İÇİNDEKİLER 1. Giriş

advertisement
İÇİNDEKİLER
1. Giriş………………………………………………………………………………………....1
2.Tüketici Etiği Kavramı ………………………………………………………….…………2
3.Tüketici Etiği Oluşumu…………………………………………………………….………3
4.Tüketici Etiği ile İlgili Literatür Taraması……………………………………………….4
5. Tüketicilerin Etik Dışı Davranışları………………………………………….…………..5
6.Tüketici Etiği ile İlgili Yapılmış Bir Araştırma……………………………………..……9
6.1 Araştırmanın Amacı…………………………………………………………..….……..9
6.2 Araştırmanın Yöntemleri……………………………………………………..….……..9
6.3.Katılımcılara Etik Olmayan Davranışlarla ilgili Yöneltilen İfadeler………..………9
7.Sonuç………………………………………………………………………………..……..11
Kaynakça……………………………………………………………………………………12
0
TÜKETİCİ ETİĞİ
1. Giriş
Pazarlama uygulamalarının etkisi altında satın alma eylemini gerçekleştiren tüketicilerin, bir
yandan pazarlama etiği ve sorumluluklarına ters düşen ürün ve etkilerinden korunması
gerekirken, diğer yandan da tüketim eylemleri ve sonuçlarıyla ilgili sosyal ve ahlak sorumluluk
çerçevesinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu gereklilik, pazarlama etiği yanında tüketici etiği
kavramının gelişmesine yol açmıştır.
Pazarlama uygulamalarının etkisi altında satın alma eylemini gerçekleştiren tüketicilerin, bir
yandan pazarlama etiği ve sorumluluklarına ters düşen ürün ve etkilerinden korunması
gerekirken, diğer yandan da tüketim eylemleri ve sonuçlarıyla ilgili sosyal ve ahlaki sorumluluk
çerçevesinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu gereklilik, pazarlama etiği yanında tüketici etiği
kavramının gelişmesine yol açmıştır. Tüketici etiği, mal ve hizmetlerin kullanım ve artıklarının
imhasıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmede kişi veya grup davranışlarına kılavuzluk eden
ahlaki ilke ve standartlar olarak tanımlanabilir. Gündelik hayatta tüketici etiğinin önemini ortaya
koyan birçok hileli tüketici davranışıyla karşı karşıya kalınmaktadır. Bir ürünün ücretinin
ödenmeden mağazadan çıkılması, ürünün fiyatında belirsizlik varsa kasadaki görevliye düşük
fiyat söylenmesi, ürünün fiyat etiketinin daha düşük fiyatlı bir ürünün etiketiyle değiştirilmesi
karşılaşılan hileli tüketici davranışlarından birkaç tanesidir.
Etik konusunda yapılmış pek çok çalışma olmasına rağmen pazarlama disiplini, tüketici etiğini
ilgilendiren konulardaki incelemesini tam olarak bitirmemiştir. Çünkü tüketiciler, işletmelerin ve
pazarlama uygulamalarının etik anlayışını algılayanlar olarak incelenmiş fakat tüketici
davranışlarının etik olup olmadığını algılamaya yönelik çok az sayıda çalışma yapılmıştır. Var
olan az sayıdaki tüketici etiği ile ilgili çalışmanın büyük çoğunluğu da hırsızlık gibi çok spesifik
ve sınırlı duruma odaklanmıştır. Hırsızlık konusunda yapılan araştırmalara göre tüketicilerin
hırsızlık yapma ve satın aldıkları ürünü kullandıktan sonra iade etme gibi etik olmayan
davranışlara meyilli oldukları saptanmıştır (Ecer,2006).
1
2.Tüketici Etiği Kavramı
Etik, yanlış veya doğru, iyi veya kötü gibi davranışların sonuçlarının değerlendirilmesiyle ilgili
ilkeler bütünü olarak ifade edilir. İnsan unsurunun var olduğu her alanda etik kavramına
rastlamak mümkündür.
Etik
alanındaki
çalışmalar
normatif,
normatif
olmayan
ve
uygulamalı
etik
olarak
sınıflandırılabilir. Normatif etik, “Nasıl eylemde bulunulmalı? Nasıl yaşamalı?” ya da “Nasıl bir
insan olmalı?” (Kılavuz, 2002: 257) gibi soruları yanıtlamaya çalışarak bireyin hangi kural ve
davranışının ahlaki olarak kabul edilebilir olduğu, bireyin nasıl bir kişi olması gerektiği gibi
konulara (Yazıcı, 1999: 130) açıklık getirmektedir. Normatif etik bu işlevi yerine getirirken ya
kayıtsız şartsız kendine uyulması istenilen en üst düzeydeki ahlak ilkesine dayanır ya da
gerçekleştirilmesi herkesi bağlayan “en üst iyi” ye gönderme yapar.
Normatif etik teorileri teolojik ve deontolojik anlayış çerçevesinde değerlendirilmektedir. John
Stuart Mill (1806-1873) ve Jeremy Bentham’a (1748-1832) dayandırılan teolojik yaklaşıma göre;
bir davranışın ahlaka uygun olup olmadığı o davranışın yaratacağı sonuçlara göre
değerlendirilmelidir. Böylece yapılan bir eylem istenilen sonuçların ortaya çıkmasına neden
oluyorsa ahlaki açıdan doğru ya da kabul edilebilir olarak görülecektir. Teolojik yaklaşım
içerisinde faydacılık ve egoizm olmak üzere iki yaklaşımdan bahsedilmektedir. Faydacılık
yaklaşımında bir eylem, ancak o eylemden etkilenecek kişiler için en büyük faydayı yaratıyorsa
ahlaki açıdan olumlu değerlendirilmeli ve tercih edilmelidir. Egoizmde ise sonuçlar davranışı
gerçekleştiren kişi açısından fayda sağlıyorsa davranış ahlaki olarak değerlendirilmelidir.
Immanuel Kant’a dayandırılan deontolojik yaklaşımda ise, davranışların sonuçlarıyla değil,
davranışlarla ilgili niyetler ve yöntemler esas alınarak ahlaki değerlendirmelerde bulunulmaktadır
Bu yaklaşımda haklar ve adalet yaklaşımı olmak üzere iki yaklaşım birbirinden ayırt
edilmektedir. Haklar yaklaşımında kişilerin yaşam, güvenlik, gizlilik, mülkiyet gibi hakları
olduğuna dikkat çekilir. Bu doğrultuda tüketicilerin sağlık ve güvenlik gibi temel haklarının
deontolojik bir esasa dayalı olduğunu söylemek mümkündür. Adalet yaklaşımında ise tüm
insanlar için geçerli ve adil davranış sistemi kabul edilerek dürüstlük, eşitlik, tarafsızlık
vurgusuyla davranışın ahlaki olup olmadığı değerlendirilmektedir (Hoştut,2011,3699-3702).
2
Muncy ve Vitell iş etiğinde, "iş dünyasındaki davranışlara rehberlik eden ahlaki prensipler ve
standartlar" tanımını ve tüketici davranışında "ürünleri ve hizmetleri elde etme, kullanma ve
bunun sonucunda ortaya çıkan deneyimlerinde gruplar, organizasyonlar ve bireyler tarafından
gösterilen eylemler, süreçler ve sosyal ilişkiler" tanımını esas alarak, tüketici etiğini "mal ve
hizmetleri elde etmede, kullanmada ve yararlanmada bireyler veya grupların davranışlarına yol
gösteren ahlakı prensipler ve standartlar olarak tanımlamışlardır (Varinli,2010:298).
İsletmelerin ürün ve hizmetlerle ilgili eylemlerinin yönlendirmesi ve geniş kitlelerce kabulünün
sağlanmasında, kısaca pazarlama stratejilerinin etkinliğinde, doğru bilgiye ulamsa ve bilgiyi
islemenin önemi açıktır. Özellikle iletişim ve enformasyon teknolojileri alanında yaşanan değişim
ve gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan bilgi artısı, isletmeler ve onların tüketicileri arasında
büyük çapta bilgi boşluklarının ortaya çıkmasına neden olmuş, her geçen gün daha da gelişen
teknoloji ve bilgi artısı pazarlama uygulamalarında yeniden yapılanmayı gerektirmiştir. Yeni
dönemde bilgiye ulaşma ve değerlendirmenin yanı sıra tüketicilerin de yeni ürünler ve hizmetler
hakkında bilgilendirilmesi gerekliliği gündeme gelmiştir. İsletme-tüketici arasındaki boşlukların
giderilmesinde iletişim faaliyetlerine duyulan gereksinime bağlı olarak, isletmelerin başarısında
sadece kaliteli üretim ve dağıtımın yeterli olmadığı fark edilmiş, ürünlerin benimsenmesinde
tüketici ile iletişim kurulmasının gerekliliği anlaşılmıştır.( Aktuğlu,2006,1)
3.Tüketici Etiği Oluşumu
Tüketici etiğinin oluşumunda tüketicilerin kişisel özellikleri ve değerlerinin etkili olduğu
belirtilmektedir. Bu bağlamda tüketiciler sonuca yönelik tüketim davranışı içinde olanlarla
kurallara bağımlı tüketim davranışı içinde olanlar şeklinde iki grup altında toplanabilir. Sonuca
yönelik hareket eden tüketiciler, hem elde edecekleri tatmini hem de tüketim nedeniyle ortaya
çıkan çöp, atık gibi çevresel etkenlerin sonuçlarını göz önünde bulundururken, kuralcı davranan
tüketiciler ise gerek tüketim öncesinde gerekse de sonrasında ortaya çıkan olumsuzlukların
ortadan kaldırılmasında kurallar çerçevesinde hareket ederler
Etik teorilerine göre bireyler, etik konusunda karar durumuyla karşılaştıklarında ahlak
felsefelerinin kurallarına göre hareket ederler.Forsyth
kişisel ahlak felsefesini relativizm ve
idealizm olarak iki boyutta ele almıştır. Relativizm etiksel yargılama yaparken bireyin evrensel
ahlak kurallarını reddetme derecesini ortaya koyar. İdealizm ise her zaman elde edilebilecek ve
3
arzu edilen sonuçların olabilme derecesini verir. Relativizm, evrensel ahlak prensiplerini
reddederken idealizm, ahlak prensiplerinin tümünü kabul eder. Dolayısıyla tüketicileri kişisel
değerler yönünden idealist ve relativist olarak ikiye ayırmanın mümkün olduğu, idealist
tüketicilerin kural tabanlı davranışlar sergilerken relativist tüketicilerin sonuçlara göre hareket
ettiklerini vurgulamaktadır.Gerek relativizmin gerekse de idealizmin tüketici etiğinin oluşumunda
etkili olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü sonuçlara göre hareket eden tüketiciler hem
tüketim sayesinde doyuma ulaşırlar hem de ortaya çıkabilecek çevresel sorunları dikkate alırlar.
Diğer taraftan kuralcı davranışlar sergileyen tüketiciler ise tüketim öncesi ve sonrasında
oluşabilecek olumsuzlukların yok edilmesinde kurallar çerçevesinde hareket ederler.
Kişisel değerler yanında kişilik özelliklerinin de tüketici etiğinin oluşumu üzerinde etkileri vardır.
Yapılan bir araştırmaya göre pek çok demografik özelliğin etik davranış sergilemeyle ilişkili
olduğu belirlenmiştir. Örneğin cinsiyet ve sahip olunan inancın kurallarına uyma güdüsünün
günlük yaşamda etik davranma üzerine önemli etkisinin olduğu saptanmıştır.
4.Tüketici Etiği ile İlgili Literatür Taraması
Vitell ve diğerleri, tüketici etiği ile ilgili yapılan çalışmaları altı ana grupta toplamışlar ve şöyle
açıklamışlardır.
Bunlardan birincisi; bazı yazarlar, etik olmayan tüketici davranışının sadece belirli bir yönünü
incelemişlerdir. Bu alanda çok yaygın olarak incelenen konu, perakende satış mağazalarında
tüketiciler tarafından yapılan çeşitli sahtekârlıklar ve hırsızlık olmuştur.
İkinci grupta, tüketicilerin kabul edilebilir işletme uygulamaları olarak neye inandıkları ile kabul
edilebilir tüketici davranışları olarak neyi algıladıkları arasında var olan "çifte standardı"
incelemeye yönelik çalışmalardır. Genellikle tüketiciler, kendilerinin takip etmeyi istediklerinden
daha yüksek standartlara işletmelerin uymasını bekleme eğilimdedirler.
Üçüncü gruptaki çalışmalar ise tüketici hakları ve sorumlulukları konusunda normatif prensipler
oluşturmayı amaçlayan çalışmalardır. Bu konuda yapılan bir çalışmada, tüketiciler için etik
kodları taslağı hazırlanmıştır,. Burada şöyle bir sanı akla gelmektedir. Tüketiciler için evrensel
bir etik kodları geliştirilebilir mi'? Belki bazı pazarlama yöntemleri için bu mümkün
olabilir.Örneğin, internet yoluyla pazarlamanın yaygınlaştığı ve, küresel boyutlarda gerçekleştiği
düşünülürse, bu alanda evrensel bir etik kodlarının oluşturulması mümkün olabilir.
4
Dördüncü grupta ise İşletmelerin etik olmayan tüketici davranışları ile en iyi nasıl başa
çıkabileceği üzerine tavsiyeler ve tüketici suistimalIerini örneklendirme ile ilgilidir.
Beşinci gruptaki çalışmalarda, çeşitli etik olmayan tüketici davranışlar incelenmiştir. Wilkes
tarafından yapılan çalışma, bu grup içerisinde yer alan öncü bir çalışmadır. Bu çalışmada, 15
perakende düzeyinde, hileli durumlar ifade edilmiş ve tüketicilerden her birini ne derecede doğru
veya yanlış bulduklarına ilişkin algılamaları ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca, cevaplayıcılardan
arkadaşlarının tanımlanan davranışları ne sıklıkta yaptıkları öğrenilmeye çalışılmıştır.
Son olarak da; Rawwas ve diğerleri tarafından yapılan çalışmalarda, Sırası ile Mısırlı ve
Lübnanlı, Hong Konglu ve Kuzey İrlandalı ayrıca Fullerton ve diğerleri tarafından yapılan
çalışmada da Amerikalı, YeniZelandlı ve Singapurlu tüketicilerin çeşitli etik olmayan tüketici
davranışlarına ilişkin etiksel kanaatleri karşılaştırılmıştır.
Literatürde etik olmayan durumlara
yönelik çalışmalara
yer verilirken tüketicilerin
davranışlarının etik olup olmadığının belirlenmesine yönelik çalışmaların eksik olduğu
vurgulanmaktadır. Örneğin çoğu insan hırsızlığın yanlış olduğuna inanırken ürünün fiyat etiketini
değiştirmenin
etik
olup
olmadığıyla
ilgili
tartışmalar yaşanmaktadır.
insanlar bu davranışı yanlış bulurken kimileri bazı koşullarda bunun
Bazı
yapılabileceğini
savunmaktadır. Tüketici davranışlarını tanımlamak için geliştirilmiş modeller etik olmayan
tüketici
davranışlarını
dikkate
almamıştır
ve
bu
konuda
teorik
eksiklikler
olduğu
görülmektedir(Varinli,2010:298-302).
5. Tüketicilerin Etik Dışı Davranışları
Fullerton ve diğerleri (1996) tarafından tüketici ahlâkının değerlendirilmesi üzerine yapılan
çalışmanın sonuçlarına göre, satıcının tüketicinin ahlâk dışı davranışı sonucunda herhangi bir
ekonomik zararla karşılaşmadığı ya da küçük bir zararla karşılaştığı durumlarda tüketiciler ahlâk
dışı davranışa karşı daha toleranslı bir tutum sergilemektedirler.
Tüketiciler satın alma davranışının çeşitli aşamalarında ahlâk dışı davranışta bulunmaktadırlar.
Bu aşamalar;
-
Perakendecilerden ürünü satın alma,
-
Ürünü tüketme
-
Ürünü elden çıkarmadır.
5
Bir kısım tüketiciler ahlâk dışı davranışlarına akılcı bir takım bahaneler bulmak eğilimindedirler.
Bu tüketicilerin kullandıkları söz konusu bahaneler, "Etkisiz Hale Getirme Teknikleri"
kavramıyla ifade edilir. Etkisiz hale getirme (nötrleştirme) teknikleri, belli özel koşullar altında,
ahlâk dışı tüketici davranışını iş ahlâkına uygun normlar haline dönüştürmektir.
Tüketicilerin, ahlâk dışı davranış normlarının olumsuz etkilerini ortadan kaldırırken kullandıkları
teknikler, suçluluklarını azaltmayı amaçlamaktadır. Bu ahlâk içerikli etkisiz hale getirme
teknikleri tüketiciler tarafından zamanla öğrenilerek etkin bir şekilde kullanılmaktadırlar. Pelton
ve diğerleri (1994) ile Grove ve diğerleri (1989)'nin çalışmalarının odak noktasını tüketiciler
tarafından etkisiz hale getirme tekniklerinin kullanılması
oluşturmaktadır. Bu nötrleştirme teknikleri
-
Sorumluluğu inkâr etme (kişinin ahlâk dışı davranışın kendi kişisel hatası olmadığını
iddia etmesi),
-
İncinmeyi reddetme (kişinin yanlış davranışın gerçekte ciddi birşey olmadığını iddia
etmesi),
-
Kurban olmayı reddetme (kişinin yanlış yapanların bunu hak ettiğini iddia etmesi),
-
Suçluları ayıplama (kişinin benzer ahlâk dışı davranışta bulunanları suçlaması)
-
Daha fazla sadakat gösterme (kişinin, ahlâk dışı davranışın daha yüksek ideal ve değerleri
gerçekleştirme çabasından kaynaklandığını iddia etmesi) biçimindedir
Strutton ve diğerleri (1997) tarafından yapılan çalışma, gençlerin yetişkinlere nazaran ahlâk dışı
davranışı haklı çıkarmada nötrleştirme tekniklerini daha fazla kullandıklarını ortaya koymaktadır.
Yapılan çalışmalar, tüketicilerin var olan zorunluluklarını kabul etmekten çok, hakları üzerinde
ısrar ettiklerini göstermektedir Davis'in çalışmasının sonucuna göre tüketicilerin %95'i haklarını,
%74'ü sorumluluklarını kabul etmektedirler. Hegarty ve Sims çalışmalarında; çalışmaya
katılanların ahlâk dışı davranışları için ödüllendirildikleri durumlarda, ahlâk dışı davranışları için
ödüllendirilmedikleri durumlara göre daha fazla ahlâk dışı davranışta bulunduklarını
belirlemişlerdir. Ayrıca, ahlâk dışı davranışın artan rekabette daha fazla olduğunu ortaya
koymuşlardır.
6
Muncy ve Vitell (1992) tüketicilerin kimi şüpheli davranışların ahlâki olup olmadığı
konusundaki inançlarını incelemek için "Tüketici Ahlâk Ölçeği" 'ni geliştirmişlerdir. Muncy ve
Vitell'in oluşturduğu, ahlâk temelinde şüpheli tüketici davranışını dört kategoride tanımladıkları
ve uluslararası boyutta da güvenilir bulunan Tüketici Ahlâkı Ölçeği (CES) dört boyuttan
oluşmaktadır:
•
"Yasal olmayan hareketten aktif fayda sağlama" boyutu
•
"Başkalarının zaafından yararlanarak pasif fayda sağlama" boyutu
•
"Gayri resmi meşruluğu kesin olarak değerlendirilmeyen davranışlar" boyutu (ahlâki
boyutu tartışmalı olan bir hareketten dolayı aktif fayda sağlama)
•
"Zarar vermeyen / kötü olmayan" davranış biçimleri boyutu (bir davranışın sonuçları
başkalarına zarar vermiyorsa yada az zarar veriyorsa, bu davranış izin verilebilir bir
davranıştır).
Bir takım çalışmalar, "Tüketici Ahlâkı Ölçeği"'ni, tüketici ahlâkı ile ilgili konuları incelemek için
kullanırken; diğer bazı çalışmalar ise kimi farklı yaklaşımlardan tüketici ahlâkı konusunu
incelemek için yararlanmaktadırlar. Muncy ve Vitell'in ölçeği tüketici ahlâkı ile ilgili araştırmalar
için en uygun ölçeği oluşturmaktadır. Tüketici ahlâkı konusundaki çalışmaların çoğunluğu,
Muncy ve Vitell'in "Tüketici Ahlâkı Ölçeği'"ni kullanmışlardır. Muncy ve Vitell'in orijinal
"Tüketici Ahlâkı Ölçeği", şüpheli bir dizi tüketici davranışlarını işletmeyle ilişkilerinde
açıklamak için, on sekiz maddelik biçimde hazırlandıktan sonra, günümüzde de kullanılmaktadır.
7
Tablo 1: Tüketici Ahlâkı Ölçeği Maddeleri
YASADIŞI BİR FAALİYETTEN
OLARAK YARARLANMA
FAAL
Alışveriş
merkezinde
parasını
ödemeden soda içmek
• Size ait olmayan bir uzun mesafe
görüşme kodunu kullanmak
• Fiyatı yazılı olmayan bir ürün için
satıcıya yanlış fiyat bilgisi vermek
Para almak için sigorta şirketine kayıp
olmayan bir şeyi kayıpmış gibi haber vermek
• Bir
mağazadaki fiyat etiketlerini
değiştirmek
• Garson hesabı sizin lehinize yanlış
hesapladığında hiçbir şey söylememek
• Çok fazla değişiklik yapmak ve hiçbir
şey söylememek
• Fiyatı indirmek için çocuğunuzun yaşı
hakkında yalan söylemek
• Yeni bir eve taşınınca kablolu TV'nin
hala mevcut olduğunu görüp, üye olup
para ödemeden kablolu TV'den
faydalanmak
• Gelir
vergisi iadesi için gerçeği
abartmak
• Sizin satın almadığınız bir ürün için
kupon kullanmak
• Alışveriş için günü geçmiş kupon
kullanmak
• Yeni otomobilin fiyatı için pazarlık
yaparken doğruyu söylememek
• Bir filmi TV'den kasete kaydetmek
• Ürünü denedikten ve beğenmedikten
sonra iade etmek
• Bir müzik albümünü satın almak yerine
kaydetmek
Sizin satın almadığınız bir bilgisayar
programını ya da oyununu kullanmak
• Bir saatinizi farklı kıyafetleri deneyerek
harcadıktan sonra hiç birini satın
almamak
•
•
BAŞKALARININ
ZAAFINDAN
YARARLANARAK FAAL OLMAYAN
BİÇİMDE FAYDA SAĞLAMA BOYUTU
GAYRİ RESMİ MEŞRULUĞU
KESİN
DEĞERLENDİRİLEMEYEN
DAVRANIŞLAR
OLARAK
ZARAR VERMEYEN /KÖTÜ OLMAYAN
DAVRANIŞLAR
•
8
"Tüketici Ahlâkı Ölçeği" kullanılarak yapılan çalışmaların birçoğu diğer değişkenlerin,
tüketicilerin görüş farklılıklarını nasıl açıkladığını da araştırmıştır.Daha önceki tüketici ahlâki
tutum çalışmaları yaş, cinsiyet, eğitim, gelir ve sosyal sınıf ile kişisel özellikler gibi
demografik değişkenleri içeren etkenler üzerine odaklanmışken, bir çalışmada Tüketici
Ahlâkı Ölçeği, Amerikan ve Mısırlı tüketicilerin profilini çıkarmak ve cevaplayıcıların ahlâki
inançlar için tercih ettikleri ahlâki ideolojileri bulmak için kullanılmıştır. (Özdoğan,2007:610)
6.Tüketici Etiği ile İlgili Yapılmış Bir Araştırma
6.1 Araştırmanın Amacı
Cevaplayıcıların alış veriş esnasında gösterilmesi olası etik olmayan tüketici davranışlarına
ilişkin değerlendirmelerini tespit etmek. Çeşitli ülkelerde yapılan bu konudaki çalışmaların
ülkemizde de uygulanabilirliğini test etmek çalışmanın diğer bir alt amaçlarında biridir.
Ayrıca yaş, cinsiyet, ailesinin ve kendisinin geliri, ailesinin ikamet ettiği yer gibi demografik
ve sosyo-ekonomik özelliklere göre grup kanaatleri arasında fark olup olmadığını tespit etmek
de çalışmanın diğer alt amaçları arasında yer almaktadır.
6.2 Araştırmanın Yöntemleri
Araştırma Şubat 2000'de Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme
bölümü ve Meslek Yüksek Okulu Pazarlama Bölümü öğrencilerine uygulanmış çalışmada
özellikle genç nüfusu temsil edecek örnek kitle seçilmiştir. Keşifsel ve tanımlayıcı nitelikler
taşıyan bu araştırmada anket kullanılmıştır. Muncy tarafından geliştirilen ve Viteli tarafından
geçerliliği ve güvenirliliği test edilen ve kültürümüze uyarlanan tüketici etiği ile ilgili 18
ifadeyi kendilerinin ne derecede doğru bulup bulmadıkları öğrenilmeye çalışılmış.
6.3.Katılımcılara Etik Olmayan Davranışlarla ilgili Yöneltilen İfadeler
Mağazada malın üzerindeki fiyat etiketi değiştirme
-
Ürünün fiyatını bilmediği için soran kasiyere, ürün fiyatını düşük söyleme
-
Kasiyerin para üstünü fazla verdiğini fark etmenize rağmen hiçbir şey söylememe
-
Süpermarkette alış veriş yaparken parasını ödemeden bir paket çikolata yeme
-
Garsonun faturayı eksik hesapladığını fark etmenize rağmen hiçbir şey söylememe
-
Alış veriş yaparken kişinin hırsızlık yaptığını gördüğünüz halde görmemezlikten
gelme
-
Bir otel veya restorandan kül tablası ,tuzluk vb şeyleri hatıra olarak almak
9
-
Süper marketten hiçbir şey almaksızın meyvelerin tadına bakmak
-
Mağazadan aldığınız bir elbiseyi bir gün giydiğiniz
-
Çeşitli masraflardan kaçınmak için ikinci el arabanızın bedelini daha düşük göstermek
-
Bankada, postanede vb yerlerde sırada beklemektense tanıdık biri vasıtasıyla hemen
halde götürüp iade etmek
işini halletme
-
Kaset, CD vb. satın almak yerine kopyalama
-
Kdv fişinin işinize yaramayacağını düşünerek fiyatta indirim yaptırma
-
İndirimli fiyat avantajından yararlanmak için çocuğun yaşını küçük gösterme
-
Süper markette salça kavanozunu kırmanıza rağmen hiçbir şey söylememe
-
Çeşitli masraflardan kaçınmak için ikinci el otomobilin bedelini düşük gösterme
-
Mağazalarda farklı elbiseleri deneyerek 1 saatten fazla zaman harcayıp sonrada hiçbir
şey almama
-
Bir bilgisayar programı veya oyunu satın almadığınız halde kullanma
Cinsiyete göre cevaplayıcıların değerlendirmelerinde anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Etik
olmayan davranışlar ile ilgili 18 ifadenin 13 'ünde erkek cevaplayıcıların değerlendirmelerinin
kızlara göre daha yüksek olduğu dikkati çekmektedir. Böyle bir sonuç, erkek cevaplayıcıların
etik olmayan davranışlar konusunda daha esnek bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir.
Cevaplayıcıların kendi gelirlerine göre etik olmayan davranışlar değerlendirmelerinde, 18
ifadeden gelir gruplarına göre üçünde anlamlı farklılıklar olduğu görülmektedir. Ancak,
burada dikkati çeken önemli bir bulgu, cevaplayıcıların gelir düzeyi yükseldikçe, fiyat
etiketini değiştirmeye karşı daha esnek bir tutum içinde oldukları görülmektedir. Diğer
yandan, kasiyerin para üstünü fark etmenize rağmen, hiçbir söylememe konusunda ise, ters bir
tutum gösterdikleri analiz sonuçlarından anlaşılmaktadır, Fertlerin gelir düzeyi azaldıkça bu
davranışa daha esnek baktıkları görülmektedir.
Çalışmada cevaplayıcıların ebeveynlerinin eğitim düzeyi, mesleği, ikamet ettikleri yer, ailenin
geliri gibi faktörlerinde etik olmayan davranışları değerlendirmelerinde etkili olabileceği
düşünülmüş, ancak bu değişkenler itibariyle ilgili gruplar arasında bir fark olmadığı ortaya
çıkmıştır. (Varinli,2010:302-307)
10
7.Sonuç
Genel olarak araştırmada yer alan ifadelerin önemli bir kısmı cevaplayıcılar tarafından etik
olmayan davranışlar olarak algılanmıştır. KDV fişinin işinize yaramayacağını düşünerek
fiyatta indirim yaptırma ve kaset, CD vb. satın alma yerine kopyalama ise cevaplayıcılar
tarafından yanlış olarak değerlendirilmeyen davranışlar olarak düşünülmektedir.
Tüketicilerin etik olmayan davranışlar ile ilgili algılamalarında cinsiyete, anlayışlarına,
bölümlerine ve kendi gelirlerine göre anlamlı farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Muncy ve
Vitel tarafından yapılan araştırmanın sonucunda, yaş, gelir ve eğitim ile etik davranışlar
arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur. Geliri ve eğitim düzeyi düşük yaşlı bireylerin etik
olmayan konulara karşı daha duyarlı olduklarını, bunun yanında genç, eğitim ve refah düzeyi
yüksek genç tüketicilerin bu tür konulara daha az duyarlı oldukları bulunmuştur.
11
KAYNAKÇA
Varinli, İ.,(2000), “Tüketici Etiği ve Üniversite Öğrencilerine Yönelik Bir Araştırma”,
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:14, Sayı:1, , ss.297-309.
Özdoğan, F.B.,(2007), Pazarlamada Tüketim ve Tüketici Ahlakı, Siyasal Kitabevi,Ankara.
Ecer, F.,(2006), Tüketici Etiğinin Oluşumuna Etki Eden Etmenler Ve Bir Uygulama, Mevzuat
Dergisi, yıl:9, sayı:103.
Hoştut,S.(2011), Reklamcılık Mesleğine Yönelik Etik Algı Ve Tutumlar , Journal of Yasar
University 2011 22(6) 3699-3711
Aktuğlu,I.K.,(2006), Tüketicinin Bilgilendirilmesi Sürecinde Reklam Etigi, Küresel İletişim
Dergisi, sayı 2
12
Download