Volcanoes and Igneous Activity Earth

advertisement
Deprem…
Deprem Nedir ?
 Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani
olarak ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar
halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve
yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.
• Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının
yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü
aletleri
ve
yöntemlerini,
kayıtların
değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer
konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ"
denir.
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
 Kimyasal Bileşimi Bakımından
*Kabuk
Kıtasal Kabuk
(=2.7 gr/cm3 – d=35-40 km)
Bazalt, granit, kumtaşı, kireç taşı vb. barındırıyor.
Okyanusal Kabuk (=3.0 gr/cm3 – d=6 km)
Bazalt en çok bulunan kayaçtır.
*Manto
Alt Manto
Üst Manto
*Çekirdek
Dış Çekirdek
İç Çekirdek
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
 Manto
MOHO (M) süreksizliği (Kabuk ile manto arasındaki sınır) P ve S dalgalarının
hızlarındaki değişmeyi, dolayısı ile farklı kayaçların varlığına işaret
etmektedir.
Mantonun en üst kesimi sağlam, kırılgan kayaçlardan oluşmakta ve 70-100 km
derinliğe kadar uzanmaktadır. Kabukla beraber mantonun bu en üst
bölümüne Litosfer denir.
Litosferin altında ise Astenosfer yer almaktadır. Astenosfer okyanuslar
altında 70-100 km, kıtalarda ise 700 km derinliğe kadar uzanmaktadır.
Yerkürenin 700-2900 km derinlikleri arasında kalan bölgesine alt manto adı
verilmektedir. Bu bölgede yer alan kayaçlar daha yoğun ve elastiktir.
Genel olarak manto, yerkabuğunda gelişen olayların oluşumuna neden olan
kuvvetlerin ve enerjinin kaynağı durumundadır. Mantoda basınç,
Dünyadaki atmosfer basıncının 14.000 katı kadardır. Bu fazla basınçtan
dolayı katı haldedir.
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
 Çekirdek
Kabuktan mantoya geçişte olduğu gibi mantodan çekirdeğe geçişte bir
süreksizlik zonu ile belirlenmektedir (Wiechert-Gutenberg zonu). Yer
içinde önemli bir geçiş zonu olan bu zonda cisimlerin fiziksel
özelliklerinde büyük değişiklikler olmaktadır.
Mantodan çekirdeğe geçerken cisimlerin yoğunluğu artmakta, P-dalgalarının
hızı düşmekte, S-dalgaları sınır bölgesini geçememektedir.
Çekirdek levhaların hareketlerinde rol oynamaktadır.
Çekirdek yaklaşık 2250 km’lik bir dış kısma sahiptir. İç çekirdek, yaklaşık
1220 km’lik bir yarıçapa sahiptir ve katıdır. 4.5 milyar yıldır soğumasına
rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, yerküre’nin magnetik alanının
oluşmasındaki etkendir.
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
 Fiziksel Özellikleri Bakımından
*Litosfer
Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, yerkabuğu
ve üst manto’nun en üst kısmından oluşur. Kalınlığı
bölgesel olarak değişir. (Kıtasal Litosfer: 70-225 km
arasında ve okyanusal litosfer: 70-100 km arasındadır)
*Astenosfer
Astenosfer ise Litosfer’in altındaki, plastik özellikleri
gösteren akışkan üst manto bölümüdür.
*Mezosfer
*İç ve Dış Çekirdek
YERKÜRENİN İÇ YAPISI
KONVEKSİYON AKIMLARI KURAMI
KONVEKSİYON AKIMLARI KURAMI
*Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe, taşyuvarda
gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla
levhaların oluşmasına neden olmaktadır.
*Astenosfer içerisindeki bu konveksiyon akımları üstteki
Litosferin parçalara ayrılmasına ve farklı yönlere
sürüklenmesine neden olurlar.
*Astenosferin
senede
santimetre
mertebesindeki
hareketleri sonucunda Litosfer birbirine göre hareket
eden çeşitli boyutlardaki parçalara ayrılmıştır.
*Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar
vardır.
* Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer
üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre
insanların
hissedemeyeceği
bir
hızla
hareket
etmektedirler.
KONVEKSİYON AKIMLARI KURAMI
KARA KÜTLELERİNİN SON 500 MİLYON YILLIK
YOLCULUĞU
KARA KÜTLELERİNİN SON 500 MİLYON YILLIK
YOLCULUĞU
*Kıtalar böylece bugünkü mevcut konumlarına gelmişlerdir.
Ancak bu konum da geçicidir. Çünkü kıta hareketleri aynen
devam etmektedir. Bugünden 500 milyon yıl sonra,
yeryüzünün coğrafyasını tanımak mümkün olmayacaktır.
*Mesela, bundan 100 milyon yıl sonra Afrika ve Arabistan
levhalarının hareketleri nedeni ile, Akdeniz, Karadeniz ve
Ege denizi tarihe karışacak, Afrika ve Anadolu, Avrupa ile
birleşecektir.
*İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri,
birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya
da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada
depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dünyada olan depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların
birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar
üzerinde oluşmaktadır.
ELASTİK GERİ SEKME KURAMI
*
Bu kurama göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş
yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı
enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca var olan
sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç
bloklarının birbirine göre hareketlerini oluşturmaktadır. Bu olay ani
yer değiştirme hareketidir. Bu ani yerdeğiştirmeler ise, bir noktada
biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması,
diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer
katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.
*Aslında kayaların, önceden bir birim yerdeğiştirme birikimine
uğramadan kırılmaları olanaksızdır. Bu birim yerdeğiştirme
hareketleri, hareketsiz görülen yerkabuğunda, üst mantoda oluşan
konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona
kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonra da kırılmaktadır. İşte
bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır. Bu olaydan sonra da
kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve
enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır.
LEVHA TEKTONİĞİ
* Jeolojinin levhaların hareketlerini inceleyen dalına Levha Tektoniği adı
verilmektedir.
*Litosfer dokuz büyük levha ve birkaç küçük levhadan oluşmaktadır. Çoğu
levha kıtasal ve okyanusal kabukları birlikte içerirken, devasa Pasifik
Levhası hemen hemen tamamen okyanusal kabuktan oluşmaktadır.
Bunun yanında küçük Türk-Ege Levhası tamamen kıtasaldır. Aşağıdaki
harita bugün dünyamızdaki başlıca levhaları göstermektedir: Pasifik,
Afrika, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrasya, HindistanAvustralya, Arap, Karayip, Kokos, Antartika, Naska, Skotya ve Filipin
Levhaları… Bu dokuz ana levhadan altısı içerdikleri kıtalara göre
isimlendirilmişlerdir: Afrika, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrasya,
Hindistan-Avustralya, Antartika. Diğer üçü ise okyanusal levhalardır:
Pasifik, Naska ve Kokos.
LEVHA TEKTONİĞİ
(Karayip, Kokos, Pasifik, Naska, Skotya, Filipin levhaları daha çok okyanussal;
diğer levhalar hem okyanussal hem kıtasal kabuk taşır.)
LEVHA HAREKETLERİ
• Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından
levha hareketleri 3 ana başlıkta toplanabilir.
- Uzaklaşma-Ayrılma
- Yakınlaşma-Çarpışma
- Yanal yer değiştirme-Sıyırma
UZAKLAŞAN-AYRILAN LEVHALAR (DIVERGENT PLATES)
•
Birbirlerinden uzaklaşan levhalar, aralarına astenosferden gelen eriyik
kayaçların sızdığı yarıklar oluşturur. Bu eriyik yüzeye çıktıkça katılaşır
ve yerkabuğuna eklenir. Astenosfer’den gelen eriyik kuvvet uygulamaya
ve böylece levhalar birbirinden ayrılmaya devam eder. Bu ayrılma
genelde daha ince olan okyanus tabanında görülür ve Atlas Okyanusu
ortasındaki sırt (ridge) buna çok iyi bir örnektir. Bu ayrılma kıtada
meydana gelirse yeni bir okyanus tabanı oluşuyor demektir. Doğu
Afrika’daki ayrılma (rift) henüz bir deniz oluşması için yeterli değilse
de, gidiş o yöndedir. Bu tür ayrılmalar, Astenosfer’den gelen eriyiğin
katılaşarak Litosfer’e dönüşmesine ve levhaların büyümesine neden
olur.
•
Uzaklaşan levhalar arasında litosfer çok ince olduğu için, buralarda
büyük depremlere yol açacak enerji birikimleri olmaz. Buradaki
depremlerin odakları çoğu zaman yüzeye yakındır.
UZAKLAŞAN-AYRILAN LEVHALAR (DIVERGENT PLATES)
• Uzaklaşan-Ayrılan Levhalar (Divergent Plates)
UZAKLAŞAN-AYRILAN LEVHALAR (DIVERGENT PLATES)
Fig. B. East Africa Rift
Fig. C. Red Sea
Fig. D. Atlantic Ocean
YAKINLAŞAN-ÇARPIŞAN LEVHALAR (CONVERGENT PLATES)
• Yakınlaşan-Çarpışan Levhalar (Convergent Plates)
YAKINLAŞAN-ÇARPIŞAN LEVHALAR (CONVERGENT PLATES)
a) Okyanusal ve kıtasal levha karşılaşmalarında
Okyanusal ve kıtasal levha karşılaşmalarında, daha yoğun olan
okyanusal levha (yoğunluğu 2.8 – 3.0 gr/cm3), kıtasal levhanın
(yoğunluğu 2.7 gr/cm3) altına dalar (subduction). Alta dalan
kısım derinlere indiğinde ergimeye başlar ve bu mağmanın bir
kısmı, kıta tarafında yanardağ kümelerinin oluşumuna neden olur.
YAKINLAŞAN-ÇARPIŞAN LEVHALAR (CONVERGENT PLATES)
b) İki okyanus levhasının karşılaşmasında
İki okyanus levhasının karşılaşmasında da, yine bir levha
diğerinin altına dalar. Yukarıdakine benzer şekilde yüzeye çıkan
mağma okyanus tabanında yanardağlar oluşturmaya başlar. Eğer
bu aktivite devam ederse, yanardağ okyanus yüzeyini aşabilecek
yüksekliğe erişir ve adalar oluşur. Filipinler’deki birçok volkanik
ada bu şekilde oluşmuştur.
YAKINLAŞAN-ÇARPIŞAN LEVHALAR (CONVERGENT PLATES)
c) İki kıtasal levhanın karşılaşmasında
İki kıtasal levhanın karşılaşmasında ise, genellikle levhalardan
hiçbiri diğerinin altına dalmaz. Levhaların arada sıkışan
bölümleri yeni dağlar oluşturur. Himalayalar’ın halen süren
oluşumu buna iyi bir örnektir.
YAKINLAŞAN-ÇARPIŞAN LEVHALAR (CONVERGENT PLATES)
YANAL YERDEĞİŞTİRME-SIYIRMA (TRANSFORM FAULT)
İki levhanın birbirini sıyırarak yer değiştirmesi sırasında
Litosfer’de artma veya azalma olmaz. İki levha arasındaki
sürtünme çok fazla olduğu için harekete belli bir süre direnç
gösterirler. Bu bölgede artan gerilim periyodik büyük
depremler ile çözülür. Sürtünme ve kırılma uzunca bir hat
boyunca oluşabileceği için büyük depremler meydana gelebilir.
LEVHA HAREKETLERİ
LEVHA HAREKETLERİ
DÜNYADAKİ DEPREM KUŞAKLARI
 Pasifik Deprem Kuşağı
Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta
Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın
güneyinde Aleut Adaları, Japonya, Flipinler, Yeni Gine,
Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı içine alan en
büyük deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki depremlerin %68’i
bu kuşak üzerinde gerçekleşir.
 Akdeniz(Alp)-Himalaya Deprem Kuşağı
Endonezya’dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve
Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu’na ulaşan
(Türkiye’nin de içinde bulunduğu) kuşaktır. Yeryüzündeki
depremlerin %21’i bu kuşakta oluşur.
 Atlantik Deprem Kuşağı
Bu kuşak Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha
sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.
Yeryüzündeki depremlerin %11’i bu kuşakta oluşur.
DÜNYADAKİ DEPREM KUŞAKLARI
The Circum-Pacific
Orogenic Belt
TÜRKİYEDE FAYLAR VE TEKTONİK BÖLGELER
 Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ)
Türkiye, Alp – Himalaya sismik kuşağı üzerinde yer aldığından; Kuzey
Anadolu Fay Hattı , bu tektonik kuşak üzerinde çok etkin bir bölge
olarak uzanmaktadır. Kuzey Anadolu Fay Zonu dünyanın en aktif ve
önemli fay zonu olup doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu arasında
doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Kuzey Anadolu Fayı sağ
yönlü yatay hareket gösteren doğrultu atımlı bir faydır. Uzunluğu
yaklaşık 1500 km, genişliği ise 100 m. ile 10 km. arasında
değişmektedir.
 Doğu Anadolu Fayı (DAF)
Ortalama 400 km uzunlukta ve Türkiye’nin sayılı fay kuşaklarından
biri olan Doğu Anadolu Fayı, Antakya- Amik Ovasından başlar Karlı
Ova civarında Kuzey Anadolu Fay ile birleşmektedir.
 Batı Anadolu Bölgesi (Ege Graben Sistemi EGS)
 Dağınık Deprem Episantrlarını Kapsayan Bölge
TÜRKİYEDE FAYLAR VE TEKTONİK BÖLGELER
TÜRKİYEDE FAYLAR VE TEKTONİK BÖLGELER
Türkiye, üç büyük levhanın etkisi altındadır. Avrasya, Afrika ve Arap
levhaları. Anadolu’nun büyük bir kısmının yer aldığı Anadolu levhası,
Avrasya levhasının küçük bir bölümüdür. Bu levhalar arasındaki
etkileşim şöyledir:
Afrika levhası, Akdeniz’de Helenik-Kıbrıs Yayı denilen bölgede,
Avrasya (veya onun bir parçası olan Anadolu) levhasının altına dalar.
Arap levhası ise Kızıldeniz’deki açılma nedeniyle kuzeye doğru hareket
eder ve Anadolu levhasını sıkıştırır. Bu sıkıştırma sonucu Bitlis
Bindirme Zonu oluşmuştur. Sıkıştırma halen sürdüğü için, Anadolu
levhası kuzey ve güneydeki fay hatları boyunca batıya doğru hareket
eder. Anadolu levhasının kuzey sınırı, Kuzey Anadolu Fayı’dır. Güney
sınırını ise, Helenik-Kıbrıs Yayı ile Doğu Anadolu Fayı oluşturur.
Arap levhasının sıkıştırması sonucu batıya kayan Anadolu levhasının
sınırlarında ve Afrika levhasının Avrasya levhasının altına dalması
sonucu Akdeniz’de ve Ege Graben Sistemi içersinde depremler
meydana gelir.
TÜRKİYEDE FAYLAR VE TEKTONİK BÖLGELER
DEPREM TÜRLERİ
 TEKTONİK DEPREMLER
Levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle Tektonik Depremler
olarak isimlendirilir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında
oluşurlar. Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer.
 VOLKANİK DEPREMLER
Volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar. Yerin derinliklerinde ergimiş
maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar
sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür
depremlerin meydana geldiği bilinmektedir.
 ÇÖKÜNTÜ DEPREMLER
Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ve maden ocaklarında
galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukların tavan
bloğunun çökmesi ile oluşurlar.
 TSUNAMİ
Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde
kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan
dalgalar oluşur ki bunlara Tsunami denir.
FAY NEDİR ?
FAY ÇEŞİTLERİ
 Normal Fay
Fay düzlemi eğiminin yönünde tavan bloğunun, taban bloğuna
göre aşağıya doğru kaymasıyla oluşur. Diğer bir deyişle iki
blok birbirinden uzaklaşmıştır. Marmara Bölgesindeki
depremlerde bu çeşit fayların oluştuğu görülmüştür. Bu
faylar genelde yerkabuğunun yatay çekme kuvveti sonucu
oluşmaktadır.
 Ters Fay
Fay düzlemi eğiminin ters yönünde tavan bloğunun, taban
bloğuna göre yukarı doğru kaymasıyla oluşur. Ters faylar
yerkabuğunun yatay basınç kuvveti sonucu oluşmaktadır.
FAY ÇEŞİTLERİ
 Doğru Atımlı Fay
Fay bloklarının birbirlerine göre hareketleri, fay düzlemi
boyunca, yatay olan hareketten meydana gelmiştir. İki blok
birbirinden yatay doğrultuda uzaklaşmıştır. Yatay faylanma
hareketinin sağ ve sol atımlı olduğu faya üsten bakılarak
anlaşılır. Üsten bakıldığında, relatif yer değiştirme sağa
doğru ise sağ atımlı, sola doğru ise sol atımlı (yönlü) olarak
tanımlanır. Yurdumuzdaki Kuzey Anadolu Fayı (KAF) sağ
yönlü doğrultu atımlı bir faydır.
 Verev Atımlı Fay
Blokların yatay hareketinden sonra, bloklardan birinin
düşey olarak hareket etmesiyle oluşan faydır.
NORMAL FAY
Displacement on fault
Normal fault
Displacement on Fault
Stress
NORMAL FAY
TERS FAY
Reverse fault
Stress: compression
Reverse (thrust) fault
TERS FAY
DOĞRU ATIMLI FAY
Off-set stream
Right-lateral
Strike-slip
Stress: shear
DOĞRU ATIMLI FAY
Download