ORTAÇAĞDA HASTA BAKIM ANLAYIŞI Prof. Dr. Ayten Demir ORTAÇAĞ ORTAÇAĞ DÖNEMİ (M.S. 300-1500) Başlangıçı: M.S. 476-800 Sonu: M.S.1453- 1492 Özellikleri • Feodalizm • Skolastizm • Haçlı Savaşları • Bulaşıcı Hastalıklar • Kiliseye Bağlı Hasta Bakımı • (Manastır Tıbbı) 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 2 Ortaçağ, adında anlaşıldığı gibi antik çağ ile modern toplum biçiminin ve yenileşmenin ortasında yer alan çağdır. Ortaçağ M.S. 300-1500 yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Tarihçilere göre Ortaçağın başlangıcı, Batı Romanın son imparatorunun Vizigot kralı Alaric tarafından tahtan indirilmesi (MS. 410) ile başlar, yaklaşık bin yıl sonra bir başka fatihin Doğu Roma’yı (M.S. 1453) alması ile sona erer. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 3 Tarihçiler hemşireliğin gelişiminin İsa peygambere dayandığını belirtmişlerdir. İsa’nın sosyal ve dinsel liderliğinin ışığında pek çok zengin ve asil kadın rahibe olarak kendilerini sağlık ve sosyal yardım hizmetlerine adamışlardır. Ortaçağ Roma toplumunda kadınlar güçlü ve bağımsızdı ve her iki cins arasında eşitlik gözlenmekteydi. Bu dönemde kadın sağıltıcılar (ilk hemşireler/ebeler) hastanelerde görev yaptıkları gibi, bir kısmı da toplumun ayağına gitmiş ve toplum sağlığı hemşireliğinin öncüleri olmuşlardır. Kadınlar arasındaki ilk hemşirelik örgütünü Phoebe’nin kurduğu sanılmaktadır. Bu kadınların ilkeleri şunlardı: açları doyurmak, susuzlara su vermek, çıplakları giydirmek, mahkumları ziyaret etmek, evsizlere barınak sağlamak, hastalara bakmak ve ölüleri gömmekti 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 4 • Deaconesse (Dekones): Ortaçağda, kiliseye mensup sosyal hizmetlerde bakım ve yardım amacıyla gönüllü olarak çalışan kadınlara verilen addır, erkeklere ise deacon (Dekon) denmiştir. Ortaçağdaki Ünlü Dekonesler Marcella: Asil ve zengin bir aileye mensuptu. Dekones olduktan sonra, sarayını kadınlara ayırmış ve hayır işlerinde büyük yararlar sağlamıştır. Paula: Dini kitapları tercüme etmiş, parasını kudüs civarında açılan hastaneler için harcamıştır. Fabiola: evleri tek tek dolaşıp, hastaları kendi evine getirtmiş ve evini hastane olarak kullanmıştır. Yaraları tedavi etmede, hastaları beslemede çok bilgili olduğu bilinmektedir. Roma’da M.S. 400 yılında ilk hastaneyi kurmuştur. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 5 Roma imparatorluğunun yıkılışından sonra Avrupa derebeyliklere bölünmüş ve ortaçağda batı uygarlığı ve bilimine yön veren feodalite ve skolastik felsefeyi görmekteyiz. • FEODALİZM: Feodal rejim toprağın temel üretim aracı olarak büyük toprak sahiplerinin elinde olduğu bir üretim biçimidir. Aynı zamanda toprak sahipleri, o toprak üzerinde kendi bireysel ekonomilerini yöneten bağımlı köylülerin emeklerini de sömürürlerdi. Feodalite düzeninde soylular sınıfı, din adamları sınıfı, bağımsız köylüler sınıfı ve serfler olmak üzere dört toplumsal sınıf oluşmuştu. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 6 • SKOLASTİZM: Avrupa’da 9.yy’dan 16.yy’a kadar süren, ortaçağ katolik kilisesinin dinsel felsefi öğretisidir. Skolastiğin ayırt edici özelliği dogmatik oluşudur. Belli bir konuyu incelemek demek, o konuda Aristoteles’in ne yazdığını okumak demektir. Hiçbir kişisel görüş, tartışma, kuşku ve kurcalamaya izin yoktur. En küçük kişisel bir çıkışa cesaret eden, ölüm ya da bir çeşit diri diri ölüm demek olan afaroz cezasıyla cezalandırılırdı. Skolastizmin Özellikleri: • Olgulara ve bilime aldırmamak. • Yalnız gözlemin sonuç verebileceği durumlarda bile usavurmayı yeğlemek. • Sözel ayrımlar ve incelikler üzerinde yersiz ve aşırı ölçüde durmak. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 7 Skolastiğin asıl çabası Platon ve Aristotoles’in bazı bulgu ve savları ile hiristiyanlık inancını bağdaştırmaktır. Çünkü bu düşünürlerin yapıtlarında hiristiyanlık inancını doğrulayan kanıtlar bulunmaktaydı. Görüldüğü gibi bu dönemde düşünce din kuralları ile sınırlandırılarak, bilim dini kurallara dayandırılmıştı. Bu düşünce yapısı nedeniyle ortaçağ; bilim, sanat ve düşünce açısından gerileme ve durgunluğun maksimumda yaşandığı bir dönem olmuştur. Kilise hem ekonomik gücü hem de sahip olduğu kutsal güç sayesinde toplumsal hiyerarşinin en üst tabakasında yer almıştır 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 8 Selçuk Türklerinin İslam dinini kabul etmesinden sonra, büyük islam orduları kurulmuş; bu ordular Filistin ve Hiristiyanlarca kutsal sayılan şehirleri zaptederek, buralar camiler, çeşmeler, ve İslamiyeti simgeleyen çeşitli sanat eserleri yaptırmışlardır. Hiristiyanlar kendilerince kutsal olan şehirleri, müslümanların elinden kurtarmak için haçlı seferlerini düzenlemişler ve müslümanlarla hiristiyanlar arsında 200-300 yıl kadar sürmüştür (1096-1291). Bu dönemdeki kötü yaşam koşulları, halk sağlığının bilinmemesi, kötü hijyen koşulları ve salgın hastalıklar hem askerleri hem de halkı çok olumsuz etkilemiştir 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 9 Bulaşıcı hastalıkların kitlesel ölümlere yol açması ve sınır tanımaması, hekimlik ve hasta bakımı hizmeti verecek kişilere olan gereksinimi şiddetle göz önüne sermiştir. Bu örgütlerden bazıları şunlardır. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 10 Haçlı Seferleri Sırasında Hasta Bakımı Veren Örgütler St.John Şövalyeleri: Töton Şövalyeleri St. Lazarus Şövalyeleri 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 11 St. Frances’in Öncülüğünde Kurulan Örgütler • 1-Genç Kardeşler • 2-Klarisalar • 3-Sivil Örgütler 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 12 Diğer Örgütler • Begenler (Beguines) • Santa Spirito Kuruluşu • Floransa Sisterleri 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 13 Hekimliğin Gelişmesi Ortaçağ manastırlarında yetişen hekimlerin yazıları bilimsel bir nitelik taşımaktan uzak, daha çok felsefi bir karekter taşırdı. Manastır tıbbı dini bir nitelik taşırdı. Hiristiyanlık’ta hastalık ya insanın günahları için cezalandırma ya da bir büyünün sonucu olarak kabul edilmekteydi. Tedavi yöntemleri arasında dua, tövbe etme ve azizlerin yardımı gibi yollar kullanılıyordu. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 14 Hekimliğin Gelişmesi Ortaçağ hekimleri bir bilim adamı olmaktan çok düşünürlerdi. Tıbbın omurgasını otoriter düşünce ve mantıki görüş oluşturmaktaydı. Ortaçağ tıbbında doktorların çoğu din adamı olduğu için “Ecclesia abhorret a sanguine (kilise kan dökmez)” kuralına uyularak 1163 yılında cerrahi hekimlerin elinden alındı. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 15 ORTAÇAĞ AVRUPASINDA KURULAN TIP OKULLARI • Salerno Tıp Okulu İtalya’da (1000-1500) kuruldu. • Paris Üniversitesi 1110 yılında Fransa’da kuruldu. • Bologno Üniversitesi 1113 yılında kuruldu. • Montpellier Üniversitesi 1181 yılında kuruldu. • Padua Üniversitesi 1122 yılında kuruldu. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 16 HASTANELERİN KURULMASI Hastaneler değişik formlarıyla antik Yunan’dan beri var olmuşlardır. Ancak bugün anladığımız anlamıyla bu kurumlar, muhtemelen Hiristiyan hayırseverliği prensibinin sonucu olarak oluştu. Ortaçağda bütün Avrupa’da ve haçlıların gittikleri yerlerde yüzlerce hastane kuruldu. En önemli gelişmelerden biri Cüzzam hastanelerinin kurulması oldu. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 17 ORTAÇAĞDA KURULAN İLK HASTANELER • Ortaçağda ilk hristiyan hastanesi M.S. 306 (372?) yılında St. Basil tarafından Kayseri’de kurulmuştur. • Anadolu’da, M.S. 375 yılında Urfa’da (Edessa) St. Ephraim tarafından 300 yataklı veba hastanesi kurulmuştur. • 610 yılında İskenderiye’de St. John Almsgiver Hastanesi kuruldu. • Avrupa’da, ilk hastanede hemşire Pabiola tarafından Roma’da kurulmuştur. • M.S. 642 yılında Paris’te papaz Masona tarafından Hotel Dieu kurulmuştur. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 18 HASTANELERİN KURULMASI O çağlarda yolcu, hasta ve hancıların yol boyu barındıkları özel binalar, hanlar vardı. Bunlara “hospica” ya da “hospitium” adı verilirdi. Hospital, hostel sözcüklerinin kökenleri bu sözcüklerdir. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 19 • Diakomia: Dekones kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalıpta manastır ve kiliselerde değil, kendi evlerinde hasta bakan dekon ve dekoneslerin evine denir. • Zenodokia: Zengin ve yabancılar için açılan misafirhanelere denir. • Nozokomya:Yalnız sahipsiz hastaların bakıldığı hastanelere denir. • Brefotrofya: Küçük yaştaki kimsesiz çocukların bakıldığı hastanelere denir. • Orfotrofya: on yaşın üzerindeki çocukların bakıldığı hastanelere verilen addır. • Ptokya: Yoksulların bakıldığı hastanelere denir. • Grentokya: Yaşlıların bakıldığı hastanelere denir. • Ksenodokya: Yoksul ve hacıların bulunduğu hastanelere verilen addır. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 20 ORTAÇAĞIN SONU Ortaçağın sonları, bilim ve sanat alanında yeni buluşların yaşandığı, feodalizmin ve skolastik düşünce anlayışının çökmeye başladığı bir dönemdir. Din adamlarının toplumdaki diğer insanlara göre rahat ve zenginlik içinde bir yaşam sürmeleri, yapılan bağışları kişisel çıkarları doğrultusunda kullanmaları, para karşılığında günah çıkarmaları, yeniliklere kapalı ve bağnaz oluşları insanların kiliseye olan güveninin ve saygısının yıkılmasına yol açtı. Avrupa katolikler ve protestanlar olmak üzere iki ayrı kampa ayrılmaya başladı ve din savaşları yıllarca sürdü. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 21 ORTAÇAĞIN SONU Reform hareketleri sırasında kilisenin otoritesinin sarsılması ile hemşireliğin saygınlığı azaldı. Yeni protestan anlayışı yozlaşmış dini kurumlara izin vermediği için, özellikle protestanlığın yayıldığı ülkelerde manastırların çoğu ve bunlara bağlı hastaneler kapatıldı. Manastırların ve hastanelerin çoğunun kapatılması,hemşireliğin de sonunu hazırladı. Bu arada bilimsel yeniliklerin ortaya çıkması ve anatomi, fizyoloji, bakteriyoloji ve hijyen konusundaki bilgilerden hemşirelerin yararlanamaması da bakımın geri kalmasına yol açtı. Hemşireliğin toplum içindeki statüsü tamamen düştü. Böylece ortaçağın başları ve ortalarında Avrupa’da hemşirelerin kilisenin otoritesine bağlı olan güçleri, ortaçağın sonlarına doğru onların zayıflıkları olmuştur. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 22 İSLAMİYET ve TÜRKLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ Ortaçağda İslam dünyasında pozitif düşünceye dayanan bir anlayış sistemi belirirken, batıda da skolastik bir uygulama dönemi görülür. Ortaçağda İslam tıbbının gelişmesinin nedeni; pozitif ve denemeye dayalı çalışmalar yapılarak, eski kültürlerden kalan kitapların, özellikle Yunan tıbbına ait belgelerin çevrilmesidir. Bu bilgilere İslamların da katkıları olunca büyük çalışmalar ortaya çıkmıştır. İslam dininde yardımın özünü zekat ve sadaka teşkil etmiştir. Savaşlarda yaralılara bakan kadınlar görülmüş, imarathaneler, dulhaneler, tımarhaneler, şifa evleri kurulmuştur. Yaralı ve hasta bakımı için ilk kadın topluluğu Hz. Muhammed zamanında kurulmuştur. Hasta bakımı; gebe ve loğusa bakımı, çocuk ve yaşlı bakımı şeklinde evde sürdürülmüştür. İslamiyet’te hastalığın tedavisinden çok korunması üzerinde durulmuştur. Örneğin; hijyene verilen önem ve bazı gıda maddelerinin yasaklanması (domuz eti, alkol vs.) gibi. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 23 ORTAÇAĞDA YETİŞEN TÜRK HEKİM ve FİLOZOFLARI • • • • • • • Farabi (870-950): Abu Hanife Dinaveri (895-992) Ebu Reyhan Biruni (973-1051) Ebul Kasım Zehravi (936-1013) İbni Sina (980-1037) Ibn Rüşd (1126-1198) El Razi (850-932) 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 24 ANADOLU SELÇUKLULARINDA SAĞLIK UYGULAMALARININ ÖZELLİKLERİ 1-Anadolu Selçuklularında hekimlik uygulamaları serbest meslek uygulaması şeklindeydi. 2- Vakıf adı verilen okul, medrese, cami, hastane, aşhane gibi kamu yararına hizmet veren kurumlarda hasta bakımı ve eğitimi verilmiştir. 3- Anadolu Selçuklularında gezici ordu hastaneleri kurularak yalnızca savaş dönemlerinde çalışmışlardır. 4- Anadolu Selçuklularında, çevre sağlığı ve bayındırlık hizmetleri önemle ele alınmıştır. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 25 ANADOLU SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE KURULAN VAKIF HASTANELERİ • M.S. 1206 yılında Kayseri’de açılan Gevher Nesibe Hatun Hastanesi • 1217 yılında Sivas’ta açılan Keykavus Hastanesi • 1219-1233’de açılan Konya Hastaneleri • 1235’de Çankırı’da açılan Atabey Ferruh Hastanesi • 1272’de Kastamonu’da açılan Ali Pervane Hastanesi • 1275’de Tokat’da açılan Pervane Bey Hastanesi • 1288’de Turan Melik Sultanın Divriği’de yaptırdığı hastane 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 26 • • • • • • İSLAM HEKİMLİĞİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İslam hekimliği yaratıcı olmaktan çok yineleyici ve sınıflandırıcıdır. İslam hekimliğinde anatomi insan bedeninin kutsal sayılması ve ölü açımına izin vermemesi nedeni ile gelişememiştir. Cerrahi hekimlikteki gelişmeler sınırlı kalmıştır. Ancak ameliyat tekniği ilk kez İslam hekimlerince başlatılmıştır. Koruyucu sağlık uygulamalarını başlatmışlardır. İlk kez gezici hekimlik uygulamaları kullanılmıştır. Hastalar için toplumsal yardım örgütleri kurulmuştur. Eczacılık özel bir meslek durumuna gelmiştir. 7.11.2017 Prof. Dr. Ayten Demir 27