Omega-6, Omega-3 Yağ Asitleri ve Balık

advertisement
www.sumae.gov.tr/yunus
ISSN 1303-4456
Yunus Araştırma Bülteni 2013 (2): 41-46
Derleme
Omega-6, Omega-3 Yağ Asitleri ve Balık
Hülya TURAN1, İbrahim ERKOYUNCU1, Demet KOCATEPE2
1
2
Sinop Üniv. Su Ürünleri Fak. Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü, Sinop
Sinop Üniv. Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik YO, Yiyecek-İçecek İşletmeciliği Böl. Sinop
* Sorumluyazar: Tel: 368 2876254 Fax: 368 2876255
e mail: [email protected]
Geliş Tarihi:22.11.2012
Kabul Tarihi: 20.02.2013
Abstract
Omega-6, Omega-3 Fatty Acid and Fish
Omega-6 and omega-3 fatty acids, polyunsaturated fatty acids, are essential fatty acids. Minor differences in their molecular structure
of omega-3 and omega-6 fatty acids act very different role in the body. These important fatty acids may cause some discomfort in
humans if not taken recommended proportions. It is advised to get more omega-3 fatty acids, or at least equal amounts of these fatty
acids. However due to changes in consumption habits in recent years, an increase in ratio of omega-6 to omega-3 ratio has been
observed. One of the omega-3 fatty acids, eicosapentaenoic acid, C20: 5n-3 (EPA) play a role in the prevention of cardiovascular
problems, while another one docosahexaenoic acid, C22: 6n-3 (DHA) is more effective for the visual function, growth and brain
development. Fish, especially oily fish are excellent sources of long chain omega-3 fatty acids.In this review, using the results of
studies in recent years, omega-6 and omega-3 fatty acids and impact on health and the importance of fish flesh contained wellbalanced amounts of these fatty acids has also been mentioned.
Keywords: omega-6, omega-3, omega-6/omega-3, fish
Özet
Çoklu doymamış yağ asitlerinden omega-6 ve omega-3 yağ asitleri esansiyel yağ asitleridir. Omega-6 ve omega-3 yağ asitlerinin
molekül yapısındaki küçük farklılık vücutta çok farklı bir rol oynar. Bu önemli yağ asitleri tavsiye edilen oranlarda alınmadığı
takdirde insanlarda bazı rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Omega-3 yağ asitlerini daha fazla almak ya da en azından her iki yağ
asidinden de eşit miktarlarda almak gerektiği bildirilmektedir. Ancak son yıllarda tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte
diyetteki omega-6 omega-3 oranının çok yüksek seviyelerde olduğu görülmektedir. Omega-3 yağ asitlerinden olan eikosapentaenoik
asit, C20:5n-3 (EPA) kardiyovasküler sorunların önlenmesinde, dokosaheksaenoikasit, C22:6n-3 (DHA) ise görme
fonksiyonlarında, büyüme ve beyin gelişiminde etkili olmaktadır. Balık ve özellikle yağlı balıklar çok uzun zincirli omega-3 yağ
asitlerinin mükemmel kaynaklarıdır. Bu derlemede son yıllarda yapılan çalışmaların sonuçlarından yararlanılarak omega-6 ve
omega-3 yağ asitleriilesağlık üzerindeki etkileri ve bu yağ asitlerini dengeli miktarda içeren balık etininönemine değinilmeye
çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Omega-6, omega-3, omega-6/omega-3, balık
Giriş
Yağlar kısa, orta ve uzun zincirli yağ
asitlerinin herhangi bir kombinasyonunu
içerebilir.Yağ asitlerindeki karbon atomlarının
4 bağının da H atomlarına bağlı olduğu yağ
asitleri doymuş yağ asitleri olup, bu yağ
© Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Trabzon
asitlerinin ana kaynağı et ve süt ürünleri gibi
hayvansal ürünlerdir. Fakat bazı tropikal bitki
kaynakları da (hindistan cevizi, hurma ve hurma
çekirdeği) çok büyük miktarlarda doymuş yağ
asitlerini içerir.
42
Turan vd. / Yunus Arş. Bül. 2013 (2): 41-46
1 karbon atomunun diğer karbon atomuna
tek bir çift bağ ile bağlı olduğu ve iki hidrojen
atomunun elemine edildiği tekli doymamış yağ
asitleri; kanola yağı, fındık yağı ve zeytinyağında yüksek miktarlardadır. İki ya da daha
fazla karbon atomu çift bağ ile bağlı olduğunda
ve 2 ya da daha fazla hidrojen çiftleri elemine
edildiğinde oluşan çoklu doymamış yağ
asitleri,mısır, soya fasulyesi, ay çiçeği ve su
ürünlerinde önemli miktardadır. Tüm yağlar
doymuş, tekli doymamış ve çoklu doymamış
yağ asitlerini içerirler ve sadece miktarları
farklılık gösterir (Greenly, 2002).
Esansiyel Yağ Asitleri
Esansiyel yağ asitleri (EFA) çoklu
doymamış yağ asitleridir ve omega-6 ve omega3 yağ asitleri olarak iki gruba ayrılır. Vücut bu
yağ asitlerini üretemediği için besinlerle
alınması gerekir (Greenly, 2002; Zatsick ve
Mayket, 2007). Omega-3 yağ asidi olarak
sınıflandırılan alfa-linolenik asit belirli bitkisel
yağlar (keten tohumu yağı, ceviz yağı), deniz
planktonları ile (Larsen, 2000) tohumlar, yeşil
yapraklı sebzeler, fasulye ve kabuklu yemişler,
çinekop, uskumru, alabalık, ringa, ton ve somon
balıkları gibi yağlı balıklarda bulunur (Greenly,
2002).Omega-6 yağ asiti olarak sınıflandırılan
linoleik asit ise yüksek orandalinoleik asit
içeren mısıryağı ve soya yağı gibi bitkisel
yağlarda (Larsen, 2000), tahıl, et ve pek çok
bitkinin tohumlarında bulunur (Zatsick ve
Mayket, 2007).Yağlı balıklarda vebalık yağında
baskın yağ asitleri 20 karbonlu eikosapentaenoik asit(EPA) ve 22 karbonlu dokosaheksaenoik asit (DHA) iken kanola, soya fasülyesi,
keten tohumu ve ceviz yağlarının ana bileşeni
18 karbonlu alfa-linolenikasittir (ALA).Buyağ
asitlerininen faydalıları EPA ve DHA'dır
(Larsen, 2000; Kris-Etherton vd.,2003).
EPA'nın kardiyovasküler hastalıkları önlemesinde önemli rol oynadığına, DHA'nın ise beyin
ve sinir gelişimi için gerekli olduğuna
inanılmaktadır (WHfoods, 2012).
Görünüşte molekül yapılarında önemsiz
farklılıklar olan iki EFA ailesi vücutta çok farklı
şekilde davranır. Enzimatikdesaturasyon işlemi
ile ALA, EPA ve DHA üretir. EPA ve DHA antiinflammator, anti-trombotik, anti-aritmik
özelliklere sahip olan bir grup eikosanoidin
(prostaglandinler, thromboksanlar ve
lökotrinler) öncüleridir. Linoleikasitin bir ürünü
olan araşidonik asit ise,proinflammator ve
protrombik etkilerden sorumlu diğer bir
eikosanoid grubunun öncüsüdür (Zatsick ve
Mayket, 2007). Omega-6 yağ asitlerinin
metabolik ürünleri; iltihap, kan pıhtılaşması ve
tümör büyümesini teşvik ederken, omega-3 yağ
asitleri tamamen zıt hareket eder (Greenly,
2002). Yüksek derecede çoklu doymamış
omega-3 yağ asitleri bağışıklık sisteminin
kuvvetlendirilmesinde, serum trigliserid ile
LDL kolesterolün düşürülmesinde ve kan
pıhtılaşması riskinin azaltılmasında faydalıdır
(Larsen, 2000). Omega-3 yağ asit eksikliği
belirtileri, yorgunluk, kuru ve/veya kaşıntılı cilt,
kırılgan saçlar ve tırnaklar, kabızlık, sık sık
soğuk algınlığı, depresyon, unutkanlık, fiziksel
dayanıksızlık ve/veya eklem ağrısıdır. Bununla
birlikte kanama bozuklukları olan ve kan
sulandırıcı alan kişilerin tamamlayıcı omega-3
yağ asitlerini almadan önce bir hekime
danışmaları gereklidir (WHfoods, 2012).
EPA ve DHA'nıneşsiz yararlarının ve
eksikliğindeki ciddi sonuçları nedeniyle ABD
Ulusal Sağlık Enstitüsü, EPA-DHA, alfa
linolenik asit ve linoleik asit günlük alım
miktarlarını sırasıyla 650 mg, 2.22 gve 4.44 g
olarak önermiştir. Doymuş yağ alımının ise,
toplam kalori alımının %8'i veya günlük 18 g
olarak sınırlanması tavsiye edilmektedir
(Larsen, 2000). Ulusal Bilimler Akademisi Tıp
Enstitüsü (AI) tarafından 2002 yılında
erkeklerin günde 1.6g, kadınların1.1g linolenikasit almaları önerilmiştir. Konuyla ilgili bir
çalıştay da ise uzmanlar günlük 2000 kalori
Turan vd. / Yunus Arş. Bül. 2013 (2): 41-46
tüketen bir kişinin en az 4g omega-3 tüketmesini ve bu yağ bakımından zengin gıdalar
yemesini önermişlerdir. Bu hedefediyetlere
keten tohumu ve doğadan avlanan somon gibi
sadece iki gıda ekleyerek kolayca ulaşılabilir.
İki yemek kaşığı keten tohumu 3.5gomega-3,
113 g somon1.5 g omega-3 içerir. Araştırma sonuçlarına göre, haftada iki porsiyon kızarmış
olmayan balık özellikle somon, ton balığı ve
halibut, kandaki omega-3 yağ asitleri düzeyini
önemli ölçüde artırmak için yeterli olabilir
(WHfoods, 2012).
Yetişkin bir insan beyni günde 17.8 mg
(araşidonik asit) AA ve 4.6 mg DHA tüketir.
AA tüketimi yaş ile değişmemektedir. Diyette
DHA yokluğunda beynin DHA ihtiyacı, diyette
yeterli alfa linolenik asit sağlandığında, alfa
linolenik asitin DHA'ya dönüşümü ile
karaciğer tarafından karşılanabilir (Rapoport
vd., 2007).Alfa-linolenik asitin vücutta EPA ve
DHA'ya dönüşümü, özellikle yaşlı insanlarda
daha azdır (Larsen, 2000). Bu yağ asitleri
somon, ton, ringa gibi soğuk su balıklarından
doğrudan karşılanabilir (WHfoods, 2012).
Kırmızı kan hücre zarlarındaki EPA ve
DHA'nın yüzde olarak toplamı omega-3
indeksi olarak tanımlanmıştır. Omega-3 indeksi ile yüksek derecede ilişkili diğer omega3 biyo belirteçler; kanda omega-3 yağ
asitlerinin [(EPA+dokosapentaenoik asit
(DPA)+DHA)], plazma fosfolipidlerdeki
EPA+DHA'nın ve serum kolesterol esterlerindeki EPA'nın toplam miktarlarıdır. Anjiyografi ile kanıtlanmış koronerarter hastalığı olan
223 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada,
günde 1.65g EPA+DHA ile, omega-3 indeksi
%3.4'den %8.3'e kadar artmış ve koronerlezyonların ilerlemesi azalmıştır. Bu bulgular
omega-3 indeksinin %8'in üstündeki seviyelere çıkması ile daha az kararsız plaklarüretilebildiğini ve koroner ateroskleroz seyrini
hafiflettiğini düşündürmektedir (vonSchacky
ve Harris, 2007).
43
Oleikasit, 18:1n-9 (OA), araşidonikasit, 20:4n6 (AA) ve EPA gibi üç farklı seriyi temsil eden
yağ asitlerin inmeme kanser hücreleri (MDAMB-231) tarafından alımı ve metabolizması
incelenmiş ve bu hücreler tarafından en baskın
alınan yağ asitinin AA, en az alınanın ise EPA
olduğu bildirilmiştir (Kaur vd., 2009).Koroner
kalp hastalıkları geçirmiş olan yeni kadavralarda yüksek seviyede omega-3 ve omega-6;
özellikle de DHA ve AA alımının düşük olduğu,
balık tüketiminin ise kalp dokularındaki
omega-3 ve omega-6 seviyeleri ile ilişkili
olduğu belirtilmiştir (Chattipakorn vd., 2009).
Yine eritrositlerdeki trans-oleik asitin daha
düşük seviyelerde olmasının ve daha yüksek
miktarda vitamin, mineral ve n-3 yağ asitleri
alımının aterosklerozis riskinin azalması ile
ilişkili olduğu bildirilmiştir (Park vd., 2009).
Hurst vd. (2010) diyet yağ asitlerinin artrit
üzerine etkisini incelemişler ve n-3 PUFA'ların
kıkırdak bozundurucu proteinaz, siklooksijenaz-2 ve enflamatuvarsitokinlerin etkisini
azalttığını, EPA'nın DHA ve ALA'dan daha
etkili olduğunu bildirmişlerdir. Shannon vd.
(2010) tekli doymamış yağ asitleri ve ALA:EPA
oranının prostat kanseri riskinin azalması ile,
bazı uzun zincirli doymuş yağ asitlerinin de
prostat kanseri riskinin artışı ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir.
Akut koronersendromlu hastalarda, hasta
olmayanlara göre omega-3PUFA'ların hayli
düşük düzeyde (özellikleEPAve DPA) olduğu
tespit edilmiştir. EPA, DPA ve DHA seviyeleri
düşük olan hastaların, bu yağ asitleri yüksek
seviyede olan hastalara göre önemli derecede
daha yüksek bir % lipid düzeyine ve önemli
derecede daha düşük % fibröz düzeyine sahip
oldukları, omega-3 PUFA'larca daha düşük
serum içeriği (özellikle EPA ve DPA)'nin akut
koroner sendrom oluşumuna katkı sağlayan
yağca zengin plaklar ile oldukça ilişkili olduğu
bildirilmiştir (Amano vd., 2011).
44
Turan vd. / Yunus Arş. Bül. 2013 (2): 41-46
Omega-6/omega-3 oranı
Endüstriyel gelişimle paralel son 100-150
yıldır sosyoekonomik değişikliklerin bir sonucu olarak beslenme rejimindeki değişiklikler
yağ asit tüketiminde de değişime neden olmuş
ve omega-6 yağ asitleri tüketimi artarken
omega-3 yağ asitleri tüketimi azalmıştır. Bu
omega-6/omega-3 oranında bir dengesizliğe
neden olmuş ve geçmiş dönemlerdeki 1:1
oranından hayli uzaklaşmıştır. Şu anda batı
ülkeleri diyetleri tavsiye edilenin (%30-35)
önemli derecede üzerinde yağ formundaki kaloriye sahiptir. Özellikle yüksek miktarda doymuş
yağlar (>%10), omega-6 yağ asitlerince zengin
ve omega-3 yağ asitlerince fakir olan diyetler
20-30:1 omega-6/omega-3 oranlarına neden
olmaktadır. Diğer yandan 1940 ve 1950'lerden
beri endüstriyel gıda üretimindeki artış ve
hayvansal yemlerin besin kompozisyonundaki
değişimin bir sonucu olarak et, balık, tavuk gibi
besinler omega-3 miktarlarının bir kısmını
kaybetmiştir. (GómezCandela vd., 2011).
Pek çok epidemiyolojik çalışma ve klinik
deneylerde, omega-3 yağ asitlerinin alımı ve
farklı hastalıklar üzerindeki [(kardiyovasküler
bozukluklar, farklı kanserler; (meme, prostat,
kolorektal) astım, iltihaplı bağırsak hastalığı,
romatoidartrit, osteoporoz)] yararlı etkileri
ortaya konmuştur. Mesela 4:1 omega-6 omega3 oranı, kardiyovasküler hastalıklardan ölüm
oranında %70'lik bir azalma ile ilişkilendirilmiştir. Birçok deneysel çalışma meme,
kolon, prostat, karaciğer ve pankreas kanserlerini kapsayan çoğu kanser gelişimini bastırmada, ω-3 (DHA ve EPA)'ün rol oynadığını
göstermiştir (Gómez Candela vd. 2011).
Maillard vd. (2002) meme yağ dokusundaki n-3
yağ asitleri seviyeleri ile meme kanseri riski
arasında ters bir ilişki olduğunu bulmuşlardır.
Williams vd. (2011)'ne göre de diyetteki yüksek
n-6/n-3 yağ asitleri oranı ileri dereceli prostat
kanseri riskini artırabilir.
Omega-6/omega-3 oranını düşük tutmak
gerekli olup bazı yazarlara göre bu 1:1 veya 2:1
olabilir. (Gómez Candela vd., 2011). Kolorektal
kanseri olan hastalarda 2.5/1 oranı rektal hücre
proliferasyonunu azaltmış, aynı miktarda omega-3 PUFA içeren 4/1'lik bir oranın ise, herhangi
bir etkisi olmamıştır. Düşük omega-6/omega3oranı kadınlarda meme kanseri riskinde azalma
ile ilişkili bulunmuştur. Romatoidartritli hastalarda 2-3/1oranının inflamasyonu bastırdığı, 5/1
oranının astımlı hastalarda olumlu, 10/1oranının
ise olumsuz sonuçlara neden olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmalar optimum oranın hastalık
türü ile değişebildiğini göstermektedir (Simopoulos, 2004).
AA ve EPA, eicosanoidlerin üretimi için
ana bileşenlerdir. AA'ineicosanoidleri EPA'nınkilerin zıt özelliklerine sahiptir. Omega-6 yağ
asitlerinin diyetteki artışı protrombotik, prokonstriftik ve proinflammator durum için
fizyolojik durumu değiştirir. Kalp-damar
hastalığı, diyabet, kanser, obezite, otoimmün
hastalıkları, romatoidartrit, astım ve depresyon
gibi kronik durumların çoğu, tromboksan A2
(TXA2), lökotrien B4 (LTB4), IL-1β, IL-6, tümör
nekroz faktörü (TNF) ve C-reaktif protein
üretiminin artışı ile ilişkilidir. Tüm bu faktörler
omega-6 yağ asidi (ALA) alımındaki artış ile
artar ve omega-3 yağasidi (EPA ve DHA)
alımındaki artışla azalır. EPA ve DHA daha
etkilidir ve pek çok çalışma EPA ve DHA
kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Optimaldoz veya omega-6/omega-3oranı
söz konusu hastalığa bağlı olarak 1/1den 4/1'e
kadar değişebilir. Yapılan çalışmalara göre
diyetteki omega-6/omega-3 oranı dengeli
olduğu zaman ilaç dozu azalır. Bu nedenle,
kronik hastalıkların yönetimi ve önlenmesinde
omega-3 artırılırken esansiyel omega-6 alımını
azaltmak gereklidir. Dahası, omega-6 ve omega3 yağ asitlerinin dengesi normal gelişim için çok
önemlidir ve omega-6 omega-3oranı önemli bir
sağlık belirleyicisidir (Simopoulos, 2002).
Turan vd. / Yunus Arş. Bül. 2013 (2): 41-46
Balık
İyi bir protein kaynağı olan balık doymuş
yağ oranınca düşük olup, özellikle uskumru,
dere alabalığı, ringa, sardalye, ton ve somon
balığı gibi yağlı türler, kalp koruyucu olarak
gösterilen iki tür omega-3 yağ asitini (EPA ve
DHA) önemli miktarda içerir. Amerikan Kalp
Vakfı, tüm yetişkinlerin haftada en az iki kez
balık, özellikle de yağlı balık (salmon, ringa,
uskumru) yemelerini tavsiye etmektedir.
Belgelenmiş koroner kalp hastalığı olan
hastalar için isegünlük1 g EPA ve DHA
(kombine) önermektedir. Bu da yine yağlı balık
tüketimi ile veya omega-3 yağ asitleri kapsülleri
ile sağlanabilir (Kris-Etherton vd., 2003). Balık
yiyemeyen, balık çeşitlerine erişimi sınırlı olan,
ya da balık satın almak istemeyen bireyler için,
balık yağı takviyesi düşünülebilir.
Hazırlanışına bağlı olarak, omega-3 yağ
asitleri (≈1g/gün) gereksinimini karşılamak için
günde üç defa 1 gr balık yağı kapsülü yeterlidir.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en yaygın
balık yağı kapsülleri kapsül başına180mg EPA
ve 120mg DHA sağlar. Tüketicilerin balık yağı
kapsülü içindeki EPA ve DHA düzeylerini
belirlemek için besin etiketini okumaları çok
önemlidir (Kris-Etherton vd. 2002). Bununla
beraber kapsül kullanma kararı bir hekime
45
danışılarak verilmelidir. Balık yiyemeyen
hipertrigliseridli hastalarda da EPA+DHA
takviyesi yararlı olabilir. Her gün 2 ila 4g
EPA+DHA trigliseridi %20 ila %40 düşürebilir.
Bu yağ asitlerini üç gramdan fazla kullanan
hastaların bunu bir doktor gözetiminde yapması
gerekir. Çok yüksek miktarda alımı bazı
kişilerde aşırı kanamaya neden olabilir (KrisEtherton vd., 2003).
Yamagishi vd. (2008) ile Hu vd. (2011)
diyet ile alınan balık ve omega-3 PUFA'larile
kardiyovasküler ölümler (özellikle kalp krizi)
arasında zıt ilişki olduğunu tespit etmişler ve
kardiyovasküler hastalıklar üzerine balığın
koruyucu etkide olduğunu öne sürmüşlerdir.
Moralez da Silva vd. (2008) parkinson
hastalarında balık yağı şeklinde omega-3
alımının antidepresan etkisi ile ya da diğer bazı
ilaçlar ile adjuvan tedavi olarak kullanılabilirliğini ortaya koymuşlardır.
Sonuç olarak; sağlıklı bireyler için hem
omega-3, hem de omega-6 yağ asitlerinin
mutlaka karşılanması, ancak tüketim miktarlarının omega-6'ca daha az miktarlarda
tutulması ve EPA ve DHA bakımından eşsiz bir
kaynak olan balığın haftada en az iki kez
tüketilmesi gereklidir.
Kaynaklar
Amano, T.,Matsubara, T., Uetani, T., Kato, M., Kato, B.,
Yoshida, T., Harada, K., Kumagai, S., Kunimura,
A., Shinbo, Y., Kitagawa, K., Ishii, H. Ve Murohara,
T. 2011. Impactof Omega-3 Polyunsaturated Fatty
Acidson Coronary Plaque Instability: An Integrated
Backscatter Intravascular Ultrasound Study.
Atherosclerosis, 218:110-116.
Chattipakorn, N.,Settakorn, J., Petsophonsakul, P.,
Suwannahoi, P., Mahakranukrauh, P., Srichairatanakool, S. and Chattipakorn, S.C. 2009.
Cardiacmortality is associated with low levels of
omega-3 and omega-6 Fatty Acids in the hearth of
cadavers with a history of coronary hearth disease.
Nutrition Research, 29: 696-704.
Gómez Candela, C.,Bermejo López, L. M. and Loria
Kohen, V. 2011. Importance of a balanced omega
6/omega 3 ratio for the maintenance of health.
Nutritional recommendations. Nutrición Hospitalaria, 26(2):323-329.
Greenly, L.W. 2002. A nutritionprimer: fatandc-holesterol.
Journal of Chiropractic Medicine, 1(4):201-206.
Hu, F.B.,Bronner, L., Willett, W.C., Stampfer, M.J.,
Rexrode, K.M., Albert, C.M. Hunter, D. and
Manson, J.E. 2011. Fish and omega-3 fatty acid
ıntake and risk of coronary heart disease in women.
The Journal of the American Medical Association,
287 (14):1815-1821.
Hurst, S.,Zainal, Z., Caterson, B., Hughes, C.E. and
Harwood, J.L. 2010. Dietary fatty acids and arthritis.
Prostagl and ins, Leukotrienes and Essential Fatty
Acids,82:315-318.
46
Turan vd. / Yunus Arş. Bül. 2013 (2): 41-46
Kaur, B.,Jørgensen, A. and Duttaroy, A.K. 2009. Fatty
acid uptake by breast cancer cells (MDA-MB231):effectsof ınsulin, leptin, adiponectin, and
TNFa. Prostaglandins, Leukotrienes and
Essential Fatty Acids, 80:93-99.
Kris-Etherton, P.M., Harris, W.S. and Appel, L.J. 2002.
Fish consumption, fishoil, omega-3 fatty acids,
and cardio vascular disease. Circulation. Journal
of the American Heart Association, 106:27472757.
Kris-Etherton, P.M., Harris, W.S. and Appel, L.J. 2003.
Omega-3 fatty acids and cardio vascular disease:
new recommendations from the american heart
association. Arteriosclerosis, Thrombosis, and
Vascular Biology. Journal of the American Heart
Association, 23:151-152.
Larsen, H.R.2000. Fishoils: The essential nutrients.
International Health News. Issue: 102.
Maillard, V.,Bougnoux, P., Ferrari, P., Jourdan, M.L.,
Pinault, M., Lavillonni`Ere, F., Body, G., Floch,
O.L. Ve Chaj`Es, V. 2002. N-3 and n-6 fatty acids
in breasta diposetissue and relative risk of breast
cancerin A case-controlstudyin Tours, France.
International Journal of Cancer,98:78-83.
Moralez da Silva, T., Munhoz, R.P., Alvarez, C.,
Naliwaiko, K., Kiss, Á., Andreatini, R. And
Ferraz, A.C. 2008. Depression in parkinson's
disease: A double-blind, randomized, placebocontrolled pilot study of omega-3 fatty-acid
supplementation. Journal of Affecti and
Disorders, 111:351-359.
Park, Y., Lim, J., Kwon, Y. ve Lee, J. 2009. Correlation
of erythrocyte fatty acid composition and dietary
ın takes with markers of atherosclerosis in
patients with myocardial infarction. Nutrition C
Research, 29:391-396.
Rapoport, S.I., Rao, J.S. and Igarashi, M. 2007. Brain
metabolism of nutritionally essential polyunsaturated fatt yacids depends on bot the diet and
theliver. Prostaglandins, Leukotrienes and
Essential Fatty Acids,77:251-261.
Shannon, J.,O'Malley, J., Mori, M., Garzotto, M., Palma,
A.J.and King, I.B. 2010. Erythrocyte fatty acids
and prostatecancer risk: A comparison of
methods. Prostaglandins, Leukotrienes and
Essential Fatty Acids,83:161-169.
Simopoulos, A.P. 2002. The importance of the ratio of
omega-6/omega-3 essential fatty acids. Biomed
Pharmacother,56:365-379.
Simopoulos, A.P. 2004. Omega-6/omega-3 essential
fatty acidratio and chronic diseases. Food
Reviews International, 20(1):77-90.
Von Schacky, C. ve Harris, W.S. 2007. Cardiovascular
risk and the omega-3 index. Journal of
Cardiovascular Medicine,8:46-49.
Williams, C.D.,Whitley, B.M., Hoyo, C., Grant, D.J.,
Iraggi, J.D., Newman, K.A., Gerber, L., Taylor,
L.A., McKeever, M.G. and Freedland, S.J. 2011.
A highratio of dietary n-6/n-3 polyunsaturated
fatty acidsis associated with increased risk of
prostatecancer. Nutrition Research,31:1-8.
Yamagishi, K.,Iso, H., Date, C., Fukui, M., Wakai, K.,
Kikuchi, S., Inaba, Y., Tanabe, N. ve Tamakoshi,
A. 2008. Fish, ω-3 polyunsaturated fatty acids,
and mortality from cardiovascular diseasesin a
nation wide community-basedcohort of japanese
men and women. Journal of the American
College of Cardiology, 52(12):998-996.
Zatsick, NM. and Mayket, P. 2007. Fishoil. Gettingto the
hearth of it. The Journal for Nurse Practitioners,
3(2):104-109.
Whfoods, 2012. The world's healthiest foods.
http://whfoods.org/genpage.php?tname=
nutrient&dbid=84 (girişSeptember 19, 2012).
Download