Sigara üzerine bir gençle yapılan diyalog

advertisement
Sigara üzerine bir gençle yapılan diyalog
Genç: Hocamız, sigaraya haram dediği için, hiçbir delil olmasa da biz sigaraya haram
deriz. Üstelik sigaranın haram olduğuna dair delilimiz de çoktur.
CEVAP
Kendiniz haram deseniz de, bunu bütün Müslümanlara şamil edemezsiniz. Delilsiz
konuşmanın vebali büyüktür. Çok delil nedir?
Genç: Sigara israf ve zararlı olduğu için haramdır. (İsraf haramdır) ve (Kendinizi
tehlikeye atmayın) âyetleri bunun delildir. Akıl ve mantık ilmi de, bunun haram olduğunu
gösteriyor. Mesela İsaguci mantığından örnek vereyim:
Zarar yönünden bakalım:
Dava: Sigara haramdır.
Süğra: Her vücuda zarar veren haramdır.
Kübra: Sigara zararlıdır
Netice: O halde sigara haramdır.
İsraf yönünden bakalım:
Dava: Sigara haramdır.
Süğra: İsraf haramdır.
Kübra: Sigara içmek israftır.
Netice: O halde sigara içmek haramdır.
CEVAP
Bu kıyası hangi İslam âlimi yaptı ki? Âyetlere böyle mana vermek, mantıkla açıklamak,
hangi mezhepte vardır? Herkes haddini bilmelidir. Yanlış kıyas yaparak, mubaha haram
diyerek küfre düşmekten çok korkmalıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kur'an-ı kerimin tefsiri, Resulullahtan işitildiği gibi yapılabilir. (Kur'an-ı kerimi, kendi
görüşüne, anlayışına göre tefsir eden kâfir olur) hadis-i şerifi, bunu bildirmektedir.
(1/234)
Başka bir hadis-i şerifte de, (Kur'an-ı kerimi, kendi görüşüyle açıklayan, doğru olsa
dahi, mutlaka hata etmiştir) buyuruluyor. (Nesai)
Kur’an-ı kerimi kendi kafasına göre tefsir edip sigaraya israf ve haram diyen kimse, iki
hadis-i şerife göre hata etmiştir. Her iki kıyasta, dava da, kübra da yanlıştır. Aynı bozuk
mantıkla şu kıyaslar yapılabilir:
Dava: Sigara mubahtır.
Süğra: Mubah haram değildir.
Kübra: Sigara mubahtır.
Netice: O halde sigara haram değil, mubahtır.
Burada dava yanlıştır. Sigara mubah diye dava olmaz. Dava, sigara haram mı, değil mi
diye olur.
İsraf yönünden bakalım:
Dava: Çikolata haramdır.
Süğra: İsraf haramdır.
Kübra: Çikolata israftır.
Netice: O halde çikolata haramdır.
Yukarıda davalar yanlış olduğu gibi; (Kübra) denilen önermeler de yanlış olduğu için,
(Netice) yanlış oldu. Şimdi sigara yerine çikolata koyalım, neticeye bakalım:
Dava: Sigara haramdır = Çikolata haramdır
Süğra: İsraf haramdır = İsraf haramdır.
Kübra: Sigara israftır = Çikolata israftır.
Netice: Sigara haramdır = Çikolata haramdır.
Kübra yanlış olduğu için, netice yanlış çıktı. Sigara veya çikolatanın israf ve haram
olduğunu kim söyledi? Burada mantık ilminin suçu yok. Suç mantık ilmini
kullanamayandadır. Bir kıyas daha:
Dava: Memeli hayvanlar uçar mı?
Süğra: Yarasa memeli hayvandır.
Kübra: Memeli hayvanlar uçmaz.
Netice: O halde yarasa uçmaz.
Burada Kübra yanlış olduğu için, netice yanlış çıktı. O halde Kübraların doğru olması
şarttır. Kübra denilen önermeye, sigara israftır diye yanlış koyunca netice yanlış olur.
Genç: Sigara israf olduğu gibi, zararlı olduğu için de haramdır.
CEVAP
Bu kendi kıyasınızdır. Hiçbir âlimin böyle kıyası yoktur. İslamiyet, böyle indî kıyasları
reddeder. Kıyası ancak müctehid yapar. Bu iş size, bize düşmez. Bir insan, çok iyi otomobil
kullansa; fakat ehliyeti yoksa kaza yapmasa bile cezalanır. Sizin kıyasınız, tamamen
indidir. Buna rağmen doğru olsa bile, müctehid olmadığınız için, İslam âlimlerinden nakil
yapmanız gerekir. İslamiyet mücerret [yalnız] akıl dini değil, selim akla uygun nakil dinidir.
Akıl Şiilerde hüccettir. Kıyasınız tamamen akla, mantığa dayanıyor. İlmi hiçbir kıymeti
yoktur. İlmi kıymetinin olması için, naklen bildirmek gerekir. Mesela (İbni Abidin, Mevlana
Halid-i Bağdadi sigaraya haram dedi) demek gerekir. Böyle diyen hiçbir âlim olmadığına
göre sözünüzün hiç değeri olmaz. Bir de, mubahlarda delil aranmaz, haramlarda aranır.
Mesela çayın, kahvenin, mübahlığı için delil aranmaz. Biz yine, delil gösterelim. S.
Ebediyye’de deniyor ki:
(Şeyhul İslam Ebülbeka, Ahmed bin Ali Hariri, İsmail Meraşi, kadı Abdürrahim, Ganim
bin Muhammed Bağdadi, Şeyhul İslam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed
Kehvaki, Mısır âlimlerinden Yusuf Decvi ve Muhammed bin Abdülbaki Zerkani,
allâme Abdülgani Nablusi, Abdurrahman bin Muhammed İmadi, âllame Ali Echüri,
Mahmud-i Samini, Osman Bedreddin, seyyid Abdülhakim efendi ve büyük âlim,
veliyyi kâmil Mevlana Halidi Bağdadi’nin buyurdukları gibi, zarar ve alışkanlık
yapmayacak kadar az içilen tütüne, haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine
ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri günahkâr bilmemelidir.)
Bu âlimlerin hocanız kadar ilimleri yok mu idi? Hocanız kadar takva ehli değil miydi?
Genç: Bugün çok kimse, sigaranın zararlı ve israf olduğu için haram olduğunu söylüyor.
Çoğunluğun yanılması mümkün müdür?
CEVAP
Çoğunluğun içinde İslam âlimi yoksa kıymeti olmaz. İnsanların çoğuna uyan zarardadır;
çünkü Kur’an-ı kerimde mealen, (Yeryüzündeki insanların çoğuna uyarsan, seni Allah
yolundan saptırırlar) buyuruluyor. (Enam 116)
Genç: Sigara israfın tarifine uyduğu için, sigaraya haram diyoruz.
CEVAP
Sigaranın israfın tarifine uyduğunu nasıl biliyorsunuz ki? Sigara israf olduğu için haram
diyen bir tek İslam âlimi var mı? İslam âlimi israfı bilemezse başka kim bilir ki? Dini bize
onlar bildirdi. Siz diyorsunuz ki:
İsraf haramdır.
Sigara israftır.
Öyleyse sigara haramdır.
Bu ayetle sabittir.
Bu mantığı hiçbir İslam âlimi bilemedi de, onun için mi sigaraya haram değil dediler? Siz
israf âyetinden, sigaranın israf olduğunu söylediniz. O âyet yeni mi indi? İslam âlimleri niye
bilmiyordu?
Genç: Haramın azına helal denmez. Mesela şarabın azı helal olamaz. Sigara da böyledir.
CEVAP
Maazallah… Sigara şarapla mukayese edilemez. Şarabın damlası haramdır; ama ömründe
bir tek sigara içene haram işledin demek koyu cehaletin veya taassubun bir alametidir.
Genç: Sigara tedrici olarak ölüme götürdüğünden açıkça intihardır.
CEVAP
Hangi İslam âlimi böyle benzetmeler yaptı ki? Şarapla mukayese etmek, intihar demek
hangi din kitabında yazıyor ki? İndî görüşlerin dinde yeri olur mu hiç?
Genç: Sigaranın zararlarını inkâr mı ediyorsunuz?
CEVAP
Sigaranın zararı inkâr edilir mi hiç? Bunu sormak bile gereksiz. S. Ebediyye’de sigaranın
zararları yeteri kadar bildiriliyor. Kahvedeki kafein, çaydaki tein çok alınırsa insanı öldürür;
ama az kahve veya çay içmeye, şaraptan kötü denmez.
Genç: Her zehrin faydası da olur; ama faydasız olarak yaratılan tek bitki tütündür.
CEVAP
Nikotinin öldürücü zararları yanında, güldürücü faydaları da vardır. Bugün fen, nikotinin
hafızayı kuvvetlendirdiğini keşfetmiştir. Hafızanın yeniden kazanılmasını için başarılı
araştırmalardan biri de Harvard Üniversitesi’nde yapıldı. Nikotinin beyni nasıl etkilediğini
araştıran bilim adamları, nikotinin hafıza merkezindeki beyin hücrelerini uyardığını keşfetti.
Bu beyin hücreleri aynı zamanda hafıza kaybını da engelleyen proteini üreten beyin
hücreleriydi. Nikotinin uyardığı hücreleri ayıran bilim adamları, aynı uyarılmayla hafıza
kaybını önlediğini keşfetti. (Newsweek)
Yaprağından hazırlanan infüzyonlar, vücut parazitlerine karşı kullanılır. Nikotinin sülfat
tuzları tarımda böcek öldürücü olarak kullanılır. Ayrıca tütün yaprağı fermente edilerek
kokulandırılıp, enfiye adı verilen keyif verici ve aksırtıcı bir ürün elde edilir. Tütün tohumları
yağ bakımından da zengindir. Tütün yağı boya ve sabun sanayiinde kullanılır. (Wikipedia)
Allahü teâlâ faydasız hiçbir şey yaratmamıştır. Ayrıca, sigaranın zararları eski âlimlerce
bilinmiyordu da, hocanız, nereden bildi de haram dedi?
Genç: Hocamız, sadece fetvaya değil, takvaya uyar, ince eler sık dokurdu. Tasavvuf ehli,
şüpheli şeylere, haram muamelesi yapar. Onun için hocamız, sigaraya haram demiştir.
CEVAP
Eğer sigaraya bu sebepten haram denirse cahillik olur. Şüphelilerden kaçmak ayrı,
şüpheliye haram demek ayrıdır. Hazret-i Ömer, (Harama ve şüpheliye düşerim
korkusuyla yetmiş helalden el çektim) buyuruyor. Helalden el çekmek ayrı, helale haram
demek ayrıdır. El çekmede takva olur; helale haram demek ise küfür olur. Her tasavvuf
ehli, el çektiği şeylere, mekruh veya haram derse, ortada din mi kalır? Peki, sigaraya
mubah diyen tasavvuf ehli âlimler, hocanız kadar takva ehli değil miydi? Onlar şüpheli
şeylerden mekruhlardan israftan kaçmazlar mıydı? Niye sigaraya haram demediler?
Demek ki, hocanızın sigaraya haram demesi, tarikatçı ve takva ehli olduğu için değil,
(Sigara israftır, israf haramdır, o halde sigara haramdır) fasit mantığıyla hareket ettiği
içindir.
Genç: Sigaranın zararı 20 yıldır biliniyor. Onun için eski âlimler sigaraya haram
dememiştir.
CEVAP
Peki, Bursalı İsmail Hakkı Efendi, 300 yıl önce tütünün zararını nasıl bildi de haram dedi?
Genç: O, tasavvuf ehli büyük bir evliya olduğu için haram demiştir.
CEVAP
Sigaranın zararı, diğer âlimlerce ve diğer mutasavvıflarca bilinmediği halde, bu âlim nasıl
olmuş da bilmiş ki? Bütün ulema ve evliya zatlar zararını niye bilememiş de haram değil
demişler? İşin doğrusu S. Ebediyye kitabında şöyle bildiriliyor:
(İsmail Hakkı hazretleri, önce tütünün haram olduğunu yazmıştı; çünkü sultan Murad,
tütünü yasak etmişti. İçenler cezalanıyordu. Bu âlim, tütünü değil, tütün içmek suç olduğu
için, suç işlemeye haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı
kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. Mütercim fakir, Bursa’da Orhan
kütüphanesinde tütüne mubah dediğini bildiren bu kitabını gördüm.)
Genç: Namaz kılmasa da, sigara içmeyen, kıymetlidir, içen ise, namaz kılsa da
kıymetsizdir.
CEVAP
Böyle söylemek Allah saklasın namazı önemsememek anlamına gelir. Taassup, sizi böyle
tehlikeli sözlere sürüklüyor. Sarı Lütfi denilen Tokatlı Molla Lütfi, (Namazı doğru
kılmıyoruz. Kıldığımız namazlar, yatıp kalkmaktan ibarettir) demiş ve bu sözü namazı
önemsiz görmek kabul edilerek, 1495’te idam edilmişti. Sizin sözünüz ise Molla
Lütfi’ninkinden çok daha kötüdür. Bu kör taassubu bırakmak gerekir.
Genç: Sigaraya mubah diyen âlimlerden hangisi kimyager, hangisi tabip, hangisi eczacı
veya araştırmacıdır? İçlerinde bir tek fen adamı var mıdır?
CEVAP
Elbette vardır. S. Ebediyye’nin yazarı, icazetli, yetkili bir din adamı olduğu gibi aynı
zamanda, Arapça, Farsça yanında, Fransızca ve Almanca da bilen, yüksek kimya
mühendisi, eczacı, araştırmacı ve öğretmen olan bir fen adamıydı. Çeşitli araştırmalar
yaparak, (Fenil-siyan-nitrometan) cisminin sentezini yapmış ve formülünü bulmuştur.
Binlerce kitaptan araştırarak hazırladığı S. Ebediyye’deki bilgiler ve kaynakları da, yetkili bir
din ve fen adamı olduğunun canlı ispatıdır.
www.ehlisunnetbuyukleri.com
Download