Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD) sınır dışı edilen Türk

advertisement
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD) sınır dışı edilen Türk vatandaşını haklı
bularak, sınır dışı etme kararının Türkiye-AB Ortaklık ve dolayısıyla Topluluk
hukukuna aykırı olduğuna hükmetti.
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD), aile birleşmesi hükümleri uyarınca 2 yaşında
Almanya'ya giden ve 16 yaşında liseyi bitirdikten sonra yedi yıl boyunca hiç bir iş bulamadığı
gerekçesiyle sınır dışı edilen Türk vatandaşını haklı bularak, sınır dışı etme kararının Türkiye
-AB Ortaklık ve dolayısıyla da Topluluk Hukukuna aykırı olduğuna hükmetti. Alman
makamları, 2 yaşında Almanya'ya giden ve ailesiyle burada yaşayan Türk vatandaşı Hakan Er
ile ilgili olarak, 16 yaşında liseyi bitirdikten sonra yedi yıl boyunca herhangi bir işte
çalışmadığı ve dolayısıyla da Türkiye –AB Ortaklık Konseyi tarafından 19 Eylül 1980
tarihinde kabul edilen 1/80 sayılı Kararın (OKK) 7. maddesinde yer alan "iş piyasasına erişim
ve ikamet izni alma" hakkından artık yararlanamayacağı gerekçesiyle ikamet iznini
uzatmayarak davacının sınır dışı edilmesine karar vermiş; davacı da bunun üzerine Alman
Mahkemesinde dava açmıştı. Alman Mahkemesi de, Avrupa Topluluğunu Kuran Roma
Antlaşması'nın 234. maddesindeki ön-karar (preliminary ruling) müessesesi uyarınca, davayı
ATAD önüne götürerek, Divan'a, "1/80 sayılı OKK'nın 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendi
kapsamında iş piyasasına erişim ve ikamet izni alma hakkı bulunan bir Türk vatandaşının,
liseden mezun olduktan sonra, 7 yıl boyunca hiç bir işte çalışmadığı ve ülkenin sosyal
güvenlik sisteminin yardımıyla geçiniyor olduğu gerekçesiyle bu haktan mahrum bırakılıp
bırakılamayacağını sormuştu. ATAD ise 25 Eylül 2008'de açıkladığı kararında, öncelikle,
daha önceki içtihatlarına atıf yaparak, söz konusu OKK hükmünün üye devletlerde doğrudan
etkili olduğunu ve her ne kadar hükümde ikamet izninden bahsedilmemişse de, bunun, iş
piyasasına erişim hakkının doğal bir sonucu olduğunu belirtti ve yine daha önceki içtihatlarına
atıf yaparak, normalde 7. maddenin kapsamına giren ve böylece bir AB ülkesinde iş
piyasasına erişim ve ikamet izni alma hakkı bulunan bir kimsenin bu hakkının, yalnızca iki
durumda (söz konusu OKK'nın 14. maddesinde belirtilen kamu düzeni gibi durumların varlığı
ile kişinin haklı bir sebep olmaksızın iş piyasasını uzun süre terk etmesi halinde) ortadan
kalkacağını ve bu anlamda Alman makamlarının sınır dışı etmeye dayanak olarak aldıkları
uzun suren işsizlik ve sosyal güvenlik sistemine yük olma gibi hallerin, hak kaybına yol
açmayacağını belirtti.
Bilindiği gibi, Türkiye – AB Ortaklık Konseyi tarafından alınan kararlar, ATAD tarafından
Topluluk Hukukunun ayrılmaz bir parçası kabul ediliyor ve hatta bazı OKK hükümleri, üye
devletlerde doğrudan etkili oluyor. Bu anlamda 19 Eylül 1980 tarihinde alınan Ortaklığın
Geliştirilmesine Dair 1/80 sayılı Karar da, Türk vatandaşı işçiler ile aile bireylerine, AB
ülkelerinde birtakım haklar veriyor. Nitekim söz konusu Karar'ın 7. maddesi su hükmü
içeriyor: “Bir üye devletin işgücü piyasasına hukuka uygun olarak girmiş bulunan bir Türk
işçisinin onunla birlikte oturma hakkına sahip bulunan aile bireyleri:
• üye devlette üç yıl ikamet ettikten sonra, Topluluk üye devletler işçilerine tanınan öncelik
saklı kalmak kaydıyla her türlü işe başvurmak hakkına sahiptirler;
• üye devlette beş yıl ikamet ettikten sonra, diledikleri bütün ücretli işlere serbestçe girme
hakkına sahiptirler.
• Ev sahibi ülkede mesleki bir eğitim programını tamamlayan Türk işçi çocukları, bu üye
devletteki oturma sürelerine bakılmaksızın, anne veya babasından birinin ilgili üye
devlette en az üç yıldır yasal olarak çalışıyor olması kaydıyla, söz konusu üye devlette,
her türlü işe başvurabilir.
Download