Sayı : 2003 / Lyr – 02 Sayfa :5–16 SICAK STRESİ KONU : : a İLGİ ³ KELİMELER : Yüksek sıcaklıkların yumurtacı tavuklara etkileri. KANATLI BESLEME • Dalgalanan sıcaklıklar • Vücut rezervleri • Tuz • Elektrolitler • Yemin enerji seviyesi • Methionine ve lysine KAYNAKÇA : Derleme: Seyfi Ay - Halit Çınar, İnterkim. YAYININ KAPSAMI : Ürün tanıtımıdır Kişisel veya kurumsal değerlendirmedir Tercümedir Derlemedir ; ÖZET : ) 28oC üzerinde kullanılabilir enerji, yumurta üretiminin %90’ını karşılayamamaktadır; ) ) ) ) bu yüzden tavuğun vücut rezervleri(yağ ve kas) bu sırada kullanılabilmektedir Makul miktarda yağ rezervi olan, optimum ağırlıktaki tavukların ısı stresi koşullarına daha iyi dayanabileceği açıktır. Isı stresi olan bir tavuğun ihtiyacı olan son şey vücutta oluşan ek atık ısıdır , bu yüzden yem tüketimi düştüğünde fazla ham protein alımına dikkat edilmelidir. Normal yönetim teknikleri ile ısı stresinin azaltılamadığı durumlarda diyette elektrolit manuplasyonları faydalı olabilir 36-40 oC ‘lık marjinal sıcaklık stresi durumlarında, mortalite hızla arttığından yemle ilgili tedbir önerilmemektedir. SONUÇ : İleride karşılaşılması muhtemel sıcak problemleri için uygun rezervlere sahip piliç yetiştirilmesinde ve stres dönemlerinin önceden tahmin edilerek erken yem değişikliklerine gidilmesinde , ayrıca stres sırasında sıcaklığın hayvanlar üzerindeki baskılarının azaltılmasında alınacak uygun beslenme tedbirleri önem taşımaktadır. Ayda Bir Yayınlanır 5 ISI , SICAK STRESİ Dünya yumurtacı tavuklarının büyük kısmı, yumurta üretimi sırasında bazı dönemlerde sıcaklık stresinin ana yönetim etkeni olabileceği bölgelerde yetiştirilmektedir. Temel olarak problem; tavukların metabolizmasında üretimi ve kabuk kalitesini etkileyen bazı ince değişiklikler olmasına rağmen, bu dönemde yeterince yem tüketmemeleri ile ilişkilidir. Hayatlarının ilk birkaç haftası boyunca bütün kanatlılar sıcak çevre koşulları ile iyi baş ederken, daha yaşlı olanlarda normal büyüme ve gelişme çoğunlukla ters etkilenmektedir. Açıkça tavuğun artan sıcaklıklar için gereksinimleri yaş arttıkça azalır, çünkü yalıtım tüyleri hemen gelişir ve vücut büyüklüğüyle bağlantılı olarak yüzey alanı küçülür. Sıcaklık stresi tavukların sıcak çevrelerdeki durumunu tarif etmek için kullanılmaktadır. Yüksek sıcaklıklarda tavuklar vücut ısısı dengesinin sağlanmasını buharlaşma ile temin ederler, bu da tavuğun soluduğu havadaki nemin önemini artırmaktadır. Bu nedenle tavuklar için yüksek sıcaklık ve nem, sadece yüksek sıcaklığa göre daha fazla stres yaratır. Hava hareketleri ve hava hızı gibi diğer çevre etkenleri de önem kazanmaktadır. Tavuğun tepkisinin, ısı stresine adaptasyondan belirgin olarak etkileneceği anlaşılmaktadır. Örneğin yumurtacı tavuklar 35oC sabit çevre sıcaklığına tahammül edip iyi çalışmaktadır. Diğer taraftan gece/gündüz sıcaklıkları dalgalandığında 35oC da tavuklar strese girmektedir. Yapılan tartışmada; bunlar tavuk üstünde daha etkili ve daha yaygın olduğundan, dalgalanan koşulların bulunduğu kabul edilmiştir. Sıcak hava koşullarında asıl endişe yumurtacıların yem tüketme gücü üzerinedir. Kümesin sıcaklığı arttıkça vücut sıcaklığını korumak için daha az ısı gerekir ve tavuklar daha az yem tüketir. Bu durumda yem enerjisinin yerini “çevre” enerjisi almaktadır ve daha ekonomiktir. Fakat kümes sıcaklığı ve vücut ısısı üretimi arasındaki ilişki doğrusal değildir, vücut soğutma mekanizmalarını başlatmak için tavuk enerji gereksinimleri artmaktadır. Isı stersine yardımcı olmaya girişirken aşağıdaki etkenler gözden geçirilmelidir. Tavuğun Isı Stresine Tepkisi Aşağıdaki şekil(1) ısı stresi etkisinin şematik bir sunumudur. En düşük vücut ısısı üretimi (ve en verimli durum) 23oC civarında görülmektedir. Bu sıcaklığın altında, (düşük kritik sıcaklıklar) tavuklar genellikle sıcak kalmak için daha fazla vücut ısısı üretmek zorunda kalmaktadır. Şekil 1 6 Ancak ,üzerine çıkıldığında üretimin minimum olduğu; 19-27oC arasında, dar bir verimlilik aralığı vardır. 27oC ın üzerinde tavuklar soğuk kalabilmek için enerji kullanmaya başlamaktadır. Örneğin 25oC ta tavuklar, soğutma kapasitesini artırma teşebbüsü olarak; ibiklere, ayaklara vb. daha fazla kan gelmesi için belirli damarlarını genişletmeye başlarlar. Yumurtacılarda yüksek sıcaklıklarla oluşan karakteristik soluma ve kanat düşürme daha kolay gözlenebilmektedir. Yüksek çevre sıcaklıklarındaki bu aktiviteler, tavuğun azalmaktan çok artan bir enerji gereksinimi olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki durum yukarıdaki(şekil 1) şekildeki kadar keskin açıklıkta değildir ve sürüde çeşitli çevre koşullarına verilen cevaptaki çeşitliliğin arkasındaki neden muhtemelen budur. Isı üretimi muhtemelen her koşulda sabitlenmiş düşük ve yüksek sıcaklıklardan çok birkaç pratik çiftlik koşuluna cevaben dalgalanacaktır. Cevaptaki çeşitlilik a) Artan yem tüketimi, b) İyi tüylenme yada c) Artan tavuk aktivitesi gibi etkenlerden kaynaklanıyor olabilir. Takip eden iki şekili(2,3) yorumlarken tavuk tepkilerindeki bu çeşitlilik göz önünde bulundurulmalıdır. Şekil 2 gösterilen temel çizgi şekil 1 de ayrıntısı belirtilen sıcaklık etkisinin tekrarıdır. Şekil 2 Şekil 2 ‘deki üst çizgi 1.5kg’lık bir yumurtacının enerji alımını göstermektedir. Çevre sıcaklığı arttıkça, enerji(yem) tüketimi azalmaktadır. Oysa 27-28oC’ın üzerinde; tavuk ısı yüküne yanıt olarak metabolik süreçlerini değiştirdiğinden; soluma vb, gibi etkinlikler beyindeki yeme mekanizmalarını ters etkilediğinden ve yemlenebilecek zamanı azalttığından; düşüş dramatikleşmektedir. Şekil 2’deki gölgelenmiş alan üretimde kullanılabilecek enerjiyi temsil etmektedir. 28oC sınırına yaklaştıkça ve aşıldığında üretimde kullanılabilecek enerji dramatik olarak düşmektedir ve 32oC civarında negatif olur. Eğer şekil 2’deki gölgelendirilmiş alan sıcaklığa göre bölünürse potansiyel yumurta üretimine paralel, açık bir model görülebilir(şekil 3). Ortalama bir yumurtanın 80 kcal ME içerdiğini varsayarsak, üretimin %90’ında, sadece üretim ihtiyaçlarının karşılanması için günlük 70 kcal civarında bir ihtiyaç vardır. Şekil 2’den yaptığımız hesaplar günlük 90 kcal toplam yararlanılabilir enerjiye işaret etmektedir ve bu yüzden büyümede yada artan vücut ağırlığında kullanılacak artı bir farkımız bulunmaktadır. 28oC’da sadece yumurta için 7 kullanılabilir enerji bulunmaktadır, büyüme için yoktur. 28oC üzerinde kullanılabilir enerji yumurta üretiminin %90’ını karşılayamamaktadır. Ya yumurta verimi düşmeli yada diğer enerji kaynakları kullanılmalıdır. Bu yüzden tavuğun vücut rezervleri(yağ ve kas) bu sırada kullanılabilmektedir. Önceden de belirtildiği gibi, bu rakamlar sabit değildir ve hava hızı, tüylenme vb. gibi etkenlerden etkilenebilirler. Ancak şekil 3’de anlatıldığı gibi çoğu sürü için bu tip etkileşimler gösterilen değerlerin +/-2oC ta gerçekleşirler. Bu senaryoda (şekil 3) tavuk 33oC’de negatif enerji dengesindedir. Şekil 3 Çevre ısısı ile yem tüketiminin ilişkisini göstermek için çeşitli denklemler geliştirilmiştir. Örneğin 1994-NRC’de verilen denklem ME (kcal/gün) = W.75 (173-1.95T) + 5.5 ∆W + 2.07 EE W = vücut ağırlığı,kg ; T = oC , ∆W = günlük ağırlık artışı,g ;ve EE = günlük yumurta ağırlığı,g . 10-34oC arası çevre sıcaklığı için bu denklemin çözümü; 1.3 kg ağırlığında, günlük 50g yumurta üreten ve günde 2g ağırlık kazanan bir tavuk için neredeyse doğrusal bir ilişkiyi göstermektedir (şekil 4). Şekil 4 8 Şekil 5 Çevre ısısına karşı bu enerji alımı(yemle) tepkisini etkileyen ana etken, tavuğun izolasyon kapasitesini ifade eden tüy örtüsüdür. Tüylenme derecesi için bir denklem geliştirilmiştir. Şekil 5’de bu denklem %60,75 ve 90 tüy örtüsü olan tavuklar için çözülmüştür. Kabul edileceği gibi, düşük çevre sıcaklıklarında tüy örtüsünün yem tüketimi üzerine pozitif bir etkisi varken, vücut sıcaklığına yakın olan 34oC çevre sıcaklığında tüy örtüsünün bir etkisi yoktur. Enerji Dengesi Bu yüzden ana ilgimiz ısı stresi sırasında enerjinin yumurta üretimi için kullanılabilirliğidir. Enerji kullanılabilirliği : (i) Diyet enerji spesifikasyonlarını artırarak (ii) Yem tüketimini teşvik ederek (iii) Yada vücut enerji rezevlerini dikkate alarak etkinleştirilebilir. (i)Yemin enerji seviyesi yükseldikçe tavukların daha az yem tükettikleri iyi bilinmektedir. Bunun nedeni tavuğun her gün verilen enerji alımını korumaya çalışmasıdır. Ancak mekanizma aslında mükemmel değildir ve enerji seviyesi arttırıldığında yem tüketiminde beklenen düşme nadiren sağlanabilir. Bu açıkça enerjinin “aşırı tüketimine” yol açmaktadır. Çevre sıcaklığı yükseldiğinde de mekanizmanın mükemmel olmadığı görülmektedir. Diyet enerji seviyesi 2860 kcal ME /kg ‘dan 3450 kcal ME/kg’a çıkarıldığında aşağıdaki sonuçlar alınmaktadır. Diyet enerji seviyesinin metabolize edilebilir enerji tüketimine etkisi (1967 Payne’den) 18oC da 30oC da Diyet Enerjisi (kcal Günlük yem g. Günlük enerji Günlük yem g. Günlük enerji ME/kg) (kcal) (kcal) 2860 127 363 107 306 3060 118 360 104 320 3250 112 364 102 330 3450 106 365 101 350 9 18oC’de tavuk tarafından,yem tüketiminin yüksek enerjili diyetlerle belirgin olarak azalması gibi oldukça iyi bir düzelme vardır ; bu enerji tüketimini normalleştirmeye yönelik bir girişimdir. Yüksek sıcaklıklarda, tavuklar yem tüketimini daha kusurlu ayarladıklarından enerjinin “aşırı tüketimi” oluşur. Diyet enerji seviyesinin yükseltilmesi için, tamamlayıcı yağ kullanımı göz önünde bulundurulmalıdır. Diyet yağının lezzeti artırma ve vücutta kullanımı sırasında üretilen ısı fazlalığı miktarının azaltılması gibi avantajları vardır. (ii) Yem tüketimini uyarmak için çeşitli yöntemler denenebilir. Her gün öğün artırmak genellikle yemleme aktivitesini cesaretlendirmektedir. Mümkünse günün daha serin zamanlarında beslemek de besin tüketimini artırmakta kullanışlı bir yöntemdir. Uç çevre koşulları altında; sıcaklığın umut verici şekilde düşük olacağı ve tavukların yemeye meyilli olacağı gece yarısında beslemenin düşünülmesi için, yapay ışıkların kullanılması faydalı olabilir. Yine uç koşullarda diyet lezzetini artırmak avantaj sağlayabilmektedir. Yemliklere direk olarak yemin üzerine bitkisel yağ, melas ve hatta su dökülmesi gibi uygulamalar tüketimi teşvik edebilmektedir. Yağ diyette, yüksek düzeyde yada burada tarif edildiği gibi yeme serpme olarak kullanıldığında acılaşma oluşmamasına dikkat edilmelidir. Bu en iyi, yemde kaliteli antioksidanların işbirliğinde ısrar ederek başarılabilir ve bu yemin tanklarda, helezonlarda yada yemliklerde “keklenmesine” izin verilmez. Bu koşullarda taze yem kritikleşir. Diyetin yapısı da avantaj sağlamak için kullanılabilmektedir. Krambıl yem tüketimi teşvik etmektedir. Büyük krambıl parçacıklarından daha küçüklere geçişin, tüketimin uyarılmasına geçici bir etkisi olur. Küçük parçacıklardan büyüklere ani bir geçişin, aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, yem tüketimine negatif bir etkisi olduğunu gözlemek ilginçtir. Parçacık büyüklüğündeki ani değişikliğinin izleyen(5-7g) günlerde yem tüketimine etkileri Küçük krambıl <2.4 mm Büyük krambıl >2.4 mm Normal krambıl Yem(g./tavuk/gün) 112 124 81 (iii) Kanatlı kümeslerinde optimum ekonomik dönüş için doğru piliç yetiştirme programlarının elzem olduğu görülmüştür. Şekil 3’te gösterildiği gibi sıcak hava koşullarında; tavuk yumurta üretimini sağlamak için gerekli enerji tamamlamakta vücut rezervlerine bel bağlamak zorunda kalabileceğinden, bu çok kritikleşir. Genel olarak yetişkin vücut ağırlığı büyüdükçe, yumurtlama boyunca vücut ağırlığı büyür ve bu yüzden, aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, potansiyel enerji rezervi ile yem tüketimi de artar. 18. haftada Vücut ağ. (g) 1100 1200 1300 1400 Piliç boyutu ve yem tüketimi 25. haftada Vücut ağ. (g) (18-25 haft) Günlük enerji tüketimi 1400 247 1500 254 1600 263 1700 273 Aşırı kilolu piliçlerin istendiği öne sürülmemektedir ama makul miktarda yağ rezervi olan, optimum ağırlıktaki tavukların ısı stresi koşullarına daha iyi dayanabileceği aşikardır. Isı stresine maruz kalan ve üretimi karşılayabilmek için gerekenden daha az “kullanılabilir” enerjisi olan piliçlerin, yumurta ağırlığı ve/veya yumurta sayısı konularında yumurta verimleri düşmektedir. 10 Protein Beslenmesi Eskiden ısı stresi sırasında diyet proteininin yükseltilmesi yaygın bir uygulamaydı. Bu azalan yem tüketimi ve bu yüzden 17g ham protein/tavuk/gün tüketimin civarlarında korunması amacı ile protein seviyelerinin yukarda ayarlanması, temel alınarak yapılmaktaydı. Bugün böyle ayarlamaların zararlı olabileceği anlaşılmıştır. Herhangi bir besin vücutta metabolize edilirken süreçler %100 verimli değildir ve sonuç olarak biraz ısı üretilir. Maalesef protein bu bakışta en verimsiz kullanılan besindir ve orantılı olarak amino asitlerin metaboizması sırasında daha fazla ısı yayılmaktadır. Isı stresi olan bir tavuğun ihtiyacı olan son şey vücutta oluşan ek atık ısıdır. Bu ekstra ısı üretimi ısı kaybı mekanizmalarını(soluma,kan dolaşımı) zorlayabilir. Bu yüzden düşen yem tüketimi durumlarında ”protein” tüketimini karşılamaya çalışmak gibi zor bir sorunumuz vardır, oysa daha fazla ham proteinin zararlı olabileceğini bilmekteyiz. Bu sorunun çözümü ham proteini artırmaktansa esansiyel amino asit seviyelerini artırmaktır. Sentetik amino asitlerle besleme yoluyla vücut sistemlerinde daha fazla artık ham protein(azot/nitrojen) yüküne neden olmadan bu elzem besinlerin alımını sağlanabilmektedir. Bu yüzden genel olarak tavsiye edilen, sentetik methionine ve lysine’in günlük alımının sağlanması için sırasıyla en fazla 360 ve 720 mg kullanılmasıdır. Mineraller ve Vitaminler Kalsiyum seviyesi, tahmin edilen yem tüketimine göre ayarlanmalıdır(günde 3.5 g gibi). Aşırı koşullarda önceden de belirtildiği gibi yüksek enerjili diyetler istenmektedir ve bunu artan kireçtaşı ve istiridye kabuğu ile sağlamak zordur. Aşağıdaki tablo yumurta kabuğu kalitesi için hepsi kritik olan Ca, P ve Vitamin D3 alımının sağlanması için gerekli diyet özelliklerini göstermektedir. Çeşitli yem tüketimi seviyelerinde alımın sürekliliğini sağlamak için gerekli diyet besin seviyeleri Yem tüketimi (g/gün) P(%) Ca(%) Vit D3 (IU/kg) 70 0.60 5.35 4700 80 0.52 4.68 4125 90 0.47 4.17 3660 100 0.42 3.75 3300 110 0.38 3.41 3000 Yem tüketimi düşük olduğunda diyetin enerji seviyesini de yükseltmek gerektiği için; Ca ve fosfor dışında yemin bütün besinlerini etkin olarak seyrelten, yüksek seviyelerde kireçtaşı ve fosfat eklenmesi ters etkilidir. Potansiyel kalsiyum eksikliği genellikle, yem üzerine istiridye kabuğu veya grit taşı ilave edilerek karşılanmaktadır. Fosforun durumu daha karmaşıktır ve aslında yüksek seviyelerde(yukarıda görüldüğü gibi) kullanımı zararlı olabilmektedir. Uygulamada , devam eden kafes yumurtacı yorgunluğu olmadığı sürece fosfor seviyeleri ender olarak bu uç seviyelere çıkarılmaktadır. Vitamin D3 noksanlığı en iyi, içme suyuna D3 eklemeleri ile karşılanabilir. Diyete yada içme suyuna bikarbonat eklenmesinin biraz yararı olabilecek gibi görünmektedir. Ancak tavuğa çok fazla sodyum yüklenmemesi için bu dikkatle yapılmalıdır ve bu yüzden tuz seviyeleri düşürülmek zorunda kalınabilir. Ancak bu; ısı stresi koşullarında çok yüksek olabilen, içme suyundan sodyum alımı dikkate alınarak, büyük ihtiyatla yapılmalıdır. 11 Diyetteki potasyum seviyelerinin yükseltilmesinin faydalı etkilerine dair işaretlerde vardır ancak bu; yüksek seviyeleri elektrolit dengesine zararlı olabileceğinden, yine çok dikkatli hesaplamalardan sonra gerçekleştirilmelidir. İlave vitamin B eklenmesinin ısı stresi sırasında bazı faydalarına dair birkaç rapor varken, yağda çözünen vitaminlerin faydalı etkilerine dair çeşitli raporlar da vardır. Her zaman kesin olmamakta beraber bazı şartlar altında A, D3 ve E vitaminlerinin hepsinin seviyelerinin artırılmasının faydalı olduğu görülmüştür. Vitamin C genellikle kanatlı diyetlerinde dikkate alınmazken, ısı stresi sırasında kullanımını destekleyecek deliller bulunmaktadır. Kanatlıların vitamin C gereksinimi vardır ama çoğu durumda vücutları için gerekli miktarı kendileri sentezleyebilirler. Isı stresi altında bu üretim bozulabilmekte yada yetersiz kalabilmektedir. Üretimi devam ettirmek amacı ile yumurtacılarda diyete 200 mg/kg vitamin C eklenmesinin faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Elektrolit Dengesi Tavuklar, çevre ısısı yükseldikçe; solunum hızlarını, buharlaşma soğutması oranını artırmak için artırırlar. Tavuklar solunumu hızlandırırlar ancak orantılı olarak daha fazla CO2 kaybetmeye meyilleri artar ve bu yüzden çabucak asit-baz dengesi değişiklikleri gelişebilmektedir. Yumuşaktan sert alkalozise, kan pH’sı uç durumlarda 7.2’den 7.5’e 7.7’ye kadar değişebilmektedir. Kan pH’sındaki bu değişiklik; bikarbonat iyonlarının kaybı ile birlikte yumurta kabuğu kalitesini, tavuğun genel sağlığını ve metabolizmasını etkileyebilmektedir. Bu tip ısı stresi koşullarında yumurta kabuğu kalitesini etkileyen ana etken bikarbonatın yararlanılabilirliği gibi gözükmektedir ve bu sırası ile asit-baz dengesi, böbrek fonksiyonu ve solunum oranı tarafından yönetilmektedir. Normal koşullarda, süzülen bikarbonatın toplam resorptionuna bağlı olarak, kabuk oluşumu renal asidozu uyarmaktadır. Aynı zamanda HCO3- ve Ca++ dan çözülmeyen CaCO3 oluşumu H+ iyonlarının salınımını getirdiğinden, kabuk sekresyonu metabolik asidoza da neden olmaktadır. böyle H+ salınımı çok asidik ve zararlı koşullara neden olabilmektedir ve uterus sıvısındaki bikarbonat tampon sistemi tarafından dengelenmesi gerekmektedir. Kabuk sentezlenmesi sırasında hafif bir asidoz bu yüzden normalken daha sert durumlar ; HCO3için, tampon olarak yada kabuk bileşeni olarak, yoğun bir rekabet olduğu için kabuk üretiminin azalmasına neden olmaktadır. NH4Cl gibi ürünlerle besleme ciddi metabolik asidozlara neden olabilmekte ve bu kabuk direncinin azalmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu senaryoda, NH4+ ten çok Cl probleme yol açmaktadır çünkü yine karaciğerde üre oluşumunun(NH4 tan) HCO3 iyonları ile tamponlanmaya olan ihtiyacı, uterine bikarbonat metabolizması ile rekabet yaratmaktadır. Aksine, özellikle Cl seviyeleri minimize edildiğinde, sodyum bikarbonat ile beslemek kabuk kalınlığını iyi geliştirebilmektedir. Ticari koşullarda, herhangi bir elektrolitin tamponlanması amacıyla minimum artık üretme durumundan sakınılmalıdır. Aynı biçimde tavukların yüksek sıcaklıklarda olduğu gibi ciddi solunum aşırılıklarına maruz kalmamaları da önemlidir; çünkü bu, kan bikarbonat seviyelerini düşürmekte ve uç durumlarda metabolik asidoza neden olmaktadır. Uygulama koşullarında diyet NaCl’sinin NaHCO3 ile yer değiştirmesi kabuk üretimi için faydalı olabilir. Isı stresine aklimatizasyon şaşırtıcı bir etkendir çünkü geçici akut koşullar daha zordur. Örneğin sabit 35 ve 21oC koşullarında 31 haftalığa kadar büyütülen piliçler plazma elektrolit şablonlarında küçük farklar sergilemişlerdir. Tavukların yüksek çevre sıcaklıklarına aklimatize olmasına izin verilirse plazma elektrolitleri ve kabuk kaliteleri arasında küçük bir 12 (korelasyon) olmaktadır. Geçici akut ısı stresi ve dönüşümlü sıcaklık koşulları tavuklar için en stresli olanları gibi görünmektedir. Elektrolit dengesizliğine açıkça, diyet formulasyonunda uygun anyon ve katyonların işbirliği yolundan yaklaşmak gerekmektedir. Ancak potansiyel dengesizlikleri etkileyen tek etkenin diyet olduğunu kabul etmek gerekmektedir ve genel tavuk yönetimi ve refahı öncelikli önem kazanmaktadır. Elektrolit dengesi en yaygın olarak diyetteki Na+K-Cl dengesi üzerine düşünülerek ayarlanmaktadır ve çoğu diyet koşullarında bu makul bir basitleştirme gibi görünmektedir. Elektrolit dengesi çoğunlukla çeşitli elektrolitlerin mEq terimleri ile ifade edilmekte ve her elektrolit için Mwt/1000 ile hesaplanmaktadır. Bu birim yemlerde görece olarak düşük seviyelerde olan çoğu mineraller temel alınarak kullanılmaktadır. Örnek bir hesaplama olarak % 0.17 Na, % 0.80 K ve % 0.22 Cl içeren bir diyetin mEq’su şöyle hesaplanabilir: Sodyum Mwt = 23.0, ∴Eq = 23g/kg, ∴mEq = 23 mg/kg Diyet %0.17 Na içermektedir ≡ 1700 mg/kg ≡ 1700 mEq = 73.9 mEq 23 Potasyum Mwt = 39.1, ∴Ea = 39.1g/kg, ∴mEq = 39.1 mg/kg Diyet %0.80 K içermektedir ≡ 8000 mg/kg ≡ 8000 mEq = 204.6 mEq 39.1 Mwt = 35.5 , ∴Eq = 35.5g/kg, ∴mEq = 35.5 mg/kg Diyet %0.22 Cl içermektedir ≡ 2200 mg/kg ≡ 2200 mEq = 62.0 mEq 35.5 ∴ bütün diyet dengesi şöyledir Na + K – Cl = 73.9 + 204.6 – 62.0 = 216.5 mEq Klorit 250 mEq/kg civarına bir denge alışıldıktır ve bu diyet için ya Na, K seviyesinde artışa yada Cl seviyesinde düşüşe ihtiyaç vardır. Pratik koşullar altında, klorit seviyesi yüksek olduğunda elektrolit dengesi daha sorunlu gibi gözükmektedir. Diğer taraftan bazen ısı stresi süresince önerildiği gibi NaCl yerine NaHCO3 kullanımı klorit yetersizliğine yol açabilmektedir. Diyet elektrolit dengesindeki değişikler en çok yemin temel hammaddeleri yada protein kaynakları değiştirildiğinde ve özellikle soya küspesinin yerini hayvansal kökenli protein kaynakları aldığında oluşmaktadır. Aşağıdaki tablo bazı ana yem hammaddelerin elektrolit içeriğini ve elektrolit dengesini göstermektedir. Tahıllar içinde buğday mısıra kıyasla yüksekken, sorgun için elektrolit dengesi düşüktür. Ana farklar proteinden zengin hammaddelerde oluşmaktadır ve soyaya nazaran bütün kaynakların elektrolit dengesi düşüktür. Aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi bu durum soya fasulyesinin çok yüksek potasyum içeriğine bağlı olarak gelişmektedir. Bu nedenle formulasyonda kullanılan protein kaynaklarında değişiklikler yapılırken elektrolit dengesi üstünde dikkatle düşünülmesi gerekmektedir. 13 Yem malzemelerinin elektrolit içeriği Malzemenin %’si Malzeme Mısır Buğday Sorgun Soya küspesi Kanola küspesi Et unu Balık unu Pamuk toh. küspesi Na 0.05 0.09 0.04 0.05 0.09 0.55 0.47 0.05 K 0.38 0.52 0.34 2.61 1.47 1.23 0.72 1.20 Cl 0.04 0.08 0.08 0.05 0.05 0.90 0.55 0.03 Na+K-Cl(mEq) 108 150 82 675 400 300 230 320 Normal yönetim teknikleri ile ısı stresinin azaltılamadığı farz edildiğinde diyete elektrolit manüplasyonları faydalı olabilir. Ancak yumurtacı tavuklarla kıyaslandığında gelişmekte olan tavuklar için teknik farklı olmalıdır. Erişkin dişilerde, yumurta kabuğu kalitesi ile ilgili olduğundan bikarbonat tampon sisteminin korunması gerekmektedir. Bu sıfatla, minimal klorit gereksinimlerinin karşılanmasının gereği üzerinde durularak, diyet yada suyun sodyum bikarbonatla muamele edilmesi faydalı olabilecektir. Diğer taraftan yumurtacılarda ; respiratorik alkalozun, solunum sıkıntısını hafifleterek, NH4Cl gibi asitleştiricilerle tedavisi düşen yumurta kalitesi ile sonuçlanabilmektedir. Gelişmekte olan piliçler için elektrolit tedavisi çoğu kez faydalıdır ve bikarbonat tamponlanması ile ilgili daha az dikkate gereksinim vardır. %0.3’e kadar NH4Cl diyet seviyeleri; elektrolit dengesi/kan pH’sı mı yoksa basitçe dolaylı etkiyle su tüketimini uyararak mı faydalı oldukları bilinmemesine rağmen; ısı stresindeki tavukların büyüme oranlarını geliştirebilmektedir. Ticari koşullarda genç kanatlıların içme sularına tuz katılmasının hayvanın sıkıntısını hafiflettiği ve büyümeyi uyardığı bildirilmiştir. Su Isı stresi sırasında çoğu zaman gözden kaçan bir beslenme etkeni de su metabolizmasıdır. Tavukların sıcak çevrede daha fazla su içtikleri iyi bilinmesine rağmen bu herhangi bir dereceye aktifleştirilememektedir. Ne yazık ki bu tip bir yönetimle çakışacak, çok sınırlı sayıda başarı ile karşılaşılmıştır. Yumurtlayan tavukların sularının soğutulması daha avantajlı gibi gözükmektedir. Küçük sayılarda hayvanla yapılan çalışmalarda çok sıcak çevrelerde barındırılan tavuklarda içme suyunu soğutmanın kesin bir avantajı gösterilmişti. Kaliforniya Bell ‘de ticari bir birimde yapılan daha büyük çapta bir çalışma 32oC çevre sıcaklığında suyun sadece 5oC soğutulmasına cevaben gelişen(aşağıdaki tabloda) yem tüketimine ve yumurta üretimine işaret etmektedir. Su sıcaklığının yumurta üretimi üzerine etkisi(%) (1987 Bell) 32 oC Çevre sıcaklığı o Yaş(hafta) Su - 32 C Su – 27 oC 25 64 74 26 74 79 27 77 86 28 76 84 29 88 93 76 83 Ortalama 83g 90g Yem tüketimi(g./gün) 14 Isı stresi sırasında suya çeşitli besinlerin eklenmesinin aşağıdaki tabloda performansa olumsuz etkisi var gibi görünmektedir. Isı stresi sırasında yumurtacılara su yoluyla besin desteği yapılması (DeSchutter 1988) Kontrol Uygulama suyu* 3 stress günü 57g/tav/gün 40g/tav/gün Yem tüketimi 3 stress sonrası gün 70g/tav/gün 44g/tav/gün 3 stress günü %64 %61 Yumurta üretimi 3 stress sonrası gün %59 %19 * Ca, amino asitler, vitaminler ve propiyonik asit Su tüketimi ile ilgili düşünülmesi gereken bir başka etken, çözülmeyen mineraller ve kontaminantların vb. muhtemel etkileri ile artan su içimi ile vurguları çok artan etkilerdir. Mineral içeriği terimlerinde sodyum yoğunluğu en fazla problem çıkarabilecek gibi görünenidir. Diyet Değişiklikleri Tartışmalar diyet manuplasyonlarının ısı stresini hafifletme potansiyeli merkezlidir. Ancak bazı koşullar altında diyet değişiklikleri zararlı olabilmektedir. Hayvanlar akut ısı stresi ile yüz yüze olduklarında diyet değişiklikleri; nazik dengeyi hafifçe yanlış yönde meğillendirecek, başka bir strese neden olabilir. Örneğin diyette yağ eklenerek yapılan değişikliğin vücut sıcaklığında hayvan için yıkıcı etkileri olabilecek ani bir artışa neden olduğu bildirilmektedir. Aynı zamanda diyet değişikliği enerji alımında istenilen artışı sağlamaktadır. Bu nedenle 36-40 oC ‘lık uç ısı stresi durumlarında, sıcak takatsizliğinden ölüme neden olabileceğinden diyet değişiklikleri önerilmemektedir. Bu koşullar altında çevre sıcaklıklarındaki artışı önceden kestirip, diyet değişikliklerini; daha erken, kısmen daha ılıman stres koşullarında yapmak faydalı olacaktır. Ancak kısa dönem stres durumlarında bile, aşağıdaki tablodan anlaşılacağı gibi, diyet değişikliği önerilmeyebilir. Isı stresi sırasında diyet değişikliklerinin yumurtacı performansına etkileri 21 haftalık yaş 33 haftalık yaş Diyet tipi Yumurta Yem Kabuk Yumurta Yem Kabuk üretimi % tüketimi g deform. üretimi % tüketimi g deform. Test öncesi Kontrol 82 86 21 92 101 24 7gün Stres 3 gün Kontrol 92 64 22 71 50 35 (35oC) Yüksek HP 90 36 24 56 20 41 Yük. Enerji 94 40 23 60 27 46 Yük. Yoğun 96 53 24 67 28 37 Stres Kontrol 84 76 26 77 84 30 sonrası 4 Yüksek HP 39 24 35 45 61 41 gün (18oC) Yük. Enerji 56 33 41 64 57 42 Yük. Yoğun 69 76 31 67 73 29 Bu çalışmalarda tavuklar 7 gün bir kontrol rasyonu ile ve 18oC’da beslenmiştir. Aniden 35oC ısı stresi oluşturulmuş ve tavuklara aynı kontrol diyeti yada enerjiden,proteinden veya bütün besinlerden yoğun diyetler sunulmuştur. Yumurta verimi ve kabuk kalitesi 3 gün stres sonrasında düşerken yem tüketimi neredeyse sıcaklık artışı kadar hızlı bir şekilde düşmüştür. 15 Ancak bu stres sonrası dönemde tavuklar yumurta sayısında ve yumurta kalitesinde dramatik düşüşler sergilemiştir. Diyet değişikliklerinin ısı stresini hafifleten bir örneği görülmemiştir ve çoğu örnekte durum daha kötüleşmiştir. Böyle kısa dönem ısı stresi koşulları altında, ani diyet değişikliklerinin; hafifçe ek bir stres oluşturduğu ve tavuğa bir faydası olmadığını ileri sürülmektedir. Isı Stresine Dair Genel Tavsiyeler Normal koşullar altında tavuklar esansiyel besinlerin günlük optimum tüketimine ulaşıcak şekilde beslenmelidir. Yem tüketimini, vücut ağırlığını ve yumurta ağırlığını takip ederek, çevreyi dikkate almadan doğru kararlar alınamaz. Isı stresi durumunda (28-40 oC) izleyen noktalar üzerine düşünülmelidir: 1. Asla düşük ağırlıktaki piliçleri yumurtacı kümeslerine yerleştirmeyin. Bunlar her zaman düşük yem tüketimleri ile küçük kalacak ve optimum yumurta verimini desteklemek için az bir vücut yağı rezervleri olacaktır. 2. Diyetin enerji seviyesini(2850 kcal ME/ kg minimum) ideal olarak yağların işbirliğiyle artırın. Mümkünse lifli malzemelerin kullanımını sınırlandırın. 3. Günlük methionine(360 mg) ve lysine(720 mg) alımını sağlarken ham protein içeriğini azaltın(max %17 HP) 4. Yem tüketiminde beklenen değişime uygun olarak mineral-vitamin premixini artırın. Günlük (3.5g) kalsiyum ve faydalanılabilir fosfor (400 mg) alımını sağlayın. 5. Kabuk kalitesinde sorun varsa sodyum bikarbonata başvurulması üzerine düşünün. Bu kez toplam sodyum alımını takip edin ve diyette yeterli klorit seviyesini temin edin. 6. Isı stresi oluştuğunda destekleyici vitamin C (150 g/ton) kullanın. 7. Günlük öğün sayısını artırın ve daha serin saatlerde yemlemeye çalışın. 8. İçme suyunu mümkün olduğunca serin tutun. Sudan tuz alımını hesaplamak için suyun sodyum bileşimini analiz edin. 9. Krambıl yem yada mümkünse büyük tanecikli toz yem kullanın. 10. Ani kısa dönem ısı stresi oluştuğunda (3 – 5 gün) herhangi bir diyet değişikliği yapmayın. Görüş ve önerileriniz için e-mail adresimiz: [email protected] 16