35. Yahudilik Virüsü

advertisement
9 MART 2012
EN’AM SURESİ 1–10
CUMA SOHBETİ
YAHUDİLİK VİRÜSÜ
Allah’ın aziz kulları! Geçmiş Yahudi toplumunun Allah’a karşı, peygamberlerine,
kitaplarına karşı, insanlara karşı, yere göğe ve içindekilere karşı yapmış oldukları hain
hareketler, vicdanı tamamen dejenere eden eylemler; Yahudi denilen zümrenin yapısını
oluşturmuştur. Bunlar, Yahudi’nin dağarcığında bol bol vardır. Yahudi = Fesatlar. Bu Aziz
Kitabın dikkatlice okunduğu zaman gösterdiği odur ki; Yahudi, sakınılması gereken bir
yaratık türüdür, bir kavimdir. İblisten farkı yoktur. Bu nedenle Yüce Allah, iman erlerine
sürekli olarak, peygamberlerine gönderdiği kalıcı nitelikteki kitaplarında bu uyarılarını
yapmış, peygamberler aracılığı ile de hem sözlü hem fiili olarak; onlardan nasıl kaçınılır
bunları bilfiil uygulatmıştır. Ama günümüz dünyasında geçmiş unutuldu. Hâlbuki geçmiş,
insanın kültür yönü ile ayağını koyduğu, üzerinde yaşadığı evin adıdır. Geçmiş yok
olursa, insanın üzerinde durduğu zemin ayağının altından kayar. İnsanın yapısında
havada dümdüz durabilme özelliği var mı? Bu ayaklar, insana yere bassın diye verilmiş.
İnsan denilen varlık yeryüzünde yaşar, gökyüzünde değil. Topraktan gelen insan,
toprak ile yaşar. Yeryüzü, insanın yaşamına en elverişli bölgedir. Çünkü insan, yeryüzünden
yaratıldı, dünyadan değil. İnsan arzdan yaratıldı. Uçsuz bucaksız feza ve içindekiler
bütünüyle dünyadır. Yeryüzü ise bizim yaşadığımız arzdır. Biz arzdan yaratıldık;
maruzatımız onadır, arzımız, sunumumuz onadır. Ondan ayrı yaşayamayız. Farz-ı muhal,
dünyanın değişik birimlerine gittin. Buradan yaşam kaynaklarını götürmek zorundasın.
Toprağın olmadığı yerde insan yaşayamaz. Şu toprağın yüzeyinde yaşayan insanlardan
bazıları, topraktan bir şekilde uzak kalmaktadır. Gözleri toprağı görmemekte, toprağın mis
gibi kokusunu, “anasının kokusunu”(toprak ana) alamamaktadır. Çocuk, anasını kokusundan
tanır. İnsan topraktan uzak yaşadıkça gerginleşir. İfrada uğrar. Tabii yapısı dejenere
olur, kopukluklar meydana gelir. Görme, işitme dokusu bozulur. Hele hele içerideki
duyular; hayal gücü dumura uğrar. Her taş, yerinde ağırdır. Sen de yerini terk edersen zulme
uğramış olursun. Yersiz, yurtsuz adam mazlum demektir. Bunu sen yaptınsa; hem mazlumsun
hem zalimsin. İnsan dediğin varlık, insanlık formunu toprakla korur. Toprak, tevazu
demektir. İnsan, mütevazı olduğu sürece sevilir ve sayılır. Yüce Allah’ın azizlik tacını
giymeye layık olur, sevgisini kazanır. Ama her ne zaman topraktan uzaklaşırsa, o zaman
havalanmaya başlar. Toprak, hava, su, ateş dedik. Hava galip gelir o zaman. Olması gereken
yapıyı göremez. Hevâ, onu istila eder ve kendini bilmem nerelerde görür. İnsanın ayakları
topraktan kesildiği anda, artık normallik aramayacaksın onda.
İşte bu Yahudi kavmi edepsizce hareketler yaparak ve sözler söyleyerek, Allah’ın
dinini istedikleri gibi evirip çevirerek tahrip edişleri neticesinde insanoğlunun aklını başından
almışlar ve insanoğlu esaslı olan duruşunu kaybetmiştir. Esas duruş, tam istikamettir. İşte
‫( َوقُو ُموا َ ه‬Bakara/238) Kıyamı kaybettiler.
bu esas duruşunu bu adamlar kaybettiler. َ‫ّلِلَ قَانَتَين‬
Rukuda da secdede de kalamadılar, putlarla avunmaya başladılar. Din ve diyaneti putlarda
aradılar. Din, Allah ile kâimdir. Allah’ın devreden çıkarıldığı bir yerde din olmaz. Olsa
1
da adı olmaz. Din, Allah’ın insanoğlu için tayin ve tespit ettiği kurallar manzumesidir.
İnsanın çalışması için Yüce Allah’ın tertip ettiği bir el kitabıdır, dua kitabıdır, ilmihal
ُ ‫ َو َي ُكونَ الد‬Ya öleceksin ya da bu dini, “Din = Allah”
kitabıdır. Bu tamamen O’nundur. ‫ّلِل‬
َ ‫َين َ ه‬
yapacaksın. Tamamen Allah’ın olması demek, Allah’ın, bütün taslakların üstünde yer alması
demektir. ‫َين ُك َل َه‬
َ ُ‫( َلي ُْظ َه َره‬Fetih/28)
َ ‫علَى الد‬
Uyuzların adı, korkakların adı müslüman olmaz. Müslüman Allah’tan gayrıdan
korkmaz. Ancak Allah’tan buyruk alır ve Allah’ın bir dediğini iki etmez. Menziline
ulaşamasa bile o yolda canını verir. O yola da “fi sebilillah” denir. Bu yolun dışındaki
ölümler cahiliye ölümleridir. Ya “Allah yolunda öldü” ya da “Allah yolunda öldürüldü.”
Üçüncüsü yok. Üçüncüsü, “şeytan yolunda öldü.” Şehit, gören demek. Şeytanın yüzünü göre
göre öldü. Bir insan neyin şehidi ise onu görerek ölür. Kimisi öküz görerek, kimisi domuz
görerek ölür. Kimisi duvar, kimisi davar görerek ölür. İnsanın aklı, gönlü nereye bağlı ise
bağlı olduğu şey gidiverirse aklı, gönlü de gidiverir. Faniye bağlananın sonu fena olur.
Bakiye bağlanan ise bekaya nail olur, ölümsüzlük sırrını taşır. Beka aşısını almış bir
mümin için ölüm yabancıdır. Ölüm ona işlemez.
Gerçek müminin; imanı, abdesti, orucu bir zırhtır. Hepsi siperdir. Seni mutlaka bir
şeyden korur. Senin düşmanın bir değil ki, bin bir türlü düşmanın var. Seni cehenneme
çekmek için türlü türlü düşmanlar çalışıyor. Düşmanların ve silahlarının çok çeşitli
olmasından dolayı müminleri koruyan ameller -ki onlara “salih amel” diyoruz- farklı farklı
olmuştur. Hepsi lazım. Bir tanesini eksik bırakırsan o taraftan gelen saldırılar senin işini
bitirir. Dört dörtlük koruma lazım. Savaşta galip gelmenin sırlarından birisi de düşmanın
zayıf noktalarını tespit etmektir. İblis bunu bilir ve şeytanlara öğretir. Rahmetli büyüğüm
“şeytan, insanın madeninden istifade eder” derdi. İnsanda heva ve heves madeni vardır.
Makama düşkün isen ki bu da insanın hubb-u cah madenidir. Gece gündüz bu sevda ile yatağa
bile yatamıyorsan iblis bu noktadan giriş yapar. Onun için zayıf noktalarımızı tespit edeceğiz.
ُ ‫س‬
َ ‫ان‬
‫ض َعيفًا‬
َ ‫اْل ْن‬
َ ْ َ‫( َو ُخلَق‬Nisa/28) Bu nedenle insan “el-kaviyy’e” muhtaçtır. Her hâlükârda
Rabbisinden yardım istemelidir. İlim yönüyle, rızık yönüyle ‫ب َز ْدنَي‬
َ ‫( َر‬Taha/114) diyecek.
Tüm güzelliklerin ziyadesi için ‫ب َز ْدنَي‬
َ ‫ َر‬yi okuyacaksın. Bu duanın yanında ihmal etmemen
gereken bir dua daha var, takviye ilaç bağlamında. ‫ب َز ْدنَي‬
َ ‫ َر‬nin mütemmimi ‫ير‬
َ ‫رب تمم بَ ْال َخ‬
dır. Rabbinin itmamına vesile olmalı o ziyadelikler. Azma ihtimali var insanın. “Aman ya
Rabbî hayırla neticelendir şu işi, şerre dönüşmesin.” Çünkü hayrın yanı başında şer vardır.
Sen cennete girmediğin sürece hiçbir şeyden sakın emin olma. Darul eman, daru’s selam
Cennet-i Âlâ’dır. Nerede hayır var, yanı başında şer vardır. Nerede eğri varsa yanında
doğru vardır. Doğrusu olmayan bir eğri olmaz. Allah çift yarattı her şeyi. Çift yaratmayı
herkes kadın-erkek diye anlar. Çift yaratmanın bir anlamı da budur. Elektrikteki eksi artı da
‫( َإ ه‬İnşirah/6) İşte bunun delili budur. Mümin, yüsr ehlidir. Yüsr
çifttir. ‫ن َم َع ْالعُس َْر يُس ًْرا‬
yolunda hareket eder. Yusra, Cennet-i Âlâ’dır. ‫( َونُيَس َُركَ َل ْليُس َْرى‬A’la/8) Allah’ın adı ile atılan
ُ ‫ار‬
adımlar ışıklı adımlardır. Ayrıca bir ışığa gerek yoktur. ‫هم‬
َ َ ‫( َونَ ْكتُبُ َما قَده ُموا َوآث‬Yasin/12)
Nerede hayır, orada mutlaka şer vardır. Bu bir imtihan. Bu bir dengesizlik değil, bilakis
dengenin adıdır. Eğer Allah negatif yönü yaratmasaydı, yalan konuşamasaydık mesela, “ben
hiç
yalan
söylemem”
demenin
bir
anlamı
olur
muydu?
2
‫سبُلَنَا‬
ُ ‫( َواله َذينَ َجا َهدُوا َفينَا لَنَ ْه َد َينه ُه ْم‬Ankebut/69) Çaba olmadan kutsiyet kabına, kutsiyet
devletine konamazsın. Bunun adına da “cihad” deniyor. “Mücahede-i nefis” deniyor buna.
Güdün olacak. O güdüyü, güdeceksin. Yoksa “gidi”nin teki olursun. Güdülerini güdeceksin.
(Dürtü) İçinden dürtecekler sen de dürtüye göre yol alacaksın. Ne kadar dürterlerse dürtsünler
“ben o tarafa gitmem” diyeceksin. At gitsin. Mücahid dediğin at oynatır. Ata biner ve onu
ٌ ‫ان نَ ْز‬
َ ‫( َوإَمها يَ ْن َز‬Araf/200) “Eğer şeytandan bir kışkırtma
‫غنهكَ َمنَ ال ه‬
‫ست َ َع ْذ َب ه‬
ْ ‫غ فَا‬
hayra sürer. َ‫اّلِل‬
َ ‫ش ْي َط‬
seni dürterse hemen Allah’a sığın.” (Araf/200) Bak dürtüyormuş gördün mü? Allah’a sığın.
Onun hakkından Allah gelir. Şeytanın da, senin de efendin olan Allah var. İmtihan için kapıya
konmuş o köpek. Bakalım köpek var diye kaçacak mısın? O köpekle denemek için yarattı seni
Allah.
Yahudi topluluğu fıtratını yitirmiş bir kavimdir. Yeminle söylüyorum, ne kadar
bozulma varsa (toprağın, havanın bozulması) hepsinin arkasında Yahudi vardır. Yahudiden
de, onu aşısı ile aşılanmış olan hırıstiyandan da dost olmaz. Hırıstiyan, yahudinin veled-i
zinasıdır. “Ne ağır laf bu hocam” derseniz. Bu hainler “Meryem zina etti, İsa da onun
çocuğu” diyorlar. Siz bana bir batı devleti gösterin ki Yahudi’ye düşman olsun. Hepsi
Yahudi’nin evladı gibi. Kitabımızı böyle okuyacağız. Bunlar siyaset değil. Rabbimin
dediğinden herhangi bir kuşkum yok benim.
Müslümana “canı çıksın” diyenin, canı çoktan çıkmıştır. Bu geberik birinin sözüdür.
Müslüman Müslümana beddua etmez, lanet etmez. Ederse Yüce Allah ona kendi
kuyusunu kazdırır. Allah’a ve O’nun sevdiklerine kötü gözle bakamazsın. Allah müminlerin
‫( إَ هن ه‬Hac/38)
hakkını, hukukunu korur. Allah müminleri müdafaa eder. ‫َن اله َذينَ آ َمنُوا‬
َ ‫اّلِلَ يُدَافَ ُع ع‬
Allah taraf tutar. Kimileri şimdi çıkıp da “Tanrı taraf tutmaz” diyorlar. Babana mı benzettin
Allah’ı? Nuh babana mı benzettin? Allah’ın sevdikleri var, sevmedikleri var. Cenneti Alâ’da
gülsün diye yarattığı kulları var, cehennemde yansın diye yarattıkları var. Sana ne oluyor ki?
‫اْل ْن َس‬
ً َ‫( َولَقَ ْد ذَ َرأْنَا َل َج َهنه َم َكث‬Araf/179)
َ ْ ‫يرا َمنَ ْال َج َن َو‬
Nurâni dört büyük gurup var. Bunlara kitlen, kenetlen, arkasından ayrılma. Nebiler,
ٌ َ‫َكأَنه ُه ْم بُ ْني‬
Sıddıklar, Şehitler ve Salihler. Bunlardan birisinin arasına gireceksin. ٌ‫ان َمرْ صُوص‬
(Saf/4) Bunlar kurşunlarla kenetlenmiş binalar gibidir. Ashab-ı Kiram birbirlerine namazda o
kadar çok bitişirlerdi ki, en çok elbiselerinin omuzları eskirdi. Safta yer bulacaksın kendine.
Yanında Müslüman olmayanın yanında şeytan vardır. Yalnız başına yola çıkamazsın
yoksa şeytan sana musallat olur. Üç Müslüman yan yana olunca şeytan yanaşamaz onlara.
Bunu Peygamber uyardı. Okuyanlar bilir. Okuyacaksınız!
Yahudi zümrelerinin insanları nasıl dejenere ettiklerini insanlar unutmuş. Adamın
dosyası suçlarla dolu. İmam-ı Nesefi bu güruhu anlatırken, “bunlar sabıkalı kavimdir” der.
Çok hoşuma gider bu söz. Peygamber bu bilgileri alarak bunlara karşı çok uyanık oldu. Hatta
Peygamberimizi zehirlediler. O zehir mucize olarak tesir etmedi ama vefatı anında bir tümör
gibi patladı. Şehit olarak öldü Muhammed (as) bu zehirin etkisi ile. O zehiri yiyen sahabeden
biri, hemen öldü. Bu güruh, Müslüman düşmanıdır. Peygamberlere gerçek anlamda gönül
verenleri bir şekilde katlederlerdi. Bunların bir günde yüzlerce peygamber öldürdükleri
rivayet edilir. Eskiden her köyün peygamberi vardı.
3
En’am Sure-i Celilesi’ne girdik. “En’am”, bizim sığır dediğimiz hayvanat için
kullanılan bir tabirdir. Bütün bu yoldan çıkan kavimlerin sığır sürüleri ile ilişkisi vardır. Ne
hikmetse hep hayvanlarla sorunları olmuştur bunların. Hayvanlara da etmediklerini
bırakmamışlardır. İnsanlık derecesinden düştü mü insan denilen varlık, hayvanlar kategorisine
düşer. Oraya düşünce rahat durmadılar. Hayvanlara ne yapacaklarını bilemediler. Hayvanlara
misyonlar taktılar. İnsandan çok hayvan ismi var. Bir devenin elli çeşit ismi var. İşte bu Sure-i
Celile’de bu maceralar anlatılacak. Allah, “bu çizgiye dikkat edin” diyerek insanlık formunu
korumamızı istiyor.
Yahudiler hainlikle yaşarlar. Yoldan çıkmış bir kavimdir bunlar. İşleri hainlik ve
düzendir. Arpayla, buğdayla oynarlar. Nesillerle, rahimlerle oynarlar. Tek yönelmedikleri
َ
sahne ruhaniliktir. Din, diyanet yolu dedin mi nefesleri tükenir. İşte Fatiha suresinde ‫غي َْر‬
‫علَي َْه ْم َو ََل ال ه‬
ُ ‫( ْال َم ْغ‬Fatiha/7) “Allah’ın gazabı üzerlerine inmişlerin yoluna bizi
َ‫ض َالين‬
َ ‫ب‬
َ ‫ضو‬
sokma, bizi iletme Ya Rabbi, biz o yolu istemiyoruz. Biz nebilerin, salihlerin, sıddıkların
ve şehitlerin izledikleri nurlu yolu istiyoruz” diye dua ediyoruz.
Yahudi güruhu kendilerinden sonra gelen nesilleri de bozdular. Bu Hıristiyanları
yoldan çıkaranlar da Yahudilerdir. Hristiyanlığın şu andaki konumu, Yahudi’nin veled-i
zinası olma durumudur. Onun için aslında birbirine düşman olması gerekirken, bu ikisi kol
kola giderler. Küfür tek millettir. Sen, onların adının farklı olması ile yedikleri içtiklerinin
ayrı gideceğini mi zannediyorsun? Bunlar, Yahudi beslekleridir. Yahudi, parayla besler
bunları. Daima alttan doğru iş çevirirler. Dünyayı onlarla ifsad ederler. Kendisi korkaktır.
Birebir karşına çıkamazlar senin, diyor Allah. Mekke’nin müşriklerini de bunlar bozdular.
Çünkü Medine ve çevresi Yahudilerle doluydu. Müşrik ile Yahudi arasında gidip gelen bir
zümre vardı. Bunlara münafık denir.
Araplarla Yahudiler aynı ırktandırlar. Sâmî ırkındandırlar. “Sam Amca” tabirini
kullanırlar onlar sık sık. Düşmanını tanıyacaksın. İşte bu müşrikler bu yönü ile Yahudilerin
sapıklığını oluşturan bir deryanın sahile vurumudur. Oradaki malzemelerin kökeni Yahudilere
aittir. Komünizmi çıkaranlar Yahudilerdir. İnsanlığı mahvetmek için kurulmuş tuzaklardır
bunlar. Komünizm ve kapitalizm, Siyonizm’in iki elidir. İster komünist ol, ister kapitalist sen
mutlaka onunsun. Küfür terazisinin iki kefesidir o. Terazi Yahudi’nin elinde. O, bazen
kapitalizmi, bazen komünizmi yukarı çıkarır. Allah’ın aziz kitabını okumadıkça Yahudi
kokusunu alamazsın, Yahudi dokusunu çözemezsin. Yahudilik bir virüstür. Benim
bahsettiğim bir ırk değil, düşünce sistemi. İçimizde bir sürü Yahudi var. Kendinizi kontrol
edin. İşte önünde Allah’ın Aziz Kitabı. Yahudi’yi didik didik ediyor. Yahudi’yi hallaç
pamuğu gibi atmış. Aşırı yerme ve aşırı övme itidal dışı bir davranıştır. Bunlar dinen hoş
görülmez. İşte Yahudi bu ikisini de kullanıyor. Bazen kendini övdürür, bazen kendine
sövdürür. Neticede, “gündemde ben varım” der.
َ ‫اخ ْذنَا إِن نَّسِينَا أ َ ْو أ َ ْخ‬
‫طأ ْنَا‬
ِ ‫َربَّنَا الَ ت ُ َؤ‬
Mehmet UZUN
Dilek UZUN
4
ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA
Burada siz değerli okurlara aktarılmaya çalışılan bu bilgiler, kıymetli hocamızın sohbeti
esnasında kaydedilmekte, dolayısıyla sohbet formuna uygun olarak, belirli bir konu etrafında
değil de, serbest çizgide şekillenmektedir. Burada yer alan yazılar, sohbetin birebir yazıya
geçirilmesinden ziyade, hitapta öne çıkan ve muhatapların akıl ve gönül dünyasında etki
uyandıran nitelikte cümlelerden seçilmektedir. Tabi ki, kaydedenin de bir beşer olduğu ve
hafıza-i beşerin nisyan ile ma’lul olduğu gerçeği göz ardı edilmeden. Bundan ötürü,
kaydedilme esnasında sehven ortaya çıkabilecek hata ve kusurlardan “dinlenilen asıl sohbeti”
tenzih eder, “Feyzi” kaynağından yudumlamak isteyenleri, öncelikle sahib-i sohbeti bizzat
dinlemeye ya da kayda alınan DVD’leri izlemeye, en önemlisi de nice emekler neticesinde
ortaya çıkan “Feyizler Külliyatını” dikkatlice okumaya teşvik ederiz.
Saygılarımızla…
14/ 02/ 2011
Mehmet UZUN
Dilek UZUN
Yer
: TÜRKAV Kastamonu Şubesi
Saat
: 19:30
Adres
: Honsalar Mh. Yakamercan Sk No: 1/A
(Eski Belediye Hizmet Binası) KASTAMONU
DVD ve Kitap İsteme Adresi : Kut-Bil Araştırma ve Dayanışma Derneği/ Kastamonu
Tel No
: (0366) 212 06 12
İletişim
: [email protected]
turkav37@mynet
5
Download