Yeni Nesil Mobil Genişbant Teknolojileri ve Türkiye Kübra Çalış Doç.Dr. Suat Özdemir • Mobil İletişim Süreçleri • Üçüncü Nesil (3G) • Evrensel Mobil Telekomünikasyon Sistemi (UMTS) • Mimari • Avantajları ve Dezavantajları • Dördüncü Nesil (4G) • Uzun Vadeli Evrim (LTE) • Mimari • Avantajları ve Dezavantajları • Türkiye’de Mobil Genişbant • Sonuç • Bilgi ve iletişim teknolojilerinin varlığı ile birlikte önce kablolu ortamlardan ses iletişimi kullanıcılara ulaştırılmıştır. Başlarda kablolu olarak sağlanan iletişim teknikleri insanların «hareketlilik» yeteneklerinin artması ile temelini kablosuz ortamlara kaydırmaya başlamıştır. • Mobil iletişim kullanıcı sayısı 6 milyar (2011) • Mobil iletişimin erken evresi 1G ve 2G • Yüksek bant genişliği gerektiren hizmet ve uygulamaların sağlandığı evre 3G ve 4G MOBİL İLETİŞİM SÜREÇLERİ • 1. NESİL • • • • • 1980ler Analog Modülasyon Ses İletimi Sınırlı Kapsama Alanı AMPS-Gelişmiş Mobil Telefon Hizmeti • 2. NESİL • • • • • • 1990lar Dijital Modülasyon Ses ve Data İletimi-SMS Devre Anahtarlama GSM-Mobil İletişimde Evrensel Sistem 2,5 G ve 2,75G 3. NESİL • • • • • • • • • 3G 2001 yılında ITU tarafından standardize edilmiştir. IMTS-2000 Paket Anahtarlama-IP Tabanlı Servisler Hızlı Genişbant İnternet Spread Spectrum WCDMA UMTS-Evrensel Mobil İletişim Sistemi HSPA-Yüksek Hızlı Paket Erişimi UMTS • UMTS, Avrupa’da kullanılmaya başlanmış ve 2004 yılında ortaya çıkmış bir 3G teknolojisidir. • UMTS mimarisi: • Çekirdek Ağ (CN): Ana görevi trafik için yönlendirme, anahtarlama ve geçiş sağlamaktır. • Erişim Ağı (AC): UMTS Karasal Telsiz Erişim Şebekesi (ULTRAN) ve baz istasyonları • ULTRAN hava ara yüzü olarak WCDMA seçilmiştir. • Baz istasyonları Düğüm-B ve Radyo Ağ Denetleyicisini (RNC) kapsar. • Mobil İstasyon: Kullanıcı ekipmanları UMTS • UMTS’nin avantajları ve dezavantajları şunlardır: • • • • • • • • Ağ güvenliği ve konum tabanlı hizmetler IP tabanlı olması Kullanıcıdan baz istasyonuna kimlik doğrulama olanağı 2G’ye göre daha yüksek hızda iletim Ülkelerde farklı spektrumlar kullanması Daha fazla sayıda baz istasyonu gerekliliği Yüksek lisanslama ücretleri Cihazların yüksek güç harcaması 4. NESİL • • • • • • Ultra Yüksek Hız-100Mbps Mobil Genişbant Mobil İletişim Alanının Yeni ve Halihazırda Son Aşaması Uçtan Uca Hizmet Her yerde-Her zaman-Kesintisiz İletişim Wi Max-Mikrodalga Erişim için Dünya Çapında Birlikte Çalışabilirlik • LTE-Uzun Vadeli Evrim LTE • 3. Nesil Ortaklık Projesi (3GPP) tarafından 2009 yılında yapılan tanımla LTE son derece esnek bir radyo arayüzdür. Teknolojinin ilk sürümü, 300 Mb / s zirve hızı, 5 ms'den daha düşük radyo şebeke gecikmesi ve önceki hücresel sistemler ile karşılaştırıldığında spektrum verimliliğinde önemli bir artış sağlar. • LTE mimarisi: • Çekirdek Ağ (EPC): Baz istasyonu ve ağlar arasındaki linkleri yönetir ve bunların oluşmasının sağlar. • Erişim Ağı (E-UTRAN): E-UTRAN, Evrimleşmiş Baz İstasyonu (ENodeB) olarak adlandırılan bir düğüme sahiptir. UMTS mimarisindeki RNC; LTE mimarisinde baz istasyonuna entegre edilmiştir. E-NodeB radyo fonksiyonlarını kontrol eden, kullanıcı ekipmanı ile çekirdek şebeke arasında iletişimini sağlayan ve mobilite yönetimini sağlayan birimdir. • Kullanıcı Ekipmanı (UE): Kullanıcı Ekipmanı; Evrensel Abone Kimlik Modülü ve Mobil Cihaz LTE • LTE’nin avantajları ve dezavantajları şunlardır: • Yüksek hızlı genişbant erişimi ve aynı bantta çok sayıda kullanıcıyı destekleme • Yüksek ölçeklenebilirlik yeteneği • Esnek spektrum kullanımı • 3G’den kolay evrim • Kullanıcılara erişim maliyetinin yüksekliği TÜRKİYE’DE MOBİL GENİŞBANT • Türkiye’de 3G teknolojisi2009 • 3G teknolojisinin sadece 3 sene içerisinde %50’nin üzerinde bir yayılım oranına ulaştığı görülmektedir. • Bu da erişim hızı arttıkça insanların mobil teknolojilere olan ilgisinin artığını göstermektedir. Bu tezi destekleyen bir başka örnekte Amerika Birleşik Devletleri’nde görülen durumdur. TÜRKİYE’DE MOBİL GENİŞBANT • ABD’de 2010 yılında %89.9 olan mobil kullanıcı penetrasyon oranı 2011 yılından %105.9’a ulaşmıştır. Bu büyük sıçramanın sebebi olarak kullanıcıların 4G’ye olan ilgisi olarak yorumlamak mümkündür. Türkiye’nin 2010 yılı penetrasyon oranının %84.9 olup Amerika ile benzer bir oran sergilemiştir. SONUÇ • Analog modülasyon ve sistemin kullanıldığı 1G iletişimde kapsama alanı çok düşük, her kullanıcıya belli bir frekans ayrımı ve hücresellikten uzak bir şekilde sadece ses iletimi yapılmaktaydı. Bunun ardından gelişen 2G ve onun en önemli temsilcisi GSM ile birlikte sayısal iletişim sağlanmış ve ses iletişiminin kalitesindeki artışla beraber data transferi de mümkün kılınmıştır. • Beklenenden uzun bir sürenin ardından 3G kullanıcılara lanse edilmiş ve cepten internet hizmeti-genişbant internet erişimi-çoklu ortam uygulamalarında yüksek kalite kullanıcıların hizmetine sunulmuştur. Bu teknolojiyi temsilen ünlenen yaklaşım UMTS olmuştur. • 3G yayılımını tamamlayamadan ardından son trend 4G yetişmiş ve LTE kullanıcıların deneyimine bazı ülkelerde sokulmuştur. LTE ile sabit erişimde sağlanan hızlar- ultra mobil genişbant erişim hızlarına ulaşmak amaçlanmaktadır. • 2010 yılından itibaren 4G teknolojisine adım atmasıyla birlikte Amerika mobil kullanıcı sayısında büyük bir artış yakalamıştır. Kullanıcı profili olarak Amerika ile benzer tavır sergileyen ülkemizde de operatörlerin mobil kullanıcı penetrasyon artışına ivme kazandırmak için en kısa zamanda yeni nesil teknolojiyi kullanıcılara sunmalıdır. TEŞEKKÜRLER