ÇİZGİ ROMANDAN BEYAZ PERDEYE: MARVEL SÜPER KAHRAMANLARININ SÜPER MEKÂNLARI Kemal SAKARYA1, Gözde ALTIPARMAKOĞLU2, Onur KILIÇ3, Emre PINAR4 1-2-3-4 Çukurova Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü, Adana / Türkiye [email protected] Öz: Giriş: Çizgi roman, bir hikâyeyi okuyucuya anlatmak için çizim ve yazıyı aynı anda kullanan ve birbirlerini takip eden resim karelerinin kullanıldığı bir sanat türüdür. Tarihsel kökeni milattan önceki yıllarda Yunan çanak çömlekleri üzerindeki mitoslar ve Mısır hiyerogliflerindeki çizgisel anlatımlara dayanan çizgi romanların basılı ilk örnekleri 1800’lü yıllarda okuryazarlık oranı nispeten düşük işçi grubunu basılı yayınlara çekmek amacıyla hazırlanan eğlencelik resimlerle ortaya çıkmıştır. Önceleri yazısız ve 3-4 resimden oluşan bantlara ilerleyen dönemlerde altyazılar eklenmiş, konuşma balonunun icadıyla birlikte de karmaşık olaylar anlatılabilmeye başlanmıştır. Çizgi romanda görülen ilk süper kahraman, 1938 yılında DC Comics’in Superman’idir. Dönemin sıkıntılı zamanlarında halkın böyle bir süper kahramana ihtiyaç duymasıyla kolaylıkla benimsenmiş ve Superman çizgi romanları yüksek satış rakamlarına ulaşmıştır. Bu durum, süper kahraman hikâyelerinin çeşitlenmesine, yeni süper kahramanların yaratılmasına ve farklı yayınevlerinin açılarak çizgi romanın bir popüler kültür ürünü haline gelmesine sebep olmuştur. Aynı zamanda oluşan bu çizgi roman sektörü televizyon ve sinema gibi farklı sektörleri de beslemeye başlayarak daha geniş kitlelere yayılmıştır. Amaç: Çalışma kapsamında beyaz perdeye uyarlanan süper kahraman filmleri için kurgulanan mekân tasarımlarını incelemek amaçlanmıştır. Kapsam: Bu amaç doğrultusunda öncelikle Marvel, DC, Image, Vertigo, Dark Horse Comics gibi mevcut çizgi roman yayıncıları arasından, eserlerine sinema filmi çekilmiş en fazla yapıma sahip olan Marvel Comics yayınevi seçilerek araştırma evreni sınırlandırılmıştır. Daha sonra Marvel süper kahramanlarının film haklarını elinde bulunduran stüdyolar ele alınmış ve karakter filmlerini çekme hakkına sahip olan bu stüdyolar Marvel Studios, 20th Century Fox Studios ve Sony Pictures olmak üzere üç ana başlık altında gruplandırılmıştır. Karakter yayın hakları bazında incelendiğinde en çok film hakkına sahip stüdyonun Marvel Studios olduğu ve onu 20th Century Fox Studios ve Sony Pictures’ın takip ettiği gözlemlenmiştir. Elde edilen bu veri, çalışma kapsamında incelenecek sinema filmleri için bir sınırlama yapılabilmesine olanak sağlamıştır. Sınırlıklar: Marvel Comics şirketinin kendi stüdyosu olan ve aynı zamanda Marvel karakterlerinin büyük çoğunluğunun yayın hakkını elinde bulunduran Marvel Studios üretimi filmler araştırma kapsamında incelenecek süper kahraman filmleri olarak belirlenmiştir. Marvel Studios, çekeceği süper kahraman filmleri için Phase 1-2-3 olarak adlandırılan üç aşamalı bir kronoloji kurgulamış ve bu kurguyu Marvel Sinematik Evreni olarak tanımlamıştır. 2008 yılında gösterime giren ilk Marvel filminden günümüze kadarki süreçte Marvel Sinematik Evreni bünyesinde toplam 15 Marvel filmi seyirciyle buluşmuştur. Bununla birlikte 2 filmin çekimleri tamamlanmış ve vizyona girmesi beklenmekte, 5 film ise halen çekim ve senaryo aşamasındadır. Yöntem: Marvel Sinematik Evreni’nin ilk aşaması olan Phase 1 bünyesinde 2008-2012 yılları arasında gösterime giren Iron Man, Hulk, Thor, Captain America ve Avengers filmleri olmak üzere toplam 5 396 film çalışma kapsamında incelenmiştir. Seçilen bu 5 farklı süper kahraman filminde kullanılan sahnelerin çekildiği mekânlarda; mekân atmosferi, renk, doku, ışık ve mobilya tasarımları ele alınmıştır. Bulgular: Yapılan incelemelerde çizgi roman uyarlaması filmlerdeki hikayelerin çizgi roman kökenine genel hatlarıyla sadık kaldığı, fakat senaryoların senaristler tarafından bilinçli olarak değişikliğe uğratıldığı gözlenmiştir. Örneğin çizgi romanda hikayesi derinlemesine işlenen bir karakterin senaryosu yüzeysel olarak yazılabilmekte veya senaryodaki olay örgüsünün işlenişi çizgi romandaki hikaye ile paralel gibi görünse de daha farklı ve beklenmedik sonuçlar oluşturabilmektedir. Bazen senaristler oldukça radikal kararlar almakta ve senaryo/hikaye ile birlikte karakter tasarımlarında, kostüm-ekipman detaylarında ve çevre atmosferlerinde de değişikliğe gitmektedir. Yapılan bu değişiklikler Sinematik Evren ile çizgi roman evrenlerini birbirinden beslenen fakat birbirlerinden bağımsızlığı kabul edilebilir alanlar haline getirmektedir. Çizgi roman ve sinema arasındaki bu farklılık mekân tasarımı özelinde de görülmektedir. Sinema filmlerinde kullanılan mekân tasarımlarının, çizgi romanda çizilen mekânlarla birebir örtüşmediği ve genellikle yepyeni mekân kurgularının yapıldığı gözlenmiştir. Çizgi romanda geçen ve film için senaryolaştırılan hikâyelere bağlı olarak çok zengin çeşitlilikte mekân tasarımlarıyla karşılaşılmıştır. Örneğin bir süper kahraman konutu olarak favela, apartman dairesi, müstakil konut ve malikâne gibi farklı nitelikte konutların iç mekân tasarımları gözlemlenebilmektedir. Bunun yanında sahnelerin geçtiği farklı işlevlerdeki mekânlar olarak klinik, laboratuar, ofis, fuar pavyonu ve hatta hellicarier adındaki uçan bir gemiye ait iç mekân tasarımlarını da gözlemlemek mümkün olmuştur. Çizgi romanların yayınlanma yılları da göz önünde bulundurulduğunda, karakter hikâyelerinin geçmiş dönemlerde veya çizerlerin kurguladığı “gelecekte” yaşandığı gözlenmiştir. Sinemaya uyarlanan hikâyelerde ise, eğer senaryoda flashback yazılmış ve bu geçmişe dönüş mekân tasarımlarında dönemsel farklılıkların uygulanması gerektirmişse çizgi romanlar bir referans olarak kullanılabilmiş ve mekânı oluşturan elemanlarda çizgi romandan izler yansıtılabilmiştir. Fakat çizerlerin kurguladığı “gelecek” olan günümüzün mekânları ister istemez çizgi romandaki mekânlardan farklılaşmaktadır. Sonuç: Çizgi romanlarda öncelik karakterlere ve süper güçlere verilirken çizgi bantlarda karakter tasarımları, konuşma balonları ve efekt çizimleri görülmektedir. Bu nedenle mekân tasarımları çizgi romanlar için genellikle ikinci planda kalmaktadır. Çizgi roman uyarlaması filmlerde ise mekân tasarımlarının çizgi romanlardaki gibi ikinci plana atılmadığı ve konuların işlendiği sahnelerde güçlü bir mekân kurgusunun oluşturulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çizgi roman uyarlaması filmlerde, hikayelerin geçtiği dönemlere uygun mekan tasarımlarının yapıldığı fakat bu tasarımların çizgi romandan farklılaştığı söylenebilir. Çizilen süper kahramanın mistik, kozmik veya teknolojik karakterine uygun hikâyelerinin senaryolaştırıldığı ve bu karakter orijinine ait renk, yüzey tasarımı, mobilya ve mekan atmosferi gibi detayların film sahnelerinde görülebildiğini de söylemek mümkündür. Anahtar Kelimeler: Çizgi Roman, Süper Kahraman, Sinema, Mekân, Kurgu 397