prof.dr. nedim saracoglu`nun sunumu

advertisement
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİ, BİYOENERJİ
VE
ENERJİ ORMANCILIĞI
Prof. Dr. Nedim SARAÇOĞLU
Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi
[email protected]

Kapağı AL UNUTMAAAAAA
İnsanların
çeşitli
aktiviteleri
sonucunda meydana gelen "sera
gazları" olarak nitelenen (karbon
dioksit, di azot monoksit, metan,
su buharı, kloroflorokarbon) gibi
gazların miktarlarının artması
sonucunda
yeryüzüne
yakın
atmosfer tabakaları ve katı,
yeryüzü sıcaklığının yapay olarak
artması "Küresel Isınma" olarak
adlandırılır.
Daha
ayrıntılı
açıklamak gerekirse dünyanın
yüzeyi güneş ışınları tarafından
ısıtılıyor (Şekil 1.5).
Avrupa Komisyonu Ocak 2007’de Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlamak
ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için bir bildiri yayınlamıştır. Bu
bildirinin amacı, daha düşük karbonlu sürdürülebilir bir ekonomi
oluşturmak, alternatif enerji kaynaklarına yapılan yatırımları desteklemek
için bir yol haritası belirlemektir. Avrupa Komisyonu’nun bu bildirisi
sonucunda Avrupa Konseyi’de Mart 2007’de yaptığı toplantıda;

2020 yılına kadar sera gazı salınımlarının (1990 seviyesine göre) en az %
20 azaltılması,

2020 yılına kadar enerji verimliliğinin % 20 artırılarak enerji kullanımının
% 20 azaltılması,

2020 yılına kadar yenilenebilir enerjinin toplam enerjideki payının % 20’ye
çıkarılması,

2020 yılına kadar ulaşımda kullanılan biyo-yakıt oranının % 10’a
yükseltilmesi hedeflenmiştir.
2 milyon yıl önce yaşanan buzul çağından günümüze kadar yerküre sıcaklığının 3 derece arttığı
ve bu artışın orantılı olarak önemli bir bölümü olan 0.5 derecenin son 50 yılda gerçekleştiği
saptanmıştır. Son 130 yılın en sıcak 7 yılı, son 11 yıl içinde yaşanmıştır. Bu 2 milyon yıl
boyunca süregelen sıcaklık temposunun birdenbire 6666 kat artması demektir. Bu çılgınca artışın
son 130 yıllık kıyaslamalı temposu, son 11 yıla sıkışan en sıcak 7 yıla işaret ediyor. Bunun
sonucu olarak ortaya çıkan iklim değişikliğinde olacaklar işe şunlardır.
1. CO2 yoğunluğunun 1850 yılı değerlerine göre iki kat artması halinde dünyada ortalama sıcaklık
2.5 derece daha artacak,
2. Ada ve deltalar suya gömülecek
3. Yarı kurak iklim bölgeleri çölleşecek,
4. Yer altı su rezervleri aşırı tuzlanacak,
5. Toprak neminin çekilmesi ve erozyon sonucu tarım toprağı kaybolacak,
6. Ekstrem iklim olaylarında artış görülecek,
7. Her gün artan orman yangınları olacak,
8. Tropik hastalıkların gittikçe kuzeye doğru yayıldığı gözlenecek,
9. Sıcaklığın ve tuz yoğunluğunun artışı yüzünden denizlerde sirkülasyon azalması görülecek,
10. Biyolojik çeşitlilik de büyük azalma olacak. 22. yüzyılda % 10-50 arası azalma olasılığı var,
11. Ekolojik sistemlerde sürdürülebilirliğin göstergesi olan böcek türleri de azalacaktır (Erengezin,
2001).
Şu anda atmosferde 750 milyar ton dolayında karbon dioksit bulunuyor. Bitkilerin, hayvanların ve toprağın
soluması, fosil yakıtların kullanılması, ormansızlaştırma ve okyanus-atmosfer etkileşimi yüzünden her yıl
yaklaşık 207 milyar ton karbon dioksit atmosfere salınıyor. Bu miktar her yıl artıyor. Öte yandan, kara
bitkilerinin fotosentezi ve yine okyanus-atmosfer etkileşimi nedeniyle de yaklaşık 204 milyar ton karbon
dioksit her yıl atmosferden çekiliyor. Bu durumda yılda 3 milyar ton dolayında karbon dioksit atmosfere
ekleniyor. Bu da aslında insanların fosil yakıt kullanımı sonucunda atmosfere salınan karbon dioksit
miktarına eşittir. Ne var ki dünyadaki fosil yakıt rezervleri, atmosferdeki karbon dioksit düzeyini 5-10
katına çıkaracak kadar fazladır. Bilim insanlarının tahminlerine göre insanlar, yer altındaki bu karbon
stoklarını yavaş yavaş atmosfere aktaracaktır. 2050 yılında atmosferdeki karbon dioksit oranının
1850'deki düzeyin iki katına, 2100'de de üç katına çıkması bekleniyor.
Atmosferde 75o milyar ton karbondioksit bulunuyor. Her
yıl yaklaşık 3 milyar ton karbondioksit atmosfere ekleniyor.
2050 yılında atmosferdeki karbondioksit oranının
1850’deki düzeyinin 2 katına, 2100 yılında 3 katına
çıkması bekleniyor. Atmosferdeki karbondioksit miktarını
azaltabilecek tek kaynak ise bitkilerin FOTOSENTEZ
mucizesi olarak bilinmektedir.
Kyoto'daki konferansa 160 ülkeden on bin dolayında
bilim adamı, uzman, çevreci ve hükümet yetkilisi
katıldı. Konferansta iklim değişiminin çevresel ve
ekonomik sonuçları ve bunlara yönelik politikalar
görüşüldü; enerjinin daha verimli kullanılması, yeni ve
temiz enerji kaynaklarının araştırılması, ormanların
korunması ve yeni orman alanlarının oluşturulması
kararlaştırıldı. Ancak konferansın en önemli olayı
Kyoto Protokolü diye anılan bir anlaşmanın
imzalanmasıydı. Buna göre gelişmiş ülkeler, başta
karbon dioksit ve metan olmak üzere altı sera gazı
üretimlerini 2012 yılına kadar 1990 düzeylerinin en az
% 5 altına çekecekler. Tek başına dünya sera gazı
üretiminin neredeyse dörtte birini yapan ABD için bu
oran % 8; Japonya için de % 6’dır. 1700 ile 2300 yılları
arasında atmosferdeki CO2 düzeyinin gelişimi Şekil
1.20’de gösterilmiştir.
Kyoto Protokolü'nün temel amacı, atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklimi tehdit etmeyecek seviyelerde
dengede kalmasını sağlamaktır. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nde, 1990 ile 2100 yılları arasında
dünya sıcaklığının 1,4 ile 5,8 ˚C arasında artacağı yönünde tahminler yapılmıştır. Kyoto Protokolü'nün başarıyla
uygulanabilmesi durumunda, 1990 ile 2100 yılları arasında, dünya sıcaklık artışının 0,02 ile 0,28 ˚C arasında
olacağı tahmin edilmektedir.
Kyoto Protokolü Neleri Değiştirecek?
Kyoto Protokolü'nün imzasıyla birlikte, gelişmiş ülkeler karbon emisyonlarını azaltabilmek için
yatırımlara başlamışlardır. Protokol kapsamında öngörülen hedeflere ulaşılması durumunda,
dünyamız açısından uzun vadeli olarak büyük değişiklikler olması bekleniyor. Kyoto
Protokolü ile birlikte;

2008 ile 2012 yılları arasında sera gazı emisyonları 1990 yılına göre % 5,2 daha düşürülecek,

Yüksek oranlarda fosil yakıt kullanan ve atmosfere fazla karbon veren ülkelerden karbon
vergisi alınacak,

Karbon emisyonlarının düşürülebilmesi amacıyla, hidroelektrik, rüzgar, güneş, biyokütle,
jeotermal, dalga, gelgit, hidrojen enerjisi gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımı artacak,

Karbon emisyonu olmayan nükleer enerji santrallerinin kullanımı artacak,

Kömürle çalışan termik santral yatırımları azalacak,

Termik santrallerde karbon emisyonlarının düşürülmesi, enerji tüketimlerinin azaltılabilmesi
amacıyla, yeni yanma ve yakıt sistemleri devreye alınacak,

Daha az enerji ile ısınmayı sağlayacak sistemlerin kullanımı artacak,

Fosil yakıtların kullanımı azaltılarak, biyodizel ve biyoetanol gibi biyo yakıtların kullanımı
artacak,

Daha az yakıt tüketimiyle çalışan araçların kullanımı yaygınlaşacak,

Demir-çelik, çimento, kireç, kağıtçılık sektörlerinde enerji verimliliği esas alınarak, atık ısılar
değerlendirilecek.
Ülkelerin, Kişi Başı Sera Gazı Emisyonu
1990-2009 Kişi başına CO2 emisyonu (ton/yıl)
Kaynak: World Bank, 2013
Ülkelerin Fosil Yakıtlardan Saldıkları CO2 Emisyonları, 1990-2007
Ülke
Toplam (milyon ton CO2)
1990
1995
2000
2005
2007
Değişim
Kişi başına
%
t CO2 /2007
Almanya
Belçika
Bulgaristan
950.4
107.9
74.9
869.3
115.1
53.4
827.1
118.6
42.0
811.3
112.6
45.8
798.4
106.0
50.2
- 16.0
- 1.8
- 33.0
9.7
10.0
6.6
Danimarka
50.4
57.6
49.9
47.3
50.5
+ 0.2
9.2
Finlandiya
54.4
56.0
53.9
55.0
64.4
+ 18.5
12.2
Fransa
Yunanistan
352.1
70.1
353.7
72.7
376.7
87.2
388.5
95.0
369.3
97.8
+ 4.9
+ 39.5
5.8
8.7
İrlanda
İtalya
Hollanda
Norveç
Avusturya
30.6
397.8
156.6
28.3
56.2
33.0
409.7
171.3
32.8
58.8
41.2
423.7
173.1
33.7
61.4
43.7
453.8
182.6
35.5
74.0
44.1
437.6
182.2
36.9
69.7
+ 44.1
+ 10.0
+ 16.4
+ 30.6
+ 24.0
10.1
7.4
11.1
7.9
8.4
343.7
39.3
167.1
2179.9
331.3
48.3
117.1
1582.9
291.8
59.5
86.3
1513.8
294.0
62.7
91.7
1531.2
304.7
55.2
91.9
1587.4
- 11.4
+ 40.5
- 45.0
- 27.2
8.0
5.2
4.3
11.2
İsveç
İsviçre
İspanya
Türkiye
52.8
40.7
205.8
126.9
57.5
41.0
233.7
152.7
52.8
41.7
283.9
200.6
50.3
44.5
339.7
216.4
46.2
42.2
344.7
265.0
- 12.4
+ 3.6
+ 67.5
+ 108.8
5.1
5.6
7.7
3.6
İngiltere
553.0
519.1
525.6
534.3
523.0- 5.4
- 5.4
8.6
4863.3
2211.0
5133.3
2985.5
5693.0
3037.8
5784.5
5058.3
5769.3
6027.9
+ 18.6
+ 172.6
19.1
4.6
Hindistan
589.3
782.5
976.4
1153.6
1324.0
+ 124.7
1.2
Japonya
Avustralya
1065.3
259.8
1146.3
285.2
1184.4
338.7
1217.8
385.8
1236.3
396.3
+ 16.1
+ 52.5
9.7
18.8
20980.5
21810.4
23497.3
27147.0
2896.4
+ 38.0
4.4
Polonya
Portekiz
Romanya
Rus Federas.
ABD
Çin
Dünya
Kaynak: IEA, 2011; Statistisches Bundesamt, 2010
Türkiye’nin Sera Gazı Salımı (2011)
Kaynak: Alagedik, 2013
Türkiye’de Kişi Başı CO2 Salımı (ton/yıl)
Kaynak: Alagedik, 2013
Dünyada Biyokütle ve Atıktan Net Elektrik Üretimi (milyar Kwh)
Ülkeler
Biyokütle ve atıktan net
elektrik üretimi (milyar
Kwh)
Biyokütlenin ülkenin net
elektrik üretimindeki
payı (%)
Toplam dünya biyokütle
elektrik üretimindeki
payı (%)
ABD
65,40
1,7
38,1
Almanya
38,30
6,9
22,3
Brezilya
21,35
4,6
12,4
Birleşik Krallık
12,02
3,5
7,0
İsveç
11,32
8,8
6,6
Finlandiya
8,59
12,6
5,0
İtalya
8,36
3,1
4,9
2,0
0,1
1,5
Hindistan
2,00
0,2
1,2
Avustralya
1,97
0,9
1,1
Çin
Kaynak: US IEA, 2011 (Business Insight, 2011)
OGM’nin Biyoenerjiye Yönelik Yıllık Ortalama Odunsu Biyokütle Üretimi
Sıra No
Bölge Müdürlüğü
Son üç yıllık
ortalama (20072009) yakacak
odun üretim
miktarı (ster)
Son üç yıllık
ortalama (20072009) DKGH
miktarı (m3)
Ölçüm sonucu bulunan
üretime konu edilmeyen,
değerlendirilebilecek üretim
artıkları miktarı (ster)
Ölçüm sonucu bulunan
şüceyrattan elde
edilebilecek yıllık
üretim miktarı (ster)
Son üç yıllık
ortalama (20072009) lif yonga
üretim miktarı
(ster)
TOPLAM
(m3)
1
ADANA
543.900
336.200
730.000
58.000
69.500
1.193.700
2
ADAPAZARI
449.623
375.437
19.859
2.607
430.048
827.951
3
AMASYA
779.392
399.585
147.910
2.450
401.339
951.284
4
ANKARA
282.400
115.274
64.481
0
86.564
266.319
5
ANTALYA
803.918
455.039
209.785
10.706
169.488
845.018
6
ARTVİN
153.371
76.382
25.046
4.000
1.919
107.347
7
BALIKESİR
463.353
236.797
118.034
7.452
88.355
450.638
8
BOLU
936.395
273.072
170.000
27.000
151.577
621.649
9
BURSA
632.555
539.247
135.999
29.365
188.848
893.459
10
ÇANAKKALE
506.263
277.477
40.259
17.842
98.191
433.769
11
DENİZLİ
345.371
106.874
100.425
297
86.098
293.694
12
ELAZIĞ
0
175.000
1.750
0
0
1.750
13
ERZURUM
133.610
40.477
35.822
351
8.819
85.469
14
ESKİŞEHİR
134.270
93.936
37.150
0
27.910
158.996
15
GİRESUN
309.649
59.874
23.734
5.487
100.316
189.411
16
İSPARTA
370.406
58.035
5.800
1.000
122.886
187.721
17
İSTANBUL
482.123
833.039
152.141
23.239
317.217
1.325.636
18
İZMİR
703.870
299.411
56.396
27.260
241.318
624.385
19
K.MARAŞ
145.148
100.131
32.456
5.525
30.138
168.250
20
KASTAMONU
1.288.337
410.881
156.105
17.092
601.892
1.185.969
21
MERSİN
518.800
170.000
198.800
47.500
13.700
430.000
22
MUĞLA
955.343
212.593
863.667
0
432.111
1.508.371
23
TRABZON
123.000
45.000
28.325
3.600
7.150
84.075
24
ZONGULDAK
853.190
96.733
30.541
46.020
223.913
397.207
25
KÜTAHYA
503.514
70.745
28.547
11.857
141.051
252.200
26
KONYA
155.181
58.903
12.166
1.936
48.075
121.080
27
SİNOP
463.249
186.543
103.122
35.000
229.993
430.672
13.036.231
6.102.685
3.528.320
385.586
4.318.416
14.036.020
BÖLGE TOPLAMI
Kaynak: OGM, 2009
Biyoenerjiye Yönelik Orman Artıkları Üretimi Yıllık 100.000 Sterden Fazla Olan İşletme Müdürlükleri
Kaynak: OGM, 2009
Orman Bölge Müdürlükleri Bazında Enerji Üretimine Konu Olan Yıllık Ortalama Odunsu
Biyokütle Üretim Potansiyeli
Kaynak: OGM, 2009
Biyokütlenin Enerji Olarak Kullanımındaki Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Olumlu Yönleri
Olumsuz Yönleri
Hemen her yerde yetiştirilebilmesi
Düşük çevrim verimine sahip olması
Üretim ve çevrim teknolojilerinin iyi bilinmesi
Tarım alanları için rekabet oluşturma potansiyeli
Her ölçekte enerji üretimi için uygun olması
Su içeriğinin fazla olması
Düşük ışık şiddetlerinin yeterli olması
Depolanabilir olması
5-35 0C arasında sıcaklık gerektirmesi
Sosyo-ekonomik gelişmelerde önemli olması
Çevre kirliliği oluşturmaması (NOx ve SO2
salınımlarının çok düşük olması)
Sera etkisi oluşturmaması ve böylece atmosferde CO2
dengesi sağlaması
Asit yağmurlarına yol açmaması
Kaynak: Türe, 2001
Küresel Yenilenebilir Enerji Kapasitesi ve Biyoyakıt Üretimi, 2014
2014 yılında eklenen
2014 yılı sonunda
5
93
Jeotermal elektrik
0,6
12,8
Hidro elektrik
37
1,055
Okyanus elektriği
-0
0,5
Güneş Foto Voltaik PV
40
177
Yoğunlaştırılmış güneş ısı eletriği (CSP)
0,9
4,4
Rüzgar elektriği
51
370
9
305
Jeotermal direkt kullanım
1,1
20
Su ısıtma için güneş kollektörleri
33
406
Etanol üretimi
6,2
94
Biyodizel üretimi
3,3
30
Bitkisel yağ (HVO)
0,8
4
ELEKTRİK ÜRETİMİ (GW)
Biyoelektrik
ISITMA / SICAK SU (GWth)
Modern biyo-ısı
ULAŞIM YAKITLARI (milyar litre / yıl)
Kaynak: REN21, 2016
Küresel Yenilenebilir Elektrik Güç Kapasitesinin
2014 Yılı Sonunda Öncü Ülkelerdeki Durumu
Çin
ABD
Almanya
İtalya
TEKNOLOJİ
İspanya
Japonya
Hindistan
GW
Biyoelektrik
10
16,1
8,8
4
1
4,7
5
Jeotermal elektrik
-0
3,5
-0
0,9
0
0,5
0
280
79
5,6
18
17,3
22
45
Okyanus elektriği
-0
-0
0
0
-0
0
0
Güneş PV
28
18
38
18,5
5,4
23
3,2
Yoğunlaştırılmış güneş
-0
1,6
0
-0
2,3
0
0,2
Rüzgar elektriği
115
66
39
8,7
2,8
2,8
22
Toplam
433
185
92
50
49
54
76
153
105
86
32
32
31
31
110
330
1,070
530
680
250
20
Hidro elektrik
ısı gücü
yenilenebilir
güç kapasitesi
(hidroelektrik dahil)
Toplam
yenilenebilir
güç kapasitesi
(hidroelektrik
dahil
değil)
Kişi
başına
düşen
kapasite (Wat/kişi)
hidroelektrik
dahil
değil)
Kaynak: REN21, 2016
Küresel Biyoyakıt Üretiminin 2014 Yılı Sonunda
İlk 16 Ülkede ve EU_28 Ülkelerindeki Durumu
ÜLKE
YAKIT
ETANOL
BİYODİZEL
2013’e göre
Değişim
HVO
TOPLAM
1,2
60,1
+ 3,9
Milyar litre
ABD
54,3
4,7
Brezilya
26,5
3,4
29,9
+ 1,6
Almanya
0,9
3,4
4,3
+ 0,6
Çin
2,8
1,1
3,9
+ 0,3
Arjantin
0,7
2,9
3,6
+ 0,8
Endonezya
0,1
3,1
3,2
+ 0,9
Fransa
1,0
2,1
3,1
+ 0,1
Hollanda
0,4
0,7
2,5
+ 0,2
Tayland
1,1
1,2
2,3
+ 0,4
Kanada
1,8
0,3
2,1
+ 0,1
Belçika
0,6
0,7
1,3
+ 0,2
İspanya
0,4
0,8
1,2
+ 0,1
Singapur
0
0
1,0
+ 0,1
Polanya
0,2
0,8
1,0
+ 0,1
Kolombiya
0,4
0,6
1,0
-
Avustralya
0,2
0,1
0,3
-0,1
EU-28
5,2
11,6
1,8
18,6
1,9
Dünya
94
29,7
4
127,7
10,4
Kaynak: REN21, 2016
1,7
1,0
Küresel Odun Peleti Ticaretinin 2014 Yılı Sonunda İlk 10 Ülkedeki Durumu
İHRACATÇILAR
İTHALATCILAR
HACIM (kiloton)
2013
2014
ABD
EU-28
2.776
3.924
Kanada
EU-28
1.963
1.166
Rusya
EU-28
702
821
Ukrayna
EU-28
165
137
Belarus
EU-28
116
126
Bosna ve Hersek
EU-28
171
178
Sırbistan
EU-28
70
71
Avustralya
EU-28
31
0
Norveç
EU-28
48
18
Mısır
EU-28
17
20
Diğerleri
EU-28
23
33
EU-28
İsviçre
87
59
EU-28
Norveç
30
27
EU-28
Japonya
6
6
Güney Kore, Japonya
250
503
Kanada
Kaynak: REN21, 2016
Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları Potansiyeli
Biyokütle terimi ile belirli bir zaman, alan ya da hacim ölçüsünde toprak üstü ve altındaki
yaşayan bitkisel ve hayvansal maddelerin miktarı anlaşılmaktadır. Dünya üzerinde yer alan
biyokütlenin yaklaşık %90’ı ormanlarda gövdeler, dallar , yapraklar ve döküntü maddeleri
ile yaşayan hayvanlar ve mikroorganizmalardan oluştuğu ve dünya orman alanlarının yıllık
net biyolojik üretiminin yaklaşık 50 x 1019 ton olarak tahmin edilmektedir. Bu üretim
miktarı; ziraat alanları, çayırlıklar, otlaklar, stepler, tundralar ve geri kalan vejetasyon
formlarında fotosentez ile oluşan bütün birincil biyokütle miktarlarından daha fazladır
(Saraçoğlu, 2008).
Biyoenerji kullanımı bir iklim koruma kaynağı olarak fosil enerji kaynakları yerine dünya
enerji sistemindeki sera gazlarının azaltılmasına yardımcı olacaktır. Biyoenerji
kaynaklarının depolanabilirliği ve düzenleyici enerji olarak kullanılması endüstri, geri
kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin enerji sistemlerinde rüzgar ve güneş enerjisi yanında
elektrik üretiminin dengelenmesindeki yüksek bir katılım oranı ile stratejik ve önemli bir
katkı sağlayabilmektedir. Biyoenerji atmosferden uzun süreli olarak CO2’nin bir kısmını
tutma ve depolama kombinasyonunu sürdürebilmektedir.
Dünya Biyoenerji Birliği (WBA)’nın amacı, biyoenerji kullanımın kürersel ölçekte etkin,
sürdürülebilir, ekonomik ve çevre dostu özellikleriyle arttırılmasını teşvik etmektir. WBA
“Biyoenerji, Sertifikalama Kriterleri, Potansiyel Belirleme ve Sürdürülebilirlik Kriterleri &
Gıda, Arazi Kullanımı ve Su Teminine Karşı Biyoenerji” başlıklı bir proje başlatmıştır.
Projenin sonuçları aşağıda özetlenmiştir;
1.
Dünya biyoenerji potansiyeli 2050 yılındaki küresel enerji gereksinimini
karşılayabilecek potansiyeli içermektedir. Fosil yakacaklar ile biyokütlenin
karıştırılarak biyoenerji üretiminde kullanılmaları konusunda herhangi bir teknik
problem bulunmamaktadır.
2. Biyoenerji teknik açıdan enerji üreticileri için etkin bir seçenek sağlamaktadır. Buna ek
olarak, biyoenerjinin yararları onun enerji sağlamasından daha öte kazanımları
sağlaması ve özellikle yöresel gelişimler için biricik olanakları sunmasıdır.
Biyoenerji; ekonomik, ulusal, çevresel ve politik güvenlik için bir çözüm
olabilecektir.
3. Biyokütle; elektrik, yakıtlar, ısı ve soğutma gibi farklı enerji formlarının üretilmesinde
kullanılabilir. Sertifikalama sistemlerinin geliştirilmesi ve tamamlanması
sürdürülebilir biyoenerjiye ulaşabilmek için önemli bir araçtır.
Biyokütle küresel nüfusun yarısının birincil enerji kaynağıdır. Günümüzde, biyoenerji en
önemli yenilenebilir enerji seçeneğidir ve yakın ve orta-süreli gelecekte de öyle
kalacaktır. Biyokütle dünyanın en büyük ve en çok sürdürülebilir enerji kaynağı olma
potansiyeline sahiptir ve ona daha büyük oranda gerek duyulacaktır. Buna rağmen,
uzun zaman periyodu içersinde direkt güneş enerjisi en büyük sürdürülebilir enerji
kaynağı olabilecektir.
Ormanlar , Enerji Ormanları ve Enerji bitkilerinin artım potansiyelleri;
Ormanlar
Enerji Ormanları
Enerji Bitkileri
Miscanthus
Tatlı Sorgum (tatlı darı )
: 1.5 m3 / ha = 1 ton/ha (Türkiye’de)
: 10 – 80 ton/ha
:
: 22–50 ton /ha
: 50-70 ton/ha (150-300 mm yağış)
IEA’ ya üye ülkeler 2050’li yıllarda enerji gereksinimlerinin %25-50’sini
“Biyoenerji” ile karşılayacaklardır.
Bu amaçla;
ABD
100 milyon ha
Kanada
40 milyon ha
AB Ülkeleri
20 milyon ha
alanı enerji ormanları ve enerji bitkileri yetiştirmek için ayırmışlardır.
AB ülkelerinde biyokütle enerjisi ticareti çok büyük bir pazar olarak ortaya çıkmaktadır (Şekil 3.4)
(Acaroğlu, 2003). Günümüzde Avrupa Birliği kapsamında enerji tüketiminin % 2-3’ü biyokütleden
karşılanmakta olup, bazı AB ülkelerinde biyokütlenin payı % 10-22 düzeyinde bulunmaktadır.
Ancak, ilkel tezek kullanımı hiç yoktur. AB ülkelerinde biyokütle enerjisi ticareti çok büyük bir
pazar olarak ortaya çıkmaktadır 2020 yılında modern biyokütle enerji üretiminin ABD’de 235-410
MTEP, Almanya’da 11-21 MTEP , Japonya’da 9-12 MTEP olması planlanmıştır. Oysa, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye için 2020 yılına kadar uzanan planlama ve
projeksiyonlarında modern biyokütleye hiç yer verilmemektedir.
Türkiye’nin üyesi olmayı amaçladığı
AB,
2020
yılında
yenilenebilir
enerjilerin toplam enerji içindeki payını
% 20’ye, ulaşımda tüketilen enerji
içindeki payını ise % 10’a çıkarmayı
hedeflemektedir. Aynı şekilde yine 2020
yılına kadar toplam elektrik tüketiminin
yaklaşık % 35’ini, ısı gereksiniminin
yaklaşık % 25’ini ve ulaşımdaki yakıt
gereksiniminin yaklaşık % 10’unu,
toplam enerjilerin ise yaklaşık % 20’den
fazlasını
yenilenebilir
enerji
kaynaklarından sağlamayı ve bu
doğrultuda 2020 yılında rüzgar için
180.000 MW, hidrolik için 120.000
MW, fotovoltaik (PV) için 52.000 MW,
biyokütle için 50.000 MW ve jeotermal
için 2.000 MW kurulu güçlere ulaşmayı
hedeflemektedir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimine Uygulanacak Fiyatlar
Enerji ormancılığı, enerji üretimi amaçlı ormancılık faaliyetidir. Bu amaçla özellikle hızlı
büyüyen ve kalorisi yüksek ağaç türleri yetiştirilmektedir.
Normal koru ormanlarında 50-100 yıllık idare sürelerine kıyasla, modern enerji
ormancılığında genellikle 3-5 yıllık kısa idare süreleri ile yoğun bir baltalık (sürgün)
işletmeciliği uygulanarak hektarda 20-60 ton/yıl odun üretilebilmektedir.
Yongalanan sürgünler birleşik biyokütle ısı-güç santrallerinde yakılarak elektrik ve ısı
enerjilerine dönüştürülmektedir.
Modern Enerji Ormancılığı projesi 1975 yılında İsveç Üniversitesi Orman Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr. Gustav SİREN’in önerisi ile dünya bilim gündemine girmiştir.
1976 yılında “ Enerji Ormancılığı Projesi (EFP) “ nin lideri olmuştur.
Kanada ise 1976 yılında başlattığı ENFOR (ENergy from the FORest) projesi ile orta ve
uzun dönem sonunda enerji ormancılığının ülkenin birincil enerji kaynağı olmasını
amaçlamıştır.
Modern enerji ormancılığı araştırmaları ve enerji ormanları kurulması çalışmaları, dünya
genelinde hızla artan bir uygulama alanı bulmaktadır.
Kısa idare süreli enerji ormanlarının kurulması için kullanılacak ağaç türlerinin;
 Yetişme ortamı koşullarına uyum sağlaması,
 Önemli mantar ve böcek zararlılarına karşı dayanıklı olması,
 Gençlikte hızlı büyümesi,
 Vejetatif olarak hızlı büyüme yeteneğinde olması,
 Hasattan sonra sürgün vererek yeniden üretim sağlaması gibi özelliklerinin
bulunması gerekmektedir.
Bu nedenle yapraklı ağaç türleri ibreli türlere göre bu ormanların kurulmasına
daha uygun olmaktadır.
Bu bağlamda kavak, söğüt, kızılağaç, okaliptus, akçaağaç, huş, akasya ve
kestane ağacı Türkiye gibi ılıman iklim kuşağında bulunan ülkelerde kullanılan
ve araştırılan türler arasında yer almaktadır.
Kısa idare süreli ormancılık için uygun alanlar:
 Orman alanları kenarlarında bulunan sahalar,
 Üzerinde ekonomik olarak orman işletmeciliği yapılamayan alanlar,
 Üzerinde ekonomik olarak tarım işletmeciliği yapılamayan alanlar,
 Yeniden tesis edilen kültür alanlarıdır.
Genetik mühendisliği çalışmaları ile geliştirilmiş, ağaçlandırmalarda kullanılan
fidan ya da çeliklerin büyük alanlarda ileri teknolojik olanaklarla yetiştirilmesi
ile Kanada ve İsveç’teki deneme alanlarında 40 ton fırın kurusu ağırlık/ha.yıl
gibi büyük üretim potansiyeline ulaşılabilmiştir.
Kavak ve söğüt varyetelerinin kullanılması ile ortalama 15 ton kuru ağırlık/yıl.ha
bir üretim sağlanabilmektedir. Bu miktar; 2,9 x 102 gj ya da 47 varil ham
petrole ( 2,8 x 108 Btu = 1 Btu = 1.055 kj = 0,252 kcal) eşdeğerdir. Bu
miktardan (15 ton k.a./ha.yıl) 900 litre odun alkolü (etanol ve metanol) ya da
300 m3 metan (odun gazı) elde edilebilir.
MİMSAN Firması Tarafından Türkiye’de Kurulan Biyokütle Santralleri
Download