Omega-3 Fatty-Acids for Our Healt

advertisement
ABMYO
Dergisi; 8, (2007) (1-91)
Sağlığımız Bakımından Omega-3 Yağ Asitleri
Hülya Demir1 ÖZET
Bu derlemede omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığına faydaları üzerinde durulmuştur. Beslenme
canlıların büyümeleri, gelişmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıdaları dış ortamdan
alıp kullanmaları süreci olarak tanımlanırken; sağlıklı beslenme, besinlerin yeterli ve dengeli olarak
alınması şeklinde tanımlanmaktadır. Son yıllarda yeterli ve dengeli beslenmenin önemi anlaşılmış ve
beslenme alışkanlıkları değişmeye başlamıştır.
Yağlar, insan organizması için gerekli olan en önemli unsurlardan bir tanesidir. Bunlar yüksek enerji
kaynağı olmayıp aynı zamanda yağda çözünen vitaminleri bulundurmaları, proteinlerle birleşerek
lipoproteinleri oluşturmaları ve kan lipit düzeylerinde rol oynamaları bakımından oldukça önemlidir.
Doymuş yağ asitleri oda sıcaklığında katı halde bulundukları için vücutta birikebilirler. Çoklu doymamış
yağ asitleri ise oda sıcaklığında sıvı haldedirler ve aynı zamanda insan hayatının devamlılığı için de çok
önemlidirler. Bundan dolayı temel yağ asitleri olarak adlandırılarak omega- 6, omega-3 yağ asitleri olmak
üzere iki gruba ayrılırlar, omega-6'ların ana kaynağı yüksek oranda linoleik asit içeren mısır ve soya
fasülyesi yağıdır. Omega-3 ise keten tohumu, ceviz ve özellikle planktonlar ile yağlı balıklarda bol
miktarda bulunur, keten tohumu ve cevizde alfa-linoleik asit, balık yağlarında ise eikosapentaenoik asit
(EPA) ve dekosahegzaenoik asit (DHA) en önemli yağ asitleridir. EPA ve DHA nm mutlaka dışarıdan
alınması gerekir Çünkü vücut tarafından sentezlenemedikleri için esansiyel yağ asitleri olarak
adlandırılırlar.
Yapılan araştırmalarda insanlarda kalp krizi ve diğer hastalıkların riskini azaltma yararının yalnızca tatlı
ve tuzlu su ortamlarındaki hayvanlarda ve diğer bitkilerde bulunan kendine özel omega-3 yağ asitleri ile
ilgili olduğu bulgulanmıştır. Karada yetişen bitkiler genellikle omega-6 yağ asitleri üretmekle beraber,
belirli bazı deniz ve tatlı su bitkileri omega-3 yağ asidi üretirler. Balık yağında önemli olan PUFA' 1ar
grubunda ayrım yapmak için 5 veya daha fazla çift bağ içeren omega-3 PUFA'lar, yüksek doymamış yağ
asitlari (HUFA) olarak adlandırılır.İnsanlarda en çok sağlık avantajı olarak bilinen HUFA'lar EPA (C 2o:5
omega-3) ve DHA (C22:6 omega-3)' dır.Ancak balıklardan farklı olarak insanlar bu PUFA' yı etkin bir
şekilde değerlendiremezler.
Omega-3 PUFA lann balıklarda esas olduğu kanıtlanmıştır. Balıklar temel olarak, insanlar tarafından
tüketilen HUFA ların tek kaynağıdırlar.
Omega-3 yağ'67 asitleri antienflamatuar, antitrombotik, antiaritmik, antimitoenik hipolipemik ve vazodilatatör etkilere sahiptir. Bu özellikleri ile koroner kalp hastalı'69kları ,69, hipertansiyon, tip
2 diyabet, depresyon, çeşitli kanserler ve kronik akciğ'67er hastalı'69kları'69nı'69n önlenmesinde ve
tedavisinde potansiyel etkiye sahiptir.
1 Yrd. Doç.Dr. Hülya Demir/ Gazi Üni. Atatürk Meslek Yüksekokulu, Ankara
Tel: 0312 212 10 10 Çalışma Konusu: Purifıeation of 6-Phosphoglueonate Dehydrogenase from Parsley (Petroselinum hortense)
Leaves and Investigation of Some Kinetic Properties
83
Demir
Burada özellikle beslenmeyle ilgili hastalıklardan korunmada halkın omega 6 ve omega 3 H.yağ
asitleri
bakımından dengeli beslenmeleri için bilgilendirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yağ, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri, sağlık
Omega-3 Fatty-Acids for Our Healt
EXTENDED ABSTRACT
Fats in our food are categoıized according to the predominant fatty acid that is present. Typically fats are
categorized as saturated fatty acids or unsaturated fatty acids. Some examples of foods that are high in
saturated fats are butter and lard. These fats are solid at room temperature. Examples are vegetable oils
such as canola, corn, olive or soybean. Unsaturated fatty acids may be monounsaturated or
polyunsaturated.
The most common omega-3 fatty acids are eicosa-pentaenoic (EPA), docosahexaenoic (DHA) and alphalinolenic (ALA)acids, EPA and DHA are found in fatty fısh such as salmon, white tuna, mackerel,
rainbow trout, herring, halibut, and sardines. ALA is more commoly found in soybean or canola oil,
walnuts, and flaxseeds or flaxseed oil. The American Heart Association has recommended that healthy
adults eat at least two servings of fish per week to boost their omega-3 fatty acid intake. Eating 2 to 4
ounces of these fısh will generally provide about 1 gram of omega-3 fatty acids (Connor, 2002).
For many years, scientists were puzzled by the fact that heart disease among Greenland Eskimos was
extremely rare despite their consumption of a high-fat, high-cholesterol diet. Reseach revealed that the
Eskimos protected by diets largely based on seals, whales, and fish, ali of which provide high intakes of
omega-3 polyunsaturated fatty acids, especially EPA and DHA (Bang and Dyerberg 1973). Later,
epidemiological studies in many countries, including the United States, demonstrated that even people
who eat moderate amounts of fish get some degree of protection against heart disease.
Recently, there are a lot of interests to the long chain fatty acids because of many benefıcial impacts on
human health. Omega 6 fatty acids have decreasing bleeding and vein narrowing properties. Omega 3
fatty acids have eliminating inflammation, antitrombotic, antiricmic, hypolipemic and vein expending
properties.
Animal experiments and clinical intervention studies indicate that omega-3 fatty acids have antiinflammatory properties and, therefore, might be useful in the management of inflammatory and
autoimmune diseases. Animal models have shown benefîcial results from increased intakes of EPA and
DHA. Additionally, celi culture studies have shown promising results. However, in human studies, few
have demonstrated significant relationships between fish or omega-3 fatty acid intake and the risk for
breast, prostate, or colorectal cancers. Most studies have shown an inverse association between fish
consumption and the risk of coronary heart disease (Salem vd. 2005 ve Goyens vd. 2005). Furthermore,
both consumption of fish and higher blood concentrations of omega 3 fatty acids are associated with a
reduced risk of sudden detf. However, some studies have not found a relation between intake of fish and
coronary heart disease. These inconsistencies could be due to differences in methods, study populations,
or fish. Importantly, most studies showimg no association were in populations with an already moderate
2
H. Demir
fish intake, potentially masking any relation. Overall, fish consumption seems to be benefîcial,
and a
systematic review of 11 prospective cohort studies concluded that fish intake notadly reduced mortality
due top coronary heart disease in populations at increased risk. The benefits of fish oils were originally
thought to be due to their antithrombotic effects, but recent evidence has indicated that the predominant
effect may be antiarrhythmic. Fish oil supplementation increases heart rate variability in patients after
myocard,ial infarction, which correlates with a lower risk of mortality and malignant arrhythmia
(Christensen vd. 1996). In animal models fish oil protects against ventricular fırillation after surgical
occlusion of a coranary artery. The addition of eicosapentanoic acid or docosahexanoic acid can prevent
or terminate pharmacologically induced arrhythmias in cultured cardiomyocytes from newborn rats.
However, studies are necessary to show a direct antiarrhythmic effect in humans and trials are currently
under way in patients with implantable defibrillators( Leaf vd. 2003).0mega 3 fatty acids have
inconsistent effects on fibrinolysis and little effect on blood coagulability. Imflammation has a central
role in the development and progression of coronary artery disease. Omega 3 fatty acids have recognised
anti-inflammatory actions that may contribute to their benefîcial cardiac effects. Omega 6 fatty acids can
be converted into arachidonic acid and then metabolised into the omega 6 eicosanoids. These cellular
mediators enhance platelet aggregation and are generally proimflammatory. Consuption of omega 3 fatty
acids increases eicosapentanoic acid in the celi membrane. This competes with archidonic acid for
enzymatic conversion into its own metabolites, the omega 3 derived eicosanoids. These are less active
and can partly oppose or antagonise the pro-inflammatory actions of the omega 6 eicosanoids (Heller vd,
1998).
Keyword: Fat, oil, omega-3, omega-6, health.
Giriş
Yağlar insan ve hayvanların beslenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Vücutta enerji kaynağı olarak
kullanılmasının yanı sıra yağda eriyen vitaminlerin emilmesi, esansiyel yağ asitleri kaynağı olması, hücre
membranların yapısında yer alması ve eikosonoid sentezinde de ön madde olarak
3
Sağlığımız Bakımından Omega -3 Yağ Asitleri fonksiyon
göstermektedir (Maes,1996).
Yağlar ve yağ asitleri ve gliserolden ibaret olup, yağ asitlerinin yapısındaki karbon sayısı ve doymuşluk
derecesi yağların fiziksel ve kimyasal özelliklerini oluşturduklarından dolayı büyük ilgi toplamaktadır.
Yağ asitleri, özellikle doğal katı ve sıvı yağlarda esterleri halinde plazmada ise bir transport şekli olan
serbest yağ asidi olarak esterleşmemiş formda bulunurlar. Doğal yağlarda bulunan yağ asitleri genelde
düz zincir türevleri olup 2 karbonlu birimlerden sentezlendikleri için çift sayıda karbon atomları
taşımaktadırlar. Bu zincir doymuş yağ asitleri (saturated fatty acids=SFA), tek bağlı doymamış yağ
asitleri (monounsaturated fatty acids=MUFA) ve çok bağlı doymamış yağ asitleri (poliunsaturated
fatty acids=PUFA)olmak üzere 3 ana gruba ayrılırlar. SFA ve MUFA insan ve hayvan vücudunda
sentezlenebilmelerine rağmen bazı PUFA'lar (linoleik asit, a-linoleik asit) hayvan ve insanlardaki
enzim eksikliği nedeniyle sentezlenemezler. Bitkilerle karşılaştırıldığında hayvan dokuları yağ
asitlerini doymamış hale getirmede kısıtlı yeteneğe sahiptirler.
Esansiyel yağ asitleri vücut tarafından üretilemezler ve besinlerle alınmaları gerekmektedir. Yani
vitaminler ve aminoasitler gibi vücut fonksiyonları için esansiyel maddelerdir.Hücre membranınm
fleksibilitesi, akışkanlığı esansiyel yağ asitlerinin membrandaki miktarına bağlıdır(Tekbaş, 2000).
Esansiyel yağ asitleri biyolojik hücre membranlarmın asıl yapısal bileşenleri olup sağlıklı hücre
fonksiyonları için hem omega-6 hem de omega-3 yağ asitlerinin dengeli bir şekilde tüketmek
gerekmektedir(Simopoulus, 1991).
Omega-3 Yağ Asitlerinin Kaynakları
Omega-3 hayvansal olarak balık ve az miktarda yumurtada, bitkisel olarak da keten tohumu yağı,'
kanola yağı, soya fasülyesi yağı, ceviz, kenevir tohumu yağı ve semizotunda bulunur. Alfa linoleik asit
bitkilerden gelen temel bir yağ asitidir. Alfa linoleik asit bir ana yağ asiti olarak görev yapar; vücut
tarafından balık yağında bulunan diğer iki temel yağ asidine dönüştürülür. İnsan vücuduna faydalı
olunabilmesi için bu kısa zincirli omega-3 yağ asitlerinin uzun zincirli yağ asiti tipine dönüştürülmesi
gerekmektedir. Vücut bu dönüşümü kendisi yapabilmektedir. Fakat bazı hastalıklar bu dönüşümü
azaltabilmektedir. Doymuş yağlar, kolesterol ve karışık yağ asitleri bakımından zengin bir beslenme
alışkanlığı, vücudun bu doymamış yağ asitlerini üretme yeteneğini azaltır. Omega-3 ve omega-6 yağ
asitlerinin gıda kaynakları Tablo 1 de verilmiştir.
Omega-3 Yağ Asitlerinin Sağlık Açısından Önemi
İnsanların karşılaştıkları birçok hastalığa besin maddelerinin ve beslenme alışkanlıklarının neden
olduğu bilinmektedir. Bunun için daha sağlıklı olan doymamış yağ asitleri yönünden zengin olan
gıdalar tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
4
Tüketilen gıdalardaki yağların, doymamış yağlarca zengin olması çok önemlidir. Çünkü omega-3
H. Demirserisi
yağ asitlerinin vücutta, biyokimyasal ve fizyolojik aktivitelerde önemli görevler üstlenmiştir.
Yağ asitleri, insan vücudunda göz, beyin, testis ve plasentada toplanır. Gözlerin uygun şekilde
çalışmasına ve beyinin fonksiyonlarını eksiksiz olarak yerine getirmesine yardımcı olur. Kandaki yağ
konsantrasyonunu düzenler (Gordon ve Ratliff, 1992). Balık ve diğer deniz ürünlerinde bulunan iki baskın
omega-3 yağ asidi EPA ve DHA'nın tedavi edici özelliği ile ilgili iddialar araştırılmış ve omega-3 yağ
asitlerinin faydalı olduğu ilk olarak Eskimolar üzerinde yapılan araştırmalar sonucu bulunmuştur.
Sonuçta bu yağ asitlerinin kalp krizi, kalp damar hastalıkları, depresyon, migren türü baş ağrıları, eklem
romatizmaları, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon, bazı aleıji türleri ile kanser gibi bir çok
hastalıktan korunmada önemli etkisi olduğu tespit edilmiştir (Gorga, 1998; Nettleton, 2000). Balık yağı
ile zengin bir diyet uygulaması sonucunda
Tablo 1. Omega-3 ve Omega-6 Yağ Asitleri Kaynakları (Tamer vd.,
2007)
Omega-3 (n-3) Kaynakları
Omega-6 (n-6) Kaynakları
a-linolenik asit (18:3)
Tatlısu balıkları (%l-6) Deniz
balıkları (%1) Keten tohumu
(%45-60) Yeşil yapraklar(%56)
Kolza tohumu(%10-ll)
Uskumru(%8) Ringa(%2-3)
Tatlısu balıkları(%l-5)
Linoleik asit (18:2)
Aspir tohumu(%55-81)
Ayçiçek tohumu(%20-75)
Üzüm tohumu(%58-78)
Soya fasülyesi(%44-62)
Susam tohumu(%35-50)
Mısır(%34-62) Pamuk
çekirdeği(%35-59)
Ceviz(%62) Hodan(%38)
Yerfıstığı(%29) Zeytin(%ll)
Yumurta sarısı(%ll)
Eikozapentaenoik asit (20:5)
Tatlısu
balıkları(%513) Pasifik
hamsisi(%l
8)
Morina
(%9)
Uskumru(%8
) Ringa(%35)
Sardalya(%3)
g-linolenik asit (18:3)
Hodan (%20)
Siyah Kuş üzümü (% 17-20)
Dokozahekzaenoik asit (22:6)
Sardalya (%9-13) Pasifik
hamsisi(%l 1) Morina (%3)
calp krizinden ölüm riski azalabilir. Çünkü kalpaizi ölümlerinde görülen en büyük etki trombositlerin
5
H. Demir
etkisinin azalması veya damar tıkanıklığı ile kalp ritminin bozulması sonucunda meydana gelmektedir.
Balığa dayalı beslenmenin fazla olduğu Lyon'da yapılan bir denemede; n-3 içeriği yüksek besinlerle
beslenen hastalarda, vücut yağları ve lipoprotein miktarlarında hiçbir değişme olmaz iken, kalp
rahatsızlıklarından dolayı ölüm riski %95 oranında azalmıştır. Ani kalp krizinden ölme riski batı
ülkelerinde gün geçtikçe artmakta ve kalp hastalarının %50'si bu sebepten ölmektedir. Balık yağı
tüketiminin fazla olması ile SCD riskinde %50 oranında azalma görülebilir. Danimarkalı
araştırmacılar, balık yağlarının kalp atış hızını ayarladığını ve kalbi koruduğunu bulmuşlardır. Amerika
Kalp Birliği (AHA), diyet ile kardiyovasküler hastalıkların riskinin azaldığını bildiği için yeni
çalışmalara yönelmiş ve balık yağlarının kalp hastalıklarından korunmada önemli olduğunu
kanıtlamıştır. Omega-3 yağ asitleri karaciğer üzerine etkileri ile trigliseridleri büyük oranda
azaltmaktadır. Günümüzde lipid düşürücü ilaçlar olarak bilinen ilaçlar ile birlikte kullanıldıklarında
onların etkilerini arttırmakta, daha az miktarlarda kullanılmasına imkân vermektedir. Karaciğer,
gıdaların sentezlenmesi bakımından, hızlı ve aktif olarak rol oynayan önemli bir organımızdır. Aynı
zamanda vücuttaki kolesterol mekanizmasını da denetler. Bu mekanizma, besinlerle alınan kolesterol
miktarına göre ya sentezi azaltmak veya mevcut kolesterolü safra asitlerine çevirmekle oluşturulur.
Yiyeceklerle alınan kolesterol esterleri bağırsaklarda mevcut esterazlar tarafından parçalanır. Kandaki
mevcut kolesterol miktarı normalde 180-220 mg/100 ml civarındadır (Holub, 1992).
Depresyon ve zihinsel hastalıklar; omega-3 yağ asitlerinden olan DHA, insan beynindeki hücrelerin
yenilenmesine yardım eder ve beyin ile retina hücrelerinin çoğalmasını sağlar. Bu hücrelerde DHA
seviyesinin düşmesi, depresyon, hafıza kaybı, şizofreni ve görme bozuklukları gibi problemlerin ortaya
çıkmasına yol açar. Yetişkin bir insan beyinde 20 g DHA bulunması gerekir. Düşük DHA seviyesi
beyin seratonin seviyesinin düşmesine sebep olur ki bu intihar, depresyon ve şiddet eğilimini artırır.
Yüksek oranda DHA içeren balıkları tüketen insanlarda zihinsel gelişimin arttığı gözlenmiştir.
Araştırmalar, depresyon ve EPA seviyesinin düşük olması arasında da açık bir ilişkinin olduğunu
göstermektedir, beyinin birçok fonksiyonunda etkilidir. Anne ve çocuk sağlığı; Harward Tıp
Fakültesi'nde yapılan araştırmalarda EPA ve DHA'nın hamilelikte çok önemli olduğunu
göstermektedir. Anne hamilelik döneminde bebek sağlığı için doymamış yağ asitlerini tüketmek
zorundadır. DHA, cenin ve bebeğin normal gelişimi için beyin zarının %15-20, retinanın da %3060'mın oluşmasına yardım eder. Omega-3 yağ asitlerinin tüketilmesi ile erken doğum, düşük ve zayıf
bebek doğma riski önemli ölçüde azaltılabilir. Hiperaktiflik; duygusal dengesizlik, düzenli çalışma
bozukluğu, dikkat süresi kısalığı, konsantrasyon zayıflığı, aşın hareketlilik ve öğrenme güçlüğü olarak
tanımlanır. Okul çağındaki çocukların %30-40'ında yaygındır. Hiperaktifliğe meditasyon veya masaj
gibi aktiviteler faydalı olabilir fakat balık yağları, vitamin ve mineraller çok daha etkilidir. Okul
yaşlarındaki çocukların %3-5'inde davranış bozukluğu olduğu, bunun sebeplerinin biyolojik ve
çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Önceden davranış bozukluğu bulunan 6-12 yaş
6
H. Demir
grubundaki çocuklar arasında yapılan araştırmalarda, omega-3 yağ asidi seviyesi düşük olan 53
çocuğun yaklaşık %40'mda hiperaktif düzensizliğe bağlı dikkat eksikliği olduğu tespit edilmiştir
(Arnold, 2001).
Damar tıkanıklığı ve damar sertliği; balık yağlarının kalp-damar hastalıklarından koruyucu etkisi, kan
basıncı ile trigliserid düzeyini düşürücü etki yapması ve düşük yoğunlukta olan lipoprotein düzeyinin
artırılmasından ileri geldiğine inanılmaktadır. Ayrıca balık yağlarının trombosit düzeyini azalttığı ve
atardamardaki düz kas hücrelerinin büyümelerini önlediği ifade edilmektedir (Connor, 1995).
Kanser; balık yağlarının kanser hastaları üzerinde direkt tedavi edici etkisinden çok, hastalıktan
korunma ve ağrıları dindirici etkisi daha yaygın olarak görülmektedir. Bunun yanında kanserli
hücrelerle mücadele etmede omega-3 yağ asitlerinin büyük etkisi vardır. Yapılan çalışmalar kanda
bulunan EPA ve DHA gibi balık yağlarının seviyesi ile prostat kanseri arasında bir ilişkinin olduğunu
ortaya koymuştur. Avrupa'nın bir çok ülkesini kapsayan geniş çaplı bir araştırmada omega-3 yağ
asitleri ile beslenen kadınlarda meme kanseri olma riski önemli ölçüde azalmaktadır. Bağışıklık
sistemi; yapılan araştırmalarla balık yağlarının, bağışıklık sisteminde olumlu etkilerinin bulunduğu ve
hastalıklara karşı vücudun direnç kazanmasına yardımcı olduğu ortaya konmuştur. Yüksek düzeyde
balık etinin tüketilmesi ile hücre duvarının sağlamlaştığı görülmüştür. Günde ortalama 120-180 g
civarında balık tüketmek bu etkiyi artırmaktadır (Stone, 1996).
Balık yağlarının kanın pıhtılaşmasına da önemli etkileri vardır. Hayvan ve insan kan hücreleri
(trombositler) üzerinde yapılan klinik çalışmalar, omega-3 yağ asitlerinin pıhtılaşmayan kan
hücrelerinde önemli etkisinin olduğunu göstermiştir. Balık yağı ile beslenen hastalarda, kanama olduğu
zaman balık yağının etkisi ölçülmüş ve aspirin gibi bir etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır. Astım hastalığı
özellikle çocuklarda nefes darlığı şeklinde kendisini gösteren bir hastalıktır. Balık yağları, kan
damarlarının yüzeyini genişletip dokulara daha fazla oksijen girişine yardımcı olduğu için astım
hastalarına önemli faydaları vardır. (Broughton, 1997).
Sonuç
Yağlar, her ne kadar kilo alımını desteklemeleri nedeniyle diyette en az alınması gereken gıdalar olarak
nitelendirilirse de; araştırmacılar diyetle dengeli miktarlarda alınan yağın, sağlık üzerinde birçok
yararlı etkilere sahip olduğu vurgulamaktadır (Bayaz ve Mehenktaş 2004). Omega 3 yağ asitlerine
hayatın her evresinde ihtiyaç duyulur. Günümüzde, ölümlerin %50' den fazlasının kalp krizi, damar
tıkanıklığı, yüksek kolesterol ve kansere bağlı hastalıklardan kaynaklandığı ve depresyon, stres, şiddet
olaylarının arttığı düşünülürse, omega 3 ün önemi daha iyi anlaşılacaktır.
7
Sağlığımız Bakımından Omega -3 Yağ Asitleri
Kaynaklar
Arnold, L. G., (2001). Alternative treatments for adult with ADHD annalys, The New YorkAcademy of
Science, 931, 310-341.
Bang ve Dyerberg, (1973). The composition of food consumed by Greenlandic Eskimos. Açta Med.
Scand. 200, 69-73.
Bayaz, M, Mehenktaş, C., (2004). Lipid bazlı biyoaktif bileşikler. Türkiye 8. Gıda Kongresi,26, Bursa.
Broughton, K.S., Johnson, C. S. ve Pace, B.K., (1997). Reduced asthma Symtompswith n-3 fatty acid
ingestion are related to 5-series leukotrience production, American Journal of Clinical Nutrition,
65,1011-1017.
Christensen, J. H., Gustenhoff, P. ve Korup, E., (1996). Effect of fish oil on heart rate variability in
suvivors of myocardial infarction: a double blind randomised controlled trial-BMJ. 312, 677- 678.
Connor, W. E. (2001). N-3 fatty acids from fısh and fıshoil: panacea or nostrum? Am. Clin. Nutr.lA,
415—417.
Gordon, D.T. ve Ratliff, V., (1992). The implications of omega-3 fatty acids in human healty, Advences
in seafood Biochemistry Composition and Quality, Ed. By George L. Flick, 406.
Gorga, C., (1998). Anew selected comments on lipids, Quality Assurance of seafood Appendix, 245.
Goyans, P.L.L.,Spiker, M.E. ve Zock, P., (2005). J. Lipid Res. 46, 1474-1483.
Heller, A., Koch, T., Schmeck, J., (1998). Lipid mediators in inflammatory disorders, Drugs. 55, 48796.
Holub, B. J., (1992). Potantial healt benefıts of omega-3 fatty acits in fish, seafood science and
technology, (Ed. By E. G. Bligh); Fishing New Book, 41-45.
Leaf, A, Kong, JX, ve Xiao, YF, eds., (2003). Clinical prevention of sudden cardiac death by n-3
polyunsaturated fatty acids and mechanism of prevention of arrhythmias by n-3 fish oils. Circulatiorı.
107, 2646-2652.
Maes, M., Smith R, ve Christophe, A., eds., (1996). Fatty acid composition in majör depression:
decreased omega 3 fractions cholesteryl esters and increased C20:4 omega 6/C20:5 omega 3 ratio in
cholesteryl esters and phospholipids. J. Affact Disord. 38, 35-46.
8
H. Demir
Nettleton, j. A., (2000). Seafood nutrition in the 1990's issues for the consumer, Seafood Science and
technology, Chepter 4, Ed. By Graham Bligh canadian. Inst. Of Fish Tech., 32-39.
Salem, J. N., Wegher, B., Mena, P. ,Proc. Natl. Acad. Sci., 93,49-54.
Simopoulos, A, P, (1991). Omega-3 fatty acids in health and disease and in growth and development.
Am. J. Clin. Nutr. 54, 438^163.
Stone, J. N.,(1996). Fish consumption, fish oil,lipids and coronery hearty disease. America Heart
Association, 94, 2337-2340.
Tamer, C. E., Karaman, B. ve Yılmaz, N., (2007). Omega-3 yağ asitlerinin sağlık açısından önemi.
HasadGıda.262. 44^7.
Tekbaş, R.,Türkan, D., (2000). Omega 3 ve Sağlık, Dünya Gıda. 11, 50-51.
9
*
10
Download