ılmı dergı

advertisement
~.3J-
•
lY
ANE
ILMI DERGI
•
•
•
,•
PEYGAMBERiMiz HZ. MUHAMMED (SAV)
-ÖZEL SAYI.'·
2. Baskı
ANKARA- 2003
ASR-I SMD ET' TE YAHUDİLERLE
ILIŞKİLERE GENEL BIR BAKlŞ
İsmail Hakkı Atçeken*
GİRİŞ:
Allah (c.c.) tarafından tüm insanlığa gönderilen son semavl din İslamiyet'in elçisi
olan Hz. Peygamber (SAV)'in Kur'an'da Ehl-i kitab olarak vasıflandırılan Yahudiler
ve Hristiyanlarla ilişkilerin incelenip değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Hristiyanlarla olan ilişkilerin ayrı bir çalışmanın konusunu oluşturacağı düşüncesiyle
biz bu araştırmaınııda Yahudilerle ilişkilerin nasıl başladığı, ne şekilde geliştiği ve nasıl sonuçlandığını genel bir bakış içinde ele almaya çalışacağız. Bu konuyla ilgili bazı
çağdaş araştırmalarda bir takım farklı bilgiler ve değişik değerlendirmelere rastlamak
mümkündür. Yahudilerle ilk dönemdeki ilişkiler bazı eserlerde sadece ayetler ışığın­
da ele alınırken, bazılarında hadisler ön plana çıkarılmıştır. Bir kısmında ise hem
ayetler, hem hadisler gözden geçirilmiş, hem de siyer, meğazl ve temel İslam tarihi
kaynaklarından bilgiler aktarılmıştır.l En eski kitap ehli olarak bilinen ve Hz. Musa'nın ümmeti olan Yahudilere karşı Hz. Peygamber (SAV)'in izlediği siyasetin, Müslümanların sonraki asırlarda ve çağımııda takip edecekleri metodun ilk örneği olması bakımından önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu düşünceden hareketle araştırmaınıı­
da önce Yahudilik hakkında kısa bilgi verip, Kur'an-ı Kerim'e göre Yahudilerin en
* Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi llahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.
1 Mustafa Kemal Dasfi, Muhammed ve Benü !srail, Kahire, 1970; Afif Abdülfettah Tabbara, el-Yehad fi'l- Kur'an, Beyrut, 1966; Muhammed Seyyid Tantavi, Benü !srail fi'l-Kur'an ve's-Sünne,
Mısır, 1987; Nadir Özkuyumcu, "Asr-ı Saadet'te Yahudilerle llişkiler," Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te Islam, C.II, Istanbul, 1994; !smail Hakkı Atçeken, Hz. Peygamber'in Yahudilerle Münasebetleri, Istanbul, 1996; Osman Güner, Resulu/lah'ın Ehl-i Kitap'la Münasebetleri, Ankara,
1997.
434
J
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
temel özelliklerini sıralayacağız. Daha sonra Mekke ve Medine dönemlerinde Yahudilerle ilişkilerin seyrini ana hatlarıyla ve kısaca ele alacağız.
"Yahudi" kelimesi, "Hade- YehQdü" fiilinden türemiştir. Bu fiilin mastan "Günahlardan tevbe etmek", "Hakka dönmek" anlamına gelmektedir.2 lstılah olarak
Yahudi, Hz. Musa'ya ve Tevrat'a inanan kişi demektir. Şehristani, MCısevller'e "Yahudi" isminin verilme sebebi olarak onların Hz. Musa'ya: "Biz Hakk'a döndük ve
vazgeçtik" demelerini zikretmektedir.3 Yahudilere ayrıca lbraniyyfın, lbriyyfın, lsrailiyyfın, Benlı lsraU, Mfısevi isiinieri verilmiştir.4 Yahudilik herkese açık olan evrensel
bir din değil, özel ve seçilmiş bir milletin (!srail oğullarının) dinidir.S Tevrat, Allah (c.c)
tarafından gönderilen ilk semavl kitap olarak bilinmektedir. Daha önce gönderilenler Sahfje olarak isimlendiriliyordu. !srail oğulları esaret hayatına düştükten sonra aslını koruyamadıkları için Tevrat tahrifata uğramıştır. Orijinal metni İbranice olan Tevrat , Latince ve diğer bazı dillere çevrilmiştir. 6
1. Kur'an-ı Kerim'e Göre Yahudilerin Temel Özellikleri
Kur'an-ı Kerim'de gerek "Ehl-i kitab" tabiri, gerekse özel olarak "Yahudi" kelimesi ile bir çok ayette Yahudilerden bahsedilmektedir. Kur'an'da Yahudilerle ilgili elli surede ayet mevcuttur. Bu ayetlerde Yahudilerin geçmiş peygamberlerinin kıssala­
rı, kendi peygamberleri ile aralarındaki mücadeleler, Yahudilerin temel karakterleri
ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır.7 Kur'an'da Yahudilerin genelde olumsuz karakterleri ve özellikleri zikredilmesine karşılık az sayıda da olsa onların olumlu özellikleri sıralanmıştır. Allah (c.c), Kur'an-ı Kerim'de Yahudilere verilen nimetleri açıkça ifade etmiştir:
a) Yahudiler Allah (c.c)'ın nimetlerine mazhar olmuşlardır. s
b) Yahudiler ilme nail olmuşlardır.9
c) Yahudiler (kendi dönemlerinde) alemiere üstün kılınmıştır.ıo
Bunların yanı sıra Yahudiler Kur'an'da bir çok olumsuz huy ve özellikleri ile yer
almışlardır:
21bn Manziir, Lisanü'I-Arab, Beyrut, trz, lll, 439.
3 Şehristani, el-Mi/el ve'n-Nihal, Beyrut, 1948, II, 9.
4 Tabbara, ei-Yehud fi'I-Kur'an, s.l3-14.
5 Ahmed Şelebl, Mukarenetü'/-Edydn: ei-Yehudiyye, Mısır, 1966, s.163.
6 Ekrem Sankçıoglu, Başlangıçtan Günümüze Kadar Dinler Tarihi, Istanbul, 1983, s. 187-188.
7 Kur'an'da Yahudilerle ilgili ayetler ve yorumlan için bkz: !zzet Derveze, el-Kur'an ve'l-Yehiid, Şam,
1949; Tabbara, age; M.Fatih Kesler, Kur'an'da Yahudiler ve Hristiyanlar, Ankara,l993, s. 180215; !smail Hakkı Atçeken, age, s. 17-40.
8 Bakara, 2/40, 49-53; Maide, 5/20.
9 Yunus, 10/93; Casiye 45/16-17.
10 Bakara, 2/47, 122; Duhan, 44/32.
ASR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
a) Yahudiler çok gururlu ve
435
kibirlidirler.ıı
b) Yahudiler Allah'a ve insanlara verdikleri ahdi bozmuşlar,
yan etmişlerdir .ız
Allah'ın
emirlerine is-
c) Yahudiler korkaktır, zillete ve miskinliğe mahkum edilmiştir.13
d) Yahudiler peygamberlere muhalefet etmişler ve onların bir kısmını
lerdir.14
öldürmüş­
e) Yahudiler yeryüzünde fesatçıkarmışlardır .ıs
OYahudiler kendilerine verilen ilmi kötü yönde
tahrif etmişlerdir ,16
..
kitaplarını
g) Yahudiler ahirete
sız yere yemişlerdir .ı 7
karşılık
kullanmışlar
dünya hayatını satın almışlar ve
ve kutsal
halkın mallannı
hak-
h) Yahudilerin kalpleri katılaşmıştır.ıs
i) Yahudiler Müslümanlara karşı kötü niyet beslemişler, Islam'ın kutsal kitabı ile
alay etmişlerdir.19
j) Yahudiler, münafıklarzo ve müşriklertezı işbirliği yapmışlardır.
k) Yahudiler inatlan sebebiyle, bile bile
gerçeği
inkar
etmişlerdir.22
2. Mekke Döneminde Yahudilerle ilişkilere Genel Bir Bakış
Mekke döneminde Yahudilerle ilişkilere geçmeden önce Arap yanmadasındaki
Yahudi varlığı ve onların yerleştikleri bölgelere kısaca temas etmek gerekir. Tarihçiler, Arabistan'daki Yahudilerin bu bölgeye yarımada dışından mı geldikleri, yoksa aslında Arap olan toplulukların sonradan Yahudiliği kabul etmeleri şeklinde mi ortaya
çıktıklan konusunda farklı görüşler ortaya atmışlardır. Islam'ın zuhurundan önce Yahudilik Arabistan'da Yesrib, Vadi'l-Kura, Hayber, Teyma ve Yemen'de yayılmıştır.23
1
1
__ ]__ __ _
l
i
:__l _.
ı-
ll Maide, 5/18; Bakara, 2/111-112.
12 Bakara, 2/63, 83-84, 100; Enfat, 8/56-57.
13 Al-i lmran, 3/112.
14 Bakara, 2/87; Maide, 5/70.
15 Bakara, 2/76; Maide, 5/62-64.
16 Kasas, 28/76-78; Bakara, 2/41-42; Nisa, 4/46.
17 Bakara, 2/86, 96; Nisa, 4/161.
18 Bakara, 2/74; Hadtd, 57/16; Maide, 5/13.
19 Bakara, 2/105, 109; Maide, 5/57.
20 Bakara, 2/14; Nisa, 4/138-139.
21 Nisa, 4/51-52; Mrude, 5/80-81.
22 Bakara, 2/89; En'am, 6/20.
23 Hasan Ihrahim Hasan, /sldm Tarihi, çev: Isınail Yigit- Sadreddin Gümüş, 2.
I, 96.
Baskı,
Istanbul, 1987,
436
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
Yahudilerin Arabistan'a ne zaman geldikleri kesin olarak bilinmemesine rağmen,
onların Buhtu'n-Nasr'ın Kudüs'ü istila etmesinden sonra bu bölgeye yerleştikleri
anlaşılmaktadır. Yahudiler Hicaz bölgesine göç ettikleri dönemde Yesrib'de Evs
ve Hazrec kabileleri yoktu. Bu iki kabile daha sonra Yemen bölgesinden göç etmiştir.24
Yahudilerin Mekke'deki varlığı konusunda net bilgilere sahip değiliz. Bu hususta
Mekke'de ya hiç Yahudi olmadığı, veya az bir miktarda bulunduğu şeklinde görüşler
öne sürülmüştür. Muhammed Hamidullah, Mekke'de hemen hemen hiç Yahudi bulunmadığını ancak her yıl toplanan Ukaz gibi fuarlara hem tüccar, hem dekahin olarak Yahudilerin geldiğini ifade etmektedir.zs Buna karşılık M. !zzet Derveze sayıları
az da olsa Mekke'de Yahudi bulunduğunu iddia etmektedir.26
__)
Islam dininin on üç yıllık tebliğ döneminin geçtiği Mekke şehrinde Hz. Peygamber, muhatabı olan kitleye Islam davetini sunmuştur. Islam'ın evrensel bir din olması sebebiyle Hz. Peygamber'in muhatabı sadece müşrik Araplar değil, aynı zamanda o dönemde yaşayan Yahudiler, Hristiyanlar, Mecfısiler, Sahiller ve tüm insanlık idi. Buna rağmen Rasfılullah, Mekke döneminde daha çok Mekke müşrikle­
ri ve çevredeki Arap kabilelerine lslam'ı tebliğ imkanını bulmuştur. Yahudilerin
toplu olarak Medine ve Hayber bölgelerinde yaşamaları sebebiyle Hz. Peygamber
Mekke'ye ticaret veya panayıdar için gelen Yahudilerin dışında herhangi bir Yahudi topluluğu ile görüşmemiştir. Ancak bu durum Mekke dışındaki Yahudilerin Islam
dini ve Hz. Peygamber hakkında habersiz olduklarını göstermez. Tevrat'taki rivayetler, Yahudi bilginlerinin haberleri ve Mekke'ye gelen Yahudilerin dönüşlerinde
kabilelerine verdikleri bilgiler, Yahudilerin Islam dini konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.
Kur'an-ı
Kerim, Tevrat'ın hak bir peygamber olarak Hz. Muhammed'in gönderileceğini haber verdiğini açıklamaktadır: "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler,
O'nu (Rasulullah'ı) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat kendilerini zarara sokanlar iman etmezler".27 Nitekim Hz. Peygamber'in Tevrat'taki vasıf­
ları konusunda Ka'bu'I-Ahbar şunları söylemiştir: "Biz, Muhammed'in Abdullah'ın
oğlu olduğunu Mekke'de doğduğunu, Medine'ye hicret edeceğini, O'nun mülkünün Şam'a kadar ulaşacağını Tevrat'tan biliyoruz. O, çirkin ve kötü söz söylemez, çarşı ve pazarlarda bağırmaz. Kötülüğe karşı kötülükle karşılık vermez,
24
25
26
27
lbn Kes!r, es-Sfratü'n-Nebeviyye, Kahire, 1964, ll, 319-320 ..
Muhammed Hamidullah, /slô.m Peygamberi, çev: Salih Tuğ, 5.Baskı, Istanbul, 1990, I, 553.
M. !zzet Derveze, Sfratü'r-RasCıl, Mısır, 1965, I, 336.
En'am, 6/20.
ASR-I SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKIŞ
437
bilakis affeder ve bağışlar" .2s Abdullah b. Selam ve Amr b. el-As da benzer özellikleri ifade etmişlerdir. 29
Tevrat'ta Hz. Muhammed'in son peygamber olarak gönderileceğine dair bazı
müjdeler mevcuttur.30 Bu konudaki bilgileri burada sıralamak araştırmamızın hacmini aşacağı için sadece bir örnekle yetineceğiz: "Onlar için kardeşleri arasından bir
peygamber çıkaracağım ve sözlerimi O'nun ağzına koyacağım. O'na emredeceğim her şeyi onlara O söyleyecek ve vakf olacak ki, benim ismim/e söyleyeceği
sözlerimi dinlemeyecek olan adamdan ben arayacağım. "31
Hz. Peygamber'in Allah (c.c) tarafından bir elçi olarak gönderileceği konusunda
Yahudi alimlerinden gelen bazı haberler,·de dikkat çekmektedir. Ehl-i kitab'ın ahbar
ve ruhbanları, Hz. Muhammed (SAV) gönderilmeden önce O'nun risaletini biliyorlardı. O'nun Araplar arasından çıkacağını ve zamanın yaklaştığını, O'nun özelliklerini ve ismini yanlarındaki kitaplardan öğreniyorlardı. Yahudiler, gelecek peygamber
ile şirk ehline karşı bir zafer istiyorlardı. Onlar Araplara ismi Ahmed olan ve Hz. İb­
rahim'in dini üzere gönderilecek bir Nebl'yi haber veriyorlardı.32 Bu şekilde gönderilmeden önce Hz. Muhammed (SAV)'i tasdik etmelerine rağmen, peygamber olarak gönderilince O'na inanmayarak inkar etmişlerdir. Bu hususta Cenab-ı Hak (c.c)
şöyle buyurmaktadır: "Nice yüz/erin ağardığı, nice yüz/erin de karardığı günü (düşün). Yüzleri kararanlara: lman ettikten sorıra kafir mi oldunuz? Öyleyse inkar
etmiş olmanız sebebiyle bu azabı tadın (denilir). "33 Hz. Peygamber'in risaleti konusunda Yahudi alimlerinden gelen haberler ve bilgiler temel kaynaklarda zikredilmiştir. 34 Ancak şu kadarını ifade edelim ki, bu haberlerin mevsCıkiyeti ile ilgili farklı
görüşler ve yorumlar mevcuttur. 35
Hz. Peygamber'in çocukluğunda amcası EbuTalibile ticaret amacıyla gittiği Şam
yolculuğu sırasında Busra adlı bölgede rahip Bahlra ile karşılaşması ve orada meydana gelen olaylarla ilgili kaynaklarımızda bilgiler mevcuttur. Bu olayla ilgili rivayetler değerlendirmeye tabi tutulmuş, abartılı ve uydurma bazı bilgiler ayıklanmıştır. Bu
28 lbn Sa' d, Tabakatü'l-Kübra, Beyrut, 1960, I, 360.
29 Bkz.: lbn Sa' d, I, 361-362.
30 Bu müjdeler için bkz: Delhill Rahmetul!ah Efendi, Izharu'l-Hakk Tercemesi, Istanbul, 1972, s. 654657; Ihrahim Halil Ahmed, Muhammed fi't-Tevrat ve'l-/ncil ve'/-Kur'an, Kahire, 1989, s.65-71;
Muhammed Rıza, Muhammed RasCllul/ah, Mısır, 1971, s. 45-47.
31 Kitab-ı Mukaddes, Istanbul, 1972, Sifr-i Istisna (fesniye), XVIII, 15-21.
32 lbn lshak, es-Sfra, thk: Muhammed Hamidullah, Konya, 1981, s. 62.
33 Al-i lmran, 3/106.
34 bkz: lbn lshak, s. 63; lbn Hişam, es-Stratü'n-Nebeviyye, thk: Mustafa es-Sekka vd., Beyrut,trz, I,
168, 225-226.
35 Bu haberler ve yorumlar için bkz: Isınail Hakkı Atçeken, s. 55-64.
438
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
olayın araştırmamızı
ilgilendiren yönü; rahip Balıira'nın Hz. Muhammed'in Şam'a
götürülmemesini istemesi ve onu Yahudilerden sakındırmasıdır.36
Mekke'de çok az sayıda Yahudi bulunuyordu. Raswullah'a peygamberlik görevi
verildikten sonra bazı Yahudiler İslam dini ve onun prensiplerini sadece öğrenmek­
le kalmadılar, aynı zamanda bunlara karşı bir tavır içine girdiler. Muhammed Hamidullah'a göre bu Yahudilerin kim oldukları, isimleri ve oturdukları bölgeler meçhuldür.37 Yahudiler, Araplara karşı bilgi ve kültür üstünlüğüne sahip oldukları için
Araplar din, nübüwet ve sem~vi kitaplar konularında Yahudilere bazı sorular soruyorlardı. İslam'ın ruhurundan sonra müşrik Araplar, Yahudilere İslam dini ve Hz.
Peygamber hakkında sorular sormuşlardı. Yahudi din adamları bu sorulara net, doğ­
ru ve açık cevaplar yerine kaçamak ve dolambaçlı cevaplar vermişlerdir. Bir defasın­
da Nadr b. Haris ve Ukbe b. Ebi Muayt Medine'ye giderek Yahudi bilginleri ile görüşmüşlerdi. Yahudi bilginleri bu iki Mekkeli müşriğe bazı sorular söyleyerek bunları
Hz. Peygamber' e sormalarını istemişlerdi. Bu sorular Hz. Peygamber' e sorulunca O,
cevapları ertesi gün vereceğini söylemiş ancak "lnşaallah" dememişti. 15 gün boyunca vahiy gelmeyince Hz. Peygamber sıkıntıya düşmüştü. Sonunda Cebrail (AS)
Kehf suresini getirerek sorulara cevap olacak ayetleri indirmişti.38 Müşrikler bu soruların cevabını almalarına rağmen iman etmediler. İşte Mekke döneminde Yahudilere İslam dini ve Hz. Peygamber hakkında sorulan sorular, Yahudilerin Araplara
vermiş oldukları cevaplar bu dönemde Yahudilerle dini ilişkilerin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Mekke döneminde Yahudilerle çatışma ortamına girilmemesinin bazı sebeple-·
ri olduğu kanaatindeyiz. Yahudiler, Mekke müşriklerinin İslam dinine ve Hz. Peygamber' e yapmış oldukları muhalefeti yeterli görmüşler, "bekle-gör" siyaseti izlemişlerdir. Mekke döneminde Müslümanların sayısının çok fazla olmaması, İslam'ın
gerçek gücüne tam ulaşamamış olması, Müslümanların Medine, Hayber gibi bölgelerde topluca yaşayan Yahudilerin sosyal ve ekonomik statülerini etkilemekten
uzak oluşları gibi sebepler, Mekke döneminde Yahudilerle sıcak savaş ve çatışma
ortamını doğurmamıştır. Siyasi karakterli ilişkiler Medine dönemi ile başlamış ve
gelişmiştir.
3. Medine Döneminde Yahudilerle ilişkilere Genel Bir Bakış
Hz. Peygamber Medine'ye hicret etmeden önce bu şehrin sosyal durumuna göz
atacak olursak, Araplar ve Yahudilerin iki temel unsuru oluşturduğunu görürüz. Yes36 lbn lshak, s. 53-55.
37 Muhammed Haınidullah, Islam Peygamberi, I, 556-557.
38 lbn Hişam, I, 321-322; Halebi, lnsanü'l-Uyfin, Mısır, 1964, I, 499-500.
~--~~--------------------------------
ASR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
439
rib Yahudileri ilk olarak şehrin kenar kısımlarına yerleşmişler, zamanla güçlenerek
şehrin kontrolünü ellerine geçirmişlerdir.39 Bedevlierin saldırılarından korunmak için
Yahudiler utum adı verilen kaleler yapmışlardır.4ü Yemen'den gelen Evs ve Hazrec
kabileleri Medine çevresinde Yahudilere ait köylerde yaşamışlardır. Bu iki kabileye
mensup kişiler Yahudiler tarafından önceleri hor görülmüş ve ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulmuşlardır.41 Zamanla Evs ve Hazrec'in sayısı artınca Medine'deki Yahudi sultasına karşı bir hareket başladı ve sonunda bu iki kabile Medine'nin hakimiyetini ele geçirdiler. Bu olay Milattan sonra V. asrın sonlarına doğru meydana
geldi.42
Medine'deki Yahudilerden Benlı Kayı:ıuka kuyumculukla, Benu'n-Nadir ziraatle,
Benlı Kureyza dericilikle uğraşıyorlardı. Her üç kabilenin de ortalama 7 00 'er kişilik
savaşçı erkek gücü vardı ve toplam nüfusları 4000 kişi civarındaydı.43 Yahudiler aynı zamanda ithalatçı, yiyecek ve tahıl maddeleri satıcısı, olarak Medine ticari hayatı­
na hakim idiler. Yahudiler, siyasi ve idari açıdan Evs ve Hazrec'in Medine'de egemen unsur hale gelmesini hoş karşılamamışlar ve bu sebeple bu iki Arap kabilesinin
arasını açmak için çalışmışlardır. Bunun sonucu olarak Evs ile Hazrec arasında çeşitli savaşlar çıkmış, bu savaşlarda Yahudi kabilelerinin bir kısmı Evs'in, bir kısmı da
Hazrec'in müttefiki olmuşlardır. Tüm bunlara rağmen Yahudiler, müşrik Araplar
üzerinde dini, iktisadi ve fikri alanda bir çok etki yapmışlardır. Medine'de semavi bir
dineve kendilerine Allah tarafındanindirilen kitaba sahip olan Yahudilerin bulunması vahiy, tevhid, Allah'ın kudreti, yeniden dirilme, hesaba çekilme, Cennet ve Cehennem gibi konuları Arapların Yahudilerden öğrenmiş olmaları putperestlik inancının
zayıflamasında etkili olmuştur. Ayrıca bu durum Medine'deki Arapların, Raslılul­
lah'ın nebevi davetini anlama hususunda Mekke putperestlerinden daha müsait hale gelmelerini sağlamıştır.
Medine'deki Araplar siyasi açıdan üstünlüklerini Yahudilere kaptırmamak için bir
yandan kendi aralarında mücadele ederken, diğer yandan da hakimiyetlerini korumak için uğraşmışlardır. İdari açıdan bir huzursuzluk içinde olan Medine, sanki her
bakımdan üstünlük arzeden dirayetli birisinin gelmesini bekliyordu. Bu kişi Hz. Peygamber'den başkası değildi. Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicreti hem
Müslümanlar, hem de Medine halkı açısından önem taşımaktadır.
39
40
41
42
43
Belazüri, Futahü'I-Büldan, Çev: Mustafa Fayda, Ankara, 1987, s. 20.
Tabbara, s. 16; Fr. Buhl, "Medine", Islam Ansiklopedisi (M. E. B), VII, 459.
W. Montgomery Watt, Muhammad at Medina, Oxford, 1956, s.l92.
H. lbrahim Hasan, I, 96.
lbn Hişam, III,252; Ekrem Ziya Umert, Medine Toplumu, çev: Nureddin Yıldız, !st, 1988,
s.l48.
440
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
4. Medine
Vesikası
ve Yahudiler
Hz. Peygamber (SAV) Medine'ye hicret ettiği sırada bu şehirde yaklaşık 6.000
müşrik Arap, 4000 Yahudi ve 50 civarında Hristiyan Arap mevcuttu.44 Siyasi otorite bakırnından tam bir keşmekeş yaşanıyordu. Önce yurtlarını terketmiş olan Mekke'li Müslümarıların iskan problemi çözüme kavuşturuldu. Ondan sonra Ensar ile
Muhacir Müslümanlar arasında kardeşlik te'sis eden Rasfılullah Islam devletinin teş­
kilatlandırdması, Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki statüyü belirleme işine girişti.
Hz. Peygamber hicretten sonra, kendisinin gelişinden pek merrınun olmadıkları anlaşılan Yahudilere karşı olumlu ve ılımlı davranmış, onlarla anlaşma arzusu içinde olduğunu hissettirmiştir. Nitekim onları, aralarında ortak olan bir kelimeye davet etmiş, namazlarında onların kıblesi olan Beytü'I-Makdis'e yönelmiş; Müslümanların,
Yahudiler tarafından kesilen hayvanları yemelerine ve iffetli kadınlarıyla evlenmelerine izin vermiştir.45 Yahudileri Islam dinine ısındırmak için önünden geçen Yahudi
cenazesine saygı gösterip, ayağa kalkmış ve bunu Ashabına tavsiye etmiştir.46 Yine
Hz. Peygamber, müşriklerin girmesini yasakladığı rnescide Ehl-i kitab olan Yahudilerin girmesine izin vermiştir. 47
Hz. Peygamber'in Yahudilere karşı izlediği olumlu tavırlar sonucu az sayıda da olsa Yahudilerden ls!am'a girenierin olduğunu bilmekteyiz. Abdullah b. Selam, Sa'lebe b. Sa'ye, Esld b. Sa'ye, Esed b. Ubeyd, Muhayrık, Meymfin b. Yarnin gibi Yahudiler Islam' ı kabul etmişlerdir.48 Hz. Peygamber, hem Müslümanlarla Yahudiler hem
de henüz lslam'ı kabul etmemiş müşrik Araplarla Müslümanlar arasındaki siyasi, hukuki ve askeri statüyü belirlemek için hicretten sonra Medine anayasasını hazırlama
faaliyetine girişmiştir. Aynı sınırlar içerisinde Islam'ın tanıdığı akide serbestliği çevresinde yaşayan ve yeni kurulan Islam devletinin tebaası durumunda olan bu insanlar
topluluğunun ortaklaşa kabullenecekleri bazı esasların konulması, devletin uygulayacağı siyaset ve idare tarzının belirlenmesi gerekiyordu.49 İşte bu ihtiyaçlar doğrultu­
sunda Hz. Muhammed (SAV) Müslümardar, müşrik Araplar ve Yahudilerle bir istişa­
re toplantısı düzerdedi. Gurupların ileri gelerderiyle görüştükten sonra Hz. Peygamber bir anayasa metni hazırladı ve Yahudileri de bu anayasa kapsamına aldı.
'
(
44 Muhammed Hamidullah, /slô.m'ın Hukuk Jimine Yardımları, derleyen: Salih Tug, Istanbul, 1962,
s.21.
45 lbn Sa' d, I, 243.
46 Buhar!, Cenillz, 50; Ebu Davud, Cenillz, 47.
47 Ahmed b.Hanbel, Müsned, Istanbul, 1982, m, 339.
48 Bkz: lbn Sa'd, lll, 353; lbnü'l-Esir, el-Kô.mil fi't-Tô.rih, Beyrut, 1965, II, 187; Muhammed Abdülkadir EbU Faris, fi Zılô.li's-Sireti'n-Nebeviyye: es-Sıra'u me'al-Yehud, Amman, 1989,
s.21 -22.
49 Ahmet Önkal, RasO/ullah'ın lslô.m'a Da'vet Metodu, 6. Baskı, Konya, 1990, s.l03.
ASR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
441
Hz. Peygamber'in bu girişimi, şimdiye kadar onun din temsilciliği ve tebliğcili­
ği sıfatının yanısıra kendisine çeşitli din, ırk ve kabilelerden oluşan bir şehir topluluğuna siyasi başkan olma ve onlara en yüksek devlet iktidarını temsilen emirler
verme, adli ve askeri sahalarda başkanlık etme sıfatını da temin etmiş oluyordu. so
Rasulfıllah tarafından hazırlanıp, karara bağlanan ve tarafların kabulu ile resmileşen ve yazılı bir şekilde tespit edilen vesika bir bütün olarak günümüze kadar ulaş­
mıştır.sı
Hz. Peygamber'in Medine'deki Arap ve Yahudi kabile liderleriyle yapmış olduğu saldırmazlık ve dışa karşı müşterek savunmasz anlaşması "Medine Vesikası",
"lik ls/am. Anayasası", "Medine Anayasası" gibi isimlerlede zikredilmektedir. Bu
metnin Avrupa dillerine tercemesini yapan Julius Wellhausen, anayasa metnini 4 7
maddeye ayırmıştır. Buna göre 1-23. maddeler Müslümanlarla ilgili konu ve hükümleri ele almaktadır. 24-47. maddeler ise Yahudilerle ilgili hususları kapsamaktadır.53
24. maddeye göre Yahudiler harbe katıldıklan sürece harp masraflarını karşıla­
yacaklardır. 25. madde Yahudilere din serbestiyeti vermiş, onların Müslümanlada bir
cemaat oldukları ifade edilmiştir. 25-35. maddelerde bütün Yahudi kabilelerinin,
bunların himayesine giren ve onlara bağlı olanların aynı haklara sahip oldukları ve
aynı yükümlülüklerle sorumlu tutuldukları belirtilmiştir. 36. maddeye göre, Yahudilerin Müslümanlada birlikte savaşa çıkmalarına ancak Hz. Peygamber karar verecektir. 37 ve 38. maddeler, 24. maddedeki Yahuôilerin harp masraflarını karşılamalan
ve ilave olarak dıştan gelecek saldırılara karşı kendi aralarında yardımlaşmalarını hüküm altına almaktadır. 39. maddede Yesrib şehrinin içi mukaddes bir yer olarak kabul edilmektedir. 40-41. maddeler himaye (eman verme) ile ilgili hükümleri kapsamaktadır. 42. maddeye göre gruplar arasında cinayet veya her türlü ihtilallarda Hz.
Peygamber en üstün hakem olarak kabul edilmektedir. 43. maddede Yahudilerin,
Kureyş rLüşriklerine veya onların müttefiklerine yardım etmeleri yasaklanmaktadır.
44. madde bir önceki maddeyi te'yid etmektedir. 45. maddede dini savaşlar hariç,
her iki tarafın birbirini sulh anlaşmasına çağırdığında icabet etmenin gerekli olduğu
ifade edilmektedir. 46 ve 4 7. maddelerde, veslkada zikredilen kurallara mutlaka
uyulması gerektiği belirtilmektedir.
50 Salih Tuğ, lslô.m Ülkelerinde Anayasa Hareketleri, Istanbul, 1969, s.30.
51 Medine anayasası metni için bkz: lbn Hişam, Il, 147; Ebu Ubeyd, Kitô.bü'/-Emvô.l, thk: M. Halil Harras; Kahire, 1981, s.193-198; lbn Kesfr, e/-Bidô.ye ve'n-Nihô.ye, 2. Baskı, Beyrut, 1990, III, 224226; Muhammed Haınidullah, Mecmfiatü'I-Vesô.iki's-Siydsiyye, Beyrut, 1983, s. 59-62.
52 lhsan Süreyya Sırma, "Medine Vesikasının MevsCıkiyeti ile Ilgili Bazı Veriler", Bilgi ve Hikmet, Kış/
1994, sayı: 5, s. 48.
53 Muhammed Haınidullah, ls/dm Peygamberi, I, 190.
442
DIY ANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
Işte
;
1
son dönemlerde ülkemizde "Bir arada yaşama tecrübesinin ilk örneği" olarak sunulan ve bu bağlamda üzerinde tartışmaların yaşandığı Medine Vesikası, Medine toplumunun siyasi, askeri, hukuki ve sosyal konulardaki problemlerini çözmeyi
amaçlayan bir kurallar manzumesidir. Bu anayasaya göre devletin reisi olan Hz. Muhammed (SAV) ibadetleri yönettiği gibi orduları yönetiyor, kanun vaz' ediyor, davaları hallediyor ve devleti idare ediyordu.54 Yahudiler bu anayasa ile Hz. Peygamber'i
devlet başkanı olarak kabul etmişlerdi. Ayrıca Medine'ye karşı oluşacak bir dış tehdit ve saldırı karşısında Müslümcınlarla birlikte şehri ortaklaşa savunacaklardı. Medine anayasası tarafların din ve inanç hürriyetini, can ve mal emniyetini sağlıyordu.
Hz. Peygamber Medine Anayasası ile hicretin ardından Medine'de birlik ve beraberliği sağladıktan sonra Islam dinini tebliğ görevine ağırlık vermiştir. Hem putperest
Arapları, hem de Kitap ehli olan Yahudileri lslam'a davet etmiştir. Yahudilerin "Beytü'/-Midras" adını verdikleri toplantı yerlerine birkaç defa giden Hz. Peygamber onları lslam'a çağırmıştır.ss Bu faaliyetler sonucu çok azı hariç Yahudiler lslam'ı kabul
etmemişlerdir. Hz. Peygamber ve Ashabını saptırmak, yanıltmak için bir takım gaybi sorular sormuşlardır. Yine onlar Kur'an-ı Kerim' i inkar etmişler ve alaya almışlar­
dır. Onların bu tür davranışları ve sorularına karşı Kur'an-ı Kerim gerekli cevapları
vermiştir.
5. Yahudilerle
Yapılan Savaşlar
Islam dininin verilen sözlere bağlı kalmayı emretmesi sebebiyle Müslümanlar, Yahudilerle yaptıkları anlaşmalara sadık kalmışlardır. Yahudiler ise Islam'ın gün geçtikçe güçlenınesini ve Hz. Peygamber'in otoritesini hazmedememişler, fırsat buldukça
Müslümanlara karşı olumsuz hareketlere girişmiş!erdir. Kıble'nin değişmesi sırasında
Hz. Peygamber'e gelerek: "Şayet tekrar bizim kıblemize dönersen sana tabi oluruz" demişlerdir.56 Cenab-ı Hakk onlara şu cevabı vermiştir: "Insanlardan bazı beyinsizler: 'Onları üzerinde bulunan kıbleden çeviren nedir?' diyecekler. De ki:
'Doğu da, Batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir'. "57
O dönemde medya görevini üstlenen şairlerin bir kısmı Yahudi idi. Bunlar söyledikleri şiirler ve sözler ile Hz. Peygamber ve Ashabına sataşıyorlar, Islam dinine dil
uzatıyorlardı. Bu tip Yahudi şairlerinden Esma binti Mervanss, Ebfı Afek59 ve Ka'b
54 Muhammed Hamidullah, Makaleler, çev: İhsan Süreyya Sırma, Istanbul, 1986, s. 49.
55lbn Hişam, ll, 200-201; lbn Sa'd, I, 164.
561bn Hişam, II, 198-199; lbn Sa'd, I, 243.
57 Bakara, 2/142.
58 Hakkında bilgi için bkz: Vakıdf, Kitiibü'I-Meğiiz~ thk: Marsden Jones, Beyrut, 1984, I, 172-174;
lbn Seyyidi'n-Nas, Uyünü'I-Eser, Beyrut, trz., I, 293.
59 Hakkında bilgi için bkz: lbn Hişam, II, 284-285; lbn Sa'd, II, 28.
AS R-I SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
443
b. el-Eşref öldürülmüştür. Bunlardan özellikle Ka'b b. el-Eşref, Bedir zaferinden sonra Mekke'ye giderek Kureyş'ten Bedir'de ölen Aslıab-ı Kalib' e ağıtlar yakmış ve Hz.
Peygamber aleyhinde kışkırtıcı şiirler söylemiştir. Medine'ye döndükten sonra da
Müslümanlara karşı sözler ve şiirlerine devam etmiştir. Anlaşmaya aykırı olarak Mekke'ye gidip müşriklerle işbirliği yapması yetmezmiş gibi, iffetli Müslüman kadınianna
çirkin şiirler söyleyen Ka'b, Hz. Peygamber tarafından h. 2. yıl sonu veya h. 3. yıl
başlarında öldürtülmüştür.60 Hz. Peygamber Yahudilerle anlaşma yoluna gitmesine
ve onlara karşı ılırrılı davranmasına rağmen aynı karşılığı görernemiştir. Önce aleyhte söz ve şiirlerle başlayan kampanya daha sonra Müslümanlara karşı anlaşmaları
bozma, Hz. Peygamber' e suikast girişimi ve Benlı Kureyza gazvesinin sebebini oluş­
turan ihanet gibi ağır fiiliere dönüşmüŞtür.
Özellikle Müslümanların Bedir zaferini kazanmaları, Yahudilerin Islam dini ve Hz.
Peygamber'e karşı tuturrılarını daha da olumsuzlaştırdı. Yahudiler, Medine Vesikasındaki maddelere aykırı bir biçimde Kureyş müşrikleriyle gizli ilişkiler kuruyorlardı.
Hz. Peygamber, Yahudilerin bu tür hareketlerinde haddi aşmaya başlamaları üzerine başka çare kalmayınca onlarla savaşmaya ve onları cezalandırmaya başladı.
a) Benii Kaynuka Gazvesi:
Benfı
Kaynuka, Medine'de kendilerine ait çarşıları olan ve genellikle ticaretle uğ­
raşan bir Yahudi kabilesidir. Bu kabile Hazrec kabilesi, Abdullah b. Übeyy b. Se!Ul
ve Ubade b. Sarnit'in müttefikiydi.61 Bedir sq.vaşından sonra Müslümanlarla yaptık­
ları anlaşmayı bozmuşlardır. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onları Benfı Kaynuka
çarşısında toplayarak bir konuşma yaptı. Onları lslam'a davet etti, Kureyş'in başına
gelen belanın onlara da gelmeden Müslüman olmalarını istedi. Kaynuka Yahudileri
ise Hz. Peygamber'e meydan okuyarak: "Ey Muhammed! Sen harp bilgisi olmayan Kureyş ile savaştın. Onları mağlup etmen seni gururlandırmasın. Şayet sen
bizimle savaşırsan, bizim nasıl sauaştığımızı anlarsın" demişlerdi. 62 Onların bu
sözleri üzerine şu ayet nazil oldu: "(Rasulüm) Inkar edenlere de ki: Yakında mağ­
lup olacaksınız ve Cehennem'e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir kalma yeridir. "63
Benlı
Kaynuka gazvesinin sebeplerinden birisi de, bu çarşıcia alışveriş için bulunan Müslüman bir kadının iffetine yapılan saldırıdır.64 Rasulullah ile yapmış oldukla60 Hakkında bilgi için bkz: Vakıcü, I, 185-192; Taberi, Tiirfhu'/-Ümemi ve'/-Mü/Qk, Beyrut, 1987, III,
91-95; Buhar!, Me[lazi, 15; Ebu Dawd, Harac, 22.
61 lbn Sa'd, II, 29; lbn Hazm, Ceviimiu's-Sfra, Beyrut, 1986, s.181.
62 lbn lshak, s. 294; lbn Kesir, es-Sfra, III,5-6.
63 Aı-i lmran, 3/12.
64 Bu konudakı rivayetler için bkz: lbn Hişam, III,51; lbn Kesfr, es-Sfra, III, 5-6.
444
DlY ANET IU-11 DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SA YI)
rı anlaşmayı
j
ilk bozan Yahudi kabilesi olan Kaynuka oğulları üzerine Hz. Peygamber, hicretin 2. yılı Şewal ayının on beşinde yürümüştür. On beş gün kadar devam
eden kuşatma sonunda Kaynuka Yahudileri teslim olmak zorunda kalmışlardır. Hz.
Peygamber önce erkeklerin öldürülmesini, kadın ve çocukların esir edilmesini istemişken Abdullah b. Übeyy'in ısrarlı bir şekilde af istemesi sonucu erkeklerin hayatlarını bağışlamıştır. Ancak mallarını bırakarak Medine'yi terketmelerini istemiştir.
Medine'den ayrılan Banu Kaynuka Yahudilerinin Şam bölgesindeki Ezriat'a gidip
yerleştikleri nakl edilmiştir. 65
Yahudi tarihçisi lsrael Velfenson, Benlı Kaynuka gazvesiyle ilgili yorumunda şun­
ları söylemektedir: "Kaynuka Oğulları, Muhammed'e büyük bir cüretle red cevabı
vermiştir. Görünen odur ki, Kaynuka Yahudileri herşeyden önce Muhammed ile olabilecek bir çarpışmada müttefikleri olan Hazrec kabilesinin yardımına güvenerek bu
cevabı vermiştir. Çünkü Benlı Kaynuka gibi küçük bir kabilenin Medinedeki en büyük topluluğa harp ilan etmesi düşünülemez. Ancak Hazrec kabilesi onların yardımı­
na koşmak için harekete geçmemiştir."66
Bu gazvenin sonuçları arasında Medine'nin iç emniyetinin sağlandığı, diğer Yahudi kabilelerinin hareketlerinde daha dikkatli olmaya yol açtığı ve Islam'ın otoritesinin güçlenmesinde olumlu katkıda bulunduğu gibi hususları sayabiliriz.
b) Benu'n-Nadir Gazvesi:
Medine'nin dış tarafındaki Gars nahiyesinde ikamet eden Nadir oğulları Evs
kabilesinin müttefikiydiler. Bu kabilenin kendisine ait bahçeleri ve müstahkem kaleleri mevcuttu. Bedir savaşına kadar Hz. Peygamber ile herhangi bir sürtüşmeye
girmeyen Benu'n-Nadir Yahudileri, Bedir zaferinden sonra Mekke müşrikleriyle
görüşüp Müslümanlar aleyhine ittifak yapmışlardır.67 Bu sırada Bi'ru Ma'fıne faciasıdan sağ kurtulan Amr b.Ümeyye ed-Damrl, Medine'ye doğru gelirken yolda
karşılaştığı Benlı Amir kabilesinden iki kişiyi öldürmüştü. Bu kabile Hz. Peygamber ile anlaşma yapmıştı,ancak bunu Amr bilmiyordu. Bu hataen kati olayını öğ­
renen Hz. Peygamber, bu kabileye öldürülen iki kişinin diyetini ödemeyi taahhüd
etti. Bu diyete yardım etmeleri için Benu'n-Nadlr Yahudilerinin yurduna giden Hz.
Peygamber, Medine vesikasındaki anlaşma gereği olarak onlardan diyete ortak olmalarını istedi. Yahudiler, Hz. Peygamber'i bir evin duvar dibine oturtup O'na
karşı bir suikast girişimi planiadılar. Içlerinden birisinin karşı çıkmasına rağmen
onlar, Amr b. Cihaş adlı Yahudinin Hz. Peygamber'in önünde oturduğu evin da65 Vakıdl, I, 1 76; lbn Sa'd, IT, 28-30.
66 Muhammed Rıza, Muhammed RasQ/ullah, s. 182'den naklen.
67 lbn Sa'd, II, 57; Vakıdf, I, 363.
445
ASR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
mına çıkıp
O'nun üstüne büyük bir taş bırakmasını kararlaştırdılar. Bunun üzerine
Cebrail (as) tarafından durumdan haberdar edilen Hz. Peygamber oradan ayrıl­
dı.6s
Hz. Peygamber, Benu'n-Nadlr kabilesine Muhammed b. Mesleme'yi göndererek onların anlaşmayı bozduklarını ve kendisine karşı suikast girişiminde bulunduklarını bildirdi. On gün içinde Medine'yi terketmelerini aksi takdirde on gün sonra
onların boynunu vuracağım haber verdi. Nadir Yahudileri yol hazırlıkları yaparken
Abdullah b. Übeyy başta olmak üzere bir grup münafık onlara haber göndererek
yurtlarından çıkmamalarını, kendilerinin iki bin kişiyle yardıma geleceğini, Kureyza
Oğulları ve· Gatafan kabilesinin de onlara yardım edeceğini söylediler. Bunun üzerine Nadir Yahudileri Hz. Peygamber' e haber göndererek: "Biz yurdumuzdan çık­
mıyoruz, elinden geleni arkana koyma" demişlerdir.69 Bunun üzerine Hz. Peygamber hicri 4. yıl Rebiu'l-Ewel ayında Nadir Oğullarını kuşatmıştır. Nadir Yahudileri ellerinde oklar ve taşlarla kalelerinin üzerinde sıralanmışlardı. Kalelerden Müslümanlara ok ve taş atmışlar, ancak bekledikleri yardım gelmeyince on beş günlük
kuşatmadan sonra teslim olmuşlardır. Yapılan sulh anlaşması sonucu oturdukları .
bölgeden bazı eşyalarını alarak çıkan Benu'n-Nadlr Yahudileri Hayber ve Şam'a gittiler.70
Nadir Yahudileri, Hz. Peygamber' e suikast teşebbüsünde bulunmaları, anlaşma­
yı bozmaları ve Mekke müşrikleriyle işbirliği yapmaları gibi ağır suçları dolayısıyla
Medine'den çıkarılmıştır. Işledikleri suçlara ka~şılık bu şekilde 600 deve yükü mal
ile Medine'den ayrılmaları müsamahalı bir karardır. Buna karşılık Julius Wellhausen71, Cari Brockelmann72 gibi oryantalistlerin ortaya attıkları Hz. Peygamber'in
önemsiz bahanelerle Kaynuka ve Nadir Yahudilerini Medine'den çıkardığı iddiası
insaf ölçülerini zorlamaktadır. Rasulfıllah hiçbir topluluk ile sebepsiz olarak harbetmemiş, diğer alanlarda olduğu gibi askeri alanda da adaleti ve hoşgörüyü ön planda tutmuştur.
c) Benii Kureyza Gazvesi:
ı
ı
Medine'deki Yahudi kabilelerinden birisi olan Benfı Kureyza, Evs kabilesinin müttefiki idi. Hendek savaşına kadar Müslümanlada yaptıkları anlaşmayı bozmadan yaşayan Kureyza oğulları, Medine Yahudileri içinde abitlerini en son bozan Yahudi kabilesidir. Bir ara anlaşmalarını bozma temayülü içine girmişler, ancak Hz. Peygam-
'
68
69
70
71
72
Vakıdf,
I, 362-364; İbn Hişam, III, 199; İbn Sa'd, II, 57.
Vakıdf, I, 366-370; lbn Hişam, III, 200-201.
lbn Hişam, III, 201-202; Ya'kfıbf, Tarihu'/-Ya'kubf, Beyrut, trz., II, 49.
Julius Wellhausen, Arap Devleti ve Sükutu, çev: Fikret lşıltan, Ankara, 1963, s. 8.
Cari Brockelmann, Islam Milletleri ve Devletleri Tarihi, çev. Neşe! Çağatay, Ankara, 1964, s. 23.
//,./
---..._--~----.....,\
446
.--i
1
J.
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
ber Benu'n-Nadlr gazvesi sırasında kendilerini kısa bir süre muhasara etmiş ve tekrar anlaşma yapmışlardır,73
Mekke müşrikleri h. 5. yıl Şewal ayında 10.000 kişilik bir kuwetle Medine'ye yürümüşlerdi. Müslümanlar açısından bir savunma savaşı olan Hendek (Ahzab) savaşında müşrikler Medine'yi kuşatrnışlardı. Müslümanların en zor anında ve tam yardımiarına ihtiyaç duydukları sırada Benlı Kureyza Yahudileri anlaşmayı bozup ihanet
etmişler, müşriklerin yanında yer almışlardır. Kuşatmanın uzaması Mekke müşrikle­
rini kızdırrnış ve Medine'yi içten vurmak için bazı girişimlerde bulunmuşlardır. Nadir
oğullarından Huyey b. Ahtab'ı Benlı Kureyza'ya göndererek onlardan Müslümanlara karşı harekete geçmelerini ve onları arkadan vurmalarını istemişlerdir. Önce tereddüd eden ve aralarında konuyu görüşen Kureyza oğulları daha sonra bu teklifi kabul etmişlerdir. Müslümanlarla hicretten sonra yaptıkları anlaşmaya göre Medine'ye
dıştan bir saldırı olunca Müslümanlar ve Yahudiler yardırıılaşacaklar, şehri ortaklaşa
savunacaklardı.74 Yine anlaşmaya göre Kureyşlilerle işbirliği yapılmayacak, ne Kureyşliler ne de onlara yardım edenler hiçbir şekilde korunmayacaktı.
Işte Kureyş'in ve Huyey b. Ahtab'ın kışkıtmatan sonucu Kureyza oğulları Müslümanlara ihanet etmiş ve anlaşmayı bozmuşlardır. BenQ Kureyza'nın reisi Ka'b b.
Esed: "Biz artık hiçbir zaman Müslümanlar/a sulh haline dönmeyeceğiz. Ben o
sulh u koparıp atı yorum." diyerek anlaşmayı bozduklarını il~ı.n etmiştir.75 Kureyza
Yahudileri sadece anlaşmayı bozmakla kalmarnışlar, Huyey b. Ahtab'ı Kureyş'e göndererek Medine'ye bir gece baskını yapmak için Kureyş ve Gatafanlılardan biner kişilik kuwet istemiştir. 76
Müşriklerin Hendek savaşında herhangi bir başarı elde ederneden Mekke'ye dönmelerinden sonra Cebrail (a.s.)'ın Allah'tan getirdiği bir emirle Benlı Kureyza yurduna harekete geçildi. Üç bin kişilik bir kuwetle yola çıkan Hz. Peygamber, 15 veya
25 gün Kureyza oğullarını kuşattı. Bu gazve h. 5. yıl Zilka'de ayında meydana geldi. Hendek savaşında Müslümanlara ihanet etmeyen Yahudilerin kaleden çıkmaları­
na izin verildi. Kureyza Yahudileri kendi aralarındaki uzun görüşmelerden bir sonuç
alamadılar ve Sa'd b. Mu'az'ın kendileri hakkında hüküm vermesini isteyerek teslim
oldular. Sa'd b. Muaz hakem olarak şu kararı verdi: Savaşçı erkekler öldürülecek.
Yahudilerin malları Müslümanlar arasında paylaştırılacak. Kadın ve çocuklar esir edilecek.
Hz. Peygamber,
kararını açıklayan
Sa'd'a: "Sen bu konuda Allah
73 Buhar!, Me!!azi, 14.
74lbn Hişam, II, 150; lbn Kesir, ei·Biddye, III, 226.
7 5 Vakıdi, II, 458.
76 Vakıdi, Il, 460; lbn Hişam, III, 232-233.
(c.c.)'ın
hük-
AS R-I SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
447
müyle hükmettin" dedi.77 Sa'd'ın verdiği hüküm Tevrat'ın hükmüne uygunluk arzetmektedir.78 Hz. Peygamber'in Kureyza oğullarına verdiği ceza konusunda M. Hamidullah, Wensinck'in şu sözünü nakletmektedir: "Hangisi olursa olsun en medeni milletler bile, Benu Kureyza'ya tesliminden sonra verilen cezanın aynısını verebilir/er. Hz. Peygamber daha önce Benu'n-Nadfr Yahudilerine af ve hoşgörü
ile davranmış, fakat onlar buna müthiş Hendek kuşatmasını organize ederek
karşılık vermişlerdir. Aynı af ve hoşgörüyü şimdi Kureyza'ya göstermek doğru­
su büyük tehlikelere katlanmak deY]1ek olacaktı" ,79
Kur'an-ı Kerim'de bu gazveye işarette bulunan iki ayet şu şekildedir:"Eh/-i kitaptan müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve onların kalplerine korku
düşürdü. O Yahudilerden bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Onların topraklarını, evlerini ve mallarını, daha önce ayak basmadığınız bir toprağı size miras olarak verdi. Allah (c. c.) her şeye kadirdir. "80
Böylece Hendek Savaşı sonrası Benlı Kureyza'nın cezalandınlması, İslam'ın Medine'deki hakimiyetini iyice sağlarnlaştırmış, münafıkların ve sinsi düşmanların mukavemetlerini kırmıştır. Kureyza Yahudileri anlaşmayı bozmayıp ihanet etmeselerdi, ...
hiçbir şekilde cezalandırılmayacak ve kendi sonlarırıı hazırlamayacaklardı.
d) Hayher'in Fethi:
Hayber, coğrafi konum itibariyle Medine şehrinin kuzeyinde etrafı volkanik ovalarta çevrili geniş bir vahadır. Çevresi kaleler, tarlalar ve hurmalıktarla kuşatılmış olan
Hayber bölgesi bereketli toprağı, bol suyu ve hurmasıyla meşhur zirai bir mıntıka­
dır. sı Hayber, daha önce buraya hicret eden Yahudilerle bir fesatmerkezi haline gelmişti. Özellikle Nadir Oğullarının ileri gelenlerinden Sellam b. Hukayk ve Kinane b.
Ebi'l-Hukayk gibi Yahudiler Hayber'e gelip yerleşmişlerciL Hayberdeki Yahudi gurupları çevresindeki müşrik Arap kabilelerini Medine'ye karşı kışkırtıyorlardı. Bu arada Mekkeli müşriklerle de ittifak yapmaktaydılar. Hayber kuzeydeki en önemli düş­
manlık merkezi haline gelmişti. 82
ile müşriklerle geçici bir süre ateşkes sağlanma­
sı, Müslümanların Hayber'e yönelmesi için bir fırsat oluşturmuştur. Hz. Peygamber
H.VII. yıl Muharrem ayının son günlerinde Hayber seferine çıkmıştır. 1600 kişiden
Hudeybiye
77
78
· 79
80
81
82
musalahası (H.VI.yıl)
İbn Hişam, lll, 233-247; lbn Sa'd, II, 74.
Bkz: Kitab-ı Mukaddes, Tesniye, XX, 15.
M. Hamidullah, lslô.m Peygamberi, I, 587'den naklen.
Ahzab, 33/26-27.
M. Hüseyin Heykel, Hayô.tu Muhammed, Kahire, 1354, s. 357; E. Ziya Umert, s. 112.
Vakıd!, II, 530; Tabbara, s. 81.
448
DlYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
oluşan ordunun sancaktan Hz. Ali idi.83 Önce yol üzerindeki Gatafan kabilesi berta-
~.
'
'
'"'
. \
raf edildi. Daha sonra Hayber'e ulaşıldı. Hayber'e gece ulaşddığı ve Hz. Peygamber
de hiçbir zaman gece baskını yapmadığı için84 sabah beklenildi. Sabahleyin Müslümanlan karşılarında gören Hayber Yahudileri önce şaşırdılar, daha sonra mallarını,
kadın ve çocuklarını kale! ere yerleştirdiler. Netat kalesi önünde başlayan şiddetli savaşta Sellam b. Mişkem öldü. Yedi gün süren savaştan sonra bu kale fethedildi. Hz.
Ali'nin üstün kahramanlıklarıyla Nalm, Kamus ve diğer önemli kaleler olan Zübeyr,
Vatlh, Sülalim kaleleri fethedildi. Ümitsizliğe düşen Hayber Yahudileri teslim olmak
zoruda kaldılar ve sulh istediler. ss
Hayber savaşı yaklaşık bir buçuk ay kadar devam etmiş86, bu gazvede 15 Müslüman şehid olurken 93 Yahudi de ölmüştür.87 Hayber Yahudileri canlarının bağışlan­
ması, mallarının ve topraklarının Müslümanlara verilmesi şartıyla teslim olmuşlardır.
Hz. Peygamber bunların mallarını ve topraklarını savaşa katılan Müslümarilar arasın­
da paylaştırmıştır. Bu sırada Hayber Yahudilerinden bir grup Hz. Peygamber'e gelerek ziraat işlerinden iyi anladıklarını ve Hayher'de kalmak istediklerini söylediler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber mahsülün ve hurmaların yarısı Müslümanlara ait olmak üzere onları yurtlarında bıraktı. Yarıcılık esasına göre yapılan bu anlaşma ile
Hayber Yahudileri ile sulh yapıldı. Rasfılullah: "Sizi çıkarmak istediğimiz zaman bu
bölgeden çıkacaksınız" diyerek bu şartı da ilave etmişti.88
Hayher'in fethinden sonra Sellam b. Mişkem'in hanımı Zeyneb binti Haris Hz.
Peygamber'i zehirierne teşebbüsünde bulunmuştur. Nakledildiğine göre fetihten sonra Zeyneb, bir koyun pişirmiş ve etinin her tarafını zehirlemişti. Bu etten bir parça
ağzına alan Hz. Peygamber ağzındaki lokmayı çıkarmış ve: "Bu kürek kemiği bana
zehirlenmiş olduğunu haber veriyor" demişti. Sorguya çekilen Zeyneb intikam almak için bunu yaptığını söyledi. Bir rivayete göre Zeyneb affedildi, diğer bir rivayete göre ise zehirlikoyundan bir lokma alıp yuttuğu için ölen Bişr lo. Bera'ya kısas olarak öldürüldü.89
Hayber, Müslümaniann fethettiği ilk şehir olma özelliğine sahiptir. Burasının fethiyle müşrikler lslam'a karşı önemli bir kollarını kaybetmişlerdir. Bu fetih sayesinde
Müslümanlar, Yahudilerin kötülük ve ihanetlerinden kurtulmuşlardır. Yine bu fetihle
Islam'ın intişarı için yeni ufuklar açılmıştır. Öte yandan Müslümanlar açısından mad-
'i
83
84
85
86
87
88
89
lbn Hişam, ın, 342.
bkz: lbn Hişam, lll, 343.
Vakıdf, II, 690-700; lbn Hişam, ın, 343-352.
Adolf Grohman, "Hayber", Islam Ansik/opedisi (MEB), C:V U), 385.
Vakıdf, II, 700.
Vakıdf, II, 690; lbn Hişam, ın, 352.
Vakıdf, II, 677-678; lbn Hişam, III, 352.
ASR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILlŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
449
di gelirlerin artmasına da yol açmıştır. Hayber'in fethi Yahudilerden gelecek tehlikeleri iyice azaltmıştır.
e) Arap
Yarımadasındaki Diğer
Yahudi Kabileleri:
Hayber Yahudilerinin Islam hakimiyeti altına girmesi, Arap Yarımadasındaki diğer Yahudilerin Hz. Peygamber'le anlaşıp barış teklif etmelerini sağlamıştır. Hayher'in fethi yarımadadaki tüm Yahudi kabilelerinin lslam'a boyun eğmelerinin en
önemli sebebi olmuştur. Özellikle Tebük seferi esnasında ve sonrasında (h. 9. yıl) Fedek, Vadi'l-Kura, Teyma, Makna, Eyle, Cerba, Ezruh, Benlı Ariz Yahudileriyle görüşmeler yapılmış ve sulh anlaşması akdedilmiştir.90 Bu anlaşmalar sonucu cizye ve
haraç vergisi vermek şartıyla bu Yahudi' kabileleri Islam hakimiyeti altına alınmıştır.
Böylece h. 9. yıl sonunda Arap yarımadasındaki tüm Yahudiler Islam egemenliğini
kabul etmiş ve sulh anlaşması yapmışlardır.
SONUÇ
Hz. Peygamber'in Mekke dönemi boyunca Yahudilerle doğrudan bir ilişkisi görülmese de, dolaylı bazı ilişkiler sözkonusudur. Mekke'deki Yahudi varlığının çok az
olması veya bazı tarihçilere göre hiç olmaması, Yahudilerin Islam dinine karşı Mekke müşriklerinin muhalefetini yeterli görmeleri gibi sebeplerle doğrudan bazı ilişkiler
meydana gelmemiştir. Ancak Yahudiler Hz. Peygamber'in hak bir peygamber olarak gönderildiğini gerek Tevrat'taki rivayetlerden, gerekse bazı Yahudi bilginlerinin
haberlerinden öğrenmişlerdir. Bu bilgilere rağmen, bu yeni peygambere tabi olacakları yerde, müşriklere Islam dini hakkında kapalı ve kaçamak bilgiler vermişlerdir.
Mekkl ayetlerin bir kısmında Yahudilerin peygamberlerinden ve Yahudilerin temel
özellik ve karakterlerinden bahsedilmiştir.
Medine dönemi Islam dininin kudretinin arttığı ve geniş topluluklara yayıldığı bir
dönemdir. Müşriklerle olduğu gibi Yahudilerle de siyasi, dini, sosyal ilişkilerin gelişti­
ği bir devredir. Hz. Peygamber, Medine anayasasının içine Yahudileri de dahil etmiş
ve böylece onları Islam devletinin tebası haline getirmiştir. Bununla Medine'nin iç
huzuru sağlanmış dıştan gelebilecek saldırılara karşı ortak hareket etme prensibi yerleştirilmiştir. Yahudiler açısından da bazı haklar ve kazanırnlar sözkonusudur. Anlaş­
malara uymak şartıyla din ve inanç hürriyeti, can ve mal emniyeti, oturdukları bölgelerde kalmaları gibi bazı haklar verilmiştir. Yahudiler, kendilerine verilen bu haklara rağmen Medine ve çevresinde rahat durmamışlar, özellikle Bedir zaferinden
sonra lslam'a ve Hz. Peygamber'e karşı gelmeye başlamışlardır. Çeşitli sebeplerle
90 Bu Yahudi kabileleri ve yapılan anlaşmalar için bkz: !smail Hakkı Atçeken, Hz. Peygamber'in Yahudilerle Münasebetleri, s. 145-156; Nadir Özkuyumcu, Asr-ı Saadet'te Yahudilerle Ilişkiler, s.
481-489.
450
DlYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
anlaşmaları bozmuşlar
.,
i
ve Medine'den sürgün edilmişlerdir. Benlı Kureyza Yahudileri ise Hendek harbinde müşriklerle işbirliği yaptıklan ve Müslümanlara arkadan vurduklan için Tevrat'ın da hükmüne uygun olarak cezalandırılmışlardır.
Yahudiler, Kur'an-ı Kerim'deki bir çok ayette ifade edilen olumsuz karakterlerini
Medine dönemi boyunca ortaya koymuşlardır. Hz. Peygamber, kendisine suikast girişiminde bulunan Benu'n-Nadir Yahudilerini sürgünle cezalandınrken, Islam devletine ihanet edip Müslümanları arkadan vuran Benlı Kureyza Yahudilerine hakettikleri cezayı vermekten çekinmemiştir. Islam'ın engin hoşgörüsü içinde ve kendilerine
verilen haklar çerçevesinde rahat bir şekilde yaşamak istemeyen Yahudiler bir bakı­
ma kendi sonlarını hazırlamışlardır.
Hz. Peygamber, başlangıçta Yahudilere karşı ılımlı ve olumlu bir siyaset izlemiş­
tir. Mekke müşriklerinin yanında Müslümanların aleyhinde ikinci bir cephe açmamak
için Yahudilerle iyi geçinmiş, Ehl-i kitab oldukları için müşriklere vermediği bazı hakları onlara vermiştir. Hz. Peygamber'in Yahudilere karşı uygulamaları günümüze de
ışık tutmaktadır. Islam dinine karşı doğrudan bir harekete girişmedikleri ve müşrik­
lerle işbirliği yapmadıkları sürece Yahudilerle barış ortamı içerisinde yaşayan Hz.
Peygamber, adaletli davranma prensibini Yahudilerle ilişkilerde de devam ettirmiştir.
Böylece günümüzde "Bir arada yaşama tecrübesi" olarak adlandırılan uygulamanın
ilk örneği Asr-ı Saadet'te gerçekleştirilmiştir. Müslümanlar,Yahudilere karşı yapmış
oldukları anlaşmalara sadık kalmışlar ve hiçbir zaman anlaşmayı bozan ilk taraf olmamışlardır. Buna rağmen bazı ön yargılı oryantalistlerin, Hz. Peygamber'in önemsiz sebeplerle Yahudi kabilelerini sürgün edip cezalandırdığını öne sürmeleri tutarlı
bir iddia değildir. Çünkü yapılan anlaşmaları ilk bozanlar Yahudiler olmuşlardır. Hz.
Peygamber'in Yahudilere karşı uyguladığı siyaset, o dönemdeki şartlar ve ortam dikkate alınarak değerlendirilmeli ve günümüzde Yahudilerle ilişkiler konusunda bize
önemli ipuçları vermelidir.
BİBLİYOGRAFYA
"
. \
'(
Ahmed b. Hanbel, Müsned, Istanbul, 1982.
Atçeken, !smail Hakkı, Hz. Peygamber'in Yahudilerle Münasebetleri, Istanbul, 1996.
Bel~ürl,
Futahü'/-Büldan, Çev: Mustafa Fayda, Ankara, 1987.
Brockelmann, Cari, ls/i'ım Milletleri ve Devletleri Tarihi, çev: Neşet Çagatay, Ankara, 1964.
BuhM, Sahihu Buhar!, Istanbul, 1981.
Buhl, Fr., "Medine", ls/am Ansik/opedisi (M.E.B),
Dariml, Sünenü'd-Darimi, Beyrut, trz.
Dasfl, Mustafa Kemal, Muhammed ve Benü /srail, Kahire, 1970.
f.SR-1 SAADET'TE YAHUDILERLE ILIŞKILERE GENEL BIR BAKlŞ
Derveze, Muhammed !zzet, el-Kur'an
- - - , Sfratü'r-Rasiıl,
451
ve'l-Yehiıd, Şam, ı949.
Mısır, ı965.
Ebfı
Davud, Sünenü Ebf Davud,
Sfıriye, ı969.
Ebfı
Faris, Muhammed Abdülkadir, /f
Zılali's-Sfreti'n-Nebeviyye: es-Sıra'u
me'al-Yehad, Amman,
ı989.
Ebfı
Ubeyd, Kitabü'l-Emval, thk: M. Halil Harras,
Kalıire, ı 981.
Fayda, Mustafa, Hz. Ömer Zamanında Gayri Müslimler, Istanbul, ı989.
Grohman, Adolf, "Hayber", Islam Ansiklopedisi (MEB).
Güner, Osman,, Resulullah 'ın Ehl-i Kitap'la Müf!.asebetleri, Ankara, ı 997.
Halebi, lnsanü'l-Uyun, Mısır, 1964.
Haınidullah, Muhammed,
Islam Peygamberi, çev: Salih Tug, 5. Baskı, Istanbul, 1990.
- - - , Islam'ın Hukuk Ilmine
---,Makaleler, çev:
İhsan
Yardımları,
derleyen: Salih Tug, Istanbul, ı962.
Süreyya Sırma, İstanbul, ı986.
- - - , Mecmuatü'l-Vesaiki's-Siyasiyye, Beyrut,
Hasan
İbrahim
ı983.
Hasan, Islam Tarihi, çev: !smail Y@t - Sadreddin
Gümüş,
2.
Baskı,
Istanbul,
ı987.
Heykel, Muhammed Hüseyin, Hayatu Muhammed, Kahire,
ı354.
lbn Hazm, Cevamiu's-Sfra, Beyrut, 1986.
İbn Hişam, es-Sfratü'n-Nebeviyye, thk: Mustafa es-Sekka.vd., Beyrut, trz.
İbn İshak,
İbn
es-Sfra, thk: Muhammed Haınidullah, Konya, ı981.
Kesfr, el-Bidaye ve'n-Nihôye, 2. Baskı, Beyrut, ı990.
- - - , es-Sfratü 'n-Nebeviyye, Kahire, ı 964.
İbn Manzfır,
İbn Sa'd,
İbn
Lisanü'1-Arab, Beyrut, trz.
et-Tabakatü'l-Kübra, Beyrut, ı960.
Seyyidi'n-Nas, Uyunü 'l-Eser, Beyrut, trz.
lbnü'l-Esfr, el-Kamil fi't-Tarih, Beyrut, ı965.
Ihrahim Halil Ahmed, Muhammed fi't-Tevrat ve'l-lncil ve'/-Kur'an, Kahire, 1989.
Kesler, M. Fatih, Kur'an 'da Yahudiler ve Hristiyanlar, Ankara,
Kitab-ı
ı993.
Mukaddes, Istanbul, ı 972.
Muhammed Rıza, Muhammed
Rasiılullah, Mısır, ı971.
Müslim, Sahfhu Müslim, Beyrut,
ı956.
Önkal, Ahmet, Rasulullah'ın lslam'a Da'vet Metodu, 6. Baskı, Konya, 1990.
Özkuyumcu, Nadir, "Asr-ı Saadet'te Yahudilerle llişkiler," Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te Islam,
C. II, Istanbul, ı 994.
452
DIYANET ILMI DERGI • PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED (ÖZEL SAYI)
Rahmetutlah Efendi, Izhciru'I-Hakk Tercetnesi, lstanbul,1972.
Sankçıo~lu,
Ekrem, Başlangıçtan Günümüze Kadar Dinler Tarihi, Istanbul, 1983.
Sırma,
lhsan Süreyya, "Medine
Kış/1994, sayı: 5.
Şehristani,
Şelebi,
Vesikasının
Mevsiikiyeti ile Ilgili
Bazı
Veriler", Bilgi ve Hikmet,
el-Mi/e/ ve'n-Nihal, Beyrut, ı 948.
Ahmed, Mukarenetü'I-Edyan
Tabbara, Afif Abdülfettah,
e/-YehCıd
ei-Yehfıdiyye, Mısır,
fi'/-Kur'an, Beyrut,
1966.
ı966.
Taberf, Tarihu'/-Ümemi ve'/-Mü/Cık, Beyrut, ı987.
Tantavi, Muhammed Seyyid, Benlı !srail fi'l-Kur'an ve's-Sünne, Mısır, ı987.
Tirmizi, Sünen, Istanbul, ı 981.
Tu~, Salih, Islam Ülkelerinde Anayasa Hareketleri, Istanbul, ı969.
Umeri, Ekrem Ziya, Medine Toplumu, çev: Nureddin Yıldız, Istanbul, ı988.
Vakıdi, Kitabü'/-Meğazi,
thk: Marsden Jones, Beyrut, 1984.
Watt, W.Montgomery, Muhammad at Medina, Oxford,
Wellhausen, Julius, Arap Devleti ve
Ya'kiibf,
>
Tarihu'/-Ya'kCıbi,
SükCıtu,
Beyrut, trz.
ı956.
çev: Fikret lşıltan, Ankara, 1963.
Download