finansal

advertisement
KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE
DENETİM STANDARTLARI KURUMU
MESLEK MENSUPLARI İÇİN
FİNANSAL YÖNETİM
İÇERİK
• 1. BÖLÜM FİNANS VE FİNANSAL YÖNETİM
• 2. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) PİYASALAR
• 3. BÖLÜM FİNANSAL HESAPLAMALAR ve PARANIN ZAMAN
DEĞERİ
• 4. BÖLÜM RİSK-GETİRİ İLİŞKİSİ
• 5. BÖLÜM FİNANSAL TABLOLAR
• 6. BÖLÜM PROFORMA FİNANSAL TABLOLAR
• 7. BÖLÜM FİNANSAL ANALİZ
• 8. BÖLÜM FİNANSAL PLANLAMA
• 9. BÖLÜM SERMAYE MALİYETİNİN BELİRLENMESİ
• 10. BÖLÜM SERMAYE BÜTÇELEMESİ
• 11. BÖLÜM ÇALIŞMA SERMAYESİ
• 12. BÖLÜM KAR DAĞITIM POLİTİKASI
• 13. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) ARAÇLAR VE DEĞERLEME
• 14. BÖLÜM FİRMA DEĞERİ VE FİRMA DEĞERİNİN
BELİRLENMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
1. BÖLÜM
FİNANS VE FİNANSAL YÖNETİM
•
•
•
•
•
•
•
Finansal Yönetim,
Amaçlar,
Finans Teorisinin Temel Kavramları,
Finansal Kararlarda Risk –Getiri Dengelemesi,
İşletmelerin Hukuki Yapıları,
Vergiler,
Amortismanlar
FİNANSAL YÖNETİM
Finans kavramı, işletmenin faaliyetlerini devam
ettirebilmesi için bir yandan gereksinim duyduğu fonların
sağlanmasını, öte yandan bulunan bu fonların uygun
varlıkları yatırılmasını ifade eder. Diğer bir ifade ile
kaynak-kullanım alanlarının yönetimidir.
Firmanın fon ihtiyacının sağlanması, finansal planlama,
satış politikalarının belirlenmesi, büyük harcamaların ve
yatırım kararlarının değerlendirilmesi, firmanın işletme
sermayesi
politikalarının
belirlenmesi,
büyük
harcamaların ve yatırım kararlarının değerlendirilmesi,
firmanın işletme sermayesi politikalarının belirlenmesi,
firmaların birleşmesi ve devralmalar finansal riskin
yönetimi ve diğer finansal olaylarla ilgili birçok işlem
kararını finansal yönetici alır ve bu işlemleri koordine
eder.
AMAÇLAR
Modern finansal yönetim teorisi, firmanın amacının;
hissedarların refahını maksimize etmek varsayımı
üzerine kurulduğunu kabul eder.
Bu amaç, şirketin hisse senetlerinin piyasa fiyatının
maksimizasyonunun gerçekleştirilmesi şeklinde ifade
edilir. Yukarıda sayılan diğer amaçlar ise tali amaçlar
olarak kabul edilebilir.
Finans yöneticisi aşağıdaki faktörleri yöneterek ortakların
refahının maksimizasyonunu sağlayabilir:
• Firmanın bugünkü ve gelecekteki hisse başına gelir
durumu,
• Bu gelirlerin (karların) zaman içerisindeki akışı ve risk
derecesi,
• Kar payı (temettü) politikası.
FİNANS TEORİSİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Finans teorisinin temel konuları on temel başlık altında
sınıflandırılabilir. Bunlar,
• Risk – getiri ilişkisi,
• Paranın zaman değeri,
• Nakit,
• İlave nakit akımları,
• Rekabetçi piyasalar,
• Etkin sermaye piyasaları,
• Temsil (acente) problemi,
• Vergiler,
• Risk farklılığı
• Etiktir
FİNANSAL KARARLARDA RİSK –GETİRİ DENGELEMESİ
Finans teorisinin en önemli konusu fonların risk-getiri
dengesinin ortaya konulmasıdır. Firmalarda risk ve
beklenen getiri oranı arasında pozitif bir korelasyon vardır.
Bütün finansal kararlar bir çeşit risk-getiri dengesini içerir.
Bir finansal kararda risk arttıkça bundan beklenen getiri
oranı da artar, azaldıkça düşer. Risk-getiri olayının etkin
değerlendirilmesi, refah maksimizasyonu planının önemli
bir bölümüdür.
Bu nedenle, birçok yatırımcı belirli bir risk-getiri alt ve üst
sınırı içerisinde hareket ederek yatırım portföyünü kurar.
Yatırımcının yüksek riske sahip bir menkul değeri (hisse
senedi, tahvil vb) kabul edebilmesi için, kendisini tatmin
edecek bir risk priminin risksiz getiri oranına eklenerek,
riski de içeren bir getiri oranı olarak sunulması gerekir.
İŞLETMELERİN HUKUKİ YAPILARI
İşletmeler hukuki yapılarına göre;
• Tek kişi işletmeleri,
• Şirketler (ortaklıklar)
a) Adi ortaklık
b) Ticari ortaklık olarak ayrılırlar.
Tek kişi işletmelerinde, işletmenin sahibi bir kişidir ve sonuç
sorumluluğu (kar-zarar) bu kişiye aittir
Adi ortaklıklar, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olarak herhangi bir
amaç için iki veya daha fazla kişi tarafından kurulan işletmelerdir.
Kuruluşu tek kişi işletmeleri gibidir. Ortaklar yazılı (açık) ya da sözlü
(zimmi) anlaşma yapabilirler.
Ticari ortaklıklar, Türk Ticaret Kanunu’na tabi olarak kurulan
şirketlerdir. Bunlar; şahıs (kişi) şirketleri ve sermaye şirketleri olarak
ayrılırlar.
• Şahıs şirketleri, kolektif ve adi komandit,
• Sermaye şirketleri ise limited, anonim ve hisseli komandit şirketler
olarak ayrılır.
VERGİLER
Finansal yönetici firmada doğru bir finansal karar ve yatırım kararı alabilmek
için firmanın vergi yapısını ve vergiyle ilgili olarak yasal teşvik ve indirimleri
bilmesi gerekir. Diğer bir ifade ile finansal yönetici şu konular üzerinde
durmalıdır:
• Firması gelir veya kurumlar vergisinden hangisine tabidir?
• Vergi matrahını bulabilmek için yasaya göre ticari kara ilave edilecek
giderler ve kardan düşülecek gelirler nelerdir?
• Vergi ile başka fonlar da ödenecek midir?
• Faiz ve temettü gelirleri ve giderleri var mıdır?
• Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar ile olağan gider ve zararlar
nelerdir?
• Olağan dışı gelir ve karlar ile olağan dışı gider ve zararlar nelerdir?
• Vergi teşvikleri ve vergi muafiyetleri var mıdır?
• İstihdam teşvikleri, örneğin SGP istisnaları var mıdır?
• Yeni veya tevsi yatırımları için Kalkınma Ajansı veya AB Hibe fonlarından
yararlanma imkanı var mıdır? Hangi konulardadır?
• Hangi tip amortisman uygulanmaktadır?
• Geçmiş yıl firma zararları var mıdır ve varsa ileriye taşınacak mıdır?
AMORTİSMANLAR
Amortisman bozulmaya kırılmaya eskimeye, tükenmeye demode
olmaya maruz bulunan duran varlıkların mal oluş (edinme) bedellerinin
amortisman ömrü içerisinde, paylara ayrılarak gider yazılmasıdır.
Amortisman Ayırma yöntemleri
Normal amortisman yöntemi, duran varlık, amortisman ömrü
içerisinde eşit taksitler halinde amortismana tabi tutularak gider yazılır
ve yok edilir. Amortisman ömrü varlığın ekonomik ömrü değildir;
yasalarla belirlenen ömrüdür. Şöyle hesaplanır:
• Amortisman gideri = (Maliyet- Hurda değer)/ Amortisman süresi
Hızlandırılmış amortisman yöntemi, amortisman ömrü normal
amortismanın aynısıdır. Amortisman oranı ise, normal amortisman
oranının 2 katıdır ve her yıl kalan varlığın net değeri üzerinden ayrılır.
Olağanüstü amortisman yöntemi, duran varlıkların yangın, heyelan,
sel, su basması, varlığın teknolojisinin ve modasının geçmesi gibi
durumlarda firmanın başvurusu üzerine Maliye Bakanlığı yetkilileri
tarafından zarar durumuna göre yeniden belirlenen oranlarda
amortisman ayrılmasıdır.
2. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) PİYASALAR
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Finansal Piyasalar,
Finansal Araçlar,
Para ve Sermaye Piyasaları,
Repo, Banka Kredileri,
Menkul Kıymet Borsaları,
Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları,
Varant Piyasası,
Döviz-Altın Piyasaları,
Futures ve Forward Sözleşmelerinde Fiyatlama,
Opsiyon ve Swap Sözleşmelerinde Fiyatlama,
Auction (Mezat) Piyasası,
Euro Piyasalar)
Finansal Piyasalar
• Geleneksel ifadesiyle piyasa kavramı, herhangi bir malın veya
hizmetin alıcı ve satıcısının, yani arz ve talebinin karşılaştığı ve
fiyatının belirlendiği yerler, mekânlar olarak adlandırılır.
• Ekonomik literatürde finansal piyasa kavramı çoğu kez finansal
sistem, finansal kesim, finansal sektör ya da finansal kurum
kavramlarıyla eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Hâlbuki, örneğin
bir finansal kurum bir ekonomide finansal sistemi oluşturan
unsurlardan biridir. Finansal piyasa ise finansal sistemin
içindeki bir bölümdür. Piyasa sistemden daha dar bir anlam
taşır.
• Bir ekonomideki farklı finansal piyasalar beraberce o
ekonomideki finansal sistemi ya da organizasyonu oluştur.
Ancak her finans piyasası içerisinde, finansal sistemin
unsurları; fon sunucu ve kullanıcıları, kendine özgü finansal
araçları, kurallar ve kurumlar yer alır. Finansal sistem farklı
işlevlere sahip bu piyasaların bir bütünüdür.
Finansal Araçlar
• Finansal piyasalar oluşum biçimlerine, kullanılan
belgelerin özelliklerine ve fon transferinin içerdiği
vadeye göre gruplandırılabilirler.
• Piyasaların bu ayırımında çoğu kez kesin çizgiler
yoktur. Bir piyasa bir diğer piyasanın alt piyasası
veya diğer bir piyasanın paraleli olabilir. Bir
piyasanın tipik bir kurumu çoğu kez diğer bir
piyasa içerisinde de yer alabilir, faaliyette
bulunabilir. Burada yapılacak ayırım teorik tabanlı
ve fonksiyonel içerikli bir ayırım olacaktır
Para Piyasaları
• Para piyasaları (money markets) kısa süreli fon transferinin yapıldığı
piyasalardır. Bu piyasada vade teorik olarak bir günden bir yıla
kadar, uygulamada genel olarak l -91 gün (3 ay) arasında değişir.
Piyasanın temel kurumları Merkez bankası, Hazine, mevduat ve
ticaret bankaları, banka yatırım fonları, özel finans kurumları ile bazı
durumlarda menkul kıymet borsası aracıları ile döviz büfeleridir.
• Para piyasalarının finansal araçları ticari senetler (bono, poliçe, çek)
banka mevduat hesapları, mevduat sertifikaları, hazine bonoları,
finansman bonoları, katılma belgeleri, kredi kartları dahil olmak
üzere çeşitli kısa süreli kredi sözleşmeleridir. Son yılların en yaygın
para piyasası tekniği ise repo’dur. Bankalararası para transferinin
gerçekleştiği ve gecelik (over-night) faizlerin oluştuğu merkez
bankası interbank’ı Türkiye’de para piyasasının önemli bir alt
piyasasıdır.
• Para piyasası enstrümanları ticari senetler (bono, poliçe, çek), kısa
süreli banka kredileri, hazine bonoları, finansman bonoları, çeşitli
dövizler gibi kısa vadeli işlem araçlarını sayabiliriz.
Repo
Bu teknikte, taraflardan biri elindeki menkul değerlerini belli bir fiyattan geri
satın alma koşuluyla satar. Karşı taraf ise, bu varlığı ileride geri satmak
amacıyla satın alır. Menkul kıymeti satın alan taraf, repo süresi sonunda
yatırdığı parasını faiziyle birlikte geri alırken, bu koşulla aldığı finansal aracı
geri verir. Repo işlemlerinde vade 1–30 gün arasında değişir
Repo işlemleri aşağıdaki menkul kıymetler üzerine yapılabilir.
• Devlet tahvilleri ve Hazine bonoları
• Kamu Ortaklığı İdaresi senetleri ve Toplu konut İdaresi tarafından ihraç
edilmiş borçlanma senetleri ile yerel yönetimlerin SPK çerçevesinde
çıkardıkları borçlanma senetleri
• Bunlar dışında kalan, ancak, İMKB’de işlem gören borçlanma senetleri
İşlemin teknik formaliteleri şöyle sıralanabilir:
• Taraflar arasında repo işlemini belirten bir sözleşmenin düzenlenmesi,
• Bu sözleşme çerçevesinde işleme konu edilen menkul değerlerin ya teslim
edilmesi ya da repoyu yapan banka tarafından düzenlenecek saklama
makbuzu karşılığı emanete alınması,
• Vade sonunda saklama makbuzu veya menkul değerin karşı tarafa iade
edilmesi karşılığında repo bedelinin faiziyle geri ödenmesi.
Banka Kredileri
Kredi bir paranın veya itibarın (güvenin) belli bir süre için tekrar geri verilmek koşuluyla belli bir
bedelle karşı tarafa ödünç verilmesidir. Nakit olarak verilen kredilerin bedeli faizdir. Nakit dışı
kredilerin yani itibarın transferinin karşılığı belli bir komisyondur.
1. Nakit krediler
• İskonto ve iştira kredileri
• Spot kredi
• Borçlu cari hesaplar (B C/H)
B C/H’lar bankaca kabul edilen teminatının özelliğine göre aşağıdaki türlere ayrılırlar
• Açık kredi
• Kefalet mukabili kredi
• Teminatlı kredi
2. Nakit dışı (Gayrınakdi) krediler
• Akreditifler
• Kabul-Aval kredileri
• Prefinansman kredisi
• Teminat mektupları
Teminat mektupları, süresine ve konusuna göre aşağıdaki türleri ayrılır
• Geçici teminat mektupları
• Kesin (Kat’i) teminat mektupları
• Avans teminat mektupları
• Özel konulu teminat mektupları
Sermaye Piyasaları
• Sermaye piyasaları (capital markets) orta (1–3 yıl) ve uzun
(3–40 yıl) vadeli fon transferlerinin gerçekleştiği belirsizliği
fazla ve riski yüksek piyasalardır. Piyasaların temel finans
kurumları kalkınma ve yatırım bankaları, menkul kıymet
borsaları, bu organizasyon içersinde broker ve dealer olarak
işlem yapan borsa aracılık şirketleri, çeşitli sigorta şirketleri,
emeklilik fonları, yatırım ortaklıkları, tasarruf sandıkları,
ipotek (mortgage) bankaları, leasing şirketleri, orta ve uzun
vadeli fon sunumunda yatırım bankacılığı hizmetleri veren
mevduat ve kalkınma bankaları, bireysel emeklilik şirketleri
ve benzerleridir.
• Sermaye piyasasının temel finansal araçları kamu ve özel
kesim anonim şirketlerine ait tahvil ve hisse senetleri,
Hazine tahvilleri, orta ve uzun vadeli sigorta poliçeleri,
işletme ve yatırım kredileri sözleşmeleri ve benzeri finansal
araçlardır.
Menkul Kıymet Borsaları
• Bu borsalarda daha önce ihraç edilmiş menkul kıymetler belirli bir düzen
ve prosedür içerisinde arz ve talep koşulları altında alınır ve satılırlar. Bu
nedenle borsalar belli bir birikime sahip tasarruf sahiplerinin işletmelere
katılması kolaylaştırarak ekonomideki tasarruf hacminin yükseltilmesinde
önemli roller oynarlar
• Borsa işlemleri belli zaman dilimleri içerisinde, belli kurallar altında ve belli
standartlara göre yürür. Menkul kıymetlerin alım satım İşlemleri
yetkilendirilmiş aracılar (broker) tarafından yapılır. Brokerlerin kendi nam
ve hesabına işlem yapanına dealer denilir. Brokerler işlem karşılığında
kurtaj adı verilen bir komisyon alırlar. Borsada belli bir ya da birkaç menkul
kıymetin fiyatına istikrar kazandırmak isteyen dealera piyasa yapıcısı
(market-maker) adı verilmektedir.
Menkul kıymet borsalarının ekonomik işlevleri şunlardır:
• Tasarruf sahiplerine likidite sağlama,
• Menkul kıymetle sağlıklı fiyat oluşturma,
• Güvenli bir yatırım ortamını oluşturma,
• Ekonomi ve menkul kıymeti yayınlayan şirket hakkında barometre görevi
yapma,
• Mülkiyeti tabana yayma,
• Sermayeye hareket kazandırma.
Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları
Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş
bir tarihte teslim edilmesini öngörür. VOP, fiyat dışındaki şartları
standartlaştırılmış bir vadeli sözleşmenin işlem gördüğü piyasalardır. Bu
piyasalarda sözleşmeye konu teşkil eden ürün kontrat şartlarına uygun olarak
ileri bir teslimat tarihinden alınıp satılmaktadır.
Kısa (short) ve Uzun (Long) Pozisyonlar
Bir vadeli işlem sözleşmesini alan taraf uzun (long), satan taraf ise kısa (short)
olarak adlandırılır. Uzun pozisyondaki kişi açığa alış yapmış gibidir ve fiyatların
yükselmesini umar. Kısa pozisyondaki ise açığa satmış gibidir ve fiyatların
düşmesini bekler. Alan taraf (long) sözleşmenin fiyat artışından kar ederken,
kısa taraf zarar eder. Benzer şekilde, sözleşmenin fiyat düşüşünde long
pozisyon zarar, short pozisyon kar eder.
Likidite faktörü
Piyasada işlem yapan yatırımcıların bilmesi gereken en önemli noktalardan
biri, bazı sözleşmeler ve bazı vadelerin diğerlerine göre daha aktif olarak alınıp
satıldığı, dolayısıyla daha likit olduğudur
VOB Sözleşme türleri
• Vadeli işlemler sözleşmeleri döviz (TL/Dolar, TL/Euro),
• Faiz (DİBS 91 ve 365 gün),
• Endeks (İMKB 30) ve
• Emtialar (pamuk, buğday) üzerinde yapılmaktadır.
Varant Piyasası
Elinde bulunduran kişiye dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir
tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakit uzlaşı ile
kullanıldığı menkul kıymet niteliğinde sermaye piyasası aracıdır.
1. İşlem aşamasına göre finansal piyasalar
Finansal piyasaları, bünyesinde işlem gören finansal araçların (belgelerin) ihracından itibaren
geçirdiği işlem aşamaları ve işlemin yapıldığı kurumlar esas alınarak farklı alt bölümlere ayrılabilir.
Birincil piyasa (ihraç piyasası) menkul kıymetlerin ilk çıkarımında oluşan piyasaya verilen isimdir.
Çıkarımda halka arz, blok satış bu piyasanın temel yöntemleridir.
İkincil piyasa (borsa) daha önce ihracı yapılmış olan menkul kıymetlerin tedavül ettiği organize
piyasalardır. Menkul kıymet borsaları aynı zamanda ikincil piyasalar olarak da adlandırılırlar.
Üçüncül piyasa hisse senetleri borsaya kote edilmiş anonim şirketlerin daha önce ihracını yaptığı
hisse senetlerinin ve yine daha önce ihracı yapılmış Hazine tahvil ve bonolarının borsa dışında
bankalar, borsa aracıları (dealer) vb kurumların ofislerinde alınıp satılmalarıyla oluşan piyasadır.
Piyasa, tezgâh üstü piyasa olarak da adlandırılmaktadır.
Dördüncül piyasa, yayınlanan menkul kıymetlerin yatırımcısıyla çıkarımı yapan şirket veya kurum
arasında el değiştirmesiyle oluşan piyasadır. Yatırım fonları katılma belgeleri ile açık uçlu yatırım
ortaklıklarının hisse senetleri tasarruf sahibi ile şirket veya fon yönetimi arasında direkt olarak el
değiştirdiğinden bu tür piyasalardandır.
2. Finansal aracın türüne göre piyasalar
Bir piyasada sadece belli bir tür finansal araç ticareti yapılıyorsa ya da piyasa belli bir finansal
aracın işlemi üzerinde ihtisaslaşmışsa genellikle o finansal aracın adıyla anılır. Örneğin tahvil
piyasası, bono piyasası, hisse senedi piyasası, rüçhan hakkı piyasası, kamu kâğıtları piyasası, repo
piyasası gibi…
Döviz ve Altın piyasaları
Döviz ve efektif diğer mallar gibi arz ve talebi ile fiyatı olan finansal varlıklardır.
Bir dövizin ya da efektifin ulusal para cinsinden fiyatına döviz ya da efektif kur
adı verilmektedir.
Bir ekonomide dövizin fiyatını tıpkı diğer mal ve hizmetlerin fiyatında olduğu
gibi arz ve talep belirler.
Bu değişkenlerin belli başlılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Ülkedeki reel faiz oranları düzeyi,
- Dış ticaret (ihracat-ithalat) dengesi,
- Ödemeler dengesinin pozisyonu,
- Ülkenin satın alma gücü ve paritesi,
- Başta para politikası olmak üzere uygulanmakta olan ekonomi politikaları.
Döviz piyasaları, spot ve vadeli döviz piyasaları olarak iki kısma ayrılır:
• Spot döviz piyasası over-the counter biçiminde; alışverişlerin elektronik
ortamda veya karşılıklı ikili anlaşmalarla, teslim ve ödemenin hemen
yapılması esasına göre çalışır. Bu piyasada oluşan kur “spot döviz kuru”
denir.
• İkinci piyasa olan vadeli döviz piyasasında ise anlaşma şimdi, teslim ve
ödemeler daha sonraki bir tarihte yapılır. Bu piyasada geleceği yöneliktir.
Fiyatlar, “futures kur” veya “forward kur” olarak adlandırılır.
Döviz ve Altın piyasaları
1. Kurallarına göre finansal piyasalar
Piyasayı düzenleyen yerleşik kurallarına göre finans piyasaları organize ve organize olmamış finans
piyasaları biçiminde bir ayırıma tabi tutulabilir. Organize piyasalar, devletin sıkı gözetim ve
denetimi altında çalışan piyasalardır.
2. İşlemin özelliğine göre finansal piyasalar
Menkul kıymet, döviz, altın, endeks gibi varlıklar ve değerler üzerinde uygulanabilen farklı ve yeni
finansal teknikler sonucunda ortaya çıkan ve finans literatürüne giren bu piyasaları daha önce de
vurgulandığı üzere bazen kesin çizgilerle birbirinden ayırabilmek zordur. Bununla birlikte piyasa
türlerini gösterebilmek amacıyla piyasanın özelliği ve tekniği dikkate alınarak aşağıdaki gibi bir
ayırıma gidilmiştir.
Spot Piyasa: Bir şeyin peşin para karşılığı hemen teslim koşuluyla alışverişinin yapıldığı piyasaların
genel adıdır. Nakit piyasa adı da verilen bu piyasada bir yanda elinde nakit parası olan ve istediği
şeyi almak isteyen alıcılar, diğer yanda hazır malını peşin olarak satmak isteyen satıcılar yer alır.
Günlük hayatımızda genellikle karşılaştığımız piyasalar bu piyasalardır.
Sözleşme piyasaları:Spot piyasaların alternatifi vadeli işlemler piyasalarıdır. Bu piyasalarda alıcı ve
satıcı alım-satım sözleşmesini şimdi yapar, ancak, teslim ve ödemeler gelecekteki bir tarihe
kaydırılır. Burada gelecek (futures) genellikle bir haftadan başlayarak daha uzun bir vadeyi
içermektedir. Vadeli piyasa spot piyasanın alternatifi olduğundan piyasalarda oluşan fiyatlar
birbirinin etkisi altındadır.
Vadeli işlem piyasaları futures, forward, opsiyon ve swap piyasaları olarak gruplandırılabilir. Bu
piyasalar geleceğe yönelik işlemleri içerdiğinden, işlemlerde belirsizlik koşulları altında fiyatlama
ve risk yönetimi uygulanır.
Finansal futures piyasaları
Futures piyasası, vadeli işlemlerin bir borsa içersinde sözleşmeler
(kontratlar) aracılığıyla yapıldığı bir gelecek piyasasıdır. İşlemler hem
piyasa koşullarının gelecek için içerdiği risklerin başkası üzerine
devredilmesi (hedging) yani riskin devredilmesi, hem de spekülasyon
geliri sağlama amacı taşıyabilir.
Futures sözleşmeleri emtia, döviz, endeks ve finansal futures
sözleşmeleri olmak üzere dört grupta toplanabilir.
• Emtia (mal) sözleşmeleri altın, buğday, şeker, kahve, mısır, soya,
ham petrol, dondurulmuş tavuk, pamuk gibi mallar üzerine
çekilebilirler.
• Döviz sözleşmeleri, çeşitli konvertible dövizlerin geleceği yönelik
alım satımını düzenleyen kontratlardır. Gelecekteki döviz kurları
tahmin edilerek düzenlenen bu sözleşmeler forward kontratı olarak
da adlandırılır.
• Endeks sözleşmeleri, çeşitli borsa endeksleri üzerine düzenlenirler.
• Finansal futures sözleşmeleri, hazine bonoları (T-Bill), devlete
tahvilleri (T-Bond), birinci kalitede ticari senetler, mevduat
sertifikaları, ipotekli borç senetleri (GNMA), belediye tahvilleri
üzerine düzenlenen sözleşmelerdir.
Finansal futures piyasaları
Finansal futures sözleşmelerinde fiyatlama
Bir futures sözleşmesinin teorik fiyatı, işleme konu ürünün spot
fiyatı ile bu fiyatı sözleşme vadesine taşımanın maliyeti ve işlem
giderlerinin toplamından oluşur.
Teorik futures fiyatı(Ff) = Spot fiyat + taşıma maliyetleri + işlem
giderleri
Arbitraj, bir ürünün mekansal veya zamansal açılardan birbirinden
farklı olan iki piyasa arasında transfer edilmesi yoluyla kar
sağlamaya yönelik işlem ya da işlemlerdir. Bu işlemle ürün, fiyatının
ucuz olduğu piyasadan satın alınarak pahalı olduğu piyasada satılır.
Finansal piyasalarda kolaylık getirisi şu durumda gerçekleşebilir.
Eğer bir tahvilin kupon getirisi para piyasası faiz oranı (repo)
altında kalmışsa, basis pozitiftir; tersi durumda ise negatiftir.
Basis durumu
Spot piyasa
Futures piyasa
Düşen basi →Yüksek fiyat- SATIŞ
→
Düşük fiyat- ALIŞ
Yükselen basis →Düşük fiyat- ALIŞ
→
Yüksek fiyat- SATIŞ
Finansal futures piyasaları
Forward sözleşmelerinde fiyatlama Forward sözleşmesi,
borsa dışında serbest piyasada bankalarla bankalar veya
bankalarla müşterileri arasında döviz üzerine yapılan bir
gelecek işlemidir. Forward sözleşmelerini bankalar
düzenler. Bu yüzden borsa içersinde işlem gören döviz
futuresleri kadar güvenilir sayılırlar. Forward işlemleri
döviz ve faiz üzerine düzenlenebilirler. Forward işlemleri
vadeli satış yapan dış ticaret firmaları açısından kur
riskinin düşürülmesi yönünde önemli bir finansal tekniktir.
Faiz forwardları’nda sözleşme tutarı üzerinden kayıp ve
kazançlar BBA (The British Bankers Association)
tarafından belirlenen şekilde hesaplanmaktadır. Kazanç
ya da kayıp, forward faizi ile vade içersinde gerçekleşen
LİBOR arasındaki farka dayanır.
Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama
Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama Finansal açıdan opsiyon, bir tarafa,
belli bir değeri, önceden belirlenmiş bir tarihte, belli bir fiyattan satma
(put option) veya satınalma (call option) hakkını veren bir sözleşmedir.
Opsiyon sözleşmeleri gelecekte muhtemel ters fiyat değişimlerinin
oluşturacağı risklerden korunmak amacıyla satın alınırlar.
Opsiyon sözleşmelerinde futures sözleşmelerinde olduğu gibi temel
olarak iki amaç taşırlar:
•Riskten korunmak (hedging)
•Spekülasyon yoluyla kazanç sağlamak
Bir opsiyon sözleşmesinin fiyatı genel olarak üç faktöre bağlıdır:
•Sözleşmeye konu olan ürünün cari piyasa fiyatı ile opsiyon kullanma
fiyatı arasındaki fark (strike price)
Mevcut ürünlerin volatilitesi
Opsiyon sözleşmesinin vadesi
Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama
• Swap sözleşmelerinde fiyatlama Swap işleminde,
genellikle bir spot piyasa işlemi ile bir vadeli piyasa
işlem birleştirilerek tek işlem haline getirilir. Bununla
birlikte işlem “spot-vadeli” dışında, “vadeli-vadeli”
biçiminde de yapılabilir.
• Faiz swapı’nda sabit faizle alınmış bir kredinin vadesi
içerisinde cari faiz oranlarının düşmesi karşısında
oluşabilecek zararın önlenmesi düşüncesi vardır.
• Döviz swapı’nda ise belli bir döviz cinsinden alınmış
borcun, vade içerisinde kur artışlarının getireceği
zarardan korunma düşüncesi vardır.
• Swap sözleşmeleri ikincil piyasalarda gün geçtikçe
önemini artıran, likidite gücü yüksek finansal araçlar
haline gelmektedir.
Auction (mezat) piyasası
Mezat piyasası, belirli menkul değerlerin ticaretinin bağımsız hareket eden bir
üçüncü (aracı) kişi tarafından yürütüldüğü, borsa içinde oluşan özel bir
piyasadır.
Piyasanın dört temel unsuru vardır.
• Fiziksel bir mekân (borsa) ve merkezi ticaret
• Benzer karakterde, homojen finansal araçlar
• Alım-satış işlemlerinde önceden belirlenmiş limitler
• Mezat işlemini yürüten bir kişi ya da kurum
Over-the counter (Tezgâhüstü) piyasa
Daha önce çıkarımı yapılmış menkul değerlerin bankalarda ve borsa
aracılarının ofislerinde alınıp satılmasıyla veya tahvillerin ilk ihracının
yapılmasıyla oluşan piyasalar “Tezgah üstü” piyasa olarak adlandırılmaktadır.
Negotiated (muvazaalı) piyasa
Bu piyasada bir finansal varlığın alıcı ve satıcısı fiyat ve miktar açısından
genellikle kendi aralarında direkt olarak anlaşırlar. Bazen de işlemlerde bir
broker veya dealer’dan yararlanılır ve alıcılarla satıcılar birbirlerini tanımazlar.
Euro piyasalar
Euro piyasalar uluslararası finans piyasalarıdır. Bu piyasalar
genellikle hükümet kontrollerinin az olduğu veya hiç
bulunmadığı, yerel kuralların finansal yatırımcılar açısından
uygun olduğu ülkelerin piyasalarıdır. İsviçre, Hollanda,
İngiltere, Lüksemburg, Fransa, Bahamalar, Cayman Adaları,
Singapur, Hong-Kong, Bahreyn, Güney Kıbrıs gibi off-shore
bankacılık merkezlerinin bulunduğu ülkelerin finans piyasaları
bu piyasalara örnek olarak gösterilebilir.
Euro piyasalar kendi içerisinde finansal aracın türüne ve
yoğunluğuna göre,
- Euro para piyasası
- Euro bono-tahvil piyasası
- Euro hisse senedi piyasası şeklinde gruplandırılabilir.
3. BÖLÜM FİNANSAL HESAPLAMALAR
ve PARANIN ZAMAN DEĞERİ
•
•
•
•
•
Finansal Araç Kavramı,
Özellikleri,
Faiz-Iskonto-Maliyet-Getiri Kavramları,
Hesaplama Yöntemleri,
Reel Getiri Kavramı
Finansal Araç Kavramı
• Finansal araç, para ve sermaye piyasalarında fon transferi için
tarafların düzenlediği ve kullandığı belgelerdir. Dolaysız ve dolaylı
finansal araçlar, para piyasası araçları, sermaye piyasası araçları gibi
temel ayırım biçimleri yanında banka kartı, kredi kartı, hazine
bonosu, hazine tahvili, hisse senedi, mevduat hesap cüzdanı ve
benzeri adlandırmalar yapılabilir.
• Dolaysız finansal araçlar (direkt securities), bir ekonomide fonu
bizzat kullanan nihai yatırımcıyı temsil eder. Bu belgelerin en yaygın
olanları tahviller, hisse senetleri ile finansman bonolarıdır.
• Dolaylı finansal araçlar (indirekt securities) ise, ekonomide fonu
bizzat kullanan nihai yatımcıyı değil, fon transferinde zincirin Bu
belgelerin başlıcaları banknotlar, mevduat hesap cüzdanları ile
sertifikaları, fona katılma belgeleri, sigorta poliçeleri, banka kartları,
kredi kartları, kredi sözleşmeleri, banka opsiyonları, forward
sözleşmeleri ve bizzat aracılarca yayınlanmış devredilebilir veya
devredilemez nitelik taşıyan benzeri belgelerdir bir halkası olarak
yer alan finansal aracıyı temsil eder.
Finansal Araçların Özellikleri
Finansal araçları birbirinden ayıran başlıca özellikler söyle sıralanabilir:
Aracın adı: Finansal araçlar yayınlayıcısı kişi veya kurumun kimliği, vadesi, içerdiği hak ve teminat,
kupon ödeme dönemi, pazarlanabilir nitelikte olup olmadığı gibi çeşitli kıstaslara göre farklı adlar
altında toplanabilirler.
Finansal aracın vadesi :Aracın içerdiği vade, satın alınan finansal aracın bugünden başlayarak
yayınlayıcısı tarafından geri ödenecek olduğu tarihe kadar beklenmesi gereken süredir.
Finansal aracın taşıdığı hak: Finansal araçların bir bölümü elinde bulunduran finansal yatırımcıya
sahiplilik (ortaklık), bir bölümü alacaklılık, bir bölümü belli bir şeyi kullanım (intifa), bir bölümü ise
bir şeyden yararlanma hakkı verir.
Finansal aracın teminatı: Finansal araçlara bağlı bulunan teminat, araçların kalite göstergesidir.
Tüm finansal araçların ana teminatı fon kullanan ekonomik birimin gelir yaratma kapasitesidir.
Kupon ödeme aralığı: Faize dayalı enstrümanlarda, faiz ödemesi aracın türüne göre ya vade
sonunda (bono) veya vade içersinde belli aralıklarla (tahvil) yapılır. Tahvillerde faiz ödemeleri, vade
boyunca standart dönemlere bağlanmıştır.
Finansal aracın pazarlanabilme yeteneği: Bir finansal aracın pazarlanabilme yeteneği, geri ödeme
tarihinden önce ikinci piyasada (borsada) oluşabilecek alış-satış maliyetleri arasındaki marja
bağlıdır.
Finansal aracın faiz ödeme şekli: Finansal araçların faiz ödemeleri, örneğin tahvillerde faiz
kuponlarının kesilmesi şeklinde veya bonolarda bono bedelinin vadeye göre ıskontosu biçiminde
yapılabilir.
İşlem vergisi: Tahviller ile bonoların faiz gelirleri işlem vergisi (muamele-gider vergisi) finansal
yatırımcısına değil, ihraç eden şirketi ilgilendirir.
Faiz hesaplama yöntemi: Faiz işlemleri çoğu kez finansal aracın türü ve vadesine göre farklı
biçimlerde hesaplanır.
Faiz-Iskonto Kavramları
Faiz, geçici bir süre için devralınan fonun bu süre için
kullanım fiyatı veya bedelidir. Bu fiyat, fonun kullanılma
süresine bağlı olarak genellikle bir yıl üzerinden oran
biçiminde ifade edilir. Faiz tutarının hesabında, kullanılan
fon tutarı vade dikkate alınarak belirlenmiş bu oranla
çarpılır.
İskonto, gelecekte ele geçecek bir değerin bugünkü
fiyatını hesaplamak için yapılan ters kapitalizasyon
işlemidir. . Burada, değerin indirgenmesinde kullanılacak
oran, piyasa kazanma oranı, firmanın ortalama sermaye
maliyeti oranı, piyasa faiz oranı ya da yatırım projelerinin
değerlendirmesinde özsermaye maliyeti olabilir. İskonto
işlemi, bir yatırımın gelecekte sağlayacağı nakit akışlarını
“paranın
zaman
değeri”ne
uyarlamak
için
kullanılmaktadır.
Faiz Hesaplama Yöntemleri
Basit faiz yönteminde, borç veya alacağa esas olan bedele yani sadece anaparaya faiz yürütülür. Bu yöntemde faiz tutarının hesaplanmasında kullanılan
geleneksel formül, basit faiz formülü olarak bilir.
F = a x n x i / 360 veya 365
F: Vadeye kadar hesaplanan faiz tutarı
A: Anapara
i: Yıllık faiz oranı
n: Vade (gün olarak)
Bileşik faiz yöntemiyle hesaplamada, dönemsel faiz hesaplamaları dikkate
alınır ve elde edilen faiz gelirine tekrar faiz yürütülür. Türkiye’de bankalar,
ÖPVİK’ ya göre dönemleri üç aydan az olmamak koşuluyla kısa süreli
kredilerine bileşik faiz hesabıyla faiz işlemi yapabilirler. Adi işlemlere bileşik
faiz yöntemi uygulanmaz.
Bileşik faiz tutarı (f) = 𝑎 (1 + 𝑖)𝑛 - 1
a: anapara
m: yıl içerisindeki dönem sayısı
n: vadeye kadar dönem sayısı
F: vadeye kadar faiz tutarı
Reel Getiri Kavramı
Getiri, yatırım sahibinin belirli bir dönem içerisinde
yatırımından sağladığı net nakit girişidir.
Maliyet ise, kullanılan kaynak karşılığında aynı dönem
içerisinde katlanılan net nakit çıkışını ifade eder.
Getiri ve maliyet kavramlarında zaman dilimi bir yıl olarak
kabul edilerek sonuç yüzde veya tutar olarak ifade edilir.
Nominal getiri, yatırımın sahibinin belli bir dönem içerisinde
enflasyondan arındırılmamış net kazancı veya kaybının oransal
ya da tutarsal ifadesidir. Reel getiri ise, bu kazanç veya kaybın
o dönemi içeren enflasyondan arındırılmış şeklidir.
Nominal getiri hesaplanırken yatırımı ilgilendiren cari
vergilerle, diğer kesintiler (fonlar ve benzeri) dikkate alınır.
4. BÖLÜM RİSK-GETİRİ İLİŞKİSİ
• RİSK VE GETİRİ,
• RİSKİN ÖLÇÜLMESİ
RİSK VE GETİRİ
Risk: Finansal açıdan risk, beklenen getirinin gerçekleşen getiriden sapma
olasılığıdır. Yatırımcının yapmış olduğu yatırımdan sağlayacağı verimin,
beklenen verimin altına düşme veya üstüne çıkma olasılığı söz konusudur. İşte
bu olasılık, yatırımcı açısından yapmış olduğu yatırımın riskini oluşturur.
Örneğin, bir menkul kıymetin gerçekleşen getirisi, beklenen, tahmin edilen
getiriden ne kadar büyük farklılık veya sapma gösteriyorsa, söz konusu menkul
kıymetin riskinin o kadar yüksek olduğu söylenebilir. Burada dikkat edilmesi
gereken nokta kişilere göre risk nedir?
Bu soruya verilen cevapların hemen hepsinde bazı ortak noktaların bazı
dikkat çekmesidir:
Birincisi riskin geleceğe ilişkin “belirsizlik” çağrıştıran bir kavram olmasıdır.
İkinci ortak nokta olarak risk belirsizliğin içinde “olumsuz” bir şeyin ortaya
çıkma ihtimalini akla getirmektedir. Bir başka ifade ile beklentilere “ters” bir
şeyin ortaya çıkma ihtimalidir
Bu çerçevede “risk yönetimini” en basit şekilde; “geleceğe ilişkin belirsizlikten
aleyhimize bir sonuç çıkması ihtimalini azaltmak veya lehimize bir sonuç
çıkma ihtimalini güçlendirmek” biçiminde tanımlayabiliriz.
Risk yönetim süreci risklerin tanımlanması, risklerin ölçülmesi, uygulama ve
takip – değerlendirme olmak üzere dört temel bileşenden oluşmaktadır.
RİSK VE GETİRİ
Getiri: Bir yatırımdan belirli bir dönem içinde yapılan yatırıma karşılık elde
edilen gelirdir. Getiri çoğunlukla başlangıçtaki menkul değerin pazar fiyatının
yüzde oranı olarak tanımlanmaktadır
Beklenen Getiri: Beklenen getiri, belli bir dönem getirileri ile bu getirilerin
gerçekleşme olasılıklarının çarpımının toplamıdır. Başka bir deyişle, beklenen
getiri, risk veya belirsizlik ortamında beklenen değer sonuçlarının ortalama
değerini ölçmeye yarayan bir ölçüttür.
Risk ve Getiri ile ilgili bazı temel kavramlar
İstenen Getiri Oranı: Bir yatırımcıyı yatırım yapmaya razı eden en az getiri
oranıdır.
Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli: herhangi bir menkul kıymetin
beklenen risk primi, menkul kıymetin betası ile piyasa risk priminin çarpımına
eşittir
Riskten Kaçınma: Tüm koşullar eşitken, yatırımcıların riskli varlıklar arasında
en az riske sahip olanı seçeceği yönündeki varsayımdır.
Volatilite: Bir menkul kıymetin riskinin bir ölçüsüdür
Çeşitlendirme: “Tüm yumurtaları aynı sepete koymayın” ifadesi ile aynı
anlama gelmektedir.
Açığa Satış: Sahip olunmayan bir menkul kıymetin satılması işlemidir.
RİSK VE GETİRİ
Hedging: Beklenmeyen fiyat değişimlerinin karlar üzerindeki olumsuz etkisini
elimine etmeyi amaçlayan bir finansal işlemdir
Portföy: Menkul kıymet sepetidir.
Kovaryans: Kovaryans iki değişkenin zaman içindeki değişmelerinin
birlikteliğinin ölçüsüdür.
Korelasyon Katsayısı: İki değişken arasındaki zaman içindeki değişmelerin
birlikteliğinin sayısal bir ölçütüdür.
Yatırım Danışmanlığı: Sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık
veya kuruluşlar hakkında ve benzeri konularda yönlendirici nitelikte yazılı veya
sözlü yorum ve yatırım önerilerinde bulunma faaliyetidir.
Piyasa Kapitalizasyonu: Borsaya kayıtlı şirketlerin hisse senetlerinin piyasa
değerinin dolaşımdaki hisse senetleri sayısı ile çarpılarak bulunan şirket piyasa
değerlerinin toplamıdır.
İmtiyazlı Hisse Senedi: Kar payları bakımından adi hisse senedine göre
önceliği olan hisse senetleridir.
Devlet Tahvili: devlet tarafından uzun vadeli finansman ihtiyacını karşılamak
amacıyla ihraç edilen bir menkul kıymet türüdür.
Hazine Bonosu: Üzerinde faiz kuponu taşımayan ve bir yıldan kısa vadeli
devlet borçlanma senetleridir.
RİSK VE GETİRİ
Halka Arz:Bir anonim şirketinin ilk kez hisse ihracına birincil halka arz adı verilir.
Sermaye Artırımı: Sermaye artırımı iki şekilde yapılır. Birincisi, sermaye artırımı gereksinimi ortaya
çıktığında, sermaye artırımı şirketin özkaynakları kullanılarak yapılır. İkincisi ise, şirkete yeni
ortaklar alınması şeklinde olur.
Takasbank, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) gerçekleştirilen alım/satım işlemlerinin
menkul kıymet ve nakit takasının yerine getirilmesinden sorumlu merkezi takas kurumudur.
İMKB – 100 endeksi: Kurumsal Ürünler Pazarı’nda işlem gören gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve
girişim sermayesi yatırım ortaklıkları arasından seçilen 100 hisse senedinden oluşmaktadır.
VOB: Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş., Türkiye'nin ilk özel borsa kuruluşudur
Dayanak Varlık: Türev ürünlerinin fiyatını belirleyen ve spot piyasada alınıp satılabilen varlıklara
“dayanak varlık” denir.
Spekülasyon: Bilgiye dayalı olarak yatırım varlıklarının fiyat hareketlerinden kazanç elde etmeye
çalışma işlemidir.
Arbitraj:Arbitraj piyasalar arasındaki fiyat dengesizliklerinden yararlanarak risksiz kar elde
edilmesi sürecidir.
Dealar: Dearlarlar hem kendi adlarına hem de başkalarının adlarına işlem yapma yetkisine
sahiptir.
Spekülator:Spekülasyon yapan kişilere spekülatör denir.
Hedger: Üstlendiği riski elimine edecek karşıt bir işlem yapan yatırımcıdır.
Hedging:Hedging finans literatüründe üstlenilen riski elimine edecek karşıt bir işlem yapma
faaliyeti olarak tanımlanmaktadır.
Sigorta, belirli bir prim karşılığında bir kimsenin para ile ölçülebilir, yasa ile korumaya değer bir
sigortalanabilir menfaatine zarar veren bir rizikonun gerçekleşmesi halinde bu zararı karşılayacak
tutarda sigortalının tazminata hak kazanmasını sağlayan çift taraflı bir sözleşmedir.
Aktüer ve AktüeryaAktüer yalnızca bugünü değil yarınları da düşünerek finansal belirsizlikleri
değerlendirir. Aktüerya, matematiksel ve istatistiksel altyapı gerektiren, sigorta, uzun vadeli
yatırımlar ve emeklilik ile ilgili fiyatlandırma ve risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin
yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalıdır.
Risk-Getiri İlişkisi ve Portföy Teorisi
Yatırımcı risk-getiri ilişkisini, risk getiriyle ilgili olan etkin Pazar teorisini fortföy ve arbitraj
teorilerini bilmek zorundadır.
Buradaki temel çıkış noktası, yatırımcılar açısından riskli bir yatırımın kabul edilebilmesi için getiri
oranının risksiz yatırımın getiri oranının üzerinde ve rıza gösterilebilecek bir oran olmasıdır.
Portföy açısından bakıldığında yatırımın riski iki ana kısma ayrılır:
Piyasanın veya pazarın oluşturduğu; firmanın kendi dışında oluşan ve kontrol edilemeyen risk
(market risk) yani sistematik risk,
Sistematik risk kaynakları
• Ekonomik risk
• Enflasyon riski
• Politik risk
• Sosyal risk
• Doğal risk
• Sektör riski
• Küresel ve uluslararası risk
Firmanın riski yani sistematik olmayan risk, kontrol edilebilir risktir. Bu iki riskin toplamı bize
yatırımın toplam riskini vermektedir. Firma ya da sistematik olmayan risk kaynakları
• İşletme riski
• Finansal risk
• Yönetim riski
RİSKİN ÖLÇÜLMESİ
Bir varlığa ait riskin ölçülmesi :Risk, duyarlılık analizi veya olasılık
dağılımı kullanarak iki şekilde ölçülebilir.
Duyarlılık Analizi İle Riskin Ölçülmesi: Bir varlığın muhtemel
getirileriyle ilgili olarak belirli bir mantık çerçevesinde sonuç veya
sonuçlar setinin belirlenmesidir.
Olasılık Dağılımına Göre Riskin Ölçülmesi : Olasılık dağılımında bir
yatırımın sonucunun meydana gelme şansını dikkate alır.
Olasılık dağılımının iki parametresi vardır. Bunlar beklenen değer ve
standart sapmadır. Riskteki aralığın büyüklüğünü ölçmek için ise
değişim katsayısı kullanılır.
• Beklenen Değer:Bir yatırımın nakit akımları geleceğe yönelik olarak
tahmin edilir. Tahmin belirsizlik koşulları altında yapılır. Nakit
akışlarının tahmininde belirli olasılıklar (ihtimaller) kullanılır.
• Değişim katsayısı, ilgili varlığın standart sapmasının beklenen getiri
oranına bölünmesi yoluyla hesaplanır
• Değişim katsayısı (dk)= Standart sapma/ beklenen getiri oranı
RİSKİN ÖLÇÜLMESİ
Portföy riskinin ölçülmesi: Portföy olasılık dağılımını
hesaplayabilmek için, portföy getiri oranı, portföy
varyansı ile korelasyon katsayısını hesaplamak gerekir.
Portföyün riski:Portföyü oluşturan varlıkların her birinin
kendine özgü bir riski ve portföy içerisinde bu risklerin bir
ağırlığı vardır. Portföyün toplam riski, bu varlıkların
ağırlıklı ortalamasıdır
Portföyü oluşturan her menkul değerin kendisine ait bir
varyansı olduğu gibi bir kovaryansı da vardır. Kovaryans
menkul değerlerin birlikte nasıl değiştiğini ölçer.
Beta Katsayısı: Yatırımcılar için sistematik riskin düzeyini
ölçebilmek için kullanılan yöntem beta β katsayısıdır. Bu
katsayı, varlığın getirisinin, Pazar getiri oranının
değişikliğine karşı göstermiş olduğu tepkilerin bir
göstergesi yani endeksidir.
5. BÖLÜM FİNANSAL TABLOLAR
•
•
•
•
Finansal Durum Tablosu (Bilanço)
Gelir Tablosu
Nakit Akım Tablosu
Öz Sermaye Değişim Tablosu
FİNANSAL TABLOLARIN AMACI
•finansal bilgi talep edebilme imkanına sahip
olmayan
– geniş bir kullanıcı kitlesine,
•genel olarak işletmenin finansal durumu, faaliyet
sonuçları ve nakit akışları hakkında
–faydalı bilgi sağlamak;
•ayrıca, işletme yöneticilerinin, yönettikleri
kaynaklar ile ilgili
– hesap verebilirliklerini göstermektir.
Finansal Raporlamada Temel Varsayımlar
- Tahakkuk Esası
• İşlemlerin ve diğer olayların etkisi gerçekleştiğinde tanınır, ödeme
yapıldığında veya tahsil edildiğinde değil
• İlgili oldukları dönemlerde kaydedilirler
- İşletmenin Sürekliliği
İşletmenin faaliyetlerine öngörülebilir gelecekte devam edeceği
varsayımına göre hazırlanır
• Amaç işletmenin tasfiyesi veya sınırlanması ise, bir başka yaklaşım
daha doğru olur
Finansal Tabloların Niteliksel Özellikler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Anlaşılabilirlik
Karşılaştırılabilirlik
İhtiyaca Uygunluk
Önemlilik
Güvenilirlik
Gerçeğe Uygun Sunum
Özün önceliği
Tarafsızlık
İhtiyatlılık ve Tamlık (bütünlük)
ZAMANINDA SUNUM
FAYDA/MALİYET DENGESİ
FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -VARLIK-
–Varlığın gelecekte işletmeye ekonomik yarar
girişine neden olacağı olası ise,
–Varlığın maliyeti ya da değeri güvenilir biçimde
ölçülebiliyor ise.
FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -YÜKÜMLÜLÜK (BORÇ)-
–İşletmenin dönem sonunda geçmiş bir olaydan
kaynaklanan bir yükümlülüğü varsa,
–İşletmenin ödeme için ekonomik faydaları
içeren kaynakları transfer etmesi olası (genellikle
nakit çıkışı muhtemel ise) ise
–Yükümlülük tutarı güvenilir biçimde
ölçülebiliyor ise.
FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -GELİRİN /GİDERİN
TANINMASI-
•Teoride Kar Yaklaşımları
–Birincisi; Varlık /Yükümlülük yaklaşımı
–İkincisi ise; Hasılat/Gider yaklaşımı
FİNANSAL DURUM TABLOSU
(BİLANÇO)
DÖNEN VARLIKLAR
Nakit ve Nakit Benzerleri
Alacaklar
Finansal Varlıklar
Stoklar
DURAN VARLIKLAR
Maddi Duran Varlıklar
Maddi Olmayan Duran Varlıklar
Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller
Calı Varlıklar
Müşterek Kontrol Edilen Yatırımlar
İştiraklerdeki Yatırımlar
Ertelenmiş Vergi Varlıkları
YÜKÜMLÜLÜKLER
Borçlar
Finansal Borçlar
Vergi Karşılıkları
Ertelenmiş Vergi Yükümlülükleri
Karşılıklar
ÖZKAYNAKLAR
Ana Ortaklık Sahiplerinin Özkaynakları
Ana Ortaklık Dışı Paylar
FİNANSAL PERFORMANS TABLOSU
–GELİR TABLOSU
SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER
Esas Faaliyet Gelirleri
(Satışların Maliyeti)
Brüt Satış Karı (Zararı)
Diğer Faaliyet Gelirleri
(Diğer Faaliyet Giderleri)
(Finansman Giderleri)
DURDURULAN FAALİYETLER
Durdurulan Faaliyet Gelirleri
(Durdurulan Faaliyet Giderleri)
KAR (ZARAR)
Vergi Öncesi Kar (Zarar)
(Vergi Giderleri)
Vergi Sonrası Kar (Zarar)
DİĞER KAPSAMLI GELİR
Yabancı Para Çevrim Kazanç (Kayıp)
Aktüeryal Kazanç (Kayıp)
Riskten Korunma Kazanç (Kayıp)
KARIN DAĞILIMI
Dönem Kar/Zararının Dağılımı
Ana Ortaklık Dışı payları
Ana ortaklık payları
Toplam Kapsamlı Gelirin Dağılımı
Ana Ortaklık Dışı payları
Ana ortaklık payları
FİNANSAL PERFORMANS TABLOSU
–GELİR TABLOSU
SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER
Esas Faaliyet Gelirleri
(Satışların Maliyeti)
Brüt Satış Karı (Zararı)
Diğer Faaliyet Gelirleri
(Diğer Faaliyet Giderleri)
(Finansman Giderleri)
DURDURULAN FAALİYETLER
Durdurulan Faaliyet Gelirleri
(Durdurulan Faaliyet Giderleri)
KAR (ZARAR)
Vergi Öncesi Kar (Zarar)
(Vergi Giderleri)
Vergi Sonrası Kar (Zarar)
1. Tablo
Vergi Sonrası Kar (Zarar)
DİĞER KAPSAMLI GELİR
KARIN DAĞILIMI
Yabancı Para Çevrim Kazanç (Kayıp)
Aktüeryal Kazanç (Kayıp)
Riskten Korunma Kazanç (Kayıp)
Dönem Kar/Zararının Dağılımı
Ana Ortaklık Dışı payları
Ana ortaklık payları
Toplam Kapsamlı Gelirin Dağılımı
Ana Ortaklık Dışı payları
Ana ortaklık payları
2. Tablo
ÖZKAYNAKLAR DEĞİŞİM TABLOSU
Ödenmiş Sermaye
1 Ocak 2011 itibariyle bakiyeler
Transferler
Sermaye artırımları
Dağıtılan temettüler
İşletme birleşmeleri
Azınlık ile gerçekleştirilen işlemler
Toplam kapsamlı gelir
30 Eylül 2011 itibariyle bakiyeler
1 Ocak 2012 itibariyle bakiyeler
Transferler
Sermaye artırımları
Dağıtılan temettüler (Not 18)
Azınlık ile gerçekleştirilen işlemler
Toplam kapsamlı gelir
30 Eylül 2012 itibariyle bakiyeler
Sermaye Düzeltme Farkları
Hisse Senedi İhraç Primleri
Esas Faaliyet Gelirleri
(Satışların Maliyeti)
Brüt Satış Karı (Zararı)
Diğer Faaliyet Gelirleri
(Diğer Faaliyet Giderleri)
(Finansman Giderleri)
DURDURULAN FAALİYETLER
Durdurulan Faaliyet Gelirleri
(Durdurulan Faaliyet Giderleri)
KAR (ZARAR)
Vergi Öncesi Kar (Zarar)
(Vergi Giderleri)
Vergi Sonrası Kar (Zarar)
KAR DAĞITIMI
VE
DAĞITILMAMIŞ KARLAR
DÖNEM BAŞI DAĞITILMAMIŞ KARLAR
(KAR DAĞITIMLARI)
+ (-) MUHASEBE POLİTİKASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
+ (-) GEÇMİŞ DÖNEM HATALARININ DÜZELTİLMESİ
= DÖNEM SONU DAĞITILMAMIŞ KARLAR
DAĞITILMAMIŞ KARLAR
SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER
FİNANSAL PERFORMANS
GELİR VE DAĞITILMAMIŞ KARLAR TABLOSU
NAKİT AKIM TABLOSU
İŞLEMLER VE OLAYLAR
MUHASEBE SİSTEMİ
•İşletme Faaliyetleri
DİREKT YÖNTEM
•Yatırım Faaliyetleri
ENDİREKT YÖNTEM
•Finansman Faaliyetleri
•Kur Farklarının Nakit ve Nakit Benzerlerine etkileri
• Nakit ve Nakit Benzerlerinde Meydana Gelen (+) (-)
•Dönem Başı Nakit ve Nakit Benzerleri Mevcudu
•Dönem Sonu Nakit ve Nakit Benzerleri Mevcudu
NAKİT AKIM TABLOSU -İŞLETME FAALİYETLERİNDEN
NAKİT AKIŞI-1
DİREKT (DOĞRUDAN) YÖNTEM
İŞLETME FAALİYETLERİNDEN NAKİT AKIŞI:
+ Satışlardan elde edilen nakit
+ Alınan kar payları
= İşletme faaliyetlerinden elde edilen nakit girişi
-Tedarikçilere ödenen nakit
-Faaliyet giderleri için ödenen nakit
-Vergi için ödenen nakit
= İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit çıkışı(-)
NAKİT AKIM TABLOSU -İŞLETME FAALİYETLERİNDEN
NAKİT AKIMI-2
ENDİREKT (DOLAYLI) YÖNTEM
+ Dönem karı (Vergi öncesi kar)
+ Düzeltmeler:
Amortismanlar
Gerçekleşmemiş kambiyo zararları
Faiz giderleri
+ Çalışma sermayesi değişiminden önceki faaliyet karı
-Ticari alacaklardaki artışlar (-)
+Stoklardaki azalışlar
+Ticari borçlardaki artışlar
+Faaliyetlerden elde edilen nakit
-Ödenen faizler (-)
-Ödenen vergi (-)
İŞLETME FAALİYETLERİNDEN KAYNAKLANAN NET NAKİT AKIMI
6. BÖLÜM PROFORMA FİNANSAL TABLOLAR
• Proforma Finansal Tablolar
• Finansal Planlama Türleri
• Finansal Planlama ve Tahmin
• Finansal Planlama ve Bütçeler
Proforma Finansal Tablolar
• Finansal planlama aracı olarak, tahminlere
dayanan
proforma
mali
tablolardan
yararlanırken, kısa süreli planlama aracı olarak
işletme
bütçelerinden,
özellikle
nakit
bütçesinden yararlanılır.
• Her finansal planın bir modeli, girdileri ve
çıktıları vardır. Örneğin girdiler; satışlar,
alacaklar, faiz oranları, stoklar ve borç
durumları olabilir. Çıktılar ise proforma
bilanço, gelir tablosu ve diğer tablolar ile
işletme bütçeleridir.
Finansal Planlama Türleri
Finansal planlar kapsadıkları döneme göre ikiye
ayrılırlar.
• Kısa Süreli Finansal Planlar: İşletmelerin,
günlük, haftalık, aylık işlemlerden doğacak
nakit giriş ve çıkışlarını önceden belirlemek
amacıyla yapılan planlardır.
• Orta ve Uzun Süreli Finansal Planlar:
İşletmenin piyasa değerini artırmaya yönelik
olarak izleyeceği stratejiler doğrultusunda
yapılan finansal planlardır.
Finansal Planlama Türleri
Finansal planlar işletmenin amacına göre üçe ayrılırlar.
• Olağan Finansal Planlar: İşletme faaliyetleri ilgili gerek miktar,
gerekse zaman bakımından birbirini tamamlaması gereken bütün
gelir ve giderleri kapsayan planlardır. Olağan finansal planlar, nakit
planı, kredi planı ve ödeme araçları planı olmak üzere birbirini
tamamlayan üç ayrı plandan oluşurlar.
• Özel Finansal Planlar: İşletmelerin kurulmaları, genişletilmeleri,
birleşmeleri ve tasfiye edilmeleri durumunda yapılan finansal
planlardır.
• Olağanüstü Finansal Planlar: Genellikle yatırım ve uzun süreli
sermaye ihtiyacını kapsayan finansal planlardır. Sermaye ihtiyacının
hesaplanması finansal planlamanın ağırlık noktasıdır. Bir başka
deyişle olağanüstü finansal planlar, yatırımlar için gerekli olan
fonların sağlanmasında bu fonlarla ilgili ayrıntılı bilgileri gösterir.
Finansal Planlama ve Tahmin
Başta satışlar olmak üzere para akımlarına ilişkin yapılacak tahminler
şunları içermelidir;
• Belirli bir dönem boyunca firmanın ne miktarda paraya ihtiyaç
duyacağı,
• Aynı dönemde işletme faaliyetlerinden yaratılacak kaynakların ne
miktarda olacağı,
• Toplam kaynak ihtiyacı ile işletme faaliyetlerinden yaratılacak
kaynaklar arasındaki fark anlamında dış kaynak ihtiyacının ne
miktarda olacağı.
Gelecek dönemlerde ortaya çıkacak para akımlarının tahmininde
kullanılan yöntemler şunlardır;
• Satışların Yüzdesi Yöntemi
• Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi
• Regresyon Yöntemi
• Oranlar Yöntemi
• Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması
Satışların Yüzdesi Yöntemi
• Yöntemde gelir tablosunda yer alan çeşitli
kalemlerle satışlar arasında yüzdesel bir ilişkinin
olduğu varsayılır.
• Yöntemin esası, geçmişteki satışlarla çeşitli
kalemler arasındaki ilişkinin gelecekte de aynen
devam edeceğine dayalı olmasıdır.
• Yöntemin uygulanmasında satışlarla oranlanacak
kalemlerin, en son yıla ait olanlarının mı, yoksa
birkaç yılın ortalama değerlerinin mi alınacağı
sorunuyla karşılaşılır. Koşullara bağlı olarak ya bir
yılın ya da birkaç yılın ortalama değerleri
alınabilmektedir.
Satışların Yüzdesi Yöntemi
Bu yöntem satışlar ile bilanço kalemleri arasındaki
ilişkilerden hareket eder. Satışlar ile bilanço kalemleri
arasındaki ilişkiler saptanırken, işletmenin geçmişteki
satışları ile bilanço kalemleri arasında ilişki kurulur.
Satışlarla ilişkili olarak doğrudan artan ya da azalan
bilanço kalemlerinin belirlenmesi önemlidir.
Örnek: (X) İşletmesinin 2011 yılına ilişkin özet bilanço ve
gelir tablosu aşağıda verilmiştir. Bu işletmenin 2011 yılı
satışları 90.000 TL iken, 2012 yılında satışların %25
arttırılarak 112.500 TL’ye çıkması hedeflenmektedir.
Hedeflenen satış düzeyine ulaşılması için işletmenin varlık
yapısı ne olmalıdır? Bu varlık yapısının oluşturulabilmesi
için işletme hangi kaynaklardan fon sağlayacak ve ne
kadar fona ihtiyaç duyacaktır?
Satışların Yüzdesi Yöntemi
(X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Aktif
Pasif
Kasa ve Banka
3.000 Kısa Vadeli Borçlar
9.000
Alacaklar
12.000 Orta Vadeli borçlar
3.000
Stoklar
24.000 Uzun Vadeli borçlar
6.000
Dönen Varlık Toplamı
39.000 Dağıtılmayan Karlar
3.000
Duran Varlıklar
6.000 Sermaye
Toplam Varlıklar
45.000 Toplam Kaynaklar
24.000
45.000
(X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Gelir Tablosu
Satışlar
Satışların Maliyeti (Vergi ve Faiz dâhil)
Net Kar
Kâr Payı Ödemeleri
Dağıtılmayan Karlar
90.000
85.500
4.500
1.500
3.000
Satışların Yüzdesi Yöntemi
Satışların %25 arttığı durumda, satışlarla ilgili bilanço kalemleri
de aynı oranda artırılarak aşağıdaki gibi hesaplanır:
•
• Kasa ve Banka
: 3.000x1,25= 3.750
• Alacaklar
: 12.000x1,25 =1 5.000
• Stoklar
: 24.000x1,25 = 30.000
• Duran Varlıklar
: 6.000x1,25= 7.500
• Kısa Vadeli Borçlar
: 9.000x1,25= 11.250
• Orta Vadeli borçlar
: 3.000x1,25= 3.750
• Uzun Vadeli borçlar
: 6.000x1,25= 7.500
• Dağıtılmayan Karlar
: 3.000x1,25= 3.750
Satışların Yüzdesi Yöntemi
Hesaplanan değerlere bağlı olarak, satışların %25 arttığı durumda
işletmenin tahmini (proforma) bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır;
(X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Aktif
Pasif
Kasa ve Banka
3.750 Kısa VadeliBorçlar
11.250
Alacaklar
15.000 Orta Vadeli borçlar
3.750
Stoklar
30.000 Uzun Vadeli borçlar
7.500
Dönen Varlık Toplamı
48.750 Dağıtılmayan Karlar
3.750
Duran Varlıklar
7.500 Sermaye
24.000
Ek Fon İhtiyacı
Toplam Varlıklar
56.250
Toplam Kaynaklar
6.000
45.000
Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi
Bu yöntemde ilk olarak, bilanço kalemlerinin kaç günlük satışa
eşit oldukları bulunur. Daha sonra, tahmini satış tutarına bağlı
olarak her bir bilanço kaleminin değeri hesaplanır. Örnek: Ece
Ticaret A.Ş.’nin 2011 yılı bilançosu aşağıdaki gibidir;
Ece Ticaret A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Aktif
Kasa ve Banka
Alacaklar
Pasif
1.500 Kısa VadeliBorçlar
900 Uzun Vadeli borçlar
Stoklar
1.500 Sermaye
Dönen Varlık Toplamı
3.900
Duran Varlıklar
7.500
Toplam Varlıklar
11.400 Toplam Kaynaklar
1.200
3.600
6.600
11.400
Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi
İşletmenin 2011 yılı satışları 108.000 TL olup 2012 satışlarının 126.000 TL olacağı tahmin edilmektedir.
Günlük satış tutarı esasına göre işletmenin 31.12.2012 tarihli proforma bilançosunu düzenlemek için
yapılacak işlemler aşamalar halinde aşağıdaki gibi olacaktır:
1. Adım: 2011 yılı toplam satışları üzerinden günlük satış tutarı bulunur.
𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟 108.000
2011 𝑌ı𝑙ı𝑛ı𝑛 𝑔ü𝑛𝑙ü𝑘 𝑠𝑎𝑡ış 𝑡𝑢𝑡𝑎𝑟ı =
=
= 300
360
360
2. Adım: 2011 yılında her bir bilanço kaleminin kaç günlük satışa karşılık olduğu
bulunur. Bu aşamada her bir bilanço kalemi günlük satış tutarına bölünerek, günlük satış cinsinden
değerleri bulunmaktadır.
•
•
•
•
•
•
Kasa ve Banka
Alacaklar
Stoklar
Duran Varlıklar
Kısa Vadeli Borçlar
Uzun Vadeli Borçlar
: 1.500/300= 5 günlük satış
: 900/300= 3 günlük satış
: 1.500/300= 5 günlük satış
: 7.500/300=25 günlük satış
: 1.200/300= 4 günlük satış
: 3.600/300= 12 günlük satış
3. Adım: 2012 yılı satış tahmini üzerinden 2012 yılı tahmini günlük satış tutarı bulunur.
Tahmini Satışlar
126.000
2012 yılının tahmini günlük satış tutarı =
=
= 350
360
360
4. Adım: 2012 yılı tahmini günlük satış tutarı ve 2011 yılı için 2.adımda hesapladığımız değerlere bağlı
olarak 2012 yılı proforma bilançosu hazırlanır.
Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi
Kasa ve banka mevcudunun 5 günlük satışa eşdeğer olduğunu ve 2012 yılı tahmini
günlük satış tutarının 350 olduğu bilindiğine göre 2012 yılı kasa mevcudu:
350x5=1.750 TL
•
•
•
•
•
Aynı işlemleri diğer kalemler için yaptığımızda;
Alacaklar
: 350x3 = 1.050 TL
Stoklar
: 350x5 = 1.750 TL
Duran Varlıklar : 350x25 = 8.750 TL
Kısa Vadeli Borçlar
: 350x4 = 1.400 TL
Uzun Vadeli Borçlar
: 350x12 = 4.200 TL olur.
Bulunan sonuçları bilançoda yerine koyduğumuzda, işletmenin ek fon gereksiniminin
1.100 olduğu görülmektedir. Satış hacminin 108.000TL’den 126.000 TL’ye
yükselebilmesi için ihtiyaç duyulan varlıkların finansmanına yönelik olarak 1.100 ilave
kaynak gereksinimi olan işletmenin, bu kaynağı hangi oranda öz kaynaklarla hangi
oranda yabancı kaynaklarla karşılayacağı kararı ise sermaye yapısının oluşumuna ilişkin
tercihine bağlı olarak şekillenecektir.
Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi
Ece Ticaret A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Aktif
Pasif
Kasa ve Banka
1.750
Kısa VadeliBorçlar
1.400
Alacaklar
1.050
Uzun Vadeli borçlar
4.200
Stoklar
1.750
Sermaye
6.600
Dönen Varlık Toplamı
4.550
Gerek Duyulan Fon
1.100
Duran Varlıklar
8.750
Toplam Varlıklar
13.300
Toplam Kaynaklar
13.300
Regresyon Yöntemi
Bu yöntemde bilanço kalemleri, satışların bir fonksiyonu
olarak ele alınır. Bilanço kalemlerinin bağımlı değişken
satışların bağımsız değişken olarak ele alındığı bu
yöntemde, tahmin edilecek bilanço kalemleriyle satışlar
arasında geçmiş yıllarda görülen ilişki saptanır ve bu
ilişkiye en uygun düşen regresyon denklemi bulunur.
Bulunan regresyon denklemi yardımıyla, gelecek yıllara
ilişkin tahmini satış tutarlarına bağlı olarak işletmenin
proforma bilançosu oluşturulur.
Örnek: (A) İşletmesinin yıllar itibarıyla satış ve stok
tutarları aşağıda verildiği gibidir. İşletmenin satışları ile
stokları arasında bir ilişki olup olmadığını regresyon
analizi yöntemi ile belirleyiniz.
Regresyon Yöntemi
Yıllar
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Satışlar
60
72
75
80
86
90
120
Stoklar
15
16
20
24
28
30
40
Satışlar ve stok seviyesi arasındaki ilişkiyi aşağıdaki denklem yardımıyla gösterebiliriz;
y= a + b*x denkleminde,
y; Yıllar itibarıyla stok miktarı
x; Yıllar itibarıyla satış seviyesi
b; Satışlardaki bir değişikliğin stoklarda yol açacağı değişmeyi ifade eden regresyon katsayısı
a; Denklem sabiti
Öncelikle satışlar ve stok seviyesi arasında bir ilişki olup olmadığına bakalım. Örneğimizdeki gibi, iki değişken
arasındaki ilişkinin yönünün ve derecesinin göstergesine Korelasyon Katsayısı denilmektedir. Korelasyon
katsayısı (r) aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır:
𝑁 𝑥𝑦 − ( 𝑦)( 𝑥)
𝑟=
[ 𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2 ] 𝑁 𝑦 2 − ( 𝑦) 2
Yıllar itibarıyla satışlar (x) ve stoklar (y) için denklem değişkenlerini aşağıdaki gibi hesaplayabiliriz.
Yıllar
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Toplam
Satışlar(x)
Stoklar (y)
𝒙𝟐
𝒚𝟐
xy
60
72
75
80
86
90
120
583
15
16
20
24
28
30
40
173
3.600
5.184
5.62
6.400
7.396
8.100
14.400
50.705
225
256
5 400
576
784
900
1.600
4.741
900
1.152
1.500
1.920
2.408
2.700
4.800
15.380
𝑟=
7 ∗ 15.380 − (173 ∗ 583)
7 ∗ 50.705 − 583
2
7 ∗ 4.741 − (173) 2
𝑟 = 0,9713
Elde edilen korelasyon katsayısı (r=0,9713) satışlar ile stoklar arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermektedir. Stoklar ve satış seviyesi arasında ilişkinin varlığı tespit
edildikten sonra, iki değişken arasındaki ilişkiyi ifade eden y= a + bx doğru denklemi için, (a) ve (b) parametrelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Denklem sabiti olan (a) değeri
aşağıdaki gibi hesaplanır:
( 𝑥 2 ) 𝑦 − 𝑥 𝑥𝑦
𝑎=
𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2
𝑎=
50.705 − 173 − (583 ∗ 15.380)
7 ∗ 50.705 − (583) 2
𝑎 = 12,93
Denklemdeki regresyon katsayısı(b) ise;
𝑏=
( 𝑥𝑦) 𝑦 − 𝑥 𝑥𝑦
𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2
7 ∗ 15.380 − (583)(173)
7 ∗ 50.705 − (583) 2
𝑏 = 0,452
Hesaplanan (a) ve (b) değerlerine bağlı olarak, satışlar ve stok seviyesi arasındaki ilişkinin denklemi aşağıdaki gibi olacaktır;
y= a + bx idi,
y= -12,93 + 0,45x
𝑏=
Eğer işletmenin 2012 yılına ait tahmin edilen satışlarının 140 olduğu varsayılırsa, oluşturduğumuz denklem yardımıyla tahmini stok tutarını hesaplayabiliriz;
y= -12,93 + 0,45*140
y= 50,07
140TL’lik satış tahminine bağlı olarak, 2012 yılına ait proforma (tahmini) bilançoda stokların değeri 50,07 TL olacaktır. Diğer bilanço kalemleri de benzer şekilde belirlenerek,
işletmenin tahmini bilançosu düzenlenir.
Oranlar Yöntemi
Geçmiş verilere sahip işletmelerde uygulanma olanağı vardır. Yeni
faaliyete geçecek işletmelerde bu yöntemlerin uygulanma olanağı
yoktur.
Yeni kurulacak işletmeler için finansman planlaması, satış
tahminlerinden hareketle o endüstri kolundaki oranlardan
faydalanılarak Yapılabilir
Örnek: (Y) imalat işletmesinin 2012 yılı için satış tutarının 50.000 TL
olacağı tahmin edilmektedir. İşletmenin faaliyette bulunduğu sektöre
ilişkin temel oranlar aşağıdaki gibidir:
• Satışlar/Öz sermaye
:2
• Kısa Vadeli Borçlar/Özsermaye
: 0,4
• Toplam Borçlar/Öz sermaye
: 0,6
• Cari Oran
:2
• Satışlar/ Stoklar
: 10
• Alacaklar/ Satışlar
: 0,20
• Duran Varlıklar/ öz sermaye
: 0,8
Bu veriler ışığında işletmenin 2012 yılı proforma bilançosunun düzenlemesi için bilanço
kalemlerini belirlemeye dönük aşağıdaki işlemler yapılacaktır;
Öz sermaye için:
Satışlar/Özsermaye= 2 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda 50.000/Özsermaye= 2 ve
Öz sermaye=25.000 TL olur.
Stoklar için:
Satışlar/ Stoklar= 10 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda
50.000/Stoklar = 10 ve Stoklar= 5.000 TL olur.
Alacaklar için:
Alacaklar/ Satışlar= 0,20 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda
Alacaklar/50.000= 0.20 ve Alacaklar= 10.000 TL olur.
Duran Varlıklar için:
Duran Varlıklar/Özsermaye= 0,8 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine koyduğumuzda
Duran Varlıklar/ 25.000= 0,8 ve Duran Varlıklar= 20.000 TL olur.
Kısa Vadeli Borçlar için:
Kısa Vadeli Borçlar/Özsermaye= 0,4 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine koyduğumuzda
Kısa Vadeli Borçlar/25.000= 0,4 ve Kısa Vadeli Borçlar = 10.000 TL olur.
Dönen Varlıklar için:
Cari Oran=Dönen Varlıklar/Kısa Vadeli Borçlar olup, kısa vadeli borçların değerini yerine
koyduğumuzda
Dönen Varlıklar/10.000= 2 ve Dönen Varlıklar= 20.000 TL olur.
Kasa ve Banka için:
Dönen varlık toplamı, stoklar ve alacaklara ilişkin bulduğumuz değerlerden
hareketle Kasa ve Bankalardaki tutarı aşağıdaki gibi hesaplarız,
Dönen Varlıklar-(Stoklar+ Alacaklar)= 20.000-(5.000+10.000)= 5.000 TL olur.
Toplam Borç için:
Toplam Borçlar/Öz sermaye= 0,6 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine
koyduğumuzda
Toplam Borçlar/25.000= 0,6 ve Toplam Borç= 15.000 TL olur.
Uzun vadeli borçlar:
Toplam borç ve kısa vadeli borçlardan hareketle uzun vadeli borçları
hesaplarız,Uzun Vadeli Borçlar=Toplam Borçlar-Kısa Vadeli Borçlar= 15.000-10.000=
5.000 TL olur.
Bulduğumuz değerleri bilanço formunda düzenlediğimizde, işletmenin
31.12.2012 tarihli proforma(tahmini) bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır.
Aktif
Kasa ve Banka
Alacaklar
Stoklar
Dönen Varlık Toplamı
Duran Varlıklar
Toplam Varlıklar
(Y) İşletmesinin 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Pasif
5.000 Kısa VadeliBorçlar
10.000 Uzun Vadeli borçlar
5.000 Sermaye
20.000
20.000
40.000 Toplam Kaynaklar
10.000
5.000
25.000
40.000
Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması
-
-
Fon kavramı en dar anlamıyla “nakit” karşılığı olarak ele alınmaktadır.
Ancak işletmelerde amortisman ve itfa payları gibi gerçekte nakit çıkışı
gerektirmeyen fon hareketleri de olduğundan fon kavramının geniş olarak ele
alınması daha uygundur.
Tüm fon hareketleri bilançonun aktif ve pasif hesaplarındaki değişikliklerle
. Fon Kaynakları ve Fon Kullanımı
görülebilmektedir
Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması
Fonların Kaynakları
• Faaliyetlerle yaratılan kaynaklar
• Aktif değerlerdeki azalışlar
• Borçlardaki artışlar
• Sermayedeki artışlar
Fonların Kullanımı
• Faaliyetler sonucu oluşan zarar,
• Aktif değerlerdeki artışlar,
• Borçlardaki azalışlar,
• Öz sermayede azalışlar
Örnek: Mavi A.Ş.’nin 2011 yılı bilançosu ve 2012 yılına ait
proforma bilançosu ile 2012 yılına ilişkin beklentileri
aşağıda verildiği gibidir. İşletmenin 2012 yılı proforma fon
akım tablosunu hazırlayınız.
Mavi A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu
Varlıklar
Kaynaklar
Dönen Varlıklar
Kısa Vadeli Borçlar
Mavi A:Ş 31 Aralık 2012 Tarihli proforma Bilançosu
Varlıklar
Kaynaklar
Dönen Varlıklar
Kısa Vadeli Borçlar
Hazır Değerler
8.000 Satıcı Kredileri
Hazır Değerler
Alacaklar
24.00
0
72.00
0
104.0
00
24.00
0
Banka Kredileri
20.00
0
Diğer
Kısa
Süreli 12.00
Borçlar
0
Kısa
Vadeli
Borç 56.00
Toplamı
0
Uzun Vadeli Borçlar
Uzun Vadeli Banka 60.00
Kredileri
0
Tahviller
--
Alacaklar
Uzun Vadeli
Toplamı
Özsermaye
Maddi Duran Varlık
(Brüt)
Birikmiş Amortisman
Stoklar
Dönen Varlık Toplamı
Duran Varlıklar
Finansal Duran Var. Ve 16.00
İştirak
0
Uzun Süreli Alacaklar
14.00
0
Maddi Duran Varlık 90.00
(Brüt)
0
Birikmiş Amortisman
40.00
0
Maddi Duran Varlık 50.00
(Net)
0
Duran Varlık Toplamı
80.00
0
Ödenmiş Sermaye
Yedek Akçe
Dönem Karı
Toplam Varlıklar
Borç 60.00
0
184.0 Toplam Kaynaklar
00
36.00
0
22.00
0
10.00
0
184.0
00
Stoklar
Dönen Varlık Toplamı
Duran Varlıklar
Finansal Duran Var. Ve
İştira
Uzun Süreli Alacaklar
Maddi Duran Varlık
(Net)
Duran Varlık Toplamı
Fon Fazlası
Toplam Varlıklar
60.0
00
60.0
00
40.0
00
160.
000
Satıcı Kredileri
Banka Kredileri
Diğer Kısa Süreli
Borçlar
Kısa
Vadeli
Borç
Toplamı
Uzun Vadeli Borçlar
16.0 Uzun Vadeli Banka
00 Kredileri
14.0 Tahviller
00
110. Uzun Vadeli Borç
000 Toplamı
52.0 Özsermaye
00
50.0 Ödenmiş Sermaye
00
88.0 Yedek Akçe
00
90.0 Dönem Karı
00
338. Toplam Kaynaklar
000
48.0
00
70.0
00
20.0
00
138.
000
40.0
00
30.0
00
70.0
00
36.0
00
54.0
00
40.0
00
338.
000
2012 yılına ilişkin beklentiler aşağıdaki gibidir;
• Tahmini satış tutarı 400.000 TL’dir.
• 2012 yılında 110.000 TL tutarında olacağı beklenen maddi duran varlıklar
için ortalama 12.000 TL amortisman ayrılacaktır.
• İşletmenin 2012 yılına ilişkin 40.000TL tutarındaki beklenen dönem kârı
üzerinden %20 oranından 8.000 TL vergi ödenecektir
Mavi A.Ş’nin verilen 2011 yılı bilançosu, 2012 yılı proforma bilançosu ve ek
bilgilere bağlı olarak 2012 yılı proforma fon akım tablosu aşağıdaki gibi
olacaktır.
Mavi A.Ş. 2012 Yılı Proforma Fon Akım Tablosu
Kaynaklar
Kullanımlar
Faaliyet Sonucu Yaratılan Kaynaklar
Ödenecek Vergi
Kâr
40.000 Varlıklarda Artış
Amortisman
12.000 Dönen Varlıklarda Artış
Varlıklarda Azalış
- Duran Varlıklarda Artış (Brüt)
Yabancı Kaynaklarda Artış
Yabancı Kaynaklarda Azalış
Kısa Vadeli Borçlarda Artış
82.000 Kısa Vadeli Borçlarda Azalış
Uzun Vadeli Borçlarda Artış
30.000 Uzun Vadeli Borçlarda Azalış
Sermaye Artışı
56.000
20.000
20.000
- Sermayede Azalış
Kaynak Fazlası
Kaynak Toplamı
8.000
164.000 Kullanım Toplamı
60.000
164.000
Finansal Planlama ve Bütçeler
•
Finansal planlama faaliyeti çerçevesinde, para akımlarına ilişkin bütçeler yapılır. Bir işletmede
nakit giriş ve çıkışları anlamında para akımlarına yol açan işlemler başlıca üç grupta toplanır;
Satışlardan doğan nakit akımları, faaliyetlerden doğan nakit akımları, finansmandan doğan
nakit akımları.
Finansal Planlama ve Bütçeleme Süreci
İşletmenin Temel Amaçları
İşletmenin Uzun Vadeli Planı
Uzun Vadeli Satış Tahminleri
Üretim Bileşim Stratejisi
Kısa Vadeli Satış Tahmini
Üretim Politikasına İlişkin
Bütçeler
Pazarlama Politikasına
İlişkin Bütçeler
Bütçeleştirilmiş Mali Tablolar
1) Nakit Bütçesi
2) Proforma Gelir Tablosu
3) Proforma Bilanço
4) Proforma Kaynak ve Kullanım Tablosu
Araştırma ve Genel Yönetim
Politikasına İlişkin Bütçeler
Finansal Kontrol Politikasına
İlişkin Bütçeler
Nakit Bütçesi
• Nakit bütçesi, bir işletmenin gelecekteki bir
zaman dönemi içindeki nakit giriş ve çıkışları
tahmin edilerek gerekli düzenlemelerin
yapıldığı bir planlama faaliyetidir.
• Nakit bütçesinin esas olarak iki bölümü
bulunur: ilki nakit girişlerini, ikincisi nakit
çıkışlarını gösterir.
• Nakit bütçesinin hangi zaman dilimi için
hazırlanacağı belirlendikten sonra nakit
girişlerinin ve nakit çıkışlarının tahmini yapılır.
• İşletmelerin en önemli nakit girişleri faaliyet
konusuyla ilgili nakit girişleridir.
Aşağıdaki verilerden yararlanarak X işletmesinin 2012 yılının Nisan, Mayıs, Haziran
aylarına ait üç aylık dönemi için nakit bütçesini düzenleyiniz.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Şirketin Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen ve gelecek üç ay için
planlanan satışları aşağıdaki gibidir:
Şubat 180.000 TL, Mart 220.000 TL,
Nisan 160.000 TL, Mayıs 240.000 TL,
Haziran 200.000 TL
Şirket satışlarının %20’sini peşin yapmakta, %50’sini 1 ay, %30’unu
da 2 ay sonra tahsil etmektedir.
Şirketin her ay 16.000 TL’lik diğer gelirleri vardır.
Şirketin Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen ve gelecek üç ay için
planlanan hammadde alışları şöyledir:
Şubat 100.000 TL, Mart 160.000 TL,
Nisan 200.000 TL, Mayıs 220.000 TL
Haziran 180.000 TL
Hammadde alışlarının %40’ı peşin, %10’u 1 ay, %50’si de 2 ay sonra
ödenmektedir.
Her aya ait ücretler, bir ay önceki satışların %10’u kadardır.
Her ay 4.000 TL kira ödenmektedir.
Mayıs ayında 6.000 TL kar payı ödenecektir.
Nisan ayında 10.000 TL vergi ödenecektir.
Haziran ayında 15.000 TL’lik borç faizi ödenecektir.
Haziran ayında 12.000 TL’lik büro malzemesinin peşin olarak satın alınması
planlanmıştır.
Nisan ayı başında şirketin kasasında 100.000 TL nakit bulunmaktadır.
(Bin TL)
Satışlar
Hammadde Alışları
Nakit Girişleri
Peşin(%20)
1 Ay vade(%50)
2 Ay vade(%30)
Toplam satış tahsilatı
Diğer gelirler
Dönem başı nakit mevcudu
Toplam Nakit Girişi
Nakit Çıkışları
Hammadde
Peşin (%40)
1 Ay vade(%10)
2 Ay vade(%50)
Toplam Ödeme
Ücretler
Kira
Kar payı
Vergi
Borç Faizi
Büro malzemesi
Şubat
Mart
M ayıs
Nisan
Haziran
240
200
220
180
180
100
220
160
160
200
36
44
90
32
110
54
196
16
100
48
80
66
194
16
40
120
48
208
16
312
210
224
80
16
50
146
22
4
88
20
80
188
16
4
6
72
22
100
194
24
4
40
64
10
10
15
12
Toplam Nakit Çıkışı
Nakit açığı veya fazlası
182
214
249
130
-4
-25
Kümülatif
130
126
101
7. BÖLÜM FİNANSAL ANALİZ
Finansal Analiz Türleri
Finansal Analiz Yöntemleri
FİNANSAL ANALİZİN KAPSAMI
• İşletme karar vericilerinin finansal kaynakların belirlenmesi ve
kullanılması ile ilgili olarak finansal analiz sürecini etkin bir şekilde
yönetmeleri gerekmektedir.
• Finansman ihtiyacının yanı sıra finansman olanakları içinde en
uygun (en düşük maliyetli) kaynağın belirlenmesi de işletmenin
maliyet minimizasyonu amacı için gereklidir. İşletmenin bu aşamada
yapması gereken ise yeterli ve doğru bir finansal analiz ve planlama
yapmaktır.
• Finansal analizin yapılmasındaki temel amaç işletmenin en düşük
maliyetle ve en uygun koşullarda finansman ihtiyacının
giderilmesidir.
FİNANSAL ANALİZ TÜRLERİ
Amacına göre finansal analiz,
1. Yönetim Analizi
2. Yatırım Analizi
3. Kredi Analizi
Kapsamına ve yapılış biçimine göre finansal analiz,
1. Statik (Durağan) Analiz
2. Dinamik Analiz
Analizi yapana ve kullanılacak dokümana göre
finansal analiz,
1. İç Analiz
2. Dış Analiz
FİNANSAL ANALİZ YÖNTEMLERİ
İşletmelerin
finansal
analiz
yaparken
kullanabilecekleri çeşitli yöntemler vardır. Bu
yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
1. Oran Yöntemiyle Finansal Analiz (Rasyo Analizi)
2. Eğilim Oranları Yöntemiyle Finansal Analiz (Trend Analizi)
3. Yüzde Yöntemiyle Finansal Analiz (Dikey Analiz)
4. Karşılaştırmalı Finansal Analiz (Yatay Analiz)
Oran Yöntemiyle Finansal Analiz (Rasyo Analizi)
Oran yöntemiyle finansal analizde oran kavramı, finansal tablolarda yer alan
iki değer arasındaki ilişkinin matematiksel olarak belirlenmesini ifade
etmektedir. Bu işlemde finansal tablolar içinde amaca yönelik olarak
belirlenen iki değer birbirine oranlanmak suretiyle bir oran elde edilmektedir
Bu
kapsamda
oran
yöntemiyle
finansal
analiz
üç
evrede
gerçekleştirilebilecektir:
1. Analize tabi tutulan süreç içerisindeki işletmenin ve⁄veya benzer
işletmelerin finansal yapısını ortaya koyan verilerin toplanması
2. Toplanan veriler kullanılarak söz konusu işletmeye ve⁄veya diğer
işletmelere ait oranların belirlenmesi
3. Belirlenen bu oranların yorumlanması
Oran yöntemiyle finansal analizde kullanılan tablolar beş başlık altında
toplanmaktadır:
1. Likidite Oranları
2. Mali Oranlar
3. Faaliyet Oranları
4. Karlılık Oranları
5. Piyasa Performans Oranları
A İşletmesinin Bilançoları
(1.000TL)
VARLIKLAR
Hazır Değerler
Menkul Kıymetler
Ticari Alacaklar (Net)
Stoklar
Toplam Dönen Varlıklar
Duran Varlıklar
Sabit Varlıklar
(-) Birikmiş Amortismanlar
Toplam Duran Varlıklar
TOPLAM VARLIKLAR
KAYNAKLAR
Mali Borçlar
Ticari Borçlar
Ödenecek Vergiler
Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Kısa Vadeli Yab. Kyn. Toplamı
Uzun Vadeli Yab. Kyn.Top
Toplam Yabancı Kaynaklar
Ödenmiş Sermaye
Sermaye Yedekleri
Geçmiş Yıl Kârları
Toplam Öz Kaynaklar
TOPLAM KAYNAKLAR
A İşletmesinin 31Aralık 2012 Tarihli Gelir Tablosu
2011
2.540
1.800
l8.320
27.530
50.190
2012
2.750
1.625
16.850
26.470
47.695
43.100
11.400
31.700
81.890
39.500
9.500
30.000
77.695
9.721
8.500
3.200
4.102
25.523
22.000
47.523
13.000
10.000
11.367
34.367
81.890
8.340
5.635
3.150
3.750
20.875
24.000
44.875
13.000
10.000
9.810
32.820
77.695
(1.000 TL)
Net Satışlar
112.760
Satışların Maliyeti
85.300
Brüt Satış Kârı
27.460
Faaliyet Giderleri
15.940
Satış ve Dağıtım Giderleri
6.540
Genel Yönetim Giderleri
9.400
Faaliyet Kârı
11.520
Finansman Giderleri
3.160
Vergi Öncesi Kâr
8.360
Vergi %25
4.013
Dönem Net Kârı
4.347
Likidite Oranları
Likidite rasyoları, işletmenin kısa süreli borçlarını ödeme gücünü ölçmek, net işletme sermayesinin
yeterli olup olmadığını saptayabilmek için kullanılır.
Likidite oranları şu oranlardan oluşmaktadır:
1. Cari Oran: İşletmenin dönen varlıklarının, kısa vadeli yabancı kaynaklarına (kısa vadeli
borçlarına) bölünmesiyle bulunan orandır.
Cari Oran’ın 2 olması esastır..
2. Likidite Oranı (Asit – Test Oranı): İşletmenin stokları ve gelecek aylara ait giderleri dışındaki likit
dönen varlıklarının kısa vadeli yabancı kaynaklarına (kısa vadeli borçlarına) bölünmesiyle bulunan
orandır.
Likitide (Asit - Asit) Test Oranı=
𝐷ö𝑛𝑒𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟−𝑆𝑡𝑜𝑘𝑙𝑎𝑟+𝐺𝑒𝑙𝑒𝑐𝑒𝑘 𝐴𝑦𝑙𝑎𝑟𝑎 𝐴𝑖𝑡 𝐺𝑖𝑑𝑒𝑟𝑙𝑒𝑟
𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝑌𝑎𝑏𝑎𝑛𝑐ı 𝐾𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟
Bu oran cari orana göre daha hassas ve üstün bir orandır. Likidite Oranının 1 olması esastır.
3. Nakit Oranı:
Nakit oranının 0,20’nin altına düşmemesi esastır.
4. Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı: İşletmenin stoklarının net çalışma sermayesine
bölünmesiyle belirlenen orandır. Oran, net çalışma sermayesinin ne kadarının stoklardan
oluştuğunu gösterir.
x100
Bu oranın yüksek olması aynı zamanda kısa vadeli yabancı kaynakların ödenmesinde sıkıntılar
olabileceğini de göstermektedir.
Mali Oranlar
Mali oranlarla işletmenin yükümlülüklerini yerine
getirebilme yeteneğinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Bu amaçla çok sayıda oran belirlenebilir ve hesaplanabilir.
Finansal analizde mali oranlar kapsamında kullanılan
oranlar
şöyle sıralanabilir:
1.
1.
Bu oranın 1 olması idealdir
2
Bu oranın 0,6 düzeyinde olması da kabul edilebilir
3.
Bu oranın 0,5 olması ideal olarak görülmektedir.
4.
Bu oranın 0,35 olması idealdir
5.
Bu oran yükseldikçe işletmenin her yıl ödemek zorunda
olduğu faiz miktarının artmasına neden olacaktır,
6.
Bu oranın 0,65 olması ideal olarak görülür
7.
Hesaplama yapılırken bu oranda da maddi duran varlıkların
formüle uygulanacak değerinin amortismanlar düşüldükten
sonra hesaplanan değer olması gereklidir. Oranın 1’den büyük
olması işletmenin her 1 birim uzun vadeli borcuna karşılık
daha fazla duran varlığının olduğunu gösterir
8. İç 𝑲𝒂𝒚𝒏𝒂𝒌𝒍𝒂𝒓 𝑶𝒓𝒂𝒏ı =
Ö𝒅𝒆𝒏𝒎𝒊ş 𝑺𝒆𝒓𝒎𝒂𝒚𝒆
𝒀𝒆𝒅𝒆𝒌𝒍𝒆𝒓+𝑫𝒂ğı𝒕ı𝒍𝒎𝒂𝒎ış 𝒌𝒂𝒓𝒍𝒂𝒓
Oran ne kadar yüksek çıkarsa, işletmenin karlılığının ve
özsermayesini artırma gücünün yüksek olduğu düşünülür.
Faaliyet Oranları
1. Stok devir Hızı
2.
3.
4
5
6.
7.
8.
9.
Karlılık Oranları
1.
2.
3.
Menkul Piyasası Oranları (Menkul Piyasa Performans Oranları)
1.
2.
3. Diğer Piyasa Oranları
Eğilim Oranları Yöntemiyle Finansal Analiz (Trend Analizi)
Eğilim Oranları (Trend) Analizi’nde belli bir yılın verileri baz alınır ve analiz süreci
içerisinde bu verilerde diğer yıllarda meydana gelen değişmelerle ilişkilendirilerek
belirlenen oransal (yüzdesel) eğilim yorumlanır.
x100
Eğilim (trend) oranları (yüzdeleri) yöntemiyle finansal analiz dahilinde, finansal
tablolardaki şu kalemlerin ilişkisi belirlenmekte ve karşılaştırılmaktadır:
• Ticari Alacaklar – Net Satışlar İlişkisi
• Net Satışlar – Satışların Maliyeti İlişkisi
• Net Satışlar – Net Kar İlişkisi
• Stoklar – Net Satışlar İlişkisi
• Stoklar – Ticari Borçlar İlişkisi
• Maddi Duran Varlıklar – Net Satışlar İlişkisi
• Maddi Duran Varlıklar - Özsermaye İlişkisi
• Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Borçlar İlişkisi
• Dönen Varlıklar – Net Satışlar İlişkis
• Yabancı Kaynaklar –Özsermaye İlişkisi
• Brüt Satış Karı – Faaliyet Giderleri İlişkisi
Yüzde Yöntemiyle Finansal Analiz (Dikey Analiz)
İşletme Bilançosu ve Yüzde Analiz Değerleri
(31.12.2011)
BİLANÇO KALEMLERİ
AKTİF
DÖNEN VARLIKLAR
Hazır Değerler
Menkul Kıymetler
Ticari Alacaklar
Diğer Alacaklar
Stoklar
Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları
Diğer Dönen Varlıklar
Dönen Varlıklar Toplamı
DURAN VARLIKLAR
Maddi Duran Varlıklar
Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları
Duran Varlıklar Toplamı
AKTİF TOPLAMI
PASİF
KISA VADELİ YABANCI K.
Mali Borçlar
Ticari Borçlar
Diğer Borçlar
Kısa Vade. Yabancı K. Toplamı
ÖZ KAYNAKLAR
Ödenmiş Sermaye
Kar Yedekleri
Geçmiş Yıllar Karları
Dönem Net Zararı(-)
Öz Kaynaklar Toplamı
PASİF TOPLAMI
Grup
%
Genel
%
15.550
1.200
12.000
750
1.500
500
490
31.990
49
4
38
2
5
2
2
37
3
28
2
4
1
1
76
9.550
750
10.300
42.290
93
7
23
2
24
10.500
8.500
355
19.355
54
44
2
21
17
1
39
20.500
650
18.655
-9.575
30.230
49.585
68
2
62
32
41
1
38
19
61
Değer
Karşılaştırmalı Finansal Analiz (Yatay Analiz)
Bu analiz kapsamında bir tablo kaleminin iki dönem değerinin karşılaştırılmasında uygulanan
hesaplama yöntemi şu şekildedir:
Karşılaştırmalı tablo analizinde dikkat edilmesi gereken kriterler genel olarak şöyle sıralanabilir:
• Karşılaştırmaları yapılacak tabloların dönem uzunlukları aynı olmalı,
• Uygulanan kayıt ve değerleme yöntemleri aynı olmalı,
• Karşılaştırma yapılırken dönemler itibarı ile işletmenin faaliyetlerini etkileyebilecek enflasyon,
işletme içi ve dışı krizler gibi durumlarda dikkate alınmalı,
• Gerektiğinde başka finansal tablolar da analize dahil edilmelidir.
2011
2012
Değişim (+ ya da – )
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
160.000
200.000
+ % 25
Duran Varlıklar
150.000
195.000
+ % 30
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere 2011’den 2012’ye işletmenin kısa vadeli
yabancı kaynakları %25 oranında artmıştır
8. BÖLÜM FİNANSAL PLANLAMA
• FİNANSAL PLANLAMA KAVRAMI VE
KAPSAMI,
• FİNANSAL PLANLAMA SÜRECİ,
• BÜTÇELEME,
• TAHMİNLEME
FİNANSAL PLANLAMA
Finansal Planlama, girişimcinin ya da işletme karar vericisinin amaçları doğrultusunda, girişim ya da işletme ile ilgili
faaliyetler ve olası sorunların öngörülmesi suretiyle planlanması ve buna bağlı olarak oluşacak maliyet ve yapılması
gereken harcamaların miktarının ve nasıl finanse edileceğinin belirlenmesidir
İşletmenin planladığı faaliyetlerinin finansal planlanmasında şu dört ana konu önemlidir;
•
Duran varlıkların miktarının hangi düzeyde olacağı,
•
İhtiyaç duyulabilecek likidite ve işletme sermayesi miktarının ne olacağı,
•
Tüm varlıkların finansmanı için öz ve yabancı kaynak oranının ne olacağı,
•
Elde edilecek karın kullanımı
Finansal planlama, şu üç durum göz önünde bulundurularak yapılmalıdır:
•
En Kötü Durum:, girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevrenin içindeki durum ile ilgili en kötü
senaryoyu göz önünde bulundurarak, her şeyin işletmenin ya da girişimin aleyhine gelişeceği düşünülerek,
kararlarını bu en kötü duruma göre oluşturmalı, böyle durumlardaki davranışlarını belirlemelidir.
•
Normal Durum: girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevrenin durumunun normal koşullarda
nasıl olacağını, geçmiş dönem tecrübelerini de göz önünde bulundurarak belirlemelidir.
•
En İyi Durum:, girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevre için her şeyin girişimin veya
işletmenin lehine en mükemmel ekonomik şartlar ve gelişmelerin olacağı düşünülerek, böyle bir sürecin yaşanması
durumundaki kararları belirlemelidirler.
Finansal planlama sürecinde yapılan faaliyetler şu şekilde özetlenebilir:
İşletmelerin faaliyetlerinin finansmanı için farklı alternatifler belirleme ve bunları analiz etme,
İşletme faaliyetleri için belirlenen finansal seçeneklerin bugünkü ve gelecekteki (tahmin) sonuçlarının
belirlenmesi,
İşletme faaliyetleri için hedef performans ölçütleri belirleme.
•
•
•
FİNANSAL PLANLAMA SÜRECİ
Finansal Strateji ve Hedefleri Belirleme
Yatırım ve girişim faaliyetine dair beklentilerin, hedeflerin ve tehditlerin ortaya konulduğu yatırım ve
girişim stratejisi kapsamında finansman stratejisinin belirlenmesi
Finansal Verilerin Toplanması
Bu stratejiler doğrultusunda finansal analizler yapılmak üzere verilerin toplanması
Finansal Analizlerin Yapılması
Finansal planın oluşturulmasında temel teşkil edecek finansal analizlerin yapılması
Proforma Finansal Tabloların
Üretim sürecine dair harcama kalemleri ile ilgili likit bütçesinin ve proforma finansal tabloların (bilanço,
gelir tablosu) hazırlanarak finansal planların oluşturulması
Oluşturulması
Finansal Planın Oluşturulması
Satış tahminine bağlı olarak üretim sürecinde gerekli sabit (tesis, satış yeri, makine – teçhizat) ve değişken
girdi (işçilik, hammadde, enerji gibi…) gereksiniminin belirlenmesi
(Tahminler)
Finansal Planın Test Edilmesi
Belirlenen stratejik hedeflerle finansal plan arasındaki uyumun belirlenmesi amacıyla finansal planın test
edilmesi
Finansal Planın Revize Edilmesi
Finansal planın test sürecinden sonra ortaya çıkması muhtemel sorunların ve uyumsuzlukların giderilmesi
Yatırım ve Girişim Faaliyetinin Uygulanması
Yatırım ve girişim stratejisi ve bunlara bağlı olarak oluşturulan finansal planlar doğrultusunda yatırım ve
girişim faaliyetinin uygulanması
BÜTÇELEME
Bütçe Kavramı
Bütçe, belli bir dönem içinde finansal faaliyetlerin rakamlarla özetlenmiş halidir. Bütçe ile işletme
yönetimi belli bir süreç içeresinde yapacakları faaliyetleri kontrol etme ve yönetme olanağı elde
etmektedir
Temel özellikleri
• Bütçe basit ve anlaşılır olmalıdır.
• Tüm üretim faaliyetlerini kapsayacak yeterlilikte olmalıdır.
• Belirlenen strateji ve hedeflere uygun ve gerçekleştirilebilir olmalıdır.
• Kolaylıkla revize edilebilir, dinamik ve esnek bir yapıya sahip olmalıdır.
Bütçe Sisteminin Amaçları
• İşletme faaliyetlerinin planlanmasında bütçenin yerinin belirlenmesi, bütçenin amaçlarının
ortaya konmasıyla ortaya çıkacaktır. Bu kapsamda bütçe sisteminin amaçları şu şekilde
sıralanabilir:
• İşletme faaliyetlerinin planlanmasında rehber olmak,
• Gelecekteki finansman ihtiyacını ortaya koymak,
• İşletmenin maliyetlerini kontrol altına almak ve aşırı ve gereksiz harcamaların önüne geçmek,
• İşletmenin faaliyetleri için hedefler ve standartlar belirleyerek bir disiplin oluşturmak
• Kriz, piyasa daralması, finansal sıkışıklık gibi beklenmedik durumlarda yöneticilere yol
göstermek,
• İşletme içindeki alt kademeler için performans hedefleri belirlemek,
• İşletmenin ulaştığı performans ve başarı düzeyini belirlemesi için bilgi vermek.
BÜTÇELEME
1.
2.
3.
4.
5.
1.
2.
3.
4.
Bütçe Türleri
Konularına Göre Bütçeler: Bütçeler içerdikleri konulara göre Gider
ve Gelir Bütçeleri
Amaçlarına Göre Bütçeler: Bütçeler amaçlarına göre Faaliyet ve
Program Bütçeleri
Özelliklerine Göre Bütçeler: Bütçeler özelliklerine göre Dinamik ve
Statik Bütçeler
Kapsamına Göre Bütçeler: Bütçeler kapsamlarına göre Kısmi ve
Genel Bütçeler
Dönemlerine Göre Bütçeler: Bütçeler dönemlerine göre Kısa ve
Uzun Dönem Bütçeleri
Bütçenin Hazırlanması
Bütçenin Amacının Belirlenmesi
Varsayımlar ve Ön planlama
Bütçe Taslaklarının Hazırlanması
Bütçenin Onaylanması
TAHMİNLEME
Finansal tahminleme, işletme planları dahilinde gerçekleştirilecek olan girişim, yatırım
ve üretim faaliyetleri için yapılacak harcamaların miktarı ve nasıl karşılanacağını içerir.
Finansal tahminleme sürecinde gerçekleştirilen analizler sonucunda belirlenmeye
çalışılan unsurlar şunlardır:
• Talep analizi sonucunda belirlenen üretim miktarını üretecek tesisin, makine –
teçhizatın niceliği (sabit girdiler), finansman ihtiyacının ve nasıl finanse edileceğinin
belirlenmesi,
• Planlanan üretimi sağlamak için gerekli olan hammadde, yarı mamul madde, işçilik,
enerji gibi değişken girdilerin niceliğinin, finansman ihtiyacının ve nasıl finanse
edileceğinin belirlenmesi,
• Ürünlerin satış maliyeti ve hasılatın belirlenmesi.
Kar Planlaması
Faaliyetin karlı olup olmadığına ise yapacakları analizlerle karar vereceklerdir. Bu
kapsamda girişimci ve işletme yönetimlerinin temel olarak kullandıkları iki yöntem
vardır:
• Başabaş Analizi
• Faaliyet Kaldıracı
Kar, ticari faaliyet sonucu gelirlerin giderleri (maliyetleri) aşan kısmı olarak
tanımlanabilir. Üretim sürecinde iki tür gider vardır: fabrika binası, makine – teçhizat,
kira, idari personel giderleri, amortismanlar, faiz giderleri gibi kısa dönemde miktarı
değiştirilemeyen girdilerin maliyetlerini ifade eden “Sabit Giderler” (FC) ve işçilik,
enerji, hammadde, yarı mamul madde gibi üretimle birlikte oluşan ve kısa dönemde
miktarı değiştirilebilen girdilerin maliyetlerini ifade eden “Değişken Giderler” (VC).
TAHMİNLEME
Başabaş Analizi
Finans yöneticisi başabaş analizi ile faaliyet giderlerini karşılayacak satış seviyesinin ne olduğunu ve
belirli satış seviyelerinde ortaya çıkacak kâr miktarının ne olacağını belirlemeye çalışır
Başabaş analizinin dayandığı varsayımlar şunlardır:
• Değişkenler arasındaki ilişki kısa dönemlidir.
• Değişken giderler belirli bir süre üretim miktarı ile orantılı olarak değişir. Yani birim başına değişken
gider sabit kalmaktadır. Buna karşılık birim başına sabit giderler ise değişkendir.
• Birim satış fiyatı, kabul edilen dönem içinde değişmemektedir.
• Analizi kapsayan dönem için belirlenen faaliyet hacmi değişmemektedir.
• Üretilen miktarın tamamı satılmaktadır. Diğer bir ifadeyle stoklama yoktur.
• İlgili dönemde girdi maliyetlerinde bir değişme söz konusu değildir.
• Analizin yapıldığı dönem içinde üretim faktörlerinin verimliliği değişmemektedir
Bu durumda kârı sıfır yapan üretim ve satış miktarı (Q) diğer bir ifadeyle başabaş noktası şu şekilde
hesaplanacaktır:
𝑸=
𝑺𝒂𝒃𝒊𝒕 𝑮𝒊𝒅𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓
𝑩𝒊𝒓𝒊𝒎 𝑺𝒂𝒕ış 𝑭𝒊𝒚𝒂𝒕ı−𝑩𝒊𝒓𝒊𝒎 𝑫𝒆ğ𝒊ş𝒌𝒆𝒏 𝑮𝒊𝒅𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓
Örnek: Yıllık Üretim kapasitesi 50.000 birim olan (A) işletmesi, üretimde birim başına 100 TL değişken
maliyete katlanmaktadır. Ürünün birim satış fiyatı 190 TL olup, sabit maliyetler toplamı 1.440.000TL’dir.
İşletmenin başabaş noktası üretim düzeyini hesaplayınız.
𝑭
𝑸=
=
𝑷−𝑽
olacaktır.
𝟏.𝟒𝟒𝟎.𝟎𝟎𝟎
(𝟏𝟗𝟎−𝟏𝟎𝟎)
= 𝟏𝟔. 𝟎𝟎𝟎 𝒃𝒊𝒓𝒊𝒎 İşletme, 16.000 birim üretip sattığında başabaş noktasında
TAHMİNLEME
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Başabaş Analizinin Kullanım Alanları
Finans yöneticileri için kısa vadeli planlamalarda kullanabilecekleri bir araç olarak
başabaş analizinin başlıca kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir:
Firmanın, zarara uğramaması için ulaşılması gerekli iş hacmi düzeyinin saptanması,
Çeşitli üretim düzeylerinde birim maliyetlerinin hesaplanması,
Çeşitli çalışma düzeyleri için firmanın işletme sermayesi gereksiniminin tahmini,
Değişken giderler, sabit giderler ve/veya birim satış fiyatlarındaki değişikliklerin,
firmanın kâra geçiş noktası ve toplam kârına olabilecek etkilerinin incelenmesi,
En kârlı ürün türlerinin seçilmesi, üretim bileşiminin değiştirilmesi,
Asgari satış fiyatının belirlenmesi,
Kâr hedeflerine ulaşılması için gerekli iş hacminin saptanması,
Firmanın üretim kapasitesinin artırılması halinde, böyle bir büyümeyi haklı kılacak
satış hacminin belirlenmesi,
İşletmenin tevsii yatırımına ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesi,
Yeni yapılacak yatırımlarda, risk derecesini veya emniyet marjını dikkate alarak,
asgari üretim kapasitesinin ne olması gerektiğinin saptanması,
Firmanın izleyeceği üretim, fiyat, yatırım politikaları konusunda alınacak kararlara
yardımcı olması,
Kâra geçiş için önceden tahmin edilen iş hacmi ile firmanın kâra geçiş noktasına
fiilen ulaştığı iş hacmi arasında karşılaştırmalar yapılarak, faaliyetlerin kontrol
edilmesi, firmanın izlediği politikaların ve yönetiminin değerlendirilmesi.
TAHMİNLEME
Faaliyet Kaldıracı üretim ve satış sürecinde kullanılan sabit girdilerin miktarına bağlı olarak satışlardaki
değişmenin kara olan etkisini ifade eder ve faiz ve vergi öncesi kardaki yüzdesel değişmenin) hasılattaki
yüzdesel değişmeye (%ΔH) oranlanmasıyla hesaplanan katsayı ile ifade edilir.
FVK 2  FVK1
FVK1
f=
olacaktır
H 2  H1
H1
f : Faaliyet Kaldıracı Katsayısı
FVK : Faiz ve Vergi Öncesi Kar
H : Hasılat
Örnek: A işletmesinin hasılatı 150.500TL ’den 195.500 TL’ye çıktığında faiz ve vergi öncesi karı 65.250TL’den
90.250 TL ’ye yükselmiştir. Bu durum için faaliyet kaldıracı hesaplanacak olursa:
= 1,28
f =%ΔFVK / %ΔH =90.250 – 65.250/65.250/195.500 – 150.500/150.500= 1,28
Faaliyet kaldıraca katsayısı (f) 1,28 olarak hesaplanmıştır. Buna göre hasılattaki %1’lik artış faiz ve vergi öncesi
karı %1,28 artırmaktadır. Bu katsayı;
f>1
ise
katsayı yüksektir ve işletmenin riski azdır ve bu katsayı daha da büyüdükçe risk
azalacaktır.
f<1
ise
katsayı düşüktür ve işletmenin riski yüksektir ve bu katsayı sıfıra (0)
yaklaştıkça risk artacaktır, çünkü elde edilen karın giderleri, özellikle de sabit giderleri karşılama gücü
azalmaktadır.
9. BÖLÜM SERMAYE MALİYETİNİN
BELİRLENMESİ
•
•
•
•
•
•
ÖZKAYNAK MALİYETİ,
YABANCI KAYNAK MALİYETİ,
AĞIRLIKLI ORTALAMA SERMAYE MALİYETİ,
SERMAYENİN MARJİNAL MALİYETİ,
SERMAYE YAPISINA KURAMSAL YAKLAŞIM,
SERMAYE YAPISI KARARINDA FVÖK-HBK
ANALİZİ,
• UYGULAMADA SERMAYE YAPISI KARARINI
ETKİLEYEN FAKTÖRLER,
• OPTİMAL SERMAYE YAPISININ BOZULMASI
ÖZKAYNAK MALİYETİ
Sermaye Maliyeti: Kullanılan veya kullanılması planlanan özsermaye ve
diğer tüm kaynakların maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır.
• İşletmenin piyasa değerini maksimize etmek,
• Sermayi bütçeleri kararlarını verebilmek,
• Çalışma sermayesi politikasını belirlemek,
• Satınalmaya karşı kiralama olanaklarını kullanmak
• …..vb. gibi konularda sağlıklı finansal kararlarını alabilmek için çok
önemli bir kavramdır.
Özkaynak maliyeti: özkaynaklarının oluşumunda içinde yer alan her
türlü hisse senetleri ve dağıtılmayan karların maliyetinin ağırlıklı
ortalamasıdır.
- Adi Hisse Senedinin Maliyeti
- İmtiyazlı Hisse Senedi Maliyeti
- Dağıtılmayan kar Paylarının Maliyeti
- Amortisman Fonlarının Maliyeti
YABANCI KAYNAK MALİYETİ
Kısa Vadeli Kredi Maliyeti
Kısa vadeli yabancı kaynak, ticari ve banka kredilerden oluşur ve bunlar sermayenin bir
parçası olmuşsa (sürekli yenileniyorsa) maliyetlerinin hesaplanması gerekir. Maliyet şöyle
hesaplanabilir.
K5 = r(1-v)
K5=Kısa vadeli kredi maliyeti, r=kredi faiz oranı, v=vergi oranıdır.
Örnek : İşletme % 90 faizli kradi aldığında bu kredinin maliyetinedir. (vergi oranı %40)
K5 = r(1-v) = 0,9 (1-0,4) = 0,3 = %30
Orta Vadeli Kredi Maliyeti
Orta vadeli kredi maliyetlerinin hesaplanmasında kredi ile ilgili olarak yapılan tüm giderlerde
dikkate alınır.
Tahvil Çıkarma Yoluyla Sağlanan Fonların Maliyeti
Tahvilin gerçek maliyeti aşağıdaki formülle hesaplanır.
k7 
r   (P  F) / n
PF
2

Burada;
k7 = Tahvil çıkarma yoluyla sağlanan fonların maliyeti
r = Tahvilin yıllık faiz tutarı
P = Tahvilin nominal değeri
F = Tahvilin piyasa fiyatı
N = tahvil yoluyla sağlanan sermayenin süresidir.
Örnek : İşletme %95 faizli 50 milyon nominal değerli tahvili 5 milyon gider yaparak satmıştır.
k7 
r   (P  F) / n
PF
2
=
40.000.000  (50.000.000  44.000.000) / 3
 0,89
50.000.000  44.000.000
2
AĞIRLIKLI ORTALAMA SERMAYE MALİYETİ
İşletmenin pasifini oluşturan kaynak unsurlarının ayrı ayrı olarak toplam pasifinin içindeki
oranı bulunur ve her kaynağın maliyetleri bu oranla çarpımlarının toplamı alınırsa çıkan
sonuç sermayenin ağırlıklı ortalama maliyeti bulunur.
Sm=(W1.k1)+(W2.k2)+ ……..+(Wn.kn)
Örnek : İşletmenin 2000 yılı kaynak ile ilgili veriler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Kaynak Türü
Kısa vadeli borçlar
Yabancı Kaynak Uzun Vadeli Borçlar
Tahviller
Adi Hisse Senetleri
İmtiyazlı
Hisse
Senetleri
Öz kaynak
Dağıtılmamış Karlar
Amortismanlar
TOPLAM
Tutarı
Ağırlıklı
(milyon) Oranı %
Vergiden
Sonraki
Maliyet %
Ağırlıklı
Maliyet %
15
30
45
90
60
5
10
15
30
20
80
85
70
65
75
4,0
8,5
10,5
19,5
15,0
30
30
300
10
10
100
75
70
7,5
7,0
72,0
Görüldüğü gibi işletmenin ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti % 72 olarak hesaplanmıştır.
SERMAYENİN MARJİNAL MALİYETİ
• İşletmenin sağladığı en son ek sermayenin maliyeti,
Sermayenin Marjinal Maliyeti olarak ifade edilir. Belirli
bir noktadan sonra (borç/özkaynak oranı) kaynak yapısı
bozulacağından bulunacak ek kaynak maliyeti yüksek
olacağından
sermayenin
marjinal
maliyeti
yükselmektedir.
Sermaye Yapısı Kararları
• İşletme sermaye yapısını değişik kaynaklardan sağlar.
Özkaynak maliyeti beklenen kar, yabancı kaynak
maliyeti ise ödenecek faiz ile ölçülendirilir. Bunların
bileşimi önemlidir. İşletmenin ortalama sermaye
maliyetinin en düşük olduğu nokta optimal sermaye
bileşimini göstermektedir.
SERMAYE YAPISINA KURAMSAL YAKLAŞIM
Sermaye Maliyeti
Net Gelir Yaklaşımı
Varlıklar borçla finanse edilirse borç maliyeti düşük olduğundan sermaye maliyeti giderek
düşük borç maliyete yaklaşarak düşecektir. Bu görüşe karşı çıkanlar, borcu aşırı arttırarak
işletmenin piyasa değeri düşmeyeceğidir.
ke
ka
Ke = Özsermaye maliyeti
Kd = Borç maliyeti
kd
Ka = Ortalama sarmaye
0
Borç/Toplam Varlıklar
Sermaye Maliyeti
Net faaliyet Geliri Yaklaşımı
İşletmenin piyasa değerinin sermaye maliyeti üzerine etkisi olmadığını varsayan bu yaklaşım,
borç arttırarak ortalama sermaye maliyetinin düşemeyeceğini ileri sürer. Bu yaklaşıma göre
borç artarsa risk artacağından buna bağlı olarak ortalama sermaye maliyeti de artmaktadır.
0
ka
ke
kd
Ke = Özsermaye maliyeti
Kd = Borç maliyeti
Ka = Ortalama sarmaye
Borç/Toplam Varlıklar
Sermaye Maliyeti
Geleneksel Yaklaşım
Bu yaklaşımda, borç maliyeti düşük olduğundan borcun arttırılması ortalama sermaye
maliyetini giderek azaltacaktır. Borçlanmaya devam edildikçe belirli bir noktadan sonra
borcun yaratacağı risk artacağından ortalama sermaye maliyeti artmaya başlayacktır.
0
Ke = Özsermaye maliyeti
ke
ka
kd
Kd = Borç maliyeti
Ka = Ortalama sarmaye
Özkaynak
maliyeti
hesaplayabiliriz
(ka)
yı
Ka =
E
D
ke 
kd
DE
DE
Maliyeti
Optimal
Sermaye
yapısı
Modigliani – Miller Yaklaşımı
Bu yaklaşım, net faaliyet geliri yaklaşımına daha yakın görüş ileri sürmektedir. ModiglianiMiller yaklaşımı, bir işletmenin borç maliyeti ve özsermaye maliyeti arasındaki etkileşim
sonucu aynı düzeyde kalacağını ve sermayenin maliyeti değişmeyeceğini ileri sürer. Bu
SERMAYE YAPISI KARARINDA FVÖK-HBK ANALİZİ
•
•
FVÖK = Faiz ve Vergi Öncesi Kar
HBK = Hisse Başına Kar
Özkaynakla Finansman
A İşletmesi Faaliyeti 1
FVÖK
Faiz
Vergi Öncesi Kar
Vergi (%40)
Vergi Sonrası Kar
Ortak Sayısı
HBK
FVÖK % değişiklik
HBK % değişiklik
100.000.000
-----------100.000.000
40.000.000
60.000.000
100
600.000
FVÖK
Faiz
Vergi Öncesi Kar
Vergi (%40)
Vergi Sonrası Kar
Ortak Sayısı
HBK
FVÖK % değişiklik
HBK % değişiklik
100.000.000
60.000.000
40.000.000
16.000.000
24.000.000
100
240.000
A İşletmesi Faaliyeti
2
200.000.000
------------200.000.000
80.000.000
120.000.000
100
1.200.000
+ %100
+ %100
Tablodan da görüldüğü gibi, özkaynak ile
finanse edildiğinde faaliyet 100 milyondan 200
milyona çıkarıldığı zaman FVÖK ve HBK aynı
oranda değişme göstermektedir. Kısmen
yabancı kaynakla finanse edildiğinde ise,
faaliyet 100 milyondan 200 milyona
çıkarıldığında FVÖK %100,
HBK ise %250
artmaktadır. Bunu bir grafikle gösterirsek;
Özkaynakla
Finansmanı
n Avantajı
Kısmen Yabancı
KaynaklardanFinansman
HBK
200.000.000
60.000.000
140.000.000
56.000.000
84.000.000
100
840.000
+ %100
+ %250
Borçla Finansmanın
Avantajı
Özkaynakla
Finansman
Borçla Finansman
0
100
150
200
FVÖK
Sermaye yapısının kararında işletme faaliyetlerinin önemli olduğunu belirtmiştik. Grafikten de
anlaşılacağı üzere faaliyet 150 milyon kar ile sonuçlanması halinde borç ve özkaynak ile
finansman olsun HBK eşit olmaktadır. Faaliyet 150 milyonun altında olması halinde HBK
özkaynakta daha büyük, 150 milyonun üstünde olması halinde HBK yabancı kaynak da daha
büyük olmaktadır. Bu da gösteriyor ki, faaliyetin sonuçları kaynak bileşimini etkilemektedir.
UYGULAMADA SERMAYE YAPISI KARARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Sermaye yapısın etkileyen faktörlerin irdelenmelidir. Bunlar ;
Genel Ekonomik Durum
Ülkenin genel ekonomik durum olarak para ve sermaye piyasalarının
gelişmişlik düzeyi kaynak alternatifleri alanında etkili olmaktadır. Bunun
yanında ülkedeki gelecekte olası ekonomik değişimleri iyi tahmin etmesi
gerekir. Dolayısıyla genel ekonomik durum işletmenin sermaye yapısının
belirlenmesinde önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Endüstrinin (Sektörün) Özellikleri
Sektörün içinde bulunduğu rekabet, bu sektördeki işletmenin finansman
kaynakların seçimini etkiler. Bunun yanında doğal olarak endüstride standart
oluşmuş olabilir. Borç/özsermaye oranı sektörün ortalamasına yakın olması
çeşitli şekillerde aranabilir. Bütün bunlardan dolayı sektör sermaye yapısının
kararını etkileyen etkendir.
İşletmenin Özellikleri
İşletmenin tek veya çok sahipli olmasına göre, hukuki yapılarına göre,
büyüklüğüne göre vb. gibi işletmenin özellikleri sermaye yapısının kararını
etkileyen etkendir.
OPTİMAL SERMAYE YAPISININ BOZULMASI
İşletmelerin optimal sermaye yapılarını bozan çeşitli sebepler vardır.
Bunlar alt başlıklar şeklinde aşağıda verilmiştir.
Kontrol
Yeni hisse senedinin satılması ortak sayısını arttırmakta olduğundan istenmeyen bir
durum olabilir, kar dağıtılmayıp işletmede alıkonulması veya tersi, borçlanmak
ortakların menfaatı olduğundan risk artsa bile borçlanma arzusu olabilir vb. gibi
durumlar sermaye yapılarını bozan sebepler olabilir.
Borçlanma Eksikliği
Borç alma kapasitesini tam olarak kullanmayarak çok özel durumda borçlanmaya gerek
duyulabilir. Böyle bir durumda normalde borç/özsermaye oranının altında borçlanılır.
Pazar Zamanlaması
Para ve sermaye piyasalardaki olası olumlu veya olumsuz beklentiler, optimal sermaye
yapısını bozucu özellik gösterir.
10. BÖLÜM SERMAYE BÜTÇELEMESİ
•
•
•
•
•
•
•
•
YATIRIM AMAÇLARI
YATIRIM TÜRLERİ,
SERMAYE BÜTÇELEMESİNİN KAPSAMI,
YATIRIM TEKLİFLERİNİN ÖNCELİKLERİNE GÖRE
SIRALANMA,
FİZİBİLİTE RAPORU KAVRAMI VE AMAÇLAR,
FİZİBİLİTE RAPORU (YATIRIM PROJESİ)
HAZIRLAMA SÜRECİ,
YATIRIM PROJELERİNİ DEĞERLEME YÖNTEMLERİ,
PROJE TEKLİFLERİNİN FİNANSMANI
SERMAYE BÜTÇELEMESİ
Sermaye Bütçelemesi, uygun ve verimli yatırım alanlarının
araştırılmasını ve yatırım projelerinin değerlendirilmesini içeren
faaliyetler bütünüdür.
Sermaye bütçelemesi kavramında; sermaye terimi, üretim sürecinde
şekil değiştirmeden ve bir yıldan uzun süreli kullanılan makine, taşıt,
bina gibi duran varlıkları tanımlamaktadır. Bütçeleme terimi ise, bir
yatırımdan belirli bir dönem boyunca beklenen nakit girişlerini ve
çıkışlarını gösteren bir planı tanımlamaktadır
Sermaye bütçesi, yapılacak yatırımları parasal olarak gösteren bir
yatırım planıdır.
• Fabrika, makine ve donatım satın alma planları sermaye bütçesi
olarak bilinir ve rasyonel planlar yapmak için gerekli karar verme
işlemine sermaye bütçelemesi denir.
• Geniş anlamda yatırım tanımı içine işletmelerin üretimlerini,
dağıtımlarını, satış sonrası hizmetleri genişletmek için yaptıkları
harcamalar girer. Araştırma-geliştirme etkinlikleri ile iş görenlerin
eğitimi, uzun devreli büyük reklam kampanyaları için yapılan
harcamalar da yatırım sayılmalıdır.
YATIRIM AMAÇLARI
•
•
•
•
•
•
•
•
İşletmeler yatırımlarını aşağıdaki amaçlarını gerçekleştirmek için
yapmaktadırlar.
Yeni bir ürün veya yeni bir ürün dizisi eklemek için,
Yeni bir üretim, dağıtım veya yeni bir ürün dizisi eklemek için,
Mevcut, üretilmekte olan ürünlere artan talebi karşılamak için,
Eskiyen ve modası geçen üretim, dağıtım ve hizmet tesislerini
yenilemek için,
Daha etkin tesisler kurarak, üretim, dağıtım ve hizmet tesislerini
yenilemek için,
Yeni ürünler, işlemler veya hizmetler için, araştırma ve geliştirme
çalışmaları için,
Çalışma koşullarını geliştirmek için, araştırma ve geliştirme
çalışmaları için,
Kamu örgütlerinin, halkın sağlığını ve refahını korumak amacıyla
koyduğu kurallara uymak için (örneğin hava ve çevre kirliliğini
önleyici yasaklara uymak için).
YATIRIM TÜRLERİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Komple Yeni Yatırımlar : Bir işletmenin tesislerinin ilk kuruluşunda yapılan yatırımlardır.
Yenileme Yatırımlar : Bu tür yatırımlar mal ve hizmet üretiminin sürekliliği amacıyla sermaye
tahsisini içerir. Bu tür yatırımların kapsamı içine, teknik bakımından artık kullanılmaya elverişli
olmayan, mevcut yöntem ve tesislerin yenilenmesi girer. Genellikle, faaliyette bulunan işletmeler
eskiyen makinalarını yenilemek için, bu tür yatırımlarda bulunurlar.
Tevsili Yatırımları : Mevcut üretim kapasitesini arttırmak ya da yeni bir üretim potansiyeli yaratmak
suretiyle, üretim kapasitesini arttırarak mevcut talebi karşılamaktır.
Tamamlama Yatırımları: Üretim faktörlerinin kıt olması ya da talep hacminin yeterli düzeyde
olmaması nedeniyle, tesisin eksik kısımlarını tamamlamak amacıyla tamamlama yatırımlarını
yaparlar.
Modernizasyon Yatırımları : Rasyonelleştirme yatırımı olarak da isimlendirilen bu tür yatırımlar,
daha yararlı mal ve hizmet üretimi amacıyla sermaye tahsisini içerir. Genellikle kaliteyi yükseltmek,
maliyetleri azaltmak ya da üretimde daha faal teknikler kullanmak amacıyla bu tür yatırımlar
gerçekleştirilir.
Darboğaz Giderme Yatırımları : Üretime geçtikten sonra bazı olumsuz ve beklenmedik durumlar ile
karşılaşılması üretimde darboğaza neden olur. Bunları giderme amacıyla bazı yatırımların yapılması
söz konusu olabilmektedir. Bu amaçla yapılan yatırımlar da darboğaz giderme yatırımları olarak
isimlendirilir.
Kalite Düzeltme Yatırımları : Üretilen malların kalitesini yükselterek, Pazar payını muhafaza etmek
ya da arttırmak için, mamulün kalitesini yükseltici etki yapacak yatırımlar, kalite düzeltme
yatırımları kapsamı içinde sınıflandırılır.
Entegrasyon Yatırımları : İşletmelerin üretim konusu olan mallarının hammaddelerini kendileri
üretmek ya da ürettiği malları daha etkin olarak pazarlamak için yaptıkları yatırımlar yatay
entegrasyon yatırımları içinde yer alır. İşletmelerin diğer işletmeler ile birleşmeleri sonucunda
kapasite arttırıcı yatırımları ise dikey entegrasyon yatırımları olarak isimlendirilir.
Finansal Kiralama Yatırımları : İşletmeler üretimde kullandıkları tesislerin mülkiyetlerini
devralmadan kullanım hakkını belirli bir süre için alınmasıyla gerçekleşen yatırımlara finansal
kiralama yatırımları denir.
Nakil Yatırımları : Kuruluş dönemlerinde uygunluk arz ederken, işletmelerin organize sanayi
bölgelerindeki uygun yerlere teknoloji ile birlikte taşınması nakil yatırımlarını gerektirir.
SERMAYE BÜTÇELEMESİNİN KAPSAMI
• Önerilerin Hazırlanması
Önerilerin hazırlanması işletme için çekici olabilecek yatırım fırsatlarını araştırmaktır.
• Maliyet ve Sağlanacak Yararların Tahmini
Sermaye bütçelemesinin bu aşamasında her önerinin nakit çıkış ve girişleri hesaplanır.
• Riskin Değerlenmesi
Sermaye bütçelemesinin bu aşamasında planlama grubu yatırım önerilerini, her önerinin riskine göre
sınıflar.
• Öneriler Arasında Seçimin yapılması
Öneriler hazırlandıktan ve nakit akışları tahmin ve değerlendikten sonra bazı projelerin seçimi,
diğerlerinin ise reddedilmesi gerekir.
• Yeniden Değerleme
Getirilen önerilerin sayısı yeterli midir? Nakit akışı ile ilgili riskleri yeterli ölçüde değerledik mi? Hayır ise
neden hayır? Yatırım önerileri arasındaki seçimle ilgili prosedür, işletmenin değerini en yükseğe
çıkarmaya yardım edecek midir? Bu yeniden değerleme aşaması önerinin öz eleştirisidir.
• Son Denetim
Proje tamamlandıktan ve uygulamaya konulduktan sonra, bütçeleme prosedürü, uygulama sonuçlarının
projeden beklenenleri karşılayıp karşılamadığının araştırılmasını gerektirir. Bu noktada “projeden
beklenenler neden gerçekleşmedi?” sorusunun cevapları araştırılmalıdır.
FİZİBİLİTE RAPORU KAVRAMI VE AMAÇLAR
•
•
•
•
•
Proje, bir konu etrafında ayrıntılı ve sistematik düşünce olgusu olduğu kadar,
mevcut bilgi ve ek araştırmalar ile bir senteze ulaşma davranışıdır.
Yatırım projesi, belirli bir üretim işini en az maliyetle gerçekleştirmek ve en yüksek
ekonomik ve teknik etkinliğe ulaşmak için, hangi malın hangi kapasitede ve nerede
üretileceğinin, mevcut bilgi ve verilerin sistematik kullanımı ile kararlaştırılarak,
uygulamaya konulması davranışıdır.
Fizibilite etüdü genel olarak üç temel amaç için hazırlanır.
Birincisi, makro ve mikro bazda yatırım kararını alacak olanların, optimal kaynak
kullanımı sağlamak amacı ile bir yatırım projesini hazırlama ve değerlendirme
çalışmasına ihtiyaç duymalarıdır. Bu açıdan fizibilite etüdü, doğru yatırım alanının
kapısını açan ve yol gösteren bir rehberdir.
İkinci olarak, hükümetler özel sektör yatırımlarını teşvik etmek ve desteklemek
amacı ile işletmelere yatırım teşvikleri ve krediler verirler. Hükümetlerin
değerlendirme uzmanları, verilen bu teşvik ve kredilerin doğru yatırımlara
aktarıldığından emin olmak ve zamanı geldiğinde verilen kredileri geri
ödeyebilecek niteliğe sahip yatırım önerileri olduğu yargısına varmak için talep
sahiplerinden, yatırım önerilerine ilişkin bir fizibilite etüdü isterler.
Son olarak, yatırımda bulunacak işletmeler, arzuladıkları yatırımlarını
gerçekleştirmek için eğer bir finansman kuruluşundan dış finansman (kredi)
talebinde bulunuyorlarsa, akılcı finansman kuruluşları, yatırım önerisinin talep
edilen borcu ve faizini zamanı geldiğinde ödeyebilecek nitelikte olduğunu önceden
görmek ve emin olmak için bir fizibilite etüdü (raporu) isterler.
FİZİBİLİTE RAPORU (YATIRIM PROJESİ) HAZIRLAMA SÜRECİ
Projeler, genel bir planın parçalarıdır. Plan ve projeler arasında organik bir bağlantı mevcuttur.
Planlama çalışması uygulanacak projelerin, başarı şanslarını önceden nesnel ölçülere göre
değerlendirip, aralarında bir öncelik sıralaması yapılmak durumundadır. Bu sıralamada
kullanılacak nesnel kriterlere yatırım ölçütleri adı verilir.
Planlamada, ekonominin ve/veya işletmenin belirli bir zaman sürecindeki tüm faaliyetlerine ve
amaçlarına bütünleşik olarak bakılır. Projede ise söz konusu ekonomik faaliyetleri yürütecek, bu
faaliyetlerden sorumlu olacak ve bu faaliyetlere katkıda bulunacak birimler ölçütünde
değerlendirmeler söz konusudur. Planlama bir çeşit projeksiyon işlemidir.
Yatırım projelerinin süreci incelendiğinde, üç temel aşamadan söz etmek gerekir.
• Proje fikri aşaması; bir mal veya hizmetin üretilmesi ile ilgili çeşitli alternatiflerin geliştirilmesi,
her alternatif ile ilgili gelirlerin ve harcamaların hesaplanması ve mevcut alternatiflerin
incelenerek, daha önceden belirlenmiş bazı ölçütlere göre bir ön elemenin yapılmasından
oluşur.
• Mevcut proje fikirleri ön elemeye tabi tutulduktan sonra, kalan proje fikri ya da fikirleri için
bir veya bir kaç projenin hazırlanması aşamasına geçilir
• Sürecin son aşamasında ise işletme yönetimi yatırım kararı alır
FİZİBİLİTE RAPORU İÇERİĞİ
• 1. Projenin tanımı
• 2. Projenin yapılacağı ülkenin genel tanıtımı
• 3. Yatırımın niteliğinin açıklanması
• 4. Projelerin inceleme ve irdeleme raporu
• 5. İş programı
• 6. Firma profili
• 7. Finansal analiz
• 8. Sonuç
• 9. Ekler
YATIRIM PROJELERİNİ DEĞERLEME YÖNTEMLERİ
• Belirli bir sistematik düzen içerisinde hazırlanan fizibilite raporlarında
öngörülen nakit akımlarının, finansal karlılık açısından değerlendirilmesi
gerekir
• En çok kabul gören sınıflandırma biçimi, yöntemlerin paranın zaman
değerini dikkate alıp almamasına göre yapılan sınıflandırmadır. Bu
sınıflandırmaya göre değerleme yöntemleri statik ve dinamik yöntemler
olarak ikiye ayrılabilir.
Statik Yöntemler
1. Toplam net nakit girişinin yatırım tutarına oranı yöntemi,
2. Yıllık ortalama net nakit girişinin yatırım tutarına oranı yöntemi,
3. Ortalama yıllık gelirin ortalama yatırım tutarına oranı yöntemi ve
4. Geri ödeme süresi yöntemidir.
Dinamik Yöntemler
1. Net bugünkü değer yöntemi,
2. İç karlılık oranı yöntemi,
3. Karlılık endeksi yöntemi
4. Yıllık eşdeğer gider yöntemidir
PROJE TEKLİFLERİNİN FİNANSMANI
İş fikirleri ya da yatırım projeleri uzun vadeli yatırımlardır. Bu neden ile yatırımların
finansman kaynaklarının da uzun vadeli finansman alternatifleri arasından seçilmesi
gerekir. Bununla birlikte, yatırımların tamamlanma süreleri ile finansman kaynaklarının
geri ödeme dönemlerinin başlama tarihi arasında da zaman açısından uyumun
sağlanması gerekir.
İşletmelerin projelerin finansmanında kullanabilecekleri orta ve uzun vadeli başlıca
finansman alternatifleri şu şekilde sıralanabilir:
•
Öz kaynaklar (hisse senetleri, dağıtılmayan karlar, amortisman fonları vb.)
•
Orta vadeli banka kredileri
•
Orta vadeli yatırım malları kredileri
•
Forfaiting
•
Leasing
•
Tahvil çıkarma
•
Rotatif krediler
11. BÖLÜM ÇALIŞMA SERMAYESİ
•
•
•
•
•
•
•
ÇALIŞMA SERMAYESİ KAVRAMI,
ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI,
ÇALIŞMA SERMAYESİ DÖNGÜSÜ,
ÇALIŞMA SERMAYESİNİN FİNANSMANI,
NAKİT YÖNETİMİ,
ALACAK YÖNETİMİ,
STOK YÖNETİMİ
ÇALIŞMA SERMAYESİ KAVRAMI
Cari varlıklar olarak da bilinen çalışma sermayesi (işletme sermayesi) işletme
bilançosundaki dönen varlıklar toplamıdır.
Net çalışma sermayesi (net işletme sermayesi) ise dönen varlıklar toplamından kısa
vadeli yabancı kaynaklar toplamının çıkarılması ile bulunan tutardır.
Çalışma Sermayesi Yönetiminin İşletmeler Açısından Önemi
• Çalışma sermayesi yönetimine ayrılan süre: İşletmelerde yapılan çalışmalar, finans
yöneticisinin zamanının büyük bölümünü paranın günlük akışı ile ilgilenerek
geçirdiğini ortaya koymaktadır
• Dönen varlıklara yapılan yatırım tutarı: İşletmelerin faaliyet konularına göre
değişmekle birlikte, dönen varlıkların işletme toplam varlıkları içerisindeki payı
önemli tutarlara ulaşmaktadır.
• İşletmenin iş hacmi ile çalışma sermayesi arasındaki ilişki: Satışların büyümesi
işletmenin hammadde alışlarında, stoklarında, alacaklarında, nakit ve
benzerlerinde de büyümeye neden olacaktır.
• Çalışma sermayesi ile işletmenin karlılığı arasındaki ilişki:
• Çalışma sermayesinin küçük işletmeler açısından önemi:
Çalışma Sermayesi Türleri
- Sürekli çalışma sermayesi,
- Geçici çalışma sermayesi
- Yarı değişken çalışma sermayesi olmak üzere üç bileşenden oluşmaktadır.
ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI
Çalışma sermayesi aşağıda sıralanan işletme gereksinimlerini gidermek için
gereklidir.
• Üretim gerçekleştirebilmek ya da işletme faaliyetlerini devam ettirebilmek
için gereksinim duyulan hammadde ve işletme malzemesini satın
alabilmek, çalışanların ücretleri, Elektrik, su, doğalgaz gibi günlük giderleri,
Borçların anapara ve faizlerinin zamanında ödenebilmesi için çalışma
sermayesine gereksinim duyulmaktadır
Çalışma sermayesinin gereğinden fazla olmasının etkileri şunlardır:
• Gereğinden fazla hammadde ve işletme malzemesi bulundurulması,
Alacakların fazla olması, alacak tahsilinde yaşanan güçlükler çalışma
sermayesini arttırdığı gibi, artan çalışma sermayesi işletmenin borçlarının
artmasına da yol açar, Gereksiz harcamalar yapılması, Spekülatif yatırımlar
çalışma sermayesinin artmasına , Karlılığın düşmesine yol açar
Çalışma sermayesinin yetersiz olmasının etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• İşletmenin gereksinim duyduğu hammadde ve işletme malzemesinin
zamanında ve istendiği kadar elde edilememesine neden olur, Çalışanların
ücretlerinin zamanında ödenememesi çalışma düzeninin bozulmasına yol
açar, Duran varlıkların tam kapasite ile kullanılması olanaksız duruma gelir,
Yatırımların getiri oranını düşürür, İşletme faaliyetlerinin yavaşlamasına
neden olur.
ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI
Çalışma sermayesinin yetersizliği aşağıdaki gelişmelerden anlaşılabilir:
• Net işletme sermayesinin negatif olması,
• Borçların zamanında ödenememesi,
• Stokların siparişleri karşılamada yetersiz kalması,
• Müşterilerin vadeli satış taleplerinin karşılanamaması,
• Üretimde gerekli girdilerin zamanında, uygun koşullarda ve miktarda temin
edilememesi,
• Artan talebe karşılık, bu talebi karşılayacak iş hacmini geliştirici araçların sağlanması,
• İşletmenin çevre şartlarındaki değişimlere ve dış gelişmelere ayak uyduramaması.
Çalışma Sermayesi İhtiyacını Belirleyen Faktörler
• İşin doğası: Çalışma sermayesi gereksinimi işin doğasına göre değişebilmektedir.
• Üretim döngüsü: Çalışma sermayesi miktarı, üretim döngüsünün uzunluğu ile doğru
orantılıdır.
• Üretim politikası: İşletme durağan bir üretim politikasına sahip ise çalışma sermayesi
düzeyi çok fazla değişiklik göstermeyecek
• Kredi politikası: İşletme satışlarında uzun vade tanıyorsa, çalışma sermayesi gereksinimi
artacaktır.
• Büyüme ve gelişme, Hammadde gereksinimi, Kredi bulma olanakları, Üretim
kapasitesi ve birim üretim maliyeti, Rekabet düzeyi
ÇALIŞMA SERMAYESİ DÖNGÜSÜ
• İşletmelerde çalışma sermayesine yatırımı etkileyen yatırım döngüsü
hammaddelerin satın alınmasıyla başlar. Hammadde alımları için yapılacak
ödemeler için geçen süre “ticari borçların ödenme süresi” dir.
Hammaddeler kullanılarak mamul haline dönüştürülür. Stoklara ilk
yatırımla satış tarihi arasında geçen süreye “stokta geçen süre”; satış tarihi
ile işletmeye yapılan ödemelerin tarihi arasında geçen süreye de “ticari
alacakların tahsil süresi” denir.
• İşletmenin hammaddelerine yaptığı ödemeler ile müşterilerden tahsil
ettiği ödemeler arasındaki zaman uzunluğuna “nakde dönüşüm süresi”
denir. Nakde dönüşme süresi uzadıkça işletmelerin çalışma sermayesine
olan ihtiyacı artacaktır.
• Nakit Dönüşüm Süresi = (Stokta geçen süre + Alacakların tahsil süresi Borçları ödeme süresi)
• Çalışma sermayesi döngüsü hammaddenin sağlanması, müşterilere yönelik
taahhütlerin verilmesi, üretimin yapılması, mal ve hizmetlerin satılması ve
müşterilerden paranın tahsil edilmesine kadarki tüm dönemi kapsar. Bu
açıdan bakıldığında çalışma sermayesi döngüsü nakit dönüşüm
döngüsünden farklıdır. Nakit dönüşüm döngüsü ise tahakkuk etmiş
borçların ödenmesi ile alacakların tahsil edilmesi arasındaki geçen süreyi
gösterir
ÇALIŞMA SERMAYESİNİN FİNANSMANI
• Finansmanın temel ilkesi gereği, dönen varlıkların kısa vadeli yabancı
kaynaklarla, duran varlıkların ise uzun vadeli yabancı kaynaklar ve
özkaynaklarla fonlanması gerekir.
• Çalışma sermayesinin finansmanı üç temel politika ile belirlenebilmektedir.
1. Dengeli Finansman Stratejisi
Dengeli finansman stratejisinde, duran varlıklar ve çalışma sermayesinin
sürekli kısmı uzun vadeli kaynaklarla, çalışma sermayesinin dalgalanma
gösteren kısmı ise kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmektedir
2. İhtiyatlı Finansman Stratejisi
İhtiyatlı finansman stratejisinde finans yöneticileri, riski en düşük düzeyde
tutmayı amaçlar. Stratejiye göre işletmenin sahip olduğu tüm varlıklar, yani
duran ve dönen varlıkların tamamı uzun vadeli kaynaklarla finanse edilir.
3 Atılgan Finansman Stratejisi
Atılgan finansman stratejisinde duran varlıklar uzun vadeli kaynaklarla finanse
edilirken, çalışma sermayesinin hem sürekli kısmı, hem de dalgalanma
gösteren kısmı kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmektedir
Çalışma Sermayesi Finansmanında Karlılık ve Risk Değişimi
Risk ve karlılık arasında doğru yönlü bir ilişki vardır. Risk arttıkça karlılık artar,
risk düştükçe karlılık da düşer. Burada finans yöneticisi, kar ile risk arasında bir
değişim yapacaktır.
NAKİT YÖNETİMİ
İşletmelerde nakit yönetiminin temel amacı likidite ile işletmenin uzun vadeli kârlılığı
arasında denge kurmaktır.
• İşletmenin; doğru, kesin ve zamanında yapılmış tahmin ve raporlama sistemine,
nakit toplama ve harcama yöntemlerinin belirlenmesine ihtiyaç vardır.
• İşletmenin; nakit gereksinimini en aza indirmek, paranın nereden ve nasıl
sağlanacağını belirlemek, yatırılan fonlardan riski de göz önüne alarak en yüksek
getiri sağlamak gerekmektedir.
Nakit yönetimi ile nakit giriş ve çıkışları kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır.
• Nakit girişleri, nakit çıkışlarından fazla ise bir fazlalık oluşacaktır. Bu fazlalık ya
borçların ödenmesinde ya da çeşitli varlıklara yatırım yapılmasında kullanılır.
• Nakit çıkışları, nakit girişlerinden fazla ise bir açık söz konusudur. Bu açık ya
borçlanarak ya da daha önce yatırım amacıyla alınmış olan finansal varlıkların
satımıyla kapatılabilir.
Nakit yönetimini gerçekleştirecek olan finans yöneticileri, ayrıca aşağıdaki sorunlara
da cevap bulmaya çalışmalıdır:
• Nakit girişi nasıl hızlandırılabilir ya da nakit çıkışları nasıl yavaşlatılabilir?
• Oluşturulacak menkul kıymet portföyünün bileşimi nasıl olmalıdır?
• Nakit değerlere ve menkul değerlere yapılacak yatırımın düzeyi ne olmalıdır?
ALACAK YÖNETİMİ
İşletmeler satışlarını artırmak, rekabet ortamı gereği vadeli satış yapmak zorunda kalabilirler. Başka bir
deyişle alacaklarını tahsil edene kadar müşterilerini finanse ederler.
Alacaklar, bilançoda satış fiyatı üzerinden, stoklar ise maliyet bedeli üzerinden kaydedilir. Kredili
satışların artış göstermesi, alacakları artırırken stokları azaltır. Aradaki fark, işletmeye kâr olarak yansır.
Alacaklar tahsil edildiği sürece bu durum işletmenin piyasa değerini artırırken; alacakların tahsilinde
yaşanan sorunlar, işletmenin piyasa değerini olumsuz etkiler.
İşletmelerin kredi politikasını esnek tutarak alacaklarını artırmasının işletmeye getirdiği yükler
bulunmaktadır. Bu yükleri şu şekilde sıralayabiliriz;
• Tahsilat Maliyeti
• Sermaye Maliyeti
• Tahsil Edememe Maliyeti
Alacakların Düzeyini Etkileyen Faktörler
• Kredili satışların toplam satışlara oranı
• Satışların hacmi
• İşletmenin kredi ve tahsilat politikası
• işletmenin büyüklüğü
Alacakların Düzeyinin Belirlenmesi
• Kredili satışların hacmi
• Katışların yapıldığı zaman ile tahsilatın yapıldığı zaman arasında geçen süre
Alacakların Düzeyi = Günlük Kredili Satışlar X Tahsilat Süresi
• Nakit iskontosu
STOK YÖNETİMİ
•
Stok yönetiminde ne alınacak, nasıl alınacak, kaça alınacak, nereden alınacak, nerede stoklanacak,
nerede kullanılacak gibi sorulara cevap bulmaya çalışılır.
• Toplam varlıklar içinde stokların payı işletmenin türüne bağlı olarak farklılık gösterir. Bu nedenle
stok yönetiminin ve kontrolünün önemi işletmeden işletmeye farklılık göstermektedir.
Stok Türleri
• Hammadde Stokları
•
Yarı Mamul Stokları
• Mamul Stokları
Stok Maliyetleri
• Stok Fiyatları
• Stok Tedarik Maliyeti
• Stok Bulundurma Maliyeti
• Stok Bulundurmama Maliyeti
Stok Maliyetlerinin Hesaplanması
• Stok Tutma Maliyeti
= Ortalama Stok x Birim Tutma Maliyeti
• Sipariş Maliyeti
= Sipariş Sayısı x Her Siparişin Maliyeti
• Toplam Stok Maliyeti
= Stok Tutma Maliyeti + Sipariş Maliyeti
Stok Değerleme Yöntemleri
Stok Kontrol Yöntemleri
Stok Yönetiminde Etkinlik İlkeleri
12. BÖLÜM KAR DAĞITIM POLİTİKASI
•
•
•
•
•
KAR DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ,
KAR DAĞITIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER,
KAR DAĞITIM POLİTİKASI ÇEŞİTLERİ,
KAR PAYI ÖDEMELERİ,
KAR DAĞITIM POLİTİKASININ İŞLETMENİN
PİYASA DEĞERİNE ETKİSİ
KAR DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ
• İşletmelerin elde ettiği net karın; ortaklar,
dağıtılmamış kar kalemi ve yedek akçeler
arasındaki dağılımını belirleyen politikalara
Kar Dağtım Politikası denir.
• Kar dağıtımı, işletmelerin büyüme hızını,
piyasa değerini ve ortakların gelirini etkileyen
özellik taşımaktadır. Bu nedenle kar dağıtım
politikası yönetimin önemli kararlarından biri
olmaktadır.
KAR DAĞITIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
•
•
•
•
•
•
•
•
İşletmelerin Likidite Durumu
Borçların Ödenmesi Zorunluluğu
Yatırımlar için Duyulan Fon Gereksinimi
Karların İstikrarı
Sermaye Piyasasına Girme Olanağı
Ortakların Vergilendirme Durumu
Benzer İşletmelerin Kar payı Dağıtım Politikası
Yasalar ve Şirket Sözleşmesinde Yer Alan Hükümler
Kanunlar kar dağıtım ile ilgili olarak üç ilke benimsemiştir
1. Net Kar İlkesi : Dönem ve geçmiş yıl net karlarından ve ayrılan
yedek akçelerden kar dağıtımı yapılabilir.
2. Esas Sermayenin Korunması İlkesi : Kar elde edilmedikçe, geçmiş
yıllardan ayrılan yedek akçeler tamamlanmadıkça çeşitli ad altında kar
dağıtılamaz.
3. Şirketin Borçlarını Ödeme Gücüne Sahip Olma İlkesi: İşletmenin
borç tutarı net aktifin üstünde olması halinde kar dağıtılamaz.
KAR DAĞITIM POLİTİKASI ÇEŞİTLERİ
Karın Dağıtımı işletmenin piyasa değerinin arttırılmasında
önemli faktör olmaktadır. Ülkemizde yasalar karın dağıtımını
öngörmektedirler. Bunun yanında, kar dağıtımı aşağıdaki üç
şekilde yapılması önerilmektedir.
• Sabit Miktarda Kar Payı Dağıtımı : Yıllara göre elde edilen
kar farklı olmasına rağmen dağıtılan kar hep aynı tutarda
olmasıdır. Bu yöntemi benimseyen işletmelerin gelecek
dönemde dağıtacağı kar payı bilindiğinden hisse
senetlerinin talebi yüksek olur.
• Sabit Oranda Kar Payı Dağıtımı : Her yıl oran sabit
olduğundan elde edilen kara göre dağıtacağı kar payı
değişiklik gösterir.
• Sabit Miktarda Kar Payı Dağıtıp, Bazen Bunun Üzerine
İlave Kar Payı Dağıtımı: Bu yöntemde asgari dağıtılacak kar
payı önceden belirli olmakta, karın yüksek olduğu
dönemlerde bunun üzerine ilave kar payı dağıtılmaktadır.
KAR PAYI ÖDEMELERİ
İşletmeler genelde beş tür kaynak ile kar payı ödemelerini yaparlar.
Bunlar;
• Nakit Olarak Kar Payı Ödeme : İşletmenin likiditesi uygunsa kar
paylarını nakit olarak öderler
• Hisse senedi Olarak Kar Payı Ödeme : İşletmeler gelir elde etme
amaçlı aldıkları hisse senetleri veya kendi hisse senetlerini bedelsiz
olarak vererek kar paylarını öderler
• Hisse Senetlerin Geri Alınması : Hisse senetlerini geri satın alarak
hisse adeti azaltmakta ve dolayısıyla hisse başına karı arttırarak
işletmenin piyasa değerini arttırmaktır. Ancak Türk Hukuk sistemine
göre bu mümkün değildir.
• Mal Olarak Kar Payı Ödeme : Ürünlerine talep olan mal üreten
işletmeler ortaklarına para yerine kar payı olarak mal verilir.
• Kar Payı Olarak İntifa Senedi : Uygulamada görülmeyen ancak SPK
da var olan bu yöntem oy hakkı olmayan hisse senetlerinin kar payı
olarak dağıtımıdır.
KAR DAĞITIM POLİTİKASININ İŞLETMENİN PİYASA DEĞERİNE
ETKİSİ
İki çalışma ve görüş mevcuttur. Bunlar;
Modigliani-Miller Görüşü : Bu görüşe Göre kar dağıtımı işletmenin piyasa değerine
etkisi olmadığıdır. Bu görüşün kaynağı aşağıdaki varsayımlardır.
• Sermaye piyasasında tam rekabet koşulları geçerli ve bütün yatırımcılar rasyonel
davranırlar
• İletişim sistemi çok gelişmiş olduğundan yatırımcılar ücretsiz her türlü bilgiye
ulaşmaktadırlar
• Alım satımda komisyon yoktur
• İşletmenin yatırım politikası sabittir
• Piyasada tam bir belirlilik vardır
İşletme karı dağıttığında piyasa değeri yükselecek, dağıtacağı karı öz veya yabancı
kaynaktan dağıtacağından değeri tekrar düşecek ve kar dağıtımı piyasa değerine etki
etmemektedir.
John Linter ve Myron Gordon'ün Görüşü : Bu görüş, Modigliani-Miller görüşünün
tersine dağıtılan kar işletmenin piyasa değerini etkilemektedir. Dağıtılan kar
yatırımcının (hisse senetleri alanın) riskini azalttığından daha fazla talep ederek
işletmenin piyasa değerinin artacağı ile sürülmektedir
İşletmenin piyasa değeri gelecekte elde edilecek karları toplamının şimdiki değere
indirgenmesi ile hesaplanabileceğidir
13. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ)
ARAÇLAR VE DEĞERLEME
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
BANKNOT,
TİCARİ SENETLER,
HAZİNE BONOSU,
TAHVİL,
FİNANSMAN BONOLARI,
VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLER,
GELİR ORTAKLIĞI SENETLERİ,
KAR VE ZARAR ORTAKLIĞI BELGELERİ,
KONUT SERTİFİKALARI,
HİSSE SENETLERİ,
HİSSE SENEDİ GETİRİSİ (VERİMİ),
KATILMA İNTİFA SENETLERİ
BANKNOT
• Banknot, devletçe yetkilendirilen bir banka
tarafından çıkarılan ve en yüksek likidite gücüne
sahip olan bir finansal araçtır. Temsili para olan
banknot bir emisyon kurumunca basılarak
tedavüle çıkarılır ve çıkaran kurumun topluma
olan borcunu gösterir. Bir ülkenin resmi parası
sayılan banknot, finansal sistemin temel kredi
aracıdır. Bu yüzden, banknot aynı zamanda
kıymetli evrak hüviyeti taşır.
• Banknot zaman zaman kâğıt para ile de eş anlamlı
olarak kullanılmaktadır. Ancak, kâğıt para devlet
hazinesi tarafından basılır ve karşılığı zayıf
olduğundan güvenilirliği banknot’a kıyasla
düşüktür.
TİCARİ SENETLER
Ticari senet, kısa süreli ticari işlemlerde kullanılan bono, poliçe, çek olarak
adlandırılmış kıymetli evrakların genel adıdır
Ticari senetlerin başlıca özellikleri şunlardır:
• Belirli şekil (düzenlenme) şartları vardır.
• Senet üzerinde imzası bulunan kişiler müteselsilen (zincirleme) sorumludurlar.
• Senetlerin tahsilinde özel takip usulleri (İcra ve İflas Kanunu hükümleri) uygulanır.
• Senet üzerindeki her imza ya da açıklama bağımsızdır.
• Senetler teslim veya ciro yoluyla el değiştirebilirler.
Hukuk dilinde kıymetli evraktan farklı olarak kullanılan bir kavram da menkul
kavramıdır. Menkul kıymet, bir sermayeyi (borç veya özsermaye) temsil eden ve
sahibine uzun süreli olarak gelir sağlayan kıymetli evrak veya senet olarak
tanımlanmıştır.
TTK’ da ve Medeni Kanun’da gerekse SPK’ da şu belgeler kıymetli evrak olarak
adlandırılmışlardır.
• Banknotlar
• Ticari senetler: Bono, poliçe, çek
• Hisse senetleri
• Tahviller
• Emtia senetleri: Makbuz senedi ve Varant, Konşimento, Taşıma senedi, Deniz
ödünç senedi
• İpotekli borç senedi
• Finansal sözleşmeler: Örneğin, futures, forward, opsiyon ve swap sözleşmeleri
HAZİNE BONOSU
• Hazine tarafından yayınlanan kısa süreli iç borçlanma araçlarıdır.
Bonoların süreleri 1 yıldan az olup, iskontolu olarak ihracı yapılır.
Üzerlerinde tahviller gibi ayrı faiz kuponları yoktur. Faiz, bonoların
nominal değerleri (vade sonu değeri) ile satış fiyatı arasındaki farktır.
Satıştan (ihraç) itibaren vade işledikçe İskonto tutarı amortize edilir.
• Ekonomideki kısa süreli faiz oranlarının oluşmasında gösterge
niteliği taşımaları, finansal kurumlar ve bireysel yatırımcılarca kısa
süreli güvenilir bir yatırım aracı kabul edilmeleri, finansal kurumların
ve özellikle bankaların disponibl değerleri arasında kabul edilmeleri,
çeşitli finansal işlemlerde teminat olarak kabul görmeleri, repo
işlemlerinin kaynağı olmaları yüzünden hazine bonoları birincil ve
ikincil piyasada (tezgah üstü piyasa) hakim önemli bir enstrümandır.
Devletin hazine bonosu ihraç etmesinde temel nedenler şöyle
sıralanabilir:
• Bütçe açıklarının kapatılması
• Finansal piyasalarına müdahale etme
• Para ve sermaye piyasalarının gelişmesine ve derinleşmesine
yardımcı olmak
TAHVİL
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Sermaye piyasasının temel finansal aracı olan tahvil, yayınlayıcısı tarafından orta ve uzun vadede
geri ödenme koşuluyla düzenlenmiş bir sözleşmedir. TTK tahvili; “Anonim şirketlerin ödünç para
bulmak için itibari (nominal) değerleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleri”
biçiminde tanımlamıştır.
Tahviller devletin, belediyelerin ve şirketlerin orta ve uzun vadeli yatırımlarını finanse etmek
amacıyla çıkarılır. Elinde bulunduran yatırımcısına genellikle 2-7 yıl arasındaki bir dönem için
hesaplanmış periyodik bir akıma bağlı faizi ve yatırılan anaparayı geri alma hakkı verir. Üzerinde
yazılı nominal değeri bazen vade sonunda, bazen belirli bir itfa planına bağlı olarak, bazen de zaman
zaman yapılan çekilişlerle (kura) geri ödenir.
Bir tahvilin yatırımcısı açısından sağlayacağı getiri aşağıdaki faktörlere bağlıdır.
Tahvilin vadedeki değeri
Kupon ödemelerinin süresi, sıklığı ve büyüklüğü
Vadeye kadar olan süresi
Risk derecesi
Yatırılan paranın zaman değeri
Dönemler itibariyle nakit akışı
Geri ödeme dönemlerinde diğer yatırım araçlarının durumu.
Yatırımcılarına sağladığı haklara göre tahviller şöyle gruplandırılabilir:
Normal tahviller
Değişken faizli tahviller
Primli tahviller
İkramiyeli tahviller
Kara katılmalı tahviller
Hisse senedine dönüştürülebilir tahviller
Kuponsuz tahviller
Çift para birimli tahviller
Opsiyonlu tahviller
Euro tahviller
•
•
•
•
•
•
•
•
FİNANSMAN BONOLARI
Piyasa kredibilitesi yüksek anonim şirketlerin kısa vadeli borçlanmalarda
kullandıkları bir tür finansal araçlardır. Yaygın kullanım alanı nedeniyle finansman
bonoları dünya para piyasalarının likidite düzeyi yüksek finansal araçları
arasındadır.
Finansman bonoları içerdiği garantilere göre şu türlere ayrılırlar:
A tipi finansman bonosu: İhraç eden firma veya kurum dışında herhangi bir
garantisi yoktur.
B tipi finansman bonosu: Yayınlayıcı firmanın veya kurumun teklifine ve SPK
onayına bağlı olarak bir bankanın garantisinin öngörüldüğü durumlar dışında,
bonoların bir bölümü veya tamamı üzerinde bir bankanın destek kredi garantisinin
bulunduğu finansman bonolarıdır.
C tipi finansman bonosu: Bir bankanın garantisinin bulunduğu bonolardır.
D tipi finansman bonosu: SPK tarafından kabul edilen bir garanti fona bağlı olarak
çıkarılan bonolardır.
E tipi finansman bonosu: Hazine garantisine sahip finansman bonolarıdır.
F tipi finansman bonosu: Başka bir şirketin garantisi altındaki finansman
bonolarıdır.
Banka Garantili Bonolar ve Banka Bonoları
Banka garantili bonolar anonim şirketlerin bir bankanın garantisini alarak ihraç
ettiği menkul kıymetlerdir. Banka garantili bonoların süresi 90 gün ile 720 gün
arasında değişir. Türkiye’de banka garantili bono çıkarma yetkisi sadece kalkınma ve
yatırım bankalarına verilmiştir.
VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLER
Firmaların ve bankaların likidite düzeyi yüksek aktifleri karşılığı çıkardıkları borç senetleridir.
VDMK, varlıkların menkul kıymetleştirilmesidir.
Türkiye’de VDMK ihraç yetkisi verilen kurumlar şunlardır:
• Bankalar
• Finansal kiralama şirketleri
• Finansman şirketleri
• Genel finans ortaklıkları,
• Gayrimenkul yatırım ortaklıkları
SPK Tebliğine göre, bankalar tüketici ve konut kredileri karşılığında, finansal kiralama
şirketleri kiralama sözleşmelerinden doğan alacakları karşılığında, ihracatçı şirketler
ihracatları karşılığında, gayrimenkul yatırım ortaklıkları gayrimenkul satış sözleşmelerinden
kaynaklanan alacakları karşılığında VDMK ihraç edebilirler. Tebliğe göre bu alacak kalemleri
şöyle sıralanmıştır:
• Tüketici kredileri,
• Konut kredileri,
• Finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar,
• İhracat işlemlerinden doğan alacaklar,
• Anonim şirketler ile KİT statüsündeki kuruluşların müşterilerine yaptıkları taksitli
satışlardan doğan senetli alacakları,
• Gayrımenkul yatırım ortaklıklarının portföylerindeki satış ve satış vaadi
sözleşmelerinden kaynaklanan senetli alacakları,
• TC Ziraat Bankasınca Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığında kullandırılan kredilerden
senede bağlanmış olanları ile
• T.Halk Bankasınca küçük esnaf ve sanatkârlara açılan ihtisas kredileri.
GELİR ORTAKLIĞI SENETLERİ
Gelir ortaklığı senedi (GOS), tahviller ve bonolar gibi belli bir faiz geliri
sağlamayan, öte yandan hisse senetlerinde olduğu gibi ortaklık hakkını
vermeyen melez nitelikte bir menkul kıymettir. Senedi elinde
bulunduran yatırımcı, senedin bağlanmış olduğu kuruluşun yönetimine
de katılamaz, sadece elde edilecek gelirinden pay alır. Türkiye’ye özgü
sayılabilecek bu senetlere İstanbul Boğaz Köprüsü, Keban Barajı,
Oymapınar Barajı gelir ortaklığı senetleri örnek olarak gösterilebilir.
Gelir ortaklığı senetleri, 17.3.1984 tarih ve 2983 sayılı Tasarrufların
Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkındaki Kanun
gereğince Kamu Ortaklığı İdaresi (KOİ) tarafından ihraç edilirler.
Kanunun çıkarılmasının temel amacı, kamunun sabit sermaye
yatırımlarına finansman sağlamak ve sermaye piyasasının gelişmesine
yardım etmektir. 1986 yılından itibaren 6 aylık dönemler itibariyle gelir
ödemeli olarak ve 3 yıl vadeli olarak çıkarılmaya başlanmışlardır.
Senetlerin anaparaları vade sonunda devletçe geri ödenmektedir. GOS
devlet ihalelerinde teminat olarak gösterilebilmektedir. İkincil piyasada
işlenmiş geliriyle işlem görebilmeleri yüzünden yatırım sahiplerince
likidite düzeyi yüksek finansal araçlar olarak kabul edilirler. Türkiye’de
GOS’lar vergiden muaf tutulmuşlardır.
KAR VE ZARAR ORTAKLIĞI BELGELERİ
Kar ve zarar ortaklığı belgesi (KOB), GOS gibi 1984 yılından itibaren Türk finans sistemine girmiş, melez bir
menkul kıymet türüdür. KOB’un finansal sisteme katılmasındaki temel amaç, faizsiz işleme arzusundaki fonları
ekonomiye kazandırmaktır.
KOB çıkarım esasları 13 12. 1984 tarih ve 18605 sayılı SPK Tebliğiyle düzenlenmiştir. Çıkarım SPK’nın iznine
bağlanmıştır. Adı geçen tebliğe göre KOB ihracının temel koşulları şunlardır:
•
Anonim şirketlerce ada veya nama yazılı olarak çıkarılabilirler,
•
Halka arz edilebilirler,
•
Çıkarım SPK’ nın iznine bağlıdır,
•
Üzerlerinde “kar ve zarar ortaklığı” ibaresi yer alır ve sadece kar garantisi taşımazlar (zarar da olabilir),
•
Asgari 250.000.-TL ve katları biçiminde düzenlenebilirler,
•
Vadeleri en az 3 ay, en fazla 7 yıl olabilir,
•
Üzerlerinde yazılı belli bir faiz gelirleri yoktur.
Şirketin sadece kar ve zararına katılma hakkı tanıyan KOB’ ların Türk finans sisteminde iki temel işlevi vardır:
1) 1980 sonrası yükselen enflasyon, şirketlerin sermaye gereksinmelerini artırmıştır. Enflasyona paralel olarak
yükselen kredi faiz oranlarının borç sermaye maliyetlerini olumsuz etkilemesi, şirketlerin finansal yapılarını
tahrip etmiş, finansal açıklar büyümüştür. KOB, bir şirket açısından yüksek faiz maliyetiyle borçlanma
yoluna gitmeksizin, fon derleyebilmesinde yeni bir olanaktır.
2) Türk finans sistemi mevduat ve ticaret bankaları grubunun hâkimiyeti altındadır. Bu bankalar faiz üzerinde
çalışan kurumlardır. Türkiye’de bir kesim tasarruf sahibi açısından faiz, dini inançlar gereği haram olarak
kabul edilmektedir. Bu yüzden tasarrufların bir bölümü bankacılık hatta finans sistemi dışına kaymaktadır ki
zaten Türkiye gibi ülkelerde yatırım fonları yetersizdir. Bu açıdan KOB, inançları gereği tasarruflarını finans
sistemi dışında tutmak zorunda kalan bu önemli kesimi sisteme dahil etmede önemli bir rol üstlenmiştir.
KONUT SERTİFİKALARI
• Konut sertifikaları belli gayrı menkuller karşılık gösterilerek çıkarılan
menkul kıymetlerdir. Daha çok bu gayrı menkullerin değer artışlarından
yararlanmak isteyen yatırımcılar tarafından tercih edilen, ikincil piyasada
işlem görme olanağına sahip bir finansal araç türüdür. Her sertifika birim
olarak ve bir birim 1 m2 karşılığı olmak üzere ihraç edilir. Belli miktarda
sertifikaya sahip olunduğunda ve proje tamamladığında istenilirse gayrı
menkule dönüştürülebilir.
• Türkiye’de konut sertifikaları Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ilk
olarak İstanbul Halkalı uydu kenti için metrekare karşılığı çıkarılmışlardır.
Konut sertifikalarının vadesi 5 yıldır.
• Konut sertifikalarına benzer diğer bir finansal araç ise gayrı menkul
sertifikalarıdır. Gayrı menkul sertifikaları inşa edilmekte olan ya da inşa
edilmesi planlanan gayrı menkullerin finansmanı için anonim şirketlerin
ihraç ettikleri finansal araçlardır. Sertifikalar hamiline yazılı olarak
düzenlendiklerinden ikinci el piyasada işlem görme olanağına sahiplerdir.
• Gerek konut sertifikaları ve gerekse gayrı menkul sertifikalarının temel
amacı yatırımcıları konut sahibi yapabilmektir. İkinci amaç ise, ülkedeki
gayrı menkul sektörünün geliştirilmesi, gayrı menkul fonlarının para ve
sermaye piyasalarıyla entegrasyonudur.
HİSSE SENETLERİ
•
Anonim şirketlerde pay sahiplerinin (ortakların) şirket sermayesi üzerinde tasarruf hakkını temsil
eden kıymetli evrak niteliğindeki belgedir.
• TTK’ndaki son değişiklikle (2012) bir hisse senedinin nominal değeri 1 kuruş olarak belirlenmiştir.
Buna göre 1 lot hisse senedi de 1 TL nominal değerlidir.
• Hisse senetleri diğer finansal araçlar gibi hem ihraç piyasalarının hem de menkul kıymet borsaları ile
üçüncül ve dördüncül piyasaların temel finansal araçlarıdır.
• Hisse senetleri taşıdıkları haklara göre normal (adi) ve ayrıcalıklı olmak üzere iki gruba ayrılır.
1. Normal (Adi) Hisse Senetleri
• Bu senetler, bir varlığa sahip olmanın sağladığı temel hakları içerirler.
• Yönetime ve denetime katılma hakkı
• Kardan pay alma hakkı
• Tasfiyeden pay alma hakkı
• Rüçhan hakkı
2. Ayrıcalıklı (İmtiyazlı) Hisse Senetleri
Ayrıcalıklı hisse senetleri normal hisse senetlerinden farklı olarak birtakım ek haklar içeren hisse senedi
türleridir
• Öncelikli kar payı hakkı
• Ek kar payı hakkı
• Birikim Hakkı
• Oy hakkı
• Normal hisse senedine dönüşebilme hakkı
• Geri çağrılabilme hakkı
HİSSE SENEDİ GETİRİSİ (VERİMİ)
• Bir şirketin hisse senedini satın alan bir yatırımcı doğal olarak bu
yatırımından bir getiri bekler.
• Hisse senedi yatırımı, mevduat, tahvil, bono gibi sabit veya nominal
anlamda pozitif faiz getirisine sahip yatırım araçlarından farklı olarak
getirisi belli olmayan riskli bir yatırım türüdür.
• Bu yüzden finansal yatırımcılar üstlendikleri bu yüksek risk
nedeniyle çoğu kez ürkek hareket ederler ve haklı olarak bu
yatırımlarından faize dayalı yatırım alternatiflerine göre daha yüksek
düzeyde kazançlar beklerler.
1. Hisse senetlerinde nominal getiri
Bir hisse senedi yatırımının belli bir döneme ait getirisi iki unsurdan
oluşur:
• Hisse senedi alış fiyatı ile getiriye esas olan dönem sonunda ortaya
çıkan fiyat arasındaki fark,
• Şirketin varsa bu dönem içersinde dağıttığı temettü tutarı.
2. Hisse senetlerinde reel getiri
3. Hisse senetlerinde beklenen getiri
KATILMA İNTİFA SENETLERİ
Katılma intifa senetleri (participation dividend), hisse senetlerinde
olduğu gibi ortaklık hakkı vermeyen ancak şirketin; Karından pay alma,
tasfiyesi halinde tasfiye gelirine iştirak etme, sermaye artırımlarında
yeni çıkarılacak hisse senetlerinden satın alma haklarını taşıyan nama
yazılı menkul kıymetlerdir. İntifa senetleri kurucu hisse senetleri olarak
da adlandırılmaktadır. Bu senetler daha çok şirketin kuruluşunda emeği
geçenleri bir vefa borcu olarak verilirler.
•
•
•
•
TTK’ ya göre aşağıdaki gruplar için intifa senedi çıkarılabilir.
Bedeli itfa olunmuş hisse senetleri sahiplerine
Kurucu ortaklara
Alacaklılara
Bu maddelerdekilere benzer şekillerde şirketle ilişkisi olan kişilere
intifa senetleri, şirketlerde genel kurul kararıyla dağıtılabilir
14. BÖLÜM FİRMA DEĞERİ VE
FİRMA DEĞERİNİN
BELİRLENMESİNDE KULLANILAN
YÖNTEMLER
•
•
•
•
FİRMA DEĞERİ KAVRAMI
GELİR YAKLAŞIMI,
MALİYET YAKLAŞIMI,
PİYASA FİYATI YAKLAŞIMI
FİRMA DEĞERİ KAVRAMI
Firma değeri, bir firmanın maddi ve gayrı maddi varlıkları ile geçmişi ve
geleceği de dahil olmak üzere piyasadaki konumunun bir bütün alarak cari
piyasa fiyatı ile ederidir. Yönetim, nakit akışı yaratma kapasitesi, rekabet
avantajları firma değerinin belirlenmesine önemli konulardır. Firma değerinin
bilinmesi, hem para ve sermaye piyasalarında firma hakkında bilgi sahibi
olarak işlem yapabilmek, hem de birleşme ve satın almalarda işlem yapılacak
varlık değerinin bilinmesi açısından önemlidir. Mevcut firmaların halka arzında
hisse senedi fiyatının ne olacağı veya ne olması gerektiği, çıkarılan borçlanma
senetlerini (finansman bonosu, tahvil) alma veya borsada hisse senetlerine
yatırım yapma düşüncesinde olanlar veya kredi kurumları (bankalar) açısından
risk analizi, risk primi ve portföy yönetimi konularında hayati öneme sahiptir.
Firma Değerlemesinde Kullanılan Yöntemler
Firma değerlemesinde dikkat edilmesi gerekin konu; gerçeğe yakın, adil bir
değerin ortaya konulmasıdır. Konu üzerine 3 temel yaklaşım bulunmaktadır.
Bunlar;
Gelir,
Maliyet ve
Piyasa fiyatını baz alan yaklaşımlardır.
GELİR YAKLAŞIMI
Firma değerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan bu yaklaşımda temel
argüman, bir varlığın gelecekte yaratabileceği net gelir kadar bir değerinin
olabileceğidir. Bu yaklaşımda, varlığın (firmanın veya yatırımın) gelecekte sağlayacağı
nakit girişlerinin bugünkü değeri bulunur.
a)Iskonto Edilmiş Nakit Akışlarının Bugünkü Değeri Yöntemi
Bu yöntemde (Irving Fisher-1930) firmanın proforma bilanço ve gelir tabloları
kullanılarak gelecekte yaratabileceği nakit akışlarının bir projeksiyonu çıkarılır. Bu
değerler, bir ıskonto oranı ile bugünkü değere indirgenir.
Burada kullanılan nakit girişleri yıllara göre (en az 5 yıl alınmalıdır) Net Kar +
Amortisman tutarlarıdır. İskonto oranı ise firmanın sermaye maliyeti ya da hisse senedi
yatırımcılarının firmadan beklediği getiri oranıdır.
b)İskonto Edilmiş Pay Başına Gelir (PBG) Yöntemi
Bu yöntemde hisse senetleri sahipleri açısından pay başına gelir veya dağıtılacak hisse
başına gelir (temettü) kullanılabilir. Gerek PBG ve gerekse PBT yıllar itibariyle tahmin
edilerek yine belirli bir iskonto oranıyla bugünkü değere indirgenir. Burada bulunacak
bir hisse senedi fiyat tahmini hisse senedi sayısıyla çarpılarak, firmanın toplam
değerine ulaşılır.
Gelir tahminleri kullanılarak firma değerine ulaşma yönteminde, nakit akışlarının
tahmini önemlidir. Bu değerlemede, firmanın stratejik planı, çeşitli senaryolar ve yıllık
büyüme tahminleri ile dağıtılacak karlar miktarı önemlidir.
MALİYET YAKLAŞIMI
Firma değerlendirmesinde bu yaklaşım 3 değer kavramıyla açıklanabilir. Bunlar defter
değeri, tasfiye değeri ve cari piyasa değeridir.
a)Firmanın Defter Değeri Yöntemi
Firmanın defter değeri muhasebe kayıtlarıyla bilançoya yansıyan varlıklarından borçlar
düşüldükten sonra kalan değeri (özsermaye)’dir. Finansal tablolar analizi bölümünde
hesaplanan hisse senedi defter değerinin toplam hisse senedi sayısıyla çarpımıyla da
bulunur. Burada paranın zaman değeri dikkate alınmaz, firmanın tarihi maliyetleri
dikkate alınır.
Hisse Senedi Defter Değeri (DD) = (Özsermaye/Nominal Sermaye) x Hisse senedi
nominal değeri
Firma Değeri (Pt) = Hisse senedi DD x Hisse senedi sayısı
b)Firmanın Tasfiye Değeri Yöntemi
Tasfiye değeri yönteminde, firma tasfiye edilirse; yani tüm varlıkları o gün itibariyle
paraya çevrilerek, borçlar ödenirse kalan tutar olacaktır.
Tasfiye Değeri = Varlıkların satışından sağlanacak nakit girişi - Borçlar
Tasfiye değeri yaklaşımında sıkıntı, firmanın varlıklarının tasfiye halinde gerçek
değerinin altında bir fiyattan nakde dönüşebilecek olmasıdır.
c)Firma Net Aktif Değeri Yöntemi
Bu yaklaşım firmanın tasfiye değeri yaklaşımında karşılaştığı sorunu bir ölçüde ortadan
kaldırır. Burada firma varlıkları günlük (cari) değerleriyle değerlendirilir, borçlar
düşüldükten sonra öz sermaye tutarına ulaşılır. Bu yöntem kullanıldığında öz
sermayenin düzeltilmiş bir değerine ulaşılmaktadır.
Net Aktif Değeri = Varlıkların cari piyasa fiyatı- Borçlar
PİYASA FİYATI YAKLAŞIMI
Firmanın hisse senetlerinin arz ve talebe göre oluşmuş piyasa fiyatları dikkate alınarak
yapılan değerlendirmedir. Bunun için temel koşul; hisse senetlerinin etkin bir piyasada
yani normal piyasa koşullar altında alım satımıyla oluşacak fiyat olmalıdır. Aşırı iyimser,
ya da aşırı kötümser ortamlarda oluşan fiyata göre değerleme yapmak yanlış sonuçlar
verecektir. Konu üzerindeki en uygun gösterge daha önce üzerinde durulan F/K
oranıdır.
a)Fiyat/Kazanç Oranı Yöntemi
F/K oranı özellikle, Türkiye’de özelleştirmelerde, ilk halka arzlarda önemli firma piyasa
fiyatı hesaplama yöntemidir. Burada en değerli veri, firmanın içinde bulunduğu işkolu
veya sektörün ulusal ya da uluslararası F/K oranının bilinmesidir. Sektörde yer alan
benzer firmaların o dönemdeki F/K oranlarını bilmek, tahmini kolaylaştırır.
b)Piyasa Değeri/Defter Değeri Oranı Yöntemi
Piyasa değeri/defter değeri yaklaşımı, sermaye piyasalarında hisse senetlerinin
değerlendirmesinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde, eğer firmanın
sermaye piyasalarında günlük arz ve talep koşullarında fiyat oluşumu sağlanıyorsa
kullanılabilir. Henüz halka açılmamış, borsada fiyatı oluşmamış firmaların
değerlendirilmesinde, piyasa fiyatı, sektördeki benzer şirketlerin piyasa değerleri
mukayese edilerek bulunabilir.
c)Fiyat/NA Yaklaşımı
Firma değerinin tespitinde F/K veya PD/DD oranları yanında, yıllık ortalama nakit akışı
dikkate alan bir yol izlenebilir. Burada pay başına gelir yerine hisse başına net
kar+amortisman verisinin kullanılması tercih edilebilir. Keza, piyasa tahmincileri
arasında firmanın hisse başına nakit akışı tutarı olarak hisse başına FVÖK ya da FAVÖK
sıklıkla kullanılmaktadır
Download