Uluslararası Tescil Sisteminde Madrid Protokolü ve Türkiye

advertisement
T.C.
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ
MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE MADRİD PROTOKOLÜ VE
TÜRKİYE UYGULAMASININ İNCELENMESİ
UZMANLIK TEZİ
MUTLU KARAMAN
ANKARA-2011
T.C.
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ
MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE MADRİD PROTOKOLÜ VE
TÜRKİYE UYGULAMASININ İNCELENMESİ
UZMANLIK TEZİ
MUTLU KARAMAN
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. MEHMET ÖZDAMAR
ANKARA-2011
ÖNSÖZ
Uluslararası Tescil Sisteminde Madrid Protokolü ve Türkiye Uygulamasının
İncelenmesi konulu bu çalışma ile uluslararası sistemlerden Madrid Protokolü çeşitli
yönleriyle etraflıca incelenmiştir. Sistem genellikle standart bir yapıya sahip
olduğundan Türkiye uygulamaları bölümü nispeten sığ tutulmuştur. Madrid
Protokolü
etraflıca
anlatıldıktan
sonra
sistemin
genelinde
ve
Türkiye’de
düzenlenmesinin uygun olduğu düşünülen konular tespit edilmeye çalışılmıştır.
Yapılan bu çalışmanın ülkemizde konu ile ilgili kişi ve kuruluşlara faydalı bir kaynak
olmasını temenni eder, çalışma sırasında tez danışmanlığımı üstlenerek değerli
katkılarını
esirgemeyen
hocam
Sayın
Doç.
Dr.
Mehmet
ÖZDAMAR’a
teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Mutlu KARAMAN
Ankara 2011
I
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .........................................................................................................................I
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... II
ÖZET.......................................................................................................................... V
ABSTRACT ............................................................................................................ VII
GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
1
MARKAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER .................................................... 4
1.1
Marka Kavramı ............................................................................................ 4
1.1.1
Markanın Tanımı.................................................................................... 4
1.1.2
Markanın Unsurları ............................................................................... 5
1.1.2.1
İşaret................................................................................................ 5
1.1.2.2
Ayırt Edici Niteliğe Haiz Olmak .................................................... 6
1.1.3
Markanın İşlevleri .................................................................................. 6
1.1.3.1
Ayırt Edicilik Fonksiyonu .............................................................. 6
1.1.3.2
Kaynak Gösterme Fonksiyonu........................................................ 7
1.1.3.3
Garanti Etme İşlevi ......................................................................... 7
1.1.3.4
Reklam Fonksiyonu ........................................................................ 8
1.1.4
Marka Türleri ......................................................................................... 8
1.1.4.1
Ticaret Markası ............................................................................... 8
1.1.4.2
Hizmet Markası............................................................................... 8
1.1.4.3
Ortak Marka .................................................................................... 9
1.1.4.4
Garanti Markası ............................................................................ 10
1.2
Uluslararası Marka Kavramı ve Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası
Anlaşmalar ............................................................................................................. 10
1.2.1
Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas
Edilmesine Dair Paris Sözleşmesi ( Paris Konvansiyonu) (20 Mart 1883)....... 11
1.2.2
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO: World Intellectual Property
Organization) Kuruluş Sözleşmesi ..................................................................... 14
1.2.3
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS:
Agreement on Trade Related Aspects of Intellectual Propety Rights) ............... 14
1.2.4
Markaların Tescilinde Eşyaların ve Hizmetlerin Uluslararası
Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Anlaşması ........................................................ 17
1.2.5
Markaların Figüratif Elemanlarının Sınıflandırılmasına İlişkin Viyana
Anlaşması ........................................................................................................... 18
1.2.6
The Trademark Law Treaty (TLT Marka Kanunu Anlaşması) ............ 19
1.3
WIPO ve Uluslararası Büronun Sistemdeki Yeri....................................... 21
1.4
Uluslararası Tescil Sistemleri .................................................................... 21
1.4.1
Bölgesel Sistemler ................................................................................ 22
1.4.1.1
Benelüks Marka Tescil Sistemi .................................................... 22
1.4.1.2
Topluluk Marka Sistemi ............................................................... 22
1.4.1.3
Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü (OAPI) ......................................... 23
1.4.2
Uluslararası Sistemler ......................................................................... 23
II
2
MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİNE İLİŞKİN MADRİD
SİSTEMİ ................................................................................................................... 24
2.1
Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması .................... 24
2.1.1
Madrid Anlaşması’nın Tarihçesi.......................................................... 24
2.1.2
Madrid Anlaşması’nın Özellikleri ........................................................ 25
2.1.3
Madrid Anlaşması’nın Avantajları ...................................................... 29
2.1.4
Madrid Anlaşması’nın Dezavantajları ................................................. 30
2.2
Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü (1989)......... 32
2.2.1
Madrid Protokolü’nün Tarihçesi ......................................................... 32
2.2.2
Madrid Protokolü’nün Getirdiği Yenilikler ......................................... 36
2.2.3
Madrid Protokolü’nün Temel Kavramları ........................................... 39
2.2.4
Madrid Anlaşması Ve Madrid Protokolü İlişkisi ................................. 41
2.2.5
Uygulanacak Sözleşme Uluslararası Başvuruya Etkisi ....................... 47
2.3
Uluslararası Tescille İlgili Genel Esaslar ................................................... 48
2.3.1
Uluslararası Büro İle Yazışma Usul Ve Esasları ................................. 48
2.3.1.1
Uluslararası Büroda Temsil .......................................................... 49
2.3.2
Uluslararası Sicilde Yer Alan Kayıtlara Erişim İmkânları ................. 50
2.3.2.1
WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi ......................................... 50
2.3.2.2
Elektronik Kaynaklar .................................................................... 51
2.3.2.2.1 Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanı (ROMARİN) .................. 51
2.3.2.2.2 Elektronik Veri Tabanı (Madrid Express Database) ................ 52
2.3.2.3
Yıllık İndeks ................................................................................. 52
2.3.3
Uluslararası Başvuru Ve Tescil Ücretleri............................................ 53
2.3.3.1
Ücretlerin Ödenme Usul ve Esasları ............................................. 55
2.3.3.2
Ücretten Muafiyet ......................................................................... 57
3
MADRİD PROTOKOLÜ KAPSAMINDA ULUSLARARASI TESCİL
SÜRECİ..................................................................................................................... 58
3.1
Menşe Ofise Başvuru Yapılması................................................................ 58
3.2
Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla Yapılması Zorunluluğu .................... 60
3.3
Başvurunun Şekli ve İçeriği ....................................................................... 61
3.4
Rüçhan Hakkı ............................................................................................. 66
3.5
Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından İncelenmesi ............................ 67
3.5.1
Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Eksiklikler .................. 68
3.5.2
Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar .................... 69
3.5.3
Diğer Eksiklikler .................................................................................. 70
3.6
Uluslararası Sicile Kayıt ve Yayın ............................................................. 71
3.7
Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi ................................. 71
3.8
Red Bildirimin Şekli ve İçeriği .................................................................. 73
3.9
Bildirimin Tescil ve İlanı ........................................................................... 75
3.10 Reddin Tasdiki ve Geri Alınması............................................................... 76
3.11 Red Bildiriminin Usulüne Uygun Yapılmaması ........................................ 76
3.12 Koruma Talep Edilen Akit Tarafın Markaya Koruma Sağlandığına Yönelik
Bildirimi ................................................................................................................. 78
3.13 Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü .................................... 79
4
ULUSLARARASI TESCİLLE İLGİLİ TESCİL SONRASI İŞLEMLER 81
III
4.1
Uluslararası Tescilin Esas Tescil/Tescil Başvurusuna Bağımlılığı Ve
Uluslararası Tescilin Milli Tescile Dönüştürülmesi (Central Attack / Ceasing Of
Effect- Transformation) ......................................................................................... 81
4.1.1
Uluslararası Tescilin Esas Tescile Bağımlılığı .................................... 81
4.1.2
Uluslararası Tescilin Milli\Bölgesel Tescile Dönüştürülmesi
(Transformation) ................................................................................................ 84
4.2
Koruma Talep Edilen Tarafın Uluslararası Sicile Tescilden Sonra
Belirlenmesi (Subsequent Designation) ................................................................. 85
4.2.1
Sonraki Belirleme Başvurusunun Yapılış Biçimi ve İçeriği ................. 87
4.2.2
Sonraki Belirleme Başvurusunun Eksik Yapılmasının Sonuçları ........ 88
4.2.3
Sonraki Belirleme Tarihi ...................................................................... 88
4.2.4
Sonraki Belirlemenin Tescili ................................................................ 89
4.3
Uluslararası Tescilin Koruma Süresi ......................................................... 89
4.4
Uluslararası Tescilin Yenilenmesi ............................................................. 90
5
ULUSLARARASI SİCİLDE DEĞİŞİKLİKLER ......................................... 92
5.1
Marka Sahibinin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması ................................... 92
5.2
Uluslararası Sicile İlişkin Değişiklik Ve Terkin Talepleri ......................... 92
5.2.1
Uluslararası Tescil Sahibinin Değişmesi ............................................. 93
5.2.2
Yeni Malik Olmanın Şartı .................................................................... 93
5.2.3
Malik Değişikliği Başvurusunun Kabulü veya Reddi........................... 94
5.3
Sınırlama, Vazgeçme ve Terkin ................................................................. 95
5.4
Marka Sahibi İle Vekilin Ad ve Adresinde Değişiklik .............................. 97
5.5
Uluslararası Sicilde Yer Alan Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi .................. 97
5.6
Lisans ......................................................................................................... 99
6
MADRİD SİSTEMİNE DAİR GENEL DEĞERLENDİRMELER VE
TÜRKİYE UYGULAMALARI ............................................................................ 100
6.1
Madrid Protokolü’nün Avantajları ........................................................... 100
6.2
Madrid Protokolü’nün Dezavantajları...................................................... 102
6.3
Madrid Sistemi Hakkında Güncel Veriler, Türkiye Uygulamaları Ve
Öneriler ................................................................................................................ 106
6.3.1
TPE’nin Menşe Ofis Olduğu Durum .................................................. 107
6.3.2
TPE’nin Belirlenen Akit Taraf Olduğu Durum .................................. 108
6.3.3
Madrid Protokolü Hakkında Güncel Veriler ..................................... 111
SONUÇ .................................................................................................................... 116
EK ............................................................................................................................ 119
KISALTMALAR CETVELİ ................................................................................ 120
TABLOLAR ........................................................................................................... 122
KAYNAKÇA .......................................................................................................... 123
IV
ÖZET
Uluslararası sınırların ortadan kalkması ve yeni pazar arayışları firmaları ürünlerini
uluslararası
piyasalarda
pazarlamaya
yöneltmektedir.
Mal
ve
hizmetlerini
uluslararası piyasalarda sunmak isteyen firmalar sunduğu mal ve hizmetleri kötü
niyetli kişilere karşı korumak zorundadırlar. Onlarca ülkeye mal ve hizmet sunan bir
firmanın bütün bu ülkelerde marka tescili yapmaları ve bu markaların kontrolü son
derece güç olacaktır. İşte Madrid Protokolü bu firmalara büyük kolaylıklar
sağlamaktadır. Sistemin başlangıcı olarak görebileceğimiz Madrid Anlaşması 1892
yılından beri kullanılmaktadır. Anlaşma’nın bazı eksik yönlerini tamamlamak
amacıyla Madrid Protokolü 1 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye
Protokole 1995 yılında taraf olmuştur ve Protokolü 1999 yılından itibaren
uygulamaya başlamıştır.
Protokol başvuru sahiplerine tek bir dil, tek bir ücret ve tek bir başvuru ile birden
fazla ülkede marka tescili elde etme ve bu markaların yönetimi konusunda büyük
kolaylıklar sağlamaktadır. Ayrıca tescil edilmiş bir marka üzerinden daha önce tescil
edilmemiş ülkelerde sonraki belirleme yoluyla tescil işlemleri çok kolay bir şekilde
ve düşük masrafla yapılabilmektedir. Koruma süresi olan on yılın dolmasından sonra
yenileme işlemleri de tek bir form ile kolay bir şekilde ve düşük maliyetle
yapılabilmektedir.
Protokol ile uluslararası başvurular Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) adı
verilen kuruluş ile merkezi bir şekilde yönetilmektedir. Protokole taraf ülkeler
ülkelerindeki
başvuruları
şekil
bakımından
inceledikten
sonra
WIPO’ya
göndermektedir. Başvurular WIPO tarafından yine şekilsel incelemeleri yapıldıktan
sonra tescili için tercih edilen ülkelere gönderilmektedir. Esas inceleme bu ülkelerde
yapılmaktadır. Anlaşma da diğer ülkelerde tescile başvurabilmek için menşe ülkede
tescil zorunluluğu gerekiyordu ancak Protokol’de başvuru aşamasında bir markanın
bulunması yeterli görülmektedir. Menşe ofiste koruma tarihinden itibaren beş yıl
içinde marka başvurusu/tescili herhangi bir nedenle reddedilir, iptal olur veya
hükümden düşerse marka tescili başvurulan diğer ülkelerde de aynı şekilde
V
reddedilir. Merkezi saldırı(central attack) olarak bilinen bu hüküm Anlaşmada da
bulunuyordu ancak Protokolde bu hüküm dönüştürme(Transformation) hükmüyle bir
nebze olsun yumuşatılmıştır. Ancak bu hüküm yumuşatılmış olsa bile uluslararası
sistemde markaların tescilini kolaylaştırmak için oluşturulan Protokolün amacına ters
düşmektedir. Zaten son zamanlarda WIPO nezdinde yapılan çalışmalarda bu husus
önemli bir yer tutmaktadır.
Dünya ticaretine hâkim ülkelerin birçoğu Madrid Protokolü’ne üyedir. Dolayısıyla
markaların uluslararası tescili konusunda Madrid Protokolünün vazgeçilmez bir yeri
vardır. 2008 yılında yapılan değişiklik ile Anlaşmanın sistemdeki yeri önemli oranda
azaltılmıştır.
Madrid Protokolü’nde standartlar mevcut olduğundan ülkeler bazında farklı
uygulamalar olması çok fazla mümkün olmamaktadır. Ülkemiz sistemin uygulaması
konusunda eksiklikleri bulunsa da iyi durumdadır. TPE nezdinde Madrid
Uygulamaları ile ilgilenen uzman birimlerin mevcudiyeti büyük önem arz
etmektedir. Madrid Protokolü sistem olarak çok verimli bir şekilde işlemektedir. Var
olan aksaklıklar ve sistemi daha iyiye götürmek için çalışmalar devam etmektedir.
Türkiye ekseninde baktığımızda da sistem düzenli bir şekilde işlemektedir. Marka
vekilleri ve uzmanların bu konuda birikimleri arttıkça sistem daha verimli hale
gelecektir.
VI
ABSTRACT
Removal of international borders and new market seeking has led companies to
market their products in international markets. Companies desiring to present their
goods and services in international markets have to protect their goods and services
against malignant people. It is quite difficult for a company exporting goods and
services to tens of countries to register its brands in these countries and to control
them. At this point, Madrid Protocol provides important facilities to these companies.
Madrid Agreement which we can regard as the start of the system has been valid
since 1892. With the aim of completing some missing aspects of the Agreement,
Madrid Protocol went into effect on 1st of December in 1995. Turkey participated in
the Protocol in 1995 and has implemented the protocol since 1999.
The protocol provides significant facilities to the applicants to acquire trademark
registration and to manage these trademarks in more than one country with a single
language, a single fee and a single application. Morever, registration transactions
from over a previously registered trademark in countries where no registration is
performed by means of post determination can be carried out easily and with low
costs. After ten years of protection period has finished, renewal transactions can be
performed easily and with low costs by filling out a single form.
International applications related with the protocol are managed centrally by means
of the institution called WIPO. After the member countries of the protocol examine
the applications in their countries schematically, they send them to WIPO. After
schematically examination of these applications by WIPO, they are sent to the
preferred countries for registration. The exact examination is performed in these
countries. In the agreement, it was necessary to have a trademark registered in the
origin country in order to apply for registration in other countries; however, one
trademark
will
be
enough
at
application
stage
in
the
Protocol.
If
application/registration of a trademark in the origin office is declined, cancelled or
invalidated in five years from the protection date, it is declined in the same manner in
other countries applied for trademark registration.
This rule known as central
VII
attack was included in the agreement, too, but this rule has been moderated with the
transformation provision in the protocol. Though it has been moderated, it contrasts
with the aim of the protocol built for facilitating the registration of trademarks in an
international system.
Most of the countries which are dominant on world trade are members of Madrid
Protocol. So Madrid Protocol has an inevitable position for registration of trademarks
internationally. With the amendment made in 2008, effectiveness of the Agreement
in the system has been reduced at a significant degree.
As there exist standards in Madrid Protocol, it is not usually possible that there can
be different applications on the basis of countries. In spite of its deficiencies, our
country is in good condition regarding practice of the system. Presence of expert
units pursuing Madrid Applications under the control of TPE has a great importance.
Madrid Protocol functions quite effectively as a system. Works still continue to make
up the current shortages and to take the system much further. When we look at the
system on the basis of Turkey, it operates regularly. As the knowledge of brand
representatives and experts on this subject accumulates, the system will be more
productive.
VIII
GİRİŞ
Günümüzde girişimcilerin gayri maddi unsurlarından en önemlilerinden biri,
şüphesiz verilen hizmet veya malı tanımlamak suretiyle müteşebbisler ile müşteriler
arasında bir köprü vazifesi gören markalarıdır. Bir malı veya hizmeti kaliteli bir
şekilde üretmek yeterli olmayıp bu mal ve hizmetlerin adı olan ve diğer işletmelerin
mal ve hizmetlerinden ayırt etme işlevi olan marka büyük önem arz etmektedir.
Kalitesini kanıtlamış bir marka bir işletmenin en önemli mal varlıklarından biridir.
Günümüzde birçok sektörde müşteriler belli bir tecrübe sonucunda markaları test
eder ondan sonra tüketimlerini otomatik olarak gerçekleştirirler. Bundan sonraki
tüketimleri tercih ettikleri markalar üzerinden gerçekleşir. Tabii ki bu markaların
tescilli olması gerekmektedir. Tescilsiz bir marka sahibine ekonomik anlamda çok
fazla bir şey katmamaktadır. Marka tescili bu anlamda büyük önem arz etmektedir.
Küreselleşen dünyamızda işletmeler artık yalnızca kendi ülkelerinde mal ve hizmet
üretmekle sınırlı kalmıyorlar. Uluslararası ticaretin en temel şekli olan ihracattan
başlayıp en gelişmiş şekli olan doğrudan yatırıma kadar birçok firma yurt dışında
faaliyet göstermektedir.
Uluslararası sınırların ortadan kalkması ve yeni pazar
arayışları firmaları ürünlerini uluslararası piyasalarda pazarlamaya yöneltmektedir.
Yurtdışı faaliyette bulunmak firmaların markalarının yurtdışı tescilini zorunlu
kılmaktadır. Nitekim Türkiye’de tescilli bir markayı taşıyan ürünün başka ülkelere
ihraç edilmesi durumunda, markanın o ülkelerde tescilli olması gerekmektedir.
Tescilsiz markaların dış piyasalara sunulması durumunda, mallar Türkiye
gümrüğünde sorunsuz bir şekilde geçtiği halde, diğer gümrüklerde mallara el
konulma ihtimali bulunmaktadır.
Türk sanayisi son yıllarda büyük aşamalar göstermiş ve ürettiği kaliteli mallarla
dünya pazarında yerini almıştır. Bu sebeple, ürünlerini uluslararası piyasalarda
pazarlayan Türk firmaları için markalarını diğer ülkelerde de tescil ettirmek büyük
önem taşımaktadır. Fakat onlarca ülkeye mal/hizmet satan firmaların markalarını bu
ülkelerde ayrı ayrı tescil ettirebilmeleri ve bu markaların yıllar boyunca yönetimi
1
oldukça masraflı ve zahmetli bir süreçtir. Bu süreci kolaylaştırmak için çeşitli
bölgesel ve uluslararası sistemler kurulmuştur.
Uluslararası marka tescil sistemlerine bakıldığında en temel adım olarak 1883 tarihli
Sınaî Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi (Paris Sözleşmesi) karşımıza
çıkmaktadır. Paris Sözleşmesi’nden sonra atılan her adım, adeta bu Sözleşmeye
dayanmış veya bir şekilde bu Sözleşme ile amaçlanan hedeflere ulaşmaya çalışmıştır.
WIPO markaların uluslararası tescilinde merkezi bir kuruluştur. Sistemin
kurulmasında gelişmesinde tek merkezli öncü bir rol oynamaktadır.
Çalışmamızın konusu olan Madrid Protokolü Madrid Anlaşması ile Madrid Sistemini
oluşturmaktadır. Madrid Protokolü, Madrid Anlaşmasının eksikliklerini ortadan
kaldırmak amaçlı yapılmıştır ve birkaç defa revize edilmiştir. Madrid Protokolü ile
dünya ticaretine hâkim olup Anlaşmaya üye olmayan ülkelerin çekinceleri bertaraf
edilmek istenmiştir. Protokol amacına ulaşıp, bu ülkelerin sisteme dâhil olmalarını
sağlamıştır.
Bu çerçevede Türkiye Madrid Protokolü’nün 1 Ocak 1999 tarihinde yürürlüğe
koyarak sisteme dâhil olmuştur. Protokole üye olunması uluslararası marka tescil
sürecini kolaylaştırıp maliyetleri inanılmaz ölçüde azaltmıştır. Protokol, bir yandan
Türk sanayicilerinin TPE aracılığıyla markalarının uluslararası tescilini kolay ve
ekonomik bir şekilde yerine getirebilmesine olanak vermiş, diğer taraftan da
Türkiye’nin AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 sayılı kararındaki yükümlülüğünün yerine
getirilmesini sağlamıştır.
Çalışmamız giriş ve sonuç bölümleri haricinde dört bölümden oluşmaktadır. Birinci
bölümde markaya ilişkin genel bilgiler başlığı altında marka kavramı, uluslararası
anlaşmalar, bölgesel sistemler, WIPO ve Uluslararası Büro’nun sistemdeki yeri
konularına değinilecektir.
2
İkinci bölümde markaların uluslararası tesciline ilişkin Madrid Sistemi başlığı altında,
Madrid Anlaşması Madrid Protokolü uluslararası tescille ilgili genel esaslar etraflıca
anlatılacaktır.
Üçüncü bölümde Madrid Protokolü Kapsamında Uluslararası Tescil Süreci başlığı
altında, Menşe Ofise Başvuru Yapılması, Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla
Yapılması Zorunluluğu, Başvurunun Şekli ve İçeriği, Mal Ve Hizmetlerin
Sınıflandırılmasına İlişkin Eksiklikler, Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından
İncelenmesi, Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar, Uluslararası
Sicile Kayıt ve Yayın, Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi, Red
Bildirimin Şekli Ve İçeriği gibi konular incelenecektir.
Dördüncü ve son bölümümüzde uluslararası tescille İlgili Çeşitli Hususlar başlığı
altında Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü, Marka Sahibinin
Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması, Lisans, Dönüştürme, Sonraki Belirleme, Madrid
Protokolü’nün Avantajları, Dezavantajları, Madrid Sistemi Hakkında Güncel
Veriler ve Türkiye Uygulamaları anlatılıp güncel veriler sunulduktan sonra
çalışmamız sonlandırılacaktır.
3
MARKAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER
1
1.1
Marka Kavramı
1.1.1
Markanın Tanımı
556
Sayılı
Markaların
Korunması
Hakkındaki
Kanun
Hükmünde
Kararnamede(KHK) marka, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün
mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşulu ile kişi adları da dâhil, özellikle
sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle
görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen
ve çoğaltılabilen her türlü işaretler olarak tanımlanmaktadır.
556 Sayılı KHK açısından önemli olan işaretin piyasaya sunulan belli bir mal veya
hizmetle ilgili olarak kullanılma yeterliliğine sahip olmasıdır. Bu itibarla markanın
işletmenin iş evrakı ve reklamında kullanılabilecek olması yeterlidir. Böylelikle
marka olarak kullanılacak işaretin mal ya da ambalaj üzerinde kullanılmasından hiç
söz edilmemiştir.1
Ayırt edici olmak koşuluyla çizimle görüntülenebilen her türlü şekil marka olarak
kabul edilebilmektedir. Burada önemli olan nokta çizimle görüntülenebilmesi ve
ayırt edici bir niteliğe sahip olmasıdır.
Çok eski zamanlardan itibaren kullanılmakta olan markanın sağladığı en temel fayda,
mal ve hizmetin kim tarafından piyasaya arz edildiğini göstermesidir. Bugün ise
markanın temel fonksiyonunun, belirli bir mal veya hizmetin başka işletmelerde
üretilen benzer mal ve hizmetlerden ayırt edilebilmesini sağlamak olduğu kabul
edilmektedir.2
1
2
Arkan, S., Marka Hukuku, C.I, Ankara, 1997, s.36.
Arkan, S., 1997, s.1-2.
4
Farklı bir tanıma göre marka; aynı ya da farklı, çeşitli niteliklerde ve sektörlerdeki
ürünlerin birbirlerinden kolayca ayrılmalarını sağlayan, yapılan ürün dizaynları ve
tanıtım çalışmaları ile benzerlerinden farklılaştıran, ürün ile birlikte, onu piyasaya
sunan kişileri ve işletmeleri de tanımlayan, geniş kitlelere duyuran, tanıtan, onları
başkalarının taklit etmesini engelleyen ya da uluslararası hukuk kurallarının
çerçevesinde koruyan, isim, sözcük grubu, harf, rakam, renk, şekil ve dizayn
bileşimine denir.3
1.1.2
Markanın Unsurları
556 Sayılı Markalar Hakkındaki KHK’nın 5. maddesi incelendiğinde markanın
unsurlarının şunlar olduğu görülmektedir.
1.1.2.1 İşaret
Mevzuatta yapılan tanımlamadan anlaşılacağı üzere teşebbüsün varlığını da
markanın unsurlarından saymışlardır. Ancak Arkan 5. maddedeki teşebbüs
kavramının kullanılmasını,
kanun koyucunun daha önceki tanımlamalarında
teşebbüs yerine işletme tabirini kullandığından yerinde bulmamıştır. Esnaflarında
marka sahibi olabileceğinden ticari işletme değil sadece işletme tabirinin
kullanılmasının gerektiğini savunmuştur.4
Markanın tanımından anlaşılacağı üzere marka her şeyden önce bir işarettir. Ancak
bu işaret çizimle görüntülenebilmeli veya benzer bir şekilde ifade edilebilmelidir.
Baskı yoluyla çoğaltılabilmelidir. Bu koşullar markanın sadece iki boyutlu
işaretlerden değil üç boyutlu işaretlerden, ses, koku, renk unsurlarından oluşan bir
işaret olabilmektedir. Bu işaret sadece bir simgeyi veya şekli ifade etmez. İşaret, kişi
adlarını, tasarımı, harfleri, logoları, sesleri, renkleri, üç boyutlu cisimleri vb. de
kapsamaktadır.
3
4
Ak, M,. Marka Yönetimi, İstanbul, 2006, s.121.
Arkan, S., 1997, s.35-36.
5
1.1.2.2 Ayırt Edici Niteliğe Haiz Olmak
556 sayılı KHK’nın 5. maddesinden anlaşılacağı üzere bir işletmenin mal veya
hizmetini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmesi gerekir. Örneğin
sandalyenin üzerinde yazılı olan “sandalye” ibaresi marka olarak ayırt edici bir
niteliğe sahip değildir. Bunun bir istisnası 556 sayılı KHK’nın ikinci fıkrasıdır buna
göre bir işaret tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar ve hizmetlerle
ilgili olarak ayırt edici nitelik kazanmış ise bu işaretin marka olarak tesciline karar
verilir. Ancak bu durumu başvuru sahibinin muteber nesnelerle ispat etmesi
gerekmektedir.
Altı çizilmesi gereken önemli bir diğer husus da, ayırt etme işleviyle köken gösterme
işlevi arasında sıkı bir bağlantı olduğu hususudur.5
1.1.3
Markanın İşlevleri
1.1.3.1 Ayırt Edicilik Fonksiyonu
Markanın ayırt etme işlevi, marka kavramına (tanımına) dahil olan, pazarda bir malı
veya hizmeti diğerlerinden ayırt etmeye hizmet eden mal veya hizmete adeta kişilik
(hüviyet) kazandıran, o mal veya hizmete bir ad veren temel unsuru ifade eder.6
Ancak zamanla gerek mal ve hizmetlerin üretim ve piyasaya sürüm metotlarında
meydana gelen değişiklikler, bu arada lisansa dayalı üretim modelinin yaygınlaşması,
gerek ortak markaların kabul edilmesi, markanın, mal ve hizmetleri üreten ya da
piyasaya süren işletmeyi göstermekten çok malları benzer diğer mal ve hizmetlerden
ayırt etme işlevini kazanmaya başladığını göstermiştir. Bu gelişim sonucunda,
alıcıların marka aracılığıyla malları ve hizmetleri üreten ya da sunan işletmeyi
öğrenmeleri zorlaşmış ve marka, belli bir işletmeye bağlılık kurmadan, mal ve
hizmetleri benzerlerinden ayırt etmeye yönelmiştir.7
5
Doğan, B. F., Soyut Renklerin Marka Olarak Tescil Edilebilirliği, Ankara Barosu Fikri
Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Yıl 6, C. 6, S. 3, 2005, s.18.
6
Tekinalp, Ü; Fikri Mülkiyet Hukuku, İkinci Bası, İstanbul, 2002 s. 322.
7
Arkan, S., 1997, s. 38.
6
1.1.3.2 Kaynak Gösterme Fonksiyonu
Kaynak gösterme işlevi, markanın malların ya da hizmetlerin hangi işletme
tarafından üretildiği ya da piyasaya sürüldüğünü göstermesi olarak açıklanabilir.
Buna göre marka, üretici veya satıcı ile mal/hizmet arasında bağ kurar. 8 Tarihsel
gelişim içinde markanın ilkin malın menşeini gösterme fonksiyonu, başka bir
deyişle, malın hangi işletme tarafından üretildiği veya piyasaya sürüldüğünü
göstermesi üzerine durulmuştur. Bu anlayış çerçevesinde, mallarda kullanılan
markanın aynı olması alıcılara bu malların aynı işletme tarafından üretildiği
hususunda bir garanti sağlar. Ancak zamanla gerek mal ve hizmetlerin üretim ve
piyasaya sürüm metotlarında meydana gelen değişiklikler, bu arada lisansa dayalı
üretim modelinin yaygınlaşması, gerek ortak markaların kabul edilmesi, markanın,
mal ve hizmetleri üreten ya da piyasaya süren işletmeyi göstermekten çok malları
benzer diğer mal ve hizmetlerden ayırt etme işlevini kazanmaya başladığını
göstermiştir. Bu gelişim sonucunda, alıcıların marka aracılığıyla malları ve
hizmetleri üreten ya da sunan işletmeyi öğrenmeleri zorlaşmış ve marka, belli bir
işletmeye bağlılık kurmadan, mal ve hizmetleri benzerlerinden ayırt etmeye
yönelmiştir.9
1.1.3.3 Garanti Etme İşlevi
Markanın, malın kalitesini garanti etme fonksiyonunun ekonomik açıdan büyük
önemi vardır; zira alıcıların belirli bir markayı taşıyan mala rağbet etmeleri, bu malın
kalitesini korumasından kaynaklanır. Ancak hukuk düzeni, marka sahibine, aynı
marka altında üretilen malların hep aynı kalitede olmasını, kalitenin bozulmamasını
sağlama yükümünü yüklememiştir. Dolayısıyla hukuki açıdan markanın, malın belli
niteliklere sahip olduğunu ve daima aynı kaliteyi koruyacak şekilde üretildiğini
garanti etme fonksiyonu yoktur. 10
8
Camcı, Ö. ; Haksız Rekabet Davaları, İstanbul 2001, s. 122; Cornish, W. R.; Intellectual
Property: Patents, Copyrights, Trade Marks and Allied Rights, Third Edition, London 1996, s.
527.
9
Arkan, S., 1997, s. 38.
Arkan, S., 1997, s. 39.
10
7
1.1.3.4 Reklam Fonksiyonu
Ekonomik açıdan markanın bir diğer önemli işlevi de reklam işlevidir. Bir markayı
taşıyan mal veya hizmetin iyi bir şekilde tanıtılması, müşteri çevresinin genişlemesi
açısından çok önemlidir. Zira bir marka iyi bir şekilde tanıtıldıktan sonra, alıcılar
artık söz konusu malı veya hizmeti markası için almaya başlarlar. Bu şekilde marka
ile müşteri çevresi arasında güçlü bir bağ oluşur. Belli bir süre sonra müşteri çevresi
sırf markayı taşıması dolayısıyla belli bir mal veya hizmeti almaya başlar. Müşteri
refleks olarak markaya yönelmeye başlar. Markanın kendisi reklam etkisi oluşturur
ve markalı ürünlerin satışını artırır.11
1.1.4
Marka Türleri
Ticaret markası veya hizmet markası olmak üzere iki tür marka vardır. Bir ticaret
veya hizmet markası ortak marka veya garanti markası niteliğinde olabilir.
Yürürlükteki 556 Sayılı KHK; ticaret markası, hizmet markası, ortak marka ve
garanti markası olmak üzere dört marka türünü kabul ettiği sonucunu ortaya
koyabiliriz.12
1.1.4.1 Ticaret Markası
Ticaret markası, KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin(Marka
Yönetmeliği) 8. maddesinde; bir işletmenin imalatını, ticaretini yaptığı malları başka
işletmelerin mallarından ayırmaya yarayan işaret şeklinde tarif edilmiştir. Ticaret
markası; üretilen veya satışa çıkarılan her türlü malın diğer kişilerin ürettiği veya
pazarladığı ürünlerle karıştırılmaması için kullanılır.13
1.1.4.2 Hizmet Markası
11
Yasaman, H., Yusufoğlu, F., Marka Hukuku, C. I, İstanbul, 2004, s. 20.
Noyan E. ,Marka Hukuku, Ankara, 2004, s.130.
13
Noyan E., 2004, s.130.
12
8
Hizmet markası bir işletmenin hizmetini diğer işletmelerin ürettiği hizmetlerden
ayıran işaretlerdir. Hizmet sektörünün büyüyen hacmi ve giderek artan önemi ile
birlikte, işletmeler arasında yaşanan rekabet de yoğunluk kazanmıştır. Bu durum
işletmelerin sundukları hizmetleri birbirinden ayırt etmek amacıyla, marka
kullanmalarını zorunu hale getirmiştir.14 Eğitim, sağlık, bankacılık, turizm
işletmelerinin sundukları hizmetleri diğerlerinden ayırt edebilmek için marka
kullanmak zorundadırlar. Hizmet sektöründe verilen hizmetin işletmeden işletmeye
büyük oranda değişebileceğinden hizmet sektöründe markanın değeri çok daha
belirgindir.
1.1.4.3 Ortak Marka
Ortak marka, üretim veya ticaret veya hizmet işletmelerinden oluşan bir grup
tarafından kullanılan işarettir. Ortak marka, gruptaki işletmelerin mal veya
hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarar (KHK
m.55).
Ortak markalar; gerçek veya tüzel kişilerin yeni bir tüzel kişilik meydana
getirmeden, aralarında akdettikleri sözleşme esasları dâhilinde, aynı veya benzeri
emtia yahut hizmet için, birden çok işletmenin adına kayıtlı, ayrı ayrı kullandıkları
markalardır. Ortak marka, ortaklarına sadece kullanma hakkı değil, marka
hukukundan doğan bütün hak ve yetkileri, diğer ortakların haklarıyla sınırlandırılmış
olarak sağlar.15
Ortak markalarda, tescil başvurusu sırasında markanın kullanım usul ve şeklini
gösteren bir teknik yönetmeliğin ibrazı zorunludur.16 KHK m. 56/3 uyarınca; bir
ortak marka tescili için ortak marka sahiplerinin birlikte hareket etmeleri gerekir.
Ancak m. 56/4’e göre, ortak markanın yenilenmesi için tek bir marka sahibinin talebi
14
Arkan, S., 1997, s. 43.
Ayhan, R., Özdamar, M., Çağlar, H., Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 3. Bası,
Ankara, 2010, s.177.
16
KHK m.60.
15
9
yeterlidir. Dolayısıyla ortak markayı kullanan işletmelerin oluşturduğu grup bir tüzel
kişiliğe sahip değildir.17
1.1.4.4 Garanti Markası
Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından, o
işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini
garanti etmeye yarayan işarettir.18 Sahibi dışındaki kişi veya kişilerce kullanılan
garanti markası; mal veya hizmetlerinin üretildiği bölgeyi, mal veya hizmetlerin
üretimlerinde kullanılan malzemeyi, mal veya hizmetlerin üretim usulünü ve mal ve
hizmetin kalitesini göstermek için yararlanılan marka türüdür.19 Garanti markaları
çoğu kez bir meslek mensupları derneği, bir meslek odası ya da bir gerçek veya tüzel
kişi adına tescil edilmiş olarak ortaya çıkar.20
Arkan’a göre, garanti markası, lisans sözleşmesine konu oluşturamaz, zira bu
markayı kullanma hakkı teknik yönetmelikte gösterilen özellik ve niteliklere mal ve
hizmetleri üreten herkese tanınmıştır.21 Garanti markasına örnek olarak TSE,
Woolmark gibi markalar örnek olarak gösterilebilir.
1.2
Uluslararası Marka Kavramı ve Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası
Anlaşmalar
Günümüzde haberleşme, ulaşım ve teknolojinin diğer alanlarında meydana yenilikler
dünya üzerindeki herhangi bir ülkeyi, şehri hatta köyleri uzak olmaktan çıkarmıştır.
Çok uluslu şirketlerin varlığı ve dış ticaretin önündeki engellerin büyük oranda
kalkması sonucu dünya ekonomisi hızla küreselleşmiştir. Dünyanın en ücra
köşesinde üretilen bir malın veya hizmetin markasının dünya genelinde yaygınlık
17
Pekdinçer, R.T., Marka Hakkı ve Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2001, s 65.
KHK m.54/1.
19
Camcı Ö. , Marka Davaları, İstanbul, 1999, s.23.
20
Tekinalp, Ü., 2002, s. 353.
21
Arkan, S., 1997, s. 48.
18
10
kazanması ve tanınmış olması an meselesidir. Sınaî mülkiyet alanında önemli
gelişmeler yaşanmıştır. Yaşanan bu gelişmeler rekabet ve aynı oranda haksız rekabet
olanaklarını da aynı hızda artırmıştır.
Küresel işletmeler, kalitesi ve reklam olanakları ile kendi ülkesinin ekonomisinde
yoğun bir şekilde yer almakla birlikte dünyanın birçok ülkesinde pazar olanakları
bulma imkânı elde etmiştir. Bu olanaklar sınaî hakları yerel korunmasının yeterli
olmadığını uluslararası düzeyde de korunması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.
Böylelikle küresel işletmelerin faaliyette bulunduğu her ülkede ayrı ayrı marka,
patent ve tasarımlarını koruma zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Bu durum
başvuruları her ülkenin diline ayrı ayrı çevirmek, ayrı ayrı tescil ve yenileme
ücretleri yatırmak gibi ağır külfetleri de beraberinde getirmiştir. Ayrıca her ülkenin
mevzuatının
farklılıklar
göstermesi
yerel
profesyonel
vekillerle
çalışmak
zorunluluğunu getirmiştir. Bu çerçevede sınaî mülkiyetin uluslararası korunması
konusunda çeşitli anlaşmalar düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti de yerel bazda yapılan tescillerin yeterli olmadığını düşünüp bu
uluslararası anlaşmaların birçoğuna taraf olmuştur. 556 Sayılı KHK’ nın 4. maddesi
bu konuya atıf yaparak “Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre yürürlüğe konulmuş
milletlerarası
anlaşma
hükümlerinin
bu
Kanun
Hükmünde
Kararname
hükümlerinden daha elverişli olması halinde, üçüncü madde de belirtilen kişiler,
elverişli hükümlerin uygulamasını talep etme hakkına sahiptir” şeklinde yer alan ve
kaynağını anayasadan alan düzenleme uluslararası anlaşmaların öncelikli olarak
kullanılmasına imkân sağlamaktadır.
1.2.1
Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas
Edilmesine Dair Paris Anlaşması (20 Mart 1883)
Paris Anlaşması 20 Mart 1883 tarihinde imzalanmıştır. 14 Aralık 1900 yılında
Brüksel’de, 2 Haziran 1911’de Washington’da, 6 Kasım 1925’de La Haye’de, 2
Haziran 1934 tarihinde Londra’da, 31 Ekim 1958 tarihinde Lizbon’da, 14 Temmuz
1967 tarihinde Stockholm’de değişikliğe uğramıştır. Ayrıca 2 Ekim 1979’da
11
Stockholm metninde bir değişiklik daha yapılmıştır.22 Türkiye bu Anlaşmaya Lozan
Barış Antlaşması’na bağlı Ticaret Mukavelenamesi’nin 14. Maddesi ile 1911
değişikliği ile kabul edilen şekline katılmayı taahhüt etmiş olup 1925 yılında bu
taahhüdünü yerine getirmiştir.
Paris Anlaşması sınaî hakların uluslararası korunması konusunda yapılan ilk
düzenleme olma hususiyetini göstermektedir. Paris Anlaşması, yalnızca markaların
değil, diğer sınaî hakların da uluslararası düzeyde korunmasını amaçlamaktadır. Bu
çerçevede; sözleşmede sınaî hakların korunmasının yanında; ticaret ve hizmet
markalarından başka patentler, endüstriyel tasarımlar, faydalı modeller, menşe adları,
mahreç işaretleri, haksız rekabetin önlenmesi gibi hususlar düzenlenmiştir.23 Paris
Sözleşmesiyle sınaî mülkiyet haklarının standardizasyonu ve basitleştirilmesi
amaçlanmıştır. Paris Sözleşmesi marka ve patent korumasını düzenlemek ve
kolaylaştırmak, haksız rekabet fiillerini asgariye indirmek için “milli muamele”
prensibini esas almıştır. Milli ya da ulusal muamele prensibi Paris Sözleşmesi’ne taraf
bir ülkenin kendi vatandaşlarına sağladığı sınaî mülkiyetle ilgili hakları anlaşmaya
taraf diğer ülke vatandaşlarına da sağlaması anlamına gelmektedir.
Paris Sözleşmesi, fikri mülkiyet hakları konusunda en fazla devletin taraf olduğu
anlaşmadır. Paris Sözleşmesi esas olarak sınaî mülkiyet haklarının uyumlaştırılması
ile ilgilidir ve üye ülkelerin birbirlerinin vatandaşları arasında ayrım yapmayacağı
esasını içermektedir. Dolayısıyla, üye ülkelerin vatandaşları Paris Sözleşmesi’ne taraf
olan tüm üye ülkelerde aynı haklara, avantajlara ve korumaya sahip olacaklardır.24
Sözleşme'nin tüm sınaî haklar açısından "Karşılıklılık" ve "Rüçhan Hakkı İlkesi"
olmak üzeri iki önemli temel ilkesi bulunmaktadır.
Karşılıklılık İlkesi: Her üye ülke, "Paris Birliği"ne dahil diğer ülke vatandaşlarına,
kendi vatandaşlarına sağladığı sınai hak korumasının aynısını sağlamak zorundadır.
Paris Sözleşmesine üye olmayan ülke vatandaşları ise, üye ülkelerden birinde ikamet
22
Arkan, S., 1997, s. 30.
Dirikkan H. , Tanınmış markaların Korunması, Ankara, 2003, s.7.
24
Bayram E., Uluslararası Marka Tescil Sistemleri Madrid Protokolü ile Topluluk Marka
Sisteminin Karşılaştırmalı İncelenmesi, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001. s.10.
23
12
etmekte ya da bu ülkelerden birinde ciddi/gerçek ya da fiili bir işletmesi/faaliyeti
olması halinde bu haklardan yararlanabileceklerdir.
Rüçhan Hakkı İlkesi: Buluşlar, markalar ve endüstriyel tasarımlar açısından geçerli
olan bu ilke gereğince; herhangi bir üye ülkede yukarıdaki konulardan biri için
başvuru yapan kişi, patentler ve faydalı modeller başvurularında on iki ay, markalar
ve endüstriyel tasarımlarda altı ay için rüçhan hakkı kazanmaktadır. Bu süreler içinde
rüçhan hakkının kullanılması halinde, ilk başvuru ile diğer üye ülkelerde yapılan
ikinci başvuru tarihleri arasında, üçüncü kişiler tarafından yapılacak başvurular
hükümsüz sayılır. Bu ilke, anılan süreler içinde üçüncü kişiler tarafından yapılan
başvuruların, değerlendirme açısından rüçhan hakkı sahibinin önüne geçmesine engel
olmaktadır. Altı ve on iki aylık bu süreler içinde hak sahibine, koruma isteyeceği
uygun ülkelerde güvenli bir biçimde başvuru yapma olanağı getirilmiş olmaktadır.
Bu ilke ile korumanın diğer üye ülkelere genişletilmesi olanağı da sağlanmaktadır.25
Paris Sözleşmesi’nin diğer bir önemli hükmü “tanınmış marka” korumasına
ilişkindir. Sözleşme’nin birinci mükerrer 6 ncı maddesinde “tescilli olsun ya da
olmasın üye ülke tanınmış markalarının korunacağı” hükmü yer almaktadır.26
Paris Sözleşmesi’nin uluslararası anlaşmalar ilgili 19 uncu maddesi üye ülkeler için
önemli açılımlar yaratacak bir hüküm içermektedir. Bu madde; “Birlik üyeleri Sınaî
Mülkiyetin himayesi için kendi aralarında ayrı ayrı, özel Antlaşmalar yapmak hakkını
saklı tuttuklarında mutabıktırlar. Ancak bu anlaşmalar bu konvansiyon hükümlerine
aykırı olamayacaktır.”
hükmünü içermektedir.
Bu hükümle birlikte Paris
Sözleşmesi’ne taraf ülkeler için yeni uluslararası anlaşmalar yapma imkânları
doğmuştur. Bu çerçevede, Paris Sözleşmesi’nin 19 uncu maddesi birçok uluslararası
anlaşmanın dayanağı olmuştur. 27
25
Adalı G. İşletmeler Açısından Marka Tescilinin Önemi ve Bir Araştırma Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008, s. 76.
26
Bayram, E. B., 2001, s. 10
27
Bayram, E. B., 2001, s. 11.
13
1.2.2
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO: World Intellectual Property
Organization) Kuruluş Sözleşmesi
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 14 Haziran 1967 tarihinde Stockholm’de
imzalanan bir anlaşmayla kurulmuştur. 1974 Aralık ayında Birleşmiş Milletlerin
uzman kuruluşlarından biri olmuştur.28 Türkiye bu anlaşmaya 14.08.1975 tarih ve
7/10540 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmıştır. Sözleşme 21 maddeden
oluşmaktadır. Sözleşmenin girişinde tarafların yenilikçi faaliyetleri teşvik etmek ve
fikri mülkiyetin himayesini bütün dünyada geliştirmek arzusunda birleştikleri
belirtilmiştir. Teşkilatın merkezi Cenevre’dedir. Teşkilatın görevleri sözleşmenin
dördüncü maddesinde tespit edilmiş olup bazıları şunlardır.
1) Fikri mülkiyetin bütün dünyada korunması için gereken tedbirlerin alınmasını
ve bu sahadaki milli mevzuatların birleştirilmesini sağlamak,
2) Fikri mülkiyet sahasında teknik ve hukuki yardım isteyen devletlere yardımda
bulunmak,
3) Fikri mülkiyetin uluslararası korunması için gerekli hizmetleri görmek, bu
konuda tesciller yapmak ve tescillerle ilgili bilgileri yayınlamak,29
1.2.3
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS:
Agreement on Trade Related Aspects of Intellectual Propety Rights)
Dünya Ticaret Örgütü Üyeleri uluslararası ticaretteki engelleri ve bozuklukları
azaltmak isteğiyle fikri mülkiyet haklarının korunmasında yeterliliği ve etkinliği
artırma ihtiyacını göz önüne alarak, fikri mülkiyet haklarının uygulanmasına ilişkin
usul ve önlemlerin bizzat yasal ticaret için bir engel oluşturmamasını sağlamak
amacıyla ‘Ticaret Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşmasını (TRIPS) 1994
yılında hazırlanmış ve 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe koymuşlardır. Türkiye
Cumhuriyeti de uluslararası ticarette ortaya çıkacak yeni yapılanmada hak ettiği
yerini alabilmek amacıyla 4067 sayılı Kanunla onaylanmış bulunan “Dünya Ticaret
Örgütü Kuruluş Anlaşması’na ve eklerine 31.12.1994 tarihinden geçerli olmak üzere
28
29
Adalı, G., 2008, s. 76.
Noyan, E., 2004, s.76.
14
03.02.1995 tarih ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla katılmıştır.30 Dünya
Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması 72 maddeden ibaret olup, bu anlaşmanın 15-21.
maddeleri marka ile 22-24. maddeleri ise coğrafi işaretler ile ilgilidir.
TRIPS, Dünya Ticaret Örgütünü (WTO) kuran bu anlaşmanın eklerinden biridir (Ek
1C). TRIPS’in 2.1 maddesinde, TRIPS ile Paris Sözleşmesi arasındaki ilişkiler
düzenlenmiştir. Buna göre, tüm üye devletler Paris Sözleşmesi’nin (1967 metninin)
1-12. maddeleri ile 19. maddesine uymakla yükümlüdürler. Bunun yanında 2.2.
maddede TRIPS’de yer alan hükümlerin, üye devletlerin Paris Sözleşmesi ile
üstlendikleri yükümlülükleri ihlal etmeyeceği gösterilmiştir. Böylece, TRIPS Paris
Sözleşmesi hükümlerini, bu Sözleşmeye taraf olmamış devletler bakımından da
bağlayıcı hale getirmektedir.31
TRIPS Anlaşması’nın 15. madde de “Korunabilir Marka Konusu” başlığı altında
markanın tanımını “bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve
hizmetlerinden ayıran herhangi bir işaret veya işaret kombinasyonu bir marka
oluşturabilecektir. Bu tür işaretleri, özellikle kişisel adlar, harfler, sayılar, mecazi
unsurlar içeren sözcükler, renk kombinasyonları ve bu tür işaret kombinasyonları,
marka olarak tescil edilmek için uygun addedilecektir” şeklinde yapıldıktan sonra
“İşaretler ilgili mal ve hizmetleri ayırt edici kılacak özellikte olmadıkları takdirde
üyeler tescil edilebilirliği kullanım aracılığıyla kazanılan ayırt edici özelliğe bağlı
kılabilirler” diyerek ayırt edici olmayan ibarelerin kullanım sonucu ayırt edici
hususiyet
kazandığını
ispat
etmesi
koşuluyla
marka
olabilmesine
imkân
sağlamaktadır.
TRIPS’in dünya çapında marka kanunları üzerinde dikkate değer bir etkisi vardır.
TRIPS Anlaşması ile temel marka kanunlarının uyumlaştırılmasının yanı sıra, marka
uygulamalarını güçleştiren idari ve prosedüre ilişkin işlemlerin ve teknik
30
Noyan, E., 2004, s.77.
31
Şener, O.H., Eroğlu, S., Ticari işletme Hukuku Uygulamaları, Ankara 2005 s. 134.
15
gereksinimlerin de azaltılması amaçlanmaktadır. Bu uyumlaştırma eğilimi ise, marka
kanunları konusunda bölgeselliğin ortadan kalkmasına yol açmaktadır.32
TRIPS Anlaşması bir yandan Paris Sözleşmesi ile tanınan tanınmış marka
korumasını hizmet markalarına da uygulanmak üzere genişletirken, öte yandan bu
korumanın sınırlarını farklı mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde genişletmektedir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi tanınmışlık korumasını sadece aynı mal
ve hizmetler için öngörmekte iken, TRIPS 16 (3) hükmü ‘Paris Sözleşmesinin 1.
Mükerrer 6. maddesi uygun düştüğü ölçüde benzer olmayan mal ve hizmetlere de
uygulanacaktır” demek suretiyle koruma kapsamına ‘farklı mal ve hizmetleri’ de
almıştır.33
TRİPS Anlaşması’nın 15. maddesinde de “Korunabilir Marka Konusu” başlığı
altında markanın tanımını “bir isletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal
ve hizmetlerinden ayıran herhangi bir işaret veya işaret kombinasyonu bir marka
oluşturabilecektir. Bu tür işaretleri, özellikle kişisel adlar, harfler, sayılar, mecazi
unsurlar içeren sözcükler, renk kombinasyonları ve bu tür işaret kombinasyonları,
marka olarak tescil edilmek için uygun addedilecektir” şeklinde yapıldıktan sonra
“İşaretler ilgili mal ve hizmetleri ayırt edici kılacak özellikte olmadıkları takdirde
üyeler tescil edilebilirliği kullanım aracılığıyla kazanılan ayırt edici özelliğe bağlı
kılabilirler” diyerek ayırt edici olmayan ibarelerin kullanım sonucu ayırt edici
hususiyet
kazandığını
ispat
etmesi
koşuluyla
marka
olabilmesine
imkân
sağlamaktadır.
Bir üçüncü kişi yasal olarak korunan bir markayı devir veya lisans yoluyla marka
sahibinden onay alarak kullanabilir. TRIPS bu iki yolu göstermekle beraber
markanın lisansa konu olması veya devri ile ilgili bütün kuralları düzenlememiş, üye
ülkelere nispeten sınırlama olmadan devir veya lisansa konu olma ile ilgili kuralları
belirleme yetkisini vermiştir. Lisans verme ile ilgili olarak göz önünde
bulundurulması gereken 21. Madde, markanın zorunlu olarak lisans vermeye tabi
32
33
Bayram, E. B., 2001, s. 7.
Sadettin Akın, Tanınmış Markalar, Türk Patent Enstitüsü Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001, s. 48.
16
tutulamayacağını öngörmüştür. Bununla beraber üye ülkeler TRIPS’in koyduğu
genel hükümlere (md. 1-8) uymak zorundadırlar.34
TRIPS Anlaşması 19. madde bir ve ikinci bentlerinde “Tescilin idame ettirilmesi
için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın
kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri
sürülmedikçe, tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık bir süre
geçtikten sonra idame ettirilebilir. Marka ile korunan mal ve hizmetlere uygulanan
ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi, markanın
kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak
doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul
edilecektir. Bir markanın sahibinin kontrolüne tabi olarak bir başka şahıs tarafından
kullanılması, markanın tescili idame ettirmek amacıyla kullanımı olarak kabul
edilecektir.” diyerek markayı kullanma koşulunu belirtmiştir.
TRIPS 20. maddesi ulusal hukukların, markanın kullanılması için ek yükümlülükler
getirip getirilemeyeceği hususunu düzenlemektedir. Kural olarak bu tür ek
yükümlülükler, markanın kullanılmasına haksız bir yük getirmediği müddetçe
istenebilecektir. Bundan dolayı TRIPS’e üye ülkeler markanın kullanılmasında ek
yükümlülüklere uyulmasını isteme konusunda özgürdürler. Bu ek şartlar lisans alan
tarafından üretilen ürünlerin üzerinde bu hususu belirtilen ibarelere yer verilmesi ya
da bazı ürünlerde (örneğin tütün mamulleri) markanın kullanılmasını kısıtlama
şeklinde olabilir.35
1.2.4
Markaların
Tescilinde
Eşyaların
ve
Hizmetlerin
Uluslararası
Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Anlaşması
Markaların tescili amacıyla Eşyalar ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılması ile
ilgili Nice Anlaşması 15 Haziran 1957’de imzalanarak, 8 Nisan 1961’de yürürlüğe
girmiştir. Ülkelerin marka tescili yapılan eşyaların sınıflandırılmasına duydukları
34
Szalewski J. S., The International Protection of Trademarks After the TRIPS Agreement,
2006, s. 198.
35
Szalewski, J. S., 2006, s. 198.
17
ihtiyaç 19. yüzyıl ortalarına kadar gitmektedir. Karışıklıkları gidermek, tıkanıklığa
yol açmamak ve tescilli markaları kontrol altında tutabilme ihtiyacı o günlerde ortaya
çıkmıştır. Değişik ülkeler kendi sınıflandırma sistemlerini geliştirerek sorunun
çözüm yoluna gitmişlerdir. Her ülkenin ayrı sınıflandırma sistemine gitmesi, zamanla
değişik ülkelerde tescil almak isteyen başvuru sahiplerini ve ofisleri zor duruma
sokmuş, zaman kaybına neden olmuş ve uluslararası bir sisteme geçilmesi
gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple oluşturulan Nice Anlaşması 14 Haziran
1967’de Stokholm’de ve 13 Mayıs 1977’de Cenevre’de revize edilerek son şeklini
almıştır. Ülkemizin bu Anlaşmaya katılımı 12.07.1995 tarih ve 95/7094 Sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiştir. Anlaşma Türkiye için 01.01.1996
tarihinde yürürlüğe girmiştir36
Anlaşma 14 maddeden oluşup, Anlaşmaya göre marka tesciline esas oluşturacak mal
ve hizmetler 45 sınıfa ayrılmaktadır; bunlardan ilk 34 sınıfta mallar, kalan 11 sınıfta
hizmetler yer almıştır. Her bir sınıf da kendi aralarında alt sınıflara ayrılmaktadır. Bu
sınıflandırma her yıl üye ülkelerden katılan uzmanlarca gözden geçirilmektedir.
Günümüzde mal ve hizmetlerde meydana gelen hızlı değişikliklerden dolayı
sınıflandırma gözden geçirmelerinin her yıl yapılması planlanmaktadır.
Nice Anlaşması, her ülkeyi kendisine uygun hukuki çerçevede bu anlaşmayı
uygulamakta serbest
bırakmıştır. Özellikle halen tescil edilmiş markaları
sınıflandırma hususunda ve hizmet markalarını uygulamaya koyma konusunda
ülkeleri zorlamamaktadır.37
1.2.5
Markaların Figüratif Elemanlarının Sınıflandırılmasına İlişkin Viyana
Anlaşması
Viyana Anlaşması 12 Haziran 1973 tarihinde Viyana’da hazırlanmış ve 1 Ekim
1985’te değişiklik yapılmıştır. Türkiye’nin, Viyana Anlaşmasına katılımı 12.7.1995
tarih ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiş olup, Türkiye
36
TPE, “Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar ve Türkiye’nin Bu Anlaşmalarla İlgili
Durumu”, Eylül 2004, (Uluslararası Anlaşmalar), s. 16.
37
Adalı, G., 2008, s.88.
18
açısından 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girmiş olup38
Anlaşma 17 maddeden
ibarettir.
Uluslararası sınıflandırma yapılmadığı taktirde, her ofisin kendi sistemini geliştirmek
zorunda kalacağı düşünülerek, başvuruların sınıflandırılması ve araştırılması için
ortak kullanım amacıyla bu sistem oluşturulmuştur. Uluslararası başvuru değişimleri
esnasında bu sınıflandırmayı kullanan ülkeler çok sayıda tekrar sınıflandırma yapma
ve zaman kaybından kurtarılmıştır. Viyana sınıflandırması, hiyerarşik bir sistemle
şekilleri genelden özele doğru, kategori, bölüm ve sınıflara ayırarak hazırlanmıştır.
Gerektiği yerlerde açıklayıcı notlarla, sınıfların kapsamı belirtilmiştir. Örnek
verilecek olursa;
Sınıf (2) İnsanlar
Sınıf (2.1) Erkekler
Sınıf (2.3) Kadınlar
Sınıf (2.5) Çocuklar gibi.39
1.2.6
The Trademark Law Treaty (TLT, Marka Kanunu Anlaşması)
Anlaşma 27 Ekim 1994 tarihinde Cenevre’de kabul edilmiştir. Bu anlaşmayla
ulaşılmak istenen amaç, marka tescil prosedürlerini basitleştirip harmonize
etmektedir. Bu amaç doğrultusunda marka tescili prosedürü; tescil başvurusu, tescil
ve tescil sonrası işlemler olarak üçe ayrılmıştır. Her bir aşama için ulusal ofislerce
yürütülecek işlemlerin ve talep edilecek belgelerin tek tip olması hedeflenmiştir.40 Bu
anlaşma ile hem ofislerin belge sayısı azaltılarak, dosya yükü hafifletilmekte, hem de
başvuru
sahipleri
için
belge
tamamlama
süreci
ve
yapacağı
masraflar
azaltılmaktadır.41
38
(www.tpe.gov.tr).
Adalı, G., 2008, s. 89.
40
Üzer M. B. , Marka Hakkına Tecavüz ve Tecavüzden Kaynaklanan hukuk Davaları, Yüksek
Lisans Tezi, Kocaeli, 2008, s.15.
41
Noyan, E., 2004, s.80.
39
19
Bu amaçlara ulaşabilmek için; ilk olarak başvuru aşamasında, TLT marka tescil
ofislerinin başvuru ya da marka sahibinden neleri isteyip neleri isteyemeyeceğini
belirlemiştir. Bir marka ofisinin ad, adres, marka ile ilgili diğer belgeleri, mal ve
hizmetlerin ait olduğu sınıf bilgilerini ve markanın kullanılacağına dair beyanın
bildirilmesini talep edebileceğini öngörerek istenebilecek bilgileri sınırlamıştır.
TLT tescil aşamasından sonra, isim ve adres değişikliklerinde, devir ve
yenilemelerde ofislerin isteyebileceği en fazla evrak sayısı belirtilmiş olup tescil için
ilk başvuru aşaması ile 10 yıllık süreden sonraki yenileme sürecini aynı standarda
bağlamıştır.
Birden fazla tescil veya başvurularda isim, adres ve unvan değişikliği gerektiği
hallerde tek bir başvurunun yeterli olması öngörülmüştür. Başvurular için
vekâletname, adres, isim ve unvan değişiklikleri için standart formlar hazırlanmış,
marka tescilinden feragat etme talebi dışındaki imzalarda, imza tasdiki veya noter
tasdiki gibi talepler kaldırılmış ve bunlar dışında üye ülkelerin ek formaliteler
koymaları kesinlikle yasaklanarak marka tescil aşamasındaki masrafların azaltılması
sağlanmış olup eşyalar ve hizmetler için uluslararası sınıflandırma kullanılması esası
getirilerek, hizmet markaları için Paris Sözleşmesi hükümlerine başvurulabileceği
belirtilmiştir. Ayrıca birden fazla sınıfa giren mal ve/veya hizmetler için tek bir
marka başvurusu yapma imkânı sağlamış bulunmaktadır.42
TLT marka hakları için uluslararası tescil ya da başvuru sistemi sağlayan bir anlaşma
olmak yerine markaların korunması için, tescil prosedürlerinin gerçek bir
harmanizasyonun (uyumlaştırılmasının) ana hatlarını belirlemeye çalışmıştır.
Türkiye’nin Anlaşma’ya katılmasını uygun bulan 5118 sayılı Kanun 14.04.2004 tarih
ve 25433 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Anlaşma metni ise 23.09.2004
tarih ve 25592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
42
Taş, İ. , Uluslararası Marka Tescili, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007, s.18-19.
20
1.3
WIPO ve Uluslararası Büronun Sistemdeki Yeri
Bütün dünyada fikri mülkiyetin korunmasının geliştirilmesine yönelik tedbirlerin
alınmasını gerçekleştirmeye ve bu sahada milli mevzuatların birleştirilmesine hizmet
eden WIPO konuyla ilgili diğer görevlerinin yanında, Paris Birliği ve bu Birlik ile
irtibatlı kurulmuş özel Birliklerin idari hizmetlerini yürüten bir kuruluştur (WIPO
Kuruluş Sözleşmesi md. 4).
Anlaşma ve Protokol’ün 11. maddesi ve Paris Anlaşmasının 15(1) maddesi uyarınca
Birliğe ait idari görevlerin “Uluslararası Büro” (International Bureau)
sağlanacağı hükmü mevcuttur.
tarafından
Birliğin muhtelif organlarının sekretaryasını
oluşturan bu Büro sınaî mülkiyetin korunması için hizmetlerde bulunur ve aylık bir
mecmuada yayınlar.
WIPO Kuruluş Sözleşmesi’nin 9. Maddesinde, Uluslararası Büronun Dünya Fikri
Mülkiyet Teşkilatının sekretaryasından oluştuğu ve genel müdür ile iki yardımcısı
tarafından idare edildiği belirtilmiştir. Uluslararası Büro; uluslararası tescil ve buna
bağlı görevler, Birliğe ait olan diğer işlerin yerine getirilmesinden sorumludur. Büro
Birliğin talimatları doğrultusunda Protokolün revizyonu konusundaki konferansların
ve diğer çalışmaların hazırlıklarını yapar.
Büro söz konusu bu revizyon konferanslarının hazırlıkları için uluslararası resmi ve
resmi olmayan kuruluşlarla istişarelerde bulunur ve protokol gereğince kendilerine
verilen diğer işleri yapar.
1.4
Uluslararası Tescil Sistemleri
Paris Sözleşmesinin imzalanmasından sonra sınaî mülkiyet haklarıyla ilgili birçok
uluslararası anlaşma imzalanmış ve markalar, patentler ve endüstriyel tasarımlarla
ilgili çeşitli uluslararası tescil sistemleri oluşturulmuştur.
21
Bu kapsamda, markaların uluslararası tesciline ilişkin iki çeşit sistemin varlığından
söz edilebilir. Birincisi, sadece belirli bir bölgede yer alan ülkeler kapsamında
koruma sağlayan bölgesel sistemlerdir. İkincisi ise bir Anlaşma çerçevesinde
düzenlenen ve belli bir coğrafi kapsam gözetmeksizin koruma kapsamının anlaşmaya
taraf olan ülke ya da örgütlerin tamamı ya da bir kısmı için geçerli olduğu
uluslararası sistemlerdir.
1.4.1
Bölgesel Sistemler
Başvuru sahibinin markasını birden fazla ülkede tescil ettirebilmesine olanak
sağlayan üç bölgesel sistem mevcuttur. Bunlar; Topluluk Marka Sistemi, Benelüks
Marka Tescil Sistemi ve Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü(OAPI)’dür.
1.4.1.1 Benelüks Marka Tescil Sistemi
Benelüks Marka Tescil Sistemi 1971 yılında Belçika, Hollanda ve Lüksemburg
tarafından oluşturulan Bölgesel bir Marka Koruma Sistemidir. Benelüks Marka
Tescil Sisteminde mezkûr ülkeler tarafından ortak bir marka kanunu oluşturulmuş ve
bütün işlemler tek bir ofis vasıtasıyla yürütülmektedir. Benelüks Marka Kanunu
Avrupa’nın en kapsamlı ve en modern marka kanunlarından biri olarak
değerlendirilir. Topluluk Marka Direktifinin oluşturulmasında önemli bir konuma
sahiptir. Benelüks Marka Ofisine yapılan başvurular tescil edilmeye hak kazanırsa
söz konusu her ülkede ayrı ayrı marka korumasına hak kazanır.43
1.4.1.2 Topluluk Marka Sistemi
Bölgesel sistemlerden Topluluk Marka Tescil Sistemi ise Avrupa Birliği üyesi 27
ülke kapsamında koruma sağlamaktadır. Diğer iki bölgesel sisteme göre çok daha
kapsamlı ve tercih edilen bir sistemdir. Ayrıca Benelüks Sistemi’ni oluşturan üye
43
Gielen Charles, Likelihood of Association: What does it mean?Trademark World 84, 1996, s.20
22
ülkelerin hepsi Avrupa Birliği üyesi olduğu için koruma kapsamı bu ülkeleri de
içermektedir.44
1.4.1.3 Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü (OAPI)
OAPI, Orta ve Batı Afrika ülkelerinden Benin, Burkina-Faso, Kamerun, Orta Afrika
Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Gabon, Gine, Gine-Bissau, Fildişi Sahilleri, Mali,
Mauritania, Nijerya, Senegal, Togo’nun üyesi olduğu bir sınaî mülkiyet örgütüdür.
Bu örgütün faaliyetleri kapsamında marka tescil işlemleri de yer almaktadır.
Örgütün resmi dilleri İngilizce ve Fransızcadır.45
1.4.2
Uluslararası Sistemler
Bu kapsamda, uluslararası sistemler arasında Markaların Uluslararası Tesciline
İlişkin Madrid Anlaşması ve bu anlaşmaya ilişkin Protokolden oluşan Madrid
Sistemi sayılabilir. Bu sistemin kapsamı gayet geniştir ve başvuru sahiplerine hızlı,
ucuz ve etkin bir uluslararası marka başvurusu yapma ve uluslararası düzeyde
korumadan yararlanma olanağı sunmaktadır.
Bu tezin esas kapsamını uluslararası tescil sistemlerinden Madrid Protokolü olduğu
için ilerleyen bölümlerde bu sistem detaylı bir şekilde incelenecektir.
44
45
Bayram, E. B., 2001, s.12.
Bayram, E. B., 2001, s.12.
23
MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİNE İLİŞKİN
2
MADRİD SİSTEMİ
2.1
2.1.1
Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması
Madrid Anlaşması’nın Tarihçesi
Paris Sözleşmesi sınaî mülkiyet haklarına dair birbirinden farklı birçok konuyu içeren
özel anlaşmaları düzenlemektedir. Bu anlaşmalar daha sonra uyumlaştırılmakta ve
uluslararası sisteme entegre olmaktadır. Paris Sözleşmesi kapsamında düzenlenen bir
özel birliğe katılabilmek için öncelikle Paris Sözleşmesi’ne üye olmak gerekmektedir.
Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması da böyle bir
düzenlemedir. Madrid Anlaşması, Paris Sözleşmesi’nin üye ülkelerin kendi aralarında
anlaşmalar
yapabileceği
46
düzenlenmiştir.
hükmünü
içeren
19
uncu
maddesi
kapsamında
Markaların tesciline ilişkin Madrid Sistemi Madrid Anlaşması ve
Madrid Protokolü’nden oluşmaktadır.
Paris Anlaşması’na göre başvuru sahipleri her ülkede ayrı ayrı tescil başvurusu
yapma hakkına sahipti ancak bu süreci pahalı ve zaman alıcı bir sistem haline
getirmişti. Bu duruma çözüm maksadıyla uluslararası bir tescil sistemi oluşturma
ihtiyacı birçok ülke tarafından hissedilmişti. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda Madrid
Anlaşması
Paris Sözleşmesinin
Madrid’deki
gözden geçirme toplantısında
tamamlanmış ve Paris Sözleşmesine taraf 14 ülkeden 8’inin imzalamasıyla 14 Nisan
1891 tarihinde imzalanmıştır. Anlaşma’nın yürürlüğe giriş tarihi 13 Haziran
1892’dir.
Madrid Anlaşması ile marka sahiplerine uluslararası büroda yapılacak tek bir tescil
başvurusu işlemiyle anlaşmaya taraf olan ülkelerin hepsinde markalarının korunması
imkânı getirilmiştir. Böylelikle tekbir dilde tekbir başvuru yaparak sisteme taraf
birçok ülkede marka tescili elde etme imkânı sağlanmıştır. Ayrıca tescil işleminden
46
Bayram, E. B., 2001, s.14.
24
sonra adres, unvan, sahip değişikliği veya mal/hizmet kısıtlamaları gibi işlemler daha
önce başvuru yapılmış ülkelerde tek bir başvuru ile yapılma imkânı elde edilmiştir.
Bu Anlaşma daha sonra 1892’de Belçika, Fransa, İspanya ve İsviçre’nin, 1893
yılında Hollanda ve Portekiz, 1894 yılında İtalya’nın katılımı ile daha da işlerlik
kazanmıştır.
Madrid Anlaşması 1900 yılında Brüksel’de, 1911 yılında Washington’da,
1925
yılında Lahey’de, 1934 yılında Londra’da, 1957 yılında Nis’te 1967 ve son olarak da
1979 yılında Stockholm’de revize edilerek geliştirilmiştir.
2.1.2
Madrid Anlaşması’nın Özellikleri
Her bir üye ülkedeki işaretin marka olarak tescil edilmesi ve koruma altına alınması
hususunda aranan şartlar ve bu konuda izlenen sürece ilişkin olarak üye ülkeler
arasında farklılıkların mevcudiyeti gibi mülkilik ilkesinden kaynaklanan sakıncalar,
Madrid Anlaşmasıyla büyük ölçüde aşılabilmiştir. Getirilen sistemle, bir işarete marka
korunması sağlanmasına yönelik formaliteler, esaslı surette azaltılmış ve bu konuda
marka sahiplerine büyük bir kolaylık getirilmiştir.
Kolaylıklardan en önemlisi, bir işaretin üye ülkelerde marka olarak tescil ettirilmek
istenmesi halinde, her bir ülkede ayrı ayrı başvuru yapılması yerine tek bir dil
kullanmak suretiyle yapılan tek bir uluslararası başvurunun yeterli görülmesidir. Bu
anlaşma
uyarınca,
menşe
ofisi
vasıtasıyla
yapılan
uluslararası
tescil
başvurusunun,(Cenevre’de bulunan) WIPO nezdindeki Uluslararası Büro tarafından
tescil edilmesi, uluslararası başvuruda belirtilen (koruma talep edilen) akit taraflara
doğrudan başvuru yapılmasının sonucunu doğurur. Başka bir ifadeyle, uluslararası
tescil, markanın korumanın talep olunduğu akit devletin marka ofisine doğrudan tevdi
olunması anlamına gelmektedir(md. 4).47
47
Kırca İ. , Markaların Milletlerarası Tescili, Ankara, 2005, s.7
25
Madrid Anlaşması kapsamında uluslararası başvuru yapabilmek için; Anlaşma’ya
taraf bir ülkenin vatandaşı olmak veya Anlaşma’ya taraf olan bir ülkede yerleşik
olmak ya da Anlaşma’ya taraf bir ülkede gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari
işletmeye sahip olmak gerekmektedir(Anlaşma md:1-2).
Anlaşma’ya taraf bir ülkede gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari isletmeye sahip
olmaktan kasıt başvuranın işletme merkezi olup şube veya bağlı ortaklıklarının
bulunması bu kapsamda sayılmamaktadır.48 Ancak söz konusu kişinin Madrid
Birliğine üye ülkelerin hiç birinde gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari işletmesi
bulunmuyor ise uluslararası başvuru bu kişinin yerleşim yerinin (ikametgâhının)
bulunduğu Madrid Birliğine üye ülkenin ofisi vasıtasıyla da yapılabilir. Bu koşul da
gerçekleşmiyorsa, kişinin vatandaşı olduğu Madrid Birliğine üye ülke esas alınır
(Anlaşma md. 1.3). Anlaşma’nın bu özelliği, “kademe (the cascade/kaskade)” olarak
tanımlanmaktadır.
Ayrıca markanın anlaşma şartları dâhilinde başka bir ülkede tescil başvurusunda
bulunabilmesi için kendi ülkesinde tescilli bir markaya sahip olması gerekmektedir.
Bu tescilli markaya “esas tescil” adı verilir. Başvuru sahibi ulusal ofise bu “esas
tescili” temel alarak başvuruda bulunur.
Başvuru sahibi ulusal başvurusunda tescilini talep ettiği ülkeleri belirtir. Uluslararası
marka tescili için yapılacak başvurular, esas tescilin yapıldığı ulusal ofis tarafından
şekli açıdan inceledikten sonra Cenevre’de bulunan Uluslararası Büro’ya(WIPO)
gönderir (Anlaşma md.1.2). WIPO başvuruyu şekli olarak inceler ve uygun bulursa
bir tescil numarası verip “WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi”nde yayınlar. Daha
sonra başvuru, koruma talep edilen üye ülkelere (belirlenen akit taraflar), o ülkelerin
ulusal mevzuatları çerçevesinde incelenmek üzere gönderilir. Belirlenen akit taraf
marka başvurusuna ilişkin olarak bir yıl içerisinde bir red cevabı göndermezse,
marka o ülkede tescil edilmiş sayılır.49
48
Annand, R. E., Norman, H. E., Blackstone’s Guide to the Trademarks Act, London, 1994. s.
263; WIPO, “Guide to the International Registration of Marks”, Cenova, WIPO Publication, 1975
s. 16.
49
Bayram, E. B., 2001, s.16.
26
Bir uluslararası tescil sahibi, markasının tescilinden sonraki herhangi bir zamanda,
talepte
bulunarak
korumanın
Madrid
Anlaşması’na
taraf
diğer
ülkelere
genişletilmesini sağlayabilir. Tescil sahiplerinin böyle bir talepte bulunma nedenleri
çok çeşitli olabilir. Şöyle ki marka sahibinin uluslararası tescil başvurusu esnasında
öngöremeyeceği şekilde ticari faaliyetlerinin sonradan belirlediği bu ülkelere
yayılması, sonradan belirlenen bu ülkelerin tescil başvurusu esnasında Anlaşma’ya
taraf olmayıp daha sonradan katılmış olmaları gibi sebeplerle başvuru esnasında
koruma talep edilmeyen ülkeler sonraki belirlemelerin konusu olabilmektedir. Bu
şekilde oluşan ülkesel genişlemeler uluslararası tescil ile aynı statüde kabul edilir.50
Uluslararası marka başvurusunun sahibi ulusal ofisteki başvuru tarihinden itibaren
altı ay içerisinde rüçhan talep etme hakkına sahiptir.
Anlaşmanın önemli hükümlerinden biri de “merkezi saldırı” (central attack)
hükmüdür. Bu hüküm gereğince uluslararası tescil beş yıl boyunca ana ülkede tescile
bağımlıdır. Eğer bu beş yıllık süre boyunca uluslararası tescile konu bir marka, ulusal
ofisinde esas tescilin iptali, hükümsüz kılınması ya da geri çekilmesi gibi sebeplerle
mal ve hizmetlerin tümü veya bir kısmı bakımından korumasını kaybederse, söz
konusu mal ve hizmetlerin uluslararası tescilinden kaynaklanan koruma artık koruma
talep olunan ülkelerin hiçbirinde geçerli olmayacaktır.
Aynı şekilde uluslararası tescilden itibaren beş yıllık süre zarfında esas tescile karşı
kanun yollarına başvurulması durumunda da aynı hüküm uygulanır (Anlaşma md.
6.3). Bu beş yıllık sürenin geçmesinde sonra her ülkedeki başvuru merkez ülkedeki
başvurudan etkilenmeyerek bağımsız bir hal alır.
Uluslararası tescile, menşe ülke ulusal ofisinde markanın tescil edildiği mal ve
hizmetler için başvurulabilir, esas tescilin kapsamadığı mal ve hizmetler uluslararası
tescile konu edilemez. Buna karşılık esas tescile konu mal ve hizmetlerden sadece bir
50
Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 265.
27
kısmı uluslararası tescile konu edilebilir ya da esas tescile konu mal ve hizmetler
birden fazla başvuru yapılarak uluslararası tescil elde edilebilir.51
Madrid Anlaşması’na taraf olmayan bir ülkenin girişimcileri,
Anlaşma’ya taraf
ülkelerden birinde yerleşik ise ya da ticari bir işletmeye sahip ise Anlaşma
kapsamında başvuruda bulunabilmektedir.
Madrid Anlaşması’nın yürürlüğe girişinden itibaren üye ülke sayısı artmış olsa da
1979 yılına kadar toplam üye ülke sayısı 25’i geçmemiştir. Anlaşma, aslen global ve
kapsamlı bir uluslararası tescil sistemi olarak ortaya çıkmış, ancak geniş kapsamda
uluslararası kabul görmediği için amacına ulaşamamıştır. Güney ve Orta Amerika
ülkeleri, Asya ülkelerinin birçoğu ile Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Japonya
gibi dünyadaki pek çok ülke Anlaşma’ya taraf olmayı kabul etmemişlerdir. Ancak
yine de Madrid Anlaşması popüler bir sistem olduğunu kanıtlamıştır. 1997 yılının
sonunda 333.000 uluslararası tescilin yürürlükte olduğu belirlenmiştir.52 Anlaşmanın
dezavantajlarının yanında o zamanın şartlarına göre büyük avantajlar sağlaması
anlaşmanın imzalanmasından sonraki her yılda tescil ve yenileme sayıları hızla
artmıştır.
Uluslararası Büro’da bir markanın tescili yirmi yıllık bir süre için mümkün olup
yirmi yıllık sürelerle tescilin yenilenmesi mümkündür (Anlaşma md. 6). Eğer
başvuru sahibi tarafından ilk on yıllık süre için başvuru ücretleri ödenmiş ise koruma
bu on yıl için geçerli olacaktır. Üzerinde durulması gereken asıl husus Anlaşma’nın
Madrid Birliği’ne üye ülkelerin çoğunda on yıl olan koruma süresini yirmi yıl gibi
uzun bir süre olarak düzenlemiş bulunmasıdır.53 Uluslararası Büro bu sürenin
bitiminden altı ay önceden resmi olmayan bir yazıyla tescilin süresinin biteceğini
yenileme işlemi yapılması gerektiğini marka sahibine ve marka vekiline bildirir.
Gerekli yenileme ücretlerini yatırmak ve mal/hizmet listesinde değişiklikler
yapmamak koşuluyla tescil süresi sonsuz olarak uzatılabilmektedir(md 7.)
51
Guide to the International Registration of Marks, 1975, s.17.
52
Terril, L., Towards Implementation of The Madrid Protocol inThe United States, The
Trademark Reporter, No:89, 1999, s.923
53
Becker, P. Trademarks: Legal and Business Aspects Netherlands, 1994, s.15.
28
Yönetmelik madde 7.2’de “Özellikle, uluslararası tescil için başvurularda,
değişikliklerin kaydedilmesi için yapılacak taleplerde, başvuru ve taleplerle ilgili
yazışmalarda, korumanın reddedilmesinde, itirazı takip eden nihai kararda,
Uluslararası Büro tarafından uluslararası tescil sahibinin bulunduğu ülkeye
yapılacak hükümsüzlüğe ilişkin bildirim ve bilgi aktarımlarında tescilden gelen
özetler Fransızca olmalıdır" denilerek resmi dilin Fransızca olduğu belirtilmiştir.
2.1.3
Madrid Anlaşması’nın Avantajları
Madrid Anlaşması uluslararası tescil sistemlerinin temeli olmuş ve başlangıcından bu
yana marka sahipleri için önemli kolaylıklar getirmiştir. Sınaî mülkiyet haklarının
önemli bir alt dalı olan marka kavramı Madrid Anlaşması ile birlikte yeni bir bakış
açısı kazanmış ve bu Anlaşma ile birlikte markaların uluslararası tescili konusundaki
boşluklar da önemli oranda doldurulmuştur.54
Madrid Anlaşmasının en önemli avantajlarından birisi, marka menşe ülkede tescil
edildikten sonra marka sahibi korumanın sağlanmasını istediği akit tarafların
ofislerine ayrı ücret ödemek ve farklı dillerde başvuru formu doldurmak yerine tek bir
ücret ödeyerek ve tek bir form doldurarak belirlediği ülkelerde marka koruması
sağlamasını isteme hakkına sahiptir. Sistemin diğer bir avantajı da benzer şekilde
yenilemelerin ve markada yer alan adres, nevi değişikliği, devir, feragat gibi
değişikliklerin tek bir taleple tüm ülkelere iletilmesi ve tek bir başvuruyla birden fazla
ülkede işlem yapılabilmesidir. Ayrıca başvuru esnasında tescil için seçilmeyen
ülkelere sonradan tescilin genişletilebilme imkânı bulunmaktadır.
Marka sahibi koruma istediği akit taraf ofislerinden markanın tesciline ilişkin olumlu
bir kararın gelmesini beklemek zorunda değildir. Eğer bir yıl içerisinde başvurulan
ofis tarafından herhangi bir red bildiriminde bulunulmaz ise markanın ilgili Akit Taraf
ofislerince korunduğu anlaşılır. Bu da sistemi hızlı ve pratik kılan önemli bir etkendir.
54
Bayram, E. B., 2001, s.17.
29
Mal ve hizmet sınıflandırmasında geniş tescil imkânı sağlayan uluslararası tescil
sistemini kullanma imkânı bulunmaktadır. Tescil koruma süresi olarak birçok ülkede
on yıl olan koruma süresi Madrid Anlaşmasında yirmi yıldır.
Madrid Anlaşması ulusal ofisler için de birtakım avantajlar taşımaktadır. Örneğin,
ulusal ofislerin Uluslararası Büro tarafından gönderilen başvuruları sınıflandırmak ya
da yayınlamak gibi zorunlulukları yoktur. Bu da ulusal ofisler için iş yükünün
azalmasına yol açacak ve uluslararası tescil sisteminin daha etkin bir şekilde
yürütülmesine yardımcı olacaktır.55
2.1.4
Madrid Anlaşması’nın Dezavantajları
Anlaşmanın birçok avantajı olmasına ve üye ülkelerin marka sahipleri tarafından
yoğun bir şekilde kullanılmasına rağmen, Anlaşmaya üye ülke sayısı göreceli olarak
düşük ve coğrafi olarak da sınırlı kalmıştır. Bu durum, Anlaşmanın birçok özelliğinin
ülkelerin katılımını engeller nitelikte olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkelerin
Madrid Anlaşması’na geniş katılımını engelleyen başlıca özellikler beş ana başlıkta
toplanabilir.56
1) Bir yıllık inceleme süresi: Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkenin Madrid
Anlaşması’na girmeme nedenlerinden en önemlisi red bildirim süresinin bir yıl ile
sınırlı tutulmasıdır. Çoğu ülkede başvuru ve incelenmesi bir yıldan uzun bir süreyi
kapsamaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler için sisteme dâhil olmanın çok fazla önemi
kalmamaktaydı.
Birçok
ülke
için
Madrid
Anlaşmasının
en
önemli
dezavantajlarından biri bu süre kısıtlamasıdır.
2) Esas tescil zorunluluğu: Anlaşma gereğince Uluslararası bir başvuruda
bulunabilmek için markanın ilk olarak ulusal ofisince tescili gerekmektedir.
Birçok ülkede marka başvurularının incelenmesinin uzun bir zaman aldığı göz
önüne alındığında uluslararası marka tescili kolay ve hızlı bir şekilde
55
Bayram, E. B., 2001, s.18.
Dr. Ludwig Baeumer, “The Madrid Protocol: the view from the WIPO”, Hugh C. Hansen (Ed.),
International Intellectual Property Law & Policy içinde (279-288), London, 1996, s. 282; Taş İ., 2007, s.35.
56
30
olamamaktadır.
Anlaşmadan
istenilen
verimi
almada
bir
eksiklik
oluşturmaktadır.
3) Merkezi saldırı: Menşe ofisteki bir tescil uluslararası başvurudan itibaren 5
yıllık süre içinde iptal edilir, hükümsüz kılınır ya da geçersiz sayılırsa
belirlenen akit tarafların tümünde elde edilen tesciller de geçersiz sayılacaktır.
Bu hüküm daha sonraki hak sahiplerini uluslararası marka tescil sahipleri
karşısında
avantajlı
bir
konuma
getirmektedir.
Şöyle
ki,
markanın
geçersizliğini ileri süren, eğer menşe ülkede güçlü haklara sahipse marka
tescilinin genişletildiği diğer ülkelerde bu geçersizlik güçlü bir hak
olmamasına hatta geçersizlik sebebi sayılmamasına rağmen uluslararası marka
tescilini hükümsüz kılabilmektedir. İtiraz eden ulusal ofiste yapacağı tek bir
itiraz
ile
marka
tescilinin
genişletildiği
bir
dizi
tescili
ortadan
kaldırabilmektedir.57
4) Ücretler: Anlaşma başvurular için “uluslararası ücret” olarak adlandırılan; esas
ücret, ek ücret ve tamamlayıcı ücretler için bir ücret cetveli öngörmektedir.
Uluslararası ücret, menşe ofis tarafından uluslararası başvurunun dosyalandığı an
alınır ve WIPO’ya gönderilir. Esas ücretin menşe ofislere dönüsü, yıllık olarak
üye ülkeler arasında eşit paylaşım seklindedir. Ek ve tamamlayıcı ücretler ise yıl
boyunca her birinde yapılan marka başvuru sayısı oranına göre üye ülkeler
arasında paylaşılır. 58
Anlaşmanın öngördüğü bu ücret sistemi üye ülkelerin karşılıklı aynı yükü
yüklenmelerini öngörmektedir. Bu durumda taraf ülkelerin hepsi uluslararası
tescil işlemlerini bir yıllık süre içinde tamamlamak zorundadır. Özellikle
Amerika, onbinlerce Amerika vatandaşı olmayan kişiden gelecek başvurular
nedeni ile bu yükü yüklenme konusunda gönülsüz davranmıştır. Birçok küçük ve
orta ölçekli Amerikalı şirket de bu hükmü kendileri için rekabeti engeller bir blok
olarak görmüştür. Ulusal ofislerin artan masrafları karşılamak için ek ücretler
koyamamaları da ulusal ofisleri zor durumda bırakmaktadır. Genelde ulusal
ofisler, uluslararası bir tescilin kendi ülkelerine genişletilmesinden, kendi
57
Tatham, “Central Attack’ and the Madrid Agreement”, s. 92; Taş, İ., 2007, s. 35-36.
Lewıs, T.I. “Towards Implementation of the Madrid Protocol in the United States”, The
Trademark Reporter, Vol. 89, 1999, s. 926.
58
31
vatandaşları tarafından yapılan yerel tescillerden daha az ücret almakla karşı
karşıya kalmışlardır. Bu nedenle çoğu ülke Madrid Anlaşmasını kabul edilemez
bulmuş ve Anlaşmaya katılmamıştır.59
5) Resmi başvuru dili: Yönetmelik madde 7’de Uluslararası başvuruların yapılması
ve Uluslararası Büro ile yazışmaların Fransızca olarak yapılmasını öngörmektedir.
Bu durum birçok ülkenin ulusal ofislerinde idari zorluklara yol açmaktadır. Ulusal
ofisler WIPO ile iletişimini sağlayabilmek için elde olan tüm dokümanları
Fransızcaya çevirmek zorundadır. Bu durum zaman kaybı ile birlikte ekstra
masrafları beraberinde getirmektedir ve Bazı ülkelerin anlaşmaya girmeme
nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
1955 yılında İcra Vekilleri Heyeti, 1618 sayılı Kanunun 1. Maddesine istinaden,
21.5.1955 tarih ve 4/5215 sayılı Kararname ile Türkiye’nin, Madrid Anlaşması’ndan
çekilmesine karar vermiştir. 10.9.1956 tarihine kadar Madrid Anlaşması hükümlerine
göre tescil edilen uluslararası markaların, menşe ülkede korumasının devamı şartıyla,
uluslararası tescil süresi sonuna kadar Türkiye’de korunmalarına devam edileceği
belirtilmiştir. Madrid Anlaşmasından çekilmemize gerekçe olarak Türkiye’nin
uluslararası tescil sisteminden, iktisadi açıdan faydadan çok zarar görmesi
gösterilmiştir. Merkezi sicile kayıtlı çok sayıda yabancı markanın Türkiye’de
korunmasına karşılık, aynı imkândan yararlanarak uluslararası düzeyde korunan Türk
markalarının sayısının azlığı ve yabancı markaların Türkiye’de korunabilmesi için
ayrıca tescil edilmelerine gerek kalmamasının sebep olduğu döviz kayıpları
gösterilmiştir.60
2.2
2.2.1
Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü (1989)
Madrid Protokolü’nün Tarihçesi
1970'li yıllara gelindiğinde, Madrid anlaşmasının imzalanmasından beri yaklaşık
bir asır geçmesine rağmen ve anlaşma metninde birçok kez değişiklik
59
Lamoureux, G. G.,“Importance of the Paris Convention for the Protection of Industrial
Property”, 1994.s. 54; Taş, İ., 2007, s.37.
60
Kırca, İ., 2005, s.10-11.
32
yapılmasına rağmen üye ülke sayısı dünya ülkelerine kıyaslandığında yeterli
sayıya ulaşmamıştı. Ayrıca ABD, Japonya, İngiltere gibi büyük sanayileşmiş
ülkelerin Madrid Anlaşmasına katılmamaları ve katılma konusunda da istekli
olmamaları markaların uluslararası tescilli konusunda yeni çözüm önerileri
aranmasına yol açtı.
Bu ülkelerin anlaşmaya taraf olmamalarında çeşitli sebepler mevcuttu bunlardan
birisi; bir markanın uluslararası tecil başvurusunda bulunabilmesi için menşe
ülkede marka başvurusu yapması yetmemekte markanın tescilli olması
gerekmekteydi. Oysaki ön inceleme sistemine sahip bazı ülkelerde markanın
marka menşe ofis tarafından tescili için uzun ve yoğun bir süreçten geçmesi
gerekiyorken, ön inceleme yapmayan ülkelerde ise tescil işlemi daha kısa
sürmekteydi. Olası red bildirim süresinin bir yılla sınırlı olması ön inceleme
yapan ülke ofislerini zor duruma düşürebilmekteydi.
Bu sistem süre kısıtı
yüzünden ön incelemeli ülkelerdeki başvuru sahiplerinin rüçhan hakkından
yararlanmalarına da mani oluyordu. Bu da haksız rekabetin yaşanmasına neden
olabiliyordu. Bu ve bunun gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi için ve
üye sayısının artırılabilmesi için yeni arayışlar başlamıştı.
Bu konuda ilk somut adım, 1973 yılında atılmıştır. Gerekli ön hazırlıkların
yapılmasından sonra, 17.5.1973-12.6.1973 tarihlerinde Viyana'da gerçekleştirilen
bir diplomatik konferans sonucunda 12.6.1973'de "Trademark Registration Treaty"
(TRT) isimli anlaşma, ABD, İngiltere, (Batı) Almanya, Macaristan, İtalya, Portekiz,
Monako ve San Marino'dan oluşan sekiz devlet tarafından imzalanmıştır. Bu imzalara,
1973'ün sonlarına doğru Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Avusturya ve
Romanya'nın imzaları eklenmiştir. 1975'de Gabun, Burkina Fasso ve Togo, 1977'de
Kongo ve 1980 yılında Sovyetler Birliği'nin katılımıyla TRT, 7.9.1980'de yürürlüğe
girmiştir.61
Ancak uluslararası tescil için markanın daha önce kullanılmış olma şartının
aranmaması ve tescil tarihinden itibaren üç yılı aşmayan kullanılmamasının iptal
61
Kırca, İ., 2005, s.13.
33
sebebi olarak sayılmaması ABD’yi bu sistemden uzak tutmuştur. Özellikle Batı
Avrupa Ülkeleri gibi bazı ülkelerde üyeliklerini ABD’nin üyeliğine bağlamalarından
dolayı TRT anlaşmasını başarısızlığa götürmüştür.
TRT’de yaşanan başarısızlıktan sonra 1980’li yıllarda WIPO yeni arayışlara girdi ve
“Trademark Cooperation Treaty” (TCT) isimli yeni bir girişimde bulundu. Bu
amaçla Uzmanlar Komitesi 1985 ve 1986 yıllarında üç toplantı yapmıştır. Yapılan
bu toplantılarda Madrid Anlaşmasına üye ülkeleri hükümet temsilcileri ile bu
ülkelerdeki ilgili çevreler, prensip itibariyle Madrid Anlaşması'nın muhafaza
edilmesi gerektiğini ve yapılacak değişikliklerin de Avrupa Topluluğu üyesi olup
da Madrid Anlaşması'nı onaylamayan altı ülkenin sisteme katılmasını sağlayacak
hususlarla sınırlı tutulması gerektiğini vurgulamışlardır. Ancak toplantılarda
yaşanan tartışmalar istenilen amacın TCT Anlaşması ile elde edilemeyeceği ve bu
aşamada en doğru çözümün Madrid Anlaşması’nın revizyona tabi tutulması
sonucuna varılmıştır. Böylelikle TCT girişimi akamete uğramıştır.62
1986 yılında WIPO tarafından Madrid Anlaşması’na taraf ülkelerin ve Madrid
Anlaşması’na taraf olmayan Avrupa Birliği üyesi dört ülkenin (İngiltere, İrlanda,
Yunanistan ve Danimarka) marka uzmanlarından oluşan bir grup oluşturuldu ve
Madrid Anlaşması’nın dezavantajlarını ortadan kaldıracak yeni bir uluslararası tescil
sistemi oluşturma çalışmaları başlandı. Bu grubun iki temel görevi vardı: 63
1) Madrid Anlaşması’na taraf olmayan ülkelerin kabul edebileceği yeni bir
uluslararası marka tescil sistemi oluşturmak,
2) 1996 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Topluluk Marka Sistemi ile yeni
sistem arasında bir bağ oluşturmak.
62
Kunze, Gerd F. Kunze Die Neueren Entwicklungen (1992). s.394-395.; Kırca, İ., 2005, s.15-16.
Campbell, D. Trademarks : Legal and Business Aspects, Kluwer, Law and Taxation Publishers,
Boston,1994.; s. 56-57; Bayram, E. B., 2001, s. 20.
63
34
Tartışmalar sırasında uzmanlar Madrid Anlaşması’nın etkin bir biçimde işlediğini ve
Madrid Anlaşması’nda dezavantaj oluşturan hususların ortadan kaldırılması halinde
yeni bir anlaşma oluşturulabileceğine karar verdiler.
Bu toplantı sonrasında WIPO 1986 tartışmaları sonucu ortaya çıkan önerileri taslak
haline getirecek bir hazırlık komitesi oluşturdu. Söz konusu Uzmanlar Komitesi,
Protokol (A) ve Protokol (B) isimli iki ayrı tasarı hazırlamıştır. Protokol (A),
İngiltere, Danimarka İrlanda ve Yunanistan'ın sisteme katılmalarına imkân
sağlayan; Protokol (B) ise, Topluluk markasıyla bağlantı kurulmasına yönelik
hükümle içermekteydi. Bunun üzerine Madrid Anlaşması'nın 1.1. maddesind e
sözü edilen Madrid Birliği, Haziran 1987'de gerçekleştirdiği oturumda 1989 yılı
için bir diplomatik konferans çağrısı ile bu konferans için bir hazırlık komitesi
kurulması kararlarını almıştır. Aralık 1988'de toplanan Hazırlık Komitesi, 1989'da
yapılacak konferans için, iki ayrı protokol metni yerine, anılan iki sorunun da
çözümüne ilişkin hükümler içeren tek bir protokol metni hazırlanması yönünde
karar vermiştir.64
Hazırlanan bu metin üzerinde çalışmalar yapmak üzere 3 Mayıs 1989’da
diplomatik konferans toplanmıştır. Bu konferansta WIPO Madrid Anlaşması’na
yapılan atıfları ortadan kaldıran, kendi kendine yeter yeni bir metin hazırlamıştır.
Nihayet Diplomatik Konferans, 28 Haziran 1989'da "Markaların Uluslararası
Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması İle İlgili Protokol’ü kabul etmiştir. Bu
Protokol, İngiltere, İsveç, İspanya ve Çin'in onay ve katılım belgelerini tevdi
etmeleri suretiyle, (1 Nisan 1996'dan itibaren uygulanmak üzere) 1 Aralık
1995'de yürürlüğe girmiştir (bu hususta bkz. Protokol, md. 14.4.a). 65
Aralarında birçok benzerlik olmasına karşın Madrid Anlaşması ve Madrid Protokolü
iki farklı anlaşmadır. Ancak benzerlikleri dolayısıyla ve bir ortak yönetmelikle
düzenlenmiş ortak kuralları içerdikleri için birbiriyle ilişkilidirler. Bu sebeple, bu iki
sistem “Madrid Sistemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu iki anlaşmanın bir sistem
içinde birleştirilmesi, bir dizi düzenleyici hükümle kolaylaştırılmıştır.
64
65
Kunze, G. F., 1992, s394, 395; Kırca İ., 2005, s.16.
Kırca, İ., 2005, s.17
35
Her iki sisteme ilişkin ortak ücret listesi (bireysel ücretler hariç) ve resmi formlar
vardır. Bu ortak formlara getirilen bir istisna ise üç versiyon şeklinde tasarlanmış
bulunan uluslararası başvuru formudur. Formların bir tanesi Anlaşma tarafları, diğer
Protokol tarafları, diğeri de hem Anlaşma hem de Protokol tarafları içindir.66 Madrid
Protokolü 2006 ve 2007 yılında değişikliklere uğramıştır.67
2.2.2
Madrid Protokolü’nün Getirdiği Yenilikler
Protokol, Anlaşma'dan bazı noktalarda ayrılmakta ve bu hususlarda yeni
hükümler içermektedir. Esas itibariyle, bu (yeni) hükümler, Madrid
Anlaşması'na katılmayarak sistemden uzak kalan önemli bazı Avrupa devletleri
(İngiltere, İrlanda, Yunanistan, Danimarka) ile ABD ve Japonya'nın sisteme
dahil edilmelerini sağlamaya ve Topluluk markası ile sistem arasında bir
bağlantı tesis etmeye yönelik hükümlerdir. Bu yenilikler şunlardır. 68
1) Öncelikle, Protokol'de, uluslararası tescilin, markanın ilkin milli makam/ofis
nezdinde tescili şartına bağlanmasından vazgeçilerek, yetkili millî makama
marka tescil başvurusunda bulunulması yeterli sayılmıştır. (md. 2). Böylece, uluslararası tescil vasıtasıyla kullanılan- rüçhan hakkından (Paris Anlaşması
md. 4) yararlanma konusunda ön inceleme sistemini kabul eden ülkeler ile
tevdi sistemini kabul eden ülkeler arasındaki (Madrid Anlaşması ile
oluşturulan) dengesizlik ortadan kaldırılmıştır.
2) Redde ilişkin bildirim süresi, üye ülkenin yaptığı seçime göre 12 veya 18
aydır. Türkiye bu konudaki seçimini 2000’de yapmış ve 08.11.2000
tarihinden itibaren 18 aylık süreden yararlanmaya başlamıştır. Bu suretle,
Madrid Anlaşmasındaki bir yıllık süre, üye ülkenin seçmesi kaydıyla 18 aya
çıkarılmıştır. Hatta bazı durumlarda red bildiriminin 18. ayın bitiminden sonra
da yapılabilmesi imkânı getirilmiştir(md 5.2 c).
66
Bayram, E. B., 2001, s.21
http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf
68
Kırca, İ., 2005, s.17-20
67
36
3) Diğer bir yenilik ücretlere ilişkindir. Buna göre, üye ülkeler, arzu ettikleri
takdirde (Madrid Anlaşmasındaki ücret sisteminin yerine) millî tescil için
öngörülen miktarı aşmamak kaydıyla uluslararası tescil için bireysel ücret talep
edebilirler (md. 8). Bununla uluslararası tescile konu bir marka için ödenen
ücretin, millî başvuru sahibinin ödediği ücrete nazaran daha düşük olması
sebebiyle, milli başvuru sahipleri aleyhine oluşturulan haksız durum ortadan
kaldırılmıştır.
4) Madrid Anlaşmasında olduğu gibi uluslararası tescil, beş yıllık süre boyunca
esas tescile bağımlıdır (md. 6.2). Beş yıllık süre içine esas başvuru geri alınır,
reddedilir veya bu başvuru sonucunda yapılan tescil ya da uluslararası tescile
konu esas tescil, vazgeçme, iptal veya hükümsüzlük gibi nedenlerle menşe
ofisi tarafından terkin edilirse, uluslararası tescil ve bundan doğan koruma
da etkisini kaybeder (m 6.3). İşte, Madrid Anlaşması’ndan farklı olarak, bu
katı düzenleme yumuşatmak amacıyla, Protokol'de marka sahibi lehine bir
hüküm sevk olunmuştur. Buna göre, menşe ofisi ülkesinde marka hakkı son
bulan kişi, uluslararası tescilin etkisini kaybettiği tarihten itibaren üç ay içinde,
uluslararası tescile istinaden markasının korunduğu ülkeye marka tescili
başvurusunda bulunmak suretiyle, herhangi bir hak kaybına uğramaksızın
uluslararası tescili millî tescile dönüştürebilir ve böylece markasının ülkede
korunmasını sağlayabilir (md. 9-4. mükerrer).
5) Madrid Protokolü’nün başvuru sahipleri açısından en önemli yeniliklerinden biri
de devletlerin yanı sıra hükümetlerarası örgütlerin de uluslararası tescil sistemine
taraf olabilmesidir.
Protokol'ün 14.1.a maddesinde, Paris Anlaşması'na taraf olan her devletin işbu
Protokol'e taraf olabileceği belirtildikten sonra; 14.1.b'de, şu iki şartı yerine getirmek
kaydıyla, devletlerarası kuruluşların/organizasyonların da Protokol'e taraf olabileceği
hükme bağlanmıştır: (i) Bu kuruluşun en az bir üye devletinin, (sınaî mülkiyetin
himayesine ilişkin) Paris Anlaşması'na taraf olması; (ii) Bu kuruluşun, kuruluş
37
bölgesinde geçerli olacak biçimde markaların tesciline yönelik bir bölgesel ofisinin
bulunması. Ancak bu bölgesel ofis, Protokol'ün 9-3. mükerrer maddesi kapsamına
girmemelidir.
6) Bunlardan başka, uluslararası tescile konu marka için Madrid Anlaşması'nda
öngörülen 20 yıllık koruma süresi, günün ihtiyaçları uygun biçimde 10 yıla
indirilmiştir (md. 6.1). 69
7) Protokolle birlikte Uluslararası başvuru yalnızca Protokol çerçevesinde
düzenlenmiş ise, İngilizce, Fransızca veya İspanyolca olabilir. Bununla beraber
menşe ofis başvuru sahibinin yukarıda belirtilen dillere ilişkin seçimini
sınırlayabilir. Türk Patent Enstitüsü kendisine yapılacak uluslararası başvuruların
sadece İngilizce yapılabileceğini belirterek, dile ilişkin sınırlama getirmiştir.70
Protokol'ün 14.l.b hükmünde anılan şartlara sahip Avrupa Birliği, 1.10.2004
tarihinde yürürlüğe girmek üzere, 21.6.2004'de Protokol'e üye olmuştur. Böylece,
Topluluk markası sahipleri ve Topluluk markası için başvuranlar, Topluluk
Marka Ofisi (The Office Harmonizatin in the Internal Market - OHIM) kanalıyla
uluslararası tescil talebinde bulunmak suretiyle, Protokol üyesi olup da AB üyesi
olmayan ülkelerde markalarına koruma sağlayabileceklerdir. A ynı şekilde,
uluslararası
tescil
sahipleri
de,
markalarının
Topluluk
markası
olarak
korunmasını OHIM'den isteyebilecekler ve markalarına AB çapında korunma
elde edebileceklerdir. 71
Türkiye 22 Aralık 1995 tarihinde Madrid Protokolüne taraf olmayı taahhüt
etmiştir. Bakanlar Kurulunun 05.08.1997 tarih ve 97/9731 sayılı kararıyla
Madrid Protokolü’ne katılmamız kararlaştırılmış olup 1.1.1999 tarihinden
itibaren Protokol Türkiye’de yürürlüğe girmiştir.
69
Kırca, İ., 2005, s.17-20.
TPE, Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2004, s. 9.
71
Kırca, İ., 2005, s.20.
70
38
18/03/2011 tarihi itibariyle Protokole üye sayısı 83’dür.72 Bu sayı protokolü
hazırlamaktaki amacın büyük oranda gerçekleştiğini göstermektedir. Ayrıca her
geçen gün üye sayısı artmaktadır.
2.2.3
Madrid Protokolü’nün Temel Kavramları
Madrid Protokolü’nün özelliklerine geçmeden önce Madrid Anlaşması ve Madrid
protokolünden oluşan Madrid Sistemini daha iyi anlayabilmek için Markaların
Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşma’ya ilişkin
Protokol’ün Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde de tanımlanmış
bulunan
bazı
kavram
ve
terimlerin
bilinmesi
konunun
anlaşılmasını
kolaylaştıracaktır.
Akit Taraf (Contracting Party): Anlaşmaya taraf olan devlet veya Protokole taraf
olan devlet veya hükümetlerarası teşkilatı,
Uluslararası Tescil (International Registration): Anlaşma veya Protokol veya her
ikisi uyarınca bir markanın tescilini,
Başvuru Sahibi (Holder): Uluslararası başvurunun adına işleme konduğu gerçek
kişi veya tüzel kişiyi,
Esas Başvuru (Basic Application): Bir akit tarafın ofisi tarafından işleme konan ve
bir markanın tescili için uluslararası başvuruya esas oluşturan, o markanın tesciline
yönelik başvuruyu,
Esas Tescil (Basic Registration) : Bir akit tarafın ofisi tarafından gerçekleştirilen ve
bir markanın tescili için uluslararası başvuruya esas oluşturan o markanın tescilini,
Belirleme (Designation): Protokolün 3 üncü maddesinin (B) bendinin birinci
fıkrası73 uyarınca korumanın genişletilmesi (bölgesel genişletme) talebini,
72
http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf
39
Sonraki Belirleme (Subsequent Designation) : Protokolün 3 üncü maddesinin
ikinci fıkrası74 Uluslararası tescili müteakip korumanın genişletilmesi amacıyla bir ya
da birden fazla ülke için yapılan talep,
Belirlenen Akit Taraf (Designated Contracting Party): Korumanın genişletilmesi
talebinin yapıldığı veya uluslararası sicile böyle bir genişletmenin kaydedildiği akit
taraf,
Red (Refusal): Anlaşmanın 5 inci maddesinin birinci fıkrası veya Protokolün 5 inci
maddesinin birinci fıkrası uyarınca; belirlenen bir akit taraf ofisi tarafından yapılan,
korunmanın söz konusu akit tarafta korunmayacağına ilişkin bildirimi,
Gazete (Newspaper): Altıncı kısmın birinci bölümünde belirtilen süreli gazeteyi,
Marka Sahibi (Trademark Owner): Uluslararası tescilin kendisi adına Uluslararası
Sicile kaydedildiği gerçek veya tüzel kişiyi,
Uluslararası Sicil (International Register): Anlaşma, Protokol veya Yönetmeliğin
kaydedilmesini gerekli kıldığı veya kaydedilmesine izin verdiği uluslararası tescillere
ilişkin olarak Uluslararası Büro tarafından tutulan verilerin, saklanma araçlarına
bakılmaksızın biriktirilen resmi sicili,
Menşe Ofis (Office of Origin) : Uluslararası tescil başvurusunun dosyalandığı ya da
duruma göre esas tescilin yapıldığı Ofis75
Resmi Form (Officional Form): Uluslararası Büro tarafından hazırlanan formu
veya aynı içerik ve biçime sahip herhangi bir formu,
73
Madrid Protokolü madde 3/B-1) Uluslararası tescilden doğan korumanın herhangi bir Akit Tarafı
da kapsaması talebi uluslararası başvuruda özel olarak belirtilir.
74
Madrid Protokolü madde 3/B- 2) Ülkenin kapsama alınması talebi uluslararası tescilden sonrada
yapılabilir. Böyle bir talebin yönetmelikte belirtilen formda sunulması gereklidir. Bu uluslararası büro
tarafından derhal kaydedilir ve orada vakit geçirmeksizin ilgili ofis veya ofislere tebliği edilir. Böyle
bir kayıt Uluslararası Büronun gazetesinde yayınlanır. Bu ülke kapsamına alınması, onun uluslararası
sicilde kaydı tarihinden itibaren yürürlüğe girer. Bağlı olduğu uluslararası tescilin sona ermesi ile
birlikte geçerliliğini yitirir.
75
Protokol madde 2/2
40
Belirlenen Ücret (Designated Fee): Ücret çizelgesinde belirtilen uygulanabilir
ücreti
Uluslararası Büro (International Bureau) : Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatının
Uluslararası Bürosu'nu,
Uluslararası Başvuru (International Application ): Anlaşma veya Protokol veya
her ikisi uyarınca işleme konan uluslararası tescil başvurusunu,
2.2.4
Madrid Anlaşması Ve Madrid Protokolü İlişkisi
Daha önce belirttiğimiz üzere, Madrid Protokolü,
Madrid Anlaşması'nı
tamamlayıcı nitelik taşısa ve bu yüzden protokol olarak isimlendirilse de, bunlar
birbirinden bağımsızdırlar. Her iki metin de, aynı anda yan yana yürürlüktedir.
Ayrıca, bunlardan sadece birine üyelik mümkün olduğu gibi, ikisine birlikte de
üyelik mümkündür.
Düzenleme alanlarının aynı olması ve aynı sisteme dahil bulunmaları, bunlar
arasındaki ilişkinin belirlenmesini, buna yönelik düzenlemelere değinilmesini
zorunlu kılmaktadır. 76
Madrid Anlaşması md. 1.1 uyarınca, Anlaşma'nın uygulandığı devletler,
markaların uluslararası tescili için, "Madrid Marka Birliği” olarak adlandırılan
özel bir Birlik oluştururlar. Protokol'ün 1. Maddesi, Madrid Anlaşması'na taraf
olmasa bile Protokol'e taraf olanların, Madrid Anlaşması'na taraf olanların üyesi
bulundukları (özel) Birliğin üyesi olduklarını hüküm altına almıştır. Bu suretle
markaların uluslararası tescilinde tek bir sistemin varlığı, Madrid Birliği'nin
tekliği teyit edilmiştir. Protokol'ün bu hükmünden, markaların uluslararası
tescili konusunda evrensel bir sistem tesisine yönelik iradenin varlığını çıkarmak
da mümkündür.
76
Kırca, İ., 2005, s.22
41
Söz konusu Birliğin en yüksek organı, Kuruldur (Assembly). Her akit taraf, bu
Kurul'da, bir delege ile temsil edilir. Bu delege, Kurul'da, vekil (yedek)
delegelerin (alternate delegates), danışmanların ve uzmanların yardımından
yararlanabilir. 77
Birliğin muhafazası, gelişimi ve Anlaşma ve Protokol'ün uygulanması ile
ilgili bütün konularda karar almak; Anlaşma ve Protokol'ün revizyonuna
ilişkin konferansların hazırlığı konusunda Uluslararası Büro'ya talimatlar
vermek; Anlaşma ve Protokol'ün uygulanması ile ilgili Yönetmelik çıkarmak ve
Yönetmelikte değişiklik yapmak; Uluslararası Büro'ya ödenecek tescil ücretlerini
tespit etmek; Birliğin en yüksek memuru ve temsilcisi olan Genel Müdür'ün rapor
ve faaliyetlerini denetlemek, onaylamak ve ona Birliğin görev alanına giren
hususlarda talimatlar vermek; Birliğin programını belirlemek, Birliğin bütçesini
kararlaştırmak,
hesaplarını
onaylamak
vs.
Kurul'un
başlıca
görev
ve
yetkilerindendir. 78
Kurul, olağan toplantılarını iki yılda bir yapar ayrıca üyelerin dörtte birinin
talep etmesi durumunda Genel Müdür'ün çağrısıyla olağanüstü toplantı yapılır.
Toplantıların gündemini Genel Müdür belirler. Kurulda her üye ülkenin bir oy
hakkı mevcuttur. Ancak sadece protokolü ilgilendiren durumlarda sadece
anlaşmaya üye ülkelerin oy hakkı yoktur. Aynı şekilde sadece anlaşmayı
ilgilendiren durumlarda sadece protokole üye ülkelerin oy hakkı yoktur.
Birliğin idari görevleri ve uluslararası tescile ilişkin görevleri WIPO bünyesinde
merkezi Cenevre’de bulunan Uluslararası Büro tarafından yerine getirilir.
Hem Anlaşma hem de Protokol’ün uygulanma seklini düzenleyen sistemin ortak
metni olan Yönetmelik (Common Regulations under the Madrid Agreement
Concerning the International Registration of Marks and the Protocol Relating to that
Agreement Common Regulations) bu iki sözleşme arasında gerekli ayrımı
sağlamaktadır.
77
78
Kırca, İ., 2005, s.22-23
Kırca, İ., 2005, s.23
42
Anlaşma ve protokol iki farklı metin olduğundan ikisi de aynı anda
yürürlüktedir. Ülkeler ister protokole ister anlaşmaya üye olabilirler. Ayrıca
ülkeler hem anlaşmaya hem de protokole aynı anda üye olabilirler. Durum böyle
olunca menşe ofisin bulunduğu ülke ile markanın tescili talep edilen ülkenin
anlaşma ve/veya protokole üye olmasına göre farklı durumlar ortaya çıkmaktadır.
İki taraf da sadece anlaşmaya veya sadece protokole üye olduğu durumlarda
hangi metne katılım var ise metnin hükümleri uygulanır. Bir taraf sadece
anlaşmaya üye diğer taraf sadece protokole üye ise veya bunun tersi gerçekleşirse
ortak bir metin mevcut olmadığından dolayı bu ülkelere mensup kişiler
birbirlerinden koruma talep edemeyeceklerdir.
Bir ülke hem anlaşmaya hem de protokole taraf diğer ülke ise sadece protokole
veya sadece anlaşmaya taraf ise ortak metin hangisi ise ortak olan bu metin
uygulanır; diğer metin devre dışı kalır.
Son seçenek ise her iki tarafın da hem protokole hem anlaşmaya üye olma
durumudur. Madrid Birliğinin 85 üyesinin 56’sının hem anlaşmaya hem de
protokole üye olduğu 79 göz önüne alındığında bu durum oldukça önemlidir. 8
Mayıs 2008’den önce Madrid Protokolü 5. Mükerrer 9. Maddesinde yer alan
“güvence kaydı(safeguard clause)” düzenlemesine göre protokol hükümleri
devreden çıkarılıp sadece anlaşma hükümleri uygulanmaktaydı. Ancak bu tarihte
Cenevre’de yapılan oturumla bu düzenleme kaldırılmıştır.
Yeni düzenleme 1 Eylül 2008 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmaya
başlanmıştır. Buna göre iki tarafın da hem Anlaşmaya hem de Protokole üye
olduğu
durumlarda
artık
kaydı(Safeguard clause)
Protokol
hükümleri
uygulanacaktır.
Güvence
düzenlemesinin kaldırılması, hem Protokole hem de
Anlaşmaya üye ülkelerin kendi sistemlerini yapılan bu yeniliğe uyumlu hale
getirebilmesi için birtakım yeni düzenlemeler yapmasını gerektirmiştir.
79
William O‘Reilly Eylül 2010 Madrid System: International Trademark Registration - An Overview
9/138.
,
http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf,
http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1.
43
Diğer yandan Protokol hükümlerinin uygulanmasına geçiş sağlayan bu
düzenleme, Madrid Sistemi’ne üye 85 ülkeden 83’ünün Protokole üye olduğu
düşünüldüğünde yerinde bir düzenleme olarak görülebilir. Ayrıca, halen
Protokole üye olmayıp sadece Anlaşmaya üye olan Cezayir ve Tacikistan da
Protokole taraf olmak için çalışmalarda bulunmaktadırlar.
8 Mayıs 2008 tarihinde Cenevre yapılan oturumda güvence kaydının kaldırılması
başlığı altında aşağıdaki hususlar düzenlenmiştir. 80
TABLO 1 Menşe ülke ve belirlenmiş taraf olarak seçilmiş ülkelerin Anlaşma ve
Protokol’e aynı anda taraf olması durumunu göstermektedir.
31 Ağustos 2008’e
Kadar Anlaşma
Hükümleri Uygulanır
1 Eylül 2008’den
İtibaren Protokol
Hükümleri Uygulanır
Uluslararası Başvurular
Cascade
Form
Marka hakkının gerekçesi
Uygulanır
MM181
Tescil
Uygulanmaz
MM282
Başvuru/Tescil
Dil
Fransızca
Ücretler
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler
İngilizce, Fransızca,
İspanyolca
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler83 Protokolün
8(7) hükümleri
üzerinde anlaşan akit
taraflar bireysel ücret
ödemezler.
Kaynak Ofis
80
http://www.wipo.int/export/sites/www/madrid/en/contracting_parties/pdf/safeguard_clause.pdf
Veya, Uluslararası başvuru ayrıca, özellikle Protokolle sınırlı bir akit taraf içeriyorsa MM3 formu
82
Veya, Uluslararası başvuru ayrıca, özellikle Anlaşmayla sınırlı bir akit taraf içeriyorsa MM3 formu
83
1 Eylül 2008’den başlayarak Tamamlayıcı Ücret 73 İsviçre Frankından 100 İsviçre Frankına
çıkacaktır.
81
44
TABLO.1 (Devam)
31 Ağustos 2008’e
kadar Anlaşma
uygulanır
1 Eylül 2008’den
itibaren Protokol
uygulanır.
Sonraki Belirleme
Marka hakkının Gerekçesi
Tescil
Başvuru/Tescil
Dil
Fransızca
Ücretler
Tamamlayıcı Ücretler
Talebin İletilmesi
Menşe Ofis vasıtasıyla
iletim zorunluluğu
İngilizce, Fansızca,
İspanyolca84
Tamamlayıcı Ücretler 85
Protokolün 8(7)
hükümleri üzerinde
anlaşan akit taraflar
bireysel ücret
ödemezler.
Ofis vasıtasıyla veya
doğrudan Uluslararası
Büroya
Menşe Ofis/Akit taraf ofisi
Feragat ve iptal kaydı talebinin iletilmesi
Talebin iletilmesi
Menşe Ofis vasıtasıyla
iletim zorunluluğu
Ofis vasıtasıyla veya
doğrudan Uluslararası
Büroya
TABLO.1 (Devam)
31 Ağustos 20082e
kadar Anlaşma
uygulanır.
Uluslararası Tesciller ve Sonraki Belirlemeler
Ücretler
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler 86
Tayin Edilmiş Ofis
Geçici reddi bildirmek için süre
sınırı
12 Ay
1 Eylül 2008’den
itibaren Protokol
Uygulanır
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler
Protokolün 8(7)
hükümleri üzerinde
anlaşan akit taraflar
bireysel ücret
ödemezler.
12 ay, ayrıca akit
tarafların bildirim
84
Eğer Uluslararası başvuru başlangıçta Anlaşma hükümlerince yapılmışsa(dolayısıyla Fransızcada)
Üç dilli rejim sadece 1eylül 2008'den sonra, anlaşma veya protokol kapsamında ilk sonradan
belirleme; Uluslararası sicile kaydedildiğinde yararlanılmaya başlanacaktır
85
1 Eylül 2008’den başlayarak Tamamlayıcı ve Ek Ücretler 73 İsviçre Frankından 100 İsviçre
Frankına çıkacaktır.
86
Sonraki belirleme durumunda ek ücretlere başvurulmaz
45
Korumayı bildirme süresi
12 Ay
Olası itirazlara karşı bilgilendirme
(Kural 16)
Kural 16 uygulanmaz
Dönüştürme (Protokol md 9)
Dönüştürme İsteyebilme
Mümkün değil
Düzeltmenin Bildirimi (Kural 28(3))
Geçici reddin Bildirimi için süre
12 Ay
sınırı
Yenileme
Ücretler
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler
Geçici retlerin ve diğer iletişim durumlarının tebligatı
Dil
Fransızca
yapma koşuluyla
Protokolün 5(2)(b) ve
(c) madde hükümleri
12 ay, ayrıca akit
tarafların bildirim
yapma koşuluyla
Protokolün 5(2)(b) ve
(c) madde hükümleri
Kural 16 uygulanmaz
ayrıca akit tarafların
bildirim yapma
koşuluyla Protokolün
5(2)(b) ve (c) madde
hükümleri
Mümkün
12 ay, ayrıca akit
tarafların bildirim
yapma koşuluyla
Protokolün 5(2)(b) ve
(c) madde hükümleri
Tamamlayıcı ve Ek
Ücretler
Protokolün 8(7)
hükümleri üzerinde
anlaşan akit taraflar
bireysel ücret
ödemezler.
İngilizce, Fransızca,
İspanyolca,
Anlaşma ve Protokol ile ilgili ve her ikisi için ortak olan iki metin bulunmaktadır.
Bunlardan ilki, “Markaların Uluslararası Tesciline ilişkin Madrid Anlaşması ve bu
Anlaşma ile ilgili Protokol’e Dair Ortak Yönetmelik (Common Regulations under
the Madrid Agreement Concerning the International Registration of Marks and the
Protocol Relating to that Agreement)’dir. Yönetmelik, Madrid Birliği’nin en yüksek
organı olan Kurul tarafından 18.01.1996’da kabul edilmiş ve 01.04.1996 tarihinde
46
yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten sonra Kurul sırasıyla 1997, 2000, 2001 yıllarında ve
son olarak da (01.04.2004’de yürürlüğe girmek üzere) 22.09.2003 -03.10.2003
tarihlerinde yaptığı toplantılarda Yönetmelikte birtakım değişiklikler yapmıştır.
İkinci ortak metin ise, “Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması
ve Bu Anlaşma İle İlgili Protokol Uyarınca Yapılacak Başvurulara Dair Tüzüktür
(Administrative Instructions for the Application of the Madrid Agreement
Concerning the International Registration of Marks and the Protocol Relating
Thereto)”. Tüzük, Birliğin 26.09.2001 tarihli kararıyla Yönetmeliğe ilave ettiği 41.
maddesine dayanılarak, Genel Müdür tarafından çıkarılmış ve Yönetmeliğin açıkça
kendisine atıfta bulunduğu hususlar ile Yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili ayrıntıları
düzenlemektedir. 26.09.2001 tarihinde çıkarılan ve 01.03.2002’de yürürlüğe giren
Tüzük’te sonradan 01.10.2003 ve 13.12.2004 tarihlerinde bazı değişiklikler
yapılmıştır.
Tüzük hükümleri ile Anlaşma, Protokol ve Yönetmelik hükümleri arasında bir
çelişkinin bulunması halinde, sonuncular önceliğe sahiptir (Yönetmelik md. 41.4).
Dolayısıyla, bu metinler arasında hukuki etkileri itibariyle (hiyerarşik) bir sıralama
yapıldığında, Anlaşma ve Protokol aynı (eşit) seviyede olup, bunları sırasıyla
Yönetmelik ve Tüzük takip etmektedir.87
2.2.5
Uygulanacak Sözleşme Uluslararası Başvuruya Etkisi
Yalnızca Anlaşma Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası Başvuru: Menşe ofisi;
Protokol ile değil de, Anlaşma ile bağlı bulunan bir devletin ofisi olan veya
uluslararası başvuruda belirlenen tüm devletlerin Anlaşma ile bağlı olduğu
durumlarda (bu devletlerin aynı zamanda Protokol ile bağlı olmasına bakılmaksızın)
hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı olan bir devletin ofisi olan bir uluslararası
başvuruyu ifade eder.
87
Kırca, İ., 2005, s.29-31.
47
Yalnızca Protokol Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası Başvuru: Menşe ofisi;
Anlaşma ile değil de, Protokol ile bağlı bulunan bir devletin veya bir akit teşkilatın
ofisi olan veya uluslararası başvurunun, Anlaşma ile bağlı bulunan bir devleti
içermediği durumlarda hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı bulunan bir devletin
ofisi olan bir uluslararası başvuruyu ifade eder.
Hem Anlaşma Hem de Protokol Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası
Başvuru:
Menşe ofisi; hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı bulunan bir devletin ofisi olan,
Anlaşma ile bağlı bulunan en az bir devletin (bu devletin aynı zamanda Protokol ile
de bağlı bulunduğuna bakılmaksızın) ve Anlaşma ile değil de, Protokol ile bağlı
bulunan en az bir devletin veya bir akit teşkilatın tesciline dayanan ve belirlenmesini
içeren bir uluslararası başvuruyu ifade eder.
2.3
2.3.1
Uluslararası Tescille İlgili Genel Esaslar
Uluslararası Büro İle Yazışma Usul Ve Esasları
Uluslararası
Büro’ya
yapılacak
başvuru
ve
gönderilecek
bildirimler
yönetmelikte düzenlenmiştir. Büro yönetmelikte matbu form hazırlanması
zorunluluğu varsa matbu form hazırlamak zorundadır diğer durumlarda
isteğe bağlıdır. Her iki tür form da gazetede yayımlanır. Bu formlar
Büro’nun internet sitesinde mevcuttur. 19 adet matb u form mevcuttur.
Başvurunun yapılmasından sahip değişikliğine kadar talep edilen hususlar
bu matbu formların düzenlenmesiyle gerçekleşmektedir. Büroyla yapılan
yazışmalarda daktilo ve bilgisayar gibi araçlarla yazılm ış olma şartı
aranmaktadır. Gönderilen zarf içinde birden fazla evrak mevcut ise her bir
evrakı açıklayacak bir liste eklenmelidir (Yönetmelik md. 6.b).
Başvuruda birden fazla adres mevcut ise yazışma için bir tane adres
gösterilir. Böyle bir durum yoksa isim sıralamasında ilk sırada yer alan
kişinin adresi yazışma adresi olarak alınır (Yönetmelik md.13).
48
Büro ile yazışmalarda her belgenin fax ile gönderilmesi mümkündür. Menşe
ofis başvuruyu fax ile gönderdikten sonra ilgili formu imzalayarak bir ay
içerisinde Büro’ya gönderir. Bir aylık süre sonunda belge Büro’ya
ulaşmazsa belge bu bir aylık sürenin sonunda incelemeye başlanır
(Yönetmelik md. 9.a.i-ii). Büro fax ile gönderilen belgenin kendisine
ulaştığını ve varsa sorunları gönderene bildirir. Ayrıca bir ofisin talep
etmesi durumunda yazışmalar birlikte belirlenen bir elektronik araçla
yapılır (Yönetmelik md. 11.a).
2.3.1.1 Uluslararası Büroda Temsil
Uluslararası marka sahibinin Büro nezdinde bir vekil vasıtasıyla temsili
mümkündür. Sadece protokolün uygulandığı hallerde vekilin
ikametgâhı
protokole taraf bir ülke veya kuruluşun sınırları içinde olmalıdır. Marka sahibi
yalnızca bir tane vekil atayabilir. Vekil başvuru, sonraki belirlemeyle veya 25.
maddede belirtilen şekliyle de atanabilir. Ayrıca vekilin aynı kişiye ait bir ya da
daha fazla sayıda uluslararası başvuru/tescili kapsayacak şekilde ayrı bir yazıyla
atanması mümkündür. Büro atama işlemini vekilin ad ve adresiyle birlikte sicile
tescil eder.
Vekil tarafından gönderilen yazılar aksi açıkça belirtilmedikçe marka sahibini
bağlar. Büro tarafından gönderilen yazılar başvuru tarafına da gönderileceği
belirtilmedikçe vekile gönderilir. Vekil veya marka sahibinin imzalı talebi
üzerine vekil sicilden silinebilir. Yeni vekil atanması ile ve marka sahibinin
değişip yeni vekil atanmadığı durumlarda vekile ilişkin kayıt re’sen silinir (md.
3.6.a).
Marka sahibi tarafından yapılan vekil azil işlemleri talep yazısının Büro’ya
ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğurur. Vekil terkin talebinde bulunan vekil
ise Büro’nun yeni bir vekil atanmasına ilişkin yazıyı aldığı tarih ile başvurunun
alındığı tarihten itibaren iki aylık süre bitiminden daha eski olanı terkinin hüküm
ve sonuçlarını doğurmaya başladığı tarih olarak kabul edilir. Terkinin hüküm ve
49
sonuçlarını doğurmaya başladığı tarihe kadar belgeler hem başvuru sahibine hem
de vekile gönderilir.
2.3.2
Uluslararası Sicilde Yer Alan Kayıtlara Erişim İmkânları
2.3.2.1 WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi
Büro, uluslararası sicile yapılan tescil, tadil, terkin gibi kayıtlar ve bunların
içerikleri ile genel olarak uluslararası tescil sisteminin işleyişi hakkında bilgi
sahibi olmak isteyenlere, çeşitli imkânlar sunmaktadır. Bunlardan birisi haftada bir
çıkarılan Gazete’dir(WIPO Gazette of
hususların
yayımlanacağı
Internatonal Marks). 88Gazete’de hangi
Yönetmeliğin
32.1-2
maddelerinde
belirtilmiştir.
Gazete’de yenileme, terkin, değişiklik gibi uluslararası marka tescilleri ile ilgili
hususlar ile akit taraflarca yapılan özel bildirim ve açıklamalar yer almaktadır.
Gazete’ye hem basılı olarak hem de elektronik ortamda (CD-ROM) ulaşmak
mümkündür.
CD-ROM
baskısı
her
dört
haftada
bir
kümülâtif
olarak
yayınlanmaktadır yani her yılın ilk diski, her yılın basılı yayının ilk dört baskısındaki
tüm bilgileri, ikinci diski her yılın ilk sekiz baskısındaki tüm bilgileri içermekte olup
sistem bu şekilde işlemeye devam etmektedir. Büro akit taraflardan her birisinin
ofisine Gazete nüshalarını gönderir (Yönetmelik md. 32.1-4).
Her ofisin ücretsiz olarak iki nüsha, belirli bir takvim yılında söz konusu akit tarafla
ilgili olarak iki nüsha, belirli bir takvim yılında söz konusu akit tarafla ilgili olarak
kaydedilen belirlemelerin sayısının 2000’i geçmesi durumunda gelecek yıl için ek bir
nüsha ve sonradan 2000’nin üzerindeki her 1000 belirleme için ek nüsha alma hakkı
vardır. Akit taraflardan her biri her yıl abone fiyatının yarısına, ücretsiz olarak alma
hakkına sahip olduğu nüsha sayısınca Gazete satın alabilir (Yönetmelik md. 32.4).
88
Gazete ve Gazete’ye elektronik ulaşım imkânları için bkz. http://www.wipo.int/madrid/en/gazette/.
50
2.3.2.2 Elektronik Kaynaklar
2.3.2.2.1 Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanı (ROMARİN)
Uluslararası tescil hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere elektronik veri tabanı
oluşturma ve bu verileri ilgililere sunma şeklinde de yardımcı olunmaktadır.
Bunun için hem Gazete’de yayınlanan hem de uluslararası sicile kaydedilen
veriler elektronik bir veri tabanına kaydedilir (Yönetmelik 33.1).
Büro konuyla ilgili olarak iki ayrı kaynağa sahiptir. Bunlardan birincisi
ROMARIN89 (Read- Only- Memory of Madrid Active Registry Information) olarak
adlandırılan Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanıdır (International Trademark
Information Database. Bu veri tabanı CD-ROM’da yayımlanır ve geçerli bütün
tescillerin mevcut hâli ile uluslararası sicilde mevcut verilerin neredeyse tamamını
içermekte ve özellikle marka ön araştırmalarında önemli bir işleve sahip
bulunmaktadır.
Bu elektronik yayın iki ayrı diskten oluşmaktadır. Güncel bütün uluslararası
tescillerin bibliyografik bilgileri ile güncel o yıl içinde tescil edilen özel karaktere
veya tasviri işaretlere sahip markaların seklini içerir. “Biblio (Bibliyografya)” olarak
adlandırılan birinci disk her dört haftada bir eşzamanlı ya da bir kaç gün farkla
beraber her ikinci Gazete’nin yayımlanmasından sonra yayımlanır. Uluslararası
Sicilde kayıtlı olan içinde bulunulan yıldan bir önceki yıla kadar kayıtlı olan tüm
markaların özel karakter veya tasviri işaretleri de dahil olmak üzere şekillerinin
yayımlandığı ikinci disk ise “Images (Şekiller)” olarak adlandırılmış olup, yılda bir
defa, ilk Bibliyografya diski ile aynı zamanda yayımlanır.90
ROMARIN uluslararası başvuru sahipleri, vekilleri ve tescil işlemini gerçekleştiren
acentelere çok güçlü bir araştırma yapma olanağı sağlamaktadır. Buna rağmen
ROMARIN’in Uluslararası Sicil’de kayıtlı olan verileri tam olarak içermesini temin
89
90
ROMARIN sistemi hakkında daha fazla bilgi için bkz. http://www.wipo.int/madrid/en/romarin/.
Taş, İ., 2207, s.46.
51
etmek için her türlü çaba gösterilse de, resmi yayın olarak sadece Gazete ve resmi
beyanname (tasdikname) olarak Uluslararası Büro tarafından talep üzerine verilen
uluslararası tescil bilgilerini havi tasdikli alıntılar (belgeler) dikkate alınmaktadır.91
2.3.2.2.2 Elektronik Veri Tabanı (Madrid Express Database)92
Bu sistemde hem Uluslararası Sicil’e kaydedilen hem de Yönetmeliğin 32. maddesi
uyarınca Gazete’de yayımlanan veriler elektronik bir veri tabanına girilir
(Yönetmelik md. 33.1). Bir uluslararası başvurunun veya sonraki belirlemenin
Uluslararası Büro tarafından alınmasından sonraki üç iş günü içerisinde Uluslararası
Sicile kaydedilmemesi halinde, Uluslararası Büro alınan uluslararası başvuru veya
belirlemede bulunabilecek bir uygunsuzluğa rağmen, uluslararası başvuru veya
belirlemede bulunan tüm verileri elektronik veri tabanına girer (Yönetmelik md.
33.2).
Elektronik veri tabanı, akit tarafların ofislerine ve ihtiyacın hasıl olduğu durumlarda,
belirlenen ücret karşılığında kamuya on-line olarak veya Uluslararası Büro tarafından
belirlenen diğer uygun araçlarla erişilebilir hale getirilir (Yönetmelik md. 33.4). Bu
verilerde başvuru veya uluslararası belirleme hakkında henüz karar verilip
verilmediğine ilişkin bilgiler verilir.
2.3.2.3 Yıllık İndeks
Uluslararası Büro her yıl alfabetik sıra ile yıl içinde Gazete’de bir veya daha fazla
sayıda kaydı yayımlanan uluslararası tescillerin sahiplerinin isimlerini belirten bir
indeks yayımlar. Bu indeks; marka sahibinin ismini, uluslararası tescilin numarasını,
uluslararası tescili etkileyen kaydın yayımlandığı gazete sayısını, sayfa numarasını
ve kaydın niteliğinin belirtimini (tescil, yenileme, red, hükümsüzlük, iptal veya
değişikliği) içerir (Yönetmelik md. 32.3).
91
WIPO, “Guide to the International Registration of Marks”, s. A.15; WIPO, WIPO Magazine/MarchApril 2005, Geneva, s. 7.
92
Madrid Express Database için bkz.
http://www.wipo.int/madrid/en/services/madrid_express.htm.
52
Son olarak Büro, belli bir marka ile ilgili olarak uluslararası sicilde mevcut
kayıtların tasdikli suretini, Yönetmelik'de öngörülen bir ücret karşılığında,
talep eden herkese verir. Bu tür suretler, bir akit tarafın mahkemesinde görülen
davada kullanılabilir ve akit taraf, böyle bir suretin resmî makamlarca tasdikini
talep edemez. Yani, Büro'dan alınan suretler, her tür tasdikten muaftır
[(Protokol md. (2. mükerrer) 5.1-3].
2.3.3
Uluslararası Başvuru Ve Tescil Ücretleri
Uluslararası başvuru ve ondan sonraki süreçte çeşitli ücretler ödenir. Bu ücretlerle
ilgili esaslar Protokol’ün 8. Maddesinde düzenlenmiştir. Bir markanın uluslararası
sicile tescilinden önce uluslararası ücretin de ödenmesi gerekmektedir. Bu ücret üç
bileşenden oluşmaktadır. Bunlar; esas ücret, mal/hizmetlerle ilgili olarak üç sınıftan
fazla olan her sınıf için ek ücret ve koruma talep edilen her bir akit taraf için talep
edilen tamamlayıcı ücretten oluşmaktadır (Protokol md. 8.2i-iii).
Her yıl esas, ek ve tamamlayıcı ücretlerin toplamı belirlenen akit taraflar arasında
bölüştürülmektedir. Ek ve tamamlayıcı ücretler her yılın sonunda akit taraflar
arasında talebe konu marka sayısıyla orantılı bir şekilde paylaştırılır. Buna karşılık ek
ve tamamlayıcı ücret haricinde kalan muhtelif gelirlerden Protokolün uygulanması
için yapılan toplam masraf ve harcamalar çıkarıldıktan sonra kalan meblağ akit
taraflar arasında eşit olarak paylaştırılır (Protokol 8.6).
Ek ücret ile tamamlayıcı ücretlerin ödenmesi kuralı mutlak değildir. Protokol’ün
ücretler konusunda getirdiği yenilik; akit taraflara tamamlama ya da ek ücretleri
paylaşmak yerine bireysel ücret belirleyebilme imkânı tanımıştır. Her halükarda
bireysel ücret belirlenen akit tarafların ulusal ofisinde uygulanacak bu ücret, 10 yıllık
bir tescil için Uluslararası Büro tarafından talep edilen ücretten yüksek
olamayacaktır93
93
The Trademark Handbook, Chartered Instıtute of Patent Agents Instıtute of Trade Mark Agents, Sweet
& Maxwell, London, 1998, s. 129/15.
53
Protokole taraf herhangi bir akit devlet bireysel ücret talep edeceğine ilişkin bir
bildirim yapmak suretiyle uluslararası başvuru, sonradan belirleme, yenileme gibi
işlemler için bireysel ücret talep94 edebilecektir. Akit tarafın yapacağı bu tarzdaki
bildirim Protokolü onay/tasdik veya Protokole taraf olma prosedürüne tabi olup aynı
şekilde yapılmalı ve WIPO Uluslararası Markalar Gazetesinde yayınlanmalıdır.
Yapılacak bu tarz bildirim taraf olma anında yapılabileceği gibi sonradan da
yapılabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus yapılacak böyle bir
bildirimin, bildirimin Genel Müdürlük tarafından alındığı tarihten itibaren üç aylık
sürenin sonunda veya yapılan bildirimde daha sonraki bir tarih belirlenmişse
belirlenen bu tarihte yürürlüğe girecek olmasıdır.
Bireysel ücret talep edecek taraf devlet, bildiriminde eğer bu ücretin biri başvuru ya
da sonraki belirleme esnasında ve diğerinin kendi ulusal hukukuna göre daha sonraki
bir tarihte ödenecek şekilde iki taksitte yapılmasını istiyorsa bu hususun da bireysel
ücret talebi ile birlikte Genel Müdürlüğe iletilmesi gerekmektedir.95 83 Protokol
ülkesinden 35’i bireysel ücret talep etmektedir.
Uluslararası markanın tescili için gerekli yukarıda belirttiğimiz ücretlere ek olarak
devir, marka sahibinin ad veya adresinin değişmesi, yenileme, lisans vs. için de diğer
ücretlerin ödenmesi gerekir.
Bireysel ücret dışında kalan esas ücret, ek ücret ve tamamlayıcı ücret ile
uluslararası tescil bağlamında ödenmesi gereken diğer ücretlerin miktarları
Birliğin en yüksek organı olan Genel Kurul tarafından tayin edilir (Anlaşma md.
10.2.a.iii; Protokol md. 10.2). Protokol uyarınca ödenmesi gerekli bu ücretler,
94
Anlaşma’nın 8. maddesinin besinci ve altıncı fıkrası ile Protokol’ün besinci ve altıncı fıkrasında
ücretlerin dağıtılmasında uygulanacak katsayıdan bahsedilmektedir. Belirtilen katsayı; Bir uluslararası
tescil için yapılan başvuruyu, yalnızca mutlak red nedenleri açısından inceleyen akit taraflar için “2”,
önceki hakları da inceleyen akit taraflar için; a)Üçüncü tarafların itirazı üzerine: “3”, b) Re’sen: “4”
olarak uygulanır (Yönetmelik md. 37.1). “4” olan katsayı, aynı zamanda en önemli önceki hakların
belirtilmesiyle birlikte önceki haklar için re’sen araştırma yapan akit taraflar için de uygulanır
(Yönetmelik md. 37.2.).,Taş, İ., 2007, s.71.
95
WIPO, International Treaties and Conventions on Intellectual Property, s. 289; WIPO, Guide to the
International Registration of Marks, s. A.9, A.10., Taş İ.,2007, s.71.
54
bireysel ücretler dışında, Yönetmeliğin ekinde yer alan "Ücret Çizelgesi"ne göre
belirlenir (Yönetmelik m 34.1).
WIPO’nun internet sitesinde başvuru bilgileri girildiğinde ödenmesi gereken ücreti
ücretsiz olarak hesaplayan bir hesap makinesi bulunmaktadır96
Uluslararası başvuru ücretini etkileyen faktörlerden ilki esas ücrettir. Bu ücret,
mutlaka ödenmektedir. Tamamlayıcı ücret ile ek ücret ise, koruma talep edilen
akit taraflardan en az biri bireysel ücret talep etmediği takdirde ödenmek
zorundadır. Bunlardan tamamlayıcı ücret, Ücret Çizelgesi'nde öngörülen
rakamı, belirlenen akit taraflardan bireysel ücret talep etmeyenlerin sayısıyla
çarpımından oluşur. Buna karşılık ek ücretin tutarı, mal/hizmetlerin sınıf sayısıyla
yakından ilgilidir.
İlk üç sınıf için ek ücretin ödenmesi gerekmemektedir; bu sayının aşılması hâlinde
aşılan her bir sınıf için ek ücretin ödenmesi zorunludur. Bireysel ücretin ödenmesi
ise, ilgili akit tarafların bu ücreti talep edip etmediklerine bağlı bulunmaktadır.
Bireysel ücretin miktarı, akit taraflara göre değişkenlik göstermektedir. Bu
değişkenliğin mal/hizmetlerin sınıf sayısıyla da yakın ilgisi vardır. Örneğin, İngiltere
ve ABD, sadece bir sınıf için bireysel ücret aldıktan sonra, bunu aşan her sınıf için
ayrıca (ek) tamamlayıcı ücret almaktadır 97. Buna karşılık, örneğin AB, Benelüks,
Ukrayna, Norveç üç; İsviçre ise iki sınıfı aşan her sınıf için fazladan tamamlayıcı
ücret almaktadır.98
2.3.3.1 Ücretlerin Ödenme Usul ve Esasları
Ücret Çizelgesinde belirtilen ücretler başvuru sahibi veya marka sahibi tarafından
Uluslararası Büro’ya ödenebilir veya menşe ofisin veya ilgili diğer bir ofisin bu
96
http://www.wipo.int/madrid/en/fees/calculator.jsp.
Türkiye de bu gruba dahil ülkelerden olup,31 Aralık 2010 itibariyle ilk sınıf için 353, bunu aşan
her
bir
sınıf
için
69
İsviçre
Frankı
talep
etmektedir.
Bkz.
http://www.wipo.int/export/sites/www/madridgazette/en/remarks/ind_taxes.html .
98
Kırca İ., 2005, s.45.
97
55
ücretleri toplamayı ve göndermeyi kabul ettiği ve başvuru sahibinin veya marka
sahibinin de bunu istediği durumlarda, o ofis tarafından ödenebilir.
Ofisi ücretleri toplamayı ve göndermeyi kabul eden akit taraf bu durumu Dünya Fikri
Mülkiyet Teşkilatı Genel Müdürü’ne bildirir (Yönetmelik md. 34.2.a-b.). Bireysel
ücret Protokol’ün 8.7. maddesi uyarınca isteyen akit tarafından Genel Müdüre
bildirilmek koşuluyla iki taksit halinde ödenebilir.
Ücretler Yönetmelik md. 34.4’de belirtildiği üzere Tüzüğün 19. maddesine göre
Büro’ya,
a) Nakden
b) Banka çekiyle
c) Büro nezdinde tutulan cari hesaba borç olarak kaydedilmesi suretiyle
d) İsviçre posta çeki hesabına veya Büro’nun belirlenen banka hesaplarına
ödeme yoluyla ödenebilir.
Herhangi bir ücretin Büro’ya ödenmesi sırasında uluslararası ödemelerde,
başvuru/tescil sahibinin adı, ilgili marka ve ödeme sebebi belirtilir (Yönetmelik md.
34.5). Her ücret, kural olarak ödenmesi gerekli miktarın Büro'ca alındığı günde
ödenmiş sayılır (Yönetmelik md. 34.6.a).
Protokol’ün 8. maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendine göre beyanda bulunan akit
taraflardan biri için Uluslararası Büro’ya yatırılacak herhangi bir bireysel ücret;
ücreti ödenmiş olan uluslararası tescilin, sonraki belirlemenin veya yenilemenin
kaydedildiği ayı izleyen ay içerisinde, o akit tarafın Uluslararası Büro’yla olan
hesabına yatırılır (Yönetmelik md. 38). Madrid Sisteminde ödenen bütün ücretler
İsviçre Frankı üzerinden yapılmak zorundadır.99
Bir akit tarafın, Protokol’ün 8.maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendi çerçevesinde
bireysel ücret almak istediğine ilişkin bir beyanda bulunması durumunda Uluslararası
99
Ödeme
koşulları
ve
ücretlerle
bkz.http://www.wipo.int/madrid/en/fees/about_fees.html.
ilgili
diğer
bilgiler
için
56
Büro’ya bildirilen bireysel ücret miktarı, o ofis tarafından kullanılan para biriminden
ifade edilir (Yönetmelik md. 35.2.a). Belirtilen bu beyanda ücretin İsviçre para
biriminden başka bir para biriminde belirtilmesi durumunda, Genel Müdür, ilgili akit
tarafın ofisiyle müzakerede bulunduktan sonra, bireysel ücretin miktarını Birleşmiş
Ulusların resmi döviz kurunu esas alarak İsviçre para birimine çevirir (Yönetmelik
md. 35.2.b).
2.3.3.2 Ücretten Muafiyet
Yönetmeliğin 36. maddesi uyarınca aşağıdaki hususların kaydı ücretten
muaftır:
i) Vekil atanması, vekille ilgili herhangi bir değişiklik ya da vekil ait
kaydın silinmesi,
ii) marka sahibinin telefon ve faks numarasıyla ilgili herhangi bir
değişiklik,
iiî) uluslararası tescilin terkini,
iv) Yönetmeliğin 25.1 .a.iii maddesi uyarınca, bütün mal hizmetlere
ilişkin olarak bazı akit taraflardaki korumadan vazgeçme,
vj Yönetmeliğin 9.4.a.xiii çerçevesinde uluslararası başvuruya ya da
24.3.a.iv uyarınca sonraki belirlemeye yönelik herhangi bir sınırlama,
vi) Protokol'ün 6.4. maddesinin birinci cümlesi çerçevesinde bir ofisin
(Büro'ya) yapacağı bildirim,
vii) esas başvuruyu, bu başvurudan kaynaklanan tescili veya esas tescili
etkileyen bir yargı sürecinin veya kesin hükmün varlığı,
viii) Yönetmeliğin 17, 24.9 veya 28.3. maddeleri çerçevesinde herhangi bir
red; 17.5 ve 6 ya da 1. mükerrer 20.5 yahut 27.4 veya i hükümleri çerçevesinde
herhangi bir bildirim,
ix) uluslararası tescilin hükümsüzlüğü,
x) Yönetmeliğin 20. Maddesi uyarınca iletilen bilgiler,
xi) Yönetmeliğin 20 ve 23. Maddeleri çerçevesinde bulunulan her bildirim,
xii) Uluslararası sicilde yapılacak herhangi bir düzeltme.
57
MADRİD PROTOKOLÜ KAPSAMINDA ULUSLARARASI
3
TESCİL SÜRECİ
3.1
Menşe Ofise Başvuru Yapılması
Bir markanın, Protokol hükümleri çerçevesinde uluslararası tescile konu olabilmesi
için, bu markanın bir akit tarafın yani Protokol’e üye bir devletin veya Protokol’e
üye bir hükümetler arası kuruluşun ofisinde tescil edilmiş veya bu marka için menşe
ofisine tescil başvurusunda bulunulmuş olması gerekmektedir (Protokol md. 2.1.).
Bu şartlardan birinin varlığı halinde, Protokol’de belirtilen nitelikleri haiz esas tescil
veya esas başvuru sahibi, menşe ofisi vasıtasıyla uluslararası tescil başvurusunda
bulunabilecektir (Protokol md. 2.2).100
Ayrıca daha önce Madrid Anlaşması’nı anlatırken belirttiğimiz “Kademeli
Dizi”(Cascade) Prensibi terk edilmiştir. Kademeli dizi prensibinde; menşe ofis
birinci değil ise ikincidir, ikinci değil ise üçüncüdür ve eğer üçüncü de değilse
başvuru yapılabilmesi mümkün değildir. Madrid Protokolü’nde “kademeli dizi”
durumu söz konusu değildir. Yalnızca Madrid Protokolü kapsamında yapılacak bir
uluslararası başvuruda, başvuru sahibi başvurusunu milliyet, ikametgâh ya da kuruluş
bağlarından herhangi birini sağlayan akit taraf ofislerinden dilediğinde yapabilir.101
Protokolün 2.1.i maddesinden hareketle TPE vasıtasıyla uluslararası tescil
başvurusunda bulunabilecekler şunlardır.
-
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişiler.
-
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgâhı olan kişiler.
-
Türkiye cumhuriyeti sınırları içinde “gerçek ve etkin” bir sınaî veya ticari
müessese sahibi gerçek ve tüzel kişiler de uluslararası tescil başvurusuna
100
Böylece Anlaşmanın bir eksikliği olarak görülen tescil şartı kaldırılıp tescil başvurusu şartı yeterli
görülmüştür.
101
Bayram, E., 2001, s. 26.
58
sahiptirler. Burada “gerçek ve ciddi” ibaresinin eklenmesiyle hayali
işletmelerin önüne geçilmiştir. Bu suretle işletmenin merkezi olma şartı
aranmaksızın niteliği gereği belirli bir sınaî veya ticari faaliyetin yürütüldüğü
bir şubenin, bir iş yerinin varlığı zorunlu görülmüştür.102
Protokol, esas başvuru ve esas tescilden neyin anlaşılması gerektiği konusunda ve
bunlar için aranan şartlar hakkında herhangi bir hüküm içermemektedir. Başvuru
şartları ile tescil sürecinin ülkeden ülkeye değişiklik göstermesinden dolayı
Protokol’ün bu tavrı doğal olup, bu hususlarda milli hukuk düzenleri yetkilidir. Esas
başvurunun TPE’ye yapılması halinde başvurunun usulüne uygun olup olmadığı
“Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” (KHK)
ile “556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Uygulanmasına
Dair
Yönetmelik
(KHK
Yönetmelik)”
hükümlerine
göre
103
belirlenecektir.
TPE’ye marka tescil başvurusu yapıldığında TPE başvuruyu şekli olarak inceler ve
KHK 23’de belirtilen şartlara uygunluğunu kontrol eder. Herhangi bir eksiklik
olmadığına karar verirse başvuru TPE’ye teslim edildiği tarih, saat ve dakika
itibariyle kesinleşir. TPE 23. Maddenin birinci fıkrasının a bendinde belirtilen
başvuru dilekçesinde başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgilerin bulunmaması
veya eksik bulunması ve b, c, d bentlerinde bulunan; markanın üzerinde kullanılacağı
mal\hizmet listesi, başvuru ücretinin ödendiğini gösterir belge aslı veya beş adet
marka örneği teslim edilmemesi durumunda başvuru reddedilir. Ancak, madde 23 e,
f, g ve h bentlerinde bulunan sınıf veya sınıfların ödendiğini gösterir belge aslı,
marka vekili tayin edilmiş ise vekâletname, başvuru sahibi tüzel kişi ise imza
sirküleri ve başvuru sahibinin ticaretle uğraştığını gösterir belge eksik ise iki aylık
süre verilir. Süre içerisinde bu eksiklikler tamamlanırsa başvuru ilk yapıldığı tarih
itibariyle kesinleşir. TPE’nin şekli eksiklik nedeniyle reddettiği başvurulara itiraz
mümkündür.
102
103
Kırca, İ., 2005, s.55-56.
Kırca, İ., 2005, s.51.
59
Protokolün 2.1 maddesinde sözü edilen ve uluslararası başvuruya dayanak teşkil
eden esas başvuru kesinleşmiş başvurudur. Uluslararası tescil başvurusun kapsamı da
bu kesinleşmiş başvurunun kapsamına göre tayin edilir.
3.2
Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla Yapılması Zorunluluğu
Uluslararası tescil başvurusu esas başvuruda bulunulan veya esas tescili yapan menşe
ofisi vasıtasıyla Büro’ya sunulur (Protokol md. 2.2; Yönetmelik md. 9.1).
Dolayısıyla, esas başvuru/esas tescil sahibinin, Büro’ya doğrudan uluslararası tescil
başvurusunda bulunması mümkün değildir. Başvuru sahibi tarafından doğrudan
Büro’ya sunulan böyle bir başvuru, uluslararası başvuru olarak kabul edilemez ve bu
durumun tespiti üzerine hiçbir inceleme yapılmaksızın gönderene iade edilir.104
Protokol hükümleri gereğince menşe ofis olarak TPE’nin seçildiği başvurularda
başvuru sahibinin talebinin değerlendirilmeye alınabilmesi için aşağıdaki belgelerin
temin edilmesi zorunludur. Bu belgelerden herhangi birinin eksik olması durumunda
TPE başvuru sahibine veya vekiline tespit edilen eksiklik veya uygunsuzlukların
düzeltilmesi için iki aylık ek süre verir. Bu süre içerisinde düzeltmelerin
yapılmaması ve eksikliklerin giderilmemesi durumunda talep usulen reddedilir.
Menşe ofis uluslararası marka tescil başvurusunun esas başvuruyla veya esas tescille
aynı olduğunu tasdik etmelidir. Bu şekilde uluslararası başvurunun dayandırıldığı
esas tescil veya esas başvurunun içeriğiyle uluslararası tescilin içeriğinin aynı olduğu
anlaşılır. Uluslararası başvuruda yer alan tüm unsurların, esas başvuru veya tescilde
yer alan unsurlarla aynı olması gereklidir. (Marka örneği, marka örneğini oluşturan
renkler, yazım biçimi, mallar veya hizmetler-sınırlama yapmak mümkündür-,
sınıflandırma vb.) Uluslararası başvuru mal veya hizmet listesinin kapsamı, esas
başvuru veya tescilin mal veya hizmet listesinden farklı olarak genişletilemez.105
104
Kırca, İ., 2005, s.56-57
TPE, “Markaların Uluslararası Tescili ile ilgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri,
Avantajları”, Ankara, Ocak 2005 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları
2005),s. 10.
105
60
3.3
Başvurunun Şekli ve İçeriği106
Protokol md. 3.1’e göre uluslararası başvuru yönetmelikte öngörülen biçimde
sunulur. Yönetmelik md. 9.2.a uyarınca başvurunun tek nüsha halinde düzenlenen
resmi bir formda sunulması gerekmektedir. Türkiye sadece Protokole taraf olduğu
için TPE vasıtasıyla yapılacak başvurularda yalnızca Protokol hükümleri
uygulanacaktır. Bu başvurularda MM2107 formu kullanılır.
Protokole göre yapılan uluslararası başvurular İngilizce, Fransızca veya İspanyolca
dillerinden birisi ile yapılabilmektedir. Bu dillerin dışında bir dille yapılan başvurular
başkaca bir inceleme yapılmaksızın gönderene iade edilecektir. MM2 formunun bu
dillerden birisiyle doldurulması şarttır. Ancak Menşe Ofis başvuruların bu dillerden
herhangi birisiyle yapılmasını zorunlu tutabilmektedir. Nitekim TPE kendisine
uluslararası başvuruların sadece İngilizce olması zorunluluğunu getirip başvuru dilini
sınırlamıştır(Yönetmelik 33/1-b). MM2 formunun İngilizce yerine Fransızca veya
İspanyolca yapılması durumunda TPE başvuru sahibine başvurunun İngilizce
doldurulması gerektiğini bildirip iki aylık süre verir. Başvuru İngilizce olarak tekrar
yapılmazsa başvuru reddedilir (Yönetmelik 33/1-b).
Uluslararası başvurunun, menşe ofis tarafından ve menşe ofisin şart koşması
durumunda, ayrıca başvuru sahibi (veya atanmışsa temsilcisi) tarafından imzalanması
gerekir. Menşe ofisin, başvuru sahibinin uluslararası başvuruyu imzalamasını şart
koşmaması, ama imzalamasına izin vermesi durumunda, başvuru sahibi uluslararası
başvuruyu imzalayabilir (Yönetmelik md. 9.2.b). Başvuru formunda herhangi bir
şekilde başvuru sahibi veya vekilinin imzasının bulunmaması başvurunun
geçerliliğini etkilemez.108
Uluslararası başvurunun aşağıdaki hususları içermesi gerekir:
106
Madrid Sisteminde kullanılan resmi formlar ek 1’de sunulmuştur.
Uluslararası Tescil Sisteminde Kullanılan Formlar İçin Bkz. EK.
108
WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 18.01.
107
61
a) Başvuru sahibinin adı (Yönetmelik md. 9.4.a.I). Gerçek kişilerin ad ve
soyadları tüzel kişilerin ise unvanları eksiksiz biçimde belirtilmelidir. Ad
Latin harfleriyle yazılmamış ise hangi dille başvuruluyor ise o dilin fonetiği
esas alınarak Latin harflerindeki karşılığı yazılır. Tüzel kişi başvurularında
ise ticaret unvanının başvuru yapılan dildeki tercümesi yazılabilir (Tüzük md
12/c).
b) Başvuru Sahibinin adresi (Yönetmelik md. 9.4.a.ii) Yazışmalarda kullanılan
adres posta yoluyla yapılan tebligatın hızlı biçimde yapılmasını sağlamaya
elverişli ve yeterince açık olmalıdır. Adrese ek olarak telefon ve/veya telefaks
numaraları ile tebligatın yapılabileceği ikinci bir adres de verilebilir
(Yönetmelik md. 12.d). Başvuru birden fazla kişi tarafından yapılır veya
markanın yeni sahipleri ya da lisans alanlar birden fazla olur ve bunların
adresleri farklı olursa tebligat için bu adreslerden biri gösterilir. Böyle bir
belirleme yoksa isim sıralamasında ismi ilk sırada yer alanın adresi tebligat
adresi olarak kabul edilir (Yönetmelik md 13). Başvuru sahibi Büro’nun
kendisine yapacağı bildirimlerin hangi dilde yapılmasını istiyorsa bu kısımda
tercih eder (İngilizce, Fransızca, İspanyolca).
c) Başvuru sahibi bir gerçek kişi ise onun tabiiyeti (Yönetmelik 9.4.b.i). Buna
karşılık başvuruyu yapan bir tüzel kişi ise bu tüzel kişinin hukuki niteliğine
ve söz konusu tüzel kişinin, kanunları uyarınca kurulduğu devlete ve icabı
halinde bu bölgesel/mülki birime ilişkin açıklamalar (Yönetmelik 9.4.b.ii).
d) Atanması halinde vekilin adı ve adresi (Yönetmelik md. 9.4.a.iii). Sırf
Protokol’ün uygulandığı hallerde vekilin ikametgâhı, Protokole üye bir ülke
veya bir uluslararası kuruluşun sınırları içinde bulunmalıdır (md. 3.1.b.ii).
Vekil uluslararası başvuru veya sonraki belirlemeyle atanabilir.
e) Başvuru sahibi menşe ofisi devletin vatandaşı olması durumunda bu husus,
eğer menşe ofis ülkesinde ikametgâhı bulunuyor veya gerçek ve etkin bir
sınaî veya ticari işletmeye sahipse bu husus belirtilir. Eğer başvuru sahibinin
adresi menşe ofisin bulunduğu ülkede bulunmuyor ise yerleşim yeri veya
işletmesinin adresi uluslararası başvuruda belirtilmelidir.
62
f) Uluslararası başvuru bir esas başvuruya dayanmakta ise esas başvurunun
tarihi ve numarası (Protokol md. 3.1.I). Buna karşılık başvuru esas tescile
dayanılarak yapılıyor ise esas tescilin tarihi ve numarası ile bu tescile
dayanak oluşturan başvurunun tarih ve numarası (Protokol md. 3.1.ii).
g) MM2 resmi formu üzerindeki kutuya uyacak şekilde net bir marka örneği yer
alır. Bu marka örneği esas başvuru veya esas tescildeki örneğin siyah beyaz
veya renkli olmasına göre siyah beyaz veya renkli olmalıdır.
h) Mal ve hizmetlerin uluslararası sınıflandırılmasındaki uygun sınıflara göre
gruplanmış ve her grubun önünde sınıf numarası olacak biçimde ve bu
sınıflandırmanın sınıflarına göre markanın uluslararası tescilinin istendiği mal
ve hizmetlerin adları, (Mal ve hizmetler, tercihen söz konusu sınıflandırmanın
alfabetik listesindeki sözcükler kullanılmak suretiyle, açık terimlerle
belirtilecektir. Uluslararası başvuru, bir veya daha çok sayıdaki belirlenmiş
akit taraf açısından mal ve hizmetlerin listesinin sınırlandırılmasını içerebilir;
her bir akit taraf açısından bu sınırlandırma farklı olabilir (Yönetmelik md.
9.4.a.xiii)
i) Ödenmekte olan ücretlerin miktarı ve ödeme şekli veya gerekli ücret
miktarının Uluslararası Büro tarafından açılan bir hesaba geçirilebilmesine
ilişkin talimatlar ve ödemeyi yapan veya talimatı veren tarafın belirtilmesi
(Yönetmelik md. 9.4.a.xiv),
Uluslararası başvuru ayrıca, başvurunun içeriğine bağlı olarak şu bilgileri de
içermelidir:
a) Sınaî Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi uyarınca başvuru
sahibinin, daha önce yapılan bir başvurunun önceliğinden yararlanmayı
istemesi durumunda, daha önce yapılan bu başvurunun önceliğini iddia eden
bir beyan, bu başvurunun yapıldığı ofisin adı, bu başvurunun tarihi ve
mümkün olduğu durumlarda, sayısı ve rüçhan talebinin, uluslararası
başvuruda belirtilen tüm mal ve hizmetlere ilişkin olmaması durumunda,
rüçhan talebinin ilgili olduğu mal ve hizmetlerin belirtilmesi gereklidir
(Yönetmelik md. 9.4.a.iv).
63
b) Başvuru sahibi, markanın standart karakterde bir marka, yani standart
karakterde harflere, yazı biçimine sahip bir marka olarak göz önüne
alınmasını isterse, bu yöndeki bir beyanı (Yönetmelik 9.4.vi). Düz daktilo ve
bilgisayar karakterleri dışındaki tüm karakterler, figüratif unsur olarak
değerlendirilmektedir.109
c) Uluslararası başvurularda başvuru sahibi marka başvurusundaki renklerin
ayırt edici olmasını istiyorsa başvuru sahibi bu yönde açık bir beyanı ve söz
konusu rengin veya renk bileşimlerinin neden ibaret olduğunun yazıyla ifade
edilmesi ve markanın renkli kopyası da gerekmektedir (Yönetmelik md.
9.4.a.vii).
d) Esas başvuru ya da tescilin bir ses markasına ilişkin olması durumunda, bu
belirtilmesi gerekir (Yönetmelik 9.4.a.IX).
e) Esas başvuru ya da tescilin üç boyutlu bir markaya ilişkin olması halinde, bu
hususun belirtilmesi gerekir (Yönetmelik 4.a.VIII).
f) Esas başvuru ya da tescilin bir ortak marka ya da bir sertifika markası ya da
garanti markasına ilişkin olması durumunda, buna dair belirtilmesi gerekir
(4.a.X). Garanti markalarında teknik şartnamenin isteneceğine dair bir hüküm
bulunmamakla birlikte tescili talep edilen ülkede şartnameler talep ediliyor ise
başvuru sahibi bu şartnameleri şartnameyi talep eden ülkeye direkt olarak
göndermesi bu konudan kaynaklanan olası bir ret kararını önleyecektir. Koku
markasıyla ilgili yönetmelikte bir hüküm bulunmadığından dolayı uluslararası
başvuruda bulunulamayacağını söyleyebiliriz.110
g) Esas başvurunun veya esas tescilin, markanın sözcüklerle tanımını içermesi
durumunda, bu tanımı, (Söz konusu tanımın, uluslararası başvurunun dilinden
farklı bir dilde olması durumunda bu tanım, uluslararası başvurunun dilinde
verilecektir (Yönetmelik md. 9.4.a.XI).
h) Markanın, Latin harfleri dışındaki harflerden oluşan veya Arap veya Roma
rakamları dışında rakamlardan oluşan bir içeriği varsa, bu içeriğin Latin
109
TPE, Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri,
Avantajları”, Ankara, Ekim 2004 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları
2004) s. 14.
110
Kırca, İ., 2005, s.65.
64
harfleri veya Arap rakamlarına çevirisi, (Latin harflerine çeviri, uluslararası
başvurunun dilinin fonetiğini izleyecektir (Yönetmelik md. 9.4.a.xii).
i) Ödenmekte olan ücretlerin miktarı ve ödeme şekli veya gerekli ücret
miktarının Uluslararası Büro tarafından açılan bir hesaba geçirilebilmesine
ilişkin talimatlar ve ödemeyi yapan veya talimatı veren tarafın belirtilmesi
gereklidir (Yönetmelik md. 9.4.a.xiv).
Uluslararası tescile konu markanın kullanılacağı mal/hizmetlerin adları ait oldukları
sınıf numaraları ile birlikte ve aynı sınıfa dahil bir mal/hizmet grubu oluşturacak
şekilde sınıflandırılır.
Uluslararası başvuruda koruma talep edilen akit taraf veya taraflar belirtilmelidir. Bu
akit tarafların birinde kendi ülkesinde veya bölgesinde korunma talep edildiği
durumlarda başvuru sahibinden markayı kullanma niyetine ilişkin bir beyanda
bulunmasını isteyebilir. Bu durumda markanın bu akit taraf/bölgesinde kullanma
niyetine yönelik bir beyanı da içermelidir. Bu beyan bizzat başvuru sahibi tarafından
imzalanan uluslararası başvuruya ekli bir resmi formda sunulur. Ancak söz konusu
bu beyan dolayısıyla bizzat kullanmak zorunda olmayıp üçüncü kişi tarafından
kullanılması mümkündür.
Resmi form, Topluluk Tüzüğü’nde belirtilmiş olan zorunlu ve ihtiyari ayrıntıların her
ikisi ile ilgili unsurları da içermektedir. Başvuru formundaki mevcut alanların, yeterli
olmaması durumunda (örneğin, başvuranların birkaç kişi olması veya malların
ve/veya hizmet listesinin çok uzun olması ) bir devam kâğıdı kullanılabilir. Bu
devam kâğıdı, gönderme yapılan madde numarasını göstermeli ve formdaki sırasına
göre maddeleri belirtmelidir111
Uluslararası başvuruda en son olarak menşe ofisin onay beyanı gereklidir. Bu
beyanda şu hususların bulunması gereklidir.
111
Dufty - Lahore, s.71,211 vd.
65
-
Uluslararası başvuru talebine ilişkin başvuru formunun menşe ofis tarafından
alındığı tarih,
-
Uluslararası başvuru sahibiyle esas tescil sahibinin aynı kişi olduğu,
-
Esas başvuru veya tescilde rengin markanın ayırt edici özelliği olduğu
belirtilmiş ve bu husus uluslararası başvuruda da yer almışsa veya esas
başvuruda/tescilde belirilmemekle birlikte renk uluslararası tescilde ayırt
edici olarak belirtilmişse markanın uluslararası başvuruda belirtildiği şekilde
esas başvurudaki/tescildeki renge veya renk bileşenlerine sahip olduğu,
-
Uluslararası başvuruya konu markanın, esas başvuru/tescile konu marka ile
aynı olduğu,
-
Yönetmeliğin 9.4.a.1 vii-xi bentlerinde sözü edilen ve uluslararası başvuruda
belirtilen hususların esas başvuru/tescilde yer aldığı,
-
Esas başvurudaki/esas tescildeki mal/hizmet listesinin uluslararası başvuruda
belirtilen mal/hizmetleri kapsadığı
-
Uluslararası tescile konu markanın esas başvuru veya tescile konu marka ile
aynı olduğu belirtilir112
Menşe ofis yukarıda belirtilen özelliklere sahip başvuruyu şekli açıdan uygun bulursa
ve yukarıda yazılı hususların doğruluğunu teyit ederse başvuruyu imzalar ve
WIPO’ya gönderir. Menşe ofisin başvuruyu aldığı tarih uluslararası başvuru tarihidir.
Başvuru tarihinden itibaren menşe ofisin, uluslararası başvuruyu iki ay içerisinde
Uluslararası Büro’ya eksiksiz olarak iletmesi gerekmektedir.113 Bu gönderim posta,
fax veya elektronik araçla yapılabilir.
3.4
Rüçhan Hakkı
Paris Anlaşması'nın 4. maddesi uyarınca rüçhan hakkı, Paris Anlaşması'na
dahil devletlerden birinde markanın tescili için başvuru yapılması hâlinde marka
sahibi, bu başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde markasını diğer üye
devletlerde tescil ettirmek hususunda rüçhan hakkından yararlanır. Diğer bir
112
113
Kırca, İ., 2005, s.71-72.
Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları Ocak 2007, s. 10.
66
ifadeyle marka, bu altı aylık süre zarfında diğer bir üye devlette başkası adına
tescil olunamaz.
Yönetmelik 9.4.a.iv hükmü uyarınca Paris Anlaşması'na istinaden daha önce
yaptığı bir tescil başvurusundan doğan rüçhan hakkından yararlanmak istemesi
hâlinde, bu başvurunun tarihi uluslararası tescil tarihinden geriye doğru altı
aydan daha önceki bir tarihi taşımakta ise, rüçhan hakkı uluslararası sicile
kaydedilmez.
Bir uluslararası başvurudan kaynaklanan uluslararası tescil ise, kural olarak
söz konusu başvurunun menşe ofisince alındığı tarihi taşır. Ancak bunun için,
başvurunun bu tarihten itibaren iki ay içinde Büro'ya varması gerekmektedir.
Başvuru bu süreden sonra Büro'ya ulaşmışsa, uluslararası tescil tarihi,
başvurunun Büro'ya fiilen vardığı tarihtir.
TPE'ye yapılan başvuru i l k başvuru ve bu başvurudan kaynaklanan rüçhan
hakkından yararlanılmak isteniliyorsa, ilk
başvuru tarihi ile uluslararası
başvurunun Büro'ya ulaştığı tarih arasındaki süre altı ayı aşmamalıd ır. Buna
karşılık, Paris Anlaşması'na dahil (Türkiye dışındaki) devletlerden birinde
markanın tescili için ilk başvurunun yapılmasından sonra TPE'ye (ikinci)
başvuru yapılmış ve TPE'ye yapılan başvuruya istinaden uluslararası tescil
talebinde bulunulmuşsa, bu hâlde Paris Anlaşması'na dahil (Türkiye dışındaki)
devlete yapılan ilk başvurudan doğan rüçhan hakkından yararlanılmak
isteniliyorsa, bu i l k başvuru tarihi ile uluslararası başvurunun Büro'ya vardığı
tarih arasındaki süre altı ayı geçmemelidir.114
3.5
Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından İncelenmesi
Uluslararası başvuru menşe ofiste kontrol edildikten sonra, ikinci aşama olarak
Uluslararası Büro tarafından olarak incelenir. Uluslararası Büro’nun başvuruyu ayırt
114
Kırca, İ., 2005, s.60-61
67
edicilik veya önceki hakların varlığı gibi mutlak ya da nispi ret nedenleri açısından
incelemesi söz konusu değildir. Başvurunun nispi veya mutlak ret nedenleri
bakımından incelenmesi belirlenen akit tarafların yasal mevzuatları çerçevesinde
yapılacaktır.
Uluslararası Büro, başvurunun şekli incelemesi sırasında mal veya hizmet listesinin
uygunluğunu ve başvuru formunun doldurulmasına dair şekli şartlara uyulup
uyulmadığını kontrol eder. Başvuruda koruması talep edilen mal ve hizmetler açık ve
kesin olarak ifade edilmiş ve Nis Sınıflandırmasına uygun olarak sınıflandırılmış
olmalıdır. Uluslararası Büro başvuruyu şekli açıdan uygun bulmazsa, buna ilişkin
olarak menşe ofise ve başvuru sahibine bir “uygunsuzluk mektubu” gönderir.115 Büro
uygunsuzlukları hem menşe ofise hem başvuru sahibine bildirir.116
Bir uluslararası üç tür eksiklik söz konusu olabilir. Bunlar;
3.5.1
Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Eksiklikler
Uluslararası Büro mal ve hizmetlerin uygun sınıf ya da sınıflarda yer almadığını ya
da sınıf numaralarının belirtilmediğini ya da belirtilen sınıf numaralarının yanlış
olduğunu tespit ederse, sınıflandırmaya ilişkin öneride bulunur. Bu iki durumda büro
kendi önerisini menşe ofise ve başvuru sahibine bildirir. Bu bildirimde eğer
gerekiyorsa yeni sınıflandırılma ve gruplandırılma sonucu ortaya çıkan ücret miktarı
da bildirilir (Yönetmelik 12.1.b).
Uluslararası Büronu önerisini alan menşe ofisi Büro’ya önerinin bildirim tarihinden
itibaren üç ay içerisinde kendi önerisini bildirir (Yönetmelik 12.2). Başvuru sahibi
Büroyla doğrudan yazışma imkanına sahip olmadığı için Büro’nun başvuru sahibine
yazı göndermesi bilgilendirme amaçlıdır. Başvuru sahibi yazışmalarını menşe ofisle
yapar. Menşe ofis Büro’nun önerisine görüş bildirmekle yükümlü değildir.117 Menşe
ofis kendi görüşü yerine başvuru sahibinin görüşünü iletmekle de yetinebilir.
115
Bayram, E. B., 2001, s.28.
116
Kırca, İ., 2005, s.73.
117
WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 23.05; Teil B III, Nr. 12.03.
68
Menşe ofis tarafından Büro'ya herhangi bir görüş bildirilmezse ortaya çıkan
fazla ücretin, bildirimin yapılmasından itibaren dört ay içerisinde ödenmesi
gerekir; aksi hâlde uluslararası başvuru geri çekilmiş kabul edilir.118 Büro bu
durumu menşe ofise bildirir ve başvuru sahibini haberdar eder (Yönetmelik md.
12.7).
Yaptığı öneri hakkında menşe ofisin görüşünü alan Büro’nun önünde üç seçenek
bulunmaktadır. Birincisinde Büro önerisini geri çeker. Bu durumda menşe ofise ve
başvuru sahibine bildirimde bulunur. Dolayısıyla önerdiği ücret farkı ödenmez.
İkinci olarak büro önerisini değiştirse yeni bir ücretlendirme çıkarır ve menşe ofise
ve başvuru sahibine gönderir. Üçüncü olarak Büro kendi görüşünde ısrar edebilir.
Bu son iki durumda Büro’nun önerdiği sınıflandırma ve gruplandırmanın sonucu
olarak ortaya çıkan fazla ücret Büronun değişiklik yaptığını veya kararında ısrar
etiğini menşe ofise bildirdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenmelidir; aksi
halde uluslararası başvuru geri çekilmiş sayılır ve bu durum menşe ofise bildirilir
ve başvuru sahibi haberdar edilir. (Yönetmelik md. 12.7.b) Bu durumda Büro
ödenen ücretten esas ücretin yarısını mahsup ettikten sonra ödeyene iade eder.
3.5.2
Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar
Eğer Uluslararası Büro mal ve hizmet listesinde yer alan bir ifadenin çok belirsiz,
anlaşılmaz ya da dilbilgisi açısından yanlış olduğunu tespit ederse, söz konusu
ifadenin ya da ifadelerin düzeltilmesi konusunda bir öneride bulunabilir veya
açıklama talep edebilir (Yönetmelik md. 13.1). Menşe ofis bildirim tarihinden itibaren
üç aylık süre içerisinde eksikliğin giderilmesine ilişkin bir öneride bulunabilir
(Yönetmelik 13.2.a). Bu aşamada menşe ofisle başvuru sahibi görüş alışverişinde
bulunur.
Menşe ofisinin önerisi Büro tarafından kabul edilir veya menşe ofisi Büro'nun
önerisini kabul ettiğini bildirirse, belirsiz olan veya anlaşılır olmayan yahut dil
118
Başvuru sahibi bu fazla ücreti ödemek yerine duruma göre bir ya da daha fazla sayıdaki mal/hizmet
sınıfının başvurudan çıkartılmasını talep edebilmelidir ayrıca menşe ofiste kendiliğinden böyle bir talepte
bulunabilir.(WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 23.08-09)
69
bakımından yanlış olan tabirin yerine menşe ofisinin ya da Büro'nun önerdiği tabir
yazılır.
Buna karşılık üç aylık süre zarfında menşe ofisi tarafından gönderilen öneriyi
kabul edilebilir bulmayan Büro, söz konusu tabiri, menşe ofisinin tabirin yer
alacağı sınıfı belirtmiş olması şartıyla, uluslararası başvurudaki şekliyle sicile
kaydeder; ancak sicilde, sınıflandırma açısından tabirin belirsiz veya anlaşılamaz
olduğu yahut dil bakımından doğru olmadığı belirtilir (Yönetmelik md. 13.2.b).
Eğer menşe ofisi tabirin yer alacağı sınıfı belirtmemişse, Büro, ilgili tabiri siler ve
bu durumu menşe ofisine bildirir ve aynı zamanda başvuru sahibini durumdan
haberdar eder (Yönetmelik md. 13.2.b).
3.5.3
Diğer Eksiklikler
Uluslararası başvurunun resmi formda(MM2) yapılmaması, başvuru sahibinin
başvuru yetkisinin bulunmaması, menşe ofis beyan ve imza eksikliği, esas başvuru
veya tescilin tarih ve numarasının belirtilmemesi durumlarında Büro menşe ofisten
eksikliklerin üç aylık süre içerisinde giderilmesini ister. Büro tespit edilen ücret
eksikliklerini menşe ofise ve başvuru sahibine iletir. Bu eksiklik menşe ofis
tarafından veya başvuru sahibince giderilebilir. Bunlardan başka başvuru sahibinin
veya vekilinin teşhisi mümkün olup ancak bazı bilgilerinin eksik olması durumunda,
rengin markanın ayırt edici olduğunu belirtmesine rağmen renkli örneğin
bulunmaması, rüçhan talebine yönelik bilgilerin eksik olması gibi eksiklikleri Büro
başvuru sahibine bildirip eksikliklerin tamamlanmasını ister. Aynı zamanda menşe
ofisi bilgilendirir.
Başvuruya ilişkin olarak tespit edilen uygunsuzluklar bildirim tarihinden itibaren 3 ay
içerisinde düzeltilmelidir. Aksi taktirde, başvuru sahibi başvurudan kısmen ya da
tamamen feragat edilmiş sayılır. Belirtilen tarih içerisinde uygunsuzluklar giderildiği
takdirde
uluslararası
tescil
tarihi
başvuru
tarihi,
giderilmediği
halde
ise
uygunsuzluğun giderildiği tarih olacaktır.
70
3.6
Uluslararası Sicile Kayıt ve Yayın
Uluslararası başvuruda herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmezse ve başvuru
Protokol ile Ortak Yönetmeliğin şartlarını yerine getiriyorsa Büro, başvuruyu
uluslararası sicile tescil eder. Bunun üzerine Büro, uluslararası tescili belirlenmiş
akit tarafların ofislerine bildirir, durumdan menşe ofisini haberdar eder (Protokol md.
3.4) Bir uluslararası başvurudan kaynaklanan uluslararası tescil söz konusu başvurunun
menşe ofisince alındığı tarihi taşır. Ancak bunun için, başvurunun bu tarihten itibaren iki
ay içinde Büro’ya varması gerekmektedir. Başvuru bu süreden sonra Büro’ya varmışsa
uluslararası tescil tarihi başvurunun Büro’ya vardığı tarihtir (Protokol md. 3.4).
Aynı prosedürler, -ilk aşama hariç- aksi belirtilmediği takdirde, sonraki belirlemeler
ve uluslararası tescildeki değişiklikler (başvuru sahibinin unvan ve adresinin
değişmesi, mal ve ya hizmetlerin belirlenen bazı akit tarafların tümü ya da bazıları
için sınırlandırılması, uluslararası tescilden belirlenen akit tarafların bir kısmı için
feragat vs.) için de geçerlidir.
Uluslararası başvuru sicile kayıt edildikten sonra WIPO Uluslararası Markalar
gazetesinde, eğer başvuru sadece Anlaşma kapsamında yapılmışsa Fransızca, diğer
durumlarda ise Fransızca, İngilizce veya İspanyolca olarak yayınlanır.119
3.7
Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi
Uluslararası tescil, belirlenen bütün akit taraflar için hüküm ve sonuç doğurur.
İlgili marka, uluslararası tescil tarihinden itibaren, belirlenen her bir akit
tarafta, sanki doğrudan o akit tarafa tescil başvurusunda bulunulmuş gibi
işlem görür. Bunun sonucu olarak, Büro'nun uluslararası tescili belirlenmiş
akit tarafların ofislerine bildirmesi üzerine ilgili akit taraf ofisi, süresi içinde
Büro'ya red bildiriminde bulunmazsa veya red bildirimini usulüne uygun
yapmazsa yahut red bildirimini sonradan geri alırsa, marka, uluslararası tescil
tarihinden itibaren ilgili akit tarafta tescil edilmiş gibi korunur (Protokol md. 4.1).
119
Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 268.
71
Madrid Sistemi kapsamında bir uluslararası başvuru belirlenen her akit tarafta,
uluslararası tescil tarihinden itibaren koruma kapsamına alınır. Eğer belirlenen akit
taraflarda uluslararası başvurunun incelenmesi sonucunda, başvurunun tescili
kesinleşirse uluslararası tescil tarihi ulusal ofisteki başvuru tarihi olacaktır.
Protokol'ün 5.1. maddesi uyarınca, bir marka red bildiriminde bulunan ofise
doğrudan tevdi edilseydi Paris Anlaşması'na göre hangi nedenlere dayanılarak
reddedilebilecek idiyse, red bildirimi de ancak o nedenlere dayanabilir.
Protokol'ün 5.1. maddesinin atıfta bulunduğu Paris Anlaşması'nın konuyla ilgili 6.
maddesinin 4. mükerrer şekline göre, menşe devlette usulüne uygun şekilde tescil
edilmiş olan marka, diğer üye devletlerde de aynen tevdie kabul edilecek ve
korunacaktır. Bu markaların tescili, ancak işaretin, korumanın talep edildiği
devlette üçüncü kişilerin kazanılmış haklarına zarar vermesi, ayırım gücünden
yoksun olması(korumanın talep edildiği duruma göre), ahlâka ve kamu düzenine
aykırı olması ve halkı aldatıcı nitelikte olması şartıyla reddolunabilir.
Üye devletler, herkesçe bilindiği mütalâa edilen/tanınmış markaların, bir başkası adına
tescilini önlemeyi de kabul etmişlerdir. Görüldüğü üzere söz konusu nedenler, KHK md.
7 ve 8'de düzenlenen mutlak ve nispî red nedenlerinden başka bir şey değildir. O hâlde,
red bildirimi, bildirimde bulunan ofisin re'sen incelemesi gereken bir nedene (mutlak
red nedeni) veya itiraza dayalı bir nedene (nispî red nedeni) yahut bunların her
ikisine ilişkin olabilir (Yönetmelik md. 17.1.a). Koruma talep edilen akit tarafın ofisinin
red nedenleri şekle ilişkin olmayıp maddi hukuka ilişkindir. Büro, koruma talep edilen
ilgili akit tarafa uluslararası tescil konusunda bildirimde bulunmadan önce,
uluslararası başvuruyu Protokol ve Yönetmelikte öngörülen şeklî hükümlere
uygunluk açısından denetler. Bu yüzden koruma talep edilen akit tarafın ofisi, red
bildirimini şeklî nedenlere dayandıramaz.120
120
Kırca, İ., 2005, s.86.
72
Madrid Protokolünde redde ilişkin bildirim süresi akit tarafın yaptığı seçime göre 12
veya 18 aydır. Türkiye WIPO’ya bildirimde bulunarak bu sürelerden 18 aylık olan
süreyi tercih ettiğini bildirmiştir. 18 aylık sürenin tercihine ilişkin olarak WIPO’ya
yapılan bildirimde, reddin üçüncü kişinin itirazından kaynaklandığı durumlarda, red
bildirimin 18 ayın bitiminden sonrada yapılacağı belirtilebilir (Protokol md. 5.3.c).
Böyle bir durumda, belirlenen akit taraf ofisinin, somut bir uluslararası tescille ilgili
olarak 18 aylık sürenin sonunda red bildiriminde bulunabilmesi iki şarta
bağlanmıştır.
-
18 ayın dolmasından önce, markanın tesciline yönelik itirazların 18
ayın bitiminden sonra yapılabileceği ihtimalinin varlığından Büro'yu
haberdar
etmeye
yönelik
bildirimde
bulunulmalı (Protokol
md.
5.2.c.i).
-
Üçüncü kişinin itirazına dayalı red bildirimi, ilgili ofisin hukukuna göre
belirlenen itiraz süresinin başladığı tarihten itibaren yedi ayı aşmayacak
bir süre zarfında yapılmalıdır; ancak itiraz süresinin anılan yedi aylık
süreden önce sona ermesi durumunda, red bildirimi, itiraz süresinin
dolmasından itibaren bir ay içinde yapılmalıdır (Protokol md. 5.2.c.i).
Bir uluslararası tescile ilişkin olarak Büro’ya öngörülen süre içerisinde red
bildiriminde bulunmayan akit taraf ofisleri bu haklarını kaybederler ve bu süre
Büro’nun uluslararası tescili belirlenen akit taraf ofisine bildirdiği tarihten itibaren
işlemeye başlar (Protokol md. 5.2.a- 5.2.5).
3.8
Red Bildirimin Şekli ve İçeriği
Uluslararası
başvurunun
red
bildirimi
tek
bir
uluslararası
tescile
ilişkin
olmalıdır(Yönetmelik md.17.1.b). Bu bildirimin yapılmasına ilişkin herhangi bir şekil ve
özel bir form öngörülmemiştir. Red bildirimleri bildirimi yapan ofis tarafından tarih de
düşülerek imzalanır. Benzer markalara ilişkin olarak aynı kişiye ait ve aynı tarihi
73
taşıyan birden fazla uluslararası tescilin varlığı hâlinde, bunların hepsinde red
nedenleri ortak olsa bile, her bir uluslararası tescil için ayrı red bildiriminde
bulunulacaktır.121
Yönetmeliğin 17. maddesinde red bildirimlerinde hangi hususların bulunması
gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre red bildirimleri şu hususları içermelidir:
1) Bildirimde bulunan ofisin hangi akit tarafın ofisi olduğu belirtilmelidir. Ayrıca
red bildirimi, tarihi de belirtilmek suretiyle, bildirimi yapan ofis tarafından
imzalanır (Yönetmelik md. 17.1.b).
2) Markanın sözcükten oluşan unsurları veya esas başvuru/tescil numarası gibi
uluslararası tescilin tanınmasını mümkün kılan bilgilerle birlikte tescil
numarasını içermelidir.
3) Redde mesnet gösterilen düzenlemenin adı, maddesi gibi hususlar gösterilmek
suretiyle red kararının kanuni dayanağı gösterilmelidir. Ürünün veya hizmetin
tanımlayıcı veya yanıltıcı olduğu gibi red nedenleri açıkça belirtilmelidir.
4) Reddin nedeni olarak başvurulan akit tarafta daha eski bir başvuru veya tescilli
bir marka gösteriliyor ise bu markanın başvuru tarihi ve numarası, tecilli ise
tescil tarihi ve numarası, sahibinin adı ve adresi, benzetilen marka örneği,
markayla ilgili tüm mal ve hizmetlerin listesi ve gerektiği hallerde rüçhan
bilgileri bulunmalıdır. Red nedeni olarak gösterilen marka itiraz sonucunda
benzetilen bir marka ise yukarıdaki bilgilere ek olarak itirazın dayandırıldığı
mal/hizmet listesini ayrıca göndermek zorundadır (Yönetmelik md. 17.3).
5) Reddin mal/hizmetlerin tamamını kapsaması durumunda bu husus, kısmi olarak
reddedilmesi durumunda isteğe göre ya redde konu mal veya hizmetler veya
red ile ilgisi bulunmayan mal/hizmetler belirtilmelidir (Yönetmelik md 17.2
VI).
121
WIPO-Leitfaden, B. III. Nr. 44.02-06
74
6) Re'sen
incelemeye
tâbi
veya
bir
itiraza
dayalı
reddin
yeniden
incelenmesine veya buna itiraz edilmesine ilişkin başvurunun yapılması ve
gerekirse itiraza cevap verilmesi hususunda durumun gereklerine uygun
süre; tercihen söz konusu sürenin sona erdiği tarih ve yeniden
incelemeyi yapacak veya itirazı inceleyecek veya itiraza cevabın
sunulacağı makam da red bildiriminde yer alması gereken önemli
hususlardandır.
Ayrıca,
yeniden inceleme ve itiraz talebinin,
red
bildiriminde bulunan ofisin tâbi olduğu akit tarafın ülkesinde/bölgesinde
adresi bulunan bir vekil vasıtasıyla yapılması veya itiraza cevabın böyle bir
vekil aracılığı ile sunulması zorunluysa, bildirimde bu hususa da işaret
olunmalıdır (Yönetmelik md. 17.2.VII).
Red Bildiriminin içeriği yukarıda belirtilenlerle sınırlı olup bildirime herhangi bir
yazı veya belge eklenemez (Yönetmelik md 15.a).122
3.9
Bildirimin Tescil ve İlanı
Uluslararası Büro, red bildirimini gönderildiği tarih itibariyle, içeriğinde yer
alan bilgilerle birlikte uluslararası sicile tescil eder. Büro ayrıca, bildirimin
suretini, uluslararası başvuru sahibine ve bu yöndeki talebini önceden Büro'ya
iletmiş olması kaydıyla menşe ofisine gönderir(Protokol md. 5.3; Yönetmelik
md. 17.4). Ayrıca, söz konusu bildirim, Gazete'de ilân edilir. Bu ilânda, reddin
bütün mal ve hizmetleri mi kapsadığı yoksa kısmî mi olduğu belirtilir
(Yönetmelik md. 33.1.a.iii).
Büro'nun red bildirimini uluslararası başvuru sahibine göndermesinden
sonraki süreç, başvurunun red bildiriminde bulunan ofise doğrudan yapılmış
olması hâlinde cereyan edecek süreçle aynıdır (Protokol md. 5.3). Bu aşamada
Büro devreden çıkar ve başvuru sahibi, doğrudan ilgili ofise başvurarak, red
kararının yeniden incelenmesini ister veya bu karara karşı itirazda bulunur.
122
Kırca, İ., 2005, s.93.
75
3.10 Reddin Tasdiki ve Geri Alınması
Büro'ya red bildiriminde bulunan ofis, kendi nezdinde markanın korunmasıyla
ilgili sürecin tamamıyla son bulmasından sonra Uluslararası Büro’ya;
Markaya ilişkin koruma talebi tamamen reddedildiyse bütün mal/hizmetler
bakımından reddedildiğini,
Başvuru tamamen yayınlandıysa markaya ilişkin koruma, bütün mal/hizmetleri
kapsadığını.
Kısmî olarak reddedildi ise, red dışında kalan/koruma bahşedilen mal ve
hizmetlerin listesini, göndermekle yükümlüdür (Yönetmelik 17.5.a).
Burada önemli olan husus ilgili menşe ofisin kendi bünyesindeki işlemlerinin
tamamlanmasından sonra söz konusu bildirimin Büro’ya gönderimidir. Ofisin kendi
dışındaki mahkeme gibi sürecin sonucunu beklemez. Ofis başvuru sahibinin dava
açıp açmayacağını ve kararın kesinleşip kesinleşmeyeceğini bilemez.
Sözü edilen bildirimin Büro'ya gönderilmesinden sonra,
bildirimde
bulunan ofis, kendi ülkesinde/bölgesinde bildirime konu markanın korunmasıyla
ilgili bir karar verildiği takdirde, bu kararı öğrenir öğrenmez koruma sağlanan mal
ve hizmetleri belirten ikinci bir bildirimi Büro'ya göndermek zorundadır
(Yönetmelik md. 17.5.b). Büro bu yapılan bildirimleri uluslararası sicile
kaydeder ve bunların bir suretini başvuru sahibine gönderir (Yönetmelik md.
17.5.c).
3.11 Red Bildiriminin Usulüne Uygun Yapılmaması
Belirlenmiş akit taraf ofisince Büro’ya gönderilen şu bildirimler usulüne uygun olarak
yapılmamış sayılır.
1) Uluslararası
tescil
numarasının
belirtilmediği
bildirimler;
meğer
ki, bildirimde yer alan bilgiler redde konu uluslararası başvurunun
teşhisine imkân versin (Yönetmelik md. 18.l.a.i; 18.2.a).
76
2) Hiçbir
red
nedeninin
zikredilmediği
bildirimler
(Yönetmelik
md. 18.1.a.ii).
3) Red
bildirim
süresinin
dolmasından
sonra
gönderilen 199
bildirimler (Yönetmelik md. 18.l.a.iii; 18.2.a).
Bu üç durumda Büro, başvuru sahibine bildirimin bir nüshasını gönderir ve aynı
zamanda başvuru sahibi ile bildirimde bulunan ofisi, sebeplerini de belirtmek
suretiyle, ilgili red bildirimini usulüne uygun bulmadığı/bildirimin geçersiz
olduğu hususundan haberdar eder (Yönetmelik md. 18.1 .b). Geçersiz sayılan
bir red bildirimi uluslararası sicile kaydedilmez ve böyle bir red bildirimi hiç
yapılmamış gibi işlem görür. 123
Buna karşılık, Yönetmelik md. 18.1.C uyarınca, red bildirimi; i) gönderen ofis
tarafından
imzalanmamış
Yönetmelik’deki
şartlara
ya
da
uygun
dile
ilişkin
değilse
şartları
(Yönetmelik
taşımıyor
veya
md 18.1-c.i), ii)
gerektiği takdirde, (Yönetmelik md. 17.2.v ve 17.3'de sözü edilen) uluslararası
tescile konu markayla çatışan marka ile ilgili bilgileri içermiyorsa (Yönetmelik
md. 18.1.c.ii), iii) Yönetmelik md. 17.2.vi'deki şartları taşımıyorsa (Yönetmelik
md. 18.1.c.iii), iv) Yönetmelik md. 17.2.vii'deki şartları taşımıyorsa (Yönetmelik
md. 18.Lc.iv) veyahut v) gerektiği takdirde, Yönetmelik md. 17.3 uyarınca
itirazda bulunanın adını ve adresini ve itirazın dayandırıldığı mal ve hizmetlere
ilişkin bilgileri içermiyorsa (Yönetmelik,md. 18.1.evi), uluslararası sicile
kaydedilir. Bunun üzerine Büro, red bildirimini gönderen ofise, talep tarihinden
itibaren iki ay içinde usulüne uygun bir bildirimi göndermesini talep eder ve
usulüne uygun olmayan bildirim ile il gi li ofise yönelik talep yazısının suretlerini
uluslararası başvuru sahibine gönderir.
Uygulanan hukukun izin vermesi kaydıyla, eksikliği giderilmek suretiyle usulüne
uygun hâle getirilen/düzeltilen her red bildirimi, bildirimde bulunan ofisin
re'sen incelemesi veya üçüncü bir kişi tarafından yapılan itirazı neticesinde
123
WIPO-Leitfaden, B. III, Nr. 48.08.
77
gerçekleşen bir redde karşı yeniden inceleme ya da itiraz talebinde bulunmak ve
gerekirse itiraza cevap verilmesi için hâlin gereklerine uygun ve tercihen sona
erdiği tarihi de belirten yeni bir süreye ilişkin bir beyanı da içermelidir (Yönetmelik
md. 1 8 1 ) Büro, eksikliği giderilen/düzeltilen her bildirimin bir suretini
uluslararası başvuru sahibine gönderir (Yönetmelik md. 18.l.f). 124
3.12 Koruma Talep Edilen Akit Tarafın Markaya Koruma Sağlandığına
Yönelik Bildirimi
Belirlenen akit tarafın ofisi, yaptığı inceleme neticesinde red nedeni tespit
edemediği takdirde, Büro'ya buna yönelik bir bildirimde bulunmakla yükümlü
değildir. Daha önce ifade edildiği üzere, ilgili akit taraf ofisi, süresi içinde
Büro'ya red bildiriminde bulunmadıkça marka, uluslararası tescil tarihinden itibaren
o akit tarafta tescil edilmiş gibi korunur (Protokol md. 4.1). Bununla birlikte
yönetmelikte re'sen incelemesini tamamlayan ve bir red nedeni tespit edemeyen
ofisin, Büro'ya, ilgili markaya koruma sağlandığına yönelik bir bildirimde
bulunabileceği öngörülmüştür. Ülkelerin tescil sistemine göre Uluslararası
Büro’ya şu iki hususu içeren bildirim gönderilebilir.
-
Kendi nezdindeki bütün süreçlerin tamamlandığı ve kendisince uluslararası
tescile konu markaya koruma sağlanacağı yönünde karar verildiği
(Yönetmelik md. 17.6.a.i)
-
Re'sen inceleme aşamasının sona erdiği ve bu aşamada herhangi bir red
nedeni bulunamadığı, ancak üçüncü bir kişi tarafından marka korumasına
itiraz edilebileceği ve/veya görüş bildirilebileceği. Bu hâlde bildirimde,
itiraz ve görüş bildirme süresinin son bulma tarihi de belirtilir (Yönetmelik
md. 17.6.a.ii). Türkiye’de uygulama bu yöndedir. Sürecin en sonunda
markaya koruma sağlanacağına ilişkin ikinci bir bildirim de, istenildiği
takdirde Büro'ya gönderilebilir. (Yönetmelik md. 17.6.a.iii).
124
Kırca, İ., 2005, s.98-99.
78
-
Markaya koruma sağlanmasına ilişkin bildirim uluslararası sicile tescil ve
ilân edilir ve bildirimin bir sureti başvuru sahibine gönderilir (Yönetmelik
md. 17.6.b; 32.1.a.iii).
-
Markaya koruma sağlanmasına ilişkin bildirimin uluslararası sicile tescil
edilmesinden sonra artık red bildiriminde bulunulamaz ve bulunulsa
bile böyle bir red bildirimi uluslararası sicile tescil edilemez.125
3.13 Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü
Uluslararası tescil, markanın tesciline engel olan mutlak\nispi red nedenlerince
hükümsüz sayılmasının yanında sonradan ortaya çıkan nedenlerle marka hakkının
iptal edilmesi ile de akit tarafta etkisini kaybeder. Bu kararın adli veya idari
makamlarca verilmesi önemli değildir. Ancak bunun için uluslararası tescil sahibine
haklarını savunmak için uygun bir sürede haklarını savunma olanağı verilmesi
gerekmektedir aksi halde resmiyet kazanmaz (Protokol md. 5.6).
İlgili ofis hükümsüzlük sürecinin başladığını bildirmek zorunda değildir. Ofisin
bildirim zorunluluğu ilgili kararın verilmesiyle birlikte başlar. (Protokol m 5.6)
Büronun göndermesi gereken bu hükümsüzlük kararı başvuru yollarının tüketildiği
kesin karardır. Söz konusu bildirim şu hususları içermelidir (Yönetmelik md 19.1).
-
Marka sahibinin adı,
-
Uluslararası tescilin numarası,
-
Hükümsüzlük kararını veren makam,
-
Hükümsüz kılınan mal ve\veya hizmetleri,
-
Hükümsüzlük kararının verildiği tarih ve mümkün olduğu durumda
hükümsüzlüğün hüküm ve sonuçlarını doğurduğu tarih,
125
WIPO-Leitfaden, B. III, Nr. 46.05.; Kırca, İ., 2005, s. 99-100.
79
-
Hükümsüzlük kararına karşı artık bir başvuru yolunun kalmadığı hususunu
içermelidir.
Bildirimi alan Büro, hükümsüzlük kararını, hükümsüzlük bildiriminde yer
alan bilgiler ile birlikte uluslararası sicile kaydeder ve Gazete'de ilân eder ve
marka sahibini haberdar eder (Yönetmelik md. 19.2).
80
ULUSLARARASI TESCİLLE İLGİLİ TESCİL SONRASI
4
İŞLEMLER
4.1
Uluslararası Tescilin Esas Tescil/Tescil Başvurusuna Bağımlılığı Ve
Uluslararası Tescilin Milli Tescile Dönüştürülmesi (Central Attack /
Ceasing Of Effect- Transformation)
4.1.1
Uluslararası Tescilin Esas Tescile Bağımlılığı
Anlaşmada olduğu gibi Protokolün 6. maddesi gereğince uluslararası marka; menşe
ofiste başvuru halinde bulunan veya tescil edilen esas markaya uluslararası tescil
tarihinden itibaren beş yıl süreyle bağımlı kalır. Bu hüküm merkezi saldırı(central
attack) hükmü olarak adlandırılır.
Uluslararası tescil, tarihinden itibaren beş yılın dolmasıyla esas başvurudan veya
esas başvuru sonucu gerçekleşen tescilden yahut esas tescilden bağımsız hâle
gelir (Protokol md. 6.2). Herhangi bir devir işlemine konu olsun veya
olmasın uluslararası tescilden doğan koruma, uluslararası tescil tarihinden
itibaren beş yıllık süre dolmadan önce uluslararası tescilde listelenen mal ve
hizmetlerin tümü veya bir kısmı ile ilgili, esas başvuru veya ona dayanan
tescil ya da esas tescil, hangisi söz konusu ise geri alındığı, hükmü
kalmadığı, feragat edildiği veya red, fesih, iptal veya geçersizl ik konusunda
kesin bir karar alındığı takdirde uluslararası tescil son bulur (Protokol md.
6.3). Beş yıllık süre uluslararası tescil tarihinden itibaren işlemeye başlar.126
Esas başvuru/esas tescil için son bulma nedenlerinin gerçekleşmesi hâlinde
uluslararası tescilin de sona ermesi ve bunun sonucunda belirlenen akit
taraflarda markaya ilişkin korumaya da son verilmesi, merkezî saldırı olarak
adlandırılmaktadır. Bu durum, ilk bakışta uluslararası tescil sisteminin zayıf tarafı
gibi gözükmekle birlikte, her bir ülkeye ayrı ayrı başvuruya nazaran daha ucuz ve
126
WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 77.06.
81
birçok bürokratik süreçten kurtulmaya yol açan tek bir uluslararası başvuru ile
birçok ülkede bir marka üzerinde şeklî hak sahipliği kazanan esas başvuru/esas
tescil sahibi, korunmaya değer bir menfaati yoksa ve uluslararası başvuruyla çok
sayıda daha eski tarihli hak sahiplerinin menfaatlerini ihlâl ediyorsa,
korunmamalıdır. 127 Ancak bu hususun çok fazla geniş tutulmayıp istisnai bir
yetki olması daha makul gözükmektedir.
Esas başvurunun reddi için bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmayıp, ilgili
ofis mutlak red nedenlerine veya üçüncü kişilerin yapacakları itiraz sonucunda
nispî red nedenlerine dayanarak başvuruyu reddedebilmektedir. Dolayısıyla,
uluslararası tescilin akıbeti bakımından, tescilin dayanağının esas başvuru yerine
esas tescil olması, daha güvencelidir.128
Protokol'ün 6. maddesinin 3. fıkrasında, beş yıllık süre konusunda üç istisna
getirilmiştir. Buna göre, beş yıllık süre zarfında,
a)
Esas başvurunun reddine ilişkin bir karara karşı kanun yoluna
başvurulması (Protokol md. 6.3.i),
b)
Esas başvurunun geri alınması veya esas başvuru sonucunda gerçekleşen
tescil yahut esas tescilin iptal, terkin veya hükümsüzlüğü için dava ikamesi
(Protokol md. 6.3.ii) veya
c)
Esas başvuruya itirazda bulunulması(Protokol md. 6.3.iii) kaydıyla, esas
başvuru veya esas başvuru sonucunda gerçekleşen tescil yahut esas tescil
hakkında, duruma göre red, iptal, terkin veya hükümsüzlüğe ilişkin nihaî kararın
beş yılın dolmasından sonra verilmesi hâllerinde de, uluslararası tescil son bulur.129
Yukarıda açıklandığı üzere takibatın 5 yıllık sürenin bitiminden önce başlaması,
ancak son kararın veya geri alınma veya vazgeçmenin 5 yıllık süre içinde bitmemesi
durumunda, menşe ofis durumdan haberdar olur olmaz ve belirtilen sürenin
geçmesinden hemen sonra, mümkün olan en kısa sürede durumu Uluslararası
127
Schlei: s. 83, 84; Kırca, İ., 2005, s. 112.
Tilmann: Der "zentrale Angriff", s. 361, 369; Kunze: Die neueren Entwicklungen, s.
398; Kunze: Die internationale Registrierung, s. 192; Schleı: s. 85; WIPO-Leitfaden, B. II,
Nr. 77.03. Kırca, İ., 2005, s. 113.
129
Kırca, İ., 2005, s.113-114.
128
82
Büro’ya bildirir. Geri alınma veya vazgeçme ile sonuçlanması durumunda, menşe
ofis haberdar olur olmaz bu durumu derhal Uluslararası Büroya bildirir (Yönetmelik
md. 22).
Esas başvurunun, bu başvuruya dayalı tescilin veya esas tescilin son bulduğu hususu
Uluslararası Büro’ya bildirilirken
-
Markanın sahibinin adını,
-
Uluslararası tescilin numarasını,
-
Esas tescili etkileyen hususlar ve kararlar veya tescille sonuçlanmayan bir
esas başvuruyu etkileyen hususlar ve kararlar veya tescille sonuçlanan bir
esas başvuruya dayanan bir uluslararası tescil durumunda, bu tescili etkileyen
hususlar ve kararlar ve bu husus ve kararların geçerlilik tarihlerini,
-
Söz konusu bu husus ve kararların uluslararası tescili sadece bazı
mal/hizmetler için etkilediği durumlarda seçime göre bu husus ve kararlardan
etkilenen veya etkilenmeyen mal/ hizmetleri, içermelidir (Protokol md 6.4,
Yönetmelik 22.1).
Büro gerekli şartları taşıyan bir bildirimde uluslararası tescilin terkini talep
ediliyorsa, markanın sicildeki kaydını tamamen veya kısmen terkin eder
(Yönetmelik md. 22.2.b). Bunun üzerine kaydın uluslararası sicilden
terkin edildiği tarihi, duruma göre tamamen terkin edildiği veya terkin
edilen yahut marka sahibinin elinde kalan mal/hizmetler belirtilir
(Yönetmelik 22.c). Bu husus akit taraf ofislerine ve marka sahibine
bildirilir.
Milli\bölgesel hukukların başvuru veya tescillerin bölünebilmesine imkân
verdiği durumlarda esas başvuru birden fazla başvuruya bölündüğünde veya
birkaç başvuru bir başvuruda birleşirse Büro bundan haberdar edilir. Bu
83
bilgilendirme esas başvurunun hukuki durumu hakkında üçüncü kişileri
bilgilendirme amaçlıdır.
4.1.2
Uluslararası Tescilin Milli\Bölgesel Tescile Dönüştürülmesi (Transformation)
Madrid Protokolü’nde Madrid Anlaşmasından farklı olarak esas tescil değil
esas başvuruya dayanarak da uluslararası tescil talebinde bulunulabilmesi
bir avantaj olarak gözükse de bir mahkeme kararına gerek duyulmadan
tescil olmamış bir markanın mutlak veya nispi red nedenlerinden birisi ile
reddolunabilmesi daha basittir. Anlaşmaya taraf olmaktan çekinen birçok
devletin çekincesi bu noktadan olmuştu. Bu soruna çözüm bulmak amacıyla
Protokolde 4. Mükerrer 9. madde öngörülmüştür. Bu madde ile menşe
ofisin yapacağı talep üzerine terkin edilen bir uluslararası marka başvurusu
marka sahibinin talebi üzerine belirlenen akit taraflarda tescil için doğrudan
başvuruda bulunabilir. Bu başvuruyu yapabilmesi için şu şartların yerine
gelmesi gerekir.
1) Söz konusu başvuru, uluslararası tescilin terkini tarihinden itibaren üç ay
içinde yapılmalı,
2) Terkin olunan uluslararası
tescil, sözü edilen başvuruda
yer
alan
mal/hizmetleri kapsamalı
3) Başvuru, ücretlerle ilgili hükümler de dahil olmak üzere o ülkenin/akit
kuruluşun konuyla ilgili bütün hükümlerine uygun olmalıdır.
Bu üç şart yerine getirilirse duruma göre uluslararası tescil tarihini veya sonradan
belirleme tarihini taşır ve uluslararası tescil bir rüçhandan yararlanmakta ise bu
rüçhandan yararlanır.( Protokol md. 3.2-4) Bu hususlar dışında başvurunun o
ofise yapılan diğer başvurulardan bir farkı yoktur. Protokol, yönetmelik,
tüzük hükümleri uygulanmaz. Bu hususta yetkili hukuk baş vuru yapılan
ülkenin hukukudur.Ancak ülkeler kendi mevzuatlarında bu durumdaki marka
başvurularının mutlak ve nispi red nedenlerince tekrar in celenmeyebilir
84
ve\veya ücretler konusunda indirimler uygulayabilir. Ülkemizde başvuru
sahiplerinin zarar görmeyeceği bir sistem uygulanmaktadır.
130
Anlaşma kapsamında dönüştürme yoluna başvurmanın mümkün olmadığını
belirtmiştik. Protokol’de de eğer uluslararası tescil, tescil sahibinin başvurusu sonucu
Uluslararası Büro tarafından iptal edilmiş ise dönüştürme yoluna başvurup iptal
edilen bu tescile dayanarak ulusal tesciller elde etmek mümkün değildir.131
Merkezi saldırı sonucu marka iptalinin tartışıldığı bir ortamda en azından bu
durumun sonuçlarının yumuşatılması kanımızca yerinde olacaktır. Tescil
sürecinin baştan başlatılması ve/veya süreç için yeniden yüksek ücretlerin
alınması marka sahiplerini zor durumda bırakacak ve markaların uluslararası
korunmasını zorlaştıracaktır. Bunun sonucunda da uluslararası ticaret olumsuz
olarak etkilenecektir. Bu konuda ortak ve kolaylaştırıcı uygulamaların
sağlanması için yapılan çalışmaların biran önce tamamlanması gerekmektedir.
Transformasyon masraflı bir iş olsa da hak kayıplarını ortadan kaldırmak için
önemli bir yoldur. Çünkü tescil tarihi transformasyonun yapıldığı tarih değil
ilk başvuru tarihi olacaktır. Uygulamada merkezi saldırı dolayısıyla iptal
edilen marka sayısı tescilli markaların yüzde birinden daha az bir orandadır.
Sayının
az
olması
merkezi
saldırının
haklı
olduğu
sonucunu
doğurmamaktadır. Madrid Protokolü’nün en çok eleştirilen yönlerinden birisi
merkezi saldırı hükmüdür. Bu konuda daha önce belirtilen çalışmaların
önemli bir kısmı merkezi saldırı (central attack) üzerine yoğunlaşmaktadır.
4.2
Koruma Talep Edilen Tarafın Uluslararası Sicile Tescilden Sonra
Belirlenmesi (Subsequent Designation)
Mevcut belirleme, belirlenmiş bir ülkede veya bölgede yer alan mal ve/veya
hizmetleri kapsamıyorsa bu noktada belirlenmiş bir ülkedeki koruma alanını
130
Protokol’ün dezavantajları kısmında bu husus incelenmiştir.
131
Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 273.
85
genişletmek için, uluslararası tescil başvurusu sahibi, ek ülkelerin de dâhil edilmesi
için, uluslararası tescilin koruma alanının genişletilmesini isteyebilir.Bir ülkenin
başvuru sırasında henüz Protokol'ün üyesi olmaması, başvuru sırasında akit
taraflardan birisinde markanın hükümsüzlük tehlikesiyle karşılaşacak olması,
başvuru sahibinin o sırada üye ülkelerin birinde mal/hizmetlerini piyasaya sunma
düşüncesinin bulunmaması, başvuru sırasında akit tarafların birinde uluslararası
sicile kaydedilecek mal/hizmetlerin tamamı değil de sadece bir kısmı için koruma
talep edilmiş bulunması gibi sebeplerle bazı akit ülkelerde tescil yapılmamış
olabilir. Kısacası sonraki belirlemenin amacı; uluslararası tescilin etkilerini
uluslararası başvuruda yer almayan akit taraflara genişletmektir. Bu işlem, esas
uluslararası tescil başvurusu elde edildikten sonra, sonraki belirleme prosedürüne
göre yapılır (Protokol md. 3 (2. mükerrer); Yönetmelik md. 24).132
Marka sahibinin mensubu bulunduğu akit tarafın sadece Protokol ile bağlı olduğu
durumlarda, ayrıca Anlaşma ile bağlı olup olmaması farketmeksizin sonradan
belirleme sırasında Protokol'e üye her akit taraf, sonradan belirlenebilir
(Yönetmelik md. 24.1.c). Uluslararası tescil başvurusu sırasında veya sonradan
belirlenmekle birlikte koruma talebinin reddi, markanın hükümsüz olması,
yenilememe gibi sebeplerle artık markaya korumanın sağlanmadığı akit taraflarda
sonradan belirlenebilir. Bu husus özellikle anılan türden akit taraflarda markanın
korunmasını gerektiren yeni ve haklı sebeplerin ortaya çıkması durumunda önem
taşımaktadır.133
Günümüz dünyasında ticaretin hızla geliştiği ve sürekli yeni pazarların açıldığı
düşünülürse başvuru sahiplerinin ürünlerini ve dolayısıyla da markalarını yeni
ülkelere taşımak isteyeceği açıktır. Bir ülkede güvenli ve etkin ticaret yapabilmenin
şartlarından biri de marka korumasıdır. Dolayısıyla sürekli genişleyen bir sistemde
başvuru sahipleri, markalarının koruma kapsamını genişletmek amacıyla Madrid
Sistemi’nin bu özelliğinden kolayca yararlanabileceklerdir.134
132
Dufty - Lahore, s. 71,096 vd.; Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 270; Madrid Protokolü’nün
Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları Ocak 2007, s. 11.
133
134
Kırca, İ., 2005, s.122.
Bayram, E. B., 2001, s. 35.
86
4.2.1
Sonraki Belirleme Başvurusunun Yapılış Biçimi ve İçeriği
Sonraki belirleme talebi, başvuru sahibi tarafından doğrudan veya onun menşe ofisi
aracılığıyla tek nüsha olarak düzenlenen MM4 formu ile Uluslararası Büro’ya
sunulur (Yönetmelik 24.2.a-b). Anlaşma kapsamında yapılacak sonraki belirlemeler
menşe ofisler vasıtasıyla yapılacaktır135.
Uluslararası tescil başvurusunun hangi
dilde yapıldığı fark etmeksizin sonraki belirleme İngilizce Fransızca veya İspanyolca
dillerinden biriyle yapılır (Yönetmelik 6.2.b.i). Ancak sonraki belirlemenin menşe
ofisi vasıtasıyla yapıldığı durumlarda menşe ofisi dil konusunda sınırlama getirebilir.
Bunun dışında Yönetmeliğin 24. maddesi uyarınca, formda aşağıdaki bilgilerin de
yer alması gerekir;
-
İlgili uluslararası tescillin numarası,
-
Marka sahibinin adı ve adresi,
-
Belirlenen akit tarafı,
-
İlk kez vekil seçiliyorsa veya vekil değiştiriliyorsa vekil bilgileri,
-
Eğer sonraki belirleme ilgili uluslararası tescilde listelenen mal ve
hizmetlerin tümüne ilişkin ise tüm mal ve hizmetleri, eğer sonraki belirleme
mal ve hizmetlerin bir kısmına ilişkin ise bu mal ve hizmetleri,
-
Ödenen ücretlerin miktarı ve ödeme yöntemi veya Uluslararası Büro adına
açılan hesaba gereken miktardaki ücreti kaydetmek için talimatları veren veya
ödemeyi yapan tarafın kimliğini,
-
Eğer sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuş ise bu belirlemenin bu
ofis tarafından alındığı tarihi içermeli ve ofis tarafından imzalanmalıdır. Ofis
şart koşarsa marka sahibi de imzalar. Şart koşulmayıp marka sahibine bu
konuda izin veriliyorsa marka sahibi imzalayabilir.
-
Belirlenmiş olan akit taraf ülkece talep ediliyorsa, kullanma niyetine ilişkin
beyanname doldurulması (ABD) veya formda ilgili akit tarafın işaretlenmesi
bu yönde bir beyanda bulunduğu anlamına gelir (İngiltere).
135
Guide to the International Registration of Marks, A.10.; Taş, İ., 2007 s. 85.
87
Uluslararası başvuru formunda, daha önce belirtildiği gibi belirli sözleşme tarafı
ülkelerde kabul edilen şartları yerine getirme fırsatını elde etme amacı ile başvuru
sahibi istediği takdirde bazı ek bilgiler de formda belirtilebilir.136
4.2.2
Sonraki Belirleme Başvurusunun Eksik Yapılmasının Sonuçları
Yapılan işlem Yönetmelik 24.2.a’daki şartlara uygun değilse sonraki belirleme
olarak kabul edilmez ve Büro durumu gönderene bildirir. Sonraki belirleme marka
sahibi tarafından doğrudan veya onun menşe ofisi vasıtasıyla yahut bazı durumlarda
sadece bir ofis vasıtasıyla Büro’ya sunulmasını öngörmektedir. Belirtilen bu durum
dışında, gerekli şartları taşımayan bir sonradan belirleme başvurusunu alan Büro
durumu marka sahibine ve sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuşsa o ofise
bildirilir (Yönetmelik 24.5.a).137
Eksiklik üç ay içerisinde tamamlanmak zorundadır. Eğer tamamlanmazsa sonraki
belirleme geri çekilmiş sayılır. Büro bu durumu başvuru sahibine ve başvuru ofis
vasıtasıyla yapılmışsa ofise de bildirilir. Esas ücretin yarısı ile ödenen tamamlayıcı
ücret veya bireysel ücret iade edilir (Yönetmelik 24.5.b).
4.2.3
Sonraki Belirleme Tarihi
Gerekli şartları taşıyan bir sonraki belirleme,
-
Başvuru sahibi tarafından doğrudan Uluslararası Büro’ya gönderilirse,
Uluslararası Büro tarafından kabul edildiği tarih dikkate alınacak,
-
Sonraki belirlemenin bir ofis aracılığı ile yapılması durumunda ise, bu ofis
tarafından kabul edildiği tarih dikkate alınacak ancak söz konusu
belirlemenin ofis tarafından alındığı bu tarihten itibaren 2 ay içerisinde
Uluslararası Büro’ya gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık eğer 2 ay
içinde Uluslararası Büroya gönderilmezse, Uluslararası Büro tarafından
alınma tarihi sonraki belirleme tarihi olacaktır.
136
Dufty - Lahore, s. 71,592.
137
Kırca, İ., 2005, s.128.
88
Her iki durumda da, eğer başvuru formunda özel bir bilgi eksikse sonraki belirleme
tarihi ileriki bir tarih olarak değişebilecektir.138
4.2.4
Sonraki Belirlemenin Tescili
Aranan şartları taşıdığı kanaatine varan Büro, sonraki belirlemeyi uluslararası
sicile kaydeder ve gazetede ilan eder. Bunun üzerine Büro, sonradan
belirlenen akit taraf ofislerini bu tescilden haberdar eder ve aynı zamanda bunu
marka sahibine ve eğer sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuş ise o ofise
bildirir (Yönetmelik md. 24.8). Sonraki belirlemenin süresi on yıldır ancak bu
süre uluslararası tescil başvurusu sonunda gerçekleşen uluslararası tescil için
öngörülen tarihten itibaren işler. 139
Sonraki belirlemeler ile ilgili olarak esas başvuru veya esas tescilde bir bağlılık
süresi bulunmamaktadır. Bu nedenle, sonraki belirleme, esas başvuru veya esas
tescile bağlı olarak kalan uluslararası tescil süresi dışında yapılmışsa, bundan başka
bir bağlılık süresi olmayacaktır. Diğer bir taraftan, eğer sonraki belirleme tarihi
bağlılık süresi içinde kalıyorsa bu belirlemeler, o sürenin geri kalanında esas
markaya bağlı olarak yapılacaktır.140
4.3
Uluslararası Tescilin Koruma Süresi
Uluslararası tescil, marka sahibi veya vekilinin talebi üzerine yenilenen yılın
yenileme ücretinin ödenmesi koşuluyla on yıllık süre için yenilenebilir (Protokol md.
7.1). Anlaşma’da 20 yıl olarak düzenlenen koruma süresinin 10 yıla düşürülmesi
yenileme ücretleri ve prosedürsel işlemlerin varlığı nedeniyle marka sahipleri
açısından olumsuz görülebilir. Ancak ticari hayatta kullanılmayan markaların yirmi
yıl yerine nispeten daha makul bir süre olan 10 yıl boyunca korunması piyasada bu
konuda oluşan tıkanıklıkları açma konusunda paydalı olmuştur.
138
Taş, İ., 2007, s.87.
WIPO-Leitfaden, B.II, Nr. 48.01.
140
Dufty - Lahore, s. 71,591 vd.; P. Jay Hines and Jordan S. Weinstein, “Using the Madrid Protocol After
U.S. Accession, The Trademark Reporter”, Vol. 93, (2003), s. 1023.
139
89
Protokol md. 7.2. uyarınca uluslararası tescil akit tarafların tamamında veya bir
kısmında yenilenebilir. Tescil edilmiş mal ve hizmetlerin bir kısmı için yenileme
yapılamaz. Bazı mal ve hizmetlerin çıkarılması isteniyorsa bunun için ayrıca iptal
talebi yapılması gerekmektedir.141
4.4
Uluslararası Tescilin Yenilenmesi
Bir marka uluslararası sicile on yıllık bir süre için tescil edilir. Ancak gerekli ücretlerin
yatırılması kaydıyla uluslararası tescilin onar yıllık dönemler halinde yenilenmesi
mümkündür. Yenileme işlemiyle markanın unsurlarından hiçbirinde değişiklik
yapılmaz sadece markanın yaşam süresi on yıl daha uzatılır. Uluslararası tescilin
belirlenen tüm akit taraflar için değil sadece istenilen bazı akit taraflar için
yenilenebilmesi mümkündür (Yönetmelik md. 30.2.d).
Uluslararası markanın tescil tarihinden itibaren başlayan on yıllık sürenin son altı
aylık döneminde Büro marka sahibine ve icabı halinde vekiline on yıllık sürenin son
gününü hatırlatır. Bu bildirimin yapılmaması süreye uyulmaması konusunda marka
sahibine bir mazeret hakkı bahşetmez.
Yenime için MM11 formu düzenlenir. Tescilde kayıtlı olsa bile yenilenilmek
istenilen akit taraflar formda belirtilmelidir. Aksi halde bu formda belirtilmeyen akit
taraflar koruma kapsamı dışında tutulmaktadır. Uluslararası tescil hükümsüzlük
bildiriminde bulunan akit taraf açısından ve vazgeçmeye, sınırlamaya ve terkine
konu olan mal/hizmetler açısından yenilemeye tabi değildir (Yönetmelik md. 30.2.c).
Yenileme için ödenmesi gereken ücretler, uluslararası başvuru ücretleriyle
aynıdır. Tescil Ücret Çizelgesi Numara 6’da gösterilen ücretlerin ödenmesi
kaydıyla yenilenir. Buna göre uluslararası tescil, esas ücret ve buna ilave olarak
bireysel ücret talep etmeyen akit taraflar için; tamamlayıcı ücret ile ilk üç sınıfı
aşan her bir sınıf için ek ücretin ödenmesiyle yapılır. Protokol hükümlerine göre
141
Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları, Ocak 2007, s. 12.
90
bireysel ücret talep eden akit taraflar için ayrıca bireysel ücretin ödenmesi
gerekmektedir.
Yenilemenin süresi içerisinde yapılmaması durumunda yenileme ücretine ek
olarak belirlenen bir ücretin ödenmesi koşuluyla takip eden altı aylık süre
zarfında da yenileme yapılabilmektedir. Süresi içinde gerekli ücretlerin ödenmesi
üzerine Büro, yenilemeyi uluslararası sicile tescil eder ve Gazete’de ilan eder.
Yenileme için gerekli olan ücret yenileme/koruma süresinin dolduğu tarihi takip
eden altı aylık ek süre zarfında ödenmiş olsa bile, yenileme, uluslararası sicile
yenileme süresinin dolduğu tarih itibariyle tescil edilir (Yönetmelik md. 31.1).
Tescil üzerine Büro, yenilemenin yapıldığı belirlenen tüm akit taraf ofislerine
yenilemeyi bildirir ve marka sahibine bir yenileme belgesi gönderir
(Yönetmelik md. 31.3). Büro yenilemenin yapılmadığı tarafları da akit taraf
ofislerine bildirir (Yönetmelik md. 34.b).
Yenileme ücretlerinin en geç yenilemenin yapılması gereken son gün olan koruma
süresinin dolduğu günde ödenmesi gerekmektedir. Bu tarih, uluslararası tescil
tarihinden islemeye başlayan on yıllık sürenin sona erdiği tarihe tekabül etmektedir.
Hemen belirtelim ki, anılan tarihe kadar yenileme ücretlerinin ödenmemesi
durumunda, ücret çizelgesinde belirtilen ek bir ücretin ödenmesi kaydıyla, bu tarihi
takip eden altı ay içinde de uluslararası tescilin yenilenmesi mümkündür (Protokol
md. 7.4).142
142
Kırca, İ., 2005, s.157.
91
ULUSLARARASI SİCİLDE DEĞİŞİKLİKLER
5
5.1
Marka Sahibinin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması
Herhangi bir akit tarafın ofisi, marka sahibinin tasarruf hakkının iflas veya bir ayni
hakkın tesisi gibi nedenlerle uluslararası tescil açısından sınırlandığını Uluslararası
Büro’ya bildirir. Bu tür bir bilginin, kısıtlamanın ana gerekçelerinin özetini içermesi
gerekir. Kısıtlama sınırlı ise, kısıtlamanın hangi ülkelerde geçerli olduğu
belirtilmelidir. Uluslararası Büro’ya bu şekilde marka sahibinin tasarruf hakkının
kısıtlandığı bildirildiği durumda, bu bilgiyi ileten akit tarafın ofisi, sonradan
Uluslararası Büroya kısıtlamanın tamamen veya kısmen kaldırıldığını da bildirir.
Uluslararası Büro bu kapsamda kendisine bildirilen bilgileri Uluslararası Sicile
kaydeder ve marka sahibini durumdan haberdar eder (Yönetmelik md. 20).
5.2
Uluslararası Sicile İlişkin Değişiklik Ve Terkin Talepleri
Bir hususun uluslararası sicile tescili, uluslararası sicilde yer alan bir kayıtta
değişiklik yapılması ve böyle bir kaydın terkini için, Protokol, Anlaşma veya
Yönetmelikte
buna
ilişkin
açık
bir
hükmün
bulunması
gerekmektedir.
Uluslararası sicilde yer alan mal/hizmetlerin kapsamı genişletilemez(esas
başvuru/tescilin kapsamında olsa bile). Aynı şekilde uluslararası sicile tescilli
markada, menşe ofisi mevzuatının izin verip vermemesi farketmeksizin, markanın
ayırt edici unsurunu değiştirmeyen ufak bir değişikliğin yapılması mümkün
değildir.143 Ancak bu durum uluslararası sicile tescil edilen markanın, ayırt edici
karakteri değiştirilmeksizin farklı unsurlarla kullanılmasına engel değildir(Paris
Anlaşması md. 5.c.2).144
143
WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 69.03-02
144
Kırca, İ., 2005, s.133.
92
5.2.1
Uluslararası Tescil Sahibinin Değişmesi
Adına uluslararası tescil yapılan kişinin başvurusu yahut ilgili bir ofisin re'sen
veya bir ilgilinin talebi sonucundaki başvurusu üzerine Büro, mal/hizmetlerin
tümü veya bir kısmı ile belirlenen akit tarafların tümü veya bir kısmı açısından
uluslararası tescilin sahibindeki her değişikliği uluslararası sicile tescil eder.
Ancak bunun için, yeni malik, Protokol'ün 2.1 maddesi uyarınca
uluslararası başvuruda bulunmak hakkını haiz olmalıdır (Protokol md. 9).
Uluslararası marka sahibi değişikliğin sebebi miras, cebri icra, satım gibi
sebeplerden kaynaklanabilir. Ancak bu konuda marka sahipliğindeki değişikliğin
hangi
nedenden
kaynaklandığı
Protokol
ve
Yönetmelik
hükümlerinin
uygulanması bakımından önem taşımaz, marka sahipliğinde meydana gelen her
tür değişiklik, aynı hükümlere tâbi tutulmuştur. Malik değişikliğinin/markanın
devrinin
geçerliliği
ve
bunun
için
hangi
şartların
arandığı
hususu,
değişikliğin/devrin gerçekleştiği akit tarafın millî hukukuna göre tayin edilir.
Geçersiz bir malik değişikliğinin/devrin uluslararası sicile tescili, onu geçerli hâle
getirmez. Çünkü uluslararası sicilin sakatlığı giderici (ıslah edici) etkisi yoktur.145
Uluslararası tescilin esas başvuruya/ esas tescile bağlı olduğu süre zarfında,
markanın devrinin uluslararası tescili de kapsadığını kabul etmek gerekir. Bu
sürenin dolmasından sonra marka, uluslararası tescilden bağımsız, yani menşe
ofisinin bulunduğu ülkeyle sınırlı olacak biçimde devredilebilir.146
5.2.2
Yeni Malik Olmanın Şartı
Uluslarararası tescilin yeni malik adına yapılabilmesi için, mevcut tescilin bu
yönde değiştirilmesine ilişkin olarak Büro'ya başvuruda bulunulduğu sırada,
yeni malik; bir akit devlet/kuruluş ofisine esas başvuruda bulunulduğu ya da bu
ofis tarafından esas tescilin yapıldığı sırada, adına başvuru veya tescil yapılan
kişi, bu akit devletin/kuruluşun vatandaşı olmalı veya bu akit devlette ikamet etmeli
145
146
Fezer: Mma, Art. 9bis Nr. 1.; Kırca, İ., 2005, s.134.
Baumbach/Hefermehl: Mma, Art. 9bis Nr. 2; Fezer: Mma, Art. 9bis Nr. 2.; Kırca, İ., 2005, s.134.
93
yahut bu akit devlette gerçek ve etkin bir sınaî veya ticarî müessese sahibi
olmalıdır (Protokol 2.1).
Yeni malik uluslararası tescil başvurusunda bulunmuş olsaydı, mevcut uluslararası
tescille belirlenen akit tarafları belirleyebilecek idiyse, yeni malik olmak bir
anlam taşıyacaktır. Zira bu hâlde malik değişikliği, belirlenen akit tarafların tümü
açısından uluslararası sicile tescil edilebilmektedir.147
Yeni malikin gerekli şartları taşımaması sebebiyle malik değişikliğinin belirlenen
akit tarafların tümü için uluslararası sicile tescil edilemediği durumlarda, uluslararası
tescil, malik değişikliğinin gerçekleşmediği akit taraflar açısından mevcut malik
adına kayıtlı olmaya devam eder. Aynı durum malik değişikliğinin mal/hizmetlerin bir
kısmını ve/veya belirlenen akit tarafların bir kısmını kapsaması hâlinde karşımıza
çıkmaktadır. Bütün bu durumlarda kısmî malik değişikliğinden söz edilir.148 Malik
değiştiği zaman menşe ofis değişmez ve yeni malik Büroya doğrudan başvuramaz.
5.2.3
Malik Değişikliği Başvurusunun Kabulü veya Reddi
Başvuru için MM5 formu doldurulur. Başvuru usulüne uygunsa Büro malik
değişikliğini uluslararası sicile kaydeder ve Gazete’de ilan edilir. Tescil tarihi
usulüne uygun başvurunun Büro tarafından alındığı tarihtir (Yönetmelik 7.1.b).
Büro tescilin yapıldığı hususunu değişikliğin etkili olduğu akit taraf ofislerine ve
başvuru ofis tarafından sunulmuş ise bu ofise bildirir. Ayrıca mülkiyet tamamıyla el
değiştirdi ise yeni malik yanında eski malike ve mülkiyetteki değişiklik kısmen
olmuşsa her iki malike de bildirimde bulunur (Yönetmelik md. 27.1.a).
Malik değişikliğinin kapsamına dâhil olan belirlenen bir akit tarafın ofisi,
malik değişikliğinin uluslararası sicile tescil edildiği hususunun Büro
tarafından
kendisine
bildirilmesi
üzerine,
malik
değişikliğinin
kendi
ülkesi/bölgesi için hüküm ifade etmediğini ileri sürebilir. Bu takdirde, ilgili
147
2011 yılı itibariyle sadece Anlaşmaya üye sayısı yalnızca 2 olduğundan Protokole üye bir ülkede
Protokol 2.1 şartlarını taşıyan kişiler hemen hemen bütün ülkelerde yeni malik olabilmektedir.
148
WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 60.06, 65.01.; Kırca, İ., 2005, s.137.
94
uluslararası tescil, söz konusu akit taraf açısından, eski malik adına kayıtlı
kalmaya devam eder (Yönetmelik 27.4.a). Bu hüküm bir markaya koruma
verilebilme hususlarının ilgili akit tarafın hukukuna göre belirlenmesinden
kaynaklanır.
Usulüne uygun bir red bildirimini alan Büro bunu uluslararası sicile kaydeder ve
ilgilileri bilgilendirir (Yönetmelik 27.4.d). Red ile ilgili idarî veya adlî
makamlarca verilen her nihaî karar Büro'ya bildirilir. Büro böyle bir kararı
uluslararası sicile kaydeder ve gerektiğinde karara uygun biçimde uluslararası
sicilde değişiklik yapar (Yönetmelik md. 27.4.e). 149
5.3
Sınırlama, Vazgeçme ve Terkin
Daha önce değinildiği üzere uluslararası sicildeki değişiklik ve terkin talebine
konu olabilecek hususlar sayılmış bulunmaktadır. Buna göre, şu hususlar
değişiklik ve terkin talebine konu olabilir:
1. Belirlenen akit tarafların tümü veya bir kısmı açısından mal ve
hizmet listesine ilişkin bir sınırlama (Protokol md. (1. mükerrer) 9;
Yönetmelik md. 25.1 .a.ii).
2. Belirlenen akit tarafların bazılarından mal ve hizmetlerin tümünü
kapsayacak biçimde vazgeçme
(Protokol md.
(1.
mükerrer 9);
Yönetmelik md. 25.1.a.iii).
3. Mal ve hizmetlerin tümüne veya bir kısmına ilişkin olmak üzere,
uluslararası tescilin, belirlenen tüm akit taraflar açısından/tüm akit tarafları
kapsayacak biçimde terkini (Protokol md. (1. mükerrer) 9; Yönetmelik md.
25.1.a.v).150
Görüldüğü üzere sınırlamada, ilgili marka, akit tarafların tamamında veya bir
kısmında sınırlamaya konu mal/hizmetler bakımından artık korunmamaktadır.
Ancak sınırlama neticesinde, sınırlamanın kapsamına giren mal/hizmetler,
149
150
Kırca, İ., 2005, s.143.
Kırca, İ., 2005, s.144.
95
uluslararası sicilden terkin edilmez. Bu yüzden bu mal/hizmetler, hem belirlenmiş
hem belirlenecek yeni akit taraflar için sonradan belirlemeye konu olabilir. Yine
söz konusu mal/hizmetler, uluslararası tescilin yenilenmesinde ek ücretlerin
hesaplanmasında da dikkate alınır. Sınırlamaya paralel biçimde vazgeçmede de,
vazgeçmeye konu belirlenen akit tarafların her zaman yeniden belirlenmesi
mümkündür.151 Buna karşılık terkinde sınırlama ve vazgeçmeden farklı olarak,
mal/hizmetler sürekli biçimde uluslararası sicilden terkin olunur.
Sınırlama, vazgeçme ve terkin marka sahibinin başvurusu sonucunda gerçekleşmişse
uluslararası tescilin milli/bölgesel tescile dönüştürülmesi imkânından yararlanamaz.
Sınırlama işlemi ücretlidir ancak vazgeçme ve terkin başvuruları için ücret ödenmez
ve her biri için ayrı bir resmi form kullanılır. Bu formlarda herhangi bir eksikliğin
olması durumunda Büro durumu başvuru sahibine ve eğer başvuru bir ofis tarafından
yapılmışsa ofise bildirir ve üç aylık bir süre bu süre sonunda eksiklikler
tamamlanmazsa başvuru geri çekilmiş sayılır. Usulüne uygun yapılmışsa Büro
başvuruyu uluslararası sicile tescil eder ve Gazete de ilan edilir.
Büro, tescilin yapıldığı hususunu sınırlama veya terkinin kapsamına dâhil
belirlenen akit taraf ofislerine, terkinde işin niteliği gereği belirlenen bütün
akit tarafların ofislerine ve başvuru bir ofis tarafından sunulmuş ise bu ofise
bildirir. Ayrıca sınırlama, vazgeçme veya terkin hususunda marka sahibine de
bildirimde bulunulur (Yönetmelik md. 27.1.a).
Sınırlamanın kapsamına dahil olan belirlenen bir akit tarafın ofisi, sınırlamanın
uluslararası sicile tescil edildiği hususunun Büro tarafından kendisine bildirilmesi
üzerine, bunun kendi ülkesi/bölgesi için hüküm ifade etmediğini ileri sürebilir.
Bu takdirde, mal/hizmet listesine getirilen sınırlama, ilgili akit tarafta uygulanmaz
(Yönetmelik md. 27.5.a). Ancak belirlenen akit taraflara vazgeçme ve terkinde
böyle bir hak tanınmamıştır.152
151
WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 54.01; Kunze: Die internationale Registrier-ung, s. 199.; Kırca, İ.,
2005, s. 144.
152
Kırca, İ., 2005, s.148.
96
5.4
Marka Sahibi İle Vekilin Ad ve Adresinde Değişiklik
Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin uluslararası
sicile tesciline yönelik başvuru için, tek nüsha olarak düzenlenen resmî bir form
olan MM9 formu kullanılır. (Yönetmelik md. 25.1.a.iv). Bu form markanın
mülkiyetinin değişmesi sonucunda meydana gelen ad değişiklikleri için
kullanılmaz. Bu hâlde mevcut malikin adı değişmemekte, markanın maliki
değişmektedir. Bu tür bir başvuru için, MM5 formu kullanılacağını daha önce
belirtmiştik.
Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin tesciline ilişkin
başvuru, marka sahibi tarafından doğrudan veya onun ofisi vasıtasıyla Büro'ya
sunulur (Yönetmelik md. 25.1.b) Başvuruda istenilen hususlar uyun şekilde
doldurulur ve ücreti ödenir. Başvurunun usulüne uygun olmamasına bağlanan
sonuçlar ile başvurunun tescili; sınırlama, vazgeçme ve terkin başvurusunda
olduğu gibidir (Yönetmelik md. 26.1-2, 27.1.a-b, 32.1.a.vii).
Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin tescili
başvurusu fırsatından, vekil tayini için de yaralanılabilir. V ekil tayini veya
hâlihazırdaki vekilin değiştirilmesi istenmiyorsa, formun bu hanesi boş bırakılır.
Buna karşılık sırf vekilin ad ve/veya adresindeki değişikliğin tescili için başvuruda
bulunulacaksa bu başvuru için MM10 formu kullanılır. Bu form yeni bir vekilin tayini
için kullanılamaz. Vekilin ad ve/veya adresindeki değişikliklerin tescili amacıyla
yapılan başvurular ücretten muaftır (Yönetmelik md. 36.i).
5.5
Uluslararası Sicilde Yer Alan Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi
Uluslararası sicilde yer alan bir kaydın yanlış olduğu kanaatine varan Büro, marka
sahibi veya bir ofisin talebi üzerine yahut re'sen sicildeki bu yanlışı düzeltir
(Yönetmelik md. 28.1). Sicil kaydının düzeltmesi için, sicil kaydının yanlış
olduğu hususunda Büro'nun ikna edilmesi gerekmektedir. Sunulan belgelerle
97
Büro’nun sicildeki kaydında hata yapıldığı bariz şekilde ortaya konulursa Büro
başka bir şey yapılmasına gerek kalmaksızın sicildeki kaydı düzeltir.
Kaydın yanlışlığı objektif olarak anlaşıldığı takdirde de, esas itibariyle yanlışlık
düzeltilir. Zira esas tescille ilgili belgelerden, bu tür yanlışlığın tespiti kolaydır.
Söz konusu yanlışlık, Büro'ya ibraz olunan belgeler ile marka sahibinin
ofisindeki
sicil
kayıtları
arasındaki
farklılıklardan
kaynaklanmaktaysa,
düzeltme başvurusunun anılan ofis tarafından yapılması gerekmektedir.
Uluslararası sicilde yer alan kayıtlar ile marka sahibi veya onun vekili tarafından
Büro'ya gönderilmek üzere ilgili ofise sunulan belgelerde yer alan bilgiler arasında
herhangi bir farklılık bulunmamaktaysa, artık hiçbir şekilde kaydın yanlışlığından
söz edilemez. Bunun bir istisnası yanlışlığın, yanlış bilgileri içeren belgeyi
Büro'ya sunan ilgili ofisin hatasından kaynaklanmasıdır. (Bu durumda, böyle bir
yanlışlığın
düzeltilmesi
başvurusu,
anılan
ofis
tarafından
yapılmalıdır).
Dolayısıyla, bizzat marka sahibi veya vekilinin belirlenen akit taraflara veya
mal/hizmet listesine ilişkin yaptığı yanlışlıkların düzeltilmesi olanaksızdır153.
Bir ofise isnat olunabilecek ve düzeltilmesinin uluslararası tescilden doğan
hakları etkileyeceği bir yanlışlık, düzeltme başvurusunun düzeltmeye konu
uluslararası sicildeki kaydın ilânı tarihinden itibaren dokuz ay içinde Büro'ya
varması kaydıyla, düzeltilebilir (Yönetmelik md. 28.4). 154 Diğer hallerde
düzeltme başvurularında bir süre sınırı yoktur. Sicilde düzeltme yapıldığı
takdirde etkilenen kişilere bu husus bildirilir ve Gazete’de yayınlanır.
153
Türk marka sicilindeki yanlışlıkların düzeltilmesiyle ilgili hüküm Yönetmeliğin 24. maddesinde
yer almaktadır.
Esas itibariyle bu hüküm, sicildeki yanlışlıklar dışında, belge ve
yazışmalardaki yanlışlıkları da düzenlemektedir. Bu hükme göre, marka sahibi veya başvuru
sahibi yahut bunların vekili, marka siciline, belgelere, yazışmalara, Bülten'e veya Gazete'ye
yansımış olan, başvuru sahibinin adı ve adresindeki hatalar ile ifade ya da kopyalama
hatalarının(!) ve aşikâr hataların düzeltilmesini talep edebilir (md. 24/1). Başvuru dilekçesi veya
tescil kapsamında yer almayan mal/hizmetleri ekleme sonucunu doğuracak düzeltme talepleri ile
marka örneği üzerinde değişiklik sonucunu doğuracak düzeltme talepleri kabul edilmez (md.
24/111).; Kırca, İ., 2005, s.152.
154
Yönetmelikte ise, düzeltme talebinin, yanlışlığın yer aldığı belgenin veya yazışmanın TPE
tarafından gönderildiği veya Gazetede/Bültende yayımlandığı tarihten itibaren iki ay içinde
yapılması aranmaktadır (md. 24/1). Kırca, İ., 2005, s.152.
98
5.6
Lisans
Çoğu ülkede, marka lisansının marka siciline tescili mümkündür. Esas itibariyle
bu tescil mecburî olmasa bile, lisansın sicile tescil edilmemesi durumunda iyi
niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Durumun önemine binaen 1 Nisan
2002'den itibaren marka lisanslarının uluslararası sicile tescili mümkün hâle
gelmiştir. Ancak bazı ülkelerin mevzuatları lisansın
sicile tesciline izin
vermemektedir. Mevzuatında olmaması veya lisans kaydının tescilini istemeyen akit
taraf ofisi bunu Büro’ya bildirebilir. İkinci durumdaki bildirim her an için geri
alınabilir.
Lisans başvuruları için MM13 resmi formu kullanılır. Marka sahibinin adı, lisans
alanın adı ve adresi, ilgili uluslararası tescilin numarası, lisansın geçerli olduğu akit
taraflar, mal ve hizmetlerin uluslararası sınıflandırılmasına ilişkin esaslara
göre sınıflandırılmış lisansa konu mal/hizmetler, bu formda bulunması gereken ve
eksikliği başvurunun usulsüz olması sonucunu doğuran hususlardandır (Yönetmelik
1. Mükerrer 20.1.b).
İlgili resmî formda sunulan ve marka sahibi ile duruma göre aracılığından
yararlanılan ofis tarafından imzalanan ve yukarıdaki hususları içeren bir
başvuruyu alan Büro, başvuruda yer alan bilgilerle birlikte lisansı uluslararası
sicile tescil eder ve bu tescili lisansın geçerli olduğu (belirlenmiş) akit tarafların
ofislerine bildirir. Büro ayrıca, bu tescilden marka sahibini ve lisans tescil
başvurusu bir ofis vasıtasıyla yapılmışsa bu ofisi haberdar eder (Yönetmelik md.
(1. mükerrer) 20.31.) Lisans tescil başvurusunda eksiklikler varsa Büro üç aylı k
süre verir, bu süre içerisinde eksiklikler tamamlanmazsa başvuru geri çekilmiş
sayılır (Yönetmelik 1. Mükerrer 20.2.b).
99
6
MADRİD SİSTEMİNE DAİR GENEL
DEĞERLENDİRMELER VE TÜRKİYE UYGULAMALARI
6.1
Madrid Protokolü’nün Avantajları
Ürettiği ürünü veya icra ettiği hizmeti uluslararası olarak korumak isteyen
kişiler, menşe ofiste tescilli veya başvuru halindeki markalarını tescil
ettirmek istedikleri ülke ofislerine ayrı ayrı ücret ödemek, ayrı ayrı
prosedürlere maruz kalmak ve başvurulan ülkelerdeki farklı dillerle başvuru
yapmak yerine tek bir ücret, dil ve prosedür kullanarak başvurularını Madrid
Protokolü vasıtasıyla yapabilmektedirler. Başvuru sahipleri tek bir form
düzenleyerek istedikleri ülkeleri seçebilmekte ve ayrı ayrı mevzuatlara maruz
kalmayıp birden fazla danışman kullanma ihtiyacından kurtulmaktadırlar.
Ekonomik hayatın çok hızlı olduğu ve markaların kısa bir süre içerisinde
bilinir hale geldiği günümüzde zaman daha çok önemli bir hale gelmiştir.
Madrid Protokolü’nde yer alan 12 veya 18 aylık süre içerisinde olumsuz bir
yanıtın gelmediği durumlarda markanın akit taraflarca korumaya alındığının
varsayıldığı şartı piyasadaki hızlı işleyişe ayak uydurmak için çok faydalıdır.
Marka başvurusu yapıldıktan sonraki adres, unvan, sahip değişikliği gibi
değişiklikler tek bir ücretin ödenmesi ve tek bir formun düzenlenmesi ile
markanın başvurulduğu veya tescil edildiği bütün ülkelerde basit bir şekilde
yapılır.
Sistemin önemli avantajlarından biri de sonraki belirleme(subsequent
designation)
yolu
ile
istenilen
(sisteme
üye)
ülkeler
de
tescilin
genişletilebilme imkânıdır. Ayrıca başvurulan ülkelerden birisinde reddi
marka başvurusunun diğer ülkelerde reddini gerektirmemektedir.
100
Uluslararası tescil aynı zamanda ulusal marka ofisleri içinde avantajlı bir sistemdir.
Şöyle ki ulusal ofisler başvurunun şekli prosedürlere uygunluğunu incelemek
zorunda olmadıkları gibi, mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasını ve tescilin
yayınlanması işlemlerini de yapmak zorunda değillerdir. Ayrıca uluslararası tescil
sürecinde yerine getirdikleri görev nedeniyle; Uluslararası Büro tarafından toplanan
ödenmesi gereken bireysel ücretlerin taraf devletlere ödenmesi, bireysel ücret talep
etmeyenlere de ek ve tamamlayıcı ücretlerin yıllık olarak belirlenen ülke olma
sayılarına göre orantılı olarak dağıtılması suretiyle yeterli oranda tazmin
edilmektedirler. Belirtmek gerekir ki eğer uluslararası tescil servisi yıllık hesap
dönemini kar ile kapatırsa fazla olan bu kazancı taraf devletlere dağıtmaktadır.155
Tek bir uluslararası başvuru ulusal ofislerde ayrı ayrı yapılan başvurularla
aynı yasal etkiye sahiptir. Başvuruların ayrı ayrı yapılması durumunda
yapılacak masraflar büyük oranda düşmesine rağmen elde edilen getiri büyük
oranda artmaktadır.
2003
yılına
kadar
İspanyolca resmi
diller
arasında
yoktu
özellikle
İspanyolcanın yoğun olarak kullanıldığı Güney Amerika ülkelerinin Protokole
taraf olmalarını sağlamak amacıyla
yönetmelikte( md 6.2.i)
yapılan
değişiklikle İspanyolca resmi diller arasına girmiştir. Bu durum bazı ülkelerin
anadilleri ile başvuru yapabilmesi, süreci kolaylaştırması ve maliyetleri
azaltması bakımından olumlu bir gelişmedir.
Madrid Sistemi yüz yılı aşkın bir süredir kullanılmakta ve kendisinden
beklenilenleri büyük oranda vermektedir. Sistemin yönetiminden sorumlu
olan
WIPO
gerek
sistemin
işleyişi
gerekse
ilgili
kişilere
gerekli
bilgilendirmeleri yapma konusunda üzerine düşen vazifeleri yeterince yerine
getirmektedir. WIPO sistemin üye ülkelerce en iyi şekilde anlaşılabilmesi
gerek Cenevre’de gerekse üye ülkelerde eğitim faaliyetlerine yer vermektedir.
WIPO sistemde var olan sorunların çözümü ve ayrıca sistemin geleceğini
değerlendirmek üzere çalışmalar yapmaktadır.
155
Todd, s. 93. ;Taş İ. s.93.
101
6.2
Madrid Protokolü’nün Dezavantajları
Uygulama ve teoride Madrid Protokolü’nün uluslararası marka başvurularının
yapılması için tek bir ücret yatırmakla tek bir dil kullanarak ve tek bir usul ile marka
başvurularının yapılması gibi birçok avantajının olduğu ve başvuru sahiplerine
kolaylıklar sağladığı kesindir. Ancak Madrid Protokolü’nün de dezavantaj
diyebileceğimiz tarafları mevcuttur. Bu hususları şöyle sıralayabiliriz:
Sistemin dezavantajı olarak sayabileceğimiz hususlardan en önemlisi merkezi saldırı
hükmüdür (central attack)/(ceasing of effect) Buna göre; uluslararası tescil beş yıl
boyunca ana ülkedeki tescile bağımlıdır. Eğer bu beş yıllık süre boyunca
uluslararası tescile konu bir marka, ulusal ofisinde esas tescilin iptali, hükümsüz
kılınması ya da geri çekilmesi gibi sebeplerle mal ve hizmetlerin tümü veya bir
kısmı bakımından korumasını kaybederse, söz konusu mal ve hizmetlerin
uluslararası tescilinden kaynaklanan koruması artık koruma talep olunan ülkelerin
hiçbirinde geçerli olmayacaktır.
Aynı şekilde uluslararası tescilden itibaren beş yıllık süre zarfında esas tescile karşı
kanun yollarına başvurulması durumunda da aynı hüküm uygulanır. Bu beş yıllık
sürenin geçmesinden sonra her ülkedeki başvuru merkez ülkedeki başvurudan
etkilenmeyerek bağımsız bir hal alır.
Yukarıda belirtilen hüküm Anlaşma’da da mevcut idi ancak bu hüküm dönüştürme
(transformation) dediğimiz hüküm ile bir nebze olsun yumuşatıldı. Buna göre
Protokol hükümlerine dayanarak başvuru yapılan bir marka başvurusu/tescili
herhangi bir nedenle menşe ofiste reddolur, terkin edilir veya iptal edilirse marka
sahibi üç ay içerisinde belirlenen taraf ülkelerin ofislerine yapılmak zorundadır. Mal
ve hizmetler uluslararası başvurudaki mal ve hizmetlerle sınırlı olmak zorundadır.
Dönüştürme (Transformation) yapıldıktan sonra marka başvurusu/tescilinin Madrid
Sistemiyle ilişkisi kesilir. Bundan sonraki süreçte yenileme ve bunun gibi işlemler
merkezi bir şekilde yapılmaz. Merkezi saldırı hükmü davacı veya davalı olma
102
durumuna göre avantajlı veya dezavantajlı olarak değerlendirilebilir. Dönüştürme
hükmünün olması dezavantajlarının bir kısmını ortadan kaldırsa da bu süreç uzun
zaman alan ve pahalı bir süreçtir.
Merkezi saldırı sonucu marka başvurularının/tescillerin başvurulan ülkelerde
takibi için başvuruların/tescillerin ayrı ayrı takip edilmesi gerekliliği Madrid
Protokolünün getirdiği avantajları önemli ölçüde azaltmaktadır. Her ülkede
ayrı bir prosedürün izlenmesi profesyonel kişilerle çalışma zorunluluğu
getirmektedir. Bu da masrafları önemli ölçüde arttırmaktadır.
Merkezi saldırı sonucu menşe ülkede terkin edilen ve diğer ülkelerde bireysel
olarak başvuru yapılması gereken durumlarda hangi prosedürün yapılacağı
konusunda ortak bir uygulama yoktur. Türkiye’de merkezi saldırı sonucu
menşe ülkede terkin edilmiş bir marka gerekli dönüştürme (transformasyon)
ücretini 156
yatırmak
koşuluyla
kaldığı
yerden
işlemlerine
devam
edebilmektedir. 2011 yılı itibariyle bu ücret 150 Tl’dir.
Dönüştürme hükmü olsa da merkezi saldırı hükmü 5 yıl gibi uzun bir zaman süreci
boyunca markanın reddolunma ihtimalinin olması ve bazı ülkelerde sürecin baştan
başlaması Protokolün avantajlarını önemli oranda azaltmaktadır. Son dönemde bu
konuda yapılan çalışmaların önemli bir kısmı bu konu üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Uluslararası tescil başvurusu esas tescil ya da başvuru ile aynı mal/hizmetleri
içermelidir. Başvuruya ilişkin olarak mal ve hizmetlerin kapsamı daraltılabilir ancak
genişletilemez. Başvuru sahibi, esas tescilde yer almayan ilave mal ya da hizmetler
için uluslararası tescil başvurusu yapmak istediğinde, yeni ulusal başvurular yapması
gerekmektedir. Böylece, başvuru sahibinin iştigal alanı genişledikçe yeni ulusal
başvurular ve bunlara dayalı uluslararası başvurular yapması gerekecektir.
Dezavantaj olarak değerlendireceğimiz diğer bir husus da Nis sınıflandırmasında
çoğu ülkelerde kapsamlı bir şekilde sınıfın tamamındaki mal/hizmetleri talep
156
Ücretler için bkz. http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=261
103
edilebilir olmakla birlikte bazı ülkeler genel tabirleri kabul etmemektedir. Bu
durumda yeni ve mal/hizmet listesi kısıtlı bir ulusal başvuru yapmak gerekmektedir.
Madrid Protokolü’ne göre başvurunun bir ulusal tescile ya da başvuruya dayalı olma
zorunluluğu, başvuru sahibinin diğer ülkeler için yapacağı koruma talebini
sınırlamaktadır. Çünkü başvuru sahibi farklı ülkelerde farklı markalar ve farklı
mal/hizmetler için tescil talebinde bulunmak isteyebilir. Bu durumda da Madrid
Protokolü’nün çok pratik bir yöntem olmadığı açıktır.157
Protokole getirilen eleştirilerden biri de 18 aylık red bildirimi süresidir.
Gerekli bildirimlerin yapılması şartıyla itiraz, dava vb. durumlarda bu süre
daha da uzayabilmektedir. Günümüz ticari hayatında işler çok hızlı
gelişmektedir. Bilişim, teknoloji ve ulaşımda meydana gelen gelişmeler
markaların tanınmasını çok hızlı gelişmesine imkân vermektedir. Bir ay gibi
kısa bir sürede bir marka tanınmış hale gelebilmektedir. Hal böyle olunca 18
aylık bir red süresi uzun bir süre olarak değerlendirilebilir. Piyasaya yeni
giren bir marka bu süre boyunca geleceğini net olarak göremeden tescilsiz bir
şekilde faaliyet gösterecektir. Bu durumun Protokol’ün olumsuz olarak
değerlendireceğimiz bir hükmüdür.
Ancak bir de madalyonun diğer yüzüne baktığımızda sistemini tamamen
oturtmayan ofislerde veya bazı markalara mahsus oluşan durumlar için bu
sürenin varlığı olumlu olarak da görülebilir. Yönetmelikte 2000 yılında yapılan
bir değişiklikle (Yönetmelik md. 17.6.a)158, re’sen incelemesini tamamlayan ve bir
157
Bayram, E. B., 2001, s.42
Büro’ya red bildirimi göndermeyen bir ofis, Protokol 5.2 (a) veya (b)’de öngörülen süre (bir yıl veya
18 ay) zarfında takip edilen sayılacak hususlardan birini içeren bir bildirimi Uluslararası Büro’ya
gönderebilir. Red bildiriminde bulunmayan ofis; i) Kendisi tarafından, gerekli bütün prosedürlerin
tamamlandığı ve uluslararası tescile konu markanın kendi ofisinde tescil edilmesi yönünde karar verildiğine
dair bir bildirimde ii) Re’sen inceleme sürecinin tamamlandığı ve ofisin red için herhangi bir neden
bulamadığı fakat markaya sağlanan bu korumanın hala üçüncü şahıslardan tarafından yapılabilecek itiraz ve
görüş bildirmelere konu olabileceğini, itiraz ve görüş bildirme süresinin sona ereceği tarihi de kapsar
şekilde yapılacak bir bildirimde ve iii)Eğer ii’deki bildirimin yapılması tercih edilirse buna bağlı olarak
ofisin belirttiği süre içinde üçüncü şahıslar tarafından herhangi bir itiraz veya görüş bildiriminde
bulunulmamış ve ofis uluslararası tescile konu markayı tescil etme kararı vermişse bu karara ilişkin bir
bildirimde bulunabilir. Uluslararası Büro tarafından yukarıda sayılan bildirimlerden herhangi birisi
alındığında, bu bildirim Uluslararası Sicil’de kaydedilip, ilan edilir ve bildirimin bir sureti başvuru sahibine
gönderilir (Yönetmelik md. 17.6.a).
158
104
red nedeni tespit edemeyen ofisin, Büro’ya ilgili markaya koruma sağlandığına
ilişkin bir bildirimde bulunabileceği öngörülerek bu olumsuzluğun bir ölçüde
giderilmesine çalışılmıştır.159
Protokolün 3. maddesinin birinci fıkrası gereğince uluslararası başvuru, koruma
istenilen mal veya hizmetleri ve eğer mümkünse mal ve hizmetlerin bulunduğu sınıf
veya sınıfları kapsayan bir esas tescil veya başvuruya dayanmalıdır. Esas tescil ya da
başvuru ile aynı mal ve hizmetleri içermeyen uluslararası başvurular kabul edilemez.
Başvuruya ilişkin mal ve hizmetlerin kapsamı daraltılabilir ancak genişletilemez.
Uluslararası başvuru sahibi esas tescilde yer vermediği fakat aynı sınıfa dahil ilave
mal ve hizmetler için uluslararası başvuru yapmak istediğinde öncelikle bu mal ve
hizmetler için bir esas tescil elde etmeli ya da bir esas başvuru da bulunmalıdır. Bu
da tescil sahibinin markasını, markanın ilgili olduğu ilave mal ve hizmetler için
kullanmaya karar vermesi durumunda, aynı marka için aynı sınıflarda farklı mal ve
hizmetleri kapsayan birden fazla uluslararası marka tescili elde etmesi gibi bir
ihtimali ortaya çıkarmaktadır.160
Ayrıca, bazı ülkelerin mevzuatları markanın koruma kapsamının yalnızca ticarette
fiilen kullanılan mal/hizmetleri içermesine izin vermekte ve mal/hizmetlere ilişkin
genel tabirler kullanılamamaktadır. Örneğin A.B.D.’de marka başvurusundan önce
markanın, koruma talep edilen mal/hizmetler üzerinde fiilen kullanılıyor olması
gerekmektedir. Dolayısıyla marka sahipleri yalnızca ticari alanda fiilen kullandıkları
mal/hizmetler için başvuru yapabilmektedir. Oysa birçok ülkede markanın
kapsamındaki mal/hizmetlerin üzerinde kullanılması şartını aranmaz. Bu sebeple,
örneğin Amerikan başvuru sahipleri kendi ülkelerinde sınırlı kapsamda başvuru
yapabilirken,
diğer
ülkelerde
markanın
kapsadığı
mal/hizmetleri
genişletebilmektedirler. Madrid Protokolü ile başvuru yolu ise bu kapsamda
kısıtlayıcı bir yöntem olacaktır.161
159
Bayram, E. B., 2001, s. 44; Kırca, İ., 2005, s.99.; Taş, İ., 2007, s.96.
160
Barreda J., The Madrid Protocol: Does it require a revision? Trademark World 118,1999,
s.30.; Taş İ., 2007, s.97.
161
Barreda J., 1999, s.30-31.
105
6.3
Madrid Sistemi Hakkında Güncel Veriler, Türkiye Uygulamaları Ve
Öneriler
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre, usulüne göre onaylanmış ve yürürlüğe
girmiş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olduğundan, markaların uluslararası
tescilli konusunda bir düzenleme getiren Madrid Protokolü, düzenlediği konular
bakımından kanun hükmünde sayılacak ve öncelikle uygulanacaktır.
Madrid Protokolü’nün Madrid Anlaşması’na göre önemli avantajları vardır.
Anlaşma Protokole nazaran 100 yıl daha önce imzalanmasına rağmen sisteme
kayıtlı 85 ülkenin 83’ünün Protokol’e 56’sının Anlaşmaya üye olması
Protokol’ün daha avantajlı olduğunun bir delilidir. Madrid Protokolü bir
standartlar sistemi olduğundan ülkeler bazında çok fazla farklılıklar mevcut
değildir. Sistemin düzenli bir şekilde işleyebilmesi için bu gereklidir. Ancak
gerek
sistemin
tam
olarak
oturmamasından
gerekse
ülkesel
bazdaki
değişikliklerden dolayı bazı farklılıklar olabilmektedir. Bu yüzden Türkiye
uygulamaları bölümü hacim olarak çok fazla bir alana sahip olmayacaktır.
Madrid Protokolü dünya çapında birçok ülkede marka korumasını çok etkili
ve ucuz bir şekilde yapılabilmesi konusunda başvuru sahiplerine büyük
kolaylıklar sağlamaktadır. Madrid sistemi vasıtasıyla başvuru sahiplerinin
başvuruları tek tek ülke bazında yaptığında altından kalkmakta zorlanacağı
maliyetler önemli ölçüde azaltıldı ve birden fazla markanın global düzeyde
yönetimi konusunda firmalara müthiş kolaylıklar sağlandı. Onlarca ülkede
faaliyet gösterip onlarca ülkede marka tescili bulunan ve her yıl yeni marka
tescilleri gerçekleştiren Procter&Gamble, Unilever, Nestle, Danone gibi
çokuluslu
şirketlere
marka
yönetimi
konusunda
büyük
kolaylıklar
getirmektedir.
Madrid Protokolü’nün ülkeler bazında tamamen yerleşmesi ile ilerleyen zamanlarda
menşe ofisler aradan çıkartılıp başvuru ve diğer işlemlerin direkt olarak WIPO ile
yapılması gerçekleştirilebilir. Bu durumu kolaylaştıracak bir husus; vekillerin bu
106
konuda iyi bir eğitime tabi tutulması ve başvuru ve diğer işlemlerin vekiller
vasıtasıyla yapılması zorunluluğu olabilir. Bu durumun artıları ve eksileri
olabilecektir. Ancak bu uygulamanın kısa vadede gerçekleşmesi pek kolay
gözükmemektedir.
Madrid Protokolü’nde meydana gelen önemli gelişmelerden biri 2 Kasım 2003
tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin ve 1 Ekim 2004 tarihinde Avrupa
Birliğinin Protokole üye olmasıdır. Dünya ticaret hacminin önemli bir kısmını
elinde tutan bu ülkelerin Sisteme dâhil olması Sistemin işlevini önemli ölçüde
artırmıştır. 162
6.3.1
TPE’nin Menşe Ofis Olduğu Durum
Türkiye’nin menşe ofis olduğu durumda daha önce anlatıldığı gibi Türkiye’de
yerleşik olan, Türk vatandaşı olan ya da Türkiye’de etkin bir ticari işletmeye sahip
olan kişi ya da kuruluşlar, TPE nezdinde tescil başvurusu yapılmış veya tescil
edilmiş olan markaları için uluslararası tescil talebinde bulunabilmektedir. Bu talep
Uluslararası Büro’ya TPE vasıtasıyla iletilmektedir.
TPE başvuruyu WIPO’ya
iletmeden önce şekli yönden ve başvurunun esas tescil ya da başvuru ile aynılığı
açısından kontrol etmektedir. Esas başvuru/tescilden daha fazla mal/hizmet içeren
başvurular geri çevrilmektedir.
Türkiye’nin menşe ofis olduğu durumda, genel olarak Türkiye iyi bir konumda
bulunmaktadır. Bazı marka sahiplerinin ve vekillerin uluslararası sistem konusundaki
bilgisizliği sebebiyle tescil başvuruları önemli hatalar içermektedir. Vekillerin ve
başvuru sahiplerinin özellikle Nis Sınıflandırma Sistemi’ni yanlış yorumlamaları ve
İngilizce bilgilerinin yetersizliği sebebiyle, menşe ofis başvurularının incelenmesi
uzmanlar için emek ve zaman kaybına yol açabilmektedir. Son dönemde üzerinde
çalışılan Türkçe Nis programı bu konudaki eksiklikleri önemli oranda düzeltecektir.
Ancak spesifik mal/hizmetlerin tescilinde sorunlar devam etmesi kaçınılmazdır.
162
http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1
107
Ayrıca Protokol aracılığıyla iletilen başvurularda uluslararası sınıflandırma ile çıkan
sorunlar bazen ülke içinde kullanılan sınıflandırma sisteminin yenilenmesine olanak
sağlamaktadır. Madrid Protokolü ve Nis Sınıflandırması konusunda vekiller ve
başvuru sahipleri için eğitim programlarının ve seminerlerin düzenlenmesi oldukça
faydalı olacaktır. Nitekim bu konuda TPE nezdinde vekillere yönelik eğitim
çalışmaları yapılmaktadır.
6.3.2
TPE’nin Belirlenen Akit Taraf Olduğu Durum
Türkiye’nin Madrid Protokolü’ne katılımı çerçevesinde önemli bir yükümlülüğü de
Protokol’e taraf diğer ülkelerden gelen ve Türkiye için koruma talebi yapılan
başvuruların incelenmesidir. TPE’nin Madrid Protokolü uygulamaları konusunda iş
yükünün önemli bir bölümünü bu başvurular oluşturmaktadır. Bu başvurular
incelenmesi sırasında çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Bu sorunlardan en önemlisi, Uluslararası Büro tarafından Türkiye’ye gönderilen
uluslararası tescil başvurularının başvuru tarihi itibariyle, TPE kayıtlarına daha önce
giren ulusal başvuruların önüne geçtiği durumudur.
Uluslararası Büro’nun TPE’ye göndermiş olduğu bir başvurunun başvuru tarihi,
çeşitli nedenlerle bir yıl öncesine kadar gidebilmektedir. Örneğin Protokole taraf bir
ülkede başvurusu yapılmış bir tescil başvurusunda şekli eksikliklerin bulunması
durumunda bu eksikliklerin giderilmesi dört ayı bulabilmektedir. Böyle bir
başvurunun WIPO tarafından TPE’ye iletilmesi yedi ay sonra olabilecektir. TPE
nezdinde dosyanın uzman önüne gelmesine kadarki süre ilk başvuru tarihinden
itibaren on ayı bulabilmektedir. TPE uzmanlarının iş yükü düşünüldüğünde uzmanın
dosyayı incelemesi bir ayı bulabilmektedir. Söz konusu başvurunun rüçhan hakkını
haiz olması durumunda ise bu süreye bir altı ay daha eklemek gerekir. Bu durumda
bu uluslararası başvuru 11 ay önce yapılmış bir ulusal başvurunun önüne
geçmektedir.
108
Bu süre zarfında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka yayınlanır ve
tescil alırsa mükerrer kayıtlar ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Kaçınılmaz bir
şekilde gerçekleşebilecek bu durumun önüne geçebilmek için TPE’ye re’sen iptal
yetkisinin verilmesi gerekmektedir.
Uluslararası başvurulara ilişkin TPE uygulamalarında yaşanılan önemli bir sorun ise
ünvan değişikliği işlemlerine ilişkindir. Ünvan değişikliği talepleri özellikle Türk
Patent Enstitüsü’nün belirlenen akit taraf olduğu durumlarda ulusal mevzuatımızla
çelişmektedir. Çünkü 556 Sayılı Markaların Korunmasına Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname’nin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 20’nci
maddesinde “marka sahibinin unvanının veya şirket nevinin değişmesi halinde bu
değişikliklerin
markalar
sicilinde
adına
kayıtlı
bulunan
markalarının
ve
başvurularının tamamı üzerinde bu değişikliklerin yapılması istenir” hükmü yer
almaktadır. Oysa sisteme taraf olan diğer hiçbir üye ülkede böyle bir zorunluluk
yoktur. Başvuru sahibi istediği markası için unvan değişikliği talebinde
bulunabilmektedir. Ayrıca, uluslararası tescil sistemi prosedürleri kapsamında unvan
değişikliğinin reddi gibi bir kavram olmadığı için, bu durum Enstitümüz için önemli
sorunlar oluşturmaktadır.
163
Aslında farklı ülkelerde firmaları, markaları olan
holdinglerin tabii ki farklı adresleri olacaktır ve marka bazında farklı adreslerde
bulunmaları
kaçınılmazdır.
Bu
konu
hakkında
düzenlemelerin
yapılması
gerekmektedir.
Madrid Protokolü’nün ülkemizde yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye için sınai
mülkiyet alanında yeni bir sayfanın açıldığı söylenebilir.
Protokol,
Türk
sanayicilerinin TPE aracılığıyla markalarının uluslararası tescilini kolay ve ekonomik
bir şekilde yerine getirebilmesine imkân vermiş ayrıca Türkiye’nin AB Ortaklık
Konseyi’nin 1/95 sayılı kararındaki yükümlülüğünün yerine getirilmesini sağlamıştır.
Madrid Sistemi farklı ülkelerde marka tescillerini merkezi bir yerden kontrol
etmek oluşturulmuş bir birliktir. Madrid Sisteminde Avrupa Topluluk Marka
Sistemi’nde(European CTM System) olduğu gibi uluslararası bir tescil yoktur.
163
Bayram, E. B., 2001, s.48.
109
Sistem merkezi olarak yönetilen ve ulusal düzeyde geçerli olan çeşitli haklar
sunar.
Protokol sadece büyük çok uluslu şirketlere kolaylıklar sağlamamaktadır.
Belli bölgelerde temsilcilikler açan veya sadece ihracat yapan firmalara da
marka tescilleri ve yönetimi konusunda büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Madrid Protokolü
olmasaydı bazı firmalar uluslararası marka tescili
konusunda şu anki kadar cesaretli olamayabilirlerdi çünkü her ülkenin ayrı bir
dili, ayrı bir tescil süreci ve ayrı para birimleri olduğundan büyük zorluklar
ortaya çıkacaktı. Bu uzun yolculukta her ülkede ayrı bir danışman tutmak
gerekecekti. Ama Madrid Sistemi bütün bunların üstesinden çok kolay bir
şekilde gelinebilmesine imkân sağlamaktadır.
30 Kasım 2010 itibariyle sadece Madrid Anlaşması’na üye ülke Cezayir ve
Tacikistan kalmıştır. Bu ülkeler de Protokole geçme konusunda çalışmalar
yürütmektedirler. Anlaşmaya üye ülkelerin ayrıca Protokole de üye olduğundan
Türkiye’nin sadece Protokole üye olması hak kaybı oluşturmamaktadır. Kaldı ki
2008 yılından itibaren hem Anlaşmaya hem Protokole üye ülkelerin işlemlerinde
Protokol hükümleri uygulanacaktır. Bu husus Anlaşma’nın varlığının gerekli olup
olmadığı tartışmalarına neden olmaktadır.
Son dönemde gelişen Türkiye ekonomisi ile ihracat oranları görülmedik
şekilde artmaktadır. Her ne kadar Türkiye’nin yaptığı ihracat belli ülkelere
yoğunlaşsa da gelişen ekonomi ve ihracat ile birlikte markaların uluslararası
korunması büyük önem kazanmıştır. Faaliyet gösterildiği veya ilerde faaliyet
gösterme ihtimalinin yüksek olduğu ülkelerde marka haklarının korunması
büyük önem arz etmektedir.
Yakın zamanda uluslararası tescil konusunda gerekli hassasiyeti göstermeyip
geç kalan büyük firmaların kötü niyetli başka kişiler tarafından marka
hakkının yabancı ülkelerde tescil edilmesi ile önemli pazarlara girme
konusunda büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu sorunlarla
110
karşılaşmamak için markaların uluslararası düzeyde korunması hayati bir
öneme sahiptir. İşte bu korumanın elde edilebilmesi için Madrid Sistemi
büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Türkiye’nin dış ticaretteki en büyük partneri Avrupa Birliği olmaya devam
etmekle birlikte son dönemde Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleriyle uluslararası
ticaret gün geçtikçe artmaktadır. Böylelikle bu ülkelerde de marka koruması
yapılması zorunluluğu gerekmektedir. Bu konuda en iyi yöntemin Madrid
Sistemi
olduğu
düşünüldüğünde
Madrid
Sistemi
vasıtasıyla
yapılan
başvuruların daha da artacağını öngörmek doğru olacaktır.
Madrid Protokolüne üye yeni ülkeler kazandırmak ve üye ülkelere kolaylıklar
sağlamak amacıyla Türkçe, Rusça, Arapça ve Çince gibi geniş alanlarda
kullanılan bazı diller de resmi diller arasına alınabilir. Ancak bu husus bazı
ülkelere kolaylıklar getirdiği gibi WIPO’ya ekstra masraf ve ekstra iş yükü
getirecektir. Ayrıca son zamanlarda Nis sınıflandırmasında Türkçe ve farklı
diller için programlar geliştirilmektedir. Bu çalışmaların verimli bir şekilde
uygulanmasından sonra geriye kalan süreçte sistemin tamamen Türkçe veya
farklı dillerde olması getireceği ekstra zorluklar göz önüne alındığında
gereksiz görülebilir.
6.3.3
Madrid Protokolü Hakkında Güncel Veriler
Dünya genelinde her yıl ülkede yerleşik olmayanların yaptığı marka başvurusu bir
milyonu geçmektedir ve bu başvuruların 400 000’i aşan kısmının Madrid Sistemi
marifetiyle yapıldığı tahmin edilmektedir. 31 Aralık 2009 itibariyle 515,562
uluslararası tescil yürürlükte ve 5.6 milyonun üzerinde ulusal/bölgesel aktif tescil ve
169,939 tane marka sahibi bulunmaktadır.164
164
Marka Dünyasında Madrid Sistemi (William O‘Reilly)
111
2009 YILININ GENEL PROFİLİ
TABLO:2
TABLO:3
2009 YILINDA EN ÇOK BAŞVURU YAPAN ÜLKELER
Kaynak
Başvuru Sayısı
Oran (%)
Almanya
4,793
13.6%
AB
3,710
10.5%
Fransa
3,523
10.0%
USA
3,201
9.1%
İsviçre
2,671
7.6%
Benelux Ülkeleri
1,968
5.6%
Italya
1,872
5.3%
Çin
1,358
3.9%
Japonya
1,312
3.7%
Rusya Federasyonu
1,068
3.0%
112
TABLO:4
EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN ÜLKELER
Kaynak
2008
2009
Oran %
Çin
17,829
14,766
4.9
Rusya
Federasyonu
16,768
14,150
4.7
USA
15,715
13,406
4.4
İsviçre
14,907
13,161
4.3
AB
14,502
12,564
4.1
Japonya
12,748
10,386
3.4
Avustralya
10,529
8,575
2.8
Ukrayna
10,635
8,539
2.8
Türkiye
9,844
7,942
2.6
Kore
Cumhuriyeti
9,539
7,755
2.6
Norveç
9,787
7,627
2.5
Hırvatistan
7,482
5,967
2.0
Singapur
7,607
5,957
2.0
Almanya
6,955
5,593
1.8
Beyaz Rusya
6,724
9,380
1.8
113
TABLO :5 ULUSLARARASI TESCİLLER VE SONRAKİ
BELİRLEMELER
Uluslararası Tesciller ve Sonraki Belirlemeler
-1996 - 2009
54.000
44.000
34.000
24.000
14.000
4.000
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
-6.000
Tesciller
Sonraki Belirlemeler
Uluslararası tesciller ve sonraki belirlemelerde genel olarak yıllar itibariyle bir artış
söz konusu ancak 2009 yılında önceki yıla göre nispi bir düşüş gözlenmektedir bu
düşüş 2009 yılında küresel bazda meydana gelen krizden kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de de krizin etkileri gözükmektedir ancak bu etkiden kurtulma konusunda
diğer devletlerden daha hızlı bir yükseliş göstermektedir.
Türkiye 2009 yılı itibariyle en çok başvuru yapılan 9. Ülke konumundadır. Bu durum
hızla büyüyen bir ekonomiye sahip Türkiye’de faaliyet göstermek isteyen firmaların
markalarını tescil ettirmek istemelerinden kaynaklandığı düşünüldüğünde gelişen
Türkiye ekonomisinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
114
2008 yılına göre başvuru sayıları o yıllarda yaşanan ve halen etkisi sürmekte
olan küresel kriz dolayısıyla %19 azalarak 9844’den 7942’ye düşmüştür.
Ancak bu düşüş sadece ülkemizde değil tüm dünyada görülmüştür. Krizin
ülkemizdeki etkisinin azalmasıyla birlikte hem menşe ofis başvuruları hem de
Türkiye’de koruma talep edilen başvurular artmaktadır.
115
SONUÇ
Günümüzde ulusal düzeydeki ekonomiler, kendini uluslararası ekonomilere terk
etmiştir. Firmalar en küçüğünden en büyüğüne kadar yurt dışı faaliyetlerinde
bulunmaktadır. Bu faaliyetler uluslararası marka tescilini zorunlu kılmaktadır. Bu
tescilleri kolaylaştırmak amacıyla çeşitli uluslararası tescil sistemleri oluşturulma
gereği duyulmuş olup Birleşmiş Milletlerin uzman bir yapılanması olan WIPO
tarafından oluşturulan Madrid Sistemi bu sistemlerin en geniş sahalara ulaşanı ve en
etkinidir.
Tezimizin konusu Madrid Sistemi ile markalarını birden fazla ülkede koruma altına
almak isteyen marka sahipleri bu korumayı elde edebilmek için her bir ülkede ayrı
ayrı tescil etme işleminden kurtulmuştur. Madrid Sistemi markalarını uluslararası
düzeyde tescil ettirmek isteyen başvuru sahiplerine tescili talep edilen her ülkede ayrı
ayrı formlar doldurup, ayrı ücretler yatırıp, farklı yabancı dillerle uğraşma ve her
ülkede yerel vekillerle çalışmak yerine bir formla, bir başvuru ücretiyle ve resmi
olarak seçilen bir dil ile Protokole taraf istenildiği kadar ülkede kolay bir şekilde
tescil imkanı sunmaktadır. Ayrıca tescilden sonraki adres değişikliği yenileme gibi
işlemlerde yine bir başvuru formu ile gerçekleştirilebilmektedir. Aksi halde bu
işlemleri yapmak hem uluslararası markalaşma isteğini kıracak hem de firmalara
inanılmaz maliyetler getirecekti.
İşte Madrid Sistemi, markaların çeşitli ülkelerde tesciline yönelik birbirinden farklı
marka tescil prosedürlerinin birleştirilerek, tüm dünya ülkelerinin katılımına açık bir
uluslararası tescil sistemi oluşturabilmek amacıyla ortaya çıkmış ve yüz yılı aşkın bir
süredir başarılı bir şekilde uygulanarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Madrid Sistemi hızlı, ekonomik, esnek ve bürokrasinin az olmasından dolayı
kullanımı her geçen gün artmaktadır. Dünya genelinde yerleşik olmayanların yaptığı
marka
başvuruların
yüzde
kırkından
fazlası
Madrid
Sistemi
vasıtasıyla
yapılmaktadır. Madrid Sistemi kullanılarak yapılacak tek bir uluslararası başvuru
belirlenen akit taraf ülkesinde ayrı ayrı yapılan ulusal başvurularla aynı yasal etkiye
116
sahiptir. Madrid Anlaşması’nın hükmünü iyiden iyiye yitirmesiyle Madrid Sistemi
denilince aklımıza aslında Madrid Protokolü gelmelidir.
WIPO çeşitli bilgilendirme seminerleri, marka gazetesi, web sitesi ve doğrudan
iletişim vasıtalarıyla Sistem’in kullanıcılarına ve ulusal ofislere geniş ve detaylı bilgi
sağlamaktadır. Uluslararası Sicil’de kayıtlı tescil bilgilerine elektronik ortamda
ücretsiz giriş ortamı sağlanmakta ve ROMARIN sistemi ile daha geniş ve kapsamlı
abone olunabilecek düzenli bir bilgilendirme sistemi vermektedir.
Madrid Sistemi Madrid Anlaşması ile yüz yılı aşkın süredir faaliyet göstermektedir.
Sistemin eksik yönlerini ortadan kaldırmak için getirilen ve dünya ticaretinde etkili
birçok ülkeyi sisteme dahil eden Madrid Protokolü halen gelişmektedir. Eksik olarak
görülebilecek hususlarda çalışmalar devam etmektedir. Her ne kadar üye sayısı
yüksek olsa da üye sayısı her geçen gün artmaya devam etmektedir.
Türkiye de Protokole dahil olduğu 1999 yılından itibaren sistemi kullanmaktadır.
Ekonomimizin hızlı büyüdüğü ve ihracatın görülmedik bir hızla arttığı şu zamanlarda
uluslararası marka tescilinin önemi dolayısıyla Madrid Protokolü’nün önemi
artmıştır. Başvuru sahipleri Madrid Protokolü’nün kolaylıklarından istifade
etmektedirler.
Sonuç olarak Madrid Protokolü Türk sınai mülkiyet sistemi için yeni bir açılımdır.
Protokol ile birlikte uluslararası piyasalarda rekabet etmek ve mal ve hizmetlerini
Türkiye sınırları dışına taşımak isteyen Türk girişimcilere yeni bir dünyanın kapıları
açılmıştır. Bu sayede Türk sanayinin gelişmesi ve uluslararası piyasalarda etkisini
sürdürmesi mümkün olacaktır. Diğer taraftan, Türkiye’de yatırım yapmak veya
mallarını Türk piyasalarında pazarlamak isteyen girişimcilerin
markalarını
Türkiye’de tescil ettirmeleri kolaylaşacak ve bu da yabancı yatırımcıların taklit
korkusu olmadan daha güvenle Türkiye pazarlarına girmesine yol açacaktır. Böylece,
Madrid Protokolü Türk ekonomisinin iki yönlü gelişimine yardımcı olacaktır. Sistem
yüz yılı aşkın süredir devam ettiği gibi bundan sonrada yoluna yenilenerek ve daha
117
da büyüyerek devam edecektir. Çünkü ikame edilecek başka bir sistem
gözükmemektedir.
118
EK
ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE KULLANILAN FORMLAR
MM1: Madrid Anlaşması ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır.
MM2: Madrid Protokolü ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır.
MM3: Hem Protokol hem de Anlaşma ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır.
MM4: Sonraki belirlemeler için kullanılan form.
MM5: Sahipte meydana gelen değişikliklerin bildirimi için kullanılan form.
MM6: Mal ve/veya hizmetlerin sınırlanması için kullanılan form.
MM7: Feragat işlemleri için kullanılan form.
MM8: İptal için kullanılan form.
MM9:Sahibin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliklerin bildiriminde
kullanılır.
MM10: Vekilin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişiklik için kullanılır.
MM11: Uluslararası başvurunun yenilenmesi için kullanılır.
MM12: Vekilin atanması için kullanılan formdur.
MM13: Lisansı kaydetmek için kullanılan formdur.
MM14: Lisansta meydana gelen değişiklikleri bildirmek için kullanılan formdur.
MM15: Kayıtlı tescilin iptali için kullanılan formdur.
MM16:Dönüştürmeden
kaynaklanan(Avrupa
Birliği)
sonraki
belirleme
için
kullanılan formdur.
MM17: Rüçhan hakkı isteği için kullanılan form(Avrupa Birliği)
MM18:Markayı kullanmayı niyetini bildirir bir beyan için kullanılır(Amerika
Birleşik Devletleri)
MM19: Sahibin tasarruf yetkisini sınırlamak için kullanılır.
119
KISALTMALAR CETVELİ
ABD
:Amerika Birleşik Devletleri
Anlaşma
:Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması
bkz.
:Bakınız
C.
:Cilt
çev.
:Çeviren
dn
:dipnot
drl.
:Derleyen
KHK
:Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname
md.
:Madde
Nu.
:Numara
OAPI
:African Intellectual Property Organisation
OHIM
:Office for Harmonization İn The İnternal Market
Paris Sözleşmesi
:Sınai Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi
Protokol
:Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması İle
İlgili Protokol
R.G.
:Resmi Gazete
s.
:sayfa
S.
:Sayı
T.C.
:Türkiye Cumhuriyeti
TCT
:Trademark Cooperation Treaty
TLT
:The Trademark Law Treaty
TPE
:Türk Patent Enstitüsü
TRIPS
:Ticaret Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması
TRT
:Trademark Registry System
vd
:ve devamı
Vol
:Volume
WIPO
:World Intellectual Property Organisation
Yönetmelik
:Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve
Bu Anlaşma İle İlgili Protokol’e Dair Ortak Yönetmelik
120
Tüzük
:Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve
Bu Anlaşma İle İlgili Protokol Uyarınca Yapılacak Başvurulara
Dair Tüzük
121
TABLOLAR
TABLO:1 Menşe Ülke Ve Belirlenmiş Taraf Olarak Seçilmiş Ülkelerin Anlaşma ve
Protokol’e Aynı Anda Taraf Olması Durumunu Gösterir Tablo…………...............44
TABLO:2 2009 Yılının Genel Profili……………………………………………..112
TABLO:3 2009 Yılında En Çok Başvuru Yapan Ülkeler…………………………112
TABLO:4 En Çok Başvuru Yapılan Ülkeler…………………………………........113
TABLO:5 Uluslararası Tesciller Ve Sonraki Belirlemeler………………………...114
122
KAYNAKÇA
Adalı, G., İşletmeler Açısından Marka Tescilinin Önemi ve Bir Araştırma,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008.
Ak, M., Marka Yönetimi, İstanbul, 2006.
Akın, S., Tanınmış Markalar, Türk Patent Enstitüsü Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001.
Annand, R. E. ve Norman, H. E., Blackstone’s Guide to the Trademarks Act,
London, 1994.
Arkan, S., Marka Hukuku, C.I, Ankara, 1997.
Ayhan, R., Özdamar, M., Çağlar, H., Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 3.
Bası, Ankara, 2010.
BAUMBACH, A. ve
HEFERMEHL, W., Warenzeichenrect, 12. Aufl.,
München 1986.
Baeumer. L, “The Madrid Protocol: the view from the WIPO”, Hugh C. Hansen
(Ed.). International Intellectual Property Law & Policy içinde (279-288), London,
1996.
Becker, P., Trademarks: Legal and Business Aspects, Netherlands, 1994.
Bayram, E. B., Uluslararası Marka Tescil Sistemleri Madrid Protokolü ile
Topluluk Marka Sisteminin Karşılaştırmalı İncelenmesi, Yayınlanmamış
Uzmanlık Tezi, Türk Patent Enstitüsü, Ankara, 2001.
Camcı, Ö.; Haksız Rekabet Davaları, İstanbul, 2001.
123
Camcı, Ö., Marka Davaları, İstanbul, 1999.
CAMPBELL, D. et al; Trademarks : Legal and Business Aspects, Kluwer Law
and Taxation Publishers Boston,1994.
Cornish, W. R.; Intellectual Property: Patents, Copyrights, Trade Marks and
Allied Rights, Third Edition, London, 1996.
Dirikkan, H., Tanınmış Markaların Korunması, Ankara, 2003.
Doğan, B. F., Soyut Renklerin Marka Olarak Tescil Edilebilirliği, Ankara Barosu
Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Yıl 6, C. 6, S. 3, 2005.
Gielen Charles, Likelihood of Association: What does it mean?, Trademark World
84, 1996, s.20.
DUFTY, Ann – LAHORE, James. Lahore Patents - Trade Marks & Related
Rights, Australia, LexisNexis, 2006.
Fezer, K., Markenrecht, 3. Aufl. München, 2001.
Hınes, P. Jay - Weınsteın, Jordan S. “Using the Madrid Protocol After U.S.
Accession, The Trademark Reporter”, Vol. 93, (2003).
Kırca, İ., Markaların Milletlerarası Tescili, Ankara, 2005.
Kunze, Gerd F. Die neueren Entwicklungen auf dem Gebiete des internationalen
Markenschutzes, insbesondere: Das Protokoll betreffend das Madrider Abkommen
für die internationale Eintragung von Marken vom.27. Juni 1989, Marke und
Marketing, Bern 1990, S. 387 VD., İsmail Kırca (çev.). Ankara, Banka ve Ticaret
Hukuku Araştırma Enstitüsü, 2005 (Die neueren Entwicklungen).
124
Kunze, Gerd F. “The Protocol Relating to the Madrid Agreement Concerning the
International of Marks”, The Trademark Reporter, Vol. 82, (1992).
Lamoureux, Gerard G. - Lamoureux, Cabinet. “Importance of the Paris
Convention for the Protection of Industrial Property”, Denis Camphell, Hubert
J. Harmeling ve Eric P.A. Keyzer (Ed.) Trademarks: Legal and Business
Aspects içinde (41-45), Netherlands, Kluwer Law and Taxation Publishers,
1994.
Lewıs, T.i “Towards Implementation of the Madrid Protocol in the United
States”, The Trademark Reporter, Vol. 89, 1999.
Noyan E.,Marka Hukuku, Ankara, 2004.
O’Reilly W., Madrid System: International Trademark Registration - An
Overview, Eylül 2010.
Pekdinçer, R.T. , Marka Hakkı ve Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2001.
Schlei, D. C., Das Protokoll beteffend das Madrider Abkommen über die
internationale Registrierung Marken, GRUR 1996, s.105 vd.
Sweet & Maxwell, The Trademark Handbook, Chartered Instıtute of Patent
Agents Instıtute of Trade Mark Agents, London, 1998.
Szalewski J. S., The International Protection of Trademarks After the TRIPS
Agreement, 2006.
Şener, O.H. ve Eroğlu, S., Ticari İşletme Hukuku Uygulamaları, Ankara, 2005.
Taş, İ., Uluslararası Marka Tescili, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007.
125
Tatham D., “‘Central Attack’ and the Madrid Agreement”, European Intellectual
Property Review, Vol. 7, Nu. 4, (a monthly review 1985).
Tekinalp, Ü., Fikri Mülkiyet Hukuku, İkinci Bası, İstanbul, 2002.
Terril, L., Towards Implementation of The Madrid Protocol inThe United
States, The Trademark Reporter, No:89, 1999.
Tılmann, W., Der "zentrale Angriff" auf die international registrierte
Marke, Ein Beitrag zur Diskussion über eine Reform des Madrider
Markenabkommens,
Neue
Entwicklungen
im
Wettbewrbs -
und
Warenzeichenrect: Festschrift für Wolfgang Hefermehl zum 65.
Geburtstag am 18. September 1971, Heidelberg, 1971 s. 361 vd.
Todd, M., “The Madrid Protocol; Objectives, Main Features, Advantages”, TPE
Marka Koruması Uluslararası Sempozyumu Bildiriler, İstanbul, 24-25 Haziran 1998.
TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün
Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ekim 2004 (Madrid
Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2004).
TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün
Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ocak 2005 (Madrid
Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2005).
TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün
Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ocak 2007 (Madrid
Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2007).
TPE, “Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar ve Türkiye’nin Bu
Anlaşmalarla İlgili Durumu”, Eylül 2004 (Uluslararası Anlaşmalar).
126
Üzer, M. B., Marka Hakkına Tecavüz ve Tecavüzden Kaynaklanan Hukuk
Davaları, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, 2008.
WIPO, Guide to the International Registration of Marks, Cenova, WIPO
Publication, 1975.
WIPO, Leitfaden für die internationale Registrierung von Marken unter dem
Madreider Abkommen und dem Madrider Protokol, 2 Auf., Köln-Berlin-BonnMüncen, 2002, İsmail Kırca (çev.), Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma
Enstitüsü, 2005 (WIPO- Leitfaden).
WIPO, WIPO Magazine/March-April 2005, Geneva, Yasaman, H. ve Yusufoğlu, F.,
Marka Hukuku, C. I, İstanbul, 2004.
WIPO, International Treaties and Conventions on Intellectual Property.
İnternet Kaynakları:
http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1
http://www.wipo.int/export/sites/www/madrid/en/contracting_parties/pdf/safeguard_
clause.pdf
http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=261
http://www.wipo.int/about-ip/en/iprm/pdf/ch5.pdf#madrid_marks (29.05.2007).
http://www.wipo.int/export/sites/www/madridgazette/en/remarks/ind_taxe
s.html
http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf
127
http://www.wipo.int/madrid/en/fees/about_fees.html
http://www.wipo.int/madrid/en/fees/calculator.jsp
http://www.wipo.int/madrid/en/services/madrid_express.htm
www.tpe.gov.tr
128
Download