Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 4; 2003 Zafer ÇAKMAK AVUSTURYA-MACARİSTAN İMPARATORLUĞU’NUN BOSNAHERSEK’İ İŞGALİ VE SONRASINDA OSMANLI DEVLETİ İLE YAPTIĞI ANTLAŞMA Zafer ÇAKMAK* * Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü - ELAZIĞ ÖZET 1878 Berlin Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edilmiştir. Bu işgale karşı Boşnaklar direnmişler ancak başarılı olamamışlardır. 21 Ekim 1879’da AvusturyaMacaristan İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti arasında Bosna-Hersek ve Yenipazar Sancağı’nın durumunu belirlemek amacıyla bir antlaşma imzalanmıştır. Anahtar Kelimeler: Bosna-Hersek, Yenipazar Sancağı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti. ABSTRACT THE AGREEMENT BETWEEN THE EMPIRE OF AUSTRIAHUNGRY AND OTTOMAN EMPIRE ESTABLISHED AFTER THE INVASION OF BOSNIA-HERZEGOVINA Bosnia-Herzegovina was invaded by Austria-Hungary Empire after Berlin Agrement in 1878. Bosnian People resisted against this invasion but they failed. An agrement was signed between Austria-Hungary Empire and Ottamen Empire state to determine the sitation of Bosnia-Herzegovina and Yenipazar sanjak in 1879. Key Words: Bosnia-Herzegovina, The Sanjak of Yenipazar, The Empire of Austria-Hungry, Ottoman Empire. GİRİŞ AVUSTURYA-MACARİSTAN İMPARATORLUĞU’NUN BOSNA-HERSEK’İ İŞGALİNE ZEMİN HAZIRLAYAN OLAYLAR 31 Mart 1877'de, Londra'da, Avrupa’nın büyük devletleri Londra Protokolü adı verilen bir antlaşma imzaladılar (Armaoğlu, 1999:515-516). Buna göre, büyük devletler Osmanlı İmparatorluğu ile Sırbistan arasındaki barıştan haberdar olduklarını, Karadağ'la da barış yapılmasını Babıali'ye bildirdiler. Bununla birlikte, Babıali'nin silahlarını azaltmasını ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Hıristiyanların durumunu düzeltilmesini istediler (Öztuna, 1990: 30). Rusya ayrıca, Karadağ'la barış yapar ve Babıali, Ocak 1877’de Bosna-Hersek’i Avusturya’ya vererek onunla tarafsızlık statüsünde anlaştı (Kocabaş, 1986: 74). Bu olaydan sonra Rusya, Balkanlar’da kendi çıkarlarını korumak üzere harekete geçerek 19 Nisan 1877’de Osmanlı Devleti’ne açacağı savaş kararını Avrupa devletlerine bildirdi. Rusya’nın bu kararı karşısında Fransa, İtalya, Almanya ve Avusturya tarafsızlığını ilan etti. Rusya, 24 Nisan 1877’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Bu hareketi yalnız İngiltere hükümeti protesto ile karşıladı. Bu sırada Osmanlı Devleti, Avrupalı büyük devletlerin Kırım Savaşı sırasında verdiği siyasî destekten mahrumdu. Rus Çar’ı, İngiltere’nin Osmanlı Devleti ile ilgili hassas olduğu konularda Londra’ya teminat vermeyi ihmal etmedi. Bu teminata göre Mısır, Süveyş, Boğazlar ve İstanbul’a dokunulmayacaktı (Erim, 1953: 377). Hıristiyanlarla ilgili düzenlemelere başladığı taktirde Petersburg'a göndereceği bir elçi ile silahların azaltılması sorununu görüşebileceğini, ancak bunun için de o zamana kadar başka toptan öldürmelerin olmaması gerektiğini de eklemişti. Şartlar ağır olduğundan Babıali, Londra Protokolünü 12 Nisan 1877'de reddetti (Karal, 1988: 39-40). Londra protokolünden sonra oluşan siyasî atmosferde, Osmanlı Devleti, hiç arzu etmediği halde Rusya’ya karşı savaş hazırlıklarına başlayarak elindeki bütün maddi ve manevi imkanları seferber etti (Kurat, 1990: 94) Bu ortamda başlayan Osmanlı-Rus savaşı iki Rusya’nın gözünde, Osmanlı Devleti, Londra Protokolü’nü reddetmekle, Balkanlar’da barış ve güvenliği istemeyen bir duruma düşmüştü. Rusya, 15 16 Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 4; 2003 Zafer ÇAKMAK cephede meydana geldi. Bu cepheler Batıda Tuna ve Doğuda Kafkaslardı. Osmanlı Ordusu başta her iki cephede de bazı başarılar elde ettiyse de, Çarlık Ordusu karşısında fazla dayanamadı. Aralık 1877’de daha önce Rus ordusu’nun topraklarından geçmesine izin vermiş olan Romanya da savaşa katıldı. Gazi Osman Paşa Plevne’de üstün düşman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirerek beş ay karşı koymasına rağmen, Romen kuvvetlerinin Rusların yanında savaşa girmesi ile teslim oldu (Kurat, 1953: 271). Ruslar hızla güneye inerek, Çatalca önlerine kadar geldiler. Rusların durdurulamayacağı anlaşılınca, Babıali, barış müzakerelerine başlamak için müracaatta bulundu, ancak Ruslar bunu dikkate almaksızın Ayastefanos’a kadar ilerlediler. Bununla birlikte, Ruslar, İngiliz donanmasının toplarını görünce durarak, barış görüşmelerinin yapılmasına razı oldular. Rus baş murahhası sabık İstanbul elçisi general İgnatiev’in idare ettiği görüşmeler Ayastefanos Antlaşması’nın 3 Mart 1878’de imzalanmasıyla sonuçlandı (Kurat, 1999: 355). Bu antlaşma ile Bosna Hersek’e muhtariyet tanındı ve bölge Avusturya ile Rusya’nın gözetimine bırakıldı (Görgülü v.d., 1992: 119). İngiltere, Berlin Kongresinden sonra Osmanlı politikasını değiştirmiş, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruyamayacağını anlayarak buradaki stratejik noktaları ele geçirmek yolunu tutmuştur. Bu yeni politikanın ilk uygulanması olarak, Ayastefanos Antlaşması’nın değiştirilmesi karşılığında, 1878 Haziranında imzalanan bir anlaşma ile Kıbrıs’ın yönetimini kendi üzerine almıştır (Uçarol, 1978: 65-66). BOSNA - HERSEK’İN AVUSTURYA-MACARİSTAN İMPARATOR-LUĞU TARAFINDAN İŞGALİ Berlin Antlaşması, Avusturya’ya Bosna-Hersek’i işgal etmek hakkını ve ülkenin idaresini bırakıyordu. Ayrıca, Yenipazar Sancağı, Osmanlı idaresinde kalmakla birlikte Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sancağın her tarafında asker bulundurmak ve ticaret yolları yapmak yetkisi vermişti (Türkgeldi: 76). 28 Temmuz 1878’de, Avusturya-Macaristan Hükümeti Bosna-Hersek hakkında bir beyanname yayınlayarak askerlerinin sınırı geçmek üzere olduklarını, bunu, düşman sıfatıyla değil, fakat Bosna-Hersek’i ve bunlara sınır olan Avusturya-Macaristan arazisini uzun yıllar boyunca huzursuzluk içinde bulundurmuş olan kötülükleri ortadan kaldırmak üzere yapacaklarını beyan ediyordu (Nuza, 1986: 590). Bu beyannamenin ertesi günü Bosna-Hersek’in işgali başlamış ve 28 Ekim 1878‘e kadar devam etmiştir (Çauşeviç, 1994: 38). AvusturyaMacaristan işgal kuvvetleri komutanı General Filipoviç, Hersek’in merkezi olan Mostar kasabasını şiddetli çatışmalardan sonra ele geçirmiştir (Türkgeldi:125). Bu mağlubiyete rağmen, halkın Avusturya yanlısı olmaması sonucu birçok Bosnalı, İmparator’un askerine karşı gelmeye devam etmiştir. General Filipoviç'in ordusu, Müslümanların ciddi direnişiyle karşılaşmış ve Doboj, Zepçe, Maglay şehirlerine girebilmek için kuzeyde önemli kayıplar vermiştir (Castellan, 1993: 362). Bu esnada, Saraybosna ulemasından Hacı Salih Efendi, bir beyanname yayınlayarak Müslümanları istilacılara karşı büyük bir ordu hazırlamaları için teşvik etmiştir (Nuza: 590-593). Ayastefanos Antlaşması ile Balkanlarda sükunet sağlanması hedeflenmiş iken, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu farklı beklentiler içinde olduğundan antlaşmaya karşı çıktı. Bosna-Hersek’in kendisine bırakılmaması yüzünden, Doğu Sorunu’nun bir milletlerarası konferansta ele alınmasını istedi. Rusya ve İngiltere de bir Avrupa kongresinin toplanması konusunda anlaştıklarından, Bismarck, bütün büyük devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nu 13 Haziran 1878’de, Berlin’de toplanacak olan kongreye çağırdı. Bütün ilgili devletler bu çağrıyı kabul ettiler (Karal: 5773). 13 Haziran 1878’de, Berlin’de bulunmak üzere delegelerini gönderdiler. Kongre ilan edilen tarihte, Bismarck’ın başkanlığında açıldı. İngiltere’yi Salisbury ve Beaconsfield; Avusturya-Macaristan’ı Andraşi, Rusya’yı Gorçakof ve Şuvalof, Osmanlı Devleti’ni ise Aleksander Karateodori Paşa, Mehmet Ali Paşa ve Büyükelçi Sadullah Bey temsil etmekte idiler. Büyük devletlerden Fransa ve İtalya da kongreye katılmışlardı. Yunanistan ve Romanya’ya ise, yalnız kendilerini ilgilendiren sorunlarda ve ancak isteklerini bildirmek üzere kongreye katılmak hakkı tanınmıştı. Kongre tam bir ay sürdü ve Berlin Antlaşması’nın imzalanması ile sona erdi (Ülman, 1972: 91). Bosna nehrinin sağ sahilinde dar bir boğaz üzerinde bulunan Maglay şehrinde Avusturya ordusu ile Boşnaklar arasında ciddi çarpışmalar olmasına rağmen, Avusturya ordusu, 5 Ağustos’ta bu şehri, 8 Ağustos’ta da Zepçe’yi işgal etti. Bu sırada Babıali, Bosna’daki askeri temsilcilerine Avusturya-Macaristan askerlerini dostça karşılamaları talimatını göndermişti, fakat bir çok Türk komutanı, bu talimatın aksine hareket etti. Bu suretle, direnişçilerin sayısı gittikçe çoğaldı. Hıristiyanlardan bir çok kimse ve Müslüman Arnavutlar direnişçilerin saflarına katıldılar. Böylece Avusturyalıklara karşı mücadele eden vatanseverlerin sayısı yüz bine yaklaşmıştı (Nuza: 595). Berlin Antlaşması’nda İngiltere Avusturya’nın Bosna-Hersek’i işgalini desteklemiştir. İngiliz murahhası Lord Salisbury Bosna-Hersek’te “te’min-i sükûn ve asâyiş ile Balkanlarda te’sis-i müvâzenet için buraların Avusturya ve Macaristan asakiri tarafından taht-ı işgale alınmasını” teklif edip bu teklif Rusya birinci murahhası Prens Gorçakof tarafından da kabul edilmiştir (Türkgeldi, 1987: 75). Ayrıca Rusya, Yenipazar Sancağı’nın Avusturya yönetiminde olmasını kabul etti ve Habsburg Monarşisi Yenipazar Sancağı’nı da işgal etmek durumunda kalırsa, işgale karşı çıkmamaya söz verdi (Anderson, 2001: 225; Erim: 379). Müslümanların cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, Avusturya işgal ordusu harekatını büyük sıkıntılar içinde sürdürmekte idi. Çünkü Avusturya askerleri Zvornik yolu üzerinde pek çok yerde direnişle karşılaşmıştı. Graçanik, Biskova Hanı’nda ve Tuzla’da 17 Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 4; 2003 Zafer ÇAKMAK önemli çarpışmalar oldu. Wurtemberg Dukası’nın emrindeki tümen üç günlük şiddetli bir çarpışmadan sonra, Travnik ile Saraybosna arasındaki isyancı mevzilerini zorlayabildi. Duka bu şehirlerden Travnik’i mukavemetsiz işgal etti. Avusturya işgal ordusunun büyük kısmı 18 Ağustos’ta Saraybosna’nın önüne geldi. Şiddetli bir çatışmadan sonra 19 Ağustos’ta Saraybosna şehrine büyük kayıplar vererek girdi. General Filipoviç’in yönetimi altında, beş Müslüman, üç Katolik, altı Ortodoks ve dört Yahudi olmak üzere on sekiz kişiden oluşan bir şehir meclisi kuruldu. Bunların arasında bulunan, eski vali Fazlı Paşa Belediye Başkanı tayin edildi. bulundu. 1879 yılı Nisan ayı başında Avusturya elçisi ile Bosna, Hersek ve Yenipazar meselelerinin çözümü için yapılan ön görüşmede yapılacak antlaşma öncesinde mutabakat sağlanamadı (BOA, Y.A. Hus. Mar.:160 / 86). Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Berlin Antlaşması gereğince Yenipazar sancağını işgal için görüşmelerde bulunmak üzere Babıali’ye baş vurdu. Görüşmelere Osmanlı Devleti’nden Hariciye Nazırı Aleksandr Kara Teodori Paşa ve Maarif-i Umumiye Nazırı Münif Efendi katılırken, Avusturya adına Dersaadet Büyükelçisi Kont Fransuva Ziçi katıldı. Uzun süren görüşmelerden sonra, 21 Nisan 1879’da bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmaya göre: Bosna-Hersek’teki Avusturya ordusu ikiyüz sekiz bin kişiden oluşuyordu. Bununla beraber, istilacılar bu memleket üzerinde bir hakimiyet kurmuş olmaktan çok uzaktı. General Zach komutasındaki Avusturyalılar 19 Eylül’de Bihaç’ı hücumla ele geçirdi. Başka bir yönde General Szapary Ağustos ayı sonunda Doboj şehrine girdi. Eylül sonlarına doğru Biyelina müstahkem şehri ile Tuzla kasabası Avusturya askerlerinin eline geçti. Sonbaharın ilk günlerinde mukavemetin şiddeti, yavaş yavaş durmaya başlamıştı. (Nuza: 597-598). AvusturyaMacaristan İmparatorluğu’na Bosna-Hersek’i işgal etmek sekiz bin askere mal olmuş, Halk arasındaki geniş memnuniyetsizlik hareketi işgalden sonra da devam etmiştir. (Hayta, 1999: 65) 1- Bosna ve Hersek Eyaletleri, Berlin Antlaşması’nın yirmi beşinci maddesi gereğince Avusturya tarafından idare edilecektir. Bununla birlikte, Avusturya Devleti şimdiki memurlardan ehliyet ve kabiliyete sahip olan, memuriyetlerini eksiksiz bir şekilde yerine getiren şahısların görevlerine devam etmesine itiraz etmeyecektir. Memurların değiştirilmesi halinde Avusturya Devleti haleflerini Bosna ve Hersek’li olanlardan tercih etme yolunu seçecektir. 2- Bosna ve Hersek’te mevcut olan bütün din ve mezheplerin özgürlüğünün sağlanması ve açık bir şekilde icra edilmesi bu eyaletlerde yerleşmiş olan veya ikamet eden bütün şahıslar için temin olunacak özellikle Müslümanlar ulemalarıyla olan münasebetlerinde tamamıyla serbest olacaklardır. Avusturya komutanlarıyla mülki memurlar ırz, namus, ahlak, adetler, ayin serbestliği, Müslümanların canları ve mallarının emniyetine hiçbir suretle zarar gelmemesine olağanüstü dikkat ve özen göstereceklerdir. Müslümanların can, mal ve dinine saldıran kimse şiddetli bir şekilde cezalandırılacaktır. Hazret-i padişahın ismi hutbelerde zikr olunacaktır. Osmanlı Sancağı’nın minarelere çekilmesine devam edilecektir. AVUSTURYA-MACARİSTAN İMPARATORLUĞU İLE OSMANLI DEVLETİ ARASINDA BOSNAHERSEK VE YENİPAZAR SANCAĞI HAKKINDA YAPILAN ANTLAŞMA Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun BosnaHersek’i işgal etmesinden sonra, Yenipazar Sancağı’nı da işgal edip etmeyeceği belirsizliğini koruyordu. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Başbakanı Kont Andraşi’ye, Yenipazar sancağını işgal edip etmeyeceklerine dair sorulan bir soruya cevabı şu olmuştur: “Avusturya-Macaristan devletinin bu sancağı istila etmek niyetinde bulunduğu sözü yalandır. Her ne kadar Berlin’de bize böyle bir vazife tevdî etmek istediler ise de reddeyledik. Mezkûr sancak dahilinde asker tutmak hakkına ha’iz bulunduğumuzdan bu hâk alân-ı yedimizde olub atì icâb-ı takdirinde Bâb-ı âli ile bi’littifâk isti’mâl edeceğiz” ( BOA, Y.A, Hus. Mar.: 160 / 65). 3- Bosna ve Hersek’in gelirleri yalnızca onların ihtiyaç ve idarelerine ve gerekli görünen ıslahatlarına harcanacaktır. 4- Osmanlı parası, Bosna ve Hersek’te eskiden olduğu gibi geçerli olacaktır. 5- Babıali devlete ait olup istihkamlarda ve kışlalarda kalan silahlar ve savaş malzemesi ve sair eşya istediği gibi kullanabilecek bunların defteri adı geçen devletlerin komiserleri aracılığıyla düzenlenecektir. Osmanlı Devleti, Avusturya askerlerinin BosnaHersek bölgesine yerleşmesini istemiyor ve bunu engellemeye çalışıyordu. Roma’daki Osmanlı sefaretinden gönderilen bir telgrafnamede, Almanya Başbakanı Prens Bismark’ın Osmanlı Devleti’nin bu engellemelerinin Berlin Antlaşması’na taraf olan devletlere bildirildiği belirtilir ( BOA, Y.A. Hus. Mar.: 159 / 55). Bununla birlikte, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Bosna-Hersek’i işgal ettikten sonra, Yenipazar bölgelerini de ele geçirmek için uluslararası bir antlaşmada ısrar etti. Hatta, Avusturya, Yunanlıların sınırlarını genişletmek hayallerinden istifade ederek Doğu Rumeli’yi birlikte ele geçirmek için temaslarda 6- Bosna ve Hersek halkından olup bu eyaletler haricinde ikamet veya seyahat edenler hakkında yapılacak uygulamalar ileride özel bir mukavele ile tanzim edilecektir. 7- Berlin Antlaşması’nın Yenipazar Sancağı ile ilgili yirmi beşinci maddesindeki politik ve askeri isteklerinden amacı, ortak menfaat noktasında ne yolda hareket olunacağını şimdiden belirlenmesine 18 Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 4; 2003 Zafer ÇAKMAK karar verilmiş olmakla beraber Avusturya Devleti adı geçen sancağa Avusturya askerinin ne zaman dahil olacağını daha önceden Babıali’ye haber vermeyi taahhüt eder. Her iki devlet, boşuna vakit kaybetmekten kaçınarak Avusturya askerinin levazımatı ve iskanlarıyla ilgili meseleleri ve diğer teferruatı aralarında doğrudan doğruya kararlaştırmak üzere gerektiğinde kendi kumandanlarına ve memurlarına geciktirmeksizin lazım gelen izni vermeyi şimdiden taahhüt ederler. Bundan dolayı meydana gelecek bütün masrafların Avusturya Devleti tarafından karşılanması kararlaştırılmıştır. biçimi, iki devlet arasında görüşülüp kabul edilmiştir. Bu suretle, Bosna-Hersek, fiili olarak Osmanlı Devleti’nin kontrolünden çıkmış, eyalet üzerinde etkinlik ve egemenlik hakkı zayıflamıştır. Yüzyıllarca Osmanlı Devleti’nin yönetimi altında yaşamış ve Türk-İslam kültürünü benimsemiş olan Boşnakların bir kısmı, Avusturya’nın yönetimi altına girmeyi kabul etmeyerek topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır Osmanlı Devleti'nde II.Meşrutiyet ilan edilince Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bu gelişmeden tedirgin olmuştu. Bosna-Hersek hukuken Osmanlı Devletine bağlı olduğu için Meclis-i Mebusan'a buradan da milletvekili seçilebilecekti. Böylece Bosna-Hersek'in Osmanlı Devleti ile bağları daha da kuvvetlenecekti. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Almanya'nın onayını aldıktan sonra, 5 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i ilhak ettiğini Berlin Antlaşmasında imzası bulunan devletlere ve Osmanlı Devleti'ne bildirdi. Babıali, BosnaHersek'in ilhak kararına büyük tepki gösterdi. Ancak, Avrupa devletlerinin tutumu karşısında yalnız kaldığını anlayınca barış yolunu seçmeye mecbur kaldı. 26 Şubat 1909'da yapılan bir antlaşma ile Bosna-Hersek'i, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na terk etti. Bu suretle, Osmanlı Devleti fiilen elinden çıkan BosnaHersek'i hukuken de kaybetmiş oldu. 8- Avusturya askerinin Yenipazar’da bulunmaktaki amacı her sınıf mülki, adli, ve mali Osmanlı memurlarının memuriyetlerini icra etmesine asla engel olmayıp ismi zikredilenler yine önceden olduğu gibi münhasıran ve bizzat Babıali’nin emri altında işlerine devam edeceklerdir. 9- Babıali Yenipazar Sancağı’nda Avusturya askerinin ikamet eylediği noktalarda kendi askeri düzenini yerleştirmek ister ise bu babda asla engeller çıkarılmayacak ve her iki devlet askeri adetçe ve askerliğin müsaade ettiği hareket serbestliğinde tam bir eşitlik altında bulundurulacaklardır. Babıali Yenipazar sancağı’nın hiç bir tarafında düzensiz askeri birlikleri yerleştirmemeyi taahhüt eder. Bosna-Hersek, Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da kaybettiği, halkı Müslüman olan ilk bölgedir. Stratejik bir öneme sahip olan Bosna-Hersek'in kaybedilmesiyle birlikte, Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki nüfuzu azaldı. Balkanlar'daki küçük devletler Osmanlı Devleti'nden toprak koparma amacına yönelik faaliyetlerini artırdılar. 10- Avusturya Devleti’nin yedinci madde gereğince Yenipazar Sancağı’nda gerekli duruma göre yeteri miktarda asker ikame etmek hakkında olan yetkisini işbu tedbirler vasıtasıyla eksiltmemek ve sınırlandırmamak lazım gelecektir (BOA. Mu'ahedenameler : 56/15 ; Ayrıca bkz. BosnaHersek İle İlgili Arşiv Belgeleri (1516-1919), 1992: 79-82). Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun, Osmanlı Devleti ile anlaşarak Bosna-Hersek'e yerleşmesi Rusya tarafından desteklenen Sırbistan'ın tutumunu sertleştirdi. Almanya, Rusya'ya 23 Mart 1909'da bir nota vererek Bosna-Hersek'in Avusturya tarafından ilhakını tanımasını istedi. Savaşı göze alamayan Rusya bu ilhakı tanımak zorunda kaldı. SONUÇ Balkanlar, her zaman Avrupa'nın yumuşak karnı olmuştur. Stratejik konumu sebebiyle bir çok devlet bu bölgeyi ele geçirmek için çaba sarf etmiştir. AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, Almanya ve İtalya'ya yenildikten sonra genişleme alanı olarak Balkanları seçmiştir Bosna-Hersek sorunu Almanya'nın Avusturya'yı desteklemesiyle sonuçlandı. Fakat bu olay, Sırbistan’ın Rusya'ya daha çok yaklaşmasına sebep oldu. Avrupa'da güç mücadelesine yol açan ve Bosna-Hersek sorunundan doğan Balkan bunalımı ile üçlü itilaf devletleri arasındaki bağlar daha da güçlendi. Avrupa bunalımı halini alan Bosna-Hersek sorunu I.Dünya Savaşı'nın çıkmasının önemli sebeplerinden biri oldu. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra imzalanan Berlin Antlaşması şartları gereğince BosnaHersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edilmiş, 21 Nisan 1879’da imzalanan antlaşma ile de Bosna-Hersek’in ve Yenipazar’ın işgal ve yönetim KAYNAKLAR 1. Anderson, Matthew Smith, 2001, Doğu Sorunu, (Çeviren: İdil Eser), İstanbul. 4. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Arşivi, Hususi Maruzat, Evrak nr: 160/65, 159/55, 160/86. 2. Armaoğlu, Fahir, 1999, 19.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara. 5. 3. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mu'ahedenameler, Evrak nr. 56/15. Bosna-Hersek İle İlgili Arşiv Belgeleri (15161919), 1992, (Yayınlayan: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı), Ankara. 19 Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 4; 2003 6. Castellan, Georges, 1993, Balkanların Tarihi, İstanbul. 7. Çauşeviç, Reco, 1994, Bosna, C.I, İstanbul. 8. Erim, Nihat, 1953, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, C.I, Ankara. 9. Zafer ÇAKMAK 13. Kurat, Akdes Nimet, Haziran-Eylül-Aralık 1953, “Panslavizm”, AÜDTCFD, C.XI, S.2,3,4, (s. 241278). ………………., 1999, Rusya Tarihi, Ankara. ………………., 1990, Türkiye ve Rusya, Ankara. Görgülü, İsmet, Veli Yılmaz, Ali Erdinç, 1992, Bosna-Hersek, İstanbul. 14. Nuza, Fehmi, 1986, “Bosnalıların Avusturya İşgal Ordusuna Karşı Mkavemetleri “, Türk Kültürü, S. 281, (s.588-598), Ankara. 10. Hayta, Necdet, Ağustos 1999, “Bosna ve Hersek’in Avusturya-Macaristan Tarafından İlhakı (5 Ekim 1908)”, Askeri Tarih Bülteni, S.47, (s. 61-76), Ankara. 15. Öztuna, Yılmaz, 1990, Rumelini Kaybımız, İstanbul. 11. Karal, Enver Ziya, 1988, Osmanlı Tarihi , C.VIII, Ankara. 16. Türkgeldi, Ali Fuat, 1987, Mesâil-i Mühime-i Siyasiye, C.II, (Yayına Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal), Ankara. 12. Kocabaş, Süleyman, 1986, Avrupa Türkiyesi’nin Kaybı ve Balkanlarda Panslavizm, İstanbul. 17. Uçarol, Rıfat,1978, 1878 Kıbrıs Sorunu Osmanlı-İngiliz Antlaşması, İstanbul. ve 18. Ülman, Haluk, 1972, Birinci Dünya Savaşına Giden Yol, Ankara. 20