A. İLETİŞİM KAVRAMI VE ANLAMI 1. İletişimin Tanımı ve Kapsamı İletişim, geniş anlamda "kişi ve çevresi arasında iki yönlü ilişkiyi ilgilendiren tüm aşamalar" olarak tanımlanabilir. Dinamik, akıcı, devamlı ve değişken bir süreçtir. İletişimi "herhangi bir işaret yardımı ile duygu, düşünce ve anlamların nakli ya da değiş tokuşu" olarak da tanımlayabiliriz (Oskay, 2001). İletişim, bir kişiden diğer kişi veya kişilere, mesajın (iletinin) aktarılmasıdır. İletişim, insanın kendini sosyal bir varlık olarak ifade etmesi zorunludur. İnsan, çevresi ile iletişim kurarak yaşar. Onun her davranışı, konuşması, susması, duruşu ve oturma biçimi, kendini ifade etmesidir; yani çevresine mesaj iletmesidir. İletişim, bilgi üretme, iletme ve algılama sürecidir. İletişim kurmakta asıl amaç, anlaşılabilir mesajların gönderilmesi ve karşı tarafın tutum ve davranışlarında değişiklik yapmaktır (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). Bir tanım yapmak gerekirse; duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına anlatılmasına “iletişim” denir (Baltaş, 1994). İletişim kavramı o denli değişik alanlarda kullanılıyor ki, birbirinden çok ayrı anlamları yükleniyor. Yazılı kaynakların taranması yöntemiyle yapılan bir araştırmada sözcüğün 4560 kullanımı derlenmiş ve daha sonra 15 anlamı belirlenmiştir (Oskay, 1982).* 1. Düşüncenin sözel olarak (konuşma ile) karşılıklı değiş tokuşu; 2. İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşıdakine kendini anlatabilmesi; 3. Organizma düzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim; 4. Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması; 5. Duyguların, düşüncelerin, bilgi ve becerilerin aktarılma süreci; 6. Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye/bir şeye içinden aktarımla, değiş tokuşla dönüşme, değişme süreci; 7. Yaşayan bir evrenin parçalarının ilintilenmesi, bağlantılarının kurulması süreci; 8. Bir kişinin tekelinde olanın başkalarıyla paylaştırılması, başkalarına da aktarılması süreci; 9. Askeri dilde iletinin (komutun) gönderilmesi ile ilgili araç, usül ve teknikler; 10. İletiyi alanın belleğinin, iletiyi gönderenin beklentisine uygun yanıt verecek şekilde uyarılması; 11. Organizmanın ortamdaki uyarıya verdiği fark edilir yanıt, ortamdaki değişime uyarlanma yanıtı, bu yanıtla diğerini etkileme; 12. Kaynaktan çıktıktan sonra iletiyi alan için bir uyaran olan davranış; 13. Kaynağın karşı tarafı etkilemeyi amaçlayan davranışı; 14. Belli bir konumdan, yapıdan bir diğerine geçiş süreci; 15. Güç (iktidar) kaynağı olarak kullanılan mekanizma. Zıllıoğlu (1996) ‘na göre Genelde bir “ileti alışverişi” olarak tanımlanan iletişim, “insanlar arasında simgeler aracılığı ile duygu, düşünce, bilgi biriktirilip aktarılma süreci” dir (Yılmaz, 2003). Bilgi paylaşma faaliyeti olan iletişim, kişilerin kendini ifade edebilme ve kendilerini dinletme gereksinimleri sonucunda ortaya çıkar. Bu tanımlar doğrultusunda iletişim konusunda şunları söyleyebiliriz. İletişim toplumun temelini oluşturan bir sistem, örgütsel ve yönetsel yapının düzenli işleyişini sağlayan bir araç ve bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir teknik, sosyal süreçler bakımından zorunlu bir bilim, sosyal uyum için gerekli bir sanattır (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). İnsanlarla iletişim kurmayı bilmek, iletişim tekniğini, kurallarını ve inceliklerini tanımak hayatta başarılı ve mutlu olmanızı sağlayacak eşsiz bir kozdur. Sadece başkalarıyla iletişim kurmuyoruz. Kendi kendimizle de iletişim halindeyiz. Ancak her nedense, iletişimin bu yönü daima ihmal edilegelmiştir. Oysa sahip olduğumuz en önemli güçlerden bir tanesi işte bu son noktada gizlidir. İçimizde gizli kalmış kaynaklara ve yeteneklere ulaşmamızı sağlayacak o, kendi kendimizle iletişim gücü (Guilane-Nachez, 2003). 2. İletişimin Amacı ve Önemi İletişim her şeyden önce, insanın kedini bir insan olarak gerçekleştirmesi ve sosyal süreçlere girmesi bakımından önemlidir. İletişim sayesinde insanlar zihinlerindeki kavram ve fikirleri açığa vurma, onları paylaşma ve değerlendirme olanağına sahip olurlar. Başkalarını etkileme ve onlardan etkilenme, yararlanma, yararlı olma ve bir başarı gösterme iletişim sayesinde mümkün olur. İnsanlar arasında yaşanan ilişkilerin sürmesi iletişim sayesinde mümkün olur. İnsanda iletişim kurma ihtiyacı, çevreyi etkileme isteğinden kaynaklandığından ister bilgiyi yaymak, ister eğitmek, ister eğlendirmek ya da yalnızca anlatmak olsun asıl amaç bilgi verme ve karşıdakini etkilemektir (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). Berlo’ya göre “amaçlı olarak etkilemek, değiştirmek için iletişim kurarız”. Böylece birey için iletişimin temel amacı, kendisi ile çevre arasında başlangıçta kendisi için olumsuz olan ilişkiyi etkileyebilmek, yönlendirebilmek, eş deyişle dış güçlerin hedefi olmak yerine kendisini güçlü kılabilmeyi sağlayabilmektir. Bu bağlamda iletişim, insanın çevresi ve kendi yaşamı üzerine etkin belirleyici olabilme çabasını yansıtır. Kısaca iletişimin kişi açısından özel amaçları ne olursa olsun temeldeki amacı çevre üzerinde etkili olmak, başkalarında davranış, tutum geliştirmek ve değiştirmektir (Zıllıoğlu, 1996). 3. İletişimin Temel Özellikleri İletişim üzerine yapılan çalışmalar, iletişimin üç temel özelliğinin olduğunu göstermektedir. Bunlardan ilki iletişim etkinliğinin insanları gerektirmesidir. İletişim ancak insanların birbirlerini anlama ihtiyaçları sayesinde kurulabilir. İkinci olarak iletişim, paylaşmayı gerekli kılar; yani iletişimde gönderici ve alıcı, mesajın ortak bir anlamı üzerinde anlaşmalıdırlar. Son olarak, iletişim semboliktir. Semboller; jestler, mimikler, sesler, harfler, rakamlar ve sözcüklerdir. Alıcı ve gönderici mesaja aynı anlamı verdikleri zaman tam olarak iletişim ortaya çıkar (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). 4. İletişimin Fonksiyonları a. Bireysel Açıdan Gereksinimleri karşılamak, çıkarları korumak, amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullanılabilir. Anlık bir gereksinimi ya da uzun sürede ulaşılabilecek bir amacın gerçekleşmesini de sağlayabilir. Değişiklik yaratmak için, koşulların değiştirilmesi için iletişim bir araç olabilir. Kişinin kendisini estetik yönden açıklaması, yaratıcılığını simgeleştirmesi için yararlanılır. Kişinin kendisini tanımasına, kendisini bulmasına da yardımcı olabilir, iletişim kurarken kişi kendi inançlarını, duygularını da daha iyi çözümleyebilir. Alıcı rolü üstlenen birey yine iletişim sayesinde bilgi toplayıp seçim yapma olasılığını arttırabilir (Usluata, 1994). b. Toplumsal Açıdan Toplumsal açıdan iletişim süreci Laswell’e göre üç işlev görmektedir: • Çevreyi denetleyerek toplumun da değerlerini denetlemekte, • Toplumun bireyleri arasında etkileşimi sağlamakta, • Toplumsal geleneklerin sürdürülmesine yardımcı olmaktadır (Usluata, 1994). Tablo 1. İletişimin Bireysel ve Toplumsal Fonksiyonları (Tutar ve Yılmaz, 2003)* Bireysel Fonksiyonlar Toplumsal Fonksiyonlar Enformasyon toplar ve dağıtır. Toplumu bilgilendirir. Duygu ve düşünceler paylaşılır. Öğrenme sürecini destekler. Karar destek sistemi sağlar. Kültürel yakınlaşma sağlar. Toplumsal statü kazandırır. Kültürel aktarma sağlar. Birey kendini gerçekleştirir. Toplumsal yakınlaşma sağlar. Temsil yeteneği kazandırır. Toplumu motive eder. Sosyalleşme sürecine katkı sağlar. Toplumu yönlendirir. 5. Neden İletişim? Yaşamak başlı başına iletişim ağını, iletişim etkinliklerini içeren bir olaydır. Var olduğumuz anda çevreyle sürekli iletişim içine gireriz. Bilmeden çevremizi etkilemeye, değiştirmeye, yine bilinçsizce etkilenmeye, çevremize uyarlanmaya başlarız. Bu iki yönlü alışveriş ömür boyu süre gider. Kişiliğimizi iletişim alışkanlıklarımızla, iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Bildiklerimiz, duyduklarımız, yapabileceklerimiz iletişim tavrımızla belirlenir. Kişiler arası ilişkilerin aracı da iletişimdir: anlamak, öğrenmek, anlatmak, başkalarına ulaşmak için iletişimi kullanırız (Usluata, 1994). 1. Gönderici (Kaynak) Kaynak, iletiyi (mesajı) oluşturan ve bir kanal ile hedef kitleye ulaştıran birim olarak tanımlanabilir (Oskay, 2001). Gönderici olmadan iletişim kurulamaz çünkü iletişim sürecini başlatan ve mesajı kodlayarak gönderen odur. İletişim ilk önce göndericinin zihnindeki düşüncelerle ortaya çıkar. Kaynak sahip olduğu tecrübe ve bilgilere göre, mesaj olarak iletilecek bir düşünce oluşturulur; yani kodlar. Bir düşünceyi formüle eder ve mesaj halinde kanalı kullanarak alıcıya gönderir (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). a. Kaynağın Özellikleri • Etkileyici bir iletişimden söz edebilmek için kaynağın güvenilir olması gerekmektedir. Kaynak güvenilir olduğunda, alıcı dikkatle dinleyecek, iletiye (mesaja) ilgi artacak, benimsenmesi kolaylaşacaktır. • İletinin (mesajın) etki derecesi üzerinde rol oynayan diğer özellikler yaş, cinsiyet, din, ekonomik düzey, eğitim düzeyi ve toplumsal statüdür. • Görünüş, kişinin fiziksel yapısıyla, giyiminin bir bütünü olarak algılanmaktadır. Seçilmiş, düzgün bir giyim kaynağın kendisine duyduğu güvenin ve alıcıya karşı • İletinin etkinliği üzeride rol oynayan bir diğer öğe de empatidir. Empati iletişimde bulunan kişinin söylediklerini bireysel değerlendirme yapmadan sorunu ve neler duyumsadığını anlamaya yönelik bir çabadır. Kaynak, kimi zaman tek bir kişidir; kimi zaman ise bir gazete, bir ajans, radyo ya da televizyondur. Tek kişi olduğunda kişi; gazete ya da radyo olduğunda ise kurumsal bir yapı söz konusudur (Oskay, 2001). 2. Mesaj (İleti) Düşünce, duyu ya da bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimi olarak tanımlanan mesaj, bir duygu veya düşünceyi aktarmayı isteyen kaynağın ürettiği sözel, görsel ve işitsel simgelerden oluşan somut bir ündür. Mesaj, göndericinin alıcıya gönderdiği veri iletileridir (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). Sembolleri alan alıcı da, bu sembollerle kendi kişiliğine, kültürel yapısına, bilgi birikimine, deneyim ve önyargısına göre bir anlam verir. Ayrıca, ne söylendiği ve nasıl söylendiği de ayrı ayrı anlamlar taşıyabilir. Bu bağlamda kaynak göndericinin ne söylemek istediği ile hedef alıcının ne söylediğini sandığı iletidir tanımı geçerlidir (Usluata, 1994). a. Mesajın Özellikleri • Mesaj anlaşılır olmalıdır. • Mesaj açık olmalıdır. • Mesaj doğru zamanda iletilmelidir. • Mesaj uygun kanalı izlemelidir. • Mesaj, kaynak ve alıcı arasında kalmamalıdır (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). • Mesaj, hedef kitlenin dikkatini çekecek biçimde kurgulanmalı ve sunulmalıdır. • Anlamı bozmadan aktarılabilecek biçimde, kaynağı ve alıcının ortaklaşa sahip oldukları yaşam deneyimlerini anlatan işaretlerle verilmelidir. • Alıcıda ihtiyaç uyandırmalı ve bu ihtiyaçların karşılanıp, giderilebilmesi için önerilerde bulunmalı ve yol gösterici olmalıdır. • Mesaj ile önerilen yol, bireyin içinde yaşadığı grup kurallarına uygun olmalıdır (Oskay, 2001). 3. Kodlama- Kod Açma Kodlama, mesajın, niyet edilen alıcıya ve aktarmada kullanılacak aygıta uygun kodlara veya dile çevrilmesidir. Kod açma, mesajın anlamını elde edebilmek amacıyla çözümlenmesini ifade etmektedir. İki kişi arasındaki bir konuşmada kodlama fonksiyonu, söz söyleme mekanizması ve kas hareketleriyle sözsüz davranış kodları olan jest ve mimiklerin kullanılmasıyla yerine getirilmektedir. Böyle bir durumda, görme ve duyma duyuları kod açma fonksiyonunu yerine getirirler. (McQuail & Windahl, 1981) 4. Kanal İleti taşıyan sinyaller kaynaktan hedef kişi a da kitleye kanal aracılığında iletilir. Geribildirimi ya da yanıtı da alıcı durumundaki hedef kişi ya da kitleden gönderen (kaynağa) yine bir araç, bir kanal taşır. Bu kanallar fiziksel (ses, hava vb.), teknik (telefon, telgraf) ya da sosyal (okul, TV) araç olabilirler (Usluata, 1994). 5. Alıcı (Hedef) Alıcı, gönderilen mesajı alan kişidir. İletişim sürecinde, kaynağın gönderdiği mesaja hedef olan kişi, grup ya da kitleye alıcı denir (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). Alıcı, iletinin (mesajın) ulaşması istenen kişi ya da gruba alıcı denilmektedir. İletişim sürecinde, verilerin kodlanıp çözümlenmesi kaynak ile alıcı arasındaki bilgi, düşünce, deneyim, tutum, inanç, gereksinim, istek, ilgi, roller, dil yeteneği, algılayış biçimi gibi etkenlere bağlıdır (Oskay, 2001). Kaynaktan bağımsız olarak kendi anlamını çıkaracak kişi ya da kitledir. Alıcı hedef kişi ya da kitle olarak iletilere destekleyen ya da yadsıyan tepkiler verirler. İnanmaları ya da tutum, tavır değiştirmeleri, bir ölçüde, kaynağa duydukları saygı ve güvenle orantılıdır. Etkin bir iletişim için alıcının aktif bir dinleyici olması gerekir (Usluata, 1994). 6. Algılama ve Değerlendirme Algılama, bir olay ve nesnenin varlığı üzerinde duyular yoluyla bilgi edinmedir. Algılama süreci ile kişi çevresindeki uyarıcılara anlam verir. Bu zihinsel e duyumsal bir süreçtir. Önce mesajı filtre ederiz. Filtre, göndericinin ve alıcının mesajları değerlendirmesidir. İletişim süreci içinde algılamada; gönderici, göndereceği mesajı formüle edip onarı kodlarken, kendisine ulaşan bilgileri kullanacak, bunları kendi amaç, değer yargıları, inanç ve tutumları doğrultusunda belirli kodlara çevirecektir. Başka bir deyişle, her mesaj, göndericinin algılama yeteneğinin bir sonucu olarak ortaya çıkar, dolayısıyla algılama süreci filtre rolü oynar (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). 7. Geri Bildirim İletişimin son unsuru geri bildirimdir. Alıcının kaynağın mesajına verdiği yanıt olarak adlandırılır. Hedefin mesajı nasıl yorumladığını gösterir. Geri bildirimde bir mesaj alındıktan sonra, kodu çözülür ve mesaja bir tepkide bulunulur. Hedef, onu tekrar kodlayarak, uygun bir kanalla tekrar kaynağa gönderir. Gönderilen mesajın tekrar kodlanarak, geribildirimde bulunulması durumunda, ilk gönderici bu sefer hedef olur. Bu döngüsel sürece kısaca “geri bildirim” denir (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). Gökçe (1993) ‘e göre alıcının iletilere verdiği tepki ya da tepki verme süreci olan geribildirim; “kaynaktan iletilen mesajın anlamının alıcı tarafından algılanıp algılanmadığı, algılanmış ise nasıl bir tepki gösterdiğini ifade eden bir süreç” olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, 2003). Geri bildirim iletişim sürecinin son aşamasıdır. “Alıcının iletiye (mesaja) verdiği yanıt” alarak tanımlayabiliriz. Geri bildirim yolu ile verilmek istenen iletinin anlaşılıp, anlaşılmadığı değerlendirilir. Geri bildirimin alınması verilmek istenen mesajın benimsenmesini (içselleştirilmesini) sağlayacaktır (Oskay, 2001). Genel olarak bu kavram, iletişimcinin, mesaj vermek istediği alıcının mesajı alıp almadığı, almışsa tepkisinin ne olduğu hakkında bilgi temin ettiği süreci ifade etmektedir. (McQuail & Windahl, 1981). Etkin bir iletişim, pozitif geribildirim sayesinde kurulabilir. Pozitif geri bildirim, iletişim sürecinde şu anlama gelir; 1. Mesaj alınmıştır. 2. Mesaj algılanmıştır. 3. Mesaj doğru bir biçimde yorumlanmıştır. 4. Alıcı, gelecek adım (geri bildirim) için hazırdır (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003). B. C. İLETİŞİM KURAMLARI ÜNİTE 3 7 NİS D. İLETİŞİM KURAMLARI ÜNİTE 3 E. GİRİŞ F. Günümüz toplumlarının kültürünün bir parçası ve sonucu olarak, kurumsal anlamda iletişim içerikleri üreten örgütlü yapılar çok önemli bir yer tutmaktadır. Televizyon, gazete, dergi, radyo, sinema, internet içerikleri ve yüz yüze iletişimde karşılaşılan diğer insanlar, birbirleri için birer ileti/mesaj kaynağı olmaktadır. G. İLETİŞİM SÜRECİ: TANIMI VE ÖGELERİ H. İletişim en genel anlamda, belirli tarihsel ve toplumsal koşullar altında, belli amaç ve beklentiler doğrultusunda, insanlar arasında veya örgütlü kurumsal yapılardan geniş insan topluluklarına doğru mesaj akışı veya alış verişine dayalı olarak enformasyon, fikirler ya da tutumların paylaşılması sürecidir. I. İletişim süreci, bir bilgi kaynağından (gönderici) hedefteki bir alıcıya mesaj göndererek onda bir bilgi, düşünce ve davranış değişikliği yaratmayı hedefler. J. Mesaj alış verişi olmadan insanlar arasında ne iş bölümü ne de işbirliği sağlanabilir. K. İLETİŞİM TİPLERİ L. •Kendi Kendine İletişim •Kişilerarası İletişim 1 M. •Grup İletişimi •Kitle İletişimi N. Kendi Kendine İletişim O. En yalın iletişim hâli kişinin kendi kendisiyle konuştuğu (düşündüğü) kendi kendine iletişimdir. P. Kişilerarası İletişim Q. İletişim sürecine katılanların sayısının sınırlı olduğu (iki ya da üç ve belki daha fazla); iletişime katılanların aynı mekânlarda bulunduğu ve iletişim kurmak için herhangi bir teknik araca başvurulmadığı ve daha çok yüz yüze iletişimin gerçekleştiği durumlara, kişilerarası iletişim denmektedir. R. Grup İletişimi S. Bir başka iletişim tipi ise iletişim sürecine katılanların sayısının bir grup oluşturacak şekilde belli bir büyüklüğe ulaştığı ve hâlâ yüz yüze iletişimin kullanıldığı (yani iletişim için belli teknik aygıtın kullanılmadığı) durumlara ise grup iletişimi (intra-inter group communication) denir. 8 T. Buraya kadar olan iletişim tiplerinde iletişimde bulunan insanlar arasında zaman ve mekân birliği bulunur. Yani belli sayıdaki insan aynı zamanda ve mekânda bulunarak birbirleriyle iletişime geçerler. U. Kitle İletişimi V. Bir başka iletişim tipi ise kitle iletişimi denilen iletişim tipidir. Kitle iletişiminin en temel özelliği, kitle denilen birbirlerinden mekân olarak ayrı, geniş insan topluluklarına, radyo, televizyon, sinema, gazete, dergi, internet gibi kitle iletişim araçları kullanılarak profesyonel iletişimciler tarafından üretilen ve kitlesel olarak dağıtılan mesajlar yoluyla iletişim kurulmasıdır. W. –Kitle iletişiminin en önemli özelliği, iletişimsel sürecin, kitle iletişim araçları denilen teknolojik aygıtlara dayanmasıdır. X. Özetle, kitle iletişimi, profesyonel insanlar tarafından, endüstriyel bir yapı içerisinde oluşturulan mesajların, teknolojik aygıtlar aracılığıyla, mekânsal olarak uzaklardaki,eğitim, gelir, yaş ve cinsiyet açısından farklı kitlelere ulaştırıldığı, etkileri ve sonuçları açısından karmaşık bir süreçtir. 7 Y. İLETİŞİMİN ÖĞELERİ Z. •Kaynak (Source) •İleti/Mesaj (Message) AA. •Kanal (Channel) •Alıcı (Receiver) 2 BB. •Geribildirim (Feedback) •Gürültü CC. Kaynak (Source) DD. İletişim bilimlerinde kimi zaman gönderici/iletişimci/kodlayıcı olarak da adlandırılan kaynak, iletişim sürecini başlatarak belli bir enformasyonu, düşünceyi ya da tutumu bir başkasıyla ya da başkalarıyla paylaşan kişidir. EE. İleti/Mesaj (Message) FF. İletişim sürecinin kaynaktan sonraki bir diğer temel öğesi ileti ya da mesajdır. İleti ya da mesaj, kaynağın bir başkasıyla paylaşmaya çalıştığı, enformasyon, fikir ya da düşüncedir. GG. Kanal (Channel) HH. Kanal, kaynak tarafından gönderilen mesajın/iletinin içinden geçtiği yoldur. II. Alıcı (Receiver) JJ. İletişim bilimlerinde hedef, okuyucu, izleyici, kod açıcı olarak da tanımlanan alıcı, kaynak tarafından kendisine gönderilen mesajı alan kişi ya da kişilerdir. KK. Geribildirim (Feedback) LL. İletişim sürecinin bir diğer öğesi de geri bildirimdir. İletişim sürecinde alıcı eğer kaynağın gönderdiği mesaja bir cevap ya da gözlemlenebilen bir tepki veriyorsa o zaman iletişimin bir diğer öğesi olan geri bildirimden bahsedilebilir. MM. Eğer geri bildirim süreci işlerse kaynak, gönderdiği iletinin alıcı tarafından doğru şekilde anlaşılıp anlaşılmadığını görme şansına sahip olur. Böylece iletişim süreci kaynak açısından daha sağlıklı bir şekilde işler. Geri bildirim farklı şekillerde gerçekleşir. Bu, doğrudan mesaja verilecek sözlü bir yanıt olabileceği gibi bir jest veya mimik yahut vücut hareketiyle de ortaya konulabilir. Bu daha çok yüz yüze olan kişiler arası iletişimde gerçekleşir. Kitle iletişiminin geri bildirim boyutu genellikle işlemez ya da son derece zayıftır. Kitle iletişiminde mesaj bir kez dağıtıldığı için iletilerin oluşturulmasında genellikle çok dikkatli olunmalıdır. Kitle iletişiminde geri bildirim yolları mevcut olsa da bu zaman açısından gecikmeli olabileceği gibi geri bildirimde bulunanların sayısının da oldukça sınırlı olacağı açıktır. NN. Gürültü OO. İletişimin çok önemli öğelerinden birisi de gürültüdür. Gürültü genellikle kaynak tarafından gönderilen mesajın alıcı ya ulaşmasını engelleyen ya da mesaj alıcıya ulaşsa bile onun tarafından doğru anlaşılmasını engelleyen bir öğedir. PP. Yukarıda açıklanan iletişim öğeleri genellikle iletişim sürecinin olmazsa olmaz öğeleri iken, gürültü genellikle iletişim sürecinin istenmeyen öğesidir. Çünkü gürültü, iletişim sürecinin işlemesi için gerekli bir öğe olmayıp daha çok iletişim sürecini kesintiye uğratan ve mesajın başarılı bir şekilde alıcıya ulaşmasını engelleyen olumsuz bir öğedir. 3 QQ. //Yüz yüze ilişkiye dayanan kişilerarası iletişimde alıcının kaynağı dinleyip dinlemediği ya da mesajı anlayıp anlamadığı jest, mimik ve beden hareketlerinden ya da vereceği sözlü karşılıktan anlaşılabilir. RR. İletişim sürecinde kullanılan iletişim kanallarından, mesajın anlam yapısından ve alıcının psikolojik koşullarından kaynaklı olarak üç türlü gürültü öğesinden bahsedilebilir. SS. •Kanal Gürültüsü • Anlamsal Gürültü •Psikolojik Gürültü TT. Kanal Gürültüsü: İletişim sürecinde kanaldan kaynaklanan gürültü genellikle iletişim sürecine dışarıdan dahil olan bir öğedir. UU. Anlamsal Gürültü: Alıcı, kaynağın gönderdiği mesajı aldığı zaman onu açık ve düzgün bir şekilde yorumlayamıyorsa, böyle bir durumda anlamsal gürültüden bahsedilebilir. Kaynak mesajı gönderdiğinde alıcı mesajı alıyor fakat mesajda ne denilmek istediğini anlayamıyorsa, burada anlamsal gürültü devreye girmektedir. VV. Psikolojik Gürültü: Eğer kaynak tarafından gönderilen mesajlar, alıcının iç dünyasında yer alan faktörler tarafından yanlış anlamalara yol açıyorsa, psikolojik gürültüden bahsedilebilir. WW. Psikolojik gürültü faktörünün altında psikolojik tutarlılık anlayışı vardır. Buna göre, her insanın psikolojisi kendi içerisinde tutarlıdır. 4 XX. Psikolojik gürültü faktörlerinin önceden bilinmesi, kaynağa başarılı bir iletişim kurma konusunda avantaj sağlar. YY. PSİKOLOJİK GÜRÜLTÜ SAYILABİLECEK DURUMLARIN ORTAYA ÇIKMASINI SAĞLAYAN ÜÇ DAVRANIŞ BİÇİMİ VARDIR. Bunlar; seçici maruz kalma (selective exposure), seçici algılama (selective perception) ve seçici hatırlamadır (selective retention). ZZ. Seçici Maruz Kalma: İnsanlar, kendi inanç ve düşünceleriyle çelişenlerden ziyade onları pekiştiren fikir ve düşüncelere kendi kendilerini maruz bırakırlar. AAA. Seçici Algılama: İkinci bir psikolojik gürültü türü seçici algılamadır. Psikolojideki bu anlayışa göre insanlar, kendi görmek, duymak ve inanmak istediklerini görür, duyar ve ona inanır. BBB. Seçici Hatırlama: Alıcı konumundaki insanların, kendilerine gelen mesajlara karşı savunmacı bir psikolojik gürültü öğesi yaratmalarının üçüncü şekli seçici hatırlamadır. İnsanlar genellikle kendi inanç ve düşünceleriyle çelişenden ziyade, onları destekleyen bilgi ve mesajları daha çok hatırlama eğilimindedirler. CCC. //Dışarıdan herhangi bir kaynak tarafından kendisine gönderilen mesaj, alıcının bu dengesini bozma potansiyeli taşıyorsa, böyle bir durumda alıcı kendi iç tutarlılığını koruyacak savunma mekanizmaları geliştirir. DDD. //Mesaj oluşturulurken kullanılan sembollerin doğrudan sözlük anlamlarından ziyade, kültürel olarak çağrışımsal yan anlamlara sahip olduğu durumlarda anlamsal gürültünün ortaya çıkma ihtimali daha fazladır. EEE. //Siyasal seçim kampanyaları döneminde de seçmenler, rakip partinin liderinden ziyade kendilerinin oy verdiği parti liderini görmek, onun açıklamalarını okumak ve dinlemek isterler. FFF. GGG. İLETİŞİM SÜREÇLERİNE İLİŞKİN İLK KURAMLAR VE MODELLERİ HHH. İletişim alanında yapılan ilk çalışmalar, 20. yüzyılda savaş koşulları altında yapılmıştır. O dönemde yapılan çalışmalar ve yaşanılan olaylar, iletişim süreçlerinin insanlar üzerinde çok güçlü bir etkisi olduğu yönünde bir anlayışın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bundan dolayı iletişimle ilgili ilk dönem araştırmalarda, iletişimin bir göndericiden alıcıya doğru mesaj aktarımı olduğu yönündeki çizgisel anlayış ortaya çıkmıştır. Psikoloji ve sosyal psikoloji alanında yaşanan gelişmeler, insanların kendilerine bir uyarıcı etki ettiği zaman, o uyarıcıya karşı bir tepki verdiklerini ortaya koymuştur. III. Buna göre, iletişim alanındaki ilk gelişmeler de uyarıcı-tepki denilen basit ve işlevsel bir modele dayanır. 5 JJJ. Uyarıcı–Tepki Modeli KKK. Pek çok eksikliklerine rağmen bu model, iletişimin en temel modelidir. Bu model, ister yüz yüze iletişime, isterse kitle iletişimine uygulansın, özü çok fazla değişmez. LLL. Uyarıcı tepki modeli iletişim çalışmalarında özellikle kitle iletişimi konusunda yapılan araştırmalarda “hipodermik iğne”, “şırınga”, “sihirli mermi modeli” gibi farklı adlarla da anılır. Bu terimlerin hepsi tamamen benzetme amaçlı kullanılmıştır. MMM. //Uyarıcı-Tepki Modeline göre insanlar, iletişim süreçlerinin (gerek yüz yüze gerekse de kitle iletişiminin) insanların tutum ve davranışları üzerinde etkili olduğu varsayımına dayanır. NNN. Uyarıcı-Tepki Modelinin ya da hipodermik iğne modelinin iletişim süreçlerine uygulanmasının kuramsal ve yorumsal çerçevesinin siyaset bilimci Harold Lasswell’e ait olduğu görüşü yaygındır. Lasswel’in bu yaklaşımı geliştirmesinde I. Dünya Savaşı sırasında uygulanan propaganda teknikleri etkili olmuştur. Burada özellikle iletişimde gönderilen mesajların, alıcıları anında ve doğrudan etkilediği anlayışı ortaya çıkmıştır. OOO. PPP. TEPKİ QQQ. RRR. UYARICI SSS. TTT. Şekil.1. Uyarıcı-Tepki Modeli UUU. Bu anlayış iletişim sürecine uygulandığında ortaya iletişimin en basit ve en genel modeli olan aşağıdaki çizgisel süreç ortaya çıkar. VVV. WWW. Şekil 3.2: Çizgisel İletişim Modeli XXX. YYY. Bu süreçte kaynağın gönderdiği ileti doğrudan alıcıya ulaşır ve alıcıyı etkiler. Bu modele göre mesaj alış verişinde herhangi bir sorunla karşılaşılmaz. ZZZ. Ancak özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan araştırmalarda, iletişim süreçlerinin uyarıcı-tepki modelinde olduğu gibi, doğrudan ve anında bir etki yaratmadığı; medyanın ve iletişimsel süreçlerin etkilerinin dolaylı ve uzun dönemli olduğu ve araya başka faktörlerin (psikolojik, kültürel, sosyal, teknolojik) girdiği görülmüştür. AAAA. //Uyarıcı-Tepki Modeli, insanları kitle toplumunun bir bireyi olarak kabul etmiş, yani birbirleriyle iletişim kurmayan, birbirlerinden yalıtılmış ve mesaj kaynağının yönlendirici etkisine tümüyle açık varlıklar olarak ele almış ve bu yaklaşım kaynağa çok büyük bir güç atfetmiştir. BBBB. LASSWELL’İN GENEL İLETİŞİM FORMÜLÜ CCCC. Amerikalı bir siyaset bilimci olan Harold Lasswel tarafından geliştirilen ve iletişim araştırmaları sürecine uygulanan bu yaklaşımda iletişim süreci, bir kaynağın, bir iletişim kanalını kullanarak üzerinde belli bir etki yaratmak için bir alıcıya ya da alıcılara mesaj göndermesidir. Lasswell, bu yaklaşımı, kısaca “kim, kime, hangi kanalla ve hangi etki ile ne söylüyor?” sorusuyla formüle etmiştir. Bu soru aynı zamanda iletişim konusunda araştırma yapacak olanların inceleme alanlarının sınırını da belirlemektedir. DDDD. İletişim sürecininin işlevleri açısından bakıldığında bütün iletişim süreçleri (I) çevrenin gözetlenmesi; (II) çevreye bir tepki olarak toplumun parçaları arasındaki bağlantının sağlanması ve (III) toplumsal mirasın kuşaklar arasındaki aktarımı işlevini yerine getirir. EEEE. //Bütün iletişim süreçleri iletişim yapısına ve iletişimin işlevlerine göre analiz edilebilir. FFFF. MATEMATİKSEL İLETİŞİM MODELİ GGGG. İletişimi kaynaktan hedefe doğru bir mesaj akışı olarak gören çizgisel modeller içerisinde Enformasyon Kuramı, Matematiksel İletişim Modeli ya da Shanon ve Weaver Modeli olarak da bilinen model, önemli bir yer teşkil eder. HHHH. //Shanon ve Weaver 1940’lı yılların sonlarında geliştirdikleri iletişim modelini, kaynaktan hedefe doğru akan tek yönlü bir enformasyon (iletiler seti) olarak görürler. IIII. Alınan JJJJ. Bilgi kaynağı Mesaj Verici Sinyal sinyal Alıcı Mesaj Hedef KKKK. LLLL. Gürültü kaynağı MMMM. NNNN. Şekil 3. Shannon ve Weaver’in Matematiksel İletişim Modeli OOOO. //Matematiksel iletişim modeli, hem yüz yüze iletişim süreçlerine hem de kitle iletişimine uygulanabilir. Örneğin yüz yüze iletişimde hem kaynak hem de alıcı birer insandır. PPPP. WILBUR SCHRAMM’IN İLETİŞİM MODELİ QQQQ. Wilbur Schramm’a göre iletişim sözcüğü (communication), Latince communis’ten yani ortak (-laşmak) sözcüğünden gelir. Buna göre iletişim, gönderici ile alıcının bir anlam üzerinde uyumlanma sürecidir. RRRR. İletişim süreci sonunda gönderici ve alıcının belli bir konuda benzer düşünce, tutum ve davranışa sahip olması temel hedeftir. Böylece iletişimin hem tanımı hem de öğeleri kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İletişimin gönderici ile alıcının aynı ileti üzerinde uyumlanma süreci olması neticesinde Gönderici—Mesaj—Alıcı şeklindeki çizgisel model oluşur. İletişimin üç temel öğesi, kaynak (gönderici), mesaj (ileti) ve hedeftir (alıcı).Kaynak bir kişi olabileceği gibi, bir iletişim kurumunda çeşitli programlar yoluyla, göndermek için mesaj oluşturan profesyonel bir iletişimci de olabilir. SSSS. TTTT. UUUU. VVVV. WWWW. Kaynak Kodlayıcı İşaret Kod açıcı Hedef-Kit XXXX. Şekil.4: Wilbur Schramm’ın İletişim Şeması YYYY. Kaynak, alıcıya iletmek istediği mesajı kodlar. Burada kodlama, mesajın uygun araçlara taşınabilmek için hazır hâle getirilmesidir. ZZZZ. //Kaynak konuşarak, yazarak ya da jest ve mimikleriyle mesaj gönderen bir kişi olabileceği gibi, radyo, televizyon, sinema, gazete, dergi gibi bir iletişim kurumunda çeşitli programlar yoluyla, göndermek için mesaj oluşturan profesyonel bir iletişimci de olabilir. AAAAA. //Wilbur Schramm’ın yaklaşımında iletişim, insanlar arasında dili kullanarak bir mesaj alışverişi sürecidir ve temel amacı bir konuda ortak bir düşünce, bir görüş birliği oluşturmaktır. BBBBB. CCCCC. DDDDD. EEEEE. Kaynak Kodlayıcı İşaret Kod açıcı Hedef-Kitle FFFFF. GGGGG. Şekil .5: Wilbur Schramm’ın İletişim Şeması HHHHH. Burada ortak izafet çerçevesi kullanılan dil ve onun gönderme yaptığı kültürel deneyimlerin benzerliğidir. IIIII. Wilbur Schramm’ın iletişim sürecine ilişkin yaklaşımı buraya kadar G(önderici)—M(esaj)— A(lıcı) şeklinde çizgisel bir modeldir. JJJJJ. İşaretlerin taşıdığı anlamın gönderici ve alıcı için ortak olması anlamına gelen ortak izafet çerçevesi, iletişim etkinliklerinde önemlidir. Çünkü izafet çerçevesi alıcının, kendisine gönderilen mesaja nasıl bir tepki göstereceğini belirler. KKKKK. LLLLL. Mesaj MMMMM. NNNNN. Kodlayıcı Kod açıcı OOOOO. Yorumlayıcı Yorumlayıcı PPPPP. Kod açıcı Kodlayıcı QQQQQ. RRRRR. Mesaj SSSSS. TTTTT. UUUUU. Şekil .6: Schramm’ın Geribildirim Süreci Eklenmiş Yüz Yüze İletişim Modeli VVVVV. OSGOOD’UN (VE SCHRAMM’IN) DÖNGÜSEL İLETİŞİM MODELİ WWWWW. C. E. Osgood’un geliştirdiği ve Schramm’ın da katkıda bulunduğu bu iletişim modeli, Schramm’ın yukarıda aktarılan ilk baştaki çizgisel modelinin geliştirilmiş ve dairesel bir yapı kazanmış hâlidir. Osgood’un modeli Schramm’ın modelinin aslında en gelişmiş hâlidir. XXXXX. Buna göre ;Gönderici Mesaj Alıcı modeline aynı şekilde tersten bir ekleme yapılarak gönderici ve alıcının rollerinin sürekli değiştiği bir mesaj alış verişine dönüştürülmüştür: Kaynak hem gönderici hem de alıcı, alıcı ise hem hedef hem de kaynak rolündedir. Böylece iletişim süreci her ikisininin de (yani kaynak ve alıcının) hem kodlayıcı hem yorumlayıcı hem de kod açıcı pozisyonlarında bulunduğu döngüsel bir süreçtir.Osgood (ve Schramm’ın) bu modeli şu şekildedir: YYYYY. Mesaj ZZZZZ. Kodlayıcı Kodaçıcı AAAAAA. Yorumlayıcı Yorumlayıcı BBBBBB. Kodaçıcı Kodlayıcı CCCCCC. Mesaj DDDDDD. Şekil 8: Osgood’un (ve Schramm’ın) Dairesel İletişim Modeli EEEEEE. Bu model çizgisel iletişim modellerindeki kaynak ve alıcının rollerini değişken hâle getirerek yani göndericiyi hem gönderici hem alıcı alıcıyı da aynı zamanda gönderici hâline getirerek iletişimin çizgisel yapısını dairesel bir hale getirir. FFFFFF. //Bu modelde kaynak hem gönderici hem de alıcı, alıcı ise hem hedef hem de kaynak rolündedir. GGGGGG. DANCE’IN SARMAL İLETİŞİM MODELİ HHHHHH. Dance, doğrusal (çizgisel) iletişim modellerinin ve döngüsel modellerin iletişim sürecini açıklamakta yetersiz kaldığı görüşünden hareketle, kendisinin helezon sarmal iletişim modeli adını verdiği bir model geliştirir. Çizgisel Model geri bildirime yer vermez. IIIIII. Döngüsel modelde de iletişim başladığı noktaya geri döner. JJJJJJ. //İletişim içerikleri iletişim sürecinin daha ileriki aşamalarındaki içeriğini etkiler. Dolayısıyla iletişim statik değil, dinamik yani değişken bir süreçtir. KKKKKK. Dance’ın modelinin en önemli özelliği hem iletişim sürecini hem de bu sürece katılanları dinamik, değişen ve gelişen ve genişleyen bir biçimde yani aktif olarak ele almasıdır. LLLLLL. DEFLEUR’UN İLETİŞİM MODELİ MMMMMM.DeFleur’un iletişim modeli aslında Shanon ve Weaver’in Matematiksel İletişim Modeli’nin geliştirilmiş hâdir. DeFleur, Matematiksel İletişim Modeli’ndeki gürültü faktörünün yanında, sürece geri bildirimi de ekleyerek süreci çizgisel modelden döngüsel modele dönüştürmüştür. Burada önemli olan gönderici ve alıcının gönderilen mesajın anlamı üzerinde uzlaşmalarıdır. NNNNNN. Kitle medyası OOOOOO. PPPPPP. Kaynak Verici Kanal Alıcı Hedef QQQQQQ. RRRRRR. Gürültü SSSSSS. TTTTTT. Hedef Alıcı Kanal Verici Kaynak UUUUUU. VVVVVV. Şekil 10. DeFleur’un İletişim Modeli WWWWWW. XXXXXX. DeFleur’un bu modeli iletişim sürecini çizgisellikten çıkarıp dairesel bir biçime soksa da hiçbir zaman kitle iletişiminde tam bir geri bildirim sürecinin işleyeceğini garanti edemez YYYYYY. •İletişim insanlığın başından beri insanlığın var olmasını, iş birliğini, üretimi, paylaşımı ve kültürel aktarımı sağlayan önemli bir süreçtir. ZZZZZZ. Ancak bilimsel bir etkinlik alanı olarak iletişim süreçlerinin öneminin anlaşılması ve bu konuda sistematik araştırmalar yapılması 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. AAAAAAA. Özellikle başka bazı bilim dallarındaki ve teknik altyapıdaki gelişmeler, iletişimi ve kitle iletişimini olanaklı kılmıştır. Bunun üzerinde iletişim süreçlerini açıklayan çeşitli araştırmalar ve yaklaşımlar geliştirilmiştir. İletişime ilişkin ilk yaklaşımlar, daha çok etki-tepki yaklaşımına dayalı açıklamalardır. BBBBBBB. Bu yaklaşımın özü, canlıların kendilerine etki eden faktörlere bir tepki verecekleri yönündeki basit açıklamaya dayanır. Buna göre iletişim süreçleri de gönderici ve alıcı arasında basit bir mesaj alış veri süreci olarak görülmüştür. Bu bağlamda en temel modelGönderici-Mesaj-Alıcı şeklinde oluşmuştur. Fakat zaman içerisinde bu basit modelin iletişim süreçlerini açıklamada yetersiz kaldığı anlaşılmış ve iletişim sürecine gürültü, geri bildirim, sembol, ortak izafet çerçevesi gibi yeni faktörler eklenerek iletişim süreci çizgisel bir anlayıştan döngüsel bir yaklaşıma doğru evrilmiştir. CCCCCCC. DDDDDDD. İlk modellerde kaynak ve alıcı birbirinden kesin olarak ayrılmışken, zaman içerisinde özellikle sürece geri bildirim faktörünün eklenmesiyle kaynak ve alıcının rolleri ve konumları değişken yani geçişli hâle gelmiştir. Dolayısıyla iletişim sürecinde her kaynak aynı zamanda alıcı, her alıcı da aynı zamanda (geri bildirim sayesinde) kaynak olarak görülmektedir. EEEEEEE. •Yukarıda da belirtildiği gibi, Uyarıcı-Tepki Modeline dayanarak ortaya konan Kaynak-MesajAlıcı şeklindeki çizgisel model, Lasswell, Shanon ve Weaver, Schramm, Osgood, Dance ve DeFleur gibi bilim adamlarının çalışmalarıyla gelişmiş; ilk başlarda basit ve çizgisel bir süreç olarak görülen iletişim olgusu, eklenen yeni öğelerle giderek daha karmaşık ve döngüsel bir model hâline gelmiştir. Bu yaklaşımlar sadece yüz yüze iletişimi açıklamak için değil, kitle iletişim süreçlerini açıklamak için de kullanılmıştır. FFFFFFF. Ancak yüz yüze ve kitle iletişimi, mesaj üretimi ve dağıtımı, teknolojik aygıtlar ve alıcıların niteliklerinden dolayı birbirinden farklıdır ve bu modellerin her iki iletişim türünü de başarıyla açıklayıp açıklamadıkları konusu farklı ekollere ait iletişim araştırmacıları arasında tartışmalı bir konudur. GGGGGGG. Ancak burada şunu belirtmekte yarar vardır. Özellikle yönetsel yaklaşımlar zemininde gelişen iletişim disiplini basit bir nedensellik modelinden, karmaşık bir etkileşim ve disiplinler arası bir sürece doğru gelişmiştir. Çünkü iletişim sürecini açıklamada mevcut modeller yetersiz kaldıkça, araştırmacılar modele yeni öğeler ekleyerek modeli zenginleştirmişlerdir. Eklenen öğeler sosyal, kültürel, psikolojik, teknolojik, ekonomik faktörlere dayanır. HHHHHHH. Dolayısıyla tek bir bilim dalının yaklaşım ve yöntemleriyle açıklanamayacak kadar karmaşık olan iletişim hem teknolojiye hem de toplumsal öğelere dayandığı için disiplinler arası bir alandır.