SİNİR SİSTEMİ ve EGZERSİZ

advertisement
SİNİR SİSTEMİ
ve
EGZERSİZ
Sinir sistemi organizmanın kontrol ve işbirliği mekanizmasıdır.
Canlılar, iç ve diş ortamda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişmelere
karşı tepki gösterirler. Tepkiye neden olan çevresel değişmelere uyarı (etki)
denir.
Sinir sisteminin iki temel fonksiyonu söz konusudur:
1) Endokrin sistemle birlikte hemoostasis’i sağlamak,
2) Sinir uyarıları ile iç ve dış ortamda meydana gelen değişikliklere
akut (ani) tepkinin oluşturulması
Sinir sistemi iç ve dış ortamda meydana gelen değişiklikleri reseptörler
vasıtasıyla algılayarak, iskelet kaslarına gönderdiği uyarılarla dış ortam, düz
kas, kalp kası ve salgı bezlerine gönderdiği uyarılarla iç ortam değişikliklerine
tepki oluşturmakta ve çeşitli düzenlemeleri gerçekleştirmektedir.
Canlı varlık tarafından uyarılmaya karşı reaksiyon göstermeyi
sağlayan sistemlerin 4 temel özelliği vardır ki bunlar;
* Uyarılabilme,
* Uyarılma, sonucu oluşan sinyalin iletimi,
* Canlının kendisi ile uyaran arasında ilişki kurması,
* Uyarılmaya cevap verilmesidir (reaksiyon)
Uyarılan bir hücre uyarıya karşı membranının
elektriksel
özelliklerini
değiştirerek
reaksiyon
gösterir. İnsanlardaki uyarılabilir hücreler ise kas ve
sinir hücreleridir.
Sinir sistemi iç ve dış ortamda meydana gelen
değişiklikleri reseptör adı verilen özelleşmiş yapılar
aracılığıyla algılar.
Reseptör ise nöronlar ile bağlantılıdırlar ve çeşitli
enerji tiplerini, mekanik, ışık, ısı, ses dalgaları v.b,
sinir hücrelerinde aksiyon potansiyeline dönüştüren
bir çevirici görevi görürler. Sinir sistemi anatomik ve
fonksiyonel açıdan iki temel kısımda incelenir.
Merkezi ve çevresel sinir sistemi.
Sinir sisteminin temel
fonksiyonları
1. Vücut içi koşulların kontrol edilmesi (endokrin
sistem ile birlikte),
2. İstemli hareketlerin kontrolü,
3. Omurilik (spinal kord) reflekslerinin
programlanması,
4. Hafıza ve öğrenme için gerekli olan
deneyimlerin özümsenmesi.
Sinir Sisteminin Organizasyonu
SİNİR SİSTEMİ
MSS
PSS
Beyin ve Spinal Kord
(Çevresel Sinirler)
Motor Sinir
Duyusal Sinir
(Afferent)
(Efferent)
Somatik
Otonomik
(İstemli; iskelet
kaslarını uyarır)
(İstemsiz; düz kasları
ve kalp kasını uyarır)
Sempatik
Parasempatik
Somatik Sinir Sistemi; çevreden gelen sinir
uyarılarını beyine iletir, hareket
organizasyonu ve iskelet kasılması için
uyarı iletir.
Otonom Sinir Sistemi; iç organların ve
salgı bezlerinin çalışmasını düzenler.
 Merkezi Sinir Sistemi ( MSS) kontrol merkezidir ve beyin
ve omurilikten oluşur.
- İç ve dış ortamdaki değişiklikler reseptörler vasıtasıyla
algılanır ve MSS ye iletilir
- Bu uyarıya tepki gösterecek kasları,iç organları ve salgı
bezlerini uyaran tüm sinir uyarıları MSS den çıkar.
 Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS) afferent ( duyu ) ve efferent
( motor ) olmak üzere iki tür sinirden oluşurlar
- Afferent Sinirler : Reseptörler tarafından algılanan
uyarıyı MSS ne taşırlar
- Efferent Sinirler : MSS nin cevabı olan uyarıyı effektör
organlara ( kas, iç organ salgı bezi v.b.) götürürler.
Sinir Sisteminin Anatomik Yapısı
•Hem dendritlere
hem de aksona sinir
lifi adı verilir,
•Miyelin kılıfı büyük
oranda lipid (yağ) ve
proteinden oluşur.
•Ranvier boğumlarında gerçekleşen
iletiye “sıçrayıcı
tarzda ileti” adı verilir.
Sinir Sisteminin Temel Fonksiyonu
 Duyu sinirlerinin MSS ile yaptığı bağlantılar, çeşitli
duyuların algılanmasını ve belirli koşullara uygun
motor cevapların açığa çıkmasını sağlar.
SİNİR HÜCRESİ
Sinir dokusu nöron adı verilen sinir hücrelerinden
kurulmuştur. İnsanın sinir sistemini yaklaşık 1 trilyon
nöron ve bu sayının 10-15 katı kadar da glia hücreleri
oluşturmaktadır.
Sinir
hücresi
iki
büyük
grupta
toplanabilir;
* Nöronlar: Sinir sisteminin
hücreleridir. Aksiyon potansiyelini
görevini görürler.
temel fonksiyonel
oluşturarak iletme
* Glia hücreleri: Nöronlara destek görevi yapan
hücreler olup, aksiyon potansiyeli oluşturup iletme işine
karışmazlar. Beyinin yaklaşık %50'si glia hücresidir. Beyin
ve omuriliğin çevresinde bulunurlar ve koruyucu
fonksiyona da sahiptirler.
Nöronun (Sinir Hücresi) Yapısı
Sinir sisteminin yapısal ve fonksiyonel
ünitesi olan nöron bir hücre gövdesi
(soma) ve iki türlü uzantıdan (dentrit
ve akson) meydana gelir.
 SOMA (Hücre Gövdesi)
 DENTRİT
 AKSON (Sinir Teli)
- Miyelinli
- Miyelinsiz
Nöronların Sınıflandırılması
Yapısal bakımdan daha doğrusu hücre gövdesinden
çıkan uzantılara göre nöronlar 3 gruba ayrılır.
1.
2.
3.
Unipolar Nöronlar
Bipolar Nöronlar
Mültipolar Nöronlar
1.
2.
3.
Fonksiyonel bakımdan 3 kısma ayrılırlar:
Afferent Nöronlar
Efferent Nöronlar
İnter (ara) Nöronlar
Sinaps Bağlantıları
 Bir sinir hücresinin aksonunun, diğer bir sinirin hücre
gövdesi veya dendritleriyle veya herhangi bir başka
hücre membranı ile (özellikle kas hücresi) birleştiği
noktaya sinaps denir.
 Sinaptik düğümler sinirle ilgili bir bilginin bir nörondan
diğerine taşınmasını sağlar.
Uyarıyı sinapsa
getiren ilk nöron
pre-sinaptik
nöron, diğeri ise
post-sinaptik
nöron adını alır.
•
Bir nöronun ateşlenmesi için gerekli olan
minimal elektrik düzeyine uyarı eşiği denir.
Uyarıcı transmitter
maddeler
şunlardır;
 Asetilkolin (Ach):
 Norepinefrin
 Dopamin
 Serotonin
İnhibe edici transmitter
maddeler ise şunlardır;
 Gamma-aminobutrik asit
(GABA):Beyindeki temel
inhibe edici nörotransmitter
maddedir.
 Glycine (Glisin): Basit bir
aminoasittir ve omurilikteki
temel inhibe edici
nörotransmitter maddedir.
Sinir-Kas Kavşağı
 Uyarının sinirden kas lifine iletilme mekanizması, bir
uyarının sinirden sinire iletilme mekanizmasıyla aynıdır.
İkisi arasındaki temel fark; sinir-kas kavşağında sadece
uyarıcı nörotransmitter maddeler görev yapar.
Sinapslar ve Sinaptik İleti
Merkezi Sinir Sistemi
1.
2.
Omurilik (Medulla Spinalis)
Beyin
a) Cerebrum (beyin)
b) Cerebellum (beyincik)
c) Diencephalon (thalamus ve hypothalamus)
d) Mesensefalon (orta beyin)
e) Pons
Beyin Sapı
f) Medulla oblangata
ve Basal Gongliolar (gri madde)
Refleks ve İstemsiz Hareketler
Uyarıya karşı oluşan istemsiz harekete refleks denir.
Refleks olayı istem dışı bir olaydır. Fonksiyonel açıdan sinir
sisteminin temel birimi refleks arkıdır. Refleks ve refleks arkı
ayrı şeylerdir. Refleks olay, refleks arkı ise anatomik bir yoldur.
Kas iğciklerinden alınan bilgiler, afferent nöronlarla, omuriliğe
taşınmakta, buradan uyarılar motor nöronlarla kaslara
gönderilmekte ve böylece refleks gerçekleşmektedir.
Refleksler
1. Doğuştan var olan değişmez refleksler
- Kardiovasküler
- Solunum
- Metabolizma
- Postür
- Denge
- Hareket ve yer değiştirme ile ilgili refleksler
2. Kazanılmış şartlı refleksler
Duyular ve Duyu Reseptörleri
DUYU: İç ve dış ortamda meydana
gelen değişimin algılanmasıdır.
 Derisel duyular: Dokunma, basınç ve
titreşim. Paccini cisimciği ile algılanır.
 Termoreseptif duyular: Sıcak-soğuk ile
ilgili. Serbest sinir uçları ve ruffini
reseptörleri ile algılanır.
 Proprioreseptif duyular: Kas, tendon ve
eklemlerle ilgili bilgiler kas iğciği, golgi
tendon, paccini ve ruffini reseptörleri ile
algılanırlar.
 Özel duyular: Koku, tat, görsel, işitme
duyuları
Duyarlı Oldukları Enerji Formuna Göre Reseptörler
 Mekanareseptörler
duyarlı reseptörler.
 Termoreseptörler
reseptörler
Mekanik enerjideki değişime
Isı enerjideki değişime duyarlı
 Kemoreseptörler Kimyasal enerjideki değişime duyarlı
reseptörler
 Fotoreseptörler
reseptörler
Işık enerjideki değişime duyarlı
 Osmareseptörler İç basınca duyarlı reseptörler
 Nosirereseptörler Acı ve ağrı reseptörleri
Kasın Duyu Reseptörleri
Hareketlerle ve vücut kompozisyonu ile
ilgili duyuşşsal bilgi akışı feed-back (geri
besleme) mekanizması ile gelişir.
- "Propriosepsiyon“ olarak adlandırılır.
- İki tür propriosepsiyon vardır.
*Vestibular
*Kinestetik
VESTİBULAR ORGAN
(iç Kulak Denge Organı)
 Vestibular organdan çıkan uyaranlar denge,
vücut ve baş hareketlerine rağmen çevreyi
tanıma ile ilgilidir.
 Vestibular organ vücudun mu yada başın mı
hareket ettiğini ayırt edemez.
 Gözler kapalı dahi olsa pozisyon;
- yarım devre kanalları
- otokit organ (pozisyon düzenlenmesinde rol
oynar) tarafından algılanarak vücut pozisyonu
algılanır.
KİNESTETİK DUYU
Vücut duruşu ve el ayak pozisyonunun
algılanması
Kinestetik duyu kasın duyu organları
tarafından sağlanır.
Kasın Duyu Organları
Kasta çeşitli duyu organları vardır. Bunlar
uzama, gerilme ve basınca karşı
duyarlıdırlar. Proprioseptör olarak bilinen bu
duyu organları kas dinamiği ve ekstremite
hareketleri hakkındaki bilgileri hızlı bir
şekilde MSS’ne gönderir.
kas duyu organları
•kas iğciği,
•golgi tendon organı ve
•eklem reseptörleri
Kas İğciği
Kas iğciği, kas liflerinin gerilme
ve uzunluk değişimleri
hakkında bilgi verirler.
Bu organ herhangi bir dirence
karşı koymak için kasılması
gereken motor ünite sayısının
belirlenmesinde kasa yardımcı
olur.
 Kas iğciği hem uzunluktaki değişme hızına
hem de kas liflerinin ulaştığı uzunluğa
karşı duyarlıdır.
 Kas iğciği kasın kasılmasına neden olan alfa
motor nöronları üç yolla aktive edebilir;
- tonik gerilme,
- pasif gerilme ve
- gamma sistemi.
Bütün bu kontrol mekanizmaları birlikte
çalışarak etkili, koordineli ve yumuşak
hareketlerin yapılmasını sağlarlar.
Golgi Tendon Organı
Golgi tendon organı, tendon lifleri içinde kas ve
tendon liflerinin birleştiği noktada bulunur. kas
iğciğine oranla daha az duyarlıdır, bu nedenle
aktive olabilmesi için daha kuvvetli bir gerilme
gereklidir.
Eklem Reseptörleri
 Eklem reseptörleri tendonlarda, ligamentlerde,
periostta (kemikte), kasta ve eklem
kapsülünde bulunur.
 Eklem açısı, eklemin ivmelenmesi ve basınç
sonucu meydana gelen değişikliklerle ilgili
bilgileri MSS’ye gönderirler.
 Bazı eklem reseptörleri şunlardır:
1. Krause yumrusu
2. Pasinian korpus
3. Ruffini organı.
Kas Aktivitelerinin Nöral Kontrolü
 İyi bir sporcuyu belirleyen en önemli
özelliklerden biri, o kişinin karmaşık ve zor kas
aktivitelerini gerçekleştirme becerisidir ve bu
beceri büyük oranda merkezi sinir sistemine
bağlıdır.
• Afferent (duyu) sinirler, dorsal (arka) kök
yoluyla omuriliğe girer ve birkaç nöronla
sinaps yaparlar. Bu ara nöronlara
“internöron” denir.
• Efferent (motor) sinir, omuriliği ventral
(ön) kök yoluyla terkeder ve uygun kasa
ulaşır.
 Basit hareketler (sıcak bir yüzeyden parmağın
çekilmesi gibi) omuriliğin refleks merkezleri
tarafından kontrol edilir, daha karmaşık
hareketler ise omuriliğin daha üst seviyeleri ve
beyin tarafından kontrol edilir.
Motor Fonksiyonların İstemli Kontrolü
 Yeni becerilerin öğrenilmesinde serebral (beyin)
korteks ve serebellum (beyincik) rol oynarlar.
Serebrumun (beynin) dış kısmı serebral korteks
olarak adlandırılır.
Serebral korteksin motor hareketlerde
birinci derecede rol alan kısımları
şunlardır:
Duyusal kortex
Çeşitli duyusal
reseptörlerden
gelen afferent
(duyusal)
bilgilerin çoğunu
alan bölgedir.
Motor kortex
Başparmak, işaret
parmağı, ayaklar
ve dudaklar gibi
spesifik kasların tek
başına çalışmasını
gerektiren ince,
farklı hareketlerin
kontrolüyle ilgilidir.
Premotor
kortex
Büyük kas
gruplarını da
içeren
karmaşık
hareketlerin
kontrol ve
koordine
edilmesinde
görevlidir.
Genel olarak serebellum, motor korteks,
proprioseptörler, kutaneöz taktil (dokunma)
reseptörleri, işitme ve görme reseptörleri gibi
reseptörlerden afferent uyarıları alırken;
serebral korteks, beyin sapı ve omurilikteki
daha düşük seviyedeki motor nöronlara
efferent uyarılar gönderir.
Piramidal
(kortikospinal) sistem
medulla seviyesinde
çaprazlaşma yapar
ve bu nedenle beynin
sol yarısı vücudun
sağ tarafını, beynin
sağ yarısı da
vücudun sol tarafını
kontrol eder.
Özel Motor Becerilerin Öğrenilmesi
 Ekstrapiramidal yol, uyarıların premotor
alandan aşağıya doğru omuriliğin daha
düşük seviyesindeki motor nöronlarına
gönderildiği yoldur. Premotor alan ayrıca
talamus, korpus striatum ve serebellum gibi
birkaç subkortikal bağlantıya da sahiptir.
 Uyarının içindeki gereksiz bilgiler bu bölgeler
tarafından ayıklanarak, uyarı kaslar
tarafından daha anlaşılır bir hale getirilir.
Böylece daha koordineli bir hareket (beceri)
gerçekleşebilir.
Beyincik (Serebellum)
• Düzeltme faktörü:
 Motor kortekste başlayıp,
proprioseptörler ve
serebellum aracılığıyla tekrar
motor kortekse dönen son
derece hayranlık uyandırıcı
ve karmaşık bir feedback
mekanizması.
Örn: Serebellum, futbol
topuna vurmak için motor
korteksten gelen bilgiyi
değerlendirir. Herhangi bir
“hata” serebellum tarafından
değerlendirilerek, motor
kortekse düzeltme emri
gönderilir.
Engelleyici Etki (yavaşlatıcı etki):
Bir topu fırlatma, topa tekme vurma veya
golfte olduğu gibi öne-arkaya salınımı
gerektiren hareketlerde serebellum
hareketi kontrol edici ve durdurucu bir
fonksiyona sahiptir.
Motor korteks yoluyla serebellum bütün
agonist ve antagonist kaslar üzerinde
kontrol kurar.
Duyusal Girdi ve Motor Beceriler
 "Engram" bir uyarı tarafından doku
protoplazmasında bırakılan sürekli (devamlı)
bir iz olarak tanımlanabilir.
 Örneğin, teniste forehand vuruşunu bir süre
uygulayan bir kişide, bir müddet sonra beynin
duyusal kısmındaki bazı hücrelerin
protoplazma yapısında değişiklikler oluşur.
 Son derece hızlı motor aktivitelerin engramları
beynin motor alanında depolanır ve motor
engramlar olarak adlandırılırlar.
Hafıza (bellek) kavramına ait 4
bellekten söz edilir.
Kısa süreli duyu depolama (duyuşsal
hafıza)
1-2 sn’den az algılamalardır.
Hemen unutulurlar.
Kısa süreli bilgi toplama (primer hafıza)
Bilgiler ya unutulur yada kodlanarak depo
edilir.
Kısa Süreli uygulayıcı (seconder)
hafıza
Saklama süresi dakikadan yıllara kadar
uzanır.
Hatırlama hızı yavaştır.
Uzun süreli (tersiyer) hafıza
Bol tekrar ve deneyimle kodlanan ve
hafızaya yerleştirilen bilgilerdir.
Yıllar boyu korunur.
POSTÜR VE DENGE
 Postür gerilme (myotatik) refleksi ile sağlanan ve
yerçekimine karşı vücudun duruşu ile ifade edilir.
 Postürün düzenlenmesinde omurilik, beyin sapı,
serebral korteks rol oynar.
 Denge, doğrultma refleksi ile kolayca açıklanan
önemli bir sinir sistemi fonksiyonudur.
 Denge ile ilgili merkezler beyin sapındadır.
PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ
43 çift sinirden oluşur.
12 çifti kranial, 31 çifti nervus spinalislerdir.
Afferent ve Efferent olmak üzere iki
fonksiyonel üniteye ayrılır. Efferent bölüm
ise somatik ve otonom sinir sistemi olmak
üzere iki fonksiyonel üniteye ayrılır.
BİOLOJİK RİTİM (Biolojik Saat)
 Canlılarda birçok fizyolojik fonksiyonlar belli zaman
aralıkları ile tekrarlanması bir siklus veya ritm meydana
getirir. Bu ritimde fonksiyonların arttığı, azaldığı veya
aynı olduğu süreler vardır.
 Ritim periyoduna göre;
 1 günlük siklusa---- circadian ritim
 Haftalık siklusa----- circasetan ritim
 Aylık siklusa-------- circamenstrual ritim
 Yıllık siklusa-------- circaannual ritim denir.
 Ritim en yüksek düzeye gündüz ulaşıyorsa diurnal, gece
ulaşıyorsa noctural ritim denir.
Adam yolda yürürken yerdeki çaydanlığa tekme
atmış. İçinden çıkan cin biraz kızgın bir eda ile: Senle uğraşacak çok vaktim yok basit bir şey iste
hemen yapayım işim var...
Adam düşünmüş :- Ömrüm boyunca Hawai'yi
görmek isterdim ama uçağa binmeye korktuğum
için hiç gidip göremedim, bana öyle bir yol yap ki
oradan Hawai'ye gideyim...
Cin : Ooo zor iş daha basit bir şey iste deyince...
Adam düşünmüş Kadınlarla olan ilişkilerinde hiç
başarılı olamadığını hatırlamış ve Cin'e :- Bana
öyle bir kabiliyet verki herhangi bir kadınla
karşılaştığımda ne istediğini ilk bakışta anlayayım
demiş...
Cin :- Hawai'ye yapılacak yol üç şeritmi olsun, dört
şeritmi...
Download