Sağlık Çalışanı Olarak Hemşirelerde Cinsel Mitler Özkardeş S, Özdemir Ö, İncesu C, Şimşek F Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi Giriş Toplum insanların cinselliğini özellikle cinsiyetle ilgili rollerin belirlenmesi sürecinde etkiler. Çocuklar erken yaşlardan cinsiyet rolleri hakkında mesajlar almaya başlar ve cinslerine uygun davranmaya yönlendirilirler. Toplum kadınları cinsellik konusunda duygusal olmaya teşvik ederken erkekleri daha gerçekçi olmaya yönlendirir. Kadınlardan pasif olmaları ve cinsel açıdan uyarılmalarının uzun zaman alması beklenir. Erkeklerin cinselliğe daha dönük oldukları, fırsat bulunca neredeyse mekanik olarak çok çabuk yanıt verdikleri kabul edilir 1. Mit veya sözlük karşılığı olarak efsane, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa dolaşarak yayılan, çoğu zaman kaynağı gerçek olmayan olağanüstü özellikler içeren bir kavramı aklımıza getirir. Cinsel mitler denildiğinde de kastedilen kişilerin cinsel konularda doğru olduğunu düşündükleri, çoğu zaman abartılı, yanlış, bilimsel değeri bulunmayan inanışlardır2. Batılı toplumlarda cinsel mitlerin yaygınlığına ve cinsel işlev bozukluklarıyla ilişkisinin önemine değinmiş olan zilbergeld, bütün bu mesajların “gerçek” erkeğin ya da kadının nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğiyle ilgili bir kalıp oluşturduğuna işaret etmiştir3. Türkiye’de de son yıllarda cinsel mitlerle ilişkili birkaç yayına rastlanmakla birlikte bu konuda yapılan araştırmaların azlığı dikkat çekicidir. Çalışmamızda bir grup hemşirede cinsel mitlerin yaygınlığı, eğitim ve medeni durumla ilişkisi araştırılmıştır. Yöntem Çalışmaya genel sağlık hizmetlerinin verildiği özel bir kurum olan acıbadem sağlık grubu’nda çalışan, araştırmaya katılmak için gönüllü 118 hemşire katıldı. Gereçler Sosyodemografik Veri Formu: Araştırmacılar tarafından oluşturuldu. Yaş, eğitim, medeni durum, mesleki tecrübe, ilk cinsel bilgilenme yaşı, ailenin cinsel ve dinsel tutumu gibi sosyodemografik verileri sorgulandı. Cinsel Mit Skalası: Yaygın bazı cinsel mitleri içeren 32 maddelik skaladır. Her bir madde için 1-4 arası puan verildi: 1-tümüyle doğru, 2-kısmen doğru, 3-kısmen yanlış, 4-tümüyle yanlış. Bulgular Çalışmaya alınan deneklerin yaş ortalaması 25.8 (sd=3.6), evli olanların oranı %26 bulundu. Eğitim durumunun 49 kişide lise, 67 kişide yüksek okul ve 2 kişide yüksek lisans düzeyinde olduğu belirlendi. Araştırma grubunun %84’ünün çocukluğunun çekirdek aile, %15’inin ise geniş aile ortamı içinde geçmiş olduğu, %61’inde aile içinde cinsel konuların hiç konuşulmadığı saptandı. Çalışmaya katılanların cinsel konularda ilk bilgilenme yaş ortalaması 13 olarak bulundu. Sosyodemografik veriler yönünden incelendiğinde lise ve yüksek okul eğitimli hemşire grupları arasında anlamlı fark saptanmadı. Evli olan ve olmayan hemşire grupları arasında ise yaş (t=-5.20, p<0,0001) ve mesleki tecrübe (t=-4.69, p<0.0001) açısından anlamlı fark bulunurken ilk cinsel bilgilenme yaşı her iki grupta benzerdi. Cinsel mit skalası sonuçlarına göre tüm grupta cinsel mitlere inanma derecesinin “kısmen yanlış” anlamını ifade eden bir toplam puan ortalamasına denk düştüğü saptandı. Tüm grup toplam mit puanı ortalaması 96.65 (sd: 16.76) oldu. En yaygın inanılan cinsel mitler sırasıyla: 11., 24. ve 29. Maddeler olarak bulundu. Cinsel mitlere inanma derecesi açısından hem lise ve yüksek okul eğitimli hemşire grupları arasında hem de evli olan ve olmayan hemşire grupları arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Toplam mit puanı ortalaması lise eğitimli grupta 93.39 (sd: 14.53), yüksek okul eğitimli grupta 98.26 (sd: 17.99) evli olan grupta 99.48 (sd: 13.08), evli olmayan grupta ise 95.63 (sd: 18.13) şeklindeydi. Tartışma Crouch (1999), hemşirelerin hastaların cinsellikleri üzerinde etkin rolleri olduğunu dikkate almaları gerektiğini bildirmiştir. Aynı yazar, cinsel sağlığın her bireyin hakkı olduğunu, hemşirelerin de bunun farkında olmalarına karşın cinsellik konusuyla ilgilenmekte ikircikli davranışlarının olduğunu belirtmiştir. Kantz ve arkadaşlarının (1990) yaptıkları bir çalışmada, hemşirelerin hastalarla cinsellik konusunu tartışmaya gönülsüz oldukları ve bu gönülsüzlüğün çoğunlukla bilgi eksikliğinden ve bu tür kişisel konulardan söz etme zorluğundan kaynaklandığı gösterilmiştir. Çalışmamızda da hemşirelerin cinsel mitlere belli oranda inandıkları belirlenmiştir. Tüm grubun cinsel mit skoruna bakıldığında “kısmen yanlış” anlamına denk düşen bir puan ortaya çıktığı saptanmıştır. Evlilik ya da üniversite eğitiminin cinsel mitlere inanma derecesinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığı bulunmuştur. Çalışmamızda tüm grupta inanma derecesi en yüksek mitlerin 11.“başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir”, 24. “eşler birbirini sevdikleri takdirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini bilirler” ve 29. “menstruasyon ve gebelik dönemlerinde cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır” maddelerinin bulunmuş olması dikkat çeken bir diğer sonuç olmuştur. 11. ve 24. Maddelerdeki ifadelerin ilk bakışta olumsuz anlam taşımayıp, bir inanıştan çok, istenen bir durumu arzu etme niteliğinde görünmesinin bu sonucun nedenlerinden biri olabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Menstruasyonla ilişkili mitlerin daha çok yahudilik ve islam dinlerindeki inanışlardan kaynaklandığı belirtilmiştir6. Çalışmamıza katılan deneklerin içinde yetiştikleri ailelerdeki dinsel tutum sorgulandığında, %95’inde aile içinde dinsel pratiğin bulunduğu ve dinsel eğitimin verildiği saptanmıştır. Evans (2000), sağlık profesyonellerinin cinsel mitler ve korkuları ile hastalar üzerindeki etkilerini ele aldığı makalesinde, cinsellik ve cinsel sağlıkla ilişkili mitler ve korkuların etkili, terapötik bir etkileşimde engeller oluşturduğunu belirtmiştir. Aynı yazar, mitlerin cinsel korkulara yol açtığını ve bu korkularla ancak mitler ve kökenleri belirlendiği, yeniden yapılandırılıp bireyin bütünlük ve iyiliği üzerindeki olumsuz etkileri ortadan kaldırıldığı zaman başa çıkılabileceğini vurgulamıştır. Çalışmamız da bu yolda atılmış bir adım olarak düşünülmüştür. Kaynaklar 1. Gillan PW. Sex Therapy Manual. Oxford, Blackwell, 1987. 2. Kayır A. Cinsellik Kavramı ve Cinsel Mitler. Cinsel İşlev Bozuklukları Monograf Serisi (1): Cinsel Sorunlara Genel Yaklaşım, Yetkin N, İncesu C (Ed.), İstanbul, 1998. 3. Zilbergeld B. Male Sexuality, Little Brown, Boston, 1978. 4. Crouch S. Sexual Health 1: Sexualitynurses’ Role In Sexual Health. British Journal Of Nursing, 1999 8 (9): 601–606. 5. Kantz DD, Dickey CA, Stevens MN. Using Research To Identify Why Nurses Do Not Meet Established Sexuality Nursing Care Standards. J Nurs Qual Ass 1990; 43 (3): 69–78. 6. Evans DT. Speaking Of Sex: The Need To Dispel Mythsovercome Fears. British Journal Of Nursing 2000; 9(10): 650–655.