Legionella Legionellaceae ailesi içinde bulunan tek cins Legionella olup 48’den fazla tür ve 70’den fazla serogrup içermektedir. Bu tür ve serogrupların bir kısmı insanlarda hastalık oluştururken iken bir kısmı ise çevrede bulunmaktadır. L.pneumophila serotip 1 ve 6 insanlarda enfeksiyona neden olan en önemli serotiplerdir. Morfoloji Legionella cinsi içinde yer alan bakteriler Gram-negatif çomaklar olup genellikle pleomorfik bir görünüme sahiptir. Dokuda kısa basiller halinde görülürken laboratuvar ortamında üretildiği zaman pleomorfik görünürler. Gram boyaması esnasında safranin yerine bazik fuksin kullanılması önerilir. Giemez, Warthin-Starry gümüşleme boyaları ile daha iyi boyanabilirler. Zorunlu aerop olan bakteri besin açısından nazlıdır. Kullanılan besiyerine L-sistein ve demir katılması gereklidir. Bu eklemeler yapılmadan klasik kanlı agarda bakteriyi üretmek mümkün değildir. Çeşitli yöntemler ile demir ihtiyacını karşılayan bakteri bu kabiliyetini kaybettiği zaman virulansını da kaybeder. Katalaz pozitif olan bakterilerin büyük bir çoğunluğu hareketlidir. Nitratı ve üreyi hidroliz etmezler. Patogenez Bakteri doğada gölde, kaynak sularında bulunduğu gibi soğutma kulelerinde, suyun toplandığı sistemlerde, duş başlıklarında bulunur. Tıpkı insanda makrofaj içine saklandığı ve bu sayede kendisini koruduğu gibi doğada da amiplerin içinde çoğalarak ve su borularında biyofilm oluşturarak kendisini olumsuz koşullardan korur. Amip çevre koşulları kendisi için olumsuz hale geldiği zaman kist formuna dönüşür. Böylece kendisini ve içindeki bakterileri olumsuz koşullardan korumuş olur. Serbest yaşayan Legionella kendisini canlı, ama kültürü yapılamayan, düşük metabolik faaliyet gösteren bir forma sokabilir. Bu sayede biyositlerin etkilerine daha dirençli hale gelir. Legionella damlacık yoluyla insana bulaşır. Fakültatif hücre içi paraziti olup alveolar makrofajlar ve monositler içinde çoğalır. Bakteri tip IV pili ve kamçısı sayesinde hedef hücereye tutunur. L.pneumophila klasik yol ile veya cooling fagositozla makrofaj içine alınır. Tablo.-L.pneumophila’nın virulans faktörleri Virulans faktörü Fonksiyon Tip IV Pili Tutunma Flagell İnvazyon MOMP Komplemanın bağlanması Mip Hücre içi enfeksiyon için gerekli Hsp60 Epitel invazyonunu artırır LPS Endotoksin Tip II Sekresyon Sistemi Asit fosfataz, RNAaz, metalloproteaz fosfolipaz A ve C, lizofosfolipaz A Tip IV Sekresyon Sistemi Konağa giriş, füzyonun engellenmesi konak hücre apoptozisi Cu-Zn süperoksit dismutaz Süperoksit anyonlarından koruma KatB Hücre içi üreme rcp geni Lipid A modifikasyonu rtx geni Tutunma ve virulans Bakterinin yüzeyinde bulunan MOMP molekülleri kompleman komponenti olan C3b bağlanması ile bakterinin fagositer hücrelere alınmasını kolaylaştırır. Bakteri fagozom ile lizozom birleşmesini engeller. Bu sayede fagozomun asidifikasyonunu engellediği gibi toksik oksijen radikallerinin etkisinden de korunmuş olur. Oksidatif yanma olsa dahi L.pneumophila hidrojen peroksit, süperoksit anyonları ve hidroksil radikallerine dayanıklıdır. Fagolizozom içinde çoğalan bakteri proteolitik enzimler, fosfataz, lipaz ve nükleaz gibi enzimlerini sentezler. Fagozom duvarını eriterek makrofajın ölümüne neden olur. Aynı zamanda makrofaj apoptozisinin tetiklenmesi, por oluşturan toksinlere yardım ederek makrofaj ölümüne neden olur. Başka makrofajları enfekte eder. Enfekte makrofajlardan salınan sitokinlerin etkisiyle bölgeye makrofajlar, nötrofiller ve eritrositler gelir ve enflamasyonun etkisini artırırlar. Makrofajlardan başka alveolar tip I ve II hücreleri de enfekte eder. Bu hücreleri enfekte etmesi Hsp60 tarafından uyarılır. L.pneumophila rcp geni Lipid A modifiye eden enzimi kodlar. Lipid A modifikasyonu katyonik peptidlere direnç sağlar ve enfeksiyonunun etkisini artırır. L.pneumophila, tip II ve IV sekresyon sistemini kullanarak çeşitli proteinleri dışarı atarlar. Asit fosfataz, RNAaz, metalloproteaz, fosfolipaz A ve C, lizofosfolipaz A tip II sekresyon sistemi ile ortama atılır. Kısaca Dot/Imc sistem olarak da bilinen tip IV sekresyon sistemi ise bakterinin konak hücreye girmesini, fagozom-lizozom birleşmesinin engellenmesi ve konak hücre apoptozisi fonksiyonlarını yerine getirir. L.pneumophila Cu-Zn superoksit dismutaz enzimi sayesinde süperoksit anyonlarından korunur. Diğer bir enzim olan KatB, katalaz-peroksidaz, hücre içi enfeksiyon için gereklidir. L.pneumophila fosfoenolpiruvat fosfotransferaz ve HtrA proteini hücre içi üreme ve virulansı artırır. LPS endotoksik aktivite gösterir. Bakterinin temizlenmesi için hücresel immün yanıt gerekli olup hassas T lenfositlerin bakteri içeren makrofajları uyarması ile bakterinin ölümü sağlanabilir. Bakterinin hücre duvarı yapısında bulunan yağ asitleri dallanma gösterirler ve bakteriye ortam sıcaklığına daha dayanıklı olması özelliğini verirler. Bakteri tüm bu özellikleri sayesinde belli ısı derecelerine ve klorlamaya dayanıklıdır. Hücresel immün sistemin gerilemesi ve akciğer fonksiyonlarının azalması yaşlıları Legionella enfeksiyonlarına hassas hale gelir. Hastadan hastaya geçiş rapor edilmemiştir. Özellikle hastanelerde yatan, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalara ve yaşlılara bu açıdan dikkat etmek gereklidir. Olguların ¼’ünü hastanelerde yatan hastalar oluşturmaktadır. Klinik Serolojik taramalar Legionella enfeksiyonlarının büyük bir kısmının asemptomatik seyrettiğini göstermektedir. Legionella başlıca Ponçiak ateşi ve Lejyonelloz olmak üzere iki farklı klinik tabloya neden olur. Ponçiak ateşi bakteri alındıktan 6-12 saat içinde başlayan ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik ve titreme ile giden grip benzeri bir klinik tablodur. Baş dönmesi, fotofobi, ense sertliği ve konfüzyon oluşabilir. Hafif boğaz ağrısı ve öksürük olabilir. Lejyonelloz ise 2-10 günlük bir kuluçka döneminden sonra başlar. Ateş, titreme, kuru öksürük, baş ağrısı, hipoksi, ishal ve bilinç değişikliği ortaya çıkar. Önemli bir özelliği klinik tablonun hızlı seyir göstermesidir. Primer olarak akciğerler tutulur. Histolojik olarak multilobar konsolidasyon, enflamasyon ve mikro apseler görülür. Karaciğer, böbrekler, GİS ve sinir sistemi gibi birden fazla organ ve sistemin olaya karışması ile tablo ağırlaşabilir. Yaşlılarda ve hücresel immün yetmezliği olanlarda klinik tablo çok daha ağır seyreder. Bu gruplarda daha ağır olmak üzere %10-15 mortalite görülür. Yaşlılık, sigara kullanımı, KOAH, streoid kullanımı, ilaçlar ile veya hastalık sonucu bağışıklık sisteminin baskılanmış olması ve diyabet Legionella enfeksiyonu için kolaylaştırıcı nedenler arasındadır. Bu grup hastada pnömoni bulguları görüldüğü zaman ayırıcı tanıda Lejyonelloz mutlaka düşünülmelidir. Laboratuvar Bakterinin Gram boyaması ile kötü boyanmaktadır. Buna karşılık Giemez, Warthin-Starry gümüşleme boyaları ile daha iyi boyanır. Diğer bakterilerin bulunması nedeniyle direkt mikroskopi bir değer ifade etmemektedir. DFA yöntemi ile bir sonuca gitmek mümkün olabilir. DFA yönteminin hassasiyeti düşük olup nadiren de olsa yalancı-pozitif sonuçlar verebilmektedir. Kültür amacıyla en sık kullanılan besiyeri kısaca BCYE olarak ifade edilen buffered charcoal yeast extract besiyeridir. Bakterinin ilk izolasyon için besiyerine L-sistein ve demir gibi maddelerin eklenmesini gereklidir. Üreme sırasında enerji kaynağı olarak amino asitleri kullanırlar. Karbonhidratları kullanmazlar. Diğer bakterilerin üremesini engellemek için çeşitli antibiyotikler kullanılabilir. Yavaş üreyen bakteriler olup katı besiyerlerinde 3-5 günde 1-4 mm çapında, yuvarlak, konveks gri renkli koloniler yaparlar. Bakterinin BCYE agarda üremesi ama L-sistein içermeyen besiyerinde ürememesi, pleomorfik olup Gram ile zayıf boyanması ve DFA ile üremenin teyit edilmesi kültür konusunda akılda kalması gereken önemli noktalardır. Cins düzeyinde tanımlama mümkün iken tür düzeyinde ayırım sadece referans laboratuvarlarda yapılabilir. Tür tayini için, duvar yağ asitlerinin analizi ve DNA homolojisi araştırılması yöntemleri izlenir. ELISA yöntemi ile hastaların idrarında LPS antijen tayini yapılabilir. L.pneumophila serogrup 1 için uygulanabilen testin hassasiyeti %50 ile 90 arasında değişmektedir. İdrarın konsantre edilmesi hassasiyeti artırır. Tedavi edilen hastalarda iki aya kadar süren idrarda antijen pozitifliği görülebilir. İdrarda antijen pozitifliği, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda bir yıla kadar uzar. NAAT örneklerden Legionella saptanması için kullanılabilecek yeteri kadar yüksek özgüllüğe ve hassasiyete sahip yöntemlerdir. NAAT solunum sekresyon örneklerinde kullanılabilir ancak bu örneklerin inhibitör maddeler içermesi nedeniyle yalancı negatif sonuç verme olasılıkları yüksektir. Legionella pneumophila serogrup 1 tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarının tanısında İFA yöntemi kullanılarak serokonversiyon varlığı aranır. Serokonversiyon erken dönemde hastaların yarısından azında ortaya çıkar. Diğer kısmında bu altı ay süre alabilir. Antikor pozitifliğinin uzun süre devam etmesi, tek bir ölçüm ile serokonversiyon olmaksızın tanı konması olasılığını ortadan kaldırır. ELISA yöntemi ile de antikor varlığı aranabilir ancak özgüllük ve hassasiyeti İFA testinden düşüktür. Tedavi Bakterinin makrofaj içinde bulunması nedeniyle birçok antibiyotik tedavide kullanılamaz. Makrolidler ve florokinolonlar Lejyonelloz tedavisinde kulanılabilen antibiyotiklerdir. İzole edilen suşların büyük bir kısmının β-laktamaz üretmesi nedeniyle β-laktam antibiyotikler tedavide kullanılmazlar. Bakterinin eliminasyonu için alınan önlemler arasında, su kaynaklarının kullanım sıcaklığının artırılması ve hiperklorizasyon yöntemlerinin kullanılması yer alır.