1 diplomasi kurumlarına varana kadar topyekûn uluslararası

advertisement
T.B.M.M.
B:148
14.8.1995
0:1
diplomasi kurumlarına varana kadar topyekûn uluslararası sistemin çöküşü izlenmektedir. Soğuk
savaş döneminden sonra kurulduğu iddia edilen yeni dünya düzeninin, yerini, Bosna'daki ve Kaf­
kaslardaki sıcak gelişmelerle, daha tehlikeli bir sıcak savaş dönemine bıraktığı görülmektedir.
Değerli arkadaşlar, insan kasabı Sırp lider Karadziç "Bosna'dadinler savaşıyor. Avrupa'nın or­
tasında bir Müslüman devletin kurulmasına izin vermeyiz. Bosna'daki Müslümanlar, aslında Os­
manlı İmparatorluğu egemenliği döneminde Müslüman yapıldılar. Avrupa'da bir İslam devletini
önlediğimiz için, Avrupa bize teşekkür etmelidir" diye ifadede bulunuyor.
Aynı şekilde, Yugoslav lider Miloseviç "İzzetbegoviç, Avrupa'nın ortasında bir Müslüman
devlet kurmak istiyor. Bosna-Hersek Devleti de yasadışıdır" diye beyanda bulunuyor.
Buna mukabil, Bosna-Hersek konusunda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Batı Temas
Gruplarının meşhur barış görüşmecileri Ovyen ve Vance, aldıkları görevlere, insanlığa, Birleşmiş
Milletlere ihanet eden, dünyanın tanıdığı eh büyük sahtekâr, ikiyüzlü ve alçak insanlar olarak tari­
he geçmektedirler.
BAŞKAN - Sayın Şemsek, bitirir misiniz efendim; sürenizi oldukça aştınız.
MUHARREM ŞEMSEK (Devamla) - Sayın Başkanım, hemen bitiriyorum.
BAŞKAN - O elinizdeki notların hepsini okuyacaksanız, bitirmeniz mümkün değil.
MUHARREM ŞEMSEK (Devamla) - Hayır.
Bosna'da, Büyük Sırbistan idealinin temellerini bunlar yürütüyor. NATO Genel Sekreteri,
Bosna-Hersek'teki Sırp vahşetiyle ilgili olarak "NATO'nun Birleşmiş Milletlerden aldığı askerî gi­
rişim yetkisinde ellerimiz kollarımız bağlı" diyor. "Srebrenica ile ilgili, bize Sırpları püskürtme gö­
revi verilmedi; biz, alınan emirleri uyguluyoruz" diyor.
Değerli milletvekilleri, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç, olaylarla ilgili olarak
yaptığı görüşmelerini şöyle naklediyor: "Gali ve Akashi ile sürekli olarak telefonla görüşüyorum;
her defasında, sabırlı olmamı söylüyorlar. Kendilerine 'sizin ne söyleyeceğinizi biliyorum. Siz şim' diye kadar sürekli olarak, şehirleri koruyacağınızı söylediniz, biz de size inandık. Sonunda anladık
ki, siz ve Birleşmiş Milletler, bizi aldattınız. Buradaki halk, kendisini korumak için elinde bulunan
silahlan sizin askerlerinize verdi. Bu sözleriniz nerede kaldı'diyorum."
Sayın milletvekilleri, işte Bosna-Hersek, işte Birleşmiş Milletler, işte NATO!.. Peki, bunlar
böyle de, Türkiye nerede?!. "Avrupa'nın ortasında bir Müslüman devlet kurdurtmam" diyen Sırp li- .
dere karşı, İslam dünyası nerede?!.
Bosna, Müslüman bir ülke. Bosna'da, milyonlarla ifade edilen insanlar yerinden yurdundan ol­
muş, mülteci olmuş; yaşlılar, kadınlar, çocuklar katlediliyor, genç kızların ırzına geçiliyor, yaralı­
lar bodrumlarda ve ormanlarda tedavi ediliyor, Boşnaklar, arabalara bağlanarak ölünceye kadar sü­
rükleniyor; savaşın etkisinden uzak 10 bin nüfuslu şehirler 50-60 bin nüfusa ulaşmış ve Bosna'nın
en sağlıklı başşehirleri açlıktan ölen insanlarla dolu, yüzde 50'si fiilen yıkılmış; hastaneler, okullar,
fakülteler, fabrikalar, elektrik üretim merkezleri tahrip edilmiş; Türk-İslam kültür eserleri, Osman­
lı eserleri, beşyüz yıllık camiler, köprüler yıkılmış, yakılmış, harabeye dönmüş... Nerede İslam âle­
mi, değerli milletvekilleri?!.
BAŞKAN - Sayın Şemsek, artık, son cümlelerinizi almak durumundayım efendim.
MUHARREM ŞEMSEK (Devamla) - Hay hay Sayın Başkanım, son cümlemi söylüyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye ne yapabilir konusuyla ilgili söyleyeceğim şudur: Türkiye, ön­
celikle bu Müslüman dünyasındaki pısırıklığı ve uyuşukluğu ortadan kaldırabilir. Sayın Cumhur­
başkanı ye Başbakan başta olmak üzere, en yüksek seviyede, İslâm ülkeleriyle temas edilerek, İs-422-
'
Download