AKIŞ… • • • • • • • • İklim Değişikliği niye Siyasi bir Mesele? Temel Kavramlar: Kadına Dair…Doğaya Dair…İklime Dair… Felaketin Ayak Sesleri Türkiye’deki Tablo Toplumsal Cinsiyet ve İklim Değişikliği Kent, Kadın, İklim Kır, Kadın, İklim Çözüme Yaklaşmak Neden Siyaset? • Apolitik değil • Ekonomi-politik: Suyun, bitkinin piyasa malı olduğunun/olmadığının tartışıldığı bir ekonomi-politik • Global diplomasiyi harekete geçiren bir alan • Kirletmenin fiyatlandırılmasını gündeme getirecek kadar tehlikeli bir ekonomi politik - kirletme, sosyal refaha dönüşsün su kullanım hakkından kazandığını halkla paylaş) • Tarım emperyalizmi, gıdadaki uluslararası emperyal oyunlar • Adalete konu olan bir alan (İklim adaleti olmadan ekonomik adalet olmaz) • Orta Doğudaki savaş, kirli enerji kime gam • Yeşil ile yıkanacak eski ekonomi kuramları mı?, yeşil kapitalizm mi? masum çabalar mı? • O zaman sistemle ilgisini kurmak şart (“İklimi Değil, Sistemi Değiştir”. 2009 Küresel Eylem Grubu) Neden Siyaset? • • • • • • • İklim Değişikliği Bir Kalkınma Sorunudur... Türkiye kadınsız kalkınıyorsa ve biz burada niye “İklim değişikliği ve Kadın” konuşuyoruz…Kalkınma Sorunun değil mi bu? Kalkınma çabaları “doğal kaynaklar”dan beslenir ve sosyal, ekonomik ve çevresel kazanımlar sağlar. İklim de dahil olmak üzere çevresel şartların değişmesi, kaynakların bozulması ve/veya azalması kalkınma çabalarını olumlu veya olumsuz etkiler. İklim değişikliğine karşı artık sadece bilim adamları değil, politikacılar da çare arıyor. BM Güvenlik Konseyi, 2007’de ilk kez küresel ısınmayı tartıştı. - “Küresel ısınma kollektif bir güvenlik sorununa dönüştü”mesajı. İklim değişikliği önümüzdeki 10 yılda küresel ekonomiyi etkileyecek ilk beş risk arasında. (Global Risks 2013, World Economic Forum) İklim değişikliği ile ilgili kamuoyu kaygılar artmakta olmasına karşın politikacılar, üretilen politikaların doğrudan ve dolaylı mali etkilerine maruz kalan seçmenlerinin (karbon ve enerji vergileri, fiyat artışları, işini kaybeden kesimler gibi) iklim eylemlerini daha az destekleme eğiliminde olacaklarını varsayarak, seçmenlerinden korkmaktadırlar. İnsanın geçim kaynağından siyasetçiler sorumlu, bununla oy topluyorlar Şeffaf siyaset lazım: İklim değişikliği ile mücadelede, özellikle enerji sektöründe şeffaflık önemli Felaketler, siyasette kıvraklığa yol açabilecek “odak olaylar” olarak kullanılabilir Neden Siyaset? • “Karbon Merkezli Büyüme” siyasi bir tercihtir. (2010 yılı envanter sonuçları, Türkiye’nin inşaat ve elektrik enerjisi üretimi merkezli büyümesinin iklim için tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde kömür santrali hedeflerine inşaat sektörü üstünden ekonomik büyüme motivasyonunu da eklediğimizde Türkiye’nin karbon merkezli bir büyüme hedefinde hızla ilerlediğini görüyoruz, Ö Algedik, 2012). • Ekonomi-Politik, Enerji Politik, Tarım Emperyalizmi iktidarların yol haritası tercihleri • Kısa vadeli fayda sağlama ekonomi politiği • Kamu politikalarının tasarım ve sonuçlarının şekillendirilmesi; sivil toplumun gücüne, bürokratik kültüre, bütçe yasalarına ve siyasi menfaatlere yön veren faktörlerin göstergesidir. • Dünyadaki fosil yakıtlar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine güç vermenin yanı sıra, politikalarına da yön vermektedir, hatta bazı menfaatleri de beslemektedir. • “Doğa Odaklı Büyüme” de siyasi bir tercihtir. Neden Siyaset? • İklim değişikliği halen ufuktaki bir sorun olarak algılanmaktadır ve ufuktaki sorunlar, özellikle kamunun menfaatiyle ilgili olanlar, çözülmesi en zor sorunlardır. Bu açıdan bakıldığında; iklim değişikliği konusu bir istisna değildir. Kuşaklararası sürekliliği olan tüm sorunlar, seçim döngüleri ve hükümetlerin iktidarda kaldıkları sürelerle bağdaşmayan uzun vadeli politik bir vizyon gerektirir. • Siyasiler tarafından benimsenen politikalar, bu politikaları öne çıkaracak/yüceltecek kamuoyu desteğinden yoksun kalırsa, siyasi gelecekleri de tehlikeye girecektir. Nitekim, oya dönüşmeyecek diye, iklim değişikliği mücadele politikalarını gündemlerine almazlar ise örneğin, tarımsal ürün sigortası rejimini sürdürülebilir bir iklim politikası anlayışıyla geliştirmez, kuraklık, sel nedeniyle çiftçilerin kayıplarına karşı tedarikli olmalarını sağlayacak inisiyatifleri almaz ya da afet risklerine ve iklim şoklarına karşı riskleri önceden belirleme, korunma ve hazırlıklı olmak gibi konuları ihmal ederlerse hatalar başlamış demektir. Neden Siyaset? • • • • • Halkın, afetler yaşandıktan sonra kayıpların telafisine hak kazandıkları beklentisi içinde olmaları, siyasetçinin iklim etkilerine karşı koruyucu tedbirleri baştan ihmal ettiğinin bir göstergesidir ve vebali afet kayıpları üstünden yapılan seçim yatırımlarında aranmalıdır. Oysa burada siyasetten beklenen, iklim değişikliği kaygılarını dikkate alan bir vizyon planlamasının yapılmasıdır ki, bu da iklim siyasetinde iradeli devlet politikaları gerektirmektedir. İklim reformlarının siyasi desteğe ihtiyaç duyduğu doğrudur. Politika değişiklikleri özellikle büyük ölçekte, farklı oyunculara gözle görülür maliyetler ifade ettiklerinde genel bir dirençle karşılaşır. İklim politikası bunun mükemmel bir örneğidir, çünkü getirdiği maliyetler çeşitli ekonomik gruplar ve toplumun gözünde apaçık olacaktır. İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri sadece ekolojik hayatı etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ekonomi, enerji, sanayi tarım yatırımları, sosyal hayat ve hukuk ile ilgili alanları da doğrudan etkilemekte AB üyesi ülkeler yaşadıkları ekonomik krizden kurtulmak için atılması gereken adımın “yeşil ekonomi”ye tam anlamıyla geçilmesi gerektiği ana fikrine dayanıyor. Ekonomi politikte yepyeni bir viraj-yeni bir paradigma – “Doğal Kaynak Etkin bir Avrupa”. Çabamız kadınları siyasete sokmak ise siyaset alanlarında ehilleşmeliyiz, hak iddia etmeliyiz. Özü: Kalkınmak için 2 temel siyaset alanı … 1. 2. Düşük Emisyonlu Ekonomilere Doğru Pazar Geçişi (21. Yüzyılın kalkınma ekonomisi –yeşil ekonomi) İklime Dirençli Ekonomiler ve Ekosistemler İçin Kapasite Arttırma Pakette neler neler var: Sürdürülebilir kentler, yenilenebilir enerjiler, enerji verimliliği, ekosistem direncinin arttırılması, sürdürülebilir orman yönetimi, yeşilin “ton”ları, iklime bağlı kalkınma modelleri, biyokıymetlendirme (doğa korumanın ekonomik sisteme entegrasyonu) ,uyum ve azaltım teknolojileri, iklim risk yönetimi, yeşil teknolojiler, ekonomik krize yanıt olarak; yeşil işler, uluslararası karbon piyasası yarışı… TEMEL KAVRAMLAR Kadına Dair…Doğaya Dair…İklime Dair… Cins/Seks Kadınlar ve erkekler arasındaki biyolojik farklılıkları belirtir Cinsiyet rolleri genel niteliktedir Kaynak: UNDP Toplumsal Cinsiyet Brifing Dosyası Toplumsal Cinsiyet • Kadınlar ve erkekler arasındaki sosyal ilişkileri belirtir. Kadınlar ve erkeklerle erkek ve kız çocukları arasındaki ilişkileri ve bunun toplumsal olarak nasıl yorumlandığını ve nasıl ortam ve kültüre özgü olduğunu belirtir. • Erkekler ve kadınlar, toplumda çeşitli zamanlarda birden fazla rol oynarlar. • Kadınların toplumsal cinsiyet rolleri, genellikle üreme, üretim ve topluluk yönetim rolleri üzerinde odaklanan roller olarak belirlenebilir • Erkeklerin rolleri, daha fazla kamusal alanda üretim veya topluluk politikası ve genellikle de karar verme konusundadır. • Toplumsal cinsiyet rolleri, hangi faaliyetlerin, görevlerin ve sorumlulukların erkeklere ve kadınlara özgü olduğunu belirleyen belirli bir toplumdaki / topluluktaki öğrenilmiş davranışlardır. Kaynak: UNDP Toplumsal Cinsiyet Brifing Dosyası Rol Değişir mi? • Toplumsal cinsiyet rolleri, yaş, sınıf, ırk, etnik köken, din, kast ve coğrafi, kültürel, ekonomik ve siyasi ortamdan etkilenir. • Toplumsal cinsiyet rollerindeki değişiklikler, genellikle kalkınma müdahaleleri dahil olmak üzere değişen ekonomik, doğal veya siyasi koşullara tepki olarak meydana gelir. • Toplumsal cinsiyet rolleri, dinamiktir ve zaman içinde değişir. (Kız Fotoğrafçıların dışa açılma talebi gibi – artık kızların da başarıya ulaşabileceğini biliyorum) Toplumsal Cinsiyetin Dahil Edilmesi • Toplumsal cinsiyetin dahil edilmesi, kadınların ve erkeklerin gereksinimlerinin bütün kalkınma çalışmalarına dahil edilmesi ve bu şekilde kalkınma sürecinin bütün aşamalarında kaynaklar, kalkınmadan elde edilecek yararlar ve karar verme ile ilgili eşit erişim ve kontrol imkanına sahip olmalarının sağlanması için kullanılan bir yöntemdir. • Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakışını Temel, Strateji, Politika, Plan ve Programlara Yerleştirmek/An Akımlaştırmak (Gender Mainstreaming) Kaynak: UNDP Toplumsal Cinsiyet Brifing Dosyası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Toplumsal Cinsiyet Hakkaniyeti • Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınlar ve erkekler arasında faydaların ve sorumlulukların dağıtımında hakkaniyet ve adalet sağlanmasını öngörür. Bu kavram, kadınların ve erkeklerin karar verme sürecine farklı düzeylerde erişim imkanlarına sahip olduklarını ve farklı gereksinimleri bulunduğunu ve bu farklılıkların, cinsiyetler arasındaki dengesizliklerin giderilmesini amaçlayan bir şekilde belirlenmesi ve giderilmesi gerektiğini dikkate alır. Kaynak: UNDP Toplumsal Cinsiyet Brifing Dosyası EKOLOJİ ve TOPLUMSAL CİNSİYET Düşünelim... Çevre Sorunu mu? Kadın Sorun mu? Biyolojik Yapı mı? Toplumsal İş Bölümü mü? Düşünelim... • Her ikisi de tamamlayıcılık ilkesine dayanır ve bu tamamlayıcılık eşit değildir – Kadın sorununun çözümü kadın-erkek eşitliği – Çevre sorununun çözümü insan-doğa ilişkisinde saklı • Çevre sorunu çözülünce kadın sorunu çözülür mü? Yani doğayı sömürmeyince kadın özgürleşir mi? • Ekofeminizm Ekofeminizm Doğuyor... • II. Dünya Savaşı sonrasında hızla artan nüfus ve endüstrileşme, yüksek yıkım kapasitesine sahip silahların üretilmesi ve nükleer araştırmaların çevreye verdiği büyük zararlara karşı ortaya tepkiler; Derin Ekoloji, Sosyal Ekoloji, Çevre Etiği, Eko-Feminizm • Bilimsel Boyutu 1974’ de başlıyor (Françoise d’Eaubonne’un “Feminizm ya da Ölüm” adlı eseri) Derin Ekoloji İle Bağ Sığ çevrecilik kirlenmeyi azaltmada teknik gelişmeye bel bağlarken, derin ekoloji bütünsel bir bakışla toplumların yaşam felsefelerini ve günlük yaşamla ilgili kararlarını da içerir... Bu Yüzyılda yeni yeni söylemler başladı: “Ekolojinin Sistem Dili” (Ekosistemlere ve çevre sorunlarına bütüncül ve sistematik bir şekilde bakmak) Neden Ekofeminizm? • Ataerkil ve kapitalist sistemler, doğa ve kadın üzerinde hakimiyet kurmak, bunları ehlileştirmek ve sömürmek üzerine kurulmuşlardır. • Kötü koşullar hassas eko sistemlere zarar vermekte, toplumları ve özellikle kadınları üretken faaliyetlerden alıkoymakta ve güvenli bir çevre için gittikçe artan bir tehdit oluşturmaktadır. • Ekolojik krize bir feministin ve bir kadının gözleriyle bakarsanız pek çok hayvanın üreme sorunu yaşadığını görürsünüz. İklim değişikliğinin doğurganlık üzerindeki etkisine dair düzinelerce araştırma var. Yumurtalarını kuma gömen deri sırtlı deniz kaplumbağaları. Kum artık o kadar sıcak oluyor ki yumurtalar pişiyor. • Politika oluşturma sürecinde kadın değerlerine ve kadına yer vermeyen bir kamusal düzende çevre sorunları katlanarak artmaktadır ve çözümlenmesi mümkün değildir . Ekofeminizm Felsefesi • Erkeklerin, doğa ile kadını özdeş tutarak, doğaya davrandıkları gibi kadına, kadına davrandıkları gibi doğaya davranmalarına tepkidir. • Kadın Hareketi, sosyo-ekonomik ilişkileri yeniden biçimlendirmek ve modern endüstriyel toplumun temel değerleri, evrensel değerler çerçevesinde oluşturulmak isteniyorsa, bu talepler Ekolojik Hareketle bütünleştirilmelidir. Doğal Kaynaklar mı Kadınlar mı Tehditte? • Kadınlar, doğal kaynakların birincil kullanıcıları olmaları ve ücretsiz işlerde çalışmaları gibi geleneksel rolleri nedeniyle, tehdit altında olan doğal kaynaklara daha bağımlıdır. • Doğal kaynakların tükenmesi ve tarım verimliliğinin azalması; bitki toplamak, yemek yapmak ya da satmak için gereken zamanı arttıracağından tarımsal faaliyetlerden sorumlu olan kadınların yükünü artıracaktır. • Dünyada kadınlar ekolojik krizden, çevresel bozulmadan en fazla etkilenen nüfus grubu (su erişilebilirliği, ormanların yok edilmesi ve geçim kaynakları vb.) İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Temel Kavramlar Tartışma bitti… • Artık bilim çevrelerinde (de) iklim değişikliğinin varlığını (veya olmadığını) ortaya koyma tartışmaları bitti. Küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 döneminde 1,45,8°C artış olacak (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Intergovernmental Panel on Climate Change /IPCC projeksiyonları). Yani insan kaynaklı iklim değişikliği kesin. • Bu tartışmalar yerini, iklim değişikliğinin etkilerinin neler olacağını tahmin etme ve çözüm için alternatifler üretme çabalarına bıraktı. • 2050 yılına kadar Türkiye üzerindeki yıllık ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 1-3°C artış olacak (IPCC projeksiyonları). İklim Değişikliği Nedir? “İklim değişikliği”, karşılaştırabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik... UNFCCC, (1992) Felaketin Ayak Sesleri Esas Kıyamet… • • • • • • Gezegenimiz 1-2 bin yıl sonra normal olarak gireceği doğal ısınım safhasına, insan etkisiyle hızlandırılmış olarak vaktinden önce girdi. Grönland ve Antarktika'da mevcut erime hızının devamı durumunda, 2080’de Grönland ve Batı Antarktika'daki tüm buzullar eriyecek 1950 yılından bu yana dünyada aşırı hava olayları istatistiksel anlamda önemli miktarda arttı. Son 30 yılda küresel ölçekte şiddetli hava olaylarının neden olduğu sigorta ödemeleri 20 kat arttı (İklim Değişikliğine Uyumu Geliştirmek için Aşırı Hava Olaylarının Riskini ve Afetleri Yönetmek Özel Raporu/SREX, IPCC,2012). Deniz seviyelerindeki bu artışta ilgi uyandıran durum ise, Okyanuslardaki su seviyesi büyük bir hızla yükseliyor. Artış hızının beklenenden %60 daha hızlı olması. Bu hızla ada devletlerinin tamamen su altında kalması beklenenden daha önce gerçekleşebilir (www.iklimhaberleri.com). Maldiv Ulusu’nun sonu - İklim değişikliği, Maldivler için bir ölüm fermanı: “Deniz yüzeyi, ortalama iki metre daha yükselirse, Maldiv Adaları sular altında kalacak - İnsanların ölüm kalım savaşı. 2 Önemli Tehdit: 1 – İklim; 2 - Gıda 7 KIYAMET ALAMETİ (IPCC Raporu , 2014) 1. Kuzey Kutbu beklenilenden daha hızlı ısınıyor 2. Aşırı hava koşulları daha da şiddetleniyor 3. Tarımsal üretim tahminlerinde belirsizlik 4. Deniz seviyesi beklenilenden daha hızlı yükseliyor 5. Her zamankinken fazla C02 üretiyoruz 6. Sera gazı, emisyon dursa bile devam ediyor 7. Isı stresi öldürücü boyutlarda Nasıl Etkileniyoruz? 1. Yağış düzeninin değişmesi su sıkıntısı ve/veya sellere yol açıyor 2. Kar yağış ve erime dönemlerinin değişimi nedeniyle sel ve taşkın gibi doğal afetler artıyor 3. Artan sıcaklıklar;bitkisel üretim dönemlerini değiştirip gıda güvenliğini tehdit ediyor 4. Bulaşıcı hastalıklara neden olan etkiler artıyor 5. Hassas ekosistemlerin ve türlerin yok olmasına sebep oluyor, orman yangınlarının sıklığı artıyor 6. Su, toprak gibi doğal kaynaklara dayanan tarımsal yapı ve ürün deseni etkileniyor 7. Doğaya dayalı tarım ve hayvancılık gibi sektörlerde çalışan kesimlerin geçim kaynakları tehdit altında 8. Deniz seviyesinin yükselmesi kıyı bölgelerinde özellikle deltalara zarar veriyor 2012′nin İklim Olayları Dünya, Türkiye • • • • • • • • • Tuna nehri Avrupa’yı etkisini alan muazzam soğuk dalgasından ötürü dondu ve akmadı (Şubat 2012) “Tuna nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor…”. Bulgaristan’ın güneyinde eriyen kar ile sağanak yağışlar nedeniyle seller meydana geldi (Şubat 2012). Ülkede Studen Kladenets, İvaylovgrad, Borovitsa, Kamçiya, Yasna Polyana, Yovkovtsi barajlarını taşdı. Bulgaristan’ın Harmanlı Kasabası yakınlarındaki İvanova Barajı bu ağırlığa dayanamayıp çöktü. Önüne geçilemeyen sulardan ötürü Meriç ve Tunca nehirleri yataklarından çıkarak taştı ve iki nehir tek nehir gibi akmaya başladı. Edirne’de aralarında, 54. Mekanize Tugay Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Devlet Su İşleri, Trakya Üniversitesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü gibi yapıların da bulunduğu birçok bina sular altında kaldı. Avrupa genelinde soğuklardan ötürü ölü sayısı 130’u geçti. Kosova’da çığ düşmesi sebebiyle 10 kişi öldü. Çin’in İç Moğolistan bölgesinden -50 dereceyi bulan hava sıcaklıklarından ötürü yaklaşık 40 bin kişinin Asya’da yaşam mücadelesi verdi. Bölgede 1600 çiftlik hayvanının soğuklar nedeniyle öldü. 8000 civarında ev dondurucu soğuk nedeniyle çatladı. Soğuklar ın maddi kayıpları, 2 milyon doların üzerinde. İroni …; Orman yangınları ile mücadele eden Şili’de polis, kokteyller için kullanılmak amacıyla ülkenin Patagonya bölgesindeki buzullardan beş ton buz çalmakla suçlanan bir kişiyi tutukladı. Bilim insanları, buz kütlelerinin çalındığı Bernardo O’Higgins Ulusal Parkı’nın bir parçası olan Jorge Montt buzulunun yılda yarım mil kadar gerilediğini, bu gerileme ile birlikte Jorge Montt buzulun dünyanın en hızlı eriyen buzul parçası olduğunu açıkladı. ABD Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, Kuzey Buz denizindeki buzul tabakasının yüzölçümünün 2007′de rekor şekilde küçülmesinden beri, Kuzey Amerika, Avrupa kıtası ve Çin’in geniş bölümünde normalin üzerinde kar yağışı görüldüğünü belirtti. İstanbul’da Ocak 2012 ayının son günlerinde ölçülen değerler, son 33 yılın en soğuk günleri oldu. Doğu Anadolu’da en düşük hava sıcaklıkları Erzurum ve Ağrı’da ölçüldü. 2012 yılında Türkiye’de de, dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi birçok iklim değişikliği ile ilişkili afet yaşandı. Samsun, Sinop ve Trakya’daki seller, Akdeniz’deki hortumlar, tarımsal kuraklık gibi afetler bunun örnekleriydi. Kaynak: www.yesilgazete.org İnsanoğlunun Çabaları Azaltım (Mitigasyon) İklim değişikliğine neden olan insan kaynaklı sera gazlarının kontrol altına alınması, azaltılması ve tutulmasına yönelik Önlemler Uyum (Adaptasyon) İklim olaylarının (risklerinin) etkileriyle mücadele etmek, fayda sağlamak ve etkileri yönetebilmek için stratejilerin güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve uygulanması süreci... Çözümler genel olarak sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda iklimsel riskleri en aza indirebilecek tedbirlerin alınmasında Yatar… Azaltım • • Sera gazları; , CO2, N2O ve CH4’e ilave olarak sülfür heksaflorid (SF6), hidroflorokarbonlar (HFC’lar) ve perflorokarbonlar (PFC’lar) (Kyoto Protokolü). Sera Gazı Etkisi: Dünya, enerjiyi uzaya güneşten enerjiyi aldığı oranda iletmelidir. Güneş enerjisi, uzun dalga boyundaki kızıl ötesi radyasyon şeklinde gelmektedir. Dünyanın yüzeyi tarafından yukarıya doğru yansıtılan kızıl ötesi radyasyonun büyük bölümü, su, buhar, karbondioksit ve diğer doğal olarak meydana gelen gazlar tarafından atmosferde emilmektedir. Bu gazlar, enerjinin yüzeyden doğrudan uzaya geçmesini önler. Bunun yerine birçok etkileşimli süreç (radyasyon, hava akımları, buharlaşma, bulut oluşumu ve yağmur dahil) enerjiyi atmosferin yüksek noktalarına taşımaktadır. Enerji, bu noktadan uzaya yayılabilir. Ancak zaman içinde atmosferin kızıl ötesi enerjiyi emme kapasitesini artıran sera gazı emisyonları, iklimin gelen ve giden enerji arasındaki bu dengeyi sürdürme şeklini aksatmaya başlamış olup, bilimsel çalışmalar sera gazları yoğunlaşmasının iki katına çıkması (21. yüzyıl), başka hiçbir şey değişmediği takdirde gezegenin enerjiyi uzaya iletme hızını yaklaşık % 2 oranında azaltacağını göstermektedir (Talu, MDGF, İDEP, 2012). Uyum • • İklim değişikliğinin etkilerine karşı uyum sağlama; dar anlamı ile yeni veya değişen ortama göre gerçekleşen intibak olarak tanımlanırken, geniş anlamda uyum; doğal sistemlerde veya insan sistemlerinde gerçek veya öngörülen iklim değişikliği ve değişkenliğinden etkilenebilirlik düzeyinin indirilmesini veya fırsatlardan yararlanılmasını amaçlayan ayarlamalar olarak söylenebilir. Etkilenebilirlik, bir sistemin maruz kaldığı iklim değişikliğinin ve değişkenliğinin özelliği, boyutu ve hızının, duyarlılığının ve uyum sağlama kapasitesinin bir fonksiyonudur. Uyum Neden Gerekli? • İklim değişikliğine sebep olan kaynaklar azaltılsa ve hatta hemen simdi kesilse bile atmosferdeki sera gazları, iklim olaylarını değiştirmeye devam edecek • “Sera gazı salımlarının azaltılması eylemlerinin (mitigation actions) ve uyum önlemlerinin (adaptation measures) ekonomik maliyeti, iklim değişikliğinin vereceği zararın maliyetinden çok daha düşük olacak.”. IPCC 4. Raporu, 2007). TÜRKİYE CO2 TÜRKİYE Suçlu Sektörler 2010, CO2 Türkiye Sektörler - Alt Sektörler (2009) Atıkl a r Sektörü: 33,93 Mton CO2e 9% Ta rım Sektörü: 25,7 Mton CO2e 7% Enerji Sektörü: Enerji s a na yi 102,8 Mton CO2e 27% Endüs tri yel İşl eml er Sektörü 31,7 Mton CO2e 9% Enerji Sektörü: Ka ça k emi s yonl a r 1,9 Mton CO2e 1% Enerji Sektörü: Di ğer s ektörl er 70,7 Mton CO2e 19% Enerji Sektörü: İma l a t s a na yi ve i nşa a t 55,4 Mton CO2e 15% Enerji Sektörü: Ul a ştırma 47,4 Mton CO2e 13% Sera Gazı Salmada OECD Şampiyonuyuz • Türkiye'nin toplam sera gazı emisyonları 1990 yılında karbondioksit eşdeğeri cinsinden 187 milyon ton değerinden %114.9 artışla 2010 yılında 401,9 milyon tona ulaşmıştır. • 2010 yılı toplam emisyonların %71'i enerji, %9'u atık, %13'ü sanayi ve %7'si tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. • Kişi başı sera gazı emisyonu 1990 yılında 3,39 ton CO2-eşd. iken 2010 yılında 5,4 ton CO2-eşd. değerine çıkmıştır. Ama… Hükümet Ne Diyor… • Ancak bu değer, OECD ortalaması olan 9,83 ton CO2-eşd./kişi değerinin çok altında olup, dünya ortalaması olan 4,29 ton CO2-eşd./kişi değerine ise yakındır. • 1850'li yıllardan günümüze kadar yapılan kümülatif sera gazı emisyonları içerisinde ise ülkemizin payı %0.4'tür. Türkiye ikliminde gözlenen değişiklikler • Ortalama hava sıcaklıklarında özellikle güney bölgelerde olmak üzere genel bir artış eğilimi söz konusudur; • En belirgin ve geniş yayılışlı ısınma eğilimleri ilkbahar ve yaz minimum hava sıcaklıklarında görülmektedir; • Minimum sıcaklıklardaki bu ısınma eğilimlerinde Türkiye’deki hızlı kentleşmenin etkisi büyüktür; • Maksimum sıcaklıklarda ise genel eğilim yaz mevsiminde artış yönündedir; • Yağışlarda önemli azalma eğilimleri daha çok kış mevsiminde gözlenmektedir; Kaynak: IPCC 4. Rapor 36 Türkiye’nin ikliminde öngörülen değişiklikler İYİMSER İyimser senaryoya göre, tüm emisyon azaltım tedbirlerinin alınması halinde 1961-1990 dönemi baz alındığında 2070-2100 model sonuçlarında belirgin değişiklikler öngörülmemektedir. KÖTÜMSER • 2070-2100 döneminde 19611990 dönemine göre en kötümser model sonuçlarına göre: – Ülke genelinde ortalama 2-3 C° dolayında sıcaklık artışı öngörülmektedir – Özellikle yaz mevsiminde ülkenin batısındaki sıcaklık artışının doğusuna nazaran 3 - 4 C° daha yüksek olacağı öngörülmektedir – Yağışlarda genel olarak Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca azalış, Karadeniz kıyısı boyunca artış öngörülmektedir Memleket… Memleket… • Türkiye’de iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen sellerin neden olduğu maddi kayıplar, deprem hasarlarına yaklaştı. • Her yıl yaşanan ortalama 200 civarında sel afeti sonucunda, yılda ortalama 100 milyon dolar maddi kayıp meydana geliyor. • Türkiye’de yılda yaklaşık 450 hektarlık orman alanını tahrip eden orman yangınlarında 2007’den bu yana artış gözleniyor. • Bugün ortaya çıkan tablo, Türkiye’de 100 yılda bir görülebilecek şiddetteki yağışların neden olduğu sel ve kuraklıkların, 2070 yılına kadar her 10 ila 50 yılda bir tekrarlanabileceğini gösteriyor. Kaynak. 2. Ulusal Bildirim Notlarından., Ö Kuntasal, 2012 Örneğin İstanbul… • İstanbul’da yok edilen her metrekare yeşil alan, İstanbul’u iklim değişikliğine karşı biraz daha savunmasız bırakıyor. İstanbul Boğazı’na III. Köprü, bağlantı yolları, yeni ticaret ve yerleşim alanları gibi yapılaşmalar ile, şehrin kuzeyindeki cankurtaran doğal alanlar parçalanacak ve işlevini büyük ölçüde kaybedecek. • Bu tahribatın alternatifi, (siyasilerin gururlandıkları gibi) şehre milyonlarca ağaç dikmek değil. Milyonlarca yılda meydana gelmiş doğal ekosistemlerin yerini dolduramazsınız • Üstelik, çoğunlukla yanlış yerlere ve yanlış türlerle (hızlı büyüyen yabancı ve arsız türlerle) yapılan ağaçlandırma girişimleri yarardan çok, zarar verebilir. • Çevre koruma ve iklim değişikliği ile mücadele çalışmaları ancak yeterli araştırmalara ve bilimsel verilere dayanılarak yürütülebilir. Türkiye’yi Daha Neler Bekliyor? Baharı görmeden yaz geldi geçti… • • İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü’nün 2011’de hazırladığı 2070 -2100 yılları arasını kapsayan bir senaryoya göre (en kötü durum için hazırlanmış bir projeksiyon yapıldı); iklim değişikliği aynı şekilde devam ederse, 2070 yılında Türkiye’de yaşanan sıcaklıkların 6 °C’ye kadar artması söz konusu. Buna göre yaz aylarında Türkiye’nin batı ve kuzey bölgelerinde sıcaklıklar 5-6 °C; Orta ve Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’da ise 3-4 °C kadar yükselecek. Kış aylarında da sıcaklıklarda 2 – 3 °C arasında bir yükselme bekleniyor. Bu senaryoya göre, 2070 yılında Karadeniz Bölgesi’nde yağışlar % 10 - 20’lik artış gösterecek, güneyde ise % 30’a kadar azalacak. İTÜ ‘ye göre; GAP bölgesi olmak üzere Türkiye’deki tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Bu durum barajların su seviyesini azaltacak ve hidroelektrik enerji üretimini ciddi şekilde engelleyecek. Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla birlikte Türkiye’de hakim olabilecek tropikal benzeri bir iklim düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona neden olacak. Isınmayla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri iyice değişecek ve bu durum balıkların göç yollarının bozulmasına neden olacak. Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonunun (WWF) raporuna göre 2050’de Türkiye’de 40 dereceye yakın sıcaklıklar mevsim normali olacak. Tarım alanlarının ise yüzde 40’ı kuruyacak. Kuraklık, Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalmasına neden olacak.Şimdiden denizlerimizde tropikal iklim balıklarını görmeye başladık bile.Yüksek sıcaklıklarla beraber orman yangınları artacak, tarımsal hastalıklar ve tarım zararlılarının miktarında önemli yükselişler gözlenecek. Ama Olsun ,Türkiye Dünyanın En Gelişmiş Ekonomilerden Biri … • • Türkiye, kısıtlı su bütçesine rağmen tarımsal su kullanımını 2030 yılına kadar 29,6 milyar m3'ton 72 milyar m3'e çıkarmayı, yani , tarımsal su tüketimini %143 oranında artırmayı hedefliyor Ülkenin dört bir yanında, dereleri kurutma, ekolojiyi bozma, ormanları katletme pahasına yapılan/yapılmak istenen HES’lerin sayısı 2000’leri geçiyor. AB’ye Girmek İklimde de Yalan… Yalandan bakanlar, bakanlıklar… • • • • • • 2010 sonu verilerine göre AB 1990 yılına göre emisyonlarını % 11 oranında azaltmış. Türkiye ise 1990-2010 yılları arasında % 115'lik bir artışa imza attı. AB-15'de enerji sektörü 1990 yılında 3 bin 278 teragram (Tg) sera gazı emisyonuna (CO2 eşdeğeri) neden olurken 2010'da bu rakam 3 bin 42 Tg olmuş; yaklaşık yüzde 10 azalmış. Türkiye'de ise azalma değil, iki kattan daha fazla (132'den 285 milyon tona çıkmış) bir artış var. Avrupa enerji sektörünü karbonsuzlaştırırken biz tersini yapmışız. Endüstriyel işlemler sonucu ortaya çıkan sera gazı miktarı AB-15'de % 25 civarında azalırken bizde üç kattan fazla artmış. İki enerji yoğun sektörün payı büyük, demirçelik ve çimento. Örneğin, Türkiye'de çimento sektörü güçlenirken Avrupa'da güç kaybetmiş. İki tarafta da tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı miktarı azalmış, bu da herhalde AB'nin tarım sektörünü küçültme politikalarının Türkiye'de de uygulanıyor olmasından kaynaklanıyor. AB ile Türkiye: AB sera gazı emisyonlarını azaltarak Kyoto hedefini yakalarken Türkiye hedef almamanın verdiği rahatlıkla sera gazı emisyonlarını hızla arttırıyor. Türkiye'de atıklardan kaynaklanan sera gazı emisyonları üç kattan daha fazla artarken Avrupa'da 1990-2010 arasında % 20'lere yaklaşan bir azalma eğilimi var. Avrupa'da rüzgar enerjisi bugün 200 bine yakın insana iş sağlıyor. Bundan iki yıl önce bu rakam 155 bin idi. 2002 ile 2007 yılları arasında rüzgar enerjisi sektöründe doğrudan çalışan işçi sayısı % 125 arttı, her gün 33 kişiye istihdam sağlandı. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA), 2020 yılında sektörde çalışan sayısının 446 bin, 2030 yılında ise 479 bine ulaşacağını öngörüyor. Kaynak: Özgür Gürbüz, “Avrupa ve Türkiye'nin İklim Politikaları Ne Kadar Farklı?” Gazeteci Enerji Analisti, 21 Mayıs 2012 Öz: Türkiye için Temel Etkilenebilirlik Alanları 1. Su Kaynakları ve Su Kaynakları Yönetimi (kıyı alanları nehir yatakları…) 2. Tarım (iklime bağlı en kritik sektör) ve Gıda Güvenliği (bitki üretimi, hayvancılık, balıkçılık…) 3. Doğal Afet/İklim Değişikliği Risk Yönetimi (Kent ağırlıklı) 4. Ekosistem Servislerine Baskı (ormanlar, biyolojik çeşitlilik, diğer karasal ekosistemler vb) Unutmayalım, biyolojik çeşitlilik ve doğal ekosistemler dünyanın yaşam destek kaynaklarıdır… 5. Aşırı Hava Olaylarının İnsan Sağlığı Üzerine Etikileri, Bulaşıcı Hastalıklar, Tropikal Hastalıklar TOPLUMSAL CİNSİYET & İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Aslında 10 yılı aşan bir hikaye… İklim Değişikliğinde Toplumsal Cinsiyet Faktörünün Önemi İlk Bakışta Anlaşılmıyor, Çünkü Toplumsal Cinsiyet ve İklim Değişikliği bağını ortaya koyan çalışmalar/veriler yok denecek kadar az Toplumsal Cinsiyet & İklim Değişikliği Temel Noktalar 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Kadınlar ve erkekler üstlendikleri toplumsal roller itibariyle iklim değişikliğinin sonuçlarından farklı ölçüde etkileniyor. Kadın için ailenin bakımı ve geçimi ile ilgili sorumlulukların, finans kaynaklarına ulaşımın, kısıtlı olması nedeniyle doğal kaynaklara bağımlılığın (dünyanın çoğu yerinde tarım işletmelerinden sorumlu olanlar kadınlar, düşük verimli topraklarda çalışan onlar, su temini vb.) cinsiyetler arasında farklı dağılımı Kadınlar için iklim değişikliğinin sonuçlarıyla ilgili bilgi ve yapılabilecekler konusunda eğitim ve bilgiye ulaşım farklı Kadınlar ve erkekler, iklim değişikliği algıları ve başa çıkış biçimleri açısından farklılık gösterir. Kadınların ve erkeklerin özellikle de karbondioksit emisyonları konusunda olmak üzere iklim değişikliğine katkıları da farklı İklim değişikliği sağlık açısından da ek bir yük oluşturuyor ve bu, kadınları iki konuda daha fazla etkiliyor: Birincisi, kadınların özel fizyolojik zayıflıkları nedeniyle mağdur olmaları (bu, istisna olarak biyolojik bir faktör); ikincisi, kadının aile içinde bakımı üstlenen kişi olması Kadınların – iklimin korunması ve uyum gibi konularda- iklim politikalarındaki karar mekanizmalarına katılımı son derece kısıtlı. Felaket yönetimi ve cinsiyet perspektifinden risklerin azaltılması (bu konuda sayısız deneyim ve nitelikli yayın var) Mevcut eşitsizlikler doğal afetlerde hangi cinsin öleceğini de belirliyor… • Doğal afet yönetiminde cinsiyet perspektifinden risklerin azaltılması çok önemli. Çünkü kadınlar iklim değişikliğinin neden olduğu doğal afetlerin yarattığı sonuçlardan daha çok etkileniyor. – Bangladeş siklon ve sel felaketi kadınlar yanlarında bir erkek olmadan evden çıkmaları yasak, erkekleri beklerden, kadınlarda ölüm oranı erkeklerden 5 kat fazla oldu – Orta Amerika Mitch Kasırgası (Bu defa erkekler çok öldü erkeklerden kahramanlık bekleyen ve onlara risk alma cesareti veren toplumsal cinsiyet normları) Erkek CO2 Kadın CO2 • Genel olarak, tüketimin (kimin neyi satın aldığı ve satın alma kararlarını kimin verdiği), üstlenilen cinsiyet rolleriyle ilişkili olduğunu söylemek mümkün. • Özellikle mobilite konusunda: Örneğin İsveç’te orta yaştaki erkekler kadınların tükettiğinin iki katına yakın enerji tüketiyor. • Enerji tüketimindeki bu fark; öncelikle kadın erkek arasındaki motorlu araç kullanımındaki fark ve ayrıca erkeklerin kendilerini arabalarıyla özdeşleştirmeleri • Enformasyon ve iletişim teknolojilerinde ve elektronik ürünlerin kullanımındaki farklılık. Yoksulluk, İklim, Kadın… Yoksulluğun Kadınlaşması • En büyük çevre sorunu yoksulluktur. • İklim değişikliğinin etkileri fakirliği arttırır. • Yoksullar, iklim değişikliğinden en çok etkilenen kesimdir. • Dünyada fakirliğin kadınlardaki oranı %70’dir. • Kadınlar, yerel (kır) doğal kaynaklara aşırı bağımlı olan gelişmekte olan ülkelerde ve topluluklarda yoksulların önemli bir bölümünü oluşturuyorlar. • Türkiye’de de durum rakamlarla benzer. Sağlık Boyutu • Vektörlerin neden olduğu hastalıklar, solunum sistemi hastalıkları, su bağlantılı hastalıklar gibi iklim değişikliğinin dolaylı olarak insan sağlığına yönelik etkilerine kadınlar daha fazla maruz kalmaktadır. Üreme Sağlığı • Erken doğumlar, tüp bebek sayılarında artışlar • Erkeklerde testosteron (erkeklik hormonu) düzeylerinin düşmesi ve östrojen (kadınlık hormonu) düzeylerinin artması • Sperm üretiminin doğrudan sıcaklık etkisiyle sekteye uğraması Diğer canlılar: Kaplumbağa neslinin yok olşu, Balık türlerince cins değişimleri…. Kaynak WHO, 2011. Dikkat… • Kadınları iklim değişikliğinden olumsuz etkilenen yardıma muhtaç kurbanlar olarak görmek yanlış değil, ancak eksik • İklim değişikliği ile mücadelede ve felaket risklerini azaltma konusunda uygulamaya konacak tüm politika ve önlemlerin toplumsal cinsiyete duyarlı olması lazım • Kadınların iklim politikalarındaki tüm karar alma süreç ve mekanizmalarına katılımı sağlanmalı (çiftçi kayıt sistemindeki yerleri vb.) Dünya, ilk kez 2001’de Kadınların İklim Değişikliği ile Mücadeledeki Yerlerini Tanımladı ANAHTARLAR Kadın için… • İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1994 (Türkiye 2004) • Marakeş Uzlaşmaları • Kyoto Protokolü 2005 (Türkiye 2009) • Bali Yol Haritası 2007 • Yeni Delhi Çalışma Programı (2002, Tadil edilmiş 2007) • Kopenhag Mutabakatı 2009 • Cancun Kararları 2010 • Durban Kararları 2011 • Doha Kararları 2012 BM Bünyesinde • • 2001 “Marakeş Uzlaşmaları” olarak adlandırılan kararlar paketinde, kadınlar hem etkilenen hem de etkileyecek taraf olarak iklim mücadelesinde ilk kez resmi olarak yerlerini aldılar. 2007 Bali Eylem Planı Modülleri: i) toplumsal cinsiyetin iklim değişikliğine dahil edilmesi için uluslararası hukuk araçları; ii) iklim değişikliğinin etkilerine uyum çalışmalarına kadınların dahil edilmesi; iii) olumsuz sonuçların hafifletilmesi ve uyumla ilgili önlemlerin desteklenmesi amacıyla teknoloji geliştirme ve transferi konusunda toplumsal cinsiyete duyarlı stratejiler ve iv) iklim değişikliği finansman mekanizmalarına toplumsal cinsiyet eşitliği prensiplerinin dahil edilmesi • • 2009 Kopenhag, 2010 Cancun’da ve 2011 Durban’da kararlar tekrarlanıyor. Aralık 2012 Doha – Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi/BMİDÇS (United Nations Framework Convention on Climate Change/UNFCCC) müzakerelerinde kadınların katılımının artırılması ve tüm UNFCCC organlarında cinsiyet dengesinin sağlanması ve kadınların temsilini izlemek için bir raporlama mekanizmasının oluşturulması ve kadın ve iklim değişikliği çalışmalarının teşvik edilmesi kararını aldılar. Böylece kadınların köyden küresel düzeye kadar, iklim değişikliğine tepki/önlem olarak toplumsal cinsiyete duyarlı bir iklim politikasının şekillenmesinde aktif ajanlar olarak rolleri olduğu açıkça beyan edilmiş oldu. BM Bünyesinde • • • • UNEP’in iklim değişikliği ile mücadele faaliyetleri kapsamında, Ulusal Uyum Eylem Programları (NAPA) için hazırlanan rehberde, iklim değişikliğinin kadınlar ve erkekler üzerindeki farklılaşan etkileri ve kadınların uyum önlemlerindeki yaşamsal rolü önemle vurgulanmaktadır. Rehber, cinsiyet eşitliğini NAPA hazırlama sürecinin yönlendirici ilkelerinden biri olarak kabul etmiş ve hazırlık sürecine kadınların katılımının gereğine işaret etmiştir. UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu), Türkiye Milli Komisyonu tarafından gerçekleştirilen ilgili faaliyetlerden biri Kasım 2007’de yapılan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Biyoetik Komitesi’nin düzenlediği Küresel Isınma Baskısı Altında Toplumsal ve Etik Sorunlar Sempozyumu’dur. UNESCO, Ocak 2008 – Aralık 2013 döneminde eğitim sorumlulukları açısından kadın – erkek eşitliğini küresel bir öncelik olarak çalışmaktadırUNESCO tarafından çeşitli dillerde “Cinsiyet ve İklim Değişikliği El Kitabı” hazırlanmıştır. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, iklim değişikliğinin kadınlara etkileri konularını Toplumsal Cinsiyet İhtisas Komitesi’nin çalışmaları içerisinde yeni yeni ele almaya başlamıştır. Güncel olarak Aralık 2009’da UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından iklim değişikliğinin kadınlar üzerindeki etkilerinin sorgulandığı “Çevre, Kadın ve İklim Değişikliği” konulu bir konferans gerçekleştirilmiştir. FAO tarafından da üye ülkelerdeki, tarımdaki ve kırsal alandaki kadınların rollerinin artırılması üzerinde çalışılmaktadır. FAO’nun; “Kadınlar için Kalkınma Eylem Planı”nın amaçları arasında, kadınların toprak ve diğer üretim kaynaklarına ulaşmada ve kontrolünde karar verme ve politika belirlemeye katılımlarını sağlamak, ayrıca kadınların iş yüklerini azaltıp ücretli istihdam olanaklarını artırmak da vardır. FAO doğal kaynakların bozulması, çölleşme, ormansızlaşma ve kuraklık gibi iklim değişikliğinin etkilerinin kadınlar üzerinde bir tehdit olduğunu öngörmekte ve bu konuda yapılacak çalışmalarda örneğin; sulamaya ilişkin ya da kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin geliştirilmesi ile ilgili konularda kadınlara dönük faaliyetlerin yapılmasını, sorunların ele alınmasını ve fırsatların değerlendirilmesini hedeflemektedir BM Bünyesinde UNDP Avrupa ve BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri) Bölge Bürosu Bölgesel Toplumsal Cinsiyet Eşitlik Stratejisi (2008-2011) • Toplumsal cinsiyetle ilgili hususların finansman mekanizmaları dahil olmak üzere bütün ulusal çevre ve iklimle ilgili planlara dahil edilmesine yönelik ulusal kapasitenin geliştirilmesi konusunda ülke ofislerini destekleyecektir. Bu süreçte, özellikle aşağıdakiler üzerinde durulacaktır: • Kadınların su, enerji ve toprak gibi doğal kaynaklara erişimi ve bunlar üzerindeki denetiminin güçlendirilmesi • Kadınların çevre ile ilgili diyalog ve tartışmalara katılımının azami düzeye çıkartılması Yeni Kurumsal Yapılanmalar • UNEP, UNDP, Kadın Çevre ve Kalkınma Örgütü (WEDO) ve IUCN’nin işbirliği ile Küresel Toplumsal Cinsiyet ve İklim Değişikliği İttifakı (Global Gender and Climate Alliance) Bali CO’da kuruldu • Ve… uluslararası bir ağ (network) becerisiyle on yılı aşkın bir süredir; başta ‘Birleşmiş Milletler Kadın (UN Women)’ - ki BM Kadın örgütü cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili hükümetlerarası görüşmelerde kadınların güçlendirilmesi için güçlü bir savunucudur - gibi oluşumların da öncülüğünde kadın ve iklim değişikliği bağlamında bir yandan farkındalık yaratmak ve kapasitelerini güçlendirmek için uğraşıyorlar, bir yandan da iklim müzakere zeminlerinde aktivist faaliyetlerine devam ediyorlar. • örgütler de faal olarak bu alanda çalışıyor; “Kuruluşlar Arası Kadın ve Toplumsal Eşitlik Ağı (Inter-Agengy Network on Women and Gender Equality/IANWGE) gibi. BİNYIL KALKINMA HEDEFLERİ (MDGs) Doğrudan İlgili Hedefler (8’de 4) MDG 1 - Aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması MDG 3 - Toplumsal cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi MDG 7 - Çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması MDG 8 - Kalkınma için küresel bir ortaklık geliştirilmesi OECD ve Kadın Güçlü ekonomi için kadın-erkek eşitliği gerekir • • • • • • OECD’nin Aralık 2012 ayında yayınlanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğini Yok Etmek” adlı raporuna göre kadınların ekonomik gelişmeye adil katılımı olmadan ekonomide verimlilik sağlanamaz. Yaşlanması kaçınılmaz nüfusla baş edebilmek için, kadınlarınki başta, toplumdaki tüm beceri ve yetenekleri harekete geçirmek gerekir. Yani sürdürülebilir, dengeli ve güçlü bir ekonomi için kadınların çalışma yaşamına daha çok ve eşitçe katılması artık bir ekonomik zorunluluktur.Oysa, rapora göre kadın istihdamında en düşük oran rekoru bizde.Türkiye’de 15-64 yaş grubu kadınların sadece %27.85’i çalışıyor. OECD ortalaması %59.72, İsveç’te bu oran %74.86. Kadınların çalışmadıkları için veya yeterince değerlendirilmedikleri için kullanılmayan bilgi ve becerileri, israf edilmiş toplumsal bir ekonomik değerdir. Ülkenin ekonomik verimliliğinde büyük kayıp anlamına gelir. Kadınların eğitim düzeyleri yükseldikçe bu kaybın önemi artar. Kadınların yaşam standartlarının gelişmesi de engellenmiş olur. Kadınlar ailede harcadıkları karşılığı ödenmemiş emek nedeniyle, ücretli emek piyasasında daha kısa süre ve daha düşük ücretle bulunduklarından, yaşlılıkta yoksulluğa mahkum oluyor. Emeklilikte erkeklerden 1.5 kat daha yoksullar. Kadınların sırtına yüklendiği için çalışma yaşamına eşit katılımını engelleyen,sonuçta ülkenin ekonomik verimliliğini düşüren ücretsiz emek süresinde de Türkiye’nin durumu vahim. Bir günde kadınlar 376.7 dakika, erkekler 116.4 dakika ücretsiz emek harcıyor. Kadının sırtındaki erkekten 3 kattan fazla ağırlıktaki ücretsiz emek yüküyle Türkiye OECD birincisi. OECD ortalamasında kadınlar 277.1 dakika, erkekler 140 dakika harcıyor.Hindistan’lı kız kardeşlerimizin, “ karnından sıpayı, başında sopayı” eksik etmeyen Hintli erkekler günde 51.8 dakika ücretsiz emek harcarken, kadınlar onlardan 7 kat fazla, yani 351.9 dakika ücretsiz emek harcıyor. Hintli kadınlar boşuna isyan etmiyor. OECD PISA puanlarına göre, okuyup anlamada kadınlar erkeklerden açık ara önde. Türkiye’de kadınlar 486 puan, erkekler 443 puan ; OECD ortalamasında kadınlar 513.2 puan , erkekler 474.1 puan almış.. Matematikte kadınlar biraz geride ama biraz. Türkiye’de kadınlar 440, erkekler 451 puan alırken, OECD ortalamasında kadınlar 490 erkekler 501 puan almış. Kaynak: Gönül Dinçer, KAZETE, Ocak 2013 Bazı Ülkelerde… VietNam: • İklim değişikliği kaynaklı sel ve kuraklık felaketleri yaşadı. İklim karar alma süreçlerine kadınların katılımını teşvik ve erken uyarı sistemleri, kadınların erişimin iyileştirilmesi, eğitim yoluyla kadınların afete hazırlık artırmak için projeleri var. Bangladeş: • “Yeşil sektör” işletmelerinde eğitim ve yeni fırsatlar sağlıyor • Afet eğilimli bölgelerde kadınlar ile yoğun çalışılıyor. Kaynak: “Doha’dan Haberler”, Aralık 2012. TÜRKİYE’DE KADIN İKLİMİ Stratejilerde Kadın &İklim • • • • • • • • • • • • • • • Doğrudan Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (-) İklim Değişikliği Eylem Planı/İDEP (+) İklim Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (+) İDKK’nın çalışma grupları (-) 1. İD Ulusal Bildirim (-) 2. İD Ulusal Bildirim (+) TBMM - Küresel Isınmanın Etkileri ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi Araştırma Komisyonu Raporu (Nisan 2008) (+) Dolaylı Kırsal Alanda Kadının Güçlendirilmesi Ulusal Eylem Planı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı Kentsel Gelişme Stratejisi - KENTGES (+) 9. Kalkınma Planı, bitkisel üretimle ilgili strateji amaçlar ve öncelikli hedefler - alt sektör önceliği - Kırsal alanlarda kadın ve gençlerin ekonomik yaşamdaki etkinliklerinin artırılması (+) Tarım Stratejisi (+) IPARD /Kırsal Kalkınma Stratejisi (+) Bölgesel Kalkınma Stratejileri (GAP-ÇATOM’lar; kadının sosyo-ekonomik durumunu güçlendirilmesi, ürün geliştirme pazarlama, istihdam yaratma, UNDP desteği var) (+) Ulusal Gençlik İstihdam Eylem Planı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı Kadın ve Çevre Politika Dokümanı (2008-2013) • Zamanın Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), 2008 yılında tamamladığı AB destekli bu proje ile kadın ve çevre alanında, “Kadın ve Çevre Politika Dokümanı”nı geliştirdi • Bu belge KSGM’nin koordinasyonunda hazırlanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı (2008-2013)” kapsamındaki 6 politika alanında yürütülen çalışmalardan biridir. Bu politika alanları; eğitim, ekonomi, yoksulluk, yetki ve karar alma, sağlık, medya ve çevredir. Kadın ve Çevre Politikaları Stratejiler Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İşbirliği Yapılacak Kurum ve Kuruluşlar Sürdürülebilir ve ekolojik açıdan Üniversiteler, Meslek doğru olan tüketim Odaları, ve üretim biçimleri ile doğal MEB, Yerel Yönetimler kaynakların kullanımı ve ve GAP yönetimi konusunda kadınlara yönelik Bölge Kalkınma bilinç yükseltici İdaresi Başkanlığı, çalışmalar yapılması STK’lar Doğal afetlerden korunmaya ve doğal Gıda, Tarım ve KSGM, Kızılay, Çevre afet sonrası yaşanılan olumsuzluklara Hayvancılık Bakanlığı, ve yönelik bilinç AFAD, Çocuk Şehircilik Bakanlığı, artırıcı ve destekleyici çalışmalar Hizmetleri Genel Yerel yapılması Müdürlüğü (Mülga Yönetimler, STK’lar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu /SHÇEK), Üniversiteler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı, Kadın ve Çevre Politika Dokümanı - İklim • “İklim Değişikliği” zikrediliyor • “Ev içi sorumlulukları nedeniyle iklim değişikliğinin kadınlar üzerinde doğrudan etkisi bulunmakta ve kadınlar bu etkilere karşı savunmasız gruplar arasında yer almaktadırlar. • Özellikle geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin paylaşılmasında kadınlara verilen; yemek temini ve güvenliği, temiz suya ulaşım, ısınma ve yemek pişirme için gereken enerjinin elde edilmesi gibi görevlerin yerine getirilmesinde kadınlar, kıtlık, ormanların azalması ve düzensiz yağış gibi durumlarda daha fazla zaman harcamak zorunda kalmakta, bu durum onların eğitim ve istihdam imkanlarından mahrum kalmalarına neden olmaktadır”. Kaynak: BM, Kadının Statüsü Komisyonu 52. Oturumu, İklim Değişikliklerinde Toplumsal Cinsiyet Perspektifi Uzman Paneli, 2008 10. 5 Yıllık Kalkınma Planı (2014 – 2018) (46’da 8 ÖİK, 1 Çalışma Grubu) • • • • • • • • • • • ÖİK’lardan… Tarımsal Yapıda Etkinlik ve Gıda Güvenliği Kırsal kalkınma - Yenilikçi Hizmet Sunumu Sürdürülebilir Orman Yönetimi Su Kaynakları Yönetimi Doğal Afet Yönetiminde Etkinlik Mekansal Planlama Yaşanabilir Kentler ve Kentsel Dönüşüm Enerji Güvenliği ve Verimliliği Çalışma gruplarından… Toplumsal Cinsiyet Çalışma Grubu Tarım Arazilerinin Sürdürülebilir Kullanımı Kamuda Stratejik Yönetim KENT, KADIN, İKLİM Akıllı, Ekolojik, Yeşil, Yavaş, Kır Bahçeli, Kadın Dostu, İklim Dostu İklim Değişikliği ve Kent Kentsel Faaliyetlerin İklim Değişikliğine Etkisi • • Üretim ve Tüketim Yaklaşımına Göre Kentsel Sera Gazı Salımları Sektörlere Göre Kentlerde Sera Gazı Üretimi (Binalar - AÇA’ya göre 2010 yılında Avrupa'nın enerjiden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının yüzde 25'inden haneler sorumlu - • Ulaşım,Atıklar, Sanayi) Artan Kentsel Nüfusun İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Kentlerin Etkilenebilirliği • • • • • • • • • Fırtına Olaylarının Şiddet ve Sıklığında Artış Küresel Isıda Değişme Yağış Rejiminde Değişiklik Deniz Seviyesinde Değişme Küresel gıda krizinden etkilenen kentler İklim Değişikliği ve Kent Kentsel Faaliyetlerin İklim Değişikliğine Etkisi Üretim ve Tüketim Yaklaşımına Göre Kentsel Sera Gazı Salımları Dünyanın toplam enerjisinin %75’i kentlerde tüketildiği kabul edilmekte (BM, 2007) ve buna bağlı olarak dünyanın ürettiği toplam sera gazının %75-80 civarının kentsel kaynaklı olduğu tahmin edilmektedir. tüketim bakış açısıyla kent kaynaklı sera gazı miktarı toplam sera gazının %80’i iken, üretim kaynaklı bakıldığında bu oran %30’a düşmektedir Sektörlere Göre Kentlerde Sera Gazı Üretimi (Binalar, Ulaşım, Atıklar, Sanayi) Kentsel Nüfusun İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Dünya kentsel nüfusundaki artışın büyük bir kısmı düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde gerçekleşmekte ve böyle devam edeceği tahmin edilmektedir.. Bu bakımdan kentleşme ve kentsel seragazı salım miktarı arasındaki ilişki gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşmeden en üst seviyede etklenencektir. BM Nüfus bölümü verilerine göre 2000 2010 yılları arasında kentsel nüfustaki artış küresel nüfus artışının %82sine denk gelmektedir. Bu miktarın yaklaşık %90’ı düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerdedir. 20102020 yılları arası için ise %94 oranında bir artış tahmin edilmektedir. (UN,2008). “yüzyılın ortasına kadar 150-200 milyon kişinin kentlerden göç etmek zorunda kalacağı tahmin edilmektedir” (Stern, 2006). Kentlerin Etkilenebilirliği Küresel Isıda Değişme ABD’de büyük kentlerde 1°C lik artış enerji talebinde %3 ila 5 arasıartışa neden olmaktadır (McCarney, 2009). Türkiye’de, 2007 yılı yazında aşırı sıcaklar nedeniyle artan enerji talebi, planlı elektrik kesintilerini de beraberinde getirmiştir. TEİAŞ, Antalya, Denizli ve Isparta’da planlı elektrik kesintilerini başlattı. Yağış Rejiminde Değişiklik 30° kuzey enleminin kuzey kısmında yağış oranı arttı. Yağış sıklığındaki ve miktarındaki artış ve uç yağış olayları özellikle zayıf ve eski kentsel su temini ve kanalizasyon altyapısında olumsuz etkilere neden olur. Aşırı yağışlar kentsel altyapıyı tahribatına ek olarak yüzeysel ve yeraltı sularının kalitesini de bozmakta, su kaynaklarını kirletmekte, su kaynaklı hastalıklara neden olmakta, ölüm oranlarını arttırmakta, meskun ve ticari bölgelerde, ulaşım hizmeti sellerden ötürü tahrip olmaktadır. Bunun tam tersi, yağışlarda kuraklığa neden olacak değişimlerde ise kentte gıda krizi, su kesintiler, kentler arası veya kırsaldan kente göç gibi etkiler gözlemlenmektedir. 2007 yılında yaşanan kuraklık ve yönetim hatalarından dolayı Ankara’daki barajların doluluk seviyesi %’17’ye düşmüş ve kentte su kesintileri yaşanmıştır Fırtına Olaylarının Şiddet ve Sıklığında Artış Katrina, 1,836 kişinin yaşamını Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en yıkıcı ve en ölümcül kasırgalarından biri, 2005, Kıyıdaki yerel sulak alanların %20 sini su basmasından dolayı kıyıda yetiştirilen deniz memelilerinden kahverengi pelikanlar, deniz kaplumbağaları ve Göçmen kızıl başlı ördeklerin zarar gördüğü belirtilmiştir, Fırtına tahmini 81.2 milyar ABD Doları verdiği zararla ABD tarihinin en yüksek maddi hasar getiren doğal felaketi olmuştur. 2012 ABD'de Sandy Kasırgası nedeniyle meydana gelen can kaybı sayısı 50'ye yükseldi. New York eyaletinde "Büyük Afet" ilan eden Başkan Sizce kasırga isimleri niye kadın Katrina, Ophelia, Rita, Wilma, Sandy… Deniz Seviyesinde Değişme IPCC’ye göre geçtiğimiz on yılda deniz seviyesi yılda ortalama 3,1 mm. yükselmiştir. Daha önceki yıllarda kaydedilen yıllık ortalama yükselmenin 1,8 mm. olduğu dikkate alınarak, ortalama deniz seviyesinin 2040 yılına kadar 18 cm. ve 2100 yılına kadar ise 48 cm. yükselebileceği öngörülmektedir (IPPC, 2007a). Dünyada düşük kodlu kıyı şeridinde yeralan toplam 3351 kent bulunmaktadır. Bu kentlerin yaklaşık 2000’i deniz seviyesinin yükselmesiyle çeşitli tehditlere maruz kalmaktadır (Arnold et al, 2003). Günümüzde kentlerde yaşayan 40 milyon kişi 100 yılda bir sel baskınına maruz kalmakta ve rakamın 2070 yılına kadar 150 milyon kişiye çıkması beklenmektedir. 2007 yılında 400 milyar ABD Doları civarında hesaplanan ekonomik hasarın ise, 2070 yılına kadar 35 trilyon ABD Doları’na yükseleceği tahmin edilmektedir (Nicholls et al., 2007). Günümüzde deniz seviyesi yükselmesi sonucunda sel baskını ile karşı karşıya kalacak nüfusun yarısı 10 kentte toplanmaktadır. Bu kentler Miami, Guangzhou, New York, Kalküta, Şangay, Mumbai, Tianjin, Tokyo, Hong Kong, ve Bangkok olarak sıralanmaktadır (Nicholls et al., 2007). Kıyı alanları yoğun kentsel nüfusun yanı sıra, bu nüfusun ekonomik faaliyetlerinin dayandığı zengin ekosistemleri ve altyapıyı da barındırmaktadır. Sahil şeridinde yoğunlaşan altyapıya örnek olarak rafineriler, limanlar, nükleer santraller verilebilir. Küresel gıda krizinden etkilenen kentler (Port-au-Prince, Dhaka, Kahire, Douala, Manila, Jakarta, Yemen ve Burkina Faso) Dünya hareketli… • Sürdürülebilirlik için Yerel Yönetimler Birliği (ICLEI) - Kentsel CO2 azaltımı projesini 1991 yılında başlattığından beri iklim değişikliği konusunda çalışır. Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) - Savunuculuk: Uluslararası iklim değişikliği politika sürecinde yerel yönetimlerin tanınmasını; daha fazla söz ve olanak (teknik ve finansal olanaklar) sahibi olmasını sağlamak. • LG Action Yerel yönetimlerde enerji ve iklim değişikliği, Avrupa • C40 Kentleri (C40) büyük kentsel projeleri destekleyen “Karbon Pozitif Programı”;ABD • Clinton İklim Girişimi (CCI) • İklim Değişikliği Dünya Başkanları Konseyi ( WMCCC/The World Mayors Council on Climate Change) • BM-HABITAT “İklim Değişikliği ve Kentler Girişimi”(Climate Change and Cities Initiative) Kentler de boş durmuyor… • • • • • • • • Roterdam, Hague, Londra ve Newcastle gibi bazı kentler “karbonsuz kent” olmak ile ilgili hedefler koyuyor (Etkin kentsel planlama, enerji verimliliği, toplu taşımın yaygınlaştırılması ve yenilenebilir enerji kullanımında artış vb. faaliyetlerle düşük karbonlu kentler mümkün. Bunun gerçekleşebilmesi için ise kent yönetiminin kentsel CO2 azaltma hedefini belirlemesi gerekli). Sao Paulo enerji ve iklim değişikliği projeleri İlk kez İngiltere’de “Yerel mler için Karbon Ticareti” uygulamaları başlıyor, onu Danimarka izliyor (zaten İngiltere Bakanlık kurarak bu alandaki iddiasını sürdürüyor…The Department of Energy and Climate Change) Yerel yönetimler iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarını ‘ICLEI İklim Dostu Kentler Kampanyası’ gibi faaliyetlere girerek de sürdürüyor. Türkiye’de 2009 yılında 10 ilden 14 belediye bu kampanyaya dahil oluyor. Alanya, Beyoğlu, Bodrum, Çankaya, Halkapınar, Kadıköy, Karadeniz Ereğli, Keçiören, Muğla, Nevşehir, Nilüfer, Sivas, Şişli ve Yalova Belediyeleri. Türkiye’deki aktifler: İstanbul, Bursa, Alanya, Yalova, Gaziantep 2500’in üzerinde yerel yönetimin iklim değişikliği ile mücadele etme taahhütlerde bulundular. Bu yerel yönetimlerden %97’si Ek I ülkesi ve %33’ü, Kyoto’ya taraf olmamış olan ABD’dir (ICLEI, 2009). ABD’de New York İklim Planı, Kaliforniya Uyum Planı gibi birçok yerel bazlı planlama ve uygulama örnek çalışmaları yürütmektedir; AB’nin 2020 yılında %20 olan salım azaltım hedefinin daha ötesine geçen AB üye ülke yerel yönetimleri vardır. Örneğin Londra Büyükşehir Belediyesi 2025 yılı emisyon seviyesini 1990 seviyesinin %60 altına sabitlemeyi planlamaktadır. Londra Belediyesinin Uyum Stratejisi de vardır. Belediye Başkanları imzalar çakıyor… • • • • Dünya Belediye Başkanları ve Yerel Yönetimleri İklim Değişikliği Anlaşması / The World Mayors and Local Governments Climate Protection Agreement, (Bali 2007) Anlaşma, yerel yönetimlerin iklim değişikliği konusundaki öneminin altını çizdikten sonra, dünya genelinde emisyonlarını 2050 yılına kadar 1990 yılı miktarına göre %60 oranında azaltılması ve gelişmiş ülkelerin salımlarını 1990 yılına göre % 80 oranında azaltması çağrısında bulunmayı da içeren birçok faaliyeti içermektedir. ABD, Avustralya ve İsveç gibi gelişmiş ülkelerle birlikte Endonezya, Kolombiya ve Meksika’dan belediyelerin arasında bulunduğu toplam 112 imzacı belediye var. Türkiye’den hiç belediye başkanı imzalamadı. Başkanlar, İklim Değişikliği Yerel Liderler Zirvesi düzenliyorlar, pozisyon belgesi yayınlıyorlar: “Yerel Yönetimler İklim Değişikliği Liderler Zirvesi/Local Government Climate Change Leadership Summit” (700’den fazla lider, Haziran 2009); “Yerel Yönetimler Pozisyon Belgesi” (Kasım 2009) Yerel Yönetimler İklim Yol Haritası • Yerel Yönetimler İklim Yol Haritası/Local Government Climate Roadmap (Bali, 2007). • Sürece dahil olanlar: CEMR, ASPAC, FLACMA, Eurocities, Energie-Cités, Climate Alliance, Italian LA21 Koordinasyon Komitesi, LGA UK, Norwegian Association of Local Governments, Geneva ve Kopenhag Kentleri, UNEP, UN-Habitat. • Yol Haritası sürecine Türkiye’den dahil olan bir belediye olmadı. Kent İklim Kataloğu Programı • ICLEI tarafından başlatılan Kent İklim Kataloğu Programı/The Cities Climate Catalogue iklim değişikliğine karşı mücadelede hedef ve öncelikleri olan tüm yerel yönetimlerin bu hedeflerini duyurmayı amaçladı. Bu Programa dahil olarak salım azaltım hedeflerini duyuran 2865 yerel yönetim, 3244 hedef belirledi. Kataloğa Türkiye’den sadece İstanbul BB dahil oldu, ammmmmaaaaa hiçbir salım hedefi belirlemedi. • Katalog, meşhur Kopenhag Zirvesinde (2009); İklim Değişikliği ile Mücadelede Kopenhag Kent Kataloğu (the Copenhagen World Climate Catalogue of City Commitments to Combat Climate Change) başlığı ile yayınlandı. Yerel Yönetimler 1 Ocak 2013 Sonrasının Şekillenmesinde Nerede? • İklim değişikliğinin küresel olduğunu algılama sorunu var Yerel yönetimler iklim değişikliği konusunu kendilerine uzak görüyor. Tek bir yerel yönetiminin sera gazı emisyonlarında azaltıma gitmesinin iklim değişikliği üzerinde ölçülebilir bir fark yaratmayacak olması belediyelerin harekete geçmelerini önlüyor • Temel hizmetleriyle ilişkilendirmede farkındalıkları zayıf/yok. • Bir arada harekete geçmek için ulusal stratejilerden güç almaları lazım Kümülatif etki lazım - belediyelerin tek başına hareket ederek etkili olması zor. Tüm belediyelerin birarada harekete geçmelerinin önündeki en önemli neden, merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere bu alanda sorumluluk ve görev vermemeleri. Laf yetmez teşvik lazım. Bize ‘Yeşil Başkent’ lazım… • • • • • • Avrupa Komisyonu (2010’dan beri) “Avrupa Yeşil Başkenti” Ödülü veriyor. 2010 - Stockholm (İsveç), 2011 - Hamburg (Almanya) 2012 - Vitoria-Gasteiz (İspanya) 2013 - Nantes Fransa 2014 için Türkiye'den de 2 iki kent, Bursa ve Trabzon aday. Ayranı Var İçmeye… • Kişi başına düşen TOKİ oranından bahsetmiyoruz…. • Yeşil Başkent olacağız diyorsanız öncelikle ciddi/rakamla kentin iklim hedeflerini belirleyeceksiniz. Örneğin Hamburg'un 2020 yılında karbondioksit emisyonlarını 1990'a göre % 40, 2050'de ise % 80 oranında azaltma hedefi var. • Metro hatları, bisiklet yolları, yayalara ayrılmış kent merkezleri, pasif binaları, eko mimari örnekleri, su şebekesinde en az kayıp oranı (Örneğin Hamburg da bu oranı sadece % 4, İstanbul'da şebeke kaybı % 25) kişi başına düşen yeşil alan büyüklüğü (Hamburg’un % 40'ı park), orman ve insanların tarım yapabildikleri kent bahçeleri….ri…ri… Not: Burada ‘başkent’ yeşil kentlerin ‘başı’ manasında. KENT BAHÇELERİNDE KADIN Kendin yetiştir kendin pişir Türkiye için Temel Tespitler • Minimum sıcaklıklardaki bu ısınma eğilimlerinde Türkiye’deki hızlı kentleşmenin etkisi büyük • Türkiye için Temel Etkilenebilirlik Meselelerinden biri iklim değişikliklerine bağı doğal afetler, o da kentlerde. • Sürdürülebilir kentlerimiz yok kentsel direnç, altyapı,erken uyarı sistemleri, taşkın kontrolü yeşil alan sistematiği vb. • Lüks konut tüketiminin tırmanması başlı başına bir sorun. • Kent kadını çok daha fazla tüketici (farkındalık eksikliği) KENTGES (2010-2023) Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (Ekim 2010, DPT/YPK Kararı) • İklim değişikliği “Kentleşmede Yeni Olgular” başlığı altından tanımlanıyor. Afetlere Dayanıksız Kentleşme başlığında iklim ile ilişkilendirilmiyor • Kentsel Dönüşüm de yeni olgu - yeni yerleşim projeleri sürdürülebilir yaşam anlayışına göre biçimlendirilmesi lazım; kentin ve insan da kent de ranta tercih edilmemeli; yeniden imar çalışmasının kültürel ve ekolojik hassasiyeti mutlaka gözetmesi • Sürdürülebilir Kent Formu ve Enerji Verimliliği • Aşırı yayılmış kent formu küresel ısınmaya yol acar! Dikey formun özendirilmesi! - Yayılmayan kent neden mecburi, Oysa Ekolojik kent Kuramında “yayılmaya hayır” manifestosu hakim. • Not: KENTGES İzleme ve Yönlendirme Kurulu var (kentges.gov.tr) “Yaşam Dönüşüm”müş… • “Kentsel Dönüşümü Devlet Şefkatiyle Yapacağız” (depremle tehdit ederek)…, ŞEFKATİ KADINLAR ÖĞRETSİN BU “SAYIN”A. • İklim değişikliği ile mücadelede kent içi ulaşım için 81 ile 81 bisiklet yolu yapacağız, uygun projelere proje bedelinin % 45’ini vereceğiz…, • Kentsel Dönüşümle birlikte ekolojik şehirleri arttıracağız…, E. Bayraktar… • 7.OOO.OOO bina depreme dayanıksızmış • Türkiye’deki binaların yarısı kaçakmış • Kamu spotları ile ünlüler yaşasın “Kentsel Dönüşüm” demiş, “Yaşam Dönüşüm”müş. Peki Nerede… • • • • • Ekolojik Kentsel Dönüşüm Kentsel Dönüşüm ve yenilenebilir enerji kullanım zorunluluğu - güneş enerjili çatılar! Yeşil alan sistemi “Su basmanı”nı geleceğin iklim değişikliğinin etkilerine, doğal afet risklerine, sellere, su taşkınlarına,boğulmalara göre hesapladınız mı acaba? Yapı Denetimi Hakkında Kanunu değiştirmek üzeresiniz… Kentsel Tarım, Kent Bahçeleri/Urban Gardening - dikkat hobi bahçeleri değil. Nairobi’de kentsel tarımdan (10 000 bin adet dikey sepet bahçelerinde sebze yetiştirerek) kazandığı para ile çiftlik kuran gecekondulu kadınlar var. Çarpık Zihniyet • Yeşil alanları konutların içerisine mi saklıyorsunuz da biz görmüyoruz? • Rant odaklı değil, insan odaklı bu mu demek acaba? • Binaları mantolayacaksın, ekolojik/yeşil! ve akıllı binalar yapacaksın, ama doğayı katledeceksin… • Sürdürülebilir kentleşmeyi “karbon free” binaya endekslemekle, binalarda doğal iklimlenme yapmakla bizi kandıramazsın… Kadın Dostu Kentler Aynı Zamanda İklim Dostu mu? Kadın Dostu Kent Nedir? • Kentin sunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi fırsatlardan kentte yaşayan herkesin eşit bir biçimde yararlanabileceği kent Genel çalışma alanları: Eğitim, Sağlık, İstihdam, Şiddetle Mücadele, Güvenlik, Karar Mekanizmalarına Katılım, Kentsel Hizmetler Çöpçü kadınlar kadın dostu kentin bir parçası mı? Çöp derken….. • Yoksulluk ve Geri Dönüşüm. Ankara'da, yaklaşık 6 bin kişi, ekmeğini bu alandan kazanıyor (2011 rakamları). • İki meslek var ki ‘Niye Yapıyorsun’denmez, ‘Nasıl Düştün’denir. Biri hayat kadınlığı, öteki çöp toplayıcılığı. • Çöp toplayıcıları yaptıkları işe “Çöpe düşmek” der. Çöpe düşmek, bir nevi “kötü yola düşmek”tir onlar için; ama aynı zamanda içinde oldukları bu kötü durum, ironik olarak kötü yola düşmemek için tutunulan son bir umuttur da. Neden Kadın Dostu Kent? Cinsiyete Duyarlı Kentsel Hizmet • • • Kent nüfusunun yarısını oluşturmalarına rağmen kadınlar, yerel karar alma süreçlerine tam ve eşit bir biçimde katılamamaktadırlar. Halbuki kadınlar seçilmiş ve atanmış yerel yöneticilerin planlama ve yönetim sürecinde danışmaları gereken doğal ortaklardır. Kadınların karar alma mekanizmalarında eşit temsil talebi; anayasal bir haktır, demokrasinin vazgeçilmez unsurdur. Şehir planlamaları, geleneksel olarak erkekler tarafından yapılmakta ve kadınların ihtiyaçları göz önünde bulundurulmamaktadır. Oysa konut, güvenlik, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi alanlarda alınan yerel kararlar, kadınları doğrudan etkilemekte hayatlarını kolaylaştırmakta veya zorlaştırmaktadır. Kadınlar yerel meclislerde temsil edilmedikleri için bu kararları etkileyememektedirler. Örneğin kentin planlanması ve organizasyonunda kadınların bir araya gelebilecekleri mekanlar, her mahalleye bir kreş, gündüz bakımevi hizmetleri vs. genelde önceliklendirilmez. İyi aydınlatılmamış sokaklar, uzak noktalara hizmet vermeyen belediye otobüsleri ve bu araçların güvenli olmayışı kadınların en temel haklarından biri olan seyahat özgürlüğünü kullanmasını engeller. Üstgeçitler ve yüksek kaldırımlar, kadınların bebek arabaları ile kentin sokaklarını kullanımını zorlaştırır. Kentlerin kültürel, spor ve dinlence olanaklarından da en az yararlanan gruplarından birini yine kadınlar oluşturmaktadır. Ayrıca, kadınların şiddete uğradıklarında sığınabilecekleri mekanlar, ilgililere ulaşabilecekleri acil destek hatları da yine kent yönetiminin yaptığı planlarda göz ardı etmemesi gereken unsurlardandır. Bu proje ile planlamasında, yönetiminde ve günlük yaşamında kadınların aktif bir biçimde rol aldığı kadın dostu kentler oluşturulmasına destek verilecektir. Kaynak: http://www.kadindostukentler.com/kdk.html Kadın Dostu Projeler • • • • • Kadın Dostu Kentler Projesi (UNDP, UNFPA, İsveç Kalkınma ve İşbirliği Ajansı/SİDA, İçişleri Bakanlığı) 2 Aşamalı bir Proje. 1. Aşaması (2006-2010, 2. Aşaması 2011 – 2013) Kentler: İzmir, Kars, Nevşehir, Şanlıurfa, Trabzon, Van, Bursa, Malatya, Samsun, Antalya, Gaziantep, Mardin Belediyeleri ve Valilikleri. Genel Hedef: Kadın STK’ları, taban örgütleri, ulusal ve yerel düzeydeki devlet kurumları ile yapılacak yerel görüşmelerin neticesinde, yerel yönetim planlama süreçlerine cinsiyet eşitliğinin dahil edilmesiyle, kadın dostu toplulukların oluşmasını zemin hazırlayan bir ortamın geliştirilmesi Amaç: Yerel yönetim planlama süreçlerine toplumsal cinsiyetin dâhil edilmesi için yerel yönetimlerin (Valilik ve belediyeler) kapasitesinin artırılması; Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın dostu hizmetlerin desteklenmesi için kadın STK’ların kapasitelerinin artırılması; Yerel yönetimler, taban örgütler ve yerel kadın STK’lar arasında karşılıklı iş birliğinin teşvik edilmesi Yerel Eşitlik Mekanizması kurulma çalışmaları – – – İl Kadın Hakları Koordinasyon Kurulu Belediye Meclisinde Eşitlik İhtisas Komisyonu İl Genel Meclisinde Eşitlik İhtisas Komisyonu Kadın Dostu Nusaybin TMMOB ŞPOK çalışmalarından… • "Kadının Kamusal Alanları” ve fiziki planlama bağı • Çağ Çağ Deresi yatağı çevresinde oluşturulacak ‘Kadının Kamusal Alanları’nın imar planına işlenmesi, alan içinde yer alabilecek fonksiyonların ve niteliklerin plan notu ile açıklanması Kadın Dostu Kentler Taahhütnameleri işe yarar mı? Kent Konseyi deneyimleri… “Vallahi Billahi; İllerimizde yerel paydaşların katılımıyla İl Kadın Hakları Koordinasyon Kurulu’nu oluşturmaya, Belediye ve İl Genel Meclislerimizde KadınErkek Eşitlik Komisyonu’nu kurmaya, Belediye ve Valiliklerimizde Kadın-Erkek Eşitlik Birimi kurmaya, Yerel Eşitlik Eylem Planı yazmaya söz veriyoruz” Not: 'Kadın Dostu Kent Taahhütnamesi’ imzalayanlar; Antalya, Bursa, Gaziantep, Malatya, Mardin ve Samsun illerinin Belediye ve Valilikleri. İklim Dostu Kent (1) ENERJİ Enerji verimli cihazların kullanılması, Akıllı şebeke yönetim sistemlerinin kurulması Isınma ve aydınlatmada, jeotermal enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynağı (YEK) kullanımının yaygınlaştırılması Toplu konut projelerine YEK üretiminin entegre edilmesi Kentlere ait sera gazı envanterlerinin hazırlanması Mevcut binalar, model binalar ile kıyaslanarak binalarda enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik hedefler belirlenmesi Çevre dostu teknolojilerin kullanılması Özellikle “yeşil binalar” konsepti hızla hayatımıza giriyor. Bu seneden itibaren bütün yeni konutlarda “enerji kimlik belgesi” uygulamasının yürürlüğe girmesi, sanayi işletmelerinde enerji verimliliği üzerine yapılması gereken çalışmaların yasal yükümlülük haline gelmesi ve yakın bir gelecekte karbon salınım raporlaması zorunluluğuna geçilecek olması tüm sektörleri ve hatta her bireyin yaşam tarzını doğrudan etkileyecek gelişmeler arasında yer alıyor. Buna yönelik olarak kimya, plastik, yalıtım, inşaat malzemeleri, makine ve teçhizatları üreten ve satışını yapan bütün firmalar bu süreçte başrol oyuncusu olarak öne çıkıyor. KENT İÇİ ULAŞTIRMA Elektrikli araçların yaygınlaştırılması ve dolum istasyonları kurulması Bisiklet ve yaya yollarını cazip kılacak düzenlemelerin yapılması Toplu taşımanın yaygınlaştırılması Düşük emisyonlu ve tasarruflu yakıt tüketimi olan araçların teşvik edilmesi Akıcı trafik düzeni, raylı sistem vb. toplu taşıma sistemlerinin kullanımının sağlanması, çevre yollarının yapılarak şehir içi trafiğinin azaltılması İklim Dostu Kent (2) EKOSİSTEM DOĞAL AFET DİRENCİ Kişi başına düşen yeşil alan miktarının arttırılması Geniş rekreasyon ve kent orman alanları oluşturulması Taşkın riskinin yüksek olmadığı derelerde kanallaştırmanın önlenmesi ve derelerin bitkisel öğelerle restorasyonunun sağlanması Aşırı hava olaylarına dayanıklı yapılar, Kuraklık durumunda suya erişim olanaklarının önceden planlanması, Isı yalıtımı, Sele karşı altyapının güçlendirilmesi vb. Kuraklık ve Taşkın Bilgi Sistemi kurulması Doğal afetler için izleme tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi İklim Dostu Kent (3) SU VE TOPRAK YÖNETİMİ ATIK YÖNETİMİ Ambalaj atıkları (kağıt, cam, metal, plastik vb.), organik atıklar ile tehlikeli atıkların (pil, batarya, akü, florasan lamba, kartuş, toner vb.) kaynağında ayrı toplanmasına yönelik altyapının oluşturulması Pil, akü, atık yağ, elektronik eşya, mobilya vb. atıkların maddesel veya enerji maksatlı geri kazanımının sağlanması İnşaat ve yıkıntı atıklarından metal, plastik, ahşap, cam vb. materyalin ayrıştırılarak geri kazanımının sağlanması Beton blokların kırma öğütme makinalarında işlenerek tekrar inşaat malzemesi ve dolgu malzemesi olarak değerlendirilmesi Tehlikeli atıkların ayrı toplanarak lisanslı tesislerde bertaraf edilmesi Asfalt atıklarının yeni yollarda ve köy yollarında kullanılması Organik atıklardan fermantasyon ile biyogaz elde edilerek elektrik enerjisi üretilmesi ve kalan artıktan gübre üretilmesi Arıtma çamurlarının ve geri dönüşümü ekonomik olmayan ancak kalorifik değeri yüksek atıkların yakıt olarak değerlendirmesi Bitkisel atık yağların biyodizel olarak değerlendirilmesi ve belediyenin toplu taşıma araçlarında ek akaryakıt olarak kullanılması ve jeneratörlerde direkt olarak elektrik enerjisine dönüştürülmesi Hayvansal atıkların gübre olarak kullanılması ve biyogazdan elektrik enerjisi elde edilmesi Ömrünü tamamlamış lastiklerin çocuk parkı, koşu pisti, halı saha gibi yerlerde kullanılması ve çimento gibi sektörlerde ek yakıt olarak değerlendirilmesi Kentsel altyapının güçlendirilmesi Dünya standartlarına uygun içme suyu kalitesinin sağlanması Fiziki su kayıp ve kaçaklarının azaltılması Tam maliyet esaslı su ve atık su tarifelerinin uygulanması Atık suyun toplanması ve arıtılması Arıtma çamurlarının uygun bertarafının sağlanması Vahşi depolama yerine düzenli katı atık depolama tesislerine geçilmesi Kanalizasyon ve yağmur suyu toplama sistemlerinin ayrılması ve Yağmur suyu geri kazanım sistemlerini içeren yapılaşmanın özendirilmesi İçme suyu arıtma tesislerinin verimli hale getirilmesi İklim Dostu Kent (4) HAVA YÖNETİMİ Özellikle rüzgar yönü göz önünde bulundurularak yerleşim ve sanayi alanlarının belirlenmesi Organize Sanayi Bölgeleri ve sanayi tesisleri yer seçiminde yerleşim alanlarının hava kirliliğinden etkilenme durumunun dikkate alınması Yerleşim alanı ile sanayi alanı arasında yeşil kuşakların oluşturulması Kaliteli kömür kullanımı ve doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması Yalıtım tedbirleri alınarak ısı verimliliğinin sağlanması Binaların hava akımlarını kesmeyecek yükseklik ve biçimde yapılması Çevre Düzeni Planları, Nazım İmar Planları ve Uygulama İmar Planlarının hazırlanması aşamasında şehirlerde akustik planlamanın yapılması ve yapıların mimari projelerinde yalıtım tedbirlerinin alınması Büyük kentlerde hava kirliliğinin ve gürültünün azaltılması amacıyla “trafik sıkışıklığı vergisi”nin oluşturulması Şehirlerin gürültü haritalarının oluşturulması ve hassas alanların belirlenmesi DENİZ VE KIYI YÖNETİMİ Turizm kentlerinde yerleşmelerin, verimli tarım alanları dışına ve kıyı kanununa uygun biçimde planlanması, Deniz ekosistemi ve ekoparkların oluşturulması, Liman kentlerde denizcilik faaliyetlerinin etkilerini azaltmak için doğal marinalar oluşturulması, yenilenebilir enerji kullanılması İklim Dostu Kente “Hak” Temelinde Yaklaşmak… • İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik (Kasım 2003) • Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden bir temsilci ile İnsan Hakları Danışma Kurulunun üyesi (2001 değişiklik Kasım 2003) • İnsan Hakkı, Çevre Hakkı (sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı) Doğa Hakkı (Manzaranın kendi hakkı)… Kadınlar kentlerde hangi alanlarda nerede devreye girebilirler (en genel ) • Kentin karbon bütçesi (enerji tasarrufu ve verimliliği bina seçimi) • Su tasarrufu • Yeşil alan sistemi talepleri • Kır geleneklerinin kentte devamı …Karbon Ayak İzi, Su Ayak İzi, Ekolojik Ayak İzi, Gıda Ayak İzi… KIR, KADIN, İKLİM Temel Tespitler • • • • (1) “Çiftçi” deyince ne cins: “erkek” cins. Gerek üretici ve tüketici, gerekse eğitici ve ailelerinin bakımından sorumlu kişiler olarak başta kadınlar olmak üzere, kırsal kesimde yaşayanlar hem çalışma koşulları hem de yaşam koşulları gereği doğa ile sürekli etkileşim halindedir (doğal kaynaklara bağımlılık). Doğal kaynakların birincil kullanıcıları olmaları sebebiyle, doğal kaynaklar üzerindeki herhangi bir tehdit (kaynakların ve tarımsal verimliliğin azalması) kadınların yükünü arttırır. Suyun ve toprağın planlama ve yönetim süreçlerinde yer almazlar. Ama…kırsalda kadınlar, toprak ve su koruma çalışmaları için ücretsiz işçiliğe katkıda bulunurlar. Temel Tespitler (2) • • • • • • • • • • Tarım ve kırsa kalkınma politikalarında iklim değişikliği, kadın istihdamı ile ilişkilendirilmelidir (Kırdaki kadın büyük ölçüde ücretsiz aile işçisi ya da yevmiyeli sigortasız geçici mevsimlik işçi) Kırsal kesimde kadın emeği bilgi ve teknoloji gerektirmeyen vasıfsız işgücü Resmi olmayan işgücü Sosyal güvenlikten yoksun Kayıt dışı tarımda çalışan % 50 nüfus Tarım uygulamalarıyla ilgili verilen eğitimlere önder ve örnek kadın çiftçilerin de dahil edilmeleri Mevcut yasal düzenlemelerin gereği (Türkiye’deki kadın çiftçilerin dalma sulama uygulamalarında diğer çiftçiler gibi teminat göstermeleri gerekmektedir. Ancak, teminat gösteremeyen kadın çiftçiler, tarım sigortası teşviklerinden yararlanamamakta veya faizsiz kredi desteği alamamaktadır). Orman köylerindeki kadınların arıcılık, kırsal turizm, el sanatları vb. konularda eğitilerek gelir getirici faaliyetlerin desteklenmesi Sulama birlikleri içerisinde kadın çiftçilerin de yer almasının özendirilmesi lazım. Kadınlar, kırsalda iklimle mücadelede, zorlukları aşmada son derece önem taşıyan kaynak ve bilgiye erişim hakkından yoksundur. Kadın tohumculukta etkili çiftçi • İklim değişikliği beslenme rejimini de değiştiriyor. (Yabani meyve, tohum ve köklerin yenilmesi gibi değişimler) • 5553 – Tohumculuk Kanunu: Yerli tohum üreticilerine getirilen sertifikasyon uygulaması, tohum türlerini kısıtlayarak iklim değişikliğine karşı esnekliği azaltabilir. Kadın hayvancılıkta etkili çiftçi… Projelerden… • Hayvansal üretimde yoğun emek ve temel faaliyetlerin sorumlusu olan kadın ve genç kızların hedef kitle içinde yer almaları ve toplumsal rol ve statülerinin geliştirilmesi sağlandı. • Seyhan Nehri Havzası’ndaki Yoksul Çiftçiler ve Kadınlara Yönelik “Süt Üretimi Amaçlı Saanen Süt Keçisi Yetiştiriciliği” ve iklim değişikliği bağı kuruldu (Hayvancılıkda sera gazı azaltım ve meraların yok olması – etkilere uyum). • • Neler yapıldı… Haydi Kızlar Fotoğraf Çekelim (2010): Türkiye’de küresel iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyet ve gençlik bağlarına vurgu yapan çalışmaların en iyi örneklerinden biri Haydi Kızlar Fotograf Çekelim Projesi ve sergilerdir. Projenin başlığı, Türkiye’de kızların okullaşma oranını artırmayı hedefleyen ve kamuoyu tarafından çok ilgi gören Haydi Kızlar Okula Projesine de gönderme yapmaktadır. Proje çerçevesinde Seyhan Havzası’nda ilköğretim öğrencisi kız çocuklarının Kadın Çiftçilerin Rolü: Kadın ve Doğal kaynakları: – – – – – – • • • • • Su kaynakları ve kullanımı Toprak kullanımı Orman, çayır ve mera kullanımı Yerüstü ve yeraltı doğal kaynakları ve kullanımı Alternatif geçim kaynakları Gen kaynakları ve sürdürülebilir kullanımı. Kadın Çiftçilerin Eğitimi İşbirliği Protokolü: Kadın çiftçilerin eğitiminin ülke çapında yaygınlaşması amacıyla, Mayıs 2012’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ile üçlü bir protokol imzalanmıştır. 14.05.2012, Ankara (Dünya Çiftçiler Günü). Kadın Çiftçiler Yarışıyor: Kadınlar İklim Değişikliğiyle Mücadele Ediyor (2012): GEF/SGP tarafından 5.Uygulama Döneminde onaylanan projelerden “Kadınlar İklim Değişikliğiyle Mücadele Ediyor” Projesinin temel amacı; Ankara’nın sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir bölgesi olan Mamak ilçesinde yaşayan insanların hanelerinde enerji tasarrufu yapmaları sayesinde, hem giderlerinin hem de CO2 emisyonunun azaltılması olarak belirlenmiştir. Ankara’da Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı tarafından yürütülen çalışmanın somut çıktıları; 400 hanede, hane başına yıllık 1000TL’ye kadar gider azalması, 1200 bireyde konuya dair aktif farkındalık oluşması ve bölgede CO2 emisyonunun en az 180 ton azaltılması olarak sıralanmaktadır. Seyhan Nehri Havzası’ndaki Yoksul Çiftçiler ve Kadınlara Yönelik “Süt Üretimi Amaçlı Saanen Süt Keçisi Yetiştiriciliği” İç Anadolu Kuraklıkla Mücadele ve Ekolojik Yaşam DerneğiYoksul çiftçi ve kadınlar Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi (2008-2012) Küre Dağları - Geleneksel Kültürün Korunması ve Kadın Emeğinin Değerlendirilmesi Projesi Kırda Farkındamıyız? • Türkiye genelinde “iklim değişikliği konusunda fikrim yok” diyen kadınların oranı (%16,5) erkeklerin oranından (%9,4) daha fazladır. Bu oran kırda daha fazla iken (yaklaşık iki kat) kentte azalmaktadır (yaklaşık 1,7 kat) - Kaynak: 2. Ulusal Bildirim, “İklim Değişikliğinin Farkında mıyız?” Araştırma, 2012. • “İkizdere’de bugün 19 kadın hamile sadece. İkizdere’nin nüfusu artmayacak, sit alanına çevirirlerse hiç artmayacak. 2019 yılında 9 yeni öğrenci gelecek, bu ilçe 2030 yılında yok olacak.” (Özkan Sarıkaya, İkizdere İlçe Milli Eğitim Müdürü, Şubat 2012) Tarımın Sultanları… Sultan projesinden… • Tarım, hayvancılık (süt inekçiliği vb.), ev ekonomisi konularında bilgilendirilecek olan kadınların bu projeyle sosyal yönlerinin geliştirilmesi ve aile bütçesine katkılarının arttırılması amaçlanıyor. • Proje kapsamında kadın çiftçilere yönelik, sığırcılık, tavuk eti ve yumurtanın önemi, koyun ve kümes hayvancılığı, beslenme, gıda üretimi ve muhafazası gibi konularda eğitim verilecek. Ayrıca yaş meyve ve sebze muhafazası, bağcılık, gübre ve gübreleme, sebzecilik, meyvecilik, tarla bitkileri, zirai mücadele, organik tarım, örtü altı üretim, sulama, süs bitkileri, turunçgil yetiştiriciliği, zeytin yetiştiriciliği, çayır ve mera konularında da eğitim programları düzenlenecek. Kırsal Alanda Kadının Güçlendirilmesi Ulusal Eylem Planı (2012-2016) “Kadının kırsal alanda cinsiyete dayalı işbölümü sonucu ev içi ve ev dışında yerine getirdiği birçok iş doğayla ilgilidir. Doğal dengenin bozulması, biyolojik çeşitliliğin azalması, iklim değişikliği, enerji kaynaklarının azalması kırsal alandaki kadını doğrudan etkilemektedir.” Amaç… “Kırsalda etkin doğal kaynak yönetimi bilincini geliştirmek”. Hedef… Sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyüme hedefleri doğrultusunda kırsalda yaşayan kadınlara yönelik çevre/su sektöründe faaliyet gösteren işkollarında istihdamının arttırılması için çalışmaların yürütülmesi (OSB, ÇŞB, GTHB, Belediyeler, İŞKUR, Özel Sektör, STK lar) Eylemler… – Yerel Çevre Kadın Derneklerinin kurulması ve var olan derneklerin bu sürece dahil edilmesi için çalışmalar yürütülmesi – Yeşil büyüme ile çevre/su sektörüne yönelik kırsaldaki kadınlara eğitim verilmesi – Yeşil büyüme ile ilgili özel sektörün özendirilmesi – Kırsalda yaşayan kadınların özel sektör tarafından istihdamının takibinin sağlanması. Kırsal – Kadın Stratejisi Süreçlerinde Tespitler… • • • Kadın kooperatiflerine öncelik vermek son 10 yılda 29 dan 43 kadın koop. olmuş. 50.000 kadın çiftçi kooperatifçilik eğitimi almış. Kırsal alanda kadının üstlendiği en önemli rol tarımsal üretim. Türkiye’nin sosyal güvenlik kapsamında olmayan vatandaşların en yoğun olduğu sektör tarım sektörü.kırsal alanda istihdam edile kadınların tamamına yakını bu sektörde ve hemen hemen tamamı sosyal güvencesiz. • Kırsaldaki kadın doğal kaynak kullanımında daha duyarlı. • Kırsal alanda kadının farklılaşan ihtiyaçları var. Güncel İşbirlikleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı & Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadın Çiftçiler Eğitim Protokolü (2012) Kır - Kadın • Kırdaki kadını uyandırmak; önce temel ihtiyacın olanı üret, sonra sat. Köydeki kadın domatesini marketten alıyorsa, burada bir çarpıklık var. • Küçük kadın çiftçi tarımda 2 alanda etkin: 1 – Hayvancılık; 2 – Tohumculuk • “Başbakanının Kadın İstihdamı Genelgesi” var kurumlara, kurumların haberi yok (Mayıs 2010) yaşasın… • Sayın Başbakan Genelgelerin bir işe yaramıyor – yetkini ayak altı ettiler, çok ayıp . Söze ne gerek… Ho ho dev adam… 112 dev adam… • 26 baraj, 2 gölet, 30 sulama tesisi, 26 HES, 9 Şehir İçme Suyu Tesisi, 4 Taşkın Koruma Tesisi, Antalya Uluslararası Yangın Eğitim Merkezi, orman içi dinlenme yerleri, orman yolları, meteoroloji istasyonları ve radarları, milli parklar…lar…lar… Kaynak: “YeşilMavi”, Teknik Bülten, Sayı 2012/6, OSB KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ ROLÜ Çözüme Yaklaşmak Çözüme yaklaşmak... Doğa ile insan arasında kurulan bağda, toplumsal cinsiyet eşitliği değerlerini yükselten bir ortaklık etiğinin geliştirilmesi Ne kadar Farkındayız? • Türkiye genelinde “iklim değişikliği konusunda fikrim yok” diyen kadınların oranı (%16,5) erkeklerin oranından (%9,4) daha fazladır. Bu oran kırda daha fazla iken (yaklaşık iki kat) kentte azalmaktadır (yaklaşık 1,7 kat). • İklim değişikliği ile ilgili bilgi düzeyi erkeklerde daha yüksek olmasına rağmen, iklim değişikliği hakkında bilgi sahibi olan kişiler arasında karşılaştırma yapıldığında, kentte yaşayan kadının eylem düzeyinin erkeklerden daha yüksek olduğu tespitler arasındadır. Kaynak: 2. Ulusal Bildirim, “İklim Değişikliğinin Farkında mıyız?” Araştırması, 2012. 2 Açıdan Farkında Olmalıyız 1. İnsan kaynaklı iklim değişikliği algısı İklim insan nedeniyle hızla değişiyor farkında mıyız? 2. Yaptığımız bir çok iş, emek iklim değişikliği ile mücadele ile ilgili farkında mıyız? Farkındalık EN TEMEL TESPİT İklim değişikliği ile günlük yaşam alışkanlıkları/geçim kaynakları arasında bağlantı kurulamıyor Yardımcı Çabalar… • Uluslararası kaynaklar artmaya başladı (AB, UN) • Çevre ve Orman Şurası, 2005: orman köylü kadınların yapıcı ve üretken rollerini ön plana çıkarmak eğitimleri; okul öncesi eğitimci kadınların mümkün olan en üst düzeyde eğitim programlarına katılmaları • TMMOB Kadın Kurultaylarında kadın, meslek, üretim tartışıyor. TMMOB Kadın Mühendis, Mimar ve Şehir Plancı Kurultayı yapacak; amaç TMMOB de kadın örgütlülüğünü güçlendirmek, - bölgesel çalıştaylar yapıyorlar. • Yerel Politika ve Karar Alma Süreçlerine Kadının Katılımı UNDP Projesi-Kadın Koalisyonu, YG21 ve kadın meclisleri ortak (Adana, Trabzon, İzmir, Eskişehir ve Şanlı Urfa da yapıldı 2008-2009), kadın siyaseti odaklı idi ama yerel yönetim işleyişi ve yaşam kalitesi nihai hedef olması açısından önemli. • Mikro finans projelerinde kadınlar – daha çok yoksulluk odaklı • Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü tarafından 2005 -2007 yılları arasında yürütülen “Türkiye`de Kırsal Alanda Toplumsal Cinsiyetin Gıda Güvenliği Konusundaki Bilgi Düzeyi, Tutumu ve Rolünün Belirlenmesi Projesi” TÜBİTAK (TÜBİTAK 1001 SOBAG) destekli bir çalışma oldu - TEDGEM Kırsal Alanda Kadın Çalıştayları • UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Toplumsal Cinsiyet İhtisas Komitesi’ - İD ve Kadın Konferansı. • Bazı siyasi partilerin programına girdi Yardımcı Çabalar… Kadın mı Erkek mi Daha Farkında? • • • • • • • İklim değişikliğinin nedenleri ile ilgili daha fazla fikir sahibi oldukları görülen erkeklerin, iklim değişikliği ile ilgili olarak algı, farkındalık, bilgi ve eylem düzeylerinin kadınlara göre daha yüksek olduğu değerlendirilmiştir. Kadın ve erkeklerin bilgiye erişim kaynakları da farklılık göstermekte olup, erkeklerde bilgi kaynağı olarak üniversiteler ve bilim adamları, öğretmenler ve din görevlileri ilk sıraları alırken, kadınlarda ise görsel medya reklamlarından bilgi alma sıklığı daha yüksek. Hem kadınların hem de erkeklerin bilgiye erişimde kullandığı birincil kaynak televizyon programları iken kadınlar program türü ve kaynak çeşitliliği bakımından televizyondan daha fazla yararlanmaktadır. Gençlerde (her iki cins birlikte) iklim değişikliği, azaltım ve uyum konularında bilgi düzeyi daha fazla olmakla birlikte, iklim değişikliğinin etkilerine yönelik kadınlardaki farkındalık, orta yaş düzeyinde artmaktadır. Kadınların %70’inden fazlası iklim değişikliği ile mücadele konusunda okullarda eğitim verilmesi gerektiğini düşünürken, bu oran 15-19 yaş döneminde, %79,6’ya kadar çıkmaktadır. Ödemeye isteklilik açısından cinsiyete göre anlamlı farklar bulunmamaktadır. Türkiye genelinde iklim değişikliği ile ilgili bilgi, algı ve farkındalık düzeyleri arttıkça iklim değişikliğine ilişkin olarak yaklaşım düzeyi, eylem düzeyi ve ödemeye isteklilik konularında artış var. Buna paralel olarak, kadınlarda da eğitim düzeyi arttıkça iklim değişikliği, etkileri ve uyum konularındaki ilgi bilgi ve farkındalık düzeyi artmakta ve eylem düzeyinde de artış olmaktadır. İklim değişikliği konusunda kadınlara yönelik farkındalık artırma ve bilgilendirme çalışmalarına ivedilikle ihtiyaç var. Bu doğrultuda; çalışmaların sistemli olarak arttırılması durumunda, kadınların sera gazlarını azaltım ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum konularındaki eylem düzeylerinde artış yaratacağı da görülmektedir. Kaynak: 2. Ulusal Bildirim, “İklim Değişikliğinin Farkında mıyız?” Araştırma, 2012. Yardımcı Çabalar… ÇŞB 2012 Projeleri: • Belediye Düzeyinde Düşük Emisyon Projelerinin Geliştirilmesi • İklim Değişikliğine Uyumlu Esnek Kentlerin Yaygınlaştırılması Projesi • İklim Değişikliğinin Etkileri ve İklim Değişimine Uyum Konusunda Farkındalığın Geliştirilmesi Projesi Yemek pişirmeyi bize sen mi öğreteceksin? • ÇŞB Genel Müdürü - “İklim Değişikliğine Karşı Vatandaş Çağrı”da bulunmuş Kadınlara daha az sıcak su kullanın, yemek pişirirken, su kaynatırken tencerenizin kapağını kapalı tutun, evininiz sıcaklığını dışarıya kaçırmayın demiş, donmuş gıda kullanmayın taze gıda tüketin demiş. sıvı sabun, kolonya kutularını yeniden doldurup/doldurtup kullanın demiş. • Erkeklere de mümkün olduğunca bisiklete binin demiş. Conta Hareketi: Genç Annelerin Kampanyası Kadın- İklim Uyum Projesi, WWF Türkiye, 2008 • • • • • • • Amaç: 16 büyükşehirdeki su şebekelerinde meydana gelen yüzde 43,8 oranındaki su kaybının önlenmesi Genç anneleri; hem kendiniz, hem çocuklarınız için küresel iklim değişikliği için mücadele edin. Türkiye'deki belediyeler tesisatların gözden geçirilmesine batı ülkelerinin ayırdığının 5'te biri oranında kaynak aktarıyor. Su sızıntılarını önlemek hem su, hem de para tasarrufu demek (belediye ve vatandaş için) Sızıntı halinde fazladan harcanan su miktarı ayda 15-650 ton arasında değişiyor. Faturayı ise her ay 33 ile 2 bin 500 YTL arasında artırabiliyor. Tamir ettirilmeyen musluk ya da rezervuarlardan damla şeklinde akan su bir ayda 5 ton su kaybına neden oluyor. 5 ton suyun tüketiciye maliyeti yaklaşık 10 YTL“. Rezervuar ve musluklardan 0,5 milimetre çapında yani "bir topluiğne kalınlığında" sürekli akan su, günde yaklaşık yarım ton, ayda ise 15 ton fazladan su harcanmasına neden oluyor. "1,5 milimetre kalınlığındaki sızıntı aylık 79 ton, 2 milimetrelik sızıntı ayda 136 ton suyun boşa gitmesi anlamına geliyor. Genellikle imalatta su kullanılan iş yerlerinde daha çok görülen 4 milimetre kalınlığındaki su kaçağı abonenin su saatine 650 ton olarak yansırken, iş yerlerine farklı fiyat tarifesi uygulandığı göz önüne alındığında, fazla suyun faturaya yansıması 2 bin 500 YTL'yi bulabiliyor.“ Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk'ün çalışmasına göre, Gelişmiş ülkelerde sistemdeki su kaybı % 8-20 arasında .Türkiye’de Sisteme yılda 6 milyar ton su verildiğini, bunun yaklaşık 3 milyar tonu fire . 3 milyarlık bu kısımdan çok önemli bir tasarruf sağlanabilir. Su kaybını %20'ye indirebilirsek 4,8 milyar ton suyu tüketicinin kullanımına sunma imkanı var. Hanım Hanımcık Enerji First Lady Buyruğu • • • • • • • • • • “Enerji Hanım Kampanyası”nı başlatıyorum (Arallık 2012) Ailede bilinçli tüketim anneye yani hanım kardeşlerimize sorumluluğu düşüyor Yaşam felsefesini hanımlar değiştirecek Enerji tasarruf, elektrikli aletlerin bilinçli kullanımı ''Enerji Hanım'‘ ile yılda 4 milyar liralık tasarrufu sağlayacak. First Lady – Fatma Şahin – Taner Yldız elele tutuştular Ev kadını ve anne isen pek güzel. Ev içi yaşama yönlendirilen kentli kadın “Aktif Vatandaş”sın ama genç kız, boşanmış, dul isen bu kampanyada yerin yok. Kamu Spotu da var, tıpkı kentsel dönüşüm spotu gibi kamu spotunu yayınla oyu kap. Anneler ve Çocukları • KÜÇÜK ÇOCUK DA DİRENİŞTE: Küçük çocuk narenciye bahçelerinin yanı başındaki evlerinin bahçesinde, geleceğine sahip çıkmaya çalışıyor. Erzin’de, narenciye okyanusunda, 367 kilometre karelik bir alana 7 tane termik santral yapılmak isteniyor ki bu narenciyenin de, geniş kumsallarıyla Burnaz sahillerinin de, Türkiye’nin en büyük biyo çeşitliliğinin bulunduğu Amanos Dağlarının da, küçük çocuğunun da geleceğinin kararması demek… • HAVA KURŞUN GİBİ AĞIR: On binlerce insanın yaşadığı İzmir Gaziemir’de bulunan terk edilmiş bir kurşun fabrikası bahçesinde, astronot giysili kişiler ölçüm yapıyorlar. Senelerce çocukların oyun alanı olan fabrikada bulunduğu ortaya çıkan nükleer atıklardaki radyasyonu ölçmeye çalışıyorlar. Türkiye’ye girişi yasak olan nükleer yakıt çubuğu buraya nasıl gelmişti? 2007 yılından bu yana atıkları bilen Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) neden önlem almamıştı. Bu nükleer atıkları hangi ülke göndermişti? Bu ve daha sorulacak onlarca soru hala yanıt bekliyor. Kaynak: Evrensel Gazetesi. Tüketim Kalıplarını Değiştirmeyi Kadınlar Zorlamalı • Enerji santrallerini daha az karbon üretenlerle değiştirmeniz tüketiciyi rahatsız etmez, onların ilgilendiği ihtiyaç duydukları elektriğe kavuşup kavuşmamaktır. • Dikte edilen otomobil kültürünü reddetmek zor; otomobile, uçağa alıştırılan tüketiciye trene veya bisiklete bin dediğinizde ise buna direnebilir; alışamayabilir. • Ne kadar lüks konut istiyoruz • ABD'nin Kyoto konusundaki en büyük tereddütü, emisyonları azaltmak için alınacak tedbirlerin aslında hızlı tüketime dayalı yaşam biçimini değiştirmeye zorlayacak olması. İleriye Dönük Düşünceler… • • • • • • • • • • • İD&Toplumsal Cinsiyet: Temel bir bağ tabiiki var, ancak mevcut birikimler konuyu kadınların siyasete katılım gibi bir darlığa itiyor Bilgi ve bilinç düzeyinin artırılması (toplumsal cinsiyet, çevre, iklim) Kadın ve erkeğin kalkınma ekonomisindeki tek tek ve ortak rollerinin değerlendirilmesi (İD azaltım politikalarında erkeğin rolü (enerji tasarrufu, trafik emisyonları vb.), cinslerin karbon ayakizi) Farkındalık yaratılacak hedef kitle kadınların tespiti (kadın çiftçi, ev kadınları, vb.) Türkiye’de kaç kadın STK, çevre konusunu politikalarına entegre ediyor? Türkiye’de kaç çevre STK’sı, kadın konusunu entegre ediyor? İhtisas alanı özelinde, kadın STK’lar, sivil oluşumlar kurmak/çoğaltmak Kadının Su Yönetimindeki Yeri Platformu gibi (bu ayrıntıda kamunun gündemine girerse işe yarar) İklim Değişikliği ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Derneği desek, böyle genel dernekler artık zayıf kalıyor Plancı Kadınlar ve İklim Değişikliği Bağı güçlenmeli. “İklim Sosyetesi”nin kadınları “Neden çocuklarımın geleceği ile kumar oynuyorsun” gibi kampanyalar Dikmen Vadisinin Kadınları - Barınma Hakkı Direniş Modelleri İleriye Dönük Düşünceler… • • • • • • • Kadın sorunlarını, toplumsal cinsiyet politikalarını iyileştirmek çözüm değil sürdürülebilir kalkınma ve çevre alanındaki çabalara nüfusun ½ sini koymak mesele. Mesele Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği politikaların değil, toplumun tüm kesiminin sürdürülebilir kalkınma faaliyetlerine katılımdaki eksikliğine bakmak gerektiği Çünkü bu farkındalık toplumu topyekün harekete geçirme “üretim” ve “tüketim” politikaları ile doğrudan ilgili ve iklim değişikliğine uyumla da. Kalkınma projeleri yazılmadan (Batının dayattığı tek tip kalkınma projeleri ile olmaz), uygulanmadan önce uygulama bölgesinin özel şartları, bu bölgede kadının geleneksel rolleri, ve SK üzerinde-çevre üzerine yaratacağı değişim araştırılmalı –burada üretim esas Kurumlarda farkındalık yaratmak ve kapasite geliştirmek (GTHB - Kadın Çiftçiler Dairesi vardı…) İklim değişikliği veri/bilgi ağına kadın oluşumları dahil etmek Yavaş Yeşil, Yeşil Yavaş, İklim Hızlı, Kadın Hızlı… (Yavaş Şehirler: Seferihisar, Gökçeada, Taraklı, Akyaka ve Yenipazar “aheste şehir”. Yavaş Şehir 50.000 max. Bizim sorunumuz iklimde büyük kentlerde). Kadın ve teknoloji bağı çevre/iklim dostu mu? • Kadınlar ve Cep Telefonları: Küresel Bir Fırsat! • “Teknolojide Kadın Hareketi”nde (Türkiye Vodafone Vakfı + Kadın Girişimcileri Derneği/KAGİDER) + Türkiye Bilişim Vakfı/TBV 2012) amaç; Türkiye'de de kadınları iletişim teknolojilerinin sunduğu imkanlarla tanıştırarak, ekonomiye katılımlarına yönelik fırsat eşitliği yaratmayı, sosyo-ekonomik durumlarını iyileştirmeyi ve girişimciliklerini geliştirmek • "Ekonomiye Kadın Gücü” dar gelirli kadınları ekonomiye kazandırma seferberliği (Turkcell + Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) + Türkiye Grameen Mikrofinans Programı -2012). Dar gelirli kadınlara (Türkiye’de 7 milyon kadın dar gelirli – 5 kadından biri) borç verilebilecek veya bağış yapılabilecek. Seferberlik, 4 yılda 100 bin kadını ekonomiye kazandırmayı hedefliyor. • Bu projeler mi? yoksa sera tarımı yapan bir kadına solar enerji projesi desteği mi? Yeşil Yakalı Kadın Olmaz mı? Kadın, ‘Yeşil’ Ekonomiye Yaratacak Katma Değerin Farkında mı? Beyaz Yakalılar, Mavi Yakalılar, Yeşil Yakalılar • Kadınların işgücüne katılımı Türkiye’de %29.8, AB ülkelerinde ortalama %60 (TÜİK 2011) • Kadınların işgücüne katılımını bu kadar mı anlıyoruz? Çankaya Kent Konseyi kadın Meclisi 2 yıldır “El Emeği Pazarı” yapıyormuş, bu kadınlar hep Kermes mi düzenleyecek? • Türkiye’de tarım sektöründe yaklaşık %67 kadın işçi var. • Kadın tarım işçilerinin yaklaşık %55’i okuma yazma bilmiyor. • Kadınlar dikiş, nakış, el emeği ile eve gelir getirip, refah düzeyini arttırıyor. Ama; • Görünmez Kırsal Kadın Emeği - Tarım’da çalışan kadının yaklaşık %87’si ücretsiz aile işçisi. • Tarım dünyada da giderek feminize oluyor. • Toprak ya da sermaye sahipliliği olmadığı için kredi alamıyor – ÇOK ÖNEMLİ • BB Yasası kırsal yaşamı şehir sınırlarına alıyor ve tarım ekonomisini geri plana alıyor – tarım emekçisi kadının durumu “Kentsel Dönüşüm” “Kadın”lara Yönelik Bir “Şiddet”tir Çünkü; “özel veya toplumsal hayatta kadına fiziksel, cinsel ve psikolojik olarak zarar veren, inciten, maddi ve manevi özgürlüğünü kısıtlayan her türlü davranış kadına şiddet olarak adlandırılır ve kadınları şiddete karşı korumanın en önemli yolu eğitimdir” Psikolog Ceyda Dülgar http://www.habermonitor.com, 7 Ocak 2013. Eğlenceli Araştırmalar… • • • • • • FERRARİ’Lİ ERKEKLER Genç kızlar, Ferrari’lerin bir erkeği seksi yapmadığını farketmeye, Ferrari’lerin içindeki genç yakışıklılara hayran olmamaya başlayarak, iklim değişikliği ile mücadele edebilirler (Birleşik Krallık, Professor Sir David King, Bilim İnsanı, 2007 Araştırması). Hey yakışıklı; niye Ferrari alıyorsun? Ucuz olduğu ya da düşük CO2 emisyonu saldığı için mi? Erkekler Ferrari’ler oldukları için, genç kızlara “seksi”yiz mesajını verdiklerini düşünüyorlar. İşte bu “kültür değişikliği” ihtiyacının ele alınmasına dair bir konu. YEŞİL DÜĞÜNLER İngiltere’de yapılan düğünlerin ortalama karbondioksit miktarı ise 14.5 ton. Yeşil Düğün isteyin kızlarrrrrrrrr… Kadının Rengi Niye Mor “Tanrının yarattığı ilk kadın olarak bilinen Havva aslında ilk değildir. yeryüzüne adem’e eş olması için gönderilen kadın “Lilith”dir…Lilith,Âdem’in onun üzerinde baskı ve üstünlük kurma çabalarına karşı direnerek tanrıya baş kaldırmıştır. Lilith kadının erkek egemenliğine karşı mücadelesinde bir simgedir ve bu kadının bedeninin mor yaratıldığı söylenir. Lilith’in bedeninin rengi kadın mücadelesine simge olmuştur. Bu yüzden mor renk kadın için başkaldırıyı simgeler…” Mor Alarm Sıcaklar meteoroloji uzmanlarını yeni renkler bulmaya zorluyor Avustralya’daki sıcak hava dalgası o kadar yoğunlaştı ki meteorologlar sıcaklık değer skalalarını yeniden düzenlemek zorunda kaldılar. Dünyada ilk kez yapılan yeni düzenleme skalanın üst sınırına 4 yeni derece ve 2 yeni renk daha ekliyor. 50 derece üzerindeki sıcaklıklar için 4 santigrat derece daha eklenirken; 50 ila 54 derece arasındaki sıcaklıkları göstermek üzere pembe ve mor renkler interaktif haritalara dahil edildi. Kibar Hatırlatma Bu belgedeki herhangi bir bilgiyi kullanmanız halinde, “Dr. Nuran Talu, İklim Siyaseti ve Kadın Konferansı Sunumu, TMMOB Şehir Plancıları Odası, Kadın Komisyonu, 12 Ocak 2013, Ankara” referansını mutlaka veriniz. Sabrınız İçin Teşekkür Ederim [email protected]