Esld: end stage liver disease / son evre karaciğer hastalığı Karaciğer Hastalıkları M. Katherine Rude Thomas Kerr Mauricio Lisker-Melman Karaciğer Hastalıklarının Değerlendirilmesi Genel Prensipler Karaciğer hastalıkları, asemptomatikten son-dönem karaciğer hastalığına(ESLD) kadar geniş bir yelpazede kendini gösterebilir. Ayrıntılı anamnez ve fizik muayeneyi tanısal testler, karaciğer histolojisi ve görüntüleme yöntemleriyle birleştiren kapsamlı bir araştırma genelde kesin tanıya ulaşmayı sağlar. Tanı Klinik Prezentasyon Öykü Öykü alma aşağıdakilere odaklanmalıdır: Şu anki hastalığın öyküsü İlaç kullanımı ve toksin maruziyeti(alkol dahil) İlişkili belirti ve semptomlar- sarılık, ödem, kaşıntı, ensefalopati, gastrointestinal(GI) kanama gelişmesi Karaciğer hastalığı aile öyküsü Komorbid durumlar: Obezite, diyabet, hiperlipidemi, inflamatuar barsak hastalığı, sistemik hipotansiyon Enfeksiyon için risk faktörleri: İntravenöz(IV)/İntranazal ilaç kullanımı, piercing, dövme, cinsel geçmiş, yabancı ülkeye seyahat, meslek 1 Fizik Muayene Ayrıntılı fizik muayene gereklidir. Akut ve kronik karaciğer hastalığının izleri silik olabilir veya hiç olmayabilir. Sarılık, konjunktiva ve yumuşak damağa dikkatli bakıldığında Asit,periferik ödem, ve plevral efüzyonlar Hepatomegali ve splenomegali Jinekomasti, testiküler hipotrofi Kas kaybı Telanjiektaziler, palmar eritem, pubik kıl değişiklikleri Özel karaciğer hastalıkları spesifik fiziksel anormallikleri ile ilişkili olabilir: Artrit, akne, deri renk değişiklikleri, Kayser-Fleischer halkaları, clubbing, S3 gallop. Tanısal Testler Laboratuvarlar Serum enzimleri. Çoğunlukla aminotransferazların yükselmesiyle ilişkili olan karaciğer hastalıklarına hepatoselüler hastalıklar, Alkalen fosfatazların(ALP) yükselmesiyle ilgili hastalıklara kolestatik hastalıklar denir. Aspartat transaminaz ve alanin transferazların(sırasıyla AST ve ALT) yükselmesi hepatoselüler hasar ve nekrozun göstergesidir.Belirgin derecede artmış düzeyler(>1.000 U/L) tipik olarak akut hepatoselüler hasar ile(örn, viral, ilaca bağlı veya iskemik) meydana gelirken, hafif-orta dereceli artışlar çok farklı durumlarda(örn, akut veya kronik hepatoselüler hasarlanma , infiltratif hastalıklar, bilyer obstrüksiyonlar) görülebilir. AST’nin ALT’ye oranı tipik olarak alkolik karaciğer hastalıklarında >2 ve viral hepatitlerde <1’dir. 2 ALP farklı dokularda(kemik,barsak,böbrek,lökosit,karaciğer, ve plasenta) bulunan bir enzimdir. Diğer hepatik enzimlerin eş zamanlı yükselmesi(örn, ., γ-glutamyl transpeptidaz [GGT] veya 5′-nükleotidaz), ALP’nin hepatik kökenli olduğunu belirlemede yardımcı olur. Serum ALP değeri, bilyer obstrüksiyonlarda, yer kaplayan lezyonlarda veya karaciğerin infiltratif hastalıklarında, ve intrahepatik kolestaz yaran durumlarda(primer bilyer siroz[PBC], primer sklerozan kolanjit[PSC], ilaca-bağlı kolestaz) genelde yükselir. ALP’nin yükselme derecesi kolestazın yerini veya nedenini ayırt edemez. GGT farklı dokularda bulunan bir enzimdir. GGT ve ALP yükselmesi, benzer karaciğer hastalıklarında oluşma eğilimindedir. GGT, barbitürat, fenitoin veya alkol alan kişilerde, diğer karaciğer enzimleri normal seviyelerdeyken bile yükselebilir. 5′-Nucleotidase, bilyer obstrüksiyonları, kolestazı ve infiltratif hepatobilyer hastalıkları tespit etmede ALP ile kıyaslanabilir. Sentetik Ürünler Kronik karaciğer hastalıklarında serum albumin konsantrasyonu sıklıkla azalmıştır. Ancak, kronik inflamasyon, artmış plazma, ve GI veya renal kayıplar da hipoalbüminemiye yol açabilir. Albumin’in yarı ömrü nispeten uzun(20 gün) olduğu için akut hastalıklarda serum düzeyleri normal olabilir. Hemostaz ve fibrinoliz’de rol oynayan birçok protein(koagülasyon faktörleri: a2-antiplasmin, antitrombin, heparin kofaktör II, yüksek-moleküler-ağırlıklı kininojen, prekallikrein, protein C ve S) karaciğer tarafından sentezlenir. Faktör II, VII,IX, X, protein C ve S sentezleri, K vitamininin varlığına bağlıdır. Karaciğer sentez fonksiyonu’nun yeterliliği protrombin zamanı(PZ) ve international normalized ratio(INR) ile hesaplanabilir. PT/INR uzaması, bozulmuş koagülasyon sentezinden veya K vitamini eksikliğinden meydana gelebilir. K vitamini uygulandıktan sonra normale dönen PT/INR , K vitamini eksikliğini gösterir. Kolesterol karaciğerde sentezlenir. İlerlemiş karaciğer hastalığı bulunan hastalarda çok düşük kolesterol düzeyleri olabilir. Ancak, PBC’de serum kolesterol düzeyleri belirgin şekilde artmış olabilir. Spesifik karaciğer hastalıklarında düzeyleri ölçülebilen diğer sentetik ürünler are α1antitripsin ve serüloplazmin’dir. Boşaltım Ürünleri 3 Bilirubin, hemoglobin ve noneritroid hemoproteinlerin(örn, sitokromlar, katalazlar) parçalanma ürünüdür. Total serum bilirubini, konjuge(direk) ve ankonjuge(indirek) bilirubinden oluşur.Ankonjuge hiperbilirubinemi, aşırı bilirubin üretimi(neonatal veya fizyolojik sarılık, hemoliz ve hemolitik anemiler, inefektif eritropoezis, hematomların rezorpsiyonu), karaciğerde azalmış bilirubin uptake’i(Gilbert’s sendromu ve rifampisin ve probenesid gibi ilaçlar), veya bozulmuş bilirubin konjugasyonu(Gilbert’s yada Criegler-Najjar sendromu). Konjuge ve ankonjuge fraksiyonlarda yükselme, Dubin-Johnson’s ve Rotor’s sendromlarında ve intrahepatik(hepatoselüler, duktular veya kanaliküler hasar) ve extrahepatik(mekanik obstrüksiyon) kolestaz durumlarında ortaya çıkar. Safra asitleri karaciğerde üretilir ve yağların sindirim ve emilimi için gerekli oldukları barsağa salgılanır.Serum safra asit seviyelerindeki artış, hepatobilyer hastalıklar için spesifiktir ancak sensitif değildir. Kişisel safra asidi seviyeleri karaciğer hastalıklarının ayırıcı tanısında yararlı değildir. Safra asidi tayini, karaciğer hastalığı olan hastalada rutin olarak kullanılmaz. α-Fetoprotein(AFP) normalde fetal karaciğer hücrelerinden sentezlenir. Yaşamın ilk yılında normal erişkin seviyelerine (<10ng/mL) düşer. AFP hepatosellüler karsinom(HCC) için hassas olmayan bir belirteçtir. Örneğin 20ng/mL’lik bir cut-off değerinin, HCC’yi tespit etmede yalnızca %60 sensitivitesi vardır(Hepatology 2011;53:1020). HCC’lerin üçte birinde AFP değerlerinde yükselme görülmez ve sadece %30’unun AFP düzeyleri 50ng/mL’nin üzerindedir(Aliment Pharmacol Ther 2007;26:1187). 400ng/mL’nin üstündeki değerler veya hızlı doubling-time, HCC için imalıdır; hafif-orta derece yükselmeler, akut ve kronik karaciğer inflamasyonlarında da görülebilir. Görüntüleme Anormal kan karaciğer testi ve sağ taraflı karın ağrısı olan hastalarda , bilyer ağacın dilatasyonunu görüntülemek, safra taşı ve kolesistiti ortaya çıkarmak için ultrasonografi kullanılır. Karaciğerdeki kitle, abse ve kistleri ortaya çıkarıp karakterize edebilir. Renkli Doppler ultrasonografi, portal ve hepatik venlerdeki kan akışının varlığını ve yönünü değerlendirebilir. Ultrasonografi sıklıkla HCC taraması için kullanılan bir yöntemdir; 4 Ancak bu yöntem HCC’yi tespit etmede(2 cm’den küçük çaplı tümörlerde), bilgisayarlı tomografi(BT) ve Manyetik rezonans(MR)’a oranla daha az sensitiftir. Bu teknik, işlemi uygulayana çok bağımlıdır. IV kontrastlı spiral BT, karaciğerin parankimal hastalıklarının değerlendirilmesinde çok kullanışlıdır. Bu yöntem, yer-kaplayan lezyonların(örn, abse ve tümörler) tanımlanmasında, kontrastlanma özelliği ile karaciğer hacminin ölçülebilmesini sağlar. 3 fazlı BT(arteryel, venöz, ve gecikmiş fazlar), karaciğer kitle değerlendirmesinde endikedir. Gecikmiş faz, kolanjiyokarsinomdan şüphelenildiğinde faydalıdır. MR, BT ile benzer bilgiler sağlamanın yanında yağ infiltrasyonlarını, karaciğer lezyonlarını ve demir birikmesini daha iyi tanımlar. İyotlu kontrasta alerjisi bulunan hastalarda seçilecek yöntemdir. Tüm kesitsel görüntüleme teknikleri arasında, en yüksek doku kontrastını MR sağlar. Bu, çeşitli kontrast maddelerle beraber(özellikle hepatobilyer kontrast ajanları), karaciğer lezyonlarının kesin, noninvaziv karakterizasyonunu sağlar. Manyetik rezonans kolanjiyopankreatografi(MRCP), MR’ın özel bir versiyonu olup, intrahepatik ve extrahepatik safra kanallarının görüntülenmesini sağlayan alternatif noninvazif bir tanısal yöntemdir. Pozitron emisyon tomografisi(PET) normal, inflamatuar ve malign dokular arasındaki metabolizma farklılıklarını kullanan bir yöntemdir. PET scan, kolorektal kanserin karaciğer metastazı varlığını değerlendirmede yardımcıdır. PET scan ayrıca kolanjiyokarsinom tanısında da yardımcı olabilir. Tanı Yöntemleri Perkutanöz transhepatik kolanjiyografi(PTC) ve endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi(ERCP), safra ağacına kontrast verilmesinde kullanılır. Bu yöntemler en çok ultrason, BT veya MR/MRCP ile önceden tespit edilmiş karaciğer anormalliklerinde yararlıdır. Bu prosedürler biyopsi, fırçalama, stent ve dren takılması gibi tanı ve tedavi işlemlerinin yapılmasını mümkün kılar. Perkutanöz karaciğer biyopsisi, radyografik rehberlik(ultrason veya BT) eşliğinde veya tek başına yapılabilen invaziv bir işlemdir. 5 Perkutanöz karaciğer biyopsisi genel olarak güvenlidir ve genellikle ayakta tedavi prosedürü olarak yapılır. Kanama, ağrı, enfeksiyon, komşu organ yaralanması, ve (nadir olarak)ölüm, potansiyel komplikasyonlardır. Koagülopati, trombositopeni, ve/veya asit varlığında biyopsi transjugular yolla yapılabilir. Şüpheli karaciğer lezyonlarına genelde ultrason veya BT eşliğinde biyopsi uygulanır. Laparoskopi, karaciğer doku örneklemesinde alternatif bir yöntemdir. Fibrozis/sirozu belirlemede noninvaziv testler: aspartat aminotransferaz trombosit oranı indexi(APRI), FibroScan, FibroTest, geçici elastografi, ve MR spektroskopi yöntemleri araştırılmaktadır ve bu noktada karaciğer biyopsisine tamamlayıcı olarak görülmelidirler. Viral Hepatit Hepatotrofik virüsler Hepatit A virüsü (HAV), hepatit B virüsü (HBV), hepatit C virüsü (HCV), hepatit D virüsü (HDV), ve hepatit E virüsünü(HEV) içerir.(Tablo 19-1 ve 19-2). Nonhepatotrofik virüsler(karaciğeri indirekt olarak etkileyen virüsler) Epstein-Barr virüsü, sitomegalovirüs, herpes virüs, kızamık, ve diğerleri. Hepatotrofik Virüslerin Klinik ve Epidemiyolojik Özellikleri Organizma Hepatit A Hepatit B Hepatit C Hepatit D Hepatit E İnkübasyon 15–45 gün 30–180 gün 15–150 gün 30–150 gün 30–60 gün Bulaş yolu Fekal–oral Kan Cinsel Perinatal Kan Cinsel(nadir) Perinatal (Nadir) Kan Cinsel(rare) Fekal–oral Risk grupları Endemik bölgede yaşayanlar ve bu bölgeye giden yolcular Günlük bakım merkezlerindeki çocuklar ve bakıcılar Enjeksiyon uyuşturucu kullanıcıları Çoklu cinsel partner Erkeklerle sex yapan erkekler Enfekte anneden doğan infantlar Enjeksiyon uyuşturucu kullanıcıları Transfüzyon alıcıları Hepatit B’li her kişi Enjeksiyon uyuşturucu kullanıcıları Endemik bölgede yaşayanlar ve bu bölgeye giden yolcular Organizma Hepatit A Hepatit B Hepatit C Hepatit D Hepatit E Sağlık çalışanları Transfüzyon alıcıları Ölüm oranı 1.0% 1.0% <0.1% 2%–10% 1% Taşıyıcılık Durumu Hayır Evet Evet Evet Hayır Kronik Hepatit Yok Erişkinlerde 70%–85% 2%–10%; 5 yaş altı çocuklarda 90% Değişken Yok Siroz Hayır Evet Evet Hayır Evet 6 Viral Hepatit Serolojileri Hepatit Akut Kronik Düzelmiş/Latent Aşılı HAV IgM anti-HAV+ NA IgG anti-HAV+ IgG anti-HAV+ HBV IgM antiIgG antiHBc+HBeAg+HBs HBc+HBeAg±Anti Ag+HBV DNA+ HBe±(a)HBsAg+H BV DNA±(a) IgG antiSadece Anti-HBs+ HBc+HBeAg−Anti HBe±(a)HBsAg−A nti-HBs Ab+HBV DNA– HCV Tüm testler muhtemelen negatif. 8-10 hafta içinde HCV RNA+AntiHCV Ab+ Anti-HCV Ab+HCV RNA+ Anti-HCV NA Ab+HCV RNA−(b) HDV IgM antiHDV+(c)HDV Ag+(c) IgG anti-HDV+(c) IgG anti-HDV+(c) NAd HEV CDC ve özel araştırma NA CDC ve özel araştırma NA Hepatit Akut Kronik laboratuvarlarından erişilebilir Düzelmiş/Latent Aşılı laboratuvarlarından erişilebilir a. HBeAg, yüksek replikasyon periyotları sırasında HBV DNA ile birlikte bulunur. AntiHbe, düşük replikasyon periyotları sırasında bulunur, HBeAg ve HBV DNA tespit edilemeyebilir. b. Negatif HCV RNA sonuçları dikkatle yorumlanmalıdır. Tahliller ve laboratuvarlar arasındaki saptama eşik değerleri farklılıklar gösterebilir. c. HBV enfeksiyon markerları da mevcuttur çünkü HBV yokluğunda HDV çoğalamaz. d. HDV için aşı bulunmasa da, HBV immünitesi, HDV enfeksiyonuna karşı koruyuculuk sağlar NA, uygulanabilir değil. 7 Akut viral hepatit, diffüz nekroinflamatuar bir karaciğer hasarı sonucu gelişen ani başlangıçlı anlamlı aminotransferaz yükselmesi olarak tanımlanmıştır. Semptomları değişkenlik gösterir. Bu durum düzelebilir, yada akut karaciğer yetmezliği(ALF) veya kronik hepatite ilerleyebilir. Kronik viral hepatit, uzun süreli viral aktivite(en az 6 ay) ile nekroinflamatuar ve fibrotik hasarlanmanın varlığı olarak tanımlanmıştır. Semptomlar değişken olabilir ve klasik olarak karaciğer enzimlerinde hafif-orta dereceli artış tespit edilir. Kronik viral hepatit’in histopatolojik sınıflandırması etiyoloji, derece(grade) ve evreye göre yapılır. Derecelendirme ve evreleme sırasıyla nekroinflamatuar sürecin ve fibrozisin ciddiyetinin ölçütleridir. Kronik viral hepatit, siroz ve HCC’ye yol açabilir. Hepatit A virüsü Genel Prensipler Sınıflandırma HAV, picornovirus ailesine ait bir RNA virüsüdür. Epidemiyoloji Dünya çapında HAV, akut viral hepatitin en yaygın sebebidir. 8 Dünya çağında yılda yaklaşık 1.5 milyon Hepatit A vakası görülmektedir; ancak, enfeksiyon oranının 10 kat kadar daha yüksek olduğu düşünülmektedir. (World J Hepatol 2012;4:68). Amerikadaki akut viral hepatitlerin yaklaşık %30’u HAV nedenlidir. Patofizyoloji HAV enfeksiyonu genellikle fekal-oral yolla bulaşır. Gıda ve içme sularının kontaminasyonu ile büyük çaplı salgınlar oluşabilir.Bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönem, klinik hastalığın başlangıcından 2 hafta öncesidir; fekal atılım, semptomların başlangıcından sonra 2-3 hafta kadar devam eder. Viremi periyodu kısa olmasına rağmen, cinsel ve parenteral bulaş görülebilir. Risk Faktörleri Yüksek riskli gruplar ; gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar veya bu ülkelere seyahat edenler gıda ve su kontaminasyonu yüzünden, erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekler, gündüz bakım merkezi katılımcıları ve çalışanları, ve kronik karaciğer hastalığı olan hastalar(artmış akut HAV riski). Korunma İmmünizasyon programları mevcuttur. Maruziyet öncesi HAV aşı profilaksisi. İnaktive HAV aşıları(sadece HAV antijeni içeren) ve kombinasyon aşılar(hem HAV hemde hepatit B yüzey antijeni içeren) mevcuttur. Aşılama intramuskular yolla deltoid kasa iki doz(sadece-HAV aşısı; ilk doz 0, ikinci doz 6-18. aylar arasında) veya üç doz(kombinasyon aşısı; ilk doz 0, ikinci doz 1, üçüncü doz 6.ayda) şeklinde uygulanmalıdır. 9 İlk dozdan 1 ay sonra ikinci doz uygulanan hastaların %94-%100’ünde koruyucu antikor seviyeleri oluşmuştur(MMWR Recomm Rep 2006;55(RR-7):1). Güncel olarak, hepatit A aşısında rapel dozun bir rolü yoktur. Maruziyet sonrası profilaksi immunoglobulini(Ig), insan kanından steril olarak hazırlanan konsantre antikor preparatıdır. Ig(0.02 mL/kg intramuskular [IM],) bilinen HAV maruziyetinden sonra mümkün olduğunca kısa sürede verilmelidir. Maruziyetten sonraki 2 haftadan uzun sürelerde etkinliği tespit edilememiştir. Hepatit A aşısı, maruziyet sonrası profilaksisi için lisanslı değildir ancak; maruziyetten en az 1 ay önce bir doz hepatit a aşısı olan kişilere Ig uygulanmasına gerek yoktur. Eğer HAV aşısı ve Ig öneriliyorsa, aynı zamanda farklı enjeksiyon alanlarından uygulanabilirler. Tanı Akut HAV tanısı, IgM anti-HAV antikorları tespit edilerek konulur. Aminotransferaz yükselmeleri normal üst sınırın 10-100 katı olabilir. İyileşme ve bağışıklık fazı, IgG anti-HAV antikorlarının varlığıyla ve IgM anti-HAV antikorlarında yavaş bir düşmeyle karakterizedir. Karaciğer biyopsisi nadiren gerekir. Klinik prezentasyon HAV, özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde sessiz(subklinik) olabilir. Semptomlar hafif hastalıktan akut karaciğer yetmezliğine kadar değişkenlik gösterir. Halsizlik, yorgunluk, kaşıntı, baş ağrısı, abdominal ağrı, myalji, artralji, bulantı, kusma, anoreksia ve ateş yaygın ancak nonspesifik semptomlardır. 10 Fizik muayenede sarılık, hepatomegali, ve ender vakalarda lenfadenopati, splenomegali veya vasküler rash görülebilir. Tedavi Spesifik tedavi mevcut değildir. Destekleyici semptomatik tedavi önerilir. Akut karaciğer yetmezliğinde karaciğer transplantasyonu bir seçenek olabilir. Sonuçlar/Prognoz Neredeyse tüm akut HAV olguları 4-8 hafta içinde düzelir. HAV kronik hepatit veya siroza yol açmaz. Uzamış sarılık ve waxing ve karaciğer enzimlerinde düşüş ile karakterize uzamış kolestatik hastalık, sıklıklar erişkinlerde görülür. Fulminan karaciğer yetmezliği kısmen nadirdir, ancak risk yaş ile birlikte artar: 15 yaş altı hastalarda %0.1, 40 yaş üstü hastalarda %1. Hepatit B Virüsü Genel Prensipler -11 Sınıflandırma HBV, hepadnavirus ailesine ait bir DNA virüsüdür. HBV için 8 genotip tanımlanmış ve A’dan H’ye kadar isimlendirilmiştir. Epidemiyoloji Dünya çapında 2 milyar insanda, serolojik olarak geçmiş ya da mevcut enfeksiyon kanıtı vardır ve yaklaşık 400 milyon insan kronik taşıyıcıdır. HBV, dünya çapında düzensiz dağılmıştır. Asya ve Sahra-Altı Afrika gibi endemik bölgelerde enfeksiyon, genelde çocukluk çağında olurken, HBV’nin kısmen nadir görüldüğü batı ülkelerinde enfeksiyon erişkin dönemde edinilir. HBV genotiplerinin prevalansları, coğrafi bölgelere göre değişkenlik gösterir. Bilinen tüm HBV genotipleri(en sık A, B, C genotipleri olmak üzere) ABD’de görülmüştür(Hepatology 2007;45:507). Dünya genelindeki HCC’lerin %60-80’i HBV(sirozlu veya sirozsuz) nedenlidir. Dünya genelinde her yıl HBV-ilişkili mortalite yaklaşık 500.000 ile 1.000.000 arasında ölümdür. Vakaların %10-%15’inde karaciğer transplantasyonu endikasyonudur. HBV is an indication for l5% to 10% of the cases of liver transplantation. Patofizyoloji HBV’de karaciğer hasarı immün aracılıdır. Bulaşma biçimler Parenteral veya perkutanöz yollar(örn, iğne batma yaralanması, enjeksiyon uyuşturucu kullanımı, hemodiyaliz, transfüzyon) Cinsel temas(örn, erkekler ile cinsel ilişkiye giren erkekler, gelişigüzel cinsellik, veya HBVpozitif partnerlerle cinsel ilişki) Vertikal bulaş: Anneden bebeğe. -12 Risk Faktörleri Yüksek risk grupları şunlardır; Çok sayıda kan transfüzyonu hikayesi bulunan kişiler, hemodiyaliz hastaları, enjeksiyon uyuşturucu kullanıcıları, gelişigüzel cinsel alışkanlığı olanlar, Hepatit B taşıyıcılarının ev halkı ile ve heteroseksüel cinsel partnerlerle temasları, yataklı bakım tesislerinin sakinleri ve çalışanları, endemik bölgelere seyahat edenler, yüksek veya orta derece prevalans olan bölgelerde doğanlar(örn, Alaska, Güney Asya, Afrika, Güney Pasifik Adaları, ve Amazon). İlişkili Durumlar Karaciğer dışı bulguları; poliarteritis nodosa, glomerulonefrit, kryoglobulinemi, serum hastalığı-benzeri hastalık, papüler akrodermatitis(ağırlıkla çocuklarda), ve aplastik anemi. Tanı Klinik Prezentasyon İnkübasyon süresi 30-160 gün arasındadır. Enfeksiyonun doğal seyrine göre, farklı klinik evreler tanımlanmıştır: Akut Hepatit: Özellikle çocuk ve genç erişkinlerde sessiz(subklinik) olabilir. Semptomlar hafif hastalıktan akut karaciğer yetmezliğine kadar değişkenlik gösterebilir. Halsizlik, yorgunluk, kaşıntı, baş ağrısı, abdominal ağrı, myalji, artralji, bulantı, kusma,anoreksiya ve ateş yaygın fakat nonspesifik semptomlardır. Kronikleşme süreci, karşılaşma yaşına bağlıdır(6 yaşından önce enfekte olmuş çocukların yaklaşık %90’ı kronik hepatit B’ye dönüşecektir). Erişkinlerde çoğu HBV enfeksiyonu kendi kendini sınırlar(Yaklaşık %5-%10 erişkinde kronik hepatit B gelişir). Kronik hepatit B, yavaş bir seyir gösterir(bazen onlarca yıl). Yorgunluk yaygın bir semptomdur ancak subjektif olması nedeniyle sıklıkla gözden kaçar. -13 Hastalık doğal seyrinin ancak geç safhalarında, tipik olarak ESLD ile ilişkili semptomlarla birlikte klinik belirtiler gösterebilir. Kronik HBV enfeksiyonu, değişik fazlar içinde oluşan dinamik bir süreçtir . İmmün aktif: yüksek HBV DNA düzeyleri ile birlikte aktif virüs replikasyonu, pozitif HbeAg, ve aşırı immün yanıtın bir sonucu olarak karaciğer enzimlerinde yükselme. Histolojik aktivite inflamasyon ve fibrozis ile gösterilir. Bu evre sıklıkla erişkinlerde görülür ve yıllarca sürebilir. Düşük Replikasyon: Düşük veya saptanamayan HBV DNA düzeyleri ve negatif HBeAg ile karakterizedir. Genelde bu hastalarda normal karaciğer enzimleri ve azalmış inflamasyon vardır.Bu evre sırasında hastalık ilerleyici değildir ve HCC gelişme riski düşüktür. İmmün aktif(önceki tartışmaya bakın) veya HBeAg negatif(precore veya bazal core promotor mutasyonu) faza reaktivasyon olabilir. HBeAg Negatif(precore veya bazal core promotor mutasyonu): Bu hastalar, HBeAg üretimini engelleyen veya düşük HBeAg expresyonu yapan C genlerinde(precore veya bazal core promotor bölgeler), HBV mutasyonları içerirler. HBeAg olmamasına rağmen, HBV DNA seviyeleri yüksektir, karaciğer enzimleri artmıştır, ve histolojik aktivite bulunur. Bu, kronik HBV sürecinin geç bir evresidir. Bu evre genelde daha ileri hastalığı olan yaşlı hastalarda görülür ve sık reaktivasyon periyotları ile tetiklenir. Rezolüsyon: Kronik hepatit B hastalarında viral temizlenme oluşabilir. Bu durum saptanamayan HBV seviyeleri ile karakterizedir. Bu hastalar için serolojik gösterge, serum antikor dönüşümü(serokonversiyon) ile antijen kaybıdır(HbsAg kaybı ve Anti-HBs üretimi). Serokonversiyon spontan olarak veya tedavi ile ortaya çıkabilir. Rezolüsyona uğramış HBV’si olan hastalarda karaciğer enzimleri normaldir. Tanısal Testler HBV tanısı için genelde kimya,seroloji,moleküler biyoloji ve histoloji ile elde edilen verilerin kombinasyonu gereklidir. -14 Laboratuvar Akut hepatitte genellikle anormal olan değerler şunlardır: AST, ALT, ALP ve total bilirubin. Kronik HBV’de biyokimyasal değişiklikler değişkendir ve aminotransferazlar, normal ve artmış seviyeler arasında dalgalanmalar gösterebilir.Çalışmalar ALT’nin normal üst sınırı için yeni değerler önermiştir(Erkekte 30, Kadında 19 U/L). Kolestaz’ı(ALP,GGT, ve total bilirubin) veya karaciğer sentez fonksiyonlarını(albumin ve PT/INR) ölçen testler, hastalığın evresine göre anormal olabilir. Serumda saptanıp tanısal amaçlı kullanılan HBV antijenleri, Hepatit B yüzey antijeni(HbsAg) ve HBeAg’dir. Karaciğer biyopsisinde immünoperoksidaz ile boyanan HBV antijenleri, hepatosit sitoplazmasında boyanan HBsAg ve hepatosit çekirdeğinde boyanan Hepatit B core antijenidir(HBcAg). HBV antikorları, kendilerine karşılık gelen antijenlere özgüdür. HBsAg’nin antikoru AntiHBs, HBeAg’nin antikoru Anti-HBe, HBcAg’ye karşılık IgM ve IgG antikorları(anti-HBc IgM ve IgG). HBV DNA, viral replikasyonun en doğru belirtecidir. Polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) ile saptanır ve sıklıkla internasyonel ünite/mL olarak raporlanır. Geniş, uzun vadeli popülasyon-temelli çalışmalar, HBV DNA seviyeleri ile siroz ve HCC gelişimi arasında yakın korelasyon olduğunu göstermiştir. (Gastroenterology 2006;130:678; JAMA 2006;295:65). Hepatit B Virüs Markerlarının Klinik Uygulamada Kullanımı Test Akut Hepatit B Rezolve Akut YüksekHepatit B Replikasyon Kronik HBV DüşükReplikasyon Kronik HBV HBV Precore Aşılama Mutant HBsAg + − + + + − HBeAg + − + + − − Anti-HBs − + − − − + Anti-HBe − + − + + − IgM antiHBc + − + − − − IgG anti-HBc − + + + + − HBV DNA >105 kopya/mL Negatif >105 kopya/mL 102-104 kopya/mL >104 kopya/mL Negatif ALT/AST +++ Normal +++ Normal +/++ Normal ALT, alanine transaminase; AST, aspartate transaminase; HBc, hepatitis B core antigen; HBeAg, hepatitis B e antigen; HBsAg, hepatitis B surface antigen; HBV, hepatitis B virus; Ig, immunoglobulin. -15 Genotip tayininin klinik önemi artmakta; çünkü elde edilen veriler antivirallere yanıt, hastalık progresyonu, ve HCC riski’ne göre ortaya çıkmaktadır(Gastroenterol Rep 2012;14(1):37). A ve B genotipleri daha yüksek internerfon(IFN) tedavi yanıtı ve spontan HBeAg serokonversiyonu ile ilişkilidir. A ve D genotipleri, akut enfeksiyonu takiben, diğer genotiplere oranla daha sık kronik enfeksiyona ilerlemektedir. C ve D genotiplerinden, ileri karaciğer hastalığı ve HCC gelişme ihtimali daha yüksektir. Tanısal Yöntemler Karaciğer biyopsisi, kronik hepatitli hastalarda inflamasyon(derece) ve fibrozis’in(evre) derecesini belirleme yararlıdır.Karaciğer histolojisi tedavi kararlarına yardımcı olan önemli bir adjuvan tanı testidir. Tedavi Tedavi hedefi, ESLD ve HCC gelişmesini önlemek için viral eredikasyon veya supresyonun sağlanmasıdır.Tedavinin bitiş noktaları şunları içerir: HBV DNA klirensi HBeAg ve HBsAg serokonversiyonu(örn, antijen kaybı ve antikor üretimi) Karaciğer enzimlerinin normale dönmesi Histolojinin normale dönmesi -16 İlaç Tedavisi Hepatit B’nin ilaç tedavisi 3 ana gruba ayrılır: IFN’ler, nükleozid analogları(entekavir) ve nükleotid analogları(tenofovir).Güncel tedavi endikasyonları şunlardır: Kronik Hepatit B(HBeAg hem pozitif hem negatif olanlarda) HBV DNA >2,000 IU/mL ve/veya yükselmiş ALT ve karaciğerde ciddi nekroinflamasyon/fibrozis. Kompanse veya dekompanse sirozu olan hastalar normal ALT değerlerinde veya HBV DNA <2,000 IU/mL olduğunda bile tedavi edilmelidir(J Hepatol 2009;50:227). Kronik hepatit B immün tolerant hastalar ve düşük replikasyonlu kronik hepatit B hastaları tedavi edilmemelidirler. Optimal tedavi süresi henüz tanımlanmamıştır. İdeal tedavi sonucu serokonversiyon ile HBsAg kaybıdır, ama malesef bu hedefe nadir olarak ulaşılır.Bu yüzden, Başlangıçta HBeAg pozitif olan hastalarda beklenen sonuç anti-e serokonversiyonu ile HBeAg kaybı, HBV DNA klirensi, ve karaciğer enzimlerinin normale dönmesidir. Başlangıçta HBeAg pozitif olan hastalarda tedavi, HBeAg kaybı/serokonversiyonundan sonra en az 6 ay uzatılmalıdır. Bu hastalar olası reaktivasyonlara karşı takip edilmelidir. Başlangıçta HBeAg negatif hastalarda tedavi süresiz olarak, veya HBsAg kaybı/serokonversiyonu sağlanana kadar devam etmelidir. Antivirüs direnci, nükleozid ve nükleotid analogları kullanımında gözlenen bir fenomendir. Tedavi sırasında düşük süpresyon elde edilen ve HBV DNA seviyesi artışı(>1 log10) olan hastalarda direnç düşünülmelidir. Resistance should be considered in patients with an HBV DNA level increase (>1 log10) from the lowest level of suppression achieved while on therapy. Diğer nükleozid ve nükleotid analoglarıyla karşılaştırıldığında, tenofovir ve entekavir’in direnç gelişimine karşı güçlü bir genetik bariyeri vardır ve bu yüzden oral terapötik ajan olarak tercih edilirler. Birinci Basamak Entekavir, tenofovir ve pegile interferon alfa(pIFN-α), kronik hepatit B’li hastalarda birinci basamak ajanlardır(Expert Opin Pharmacother 2011;12(13):2025). -17 Entekavir(ETV) potent bir oral anti-HBV nükleozid(guanozin) analoğudur ve iyi tolere edilir. Doz: naif ve lamivudine(LAM)-dirençli hastalarda, 0.5 ve 1.0 mg. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gereklidir. Başlangıçta HBeAg pozitif hastaların %94’ünde 5 yıl içinde HBV DNA klirensi sağlanır. Başlangıçta HBeAg negatif hastaların %90’ında 48 saat içinde HBV DNA klirensi sağlanır(N Engl J Med 2006;354:1011). ETV ile 6 yıl tedavi edilen hastaların histolojik değerlendirmesinde, hastaların %96sında nekroinflamasyonda ve %88’inde fibroziste iyileşme görülmüştür(Hepatology 2010;52:886). LAM direnci olan hastaların, ETV’ye karşı hızlı antiviral direnç geliştirme eğilimi vardır. Entakavir gebelik kategorisi C’dir. Tenofovir(TDF) pontent bir oral anti-HBV nükleotid(asiklik) analoğudur ve iyi tolere edilir. Doz günde 300mg. Nadiren böbrek yetmezliği ve Fanconi sendromuna yol açtığı raporlanmıştır. Başlangıçta HBeAg pozitif hastaların %68’inde 4 yıl tedaviden sonra HBV DNA klirensi sağlanır (Hepatology 2010;52(suppl):556A). Başlangıçta HBeAg negatif hastaların %84’ünde 4 yıl tedaviden sonra HBV DNA klirensi sağlanır(Hepatology 2010;52(suppl):555A). Klinik direnç tanımlanmamıştır. TDF gebelik kategorisi B’dir. İnterferonlar antiviral, immünomodülatör ve antiproliferatif etkili glikoproteinlerdir ve yıllardır kronik hepatit B tedavisinde kullanılırlar. IFNler parenteral ajanlardır ve özellikle ileri karaciğer hastalığı olanlarda zayıf tolerans profili çizerler. Uzun-vadeli çalışmalarda, tedaviye yanıt verenlerin dayanıklı bir yarar sağladığı gösterilmiştir. IFN veya pIFN-α, antivirüs direncine neden olmazlar. IFNler gebelik kategorisi C’dir. pIFN-α, geleneksel interferon alfa’nın(IFN- α) yerini almıştır çünkü, haftada bir uygulanabilmesi daha uygundur, daha uzun yarı-ömürlüdür ve polietilen glikol molekülüne bağlanması sayesinde biyoyararlanımı iyidir. pIFN- α ‘dan en çok yarar gören hastalar, HBeAg pozitif ve genotip A veya B’ye sahip olanlardır. pIFN- α, başlangıçta HBeAg pozitifliği olan hastalarda daha güçlü ve uzun vadeli HBeAg ve HBsAg(sırasıyla %37 ve %11) negatifliği sağlamıştır (Gastroenterology 2008;135:459). Büyük, çok merkezli bir çalışmada, Başlangıçta HBeAg negatif olan hastaların HBsAg klirensi’nin %11 olduğu gösterilmiştir(J Hepatol 2008;48(suppl 2):S46). HBV tedavisinde etkinliği artırmak için, pIFN-α ile nükleozid ve nükleotidlerin kombinasyonlarını araştıran çalışmalar yapılmaktadır. -18 İkinci Basamak Telbivudine (LdT), bir oral nükleozid(timidin) analoğudur ve iyi tolere edilir. Doz : günde 600mg. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gereklidir. Direnç profili, birinci basamak ajanlardan daha kötüdür ve diğer nükleozid analoglarına direnci olan hastalarda işe yaramazlar.LdT gebelik kategorisi B’dir. Adefovir(ADV) bir oral nükleotid(adenozin) analoğudur ve iyi tolere edilir. Doz: günde 10 mg. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gereklidir. Direnç profili, birinci basamak ajanlardan daha kötüdür. Bu ajan potansiyel olarak, nükleozid analoğu direnci olan hastalarda yararlıdır. ADV gebelik kategorisi C’dir. Lamivudin bir oral nükleozid(dideoxy-3′-thiacytidine) analoğudur ve iyi tolere edilir. Doz günde 100mg. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gereklidir.Direnç mutasyonları nedeniyle(5 yıllık tedavide %70) güncel kullanımı oldukça kısıtlıdır. LAM gebelik kategorisi B’dir. Korunma Maruziyet Öncesi Profilaksi HBV aşısı herkes düşünülmelidir ancak özellikle yüksek risk grubundaki kişilerin yaptırması gerekir(bkz. Risk Faktörleri Bölümü). HBV aşılarının güvenli olduğu gösterilmiştir. Aşıyı hazırlamada HBsAg kullanılır(tek-antijen). HBV aşısının ayrıca; Hepatit A, Haemophilus influenza tip B, Neisseria meningitidis, difteri, tetanoz, boğmaca, ve polio’dan koruyucu kombinasyon şekli de mevcuttur. HBV aşısı, infant veya sağlıklı yetişkinlerde 0, 1 ve 6. aylarda intramuskular olarak uygulanan üç dozdan oluşur. Üçüncü dozdan sonra koruyucu antikor yanıtı >%90’dır. Koruyucu antikor yanıtı yaşla azalır. Sigara, obezite, genetik ve immünsüpresyon, aşıdan azalmış koruyucu yanıt alınmasına katkıda bulunurlar. -19 Aşıya karşı bağışıklık yanıtı anti-HBs ile ölçülür(≥10 mIU/mL). İyileşmiş veya kronik enfeksiyonu olan kişileri aşılamadan kaçınmak için, yüksek gruplarda aşılama öncesi maruziyet ve enfeksiyon taraması önerilir. Yüksek risk grubundaki kişiler için aşılama sonrası tarama(aşı yanıtını değerlendirmek için) önerilir. Az yanıtlı veya hiç yanıt alınamayan hastalarda koruyucu bağışıklık sağlayabilmek için ek doz, daha yüksek doz veya yeniden aşılama düşünülebilir . Maruziyet Sonrası Profilaksi HBsAg-pozitif annelerden doğan bebeklere, 12 saat içinde HBV aşısı ve 0.5 mL hepatit B immunoglobulin(HBIg) uygulanmalıdır. Bağışıklanan infantlar yaklaşık 12 aylıkken HBsAg, anti-HBs ve anti-HBc yönünden test edilmelidir. Anti-HBs ve anti-HBc’nin bir arada bulunması, enfeksiyonun olduğunu ancak muhtemelen immünoprofilaksi ile modifiye edildiğini ve bağışıklığın muhtemelen kalıcı olacağını önerir. Yalnızca anti-HBs varlığı aşıkaynaklı bağışıklığın göstergesidir. HBV’li kişilerin duyarlı cinsel partnerlerine ve iğne batması ile yaralanan kişilere, mümkün olduğunca kısa sürede farklı bölgelerden HBIg(0.040.07 mL/kg) ve ilk doz HBV aşısı uygulanmalıdır(tercihen ilk 48 saat içinde, 7 günü geçmemelidir). Karaciğer transplantasyonundan sonra HBV rekürrensini önlemek için, HBIg ve bir nükleotid veya nükleozid analoğu ile profilaksi başlanmalıdır. Cerrahi Yaklaşım Karaciğer transplantasyonu, HBV enfeksiyonuna bağlı ileri karaciğeri hastalığı ve/veya HCC gelişen hastalarda endikedir. Sonuçlar/Prognoz -20 Enfeksiyonla karşılaşma yaşına göre, spontan iyileşme veya kronikleşme süreci oluşabilir. 5 yaşından küçük çocuklarda %90 ihtimalle kronik HBV enfeksiyonu gelişebilir. Yetişkinler: %5-%10 kronik HBV gelişme ihtimali. Kronik Hepatit B Kronik HBV’de mortalite ve morbidite, viral replikasyon düzeyi ve kalıcılığı ile bağlantılıdır. Her yıl %0.5 hastada spontan HBsAg klirensi gelişmektedir. Kronik HBV tanısı açıklandıktan sonra 5 yıllık kümülatif siroz gelişme insidansı %8 ile %20 arasında değişir. Kronik HBV’li hastaların %5-10’unda HCC gelişir(siroz eşliğinde veya değil). Hepatit C Genel Prensipler Sınıflandırma HCV flavivirus ailesine ait bir RNA virüsüdür. HCV’nin 6 genotipi ve çoksayıda alttipi vardır. Epidemiyoloji HBV dünya çapında yaklaşık 180 milyon taşıyıcısı olan küresel bir sağlık problemidir. Hepatit C insidansı son 30 yılda azalmıştır. 21 Amerikada yaklaşık 4.1 milyon kişi enfektedir ve bunların %50-75’i enfeksiyonlarının farkında değildir(Ann Intern Med 2012;156:263). HCV kan-yoluyla bulaşan kronik enfeksiyondurın en sık görülenidir(bkz Risk Faktörleri). Kan ürünleri(ve onların derivelerinin) transfüzyonu veya organ transplantasyonuyla olan bulaşlar, hassas tarama metodları sayesinde gelişmiş ülkelerde neredeyse sıfıra inmiştir. Amerikadaki HCV mortalitesi, enfekte popülasyon yaşlandığı için artmıştır ve 2030 senesinde ölümlerin yılda 35,000’e ulaşması beklenmektedir (Ann Intern Med 2012;156:263). Amerikadaki HCV enfeksiyonlarının %75’inden genotip 1, %20’sinden ise genotip 2 ve 3 sorumludur. Sanayileşmiş ülkelerde HCV, akut hepatitlerin %20’si, kronik hepatitlerin %70’i, ESLD’lerin %40’ı, HCC’lerin %60’ı ve karaciğer transplantasyonlarının %40’ından sorumludur. Patofizyoloji HCV enfeksiyonundan doğan karaciğer hasarı immün aracılıklıdır. Bulaşma yolları şunlardır: Parenteral(örn, transfüzyon, enjeksiyon uyuşturucu kullanımı, piercing, iğne yaralanması) Cinsel(yüksek-riskli cinsel davranış) ve anneden yavrulara(vertikal bulaş), HBV’den çok daha düşük bir frekansta olsa da. Risk Faktörleri HCV için risk faktörleri şunlardır: Modern tarama yöntemleri kurumu(1992) kurulmadan önceki kan ve pıhtılaşma faktörü transfüzyonu öyküsü, hemodiyaliz, enjeksiyon uyuşturucu kullanımı, birden fazla cinsel partner, kan ve derive kan ürünlerine mesleki maruziyet. Diğer risk faktörleri şunlar olabilir: dövme, piercing, intranasal kokain içerken ortak “kamış” kullanımı, ortak jilet kullanımı, askerlik,evsizlik ve hapis(Gastroenterology 2002;123:2082). 22 Korunma Maruziyet öncesi profilaksi veya aşılama mevcut değildir. Yüksek-riskli davranışlardan kaçınma ve hayat tarzı değişiklikleri teşvik edilmelidir. İlişkili Durumlar Extrahepatik bulgular şunları içerir: Mikst kriyoglobulinemi (HCV hastalarının % 10 ile % 25’inde), glomerülonefrit, porfiri kutanea tarda, kutanöz nekrotizan vaskülit, liken planus, lenfoma, diyabet ve diğer otoimmün hastalıklar. Tanı Klinik Prezentasyon İnkübasyon dönemi 15 ile 150 gün arasında değişir. Akut hepatit, özellikle çocuk ve genç erişkinlerde sessiz olabilir. Ayrıca semptomlar hafiften akut karaciğer yetmezliğine kadar değişkenlik gösterir. Halsizlik, yorgunluk, kaşıntı, baş ağrısı,abdominal ağrı, myalji, artralji, bulantı, kusma, iştahsızlık ve ateş ortak fakat nonspesifik semptomlardır. Kronik hepatit sessiz bir seyir gösterir(bazen onlarca yıl). Kronik hepatit sessiz bir seyir gösterir(bazen onlarca yıl). Yorgunluk yaygın bir semptomdur ancak subjektif olması nedeniyle sıklıkla gözden kaçar. Hastalık doğal seyrinin ancak geç safhalarında, ileri karaciğer hastalığı ile ilişkili semptomlarla birlikte klinik belirtiler gösterebilir. Tanısal Testler 23 Enfeksiyonun ilk 8 haftasında HCV antikorları(anti-HCV) saptanamayabilir. Bu antikorlar enzim immunoassay(EIA) ile saptanabilir. Antikorlar bağışıklık kazandırmaz. Testin %95-99 sensitivitesi ve daha düşük bi spesifitesi vardır. Otoimmün hepatit(AIH) veya hipergamaglobulinemi durumlarında test yalancı-pozitif(anti-HCV pozitif ve HCV RNA negatif) sonuçlanabilir. İmmünsüprese kişilerde ve hemodiyaliz hastalarında ise yalancınegatif test(anti-HCV negatif ve HCV RNA pozitif) oluşabilir. PCR ile enfeksiyondan 1-2 hafta sonra gibi erken bir sürede serumda HCV RNA saptanabilir(kalitatif ve kantitatif tahliller). Saptayabilme alt limiti, internasyonel ünite/mL(IU/mL) bazında 10 IU/mL’dir. HCV RNA tespiti, hem tanı hem de tedavide yararlıdır. HCV genotip ve alttipleri, piyasadaki mevcut serolojik ve moleküler testlerle saptanabilir. HCV genotipi tedavinin dozu,süresi ve yanıtını etkiler. Karaciğer biyopsisi, kronik enfekte hastaların karaciğerlerindeki inflamasyon(derece) ve fibrozis(evre) derecelerini skorlamada yararlıdır. Tedavi kararlarında, karaciğer yağlanmasını da derecelendirip hesaba katmak yararlıdır. Tedavi HCV tedavisi için terapötik hedefler şunlardır: Virüs eredikasyonu Hastalık progresyonunu azaltmak Histolojik iyileşme HCC frekansını düşürme HCV tedavi sonuçları, tedavi öncesi ve tedavi ile ilgili bir takım faktörlerle belirlenir. Tedavi öncesi faktörler : Viral genotip, IL-28B genotipi(CC alleli), viral yük, tedavisizlik(naif) veya önceki tedavi başarısızlığı, ileri karaciğer hastalığı(karaciğer fibrozis miktarı), metabolizma(obezite, steatozis, insülin direnci), ırk/etnisite Tedavi ile ilgili faktörler: Tedavi rejimine uymak, ribavirin, pIFN-α ve proteaz inhibitörleri boceprevir ve telaprevirin dozları ve süreleri. Viral klirensin hızı -24 İlaçlar Akut enfeksiyon 6 ay süreyle IFN-α (standart veya pegile), yüksek oranda(%98) kalıcı RNA klirensi ile ilişkilidir. (N Engl J Med 2001;345:1452). Kronik enfeksiyon Genotip 1 hastaları(tüm alttipler) için standart bakım : pIFN, ribavirin ve direk bir antiviral ajanı(DAA) içeren üçlü tedavidir. Şu anda onaylı DAA’lar boceprevir ve telaprevirdir. Tedavi rejimini seçerken şunlar göz önünde bulundurulur: önceki maruziyet, pIFN ve ribarivirine yanıt, siroz varlığı, ve seçilmiş DAA’lar(Şekil 19-1 ve 19-2, Tablo 19-4). Boceprevir için yanıta-dayalı tedavi algoritması HCV, hepatit C virüsü; Peg-IFN/RBV, pegile interferon/ribavirin. Telaprevir için yanıta-dayalı tedavi algoritması HCV, hepatit C virüsü; Peg-IFN/RBV, pegile interferon/ribavirin. Boceprevir ve Telaprevir için Yararsızlık Kuralları Eğer hastada aşağıdaki durumlar varsa boceprevir ile yapılan üçlü tedavi durdurulmalı 12. haftada HCV RNA ≥100 IU/mL, 24. Haftada saptanabilen HCV RNA Eğer hastada aşağıdaki durumlar varsa telaprevir ile yapılan üçlü tedavi durdurulmalı 4 veya 12. Haftada HCV RNA ≥1,000 IU/mL, 24. Haftada saptanabilen HCV RNA IFN-bazlı tedavinin yan etkileri; grip-benzeri semptomlar, nöropsikiyatrik hastalıklar, endokrin disfonksiyonu ve kemik iliği süpresyonudur. Ribavirin’in yan etkileri; teratojenite, hemolitik anemi ve pulmoner semptomlardır(Dispne,öksürük ve pnömoni). Ribabirin kontraendikasyonları; gebelik, doğum kontrolü uygulamaya isteksizlik, kronik böbrek yetmezliği, ve anemiyi tolere edememe(%15-30). -25 Boceprevir’in yan etkileri; anemi ve dysgeusia. Telaprevir’in yan etkileri; rash(makülopapüler ve ekzamatöz), anemi, kaşıntı, bulantı ve diyaredir. Proteaz inhibitörleri’nin, karaciğerdeki sitokrom p450 enzimlerini inhibe edip diğer ilaçların metabolizması etkileyebileceği unutulmamalıdır. Genotip 2 ve 3 olan hastalarda, pIFN(peginterferon alfa-2a 180 μg/hft veya peginterferon alfa-2b 1.5μg/kg/hft, subkutanöz) ve oral ribavirin(günde 800 mg) kombinasyonu 6 ay süreyle uygulanır. İzlem/Takip Hastada şu durumlar varsa boceprevir ile yapılan üçlü tedavi durdurulmalıdır; 12. haftada HCV RNA ≥100 IU/mL 24. haftada onaylı, saptanabilir HCV RNA Şu durumlar varsa telaprevir ile yapılan üçlü tedavi durdurulmalıdır; 4. veya 12. haftada HCV RNA ≥1,000 IU/mL 24. haftada onaylı, saptanabilir HCV RNA Sonuçlar/Prognoz HCC, her yıl hastaların yaklaşık %1-%2’sinde gelişir, ve siroz yokluğunda nadiren görülür. Hepatit D -26 Genel prensipler Sınıflandırma HDV bir sirküler RNA virüsüdür ve genusDelta virüsünün tek üyesidir.Esas olarak,bitki patjenlerine,viroidlere ve virüsoidlere benzeyen subviral bir partikül olduğu düşünülmektedir. Epidemiyoloji Dünya çapında görülür. Ege havzası, Orta Doğu ve Güney Afrika bölümlerinde endemiktir. Bu bölgelerin dışında enfeksiyon, esas olarak transfüzyon alanlarda veya enjeksiyon uyuşturucu kullanıcılarında görülür.HDV enfeksiyon ve replikasyonu için HBV varlığı gereklidir. Patofizyoloji HDV klinik olarak; koenfeksiyon(akut hepatit B ve D), süperenfeksiyon( kronik hepatit B ve akut hepatit D)(kronik enfeksiyon ve siroza ilerleyebilir) latent enfeksiyon(örn, karaciğer transplantasyonunda) şeklinde görülebilir. Risk Faktörleri Yüksek risk grupları HBV ile benzerdir(bkz Hepatit B bölümündeki Epidemiyoloji başlığı). Korunma HBV taşıyıcılarında HDV’den korunmak için herhangi bir aşı mevcut olmasa da, zamanında yapılacak HBV aşısı ile her iki enfeksiyondan da korunulabilir. -27 Klinik Prezentasyon Koenfeksiyon hastalarında hastalık geçici ve kendini sınırlayıcıdır. Kronik forma ilerleme oranı akut HBV için bildirenle aynıdır. Süperenfeksiyonda, HBV taşıyıcılarında ciddi akut hepatit alevlenmesi ile kronik HDV’ye ilerleme görülebilir. Tanısal Test Akut veya kronik HBV’de tanıya, serum yada karaciğerde HDV RNA veya HDV antijeni bulunup HDV antikoru saptanarak ulaşılır. Tedavi Kronik Hepatit B’de tedavi seçimi IFN-α’dır. Hepatit E Genel Prensipler Sınıflandırma HEV, Hepeviridae ailesine ait bir RNA virüsüdür. -28 Epidemiyoloji Hindistan, Güneydoğu Asya, Afrika ve Meksikadaki epidemilerden sorumludur.HEV ayrıca gelişmiş ülkelerde de belirlenmiştir, Amerika ve Batı Avrupada artan sayıda sporadik ve gıdakaynaklı salgın vakaları bildirilmektedir(Hepatology 2011;54:2218). Su an Çin, Fransa, İngiltere ve Japonyada akut HEV, akut HAV’dan daha yaygındır. (Lancet 2012;379:2477). Evcil hayvanlar ve sakatat tüketimi bulaşta rol oynayabilir. Hepatit E zonootik bir hastalık olarak kabul edilir ve rezervuarları; domuz, yaban domuzu, geyik ve potansiyel olarak diğer türler(Virus Res 2007;127:216). Patofizyoloji Bulaş, HAV’dakine yakından benzer(örn, fekal-oral yol). Korunma Gelişmekte olan ülkelerde korunma stratejileri, sıhhi ve hijyenik düzenlemeleri içermelidir. Klinik deneylerde iki adet hepatit E aşısı araştırılmıştır. Son derece immünojenik ve %95-100 etkilidirler. Ancak bu aşılar piyasada mevcut değildir. Tanı Akut hepatit E klinik olarak diğer akut viral hepatitler ayırt edilemez ve genelde kendi kendini-sınırlayan bir hastalıktır. Önceden kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda daha şiddetli bir seyir ve mortalite görülebilir. Hepatit E kronik enfeksiyona sebep olabilir(6 aydan uzun HEV RNA). Vakaların çoğu, solid-organ transplant alıcılarında veya immünsüprese kişilerde görülür(örn, HIV). -29 Tedavi Destek tedavisi verilebilir. Sonuçlar/Prognoz 2 yaş altı çocuklar ve hamile kadınlar’ın(üçüncü trimester) hepatit E enfeksiyonlarında mortalite oranları yüksektir. İlaç-Kaynaklı Karaciğer Hasarı Genel Prensipler Yeni ilaçlar ve bitkisel ürünler karaciğer hastalığına neden olabilir. 1,000’in üstünde ilaç ve bitkisel ürün, ilaç-kaynaklı karaciğer hasarı(DILI) ile ilişkilendirilmiştir. Sınıflandırma DILI için, hem intrinsek hem de kendine has(idiosyncratic) hepatotoksisite sonucu ortaya çıkan üç major sınıflandırma vardır: Hepatoselüler hasar karaciğer hücresinin, Kolestatik hasar bilyer sistemin, Mikst hepatoselüler ve kolestatik hasar, hem karaciğer hücresi hem de bilyer sistemin hasarı anlamına gelir. DILI’nın diğer daha az görülen tipleri şunlardır; kronik hepatit, kronik kolestaz, granülamatoz hepatit, fibrozis veya siroz, ve karsinogenez. -30 Epidemiyoloji Amerikada ALF vakalarının yaklaşık %50’si DILI kaynaklıdır. En yaygın etken Asetaminofendir. Patofizyoloji İntrensek hepatoksisite, ilacın direk hepatotoksik etkisinden veya metabolitlerinden kaynaklanabilir. Mekanizma öngörülebilir ve doz bağımlıdır. Örnekler şunları içerir; karbontetraklorid, fosfor elementi, ve supraterapötik dozlarda asetaminofen. Kendine has hepatotoksisite, hipersensitivite(alerjik) ve metabolik(nonalerjik) olarak ikiye bölünebilir. Bu reaksiyonlar birden fazla değişkene bağlıdır ve öngörülebilir değildirler. Hipersensitivite yanıtları, bir ilaç metabolitinin tek başına veya bir karaciğer proteinine(örn, allopürinol, diklofenak) haptenizasyonundan sonra(kovalent bağlanma), immün sistemin uyarılması ile ortaya çıkar. Reaksiyonun ortaya çıkma süresi değişkendir. Aynı ajana tekrar tekrar maruz kalmak, reaksiyonun hızlı rekürrensine yol açar. Duyarlı hastalarda, değişmiş ilaç klirensi ve hepatotoksik metabolit(örn, izoniyazid, ketokonazol) yapımının hızlanması ile metabolik hepatotoksite gelişir.Bu reaksiyonun ortaya çıkma süresi değişkendir. Tanı Klinik Prezentasyon Akut prezentasyon klinik olarak sessiz olabilir. Semptomlar varsa nonspesifiktir ve bulantı/kusma, genel halsizlik, yorgunluk ve abdominal ağrıyı içerir. -31 Akut durumda, hastaların çoğu ilacın kesilmesinden sonra iyileşmektedir. Ayrıca hipersensitivite reaksiyonlarıyla ilişkili ateş ve döküntü de görülebilir. Tanı Kriterleri Klinik şüphe Ilaç kullanımının karaciğer hasarı ile zamansal ilişkisi Şüpheli ilaç kesildikten sonra karaciğer hasarının düzelmesi(rezolüsyonu). Tanısal Testler Laboratuvar Biyokimyasal Anormallikler Hepatoselüler hasar: AST ve ALT’nin normalin üst limitine göre 2 kattan daha fazla yükselmesi. Kolestatik hasar: ALP ve konjuge bilirubin’in normalin üst limitine göre 2 kattan daha fazla yükselmesi. Mikst hasar: Yukarıda bahsedilen biyokimyasal değerlerin, normalin üst limitine göre 2 kattan daha fazla yükselmesini içerir. Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi bazen gereklidir -32 Tedavi Nonfarmakolojik Tedaviler Tedavi, soruna neden olan ilacın kesilmesi ve destekleyici tedbirlerin alınmasını içerir. Akut toksik madde yutma vakalarının çoğunda, lavaj veya laksatif kullanarak ajanın GI traktustan uzaklaştırılması denenmelidir(bkz. Bölüm 28, Toksikoloji). Asetaminofen overdoz yönetimi bir tıbbi acil durumdur. (bkz. Bölüm 28, Toksikoloji). Cerrahi Yaklaşım İlaç kaynaklı ALF olan hastalarda karaciğer transplantasyonu bir seçenek olabilir. Sonuçlar/Prognoz DILI prognozu genelde soruna neden olan ilaca özgüdür. Sarılık, kötü prognoza işaret eder ve ölümlü-vakaların %10-50’si ile ilişkilidir(N Engl J Med 2006;354:731). Alkolik Karaciğer Hastalığı Genel Prensipler Alkol karaciğere potansiyel olarak toksik bir maddedir. -33 Sınıflandırma Alkolik karaciğer hastalığı geniş bir yelpazeye sahiptir ve tek bir hasta şu durumların birkaçından etkilenebilir: Yağlı karaciğer, alkolik hepatit, veya alkolik siroz. Yağlı karaciğer en yaygın anomalidir ve alkoliklerin %90’ında görülür. Alkolik siroz, ESLD ve HCC’nin yaygın bir sebebidir. Epidemiyoloji Alkolizm önemli bir tıbbi ve sosyoekonomik sorundur. Etil alkol karaciğer üzerinde direk toksik etkili olsa da, karaciğer hasarı kronik alkoliklerin %5-35’inde gelişir. Ortalama alkol tüketimi haftalık ünite hesabı ile ölçülebilir. Bir ünite, 7g alkole karşılık gelir: bir kadeh şarap, yada bir kutu(240mL) %3,5- %4’lük bira. 10 yıldan uzun süre haftada yaklaşık 30-40 ünite alkol tüketimi, insanların %3-%8’inde siroza neden olabilir. Tanı Klinik Prezentasyon Yağlı karaciğer hastaları genelde asemptomatiktir. Klinik bulgular hepatomegali ve hafif karaciğer enzim anormallikleridir. -34 Alkolik Hepatit Alkolik Hepatit kliniği sessiz veya ani karaciğer yetmezliği ve ölüme yol açabilecek kadar gürültülü olabilir(Alcohol Alcohol 2008;43:393). Klinik özellikler ateş, abdominal ağrı, anoreksia, bulantı, kusma, kilo kaybı ve sarılığı içerir. Ciddi vakalarda hastalarda hepatik ensefalopati, asit ve GI kanama olabilir. Alkolik Siroz Klinik prezentasyon, sessizden dekompanze siroza kadar değişkenlik gösterir. Hastalar sıklıkla, semptomların başlangıcına kadar içme öyküsü verirler. Alkolikler, kendilerinin bildirilmiş alkol istismarlarını önemsizmiş gibi gösterebilirler. Tanısal Testler Laboratuvar Alkolik yağlı karaciğerde, laboratuvar testleri normal olabilir veya serum aminotransferazlarında(AST, ALT’ye göre daha fazla) ve ALP’de hafif yükselme görülebilir. Alkolik hepatitte laboratuvar testleri, tipik olarak serum aminotransferazlarında(AST, ALT’ye göre daha fazla) ve ALP’de yükselme gösterir. Ayrıca hiperbilirubinemi(konjuge) ve artmış PT/INR de gözlemlenebilir. Kötü prognozla ilişkili laboratuvar anormallikleri şunlardır: Böbrek yetmezliği, lökositoz, belirgin derecede artmış total bilirubin, ve subkutanöz K vitamini uygulaması ile düzelmeyen PT/INR artışı. Alkolik hepatitli hastalarda risk tabakalandırma yapmak için birtakım sınıflandırma sistemleri geliştirilmiştir: Diskriminant fonksiyonu(DF) 5 4.6 × (PThasta - PTkontrol) + serum bilirubin. 1 aylık sağkalım oranları Skor <32 için 93% , ve >32 için 68%. Glasgow Alkolik Hepatit Skoru(GAHS) şunları içerir: Hasta yaşı, beya kan hücre sayımı, kan üre, PT/INR ve serum bilirubin(Tablo 19-5). 9’dan düşük skorlar için steroidle tedavi edilen ve edilmeyen hastaların sağkalımı arasında bir fark yoktur. -35 9’dan yüksek skorlar için 1 aylık sağkalım, steroidle tedavi edilen hastalarda %78, tedavi edilmeyen hastalarda %52’dir(Gut 2007;56:1743). Glasgow Alkolik Hepatit Skoru Puan Değişken 1 2 3 Yaş <50 ≥50 — WBC (109/L) <15 ≥15 — Üre (mmol/L) <5 ≥5 — INR <1.5 1.5-2.0 >2.0 Bilirubin (μmol/L) <125 125-250 >250 Alkolik sirozda karaciğer fonksiyon anormallikleri ve klinik durum, hastalığın ciddiyetine göre değişir. Tanısal Prosedürler Alkolik karaciğer hastalığında tipik histopatolojik bulgular ; Mallory hyalin cisimleri, lobüler inflamasyon, hepatositlerin nekrozu, periportal fibrozis, duktal proliferasyon, ve yağlı değişikliklerdir. Karaciğer biyopsi endikasyonu, hastanın klinik değerlendirmesine göre değişir. Alternatif tanılar düşünülüyorsa, yararlı olabilir. -36 Tedavi Tedavinin köşetaşı, alkolden uzak durmaktır. Beslenme durumu değerlendirilmeli ve duruma göre düzeltilmelidir. İlaçlar Akut alkolik hepatitin kortikosteroitlerle tedavisi tartışmalıdır. Ancak, DF>32 ve GAHS >9 olan hastaların steroid tedavisinden yarar görebileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Tedavi başlangıcından 1 hafta bilirubin seviyelerindeki erken düşüş, daha iyi prognoza işaret eder. Tedavi yanıtı Lille modeli ile ölçülür ve kortikosteroidlerle tedavi edilen hastaların 6 aylık sağkalımını güçlü bir şekilde tahmin eder(Hepatology 2007;45:1348). 4 hafta süreyle günde 40mg oral prednizolon, ardından 2-4 haftada doz azaltılarak tedavinin bitirilmesi önerilmektedir. Pentoksifilin, anti-inflamatuar özellikli non-selektif bir fosfodiesteraz inhibitörüdür ve mükemmel güvenlik profiline sahiptir. Ciddi alkolik hepatitli hastalarda 4 hafta boyunca günde 3 kere 400mg(oral) dozunda kullanıldığında sağkalımı arttırdığı gösterilmiştir. Pentoksifilin, steroidlere kontraendikasyonu bulunan kişilerde(enfeksiyon ve kanama) düşünülebilir. Cerrahi Yaklaşım Siroz ve ESLD bulunan hastalar, karaciğer transplantasyonu için değerlendirilebilir ancak hastalar değerlendirme öncesi 6 ay alkolden uzak durmalı, bu tutumu devam ettirebilmeli ve bir rehabilitasyon programına katılmalıdır. Hayat Tarzı Değişiklikleri Rehabilitasyon(örn İsimsiz alkolikler, özel danışman) tavsiye edilir. Ciddi alkolik hepatiti olan hastalarda, yeterli enerji ve protein alımını sağlamak için destekleyici enteral beslenme vurgulanmalıdır(Clin Nutr 2006;25:285). -37 Komplikasyonlar Ortak metabolik yolaklar nedeniyle alkol ve çeşitli ilaçlar(sedatifler, antikoagülanlar,asetaminofen) arasında tehlikeli etkileşimler meydana gelebilir. Sonuçlar/Prognoz Yağlı karaciğer, alkolün bırakılması ile düzelebilir. Alkolik hepatitte prognoz, durumun ciddiyetine ve alkolden uzak durmaya bağlıdır. Ciddi vakalarda hastane içi mortalite yaklaşık %50’dir. Alkol kaynaklı sirozda prognoz değişkendir ve karaciğer dekompanzasyonu derecesine bağlıdır. Alkolden uzak durmak, ileri karaciğer hastalığında bile karaciğer kimyasında anlamlı düzelmelere yol açabilir. İmmün-Aracılı Karaciğer Hastalıkları Otoimmün Hepatit Genel Prensipler Tanım AIH, karaciğerin bilinmeyen sebepli kronik inflamasyonudur ve dolaşımdaki otoantikorlarla ve hypergamaglobulinemi ile ilişkilidir. -38 Sınıflandırma İmmünolojik markerlarındaki farklılıklara göre iki tip AIH önerilmiştir. Etiyolojilerde ve kortikosteroid tedavi yanıtında belirgin farklılıklar göstermezler. Tip 1 AIH Hastalığın en yaygın formudur ve AIH vakalarının %80’ini oluşturur. Antinükleer antikorlar(ANA) ve anti-düzkasantikorları(aSMA) ile ilişkilidir. Tip 2 AIH Karaciğer/böbrek mikrozom tip1 antikorları(anti-LKM1) ve/veya karaciğer sitozol tip1(antiLC1) antikorları ile karakterizedir. Bu tip ağırlıklı olarak çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür(N Engl J Med 2006;354:54). AIH’nin daha az görülen bir formu, çözünür karaciğer antijeni/karaciğer pankreas antikorlarının(anti-SLA/LP) varlığı ile karakterizedir. Epidemiyoloji AIH dünya genelinde ortaya çıkar ve tüm etnik grupları etkiler. Beyaz Kuzey Avrupalılar arasında yıllık ortalama AIH insidansı 1/100,00’dir ve nokta(point) prevalansı 11-17/100,000’dir(Hepatology 2010;51:2193). Kadınlar daha fazla etkilenmektedir(3.6:1). Kuzey Amerikada Afro-Amerikan hastalarda, Beyaz hastalara göre ilk prezentasyonda siroz mevcudiyeti daha sık görülür. İlişkili Durumlar Ekstrahepatik bulgular %30-50 hastada görülür ve şunları içerir; sinovit, çölyak hastalığı, Coombs’ pozitif hemolitik anemi, otoimmün tiroidit, Graves’ hastalığı, romatoid artrit, ülseratif kolit ve diğer immün-aracılı süreçler. 39 Tanı Klinik Prezentasyon Vakaların yaklaşık %30-40’ında prezentasyon akuttur ve akut viral hepatit’e benzer. Hastalar akut karaciğer yetmezliği veya asemptomatik ALT yükselmesi ile prezente olabilirler. Hastaların en az %25’inde siroz ile birliktedir. Öykü Prezentasyon sırasında en yaygın semptomlar şunlardır; yorgunluk, sarılık, myalji, anoreksi, diyare, akne, ve karın sağ üst kadran ağrısı. AIH hastaları, diğer karaciğer hastalıklarının(örn, PBC, PSC, Wilson’s hastalığı [WD] ve autoimmune kolanjit) bulguları ile örtüşen klinik ve histolojik bulgular gösterebilirler. Fizik Muayene AIH, herhangi bir spesifik muayene bulgusu ile ilişkili değildir. Tanısal Kriterler Tanı Kriterleri bir uluslararası panelde yazılı hale getirilmiş ve en son 1999’da güncellenmiştir(Hepatology 2002;36(2):479). Aynı panelde 4 basitleştirilmiş tanı kriteri konulmuştur: otoantikorlar, IgG, histoloji ve viral hepatit’in dışlanması(Hepatology 2008;48(1):169). Tanısal Testler Karaciğer biyopsisi, tanı için gereklidir. Lobüler veya panasiner(lenfositik ve plasmatik infiltrasyon) inflamasyonla birlikte “güve yeniği nekrozu” veya “interface hepatit”, bu hastalığın histolojik göstergeleridir. Duktopeni veya destrüktif kolanjit gibi histolojik değişiklikler, AIH, PSC, PBC veya otoimmün kolanjit özelliklerini içinde barındıran overlap sendromuna işaret edebilir. -40 Tedavi Tedavi, serum aminotransferaz seviyeleri yükselmiş ve hiperglobulinemisi olan hastalarda başlanmalıdır. İnterface hepatit, bridging veya multiasiner nekroz tedaviyi zorunlu kılar. İlaçlar Birinci Basamak Tedavi, tekbaşına prednizon(günde 40-60mg) veya prednizon(30mg/gün) + azatioprin(1-2 mg/kg/gün) kombinasyonu ile başlatılır. Tedavi öncesi sitopenisi olan hastalarda azatioprin dikkatli kullanılmalıdır. Prednison biyokimyasal ve klinik düzelmelerle birlikte doz azaltılarak bırakılır. Ortalama tedavi süresi 18-24 aydır. Bazı hastalarda ömürboyu düşük-doz terapi gerekir. İkinci Basamak Son zamanlarda, azatioprin ile budesonid kombinasyonunun, nonsirotik AIH’li hastalarda (az sayıda steroid-spesifik yan etki ile) remisyonu sağladığı ve koruduğu gösterilmiştir(Gastroenterology 2010;139:1198). Refrakter(birinci basamak tedavi ile remisyon sağlanamayan) hastalıkta, siklosporin, takrolimus veya mikofenolat mofetil ile “kurtarma” tedavisi gerekebilir. -41 Cerrahi Yaklaşım ESLD ve AIH aracılı ALF’si olan hastalarda karaciğer transplantasyonu düşünülmelidir. Transplantasyondan sonra hastaların yaklaşık %15’inde rekkürent AIH görülmektedir.Histolojik özellikleri AIH’ye benzeyen De novo AIH(immün aracılı hepatit), nonotoimmün hastalıklar için transplantasyon yapılan alıcılarının yaklaşık %5’inde tarif edilmiştir. İzlem/Takip Hastaların %90’ında tedavinin ilk 2 haftasında serum aminotransferazları ve γ-globulin seviyelerinde iyileşmeler olur. Histolojik düzelme; klinik ve laboratuvar düzelmeyi 3 ila 6 ay geriden takip eder. Prognoz Sırasıyla tedavinin 1.5 ve 3. yıllarında hastaların %65 ve %80’inde remisyon sağlanır(serum bilirubin, Ig seviyeleri, AST ve ALT’nin normale dönmesi; semptomların kaybolması; histolojik değişikliklerin düzelmesi). Tedavinin kesilmesinden sonra en az %20-%50 hastada relaps oluşur ve yeniden tedavi gereklidir. -42 Primer Bilyer Siroz Genel Prensipler Tanım PBC, otoimmün özellikleri olan, etiyolojisi bilinmeyen bir kolestatik karaciğer hastalığıdır. Epidemiyoloji En sık orta-yaş kadınları etkiler(%90-95). PBC, dünya genelinde görülmesine karşın beyaz ırkta daha sık görülmektedir. Patofizyoloji PBC, interlobuler safra kanallarının granulamatoz yıkımıdır ve bu yıkım progresif duktopeniye yol açar. Kolestaz genelde yavaş ilerleyicidir, siroza ve sonuç olarak karaciğer yetmezliğine yol açabilir. İlişkili Durumlar Ekstrahepatik bulgular şunları içerir; keratokonjunktivitis sikka(sjögren), renal tübüler asidoz, safra kesesi taşları, tiroid hastalığı, skleroderma, Raynaud fenomeni, CREST sendromu(kalsinosis, Raynaud fenomeni, özofagiyel dismotilite, sklerodaktili ve telenjiyektazi), ve çölyak hastalığı. -43 Tanı Klinik Prezentasyon Hastalığın seyri oldukça değişkendir. Öykü Yorgunluk, sarılık ve kaşıntı en fazla sıkıntı veren semptomlardır. Hastalar ESLD bulguları ile de novo gösterebilir. Fizik Muayene PBC için spesifik muayene bulguları olmasa da,ksantoma ve ksantelasma altta yatan kolestaz hakkında ipucu verebilir. Tanısal Testler Laboratuvar Hastaların %90’ından fazlasında antimitokondriyal antikorlar mevcuttur. Tipik özellikler yükselmiş ALP, total bilirubin, kolesterol ve IgM değerleridir. Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi hem tanı hem de evrelemede faydalı olabilir. -44 Tedavi İlaçlar Küratif tedavi bulunmamaktadır, tedavinin hedefi hastalık gidişatını yavaşlatmaktır. Ursadeoksikolik asit(UDCA) (13-15 mg/kg/gün oral), uzun süreli kullanıldığında(>4yıl), karaciğer fonksiyon test anormalliklerini iyileştirir ve hastalığın progresyonunu geciktirir. UDCA, intraselüler safra asitlerinin hepatositlerleden kanaliküllere doğru transportunu hızlandırır. UDCA tedavisi ayrıca intraselüler hidrofobik safra asidi seviyelerini azaltarak sitoprotektif etki sağlar. Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Kaşıntı, steatore ve malabsorbsiyon için semptoma-özgü tedaviye yazının devamında değinilecektir. Cerrahi Yaklaşım Karaciğer transplantasyonu ileri hastalıkta bir seçenektir. Transplantasyon sonrası rekürrent PBC oranı, 10 yıl için %20-25 olarak bildirilmiştir. Sonuçlar/Prognoz PBC, gittikçe ciddileşen bir histolojik hasar yolunda ilerler(florid safta kanalı lezyonları, duktular proliferasyon, fibrozis ve siroz). Siroz ve karaciğer yetmezliğine progresyon, tanıdan(tedavi edilmeyen) yıllar sonra oluşabilir. -45 Primer Sklerozan Kolanjit Genel Prensipler Tanım PSC inflamasyon, fibrozis ve bunun sonucunda extrahepatik ve intrahepatik safra yollarında obliterasyon ile karakterli bir kolestatik karaciğer hastalığıdır. Sınıflandırma PSC hastaları, büyük kanal ve küçük kanal tutulumuna göre ikiye ayrılabilir. Küçük kanal hastalığında, PSC’nin tipik histolojik değişiklikleri vardır ancak kolanjiyogram normaldir. Klasik PSC’de safra ağacının karakteristik striktürleri konjiyografi ile görülebilir. Hastaların yaklaşık %75’inde hem intrahepatik hem de extrahepatik kanallar tutulmuştur, %15 hastada yalnızca intrahepatik ve %10 hastada yalnızca extrahepatik tutulum vardır(Curr Gastroenterol Rep 2009;11:37). Küçük kanal tutulumu olan hastaların prognozu daha iyidir. Epidemiyoloji Hastaların çoğu orta-yaşlı erkeklerdir, ve erkek/kadın oranı 2:1’dir. Pik insidans yaklaşık 40 yaşında görülür. PSC sıklıkla inflamatuar barsak hastalığı ile asosiasyon gösterir(Hastaların %70inde eşlik eden ülseratif kolit görülür). Bu durumların klinik seyirleri ilişkili değildir. -46 Tanı Klinik Prezentasyon Klinik görüntüler; intermitant sarılık atakları, hepatomegali, kaşıntı, kilo kaybı ve yorgunluktur. Akut kolanjit, ciddi bilyer kanal striktürleri olan hastalarda sık görülen komplikasyonlardandır. Hastalar yavaş yavaş siroza ilerler. PSC ilişkili en sık neoplazm kolanjiyokarsinomdur ve PSC’li hastaların %10-30’unda meydana gelir(Curr Gastroenterol Rep 2012;14:17). Tanısal Testler Laboratuvar İnflamatuar barsak hastalığı olup yükselmiş ALP değerleri bulunan hastalarda, hepatobilyer hastalık semptomları yoksa bile, PSC düşünülmelidir. ANA vakaların %50sinde ve perinükleer antinötrofilik sitoplazmik antikor(p-ANCA) vakaların %80inde pozitiftir. Görüntüleme MRCP, safra yollarındaki anormallikleri gösterebilen noninvaziv bir yöntemdir. Ultrason, duktus dilatasyonu mevcutsa tanıya ulaşmada yardımcı olur. Tanısal Prosedürler -47 ERCP, İntrahepatik veya extrahepatik safra yollarındaki striktür veya düzensizlikleri göstererek PSC tanısını doğrulayabilir. İlişkili maligniteleri değerlendirmek için, ERCP ile duktal fırçalama da yapılabilir. İntraduktal endoskopi, safra yollarının direk görülmesini sağlar ve biyopsi uygulayabilme imkanı sunar. Karaciğer biyopsisi, küçük-kanal PSC tanısında, diğer hastalıkların dışlanmasında ve evrelemede yararlıdır. Karakteristik histolojik bulgular; Konsantrik periduktal fibrozis(“soğan zarı”), safra kanal epiteli dejenerasyonu, duktular proliferasyon, duktopeni ve kolestaz’dır. Fluorescent in situ hybridization (FISH), fırçalama veya biyopsi ile alınan dokunun malignitesini moleküler olarak değerlendirir. Tedavi İlaçlar PSC tedavisi için UDCA üzerinde çalışmalar yapmıştır. UDCA karaciğer kimyasını iyileştirebilmenin yanında, ciddi yan etki riski(ölüm ve transplantasyon dahil) olduğu için şu anda tedavide önerilmez(Curr Gastroenterol Rep 2012;14:17). Kolanjit ataklarında, yazının devamında özetlendiği gibi, IV antibiyotikler ve endoskopik tedavi uygulanmalıdır. Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Yaygın striktürleri dilate edip stentlemek için ERCP kullanılabilir. Cerrahi Yaklaşım -48 Ülseratif kolit için yapılan kolektomi, PSC’nin seyrini etkilemez. Dekompanse siroz veya rekürrent kolanjiti olan hastalar, karaciğer transplantasyonuna sevk edilmelidir. Kolanjiyokarsinom, seçili durumlarda karaciğer transplantasyonu için endikasyon olabilir. Karaciğer transplantasyonu sonrası rekürrent PSC bildirilmiştir. Kolestazın Komplikasyonları Beslenme Bozuklukları Genel Prensipler Safra ekskresyonuna engelleyen her durum, kolestaz olarak tanımlanır. Kolestazın laboratuvar bulguları, artmış ALP ve bilirubin seviyeleridir. Etiyoloji Beslenme bozuklukları yağ malabsorbsiyonundan kaynaklanır. Yağda çözünen vitamin eksikliği(A,D,E ve K vitaminleri), ileri kolestatik hastalıkta genelde mevcuttur ve özellikle steatoresi olan hastalarda sık görülür. Tanı -49 Klinik Prezentasyon Hastalar yağlı, kötü kokulu, tuvalet taşına yapışan veya temizlemesi zor olan diyare öyküsü verebilirler. Vitamin eksikliğinin karakteristik bulguları Bölüm 2’de(Besin Desteği) tartışılmıştır. Tanısal Testler Dışkı, fekal yağ açısından test edilebilir. Spot test veya 24-saatlik koleksiyon yapılabilir. 25-Hidroksivitamin D’nin serum konsantrasyonları, vücudun toplam D Vitamini deposunu yansıtır. Malabsorpsiyon varlığında D Vitamini eksikliği ve steatore, diğer yağda çözünen vitaminlerin vücut konsantrasyonlarını göstermede iyi bir klinik belirteçtir. Tedavi İlaçlar Eksiklikleri gidermek için vitamin takviyeleri mevcuttur. Yağda çözünen vitaminlerin replasmanları suda çözünen preparatlarla; A vitamini: günlük 10,000 – 50,000 IU oral; K vitamini: 10 mg subkutanöz; E vitamini: günlük 30-100 IU oral. D vitamini: 25-hidroksivitamin D3(25-kolekalsiferol) haftada 50,000 U x 3 oral. bazı hastalarda çinko eksikliği ortaya çıkabilir ve günde 220mg oral Zinc sulfate(50mg elemental çinko) x 4 hafta, ile düzeltilir. -50 Hayat Tarzı/Risk Düzenlemesi Steatore olan hastalarda düşük-yağlı diyet(40-60g/gün), semptomların azalmasına yardımcı olur. İzlem/Takip Replasman tedavisinin yeterliliğini değerlendirmek ve toksisiteden kaçınmak için, etkilenen vitaminlerin serum konsantrasyonlarını izlemek gerekir. Osteoporoz Genel Prensipler Tanım Osteoporoz, kemik miktarının azalması olarak tanımlanır.Kemiğin yapısal bütünlüğü azalır ve sonuç olarak fraktür riski artar. Epidemiyoloji Osteopoz yaygın olarak PBC nedenli klinik kolestazda görülür. Kolestatik hastalıklardaki Rölatif osteopeni riski genel popülasyondan 4.4 kat fazladır(yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş). -51 Patofizyoloji Hem azalmış osteoblastik aktivite hem de artmış osteoklastik aktivite, osteoporoz gelişimine katkıda bulunur. Tanı Klinik Prezentasyon Osteoporoz sıklıkla sinsidir ve bazen patolojik fraktür gelişiminden sonra tanı konulur. Tanısal Testler Kemik mineral yoğunluğu tanı esnasında ve takip sırasında(1-2 yılda bir), çift enerjili X ışını absorpsiyometrisi ile ölçülmelidir. Tedavi Kemik hastalığının tedavisi; ağırlık taşıma egzersizi, oral kalsiyum takviyesi(1-5g/gün), biofosfonat tedavisi ve D vitamini takviyesini içerir. Pruritus Genel Prensipler Patofizyoloji tartışımalıdır. Safra asidi bileşikleri veya endojen opioid agonistlerin birikmesinden kaynaklanıyor olabilir. -52 Tanı Kolestazı olan hastalarda normal veya yüksek bilirubin düzeyleriyle beraber kaşıntı mevcut olabilir. Tedavi İlaçlar Birinci Basamak Pruritus en iyi kolestiramin(bazik bir anyon-değişim reçinesi) ile tedavi edilir.Bu madde, barsakta safra asitlerine ve diğer anyonik bileşiklere bağlanarak absorbsiyonlarını inhibe eder. Doz, sabah kahvaltısından önce ve sonra 4 g su ile karıştırılarak, ek dozlar öğle ve akşam yemeğinden önce. Günlük önerilen maksimum doz 16 gramdır. Kolestiramin, diğer vitamin veya ilaçlardan ayrı uygulanmalıdır(Bozulmuş absorbsiyonu önlemek için). Ayrıca Kolestipol, benzer bir reçine, de mevcuttur. İkinci Basamak Antihistaminikler(hidroksizin,difenhidramin veya doksepin, yatmadan önce 25 mg oral) ve petrolatum, semptomatik iyileşme sağlayabilir. Rifampin(300-600 mg/gün) ve naltrekson(25-50 mg/gün) inatçı pruritusta kullanılır. Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Medikal tedavi başarısız olduğunda plazmaferez ve ultraviyole(UV) ışın uygulanabilir. -53 Cerrahi Yaklaşım Karaciğer transplantasyonu inatçı pruritus tedavisinde nadiren bir tedavi seçeneği olarak kullanılır. Metabolik Karaciğer Hastalıkları Wilson Hastalığı Genel Prensipler Tanım WD, ilerleyici aşırı bakır birikimi görülen otozomal resesif bir hastalıktır.(13. Kromozomda ATP7B geni). Epidemiyoloji İnsidans 1/30,000’dir. Kadın/Erkek : 2:1. Patofizyoloji ATP7B protein yokluğu veya azalmış fonksiyonu, karaciğerdeki bakırın safraya ekskresyonunun azalışıyla sonuçlanır.Bu, hepatik bakır birikimine ve hasarlanmaya yol açar. Sonuç olarak, bakır kan dolaşımına salınır ve diğer organlarda depolanır, belirgin şekilde beyin, böbrek ve kornea’da. -54 İlişkili Durumlar Diğer ekstrahepatik bulgular şunlardır; Yarık lamba testinde Kayser-Fleischer halkası(sarıkahverengi halkalar, korneanın çevresindeki descement membranında bakır birikimine bağlı olarak ortaya çıkar), Coombs-negatif hemolitik anemi, renal tübüler asidoz, artrit ve osteopeni. Tanı Klinik Prezentasyon Karaciğer hastalığı, yalnızca biyokimyasal değişikliklerin görüldüğü asemptomatik klinikten akut karaciğer yetmezliğine kadar değişkenlik göstebilir. WD tanısı, açıklanamayan karaciğer hastalığı olanlarda (nöropsikiyatrik semptomlar eşlik edebilir veya etmeyebilir), birinci derece akrabasında WD bulunanlarda, veya ALF gelişen(hemoliz eşlik edebilir veya etmeyebilir) hastalarda düşünülmelidir. Karaciğer disfonksiyonu’nun ortalama prezentasyon yaşı 6 ila 20 arasındadır ancak ileri yaşlarda da görülebilir. Nöropsikiyatrik hastalıklar genelde daha sonra ortaya çıkar ve çoğu zaman sirozla ilişkilidir. Bulgular asimetrik tremor, dizartri, ataksi ve psikiyatrik özellikleri içerir. Tanısal Testler Laboratuvar WD olan hastalarda, azalmış serum serüloplazmin seviyesi (<20mg/dL), artmış serum serbest bakır seviyesi(>25mcg/dL), ve artmış 24 saatlik idrar bakır seviyesi(>100 μg) görülür. -55 WD’nin ALF kliniği olan çoğu hastada şu karakteristik klinik bulgular görülür; Akut intravasküler hemoliz özellikleri olan Coombs-negatif hemolitik anemi, hızlı böbrek yetmezliği gelişimi, klinik hastalığın başlangıcından itibaren serum aminotransferazlarında ılımlı artış(tipik olarak<2,000 IU/L), normal veya belirgin şekilde normalin altında serum ALP(tipik olarka <40 IU/L)(Hepatology 2008;47:2090). Tüm-gen dizilimi ile mutasyon analizi mümkündür ve klinik ve biyokimyasal olarak tanı konmulası zor hastalarda uygulanmalıdır. Birçok hasta ATP7B genindeki mutasyonlar için bileşik heterozigottur ve bu da mutasyonun belirlenmesini zorlaştırır. Görüntüleme Beyin görüntüleme(bazal ganglion değişiklikleri) bulguları nonspesifiktir. Tanısal Prosedürler Karaciğer histolojik bulguları(masif nekroz, steatozis, glikojene çekirdek, kronik hepatit, fibroz, siroz) nonspesifiktir ve hastalığın prezentasyon ve evresine bağlıdır. Biyopside görülen karaciğer kuru bakır ağırlığı(normal<40 μg/g) artışı(>250 μg/g) WD için çok anlamlıdır. Tedavi İlaçlar Tedavide bakır şelasyonu yapan ajanlar, penisilamin ve trientin kullanılır. Bakırın intestinal absorbsiyonunu engelleyen çinko tuzları da kullanılabilir. çinko tuzları(günde 50mg x 3), karaciğer yetmezliği yokluğunda kronik hepatit ve sirozu olan hastalarda endikedir. -56 Gastrik iritasyonun dışında çinko, mükemmel güvenlik profiline sahiptir. Penisilamin 1-2 g/gün(2 veya 4 dozda) ve piridoksin 25mg/gün(tedavi sırasında B6 eksikliğini önlemek için), karaciğer yetmezliği olan hastalarda endikedir. Kullanım yan etkiler nedeniyle sınırlı olabilir.(örn, hipersensitivite, kemik iliği süpresyonu, proteinüri, sistemik lupus eritematozus, Goodpasture sendromı). Penisilamin, nörolojik semptomları olan hastalara asla başlangıç tedavisi olarak verilmemelidir. Ayrıca Trientin 1-2 g/gün(2 veya 4 eşit dozda) de karaciğer yetmezliğinde kullanılabilir. Bu ilacın yan etkileri Penisilamine benzer olup daha az sıklıkta görülür. Trientin ile nörolojik olarak kötüleşme riski penisilaminden daha azdır. Cerrahi Yaklaşım ALF’de veya şelasyon tedavisine rağmen ilerleyici disfonksiyonda, karaciğer transplantasyonu tek tedavi seçeneğidir. Hayat tarzı/Risk Düzenlemesi Hastalar,özellikle tedavinin ilk yılında, yüksek konsantrasyonlarda bakır içeren gıdalardan kaçınmalıdır(kabuklu deniz ürünleri, fındık, çikolata). İzlem/Takip Rutin izlem için serum bakır ve serüloplazmini, karaciğer biyokimyası, INR, tam kan ve idrar tahlili(özellikle şelasyon tedavisi alanlar) ve fizik muayene yılda en az 2 kez düzenli olarak yapılmalıdır. Tedavi sırasında 24 saatlik idrar bakır atılımı yıllık olarak ölçülmelidir.Uyumsuzluk şüphesi veya doz ayarlaması gerektiğinde daha sık izlem yapılması gerekebilir. Tedaviye uyumsuzlukta veya aşırı tedavide, tahmini serbest serum bakırı sırasıyla artmış veya azalmış olabilir. Amerikan Karaciğer Hastalıkları Araştırmaları Derneği(AASLD), yeni tanı konan her hastanın birinci-derece yakınına WD taraması yapılmasını önermektedir. -57 Sonuçlar/Progrnoz Nörolojik semptomlar yoksa, karaciğer transplantasyonunun prognozu olduça iyidir ve başka tedaviye gerek duyulmaz. Herediter Hemokromatozis Genel Prensipler Tanım Herediter hemakromatozis(HH), aşırı demir birikimi görülen otozomal resesif bir hastalıktır. Epidemiyoloji Beyaz ırkta görülen aşırı demir birikiminin en yaygın kalıtımsal formudur. Beyaz ırka mensup 200-400 kişiden birisi hemokromatozis gen mutasyonları için homozigottur(HFE). Orta yaştan önce nadiren klinik bulgu verir(40-60 yaş). Etiyoloji HH en sık 6. Kromozomda bulunan HFE genindeki bir missense mutasyondan(C282Y) kaynaklanır. -58 HH’li hastaların yaklaşık %90’ı C282Y mutasyonu için homozigottur. Öte yandan bir çalışmada, HH mutasyonu için homozigot olanların %58’i demir birikimi ile tam fenotipe sahipti(N Engl J Med 1999;341:718). HH’ye yol açan daha nadir mutasyonlar H63D, S65C ve bileşik heterozigot C282Y/H63D ve C282Y/S65C mutasyonlarıdır. Patofizyoloji HH, Artmış demir emilimiyle parankimal hücreler ve çeşitli dokularda toksik birikmeler görülen sistemik bir sendromdur. Demirin kana geçişini sınırlandıran herhangi bir proteinin mutasyonu nedeniyle ortaya çıkabilir. Yaygın olarak, demir emilimi artışı hepsidin yapımını azaltır ve bu da aşırı demir birikimine yol açar(Gastroenterology 2010;139:393). İlişkili Durumlar Sekonder aşırı demir birikimi nedenler; talasemi major, sideroblastik anemi, kronik hemolitik anemiler, iyatrojenik aşırı panteral demir yüklenmesi, kronik Hepatit B ve C, alkol-kaynaklı karaciğer hastalığı, porfirya kutanea tarda ve aserüloplazminemi. Tanı Klinik Prezentasyon Prezentasyon asemptomatik hastalıktan siroza kadar değişkenlik gösterir. Klinik bulgular; arduvaz-renkli deri, diyabet, kardiyomyopati, artrit, hipogonadizm ve hepatik disfonksiyon’u içerir. -59 Tanısal Testler Tanı laboratuvar testleri, görüntüleme ve karaciğer biyopsisiyle konur. Laburatuvar Tanıyı, yüksek açlık transferrin satürasyonu destekler(>%45)(serum demiri / toplam demir bağlama kapasitesi). Diğer nonspesifik testler ; serum demiri ve ferritin seviyeleridir. HH’li hastalarda Ferritin seviyesinin 1,000 ng/mL’nin üzerinde olması, fibrozis derecesinin doğru bir prediktörüdür. Hepatik demir konsantrasyonu(HIC) karaciğer biyopsisiyle ölçülebilir. Karaciğerdeki normal demir içeriği 250 ile 1500 μg/g(kuru ağırlık) arasında değişir. HH olan hastalarda HIC 2,000 ile 3000 μg/g(kuru ağırlık) arasında değişir. HH olan hastalar(semptomlardan bağımsız olarak) ve birinci derece yakınlarında, transferrin satürasyonu ve ferritin seviyeleri yükselmişse, genotip araştırması yapılmalıdır. Transferin satürasyonu >%45 ve ferritin yüksemişse, C282Y homozigotluğu araştırılır. Eğer hasta C282Y homozigotsa o zaman; Ferritin <1,000 ng/mL ve karaciğer enzimleri normalse, terapötik flebotomi uygulayın. Ferritin >1,000 ng/mL veya karaciğer enzimleri yükselmişse, histoloji ve HIC için karaciğer biyopsisi uygulayın. Yükselmiş transferrin satürasyonları ve C282Y mutasyon heterozigotluğu olan hastalarda, diğer karaciğer veya hematolojik hastalıkları dışlayın ve karaciğer biyopsisi düşünün. Görüntüleme MR, karaciğerdeki demir depolarının noninvaziv ölçümü için seçilen yöntemdir. Test tekrarı mümkün olduğundan örnekeleme hastası minimumdur. Tanısal Prosedürler Tipik HFE mutasyonu olmayıp aşırı demir birikimi olan hastalarda, karaciğer biyopsisi hala değerli bir tanı aracıdır. Karaciğer biyopsisi fibrozisin miktarını evreler ve demir miktarını(HIC) ölçmek için de kullanılabilir. -60 Tedavi Tedavi 7-15 günde bir(500 mL kan) flebotomi uygulanmasıdır ve demir tükendiği onaylanana kadar(ferritin : 50-100 ng/mL ve transferrin satürasyonu <%40) devam eder. Bazı istisnalar dışında ömür boyunca yılda 3-4 sefer 1-2 ünite kan ile flebotomi uygulanır. Flebotomi ile toplanan kan, bağış için kullanılabilir. İlaçlar Deferoksamin ile demir şelasyonu, flebotomiye alternatif bir tedavidir ancak genelde daha pahalıdır ve GI distress, görsel ve işitsel bozukluklar ve kas krampları gibi yan etkileri vardır. Deferoksamin serbest demire bağlanır ve idrarla atılımını kolaylaştırır. Sadece flebotominin kontraendike olduğu hastalara önerilir. Deferoksamin yalnızca Intravenöz(IV), intramuskular(IM), veya subkutanöz(SC) yolla verilir. Deferasirox, aşırı demir birikimi tedavisinde diğer bir alternatiftir ve oral olarak kullanılır(Curr Opin Gastroenterol 2012;28(3):217). Cerrahi Yaklaşım Sirozlu HH vakalarında karaciğer transplantasyonu düşünülebilir. Özel Hususlar Tanı konulduğu anda, hastanın birinci derece akrabalarına HH için tarama yapılmalıdır. Taramada açlık transferin satürasyonu ve ferritin düzeyleri ölçülür. Genetik testler de uygulanabilir. -61 Sonuçlar/Prognoz Uygun şekilde tedavi edilen nonsirotik hastalarda sağkalım genel popülasyonla aynıdır. Siroz veya ileri fibrozisi olan hastalarda tedaviye rağmen HCC riski artmıştır ve bu hastalar HCC için rutin olarak taranmalıdır. Hemokromatozis için karaciğer transplantasyonu yapılan hastalar arasında, transplantasyondan önce flebotomi ile demir tüketimi yapılanlar, yapılmayanlara göre daha iyi sağkalım oranına sahiptir(Gastroenterology 2010;139:393). α1-Antitripsin Eksikliği Genel Prensipler Tanım α1-Antitripsin(α1AT) ekslikliği, yanlış katlanmış α1AT’nin hepatositlerin endoplazmik retikulumlarında birikmesiyle ilişkili otozomal resesif bir hastalıktır. Hastalıkla ilişkili gen 14. kromozomda yer alır. En sık görülen allel, proteaz inhibitör M(PiM—normal),ve ardından PiS ve PiZ(eksik varyantlar)’dir. Afro Amerikanlarda bu alleller daha az sıklıkta görülür. Epidemiyoloji Ciddi α1AT eksikliği(PiZZ), canlı doğumların yaklaşık 1/3500’inde bulunur. Tüm ırklarda tarif edilmiştir. Sıklıkla beyaz ırkta görülen bir hastalıktır. En yaygın eksiklik allelleri Z ve S, Avrupalılardan türemiştir(Am J Gastroenterol 2008;103:2136). -62 İlişkili Durumlar α1AT eksikliği ayrıca erken erişkinlik döneminde amfizemle de ilişkili olabilir, diğer ekstrahepatik bulgular; pannikülit, pankreatik fibrozis, membranoproliferatif glomerülonefrit’i içerir. α1AT eksikliği ve sizoru olan hastalara rutin HCC taraması yapılmalıdır. Tanı Klinik Prezentasyon Hastalık, neonatal kolestaz veya ilerleyen yıllarda kronik hepatit, siroz veya HCC olarak görüntü verebilir. Aynı hastada önemli akciğer ve karaciğer hastalığının varlığı nadirdir(%1-2). Tanısal Testler Laboratuvar Düşük serum α1AT seviyesi(normalin %10-15’i) Serum elektroforezinde azalmış α-1 globulin seviyeleri. Eksik α1AT fenotipi(işemek, Pisz ve PIZZ). Anormal karaciğer enzimleri. -63 Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisinde karakteristik olarak, periportal hepatositler içinde periyodik asit Schiff-pozitif diastaz-rezistan globüller görülür. Tedavi Şu an özel bir medikal tedavi bulunmamaktadır. Gelecekteki potansiyel bir alternatif, α1AT için gen tedavisi olabilir. Cerrahi Yaklaşım Sirozlu hastalarda karaciğer transplantasyonu bir seçenek olabilir. Sonuçlar/Prognoz PiZZ fenotipli hastaların %10-15’inde hayatın ilk 20 senesinde kronik hepatit, siroz veya HCC gelişebilir. Karaciğer hastalığının heterozigotlarda(PiMZ, PiSZ, PiFZ, etc.) mı geliştiği hakkında tartışmalar bulunmaktadır. Karaciğer transplantasyonu küratiftir, 1 yıllık %90 ve 5 yıllık %80 sağkalım oranı vardır. -64 Çeşitli Karaciğer Hastalıkları Nonalkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı Genel Prensipler Tanım Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı(NAFLD),aşırı alkol tüketimi olmaksızın ortaya çıkan, çeşitli klinik bulguları barındıran klinikopatolojik bir sendromdur(Gastroenterology 2002;123:1705). Kliniği; basit steatozisten, steatohepatit, fibrozis ve ESLD’ye kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir. Nonalkolik steatohepatit(NASH), NAFLD spektrumunun bir parçasıdır ve hepatoselüler balonlaşma artı lobüler inflamasyon ile tanımlanmıştır. Epidemiyoloji NAFLD, genel popülasyondaki tahmini prevalansı %30’ın üzerinde olan dünya çapında bir fenomendir.(Amerikan nüfusunun %10-30’u). Prevalans %3-9 arasında değişir ve etnik gurplar arasında önemli farklılıkla gösterir. Hastalık, hem çocukları hem de erişkinleri etkiler, yaş ile birlikte insidans artar(Hepatology 2010;52:913). Amerikan nüfusunda NAFLD; tip II diyabet, obezite ve metabolik sendromdaki prevalans artışıyla ilişkilidir. Kriptojenik siroz vakalarının %70’inde altta yatan etiyoloji NASH’dir. NASH nedenli sirozda komplikasyon olarak HCC gelişebilir(tüm HCC vakalarının %13’ü). Etiyoloji Etiyolojiler; metabolik sendrom, ilaç-kaynaklı karaciğer hasarı(amiodaron, nifedipin, östrojenler), cerrahi prosedürler(jejuno-ileal bypass, geniş ince-barsak rezeksiyonu, bilyer veya pankreatik diversiyonlar) ve çeşitli durumlardır(total parenteral nütrisyon, hipobetalipoproteinemi, çevresel toksinler, vb.). -65 Tanı Klinik Prezentasyon Hastalık, asemptomatik karaciğer yağ infiltrasyonundan, ileri fibrozisli siroz ve HCC’ye kadar değişkenlik gösterir. Tanısal Testler Anormal karaciğer kimyası, ve çoğu vakada, metabolik sendrom kanıtı olan hastalarda NAFLD tanısından şüphelenilir. NAFLD ve NASH ayrımı karaciğer biyopsisi ile yapılır. Laboratuvar Karaciğerdeki enzim yükselişi ılımlıdır, hastaların %80 kadarında enzimler normaldir. Aminotransferazların normalden iki kat yüksek olması, septal bridging ve fibrozis’i düşündürür. Biyokimyasal anormallikler hastalığın evresini yansıtabilir(örn, kolestaz, hipoalbüminemi, INR artışı). Görüntüleme Ultrason, BT ve MR gibi görüntüleme yöntemleriyle orta-şiddetli steatozis saptanabilir. MR spektroskopi, karaciğer yağ içeriğinin kantitatif ölçümünü sunar ancak çok fazla yaygın değildir. -66 Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi tanıda hala altın standart olma özelliğini korumaktadır. Ancak biyopsi kararı verirken, her vakanın kendine özgü klinik durumu hesaba katılmalıdır. Noninvaziv prediktif yöntemler: serum biyomarkerları, görüntüleme çalışmaları ve nefes testidir. Karaciğer fibrozisi, inflamasyon ve steatozis değerlendirilir(World J Gastroenterol 2010;14:4784). Tedavi İlaçlar NASH olan hastalarda metformin, E vitamini, statinler, ezetimibe, tiyazolidindionlar, pentoksifilin, anjiyonsin-reseptör blokerleri ve UDCA’nın etkileri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan bazılarında karaciğer histolojisi ve/veya enzimlerinde geçici düzelmeler görülse de, hiçbir ilaç NASH’yi kalıcı ve güvenli olarak geri döndüremedi. Amerikada şu an NASH tedavisi için FDA(Food and Drug Administration)-onaylı hiçbir ilaç bulunmamaktadır. (Clin Liver Dis 2012;16:397). Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Cerrahi Yaklaşım -67 Karaciğer transplantasyonu, sirozlu hastalarda düşünülmelidir. Transplantasyondan sonra NASH rekürrensi görülebilir. Sonuçlar/Prognoz Basit steatoresi bulunanların bilinmeyen bir kısmı NASH’ye ilerleyecektir. 15 yıllık süre içinde NASH siroza progresyon gösterme pranı %11 olarak bildirilmiştir(Clin Liver Dis 2012;16:397). İskemik Hepatit Genel Prensipler Tanım İskemik hepatit, karaciğerin akut hipoperfüzyonu sonucu oluşur. Etiyoloji Akut hipotansiyon veya hemodinamik instabiliteyle ilişkili klinik durumlar; ciddi kan kaybı, ciddi yanıklar, kalp yetmezliği, sıcak çarpması, sepsis, orak hücre krizi vb. tabloları kapsar. Tanı -68 Klinik Prezentasyon İskemik hepatit; karaciğer hipoperfüzyon atakları sırasında veya bu atakları takiben, karaciğer enzimlerinde akut ve geçici olarak binlere varan yükselişler olarak karşımıza çıkar. Tanısal Testler Laboratuvar Laboratuvar çalışmaları ilk 1-3 günde; serum AST, ALT(>1,000 mg/dL) ve laktat dehidrogenaz(LDH) düzeylerinde hızlı artış göstermektedir. Total bilirubin, ALP ve INR başlangıçta normal olabilir fakat reperfüzyon hasarı sonucu sonradan yükseliş gözlenir. Tanısal Prosedürler Klinik öyküyle tanı konabildiğinden karaciğer biyopsisi rutinde gerekli değildir. Klasik histolojik özellikler; değişken derecelerde zon 3(sentrolobüler) nekrozu ve santral ven çevresindeki kollapstır. Bunların yanında pasif konjesyon, sinüzoidal distorsiyon, yağlanma ve kolestaz da gözlenebilir. İnflamatuvar infiltrasyonlar nadirdir. Tedavi Tedavi; destekleyici bakım ve dolaşım bozukluğunun altında yatan durumun düzeltilmesinden oluşur. Sonuçlar/Prognoz Prognoz, altta yatan hastalığın hızlı ve etkili tedavisine bağlıdır. -69 Hepatik Ven Trombozu Genel Prensipler Tanım Hepatik ven trombozu (HVT; diğer adı Budd-Chiari sendromu) hepatik venöz çıkışın tıkanmasına neden olur. Birden fazla etiyolojisi ve değişken klinik sonuçları vardır. Etiyoloji Tromboz; hepatik venöz sistemin tıkanmasında ana faktördür. Sık sık myeloproliferatif bozukluklar, antifosfolipid antikor sendrom, paroksismal nokturnal hemoglobinüri, faktör V Leiden, protein C ve S eksikliği, Jak-2 mutasyonu ve kontraseptif kullanımı ile birliktelik gösterir(Dig Liver Dis 2011;43:503). İnferior vena cava’nın(IVF) membranöz obstrüksiyonu, klinik olarak HVT’ye benzer ve seyrek görülen bir durumdur. HVT hamilelik sırasında ve postpartum dönemde oluşabilir. Vakaların %20’sinden azı idiyopatiktir. Tanı -70 Klinik Prezentasyon Hastalar; asit, hepatomegali ve sağ üst kadran ağrısı ile karakterize akut, subakut veya kronik hastalıkla seyredebilir. Sarılık, ensefalopati, GI kanama ve alt ekstremitelerde ödem diğer semptomlardır. Tanısal Testler Laboratuvar Serum-asit albumin konsantrasyon gradienti(SAAG) >1.1 g/dL. Serum albumin, bilirubin, AST, ALT, ve PT/INR genelde anormal. Olası bir hiperkoagülabilite durumunu belirlemek için laboratuvar değerlendirmesi yapılmalıdır(bkz: Bölüm 20, Hemostaz ve Tromboz bozuklukları). Görüntüleme Doppler ultrasonografi bir görüntüleme yöntemi olarak kullanılabilir. Kesin tanı; manyetik rezonans venografi, hepatik venografi veya kavografi ile konur. Tedavi İlaçlar Cerrahi olmayan tedavide antikoagülasyon, trombolitikler, diüretikler, anjiyoplasti, stent ve transjuguler intrahepatik portosistemik şant (TIPS) yer alır. -71 Cerrahi Yaklaşım Seçilmiş hastalarda karaciğer nakli bir seçenektir. Sinüzoidal Obstrüksiyon Sendromu Genel Prensipler Tanım Sinüzoidal obstrüksiyon sendromu (SOS; diğer adı veno-oklüzif hastalık) karaciğer mikrosirkülasyonundaki değişiklikleri ifade eder, büyük damarlarda vasküler oklüzyon olmaksızın da ortaya çıkabilir. Etiyoloji SOS; kemik iliği transplantasyonundan sonra tüm vücut radyoterapisi ve yüksek doz kemoterapi almış hastalarda, azatioprin ve pyrrolizidine alkaloidleri(Jamaican bush teas) ile immünsüprese durumdaki böbrek transplantasyon alıcılarında görülür. Tanı Klinik Prezentasyon Tanı; hepatomegali, kilo alımı (vücut ağırlığı baz alınarak 2% - 5%) ve hiperbilirubinemi (>2 mg/dL) triadına dayanır. Genelde kemik iliği transplantasyonunu takiben ilk 3 haftada olur SOS hafif-orta veya ciddi seyredebilir. Klinik prezentasyon hastalığın ciddiyetine bağlıdır. -72 Tanısal Testler Laboratuvar Laboratuvar bulguları hafiften belirgin aminotransferaz ve bilirubin yükselmelerine kadar klinik tabloyla uyumlu. Tanısal Prosedürler Hepatik venöz basıncın transjugular ölçümü faydalı bir yaklaşımdır. Eş zamanlı karaciğer biyopsisi de uygulanabilir. Tipik histolojide hepatoselüler nekroz ve hemosiderin-yüklü makrofajların birikmesi ile sentrolobüler konjesyon gözlenir. Terminal hepatik venüller belirgin fibrin tortusu veya tromboz olmaksızın minimal ödem sergiler. Tedavi Tedavi büyük ölçüde destekleyicidir. Tek şeritli polideoksiribonükleotid ilaç olan defibrotidin; veno-oklüzif hastalıkla ilişkili inflamatuvar, trombotik ve anjiyojenik yolaklarda etkili olduğu gösterilmiştir. Kardiyovasküler bozuklukların tedavisinde kullanılmış ve allojenik kök hücre transplantasyonunun endotelyal komplikasyonlarında umut vaat etmektedir. Özel Hususlar -73 Miyeloablatif terapinin değiştirilmesi ve radyasyon dozunun azaltılması SOS insidansını azaltabilir. Sonuçlar/Prognoz Prognoz hastalığın ciddiyetine bağlıdır. Portal Ven Trombozu Genel Prensipler Portal ven trombozu(PVT) bir çok klinik durumda görülebilir : abdominal travma, siroz, malignite, hiperkoagülasyon durumlar, intra-abdominal enfeksiyonlar, pankreatit, ve portakaval shunt ve splenektomi sonrası. Tanı Klinik Prezentasyon PVT akut veya kronik bir durum olarak ortaya çıkabilir. Akut faz tanınamayabilir. Semptomlar; karında ağrı/distansiyon, bulantı, anoreksi, kilo kaybı, diyare veya altta yatan hastalığın özelliklerini içerir. Kronik PVT, varis kanaması diğer veya portal hipertansiyon bulgularıyla karşımıza çıkabilir. Tanısal Testler -74 Laboratuvar Belirli bir etiyolojisi olmayan hastalarda, hiperkoagülabilite tetkikleri yapılmalıdır. Görüntüleme Doppler Ultrasonografi incelemesi, tanı için sensitif ve spesifiktir. Ayrıca Portal venografi, BT veya manyetik rezonanslı venografi de kullanılabilir. Tedavi İlaçlar Sirozlu veya sirozsuz akut PVT’li hastalarda, belirgin bir kontraendikasyon yoksa antikoagülan önerilir. Tedavi hedefleri şunlardır: Yeni tromboz ve rekanalizasyon oluşumunun engellenmesi, komplikasyonların ve eşlik eden hastalığın tedavisi, ve altta yatan risk faktörlerini belirlemek(Neth J Med 2009;67:46). Kronik PVT’si olan hastalarda antikoagülasyon önerilmez. Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Kronik PVT’de tedavi, portal hipertansiyonun komplikasyonlarına yönelik olmalıdır ve nonselektif B-blokerler, varislerin endoskopik olarak bantlanması ve asit için diüretiklerden oluşur. Cerrahi Yaklaşım Portosistemik türev cerrahi, özellikle sirozlu hastalarda yüksek morbidite ve mortalite taşır. -75 Piyojenik Abse Genel Prensipler Piyojenik abse; hematojen enfeksiyon, intra-abdominal enfeksiyonun yayılımı veya asenden kolanjit nedeniyle oluşabilir. Vakaların yaklaşık % 20’si kriptojenik kökenlidir. Tanı Klinik Prezentasyon Klinik özellikler; ateş, titreme, kilo kaybı, sarılık ve hassas hepatomegali’den oluşur. Tanısal Testler Laboratuvar Laboratuvar çalışmalar lökositoz ve artmış ALP seviyelerini gösterebilir. Prezentasyon sırasında kan kültürleri genelde pozitiftir. Görüntüleme -76 Tanı CT, MR ve ultrasonografi ile onaylanır. Tedavi Tedavi, uzun süreli antibiyotik tedavisi, ve bazı vakalarda, görüntüleme-rehberlikli perkutanöz drenaj veya cerrahi’den oluşur(World J Gastroenterol 2011;17:1622). İzlem/Takip Rezolüsyonu belgelemek için tekrarlanan görüntülemeler önerilir. Amibik Apse Genel Prensipler Amibik apse, endemik bölge sakinleri ve yolcularında, tanı sürecinde akla gelen bir durumdur(Expert Rev Anti Infect Ther 2007;5(5):893). Tanı Klinik Prezentasyon Tanı için yüksek klinik şüphe gerekir. Klinik özellikler; ateş, titreme ve hassas hepatomegali’den oluşur. Eşlik eden diyare nadiren görülür. Bazı hastalar son birkaç ay içinde dizanteri öyküsü verebilir. -77 Tanısal Testler Entamoeba histolytica antikorlarını saptayabilen spesifik serolojik testler şunlardır : enzymelinked immunosorbent assay (ELISA), EIA, ve indirek hemaglütinasyon. Bu testler düşükprevalanslı bölgelerde tanıyı koymakta yardımcıdır. Bu testlerin, invaziv amebiyazis markerı olarak yüksek sensitivitesi vardır(>%90). Tedavi İlaçlar Amibik apseler 5-nitromidazole ile tedavi edilir(metronidazol, tinidazol ve seknidazol). Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler Görüntüleme-rehberlikli drenaj şu durumlar için ayrılır: Büyük, sol lobda lokalize, bakteriyel koenfekte, ekstrahepatik tutulum gösteren, etiyolojisi kesin olmayan, ve 5-7 günlük antiparazitik tedaviye yanıt vermeyip kalıcı ateş ve ağrısı olan abseler. Granülamatoz Hepatit Genel Prensipler Tanım -78 Granülamatoz hepatit, çeşitli etiyolojik uyaranlara karşı nonspesifik reaksiyon oluşumuyla ortaya çıkar. Etiyoloji Etiyolojiler; enfeksiyonlar(brusella, sifiliz, mikobakterial maktar, ve riketsiyal hastalıklar), sarkoidoz, AIDS, DILI, lenfoma ve idiyopatik nedenlerden oluşur. Tanı Klinik Prezentasyon Hastalar ateş, hepatosplenomegali ve portal hipertansiyon belirtileri gösterebilir. Tanısal Testler Laboratuvar Laboratuvar çalışmaları karaciğer enzimleri ve ALP’deki artışı gösterir. Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi, granülomatoz hepatit tanısı için en doğru ve spesifik yöntemdir. Tedavi Spesifik tedavi altta yatan etkene yöneliktir. Eğer klinik olarak yüksek tüberküloz şüphesi varsa, ampirik antitüberküloz tedavi, negatif mikobakteri kültürüen rağmen uygulanabilir. Kortikosteroidler, İdiyopatik granülomatozisi olup tüberküloz şüphesi olmayan hastalarda düşünülmelidir. -79 Akut Karaciğer Yetmezliği Genel Prensipler Tanım ALF, daha önce karaciğer hastalığı olmayan hastalarda, koagülasyon anormallikleri(<1.5) ve bir mental değişim(ensefalopati) kanıtı olan, 26 haftadan kısa süreli bir durumdur. Sınıflandırma Hiperakut(<7 gün), akut(7-21 gün) ve subakut(>21gün - <26 hafta) gibi terimler, hastalığın sebebine ek başka bir prognostik öneme sahip olmadıklarından faydalı değildir(Gastroenterol Clin North Am 2011;40:523). Epidemiyoloji Amerikada her yıl yaklaşık 2,000 ALF vakası gerçekleşmektedir. Etiyoloji -80 Asetaminofen hepatotoksisitesi ve viral hepatit, ALF’nin en sık görülen sebepleridir. Diğer sebepler; AIH, ilaç ve toksin maruziyeti, iskemi, akut yağlı karaciğer veya gebelik, WD ve Reye Sendromu. Vakaların %20’sinde açık bir neden tespit edilemez. Patofizyoloji Farklı derecelerde nekroz ve karaciğerin mimari yapısında kollapslar ile akut inflamasyon, ALF’de görülen tipi histolojik değişikliklerdir. Tanı Klinik Prezentasyon Hastalar, orta-ağır derece hepatit ve koagülopati ile birlikte hafif-ağır mental durum değişiklikleriyle prezentasyon gösterebilir. Başlangıçta sarılık mevcut olabilir veya olmayabilir. Hastalarda kardiyovasküler kollaps, akut böbrek yetmezliği, serebral ödem ve sepsis gelişebilir. Tanısal Testler Laboratuvar Aminotransferazlar tipik olarak yükselmiştir ve çoğu vakada 1000 IU/L’nin üzerindedir. INR> 1.5. ALF etiyolojisini belirlemek için başlangıçta yapılacak çalışmalar: akut viral hepatit paneli, serum ilaç takibi(asetaminofen seviyesi dahil), serüloplazmin, AIH serolojileri ve gebelik testidir. -81 Görüntüleme Hepatik venöz giriş veya çıkış obstrüksiyonunu değerlendirmek için sağ üst kadran Doppler ultrasonografisi yapılabilir Serebral ödemi takip etmek ve değerlendirmek için baş BT uygulanabilir; ancak radyolojik bulgular hastalıktan daha geç oluşabilir ve seri hastabaşı nörolojik durum değerlendirmelerinin yerine geçmez. Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi, etiyoloji veya prognozu belirlemede nadiren kullanılır. Koagülopati varlığında karaciğer biyopsisi gerekliyse transjuguler yaklaşım uygulanabilir. Tedavi Tedavide, karaciğer transplantasyonu imkanları olan üçüncül merkezlerde, yoğum bakım ünitesinde destek tedavisi önemlidir. Presipitan faktörler belirlenip tedavi edilmelidir. Seri nörolojik ve mental durum muayeneleri yapabilmek için sedasyondan kaçınılmalıdır. Kan şekeri, elektrolitler, asit-baz, koagülasyon parametreleri ve sıvı durumu seri takiplerle izlenmelidir. Enfeksiyon takibi ve tedavisi yakından izlenmelidir. -82 Aktif kanama veya invaziv girişim yapılmasa geren durumlarda, tazen donmuş plazma ve rekombinant aktif faktör VIIa kullanımı düşünülmelidir. Serebral ödem ve intrakranyal hipertansiyon, ensefalopatinin ciddiyetiyle ilişkilidir. Evre III veya IV ensefalopatili hastalarda, intrakranyal basınç monitörizasyonu düşünülmelidir.(intrakranyal basınç 20 ila 25mm Hg arasında ve serebral perfüzyon basıncı 50 mm Hg’nin üstünde olmalıdır). Serebral ödemi azaltmak için; mannitol( 0.5 – 1.0 g/kg IV), hiperventilasyon(PaCO2’yi 25-30 mm Hg’ye düşürmek için), hipotermi(32-34°C), hipernatremi 145-155 mEq/L (hipertonik salin ile ayarlanır), ve barbitüratlar kullanılır(Neurocrit Care 2008;9:97). Bu durumda laktüloz ensefalopati için endike değildir. Kullanımı, barsak gazlarında artışa neden olabilir ve karaciğer transplantasyonun için yapılacak cerrahiyi etkiler. Ciddi ALF’li olgularda, acilen karaciğer transplantasyonu düşünülmelidir. Sonuçlar/Prognoz Amerikada, ALF’li erişkinlerin %45’i spontan iyileşir, %25’ine karaciğer transplantasyonu uygulanır ve %30’u nakil gerçekleşmeden ölür(Curr Opin Organ Transplant 2011;16:289). Ölüm sıklıkla progresif karaciğer yetmezliği, GI kanama, serebral ödem, sepsis veya aritmiye bağlıdır. Aminotransferazlardaki düşüş prognozla zayıf ilişki gösterir ve her zaman tedaviye yanıtı göstermez. Asetaminofen-kaynaklı ALF’de kötü prognoz göstergeleri; arteryel pH <7.3, INR >6.5, Kreatinin >2.3 mg/dL, ve grade III - IV ensefalopati’dir. -83 Kronik Karaciğer Hastalıkları Siroz Siroz, karaciğer hücrelerinin yerini diffüz fibrotik dokunun almasıyla karakterli kronik bir durumdur. Normal karaciğer mimarisinin nodüler-distorsiyonu görülür. Fibrozis, çok sayıda karaciğer hasarı etiyolojisinin sonucunu temsil eder. Siroz yaklaşık 5.5 milyon Amerikalıyı etkiler ve 2009 yılında görülen ölüm nedenleri arasında 12. sırada yer alır. En sık görülen etiyolojiler; alkol-ilişkili karaciğer hastalığı, kronik viral enfeksiyon, ve NASH(tanı ve tedavisi önceki bölümlerde tartışılmıştır). Sirozun ana komplikasyonları; portal hipertansiyon ile birlikte çeşitli klinik durumlar(asit, özofagiyel ve gastrik varisler, portal hipertansif gastropati ve kolopati, hipersplenizm, gastrik antral vasküler ektazı, spontal bakteriyel peritonit[SBP], hepatorenal sendrom[HRS]), hepatik ensefalopati ve HCC’dir. Sirozlu hastalarda sık görülen laboratuvar anormallikler; anemi, lökopeni, trombositopeni, hipoalbüminemi, koagülopati ve hiperbilirubinemi’dir. Portal Hipertansiyon Genel Prensipler Portal hipertansiyon sirozun ana komplikasyonudur.Portal akım direnci ve portal ven giriş akımı artışı ile karakterizedir. Portal hipertansiyon tanısı, hepatik ven ile portal ven arasındaki basınç gradyenti ölçülerek konur(normal portosistemik basınç gradyenti yaklaşık 3mm Hg’dir). Portal hipertansiyonun direk ve indirek klinik sonuçları, portosistemik basınç gradyenti 10 mm Hg’nin üzerine çıkınca görülür(Dig Liver Dis 2011;43:762). Siroz olmayan hastalarda görülen portal hipertansiyon nedenleri şunlardır: İdiyopatik portal hipertansiyon, şistozomiyaz, konjenital hepatik fibrozis, sarkoidoz, kistik fibrozis, arteryovenöz fistüller, splenik ve portal ven trombozu, HVT(Budd-Chiari sendromu), myeloproliferatif hastalıklar, nodüler rejeneratif hiperplazi ve fokal nodüler hiperplazi. -84 Tanı Klinik Prezentasyon Portal hipertansiyon sıklıkla sirozun bir komplikasyonudur. Asit, splenomegali, varis kaynaklı GI kanaması(özofagiyel veya gastrik) veya portal hipertansif gastropati veya kolopati görülür. Görüntüleme Ultrasonografi, BT ve MR’da görülen siroz, splenomegali, kollateral venöz dolaşım ve asit, portal hipertansiyonu düşündürür. Tanısal Prosedürler Üst endoskopide varisler(özofagiyel veya gastrik), portal hipertansif gastropati veya gastrik antrum vasküler ektaziler(GAVE) görülebilir. Transjuguler portal basınç ölçümü, porto-sistemik basınç gradyentini ölçmek için kullanılabilir. Tedavi Portal hipertansiyon kaynaklı GI kanamasının tedavisi, Bölüm 18’de tartışılmıştır(Gastrointestinal Hastalıklar). Asit Genel Prensipler -85 Tanım Asit, peritoneal boşluk içinde anormal(>25 mL) sıvı birikimidir. Etiyoloji Siroz dışındaki portal hipertansiyonlu asit nedenleri; kanser(peritoneal karsinomatozis), kalp yetmezliği, tüberküloz, miksödem, pankreatik hastalık, nefrotik sendrom, lenfatik sisteme veya üreterlere cerrahi veya travma, ve serozit’tir. Tanı Klinik Prezentasyon Prezentasyon, yalnızca görüntüleme yöntemleriyle saptanabilen asitten; distandü, şişkin ve bazen hassas karına kadar değişiklik gösterir. Karın perküsyonunda yer değiştiren matite görülebilir. Tanısal Testler Laboratuvar 1.1 ve üzerindeki serum-asit albümin gradyenti, portal hipertansiyon-ilişkili asiti işaret eder(%97 spesifite). SAAG<1.1 : nefrotik sendrom, peritoneal karsinomatozis, serozit, tüberküloz, bilyer ve pankreatik asitlerde görülür. -86 Görüntüleme Ultrasonografi, BT, MR asit için sensitif yöntemlerdir. Tanısal Prosedürler Tanısal parasentez(60 mL), yeni-başlangıçlı asitte, malign asit şüphesinde ve SBP’yi elemek için yapılmalıdır. Terapötik parasentez(yüksek volüm), gergin asit ciddi rahatsızlık veya solunum sıkıntısına yol açtıysa veya abdominal kompartman sendromundan şüpheleniliyorsa yapılmalıdır. Rutin tanısal testler: sıvı hücresi ve ayırıcı sayımlar; albumin, total protein ve kültür’dür. Amilaz ve trigliserit ölçümleri, sitoloji ve mikobakteriyel smear/kültür, belirli tanıları doğrulamak için kullanılabilir. Kanama, enfeksiyon ve intestinal perforasyon olası komplikasyonlardır. Ani yüksek-volümlü parasentez(>7L); dolaşım kollapsı, ensefalopati ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu komplikasyonları azaltmak için eş zamanlı IV albümin(5-8 g/L boşaltılan asit) uygulaması, özellikle böbrek yetmezliği olanlarda veya periferik ödem yokluğunda uygulanabilir. Tedavi İlaçlar Tuz kısıtlaması ile birlikte diüretik tedavi başlanır. Diüretik tedavinin amacı, asit yeterli ölçüde kontrol edilene dek, ödemli hastalarda günlük en fazla 1 kg , ödemsiz hastalarda 0.5 kg kilo kaybı sağlamaktır. Diüretikler, serum kreatinin seviyeleri artmış kişilere uygulanmamalıdır. Günlük 100 mg PO Spirinolakton endikedir. Günlük doz, tatmin edici kilo kaybı veya yan etkiler ortaya çıkana dek 7-10 günde bir 50-100mg artırılabilir(max doz 400mg). -87 Hiperkalemi ve jinekomasti sık görülen yan etkilerdir. Ağrılı jinekomasti gelişen hastalarda, diğer potasyum-tutucu diüretikler amilorid, triamteren veya eplerenon kullanılabilir. Spirinolaktonun yanına furosemid(20 - 40 mg, arttırılarak günlük maksimum 160 mg PO) veya bumetanid(günlük 0.5 - 2.0 mg PO) gibi loop diüretikleri eklenebilir. Hastalar dehidrasyon, elektrolit bozuklukları, ensefalopati, kas krampları ve böbrek yetmezliği açısından yakından izlenmelidir. Nonsteroid anti-inflamatuar ajanlar, diüretiklerin etkisini azaltabilir ve renal disfonksiyon riskini arttırabilir. Diğer Nonfarmakolojik Tedaviler TIPS refrakter asite(sodyum-kısıtlı diyet ve yüksek doz diüretik tedavisine yanıtsız, aşırı sıvı yükü) karşı etkilidir. TIPS komplikasyonları; shunt oklüzyonu, kanama, enfeksiyon, kardiyopulmoner tutulum, ve hepatik ensefalopati’dir. Hayat Tarzı/Risk Düzenlemesi Asitli hastalarda diyet tuz kısıtlaması(2g sodyum veya 88 mmol) başlanmalıdır. Seçili vakalarda daha fazla sodyum kısıtlaması gerekebilir. Potasyum tutucu diüretiklerle birlikte potasyum-içeren tuzlar kullanılmamalıdır. Asitli hastalarda rutin su kısıtlaması gerekli değildir. Ancak, eğer hiponatremi(Serum Na+ < 120mmol/L) gelişirse, günlük sıvı kısıtlaması ile 1000-1500 ml sıvı alımı endikedir. -88 Spontal Bakteriyel Peritonit Genel Prensipler Tanım SBP, asit sıvısında > 250 nötrofil/mm3(daha sensitif) veya >500 nötrofil/mm3(daha spesifik) bulunmasıyla tanımlanan, portal hipertansiyon-ilişkili asitin enfeksiyöz bir komplikasyonudur. Bakterasite, normal asidik nötrofil sayısı(<250 nötrofil/mm3) ile birlikte kültür pozitifliği olarak tanımlanır. Bu durum spontan olarak düzelebilir, veya SBP gelişiminin ilk basamağını teşkil edebilir. Enfeksiyon bulgularının varlığında bakterasite, SBP gibi tedavi edilmelidir Tanı Klinik Prezentasyon Klinik bulgular; abdominal ağrı ve distansiyon, ateş, azalmış barsak sesleri ve kötüleşen ensefalopati’dir. SBP asemptomatik olabilir. Asidi ve herhangi bir klinik bozulma kanıtı olan sirotik hastalara, SBP’yi dışlamak için tanısal paransentez uygulanmalıdır. -89 Tanısal Testler Asit sıvısında > 250 nötrofil/mL görülmesiyle tanı doğrulanır. Gram boyama, örneklerin yalnızca %10-20’sinde organizmaya ortaya çıkarabilir. Hasta başında 10 mL asit sıvısı, iki kan kültür tüpüne eklendiği zaman yüksek ihtimalle pozitif bulunur. En yaygın organizmalar; E.coli, Klebsiella ve S. pneumoniae’dir. Polimikrobiyal enfeksiyon yaygın olarak görülmez ve sekonder bakteriyel peritonit şüphesi doğurur. Asit sıvısında total protein, LDH ve glukoz değerlerine bakmak, sekonder ve spontan pnömotoraks ayrımında yardımcıdır. Tedavi İlaçlar SBP’si olan hastalara 3.kuşak sefalosporinler ile(böbrek fonksiyonlarına bağlı olarak; seftriakson günlük 1 g IV; veya sefotaksim 6-8 saatte bir günlük toplam 1-2 g IV) ampirik antibiyotik tedavisi verilmelidir. Tedavi, kültür sonuçlarına ve antibiyotik duyarlılığına göre yeniden tasarlanır.Parasentez, 48-72 saat içinde klinik düzelme görülmesse tekrarlanmalıdır, özellikle başlangıç asit sıvısı kültürü negatif olanlarda(Hepatology 2009;49:2087). Kusma, şok, derece 2(veya daha yüksek) hepatik ensefalopati yokluğunda veya serum kreatinini >3 mg/dL olduğunda oral kinolonlar, 3. Kuşak sefalosporinlere alternatif olarak düşünülebilir. Asidik sıvı polimorf lökosit(PMN) sayısı <250 hücre/mm3 ve enfeksiyon bulgu-belirtileri olan hastalar da ampirik antibiyotik tedavi almalıdır(Hepatology 2009;49:2087). Tanı anında 1.5g/kg vücut ağırlığı(VA) ve 3.günde 1.0 g/kg VA eş zamanlı albumin kullanımı, sağkalımı arttırır ve böbrek yetmezliğine engel olur (N EnglJ Med 1999;341:403). -90 Birinci-Basamak Profilaksi Akut GI ile gelen hastalara,karaciğer hastalığının ciddiyetine göre 5-7 gün boyunca 1 g IV/gün seftriakson verilmelidir. Asidik sıvı proteini < 1.5 mg/dL olan ciddi Karaciğer hastalığı bulunan hastalar uzun-vadeli norfloksasin oral 400 mg/gün ile tedavi edilmelidir. İkinci Basamak Profilaksi Rekürrent SBP’yi önlemek için tedavi seçimi, Norfloksasin oral 400mg/gün olmalıdır(J Hepatol 2010;53:397). Hepatorenal Sendrom Genel Prensipler HRS; fonksiyonel böbrek yetmezliğinin özgün bir formu olup, akut veya daha sık olarak kronik karaciğer hastalığında rol oynar. Sistemik bakteriyel enfeksiyonlar, SBP ve hacim genişletici kullanmadan yapılan büyük hacimli parasentez; yaygın presipitan faktörler arasındadır (J Gastroenterol 2005;100:460). HRS; oligüri, benign idrar sediment, düşük idrar sodyum ekskresyonu ve kreatinin artışı ile karakterizedir. HRS tanısı diğer tanıların dışlanmasıyla konulur. Tanı Major ve minor tanı kriterleri Tablo 19-6'da belirtilmiştir. -91 Hepatorenal Sendromun Tanı Kriterleri Major kriterler Düşük glomeruler filtrasyon hızı; serum kreatinin >1.5 mg/dL veya 24-saatlik kreatinin klirensi<40 mL/dk Şok, geçirilmekte olan bakteriyel enfeksiyon, sıvı kayıpları, ve son zamanlarda nefrotoksik ilaç kullanımının bulunmaması. Diüretik kesilmesinden ve 1.5 L plazma genişletici ile plazma hacminin arttırılmasından sonra; böbrek fonksiyonlarında kalıcı düzelme görülmemesi (serum kreatininin 1.5 mg/dL’ye düşmesi veya kreatinin klirensinin 40 mL/ya çıkması) Proteinüri<500 mg/dL ve ultrasonografik bakıda obstrüktif üropati veya parankimal böbrek hastalığı bulgusunun olmaması Ek kriterler İdrar volümü <500 mL/d İdrar sodyum <10 mEq/L İdrar ozmolalitesinin, plasma ozmolalitesinden büyük olması İdrar kırmızı küre <50 her büyük büyütmede Serum sodyum konsantrasyonu<130 mEq/L Not: Hepatorenal sendrom tanısında tüm major kriterler yer almalıdır. Ek kriterler tanıda gerekli değildir fakat tanıyı destekleyici niteliktedir. Arroyo V, Gines P, Gerbes AL, ve diğerlerinden uyarlanmıştır. Sirozda refrakter assit ve hepatorenal sendrom tanımı ve tanı kriterleri. International Ascites Club. Hepatoloji. 1996;23:164. Tip I HRS; akut başlangıçlı ve hızlı ilerleyen (<2 hafta), oligürik böbrek yetmezliğidir. Hacim genişletici tedaviye yanıt vermez. Başlangıç serum kreatinin düzeyini iki katına çıkarır (>2.5 mg/dL). Tip II HRS daha yavaş ama acımasız ilerler ve sıklıkla diüretik-rezistan asit olarak kliniğe yansır. Tedavi İlaçlar HRS için tanımlanmış belirli bir tedavi yoktur. Kontrolsüz çalışmalarda vazopressin analogları (terlipressin), somatostatin analogları (oktreotid) ve α-adrenerjik agonistler gibi sistemik vazokonstrüktörler ile plazma hacim genişleticilerin faydalı olduğu gösterilmiştir. -92 Diğer Non-farmakolojik Tedaviler TIPS, potansiyel tedavi alternatifi olsa da veriler yetersizdir. Hemodiyaliz, karaciğer nakil listesine alınan hastalarda uygulanabilir. Cerrahi Yaklaşım Uygun adaylarda karaciğer nakli küratif olabilir (tip I ve II HRS). 12 haftadan daha uzun süreli hemodiyaliz alan hastalarda karaciğer ve böbrek nakli düşünülmelidir. Sonuçlar/Prognoz Tedavi almayan tip I HRS hastalarında prognoz iyi değildir, hastalığın başlangıcından itibaren 1 - 3 ay arasında ölüm izlenir. Tip II HRS hastalarında ortalama sağkalım daha yüksektir. Hepatik Ensefalopati Genel Prensipler Tanım Hepatik ensefalopati; akut/kronik hepatoselüler yetmezliği veya portosistemik şantı olan hastalarda görülen, bilinç bozukluğu ve nöromuskuler aktivite değişikliğiyle seyreden bir sendromdur. -93 Sınıflandırma Hepatik ensefalopatide farklı evreler aynı anda görülebilir ve ani olarak değişebilr. Evre I: Uyku ritminin bozulması, hafif konfüzyon, huzursuzluk, titreme, asteriksis Evre II: Letarji, disoryantasyon, uygunsuz davranışlar, asteriksis Evre III: Somnolans, ciddi konfüzyon, agresif davranışlar, asteriksis Evre IV: Koma Etiyoloji Hepatik ensefalopati patogenezi tartışmalıdır. Tetikleyici faktörler arasında; laktuloz ilaç uyumsuzluğu, azotemi, ALF, opioid veya sedatifhipnotik ilaçlar, akut gastrointestinal kanama, hipokalemi ve alkaloz (diüretikler ve ishal), kabızlık, enfeksiyon, yüksek proteinli diyet, ilerici hepatosellüler disfonksiyon ve portosistemik şantlar (cerrahi veya TIPS) yer alır. Tanı Prezentasyon, hafif mental durum değişikliklerinden komaya kadar değişkenlik gösterebilir. Asteriksis (flapping tremor) evre I ensefalopatiden evre III'e kadar gözlenir. Bu motor bozukluğu hepatik ensefalopatiye özgü değildir. Elektroensefalogramda yavaş, yüksek-amplitüdlü ve trifazik dalgalar gözlenir. Kan amonyak düzeyinin saptanması, hepatik ensefalopati için sensitif veya spesifik bir test değildir. -94 Tedavi İlaçlar İlaçlar, emilimi olmayan disakkaritleri (laktuloz, laktilol ve lactaz eksikliği olan hastalarda laktoz) ve antibiyotikleri (neomisin, metronidazol ve rifaksimin) içerir. Laktuloz, 15-45 mL PO (veya nazogastrik sondayla) 2-4 kez, günde 3-5 defa yumuşak dışkılama olacak şekilde ayarlanmalıdır. İleusu veya barsak obstrüksiyon ihtimali olan hastalara oral laktuloz verilmemelidir. Akut safhada, başlangıç dozu olarak her 2 saatte 30mL önerilmektedir. Hastada barsak hareketleriyle beraber bu doz 4,6 ve sonra 8 saatte bir olacak şekilde değiştirilebilir. Laktuloz lavmanlar ( 700 mL distile suya 300mL laktuloz eklenmesiyle hazırlanmış) da uygulanabilir. Rifaksimin, 550 mg PO 2 kez, neomisin ve metronidazole alternatif olarak kullanılmaktadır (N Engl J Med 2010;362:1071). Neomisin, ağızdan ( 500-1000mg 6 saatte bir) veya retansiyon enema (100-200 mL izotonik salin içinde %1 solüsyon) olarak verilebilir. Uygulanan neomisin dozunun yaklaşık olarak %1-3'ü emilir, bu durum ototoksisite ve nefrotoksisite açısından risk oluşturur. Metronidazol (250 mg PO 8 saatte bir), rifaksimin veya neomisinin olmadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda kısa dönem tedavide faydalıdır. İlişkili olduğu toksisiteler nedeniyle uzun dönem metronidazol uygulaması önerilmemektedir. Tek başına bir ajana dirençli vakalarda laktuloz ile bahsi geçen antibiyotiklerin kombine tedavisi göz önünde tutulmalıdır. Hayat Tarzı Değişiklikleri Diyette protein kısıtlamasının gerekçesi ve yararları tartışmalıdır. Hastanın yemek yemesi mümkün olduğunda, başlangıç olarak günlük 30-40 g protein içeren bir diyet uygulanmalıdır. Genel tedbirlerden yarar görmeyen ensefalopatisi olan hastalarda özel diyetler ( bitkisel protein veya dallı-zincirli amino asitlerle zenginleştirilmiş) faydalı olabilir. -95 Hepatoselüler Karsinom Genel Prensipler HCC sıklıkla sirozlu hastalarda ortaya çıkar(özellikle viral hepatit(HBV veya HCV), alkolik siroz, α1AT eksikliği ve hemokromatozis ilişkiliyse). HCC, dünyada erkeklerde 5. Kadınlarda 7. en sık görülen kanserdir. Vakaların neredeyse %85’i gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkmaktadır(Gastroenterology 2012;142:1264). Tanı Klinik Prezentasyon Klinik prezentasyon hastalığın evresiyle doğru orantılıdır. HCC sağ üst kadran ağrısı, kilo kaybı ve hepatomegali ile prezente olabilir. Sirotik hastada gelişen karaciğer dekompanzasyonu HCC şüphesi doğurur. HCC için gözetim, sensitif bir görüntüleme yöntemi ve AFP ile 6 ayda bir yapılmalıdır. Hepatit B’li hastalarda gözetim, siroz olmasa bile 40 yaşından sonra başlamalıdır. Tanısal Testler Laboratuvar AFP(Karaciğer Hastalığının Değerlendirilmesi Bölümüne bakınız) -96 HCC için serum belirteçlerinin araştırılması: lens culinaris aglutinin reaktif α-fetoprotein, des-gama-karboksiprotrombin(DCP), alfa-L-fusosidaz ve glypican-3(GPC3). Görüntüleme Karaciğer ultrasonu, üç-faz BT, ve MR sensitif yöntemlerdir ve sıklıkla HCC tespiti için kullanılırlar. Tanısal Prosedürler Karaciğer biyopsisi, HCC riski altındaki hastalarda, nonkarakteristik görüntüleme özellikleri olan(arteryel hipervaskülarite yokluğu ve venöz veya gecikmiş faz washout) 1 cm’in üzerindeki şüpheli karaciğer lezyonlarında düşünülmelidir. Tedavi İlaçlar Sorafenib, tümör hücre proliferasyonunu ve anjiyogenezi engelleyen küçük bir moleküldür. İleri HCC’li hastalar için median sağkalım ve radyolojik progresyon, sorafenib kullananlarda, plasebo kullananlara göre 3 ay daha uzundur(N Engl J Med 2008;359:378). Şu anda HCC tedavisi için, anjiyogenezisi, epidermal büyüme faktörü reseptörünü ve rapamisin memeli hedefi’ni(MTOR) inhibe eden bir çok yeni ilaç araştırılmaktadır. Nonfarmakolojik Tedaviler Transarteryel kemoembolizasyon(TACE), seçili hastalarda sağkalımı iyileştirir. Büyük veya multifokal HCC’si olan cerrahi dışı hastalarda,Vasküler invazyon veya metastatik hastalık da yoksa, TACE birinci basamak palyatif tedavi olarak önerilir (Hepatology 2011;53:1020). Seçili hastalarda Milan kriterlerinin ötesinde olan tümörler; TACE, radyofrekans ablasyon(RFA) ve transarteryel radyoembolizasyon ile transplantasyon öncesi Milan kriterlerini karşılayacak evreye düşürülebilir. -97 Cerrahi Yaklaşım Karaciğer rezeksiyonu,non sirotik hastalarda uygulanan tedavidir. Karaciğer transplantasyonu, Milan kriterlerini karşılayan sirotik hastalara uygulanır(tek HCC <5cm veya 3 nodüle kadar <3 cm). Milan kriteri, United Network for Organ Sharing (UNOS) tarafından, HCC’li transplantasyon adaylarının öncelik durumlarını(istisna noktaları) belirlemek için kullanılır. Sonuçlar/Prognoz Erken tanı önemlidir. Cerrahi rezeksiyon ve karaciğer transplantasyonu uzun-süreli sağkalımı iyileştirir. 5-yıl hastalıksız sağkalım %50’nin üzerindedir(Hepatology 2011;53:1020). İleri HCC kötü prognoza sahiptir. 5-yıllık sağ kalım %0-10 arasındadır. Karaciğer Transplantasyonu Genel Prensipler Karaciğer transplantasyonu, irreversibl akut ve ESLD’de mevcut tedaviler başarısız olduğunda, etkili bir tedavi yöntemidir. Amerikada transplantasyon için tüm kadavra karaciğerleri ve parsiyel karaciğerler(bölünmüş karaciğer, küçültülmüş boyutlu ve yaşayan-akraba) kullanılır. -98 Karaciğer transplantasyon önceliği, son-evre karaciğer hastalığı modeli(MELD) skoru ile belirlenir. MELD skoru, serum bilirubini, serum kreatinini ve INR’yi hesaba katan bir formül ile hesaplanır. Hastalar 15 MELD skoruna ulaştıklarında karaciğer transplantasyonu için değerlendirilirler. Hastalar şu gibi durumlarda “istisna MELD noktaları” olarak değerlendirilirler: Milan kriterleri içinde HCC, hepatopulmoner sendrom, portopulmoner hipertansiyon, polikistik karaciğer hastalığı, familyal amiloidozis, sıradışı tümörler vb. (Liver Transpl 2006;12(12 suppl 3):S128). Akut karaciğer yetmezliği kriterlerini karşılayan hastalar, potansiyel karaciğer transplantasyonu adayıdır. Sirozlu hastalarda, karaciğer sentez ve atılım fonksiyonları azaldığında, asit, hepatik ensefalopati veya HRS, HRC, rekürrent SBP ve varis kanaması gibi komplikasyonlar geliştiğinde, transplantasyon açısından değerlendirilmelidir. Karaciğer transplantasyonu adayları; hepatologlar, transplant cerrahları, transplant hemşire koordinatörleri, sosyal hizmet çalışanları, psikologlar ve finansal koordinatörler tarafından oluşturulan multidisipliner bir takım tarafından değerlendirilir. Karaciğer Transplantasyonu için genel kontraendikasyonlar; ciddi ve kontrol edilemeyen extrahepatik enfeksiyon, ileri kardiyak veya pulmoner hastalık, ekstrahepatik malignite, çoklu organ yetmezliği, çözülmemiş psikososyal mevzular, medikal uyumsuzluk mevzular ve devam eden madde istismarı(örn, alkol ve yasadışı ilaçlar). Amerikada son 5 yıl içinde, 15 ile 16.000 arası hasta aktif olarak karaciğer transplantasyon listesindedir. Bu hastaların çoğu erkek ve beyaz ırktan. 2009’da, 5,748 karaciğer transplantasyonu gerçekleştirilmiştir. Transplantasyondaki ana etiyolojiler, HCV, malignite ve alkolik karaciğer hastalığını içerir (http://www.unos.org/). Transplantasyon için uygun karaciğerlerde hala arz-talep dengesizliği vardır. Tedavi İmmünsüpresif, Enfeksiyöz ve uzun-dönem komplikasyonlar Bölüm-17’de tartışılmıştır(Solid Organ Transplantasyonu)