Verimli Düşünme Nedir? Nasıl Verimli Düşünebiliriz? Prof. Dr. Hüsnü Erkan T.C. Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü Verimlilik Programları /Faaliyetleri Eğitimi ve Çalıştayı 25-28 Ekim 2016- ANTALYA Giriş:Sorular…. • Hiç Düşündünüz mü, yaşadığımız Uygarlık düzeyini bugünlere taşıyan nedir? • Sonsuz Uzayı turlayan uzay gemilerini üreten insanlık hangi yeteneklerinden yararlanıyor? • Bugün Dünyanın bir ucundan diğer ucuna ışık hızında bilgi aktaran teknolojileri insanlar nasıl sağladı? • Görmediğimiz Doğa olan mikro kozmos dediğimiz atom altının dinamik işleyişi ve elektro dalgaları insanlığın hizmetine sunan insani güç nerden kaynaklanıyor ? • Milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki Nano Teknolojileri, insan genom haritasını, görünmez doğanın gizleri olan DNA şifrelerini hangi güçle çözdü? • Nihayet, ülkeler arasındaki küresel ekonomik yarış ve rekabetin lokomotifi olan verimlilik ve yenilikleri devreye sokan gücü insanlar nerede buluyor? Cevap : İnsan beyninde tetiklenen Düşünme ve öğrenme gücü: Bütün bu soruların tek bir cevabı var: İnsanı insan yapan; hayvan olmaktan kurtaran Beyin ve tüm yaşanmışlıkların birikimi ile şekillenen insan zihninin sınırsız yeteneği. İnsan Beyni ve Zihni, bilinen evrendeki en gelişmiş ve en karmaşık yapılanma. Yüz milyarı aşkın sinir hücresinin her birinden dallanan çok sayıdaki dendritler arası, fizikokimyasal etkileşim mekanizması . Trilyonlarca bağlantı kurma yeteneği ve elektriksel ateşlemelere eşlik eden 50’den fazla kimyasal ileticinin karmaşık işlevsel etkileşimi. Nihayet bir Beyinde üç beyin. Bir beyinde üç beyin Üç Beynin uzmanlaşmış işlevleri • Beyin sapı=Sürüngen beyni; biçim ve işlev olarak, ast-üst tavrını, kendine özgü mekanı tanıma, savunma, kodlanmış otomatik tepkilerin kaynağı olarak işlev görür. • Alt düzey (ilkel ve temel) ihtiyaçlar : hayatta kalmaya odaklanma, gıda, seks ve kaba kuvvet (güç) ve benzeri işlevler. • Vejetatif göstergelerin belli bir eşik değeri aşması ile ör. acıkmada kan şekeri; üşümede ısı gibi; yorgunlukta, korku ve tehlikede, uyarım yönlendirici mekanizma olarak devreye girme işlevi. Orta beyin veya Limbik sistem:Duyguların merkezi • Evrim sürecinde oluşan ikinci beyin .Memeli beyni veya limbik sistem. • Memeli varlıkların orta düzey ihtiyaçları olan, bağlanma, birlikte yaşam, şefkat ve özsaygı işlevleri: Duygusal varlığın merkez istasyonu. • Cinsel istek, öfke, sevinç, bunalım ve zevk duygularımız. • Üst beyine (neokortekse) gönderilecek bilgilere karar verme. • Canlının temel davranışlarını koordine eden organizasyonları üstlenme. • Evrimle gelen arayış, öfke, korku ve panik gibi temel duygu ve davranış kalıp ve programlarını depolama. Rutin görevleri kalıplara göre çözme. • Özne merkezli ve özne evreni ile sınırlı iletişim evreni. Değişmez içgüdülerle çevreye bağlanma. • içgüdüler milyonlarca yıl denenmiş varlığın güvencesi davranış reçeteleri. Üst Düzey Bilincin Merkezi: Ön Beyin (neokorteks ) • İnsana özgü neokorteks (üst beyin), insanın üst düzey ihtiyaçları olan bilinç, özgecilik, toplumsal bütün için çalışmak, soyut düşünme, planlama, analiz, sentez, karar verme ve imgelem (hayal kurmak) ve kendini gerçekleştirme işlevlerini üstlenir. Bir çok insan için etkin kullanımı henüz yeterince öğrenilememiş olabilir. • Etkin kullanımı ile insanın kendisi, çevresi ve toplum için; gelecek planları ve stratejiler ile bilinçli olarak gelecek ve uzak amaçlı planlar yapar. • Üst beyinde; hazır, depolanmış programlar yoktur. Ayrı konularda uzmanlaşmış alanlar ve merkezler: görmenin, işitmenin, dilin, uzmanlaşmış merkezleri vardır. vücudun her bölgesinin, üst beynin iki yarım küre korteksinde bir izdüşümü bulunur. • Ön beynin ön lopları akli özgürlüğünün organıdır, işlev üstlenme anlamında var olan boş alanlar insana en özgü, insani niteliklere karşılıktır. Belirlenmiş tekil bir amaca değil; her amaca açıktır, esneklik ve uyum sağlama yeteneği yüksektir. Ön alın lopları, soyut, yaratıcı ve bilinçli düşünmenin merkezidir. • Prefrontal korteks, insanda en büyüktür, memeli evriminde geri gittikçe küçülür; burası bütün bilgileri dikkatlice toplar, bütünleştirir, formülleştirir, uygular, denetler, değişiklikler yapar ve yargılar. Beynin evrimi Beynin Evrimibeyin Beynin CEO’suÖn loplar ve Dorsolateral • Beynin CEO’su Beynin Etkileşim ağı • Beyinde etkileşim Düşünce üretimi ; üst beynin odaklandığı zihnin bütüncül işlevidir • İnsan beyni, ön beynin parçalı bütünselliği ve üç beyin yapısının her birinin inter-aktif etkileşim işlevselliğinin devrede olduğu karmaşık bir işleyiş mekanizmasına sahiptir. • Beyin sapında işlevsel öncelik, vücudunun vejatatif işleyişine; • Orta beyinde, varlığı korumaya yönelik kalıplaşmış davranışların içgüdüsel kullanımına; ve İnsan bağlamında kendi varlığı ve varlığı ile ilgili inanç ve değerlerin korunmasını ön gören kalıplara oluşturmaya; • Üst beyin ise; orta beynin ölümüne ateşlediği duyguları ketleyerek aklın ve üst düzey bilincin kullanımına odaklıdır. • Odaklanmış akıl olarak düşünme ve düşünce üretimi; üst beynin aktif olarak devreye girdiği, odaklı beynin bütüncül bir işlevidir. Düşünme Yaklaşımları 1: Hızlı ve Yavaş Düşünme Hızlı ve Yavaş düşünme ;Daniel Kahneman: (Thinking Fast and Slow, Penguin,2012) Nobel ödülü 2002.Hızlı Düşünme =Sistem 1: Korku ve öfke gibi olası tehlike ve ciddi duygusal durumlar için allt beyin bölgelerindeki sinyal ve tetiklemeler üzerinden beynin komuta merkezi uyarılır. Sistem 1, canlının hayatta kalmasını sağlayan kalıplar içinde sürekli aktif çalışır. Alt düzeydeki beyin bölgeleri tehlikeyi hızlıca değerlendirir, ön beyin kontrolü olmadan yaratılan duygulara ışık hızında “iyi veya kötü“ tepkisi verilir. Otomatiktir,istem dışıdır. Çevreyi kontrol altında tutar. Çağrışım, bağlam oluşturma, kalıp ve hikayeler yaratarak kestirmeden ve sınırlı bilgi ile hüküm verir. Yavaş Düşünme :Sistem 2 • Asıl düşünme olgusu yavaş düşünmedir. İstemli ve bilinçlidir, geleceği planlar. Sistem 1’in aktardığı izlenimler üzerine sıra dışı durumda yardıma koşar. Onları bastırır ve hataları engellemeye çalışır. Yetersiz kalabilir, ancak gelişime açıktır. Beklentiler ve riskli durumlarda karar verirken her zaman mantıklı ve akılcı olamayabilir. Duyu merkezleri ve hafıza kayıtları ve sezgiler devrede olup, düşünme sürecinin CEO’su olan ön alın lopları devrededir. Bu bölge; bellek, planlama,idrak, soyut düşünce, uygun davranış seçme, uygunsuzu engelleme, kural öğrenme, uygun duyuları seçme ile ilgilidir (Kaku;2014).Sistem 2, çaba ve enerji gerektirir; bu nedenle tembel yaradılışta olup enerjiyi tasarruf eder; odaklı çalışır. Düşünme Yaklaşımları 2: Dünya Bankası Yaklaşımı • Dünya Bankası, “Worl Development Report 2015”,”Flagship Report”: “Mind, Society and Behavior.” 215 s. • Kahneman Yaklaşımı,Otomatik Sistem ve Deliberative Düşünce sistemi adını alır: • Otomatik Sistemde düşünme, zihinde dar çerçevede (kalıp olarak), bir çaba gerektirmeden, çağrışımsal ve sezgisel olarak devreye girer. • Deliberative (etraflı) Düşünme Sistemi, temel faktörleri geniş çerçevede, gayret (çaba) göstererek, mantık (muhakeme) temelli düşünceler olarak kendini yansıtır. • Kahneman’ın 2’li yaklaşımını, insan ve toplum bağlamında karar verme davranışları olarak 3 düşünme sistemine dönüşür: • 1 Otomatik düşünme, 2. Sosyal düşünme ve 3. Zihinsel Model. •Otomatik düşünme kalıpları insanların karar ve davranışlarına güçlü ve kesin etkiler olarak yansır. ön yargı ve hatalı varsayımların farkında olmadan otomatik kalıplara uyum gösterir. Otomatik düşünce kalıpları, yaşamın sadece bir yönüdür. Sosyal düşünme ilkesi • Sosyal düşünme ilkesi, insanın sosyal bir varlık tır. Sosyal tercih, sosyal ağ, sosyal aidiyet ve sosyal normlardan etkilenir. • İnsanlar yaşadığı sosyal ortama uygun davranış ve karar içinde olmak ister. • Sosyal davranış ve kararları otomatik olarak taklit eder. • Başkalarının düşünce ve beklentileri, bizim düşünce ve karalarımız üzerinde etkilidir. • Toplumsal değer ve ahlak kurallarına uyum ve katılım, sosyal normlar olarak davranış kalıplarına dönüştürür. Zihinsel Modeller üzerinden düşünmek • Zihinsel Model İlkesi: Çoğu insanın düşünceleri, kendi yarattığı konseptler (kavramlar) olmak yerine, yaşadığı toplumunun ortaya koyduğu kavramlar, kategoriler, grupsal kimlikler, rol modelleri, kişisel imaj oluşturma, öyküler ve dünya görüşlerinden köklerini alır. • Zihinsel modeller, kişinin bulunduğu ortamdaki yaşanmışlıklardan algılanan zihinsel yorumlar olarak şekillenir. • Kişiler somut olguları, kendi zihinsel algı modelleri içinde yeniden üretirler. Bu modeller, çocukluktan beri yaşanan deneyimlerin getirdiği, kişisel bilişsel birikimdir. Toplum kültürü, kişisel olarak içselleştirilen öznel kalıplar olarak karar ve davranışlarına yansır. • Zihinsel modeller ve toplumsal inançlar ile yaşanmışlıklar, insan kişiliğini derinden etkiler. Çoğu zihinsel model “yararlı ve olumlu”, diğer bazıları “olumsuz ve yararsız” olarak şekillenir. • Aynı insan, aynı anda bir biri ile çelişen çok sayıda zihinsel modele sahip olabilirler. • Algılar değiştikçe zihinsel model ve yorumlar da değişebilir. Düşünme Yaklaşımları 3: Geleneksel ve Bilimsel Dünya Görüşleri • Türkiye’nin sorunlarına çözüm arayışı için 1990’lı yıllarda “Toplumsal Sorunlara Entegre Sistemler yaklaşımı” adlı analiz paradigmam içinde şekillendi. Ben konuyu iki düzlemde analiz ediyorum. Günlük yaşam karşısında insan beyninin, pratik dünya görüşü olarak geleneksel kullanımı ve odaklı üst düzey kullanım düzlemi. Günlük yaşam karşısında insanlar; • ekonomik açıdan çıkarlarını, • Politik açıdan ideolojilerini, • Kültürel açıdan değerlerini ve • sosyal açıdan bağımlılıklarını gözeten kişilik yapısı içinde, kişisel dünya görüşü olarak belli kalıpları ve bunun uzantısı davranışları oluşturur. • Her insanın yaşadığı ortam ve duruma göre bunların biri veya birkaçı ağırlık kazanır: iş dünyasında ekonomik çıkarlar; siyasette ideolojiler, muhafazakar aile ve insanlarda değerler ve bağımlılıklar öne çıkar. • Pratik Dünya görüşü, ortam ve zamana göre yaygınlık ve değişim gösterebilir: Türkiye’de 1980 öncesinde ideolojiler; sonrasında çıkarlar ve son dönemde bunlara inanç değerleri ve bağımlılıkların eklendiği ve ağırlık ve yaygınlık kazandığı söylenebilir. Şekil 3 : BİLİMSEL VE GELENEKSEL DÜNYA GÖRÜŞLERİ ppp Bilim Düzeyi Bilim Dili Bilgi Edimli Bakış Açısı (Doğanın Keşfi) Dışa – İçe Dönük (Olgusal) Düşünme Beynin (Tam) Kullanımı Yaşanan Dünyanın Algılanışı -Bilim Bazlı Reform, Strateji ve Politikalar Bilimsel Karar Süreci Uygulama: Amaç Araç Planlama: Neden Analiz: Sonuç Yaşanan Dünyanın Algılanışı ğeleri Ö Bilim Bazlı Dünya Görüşü Teknoloji Üretimi=Organize Düşünce Üretimi Bilim Bazlı Sistemleşme Yapılaşma İşleyiş Ekonomik Alan “Çıkarlar” Geleneksel -Kişisel -İnanç Bazlı -Bağımlı -Çıkara Dayalı(Fırsatçı) Yapılanma ve İşleyiş Politik Alan “İdeolojiler” Geleneksel Dünya Görüşü Sosyal Alan “Bağımlılıklar” Kültürel Alan “Değerler” Geleneksel Dünya Görüşünün Öğeleri Çıkarlar + İdeolojiler + Değerler + Bağımlılıklar . Kaynak: H. Erkan (2000), yapılması düşünülen “Düşüncede Devrim” çalışması için geliştirilmiştir Olgusal Düzey Gözlem Dili • • • • • • • Beynin Üst Düzey Kullanım Düzlemi:Üst Beyinin Aktif Kullanımı Beynin üst Düzey kullanım Düzlemi, pratik yaşam ötesinde ve üstünde zihnin özel olarak odaklanma, caba gösterme, öğrenim ve bilgi birikimi ile gerçekleşen düşünme olgusudur. Bu da 3 alanda kendini ortaya koyar: Bilimsel Düşünme; zihnin yoğun odaklanması ile doğa, evren, toplum ve yaşamın işleyiş mekanizmasını “açıklayan “ bilgi ve teknoloji üretimini sağlar. Bilginin, doğa ve yaşama uygulanması için formatlanması, teknoloji olarak doğaya egemen olmaya yöneliktir. Felsefi Düşünme; kavramlar (konseptler) üzerinden, zihnin yoğun kullanımı ile yaşamın anlam arayışının “kişisel yorumlarını “ortaya koyarak; insanın yaşama bir anlam yüklemesine ve kendini anlamasına hizmet eder. Sanatsal Düşünme; insanın algılam ve duygulam evreninde yaşadıklarını, zihnin yoğun kullanımı ile bir kompozisyon dünyasına aktararak, yarattığı resim , müzik ve benzeri eserlerle insan zihninin sakinleşmesini sağlar. Bu üç alan karşılıklı etkileşim ve alış-veriş ilişkisi içinde bir birine hizmet eder. Ancak beynin her üç alandaki aktivitesi, yaşam kaosu ile girilmiş çok çetin bir kavgadır. Beyin, kaosla yaşadığı bu kavga sürecinde stres hormonu salgılar. Bu stresli sürece girmeye cesaret etmek gerekir. İnsan, yeni bilgi ve teknoloji ürettiğinde, yeni bir sanat eseri yarattığında veya yaşımın gizlerine anlamlı ve mantıklı yorumlar getirdiğinde, beyin bu kez başta dopamin ve benzeri hormonlarla kendini ödüllendirir. Beynin Savunma Gücü: Kalıplar üzerinden Sakinleşmek • Canlının varlığını korumaya çalışan iki alt beyin işlevleri, sürekli ve otomatik olarak, çevrenin iz düşümüne sahip olarak onunla uyumlu , zahmete girmeden sezgisel olarak ve canlıyı milyonlarca yıl hayatta tutan temel kalıplar beyinde kodludur. • Ayrıca , sosyal düşünme ve zihinsel model ile “pratik dünya görüşünü” oluşturan değer, norm ve inançlar da kalıplara dönüşür. • İnsan pratik yaşamda toplumdan aldığı “ iyi ve kötü” olarak kazandığı değer, norm, taklit ve benzeri davranışları yine standart kalıplara dönüştürür. • İnsan, yaşamı kolaylaştırmak için sürekli “davranış kalıp ve standartları” arar. • Yaşam boyunca kullanılan bu kalıplar inançlara dönüşür . • İnançlar sürekli kendini doğrulayıcı gerekçeler arar. • Ortak kalıpların toplumda paylaşılması, sosyalleşme etkisi yaratır. • Kalıpsal davranışlar risk ve belirsizliği giderir. Paylaşılan kalıplar sosyalleşme etkisi yaratır. • Her iki durumda da beyin serotonin hormonu ile sakinleşir. • İnançlar ve inanılan her düşünce, sorunla kavgayı engeller; serotonin üzerinden beyni sakinleştirici bir işlev görür. • • • • • • • Verimli Düşünmek için Düşünmeye Cesaret etmek. Sonuç: beyninin ilk ve temel işlevi: tehdit altında olup olmadığını belirlemektir. Bunu kalıpsal davranışla ortaya koyar. Bu nedenle beynin önceliği inanç ve inanç kalıpları üretmektir. Canlı beyni tehditsiz bir ortamda, serotonin ile sakinleşir. Bilim, sanat ve felsefe yapmak gibi üst düzey beyin odaklanması ile, geleceği planlayan , strateji geliştiren üst düzey yöneticiler,CEO’lar yaşam kaosu ile kavgaya girişirler . Yaşamla çelişkiye düşerek bu kavgayı yaratan ve yürüten, öncelikle üst beynin ön loplarının işlevidir. Bu süreç stres hormonu salgılayarak insan bünyesini gergin olmaya iter. Herkes bu yolculuğa cesaret edemez. Yararlı ve katma değer yaratıcı “verimli düşünce” olarak bilgi üretimi, kalıplar üzerinden sakinleyen beynin değil; yaşamla kavgaya tutuşma cesareti gösteren; geleceği arayan, sorunlara çözüm arayan, bilinçli strateji peşinde koşan; yani üst beyni ve ön lopları daha etkin kullanan, kalıplar ve sloganlar aramak yerine, bu kalıplarla kavgaya giren beyinlerin işidir. Verimlilik ve yenilik beynin düşünmeye odaklanıp öğrenmesinden geçer. Verimli Düşünmek kalıpları kırmaktan geçiyor. • • • • • • • Büyük Düşünürümüz Mevlana, “ Hayattan Ne Öğrendim” isimli şiirinin bir bölümünde şöyle der:” Düşünmeyi öğrendim Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim” İşte, Verimlilik de, yenilik de beynin çekinmeden ve cesaretle, kendine güvenerek, yaşam kaosuna dalarak, kendi bilgi ve deneyimlerini devşirmesinden geçiyor.. Üst otorite olarak görülen kişi ve bilim insanlarının görüşlerini aktarmakla yetinmekten değil; onlarla da kavgaya girip onları aşmaya çalışmaktan geçer. Bilimin bu noktada yol göstericiliği, sanayi uygarlığında, olay ve olgulara karşıdan bakarak, nedenle sonuç arasındaki mantıksal bağı kurmaktan geçiyordu. Ancak bununla aldığımız yol bugün yetersiz kaldı. Görünen doğanın noktasal ve mekanik nedenselliği de kalıplar üretti. Bugün artık bilim, kuantum mantığının atom altının mikro kozmosu ve evrenin makro kozmosunda çoklu değişkenlerin dinamik etkileşiminin olasılık evreninde verimli düşünceye kanat açarak , bugünün bilgi teknolojilerini bize taşıyor. Biz de toplum olarak bu yola koyulmalıyız. Düşünme süreci de ,verimli düşünmeyi öğrenmek de cesaretle yola koyulmaktan ve bunun için, çocuk eğitiminden üniversite ve işletmelere kadar, kalıpsal düşünce yerine özgür düşünceyi, bir zihniyet devrimi ile yakalamamız ve bunun uygun ortam ve iklim yaratmamız gerekiyor.. Daha kısa bir deyimle, orta beynin yaklaşımına dayalı kalıplar yerine ,üst beyni kullanmaya cesaret etmeliyiz. Ya da bilgi üretme yolculuğuna koyulmalıyız. Bilgi Üretme Yolculuğu: Veriden Örtük Bilgiye Uzanan Süreç • Bilgi, bilimsel bilgi ile desteklenmiş, kurumlarda uygulanabilir olan ve değer yaratan Nasıl’ın bilgisi ( Know–How) olarak ortaya çıkar. • Bilgi edinme yolculuğu: sinyaller ve duyumlarla başlar, , Veriler (potansiyel enformasyon) olarak toplanır. Verilerin işlenmesi = enformasyon üretimi olarak, veriye bilişsel bir çerçeve; bağlam kazandırarak bilgiye ulaşılır. Bilimsel ve bilişsel çerçeveye oturmuş enformasyon bilgi olarak, değer yaratan bir konuma ulaşır. Bilgi; anlam, içerik ve işe yararlığı açısından kişisel algı ve değerlendirme süreciyle birlikte örtük bilgiye dönüşür. • enformasyonu işleyen kişinin bilişsel bilgi birikimi önemli. • Kurumlarda genellikle enformasyon bolluğu vardır. Enformasyonun kullanılabilir duruma dönüşebileni bilgi olduğu için bilginin fazlası olmaz. Kurumlarda bilgi kirliliği değil, enformasyon kirliliği bulunur. Kullanılamaz olan enformasyon kafa karıştırıcıdır. Katma Değer Merdiveni i Bilginin Türleri • Niçin’in Bilgisi (Know-Why); olay ve olguların işleyişini açıklayan bilgi, bilimsel bilgi = açık bilgidir. • Açık bilgi Kodlanmış, yazılmış ve aktarılabilen. • Nasılın Bilgisi (Know-How) , yapabilirliğin, yani uygulamanın bilgisi olarak, bizzat ilgili konuya odaklanmış insanlarda yurtlanık olan bilgidir. Çoğu kez örtük bilgi olarak. • Bir işi, kimin yapabileceğine ilişkin bilgi, (Know-Who). • Ne’ye ait veya Neyin bilgisi. (Know-What). • Nasıl’ın bilgisi (Know-How) ile Niçin’in bilgisi (KnowWhy) karşılıklı etkileşim sürecinde birbirine dönüştürülebilir bilgi türleridir. Bilgi Öğrenme Süreci Bilginin öğrenme sürecinde öne çıkan 3 aşama: • Bilginin Edinimi; kişinin öğrenim, deneyim, beceri sezgi ve ilişkilerinin yaratılıp geliştirilmesinin sonucunda kazandığı uzmanlıktır. Enformasyon ve bilişim teknolojileri bilgi edimini kolaylaştırır. • Bilginin Paylaşımı;bilgi kendi kendini yenileyen ve tüketirken de, paylaşırken de ve artar ve birikir ve farklı bilgi ve uzmanlıklar birbirini tamamlar. Üniversite eğitimi de kuşaklar arası bir bilgi paylaşımıdır • Bilginin Kullanımı; öğrenilen bilginin, değer yaratmak için kullanımıdır. Paylaşım da bir bilgi kullanımıdır. Bilişim teknolojileri bilginin, edinim, paylaşım ve kullanımını kolaylaştırır. • Bilgi Sarmalı:Açık ve örtük bilgilerin edinim, paylaşım ve kullanım bağlantısı • Örtük Bilgiden Örtük Bilgiye Geçiş (ÖB ÖB): Sosyalleşme. • Örtük Bilgiden Açık Bilgiye Geçiş (ÖB AB): Dışsallaşma. • Açık Bilgiden Örtük Bilgiye Geçiş (AB ÖB): İçselleşme. • Açık Bilgiden Açık Bilgiye Geçiş (AB AB): Birleştirme İ Bilginin Kullanılabilirlik düzeyleri ve Bilginin Desteklenmesi Bilginin Teknolojiden Farkı • Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır ve sinerjik etkileşimle yenilenme hızı artar ve İnsan beyninde ve açık kaynaklarda birikir. • Teknoloji, kullanılabilir açık bilginin belli amaçlar için belli bir format içinde organize edilmiş, hatta hapsedilmiş durumudur. • Teknoloji, bir yöntemde, bir alet, edevat veya makinede somutlanır. Bilginin kullanıldığı format içinde sunulur. • Zihnin ürünü ve değer yaratıcı bir akım değişkeni olan bilgi, yaratılan format içinde yurtlandırılır. Teknoloji, piyasada alınır satılır; örtük bilgi olan nasılın bilgisi beyinlerde entelektüel sermaye olarak , sürekli yenilenmeye hazır olarak bulunur. • Teknolojik değişme, var olan format ve düzlemin her defasında bir üst veya farklı boyuta ve farklı içerikle taşınmasıdır. Ancak her değişimin temelinde bir akım büyüklük olan yeni bilgi vardır. • Değer yaratma özelliği bilgiye aittir. Bilgi, belli bir format kazanıp teknolojik donanıma dönüşünce donuklaşır ve kolay taklit edilir. Oysa bilgi, mevcut teknolojik donanımı yeni formatlar içinde sürekli ileriye taşıyan akım değişkenidir. Verimlilik ve Yenilik Bilgi Kullanımından geçer • Bilgi odaklı ekonomik birim ve kurumlar, sürdürülebilir verimlilik artışı ve yenilikçilik için amaç ve süreç odaklı çalışırlar. • Bilginin kullanımı ile başarı arayan firma ve kurumlar amaçlarını gerçekleştirmek için 3 temel sürece odaklanır (Von Korgh, G., Ichijo, K. Ve Nonaka, I.; 2002: 297-301): • Riski en aza indirgemek, • Verimliliği artırmak ve • Yenilikçilik . köklü ve radikal yenilikçilikte başarı oranı bilindiği gibi oldukça düşüktür. Kurumlar, bilgi kullanımı ile öncelikle riskleri en aza indirmek ve rakiplere karşı rekabet yarışında üstünlük kazanmak için önce verimliğine ve verimlilik artışı ile birlikte adımsal yeniliklere odaklanırlar. • Riski en aza indirme amacındaki bir kurum, çalışanların donanım durumlarından yola çıkarak elde var olan bilginin yakalanması ve kullanımına odaklanır. Bu amaçla, var olan bilgiye ilişkin veri depolama, bunun kullanım alanı ve değeri ile bunların kullanım sistem ve denetimi ağırlık kazanır. Risklere karşı konum ve durum saptaması önemlidir. Şirket içi kilit kişi ve grupların bilgisine odaklanır. Bilgi daha çok, pazarlama, finans , üretim gibi oparasyonel sorunların çözümü için kullanılır.. Verimliliği Artırmak • Verimliliği arttırma amacı, eldeki bilgiyi tüm çalışanların • • • • erişimine ve yeni kullanım alanlarına açmaya , paylaşımı arttırmaya ve yaygınlık sağlamaya odaklanır. Burada amaç maliyet avantajı yakalamak için en iyi deneyim ve uygulamaları kurumda yaygınlaştırılır. Şirkette sistem düşüncesi, bilgi paylaşım kültürü, bilgi çalıştayları, kurum içi ve kurum dışı ağ bağlantıları ile bilgi, teknoloji ve sistem transferleri yaygınlık kazanır. Kıyas yöntemlerinden yararlanılarak en iyi uygulama programları geliştirilir Yeni kullanım alanları yakalanarak adımsal yeniliklere fırsat yaratılır. • • • • • • • • • • Yenilik için Bilgi Üretiminin Desteklenmesi Yenilikçilik amacında kurum yeni bilgi üretiminin desteklenmesine yönelir. Burada yeni bilgiye ve bilgi süreçlerine odaklanma gerçekleşir. Bilgi burada stratejik önem kazanır. Bilgi üreticileri sürekli desteklenir, çalışanlar motive edilir. bilgi üretimi için uygun ortam oluşturmak ve bunu sürekli geliştirmek. Yenilikçilik için yeni çalışma ve örgütlenme biçimleri devreye girer. Bilgi üretimini desteklemek; bilgi ve yenilik vizyonu belirlemek, Yenilik ve iletişim ağları oluşturmak Bilgi çalışanlarını harekete geçirmek ve Yerel bilginin küreselleşmesini sağlamakla gerçekleşir. Süreç odaklılık şş • y Bilgi üretiminin desteklenmesi 3) Yenilikçilik 2) Verimlilik Kurum içi yaygınlaştırma arayışı 1) Riski azaltma Açık bilginin Örtük bilginin yaygın kullanımı açığa çıkarımı Bilgi odaklılık düzeyi Bilgi çağında Rekabet • Bu günün bilgi çağın dinamik çeşitlilik ve belirsizlik ortamında rekabet etmek, bilgi üretimine dayalı olarak, bilinçli dinamik stratejiler geliştirmekten geçiyor. Hızlı değişim ortamında uyulması gereken strateji, kaosun içine düşmeden, uygun yapıların sağladığı zemin içinde, durağanlığa sıkışmadan kaosun eşiğinde konumlanan, stratejik planlama ve rekabet stratejisi olar yapılanmak durumundadır.. Eşikte rekabet