30.11.1998 – Ankara ICG Toplantısında, E. Arıoğlu tarafından yapılan konuşmadır. Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar, Uluslararası Kriz Grubu’nun amaçlarını ve faaliyetlerini Türk kamuoyuna sunmak üzere düzenlenen toplantıya katılarak bizlere onur verdiniz. Sizlere Uluslararası Kriz Grubu adına hoşgeldiniz demekten büyük mutluluk duyuyorum. Değerli Konuklar, Türkiye’de yapılan böyle bir barış toplantısında, ATATÜRK’ü Yurtta Sulh Cihanda Sulh sözü ile birlikte anmamak mümkün değil. ATATÜRK, 20ci yüzyılda toplumsal değişim yapmak üzere yola çıkan liderlerin en başarılısı oldu. Onun devrimleri hala dinanizmini koruyor, Türkiye’ye ışık ve hayat veriyor. Biz Türkler; tarihimizin kritik bir döneminde; ATATÜRK’ü çıkarabildiğimiz için talihli ve mutluyuz. Objektif analizler, Türk ekonomisinin son yıllarda dikkate değer boyutlara ulaştığını gösteriyor. Artık, Türk ekonomisi, satın alma paritesi esaslarına göre yapılan hesaplarda, Avrupa’nın en büyük ilk altı ekonomisinden birisidir. Aynı zamanda, 15 yıl içinde sürekli ve en hızlı büyüyen Avrupa ekonomisidir. Türkiye tekstil üretimde dünya beşincisidir. Türk girişimcilerinin üzere yatırımları 50 milyar bayındırlığına ulaşmıştır. sundukları Türkiye %90’ı ülkelerinde olmak dolara, Türk inşaat şirketlerinin dünya hizmetlerin Avrupa Avrupa Birliği değeri ile 55 milyar dolara imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşmasını başarı ile sürdürerek, ekonomisinin sağlam ve uluslararası düzeyde rekabet edebilir yapıda olduğunu da ıspatlamıştır. Diğer taraftan, ülkelerden kadınlarına birisidir seçme Türkiye. ve Ayrıca seçilme 1949 hakkını yılından ilk tanıyan beri Avrupa Konseyi’nin üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 40 yıl önce imzalamış ve vatandaşlarına insan hakları ihlalleri iddialarını, Avrupa İnsan Hakları Komisyonunda savunma yetkisi de tanımıştır. Türkiye’nin askeri gücü Nato ülkeleri içinde ikinci sıradadır. Şartlar gerektirdiğinde, Kolordu boyutunda bir askeri kuvveti -bütün techizatı ile- uluslararası güçtedir. Yakın barış güçlerinin tarihlerde Türk ortak askerinin hareketine dünya verebilecek barışı için çok 1/6 disiplinli ve güven veren başarılı görevler mümkün. Herkesin bildiği yapmakta olduğu da görülmüştür. Bu listeyi uzatmak bu gerçekleri neden söyledim? 13 Aralık 1997 tarihinde Avrupa Birliğinin Lüksemburg’da aldığı karar, incitmiştir. Cumhurbaşkanımızın Bizi inciten bu tabiri kararın, ile Türk bilimsel kamuoyunu ve objektif argümanlarının olamayacağını belirtmek için söyledim. Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar, Ulus devlet yapısı 400 yıldır dünya siyaset sahnesindedir. Birinci ve İkinci dünya savaşlarını izleyen dönemde çözülen imparatorlukların ardından kurulan yeni devletler, hep ulusal devlet olarak kuruldular. Bu savaşlar yalnız çok sayıda ulus devlet yaratmakla kalmadı, bazı ulus devletlerin mutasyona uğratıp mega devlet haline getirdi. Bugünkü dünyanın oluşumları süreçleri, sistemleri ise, anlaşılması çok güç bir örüntü içinde birbirine bağlanıyor, birbirinin içine giriyor, üst üste diziliyor. Birçok kişinin ifade ettiğinin tersine belki yeni bir dünya düzeni ile değil yeni bir dünya düzensizliği ile karşı karşıyayız. Bu düzensizliğin ne kadar süreceğini de kimse kestiremiyor. Bugün dünya’da 6000’e yakın kültürün var olduğu bu kültürlerin 266 devlet içinde yaşadığı ve dünya nüfusunun 6 milyara yaklaştığı biliniyor. Günümüzde informasyon, para, mallar ve insanlar sınır tanımaz biçimde hareket halindeler. 1998 yılında para hareketinin günde üç trilyon dolar hacmine ulaştığı hesaplanıyor. Ayrıca 60 milyar dolarlık mafya veya terorislerin denetiminde silah ve uyuşturucu akımı dünyayı sarmış durumda. Sayıları toplam 15 milyona ulaşan siyasal sığınmacı akımının debiside hergün yükseliyor. Bu şartlar altında her geçen gün ulusal devletlerin hükmetme güçleri zayıflıyor. Bu nedenle özellikle günümüzde çevre, silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve terörizmde trans-nasyonal kurumlara ve uluslararası işbirliği yaşamsal bir anlam taşıyor. 20 yıl kadar evvel bazı ülkeler uluslararası terörizmi ulusal devlet politikası olarak çıkarları için kullanmak arzusu duydular. Hatta 2/6 geçmişte hatta bunu deneyen ülkeler de oldu. Ancak bugün modern, çağdaş bir hukuk devleti anlayışında bu politikanın yeri kesinlikle yoktur. Terorizmde uluslararası işbirliğinden kaçınmak en az terörizmi doğrudan desteklemek kadar akıldışıdır. Değerli Konuklar, İnsanlık, adım adım bireycilikten, bilinçle örgütlenmiş dinamik bir topluluğa geçişi tarihleştiriyor. Bu ilerleme de kollektif yaşamın ana özlemine giden yolu seyrediyoruz. Kurallar, yönetmelikler, yasalar bireyselliğimizi kısıtlayıcı ama toplumsal ölçekte özgürlüğümüzü sağlıyor. Tüm gayretler toplumların yönetimini daha yüksek bir düşünce ve eylem düzeyine çıkarmak için gerekli. Günümüze kadar hükümet etme anlayışında karmaşık bir sistemi sürdürebilir yapan bir dümen tutma sanatı olduğu ağırlık kazandı. Bugün ise eşitsizliklerle dolu, çeşitli kültürlerin belirlediği tahmin edilmesi güç davranışlara karşı; hükümet edebilmek oldukca zor. Yeni yönetim anlayışlarına ve yaratıcı dinamik politikacıların ortaya çıkmasına ihtiyaç var. Eskiden dümen tutanların yerine, çeşitli kamuoyu yoklamaları toplumun ile eğilimlerini tespit edebilen, bu eğilimleri uzlaştırabilen, dengesizlik içinde yöneterek kültürel özgürlerin ve dengede kalan, zenginlikleri ekonomik refahın karmaşayı yaratıcı birarada evrimi bir biçimde tutabilen, doğrultusunda uçak topluca kullanan pilotlardan oluşan takımlara ihtiyaç var. Üstelik bu pilotlar önceden bu iş için kendilerini eğitmiş olmalı. Pilotların ellerinde hazırlanmış rota ve haritalar, önlerinde her an bütün sistemlerin ve şartların durumu hakkında bilgi eğitilmiş bu veren aletler olmalı ve bunlarıda pilotlar, okuyup anlayabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Bugün insanlığın önünde çok çetrefil bir soru durmaktadır. Bu soru çok hükümetlerin zor olsada herhalde bir ana gün cevaplanmak tercihleri yakın zorundadır. gelecekte Bütün güç kullanımından, amansız ekonomik rekabetten, kültürlerarası çatışmayı üretecek sabit fikirli saplantılardan sıyrılarak; dünya bilgi ve kültür zenginliğini korumak, özgürlükleri artırmak, gezegen çapında refahı ve paylaşımı yeniden örgütlemek üzere uluslararası barışcıl ve uzlaşmacı bir işbirliğini sergilemek olacaktır. Böyle yaklaşımların 3/6 bazı sinyalleri şimdilik çok zayıfta olsa hissedilmektedir. Bu çok basiretli, humanistik, akılcı fakat bir o kadar da gerekli bir politikadır. Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar, 1980’li yılların sonlarına gelindiğinde; soğuk savaş, ardında istikrarsız başında, bu çatışmalar ızdırap bölgeler istikrarsız yaşandı. çekti. Hersek’te bırakarak, yaşananlar bölgelerin İnsanlık Sierra sona karşısında 1990’lı bazılarında suçları Leone’de, erdi. işlendi. Ruanda’da, uluslararası yılların çok tahripkâr Yüzbinlerce Somali’de ve performansın insan Bosna- yetersiz kaldığını görenler; bunun nedenlerini sorgularken; Uluslararası Kriz Grubu’na hayat verdiler. Kuruluşun kısa sürede elde ettiği başarılı sonuçlar, ICG’nin dünya’ya krizleri önlemek için geçerli bir alternatif sunduğunu ispatladı. Değerli Konuklar, ICG’nin amaçlarını özetle anlatmak için çağımız düşünürlerinden Ayn Rand’ın uygarlık tarifi çok uygun düşüyor. Düşünür uygarlık, insanlığı insanın zararlarından arındırma sürecidir Grubu’nun zararların da bütün çalışmaları durdurulması için insan bilgi diyor. eli ile Uluslararası Kriz insanlığa oluşturmaktır ve bu verilen eylem uygarlığımızın gelişimi için yeni bir politik tekliftir. 4/6 Değerli Konuklar, Barışı ve demokrasiyi kendine yaşam felsefesi yapmış Türk Kamuoyunun, Uluslararası Kriz Grubu’nun çalışmalarını yakından izlemesinin faydalı olacağını düşündüm. Temmuz 1998’de, Stokholm’de yapılan toplantıda Türkiye’de bir dizi tanıtım toplantısı yapılmasını önerdim. Bugünkü toplantı, bu düşüncenin ürünüdür. Benden sonraki sayın konuşmacılar, kurum hakkında daha geniş bilgiler sunacaklardır. Türkiye büyük bir devlettir. Bunun gereği olarak Uluslararası Kriz Grubu’nun yürüttüğü çalışmalara (özellikle Balkanlara) ilgi duyması; ayrıca Dışişleri Bakanlığımızın ve Kamuoyunun bu çalışmalara maddi ve manevi destek vererek katkıda bulunması doğaldır. Değerli Konuklar; Uluslararası Kriz Grubu’nun Türkiye toplantıları anlamlı bir sanat olayının konusu eşliğinde barış olan düzenlendi. Toplantımızın ve Türk yaşayan sözlü bölümü karikatürcülerinin son bitince, onyılda çizdikleri eserler arasından zorlu bir seçimle derlenen 102 eserin yer aldığı sergi görüşlerinize açılacaktır. Serginin, çizgi dilinde, ICG'in mesajlarını pekiştirip tamamlayacağından eminim. Değerli Konuklar, Gerek sergi, gerekse sergideki eserlerin yer aldığı kitap, Karikatürcüler Derneği’nin çok titiz desteği ile gerçekleştirildi. Bu güzel vesile ile Karikatür Seçici Kurulu’na ve derneğin Yönetim Kurulu’na teşekkürü bir borç biliyorum. Ayrıca, sergide ve kitapta eserleri yer alan müellifler, hiç bir telif ücreti talep etmediler. Kitabın satışından oluşacak gelirleri, ICG’nin çalışmalarını desteklemek üzere Türk Kamuoyunun ilk katkısı olarak bağışladılar. Bu değerli ve yüksek anlamlı sanatkar bağışı için tüm sanatkarlarımıza kalpten gelen duygularla takdir yüklü teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar; Bu duygu ve düşüncelerle yüksek ilginize, saygı ile teşekkürlerimi arz ederim. Ersin ARIOĞLU 1.128 kelime 5/6 6/6