İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER İşitme yetersizliği olan birey kimdir? İşitme duyarlılığının kısmen ya da tamamen kaybından dolayı konuşmayı edinmede, dili kullanma ve iletişimde yaşadığı güçlükler nedeniyle özel eğitim ve destek hizmet eğitim ihtiyacı olan birey. Her gün duyduğumuz seslerin çoğu 250 ile 6.000 Hz (saniye başına düşen devir sayısı) arasındadır. Karşılıklı konuşma genellikle 45 dB ile 50dB(Desibel, çok geniş bir ölçüm aralığını çok daha küçük ve kullanışlı bir aralığa ölçekleyip indirmeye yarayan logaritmik bir orandır.)şiddetindedir. Eğer 20 ile 20.000 Hz ve 0 ile 120 db arasında duyuyorsanız normal işitmeye sahipsinizdir. İŞİTME KAYBININ TİPLERİ İletimsel işitme kaybı: Dış kulak veya orta kulakta herhangi bir sorun olduğunda sesin iç kulağa iletilmesinin engellenmesiyle oluşur. İletişimsel işitme kayıpları sıklıkla ameliyat, ilaç tedavisi, ses yükselticiler ile iyileştirilebilir. Duyusal-sinirsel işitme kaybı: İç kulakta, salyangozda veya beyne giden işitme sinirlerindeki bir sorun nedeni ile ortaya çıkar. İç kulağa ve beyne seslerin tamamı gitmez. Karışık tip işitme kaybı: Hem iletimsel hem de duyusal-sinirsel işitme kaybını içerir. Merkezi işitsel işlev bozukluğu: Beyindeki işitme merkezinin hasar görmesi sonucunda oluşur. Böyle bir hasara sahip kişilerde sesler arasında ayırım yapma ve dil gelişiminde problemler olabilir. İŞİTME KAYBININ DERECELERİ 0 - 15 dB - Normal 16 - 25 dB – Çok hafif: Gürültülü ortamda kısık sesleri zor anlar. 26 – 40 dB – Hafif: Sessiz ortamda bile kısık sesleri anlamakta zorluk çeker. 41 – 55 dB – Orta: karşılıklı konuşmada sadece yakın mesafeden anlayabilir. 56 – 70 dB – Orta Ağır: Sadece yüksek sesle konuşulanı anlar. 71 – 90 dB – Ağır: Yüksek sesle konuşulduğunda bile duyamama ve bazı kelimeleri ayırt edememe. 91 dB ve Yukarısı – Çok Ağır: karşılıklı konuşmaları duymaz. Belki bazı yüksek sesleri duyabilir. Anlaşılır konuşamaz. Konuşması hiç gelişmeyebilir. İşitme problemi olan insanların yarıdan fazlası 65 yaş ve üzerindedir. 65 yaş üzerindeki kişilerin 1/3’ü işitme yetersizliğine sahiptir. Ancak %25’i işitme cihazı kullanmaktadır. İNSANLAR NEDEN İŞİTEMEZLER Kalıtımsal Nedenler Doğum Öncesi nedenler: Doğumdan önce ve sonra virüs, bakteri ve diğer toksinlere maruz kalma işitme kaybına neden olabilir. Doğum esnasında oksijen azlığı gibi birçok olumsuz durum işitme mekanizmasına özellikle de kulak zarına zarar verebilir. Doğuştan işitme kaybının esas sebebi hamilelik döneminde ve doğumdan hemen sonraki dönemde oluşan enfeksiyondur. Toksoplazma, Uçuk Virüsü(Herpes), Frengi ve aşırı büyük hücre virüsü (Cytomegalovirus) işitme kaybına neden olan doğum öncesi enfeksiyonlardır. Cytomegalovirus, 1000 doğumdan 525’inde görülür. Virüslü bireyle yakın temas edilirse bulaşır. Toksoplazma sarılık ve kansızlıkla oluşur ve bu hastalığı taşıyan annelerden doğan bebeklerin yaklaşık %15’inde işitme kaybı görülür. Uçuk virüsü doğum esnasında bebek doğum kanalından geçerken bulaşır. Özellikle 1.500 gramdan daha az doğan prematüre bebeklerde duyusal-sinirsel işitme kaybı görülebilir. Rh uyuşmazlığı ve uyuşturucu kullanımı da bir başka etkendir. Doğum Sonrası Nedenler: bebeklikte ve çocukluktaki enfeksiyonlar işitme kaybına neden olabilir. Örn; bakteriyel menenjit %10 işitme kaybı riskine sahiptir. Küçük çocuklardaki en genel işitme kaybı nedeni orta kulak hastalığı veya akut orta kulak iltihabıdır. Konuşma Sonrası Nedenler: kafatasına alınan bir darbe duyusal-sinirsel işitme kaybına yol açabilir. Hafif duyusal-sinirsel işitme kaybı, havai fişek veya ateşli silahlar gibi aşırı gürültülü ortamda bulunmaktan dolayı gelişebilir. Son zamanlarda gürültü gençlerdeki işitme kaybının en önemli etkenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN ÖZELLİKLERİ İşitme yetersizliği olan öğrencilerin çoğunluğun IQ’su genel nüfusun IQ’su ile aynı düzeydedir. İşitme kaybı çocukların konuşma gelişimine zarar verir. İşitme kaybı olanlarda çoğunlukla konuşma ve dil gelişimi, okuma ve yazma gibi akademik becerilerle ilgili problemleri vardır. Çoğunluğunda bilişsel bir sorun yoktur. Konuşma ve Dil Gelişim: Dil gelişimi hafiften ağıra doğru gecikebilir. Bu gecikme, onların işitsel bilgi sürecindeki yetersizliğin veya görsel kodlanmış dilin olmaması sonucudur. Ağır derecede işitme kaybı olanlar gibi, orta derecede işitme kaybı olan çocuklar da konuşulanı duyabilmelerine rağmen konuşmaları olumsuz etkilenir. İşitme kaybına bağlı olarak birçok konuşma sesini duymayabilirler. Konuşma geriliğiyle birlikte eklemleme problemleri, ses kalitesi ve tonlaması da çocuğun anlamasını zorlaştırır. Akademik başarı: İşitme kaybı olan öğrencilerin akademik başarıları kendi kişisel ve aile özelliklerine, öğretmenlerine ve okul programlarına bağlı olarak değişmektedir. Okuldaki derslerin dile ve iletişime bağlı olmasından dolayı bu çocukların birçoğu okuma ve yazma alanında özel eğitime gereksinim duyabilmektedir. Ağır derecede işitme kaybı olan öğrenciler akademik olarak en az hizmet gören grubu oluştururlar. Hafif ve orta derecede işitme kaybı olan öğrencilerin ihtiyaçları sık sık görmezden gelinir. Sosyal ve Duygusal Gelişim: İşitme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimine etki eden dört faktör vardır. Aile-çocuk etkileşimi her çocuğun gelişiminde asıl rolü oynar. İşitme yetersizliği olan çocuğa sahip işiten aileler iletişim zorluklarını daha erken fark ederler. Öğrencinin akranları ve öğretmenleri sosyal gelişiminde önemli bir rol oynar. İletişim kurulursa öğrenciler sosyal normları, karşılıklı konuşma kurallarını, farklı durumlarda yanıt verme yollarını, ilişkiyi nasıl geliştireceklerini öğrenirler. Sosyal olmanın farkında olma. Bu durumda öğrenci daha çok konuşulan ve görselliğini geliştirecek sosyal davranışlarda işitsel olanı kaçırmasına yol açar. İşitme yetersizliği olan öğrenci diğerleri ile rahat etkileşime geçemediği için kendini yalnız ve soyutlanmış hisseder. İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Erken tanılama: işitme kaybının erken tanılanmasıyla, çocuğun dil ve iletişim becerilerinde erken müdahale ve bunun sonucunda düzeltme sağlanarak bu becerilerde daha iyi bir gelişim sağlanabilir. Erken tanılama, işitme zorluğu çeken çocukları yaşamları boyunca olumlu etkiler. Erken teşhis ve erken müdahalenin sonuçları şu nedenlerle çok önemlidir: Uygun işitme cihazını en kısa zamanda takma imkânı sağlar 6 aydan önceki müdahale ileriki yıllarda konuşma ve okuma becerilerinin daha iyi olmasını sağlar Okul öncesi programlar çocuklara gelişim aşamalarında edinecekleri dil becerisini kazandırır. Ailelerin durumu daha iyi anlamalarına ve özel ihtiyaçları olan başka ailelerle tanışmalarına yardımcı olur Erken tanılama sayesinde bugün tüm işitme sorunu olan öğrencilerin problemleri çözümlenmektedir. Bir çocuğun işitme engelli olduğu nasıl fark edilir? İlgili görünmezler Sık sık kulakları ağrır veya kulaklarında akıntı olur Oldukça düşük sesle konuşurlar veya yaşlarına uygun sesleri yeteri kadar çıkaramazlar Genellikle sözel istekleri anlayamazlar Doğrudan iletişim girişimlerine cevap veremezler Konuşmacıya baktığında daha iyi iletişim kurar Sık sık aynı istekte bulunur Elektronik aletlerin seslerini aşırı yüksek derecelere ayarlar İşitmenin değerlendirilmesinde bebeklere ve yetişkinlere uygulanan yöntemler farklıdır. Bu ölçümler ses geçirmeyen odalarda yapılır. İşitmenin değerlendirilmesinde ODYOMETRE gibi aletler kullanılır. Odyometreler farklı şiddet (dB) ve farklı frekans (Hz) düzeyindeki sesleri oluşturmaya açık elektronik aletlerdir. Odyometre aracılığı ile kişiye bir ton gönderilir, kişi eğer duyuyorsa bunu testi yapan kişiye belli eder. Normal olarak işiten öğrenciler genellikle 0-15dB arasında birçok frekansta sunulan tonlara cevap verirler. 1000 Hz’de 45 dB işitme kaybı olan öğrenci ses yüksekliği 45 dB’li geçinceye kadar odyometreden sinyale cevap veremez. Bir başka test türü kafatası kemiğine titreşim verilmesi ile doğrudan iç kulağa sinyaller gönderilen kemik iletim testidir. Bu testle duyusalsinirsel işitme kaybının olup olmadığı belirlenebilir. Küçük çocuklarda kullanılan oyun odyometresinde ses kulaklıkla ve kulaklıksız gönderilir. Çocuğun sesi her duyduğunda resim gösterme, el kaldırma, küpü sepete atma gibi davranışlarda bulunması beklenir. Konuşma odyometrisi dinleyen kişinin işitme gücünü ve anlamasını ölçer. Farklı ses seviyelerinde kelimeler verilir ve bireylerden bunları tekrar etmeleri istenir. İşitme sinirlerine bağlı işitme problemi olan biri sözcükleri anlamada, sözcükler yeterince sesli olmadığı takdirde problem yaşar. Immitance odyometri kulak zarının nasıl çalıştığını test ederek orta kulağın ne kadar iyi işlevde olduğunu belirlemeye yardımcı olur. Uyandırılmış tepki odyometrisi işitsel sinirlerin beyine sinyal gönderip göndermediklerini belirlemek için elektronik algılayıcılar kullanan bir süreçtir. Oto akustik emisyon testi, kokleanın sağlam olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur. Doğumdan birkaç gün sonra bu test yapılarak bebeğin işitmesi hakkında bilgi sahibi olunur. EĞİTSEL DEĞERLENDİRME İşitme kaybı belirlendikten sonra yapılacak işlem, işitme kaybının öğrencinin diğer gelişme alanlarındaki ve okul öğrenmesindeki etkilerini saptamaktır. Dil ve iletişimin değerlendirilmesi İfade edici ve alıcı dil becerileri: Öğrenci ne kadar anlayabiliyor ve ihtiyaçlarını ne kadar açıklayabiliyor? Sözdizimsel veya gramer becerileri: Öğrencinin konuşma ve işaret dilini birlikte ne kadar iyi kullandığının belirlenmesi. Sözel olmayan dil yeterliliği: Sosyal ve durumsal olarak jest, mimik ve beden duruşu gibi sözel olmayan iletişim kanallarının kullanımının değerlendirilmesi yapılır. Zekânın değerlendirilmesi Zihinsel kapasiteleri işitme yetersizliği olmayanlarla aynı düzeydedir. Sözel maddeler içeren tipik IQ testleri bu tür çocuklar için uygun değildir. Değerlendirmede sözel olmayan zeka testleri kullanılmalıdır. Başarının Değerlendirilmesi Bu tür çocukların başarılarının test edilmesinde en yaygın kullanılan test işitme engelliler için geliştirilmiş olan Stanford-Binet testidir. İlkokuldan liseye kadar olan öğrencileri kapsayacak şekilde geliştirilmiştir. Bu testle öğrencinin okuma, dil, heceleme, matematik, fen bilgisi ve sosyal çalışmalar alanındaki başarıları ölçülebilir. Okuma ve anlama becerileri; Bir pasajdaki boşlukları doldurma Sözlü okuma Hikaye anlatma Şeklinde gerçekleştirilir. Yazma becerileri hecelemenin değerlendirildiği yedek beceriler ile kelime testleriyle de yazma bileşenleri ölçülür. İşitme yetersizliği olan öğrencilerin gelişimini ölçmede eğitimciler, şu sorunlarla karşılaşmaktadırlar: Çoğu öğrenci standart olmayan konuşma dilini kullanılır Öğrencinin konuşmasının anlaşılırlığı zayıflamış olabilir Birçok test, zayıf okuma becerisine sahip işitme yetersizliği olan öğrenci için zor olabilir Standartlaştırılmış başarı testleri ağır işitme yetersizliği olan öğrenciler için referans olamaz İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN EĞİTİMİ Özel ve genel eğitimciler, konuşma ve dil patologları, işitme uzmanları, tercümanlar, yardımcı personel, aile üyeleri, arkadaşlar ve toplum üyeleri işitme yetersizliği olan öğrencinin dil, akademik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmak için eşgüdümlü çalışmalıdırlar. Öğrenci ve ailenin tercih ettiği iletişim ihtiyaçları Dilsel ihtiyaçlar İşitme kaybının derecesi ve kalan işitmeyi kullanma potansiyeli, Akademik düzey Akran etkileşimi ve iletişimi için fırsatlar içeren sosyal, duygusal ve kültürel ihtiyaçlar Yukarıdaki beş durum göz önüne alınarak uygun eğitsel yerleştirmeye ve bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirilmesine karar verilir. Ortamsal Düzenlemeler: İşitme yetersizliği olan öğrenciler için bir takım eğitim servisi ve eğitsel yerleştirme durumu söz konusudur. Yerleştirme seçenekleri, genel eğitim sınıflarından yatılı okullara kadar farklılaşan eğitim ortamlarını kapsamaktadır. İşitme yetersizliği olan öğrenciler için beş temel eğitsel yerleştirme seçeneği mevcuttur. Genel eğitim sınıflarına tam zamanlı yerleştirme Genel eğitim sınıflarına yarı zamanlı ve özel eğitim sınıfına yarı zamanlı yerleştirme Genel eğitim okulunda özel eğitim sınıfına yerleştirme Ayrı gündüzlü eğitim okuluna yerleştirme Ayrı yatılı özel eğitim okuluna yerleştirme İşitme yetersizliği olan öğrenciler gittikçe artan bir sayıda genel eğitim sınıflarına devam etmektedirler. Genel eğitim sınıfına devam eden öğrencilere ses yükselticiler, kaynak oda desteği, eğitsel tercüman gibi destek hizmetler sağlanabilmektedir. Sadece işitme yetersizliği olan öğrencilerin devam ettikleri özel eğitim sınıfları bir başka seçenektir. Öğretmen genellikle işitme yetersizliği olan öğrencilerin sınıf öğretmenidir ve öğrenciler bazı akademik beceriler ve resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler için işitme engeli olmayan akranlarıyla ders yaparlar. Ayrılmış düzenlemelerde çocuklar 5 yaşından itibaren yatılı ve gündüzlü sağırlar okullarında eğitilirdi. Eğitsel yerleştirmeye karar verirken öğrenci için en az sınırlayıcı ortam oluşturulmalıdır. Her bir okula yerleştirme ve seçilecek olan yöntem öğrenciye özel düzenlenmelidir. İşitme yetersizliği Olan Öğrenci ve En Az Kısıtlayıcı Ortam Genel kabul gören anlayışa göre, işitme yetersizliği olan öğrencilerin akranlarıyla birlikte olabileceği genel eğitim sınıfı en iyi yerleştirme olarak görülmektedir. Böylece işitme engelli öğrenciler böyle bir sorunları olmayan akranlarıyla etkileşime girebilecekleri bir ortamda eğitilmiş olacaklar. Ancak bunun iki sakıncası vardır. İşitme engelli öğrenci akranlarıyla iletişim kuramayabilir Yüksek derecede sosyal yalıtım söz konusu olabilir. Birçok aile ve öğretmen genel eğitim sınıflarının bu çocuklar için en az kısıtlayıcı ortam olmadığını düşünmektedirler. Akranlarıyla ve çalışanlarla okulda iletişim kuramıyorsa bu ortam öğrenci için en az kısıtlayıcı ortam olamaz. İletişim Yöntemleri 1. Sözel İletişim Yöntemi: Dili daha güzel kullanmayı öğretir ve çocukları kendi konuşmalarını duymaya cesaretlendirir. Bu yöntem öğrencilerin konuşmayı okumalarına ve konuşmayı öğrenmelerine yardımcı olmak için işitme cihazı kullanmalarını zorunlu kılar. Çocuğun herhangi bir işaret dili kullanmasına izin vermez. 2. İşaret Dili ile İletişim Yöntemi: Bu yaklaşım işaret dilinin kullanılmasını ve öğrencinin bütün görsel yöntemleri kullanarak bilgi edinmesini sağlar. İşaret dili harflerden daha çok hem sözcükleri hem de kavramları ifade etmek için mimik, beden ve ellerin bileşimi kullanılır. Parmak hecelemesi, alfabedeki harflerin elle sunumunda kullanılır. Amerikan işaret dili ve İngiliz işaret dilleri birbirinden farklıdır ve bunlara alternatif olarak konuşmayı okuma sistemi geliştirilmiştir. Konuşmayı okuma konuşulan dile dayalıdır ve tamamıyla onun özelliklerini görülebilir yapmak için tasarlanır. 3. Tüm ve Eş zamanlı İletişim Yöntemi Sözel iletişim ve işaret dili karışımı olan bu yöntem tüm iletişim yaklaşımı olarak adlandırılmaktadır. Çocuğun kolay iletişim kurabilmesi için her ne gerekiyorsa kullanmasına izin verir. Bu yaklaşımın arkasında şöyle bir felsefe vardır: her çocuk herhangi bir kanaldan öğrenip mesajları yorumlayabilir. En sık kullanılan yöntem bu yöntemdir. Ancak bu yöntemle ilgili iki olumsuz görüş mevcuttur. Öğrenciden var olan her iletişim tekniğini ve biçimini kullanmasını beklemek gerçekçi değildir. Öğretmenler özellikle işaret dili yerine konuşma ve işitmeyi kullanmayı tercih ederler. 4. İki dil/ İki kültür yöntemi: Kullanılan en yeni yöntemdir. İki dilli/ iki kültürlü programlar, öğrencilerin işiten ebeveynlerinin kültürünü ve işitemeyen ebeveynlerinin kültürünün her ikisini de işaret dili ve ana dili olarak 2 dilde de öğrenci yeterliliğini geliştirmeyi amaçlar. Bu konuda yapılan araştırma sonuçları konuşmada işaret dilini ilk, yazmada ise konuşma dilini ikinci dil olarak öğrenen çocukların işitme yetersizliği olmayan akranlarının akademik başarı düzeylerine yaklaştıklarını göstermektedir. İLETİŞİM KURMAYA YÖNELİK TEKNOLOJİK ARAÇLAR BAŞKALARI TARFINDAN GÖRÜLMEYEN FİLM ALT YAZILARINI GÖSTEREN ÖZEL GÖZLÜKLER KONUŞMANIN METNİNİ EKRANDA GÖSTEREN TELEFONLAR YAĞMURLU HAVALARDA SPOR YAPMAYA OLANAK SAĞLAYAN SU GEÇİRMEZ CİHAZLAR SİGARA ALARMININ ÇALIŞTIĞINI HABER VEREN ALARM SAATİ VE BÜTÜN IŞIKLARI ÇALIŞTIRAN EV BİLGİSAYARLARI AMBULANS, İTFAİYE GİBİ ARAÇLARIN GELDİĞİNİ GÖSTEREN VE ARAÇLARIN ÜZERİNE KONULABİLEN GÖSTERGE TABLOSU EnableTalk isimli eldiven, dünyada milyonlarca işitme engellinin derdine çare olacak. Eldivende sensörlerden girift bir ağ bulunuyor ve eldiven bu sayede el hareketlerini tanıyor ve işaretleri tercüme ediyor. Daha sonra bu, akıllı telefon uygulamasıyla konuşmaya dönüştürülüyor. İletişim kurmaya yardımcı teknolojik cihazlar: Yardımcı dinleme cihazları: Sesi yükseltmeye yarayan cihazlardır. Kulak arkası, kulak içi, kanal içi ve tamamen kanala yerleştirilebilen cihazlardır. Koklea implantı Telekomünikasyon cihazları: kapalı alt yazıları okuma sistemleri, metin telefonları, görüntülü telefonlar vb. Konuşmayı metne çeviren cihazlar: C-print şu anda kullanılan en hızlı çeviri aracıdır. Uyarı cihazları: Yüksek gürültülü ortamda çalar saat, kapı zili, telefon gibi önemli sesleri fark etmelerini sağlayan ve bu cihazlara takılan yanıp sönen aparatlardır. ETKİLİ ÖĞRETİMSEL STRATEJİLER KULLANMA Tüm engellerde olduğu gibi işitme engelinde de erken müdahale çok önemlidir. Erken müdahale ile böyle çocukları olan ailelerde kendine güven geliştirilir. Bebeğe daha erken bir dönemde iletişim kurmasına ve sosyalleşmesine yardımcı olunur. Erken müdahale çocuğun dil, sosyal ve akademik becerileri geliştirmesinde çok önemlidir. Erken müdahale programları hem çocukların bir takım becerileri edinmeleri hem de ailelerin çocuklarının gereksinimlerini anlamaları bakımından önemli programlardır. Çocuğun zengin dil ortamına erken girişi önemlidir. Bu program çocuğun doğumundan ana okuluna kadar geçen süreyi kapsar. İlköğretim becerileri İşitme yetersizliği olan çocuklar okuma ve yazama alanlarında eksiklik duyarlar ve öğretmenler bu alanlara öncelik tanır. Öğrencilere okuma yazama deneyimleri sırasında yardımcı olunmalı ve kavramlar arasında ilişkiler ve kelimelerin çoklu anlamları öğretilmelidir. Çocuklara öğretilecek olan şeyler onların yaşadıkları gerçek deneyimler kullanılarak öğretilmelidir. Sözcükler panolardan tutun giysi etiketlerine kadar her yerde vardırlar. Sözcük bilgisi bütünleştirilmiş bir şekilde her yerde göstererek öğretilmelidir. Öğretmenler çocuklara düşüncelerini tanımlama ve düzenleme için sözlü becerilerini geliştirmeleri için uygulama fırsatları vermelidir. Önemli bir uygulama çocukların işitme yetersizliği olan yetişkinlerle bir araya getirilmeleridir. Bu rol modeller onlar için olumlu bir yetişkin örneği olabilir ve öğrenciye ileride nasıl olacağını gösterebilir. İşitme problemi olmayan bir yetişkinle birlikte olan işitme engelli bir birey geleceğe yönelik hedefler oluşturmakta zorlanabilir. Ortaöğretim ve geçiş öğrencileri: Öğrencilere hemen iş sağlayan beceriler kazandırma hemen hemen mümkün değildir. Lise diploması iyi bir işi,n garantisi değildir. Bu nedenle, bütün okulların işitme yetersizliği olan öğrencilerini belirli bir işten daha çok eğitim ve ortaöğretim sonrası için hazırlamamaları gerekmektedir. Öğretmenler, okul boyunca öğrencileri dışarıdaki dünyaya hazırlamalı, mezun olduklarında çalışacakları işler, eğitim ve yaşam fırsatları hakkında öğrencileri bilgilendirmelidirler. Bunun için her öğrencinin bireysel olarak değerlendirilmesi ve buna göre bir planlama yapılması, eğitim ve iş olanaklarının koordine edilmesi gerekir. Öğrencilerle ilgili planlamalar yapılırken öğretmenlerin bazı şeyleri dikkate almaları gerekmektedir: Olası kariyer fırsatları konusunda bilgili ve gerçekçiler mi? Eğer varsa kendi iş yerlerindeki olası çalışma fırsatlarını konuşun Öğrencinin sosyal becerilerini değerlendirin. Ayrıca öğrencinin okuma yazama, iletişim kurma, işaret dilini kullanma ve konuşması dahil tüm iletişim yönlerini değerlendirin. Ortaöğretim sonrasında ihtiyaç duyulacak finansal kaynak araştırması yapın. Destek veren kuruluşlardan yardım bulması için öğrenciyi teşvik edin. İşitme yetersizliği olan bireylerin iletişim ihtiyacına duyarlı olan işyerlerini araştırın. Ortaöğretim Sonrası Eğitim: Günümüzde birçok meslek yüksekokulu ve üniversitede işitme engelli öğrencilerin sayısında artış görülmektedir. Birçok üniversitede bu öğrenciler için koordinatörlükler kurulmuştur. Teknoloji ve elektronikteki yeni gelişmeler işitme yetersizliği olan öğrencileri birçok yeni ve değişik yolla eğitime ulaştırabiliyor. Sınıf ortamının Düzenlenmesi Genel eğitim sınıflarına devam eden işitme engelli öğrencilerin kendilerini dışlanmış hissettikleri belirlenmiştir. Kaynaştırma eğitimi birçok öğrenci için sorun yaratmaktadır ancak hepsi için değil. Kaynaştırma eğitiminin başarılı olabilmesi için şunların sağlanması gereklidir: Öğrenme planı ve zaman Eğitim modeline bağlılık Destek hizmetler: öğrenciye tercüman, sınıf öğretmeni, konuşma ve dil uzmanı, gönüllüler, materyal ve araç gereç desteği sağlama. Anlaşılır plan geliştirme: Bireysel rol ve sorumlulukların açıkça belirlenmesi. Aile katılımı Genel eğitim sınıfları içinde işitme yetersizliği olan öğrencilerin öğretmenleri tarafından doğrudan öğretim. İşitme engelli ve genel sınıf öğretmeni işbirliği içinde çalışmalı. İşitme engelli birçok öğrenci cihazlar kullanarak genel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler. Ancak okullarda dersler sözel olarak yapıldığı için cihazlara rağmen birçok öğrenci bu tür eğitimden olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle öğretmenlerin işitme engelli öğrencilerin de sınıf etkinliklerine katılabilmelerini sağlayıcı düzenlemeler yapmaları gereklidir. Öğretmenler sınıfta bulunan bütün öğrenciler için en etkili öğrenme ortamı oluşturmak için özel eğitim uzmanlarından yardım alabilirler. Öğretmenler her çocuğun kendine has ve tek olduğunu unutmamalıdırlar. Tablo---sayfa 205 İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER İÇİN TAVSİYE EDİLEN EĞİTSEL UYGULAMALAR Sözcük ve kavram gelişimi Deneysel öğrenme (soyuttan somuta gidiş) Görsel öğretim stratejileri: İşaret, parmak alfabesi ve konuşmayı okuma. Projektörler, ilan panoları, bilgisayarlar ve televizyonlar, resimler, fotoğraflar, slaytlar, bilgisayar grafikleri ve filmleri içeren materyaller. İşitme yetersizliği olan öğrenciler için yardımlar