is ineluctable. The purpose of this study is determinate of IMF policy mistake and how can be reconstructated according to the days conditions. For this aim the wrongness done by IMF’s especially at the crisis time police presantation to member countries will be determinated and later on it will be emphasized that how can IMF be more effective. Keywords: IMF, Reconstruction 80 KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE ETKİLERİ: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİYLE ETKİNLİK ANALİZİ Prof. Dr. Recep KÖK Didem ÖZTEKİN Filiz ERATAŞ Bu çalışmanın amacı, ABD’de mortgage krizi olarak başlayan küresel krizin, Türkiye bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Küresel krizin, Türkiye’de finansal sistemi ve bankacılık sektörünü, reel sektöre göre daha az etkilediği görüşü çerçevesinde, bankacılık sektörünün kriz öncesi ve sonrası etkinlik değerleri karşılaştırılmıştır. 2008 yılı itibariyle aktif büyüklüklerine göre ilk 25 banka içerisinde olan 20 ticari bankanın, 2005:IV -2009:III dönemi çeyrekli verileriyle VZA yöntemi yardımıyla etkinlik ölçümü yapılmıştır. Araştırmanın analitik bulgularına göre; teknik etkinlik göstergeleri çerçevesinde kriz sonrası dönemde etkinlik düzeyi düşme eğilimi göstermektedir, toplam faktör verimliliği göstergeleri bağlamında kriz sonrası dönemde performans önemli ölçüde düşmekle birlikte para politikasındaki değişmelere bağlı olarak dalgalı (konjonktürel) bir yapı sergilenmektedir. Bu sonuçlara göre küresel krizin, Türkiye’de finansal sektörü reel sektörden daha az etkilediği görüşü doğrulanmaktadır. Ancak, bu durum finansal sektör açısından bir başarı gibi algılansa da bu başarı reel sektörün önemli ölçüde küçülmesi sonucunu doğurmuştur. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Bankacılık Sektörü, Etkinlik, Veri Zarflama Analizi THE EFFECTS OF GLOBAL CRISIS ON THE TURKISH BANKING SECTOR: AN EFFICIENCY ANALYSIS WITH DEA The purpose of this study is to assign the effects of the global crisis among the Turkish banking sector. In the framework of the effects of the global crisis are mostly seen on real sector than the financial system and banking sector, we compare the pre and after crisis efficiency scores of banks. The efficiency, based on the data of twenty banks, participated in the first twenty five of the banks according to the asset size in 2008, is analyzed with DEA for 2005:IV- 2009:III quarterly period. The model, which includes number of branches, number of staff, capital and total assets as inputs and the sum of total deposits and total credits as output, is formed by following the integrated approach as a mix of the intermediation and production approaches. The results show that; in the framework of technical efficiency and total factor productivity indicators, there is a significant decline in the efficiency performance after the crisis. So, the effects of the global crisis are mostly seen on real sector than the financial system assumption is confirmed with these results. But, as it is considered as a success of financial sector, this success caused the significant decrease in real sector. Keywords: Global Crisis, Banking Sector, Efficiency, Data Envelopment Analysis 81 TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞTIRMASI (2002-2008) ETKİNLİK: YERLİ-YABANCI BANKA Doç. Dr. Tuncay ÇELİK Teorik olarak bir sektörde piyasaya yeni firma girişlerinin, o sektörde yoğunlaşma oranını düşürerek rekabeti arttıracağı varsayılmaktadır. Özellikle sektöre giriş yapan firmaların ileri teknoloji ve yönetim ilkelerini kullanan yabancı firmalar olması durumunda sektörde etkinlik ve rekabetin artması beklenmektedir. Ülkemizde 2001 yılı sonrası bankacılık sektöründe uygulamaya konulan yeniden yapılandırma programının amaçlarından biri de sektöre yeni girişleri özendirmek ve firmaların etkinlik düzeylerinin yükselmesini sağlamaktı. İşte bu çalışmada 2001 yılı sonrasında Türk bankacılığında yerli-yabancı bankaların etkinlik skorları tahmin edilmiştir. Araştırma dönemimiz 2002-2008 aralığında, teorik olarak beklendiği gibi yabancı bankaların ortalama etkinlik düzeyleri yerli bankaların üzerinde çıkmıştır. Yabancı bankaların Türk bankacılık sektörüne girişlerinin hızlandığı 2006 yılında ise sektörün ortalama etkinlik düzeyi oldukça yüksektir. Anahtar kelimeler: Türk bankacılık sektörü, etkinlik, veri zarflama analizi. EFFICIENCY IN TURKISH BANKING SECTOR: COMPARISON OF DOMESTIC AND FOREIGN BANK (2002-2008) In the industrial theory, it is assumed that the entry of new firms to a sector will increase competition by reducing the rate of concentration ratio in this sector. In particular, the efficiency and competition in the sector are expected to be increased if these firms are foreign banks adopted the advanced technology and efficient management policies. One of the main objectives of the banking sector restructuring program launched in 2001 is to encourage new entries to the sector and to increase the level of efficiency of these firms. In this study, we will calculate efficiency scores for the domestic and foreign banks operating in Turkey at the end of 2001. The results of the study showed that the level of efficiency of foreign banks were higher than the average efficiency score as expected theoretically for the study period of 2002-2008. In addition, it is also found that the average efficiency level of the sector was found to be considerably high in 2006 in where foreign banks' entry into the Turkish banking sector has accelerated. Key words: Turkish banking sector, efficiency, data envolopment analysis. 82 ASİMETRİK BİLGİNİN PİYASALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE FİNANS SEKTÖRÜ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Şahin ÇETİNKAYA Bu çalışmada, Asimetrik bilginin piyasalar üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere, Asimetrik Bilgi, birinin bildiğini başkasının bilmemesi durumuna verilen addır. Asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda etkileşim içerisinde bulunan ekonomik aktörlerden daha çok bilgiye sahip olan taraf haksız bir üstünlük kazanmaktadır. Bu nedenle asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda ekonomik faaliyetlerin etkin bir biçimde gerçekleştirilmesi mümkün olamaz. Piyasa mekanizması içerisinde kaynakların verimli biçimde kullanılması için birimler arasındaki bilgi akısının tam olarak sağlanması gerekmektedir. Ancak, bilgi akısının tam olarak sağlanamaması sonucu ekonomik birimler arasında ortaya çıkan asimetrik bilgi nedeni ile önemli piyasa aksaklıkları yaşanmaktadır. Özellikle gündelik yaşam içerisinde yer alan birimler de mevcut bilgilere erişim artık daha ucuz ve kolay yollardan yapılmaktadır. Bunun yanında, bilginin ekonomi içerisinde dağılımı, edinimi ve bilgilerin doğru değerlendirilmesi büyük bir sorundur. Bu nedenle bilgi, piyasa etkinliği ve işleyişi açısından çok önemli bir faktördür. Aynı ekonomik çevre içerisinde yer alan en az iki taraftan birinin, diğer taraf yada taraflardan daha “değişik” bir bilgiye sahip olması, bilgiye sahip olan kişinin yer aldığı ekonomik çevrelerde diğer yer alan oyuncuların aleyhine ve kendi lehine yönlendirebilmesine imkan sağlamaktadır. Ülkemizin 2000-2007 yılları arasında yaşamış olduğu ekonomik krizlerde, bilginin kişilere göre farklı sonuçlar doğurduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Asimetrik Bilgi, Finansal Krizler, Bilgi THE EFFECT OF ASYMETRIC INFORMATION ON MARKETS AND THE EXAMPLE OF FINANCIAL SECTOR In this work, it is discussed the effects of asymetric information on the markets. As it is understood from the its name, asymetric information is a name of the situation which is valid for Asymetric information is a name of situation which is valid for Asymetric information, the side which has the more information than among the economic actors which is in interaction, gain a injustice mastery. Because of this reason, situations which is valid for asymetric information, it is not possible to perform the economic activities in an efficient was using the sources efficiently in market mechanism, information course which is among the units, should be provided exactly. İf this information course should not be provided exactly, it results of important market defects because of the asymetric information among the economic units. The distribution and aquisition of information inside the economy and the proper evaluation of information is a serious problem with solving the ways of information is a serious problem with solving the ways of reaching the present enterest especially in the units which take place in the daily economic life more cheap and easily in comparison to the past periods. Key Words: Asymmetric İnformation, Financial Crisis, Information 83 SİGORTA ŞİRKETLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA SOLVENCY-II SİSTEMİ VE TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜNE YANSIMALARI Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELİKKOL Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ Sigorta sektörünün temel amacı, risklerin meydana getireceği olası kayıpları güvence altına almaktır. Bu yükümlülüklerin karşılanması, sigorta şirketlerinin finansal yapılarının yeterince güçlü olmasını gerektirmektedir. Son yıllarda, Dünyada ve ülkemizde sigorta şirketlerinin yükümlülük karşılama yeterliliği konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmakta ve sektör önemli bir yapısal değişim yaşamaktadır. Solvency-I olarak uygulanan mevcut sistem, sigorta sektörünü etkileyen riskleri kapsamadığından, sektörü etkileyen tüm riskleri kapsamlı olarak değerlendiren ve risk yönetimi, finans teknikleri, finansal raporlama gibi uygulamaları da dikkate alan SolvencyII sistemi geliştirilmiştir. Avrupa Birliği için önemli olduğu kadar, Türk sigorta sektörü için de son derece önemli olan Solvency–II sisteminin 2012 yılı içerisinde ülkemizde uygulamaya konulması planlanmaktadır. Solvency-II sistemi, risk ve değer bazlı anlayış ile sigorta şirketlerinin üç temel yapısı olarak belirlenen mali yeterlilik gerekliliği, denetim ve piyasa disiplini uygulamalarını öngörmektedir. Sigortacılığın Solvency-II sistemine uyumlaştırılması, sigorta şirketlerinin değişen yeni yapıya geçişini ve bir bütün olarak Solvency-II sistemini uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Çalışmada, sigorta şirketlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde geliştirilen Solvency-II sisteminin içeriği, Solvency-I sistemi ile farklılıkları, önemi, sigorta sektörü ve sigorta şirketleri üzerine olası etkileri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sigorta Şirketleri, Yeniden Yapılandırma, Solvency II Sistemi, Türk Sigorta Sektörü RESTRUCTURING OF INSURANCE COMPANIES IN THE LIGHT OF SOLVENCY-II SYSTEM AND ITS IMPACTS ON THE TURKISH INSURANCE SECTOR There are various regulations being made regarding recompensing obligations adequacy both in the world and Turkey, thus the sector is experiencing a significant structural changing process.Solvency-II system has been develeloped to handle Solvency-I system in a much broader perspective, to assess all risks affecting the insurance sector comprehensively, and to focus on practices such as risk management, financial techniques, and financial reporting. Solvency-II system which is important for both European Union and Turkey is planned to be implemented in Turkey in 2010. Solvency-II system emphasizes insurance companies’ three basic structures identified as capital adequacy, prudential supervision and market discipline by considering risk and value based approach. The adaptation of insurance sector to Solvency-II system makes it necessary for insurance companies to pass to new structures and to perform Solvency-II system as whole. In this study, the content of Solvency-II system in the process of restructuring of the insurance companies, its difference from Solvency-I system, its importance, its potential impacts on insurance sector and insurance companies, and gains caused by its effects on our country’s economy will be examined. Key Word: Insurance Companies, Restructuring, Solvency-II System, Turkish Insurance Sector 84 KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN TÜRKİYE’DE EKONOMİK KARAR BİRİMLERİNİN PORTFÖY TERCİHLERİNE YANSIMALARI Öğr. Gör. Dr. Aydanur GACENER ATIŞ Türkiye 2001 ekonomik krizi sonrasında uluslararası piyasalardan kaynaklanan büyük çaplı finansal genişleme ve ucuz kredi olanağına kavuşmuştur. Bu dönemde, artan cari işlemler açığı önce yüksek faiz nedeniyle ülkeye giren sıcak parayla, daha sonra şirket birleşmeleri ve özelleştirmeler yoluyla elde edilen gelirler ile finanse edilmiştir. Bu açıdan, Türkiye, küresel finans piyasalarına net borçlanıcı olarak dahil olmuştur. Bu borç tutarının önemli bir payı özel sektöre aittir. Türkiye, 2008 yılında ilk etkilerini finans piyasalarında göstermeye başlayan küresel krizi, yüksek oranlı cari açık ve dış borç stoku ile karşılamıştır. Bu kriz, ekonomik büyümenin yüksek dış borç bağımlılığı ile sürdürülemeyeceğini göstermiştir. Söz konusu kriz dönemlerinin en önemli olumsuz etkisi, yüksek devalüasyon ve özel kesimin dış borç içerisindeki payının artmış olmasıdır. Özel kesim ulusal tasarruflar yoluyla değil, dış kaynaklı tasarrufları değerlendirerek finansman olanağı sağlamıştır. Son dönemde, bu süreçte, Türkiye üzerinde etkili olabilecek olumsuz öğelerin başında yükümlülük dolarizasyonu gelmektedir. Bu nedenle, denge döviz kurunun belirlenmesinde en önemli değişkenlerden biri, ekonomik karar birimlerinin portföylerinde yer alan yabancı para cinsinden yükümlülüklerdir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin varlık-yükümlülük oranları denge döviz kuru değişimini belirlemektedir. Bu kapsamda, çalışmada, Türkiye’de ekonomik karar birimlerinin portföy yapıları değerlendirilmiştir. Ekonomik karar birimleri kapsamında hanehalkının, firmaların (finansal kesim ve şirketler) ve kamu sektörünün ulusal ve yabancı para cinsinden portföy tercihlerinin dağılımlarına yer verilmiştir. Bu karar birimlerinin portföy tercihleri, denge döviz kurunun oluşumuna katkı sağlaması açısından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Ekonomik Karar Birimleri, Portföy Tercihi THE REFLECTION OF THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON PORTFOLIO PREFERENCES OF DECİSİON MAKERS IN TURKEY After the 2001 financial crisis, Turkey has got a cheap credit facilities from international financial markets. During this period, increasing current account deficit have been financed with entering the short term money and then through mergers and privatizations. In this respect, Turkey has been included in global financial markets as a net borrowing. It’s owned by the private sector. In 2008, Turkey has been met with global financial crisis. It has got high rate current account deficit and external debt. This crisis showed that the economic growth can’t be maintained with a high dependence on external debt. The most important negative effects of the crisis are high devaluation and external debt of private sector. Therefore, foreign currecy liabilities are the most important variable in determining the equilibrium exchange rate. Further, an assets and liabilities ratios of economic decision makers determine the equilibrium exchange rate. In this study, we were evaluated for the distribution of portfolio preferences of economic decision makers such as, households, companies (financial sector and companies) and public sector in Turkey. The preferences are an important because of contributing of the equilibrium exchange rate. Keywords: Economic Crises, Economic Decision Makers, Portfolio Preferences 85 DEĞİŞEN FİNANSAL KONJONKTÜR İÇİNDE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN ÜCRET VE KOMİSYON GELİRLERİNİN BELİRLEYİCİLERİ Ömer Kara Selin Temel Cem Kılıç Türk Bankacılık Sektörü’nde faiz dışı gelirlerinin toplam gelirler içindeki payının 2001 yılından bu yana 3 kat arttığı görülmektedir. Bankaların, kâra katkısı yüksek olan bu gelirlere verdiği önemin gerek Avrupa Birliği ülkelerinde gerekse Amerika Birleşik Devletleri’nde artmasıyla birlikte, bu gelirlerin elde edildikleri kalemler de her geçen gün çeşitlenmektedir. Özellikle fon yönetimi ve aktif yönetimi gibi aracılık hizmetlerinden elde edilen gelirler ile kredi kartı ücret ve komisyon gelirlerinin artırılması yönündeki çabalar giderek artmaktadır. Dünyadaki trend, devamlılığı olan ve sermaye verimliliği konusunda sıkıntı yaratmayacak gelir kaynaklarının artırılması yönünde ilerlerken yeni ekonomik konjonktür, faiz marjlarının daraldığı bir ortamda sürdürülebilir kârlılık için bankaların ücret ve komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerini yüksek oranlı bir şekilde karşılayabilmesini gerektirmektedir. Piyasadaki dalgalanmaların net faiz gelirlerinde yarattığı kayıpları bertaraf etmek için faiz dışı gelirlerde de sürekliliği sağlamak önem arz etmektedir. Bu sebeplerle faiz dışı bankacılık gelirlerinin analiz edilmesi Türk Bankacılık Sektörü’nün kârlılığı için önemlidir. Çalışmada 1998 ile 2009 yılları arasındaki Türk Bankacılık Sektörü ve Türkiye genel ekonomi verileri kullanılarak bankacılık ücret ve komisyon gelirlerinin faiz gelirine oranını belirleyen faktörler incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda faiz ve enflasyon ile faiz dışı bankacılık gelir marjı arasında istatistiksel bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca enflasyon ile faiz dışı bankacılık gelir marjı arasındaki ilişkinin 2003 yılından sonra yapısal bir değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: bankacılık, komisyon, ücret, gelir THE DETERMINANTS OF COMMISSION AND FEE INCOME OF TURKISH BANKING SECTOR WITH THE CHANGING FINANCIAL CONJUNCTURE The ratio of non-interest income to total income of the banks in Turkish Banking Sector has been tripled since 2001. The sources of these revenues have been varied day by day with the increasing importance of commission and fees which have significant contribution to the profit of the banks in European countries and the United States. Especially the commissions of brokerage services like fund management and asset management, and the fees of credit cards are strived to be raised. With the common trend in the world, which is to enhance the sustainable and capital-efficient income sources, new economic conjecture forces the banks to highly cover operating costs with the fees and commissions for the sake of sustainable profitability in an environment of shrinking interest margin. It is also important to ensure the sustainability of non-interest revenues in order to avoid the potential losses in the net interest income caused by the market volatility. For these reasons the analysis of non-interest income of banks is vital for the profitability of Turkish Banking Sector. In this study, the determinants of the ratio of non-interest income to interest income of the banks have been analyzed by using the data of Turkish baking sector and macro economics for the period of 1998 and 2009. As a conclusion, the study shows the statistical relation between interest rate, inflation and non-interest income margin of the banks. Moreover it also shows the structural breakpoint of relation between inflation and non-interest income margin in 2003. Keywords: banking, commission, fee, income 86 TÜRKİYE’DE REEL DÖVİZ KURU İLE MAKRO EKONOMİK DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ Doç. Dr. Erdal DEMİRHAN Yrd. Doç. Dr. Bülent ALTAY Yrd. Doç. Dr. Ahmet İNKAYA Reel döviz kurundaki hareketler, gelişmekte olan ülkelerde dış ticaret açığını belirleyen önemli bir faktördür. Bu ülkelerde reel kurdaki hareketlere bağlı olarak ortaya çıkan döviz darboğazı ekonomik krizlerin temel belirleyicisi durumundadır. Türkiye’de ekonomik krizleri ortaya çıkaran etmenlerin anlaşılması için, reel döviz kuru ile makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de görülen ekonomik krizlerin oluşumunda önemli bir yere sahip olan reel döviz kuru ile makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz etmektir. Çalışma; Türkiye’de 1998 yılının birinci çeyreği ile 2009 yılının üçüncü çeyreği arasındaki veriler kullanılarak reel döviz kurunun belirleyicilerinin analiz edilmesine yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu amaçla, zaman serisi ekonometrisinde yaygın biçimde kullanılan hata düzeltme modelinden yararlanılmıştır. Ayrıca değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesine yönelik olarak koentegrasyon testleri yapılmıştır. Buna göre, reel kurun belirleyicilerinin kısa ve uzun dönem için analiz edildiği bu çalışmada elde edilen ampirik bulgular genel olarak teoriye uygun bir durum sergilediği anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Reel kur, koentegrasyon, zaman serisi ECONOMETRIC ANALISYS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN REAL EXCHANGE RATE AND MACRO-ECONOMIC VARIABLES IN TURKEY Real exchange rate movements, in developing countries is an important factor in determining foreign trade deficit. In these countries, depending on the real exchange movements in short of foreign exchange, emerging economic crisis is the basic determinant case. To understand factors that expose economic crisis in Turkey, real exchange rate and macroeconomic variables, examining the relationship between needs. The purpose of this study, the economic crisis in Turkey appears to have an important place in the formation of the real exchange rate and macro-economic variables is to analyze the relationship between. This study, using data for real exchange rate between with the first quarter of 1998 the third quarter of 2009 in Turkey has been prepared as markers to analyze. For this purpose, widely used in time-series econometric models were used in error correction. In addition, long-term relationship between variables for determining whether the cointegration tests are carried out. Accordingly, the real exchange rate of the markers were analyzed for short-and long-term empirical findings obtained in this study which generally were found to exhibit a suitable condition for the theory. Keywords: Real exchange rate, cointegration, time series 87 KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN AŞILMASINDA VERGİ POLİTİKALARININ ROLÜ Yrd. Doç. Dr. Hatice YURTSEVER Amerika Birleşik Devletleri’ nde başlayıp dünyadaki pek çok ülkeyi derinden etkileyen küresel ekonomik kriz, ülkemiz üzerinde de başta ekonomik durgunluk, işsizlik olmak üzere etkili olmuştur. Ekonomi politikası araçlarından vergilendirme, krizin aşılmasında kullanılabilecek ekonomi politikalarından biridir. Halen etkileri sürmekte olan kriz, ülkemizde ağırlıklı olarak reel sektörü etkilemiştir. Bu çerçevede de alınacak önlemlerin öncelikle reel sektörü ve ekonomiyi yeniden canlandırmayı hedeflemesi gerekmektedir. Vergi politikası uygulamalarını, ücretliler üzerindeki vergi ve benzeri yükümlülüklerin azaltılma yoluyla işveren üzerindeki mali yüklerin azaltılması, bazı sektörlerin lokomotif sektör olarak değerlendirilerek vergi teşvik politikaları uygulanması, uluslararası sermaye hareketlerinin denetlenmesi amacıyla vergi uygulanması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınarak vergi tabanının genişletilmesi, vergi denetim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi, denetimlerin artması, kentsel rantların vergilendirilmesi, özellikle doğrudan yabancı sermayenin yatırım yapması için çeşitli teşviklerin sağlanması, vergi adaletsizliğine neden olan dolaylı vergilerin toplam vergi yükü içerisindeki payının azaltılmaya çalışılması, gibi çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir. Ekonomik krizin aşılmasında vergi politikalarının nasıl müdahale aracı olacağı konusu, tartışılması gereken en önemli konulardan biridir. Çalışmamızda küresel ekonomik krizin kısaca nedenleri ve etkileri ile krizin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla uygulanabilecek vergi politikalarına yer verilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Vergi, Vergi politikaları, Reel Sektör. THE ROLE OF TAX POLICIES IN CONQUERING THE GLOBAL ECONOMIC CRISIS The global economic crisis having embarked in the USA and deeply affected many countries throughout the world has breeded quite a few serious consequences such as economic stagnation and unemployment in our country as well. Taxation as an instrument of economic policies is one of the key elements in surmounting the ongoing economic crisis which has predominently affected the real sector in Turkey. For this reason, the precautions to be taken must be first aimed at boosting the real sector and the economy. The applications of tax policies can boost the economy from many different aspects. First of all, it should be aimed to reduce fiscal burdens on empolyers through diminishing the liabilities such as tax etc. on wage earners. Another tax policy should be tax incentives. In addition to varied incentives for the foreign direct investment to invest in a forigner country, it is essential that some of the sectors are evaluated as locmotive sectors and the real sector should be boosted by appropriate taxation. Furthermore the application of taxation in order to invest the international capital flows and the extention of the tax base through the registeration of underground economy are also considered as appropriate policies. In addition to this, the revision of the tax audit system and endeavours in order to accelerate audits are quite essential. Various precautions such as taxing urban annuity and curtailing the portion of indirect taxes which causes injustice in total tax burden shoul also be taken. The issue of how the tax policies as an instrument for intervention are to be used for overcoming the economic crisis is one of the most critical subjects needed to be discussed. In this study, the reasons behind the global economic crisis and its effects will be offered in addition to the tax policies which are applicable with the aim of diminishing the adverse effects of the crisis on the economy. Key Words: Economic crisis, Tax, Tax policies, Real Economy. 88 EKONOMİK KRİZ DÖNEMLERİNDE REKABET POLİTİKASININ ÖNEMİ Arş. Gör. Volkan GÜRSEL Liberal kapitalist sistemin toplumsal refahı en yüksek düzeye çıkarmasının ön koşulu piyasaların rekabetçi bir yapıya sahip olmasıdır. Bununla birlikte, piyasalar kendi başına rekabetin iktisadi aktörler tarafından ortadan kaldırılmasına engel olamamaktadır. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde rekabetçi piyasaların düzenleyici ve yönlendirici gücüne olan güvenin azalması rekabetten kaçınma eğilimlerinin artmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında, krizlerin aşılmasında yalnızca makroekonomik istikrarı hedefleyen düzenlemeler yetersiz kalmakta, rekabetçi piyasaların işleyişinin de dikkate alınması gerekmektedir. Zira makroekonomik istikrarın tesisi için alınan tedbirlerin etkinliği rekabetçi piyasaların sağlıklı işlemesi ile doğrudan ilişkilidir. Nitekim kriz nedeniyle zor duruma düşen firmaların birleşme yoluna gitmesi piyasadaki yoğunlaşmanın artmasına sebep olurken, fiyatlardaki gerilemenin önüne geçmeyi amaçlayan firmaların rekabeti sınırlayıcı davranışlar içine girme eğilimleri de artar. Öte yandan, popülist bir yaklaşımla batmak üzere olan firmaları kurtarmayı hedefleyen hükümetler, piyasaların rekabetçi yapısına zarar verecek müdahalelerde bulunabilir. Süreç, rekabeti korumakla yükümlü kurumlar üzerinde rekabet kurallarının esnetilmesi yönünde baskıları da beraberinde getirerek, piyasa mekanizmasının işleyişinde aksaklıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Burada temel düşünce, krizden kısa sürede çıkışı gerçekleştirebilmek için rekabetçi düzenlemelerin yumuşatılabileceği argümanıdır. Oysa rekabet politikalarının kısmen ve geçici süreliğine olsa dahi askıya alınmasının krizlerin atlatılmasını kolaylaştıracağı şeklindeki bir yaklaşım uzun vadede ortaya çıkacak etkinsizlikleri ihmal etmektedir. Bu çalışmada, piyasa mekanizmasının işleyişinde rekabetin anlamı ve işlevinden hareketle, krizle mücadelede rekabetin korunmasının önemi tartışılarak, makroekonomik istikrarın tesisi için alınan önlemlerin etkinliğinde rekabet politikalarının da belirleyici olduğunun vurgulanması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Rekabet, Rekabet Politikası, Ekonomik Kriz, Makroekonomik İstikrar THE IMPORTANCE OF COMPETITION POLICY IN TIMES OF ECONOMIC CRISIS In the liberal capitalist system, competitive market structure is prerequisite for maximizing the welfare of society. However, free markets do not have any mechanism to protect competition against anti-competitive behaviors of economic actors by itself. Especially in times of economic crisis, anti-competitive practices increase because of decrease in confidence in regulation and coordination function of markets. From this point of view, the policies which is implemented for ensuring macroeconomic stability does not guarantee the recovery from crisis alone, therefore the functioning of the competitive markets have to take into consideration. Because there is a strong relationship between the efficiency of policies for ensuring macroeconomic stability and functioning of competitive markets healthy. Economic downturn may strengthen firms’ incentive to collude rather than compete. Mergers and acquisitions in distressed industries raise concentration ratios. Moreover, if the recession deepens, there may be some public pressure on politicians to bailout failing firms. All these factors may increase political pressure on competition authority to suspend competition policy. Here, the main argument is to relax competitive regulations in order to recover form crisis in the short run. However, without the support of an effective competition policy, macroeconomic policies are insufficient to overcome economic crisis. In fact, suspending or relaxing competition policy during an economic crisis can inadvertently harm economy in the long run. The aim of this study, by starting from the main function of competition as a key factor for healthy functioning of market mechanism, is to argue and emphasize the importance of competition policy in establishing macroeconomic stability. Keywords: Competition, Competition Policy, Economic Crisis, Macroeconomic Stability 89 KÜRESEL KRİZDE AHLAKİ SORUNLAR Arş. Gör. Burhan KABADAYI Arş. Gör. Zülküf AYRANGÖL Ekonomik ahlak, bireylerin ve kurumların sosyal ve ekonomik yaşantılarında rasyonel bir şekilde hareket etmeleridir. Pratikte ekonominin ön gördüğü rasyonel yaklaşıma yakınlık davranışlarımızın ahlakilik boyutunu ölçer. Kısaca rasyonel davranış ahlaki davranıştır. Rasyonel davranan (ahlaki davranan) bireyler toplumun daha müreffeh bir seviyeye ulaşmasına katkıda bulunurlar. ABD emlak (mortgage) piyasasında rasyonel olmayan tüketici davranışları nedeniyle başlayan kriz ulusal ve uluslararası piyasalara yayılma etkisi gösterdi. Bu krizin ana nedenlerinden bazıları ekonomik birimlerin ekonomik ahlakilikten uzaklaşması ve ters seçim problemidir. Tüketicilerin ödeyebilecekleri tutardan fazla finansal kuruluşlardan kredi talep etmeleri, finansal kuruluşların bu riskli kredileri onaylamaları ve riskli emlak tahvillerinin ikincil piyasalarda satılması bu krizin derinleşmesine neden olmuştur. Bu çalışmada toplam krediler ve tasfiye olacak krediler arasındaki ilişki ele alınarak rasyonel ve ahlaki ekonomik davranıştan sapmalar incelenmiştir. Türkiye bankacılık sektöründe de ahlaki tehlike, ters seçim ve kredi tayınlaması olup olmadığı araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kriz, Ahlaki Risk, Ters Seçim, Tüketici Kredileri, Kredi Tayınlaması. ETHICAL MATTERS CONCERNING GLOBAL CRISIS Economical ethics mean how individuals and institutions act rationally in their social and economical life. Practically, being closed to rational approach suggested by Economics shows us dimensions of ethical behaviors. Simply, rational behaviors are ethical and vice versa. The people who decide rationally or ethically make the society well-off. Recent economic crisis that begun at the mortgage market of USA started because of irrational consumers’ decisions and it made a spillover effects to the other national and international markets. Some of the key reasons of this crisis are unethical behaviors of economical units and adverse selection. That the consumers demand higher credits from financial institution than theirs budget and financial institutions approve these credit applications and that the some of risky mortgage bonds are sold in the secondary market made the crisis deepened. At this study, while the relationship between total credits and the problematic credits are examined, the biases from rational and ethical behaviors are analyzed. Whether Turkish financial market has moral hazard, adverse selection and credit rationing is studied. Keywords: Global Crisis, Moral Hazard, Adverse Selection, Consumers credits, Credit Rationing. 90 KRİZİN TCK KAPSAMINDA BAZI SUÇLARLA İCRA TAKİPLERİNE ETKİLERİ Yargıç Halil GÜNER Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan krizin, Türkiye yönünden Muğla ili çerçevesinde, 2008-2009 yılları sayıları dikkate alınarak, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, evrakta sahtecilik suçlarında artışa neden olup olmadığı, icra takiplerinde nasıl bir gelişme olduğu araştırılıp sonuçları ortaya konmak istenmiştir. Muğla, ekonomik yaşamı, sanayi yerine turizm ve tarım ile sürdürülen bir ildir. Hizmet sektörüne dayalı ve bunun yanında tüketim ağırlıklı bir yaşam tarzında krizin suç işlenmesine etkilerinin araştırılması önemlidir. Anahtar Kelimeler: Kriz, etki, hırsızlık, dolandırıcılık, yağma. THE EFFECTS OF CRISIS ON SOME CRIMES AND EXECUTIONS In this paper, wanted to research effects of the crisis in Muğla in the Turkey, on some crimes and executions. Is the crisis increased crimes of Burglary, pillage, swindling, forgery on documents or not. And is the crisis increased the executions on debtors. Evaluated on stattistical results in this research. Keywords: Crisis, affects, burglary, pillage, swindling. 91 KRİZ ve YOKSULLAŞMA Arş. Gör. Ahmet Bora TARHAN 2008’de ABD’nin finans sisteminde başlayan kriz, sadece ABD’de bir finansal çalkantıdan ibaret olmamış, tüm dünyada toplumsal, ekonomik ve siyasal yapıyı etkileyen bir krize dönüşmüştür. Öte yandan, yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere pek çok ülkede zaten büyük sıkıntılara neden olan yoksulluk, işsizlik, güvensizlik ve siyasal istikrarsızlık gibi sorunları daha da ağırlaştırmaya başlamış bulunmaktadır. Neoliberal küreselleşmenin yarattığı bu kriz emekçi kesimlerle birlikte yoksullaşan kitleleri de etkisi altına alarak toplumsal dokuyu tehdit eder hale gelmiş, küresel düzeyde paranın toplumlar üzerinde kurduğu baskıcı mekanizmalara dayanan neoliberal politikalar, piyasalarda anarşizme, siyasal alanda ise despotizme yol açmış ve bu durum derin toplumsal bunalımları beraberinde getirmiştir. Yoksulluğun, eşitsizliğin ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bu ortamda güvencesizliğin artması emekçilerin ve yoksulların acil, rahatlatıcı kısa dönemli uygulamalara olan bağımlılığını da arttırmıştır. Günümüzde yoksulluğa yönelik tartışmaların en önemli özelliği, tartışma konularının yoksulluğu doğuran etmenler yerine yoksullukla mücadele konularıyla sınırlı kalmasıdır. Bu anlamda neoliberal yoksullukla mücadele yaklaşımı, yüzeysel içerikli yapısıyla, soruna çözüm olmaktan oldukça uzak görünmektedir. Türkiye, küresel krizin etkilerini daha çok, işsizlik ve yoksullaşma üzerinden hissetmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de büyük bir sorun haline gelen yoksullaşmayı neoliberal küreselleşmeyle birlikte ele alarak, kriz öncesi ve sonrası yoksullaşan kitleleri ve bu kitlelere yönelik uygulanan siyasal ve sosyal politikaları sorgulamaktır. Anahtar Kelimeler: Neoliberalizm, Kriz, Yoksullaşma, Küreselleşme CRISIS AND IMPOVERISHMENT WITHIN THE CONTEXT OF NEOLIBERAL POLICY IN TURKEY The crisis which started in the financial system of USA in 2008 has not been a financial fluctuation only in USA, but has been transformed into a crisis affecting social, economic and political structure in the whole world. On the other hand, the economic crisis we live has started to aggravate the problems such as poverty, unemployment, disbelief and political instability which already cause tribulation in most of the countries especially in growing countries. This crisis that neoliberal globalization created, started to threaten the social fabric by penetrating the masses that are becoming impoverished and working class, neoliberal policies which are based on the domineering mechanism that money established on the societies in global level caused anarchism in markets and despotism in political area and this situation brought along deep social depressions. The increase in the unsecured conditions within this environment in which poverty, inequality and injustice rule increased the dependency of the proletarians and the poors to the urgent and short term applications. Today, the most significant property of the discussions directed to poverty is the limit with the struggle with poverty instead of the factors which cause poverty. In this sense, struggling approach with neoliberal poverty appears far away from the solution of the problem with its superficial content structure. Turkey feels the effects of the global crisis on unemployment and impoverishment. The aim of this study is to discuss the impoverishment which became a big problem in Turkey with neoliberal globalization and examine masses before the crisis and become impoverished after the crisis and political and social policies which are applied on these masses. Key Words: Neoliberalism, Crisis, Impoverishment, Globalization 92 ORGANİZASYONLARDA İŞ TATMİNİ UYGULAMALARI BAĞLILIĞA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA VE ÖRGÜTSEL Prof. Dr. Edip ÖRÜCÜ Arş. Gör. Recep KILIÇ Sinem ŞİMŞİR Rekabetin hızla artması ile örgütler rekabette üstünlüğün yollarını aramaktadırlar. Rekabet avantajı yakalamanın sadece teknolojik gelişmeler, iyi bir pazarlama stratejisi veya müşteri tatmini olmadığını anlayan örgütler, başarıyı yakalamada ilk adımı kendi içyapılarını düzenlemeye başlayarak atmaktadırlar. Bu yapısal düzenlemede öncelikle “insan” değerine önem vererek, iş tatmini ve örgüte bağlılık konularıyla ilgilenmek durumunda kalmışlardır. Buna rağmen, işletmelerde bu kavramların ne kadar yerleştiği ve çalışanların beklentilerini ne oranda karşıladıkları merak konusudur. Bu araştırmada örgüte bağlılık ve iş tatminine etkisi incelenmektedir. Araştırmada literatür taraması ve konu ile ilgili bir şirkette anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS programı ile ANOVA ve t testi kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, organizasyonlardaki iş tatmini çalışma yılına göre farklılık göstermektedir. Daha kıdemli olan işgörenlerin iş tatmin düzeyleri daha yüksektir. Bu durum, örgütsel bağlılık analizlerinde de aynı sonucu vermektedir. Örgütte daha fazla zaman geçiren çalışanların örgütsel bağlılıkları az çalışanlara oranla daha yüksektir. Anahtar Kelimeler: Organizasyon, Örgütsel Bağlılık, İş tatmini. A RESEARCH ON THE JOB SATISFACTION APPLICATIONS IN ORGANIZATIONS AND THE IMPACT OF ORGANIZATIONAL LOYALTY Because of globalization, companies are looking for advantage of competition. Organizations realized that success in competition can be achieved not only by factors such as research and development, modern marketing, technology, but also the basis of success lies in giving priority to human. With the realization of the importance of human, organizations started to be engaged with issues such as job satisfaction and organizational loyalty. However, it is wondering how this concept placed in businesses and how much expectations of employees are met. This research aims to examine the impact of the relationship between organizational loyalty and job satisfaction. Data for the study were obtained from a company’s employees through questionnaires. The data which obtained research results were analyzed with SPSS program using ANOVA and t-test. The job satisfaction level is higher at the senior employee. This situation gives the same results in the analysis of organizational loyalty. The employees who spend more time in organization have more organizational loyalty than employees who spend less time in organization. Keywords: Organization, Organization Loyalty, Job Satisfaction. 93 EKONOMİK VE FİNANSAL KRİZLERİN ŞİRKET BİRLEŞMELERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN 2001 VE 2007-2009 KRİZLERİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR Arş. Gör. Murat KETEN Serbest piyasa ekonomisinde firmalar, varlıklarını devam ettirmek için diğer türdeş firmalarla rekabet etmek durumundadırlar. Önceleri –genellikle- yerel boyutta kendisini gösteren rekabet, küreselleşmenin etkisiyle ekonomik sınırların anlamsızlığa sürüklenmesine paralel olarak global bir nitelik kazanmıştır. Böylece, uluslararası rekabete uyum sağlamak firmalar için bir zorunluluk haline gelmeye başlamıştır. Söz konusu rekabette konumunu geliştirmeyi düşünen veya bu rekabette geriye düşmek istemeyen firmaların tercih ettikleri yönetim stratejilerinden birisi de “birleşme ve devralma”dır. Firmalar, çeşitli teşvik nedenleri ile yerli veya yabancı, aynı sektörden veya yakın sektörlerden başka firmalarla birleşerek rekabet güçlerini geliştirmeyi veya korumayı amaç edinebilmektedirler. Mevcut ekonomik sistemin firmaları zorlayıcı diğer bir tarafı da çeyrek asırda –hatta on yılda- bir ortaya çıkan ekonomik krizlerdir. Periyodik olarak görülen ana veya artçı ekonomik depremler, özellikle krizlere duyarlılığı yüksek sektörleri ve firmaları yıkabilmektedir. Böylece, firmalar üzerinde derin yaralar açabilen ekonomik (veya finansal) krizler de firmaları birleşme stratejisini uygulamaya yöneltebilmektedir. Bu çalışmada, 2001 Türkiye krizinin ve 2007-2009 küresel ekonomik krizin Türkiye’deki firma birleşme ve devralmaları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu inceleme kapsamında söz konusu krizlerin öncesinde ve sonrasında birleşme ve devralmaların ne şekilde bir eğilim göstediği araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Şirket Birleşmeleri, Devralma, Finansal Kriz, 2001 Ekonomik Krizi, Küresel Ekonomik Kriz THE EVALUATION OF THE EFFECTS OF ECONOMIC AND FINANCIAL CRISES ON CORPORATE MERGERS IN THE CONTEXT OF 2001 AND 2007-2009 CRISES Firms, acting in the free market economy, have to compete with other firms which sell similar products in order to maintain their presence. The competition, which appeared previously on local size, has gained a global dimension being affected by globalization which has removed economic borders. Thus, to accord with international competition has begun to be necessity for firms. One of management strategies, preferred by the firms which intend to improve their market positions or not to want to fall behind in the competition, is merger&acquisition. Firms may aim to enhance or sustain their market powers with various incentive factors by merging with other firms –domestic or foreign, from same sector or close sector-. Also one of the downsides of existing economic system which afflict firms are economic crises which appear once in quarter century –even ten years-. Major and rear economic earthquakes appearing periodically may devastate sectors and firms especially with high sensitivity to crisis. Thus, economic(or financial) crises, which may wound firms deeply, may lead firms to pursue merger strategy. In this study, the effects of the 2001 Turkey crisis and the 2007-2009 global economic crisis on mergers&acquisitions of Turkey’s firms are examined. In the context of this examination, it is searched how trend mergers&acquisitions have before and after mentioned crises. Key Words: Corporate Mergers, Acquisition, Financial Crisis, 2001 Economic Crisis, Global Economic Crisis 94 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ ÇERÇEVESİNDE İŞLETMELERDE KRİZ YÖNETİMİ VE BALIKESİR İLİ ÖRNEĞİ Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER Gökhan DİKİLİ Küresel ekonomik kriz, uluslararası ekonomide aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan olayların makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan ise işletmeleri ciddi anlamda sarsacak sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. İşletmeler tüm yaşamları boyunca az ya da çok sayıda krizle karşılaşmaktadırlar. Gerek içsel gerekse de dışsal dinamiklerden kaynaklanan bu krizler işletmelerin örgütsel, yönetsel ve ekonomik yapılarını genelde olumsuz olmak üzere etkilemektedir. İşletmelerin krizlerin bu olumsuz etkilerinden korunması hatta krizleri kendi lehlerine çevirmesi ise kriz yönetiminde ne ölçüde başarılı olduğuna bağlıdır. Günümüzde oluşturulan kriz yönetim departmanları ve kriz yönetim planları ile krizin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi ayrıca krizlerin işletmeler için fırsat haline getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda hazırlanmış olan çalışmada Balıkesir ili merkezinde faaliyet gösteren işletmelerin 2008 yılında ortaya çıkan küresel kriz sürecinde karşılaştığı finansal sorunlar, krizi yönetmede uyguladıkları politikalar, bu politikalar çerçevesinde krizden nasıl etkilendikleri ve geleceğe dair beklentileri bir anket çalışmasıyla ortaya konmaya çalışılmış ayrıca anket sonuçları ışığında çeşitli öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Küresel Ekonomik Kriz, Kriz, Kriz Yönetimi WİTHİN THE FRAMEWORK OF THE GLOBAL ECONOMİC CRİSİS, CRİSİS MANAGEMENT İN ENTERPRİSES AND BALIKESİR PROVİNCECASE SAMPLE Global economic crisis in the international economy suddenly and unexpectedly arise in respect of events macro economy, the micro-perspective of the company will seriously undermine the results is revealed. The organizations come across more or less crisis during their working periods. Generally, those crisis which are caused by both interior dynamics affect the management and financial structure of organizations in a negative effects of the crisis, besides, changing the position in favor of themselves depends on their success in the crisis management. Nowadays, it is intended to decrease the negative effects of the crisis to minimum and also to change the crisis into opportunity for companies through Crisis Management Departments and the plans of Crisis Management. As part of these plans a Project was prepared. During the Global Crisis which appeared in 2008, the questionnaire showed the financial problems, policies in crisis management, how they were affected and their expectations for the future of the firms in Balıkesir. In addition to that some suggestions were presented according to the results of the questionnaire. Key Words: Global Economic Crisis, Crisis, Crisis Management 95 ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ ÖNCESİ YAŞANAN KRİZ DÖNEMİNDE ILICA ŞEKER FABRİKASI ÇALIŞANLARININ MESLEKİ STRES DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Doç. Dr. M. Dursun KAYA Öğr. Gör. Betül ÇUBUKÇU Arş. Gör. Dilşad GÜZEL Yrd. Doç. A.Samet HAŞILOĞLU Öğr. Gör. M.Fatih DEMİRTAŞ Küreselleşme ile birlikte değişen ekonomi kavramı, özelleştirme çalışmalarının hızlanmasına yol açmıştır. Özelleştirmeler sonrasında birçok kişi işten atılmış, işini kaybetmeyip çalışanların büyük çoğunluğu ise güvencesiz çalışma durumu ile karşılaşmıştır. Bu yüzden özelleştirme uygulamaları örgüt çalışanları tarafından kriz süreci olarak algılanarak, tepkiler doğurmaktadır. Örgütlerin basarı veya başarısızlıkları şüphesiz ki çalışanların stressiz olmalarıyla doğrudan ilgilidir. Bu sebeple, çalışanların yaşamlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri iş yerlerinin incelenmesi ve örgütsel stres faktörlerinin ortaya konulması gerekmektedir. Mesleki stres, hem organizasyondaki kişiler için hem de organizasyonun kendisi için önemli bir problem teşkil etmektedir. Mesleki stres, işin kendisi ile işbirliği yapan fiziksel stres kaynakları ile yetersiz mücadeleyi beraberinde getiren zihinsel ve fiziksel hastalık neticesi ile sonuçlanan istenmeyen bir kavramdır. Çevredeki belirsizlik ve değişiklik durumu, örgütleri sürekli olarak beklenmedik tehlike veya fırsatlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Böyle durumlar örgütlerde kriz durumu olarak algılanmaktadır. Bu çalışmada Erzurum’da faaliyet gösteren ve özelleştirme kapsamına alınan Şeker Fabrikası çalışanlarının özelleştirme öncesi mesleki stres düzeyleri ölçülmeye yönelik 82 işgörene anket uygulandı. Ankette yer alan demografik özelliklerde dikkate alınarak işgörenlerin mesleki stres düzeyleri çoklu regresyon analizi ile belirlenmeye çalışıldı. Elde edilen mesleki stres ile ilgili regresyon denklemi işyeri çalışanları bakımından yorumlandı. Çalışmanın sonraki aşamalarında elde edilen regresyon modellerine alternatif olarak yapay zekâ öğrenme teknikleri çalışmaları devam etmektedir. Anahtar kelimeler: özelleştirme, kriz, mesleki stres INVESTIGATION OF ILICA SUGAR FACTORY WORKERS’ OCCUPATIONAL STRESS LEVEL IN THE DEPRESSION PERIOD WHICH HAPPENED PRIOR TO THE PROCESS OF PRIVATIZATION Alternating with globalization the concept of economy has led to accelerate the studies of privatization. Many people were dismissed after the privatization, however, the great majority employees who did not lose their’ employments have faced with distrustful work situation. Therefore, privatization implementations which have been perceived as crisis process by organization’ employee, to generate reactions (reactions arises. Undoubtedly, organization’s success or failure is directly related to be employee’s stress–free. For this reason, it is necessary to investigate the work places where employees spend a significant portion of their lives and to display organizational stress factors. Occupational stress, both for people in the organization and the organization itself poses an important problem. Occupational stress is a unwanted concept that work in cooperation with their own physical stress resources and get together insufficient fighting concludes the result of mental and physical illness. The case of uncertainty and changes in environment confront constantly organizations with unexpected dangers or opportunities. Such situations are perceived as crisis situations in organizations. In this study, operating in Erzurum and under the scope of privatization the Sugar Factory employees’ levels of occupational stress before privatization intended for measuring with survey was applied for 82 employees. Also taking into account the demographic characteristics take place in the survey, employees’ occupational stress levels was tried to designate with multiple regression analysis. Resulting regression equation related to occupational stress has been interpreted in terms of work place employees. In the next stage of the study, artificial intelligence learning techniques works will continue as an alternative of obtained regression models. Keywords: Privatization, depression, occupational stres 96 KRİZ ORTAMINDA SİGORTA DEĞERLENDİRİLMESİ ŞİRKETLERİNİN FİNANSAL YAPILARININ Yrd. Doç.Dr. Niyazi KURNAZ Arş.Grv. Emin ZEYTİNOĞLU Arş.Grv. Nilüfer DALKILIÇ Son yıllarda dünyada ortaya çıkan ve Türkiye’yi de etkileyen finansal kriz, sigorta şirketlerinin finansal yapısını zayıflatmıştır. Sigorta şirketlerinin finansal yapısının zayıflaması sigorta sektörünün hizmet sunduğu sigortalıları etkilemesi yanında, ödeme güçlüğü ile finans piyasalarının ve sigorta sektörünün gelişimini de olumsuz yönde etkilemiştir. Sigorta şirketlerinin finansal yetersizliklerinin zamanında tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması için yapılan finansal analizin önemi büyüktür. Sigorta sektöründeki finansal analiz; finansal piyasaların gelişmesi, sigorta sektörüne olan güvenin sarsılmaması ve sigorta sektörüne yapılacak yatırımları teşvik etmesi sonucunda kamu yararının gözetilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, Türkiye’de 2004 yılında sigortacılıkta finansal analizin yerine getirilmesinde “Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Mali Bünyelerine ve Sermaye Yeterliliklerine İlişkin Genelge” hazırlanmıştır. Çalışmada genelge bazında sigorta şirketleri; sermaye yeterliliğine ilişkin oranlar, aktif kalitesi ve likiditeye ilişkin oranlar, faaliyet oranları ve karlılık oranları bazında değerlendirilmiştir. Sigorta şirketleri hayat ve hayat dışı branşlar şeklinde ayrılmıştır. Sigorta şirketlerinin dönem verileri analiz kriterleri aracılığı ile puanlanmış, finansal yapısı uygun/uygun olmayan şirketler ayrımı yapılarak incelenmiştir. Sigorta şirketlerinin dönem verileri mali tablolarından ve faaliyet raporlarından elde edilmiştir. Çalışmanın amacı; sigorta şirketlerinin finansal göstergelerinin değerlendirilmesi ile finansal yapısına ilişkin analiz yapmaktır. Anahtar Kelimeler: Kriz, Sigorta Şirketleri, Finansal Yapı AN ANALYSIS OF FINANCIAL STRUCTURES OF INSURANCE COMPANIES IN CRISIS ENVIRONMENT Financial crisis that recently started in the world and affected Turkey wreaked the financial structure of insurance companies. In addition to the policy holders to whom insurance sector offer services and the weakening of the financial structure of insurance companies affected finance markets with insolvency clause and the development of the insurance sector. Financial analysis for determining the deficiencies of insurance companies in a timely manner and for taking required measures is of great importance. Financial analysis in insurance sector will lead to the observance of public benefit by the improvement of financial markets, safeguarding the trust towards insurance sector and encouraging of investments in insurance sector. Therefore, in the year 2004, “Memorandum on the Financial Structures and Capital Adequacy of Insurance and Reassurance Companies” was prepared for conducting financial analysis in Turkey. In this study, within the framework of the memorandum, insurance companies were evaluated in terms of ratios of capital adequacy, active quality and ratios of liquidity, activity ratios and profitability ratios. Insurance companies were categorized as life insurance and non-life insurances. Periodic data of insurance companies were scores according to analysis criteria and these were analyzed by categorizing the companies as the ones having appropriate/not appropriate financial structures. Periodic data of insurance companies were obtained from financial tables and activity reports. The aim of the study is to evaluate the financial indicators of insurance companies and to analyze financial structures of the companies. Key Words: Crisis, Insurance Companies, Financial Structure 97 KÜRESEL KRİZDEN ÇIKIŞTA “YALIN 6 SİGMA” YAKLAŞIMI VE İŞLETMELER İÇİN VAAT ETTİKLERİ Yrd. Doç. Dr. Ali SOYLU Tüm dünyayı derinden sarsan küresel mali kriz henüz sona ermiş değil. Ortaya çıkan tabloya bakıldığında, bu durumun bir süre daha devam edeceği, hatta bu süreç tamamlanmadan yeni bir kriz dalgasının daha ortaya çıkabileceği öne sürülmektedir (Faber,2009).Kriz ortamında ülke ekonomileri hızla küçülürken, piyasalarda talep daralmalarına paralel olarak üretim düşmekte, yüksek işsizlik düzeyleri ortaya çıkmakta ve tüm dünya ciddi bir resesyon dönemi yaşamaktadır. Tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında ülke yönetimlerinden şirket yöneticilerine kadar herkes krizden kurtulmak için çözümler araştırmaktadır. Yaşanan kriz ortamında artan rekabet ve karlılıkların önemli oranda düşüşler göstermesi işletmeleri üretim maliyetleri konusunda farklı arayışlara yönlendirmektedir. Pazarda bir taraftan daha kaliteli ürün ve hizmet üretmek diğer taraftan da en uygun fiyatlarla sunum yaparak rekabetçi konuma sahip olmak için bu konuda öne çıkan yöntemlerden birisi de “Yalın 6 Sigma” yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda “6 sigma” metodolojisinde yer alan “Tanımla, Ölç, Analiz Et, Geliştir ve Kontrol Altına Al” döngüsü uygulanırken aynı zamanda faaliyetlerin her türlü gereksiz işlemlerden arındırılarak daha yalın ve hızlı bir biçimde gerçekleşmesi için “Yalın Yaklaşım” öngörülmektedir(Coşkun,2009). Bu çalışmanın amacı “Yalın 6 Sigma” yaklaşımının işletmelerin krizin etkilerini azaltmada ve daha rekabetçi olmasında etkili bir yöntem olup olmayacağının mevcut uygulamaları inceleyerek ortaya koyabilmektir. Anahtar Kelime : Küresel kriz, yalın 6 sigma OUTPUT OF THE GLOBAL CRISIS ‘LEAN 6 SIGMA’ A PROMISING FOR APPROACHMENT AND BUSINESS Deeply in the whole world the shaking of global crisis hasn’ t finished yet it is being suggested to look at the structure. This stiuation is still going on however it is not complete the new crisis will happen (Faber, 2009).The crisis environment is rapidly shrinking country economy up to the market demand the production drop down and increase unemloyment rate is occure and whole world is in the recession turn All these negative developments the company and the country management are trying to find a solution to get rid of the crisis In crisis atmosphere in order to increase the competition and make more profitable which is getting down .The business is seeking different way to make more profit In the market one part is trying to make better quality product and the other part is trying to improve service quality and make reasonable price This approachment ‘6 sigma’ is to place in methodology ‘Definition,Measure,To Analyse,İmprove,To get under control’ to carry out the rotation at the same time activity is inessential to get rid more simple and in quick way to become true simple approachment is foreseen(Coşkun ,2009) This purpose of this work is ‘Lean 6 Sigma’approachment is an effective method to reduce the effect of management crisis and improve the competitiveness whether it is suitable or not to prove. Keyword: Global crisis, 6 sigma 98 İŞLETMELERDE KRİZLERE KARŞI İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ YAKLAŞIMI VE BS 25999 STANDARTLARININ UYGULANMASI Yrd. Doç. Dr. Ömer L. MET İşletmeler, her zaman ekonomik veya ekonomik olmayan, yerel veya küresel kriz ve sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Günümüz iş dünyasında artan karmaşıklık ve etkileşim işleri o duruma getirmiştir ki, basit bir problem zincirleme reaksiyonu tetikleyerek felakete yol açabilmektedir. Dolayısıyla, işletmeyle ilgili riskleri belirlemek, tanımlamak ve etkileşimi azaltmak için bir takım sistemlerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bir yaklaşım ve iş modeli olarak” iş sürekliliği yönetimi”, türü ve nedeni ne olursa olsun herhangi bir biçimde işlerin kesintiye uğraması durumda organizasyonun kritik iş fonksiyonlarının devam etmesini sağlamaya yönelik, BS 25999 olarak adlandırılan, standartlar sisteminden oluşmaktadır. BS 25999, henüz yeni yayınlanmış ve yürürlüğe girmiş olmasından dolayı, 2010 dan sonra olgunluğa kavuşup Dünyada yaygınlaşmaya başlaması beklenmektedir. İş sürekliliği yönetimi, kurumsal yönetimin bir parçası olarak görülür; Yönetim kurulu ve üst düzey yönetim sorumluluğu ile tanımlanır. Etkin işleyen bir iş sürekliliği yönetiminde temel amaç, iş sürekliliği yönetimini, kurum kültürünün bir parçası haline getirmektir. İş sürekliliği yönetimi, uluslararası en iyi uygulamalardan yararlanmayı sağlar ve krizlere karşı direnci artırır. Anahtar kelimeler: Kriz yönetimi, İş sürekliliği yönetimi, BS 25999 standartları BUSINESS CONTINUITY MANAGEMENT FOR CRISIS AND IMPLEMENTATION OF BS 25999 STANDARDS Companies can always be faced economic or uneconomic, local or global crises and challenges. Increasing complexity and interaction in today's business world has brought jobs to the state that a simple problem that triggered the chain reaction can lead to disaster. Therefore, the development of some systems are needed to diagnose, identify and reduce interaction with the business risks As an approach and business model "business continuity management", no matter what type it is and the reason of it, consists of standarts’ system, referred to as BS 25999, to provide contuniuity of the organization’s critical business functions in any form of business interruption. BS 25999, Because of being new published and has just become effective, after 2010, it is expected to be improved and reach the world widespread. Business continuity management, is seen as a part of corporate governance. It is defined by the board of directors and senior management responsibilities. The fundamental goal of effective business continuity management is, to make business continuity management a part of corporate culture. Business continuity management provides best international practices and allows to increase resistance to the crises. Keywords: Crisis management, Business continuity management, BS 25999 standards 99 İŞLETMELERİN KRİZ DÖNEMLERİNDE STRATEJİ BELİRLEME SÜRECİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER VE UŞAK İLİ ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Ramazan ARSLAN Arş. Gör. Mehtap KARAKOÇ Arş. Gör. Erhan GENÇ Günümüzde işletmeler sürekli değişen çevre koşulları karşısında ve büyük belirsizlikler içersinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Çevredeki belirsizlik ve değişiklik işletmeleri beklenmedik tehlike ve fırsatlarla karşı karşıya bırakmakta ve karşılaşılan sorunların niteliği de değişmektedir. İşletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri, bu tehlikelerden korunmalarına ve fırsatları değerlendirebilmelerine bağlı kalmaktadır. Ancak ulusal ve uluslararası çevrede yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmeler işletmelerin yapı ve süreçlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Kriz olarak nitelendirilen bu dönemler işletmeleri çeşitli risk ve tehlikelerle karşı karşıya bırakarak, faaliyetlerini sürdürmelerini engellemektedir. Çünkü kriz beklenilmeyen ve önceden öngörülemeyen, çabuk ve acele cevap verilmesi gereken, işletmenin önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getiren, mevcut değerleri, amaçları ve varsayımları tehdit eden bir gerilimi ifade eder. Bu bağlamda işletmelerin mevcut güçlü ve zayıf yönleri ile muhtemel fırsat ve tehditlerin açıkça bilinmesi ve analiz edilmesi oldukça önemlidir. Çünkü işletme yöneticilerinin stratejik düşünme gerekliliğinin en önemli nedeni geleceğin doğasından kaynaklanan belirsizlikler ve bu nedenle ortaya çıkabilecek olan krizlerdir. Belirsizliklerle mücadele edebilmenin en etkin yöntemlerinden birisi ise, stratejik düşünebilmek ve mevcut durumu doğru analiz edebilmekten geçer. Bu süreçte strateji belirleme süreci ile doğrudan ilgilidir. Bu çalışma, Uşak ilinde küresel finansal kriz sürecinden etkilenen işletmelerde strateji belirleme sürecinde etkili olan faktörlerin saptanması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: İşletme, Küreselleşme, Kriz, Kriz Yönetimi, Finansal Kriz, Strateji, Stratejik Analiz, Uşak Tekstil sanayi, Uşak Deri Sanayi, Uşak Seramik Sanayi. THE PROCESS OF BUSİNESS ASSİGNİNG STRATEGY ON DURİNG PERİOD CRİSES AND AFFECT FACTORS: A SAMPLE UŞAK COUNTY Nowadays business carry on activities against changing environmental conditions and within huge uncertanity. Environmental uncertainty and changes expose businesses unexpected danger and opportunities. Thereby encountered problem also changes quality. Business carrying on the activities belongs to protecting from dangers themselves and using the oppurtunities. But national and international economical and social developments affect structure and process of businesses adversely. These periods are described as crises. These are expose businesses danger and head them off. Because crises means tension that unexpected and unforeseen, have to be answered fastly, make business prevention mechanism off, threaten current values, aims and assumptions. In this sense, it is considerably important to analyses and know stengths, weaknesses, oppotunities and threats. The main reasons of strategical thinking of business executives is uncertanity arising from future and is criseses occured by this uncertanity. One of the most effective method combating uncertanity is strategical thinking and analysing current case rightly. This study aims to define the process of business assigning strategy on during period crises and affect factors in Uşak. In this sense, within the frame of acquired findings it is brought forward a proposal to business about exposing problems. Keywords: Business, Globalization, Crises, Crises Management, Financial Crises, Strategy, Strategic Analyses, Textile Industry of Uşak, Leather Industry of Uşak, Ceramic Industry of Uşak 100 ÜNİVERSİTEDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÖĞRENEN ÖRGÜT KÜLTÜRÜNE İLİŞKİN ALGILARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Arş. Gör. Recep KILIÇ Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN Üniversiteler, bireylerin toplumdaki rollerini belirledikleri ve iş hayatına hazırlanma konusunda gerekli eğitimleri aldıkları kurumlardır. Üniversitelerde alınan eğitim, bireylerin hem sosyalleşmesine hem de mesleki yaşamlarında ihtiyaç duyacakları bilgi ve deneyim ile ilgili gerekli donanımlara sahip olmalarına katkıda bulunmaktadır. Günümüz bilgi toplumunda bu süreç sadece üniversite eğitimi ile sınırlandırılmamakta, hayat boyu öğrenme ve eğitim önemli bir ilke olarak kabul edilmektedir. Üniversitelerin, öğrencilerini bilgi toplumuna uygun ve sürekli öğrenmeyi ilke edinmiş bireyler olarak yetiştirebilmelerinde, eğitim veren ve destek hizmet sağlayan personelin öğrenen örgüt kültürüne ilişkin algıları önemli yer tutmaktadır. Eğitim kurumları olarak üniversitelerin; öğrenen örgüt kültürünü benimsemiş, sürekli öğrenmeyi ilke edinen ve bu amaçla personelini sürekli eğiten kurumlar olma beklentisi yüksektir. Bu çalışmada, Balıkesir Üniversitesinde eğitim veren akademik personelin ve eğitim-öğretime destek hizmeti sunan idari personelin öğrenen örgüt kültürüne ilişkin algılarının belirlenmesi ve sürekli öğrenmeye yönelik çabalarının araştırılması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Öğrenen Organizasyon, Örgüt Kültürü, Üniversite Çalışanları A STUDY ON EXPLORING UNIVERSITY PERSONNEL’S PERCEPTIONS OF LEARNING-ORGANIZATION CULTURE: THE CASE OF BALIKESIR UNIVERSITY Universities are institutions where individuals determine their roles in the society and attain the required education in preparation for work life. University education help individuals both socialize and acquire the necessary equipment for the knowledge and experience needed for their professional life. In today’s knowledge society, this process cannot be restricted solely to university education; life-long learning and education is accepted as a vital principle. Perceptions of education personnel and support staff towards learning-organization culture play an important role in universities’ educating their students as individuals who are suitable for the knowledge society and formulate continuous learning as a principle. As institutions of education, universities have high expectations to be institutions that adopt learning-organization culture, follow continuous learning as a principle and educate their personnel towards this aim. In this study, it is aimed at investigating the perceptions of the academic personnel who provide education services and the administrative staff who provide supportive services to education and training in Balikesir University towards organization culture and exploring their efforts for continuous learning. Key Words: Learning Organization, Organizational Culture, University Employee 101 DENİZLİ’DE EKONOMİK KRİZLERİN BİREYDE YARATTIĞI KAYGI VE KRİZİN ATIF KAYNAKLARI: ALGILANAN KRİZ GERÇEKTİR Yrd. Doç. Dr. Kamil ORHAN Krizler, ülkemizde ve dünyada son on yıllarda oldukça sık gündeme gelmiştir. Türkiye'nin ve dünya ülkelerinin sık sık krizlerle (1994-1995, 1997-1999, 2000-2001, 2008-2009) karşı karşıya olduğu görülmüştür. Bu krizler pek çok ekonomist tarafından incelenerek ülke ve dünya açısından analizi yapılmıştır. Ancak krizin çalışan üzerindeki etkisi görece ihmal edilmiş, bu alanda yapılan çalışmaların sayısı görece sınırlı kalmıştır. Kaygı ve stres psikolojinin önemli başlıklarından birisidir. Bu konudaki çalışmalar incelendiğinde önemli bir kısmının stresin etkenlerine daha çok bireysel veya mikro çevre planında baktığı görülmektedir. Çalışmaların çoğunda belli bir işletmenin veya iş grubunun stres veya tükenmişlik durumuna ilişkin tespitler üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda bu çerçeve dışında çıkılarak, ekonomik krizlerin bireyler tarafından algılanma düzeyleri, krizin atfedilmesi süreci ile kaygı düzeyleri arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Krize yönelik atıflar ile kaygı düzeyleri arasında bağ kurulmaya; krizin birey üzerinde sürekli ve durumsal kaygı yaratıp yaratmadığı; yaratıyorsa ne düzeyde etkide bulunduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, örneklem grubuna David Leiser ve arkadaşları tarafından üretilen, Orhan (devam eden çalışma) tarafından Türkçe’ye uyumu çalışmaları yapılan bir kriz algılama ölçeği uygulanmıştır. Ayrıca literatürde geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak kabul edilen Sürekli ve Durumsal Kaygı Ölçekleri kullanılmıştır. Bu çalışmaya katılan örneklemden değerlendirilebilir 112 kişiden bilgi toplanmıştır. Bilgi toplama süreci devam etmektedir. İlk sonuçlar krizin, bireyler tarafından özel bir kaygı yaratıcı durum olarak algılanmadığını, kaygı düzeyleri ile krizin faktörlerine yönelik atıflarda istatistiksel açıdan anlamlı bir değişme olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte demografik grupların başat olarak hangi faktörlere atıflarda bulundukları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, sürekli ve durumsal kaygı, krizin algılanması ATTRIBUTIONAL SOURCES AND ANXIETY EFFECT OF THE ECONOMIC CRISIS IN DENIZLI: PERCEIVED CRISIS IS ACTUAL Over the last decades, crisis in our country and all over the world become a current issue quite often*. It was seen that Turkey and other countries are confronted with crisis frequently (19941995, 1997-1999, 2000-2001, 2008-2009). These crisis were examined by many economists and analyzed in terms of home country and the world. However, the effects of the crisis upon the labor were relatively neglected and the researches in this area are relatively remained limited. Anxiety and stress are one of the important topics of psychology. When looking through these researches it is seen that an important part of these studies have been analyses the factors of stress in individual or in a micro environment. Most of these studies emphasized on stress or burnout level of a business or business group. In this study we go beyond these framework and emphasized on the perceived levels of crisis by individuals, the relation between impute* (refer) process of crisis and the anxiety levels. In this context, crisis perception scale which was produced) by David Leiser and his colleagues, the adaption a working to Turkish language is carrying out by Orhan (ongoing work) was applied to the sample group. Additionally, STAI Scales which are valid and reliable measurement tools in the literature were applied. The data was collected only from evaluable 112 people who were participating in this study. The data gathering process is continuing. According to the first findings, it has seen that the crisis is not perceived as a special case which causes anxiety and there is no statistical significant variation between anxiety levels and the crisis-specific attribute. In addition to this, the dominant factors of which the demographic groups attribute were identified. Keywords: Crisis, Situational and Continuous Anxiety, perception of crisis 102 A D Abdioğlu, Hasan - 40 Afşar, Kerim Eser - 56 Akçagündüz, Emre - 13 Akgün, Gonca - 52, 73 Akıncı, Merter - 39 Akkılıç, M. Emin - 41 Alçın, Sinan - 71 Alnıaçık, Ümit - 64 Altay, Bülent - 87 Altınay, Galip - 29 Altunç, Ömer Faruk - 65 Arabacı, Özer - 21 Arabacı, Rabihan Yüksel - 21 Arıca, Feyza - 60 Arslan, Cansın - 22 Arslan, Ramazan - 100 Arslan, Rıza - 75 Asunakutlu, Tuncer - 12 Ataklı, Rüya - 60 Atış, Aydanur Gacener - 85 Aydemir, Burhan - 55 Aydın, Ahmet - 31 Ayrangöl, Zülküf - 90 Aytekin, A. Gamze Çiftçi - 63, 101 Aytekin, Sinan - 63 Dalkılıç, Nilüfer - 84, 97 Demirhan, Erdal - 87 Demirtaş, M. Fatih - 96 Dikili, Gökhan - 95 Dikkaya, Mehmet - 58 Dilber, İlkay - 35 Dinç, Engin - 40 Dişbudak, Cem - 33 Dural, A. Baran - 13 B Bahar, Reyhan - 61 Bahtiyar, Görkem - 50 Baldemir, Ercan - 67 Balmumcu, Özgür - 44 Başkol, M. Ozan - 79 Berkün, Sanem - 59 Biniş, Mine - 68 Bostan, Aziz - 37 Bölükbaşı, Ayşe Gül - 46 Bulut, Mehmet - 30 Büyükşalvarcı, Ahmet - 40 C Cengiz, Sibel - 28, 44 Coşkun, Yener - 25 Ç Çakıcı, Kemal - 62 Çamoğlu, Seval Mutlu - 39 Çelik, Tuncay - 82 Çelikkol, Hakan - 84 Çetin, Ali Cüneyt - 45 Çetinkaya, Şahin - 83 Çiçek, Serkan - 71 Çolak, Olcay - 48, 66 Çubukçu, Betül - 96 E Ekim, Samiye - 61 Elmas, Bekir - 43 Erataş, Filiz - 81 Erçakar, Mehmet Emin - 69 Eroğlu, İlhan - 32 Eroğlu, Nadir - 32 Ertuğrul, Cemil - 48, 66 F Frasunkiewicz, Dorota - 3 G Gaygusuz, Filiz - 50 Genç, Erhan - 100 Gökalp, M. Faysal - 52, 73 Güler, Esra - 76 Günalan, Mustafa - 41 Gündüz, Ali Yılmaz - 23 Güner, Halil - 91 Gürsel, Volkan - 89 Güzel, Dilşad - 96 H Haşıloğlu, A. Samet - 96 Hepaktan, C. Erdem - 35, 38 Hoscilowics, Edward - 14 İ İnci, Mustafa - 67 İnkaya, Ahmet - 87 İpek, Evren - 48, 68 K Kabadayı, Burhan - 90 Kaczan, Urszula Golaszewska - 16 Kanışlı, Erdem - 51 Kara, Ömer - 86 Karakayalı, Hüseyin - 24, 35 Karakoç, Mehtap - 100 Kaşmer, Tezcan - 12 Kaya, Ergun - 42 Kaya, Funda - 12 Kaya, M. Dursun - 96 Kayık, Mustafa - 36 103 Kelleci, Serap Ürüt - 37 Kesbiç, Cüneyt Yenal - 67 Keten, Murat – 94 Kılıç, Cem - 86 Kılıç, Recep - 93, 101 Koç, Fatih - 64 Konur, Fatih - 62 Korap, Levent - 10 Korkmaz, Suna - 53 Kök, Recep - 81 Kurnaz, Niyazi - 36, 97 Kurt, Serdar - 11 M Ş Şahin, Afşin - 28 Şener, Sefer - 11 Şimşir, Sinem - 93 T Tarhan, Ahmet Bora - 92 Taşseven, Özlem - 26 Temel, Selin - 86 Teyyare, Erdoğan - 57, 66 Topbaş, Ferhat - 74 Tuncel, Cem Okan - 49 Tunçsiper, Bedriye - 95 Meriç, Metin - 47 Met, Ömer L. - 99 Moczydlowska, Joanna M. - 18 U O Üzümcü, Adem - 58 Omieciuch, Joanna - 9 Oran, Jale Sözer – 6 Orhan, Kamil - 102 Orlowska, Anna Iwacewicz - 19 Ostapowicz, Marta - 5 Ö Öksüzler, Oktay - 57 Ökte, Kutluğhan Savaş - 27 Örücü, Edip - 93 Özbek, Volkan - 64 Özdemir, Kerim - 94 Özdemir, Metin - 70 Özer, Buğra - 42 Özkan, Gökhan - 8 Özker, A. Niyazi - 20 Özkurt, İsmail Cem - 80 Öztekin, Didem - 81 Öztürk, Rukiye Ceyda - 6 Özyakışır, Deniz - 58 P Palabıyık, Hamit - 59 Paszkowski, Jerzy - 7 Uğuz, Sabriye Çelik - 74 Ü V Vidinlioğlu, Erol - 42 W Warelis, Alina - 17 Widelska, Urszula - 7 Y Yakut, Emre - 43 Yaprak, Şenol - 54 Yıldırım, Süreyya - 64, 72 Yıldırtan, Dina Çakmur - 46 Yılgör, Metehan - 53 Yılmaz, Celali - 34 Yılmaz, M. Ercan - 4 Yılmaz, Naci - 78 Yörük, Nevin - 51 Yurtsever, Hatice - 88 Yüce, Gönül - 39 Yücel, Mustafa - 77 Yüzbaşı, Gonca - 61 Z Zeytinoğlu, Emin - 97 S Savrul, Mesut - 11 Sayın, Ferhan - 24, 35 Selçuk, Bora - 78 Sever, Dilek - 26 Seyidoğlu, Halil - 29 Sobczak, Nina Lapinska - 5 Soykan, Yavuz - 36 Soylu, Ali - 98 Szablowski, Józef - 15 104 105