ÜRİNER SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ

advertisement
ÜRİNER SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ
AMAÇ
 Üriner sistemin embriyolojik gelişimini öğrenmek;
-Böbreklerin gelişimi,
-Mesane ve üretranın gelişimi,
-Mezonefroz ve Üreterin konum değişiklikleri.
 Üriner sistemin gelişimsel anomalilerini öğrenmek.
BÖBREKLERİN GELİŞİMİ
İnsanlarda Böbrekler üç aşamalı şekilde gelişir.
 Pronefroz, servikal ve üst torasik segmentli ara mezodermden gelişir.
 Mezonefroz, üst torasik ve lumbal (L3)bölgedeki önce segmentsiz sonra segment
kazanan ara mezodermden gelişir.
 Metanefroz ,ara mezodermin segmentsiz metanefrik blastemi ile üreter
tomurcuğundan oluşur.
Pronefroz
 Gelişimin 4.haftasının başında servikal bölgede 7 ila 10 adet solid hücre
topluluğu (nefrotom) biçiminde dikkati çeker.
 Nefrotomlar lümen kazanarak pronefroz tübüllerini oluşturur.
 Pronefrik tübüller, medialde intraembriyonik solöme açılır.
 Pronefrik tübüllerin lateral sonları birbirleriyle birleşerek, kaudal yönde uzanır
ve embriyonun her iki yanında birer pronefrik kanalını oluşturur.
 4. haftanın sonunda pronefrik kanallar büyük bir kısmı ortadan kalkar,geriye
kalan kısmından mezonefroz kanalı oluşur.
Mezonefroz
 Mezonefroz ve mezonefrik tubuluslar üst torasik ve L3 seviyesinden gelişir.
 Mezonefroz ve mezonefrik tubuluslar 5.haftanın başında görülürler.
 Mezonefrik tubuluslar S şeklinde bir halka halini alırlar, medial ve lateral olmak
üzere iki tarafa uzanırlar.
 Bu tubulusların medial uzantılarının ucunda kapiller yumaktan bir glomerulus
oluşur.
 Glomerulusun çevresindeki bazı tübüller bowman kapsülünün yapısına katılır.
 Tübüllerin medial kısmında kapsül(Bowman) ve glomerulus ile birlikte ilk renal
korpuskül oluşur.
 Mezonefroz tubullerin lateral uçları, bir çift sağlı-sollu mezonefroz kanalı (Wolf
Kanalı’na) açılırlar.
 Wollf Kanalları önce Kloakaya sonra ürogenital sinüsa açılır.
 Mezonefrozun medialinde gelişmekte olan gonadlardan dolayı, bu dönemde her
iki yapıya birden ürogenital kabartı adı verilir.
 Mezonefroza ait lateral tübüller iki kısımda incelenir.
 Kraniyaldekiler,dejenere olur kaudaldekiler ise kalır.
 Kaudalde geriye kalan tübüllerden erkeklerde, ductuli efferentes
testis,kadınlarda ise ortadan kalkar.
Metanefroz
 Kalıcı böbreklerdir.
 5.haftanın erken dönemlerinde gelişmeye başlar.
 Ara mezodermin segmentsiz metanefrik blastemi ile üreter tomurcuğundan
gelişir.
 Dokuzuncu haftanın sonunda fonksiyona başlar.
 Onuncu haftanın başında idrar üretilir ve amnion sıvısına verilir.
 Toplayıcı sistem, mezonefrik kanalın kloakaya girişine yakın noktasında ortaya
çıkan üreter tomurcuğundan gelişir.
 Üreter tomurcuğunun,dikotomik olarak bölünmesi ile, üreter, pelvis renalis,
majör-minör kaliksler ve toplayıcı kanallar meydana gelir.
 Bu bölünme metanefrojen blastem ile üreter tomurcuğu arasındaki induksiyona
bağlıdır.
 Yeni oluşan her bir distal tübülün ucu metanefrik blastem ile örtülüdür.
 Metanefrik blastem içindeki hücreler tübüllerin indükleyici etkisiyle renal
vezikülü oluşturur.
 Renal vezikül, nefronu oluşturmak üzere daha sonra S şeklinde kıvrılarak uzar.
 S şeklindeki bu yapının proksimal ucu invagine olarak bowman kapsülünü
meydana getirir.
 İnvagine olan kısmın içine doğru büyüyen kapiller damarlar Glomerül’e
farklanır.
 Böylece; glomerül, proksimal tübül, henle kulpu, distal tübül olmak üzere nefron
oluşur.
 S şeklindeki tubulun distal parçası ise bağlayıcı parça ile toplayıcı borulara
bağlanır.
 Doğuma kadar nefron oluşumu devam eder.
 Bebek doğduğunda nefronlarda sayıca artış durur. Ancak büyüme devam eder.
 Nefronların sayısında bir artış olmaz.
 Böbrekler doğumda lobüllü bir yapı gösterir.
 Süt çocukluğu döneminde nefronların ve intersisyel dokunun büyümesine bağlı
olarak loblü görünüm ortadan kalkar.
 Her iki böbrekte yaklaşık 1-4milyon nefron ve 1-3milyon arasında değişen
toplayıcı tübül bulunur.
MESANE VE ÜRETRANIN
GELİŞİMİ
İntrauterin yaşamın 4-7. haftaları arasında ürorektal septum, kloaka ve kloakayı
kuşatan membranı ;
Önde; primitif ürogenital sinüs ve onu dıştan saran ürogenital membrana,
Arkada ise; anorektal kanal ve onu dıştan saran anal membrana ayırır.
 Ürorektal septum, primitif anal kanalla, ürogenital sinus arasında yer alan
mezodermal bir dokudur.
 Ürorektal septumun en uç kısmında, perineal bölge oluşur.
İlkel Ürogenital sinüs üç kısımdan oluşmuştur.
1. Büyük(kranial) veziküler kısım .
1. Orta pelvik kısım.
1. Fallik (penil,kaudal) kısım.
BÜYÜK KRANİYALVEZİKÜLER KISIM
 İdrar kesesi buradan gelişir
 Allantois başlangıçta idrar kesesinin proksimaline yapışık olup lümeni oblitere
olunca kalın fibröz bir kordon urakus’a dönüşür
 Urakus, göbeği idrar kesesinin apeksine bağlar
 Erginde urakus ligamentum umblikale mediale adını alır
ORTA PELVİK KISIM
 Primitiv ürogenital sinüsün oldukça dar orta parçasıdır.
 Erkekte prostatik ve membranöz üretrayı oluşturur.
 Dişide kısa bir üretrayı meydana getirir.
 Erkekte üçüncü ayın sonunda prostatik üretra epiteli prolifere olur.
 Prolifere olan epitel, splenik mezoderm içine doğru bazı
çıkıntılar(evaginasyonlar) oluşturarak prostat bezini yapar.
 Dişide ise bu çıkıntılardan üretral ve paraüretral bezler oluşur
FALLİK (PENİL) KISIM
 Yanlardan yassılaşmış kaudal ürogenital sinüs ,ürogenital membranla sınırlı
olup erkekte penil üretrayı oluşturur
 Dişide ise vestibulum vajinayı meydana getirir.
 Hem erkekte hem dişide üretranın etrafındaki bağ doku düz kas splenik
mezoderm kökenlidir.
 Üretranın epiteli ise endodermal orijinlidir.
MEZONEFROZ VE ÜRETERİN KONUM DEĞİŞİKLİKLERİ
 Kloakanın bölünmesi sırasında iki taraflı mezonefrik kanalın kaudal kısmı
mesane duvarı içine emilir.
 Mezonefroz kanalının dışa doğru tomurcukları olan üreter dalları bu
absorbsiyon sonucunda idrar kesesine ayrı ayrı girmiş olurlar.
 Bu şekilde mezonefroz kanalları kranialde yer alırken, üreterler ise kaudalde yer
alır.
 Mezonefroz kanalları ise birbirine yaklaşarak önce kraniyalde yer alırlar ve
daha sonra prostatik üretraya açılırlar.
 Mezonefroz kanallarının kaudal son parçası ise duktus ejakulatoryusları
yaparlar.
 Vücudun dikleşmesine bağlı olarak,böbreklerin asendensi(yukarı çıkması)
nedeniyle üreterler de biraz daha kraniale hareket eder.
 İdrar kesesi bebeklerde ve çocuklarda boş olsa bile abdominal bölgede bulunur.
 Yaklaşık 6 yaşlarda pelvis majöre inmeye başlar.
 İdrar kesesi puberte dönemine kadar pelvis minöre inmez bu yüzden pelvik
organ olarak değerlendirilmez.
 Puberte sonrası pelvis minöre iner.
DİŞİ GENİTAL SİSTEMİN GELİŞİMİ
Ovaryumların Gelişimi
• 46 XX dişi embriyolarda ovaryum gelişimi yavaş olaylanır.
• Otozomal X kromozomu ovaryum gelişmesinde büyük öneme sahiptir.
• Gonozomal X kromozomu eksik olduğu taktirde(Turner sendromu-OX)
otozomal kromozoma sahip ovaryumlar gelişir ancak,ovaryumlarında dejenere
olmuş cinsiyet hücreleri ve oluşmamış foliküller gözlenir.
• Böyle ovaryumlar yalnızca bağ dokusuna gömülü ovaryum izleri ya da ovaryum
çizgileri bırakarak,doğumdan önce dejenere olur.
• Ovaryumlar 10.haftaya kadar ultrasonografik olarak ayırt edilmezler.
• Sölom epiteli çıkaklı ilkel cinsiyet kordonları erkeklerdeki kadar ovaryumlarda
belirgin değildir, ancak bu kordonlar ovaryum medullasına kadar uzanarak
ovaryumun medullasında rete ovarileri yaparlar.
• Daha sonra ilkel cinsiyet kordonları ve rete ovariler dejenere olarak ortadan
kalkarlar.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ovaryumların gelişiminde erken fötal dönemde intraembriyonik sölom
epitelinden köken alan 2.kordonlar( kortikal kordonlar) oluşur.
Kortikal kordonlar ovaryumun yüzey epitelinden başlayarak gonadların
mezodermine göç eder ve mezodermin korteksine kadar ilerlerler.
Daha sonra primordiyal germ hücreleri bu kordonların içine göç ederler.
Bu kordonların içinde ilkel primordial folikül hücreleri gözlenir.Her ilkel
primordial folikülün ortasında ilkel cinsiyet hücresi ve onu dışardan saran sölom
epitelinden köken alan tek katlı yassı epitel bulunur.
İlkel primordial foliküllerin içindeki cinsiyet hücresi(primer oosit) intraüterin
yaşamın 7.ayından başlayarak doğuma kadar I.mayoz bölünmeye girer ve
puberteye kadar birinci mayozun profaz evresinde bekler.
Ovaryum folikülleri oluşurken ,ovaryumun yüzey epiteliyle olan bağlantılarını
kaybederler.
Tunika albuginea denilen ince fibröz bir kapsül yüzey epiteliyle ovaryum
korteksi arasında gelişir.
Ultrasonografik olarak bir kız çocuğuna 11-12.haftalarda bakıldığında erkek
çocuğunun aksine tunika albugineanın çok ince olduğu gözlenir ve bu da önemli
bir ayrımdır.
Doğumdan sonra ovaryumları kuşatan epitel tek katlı yassı veya kübik gözlenir.
Organın hilus bölgesinde bu epitel mezotelyumla devam eder.
Mezonefroz gerilerken,ovaryum ondan ayrılır ve kendi mezenteri mezoveryumla
asılıdır.
Dişi Genital Boşaltma Yolları Ve Ek Bezlerinin Gelişmesi
• Ovaryuma sahip embriyolarda testesteron ve MİS eksikliğine bağlı olarak(müller
inhibitör substans) paramezonefroz kanallarının gelişmeye başlar.
• Bu şekilde dış genital yollar dişiliğe doğru farklanmaya başlar.
• Bu dönemde ovaryumlar ise son konumları olan yöreye inerler.
•
•
•
Paramezonefroz kanallarının birleşmeyen kranial dikey ve yatay parçaları
birleşerek uterus tüplerini(tuba uterına-fallop kanalları) meydana getirirler.
Bu tüpler distal sonlarındaki infundibüler bölge ile karın boşluğuna açılırlar.
Bu kanalların(paramazonefroz kanalları) kaudaldeki kısımları kaynaşarak
uterovajinal taslağı (uterus ve vajinanın superiyor kısmını)meydana getirir.
Uterusun Gelişimi
• Paramezonefroz kanalların kaudal dikey parçaları birleşerek uterus ve
vaginanın superior kısmını oluşturur.
• Müller tüberkülünün oluşmasından kısa bir süre sonra iki kaudal kanalın
birleşmesiyle oluşan dikey septum dejenere olur ve uterus boşluğu oluşur.
• Uterovaginal taslaktan ,uterusun fundusu,korpusu,istmusu ve endometrial epitel
ve bezleri gelişir.
• Endometriumun stroması ve miyometriumun kasları intraembriyonik splanknik
mezodermden köken alır.
• Serviks epiteli ise uterovaginal taslağın alt kısmından gelişir.
• Temel yapı 1.trimesterin son döneminde meydana gelirken ,uterusun farklı
elemanlarının gelişimi ise 3. trimesterda olaylanır.
• Bezlerin ve kas tabakasının başlangıç oluşumu 2.trimesterda olaylanır.
• Servikste mukus salgılayan bezler,3.trimesterde dikkat çeker.Bu bezlere mukus
bezleri veya naboth bezleri denir.
Vaginanın Gelişimi
• Uterovaginal kanalın üregenital sinüsle teması sonucu Müller tüberkülü oluşur.
• Müller tüberkülü endometriumun her iki yanında bir çift olmak üzere
sinovaginal bulbus denilen çıkıntının meydana gelmesini indükler.
• Sinovaginal bulbuslar ürogenital sinüstan uterovaginal kanalın sonuna kadar
uzanırlar.
• Kısa süre sonra bu bulbuslar birleşir,hızla büyür,içi dolu tek bir vajina plağını
oluşturur.
• İntrauterin yaşamın 5.ayında plaktaki hücreler apoptozize bağlı olarak
parçalanır,vagina lümeni oluşur,bu lümene yakın taraftan vajinanın bezlerden
yoksun epiteli meydana gelir.
• Erişkin kadında vajina mukoza epiteli çok katlı nonkeratinize yassı olup yaklaşık
150-200 mikron kalınlığındadır.Bu epitel hücreleri az miktarda keratohiyalin
içererir.
•
•
•
•
•
•
•
Geç fötal döneme kadar vajina lümeni himen denilen bir zarla üregenital sinüs
boşluğundan ayrılır.
Himen vajinanın kaudal son parçasının genişlemesi sonucu üregenital sinüs
duvarının invajinasyonuyla şekillenir.
Perinatal devrede himenin üzerinde küçük delikler oluşur ve delinir.
Genç kızlarda himen vajinanın girişinde ince bir mukoza katlantısı olarak kalır.
Vajinanın fibromüsküler tabakası çevre intraembriyonik splankik mezodermden
köken alır.
Dişide üretradan çevre mezenşime doğru oluşan tomurcuklar üretral ve
paraüretral bezleri oluştururlar.
Üretral ve vestibüler bezlerin kanalları vajinanın vestibuluma açılır.
•
•
•
•
Vestibulumun her iki yanında birer adet major vestibüler bezleri (bartholin
bezleri) bulunur.
Bu bezlerde sıklıkla yangı gelişir ve son derece ağrılı kistler oluşur.
Daha fazla sayıda olan minör vestibüler bezler dağınık olarak bulunur ; üretra
ve klitoris çevresinde daha sıktır.
Tüm vestibüler bezler mukus salgılar.
ANOMALİ
• Hipospadias- üretral katlantıların füzyonu
tamamlanamadığında, penisin alt yüzü boyunca anormal üretral açıklık olur.
• Epispadias-üretral meatus penis dorsalinde
– Genital tüberkül kranialde olması gerekirkenürogenital septumda gelişir.
• Kleinfelter sendromu
– 47 XXY karyotipi, cinsiyet farklanması
• Gonadal disgenesiz (Turner sendromu):
– 44 XO, seks karakterleri infertildir.
• Androjen duyarsızlık sendromu (AIS):
– Normal görünümlü dişi 46,XY kromozom kompleksi
– testis sahip
– dış genitaller dişi
– Mens görülmez
– Androjen reseptör mekanizma bozukluğu
(A) Hipospadias. Anormal
uretral açıklığın değişik
lokalizasyonu.
(B) Hipospadiaslı hasta.
Uretra penisin ventraline
açılmakta.
(C) Mesane ektofisi ile birlikte
EPİSPADİAS (yarık penis)
Dış genital organ agenezi:
Konjenital olarak
penis ve klitori yokluğudur
(Şekil-28)
Genital tüberkül eksikliği,
7. Hafta esnasında
ektoderm-mezoderm
etkileşmemesi bu sonucu yapar.
Uretra genellikleanusun
yakınında perineum içine açılır
Uterus Anomalileri
Çeşitli uterus anomalileri
(A) Normal uterus ve vajina
(B) Uterus didelfis, duble vajina
(C) Duble uterus tek vajina
(D) Uterus bikornat,
(E) Uterus bikornat unikolis
(F) Septalı uterus,
(G) Unikornat uterus
Vajina Atrezisi
• Vajina atrezisı, vagina plağının kanallanmaması sonucu olur. Vajina septumu
oluşur ve yaklaşık 1/80,000 insidansı vardır.
• Septum orta ve superiyor kısmında olur. Vajina plağının inferiyor son kısmının
eksikliği sonucu yırtıksız hymen durumu olur.
• Vajinal delikleri çeşitli boyutlarda ve sayıda olabilir.
Erkek Genital Sistem Gelişimi
sunum planı
1- GONADLARIN GELİŞİMİ
2- GENİTAL DUKTUSLARIN GELİŞİMİ
3- DIŞ GENİTAL YOLLARIN GELİŞİMİ
Giriş
 Embriyonal dönemin erken evrelerinde her iki cinste de (erkek,dişi) gonadlar
benzerdir.
 Bu döneme, seksüel gelişimin farklılaşmamış evresi denir.
Gonadların Gelişimi
Gonadlar 3 yerden köken alırlar:
1.İntraembriyonik sölom epiteli (mezotel,epitel)
2.Ara mezoderm (embriyonik bağ doku)
3.Epiblast kökenli primordial germ hücreleri
(X ve Y)
Farklanmamış Gonadların Farklanması
 Epiblast kökenli primordiyal germ hücreleri 3.haftada vitellus kesesine göç eder, 4.
haftanın başında vitellus kesesinin endoderminde ilk kez primordial germ hücreleri
gözlenir.
 5.haftanın sonuna gelindiğinde embriyonun katlanmasıyla birlikte vitellus kesesindeki
primordiyal germ hücreleri ameboid hareketlerle arka barsağın dorsal mezenteri
boyunca farklılaşmamış gonadlara göç ederler.
 5. haftada, mezonefrozun medialinde yer alan ara mezoderm kökenli ilkel gonadlar yer
alır.
 İlkel gonadlara primordiyal germ hücreleri göç ederler.
 Bu göçle birlikte hem epitel hücrelerinde (intraembriyonik sölom) hem de ilkel
gonadlardaki mezenşimde mitotik aktivite başlar.
 Epitel hücreleri önce parmak şeklini alır.
 Bu parmak şeklindeki yapılar mezenşim içine doğru girerek kısa süre sonra
farklılaşmamış gonadları oluşturur.
 6.haftada primordial germ hücreleri sölom epitelinin invaginasyonuyla oluşan parmak
şeklindeki ilkel gonad kordonlarına ulaşırlar.
 İlkel gonad kordonları erkeklerde testis kordonları(meduller kordonlar) oluşturur ve
sertoli hücrelerine gelişir
 Dişilerde ise ilkel gonadların medullasındaki ilkel gonad kordonları dumura
uğrar,önce rete ovary oluşturur sonra ortadan kalkarlar.
Testislerin Gelişimi
 Testisler Y kromozomu taşıyan embriyolarda gelişir.
 Testislere Y kromozomunun ulaşmasıyla birlikte intraembriyonik sölom kökenli
ilkel cinsiyet kordonları kalınlaşır ve testis veya medulla kordonları adını alır.
 Medulla kordonları yüzey epiteliyle bağlantılıdırlar.
 Medulla kordonları ilkel gonadların medullasına doğru ilerler.
 Medulla kordonlarından sertoli (sustentaküler yada destek hücresi) hücreleri
gelişir.
 Ara mezodermin mezenşim hücrelerinden ise leydig (intersitisyel) hücreleri,kan
damarları ve bağ dokusu gelişir.
 Medulla kordonlarının içi puberteye kadar testesterondan zengin sıvıyla doludur.
 İntrauterin yaşamın 12. haftasında kalın ve fibröz bir kapsül olan tunika albuginea
gelişir.
 Bu şekilde medulla kordonları yüzey epiteli ile bağlantısını keser.
 Ultrasonografik olarak 12.haftada kalın tunika albuginea’nın oluşması testislerin
geliştiğini gösteren önemli bir kanıttır.
 Testisin hilus bölgesine yakın kalın olan testis kordonları incelip parçalanarak rete
testisleri oluştururlar.
 16.haftaya gelindiğinde geriye kalan testis kordonları birleşerek at nalı şeklindeki
tubuli rektileri yaparlar.
 Puberteye kadar medullar kordonlar içi testesterondan zengin sıvıyla doludur.
 Pubertede medullar kordonlardaki sıvı drene olur ve lümen kazanırlar.
 Bu şekilde medullar kordonlar seminifer tübül adını alırlar ve erkek boşaltım
kanallarına açılırlar.
 Testis gelişimin tamamlamaya yakın yüzey epiteli yassılaşarak erginde testisin dış
yüzünü döşeyen tek katlı mezotelyumu oluşturur.
 Fötal dönemde büyüyen testis gerileyen mezonefrozdan ayrılır ve mezorkiyum
denilen kendi mezenteri ile asılı durur.
Paramezonefroz (Müller)-Mezonefroz (Wolf ) Kanallarının Gelişimi
 Gelişimin 5-6.haftalarında hem dişi hem erkek embriyolar bir çift (wolf ve müller)
genital kanallarına sahiptir.
 Erkekte mezonefroz (wolf) kanalları böbrek sistemi gelişirken oluşur.
 Dişide paramezonefroz(müller kanalı) intraembriyonik sölom epitelinin uzunluğuna
invajinasyonuyla oluşur.
 Paramezonefroz kanalından Y şeklinde uterovajinal taslağı yada uterovajinal kanalı
oluştururlar.
 Uterovajinal kanalın kaudal ucu üregenital sinüsün posterior duvarına değdiği
yerde müller tüberkülünü oluşturur.
 Mezonefroz kanalının dişideki kalıntıları;
A) Erkeklerde epididimis ve efferent kanalların karşılığı olan dişilerde mezonefroz
kanalının kranial sonu,appendiks vezikuloza denilen bir kalıntı bırakabilir.
Bu kalıntılar bir kanal ve birkaç tübül şeklinde olup dişilerde epoöforon olarak
adlandırılır.
Epoöforon uterusla ovaryum arasındaki mesovaryum bölgesinde yer alır.
B) Erkeklerde duktus deferens ve duktus ejakulatoris karşılığı mezonefroz kanalına ait
birkaç kalıntı dişilerde uterusa yakın rudimenter şeklide gözlenebilir.
 Bu kalıntılar uterus lateral duvarı boyunca veya vajina duvarında ,uterusa ait broad
ligamentleri arasında Graner kanalı olarak gözlenir.
 Graner kanalının kalıntılar genellikle tümöre dönüşmez ve bening yapıdadır.
 Eğer küçük bir kist şeklinde rahatsızlık veriyorsa ameliyatla çıkartılabilir.
 Paramezonefroz kanalları (müller kanalı) sölom epitelinin uzunluğuna invajinasyonu
ile başlar.
 Kranialde huni benzeri bir yapı ile karın boşluğuna açılır.
 Kaudalde ise önce mezonefroz kanallarıyla birlikte paralel seyreder, mezonefroz
kanalını önden çaprazlar ve kaudomedial yönde gelişimini sürdürür.
 Uterovajinal kanalın kaudal ucu ürogenital sinusun posteriyor duvarına değdiği yerde
müller tüberkülü oluşur.
 Erkeklerde paramezonefroz kanalının kalıntıları ;
A) Paramezonefrozun kraniyal sonu apendiks veziküloza testis olarak kalabilir ve
testisin süperiyoruna yapışıktır.
B) Prostatik üretranın seminal colliculusuna açılan kese benzeri küçük prostatik utrikul
gözlenir , bu da dişi vajinasının karşılığıdır.
C) Prostatik üretranın posteriyor duvarında küçük bir kabartı şeklinde seminal
colliculus gözlenebilir, bu da dişideki hymenin karşılığıdır.
Erkek Genital Boşaltma Yollarının Gelişimi
 Erkekte dış genital organların gelişmesi için fötal testisler tarafından salgılanan
testesteron ve sertoli hücrelerinden salgılanan MİS (Müller inhibe edici faktör)’e
ihtiyaç vardır.
 Plasentadan salgılanan HCG’nin etkisiyle leydig hücrelerinden testesteron ve
androstenedion salgılanır.
 Androstenedion ve testesteron penisin büyümesini ,penil üretranın
gelişmesini,skrotum şişkinliklerinin birleşmesini,prostat,seminer vezikül ve
bulboüretral bezlerin gelişmesini sağlar.
 Buna karşın sertoli hücrelerinden salgılanan MİS ise Müller kanalının baskılanmasını
sağlar.
Duktuli efferentesin gelişimi
Testislere yakın mezonefroz kanalının bir kısmı dejenere olur.Geriye kalan bazı
mezonefrik kanallar kalıcı epigenital tübülleri oluşturur.Bu epigenital kanallar ise duktuli
efferentesleri oluşturur.Yaklaşık 10-12 tanedir ve testis ile duktus epididimisi birbirine
bağlar.
Duktus epididimisin gelişimi
 Dejenere olmamış (parçalanmamış) geriye kalan mezonefroz kanalı duktuli
efferenteslerle birleşir ve duktus epididimis oluşur.
 Duktus epididimis spermlerin depolandığı ve spermlerin büyük ölçüde hareket
kazandığı yerdir.
 Epididimisin baş ve kuyruk olmak üzere iki önemli kısmı vardır.
Duktus deferensin gelişimi
 Epididimis kuyruğundan seminal vezikül tomurcuğuna kadar mezonefroz kanalı kalın
bir kas tabakası kazanır ve duktus deferensi oluşturur.
 Her duktus deferensin kaudal ucundan yanlara doğru çıkan tomurcuklar seminal
vezikülü(glandula vezikuloza) oluştururlar.
 Seminal vezikülün salgısı sarı,yapışkan,fruktozdan zengin,hafif alkali yapıya sahiptir.
 Bu salgı globilin,askorbik asit ve prostoglandinleri içerir ve spermlerin beslenmesi için
önemlidir.
Duktus ejekulatoriusun gelişimi
 Seminal vezikül ile üretra arasındaki mezonefroz kanal parçasından duktus
ejekulatorius gelişir.
Prostatın gelişimi
 Prostat üretranın prostatik bölümünden dışa doğru birçok endodermal tomurcuklarla
gelişmeye başlar.
 Bu tomurcuklar çevre mezenşime doğru uzar ve onu saran mezenşim içine doğru
büyür.
 Prostatın bez epiteli endoderm kökenlidir.
 Prostatı çevreleyen mezenşimden prostatın stroma ve kas tabakası gelişir.
 Prostat salgısı hafif asit ph’a sahiptir.Renksiz olup ,sitrik asit ve asit fosfotaz içerir.
 Bundan başka semenin akışkanlığını sağlayan fibrolizin içerir.
 Semende bulunan asit fosfataz ve sitrik asit prostatın işlevinde klinik açıdan büyük
önem taşır.
 Prostat kanserlerinde sitrik asit ve asit fosfotaz düzeyi kanda yüksektir.
 Kanda PSA ( prostat özgün antijen) serum seviyesinin yükselmesi ya da vertebral sırt
ağrısıyla farkedilir.
 Uretranın prostatik kısmından türevlenip mezenşim içine büyüyen, çoklu
endodermal bir uzantıdır
 Prostat epiteli bu endodermden farklanır ve mezenşimden farklanan stroma ile
prostat düz kası ile ilişkidedir.
 Bulbouretral glandlar
 Uretranın spongi parçasından gelişen uzantılardır. Yapısındaki düz kas ve ve
lifler bitişik mezenşimden farklılaşır. Bu glandların sekresiyonları semene katılır.
Bulboüretral bezlerin gelişimi
 Bulboüretral bezler(cowper bezleri) üretranın süngerimsi (spongiyoz,penil) kısmında
bir çift dışa doğru gelişen çıkıntılardan oluşmuş bezelye biçimindeki yapılardır.
 Bu bezlerin salgısı berrak,yapışkan ve mukus benzeri bir salgıdır.
 Bu salgı sialoprotein ve amino şekerlerden zengin olup, cinsel stimülasyon sırasında
salgılanarak üretrayı kayganlaştırır.
Erkek Dış Genital Organların Gelişimi
 A)Farklanmamış evre
 B)Farklanmış evre
A)Farklanmamış evre:
 Gelişimin 3.haftasında mezenşim hücreleri kloaka etrafına göç eder ve kloaka
katlantılarını oluşturur.
 Bu katlantılar kloakanın kranialinde birleşir ve genital çıkıntıyı oluşturur.
 Genital çıkıntı kısa sürede uzar ve fallusu oluşturur.
 6.haftada kloaka membranı ürorektal septumla üregenital sinüs ve anorektal kanala
ayrılır.
 6.haftada kloaka membranına üregenital ve anal membranları ayrıldığında kloaka
katlantıları;anterior olarak üretra ;posterior olarak anal katlantılara bölünürler.
 Aynı dönemde gelişen üretranın (üregenital katlantı) her iki yanında labioskrotal
şişkinlikler denilen bir çift şişkinlik gelişir.Bu şişkinlikler erkekte skrotum şikinlikleri,
dişide ise labia majorları yapar.
B)Farklanmış evre:
 Kranialdeki kloaka katlantılarının birleşmesiyle oluşan genital kabartının hızla
büyümesi, fallusun üretra katlantılarını öne doğru beraberinde çekmesiyle farklanma
başlar.
 Bunun sonucunda fallus üretra yarığının lateral duvarını oluşturur.Ürogenital yarık ise
fallusun ventral yüzü boyunca uzanır.
 Ürogenital membran bir hafta içinde yırtılarak ürogenital deliği yapar.Anal
membranın yırtılmasıyla da anal delik oluşur.
 Lateralde yer alan üretra yarığı fallusun en son kısmı olan glans penise kadar
uzayamaz.
 Ventral yüzeyde yer alan üretra katlantıları da bu arada birleşerek penil veya
spongiyoz üretrayı yapar.
İnguinal kanal oluşumu ve
testis inişi.
(A)7 haftalık, inmemiş testis.
(B ve C) haf. Vajinal
proses ve testisin inguinal
kanaldan geçmeden önce.
Vajinal proses abdominal
fasiya tabakalarını taşır.
(D) Frontal görünüş.
(E) Yeni doğanda vajinal
proses peritonal kavite
ile ilişkisi.
(F) 1 aylık bebekte vajinal
prosesin obligasyonu ve
fasiya tabakalaırın
spermatik kordonu sarışı.
Testisin inişi.
(A) 8 haftalık,
(B) 10 haftalık.
Sölomik boşluğu
döşeyen peritonun
skrotal şikinlik içine
doğru cep yapmasıyla
vajinal uzantı
(prosesus vajinalis)
oluşur.
(C) 28 haftalık,
(D) doğumda, insan.
(E) farede SEM gör.
İnguinal kanal oluşumu ve testis inişi.
(A)7 haftalık, inmemiş testis. (B ve C) 28 haf. Vajinal proses ve testisin inguinal
kanaldan geçmeden önce. Vajinal proses abdominal fasiya tabakalarını taşır.
(D) Frontal görünüş. (E) Yeni doğanda vajinal proses peritonal kavite ile ilişkisi.
(F) 1 aylık bebekte vajinal prosesin obligasyonu ve fasiyanın spermatik kordonu sar.
 Yüzey ektodermi penisin orta çizgisi üzerinde birleşerek penil rafeyi oluşturur ve
penis içinde endoderm ile döşeli penil üretyayı kapatır.
 Üretranın dışa açılan en son (distal) parçasının gelişimi 4.haftada başlar.
 Glans penisin tepesinden içeriye doğru önce bir ektodermal hücre kordonu oluşur.
 Bu kordon penil üretyaya doğru uzayarak glandula üratyayı yapar.
 12.haftada glans penisin periferinde içe doğru sirküler bir ektoderm büyümesi
gözlenir.
 Bu da prepisyumu (sünnet derisi) oluşturur ve glans penisten ayrılır.
 Korpus spongiyozum penis ve korpus cavernozum penıs fallustaki mezenşimden
gelişir.
 Fallustaki labioskrotal şişkinlikler birleşerek skrotumu oluşturur.Bu şişkinliklerin
birleşmiş olduğu yere skrotal rafe adını alır ve belirgin biçimde görülebilir.
Ereksiyon
 Penisteki vasküler boşlukların (sinozoid) duvarlarındaki düz kaslar ile arterier kasların
aldıkları sinirsel uyarılarla kontrol edilir.
 Parasempatik kaynaklı vazodilatör uyarılar ereksiyonu kontrol eder.
 En önemli iki kimyasal madde bu olayda görev alır.
 İlki nitrik oksit ;Beyin korteksi ve hipotalamus aracılığıyla oluşan ve medulla
spinalisten aşağıya penisteki otonom sinirlere taşınan cinsel uyarı penisteki pudental
sinirin en uç noktası olan dorsal sinirin dallarının nitrik oksit üretmesine sebep olur.
 Nitrik oksit molekülleri penisteki sinozoidleri kuşatan düz kas hücrelerinin gap
junctionlardan geçerek hızlı bir şekilde yayılır.
 Böylece nitrik oksit molekülleri GTP(guanezin trifosfoat) ‘den siklik guanozin
monofosfat (c GMP) üretmek için guanilaz siklazı aktive eder.
 cGMP hücre içindeki depolama alanlarında kalsiyumun tutulumunu indükleyerek
sinozoidleri kuşatan düz kas hücrelerini gevşetir.
 Böylece kalsiyum seviyesi düşer,bu da dorsal ve kavernöz arterlerden gelen hızlı
arteriel kan akışı sonucu kavernöz sinozoidlerde kan birikmesine yol açar. (spongiyoz
üretrada kan ise az birikir ve ereksiyona çok az miktarda katılır.)
 Kanla dolan sinozoidler kanı boşaltan küçük venlere bası yapar ve penis sertleşir ve
ereksiyon gerçekleşir.
 Diğer kimyasal madde ise fosfodiesteraz enzimi; c GMP ‘yi yıkmak ve ereksiyonu
sonlandırmak için sempatik sinirsel uyarılarla fosfodiesteraz enzimi üretilir.
 Penis ereksiyon olmadığında kas gerginliği hem penil düz kasın içsel gerginliği hem
de sempatik uyarılar tarafından dürtüklenen gerginliği sağlanır.
Varikosel
 Tüm erkeklerin % 15 kadarında ve kısırlık sorunu ile başvuranların % 40'ında
saptanan varikosel (testis damarlarında genişleme, varisleşme) en sık rastlanan ve
mikrocerrahi ameliyat sonucu en başarılı sonuç alınan kısırlık sebebidir.
 Varikosel testislerde sıcaklık artışı ve toplardamardaki kanın organa geri akımı sonrası
mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve
kromozomal yapıya etki sonucu dölleme kapasitesini olumsuz etkiler.
Download