SOĞAN: Allium cepa L.

advertisement
SOĞAN: Allium cepa L.
Familya: Amaryllidaceae
Eski literatürlerde Liliaceae familyası içinde
gösterilen bu sebze yeni kayıtlarda
Amaryllidaceae familyası içinde
tanımlanmaktadır.
Allium cepa dünya üzerinde oldukça geniş bir çeşit
zenginliğine sahiptir. Bu çeşitler üç varyete de
toplanmıştır.
• A. cepa var. cepa: (adi soğan) Dünyada en fazla yayılış
alanına sahip olan varyetedir. Ticari olarak üretilen
soğanlar bu varyete içinde yer alır.
• A. cepa var. viciporum: (tepe soğanı) Soğuklara
dayanımı yüksek, çok yıllık bir bitkidir. Toprakta küçük bir
soğancık oluşturur. Çiçek sürgünü geliştiğinde, çiçek
tablasında 5-10 adet soğancık oluşturur. Çiçekleri
tamamen sterildir. Çiçek yaprakları vegetatif gelişmesine
devam ederek Apomiktik soğancıklar oluşturur.
Anavatanı kuzey amerikadır. Bunun için A. Canadense
olarak ta isimlendirilir.
• A. cepa var. aggregatum: (patates soğanı) Bitki toprak
altında 5-15 adet sağancık oluşturur. Soğuğa toleransı
yüksektir.
Ekonomik Önemi Anavatanı ve Yayılma
Alanları
•
•
•
•
Soğan, ülkemiz insanının beslenmesinde son derece büyük önem taşıyan
hemen her yemeğimize lezzet katan, ekonomik önemi son derece yüksek
olan sebzelerimizden birisidir. 1997 yılında ülkemizde 105.000 ha alanda
2.100.000 ton kuru soğan üretilmiştir . Aynı yılda üretilen taze soğan miktarı
ise 235.000 tondur. Sadece bu değerler dahi soğanın ülke ekonomisindeki
yerini anlatmaya,yeterlidir.
Ülkemizin hemen her tarafında soğan yetiştirilmekle birlikte üretim Trakya
Bölgesi ile Balıkesir, Bursa, Bandırma, Amasya, çorum, Tokat; Kastamonu,
Hatay ve Denizli illerinde yoğunlaşmıştır.
Soğan bir Batı Asya bitkisidir. Yabanilerine, Afganistan, Türkistan, İran ve
Doğu Anadolu'da rastlanır. Bazı araştırıcılar soğanın Akdeniz ülkelerinden
çıkarak dünyaya yayıldığını bildirmektedir. Sebze olarak ilk kullanılan
türlerin başında gelmektedir.Sebze olarak tüketimi eski Mısırlılar zamanına
kadar uzadığı tarihi eserlerden anlaşılmaktadır. Homer ve Heradot'ta
soğandan eserlerinde bahsetmişlerdir.
Soğan kuzeyde 50. enlem derecesine kadar yayılmıştır. Dünya üzerinde çok
geniş bir alanda yetiştirilmesi yapılmaktadır.
Soğanın Kök Yapısı
Kökler gövdeden tek tek çıkarlar, ender olarak dallanırlar.
Bitki çok yoğun bir kök kütlesi meydana getirir. Köklerin
yaklaşık %75 i toprağın 20-25 cm derinliğinde gelişir.
Kökler nadiren 50 cm ve ya daha derine ulaşırlar.Etli kök
yapısına sahiptirler. Toprağı havalandırma ve toprağa
organik madde kazandırma bakımından faydalı olurlar.
Soğan bitkisi soğan oluşturma döneminde ihtiyaç
duyduğu büyük miktarlardaki besin maddelerinin alımını
bu kuvvetli kök yapısı ile gerçekleştirir. Kökler yanlara
doğru fazla yayılmaz. Toprağa dar bir açı yaparak veya
dik olarak girdikleri için soğan sık olarak yetiştirmek
mümkün olmaktadır.
Soğanın Gövde Yapısı
• Soğanda gövde, köklerin çıktıkları nokta ile etli
yaprakların çıktıkları noktaların arasında yer alır. Rozet
şeklinde bir yapıdadır. Soğan büyüklüğüne bağlı
olmaksızın bazı soğanlarda daha küçük bazılarında ise
büyük ve belirgindir. Nazı araştırıcılar; soğan gövdesinin
çiçeklenme esnasında meydana gelen çiçek demeti sapı
olduğu belirtilmiş ise de gerçek gövde bu değildir.
Gerçek gövde 1 -4 mm kalınlığında, 6- 12 mm
genişliğinde, orta kısmı daha kalın bir düğmeye benzer.
Soğan iriliği ile gövde üzerinde yer alan büyüme konisi.
sayısı arasında pozitif bir korelasyon vardır. Bir gövde
üzerindeki sürgün ucu sayısı (çiçek demeti sayısı) 1 ile 8
arasında değişir. İri olduğu halde az sayıda çiçek demeti
sapı meydana getiren varyetelerde vardır. Üretimde bu
varyeteler tercih edilir.
Birde ticari gövde veya kın gövde olarak
tanımlan kısım vardır ki; bu yapı aslında
yaprak saplarından oluşur. Özellikle yeşil
soğan üretimine yönelik çeşitlerde bu kın
gövdenin boyutları, beyaz kısmının
fazlalığı önem arz etmektedir. Ancak kuru
soğan üretiminde ise sadece gövde ile
yapraklar arasındaki bağlantıdan ileri
gitmemektedir.
Soğanın Yaprak Yapısı
Yapraklar gövdeden ilk meydana geldikleri dönemde birbiri
içine girmiş bir kın şeklinde gelişirler ve adeta bir boru
oluştururlar. Önce dıştaki yapraklar daha sonra içteki
yapraklar meydana gelir. En genç yaprak en içteki
yapraktır. Başlangıçta iç içe yer alarak kın oluşturan
yaprakların bu kısmı açık yeşil, beyaz veya mor renkli
olup yapraklar boru şeklindeki bu kından itibaren gelişir.
Çeşide ve çevre şartlarına bağlı olarak 20-30 cm'den
başlayarak 50-60 cm'e kadar boy alabilirler. Başlangıçta
ince ve narin yapılı olan boru veya yarım boru şeklindeki
bu yapraklar dik olarak dururlar. Yaprak yaşlandıkça
besin maddeleri deposu haline gelir, etli bir yapı kazanır.
Yaprağı dik tutacak yeterli doku bulunmadığından yaprak
hafif rüzgarlarda dahi katlanarak yere doğru sarkar.
Soğan yaprağı gri renkten başlayarak koyu. yeşile
kadar değişen bir renklilik gösterir. Soğan
yaprağının rengi, üzerindeki mum tabakası ile
ilgili olup, mum tabakası ince olan çeşitlerde
yaprak rengi daha koyu yeşildir. Mum tabakası
kalınlaştıkça yaprak rengi griye döner.
Yaprak boyuna çizgili bir yapı gösterir. Yaprak
rengi varyetelere göre önemli değişiklik gösterir.
Mor renkli soğanlarda soğan ve yaprak kını mor
olduğu halde yaprak ayaları yeşil renklidir.
Soğan yaprağı gri renkten başlayarak koyu yeşile kadar değişen bir
renklilik gösterir. Soğan yaprağının rengi, üzerindeki mum tabakası
ile ilgili olup, mum tabakası ince olan çeşitlerde yaprak rengi daha
koyu yeşildir. Mum tabakası kalınlaştıkça yaprak rengi griye döner.
Yaprak boyuna çizgili bir yapı gösterir. Yaprak rengi varyetelere göre
önemli değişiklik gösterir. Mor renkli soğanlarda soğan ve yaprak
kını mor olduğu halde yaprak ayaları yeşil renklidir.
Yapraklar tam büyüklüğünü aldıktan sonra gövde rozetinin üstünde
depo yaprakları halinde besin maddesi depolar ve bu dönemde her
yaprağın taban kısmı gelişerek soğan oluşturur. Bu yapraklar her
sürgün ucunun etrafında ayrı ayrı gruplanırlar.
Depo yaprakların et kalınlığı soğanın dış kısmından içeriye gittikçe
artar, her depo yaprağının arasında ince iz bir zar bulunur.
Depo yaprakların dış kısımları bazı varyetelerde bazı varyetelerde ise
renksizdir. Yazlık yerli soğan çeşitlerimizden Lakerda soğanı bu
duruma güzel bir örnek oluşturur.
Soğanlarda depo yapraklarında asimilasyon ürünü olarak nişasta değil
şeker depolanır. Yerli çeşitlerimizde suda çözülebilir kuru madde
oranı % 13-14'e kadar çıkmaktadır.
• Soğanda dış kısımdaki depo yaprakları soğanı
koruyacak şekilde gelişirler. Bu yapraklar parlak
ve çok sert bir yapı kazanırlar. Güneşli alanlarda
gelişen soğanlarda ve hasattan sonra uzun süre
tarlada kurumaya bırakılan soğanlarda bu
koruma yaprağı sayısı daha fazla olur. Koruma
yaprağı sayısı fazla olan varyeteler basit
depolarda daha uzun süre muhafaza edilebilirler.
• Depolanmadan hemen tüketilen tatlı soğan
çeşitlerinde, muhafaza yaprağı sayısı az, depo
yapraklarının kesit kalınlıkları daha fazladır.
Soğanın Çiçek Yapısı
Soğan çiçekleri soğanın enine kesitinde kolayca görülebilen sayıda
meydana gelen çiçek demeti sapı diye adlandırılan soğan içinde
daha ince yapılı soğandan itibaren genişleyerek karın yapan
çiçeklerin bulunduğu üst kısmından yine incelen yapraklara göre
daha etli ve dayanıklı olan 40-100 cm boy alabilen bir yapının uç
kısmında yıldızvari dizilmiş yüzlerce erselik yapıdaki çiçekten
oluşur.
Çiçek demeti sapı çıplak olup yaprak taşımaz. Çiçek demeti sapının uç
kısmında yıldızvari dizilen çiçeklerin hepsinin üzeri başlangıçta bir
zar tarafından sarılı bulunur. Daha sonra bu zar yarılarak içinden her
biri 2-3 cm uzunluğunda bir çiçek sapı üzerinde bulunan çiçekler
çıkar. 8-10 cm kesitinde bir top gibi görünen bu çiçeklerden demetin
üst kısmından itibaren başlayarak aşağıya doğru çiçeklenme,
tozlanma döllenme olaylarını takiben meyve ve tohumlar meydana
gelir. Çiçek demetinde çiçeklerin tamamının açılması bazen bir
haftadan fazla sürebilir.
Soğan çiçeklerinde protandiri hakimdir.
ilk çiçeklenme gösteren üstteki grup çiçekler, ilk meyve ve tohumları da
oluştururlar, bu nedenle bir çiçek demeti üzerindeki tohumların hepsi
aynı anda olgunlaşmazlar. Olgunlaşan meyveler çatlar eğer hasat
edilmezlerse içindeki tohumlar kolayca dökülürler.
Soğanlarda çiçeklenme soğanın üretim şekline bağlı olarak ikinci ya da
üçüncü yılda gerçekleşir. Doğrudan tohum ekimi ile üretilen
çeşitlerde soğan 2. yılda, arpacıkla üretilen çeşitlerde ise kullanılan
arpacığın iriliği ve arpacığın depolama sıcaklığına bağlı olarak ikinci
veya üçüncü yılda çiçeklenme meydana gelir. Arpacık çapı 1.5
cm'den daha büyük ise 2. yılda çiçeklenme meydana gelir.
Arpacıklar 13°C de depolandıklarında aralık ayı başında çiçek
tomurcuklarını geliştirmeye başladıkları halde 23 °C de saklanan
arpacıklarının hiç birinin çiçek tomurcuğu meydana getirmemektedir.
Soğan çiçeklerinde dişicik borusu çok kısa ve narin yapılı olup kuru
rüzgardan çok çabuk zarar görür ve kurur. Bu özellik soğan tohumu
üretiminde büyük önem taşır.
Meyve ve Tohum
Meyveler üç gözlü olup, altı adet tohum taslağı taşırlar. Meyvede 6 adet
tohum taslağı olduğu halde bunlardan sadece 2-3 tanesi gelişerek
tohum meydana getirir.
Tohumun üzeri sert siyah parlak bir kabukla örtülüdür. Tohum üç köşeli
bir yapıya sahip olup bu köşelerden birisi diğer iki köşeye göre daha
keskin yapıdadır. Tohum bazen buruşuk yapıda olur ve ezildiği
zaman soğan kokusu verir. Tohumlar 3-4 mm uzunlukta, 1-2 mm
genişlikte ve 0.5-1 mm kalınlıktadır.
Bin dane ağırlığı 2.7-4.0 gr arasında değişir. 1 g de 200-275 adet
tohum bulunur. Çimlenme oranı %30-90 arasında değişir. Ortalama
%65-75 olması arzu edilir. Soğan tohumları çimlenme güçlerini 2-3
yıl muhafaza ederler, daha sonra çimlenme yüzdesi hızla düşer.
Çimlendirme denemelerinde 20°C de 14 günde çimlenirler. Düşük
sıcaklıklarda bu süre 4-5 haftaya kadar uzar. Tohumdan hasada
kadar 150-200 gün süre gereklidir. Bu süre çevre koşullarına ve
çeşide göre değişiklik gösterir.
Beslenme ve insan sağlığı açısından önemi
Soğanda fotosentez ürünleri soğan başında
toplanır. Bu asimilasyon ürünü olarak
depolanan besinlerin %8 şekerdir(Glukoz
ve Sakkaroz). Soğanda bol miktarda eterik
yağ bulunur. Soğanda keskin kokuyu
veren madde Allsüphid’dir.
100 g soğanda; ortalama %90 su, %10 su,
11 mg vitamin C, 20 mg Ca, 0.2 mg Fe
bulunur.
Soğanın İklim İstekleri
Soğanın anavatanının Batı Asya ve Doğu Akdeniz olduğu daha önce
belirtilmişti, bu bize soğanın gündüzleri sıcak ve kurak,geceleri serin bir kara
iklimini sevdiğini ayrıca yağışlı bir ilkbahar istediğini ortaya koyar. Işıklanma
ve sıcaklık soğan gelişmesi için vazgeçilmeyecek iki önemli faktördür. Gün
uzunluğu da soğan üretiminde önemli bir faktördür. Soğan gelişme
dönemde 18-20 °C ler civarında sıcaklıklara ve ortalama bu dönemde 200250 mm yağışa ihtiyaç duyar. Baş bağlama döneminde ise sıcaklığın 23—
26 °C ler ideal baş bağlamasını sağlar. Baş kuruması döneminin kurak
olması istenir, aksi halde olgunlaşmış soğanlar hemen yeniden kök
meydana getirerek gelişmelerini sürdürürler.
Soğan çimlenme sonrası genç dönemde ortaya çıkan ani soğuklardan zarar
görür. -8°C'ye kadar donmaz. Ancak soğuktan zarar gören bitkilerde
gelişme durur, yapraklar sararır. Havaların soğuması uzun sürede olursa
bitkinin soğuktan zarar görmesi azalır.
Soğan tam anlamı ile bir geçiş bölgesi bitkisidir. En başarılı üretim. denizden
kara iklimine geçiş bölgelerinde olur. Ülkemizdeki üretim alanları da bunu
açıkça ortaya koymaktadır.
Soğanın Toprak İstekleri
• Soğan organik maddece zengin, derin bünyeli kaymak
bağlamayan topraklarda iyi gelişir. Killi-kumlu, kumlu-killi
topraklarda çok başarılı şekilde üretilir. Taban suyu
yüksek yerlerde soğan tarımından kaçınılmalıdır. Ağır killi
topraklarda soğan tarımı yapmak yanlıştır. Bitki turbiyer
karakterli topraklarda yüksek verim yapar. Ancak
soğanın toprak isteklerini ortaya koyarken soğanın kök
yapısını da hatırlamakta yarar vardır.
• Asit karakterli topraklarda soğan iyi sonuç vermez. Alkali
topraklar tercih edilir. 6.5-7.5 pH değerleri uygun
değerlerdir.
• Erken dönemde pazar için yetiştirme yapılacaksa
alüviyal karakterdeki topraklar tercih edilmelidir. Böyle
toprakta yapılan yetiştirmeden elde edilen soğanlar
erken hasat edilirler, ancak bu soğanların depolama
süresi kısadır. Kış mevsimi için yetiştirilecek soğanların P
ve K ca zengin, kil içeren topraklarda yetiştirilmesi
gerekir. Topraktaki killi yapı muhafaza süresine önemli
etki yapar. Ancak burada uygulanan gübreleme ve çeşit
farkının da önemi vardır.
Toprak hazırlığı, ekim, dikim ve bakım işleri
• Soğan dört şekilde üretilebilir; bu üretim
şekillerinden üçü ticari amaçlı üretimde. son
üretim şekli ise ıslah pragramlarında kullanılır.
Bu dört üretim şekli şu şekilde sıralanabilir.
• Dağrudan tohum ekimi ile üretim
• Arpacık (Kıska - Göğer) ile üretim
• Fide ile üretim
• Tepe soğanı ile üretim
Direk tohum ekimiyle üretim
• Bu yöntemle yapılacak yemeklik sağan üretiminde çeşit
seçimi san derece önemli rol oynar. Bu nedenle üretimi
yapacağımız yöredeki ekolojik koşullara adaptasyonu
denenmiş bir çeşit seçmek gerekir. Aksi halde üretim
için gerekli bütün şartları tam alarak yerine getirsek dahi
çeşit seçimi yanlış yapılmış ise üretimin başarılı olması
mümkün değildir. O yörede denenmiş çeşitlerin dışına
çıkmak daima risk taşır. Zira soğan çeşitlerinin hepsi ilk
yılda yemeklik soğan iriliğinde soğan oluşturmazlar. Bu
yüzden çeşidin o yörede birinci yılda baş bağlayabilen
bir çeşit alması gerekir.
• Uygun çeşidi seçtikten sonra sıra tarla seçimine gelir.
Soğan ülkemizin aşırı yağış alan bölgelerimiz hariç her
yerinde yetiştirilebilir. Ancak yüksek verim ve kaliteye
deniz ikliminden kara iklimine geçiş bölgelerinde ulaşılır.
Bu nedenle rekabet gücü alan bir üretimi bu
bölgelerimizde düşünmeliyiz. Sağan yetiştirmeye uygun
tarla seçimi yapmamız başarılı almamızda önemli rol
oynar. Tarla seçerken toprak özellikleri yanında tarladaki
yabancı ot yoğunluğu önem taşır. Çok yıllık yabancı
otların bulunduğu tarlalar tercih edilmemelidir. Soğan
yetiştirmeyi planladığımız tarlada yabancı ot
mücadelesine bir yıl önceden başlamak gerekmektedir.
Soğan yetiştirilecek tarla sonbaharda soğan köklerinin
yoğun şekilde yayıldığı derinlik olan 20-25 cm derinlikte
işlenir.
• Yabancı ot gelişmesi olmuşsa kış döneminde fırsat
olursa bir daha sürülerek ekim zamanına kadar başka
toprak işleme yapılmaz.. Ekim geç sonbahar veya kış
döneminde yapılacağından o dönemde toprağın
yüzeysel olarak işlenebileceği toprak tavı yakalandığında
toprak ekime hazırlanmalıdır.
• Soğan besin maddesi ve humusca zengin
topraklarda başarılı sonuç verir. Soğan
yetiştirilecek tarlaya organik gübre verilecekse
gübrelemenin yaz sonunda yapılması gerekir.
Organik gübre bir ön kültürde verilmelidir.
Soğan özellikle yaprak oluşturma döneminden
itibaren başlayarak baş oluşturma döneminde de
toprakta yeterli besin maddesi ister. Yaprak
oluşturma dönemi iklim şartlarının uygun olduğu
ilkbaharın yağışlı ve serin dönemidir. Bu
dönemde toprakla yeterli besin maddesi mutlaka
bulunmalıdır.
• Bir dekardan 4-5 ton verim alabilmek için dekara
saf olarak 8-12 kg azot, 8-10 kg fosfor, kalite ve
dayanıklılığı artırmak içinde toprak yapısına
bağlı olara 12-15 kg potasyum ekim öncesindeki
toprak işlemesi ile birlikte toprağın 8-10 cm
derinliğine bir defada verilerek karıştırılır ve ekim
yapılır. Azotlu gübre sülfat formunda verilmelidir.
• Yetiştirme sadece organik gübre ile yapılacaksa
dekara 4-5 ton yanmış organik gübre ekimden
en az 4-5 ay önceden verilmiş olmalıdır.
• Soğan yetiştiriciliğinde fazla azottan
kaçınmalıdır.
• Soğan ekilecek tarlada toprağın çok iyi işlenmiş ve
ekime hazırlanmış olması gerekir. Zira soğan üretiminin
çimlenme süresi çimlenme dönemindeki hava şartlarına
bağlı olarak 3-4 haftaya kadar uzayabilir. Aynı zamanda
soğan tohumları küçük tohumlar arasında yer alır, kalın
kabuğunun suyu alabilmesi için toprakla temasının çok
iyi olması gerekir. Bu nedenle soğan ekimi yapılmadan
önce toprak iyice inceltilir ve biraz sıkıştırılır. Kazayakları
ile yüzeysel olarak işlenen toprak Disk-Harrow'a çapraz
verilmeden işlenerek inceltilir sonra sürgü çekilerek hem
düzeltilir hem de bastırılır.
• Sürgü çekildikten sonra hava şartları müsaade etse bile
hemen ekim yapılmaz. Toprakta nem dağılımının düzgün
hale gelmesi için 2-3 gün beklenir. Bu süre sonunda
toprak ekime hazır hale gelmiştir. Tohum ekimi gecikmeden yapılmalıdır.
• Soğanda tohum ekimi mibzerle yapılmalı ekim derinliği 1- 1.5 cm yi
geçmeyecek şekilde olmalıdır. Bazı yazarlarca ekim derinliği 6-8 mm
olarak verilmişse de rüzgarlı ve kurak geçen yıllarda bu ekim
derinliklerinde önemli çimlenme eksiklikleri görülmektedir. Biraz
derin ekim daha az risk taşır. Ağır karakterli topraklarda yüzeysel
ekim (1 cm) tercih edilmelidir.
• Ekim sıklığı yetiştirilecek çeşidin soğan iriliğine, yetiştirme yapılacak
toprağın verimliliğine bağlı olarak sıra arasında 25-30 cm sıra
üzerinde ise 2-3 cm olarak değişir. Bu mesafelere bağlı olarak
dekara kullanılacak olan tohum miktarı 600-800 gr dan başlayarak 1
kg kadar çıkar. Soğan tohumlarında %90 ın üzerinde çimlenme
yüzdesi çok ender görülür.
• Ekim yapıldıktan sonra tohumların çimlenme durumu sürekli olarak
takip edilmeli havalar kurak giderse toprak yüzeyine çıkmaya yakın
dönemde yağmurlama şeklinde sulama yapılarak bitkilerin toprak
yüzeyine çıkmaları kolaylaştırılmalıdır.
•
Doğrudan tohum ekim metoduyla yapılan yemeklik soğan üretiminde
ekimden sonra selektif ilaçlarla yabancı ot mücadelesi başarılı olur.
Herbicidler yetiştiricilikte sürekli olarak uygulanmaktadır. Üzerinde tohum
kabuğunu taşıyan ilk yaparak ikiye katlanmış şekilde toprak yüzeyine çıkar.
Bitki toprak yüzeyine çıktıktan uzun sonra bir süre fazla gelişme göstermez
ise de gelişme daha çok toprak altında kök gelişmesi şeklinde olmaktadır.
Havaların ısınması ve yağışlarla birlikte soğanda toprak üstündeki
organların gelişmesi hızlanır. Soğanlarda önemli zararlara yol açan soğan
sineği , soğan yapraklarının gelişmeye başladığı dönemde yaprakların
genellikle alt kısımlarından portakal renkli olan ve ince bir sapla yaprağa
astığı yumurtalarını bırakır. Yumurtalar tek tek bulunur ve çıplak gözle
kolayca görülür. Daha sonra yumurtadan çıkan larvalar yaprağa girerek
yaprakta boyuna galeriler açar. Bu şekilde zarar gören soğanların yaprakları
toprağa doğru ay şeklinde kıvrılır. Bu görünüm soğan sineğinin tipik
belirtisidir, zararlanma bu konuma gelmeden önlem alınmalıdır.
• Bu dönemde soğan sineği ile savaşım dışında herhangi bir işlem yapılmaz.
Bitkide yaprak gelişmesi çok hızlı olur. Başlangıçta etli olmayan yapraklar
besin maddelerinin depolanması ile birlikte kalınlaşır, etlenir, çoğu zamanda
yapraklar kendini taşıyamaz basit bir rüzgarla yere doğru kırılarak sarkar.
Sıcaklık ve güneşlenme süresinin artışı ile birlikte soğan yaprakları rozet
şeklindeki gövdenin üst kısmında depo yaprağı haline geçerek soğan
oluşumunu başlatır. Soğan oluşumu çok hızlı olur. Soğan oluşumu
tamamlanınca bitki hayat devresini kapatır. Alt kısımdaki yaşlı yapraklar
uç kısımlarından başlayarak sararır ve kururlar. Kurumanın hızlanması için
soğan tarlasının üzerinden boş plastik varil yuvarlanarak yaprakların
soğanla ilişkisi azalır, yaprakların soğanın üstünden kırılması sağlanır.
Ancak bu işlem esnasında dikkatli davranmak. Soğanların tarlada kuruması
için iklim ve tarla müsaitse böyle bir işleme gerek yoktur.
• Sıravari ekilmiş olan soğanlar makina ile sökülür. Söküm makinasının sökerek toprak üzerine sıra halinde döktüğü soğanlar iklimi
uygun yerlerde toplamadan serili vaziyette kurumaya bırakılırlar.
Güneşlenmenin şiddetli olduğu yerlerde ise soğanlar toplanarak
tarlanın yağmur yağması halinde su birikmeyecek yüksek bir yerinde
fazla kalın olmayacak şekilde(2-3 soğan sırası yüksekliğinde)
serilirler. Üzerlerine de soğanları güneşten koruyacak şekilde biçer
döğer samanı örtülerek kurumaya terk edilirler. Soğan yaprakları ve
kökleri iyice kuruyunca soğanlar hafifçe ovularak temizlenirler sonra
makinada veya elle büyüklüklerine göre gruplandırılarak file
çuvallara konup pazara sunulur veya depolanmak üzere muhafaza
yerlerine alınırlar.
• Soğanların iriliklerine göre gruplandırılması muhafazayı ve pazarlamayı kolaylaştırıcı rol oynar. Ürünün daha iyi değerlendirilmesini
sağlar. İrili ufaklı karışık soğanın satışında çiftçi önemli kayıplara
uğramaktadır.
• Doğrudan tohum ekimi, yoluyla soğan üretiminde normal iriliğini
kazanan soğanlar yanında irileşmeden kalan başlar ve çok küçük
arpacık büyüklüğünde soğanlar da oluşur. Bu soğanlar
gruplandırılarak yemeklik yahnilik taze soğan üretiminde
kullanılacak şekilde iri arpacık ve arpacık olarak değerlendirilirler.
Arpacık (Kıska - Göğer) ile yemeklik soğan
üretimi:
• Arpacık ile yapacağımız yemeklik soğan
üretiminde ana üretim materyalini ülkemizin
çeşitli yörelerinde Arpacık, Kıska, Göğer olarak
adlandırılan küçük soğancıklar oluşturur.
• Öncelikle bu arpacıkların yetiştirilmesi, seçilmesi
ve muhafaza edilmesi ile ilgili hususların
açıklanması gerekmektedir. Kullanılacak
arpacığın özellikleri yapılacak üretimin
başarısında önemli rol oynar.
Arpacık üretimi:
•
Bir üreticinin hem arpacık hem de yemeklik soğan üretmesi mümkünse de
profesyonel yetiştiricilikte bu yol önerilmez. Arpacığı üreten kişinin sadece bu
üretimde ihtisaslaşması başarı şansını yükseltmektedir. Ancak üretici tarafından
kullanılacak olan arpacığın özellikleri yemeklik soğan üretiminde arpacığı kullanacak
üreticinin de başarılı olup olmamasını etkileyen en önemli faktörlerden birisi olduğu
için, yemeklik soğan üreten çiftçinin arpacık aldığı üreticiye tam olarak güvenmesi
gerekir. İşte bu güven yetersizliği nedeniyle üretici genellikle arpacığı da kendisi
üretmeyi tercih eder.
• Arpacık üreten kişinin, o yörenin ekolojik koşullarına adaptasyonu yüksek, pazarda
aranan bir çeşidin tohumlarını bir tohum firmasından satın alması gerekir. Standart
çeşitlerde çoğu zaman bu tohum da üretici tarafından üretilir. Soğan tohumları
çimlenme güçlerini hızla kaybettiklerinden dolayı soğan tohumlarının o yılın tohumu
olmaları önemlidir.
• Yukarıda sayılan hususlara dikkat edilerek satın alınan soğan tohumu elde edildikten
sonra, arpacık üretimi için tarla seçimi yapılır. Arpacık üretimi yapılacak tarlanın
yabancı otlardan temiz olması gerekir. Ayrıca tarla toprağı besin maddeleri açısından
özellikle azot yönünden zengin olmamalıdır. Arpacık gelişmesi ve hasat sırasında
karşılaşılacak sorunların çözümü için ağır killi topraklardan kaçınmalıdır. Besin
maddelerince fakir, kolay işlenebilen hafif karakterli topraklar tercih edilir.
• Arpacık yetiştirilecek tarla sonbaharda 15-20 cm derinlikte işlenir. Kış döneminde
toprağı işleme fırsatı bulunursa yüzeysel olarak kazayakları ile işlenerek otların
gelişmesi önlenir. Böylece ekim zamanına ulaşılır.
Ekim yapılacak bölgeye bağlı olarak Şubat sonundan itibaren Mart'ta
ve Nisan ayı başlarında toprak iyice inceltilerek ekime hazırlanır.
Arpacıkların gelişmesi döneminde bakım iş1erinin kolayca
yapılabilmesi fazla gelen yağmur sularının tahliyesi ve ekilen
tohumların daha iyi çimlenebilmesi için drenaj görevi görecek
şekilde tarlada yüksek taraftan alçak tarafa doğru 120 cm
genişliğinde aralarında 40 cm mesafe bırakılarak tahtalar hazırlanır.
Tohum bu tahtalar üzerine serpme olarak ekilir. Ekimin yeknesak
yapılabilmesi için belli alana ekilecek tohum miktarı en az ikiye
bölünerek o alana iki defada ve çapraz olarak ekilir. Tohumların
üzerine çimlenmeyi kolaylaştıracak ve su tutmayı sağlayacak
materyalle hazırlanan harçtan1 cm kalınlığında kapak atılarak
tohumun toprakla iyi temas edilmesini sağlayacak şekilde baskı
tahtalarıyla bastırılır. Mini spring yağmurlama sistemi ile veya alan
küçükse süzgeçli kovalarla sulanır. Hava şartlarına bağlı olarak
çimlenme 2-3 hafta içinde olur. Soğan bitkilerinin ilk yaprakları,
üzerinde tohum kabuğu ile birlikte ikiye katlanmış olarak toprak
yüzüne çıkarlar. Gelişme başlangıçta çok yavaş olur, sonra hızlanır.
Genellikle bu dönemde havalar yağışlı olduğu için ot alma dışında
başka işlem yapılmaz. Bitkiler gelişmelerini sürdürürler. Hafif
karakterli toprakta yapılacak yetiştirmelerde toprağın Fosfor ve
Potas yönünden takviye edilmesi dayanıklı arpacık üretmede yararlı
olur. Arpacıkların gelişmesi döneminde soğan sineği zararına karşı
dikkatli olmalı ve gerekli mücadele yapılmalıdır.
• Bitkiler arpacık oluşturarak Haziran sonu veya Temmuz ayı içinde
hayat devrelerini kapatırlar. Bu dönemde arpacıklar sökülerek 8-10
cm kalınlığı geçmeyecek şekilde alttan abileceği bir yere serilerek
direkt güneş ışınlarından korunarak kurutulurlar. Hafifçe ovularak
kuru yaprak ve köklerinden arındırılır ve 24-26°C'lik sıcaklıkta
havadar depolarda depolanırlar. Bunun için en, basit yöntem
Hollanda kasalarına konularak saklamadır. Arpacıkların kışın 20°C
nin üzerindeki sıcaklıklarda muhafaza edilmelidir.
• Kışın20°C'nin altındaki sıcaklıklarda saklanan arpacıklar soğan oluşturmadan, hemen dikildikleri yılın baharında generatif faza geçerek
çiçeklenirler. Bu, yemeklik soğan üretiminde hiç arzu edilmeyen bir
durumdur. Bu nedenle arpacıkların saklanması büyük önem taşır.
• Generatif faza geçmede arpacığın büyüklüğü de önemli rol oynar.
Normal koşullarda sıcaklığa dikkat edilerek depolansalar dahi 2 cm
veya daha fazla kesite sahip arpacıklarda soğan oluşturmadan,
generatif faza geçerek çiçeklenme gösterme oranı çok yüksektir. 1218 mm çapındaki arpacıklar soğan yetiştirmede ideal arpacıklar
olarak kabul edilir. Arpacık iriliği arttıkça birim alan için kullanılan
arpacık miktarı da artar. Bu artış maliyet artışı demektir.
• Bu şekilde üretilen arpacıklarla yemeklik soğan üretimi yapıldığı gibi
20 mm den daha büyük çaplı arpacıkların yeşil soğan üretiminde
kullanılırlar.
• Arpacık ile soğan üretimine, üretilen bu arpacıklar ile başlanır.
Arpacık ile soğan üretim şekli ve özellikleri aşağıda verilmiştir.
• Arpacık üretiminin aksine arpacıkla soğan üretiminde kullanılacak ."
arlanın 15-20 cm derinliğindeki kısmının organik ve anorganik besin
maddelerince zengin olması gerekir.
• Soğan yetiştirilecek tarla yanmış çiftlik gübresi ile dikimden en az üç
ay önce gübrelenir. Gübreleme organik gübre ile yapılacaksa dekara
2-3 ton yanmış gübre erken sonbaharda toprağın 15 cm'lik
derinliğine sürüm ile karıştırılır. Organik gübre kullanılmayacak ise
gübrelemenin dikimden önce yapılan toprak işlemesi ile toprağın 810 cm derinliğine verilmesi gerekir. Dekardan 4-5 ton verim alınması
planlanıyorsa arpacık dikiminden evvel Disk-Harrow derinliğine (810 cm) dekara 10-12 kg N, 8-10 kg P2O5' 12-15 kg K2O verilmelidir.
Disk-Harrow ile inceltilmiş toprağa hafif bir sürgü çekilerek toprak
dikime hazır hale getirilir. Arpacıkların dikimi sıravari yapıldığı gibi
saç ayağı şeklinde de olabilir. Ancak sıravari dikim, bakım ve hasat
işlerinin yapılması aşamasında büyük kolaylık sağlar.
• Yetiştirmenin yapıldığı bölgeye bağlı olarak şubat veya mart ayı içinde
hazırlanan toprağa, sıra arası 25, sıra üzeri 8 cm olacak ve arpacıkların ucu
toprak yüzeyinde kalacak şekilde elle dikim yapılır. Makinalı arpacık dikimi
denenmiş ise de başarılı olamamıştır. Kullanılacak arpacık iriliğine bağlı
olarak dekara 35-40 kg arpacık kullanılır.
• Dikilen arpacıklar hemen kök meydana getirerek topraktaki besin
maddelerinden yararlanırlar ve gelişirler. Arpacıklar başlangıçta kök ve çok
miktarda da yaprak meydana getirirler ve bu yapraklarda depoladıkları besin
maddelerini soğan oluşturma döneminde soğanda depolarlar. Esasen
soğan, yaprakların rozet şeklindeki gövdenin üst kısmında depo yaprağı
oluşturmasıyla meydana gelir. Soğan oluşturma, gün uzunluğu ve güneşlenmeye bağlı olarak hızlanır ve soğan çok kısa bir sürede oluşur. Soğan oluşunca bitki hayat devresini kapatır. Önce dış yapraklardan başlayan bir
sararma olur. Dış yapraklardan başlayan bu sararma yaprak uçlarından
soğana doğru ilerler ve yapraklar kurur. Soğanlar bu dönemde hasat edilirler. Bundan sonraki işlemler' direkt tohum ekimi yoluyla yapılan soğan
üretiminde olduğu gibidir.
• Arpacıkla yemeklik soğan üretiminde elde edilen üründe soğan iriliği büyük
ölçüde yeknesaktır, ayrıca doğrudan tohum ekimi suretiyle üretime göre
daha erkenci bir üretim söz konusudur. Tohum ile üretim yöntemindeki
çimlenememe riski yoktur. Bu gibi avantajları yanında arpacık bedeli ve
arpacıkların dikimi gibi bazı maliyet unsurlarının ilave olması gibi bazı
dezavantajları vardır.
Fide ile yemeklik soğan üretimi:
• Fide ile yemeklik soğan üretimi sadece yazlık soğan üretiminde
kullanılan bir üretim şeklidir. Yerli çeşitlerimizden Lakerda soğanı
Çay soğanı ve Göçmen, soğanı gibi çeşitlerimiz fideleri ile üretilirler
(Turhan ve ark., 1991). Bu soğan çeşitlerimizin başları oldukça iridir.
çay ve Göçmen soğanı çeşitlerinde başlar 1 kg'a kadar büyüklüğe
ulaşabilirler. Dokuları kaba, gevrek ve suludur. Saklanmaya
gelmezler, saklama sürelerini uzatmak için hevenkler halinde
asılırlar. Bu soğan çeşitleri kükürtlü bileşikler yönünden fakirdir. Bu
nedenle tatlı bir lezzete sahiptirler.
• Bu çeşitlerimizde önce fidenin yetiştirilmesi lazımdır. Aynen .arpacık
yetiştirilmesinde olduğu gibi m² ye 15 gr tohum serpme olarak
ilkbaharda tavalara ekilir. Sadece ot alma çok sık olan yerlerin
seyreltilmesi ve soğan sineğine karşı savaşımdan başka bir işlem
yapılmadan fidelerin gelişmesi beklenir. Fidelerin 0.5-0.7 cm kalınlık
kazanınca esas yerlerine dikilmek üzere bir gün evvelden sulanarak
dikimin yapılacağı gün kökleriyle bir sökülerek dikim öncesinde
köklerde dikim tıraşlaması yapılır.
• Tarla 20-25 cm derinliği geçmeyecek şekilde sürülür. Aynen diğer
yetiştirme şekillerinde olduğu gibi gübrelenir ve 30 cm ara ile 15-20
cm derinlikte karıklar açılır. Karıklara su verilir su henüz karık içinde
iken karığın iki yanına 12- 15 cm sıra üzere mesafe vererek, daha
önce dikime hazırlanan fideler parmakla köklerinin çıktığı nokta 2-3,
cm toprak içinde.kalacak şekilde dikkalice dikilirler. Dikimden evvel
yapraklarda dikim budaması vs. gibi herhangi bir işlem yapılmaz.
Sadece uzun olan köklerin uç kısımları kesilir, böylece dikimin daha
kolay yapılması sağlanmış olur. Dikimden 10-15 gün sonra bir çapa
yapılır Daha sonra sulama, ot alma ve mücadelenin dışında
herhangi bir işlem yapılmaz. Gelişme devrelerinde birkaç defa sulanırlar. Bitkiler hızla gelişir, önce çok miktarda yaprak oluştururlar:
Yaprak oluşumundan sonra soğan oluşumu başlar. Soğan normal
çeşit iriliğini kazanınca sulama durdurulur. Bitkilerin hayat devrelerini
kapatmaları sağlanır ve söküme geçilir.
• Sökülen soğanlar hemen pazarlanırlar veya hevenkler haline getirilip
asılarak muhafaza edilirler.
Tepe soğanı ile üretim:
Bu üretim şekli sadece bilimsel
araştırmalarda ve bazı soğan türlerinde
kullanılır. Yetiştiricilikte önemi yoktur. Bazı
türlerde çiçek demetinin uç kısmında
çiçekler yerine küçük soğancıklar
meydana gelir. Bu soğancıklar kullanılarak
üretim yapılır. Vegetatif üretim şeklidir.
Taze yeşil soğan üretimi:
•
Yemeklik olarak pazarlanamayacak ölçüde bozulmuş olan kalite dışı
yemeklik soğanlar üretim materyali olarak kullanılırsa 10xI2 cm, iri
arpacıkların kullanılması ile yapılacaksa 5x5 ve 6x6 cm aralıklarla üçgen
vari dikim yapılır.
• Her iki materyalle yapılan üretimde de toprak hazırlığı aynıdır.
• Dikim yapılacak tarla dikimden hemen önce 15-20 cm derinliğinde işlenerek
bu derinliğe dekara 8-10 kg N, 8 kg P205ve 10-12 kg K20 verilir ve toprak
inceltilerek dikime hazırlanır. Gerek yemeklik soğandan yapılan dikimde,
gerekse iri arpacık ile yapılan üretimde, soğanların uç kısmı toprak üstünde
görünecek şekilde tavlı toprağa dikim yapılır.Dikimden sonra soğanlar
hemen yoğun bir şekilde kök meydana getirirler. Yemeklik soğanlar daha
hızlı ve yoğun yaprak meydana getirdiği için kış döneminde erkenci üretim
için tercih edilir. Buna karşılık iri arpacıklarla yapılan üretimde üretim geç
olmakla birlikte daha kalitelidir. Yeşil soğanlar generatif faza daha geç
geçerlerken çiçek sapı ve çiçeklenme de daha geç olur. Buna karşılık
yemeklik soğanla yapılan üretimde ise ürün erkenci olmakla birlikte ürün
kalitesi düşer, bitki daha erken çiçeklenir, bu ise satış şansını azaltır. Ancak
iri arpacıkla yapılan üretimde verim daha düşüktür. Zira her soğan sadece
bir büyüme konisi taşır.
• Yemeklik soğanla yapılan üretimde ise her soğan, soğan iriliği ne bağlı
olarak 2-8 adet büyüme konisi taşır.
• Belli büyüklüğü kazanan soğanlar sökülerek yıkanırlar. Sarı yapraklarından
ve köklerinden arındırılarak demetler halinde pazarlanırlar.
Olgunluk, Hasat ve Depolama
•
•
•
Sofralık taze soğan üretiminde hasat zamanını belir1eyen faktörler olgunluktan çok
ürünün o andaki durumu pazar istekleri ve pazardaki ürün fiyatlarıdır. Ürünün pazarda
az olduğu dönemlerde talep karşılanamadığı için mevcut üründe özellik aranmaz
Buna karşılık pazarda ürünün bol olduğu dönemlerde pazarlanan ürün de yerel
alışkanlıklara göre taze soğanların hiç baş yapmamış olanları veya 2-3 cm irilikte baş
yapanları aranır. Eğer taze soğan üretimi, pazar değerini yitirmiş yemeklik soğan
kullanılarak yapılmışsa ozaman bitkilerin çiçek demeti sapını meydana getirmeden
önce hasat edilmesi çok önemlidir. Aksi halde böyle ürünleri pazarlamak mümkün
olmaz.
Erken dönemde pazara ürün sunmak soğan .yetiştiricileri açısından ekonomik yönden
önemlidir. Bu nedenle soğanlar başlarını tamamen oluşturdukları halde
olgunlaşmalarını tamamlamadan yaprakları henüz kurumadan hasat edilirler. Bu
dönemde bir pazarlama söz konusu ise hasat bitkilerin baş gelişmesini kapatıp alt
yapraklarını sararttıkları dönemde yapılır.
Gerektiğinde yeni ürün çıkıncaya kadar depolanabilecek yemeklik soğan üretiminde
ise. hasat, başlar tamamen olgunlaştıktan ve bitkinin toprak üstündeki yapraklarının
kurumasından sonra yapılır. Bu dönemde soğan rengi koyulaşır ve soğan üzerinde 23 soğan yaprağı (kabuğu) oluşur. Hasat edilen soğanlar tarlasında serilerek
üzerlerine güneş yanıklığı önleyecek şeklide, direkt güneş ışığını kesen bir sıra biçer
döğer sapı konarak 10-15 gün süre ile kurumaya terk edilir. Olgunlaşmasını
tamamlamış soğanların sulanması veya meydana gelen yağışlar soğanın kalitesini
bozar bu nedenle olgunlaşmış soğanlar sudan korunmalıdır. Hasat döneminde yağış
olmuşsa soğanlar ilk fırsatta sökülerek kurutulmalıdır.
Soğanlarda muhafaza süresine çeşit faktörü yanında soğanın hasat
döneminde gördüğü işlemlerde önemli etki yaparlar.;Boğanda kabuk
renginin koyuluğu, soğanın içerdiği kükürtlü bileşiklerin çokluğu,
soğan üzerindeki soğan kabuğu sayısı ve gübreleme gibi faktörler
muhafaza süresini uzatır.
Soğanın muhafaza süresine en çok etki eden faktörlerden biriside
soğanın içerdiği suda çözülebilen kuru madde miktarıdır. Kuru
madde miktarı arttıkça muhafaza süresi uzar. Bu nedenle yüksek su
içeren yazlık soğan çeşitlerini (Lakerda soğanı. Göçmen soğanı ve
çay soğanı gibi) uzun süre muhafaza etmek mümkün değildir.
Soğanlarda depolama büyük önem taşır. Soğan en uzun süre muhafaza edilebilen sebzelerdendir. Basit depolarda dahi 9 ay kadar
depolanabilir. Depolama süresini çeşit özellikleri yanında muhafaza
edilen deponun özelliğide büyük ölçüde etkiler. Uygun olmayan
şartlarda soğanlar filizlenirler. Filizlenme başın koflaşmasına ve
Pazar değerinin yitirilmesine neden olur. Koflaşmanın önlenmesi ve
depolama süresinin uzatılması için soğanlarda hasattan 10-15 gün
önce tarlada 1000-1500 ppm konsantrasyonunda Malele Hydrazid
(MH) uygulaması bitkilerin üzerine püskürtülerek yapılır. Depolama
süresince soğanların kuru madde ve Vitamin C içeriği azalır.
• Soğanlarda muhafaza değişik şekillerde
yapılabilmektedir. Bunları basitten
gelişmişine doğru şu şekilde sıralayabiliriz:
• . Hevenkler halinde asarak muhafaza
• . Ladalar halinde muhafaza
• . Basit depolarda muhafaza
• . Atmosfer kontrollü depolarda muhafaza
Hevenk halinde asarak muhafaza:
• Bu yöntem yazlık soğan çeşitlerinin
muhafazasında kullanılır. Bu yöntemde
yaprakları tamamen kurumamış olan
soğanlar, başlar dışarıya gelecek şekilde
8-10 kg'lık hevenkler halinde örülerek serin
ve havadar bir ortama asılırlar. Muhafaza
süresi 2-4
ay kadardır. Süre sonunda
soğanlar % 40-60 arasında fire verirler.
Lodalar halinde muhafaza:
• Bu yöntem daha çok Marmara ve Trakya bölgelerinde uygulanır.
Soğanlar LODA adı verilen yığınlarda tarlada muhafaza edilirler.
Basit ancak son derece ekonomik ve pratik bir yöntemdir. Tarlanın
yüksek ve su basma riski olmayan yerine, yerden 20-30 cm
yükseklikte adeta bir palet şeklinde ağaçtan ızgara oluşturulur.
Üstüne
8-10 cm kalınlığında biçerdöğer sapı serilir. Bunun
üzerine de 2-3 sıra yüksekliğinde soğan serilir. Üstüne yine bir kat
saman. bir kat soğan şeklinde 160-180 cm yüksekliğe kadar devam
eder.
• Lodanın üzeri yanlar açık kalacak şekilde su geçirmeyen bir materyalle örtülür. Bu şekilde soğanların serin ve kuru olarak muhafazası
sağlanır. Bu yöntemde de soğanlar .6-8 ay, muhafaza edilirler.
Ancak fire miktarı% 40-60 gibi değerlere ulaşır. Ekonomik ve pratik
oluşu nedeniyle kullanılan bir yöntemdir.
Basit depolarda muhafaza:
• Bu depolar son derece basit yapılar olup,
depolarda sıcaklık ve nemin kontrolü
yapılamaz. Havalandırmayı sağlayacak
yeterli pencereyi taşıyan. nemden
korunmuş her yapı bu amaçla kullanılır.
Böyle depolarda soğanı. 8 ay kadar
muhafaza etmek mümkündür. Süre
sonunda kayıp miktarı % 30-40 arasında
değişir.
Atmosfer kontrollü depolarda muhafaza:
• Bu depolarda muhafaza süresi 8-9 aya
kadar çıkar. Kontrollü koşullarda yapılan
muhafaza nedeniyle (%70-75 oransal
nem, + 1+2. °C ortam sıcaklığında)
soğanlarda kalite kayıpları asgari seviyede
olur. Ayrıca bu depolarda 8-9 aylık dönem
sonundaki ağırlık kayıpları da % 4-5
civarında olmaktadır. Bu nedenle
atmosfer-kontrollü depolarda soğan
depolanması daima tercih edilmelidir.
Verim
• Yemeklik soğan Üretiminde verim. yapılan
üretimin şekline göre önemli değişiklik
göstermez.
.
• Doğrudan tohum ekim suretiyle yapılan üretimde
dekara 4-5 ton. arpacık ile yapılan üretimde de
dekara ortalama 4-5 ton verim alınır. Fide ile
yapılan üretimde ise bu verim 6-7 ton'a kadar
çıkar.
• Yeşil soğan üretiminde de dekara 2-6 ton
arasında verim alınabilmektedir.
Tohum Üretimi
• Soğanlarda tohum üretimi yetiştirilecek çeşidin standart veya F 1
hibrid çeşidi olmasına göre değişir.
• Standart varyetelerde o varyetenin özelliklerini üzerinde taşıyan ve
çeşit safiyeti yüksek olan üretim alanlarında çeşit özellikleri dışına
çıkan bitkiler. hasattan önce ve hasat esnasında sökülerek ayrılırlar.
Kalan materyal ,tohumluk olarak kullanılır. Bu şekilde yemeklik
soğan durumundaki soğanlar şubat ayına kadar havadar bir yerde
depolanırlar. Soğanların depoda erken dönemde kök _ve sürgün
meydana getirmemesi için depolama şartlarının iyi olması gerekir.
Tohum üretmek üzere kullanılacak yemeklik soğanların düşük
sıcaklıklarda muhafazası arpacıkların muhafazasının aksine faydalı
olur.
• Tohumluk alarak ayrılan sağanların dikileceği tarlanın seçimi başarılı
bir tohum üretimi için ilk ve en önemli şarttır.
• Tohum üretilecek tarla kesinlikle hakim rüzgarlara açık
bir tarla olmamalıdır. Fazla rüzgar alan tarlalarda
yetiştirme yapmak iki açıdan çok sakıncalıdır. Birinci
sakınca çiçek demetlerini taşıyan yalancı gövdenin çiçek
demetlerinin teşekkülünden sonra hafif rüzgarlarda dahi
kolayca kırılmasıdır. Kırılan çiçek demeti sapı üzerindeki
çiçekler çok az miktarda, iyi gelişmemiş tohum
oluştururlar. Bu verimi önemli derecede düşürür ve
tohum kalitesini de bozar. Böylece düşük çimlenme
oranı, hızı. ve gücü gösteren tohum elde edilir. Esasen,
çimlenme, hızını çok çabuk kaybeden Soğan
tohumlarında durum büyük büyük sakınca oluşturur.
İkinci sakınca da çiçeklenme döneminde esen .kuru
rüzgarlardır. Bu rüzgarlar ince ve narin yapıda olan
dişicik tepesinin kurumasına neden olur ve tohum elde
edilmesi mümkün olmaz. Tohum üretilecek olan tarla
sonbaharda 20 cm derinliğinde sürülüp kışa bırakılır.
•
•
•
•
Şubat ayının sonunda toprak kazayakları ile 15 cm derinlikte işlenmeden önce
dekara 8-10 kg N, 10-12 kg P205 ve 12-14 kg K2O gelecek şekilde gübrelenir. Toprak
da sağanların kolayca sulanması için 80 cm ara ile karık açılır. Karık sırtlarında 40 cm
genişlikte düz bir alan oluşturulur.
Oluşturulan sırtların üstüne sıra araları 25-30 cm alacak şekilde, sıra üzerinde 20 cm
aralık verilerek sağanların üst kısmı toprak üstünde görülecek, şekilde dikim yapılır.
Şekil 4'de tohumluk sağanların dikim şekilleri ile çiçek demeti sürgünlerinin ızgaralarla
korunması görülmektedir.
Şekil 4'de görüldüğü gibi her iki sırada bir sağanların dikilmiş .olduğu toprak
seviyesinden 25-30 cm yükseklikte kümes teli veya plastik kafesler ile kaplanmış alan
ızgaralar kayarak çiçek demeti saplarının bunların arasından geçerek büyümesi
sağlanmalıdır. Böylece çiçek demeti saplarının rüzgarlarla kırılması büyük ölçüde
önlenir. Bütün tarla yüzeyini kaplayacak böyle bir ızgaranın yatırım maliyeti yüksek
almakla birlikte 10-15 sene gibi uzun süre kullanılması ve yüksek kaliteli tohum elde
edilmesi ve sağladığı gelir artışı yanında bu maliyetin bir önem ifade etmediği
görülecektir.
Dikilen sağanlar önce çak yoğun bir yaprak .oluştururlar ve her soğandan sağanın
büyüklüğüne bağlı alarak 1 -8 arasında çiçek demeti sapı (yalancı gövde) meydana
gelir ve bu demetler 50-80 cm kadar boy alarak uç kısımlarında aynı noktadan ışınsal
olarak çıkmış yüzlerce çiçek meydana getirirler.
• Soğan çiçekleri erselik yapıda olup soğanlar büyük ölçüde kendini
döllerler. Sinekler ve yaban arıları yabancı döllenmeye neden
olurlar. İlk çiçek.olgunlaşması çiçek demetinin. Üst kısmından.
başlar ve bir demet üstündeki tüm çiçeklerin açılması 2 hafta. kadar
sürer. Meyve ve tohum olgunlaşması da bu sıraya göre olur. Meyve
olgunlaştıktan sonra çatlar ve siyah renkli tohumlar görülür. Meyve
çat1adıktan sonra çatlayan kısımları yukarıya doğru bakan ilk çiçek
ve meyveler dışındaki meyvelerin tohumları kolayca dökülür. Bu
nedenle bütün meyvelerin çat1aması beklenmeden, dökülme riski
başlayınca çiçek demetleri bitki üzerindeki duruş şekliyle tutulup bir
miktar yalancı gövdeyle birlikte kesilirler ve dikkatlice, tohumlarını
dökmeden toplanırlar. Gölge ve havadar bir yerde tek kat serilerek
kurutulup harmanlanırlar.
• Hasatın tamamı bir defada yapılabildiği gibi eğer imkanlarımız
uygunsa 2-3 defada yaparak daha yüksek verim alınması sağlanır.
Ayrıca bu durumda tohum kalitesi de yükselir.
• Başarılı bir tohum üretiminde dekardan ortalama, 40-60 kg tohum
alınır.
Download